Patika bağımlılığı (İngilizce: path dependence); bireylerin, grupların, toplumların yahut insanlığın belli eyleyişleri sonucu girdiği bir yolun, bir kalıbın daha sonraki yönelimlerini koşullaması, hareket alanını belli ölçülerde sınırlandırmasıdır.
Türkçede tamlamadaki patika kelimesine karşılık olarak yol, izlek, menzil, yörünge, model gibi kelimeler de tercih edilmektedir.
Patika bağımlılığı, evrimci-kurumsalcı iktisat ekollerin baskın kavramlarından biridir. Klasik iktisat yaklaşımına göre küçük ve rassal dengesizlikler ortaya çıkar çıkmaz sönümlenirler. Oysa mevzubahis iktisadi yaklaşımda gerçek ekonomi canlı bir sistem olarak tasavvur edilir ve küçük rassal dengesizlikler birikerek gelişir ve sistemi değiştirebilirler. Patika bağımlılığı, geleneksel denge fikrinde yer alan güçlerin ve mekanizmaların tam karşısında ve söz konusu birikim ve değişmenin yanı başında yer almaktadır. Ayrıca, ekonomik aktörlerin karar alma sürecinde geçmiş tecrübelerden faydalanmalarını da içermektedir.
Bu yaklaşıma göre geçerli olan, ekonomide işleyen doğal seçilimle en iyi alternatifin ayakta kalması değil, kurumların evrimidir.
Bu iktisat ekollerinin ilk çıkış noktası olarak kabul edilen Thorstein Veblen'in çalışmalarında iktisat, kurumların biçimlendirdiği bir evrim süreci sonucu oluşan düzeni gösterme teorisidir. Veblen, patika bağımlılığı kavramını kullanmaz; İçgüdülerin alışkanlıkları beslemesi, alışkanlıkların ise kurumsal yapılar çerçevesinde dönüştürücü etkilerde bulunmasını betimlemek için (cumulative causation) kavramını kullanır. Veblen’in kurumu ‘belirli bir dönemde yaygın olarak kabul edilen düşünce ve davranış alışkanlıkları’ olarak tanımlaması da bu yaklaşımını destekler niteliktedir. Veblen’in teorisi, kurumsal değişimin patika bağımlı ve kümülatif niteliğine, kurumsal değişime neden olan yeni teknolojilerin rolüne ve Amerikan kurumlarının parasal karakterine vurgu yapar. Örneğin; Veblen’e göre altının para standardı olarak kullanılması olumsaldır, altın yerine az bulunan bir midye türünün de bu tarz bir standart için kullanılabilir olduğunu ileri sürer.
Karl Polanyi de en önemli eseri olan Büyük Dönüşüm’de İngiltere’nin sanayileşmesindeki tarihsel patikaları aktarmış, daha sonraki çalışmalarında da ‘insanlık için başka bir patika mümkündü ve hala mümkün” diyebilmek için ekonomideki kurumlaşmanın girilen patikalara bağımlı olduğunu vurgulamıştır.
daha önce mevzubahis kavramı işe koşmadan patika bağımlılığı yaklaşımını bazı çalışmalarına yansıtmış olsa da, kavramı sosyal bilim literatüründe ilk olarak kullanan “Clio and the Economics of QWERTY” başlıklı makalesiyle Stanford Üniversitesi’nden olmuştur. Makale, başlığından da anlaşılacağı üzere, Q-klavye sisteminin İngilizce dilinde hızlıca yazmak için optimum düzenleme olmamasına rağmen ilk olarak daktilolarda, daha sonra elektronik klavyelerde nasıl yaygınlaştığını ve geri dönülemez bir patika yarattığını belirtmektedir.
Arthur ise, iki Rus olasılık teorisyeni Ermoliev ve Kaniovski ile birlikte 1983 yılında yazdığı makalede Polya kasesinde bulunan biri siyah biri beyaz iki toptan yola çıkarak ‘artan getiriler’ üzerine meramını anlatmaktadır; Buradaki kural kaseden rastgele çekilen herhangi bir toptan bir tane daha kaseye eklenmesidir. Dolayısıyla yapılacak ilk seçim seçilen topun kasedeki oranını 2/3’e getireceğinden daha sonraki seçimlerde o renkte top seçme ihtimalini arttıracaktır. İşleme uzun süre devam edildiğinde ilk birkaç seçimle bağlantılı olarak kasenin neredeyse tamamının aynı renk topla dolması söz konusu olacaktır. Arthur, 1989’da yayınladığı makalesinde bu yaklaşımını biraz daha geliştirerek patika bağımlılığı kavramını analizinin merkezine yerleştirir ve patikaya bağımlı olanı ‘ergodik olmayan’ olarak tanımlar. Bir sistemde tanımlanan bütün durumlar en az bir kere gerçekleşiyorsa, bazı durumlar birden fazla defa tekrarlanabiliyorsa, herhangi bir anda geçmişteki bir duruma geri dönmek ve olayların farklı bir sırayla gerçekleşmesini sağlamak mümkünse, bu sistem ergodiktir. Ergodik olmayan bir sistemde ise, geçmişteki bir duruma geri dönmeye izin verilmemekte ve sistem hafızası tüm aşamalarda taşınmakta; geçmişin bütün etkileri geleceğe ulaştırılmaktadır. Dolayısıyla, ekonomik bir yöneliş belli bir aşamadan sonra kilitlenme (ing. lock-in) durumu oluşturarak daha iyi alternatiflere geçmeyi zorlaştıracaktır.
