Bu maddenin içeriğinin Türkçeleştirilmesi veya doğrultusunda düzeltilmesi gerekmektedir. Bu maddedeki yazım ve noktalama yanlışları ya da anlatım bozuklukları giderilmelidir. (Yabancı sözcükler yerine Türkçe karşılıklarının kullanılması, karakter hatalarının düzeltilmesi, dilbilgisi hatalarının düzeltilmesi vs.) Düzenleme yapıldıktan sonra bu şablon kaldırılmalıdır. |
Kutup ışıkları ya da kutup aurorası, Kuzey ve Güney kutup bölgelerinde gökyüzünde görülen, yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalardır. Kuzey enlemlerde bu etki aurora borealis veya kuzey ışıkları olarak adlandırılır. Güney enlemlerindeki aurora australis (güney kutup ışıkları) oluşumu da benzer özelliklere sahiptir; ancak Antarktika’da, Güney Amerika’da ve Avustralya’da daha yüksek enlemlerden görülebilir.
Bu ışımalar, genellikle geceleri gözlemlenir, ağırlıklı olarak iyonosferde meydana gelir. Bu olgu yaygın olarak 60 ve 72 derece kuzey ve güney enlemleri arasında görünür, bu da arktik ve antarktik kutup dairelerinin içine düşer.
Aurora borealis'in görünme olasılığı, kuzey manyetik kutbuna yaklaştıkça artar. Manyetik kutbun yakınlarında oluşan auroralar tam 90 derece; ancak uzaktan kuzey ufkunu yeşilimsi bir parlaklıkla, bazen de güneş alışılmamış bir yönden doğuyormuş gibi soluk bir kırmızıyla aydınlatırlar. Aurora borealis sıklıkla gündönümlerinde oluşur.
Auroralar bütün yeryüzünden ve diğer gezegenlerde de gözlemlenebilir. Daha uzun süreli karanlık ve manyetik alan dolayısıyla, kutuplara yakınlaştıkça daha çok görünür olurlar.
Terim
Aurora sözcüğü Roma Şafak Tanrıçası’nın adından gelmektedir. Boreas’da Yunancada kuzey rüzgârına Pierre Gassendi tarafından 1621'de verilen addır. Cree (kri) halkı bu ilginç olaya Ruhların Dansı adını vermişler. Avrupa'da Orta Çağlarda auroraların Tanrıdan işaretler olduğuna inanılırmış. (Wilfried Schröder, Das Phänomen des Polarlichts, Darmstadt 1984).
Auroraların mekanizması
Auroralar atmosferin üst katmanlarında, (80 km (50 mil) yükseklikten yukarısı), iyonize azot atomlarının elektron kazanması; ve uyarılmış (yüksek enerjili düzey) oksijen ve azot atomlarının temel enerji düzeyine dönmesi sonucu foton salınımı oluşmasıyla ortaya çıkar. Bunlar, solar rüzgâr partiküllerinin çarpışması ve yeryüzünün manyetik alan çizgileri boyunca hızlanmasıyla iyonize olmuşlardır. Bir ışık fotonunun emisyonu ya da başka bir atom ya da molekülle çarpışması sonucu yüksek enerji düzeyi düşer:
- oksijen emisyonları
- Yeşil ya da kahverengimsi kırmızı, yutulan enerjinin niceliğine bağlı olarak.
- nitrojen emisyonları
- Mavi ya da kırmızı. Mavi, eğer atom iyonize olduktan sonra yeniden elektron kazanırsa. Kırmızı, eğer yüksek enerji düzeyinden temel düzeye geri dönüyorsa.
Oksijenin temel düzeye geri dönmesi, pek alışılmış değildir. Yeşil ışık yayması bir saniyenin dörtte üçü, kırmızı ışık yayması iki dakikaya kadar bir süre alır. Başka bir atom ya da molekülle çarpışmalar yüksek enerjisini emecek ve emisyonu engelleyecektir. Atmosferin en üstünde hem yüksek oranda oksijen bulunur, hem de bu tür çarpışmalar o kadar seyrektir ki, oksijene kırmızı yaymak için süre kalır. Giderek atmosferden aşağıya indikçe, çarpışmalar sıklaşır, böylece kırmızı emisyon oluşmasına süre kalmaz ve sonunda yeşil ışık emisyonu da engellenir.
İşte, yüksekliğe bağlı olarak renklerin değişmesinin nedeni budur; yükseklerde oksijen kırmızısı ağır basarken, sonra oksijen yeşili ve sonunda çarpışmalar oksijenin herhangi bir şey yaymasını engellediğinde nitrojen mavi/kırmızısı egemen olur. Yeşil tüm auroraların en yaygınıdır, ardından pembe, (açık yeşil ve kırmızı karışımı), saf kırmızı izler, sarı (kırmızı ve yeşil karışımı) ve son olarak saf mavi.
Auroralar güneşten sürekli dışarıya doğru iyon akışı olan solar rüzgârlarla ilişkilendirilmektedir. Yeryüzünün manyetik alanı, çoğu kutuplara yol alan ve orada yeryüzüne doğru hızlanacak olan doğru bu partikülleri yakalar. Bu iyonlar ve atmosferik atomlar ve moleküller arasındaki çarpışmalar, kutup çevresinde büyük daireler şeklinde görünen aurora formunda enerji salınımına neden olurlar. Auroralar, koronal kütle enjeksiyonlarının, solar rüzgârın yoğunluğunu arttırdığı solar döngünün yoğun fazı sırasında, daha sık ve parlaktır.
