Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.
İfade edilmek istenen kavramlarda, var olan kayıt sisteminin yetersiz kalması, yazının gelişmesinde çok önemli bir adım atılmasına neden oldu. Bu, kullanılan dilin, ilk olarak aktif bir biçimde yazıya geçirilmesi olayıdır. Bu aşamada, Sümer dilinin çoğunlukla tek heceli sözcüklerden oluşmasının da büyük payı vardır. Böylece, çizilen her işarette, tasvir edilen nesne değil, bu sözcüğün ses değeri ön plana çıkarılmıştır. Örneğin, Sümerce "dağ" sözcüğü /KUR/, "su" /A/, "ağız" ise /KA/ olarak okunurdu. "KUR.A.KA" diye özel bir isim yazılmak istendiğini varsayıldığında katip, önce bu ismi oluşturan resimleri yan yana çizmeliydi.
Sonra bunu gören kişilerin resimsel özelliklerine aldanıp, "Dağın suyu içilir" gibi, yanlış şekilde algılamalarını önlemek için de, sözcüğün başına, bunların ses değerleri ile okunması gerektiğini gösteren bir uyarı işareti koyulurdu. (belirtici) adı verilen bu işaretler, daha sonra çivi yazısının ilerleyen evrelerinde, kadın, erkek, nehir, ülke, şehir vb. özel isimlerinin başına, bazen de sonuna konarak, yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. İşte bu gelişmeye, yani sözcüklerin içerdikleri ses değerleri ile okunmaya başlanmasına, "fonetizasyon aşaması" veya "sesleşme evresi" denir. Bu aşama, Uruk III b evresine, yani yaklaşık MÖ 3. bin yılın başlarına rastlar.
Genel bakış
İlk zamanlarda muhtemelen kaçınılmaz bir zorunluluk sonucunda ortaya çıkan, resimlerin içerdikleri ses değerlerinin kullanılmaya başlanması ile, çok daha kesin mesajlar verilebileceği çabuk kavranmıştır. Bu dönemde ortaya çıkan, önemli bir özellik de, anlamı göz önünde bulundurulmaksızın, sözcüklerin yalnızca ses değerlerindeki benzerlik veya eşitlik nedeniyle, başka sözcüklerin yazımında da kullanılmaya başlanmasıdır. Örneğin, Sümerce "ok" anlamına gelen Tl işareti, aynı ses değerine sahip olduğu için, "yaşam" sözcüğüne de, aynı işaretle yazım olanağı sağlamıştır. Elbette Sümerce okumayı bilen biri, bu iki sözcük arasındaki "eş değerlilik"ten haberdar olduğu için, "ok" işareti ile gösterilmiş bir logogramın, metnin içeriğine göre, "hayat" olarak okunması gerektiğini fark edecektir. Bu Türkçede birden fazla anlamı olan sözcüklerle ("at", "yüz", "alay" vb. gibi) karşılaştırılabilir.
Sözcüklerin fonetik olarak ifade edilebilmeleri, geç dönemlerde çok daha fazla işlerlik kazanan, hecelerin kullanılabilmesini olanaklı kıldı. Böylece, ayak resmiyle gösterilen mastar halindeki "gitmek" fiilinden öte, "gidiyorum" gibi çekimli formlar da yazılabildi. Bu yenilik gittikçe kuvvet kazanmasına rağmen, eski logogramları, yani tek işaretli sözcükleri, tamamen ortadan kaldıramadı. Kullanışlılığından dolayı, bu logografik yazı, silindir mühürler, heykeller ve steller üzerinde çivi yazısının gelişiminin sonuna kadar korundu. Fakat, özellikle fiillerin ifadesinde, yeni fonetik hece yazısı, eski yöntemin yerini aldı. Bazı sözcüklerin aynı işaretle yazılabilmelerine karşın, yine anlamı aynı olan sözcükler için değişik işaretler de yaratıldı. Örneğin, Sümercede "GU", hem "boyun", hem de "öküz" anlamına gelen bir sözcüktür. Böylece GU, iki farklı işaretle yazılabildi. Bu "çok işaretlilik" (polysemie) ile daha geç dönemlerdeki kullanımlarla da birlikte, GU tam 14 farklı işaretle yazım olanağı buldu. Bundan başka işaretler, "çok seslilik" (polyphonie) kazandılar. Örneğin, tek başına kullanıldığında, "gün" anlamına gelen, aynı yazımla, /BABBAR/ diye okunup "beyaz" rengini ifade eden, UD işareti, sözcük içindeki yazılımlara göre, ud, pir, tam, par, lah, lih hece değerlerini de kazanmıştır.
Şimdi belki, bu uygulamayla, bir metnin okunuşunun son derece zorlaşabileceği sorusu akla gelebilir. Bu konuda en büyük yardımcı, belirli dönemlerde ve belirli metin gruplarında kısıtlı sayıda işaret kullanılmış olmasıdır. Ayrıca çoğu zaman metnin içeriği ve her işareti izleyen bir diğeri, nasıl doğru okunması gerektiğini kendi gösterir.