Arthur yöntemini inşa ederken biyolojinin DNA üzerine çalışmalarından ve özellikle ‘ekonomik coğrafya’ temalı çalışmalardan etkilenmiştir. Arthur’a göre; bir ülkedeki şehirlerin ve sanayilerin kümelenme biçimleri ya da örneğin yüksek teknoloji firmalarının Silikon Vadisi’nde kümelenmesi, ancak bazı tarihsel rastlantıların da etkili olduğu patikaların ve ona bağımlılığın oluşmuş olmasıyla açıklanabilir. Örneğin; İngiliz Püritenerinin Amerika’ya ilk göçlerinde New England’a yerleşmelerinin sebebi o bölgenin çok iyi tarım arazilerine sahip olması değil, Mayflower gemisinin Virginia’yı ararken yolunu kaybetmiş olması ve Massachusetts Körfezi’nde durmasıdır. Buradaki koloni yerleşik hale gelince başka bir yere yerleşmek imkanı kalmamıştı, çünkü kimse artık kurulmuş olan Boston şehrini alıp başka bir yere götürmezdi ve götüremezdi. Dolayısıyla Arthur’un iktisat görüşü de bu çerçevede şekillendi; ekonomi optimumlara göre işleyen bir sistem değildir, bilakis “yola bağımlı, karmaşık, evrim içinde, açık ve organik”tir.
Douglass North da 1990 yılında yayınladığı “Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik Performans” adlı kitabıyla patika bağımlılığı yaklaşımını analizinin başat öğelerinden biri yapan iktisatçılardandır. North, geçmişin geleceği kestirmek için kullanılabilecek bir kaçınılmazlık öyküsü olmadığını ve patika bağımlılığının sadece tercih kümesini daraltmak ve zaman içinde kararlar arasında bağlantı kurmak için kullanılan bir yol olduğunu savunur. Örneğin; İngiltere ve İspanya’nın kurumsal ekonomik yapılarının karşılaştırmasından hareketle hem iki ülkenin sanayileşme noktasındaki farklı başarı düzeylerini, hem de İngiltere kolonisi olan ABD ile İspanya kolonisi olan Latin Amerika ülkelerinin ekonomik performanslarını karşılaştırmalı olarak masaya yatıran North, ülkeler arasındaki farklılıkların girilen farklı tarihsel patikalarla irtibatlı olduğunu ileri sürmektedir.
Patika bağımlılığı kavramı, tarih ve sosyoloji alanlarının beraber işlediği alanlarda da yoğunlukla kullanılmaktadır. ’un meşhur çalışması Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri’nde ülkelerdeki soyluluğun ve köylülüğünün sınıfsal karakteri belirlemedeki rolüne göre farklı sanayileşme, modernleşme tecrübelerinin ve dolayısıyla birbirinden oldukça farklı siyasi rejimlerin ortaya çıkışı analiz edilir. Moore’un yöntemi, tarihsel sosyoloji çalışmalarında kavramın kullanımına varan süreci öncelemiştir.
Kavramı ilk olarak 1988 yılında yayınladığı ‘Future History’ makalesinde kullanan Charles Tilly, birşeyin ne zaman ve nerede gerçekleştiğinin nasıl gerçekleşeceğini etkilediğini ve patika bağımlılığının önceki olayların sonraki olaylar üzerindeki toplam etkisi olduğunu belirtir. Tilly yaklaşımını Karl Marx’ın meşhur “İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine göre değil; kendi seçtikleri koşullar içinde değil, doğrudan karşı karşıya kaldıkları, belirlenmiş olan ve geçmişten gelen koşullar içinde yaparlar. Bütün ölmüş kuşakların geleneği, büyük bir ağırlıkla, yaşayanların beyinleri üzerine kabus gibi çöker” ifadesi ile temellendirir ve her tarihsel gelişmenin mümkünlerden bir mümkünün seçimi olduğunu, devamındaki gelişmelerin de bu gelişmenin açtığı yoldan ilerleme eğilimi gösterdiğini vurgular. Çünkü, önce olanların sonradan olacakları etkilemesi bir yörüngeden diğerine geçişi kısıtlayan bir içeriğe sahiptir ve bir zaman diliminde yapılan tercihler daha sonra tercih edilebilecek olan envai çeşit ihtimali eler. Yine Marks’ın deyişiyle, ölü diriyi yakalamaktadır.
‘Patika bağımlılığı’ odaklı çalışmalar arasında David ve Arthur’un bahsi geçen makalelerinden sonra en çok atıf alan makale olan’in “Cultural Beliefs and The Organization of Society” başlıklı makalesi kollektivist ve bireyci toplumların tarihsel dayanaklarına eğilen bir çalışmadır. Greif, prekapitalist dönemlerde tarih sahnesine çıkmış Cenevizli tüccarlarla Mağripli tüccarları karşılaştırarak iki farklı patikanın günümüzdeki izdüşümlerini yorumlamaktadır.
Bu yöndeki çalışmalara ilginç bir örnek, ’nin Kore alfabesinin serüvenini irdelediği çalışmadır. Choi, yazı dilinde Çince’yi kullanan Kore toplumunun 7.yüzyılda devletle halk arasındaki ilişkileri kolaylaştırmak için sözlü Kore dilini Çince harflerle ifade etmeyi sağlayan melez dilini oluşturduğunu ve 1446’ya kadar sürecin bu şekilde devam ettiğini belirtir. O yıl Kral Sejong’un alimler sınıfından oluşturulmasını istediği alfabe tamamlanır. Bu alfabe, Hangıl, Kore dilinin sözlü yapısını yazıya oldukça iyi aktarabilen bir düzenlemeye sahiptir, ancak bu yeni algabe yaklaşık 500 yıl boyunca özel yazışmalar dışında kullanıma geçmez. Choi’ye göre, Çince okuyup yazmaya alışmış devletin egemen sınıfları ve Idu sayesinde halka karşı imtiyazlarını koruyabilen bürokratlar bu alfabenin yaygınlaşmasını arzu etmemişler, yazı dili hususunda girilen tarihsel patikadan sapmamışlardır. 1910 yılında Kore’yi işgal eden Japonya ülkede Çince’yi tamamen yasaklayıp yerine Japonca’yı resmi dil haline getirip işgalin bittiği 1945 yılına kadar bu politikayı sürdürünce patika bağımlılığı büyük ölçüde kırılmış, Korelilerin önünde Hangıl'ı resmi alfabe olarak topluma yerleştirmek için ciddi bir fırsat doğmuş ve sözlü dil ile yazı dili arasındaki barış sağlanmıştır. Choi’nin çalışması, tarihsel süreçte ortaya çıkan geri döndürülemez patikaları kavrayabilmek açısından etkileyici bir misaldir.