Yapısı ve manyetizması
Genellikle aurora ya dağınık parıltı olarak ya da "perde" şeklinde doğu-batı doğrultusunda uzanmış bir halde görünür. Bazen, "durgun ark" (dinamik aurora) meydana gelir; aslında sürekli gelişir ve değişir. Her perde, her biri manyetik alan çizgilerinin doğrultusunda sıralanmış, paralel ışınlardan oluşur. Bu durum, yeryüzünün manyetik alanı tarafından auroranın biçimlendirildiği düşüncesini verir. Aslında, uydular elektronlara manyetik alan çizgileri ile yol çizerler. Yeryüzüne doğru yaklaştıkça elektronlar helezonik hareket eder. Perde yapısı biçimi "şeritli yapı" adı verilen dizilimle artırılır. Manyetik alan çizgileri ile yolu çizilen parlak aurora parçası dosdoğru gözlemcinin üstünde oluştuğunda, perspektif etki ile ve ışınların birbirinden uzaklaşmasıyla aurora bir "taç" olarak gözükebilir.
İlk defa Eski Yunan kaşif/coğrafyacı Piteas bu olayı gündeme getirdi ve Celsius 1741’de, ne zaman tam üstte aurora gözlemlendiğinde büyük bir manyetik akımın oluştuğunu, manyetik kontrolün kanıtı olarak tanımladı. Bu, büyük elektrik akımının aurora ışığının kaynaklandığı yere doğru aktığını, aurora ile birleştiğini gösterdi. 1908’de manyetik akımın aurora arkı boyunca, bu tür partikül hareketlerinin genellikle günışığından karanlığa doğru, doğu-batı doğrultusunda hareket ettiğini savundu. Bu yönlenmenin ismi daha sonra "aurorasal elektron hareketi" ismini aldı (ayrıca ).
29 Temmuz 1998’de, THEMIS sondaları ilk kez auroraya sebep olan manyetosferik fırtınanın başlangıcını görüntülemeyi başardı. Aya üçte bir uzaklığa yerleştirilen beş sondadan ikisi Aurorasal yoğunlaşma başlamadan 96 saniye önce düşüncesini kullanarak ölçüm yaptı. Angelopoulos "Verilerimiz ilk kez açıkça gösteriyor ki manyetik temas bu olayın tetikleyicisidir." dedi
(1860)’in ardından (1881)‘in katkılarıyla da auroranın çoğunlukla "aurorasal bölge"de görüldüğü saptandı. Aurorasal bölge yeryüzünün manyetik kutbunun çevresinde yaklaşık 2500 km çapında halka şeklinde bir bölgedir. Manyetik kutba 2000 km uzaklıkta olan coğrafi kutupta görünmesi neredeyse olanaksızdır. Auroranın anlık dağılımı ("aurorasal oval", 1963) biraz değişiktir. (3-5 derece manyetik kutbun karanlık tarafına doğru) Böylece aurorasal ark geceyarısı dolayında ekvatora en fazla yaklaşmış olur. Aurora en iyi bu zamanlarda görülebilir.
Güneş Rüzgârı ve Manyetosfer
Yeryüzü sürekli güneş rüzgârının etkisi altındadır. Güneş rüzgârı güneşin en son katmanındaki milyon dereceye ulaşan korona katmanından her yönde yayılan ve yoğun olmayan sıcak plazmadır. Plazma gaz haline serbest elektronlar ve pozitif iyonlardır. Güneş rüzgârı genellikle yeryüzüne 400 km/saniye hızında ulaşır, özgül kütlesi 5 iyon/cm³ ve manyetik alan yoğunluğu 2–5 nT (nanoteslas, yeryüzünün yüzey alanı kabaca 30.000–50.000 nT arasındadır). Bunlar dolaylı değerlerdir. Özellikle sırasında akımlar birkaç kat daha fazla olabilir; gezegenlerarası manyetik alan (literatürde kısaca IMF) ise çok daha kuvvetli olabilir.
IMF ’nin alanına bağlı olarak Güneş’te meydana gelir ve () güneş rüzgârı tarafından uzatılır. Bu, tek başına alan çizgilerini Güneş-Dünya doğrultusuna getirir; ancak Güneş’in dönmesi alan çizgilerinin yaklaşık 45 derece yeryüzünde yön değiştirmesine neden olur ve yeryüzünden geçen alan çizgileri görünür güneş ışığının yaklaşık batı ucundan ("çıkıntı") başlar.[9]
Manyetosfer, Dünya’nın kendi manyetik etkisi tarafından tutulan uzayda küre biçimindeki bir alandır. Manyetosfer güneş rüzgârının yolu üzerinde bir engel oluşturur ve güneş rüzgârının yeryüzünün yaklaşık 70.000 km dışından dolaşmasına neden olur (genellikle 12.000–15.000 km uzaklığa ulaşmadan önce eğilim baskısı oluşur). Manyetosferik engelin genişliği hemen hemen 190.000 kilometreyi bulur. Dünya’nın karanlık tarafında ise çapı devasa boyutlara ulaşan manyetosfer artık uzun bir "manyetik kuyruk" olur.
Güneş rüzgârı ortamı bozduğunda, enerjiyi ve materyali kolayca manyetosfere taşır. Manyetosferdeki enerji yüklü elektronlar ve iyonlar manyetik alan çizgilerini izleyerek atmosferin kutup bölgelerine doğru hareket eder.
Oluşma zamanları
Aurora çoğunlukla kutuplarda oluşan bir olaydır. Güçlü bir manyetik fırtına geçici olarak aurorasal ovali genişlettiğinde, nadiren ılıman enlemlerde de görülür. Büyük manyetik fırtınalar yaklaşık olarak 11 yılda bir gerçekleşen güneşlekesi döngüsü ile en yoğun fırtına ortaya çıkar ya da patlamada sonraki üç yıllık dönemde. Ancak, aurorasal bölgenin içinde auroranın oluşma olasılığı, genel itibarıyla IMF çizgilerinin eğimine (literatürde Bz), özellikle güney yönlü olmasına, bağlıdır.
Aurora olayını başlatan aslında ekinoks aylarında daha belirginleşir. Kutupsal aktiviteler ile bir ilgisi olmazken, neden jeomanyetik fırtınaların yeryüzünün mevsimlerine bağlı olduğu net olarak açıklığa kavuşmamıştır. , yeryüzünün manyetik alanı kuzeyi gösterir. Bz büyük ve negatif olduğunda (IMF güneye doğru), yeryüzünün manyetik alanını temas noktasında kısmen engeller. Güney yönlü Bz, güneş rüzgârının yeryüzünün daha içerideki manyetosferine ulaşabileceği bir kapı açar.