Böylece MÖ. 3. bin yılda kullanılan sözcük yazısı, yerini daha gelişmiş bir sözcük-hece yazısı sistemine bıraktı. O zamana kadar hiçbir işareti olmayan, sözcük ve isimler de bu şekilde yazılabildi. Daha önemlisi, aynı yolla, gramere ait özellikler de yaşam buldu.
Çivi yazısı hece sistemine dayanan bir yazı sistemi olduğu için, sesli harflerin (vokaller) birer işaretle gösterilebilmelerine karşın, sessiz olanlar, (konsonantlar) bu şekilde yazılamaz; bunlar mutlaka bir sesli ile birlikte belirtilmek zorundadırlar. Bu hece işaretleri de 3 grup altında toplanır.
- Sesli+sessiz = iğ, ud, at vb.
- Sessiz+sesli = ta, gu, bi vb.
- Sessiz+sesli+sessiz = tal, pir, kum vb.
İlk zamanlar yazı, Çincede olduğu gibi, yüzleri sağa dönük işaretlerle, sağ üst köşeden başlayarak, aşağıya doğru yazılırdı. Buna inanılmasını sağlayan neden ise, dönemde, doğadan alınmış işaretlerin olasılıkla doğal görünümleri yönünde yazılmış olmaları gerektiğinden kaynaklanmaktadır. Bu, tablet bölümlerinin sağdan sola sıralanması, bölümler içindeki işaretlerin ise, yukarıdan aşağıya yazılması anlamına gelir. Sonra tam olarak bilinmeyen bir olasılıkla tabletin tutuluş şekli gibi pratik bir nedenle, işaretler öyle bir pozisyonda yazıldılar ve belki de okundular- ki, daha önceki işaret yönlerinden 90° sola döndüler. Böylece, sağdan başlayarak, yukarıdan aşağıya doğru yazılan sütunlar, soldan sağa doğru ve alt alta yazılan satırlar haline geldi. Ancak, bu değişimin ne zaman meydana geldiği kesin olarak saptanamamaktadır. Bir süre sonra ne olduğu bilinmeyen, ancak olasılıkla doğada çabuk tahrip olabilen, ilk yazı malzemesinin yerini kil alınca, bu madde üzerine resimlerin çizilerek değil, baskı yolu ile daha kolay yapıldığı fark edildi. Böylelikle, resim karakterleri için ucu üçgenleştirilmiş bir kamış olan, stylus kullanılmaya başlandı. Kilin topaklanması nedeniyle, yapılması zor olan yuvarlak hatlar ise, düz çizgilerle gösterildi. İlk zamanlarda kâtipler, bu çizgileri türlü şekillerde bir araya getirerek, eski resim formlarını korumaya çalıştılar. Ancak işaretlerin çok karışmasına ve yazının zorlaşmasına neden olan bu uygulamadan kısa sürede vazgeçildi. Sonuçta kalemin kil üzerine bastırılıp, hafifçe geri çekilmesiyle çivi görünümünü andıran işaretler, resim yazısının tahtına oturdu, ilk önce her yöne basılan bu işaretlerin, zamanla, yine pratik nedenlerden dolayı, çivi başı sağa dönük olanlar terkedildi. Böylece yaygın olarak kullanılan yatay, dikey ve eğik çivilere, köşe çengeli denilen bir çeşidin de eklenmesiyle elde edilen işaretler, istenildiği gibi kullanılmaya başlandı. Bu işaretler, zamanla mümkün olduğunca basite indirgendi ve ilk dönemlerde 1000 kadar olan sayıları, giderek 500-600'e kadar azaldı. Çivi yazısı, yaklaşık MÖ 2700 yıllarında, gerek biçimsel ve gerekse içerik gelişimini geniş ölçüde tamamladıktan sonra, ilk olarak, hece işaretleri, determinatifler ve logogramlarla yazılan, tam ve gerçek anlamda bir yazı sistemi haline geldi.
Diğer erken dönem buluntu merkezleri
Yazının başlangıcına dair ilk belgelerin Uruk IV ve bunu izleyen Uruk III yapı katlarından geldiğinden daha önce bahsetmiştik. Kuzeyde bir yerleşme merkezi olan ve Susa'da bulunmuş tabletleri ise Uruk III tab-letleriyle çağdaş diğer yazılı belge gruplarını oluştururlar. Uruk IV-III katları yaklaşık M.Ö. 3300-2900 yılları arasına tarihlenir. Aralarında hem benzerlikler, hem de farklılıklar bulunan bu üçlü tablet grubundan Uruk ve Cemdet Nasr tabletlerinin Sümerce yazıldığı kabul edilirken, Susa tabletleri, hakkında hâlen çok az şey bilinen, Elam dilinin ilk örnekleri olarak görülmektedir.
Uruk, Cemdet Nasr ve Ur şehirlerinden gelen tabletler, herhangi bir tarihi belge içermezler. Tarihi belgelere ilk örnek, IHII'e, yani yaklaşık M.Ö. 2600'lere tarihlenir. Bu dönemle aşağı yukarı çağdaş olan belgeler ise, Şuruppak'tan (Fara) gelmektedir. Şuruppak ve onu takip eden Abu Salabih ve Ebla Tabletleri, gelişimini hem işaretlerdeki form, hem de kullanımdaki esneklikte göstermeleri açısından ilginç örnekler oluştururlar.