Fethi Açıkel, ‘patika bağımlılığı’ kavramına yakın anlamlı ‘model bağımlı’ kavramını önerdiği makalesinde Osmanlı-Türk modernleşmesinin İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde merkezi iktidarıyla muhalefetiyle yoğun olarak Fransa’nın, asker-sivil bürokrasi özelinde ise Almanya’nın modernleşme modelini takip ettiğini ve Türkiye siyasetinde belirli bir model bağımlılığın oluştuğunu ileri sürmektedir. Açıkel’e göre, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan modeli devreye girmiştir.
, sol örgütlerin şiddetini; devlete karşı, sol örgütler arası ve sol örgüt içi şiddet olarak üç kısımda değerlendirmekte ve sol örgütlerin günümüze kadar etkisini gösteren şiddet eğilimini 1970'lerin başından sonra girilen, devlet ve karşıt paramiliter yapılar tarafından kışkırtılan tarihsel patika ile ilişkilendirmektedir. Aşağıda bahsedileceği üzere, Thomas Kuhn'un bilim yaklaşımına paralel olarak siyaset bilimi açısından ekonomik kriz, askeri darbe ve devrimlerin verili patikaya bağımlılığı yıkarak paradigmayı değiştirdiği, yeni bir patikaya alan açtığı söylenebilir. Özellikle Türkiye ekonomisi ve siyasi sistemi için 1980 darbesi ve 2001 krizi bu tarz kırılmaları karşılamaktadır.
Teknolojiden Örnekler
Ø Saatlerin sağa doğru dönmesi, (Brian Arthur tarafından gündeme getirildi)
Ø Beta kasetlere karşı VHS kasetler,
Ø Tren rayı ölçü standardları,
Ø Otomativde buharlı motorlar yerine benzinli motorların yaygınlaşması,
Ø DC akım yerine AC akımın tercih edilmesi,
Ø İşletim sistemleri açısından Microsoft’un tekel rolü,
Ø Tarımsal haşerelerle mücadele için daha ileri programlanabilir yöntemler yerine bölgesel ilaçlama yönteminin halen yaygın olması,
Ø Britanya Kömür Vagonları’nın verimsizliği ve boyutlarının büyütülememesi (Veblen’in irdelediği bir konudur)
Ø NASA’nın ‘insanın uzaya gönderilmesi’ bazlı çalışmalar için örgütlenmiş olmasının diğer çalışmalar için kısıtlayıcı etkisi,
Ø Nükleer Reaktör teknolojisi için hafif su reaktörlerinin tercih edilmesi
Ø TV'lerde yakın zamanlara kadar kullanılan 4:3 kadraj oranı,
Ø Avrupa ülkelerinin sayısal radyo teknolojileri için yeni ve daha verimli teknolojisi yerine daha önce uzmanlaştığı ve büyük yatırımlar yaptığı ve türevi teknolojilerin yaygınlaşması için uğraşmaları.
Bilimsel Yöntem
Bir patikanın oluştuğu an, Thomas Kuhn’un olağan bilim-bilimsel devrim tasniflerinin ifade ettiği kırılmalara denk düşecek şekilde düşünülebilir. Patika bağımlılığı, Kaos teorisi ve Santa Fe Enstitüsü’nın başını çektiği Karmaşıklık teorisi ile ilgili tınılı tartışmalarda sıklıkla başvurulan bir kavramdır.
Alvin Toffler’ın “Kaostan Düzene” kitabı için yazdığı önsözde söyledikleri patika bağımlılığı kavramı ile oldukça bağlantılıdır; “Düzensiz değişimler mevcut bir sistemi dengeden uzak bir duruma doğru zorladığında ve yapısını tehdit ettiğinde, sistem kritik bir ‘an’a veya çatallanma noktasına ulaşır. Bu noktada, yazarlara(Prigogine-Stengers) göre, sistemin bir sonraki durumunu belirlemek doğal olarak imkansızdır. Olasılık sistemde mevcut olan her şeyi yeni bir gelişim mecrasına doğru dürter. Ve bir kere bir çokları arasından bir yol seçildiğinde determinizm tekrar devreye girer ve gelecek çatallanma noktasına kadar işlevini sürdürür. İşte burada kısaca ‘olasılık’ ve ‘zorunluluk’un uzlaşmaz karşıtlar değil de bir kader doğrultusunda rollerini icra eden ortaklar olduğunu görüyoruz.” Toffler’in vurgusu patika bağımlılığı kavramının makro yapılar ve mikro özneler arasında mezo kurumsallıklar için, yahut Voluntarizm(iradecilik) ile Determinizm(belirlenimcilik) arasında bir üçüncü alternatifi işaret etmek için biçilmiş kaftan olduğunu imler.
ise patika bağımlılığı kavramı için ‘yol’ yerine ‘ağaç’ metaforunu kullanmanın daha isabetli olacağı iddiasındadır; “Kökten çeşitli dallar çıkmakta ve bu dallardan da daha küçük dallar gelişmektedir. Bir dala tırmanmaktan vazgeçmek ve geri dönüp başka bir dala tırmanmak mümkün olsa bile; tırmanan kişi, bir kez başladığı dal doğrultusunda ilerlemeyi tercih etmektedir.” Bu durumda daldan dala atlamak imkansız yahut çok zor olduğundan ve dal değiştirmek için dalların ayrıldığı yere geri dönmek gerekeceğinden ayrım noktasında yapılan tercih oldukça belirleyici olacaktır.