Geometrik açının bir sonucu olarak Bz bu zamanlarda en çok etkisini gösterir. Gezegenlerarası manyetik alan (IMF) Güneş’ten gelir ve güneş rüzgârı ile dışa doğru taşır. Güneş’in hareketinden sebebiyle IMF sarmal biçimdedir. Nisan ve Ekim’de yeryüzünün manyetik kutup ekseni Parker sarmalı ile aynı hizada, en yakın konumuna gelir. Sonuç olarak, Bz ‘nin güney yönlü ve kuzey yönlü hareketi en büyük olur.
Fakat, Bz sadece jeomanyetik aktiviteyi etkilemez. Güneş’in dönme ekseni yeryüzünün yörüngesine göre 8 derece eğiktir. Güneş rüzgârı, güneşin ekvatoruna oranla, çok hızlı bir biçimde Güneş’in kutuplarından estiği için, her altı ayda yeryüzünün manyetosferini bastıran parçacıkların ortalama hızı artar ve azalır. Dünya heliographic enleminin en yüksek olduğu 5 Eylül ve 5 Mart günlerinde, güneş rüzgârının hızı en yüksek değerine, ortalama, 50 km/sn hızına ulaşır.
Hâlâ, ne Bz ne de güneş rüzgârı geometrik fırtınanın mevsimsel davranışını tam olarak açıklayamıyor. Bu etkenlerin hepsi ancak bir oranında gözlenen yarıdönemsel değişimlere veri sağlıyor.
Tarihte aurosal olaylar
28 Ağustos ve 2 Eylül 1859 tarihinde "büyük manyetik fırtına" nedeniyle meydana gelen auroralar yakın geçmişte tanık olunan en inanılmaz gösterisini yaptı. Balfour Stewart, ’nden Kraliyet Akademisi’ne 21 Kasım 1861’de gönderdiği metinde aygıtı ile iki aurorasal olayı belgelediğini yazdı ve gözlediği 2 Eylül 1859 tarihli olay ile Carrington-Hodgson ışıma olayı arasında bağlantı olduğunu kaydetti. 2 Eylül 1859’daki ikinci aurorasal olayda ise gökyüzü o kadar geniş ve parlaktı ki; bu olay bilimsel yayınlarda, gemilerin seyir defterlerinde, Birleşik Devletler'deki neredeyse tüm gazetelerde, Japonya'da ve Avustralya'da da geniş yer buldu. New York Times 2 Eylül 1859 Cuma günü Boston’da Aurorayı "o kadar parlak ki saat 01’de normal bir yazı bile bu ışık sayesinde okunabilir." diye yazdı. Boston yerel saati ile 2 Eylül 1859 Cuma günü, GMT ye göre 6:00 olmalıydı ve bir saat geriden takip eden ’ndeki manyetograf aygıtı yoğun olan jeomanyetik fırtınayı kaydediyordu. 1859 ve 1862 arasında 1859’daki Büyük Aurorasal Gösteri üzerine yeryüzündeki aurorasal haberleri topladığı 9 parçalı bir seriyi ’nde yayınladı. Auroranın geçmişte çok yoğun olan (Güneş’in üretebileceği maksimum yoğunluğa çok yakın) sonucu oluştuğu düşünülürdü. Ayrıca, ilk defa aurorasal aktivitenin gerçeklestiği yer ve elektrik arasındaki ilişki net olarak fark edildi. Anlaşılan bu durum o dönemde bilimsel manyetometre ölçümlerini olası hale getirdi. Ayrıca o tarihlerde kullanılan 201.000 kilometrelik (125.000 mil) telgraf tellerinin kayda değer kısmının fırtına süresince saatlerce bozulduğunun da anlaşılması sağladı. Fakat aurorasal akım bazı telgraf tellerini uygun hale getirerek akımın (yerçekimsel indüklenmiş akım) geçmesine uyum sağladığı (yeryüzünün şiddetli dalgalanan manyetosferinden dolayı) anlaşıldı ve haberleşme için kullanıldı. Aşağıdaki sohbet 2 Eylül 1859 gecesi ’nın iki operatörü Boston ve Portland, Maine arasında gerçekleşti, daha sonra Boston Traveler’da yayınlandı:
Boston telsizi (Portland telsizine): "Lütfen, 15 dakika süresince pillerin gücünü tamamen kesin."
Portland telsizi: "Öyle yapacağım. Şimdi bağlantı kesildi."
Boston: "Benimki de kesik ve aurorasal akımla çalışıyoruz. Yazdıklarımı nasıl alıyorsun?"
Portland: "Pillerden daha iyi. – Akım yavaş yavaş gidip geliyor."
Boston: "Şu an bendeki akım çok güçlü ve piller olmadan daha iyi çalışıyor. Aurora role manyetiğimiz için akımı çok güçlü yaparak pillerin akımını nötrlüyor ve artırıyor gibi. Farz et ki, bu sorundan etkilendiğimizden, piller olmadan çalışıyoruz."
Portland: "Harika. Yeni bir iş mi kursam ne!"
Boston: "Evet. Başlayabilirsin."