- Tarih yazı ile başlar. İlk yazı türü çivi yazısıdır. Taşların ya da toprak tabletlerin üzerine resimler ya da harfler ile özel bir teknikle yazılır. Çivi yazısı çok eskiden bulunmuştur.
- Yazı, en genel tarifiyle, ağızdan çıkan seslerin, dolayısıyla sözcüklerin, kulak ya da jest yardımı olmaksızın, gözle görülebilen, bazen de dokunulabilen işaretler halinde biçimlendirilerek kaydedilmesini sağlayan araçtır.
İletişim araçları ve fikir yazıları
İnsanoğlu varolduğundan beri, duygu ve düşüncelerini başka kişilerle paylaşabilmek için, çok çeşitli iletişim yolları bulmuştur. Bunların ilk örnekleri arasında, günümüzde dahi pek çok toplum tarafından kullanılan görsel işaretleri, yani ateş, duman ve ışığı ya da olarak adlandırdığımız, davul ve ıslık çalmayı gösterebiliriz. Ancak bütün bunlar zaman ve alan açısından sınırlanmıştır. Yani mesaj verildikten hemen sonra kaybolurlar ve tekrar edilmedikleri sürece başa alınma olanakları yoktur.
Ayrıca, hepsi sadece az ya da çok birbirine yakın bölgede bulunan kişiler arasındaki iletişimde kullanılabilirler. Alan ya da zamanla kısıtlanmamış bir yol arama ihtiyacı, insanları çeşitli nesnelerin belirli bir sıraya göre yan yana dizilmesinden oluşan "nesne yazısı", daha çok hayvancılıkta kullanılan "sayma çubukları", yine belirli aralıklarla düğümlenmiş iplerden meydana gelen "quipu düğüm yazısı", bir mesaj vermek üzere kaya üzerine yazılan veya çizilen resimler anlamına gelen, "petrog-ramlar ve petroglifler" gibi iletişim sistemlerine götürdü. Ancak bunlar da, nispeten kalıcı olmalarına karşın, belirli durumlarda, kısıtlı sayıda mesajı iletebilirler ve daha önemlisi yanlış ya da farklı algılanma olasılıkları çok yüksektir.
Genel olarak "fikir yazısı" olarak adlandırdığımız bu sistemler içinde, kendine Eski Önasya Dünyası'nda geniş yayılım alanı bulan, token veya Latince adıyla calculi (hesap taşları) adı verilen küçük kil semboller, yazıya geçiş sürecinde ayrı bir yer tutar. Kilden yapılıp, pişirilerek sertleştirilmiş ve çoğunlukla üzerleri şekillere ayrılmış, çeşitli formlardaki bu calculi veya hesap taşlarının her biri farklı bir nesneye karşılık geliyor ve ticareti yapılan malların türü ve ölçüsü hakkın da bilgi veriyordu.
Diyelim ki, Sümer'deki Uruk şehrinden biri, Elam'ın Susa kentindeki başka birine üç testi susam yağı göndermek istiyor. Bunun için Sümerli yağ yerine kullanılan sembollerden üç tane alıp, bunları bir ipe geçirerek bağlıyor, bir başka kil topağı ile de mühürleyip, malının güvenliğini sağlıyordu. Bazen de bu sembolleri yumuşak ve nemli bir kil topağıyla sararak, içi görünmeyen bir top haline getiriyor ve her tarafını mühürlediği bu topun üzerine içindeki sembol sayısı kadar da şekillerini basıyordu.
Malı getiren kişi, bu "makbuz"u Susa'daki kişiye iletmek zorundaydı. Böylece oradaki ticaret ortağı, ilk bakışta malın türü, miktarı ve gönderen kişi hakkında bilgi sahibi oluyordu. Şüphelendiği bir durumda ise, topu kırarak, içindeki sembollerle elindeki malı karşılaştırabilirdi.
"", çeşitli diller kullanan toplumlar arasında, uzak mesafelerde anlaşılabilmesi nedeniyle, özellikle ticarette son derece kullanışlıydı. Bu sembollerin, daha sonra yazıya geçildiği dönemlerde de, aynı şekilleriyle kil tabletler üzerine çizilmiş olduğunun saptanması ile, önemleri daha da artmıştır.