tarihsel sosyoloji çalışmaları için yaptığı metodoloji tartışmalarında Charles Tilly’nin izinden giderek kavramın karşılaştırmalı tahliller için çok önemli fırsatlar sunduğunu vurgular. Kavram aslında oldukça basit görünse de kabulü halinde metodolojik açıdan ulaşılan sonuçlar radikaldir; “Eğer toplumsal, siyasal, iktisadi süreçler belirli bir noktada girilen patikaya bağımlı ise ‘toplumsal değişim’in önceden kestirilebilir ve kaçınılmaz bir yönü olamaz. Hiçbir tarihsel durum bir sonrakinin gerekli ön koşulu değildir.” Ergut’un temel itirazı holistik tarihsel yasalar arama fikri hakkında olmakla birlikte bilimin belli düzenlilikler ve nedensellik mekanizmaları keşfetme çabası olduğunda ısrarcıdır. Onun vurgusu, karşılaştırmalı tarihsel sosyolojik çalışmalarda görünürde benzer koşullara sahip iki durumun(ya da iki ülkenin) neden oldukça farklı sonuçlara vardığı problemini ancak farklı ‘patika bağımlılıkları’nın söz konusu olduğunu tahlile dahil ederek ve bu sayede daha derinlikli sorular sorarak aşabileceğimiz üzerinedir.
Sonuç olarak, kavramın tarihselcilik ile işlevselcilik arasındaki metodolojik gerilimi dindirme çabası olduğu söylenebilir. Ergut, kavramı meta anlatılar arayan bilimsel yaklaşımlara bir aşı olarak değerlendirme eğilimdeyken, aslında kavramı modern bilimin kıyasıya eleştirisinden doğan ve istisnailiği, tekillikleri odağa koyan bilimsel yaklaşımlara geleneksel bilimin metodolojik bir cevabı olarak görmek de mümkündür; Bu cevabın bir versiyonu Tilly’nin tanımladığı biçimiyle; Postmodernizme, Fenomenolojik bireyciliğe, metodolojik bireyciliğe ve elbette Marksist yaklaşımlardaki holizme karşı ‘ilişkisel gerçekçilik’tir.
Pratikte; patika bağımlılığı toplumların yaşamında alışkanlıkların, normların, düzenin ve ayrıca kültürün oluşması gibi pozitif sosyal yönlerle birlikte muhafazakarlık, yeniliğe ve yaratıcılığa kapalılık, sürü psikolojisinin sürdürülmesi gibi negatif sosyal yönlerle de ilişkilendirilebilir.
Bilişsel çelişki Kavramıyla İlişkisi
Bilişsel çelişki kavramında bireysellik vurgusu varken, patika bağımlılığı kavramında yapısallıklara, vurgu vardır. Birey açısından “bu kadar bekledim, biraz daha bekleyim” söyleminin arkasında yatan biraz da patikaya bağımlılıktır; Çünkü geri dönüp baştan başlamak daha maliyetli görünmektedir. Yine “tükürdüğünü yalayamamak” deyimiyle yahut “hamama giren terler” atasözüyle altı çizilen de aslında bu bakış açısıdır; çünkü farklı bir yola sapmak ya bedel ödemeyi gerektiriyordur ya da söz konusu durumda tutarlılık kaygısı oldukça güçlüdür.
Bir örnek; Katılımcılara bir odaya girip bir saat içinde yüzlerce vida sıkmaları ve çıkışta ‘ne eğlenceliydi’ şeklinde odaya girecek diğer katılımcıya yalan söylemeleri istenir. Bu iki aşama sonucunda kimi katılımcılara 1 dolar, kimisine 20 dolar verilir. Daha sonrasında bir anket yapılır ve deneyde eğlenip eğlenmedikleri sorulur; 20 dolar alanlar deneyin sıkıcı olduğunu yazarken, 1 dolar alanlar ‘hiç fena değildi’ der. Çünkü rasyonel davrandıklarını, 1 dolarcık için saçma bir şey yapmadıklarını düşünmek isterler.
Diğer
Patika bağımlılığı, fizikteki ‘histerezis’ kavramıyla akrabadır. Manyetik histeresis bir fiziksel etkinin kaynağı ortadan kalkmasına rağmen etkinin devam etmesi olgusuna denir.
Yine kavramın, fizikte ve matematikte’ holonomik olmayan’(belli bir doğrultuda hareket eden; araba, insan kolu gibi) sistemlerle ilintisi mevcuttur.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b Waldrop, Karmaşıklık: Düzen ve Kaosun Eşiğinde Beliren Bilim s.36-37
- ^ Gökten, “İktisatta Evrim Düşüncesi ve Evrimci İktisadın Teknolojiye Yaklaşımı s.31-32
- ^ a b Veblen, “Why is Economics not an Evolutionary Science?” Quarterly Journal of Economics, Vol.12, No.4, s.373-397
- ^ Rutherford, “Institutional Economics: Then and Now”
- ^ Polanyi, “Kurumsallaşmış Bir Süreç Olarak Ekonomi”
- ^ David, “Clio and the Economics of QWERTY”
- ^ Arthur ve Ermoliev ve Kaniovski, “On Generalized Urn Schemes of The Polya Kind”
- ^ Arthur, “Competing Technologies, Increasing Returns, an Lock-in by Historical Events”
- ^ Winston, Operations Research: Applications and Algorithms
- ^ Waldrop, Karmaşıklık: Düzen ve Kaosun Eşiğinde Beliren Bilim s.39-41
- ^ North, Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik Performans s.119-152
- ^ Moore, Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri
- ^ Tilly, “Future History”, Theory and Society, Vol.17, No.5 s.709-711
- ^ Yalçıntaş, “İktisat Düşüncesinde Evrimci Yol: İktisat Güncel Evrim Teorisine Ne Kadar Katkı Yaptı?”
- ^ Grief, “Cultural Beliefs and the Organization of Society: A Historical and Theoretical Reflection on Collectivist and Individualist Societies”
- ^ Choi, “Path dependence and the Korean alphabet”
- ^ Açıkel, “Model-Bağımlı Modernleşme: Seçkinler ve Osmanlı- Türk Modernliğinin Bilişsel-Kurumsal Repertuarı Üzerine Kavramsal Bir Deneme”, Tarihsel Sosyoloji, s.91-129
- ^ Etil, “Sol Entelijansiyanın Kör Noktası: ‘Sol-İçi Şiddet Pratikleri’ ve ‘Yoldaşını Öldürmek’”, Umran Dergisi, Ekim 2014, s.26-37
- ^ Veblen, Imperial Germany and the Industrial Revolution
- ^ Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı
- ^ Toffler, Kaostan Düzene adlı kitaba Önsöz, s.23
- ^ Pierson, “Increasing Returns, Path Dependence, and the Study of Politics” American Political Science Review, Vol.94, No.2, s.251-267.