Görüşme hiç pil kullanmadan aurora tarafından oluşturulan akımla iki saat civarı sürdü. Bu şekilde en uzun iletişimin gerçekleştiği olaydı.[15]
Kökeni
Auroranın esas enerji kaynağı yeryüzünden geçen güneş fırtınalarıdır. Manyetosfer ve güneş rüzgârı elektriği ileten plazmadan (iyonlaşmış gaz) oluşmaktadır. Akım miktarı akımın yönüne göre hareketin doğrultusuna bağlı olarak a)bağıl hareketin derecesine b)manyetik alanın kuvvetine c)bir birine bağlı iletkenin sayısına ve d)manyetik alan ile iletkenin uzaklığına bağlıdır. Güneş rüzgârı ve manyetosfer bir tür bağıl hız ile elektrik ileten iki akışkandır ve (kural olarak) dinamo etkisi tarafından elektrik akımı üretebilir, ayrıca da güneş rüzgârından enerji ortaya çıkar. Plazmalar kolayca manyetik alan boyunca temas kurabildiğinden bu yöntem işe yaramayabilir. Manyetik temas sonucu güneş rüzgârının alan çizgileri ile manyetosfer arasında geçici manyetik temas gerçekleşmesi çok önemlidir.
Diğer gezegenlerde
Jüpiter ve Satürn her ikisi de Dünya’dakinden çok daha kuvvetli manyetik alanlara sahiptirler (Jüpiter’in ekvatoral alan kuvveti 4,3 gauss, Dünya’da ise 0,3 gauss) ve her ikisinde de büyük radyasyon kemerleri Hubble Uzay Teleskopu ile aurora iki gezegende de açık olarak gözlendi. Uranüs ve Neptün’de de gözlenen auroralar var. Devasa gaz kütlesindeki auroralar, yeryüzündeki gibi, güneş rüzgârı tarafından güçlendirilmiş gibi gözüküyor. Ayrıca, Jüpiter'in ayları, özellikle Io, Jüpiter’deki auroranın çok güçlü kaynaklarıdır. Bunlar Io ile Jüpiter arasındaki bağıl hareket nedeniyle dinamo mekanizması tarafından meydana gelen elektrik alan çizgileri ("sıralanmış alan çizgileri") boyunca ortaya çıkar. Aktif volkanlara ve iyonesfere sahip Io güçlü bir kaynaktır, ayrıca akımları radyo dalgaları oluşturur. Io'da Europa'da ve Ganymede'de de Hubble Uzay Teleskopu ile aurora gözlendi. Bunlar Jüpiter‘in manyetik plazma patlaması sonucu uydularının çok ince atmosferinde gerçekleşir.
Mars ve Venüs aurora oluşumunun gerçekleştiği gezegenlerdendir. Venüs'ün tam bir gezegensel manyetik alanı olmadığı için, Venüs aurorası değişken şekil ve yoğunlukta parça parça dağılır, parlak gözükür. Bazen kutuplardaki aurora tüm yüzeyi kaplayabilir. Nedeni, diğer gezegenlerde olduğu gibi güneşten gelen parçacıklardır ve gezegenin karanlık tarafına yönelirler. tarafından 14 Ağustos 2004'te Mars'ta da auroraya rastlanmıştır. Aurora 177° Doğu, 52° Güney koordinatlarında ’da görüldü. Genişliği 30 km, yerden yüksekliği 8 km idi. ’nin derlediği yüzey manyetik anomali değerlerine göre, bilim adamları en fazla ışık yayılımının olduğu yerin en yoğun manyetik alanın bulunduğu bölgede ortaya çıktığını anladılar. Olaylar arasındaki ilişki yayılan ışık kaynağının aslında manyetik çizgiler boyunca hareket eden elektron akı olduğunu doğrular.
Sinema ve edebiyatta aurora
Altın çağ döneminden yazar ’in en ünlü şiiri şöyle başlar:
"Garip göründü Kuzey ışıkları, ama şimdiye kadar gördükleri en garibiydi, gece Lebarge gölünün kenarındaki, yaktım Sam McGee’nin cesedini." Kuzey Işıkları Şarkısı’nda, parlaklığın kaynağının kutup bölgesindeki muazzam radyum yataklarının olduğuna inanılır.
Aurora, belirgin olarak Philip Pullman'nın ve Altın Pusula filmlerinde kullanılmıştır. Filmdeki oyuncuları izlerken bir an için sanki başka bir evrenin ışıkları arasından geçiyormuş hissini veriyor.
Kuzey Işıkları dünyadaki değişimin sebebi olarak Kutup Ayısı filminde kullanıldı. Aurora, yaşayan tüm canlıların atalarının ruhları olarak tasvir edildi.
Kuzey Işıkları Universal Pictures’ın Alaska kızak köpeğini anlatan filminde de yer aldı.
Aurora Stephen King'in kitabından alınan, zamanda yırtılma hikâyesi olan ’de de geçti.
Aurora 2000’deki film Frekans’ta da yer aldı.
Kuzey Işıkları [28] filmi süresince Kuzey İskoçya ile Burt Lancaster'in karakterinin etkili olmasını sağladı.
'ın kitabında, , yazar aurorayı görmek için birkaç hafta Kuzey Norveç’in Hammerfest kasabasında kaldı.
’inde, Deoxys diğer Deoxysler ile temas kurmak için auroralar meydana getirdi.
Karayip Korsanları 3'te de korsanların boyut değiştirdiği sahnede görüldü.
Resim galerisi
- Aurora Borealis
- Panoramik bir fotoğraf
- Uydu fotoğrafı- Aurora Australis
- Aurora Australis
Kaynakça
- "Secrets of the Polar Aurora" 19 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- "Exploration of the Earth's magnetosphere"13 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . - overview of the magnetosphere, including auroras; and including extensive bibliographies of scientific articles
- Eather, Robert H. (1980). Majestic Lights: The Aurora in Science, History, and The Arts. Washington, DC: American Geophysical Union. ISBN . (323 pages)
- Syun-Ichi Akasofu (Nisan 2002). "Secrets of the Aurora Borealis". Alaska Geographic Series. 29 (1). Graphic Arts Center Publishing Company.
- Savage, Candace Sherk (1994). Aurora: The Mysterious Northern Lights. San Francisco: Sierra Club Books. ISBN .
- Hultqvist, Bengt (2007). "The Aurora". Kamide, Y.; Chian, A (Ed.). Handbook of the Solar-Terrestrial Environment. Berlin Heidelberg: Springer-Verlag. ss. 331-354. doi:10.1007/978-3-540-46315-3_13. ISBN .