Örnek
-a | -e | -i | -u | |
a 𒀀, á 𒀉 | e 𒂊, 𒂍 | i 𒄿, í=IÁ 𒐊 | u 𒌋, ú 𒌑, | |
b- | ba 𒁀, bá=PA 𒉺, | be=BAD 𒁁, bé=BI 𒁉, | bi 𒁉, bí=NE 𒉈, | bu 𒁍, bú=KASKAL 𒆜, |
d- | da 𒁕, dá=TA 𒋫 | de=DI 𒁲, dé , | di 𒁲, dí=TÍ 𒄭 | du 𒁺, dú=TU 𒌅, |
g- | ga 𒂵, gá 𒂷 | ge=GI 𒄀, gé=KID 𒆤, | gi 𒄀, gí=KID 𒆤, | gu 𒄖, gú 𒄘, |
ḫ- | ḫa 𒄩, ḫá=ḪI.A 𒄭𒀀, | ḫe=ḪI 𒄭, ḫé=GAN 𒃶 | ḫi 𒄭, ḫí=GAN 𒃶 | ḫu 𒄷 |
k- | ka 𒅗, ká 𒆍, | ke=KI 𒆠, ké=GI 𒄀 | ki 𒆠, kí=GI 𒄀 | ku 𒆪, kú=GU7𒅥, |
l- | la 𒆷, lá=LAL 𒇲, | le=LI 𒇷, lé=NI 𒉌 | li 𒇷, lí=NI 𒉌 | lu 𒇻, lú 𒇽 |
m- | ma 𒈠, má 𒈣 | me 𒈨, mé=MI 𒈪, | mi 𒈪, mí=MUNUS 𒊩, | mu 𒈬, mú=SAR 𒊬 |
n- | na 𒈾, ná 𒈿, | ne 𒉈, né=NI 𒉌 | ni 𒉌, ní=IM 𒉎 | nu 𒉡, nú=NÁ 𒈿 |
p- | pa 𒉺, pá=BA 𒐀 | pe=PI 𒉿, pé=BI 𒁉 | pi 𒉿, pí=BI 𒁉, | pu=BU 𒁍, pú=TÚL 𒇥, |
r- | ra 𒊏, rá=DU 𒁺 | re=RI 𒊑, ré=URU 𒌷 | ri 𒊑, rí=URU 𒌷 | ru 𒊒, rú=GAG 𒆕, |
s- | sa 𒊓, sá=DI 𒁲, | se=SI 𒋛, sé=ZI 𒍣 | si 𒋛, sí=ZI 𒍣 | su 𒋢, sú=ZU 𒍪, |
š- | ša 𒊭, šá=NÍG 𒐼, | še 𒊺, šé, | ši=IGI 𒅆, ší=SI 𒋛 | šu 𒋗, šú 𒋙, |
t- | ta 𒋫, tá=DA 𒁕 | te 𒋼, té=TÍ 𒊹 | ti 𒋾, tí 𒊹, | tu 𒌅, tú=UD 𒌓, |
z- | za 𒍝, zá=NA4𒉌𒌓 | ze=ZI 𒍣, zé=ZÌ 𒍢 | zi 𒍣, zí 𒍢, | zu 𒍪, zú=KA 𒅗 |
a- | e- | i- | u- | |
a 𒀀, á 𒀉 | e 𒂊, 𒂍 | i 𒄿, í=IÁ 𒐊 | 𒌋, ú 𒌑, | |
-b | ab 𒀊, áb 𒀖 | eb=IB 𒅁, éb=TUM 𒌈 | ib 𒅁, íb=TUM 𒌈 | ub 𒌒, úb=ŠÈ 𒂠 |
-d | ad 𒀜, ád 𒄉 | ed=Á 𒀉 | id=Á 𒀉, íd=A.ENGUR 𒀀𒇉 | ud 𒌓, úd=ÁŠ 𒀾 |
-g | ag 𒀝, ág 𒉘 | eg=IG 𒅅, ég=E 𒂊 | ig 𒅅, íg=E 𒂊 | ug 𒊌 |
-ḫ | aḫ 𒄴, áḫ=ŠEŠ 𒋀 | eḫ=AḪ 𒄴 | iḫ=AḪ 𒄴 | uḫ=AḪ 𒄴, úḫ 𒌔 |
-k | ak=AG 𒀝 | ek=IG 𒅅 | ik=IG 𒅅 | uk=UG 𒊌 |
-l | al 𒀠, ál=ALAM 𒀩 | el 𒂖, él=IL 𒅋 | il 𒅋, íl 𒅍 | ul 𒌌, úl=NU 𒉡 |
-m | am 𒄠/𒂔, ám=ÁG 𒉘 | em=IM 𒅎 | im 𒅎, ím=KAŠ4𒁽 | um 𒌝, úm=UD 𒌓 |
-n | 𒀭 | 𒂗, én, | in 𒅔, in4=EN 𒂗, | un 𒌦, ún= 𒌋 |
-p | ap=AB 𒀊 | ep=IB, ép=TUM 𒌈 | ip=IB 𒅁, íp=TUM 𒌈 | up=UB 𒌒, úp=ŠÈ 𒂠 |
-r | ar 𒅈, ár=UB 𒌒 | er=IR 𒅕 | ir 𒅕, íp=A.IGI 𒀀𒅆 | ur 𒌨, úr 𒌫 |
-s | as=AZ 𒊍 | es=GIŠ 𒄑, és=EŠ 𒂠 | is=GIŠ 𒄑, ís=EŠ 𒂠 | us=UZ, ús=UŠ 𒍑 |
-š | aš 𒀸, áš 𒀾 | eš 𒌍/𒐁, éš=ŠÈ 𒂠 | iš 𒅖, íš=KASKAL 𒆜 | uš 𒍑, úš𒍗=BAD 𒁁 |
-t | at=AD 𒀜, át=GÍR gunû 𒄉 | et=Á 𒀉 | it=Á 𒀉 | ut=UD 𒌓, út=ÁŠ 𒀾 |
-z | az 𒊍 | ez=GIŠ 𒄑, éz=EŠ 𒂠 | iz= GIŠ 𒄑, íz=IŠ 𒅖 | uz , úz=UŠ 𒍑, |
Kaynakça
Dış bağlantılar
- Çivi Yazısının Doğuşu Ve Gelişmesi, Fürüzan Kınal - Ankara Üniversitesi2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Civi yazisi kilden yapilma tabletlerin uzerine resimler ya da harf gorevi goren ve sesleri temsil eden semboller ile ozel bir teknikle yazilan papirusun bulunmasi ile son bulan tarihteki ilk yazi sistemidir Maden Caglarinin sonunda yaklasik MO 3500 lerde Sumerler tarafindan icat edilmistir Civi yazisi Ifade edilmek istenen kavramlarda var olan kayit sisteminin yetersiz kalmasi yazinin gelismesinde cok onemli bir adim atilmasina neden oldu Bu kullanilan dilin ilk olarak aktif bir bicimde yaziya gecirilmesi olayidir Bu asamada Sumer dilinin cogunlukla tek heceli sozcuklerden olusmasinin da buyuk payi vardir Boylece cizilen her isarette tasvir edilen nesne degil bu sozcugun ses degeri on plana cikarilmistir Ornegin Sumerce dag sozcugu KUR su A agiz ise KA olarak okunurdu KUR A KA diye ozel bir isim yazilmak istendigini varsayildiginda katip once bu ismi olusturan resimleri