- ^ Ergut, Tarihsel Sosyoloji: Stratejiler, Sorunsallar, Paradigmalar s.15
- ^ Ergut, “Tarihsel Bilginin Özgüllükleri: Zaman ve Patikaya Bağımlılık” s.5-8
- ^ Tilly, Time of States, Stories Identities and Political Changes
- ^ Festinger ve Carlsmith, “Cognitive Consequences of Forced Compliance”
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Patika bagimliligi Ingilizce path dependence bireylerin gruplarin toplumlarin yahut insanligin belli eyleyisleri sonucu girdigi bir yolun bir kalibin daha sonraki yonelimlerini kosullamasi hareket alanini belli olculerde sinirlandirmasidir Turkcede tamlamadaki patika kelimesine karsilik olarak yol izlek menzil yorunge model gibi kelimeler de tercih edilmektedir Kurumsal iktisatPatika bagimliligi evrimci kurumsalci iktisat ekollerin baskin kavramlarindan biridir Klasik iktisat yaklasimina gore kucuk ve rassal dengesizlikler ortaya cikar cikmaz sonumlenirler Oysa mevzubahis iktisadi yaklasimda gercek ekonomi canli bir sistem olarak tasavvur edilir ve kucuk rassal dengesizlikler birikerek gelisir ve sistemi degistirebilirler Patika bagimliligi geleneksel denge fikrinde yer alan guclerin ve mekanizmalarin tam karsisinda ve soz konusu birikim ve degismenin yani basinda yer almaktadir Ayrica ekonomik aktorlerin karar alma surecinde gecmis tecrubelerden faydalanmalarini da icermektedir Bu yaklasima gore gecerli olan ekonomide isleyen dogal secilimle en iyi alternatifin ayakta kalmasi degil kurumlarin evrimidir Bu iktisat ekollerinin ilk cikis noktasi olarak kabul edilen Thorstein Veblen in calismalarinda iktisat kurumlarin bicimlendirdigi bir evrim sureci sonucu olusan duzeni gosterme teorisidir Veblen patika bagimliligi kavramini kullanmaz Icgudulerin aliskanliklari beslemesi aliskanliklarin ise kurumsal yapilar cercevesinde donusturucu etkilerde bulunmasini betimlemek icin cumulative causation kavramini kullanir Veblen in kurumu belirli bir donemde yaygin olarak kabul edilen dusunce ve davranis aliskanliklari olarak tanimlamasi da bu yaklasimini destekler niteliktedir Veblen in teorisi kurumsal degisimin patika bagimli ve kumulatif niteligine kurumsal degisime neden olan yeni teknolojilerin rolune ve Amerikan kurumlarinin parasal karakterine vurgu yapar Ornegin Veblen e gore altinin para standardi olarak kullanilmasi olumsaldir altin yerine az bulunan bir midye turunun de bu tarz bir standart icin kullanilabilir oldugunu ileri surer Karl Polanyi de en onemli eseri olan Buyuk Donusum de Ingiltere nin sanayilesmesindeki tarihsel patikalari aktarmis daha sonraki calismalarinda da insanlik icin baska bir patika mumkundu ve hala mumkun diyebilmek icin ekonomideki kurumlasmanin girilen patikalara bagimli oldugunu vurgulamistir daha once mevzubahis kavrami ise kosmadan patika bagimliligi yaklasimini bazi calismalarina yansitmis olsa da kavrami sosyal bilim literaturunde ilk olarak kullanan Clio and the Economics of QWERTY baslikli makalesiyle Stanford Universitesi nden olmustur Makale basligindan da anlasilacagi uzere Q klavye sisteminin Ingilizce dilinde hizlica yazmak icin optimum duzenleme olmamasina ragmen ilk olarak daktilolarda daha sonra elektronik klavyelerde nasil yayginlastigini ve geri donulemez bir patika yarattigini belirtmektedir Arthur ise iki Rus olasilik teorisyeni Ermoliev ve Kaniovski ile birlikte 1983 yilinda yazdigi makalede Polya kasesinde bulunan biri siyah biri beyaz iki toptan yola cikarak artan getiriler uzerine meramini anlatmaktadir Buradaki kural kaseden rastgele cekilen herhangi bir toptan bir tane daha kaseye eklenmesidir Dolayisiyla yapilacak ilk secim secilen topun kasedeki oranini 2 3 e getireceginden daha sonraki secimlerde o renkte top secme ihtimalini arttiracaktir Isleme uzun sure devam edildiginde ilk birkac secimle baglantili olarak kasenin neredeyse tamaminin ayni renk topla dolmasi soz konusu olacaktir Arthur 1989 da yayinladigi makalesinde bu yaklasimini biraz daha gelistirerek patika bagimliligi kavramini analizinin merkezine yerlestirir ve patikaya bagimli olani ergodik olmayan olarak tanimlar Bir sistemde tanimlanan butun durumlar en az bir kere gerceklesiyorsa bazi durumlar birden fazla defa tekrarlanabiliyorsa herhangi bir anda gecmisteki bir duruma geri donmek ve olaylarin farkli bir sirayla gerceklesmesini saglamak mumkunse bu sistem ergodiktir Ergodik olmayan bir sistemde ise gecmisteki bir duruma geri donmeye izin verilmemekte ve sistem hafizasi tum asamalarda tasinmakta gecmisin butun etkileri gelecege ulastirilmaktadir Dolayisiyla ekonomik bir yonelis belli bir asamadan sonra kilitlenme ing lock in durumu olusturarak daha iyi alternatiflere gecmeyi zorlastiracaktir Arthur yontemini insa ederken biyolojinin DNA uzerine calismalarindan ve ozellikle ekonomik cografya temali calismalardan etkilenmistir Arthur a gore bir ulkedeki sehirlerin ve sanayilerin kumelenme bicimleri