- Sandholt, Even (2002). "Optical Aurora". Dayside and Polar Cap Aurora. Netherlands: Springer Netherlands. ss. 33-51. doi:10.1007/0-306-47969-9_3. ISBN .
- Phillips, Tony (21 Ekim 2001). "'tis the Season for Auroras". NASA. 14 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Mayıs 2006.
- ^ "NASA.gov". NASA.gov. 29 Kasım 2007. 29 Haziran 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ağustos 2010.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddenin iceriginin Turkcelestirilmesi veya Turkce dilbilgisi ve kurallari dogrultusunda duzeltilmesi gerekmektedir Bu maddedeki yazim ve noktalama yanlislari ya da anlatim bozukluklari giderilmelidir Yabanci sozcukler yerine Turkce karsiliklarinin kullanilmasi karakter hatalarinin duzeltilmesi dilbilgisi hatalarinin duzeltilmesi vs Duzenleme yapildiktan sonra bu sablon kaldirilmalidir Kutup isiklari ya da kutup aurorasi Kuzey ve Guney kutup bolgelerinde gokyuzunde gorulen yeryuzunun manyetik alani ile Gunes ten gelen yuklu parcaciklarin etkilesimi sonucu ortaya cikan dogal isimalardir Kuzey enlemlerde bu etki aurora borealis veya kuzey isiklari olarak adlandirilir Guney enlemlerindeki aurora australis guney kutup isiklari olusumu da benzer ozelliklere sahiptir ancak Antarktika da Guney Amerika da ve Avustralya da daha yuksek enlemlerden gorulebilir Aurora borealis ustunde parliyor Antarktika da cekilmis aurora australis goruntusu Guney Kutbu nda bulunan Amundsen Scott Guney Kutbu Istasyonu ndan aurora australis Guney kutup isigi in gorunumu Bu fotograf 25 saniye acik birakilarak cekildi Temmuz 2005 source source source source source Kutup isiginin zaman atlamali cekilmis bir videosu Bu isimalar genellikle geceleri gozlemlenir agirlikli olarak iyonosferde meydana gelir Bu olgu yaygin olarak 60 ve 72 derece kuzey ve guney enlemleri arasinda gorunur bu da arktik ve antarktik kutup dairelerinin icine duser Aurora borealis in gorunme olasiligi kuzey manyetik kutbuna yaklastikca artar Manyetik kutbun yakinlarinda olusan auroralar tam 90 derece ancak uzaktan kuzey ufkunu yesilimsi bir parlaklikla bazen de gunes alisilmamis bir yonden doguyormus gibi soluk bir kirmiziyla aydinlatirlar Aurora borealis siklikla gundonumlerinde olusur Auroralar butun yeryuzunden ve diger gezegenlerde de gozlemlenebilir Daha uzun sureli karanlik ve manyetik alan dolayisiyla kutuplara yakinlastikca daha cok gorunur olurlar TerimAurora sozcugu Roma Safak Tanricasi nin adindan gelmektedir Boreas da Yunancada kuzey ruzgarina Pierre Gassendi tarafindan 1621 de verilen addir Cree kri halki bu ilginc olaya Ruhlarin Dansi adini vermisler Avrupa da Orta Caglarda auroralarin Tanridan isaretler olduguna inanilirmis Wilfried Schroder Das Phanomen des Polarlichts Darmstadt 1984 Auroralarin mekanizmasiAuroralar atmosferin ust katmanlarinda 80 km 50 mil yukseklikten yukarisi iyonize azot atomlarinin elektron kazanmasi ve uyarilmis yuksek enerjili duzey oksijen ve azot atomlarinin temel enerji duzeyine donmesi sonucu foton salinimi olusmasiyla ortaya cikar Bunlar solar ruzgar partikullerinin carpismasi ve yeryuzunun manyetik alan cizgileri boyunca hizlanmasiyla iyonize olmuslardir Bir isik fotonunun emisyonu ya da baska bir atom ya da molekulle carpismasi sonucu yuksek enerji duzeyi duser oksijen emisyonlari Yesil ya da kahverengimsi kirmizi yutulan enerjinin niceligine bagli olarak nitrojen emisyonlari Mavi ya da kirmizi Mavi eger atom iyonize olduktan sonra yeniden elektron kazanirsa Kirmizi eger yuksek enerji duzeyinden temel duzeye geri donuyorsa Oksijenin temel duzeye geri donmesi pek alisilmis degildir Yesil isik yaymasi bir saniyenin dortte ucu kirmizi isik yaymasi iki dakikaya kadar bir sure alir Baska bir atom ya da molekulle carpismalar yuksek enerjisini emecek ve emisyonu engelleyecektir Atmosferin en ustunde hem yuksek oranda oksijen bulunur hem de bu tur carpismalar o kadar seyrektir ki oksijene kirmizi yaymak icin sure kalir Giderek atmosferden asagiya indikce carpismalar siklasir boylece kirmizi emisyon olusmasina sure kalmaz ve sonunda yesil isik emisyonu da engellenir Iste yukseklige bagli olarak renklerin degismesinin nedeni budur yukseklerde oksijen kirmizisi agir basarken sonra oksijen yesili ve sonunda carpismalar oksijenin herhangi bir sey yaymasini engellediginde nitrojen mavi kirmizisi egemen olur Yesil tum auroralarin en yayginidir ardindan pembe acik yesil ve kirmizi karisimi saf kirmizi izler sari kirmizi ve yesil karisimi ve son olarak saf mavi Kirmizi aurora australis Auroralar gunesten surekli disariya dogru iyon akisi olan solar ruzgarlarla iliskilendirilmektedir Yeryuzunun manyetik alani cogu kutuplara yol alan ve orada yeryuzune dogru hizlanacak olan dogru bu partikulleri yakalar Bu iyonlar ve atmosferik atomlar ve molekuller arasindaki carpismalar kutup