yan yana cizmeliydi Sonra bunu goren kisilerin resimsel ozelliklerine aldanip Dagin suyu icilir gibi yanlis sekilde algilamalarini onlemek icin de sozcugun basina bunlarin ses degerleri ile okunmasi gerektigini gosteren bir uyari isareti koyulurdu belirtici adi verilen bu isaretler daha sonra civi yazisinin ilerleyen evrelerinde kadin erkek nehir ulke sehir vb ozel isimlerinin basina bazen de sonuna konarak yaygin bir sekilde kullanilmaya baslandi Iste bu gelismeye yani sozcuklerin icerdikleri ses degerleri ile okunmaya baslanmasina fonetizasyon asamasi veya seslesme evresi denir Bu asama Uruk III b evresine yani yaklasik MO 3 bin yilin baslarina rastlar Genel bakisIlk zamanlarda muhtemelen kacinilmaz bir zorunluluk sonucunda ortaya cikan resimlerin icerdikleri ses degerlerinin kullanilmaya baslanmasi ile cok daha kesin mesajlar verilebilecegi cabuk kavranmistir Bu donemde ortaya cikan onemli bir ozellik de anlami goz onunde bulundurulmaksizin sozcuklerin yalnizca ses degerlerindeki benzerlik veya esitlik nedeniyle baska sozcuklerin yaziminda da kullanilmaya baslanmasidir Ornegin Sumerce ok anlamina gelen Tl isareti ayni ses degerine sahip oldugu icin yasam sozcugune de ayni isaretle yazim olanagi saglamistir Elbette Sumerce okumayi bilen biri bu iki sozcuk arasindaki es degerlilik ten haberdar oldugu icin ok isareti ile gosterilmis bir logogramin metnin icerigine gore hayat olarak okunmasi gerektigini fark edecektir Bu Turkcede birden fazla anlami olan sozcuklerle at yuz alay vb gibi karsilastirilabilir Sozcuklerin fonetik olarak ifade edilebilmeleri gec donemlerde cok daha fazla islerlik kazanan hecelerin kullanilabilmesini olanakli kildi Boylece ayak resmiyle gosterilen mastar halindeki gitmek fiilinden ote gidiyorum gibi cekimli formlar da yazilabildi Bu yenilik gittikce kuvvet kazanmasina ragmen eski logogramlari yani tek isaretli sozcukleri tamamen ortadan kaldiramadi Kullanisliligindan dolayi bu logografik yazi silindir muhurler heykeller ve steller uzerinde civi yazisinin gelisiminin sonuna kadar korundu Fakat ozellikle fiillerin ifadesinde yeni fonetik hece yazisi eski yontemin yerini aldi Bazi sozcuklerin ayni isaretle yazilabilmelerine karsin yine anlami ayni olan sozcukler icin degisik isaretler de yaratildi Ornegin Sumercede GU hem boyun hem de okuz anlamina gelen bir sozcuktur Boylece GU iki farkli isaretle yazilabildi Bu cok isaretlilik polysemie ile daha gec donemlerdeki kullanimlarla da birlikte GU tam 14 farkli isaretle yazim olanagi buldu Bundan baska isaretler cok seslilik polyphonie kazandilar Ornegin tek basina kullanildiginda gun anlamina gelen ayni yazimla BABBAR diye okunup beyaz rengini ifade eden UD isareti sozcuk icindeki yazilimlara gore ud pir tam par lah lih hece degerlerini de kazanmistir Simdi belki bu uygulamayla bir metnin okunusunun son derece zorlasabilecegi sorusu akla gelebilir Bu konuda en buyuk yardimci belirli donemlerde ve belirli metin gruplarinda kisitli sayida isaret kullanilmis olmasidir Ayrica cogu zaman metnin icerigi ve her isareti izleyen bir digeri nasil dogru okunmasi gerektigini