ya da ornegin yuksek teknoloji firmalarinin Silikon Vadisi nde kumelenmesi ancak bazi tarihsel rastlantilarin da etkili oldugu patikalarin ve ona bagimliligin olusmus olmasiyla aciklanabilir Ornegin Ingiliz Puritenerinin Amerika ya ilk goclerinde New England a yerlesmelerinin sebebi o bolgenin cok iyi tarim arazilerine sahip olmasi degil Mayflower gemisinin Virginia yi ararken yolunu kaybetmis olmasi ve Massachusetts Korfezi nde durmasidir Buradaki koloni yerlesik hale gelince baska bir yere yerlesmek imkani kalmamisti cunku kimse artik kurulmus olan Boston sehrini alip baska bir yere goturmezdi ve goturemezdi Dolayisiyla Arthur un iktisat gorusu de bu cercevede sekillendi ekonomi optimumlara gore isleyen bir sistem degildir bilakis yola bagimli karmasik evrim icinde acik ve organik tir Douglass North da 1990 yilinda yayinladigi Kurumlar Kurumsal Degisim ve Ekonomik Performans adli kitabiyla patika bagimliligi yaklasimini analizinin basat ogelerinden biri yapan iktisatcilardandir North gecmisin gelecegi kestirmek icin kullanilabilecek bir kacinilmazlik oykusu olmadigini ve patika bagimliliginin sadece tercih kumesini daraltmak ve zaman icinde kararlar arasinda baglanti kurmak icin kullanilan bir yol oldugunu savunur Ornegin Ingiltere ve Ispanya nin kurumsal ekonomik yapilarinin karsilastirmasindan hareketle hem iki ulkenin sanayilesme noktasindaki farkli basari duzeylerini hem de Ingiltere kolonisi olan ABD ile Ispanya kolonisi olan Latin Amerika ulkelerinin ekonomik performanslarini karsilastirmali olarak masaya yatiran North ulkeler arasindaki farkliliklarin girilen farkli tarihsel patikalarla irtibatli oldugunu ileri surmektedir Tarihsel sosyoloji Toplumsal Tarih Patika bagimliligi kavrami tarih ve sosyoloji alanlarinin beraber isledigi alanlarda da yogunlukla kullanilmaktadir un meshur calismasi Diktatorlugun ve Demokrasinin Toplumsal Kokenleri nde ulkelerdeki soylulugun ve koylulugunun sinifsal karakteri belirlemedeki rolune gore farkli sanayilesme modernlesme tecrubelerinin ve dolayisiyla birbirinden oldukca farkli siyasi rejimlerin ortaya cikisi analiz edilir Moore un yontemi tarihsel sosyoloji calismalarinda kavramin kullanimina varan sureci oncelemistir Kavrami ilk olarak 1988 yilinda yayinladigi Future History makalesinde kullanan Charles Tilly birseyin ne zaman ve nerede gerceklestiginin nasil gerceklesecegini etkiledigini ve patika bagimliliginin onceki olaylarin sonraki olaylar uzerindeki toplam etkisi oldugunu belirtir Tilly yaklasimini Karl Marx in meshur Insanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar ama kendi keyiflerine gore degil kendi sectikleri kosullar icinde degil dogrudan karsi karsiya kaldiklari belirlenmis olan ve gecmisten gelen kosullar icinde yaparlar Butun olmus kusaklarin gelenegi buyuk bir agirlikla yasayanlarin beyinleri uzerine kabus gibi coker ifadesi ile temellendirir ve her tarihsel gelismenin mumkunlerden bir mumkunun secimi oldugunu devamindaki gelismelerin de bu gelismenin actigi yoldan ilerleme egilimi gosterdigini vurgular Cunku once olanlarin sonradan olacaklari etkilemesi bir yorungeden digerine gecisi kisitlayan bir icerige sahiptir ve bir zaman diliminde yapilan tercihler daha sonra tercih edilebilecek olan envai cesit ihtimali eler Yine Marks in deyisiyle olu diriyi yakalamaktadir Patika bagimliligi odakli calismalar arasinda David ve Arthur un bahsi gecen makalelerinden sonra en cok atif alan makale olan in Cultural Beliefs and The Organization of Society baslikli makalesi kollektivist ve bireyci toplumlarin tarihsel dayanaklarina egilen bir calismadir Greif prekapitalist donemlerde tarih sahnesine cikmis Cenevizli tuccarlarla Magripli tuccarlari karsilastirarak iki farkli patikanin gunumuzdeki izdusumlerini yorumlamaktadir Bu yondeki calismalara ilginc bir ornek nin Kore alfabesinin seruvenini irdeledigi calismadir Choi yazi dilinde Cince yi kullanan Kore toplumunun 7 yuzyilda devletle halk arasindaki iliskileri kolaylastirmak icin sozlu Kore dilini Cince harflerle ifade etmeyi saglayan melez dilini olusturdugunu ve 1446 ya kadar surecin bu sekilde devam ettigini belirtir O yil Kral Sejong un alimler sinifindan olusturulmasini istedigi alfabe tamamlanir Bu alfabe Hangil Kore dilinin sozlu yapisini yaziya oldukca iyi aktarabilen bir duzenlemeye sahiptir ancak bu yeni algabe yaklasik 500 yil boyunca ozel yazismalar disinda kullanima gecmez Choi ye gore Cince okuyup yazmaya alismis devletin egemen siniflari ve Idu sayesinde halka karsi imtiyazlarini koruyabilen burokratlar bu alfabenin yayginlasmasini arzu etmemisler yazi dili hususunda girilen tarihsel patikadan sapmamislardir 1910 yilinda Kore yi isgal eden Japonya ulkede Cince yi tamamen yasaklayip yerine Japonca yi resmi dil haline getirip isgalin bittigi 1945 yilina kadar bu politikayi surdurunce patika bagimliligi buyuk olcude kirilmis Korelilerin onunde Hangil i resmi alfabe olarak topluma yerlestirmek icin ciddi bir firsat dogmus ve sozlu dil ile yazi dili arasindaki baris saglanmistir Choi nin calismasi tarihsel surecte ortaya cikan geri dondurulemez patikalari kavrayabilmek acisindan etkileyici bir misaldir Fethi Acikel patika bagimliligi kavramina yakin anlamli model bagimli kavramini onerdigi makalesinde Osmanli Turk modernlesmesinin Ikinci Dunya Savasi na kadar olan donemde merkezi iktidariyla muhalefetiyle yogun olarak Fransa nin asker sivil burokrasi ozelinde ise Almanya nin modernlesme modelini takip ettigini ve Turkiye siyasetinde belirli bir model bagimliligin olustugunu ileri surmektedir Acikel e gore Ikinci Dunya Savasi sonrasinda Amerikan modeli devreye girmistir sol orgutlerin siddetini devlete karsi sol orgutler arasi ve sol orgut ici siddet olarak uc kisimda degerlendirmekte ve sol orgutlerin gunumuze kadar etkisini gosteren siddet egilimini 1970 lerin basindan sonra girilen devlet ve karsit paramiliter yapilar tarafindan kiskirtilan tarihsel patika ile iliskilendirmektedir Asagida bahsedilecegi uzere Thomas Kuhn un bilim yaklasimina paralel olarak siyaset bilimi acisindan ekonomik kriz askeri darbe ve devrimlerin verili patikaya bagimliligi yikarak paradigmayi degistirdigi yeni bir patikaya alan actigi soylenebilir Ozellikle Turkiye ekonomisi ve siyasi sistemi icin 1980 darbesi ve 2001 krizi bu tarz kirilmalari karsilamaktadir Teknolojiden OrneklerO Saatlerin saga dogru donmesi Brian Arthur tarafindan gundeme getirildi O Beta kasetlere karsi VHS kasetler O Tren rayi olcu standardlari O Otomativde buharli motorlar yerine benzinli motorlarin yayginlasmasi O DC akim yerine AC akimin tercih edilmesi O Isletim sistemleri acisindan Microsoft un tekel rolu O Tarimsal haserelerle mucadele icin daha ileri programlanabilir yontemler yerine bolgesel ilaclama yonteminin halen yaygin olmasi O Britanya Komur Vagonlari nin verimsizligi ve boyutlarinin buyutulememesi Veblen in irdeledigi bir konudur O NASA nin insanin uzaya gonderilmesi bazli calismalar icin orgutlenmis olmasinin diger calismalar icin kisitlayici etkisi O Nukleer Reaktor teknolojisi icin hafif su reaktorlerinin tercih edilmesi O TV lerde yakin zamanlara kadar kullanilan 4 3 kadraj orani O Avrupa ulkelerinin sayisal radyo teknolojileri icin yeni ve daha verimli teknolojisi yerine daha once uzmanlastigi ve buyuk yatirimlar yaptigi ve turevi teknolojilerin yayginlasmasi icin ugrasmalari Bilimsel YontemBir patikanin olustugu an Thomas Kuhn un olagan bilim bilimsel devrim tasniflerinin ifade ettigi kirilmalara denk dusecek sekilde dusunulebilir Patika bagimliligi Kaos teorisi ve Santa Fe Enstitusu nin basini cektigi Karmasiklik teorisi ile ilgili tinili tartismalarda siklikla basvurulan bir kavramdir Alvin Toffler in Kaostan Duzene kitabi icin yazdigi onsozde soyledikleri patika bagimliligi kavrami ile oldukca baglantilidir Duzensiz degisimler mevcut bir sistemi dengeden uzak bir duruma dogru zorladiginda ve yapisini tehdit ettiginde sistem kritik bir an a veya catallanma noktasina ulasir Bu noktada yazarlara Prigogine Stengers gore sistemin bir sonraki durumunu belirlemek dogal olarak imkansizdir Olasilik sistemde mevcut olan her seyi yeni bir gelisim mecrasina dogru durter Ve bir kere bir coklari arasindan bir yol secildiginde determinizm tekrar devreye girer ve gelecek catallanma noktasina kadar islevini surdurur Iste burada kisaca olasilik ve zorunluluk un uzlasmaz karsitlar degil de bir kader dogrultusunda rollerini icra eden ortaklar oldugunu goruyoruz Toffler in vurgusu patika bagimliligi kavraminin makro yapilar ve mikro ozneler arasinda mezo kurumsalliklar icin yahut Voluntarizm iradecilik ile Determinizm belirlenimcilik arasinda bir ucuncu alternatifi isaret etmek icin bicilmis kaftan oldugunu imler ise patika bagimliligi kavrami icin yol yerine agac metaforunu kullanmanin daha isabetli olacagi iddiasindadir Kokten cesitli dallar cikmakta ve bu dallardan da daha kucuk dallar gelismektedir Bir dala tirmanmaktan vazgecmek ve geri donup baska bir dala tirmanmak mumkun olsa bile tirmanan kisi bir kez basladigi dal dogrultusunda ilerlemeyi tercih etmektedir Bu durumda daldan dala atlamak imkansiz yahut cok zor oldugundan ve dal degistirmek icin dallarin ayrildigi yere geri donmek gerekeceginden ayrim noktasinda yapilan tercih oldukca belirleyici olacaktir tarihsel sosyoloji calismalari icin yaptigi metodoloji tartismalarinda Charles Tilly nin izinden giderek kavramin karsilastirmali tahliller icin cok onemli firsatlar sundugunu vurgular Kavram aslinda oldukca basit gorunse de kabulu halinde metodolojik acidan ulasilan sonuclar radikaldir Eger toplumsal siyasal iktisadi surecler belirli bir noktada girilen patikaya bagimli ise toplumsal degisim in onceden kestirilebilir ve kacinilmaz bir yonu olamaz Hicbir tarihsel durum bir sonrakinin gerekli on kosulu degildir Ergut un temel itirazi holistik tarihsel yasalar arama fikri hakkinda olmakla birlikte bilimin belli duzenlilikler ve nedensellik mekanizmalari kesfetme cabasi oldugunda israrcidir Onun vurgusu karsilastirmali tarihsel sosyolojik calismalarda gorunurde benzer kosullara sahip iki durumun ya da iki ulkenin neden oldukca farkli sonuclara vardigi problemini ancak farkli patika bagimliliklari nin soz konusu oldugunu tahlile dahil ederek ve bu sayede daha derinlikli sorular sorarak asabilecegimiz uzerinedir Sonuc olarak kavramin tarihselcilik ile islevselcilik arasindaki metodolojik gerilimi dindirme cabasi oldugu soylenebilir Ergut kavrami meta anlatilar arayan bilimsel yaklasimlara bir asi olarak degerlendirme egilimdeyken aslinda kavrami modern bilimin kiyasiya elestirisinden dogan ve istisnailigi tekillikleri odaga koyan bilimsel yaklasimlara geleneksel bilimin metodolojik bir cevabi olarak gormek de mumkundur Bu cevabin bir versiyonu Tilly nin tanimladigi bicimiyle Postmodernizme Fenomenolojik bireycilige metodolojik bireycilige ve elbette Marksist yaklasimlardaki holizme karsi iliskisel gercekcilik tir Pratikte patika bagimliligi toplumlarin yasaminda aliskanliklarin normlarin duzenin ve ayrica kulturun olusmasi gibi pozitif sosyal yonlerle birlikte muhafazakarlik yenilige ve yaraticiliga kapalilik suru psikolojisinin surdurulmesi gibi negatif sosyal yonlerle de iliskilendirilebilir Bilissel celiski Kavramiyla IliskisiBilissel celiski kavraminda bireysellik vurgusu varken patika bagimliligi kavraminda yapisalliklara vurgu vardir Birey acisindan bu kadar bekledim biraz daha bekleyim soyleminin arkasinda yatan biraz da patikaya bagimliliktir Cunku geri donup bastan baslamak daha maliyetli gorunmektedir Yine tukurdugunu yalayamamak deyimiyle yahut hamama giren terler atasozuyle alti cizilen de aslinda bu bakis acisidir cunku farkli bir yola sapmak ya bedel odemeyi gerektiriyordur ya da soz konusu durumda tutarlilik kaygisi oldukca gucludur Bir ornek Katilimcilara bir odaya girip bir saat icinde yuzlerce vida sikmalari ve cikista ne eglenceliydi seklinde odaya girecek diger katilimciya yalan soylemeleri istenir Bu iki asama sonucunda kimi katilimcilara 1 dolar kimisine 20 dolar verilir Daha sonrasinda bir anket yapilir ve deneyde eglenip eglenmedikleri sorulur 20 dolar alanlar deneyin sikici oldugunu yazarken 1 dolar alanlar hic fena degildi der Cunku rasyonel davrandiklarini 1 dolarcik icin sacma bir sey yapmadiklarini dusunmek isterler DigerPatika bagimliligi fizikteki histerezis kavramiyla akrabadir Manyetik histeresis bir fiziksel etkinin kaynagi ortadan kalkmasina ragmen etkinin devam etmesi olgusuna denir Yine kavramin fizikte ve matematikte holonomik olmayan belli bir dogrultuda hareket eden araba insan kolu gibi sistemlerle ilintisi mevcuttur Ayrica bakinizBilissel celiski Is fizik Kaynakca a b Waldrop Karmasiklik Duzen ve Kaosun Esiginde Beliren Bilim s 36 37 Gokten Iktisatta Evrim Dusuncesi ve Evrimci Iktisadin Teknolojiye Yaklasimi s 31 32 a b Veblen Why is Economics not an Evolutionary Science Quarterly Journal of Economics Vol 12 No 4 s 373 397 Rutherford Institutional Economics Then and Now Polanyi Kurumsallasmis Bir Surec Olarak Ekonomi David Clio and the Economics of QWERTY Arthur ve Ermoliev ve Kaniovski On Generalized Urn Schemes of The Polya Kind Arthur Competing Technologies Increasing Returns an Lock in by Historical Events Winston Operations Research Applications and Algorithms Waldrop Karmasiklik Duzen ve Kaosun Esiginde Beliren Bilim s 39 41 North Kurumlar Kurumsal Degisim ve Ekonomik Performans s 119 152 Moore Diktatorlugun ve Demokrasinin Toplumsal Kokenleri Tilly Future History Theory and Society Vol 17 No 5 s 709 711 Yalcintas Iktisat Dusuncesinde Evrimci Yol Iktisat Guncel Evrim Teorisine Ne Kadar Katki Yapti Grief Cultural Beliefs and the Organization of Society A Historical and Theoretical Reflection on Collectivist and Individualist Societies Choi Path dependence and the Korean alphabet Acikel Model Bagimli Modernlesme Seckinler ve Osmanli Turk Modernliginin Bilissel Kurumsal Repertuari Uzerine Kavramsal Bir Deneme Tarihsel Sosyoloji s 91 129 Etil Sol Entelijansiyanin Kor Noktasi Sol Ici Siddet Pratikleri ve Yoldasini Oldurmek Umran Dergisi Ekim 2014 s 26 37 Veblen Imperial Germany and the Industrial Revolution Kuhn Bilimsel Devrimlerin Yapisi Toffler Kaostan Duzene adli kitaba Onsoz s 23 Pierson Increasing Returns Path Dependence and the Study of Politics American Political Science Review Vol 94 No 2 s 251 267 Ergut Tarihsel Sosyoloji Stratejiler Sorunsallar Paradigmalar s 15 Ergut Tarihsel Bilginin Ozgullukleri Zaman ve Patikaya Bagimlilik s 5 8 Tilly Time of States Stories Identities and Political Changes Festinger ve Carlsmith Cognitive Consequences of Forced Compliance