cevresinde buyuk daireler seklinde gorunen aurora formunda enerji salinimina neden olurlar Auroralar koronal kutle enjeksiyonlarinin solar ruzgarin yogunlugunu arttirdigi solar dongunun yogun fazi sirasinda daha sik ve parlaktir Yapisi ve manyetizmasiKuzey isiklari Calgary Genellikle aurora ya daginik parilti olarak ya da perde seklinde dogu bati dogrultusunda uzanmis bir halde gorunur Bazen durgun ark dinamik aurora meydana gelir aslinda surekli gelisir ve degisir Her perde her biri manyetik alan cizgilerinin dogrultusunda siralanmis paralel isinlardan olusur Bu durum yeryuzunun manyetik alani tarafindan auroranin bicimlendirildigi dusuncesini verir Aslinda uydular elektronlara manyetik alan cizgileri ile yol cizerler Yeryuzune dogru yaklastikca elektronlar helezonik hareket eder Perde yapisi bicimi seritli yapi adi verilen dizilimle artirilir Manyetik alan cizgileri ile yolu cizilen parlak aurora parcasi dosdogru gozlemcinin ustunde olustugunda perspektif etki ile ve isinlarin birbirinden uzaklasmasiyla aurora bir tac olarak gozukebilir Ilk defa Eski Yunan kasif cografyaci Piteas bu olayi gundeme getirdi ve Celsius 1741 de ne zaman tam ustte aurora gozlemlendiginde buyuk bir manyetik akimin olustugunu manyetik kontrolun kaniti olarak tanimladi Bu buyuk elektrik akiminin aurora isiginin kaynaklandigi yere dogru aktigini aurora ile birlestigini gosterdi 1908 de manyetik akimin aurora arki boyunca bu tur partikul hareketlerinin genellikle gunisigindan karanliga dogru dogu bati dogrultusunda hareket ettigini savundu Bu yonlenmenin ismi daha sonra aurorasal elektron hareketi ismini aldi ayrica 29 Temmuz 1998 de THEMIS sondalari ilk kez auroraya sebep olan manyetosferik firtinanin baslangicini goruntulemeyi basardi Aya ucte bir uzakliga yerlestirilen bes sondadan ikisi Aurorasal yogunlasma baslamadan 96 saniye once dusuncesini kullanarak olcum yapti Angelopoulos Verilerimiz ilk kez acikca gosteriyor ki manyetik temas bu olayin tetikleyicisidir dedi 1860 in ardindan 1881 in katkilariyla da auroranin cogunlukla aurorasal bolge de goruldugu saptandi Aurorasal bolge yeryuzunun manyetik kutbunun cevresinde yaklasik 2500 km capinda halka seklinde bir bolgedir Manyetik kutba 2000 km uzaklikta olan cografi kutupta gorunmesi neredeyse olanaksizdir Auroranin anlik dagilimi aurorasal oval 1963 biraz degisiktir 3 5 derece manyetik kutbun karanlik tarafina dogru Boylece aurorasal ark geceyarisi dolayinda ekvatora en fazla yaklasmis olur Aurora en iyi bu zamanlarda gorulebilir Gunes Ruzgari ve ManyetosferManyetosferin semasi Yeryuzu surekli gunes ruzgarinin etkisi altindadir Gunes ruzgari gunesin en son katmanindaki milyon dereceye ulasan korona katmanindan her yonde yayilan ve yogun olmayan sicak plazmadir Plazma gaz haline serbest elektronlar ve pozitif iyonlardir Gunes ruzgari genellikle yeryuzune 400 km saniye hizinda ulasir ozgul kutlesi 5 iyon cm ve manyetik alan yogunlugu 2 5 nT nanoteslas yeryuzunun yuzey alani kabaca 30 000 50 000 nT arasindadir Bunlar dolayli degerlerdir Ozellikle sirasinda akimlar birkac kat daha fazla olabilir gezegenlerarasi manyetik alan literaturde kisaca IMF ise cok daha kuvvetli olabilir IMF nin alanina bagli olarak Gunes te meydana gelir ve gunes ruzgari tarafindan uzatilir Bu tek basina alan cizgilerini Gunes Dunya dogrultusuna getirir ancak Gunes in donmesi alan cizgilerinin yaklasik 45 derece yeryuzunde yon degistirmesine neden olur ve yeryuzunden gecen alan cizgileri gorunur gunes isiginin yaklasik bati ucundan cikinti baslar 9 Manyetosfer Dunya nin kendi manyetik etkisi tarafindan tutulan uzayda kure bicimindeki bir alandir Manyetosfer gunes ruzgarinin yolu uzerinde bir engel olusturur ve gunes ruzgarinin yeryuzunun yaklasik 70 000 km disindan dolasmasina neden olur genellikle 12 000 15 000 km uzakliga ulasmadan once egilim baskisi olusur Manyetosferik engelin genisligi hemen hemen 190 000 kilometreyi bulur Dunya nin karanlik tarafinda ise capi devasa boyutlara ulasan manyetosfer artik uzun bir manyetik kuyruk olur Gunes ruzgari ortami bozdugunda enerjiyi ve materyali kolayca manyetosfere tasir Manyetosferdeki enerji yuklu elektronlar ve iyonlar manyetik alan cizgilerini izleyerek atmosferin kutup bolgelerine dogru hareket eder Olusma zamanlariAurora cogunlukla kutuplarda olusan bir olaydir Guclu bir manyetik firtina gecici olarak aurorasal ovali genislettiginde nadiren iliman enlemlerde de gorulur Buyuk manyetik firtinalar yaklasik olarak 11 yilda bir gerceklesen guneslekesi dongusu ile en yogun firtina ortaya cikar ya da patlamada sonraki uc yillik donemde Ancak aurorasal bolgenin icinde auroranin olusma olasiligi genel itibariyla IMF cizgilerinin egimine literaturde Bz ozellikle guney yonlu olmasina baglidir Aurora olayini baslatan aslinda ekinoks aylarinda daha belirginlesir