kendi gosterir Boylece MO 3 bin yilda kullanilan sozcuk yazisi yerini daha gelismis bir sozcuk hece yazisi sistemine birakti O zamana kadar hicbir isareti olmayan sozcuk ve isimler de bu sekilde yazilabildi Daha onemlisi ayni yolla gramere ait ozellikler de yasam buldu Civi yazisi hece sistemine dayanan bir yazi sistemi oldugu icin sesli harflerin vokaller birer isaretle gosterilebilmelerine karsin sessiz olanlar konsonantlar bu sekilde yazilamaz bunlar mutlaka bir sesli ile birlikte belirtilmek zorundadirlar Bu hece isaretleri de 3 grup altinda toplanir Sesli sessiz ig ud at vb Sessiz sesli ta gu bi vb Sessiz sesli sessiz tal pir kum vb Ilk zamanlar yazi Cincede oldugu gibi yuzleri saga donuk isaretlerle sag ust koseden baslayarak asagiya dogru yazilirdi Buna inanilmasini saglayan neden ise donemde dogadan alinmis isaretlerin olasilikla dogal gorunumleri yonunde yazilmis olmalari gerektiginden kaynaklanmaktadir Bu tablet bolumlerinin sagdan sola siralanmasi bolumler icindeki isaretlerin ise yukaridan asagiya yazilmasi anlamina gelir Sonra tam olarak bilinmeyen bir olasilikla tabletin tutulus sekli gibi pratik bir nedenle isaretler oyle bir pozisyonda yazildilar ve belki de okundular ki daha onceki isaret yonlerinden 90 sola donduler Boylece sagdan baslayarak yukaridan asagiya dogru yazilan sutunlar soldan saga dogru ve alt alta yazilan satirlar haline geldi Ancak bu degisimin ne zaman meydana geldigi kesin olarak saptanamamaktadir Bir sure sonra ne oldugu bilinmeyen ancak olasilikla dogada cabuk tahrip olabilen ilk yazi malzemesinin yerini kil alinca bu madde uzerine resimlerin cizilerek degil baski yolu ile daha kolay yapildigi fark edildi Boylelikle resim karakterleri icin ucu ucgenlestirilmis bir kamis olan stylus kullanilmaya baslandi Kilin topaklanmasi nedeniyle yapilmasi zor olan yuvarlak hatlar ise duz cizgilerle gosterildi Ilk zamanlarda katipler bu cizgileri turlu sekillerde bir araya getirerek eski resim formlarini korumaya calistilar Ancak isaretlerin cok karismasina ve yazinin zorlasmasina neden olan bu uygulamadan kisa surede vazgecildi Sonucta kalemin kil uzerine bastirilip hafifce geri cekilmesiyle civi gorunumunu andiran isaretler resim yazisinin tahtina oturdu ilk once her yone basilan bu isaretlerin zamanla yine pratik nedenlerden dolayi civi basi saga donuk olanlar terkedildi Boylece yaygin olarak kullanilan yatay dikey ve egik civilere kose cengeli denilen bir cesidin de eklenmesiyle elde edilen isaretler istenildigi gibi kullanilmaya baslandi Bu isaretler zamanla mumkun oldugunca basite indirgendi ve ilk donemlerde 1000 kadar olan sayilari giderek 500 600 e kadar azaldi Civi yazisi yaklasik MO 2700 yillarinda gerek bicimsel ve gerekse icerik gelisimini genis olcude tamamladiktan sonra ilk olarak hece isaretleri determinatifler ve logogramlarla yazilan tam ve gercek anlamda bir yazi sistemi haline geldi Diger erken donem buluntu merkezleriYazinin baslangicina dair ilk belgelerin Uruk IV ve bunu izleyen Uruk III yapi katlarindan geldiginden daha once bahsetmistik Kuzeyde bir yerlesme merkezi olan ve Susa da bulunmus