Kutupsal aktiviteler ile bir ilgisi olmazken neden jeomanyetik firtinalarin yeryuzunun mevsimlerine bagli oldugu net olarak acikliga kavusmamistir yeryuzunun manyetik alani kuzeyi gosterir Bz buyuk ve negatif oldugunda IMF guneye dogru yeryuzunun manyetik alanini temas noktasinda kismen engeller Guney yonlu Bz gunes ruzgarinin yeryuzunun daha icerideki manyetosferine ulasabilecegi bir kapi acar Geometrik acinin bir sonucu olarak Bz bu zamanlarda en cok etkisini gosterir Gezegenlerarasi manyetik alan IMF Gunes ten gelir ve gunes ruzgari ile disa dogru tasir Gunes in hareketinden sebebiyle IMF sarmal bicimdedir Nisan ve Ekim de yeryuzunun manyetik kutup ekseni Parker sarmali ile ayni hizada en yakin konumuna gelir Sonuc olarak Bz nin guney yonlu ve kuzey yonlu hareketi en buyuk olur Fakat Bz sadece jeomanyetik aktiviteyi etkilemez Gunes in donme ekseni yeryuzunun yorungesine gore 8 derece egiktir Gunes ruzgari gunesin ekvatoruna oranla cok hizli bir bicimde Gunes in kutuplarindan estigi icin her alti ayda yeryuzunun manyetosferini bastiran parcaciklarin ortalama hizi artar ve azalir Dunya heliographic enleminin en yuksek oldugu 5 Eylul ve 5 Mart gunlerinde gunes ruzgarinin hizi en yuksek degerine ortalama 50 km sn hizina ulasir Hala ne Bz ne de gunes ruzgari geometrik firtinanin mevsimsel davranisini tam olarak aciklayamiyor Bu etkenlerin hepsi ancak bir oraninda gozlenen yaridonemsel degisimlere veri sagliyor Tarihte aurosal olaylar28 Agustos ve 2 Eylul 1859 tarihinde buyuk manyetik firtina nedeniyle meydana gelen auroralar yakin gecmiste tanik olunan en inanilmaz gosterisini yapti Balfour Stewart nden Kraliyet Akademisi ne 21 Kasim 1861 de gonderdigi metinde aygiti ile iki aurorasal olayi belgeledigini yazdi ve gozledigi 2 Eylul 1859 tarihli olay ile Carrington Hodgson isima olayi arasinda baglanti oldugunu kaydetti 2 Eylul 1859 daki ikinci aurorasal olayda ise gokyuzu o kadar genis ve parlakti ki bu olay bilimsel yayinlarda gemilerin seyir defterlerinde Birlesik Devletler deki neredeyse tum gazetelerde Japonya da ve Avustralya da da genis yer buldu New York Times 2 Eylul 1859 Cuma gunu Boston da Aurorayi o kadar parlak ki saat 01 de normal bir yazi bile bu isik sayesinde okunabilir diye yazdi Boston yerel saati ile 2 Eylul 1859 Cuma gunu GMT ye gore 6 00 olmaliydi ve bir saat geriden takip eden ndeki manyetograf aygiti yogun olan jeomanyetik firtinayi kaydediyordu 1859 ve 1862 arasinda 1859 daki Buyuk Aurorasal Gosteri uzerine yeryuzundeki aurorasal haberleri topladigi 9 parcali bir seriyi nde yayinladi Auroranin gecmiste cok yogun olan Gunes in uretebilecegi maksimum yogunluga cok yakin sonucu olustugu dusunulurdu Ayrica ilk defa aurorasal aktivitenin gerceklestigi yer ve elektrik arasindaki iliski net olarak fark edildi Anlasilan bu durum o donemde bilimsel manyetometre olcumlerini olasi hale getirdi Ayrica o tarihlerde kullanilan 201 000 kilometrelik 125 000 mil telgraf tellerinin kayda deger kisminin firtina suresince saatlerce bozuldugunun da anlasilmasi sagladi Fakat aurorasal akim bazi telgraf tellerini uygun hale getirerek akimin yercekimsel induklenmis akim gecmesine uyum sagladigi yeryuzunun siddetli dalgalanan manyetosferinden dolayi anlasildi ve haberlesme icin kullanildi Asagidaki sohbet 2 Eylul 1859 gecesi nin iki operatoru Boston ve Portland Maine arasinda gerceklesti daha sonra Boston Traveler da yayinlandi Boston telsizi Portland telsizine Lutfen 15 dakika suresince pillerin gucunu tamamen kesin Portland telsizi Oyle yapacagim Simdi baglanti kesildi Boston Benimki de kesik ve aurorasal akimla calisiyoruz Yazdiklarimi nasil aliyorsun Portland Pillerden daha iyi Akim yavas yavas gidip geliyor Boston Su an bendeki akim cok guclu ve piller olmadan daha iyi calisiyor Aurora role manyetigimiz icin akimi cok guclu yaparak pillerin akimini notrluyor ve artiriyor gibi Farz et ki bu sorundan etkilendigimizden piller olmadan calisiyoruz Portland Harika Yeni bir is mi kursam ne Boston Evet Baslayabilirsin Gorusme hic pil kullanmadan aurora tarafindan olusturulan akimla iki saat civari surdu Bu sekilde en uzun iletisimin gerceklestigi olaydi 15 KokeniNASA uydusunun cektigi Mavi Bilye uzerindeki 11 Eylul 2005 aurora australis source source source source Uluslararasi Uzay Istasyonu ndan Aurora Borealis Auroranin esas enerji kaynagi yeryuzunden gecen gunes firtinalaridir Manyetosfer ve gunes ruzgari elektrigi ileten plazmadan iyonlasmis gaz olusmaktadir Akim miktari akimin yonune gore hareketin dogrultusuna bagli olarak a bagil hareketin derecesine b manyetik alanin kuvvetine c bir birine bagli iletkenin sayisina ve d manyetik alan ile iletkenin uzakligina baglidir Gunes ruzgari ve manyetosfer bir tur bagil hiz ile elektrik ileten iki akiskandir ve kural olarak dinamo etkisi tarafindan elektrik akimi uretebilir ayrica da gunes ruzgarindan enerji ortaya cikar Plazmalar kolayca manyetik alan boyunca temas kurabildiginden bu yontem ise yaramayabilir Manyetik temas sonucu gunes ruzgarinin alan cizgileri ile manyetosfer arasinda gecici manyetik temas gerceklesmesi cok onemlidir Diger gezegenlerdeJupiter Jupiter ve Saturn her ikisi de Dunya dakinden cok daha kuvvetli manyetik alanlara sahiptirler Jupiter in ekvatoral alan kuvveti 4 3 gauss Dunya da ise 0 3 gauss ve her ikisinde de buyuk radyasyon kemerleri Hubble Uzay Teleskopu ile aurora iki gezegende de acik olarak gozlendi Uranus ve Neptun de de gozlenen auroralar var Devasa gaz kutlesindeki auroralar yeryuzundeki gibi gunes ruzgari tarafindan guclendirilmis gibi gozukuyor Ayrica Jupiter in aylari ozellikle Io Jupiter deki auroranin cok guclu kaynaklaridir Bunlar Io ile Jupiter arasindaki bagil hareket nedeniyle dinamo mekanizmasi tarafindan meydana gelen elektrik alan cizgileri siralanmis alan cizgileri boyunca ortaya cikar Aktif volkanlara ve iyonesfere sahip Io guclu bir kaynaktir ayrica akimlari radyo dalgalari olusturur Io da Europa da ve Ganymede de de Hubble Uzay Teleskopu ile aurora gozlendi Bunlar Jupiter in manyetik plazma patlamasi sonucu uydularinin cok ince atmosferinde gerceklesir Mars ve Venus aurora olusumunun gerceklestigi gezegenlerdendir Venus un tam bir gezegensel manyetik alani olmadigi icin Venus aurorasi degisken sekil ve yogunlukta parca parca dagilir parlak gozukur Bazen kutuplardaki aurora tum yuzeyi kaplayabilir Nedeni diger gezegenlerde oldugu gibi gunesten gelen parcaciklardir ve gezegenin karanlik tarafina yonelirler tarafindan 14 Agustos 2004 te Mars ta da auroraya rastlanmistir Aurora 177 Dogu 52 Guney koordinatlarinda da goruldu Genisligi 30 km yerden yuksekligi 8 km idi nin derledigi yuzey manyetik anomali degerlerine gore bilim adamlari en fazla isik yayiliminin oldugu yerin en yogun manyetik alanin bulundugu bolgede ortaya ciktigini anladilar Olaylar arasindaki iliski yayilan isik kaynaginin aslinda manyetik cizgiler boyunca hareket eden elektron aki oldugunu dogrular Sinema ve edebiyatta auroraAltin cag doneminden yazar in en unlu siiri soyle baslar Garip gorundu Kuzey isiklari ama simdiye kadar gordukleri en garibiydi gece Lebarge golunun kenarindaki yaktim Sam McGee nin cesedini Kuzey Isiklari Sarkisi nda parlakligin kaynaginin kutup bolgesindeki muazzam radyum yataklarinin olduguna inanilir Aurora belirgin olarak Philip Pullman nin ve Altin Pusula filmlerinde kullanilmistir Filmdeki oyunculari izlerken bir an icin sanki baska bir evrenin isiklari arasindan geciyormus hissini veriyor Kuzey Isiklari dunyadaki degisimin sebebi olarak Kutup Ayisi filminde kullanildi Aurora yasayan tum canlilarin atalarinin ruhlari olarak tasvir edildi Kuzey Isiklari Universal Pictures in Alaska kizak kopegini anlatan filminde de yer aldi Aurora Stephen King in kitabindan alinan zamanda yirtilma hikayesi olan de de gecti Aurora 2000 deki film Frekans ta da yer aldi Kuzey Isiklari 28 filmi suresince Kuzey Iskocya ile Burt Lancaster in karakterinin etkili olmasini sagladi in kitabinda yazar aurorayi gormek icin birkac hafta Kuzey Norvec in Hammerfest kasabasinda kaldi inde Deoxys diger Deoxysler ile temas kurmak icin auroralar meydana getirdi Karayip Korsanlari 3 te de korsanlarin boyut degistirdigi sahnede goruldu Resim galerisiAurora Borealis Panoramik bir fotograf Uydu fotografi Aurora Australis Aurora AustralisKaynakca Secrets of the Polar Aurora 19 Agustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Exploration of the Earth s magnetosphere 13 Eylul 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde overview of the magnetosphere including auroras and including extensive bibliographies of scientific articles Eather Robert H 1980 Majestic Lights The Aurora in Science History and The Arts Washington DC American Geophysical Union ISBN 0 87590 215 4 323 pages Syun Ichi Akasofu Nisan 2002 Secrets of the Aurora Borealis Alaska Geographic Series 29 1 Graphic Arts Center Publishing Company Savage Candace Sherk 1994 Aurora The Mysterious Northern Lights San Francisco Sierra Club Books ISBN 0 87156 419 X Hultqvist Bengt 2007 The Aurora Kamide Y Chian A Ed Handbook of the Solar Terrestrial Environment Berlin Heidelberg Springer Verlag ss 331 354 doi 10 1007 978 3 540 46315 3 13 ISBN 978 3 540 46314 6 KB1 bakim Editorler parametresini kullanan link Sandholt Even 2002 Optical Aurora Dayside and Polar Cap Aurora Netherlands Springer Netherlands ss 33 51 doi 10 1007 0 306 47969 9 3 ISBN 978 0 306 47969 4 Phillips Tony 21 Ekim 2001 tis the Season for Auroras NASA 14 Agustos 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Mayis 2006 NASA gov NASA gov 29 Kasim 2007 29 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Agustos 2010