tabletleri ise Uruk III tab letleriyle cagdas diger yazili belge gruplarini olustururlar Uruk IV III katlari yaklasik M O 3300 2900 yillari arasina tarihlenir Aralarinda hem benzerlikler hem de farkliliklar bulunan bu uclu tablet grubundan Uruk ve Cemdet Nasr tabletlerinin Sumerce yazildigi kabul edilirken Susa tabletleri hakkinda halen cok az sey bilinen Elam dilinin ilk ornekleri olarak gorulmektedir Uruk Cemdet Nasr ve Ur sehirlerinden gelen tabletler herhangi bir tarihi belge icermezler Tarihi belgelere ilk ornek IHII e yani yaklasik M O 2600 lere tarihlenir Bu donemle asagi yukari cagdas olan belgeler ise Suruppak tan Fara gelmektedir Suruppak ve onu takip eden Abu Salabih ve Ebla Tabletleri gelisimini hem isaretlerdeki form hem de kullanimdaki esneklikte gostermeleri acisindan ilginc ornekler olustururlar Bir ornekTarih yazi ile baslar Ilk yazi turu civi yazisidir Taslarin ya da toprak tabletlerin uzerine resimler ya da harfler ile ozel bir teknikle yazilir Civi yazisi cok eskiden bulunmustur Yazi en genel tarifiyle agizdan cikan seslerin dolayisiyla sozcuklerin kulak ya da jest yardimi olmaksizin gozle gorulebilen bazen de dokunulabilen isaretler halinde bicimlendirilerek kaydedilmesini saglayan aractir Iletisim araclari ve fikir yazilariInsanoglu varoldugundan beri duygu ve dusuncelerini baska kisilerle paylasabilmek icin cok cesitli iletisim yollari bulmustur Bunlarin ilk ornekleri arasinda gunumuzde dahi pek cok toplum tarafindan kullanilan gorsel isaretleri yani ates duman ve isigi ya da olarak adlandirdigimiz davul ve islik calmayi gosterebiliriz Ancak butun bunlar zaman ve alan acisindan sinirlanmistir Yani mesaj verildikten hemen sonra kaybolurlar ve tekrar edilmedikleri surece basa alinma olanaklari yoktur Ayrica hepsi sadece az ya da cok birbirine yakin bolgede bulunan kisiler arasindaki iletisimde kullanilabilirler Alan ya da zamanla kisitlanmamis bir yol arama ihtiyaci insanlari cesitli nesnelerin belirli bir siraya gore yan yana dizilmesinden olusan nesne yazisi daha cok hayvancilikta kullanilan sayma cubuklari yine belirli araliklarla dugumlenmis iplerden meydana gelen quipu dugum yazisi bir mesaj vermek uzere kaya uzerine yazilan veya cizilen resimler anlamina gelen petrog ramlar ve petroglifler gibi iletisim sistemlerine goturdu Ancak bunlar da nispeten kalici olmalarina karsin belirli durumlarda kisitli sayida mesaji iletebilirler ve daha onemlisi yanlis ya da farkli algilanma olasiliklari cok yuksektir Genel olarak fikir yazisi olarak adlandirdigimiz bu sistemler icinde kendine Eski Onasya Dunyasi nda genis yayilim alani bulan token veya Latince adiyla calculi hesap taslari adi verilen kucuk kil semboller yaziya gecis surecinde ayri bir yer tutar Kilden yapilip pisirilerek sertlestirilmis ve cogunlukla uzerleri sekillere ayrilmis cesitli formlardaki bu calculi veya hesap taslarinin her biri farkli bir nesneye karsilik geliyor ve ticareti yapilan mallarin turu ve olcusu hakkin da bilgi veriyordu Diyelim ki Sumer deki Uruk sehrinden biri Elam in Susa kentindeki baska birine uc testi susam yagi gondermek istiyor Bunun icin Sumerli yag yerine kullanilan sembollerden uc tane alip bunlari bir ipe gecirerek bagliyor bir baska kil topagi ile de muhurleyip malinin guvenligini sagliyordu Bazen de bu sembolleri yumusak ve nemli bir kil topagiyla sararak ici gorunmeyen bir top haline getiriyor ve her tarafini muhurledigi bu topun uzerine icindeki sembol sayisi kadar da sekillerini basiyordu Mali getiren kisi bu makbuz u Susa daki kisiye iletmek zorundaydi Boylece oradaki ticaret ortagi ilk bakista malin turu miktari ve gonderen kisi hakkinda bilgi sahibi oluyordu Suphelendigi bir durumda ise topu kirarak icindeki sembollerle elindeki mali karsilastirabilirdi cesitli diller kullanan toplumlar arasinda uzak mesafelerde anlasilabilmesi nedeniyle ozellikle ticarette son derece kullanisliydi Bu sembollerin daha sonra yaziya gecildigi donemlerde de ayni sekilleriyle kil tabletler uzerine cizilmis oldugunun saptanmasi ile onemleri daha da artmistir Ornek a e i ua 𒀀 a 𒀉 e 𒂊 𒂍 i 𒄿 i IA u 𒌋 u 𒌑 u 𒅇b ba 𒁀 ba PA 𒉺 ba ES 𒂠 be BAD 𒁁 be BI 𒁉 be NI 𒉌 bi 𒁉 bi NE 𒉈 bi PI 𒉿 bu 𒁍 bu KASKAL 𒆜 bu PU 𒅤d da 𒁕 da TA 𒋫 de DI 𒁲 de de NE 𒉈 di 𒁲 di TI 𒄭 du 𒁺 du TU 𒌅 du GAG 𒆕 du4 TUM 𒌈g ga 𒂵 ga 𒂷 ge GI 𒄀 ge KID 𒆤 ge DIS 𒁹 gi 𒄀 gi KID 𒆤 gi DIS 𒁹 gi4 𒄄 gi5 KI 𒆠 gu 𒄖 gu 𒄘 gu KA 𒅗 gu4 𒄞 gu5 KU 𒆪 gu6 NAG 𒅘 gu7 𒅥ḫ ḫa 𒄩 ḫa ḪI A 𒄭𒀀 ḫa 𒌋 ḫa4 ḪI 𒄭 ḫe ḪI 𒄭 ḫe GAN 𒃶 ḫi 𒄭 ḫi GAN 𒃶 ḫu 𒄷k ka 𒅗 ka 𒆍 ka GA 𒂵 ke KI 𒆠 ke GI 𒄀 ki 𒆠 ki GI 𒄀 ku 𒆪 ku GU7𒅥 ku 𒆬 ku4 𒆭l la 𒆷 la LAL 𒇲 la NU 𒉡 le LI 𒇷 le NI 𒉌 li 𒇷 li NI 𒉌 lu 𒇻 lu 𒇽m ma 𒈠 ma 𒈣 me 𒈨 me MI 𒈪 me 𒀞 𒅠 mi 𒈪 mi MUNUS 𒊩 mi ME 𒈨 mu 𒈬 mu SAR 𒊬n na 𒈾 na 𒈿 na AG 𒀝 na4 NI UD 𒉌𒌓 ne 𒉈 ne NI 𒉌 ni 𒉌 ni IM 𒉎 nu 𒉡 nu NA 𒈿p pa 𒉺 pa BA pe PI 𒉿 pe BI 𒁉 pi 𒉿 pi BI 𒁉 pi BAD 𒁁 pu BU 𒁍 pu TUL 𒇥 pu 𒅤r ra 𒊏 ra DU 𒁺 re RI 𒊑 re URU 𒌷 ri 𒊑 ri URU 𒌷 ru 𒊒 ru GAG 𒆕 ru AS 𒀸s sa 𒊓 sa DI 𒁲 sa ZA 𒍝 sa4 ḪU NA 𒄷𒈾 se SI 𒋛 se ZI 𒍣 si 𒋛 si ZI 𒍣 su 𒋢 su ZU 𒍪 su SUD 𒋤 su4 𒋜s sa 𒊭 sa NIG sa 𒊮 se 𒊺 se se 𒂠 si IGI 𒅆 si SI 𒋛 su 𒋗 su 𒋙 su SE 𒂠 su4 𒌋t ta 𒋫 ta DA 𒁕 te 𒋼 te TI 𒊹 ti 𒋾 ti 𒊹 ti DIM 𒁴 ti4 DI 𒁲 tu 𒌅 tu UD 𒌓 tu DU 𒁺z za 𒍝 za NA4𒉌𒌓 ze ZI 𒍣 ze ZI 𒍢 zi 𒍣 zi 𒍢 zi 𒍥 zu 𒍪 zu KA 𒅗 a e i u a 𒀀 a 𒀉 e 𒂊 𒂍 i 𒄿 i IA 𒌋 u 𒌑 u 𒅇 b ab 𒀊 ab 𒀖 eb IB 𒅁 eb TUM 𒌈 ib 𒅁 ib TUM 𒌈 ub 𒌒 ub SE 𒂠 d ad 𒀜 ad 𒄉 ed A 𒀉 id A 𒀉 id A ENGUR 𒀀𒇉 ud 𒌓 ud AS 𒀾 g ag 𒀝 ag 𒉘 eg IG 𒅅 eg E 𒂊 ig 𒅅 ig E 𒂊 ug 𒊌 ḫ aḫ 𒄴 aḫ SES 𒋀 eḫ AḪ 𒄴 iḫ AḪ 𒄴 uḫ AḪ 𒄴 uḫ 𒌔 k ak AG 𒀝 ek IG 𒅅 ik IG 𒅅 uk UG 𒊌 l al 𒀠 al ALAM 𒀩 el 𒂖 el IL 𒅋 il 𒅋 il 𒅍 ul 𒌌 ul NU 𒉡 m am 𒄠 𒂔 am AG 𒉘 em IM 𒅎 im 𒅎 im KAS4𒁽 um 𒌝 um UD 𒌓 n 𒀭 𒂗 en en LI 𒇷 in 𒅔 in4 EN 𒂗 in5 𒊩𒌆 un 𒌦 un 𒌋 p ap AB 𒀊 ep IB ep TUM 𒌈 ip IB 𒅁 ip TUM 𒌈 up UB 𒌒 up SE 𒂠 r ar 𒅈 ar UB 𒌒 er IR 𒅕 ir 𒅕 ip A IGI 𒀀𒅆 ur 𒌨 ur 𒌫 s as AZ 𒊍 es GIS 𒄑 es ES 𒂠 is GIS 𒄑 is ES 𒂠 us UZ us US 𒍑 s as 𒀸 as 𒀾 es 𒌍 es SE 𒂠 is 𒅖 is KASKAL 𒆜 us 𒍑 us𒍗 BAD 𒁁 t at AD 𒀜 at GIR gunu 𒄉 et A 𒀉 it A 𒀉 ut UD 𒌓 ut AS 𒀾 z az 𒊍 ez GIS 𒄑 ez ES 𒂠 iz GIS 𒄑 iz IS 𒅖 uz uz US 𒍑 uz 𒍚Kaynakca Robinson Andrew 2009 Writing and script a very short introduction Oxford Oxford University Press ISBN 978 0199567782 Dis baglantilarCivi Yazisinin Dogusu Ve Gelismesi Furuzan Kinal Ankara Universitesi2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde