Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün etmenlerin dizgesel bir biçimde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Fransızlar semiyoloji terimini kullanmışlardır. Semiyotik disiplinlerarası bir sahadır. Anlam bilimi, dil bilimi, fonetik, mimarlık, sosyoloji, psikanaliz ve daha birçok bilim dalı ve disiplinin oluşturduğu disiplinler arası bir disiplindir. Kültürel kodlar, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girmektedir. Semiyoloji, yapısalcılığın modeli olarak düşünülmektedir.
Semiyotik eski Yunancada işaret anlamına gelen Yunanca: semeîon kelimesinden gelir. Semiyotik bugünkü anlamda ilk defa John Locke tarafından "İngilizce: Essays Concerning Human Understanding", (1690) başlıklı eserde kullanılmıştır. Modern semiyotik başlıca iki kaynağa dayanır. Bunlardan birincisi Ferdinand de Saussure’nin 1916’da yayımlanan Genel Dilbilim Dersleri, ikincisi ise Charles Sanders Peirce’nin yazılarıdır. En çok tanınan temsilcileri Roland Barthes, Umberto Eco ve Mihail Bahtin'dir. Roland Barthes ve Charles Sanders Peirce gibi isimler bu konuda yetkin yazarlar olarak anılabilinirler.
En çok mimari, sanat ve iletişim alanlarında kullanılan gösterge bilimi, psikanalizin dayanak noktalarından biridir. Göstergeler, kod çözme sürecinde, çözümlemeci tarafından belli bir mantık dizgesinde çözülür.
Gösterge biliminin genel bir tanımı
İnsanların birbirleriyle anlaşmak için kullandıkları doğal diller, davranışlar, görüntüler, trafik işaretleri, bir şehrin mahallî düzenlenişi, bir müzik eseri, bir resim, bir tiyatro gösterisi, bir film, reklâm afişleri, moda, sağır-dilsiz alfabesi, edebî eserler, çeşitli bilim dilleri, tutkuların düzeni, bir ülkedeki ulaşım yollarının yapısı, kısacası bildirim amacı taşısın taşımasın her anlamlı bütün çeşitli birimlerden oluşan bir sistemdir.
Gerçekleşme düzlemleri değişik olan bu sistemlerin birimleri de genelde, gösterge olarak adlandırılır. Yine çok genel itibarıyla belirtecek olursak, anlamlı bütünleri, bir başka deyişle gösterge sistemlerini betimlemek, göstergelerin birbirleriyle kurdukları bağıntıları saptamak, anlamların eklemleniş şekillerini bulmak, göstergeleri ve gösterge sistemlerini sınıflandırmak, dolayısıyla, insanla insan, insanla doğa arasındaki etkileşimi açıklamak, bu amaçla da bilgikuramsal, yöntembilimsel ve betimsel açıdan tümü kapsayıcı, tutarlı ve sade bir kuram oluşturmak, gösterge biliminin alanına girer.
Gösterge biliminin ana dalları
Gösterge biliminin genel itibarıyla üç ana dalı olduğu kabul edilir. Bunlar:
- Semantik: Simgeler ile onların "atıf ettikleri" veya "sembolu oldukları" gerçek nesnelerin arasındaki bağlantılar ve ilişkiler. Bu dilbilimde "anlam" olarak tanımlanır.
- Sentaks: Formel bünyeler içinde bulunan simgeler arasındaki bağlantılar ve ilişkiler.
- Pragmatik: Simgeler ve simgelerin, onları kullanan kişiler üzerindeki etkileri arasındaki ilişki ve bağlantılar.
Alt dalları
Aşağıdaki liste gösterge biliminin içinde pratik olarak bulunan alt dalları sıralamaktadır ama bu listenin kapsamının tam olduğu iddia edilmemektedir:
- Biyosemiyotik (veya biyosemiyoloji): biyoloji bilimdalı kapsamında bulunan işaretler ve kodların üretilmesi, bunlar hakkında alınan tedbirler ve bunların anlamlarının anlanmaya çalışılması süreçlerini inceleyen araştırma ve incelemeler alanıdır. Biyosemiyoloji, bilimsel biyoloji ile felsefi semiyoloji bulgularinin birleştirilmesi tesebbus edilmesinde ortaya çıkmıştır. Batı dünyasının hayat hakkındaki bilimsel görüşü yanında, hayat kavramınin içten ve değişmez bir kısmı olarak semiyotik işaret etme ve bu işaretleri tanımlanın anlanması sürecini de içerdiğinin kabul edilmesi dolayısıyla biyosemiyolojibilimsel olarak biyoloji biliminde bir paradigma değişimi olarak görülmektedir.
- Kognitif semiyoloji: Kognitif bilimler tarafından, anlam ortaya çıkartma çalışmaları hakkında geliştirilen teoriler ve metotların kullanılması ve birleştirilmesinin incelenmesidir. Deneysel ve etnografik araştırmalar ve kavramsal ve metinsel analiz de içermektedir.
- Berimsel (komputasyon) semiyoloji: Bilgisayar ile insanlar arasındaki karşılıklı bağlantıların tasarimlanmasi ve incelenmesi içinde bir semiyotik olarak işaretelenme sürecinin kurulup işletimi çalışmalarını inceleme uğraşları.
- Kültür semiyolojisi
- Desen yapım semiyolojisi
- Ürün semiyolojisi: Üretilen fiziksel nesnelerin tasarımlarının yapılması sırasında uygulanan işaretlerin kullanışının incelenmesi. Prof. Rune Mono tarafından İsveç 'nden Tasarım Enstitüsü derslerinin verilmesi sırasında ilk defa geliştirilmiştir.
- Hukuk ve semiyoloji
- Edebiyat semiyolojisi: Kritik edebiyat incelemelerinde işaretler bilimi veya semiyoloji tarafından geliştirilen kavram ve yaklaşımların kullanılması. Bu 20. yüzyıl başlarında Ferdinand de Saussure tarafından ortaya atılan yapısalcılık yaklaşımına çok dayanmaktadır ve aynı dönemde ortaya çıkartılan edebiyat teorisi üzerinde çok etkisi olmuştur.
- Müzik semiyolojisi
- Organizasyon semiyolojisi: Özel ve kamu sektöründe işletme organizasyonlarında enformasyonun nasıl ortaya çıktığını, nasıl işleme konulduğunu, nasıl dağıtıldığını, nasıl saklanıldığını ve nasıl kullanıldığını inceler.
- Antropoloji semiyolojisi: Charles Sanders Peirce ve Roman Jakobson tarafından geliştirilip antropolojiye uygulanan semiyoloji yaklaşımı.
- Mühendislik semiyolojisi: Tasarım yapımcısı mühendisler ve bu bilgi ve ürünlerin kullanıcıları arasında bilgisayar kullanarak yapılan iletişimlerin zaman içinde gelişmelerini inceler. Bu gelişmeler tasarimcıların nasıl olarak kullanıcılarain kim olduklarını anlamalari, kullanıcıların gereksimlerini ve isteklerini nasıl öğrendiklerini ve bunun nasıl istenilen ve amaca uygun bir halde yapılması gerektiğini ele alır.
- Enformasyon teorisi semiyolojisi: Charles Sanders Peirce tarafından geliştirilmiş semiyoloji veya işaretlerle ilişkiler kurallarının kullanarak işaretlerin enformasyon içeriğini inceleme yaklaşımı.
- Sosyal semiyoloji: Çeşitli cemiyetler içinde konuşma, yazma, moda, enformasyonal medya ve ilanat gibi kültürel kodları içine alan cemiyetin semiyotik manzarasının incelenmesini geliştirmeye çalışır. Bu semiyotik manzara işaretlerini ayrı ayrı inceleme yanında, cemiyet içinde bunlarin sosyal anlamlarını, ideolojik etkilerini ve iktidar güçlerine bağlantılarını da inceler.
- Şehirleşme semiyolojisi: Şehirleşme içinde ortaya çıkan ișaret ve sembollerin anlamlarını ve şehirsel cemiyet tarafından bunların algılanmalarını inceler. Yapısallaşmış çevrede sokaklar, meydanlar, parklar ve binalar gibi fiziksel nesneler üzerine odaklandığı gibi şehir hakkında imar planları, şehirsel planlama belgeleri, resmi yapı yapma ve kullanma izinleri, emlak ilanları, yapılmamış bina planları ve halk arasında şehir kavramları hakkında konuşma konuları gibi abstre konulara da eğilmektedir.
- Tiyatro semiyolojisi: Semiyolojiyi tiyatro bilimleri incelemesi için kullanılışı. Ana teoricilerinin başında Keir Elam gelmektedir.
- Görsel semiyoloji: Görsel işaretlerin incelenmesi.
Göstergeler kuramının tarihçesi
Göstergeler kuramı tanımlanmasından önce görüşler
Bir başka şeyin yerini tutan, daha doğrusu, kendi dışında bir şey gösteren her çeşit biçim, nesne, olgu vb. gösterge diye adlandırılmaktadır. Bu kavram üstüne Eskiçağ’dan başlayarak çeşitli görüşler öne sürülmüş, bir göstergeler dizgesi olan dil üstüne çeşitli düşünceler ortaya atılmıştır. Stoacılar, gösterge üstüne düşünmüşler, özdeksel nesne, özdeksel simge ve anlamı birbirinden ayırt etmişlerdir. Orta Çağ’daki skolastik felsefe yapıtlarında da, anlamlama biçimleriyle ilgili önemli görüşler ileri sürülmüştür.
Göstergeler kuramı, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda, usçu ve deneyci felsefe dönemlerinde de gündeme getirildi. Genel bir dil ve anlam kuramının tasarlandığı bu dönemde J. Locke, Essay Concerning Humane Understanding (İnsan Anlayışı Üstüne Bir Deneme) adlı yapıtında yer verir ve anlamına gelen «semeiotike» terimini kullanır.
Göstergeler kuramının Locke sonraki temsilcisi, Lambert’dir. Lambert, Neues Organon (Yeni Organon) (1764) adlı yapıtının bir bölümünü, düşüncelerin ve nesnelerin gösterilmesiyle ilgili öğretiye ayırmıştır.
Göstergeler öğretisi, Locke ve Lambert’in etkisiyle XIX. yüzyılda yeniden gündeme gelir: Özellikle, B. Bolzano’nun Wissenschaftslehre (Bilim Öğretisi) (1837) adlı yapıtıyla, E. Husserl’in 1890’da yazdığı ama ancak 1970’te yayımlanan Zur Logik der Zeichen "Semiotiik" (Göstergelerin Mantığı Üstüne "Gösterge bilimi") başlıklı incelemesi dilsel göstergelerle ilgili gözlemler içerir.
Göstergeler kuramının ilk dönemi olarak adlandırabileceğimiz bu çalışmalarda “semiotik” sözcüğüne rastlanmaktaysa da, genel göstergeler kuramından çok, bir dil kuramının, bir dil felsefesinin geliştirildiği görülür.
Çağdaş gösterge biliminin öncüleri
Gösterge biliminin bir bilim dalına dönüşmesini sağlayan kişi Ch. S. Peirce’tür. Peirce, bütün olguları kapsayan bir göstergeler kuramı tasarlamış ve mantıkla özdeşleştirdiği bu kurama «semiotic» adını vermiştir. Peirce’e göre, gösterge bilimi (her çeşit bilimsel inceleme için bir başvuru çerçevesi oluşturan genel bir kuramdır, Peirce, tasarladığı bu gösterge bilimi üçe ayırır:
- salt dilbilgisi
- mantık
- salt sözbilim
Gösterge bilimi kuramıyla ilgili yazılarını belli bir kitapta toplamamıştır Peirce Söz konusu yazılar, bilginin ölümünden yaklaşık yirmi yıl sonra Collected Papers (Bütün Yazılar) [1931-1958] adıyla yayımlanmaya başlamış ve Peirce’ün gösterge bilimi açısından değeri ancak bu yayınlardan sonra anlaşılmıştır. Yaklaşımının en belirgin özelliği, gösterge kavramı için önerdiği tanım ve sınıflandırma biçimidir. Gösterge bilimisel olguların eksiksiz bir sınıflandırmasını yapmak isteyen Peirce, sonunda üçlüklere dayalı altmış altı sınıftan oluşan bir göstergeler dizelgesi oluştur. Peirce’ün önerdiği üçlükler arasında en önemlisi de görüntüsel gösterge, belirti, simge üçlüsüdür.
Bunları şu örneklerle açıklayabiliriz: Görüntüsel gösterge, belirttiği şeyi doğrudan doğruya canlandıran bir göstergedir (resim, fotoğraf); belirti, nesnesiyle kurduğu gerçek ilişki gereği, bu nesne tarafından belirlenen bir göstergedir (duman ateşin belirtisidir); simge, uzlaşmaya dayanan bir göstergedir (terazi, adaletin simgesidir).
Bu üçlü ayrıma dayanılarak yapılmış birçok göstergebilimsel araştırma vardır. Söz gelimi, reklamcılığı ele alan araştırmaların şu tür bir sınıflandırma yaptıklarını görürüz: 1. Bir ürünün reklâmı doğrudan doğruya görüntüsü verilerek yapılabilir; 2. Bir ürünün reklamı, çeşitli toplumsal ekinsel belirtiler aracılığıyla (dayanıklılık, ucuzluk, üstünlük vb.) yapılabilir; 3. Bir ürünün reklamı, o ürün çeşitli simgeler gösterilerek yapılabilir.Pierce’ün getirdiği bir başka önemli ayrım da göstere, yorumlayan ve nesne üçlüsüdür.
Gösterge biliminin Avrupa’daki öncüsü ise F. de Saussure’dür. Saussure, soruna, bir felsefeci, bir mantıkçı olarak değil, bir dilbilimci olarak yaklaşır. Peirce, dil-dış gösterge dlzgelerinden kalkarak dilin bu dizgeler içindeki yerini saptarken, Saussure dilden kalkarak, başka göstergelerin işleyişini araştıracak bir bilim dalının kurulmasını öngörür. İleride kurulmasını istediği ve toplum içindeki göstergelerin yaşamını inceleyecek olan bu bilim dalım da sémioloji terimiyle adlandırır. Saussure’e göre, gösterge bilimi, genel göstergeler bilimi olacak, doğal dillere özgü göstergeleri inceleyen dil bilimi de gösterge bilimin bir dalı durumuna gelecektir. Saussure dilbilimi göstergebilime bağlarken, gösterge bilimi de toplumsal ruhbilimin, dolayısıyla genel ruhbilimin içine oturtur.
Peirce gösterge bilimin temelini attığına inanırken, Saussure gösterge biliminden, ileride kurulacak bir dal diye söz eder.
Peirce ve Saussure’den sonraki ilk gösterge bilimciler
1930 yıllarında, mantıktan esinlenerek gösterge bilimi geliştirmeye çalışanlar arasında Ch. W. Morris özel bir yer tutar. Gerçekten de Peirce’ün. R. Carnap’ın ve yeni-olgucu akımın etkisinde kalan Morris, Foundations of the Theory of Signs (Göstergeler Kuramının Temelleri) [1938] ve İngilizce: Signs, Language and Behaviour (Göstergeler, Dil ve Davranış) [1946] adlı yapıtlarında, bütün göstergelerin genel kuramını oluşturmaya çalışır. Tasarladığı bu genel kuram içinde de üç bileşen ayırt eder:
- Söz dizimi: Göstergelerin birleşim kurallarını araştırır
- Anlam bilimi: Göstergelerin anlamını inceler
- Edim bilimi: Göstergelerin kaynağını, kullanılışını ve etkilerini davranış çerçevesi içi inceler.
Morris’e göre, gösterge bilimi bütün insan etkinliklerinin kavranmasını sağlayan bilimsel bir temeldir.
ABD’de Morris, Peirce’ün görüşlerini geliştirirken, Avrupa’da da çeşitli kuramcılar bir yandan, Saussure’ün görüşlerinden, bir yandan da mantıktan esinlenerek göstergebilime katkıda bulunmaya çalışıyorlardı.
Saussure’ün düşüncelerinden kalkan Prag Dil Bilimi Okulu üyeleri, yazınsal ve sanatsal olgulara yaklaştılar. Bu arada J. Mukarovsky de sanatı göstergebilimsel bir olgu olarak ele aldı ve estetik işlev ile bildirişim işlevini tanımladı.
Öte yandan, L. Hjelmslev, Dil Kuramının Temel İlkeleri adlı yapıtının son bölümlerinde, doğal dil dışındaki gösterge dizgelerini ele alarak, mantıksal biçimselleştirmeye dayalı tutarlı bir gösterge kuramının temellerini oluşturdu. Hjelmslev’e göre, bütün gösterge alanlarını kucaklayan gösterge bilimi konu dili (inceleme nesnesi) bilimsel olmayan bir üstdildir (bilimsel kavramlar bütünü). Ancak, bilimsel diller de gösterge bilimin inceleme alanına girebilir: Bu durumda da, Hjelmslev’e göre, bir üstgösterge bilimi söz konusudur.
Hjelmslev ayrıca, düzanlam ve yananlam kavramlarını, göstergenin iki değişik değeri olarak ortaya atar. Bilgine göre, herhangi bir sözce ilk anlamının dışında (düzanlam), daha başka anlamlar da taşıyabilir. Söz gelimi, bir konuşucunun sözleri, belli bir anlam taşırken (düzanlam), konuşma biçimi de hangi yöreden olduğunu gösterebilir (yan anlam).
Hjelmslev’in bir başka katkısı da, Saussure’ün kavramlarını yetkinleştirerek ortaya attığı anlatım ve içerik saptamasıdır. Hjelmslev, gösterge dizgelerine ilişkin olarak belirlediği bu iki düzeyi de kendi aralarında ikiye ayırır: Anlatımın tözü/anlatımın biçimi; içeriğin tözü/içeriğin biçimi.
Saussure’ün tasarısını geliştirmeyi amaçlayan bir başka dilbilimci de E. Buyssens ’tir. Buyssens, Les Langages et le discours (Diller ve Söylem) [1943] adlı yapıtında Saussure’ün temel kavramlarından esinlenerek, bildirişim amaçlı gösterge dizgelerini değerlendirmeye yönelik bazı kavram ve ayrılıklar saptar. Buyssens’e göre, gösterge bilimi, toplum yaşamı içindeki yalnızca istençli belirtileri (belirtkeler: Trafik belirtkeleri söz gelimi) inceler.
Aynı dönemlerde, başka dilbilimciler de ( Sapir, Trubetskoy, Jakobson, Benveniste özellikle dilin başka gösterge dizgeleri içindeki yerini saptamaya yönelmişlerdir. 5. 1960 yıllarından sonraki bazı göstergebilimsel yaklaşımlar.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda, insan bilimleri alanındaki yöntemlerin gelişmesi sonucu, göstergebilimsel etkinlikler hızlandı.
196O’ tan sonra da başta Fransa, ABD ve SSCB. olmak üzere gösterge bilimsel araştırmaların çeşitli ülkelere yayıldığı görüldü.
SSCB’de sibernetiğin, simgesel mantığın, matematiğin ve bildirişim kuramının etkisiyle şiir, söylen, söylence gibi anlamlı bütünler üstüne çalışmalar yapıldı (J. Lothman ve Tartu Okulu).
ABD’de, insan ve hayvan davranışlarını betimleyen çalışmalara başlandı. Bu çalışmaların öncüsü de Th. A. Sebeok oldu. Başlıca görüşlerini İngilizce: Contributions of the Doctrine of Signs (Göstergeler Öğretisinin Katkıları) [1976] İngilizce: The Signs and its Masters (Gösterge ve Gösterge Ustaları) [1978] İngilizce: Semiotics (Gösterge bilimi) [1979] adlı yapıtlarında ortaya koyan Sebeok’a göre, gösterge bilimi tarihinin üç temel dayanağı dil bilimi (Saussure), felsefe (Peirce) ve tıptır (Hippokrates).
Gösterge biliminin, bildirişim işlevi ile anlatım işlevini incelediğini belirten Sebeok, bu bilimi çeşitli alanlara ayırır: İnsanlara ilişkin göstergelerin incelenmesi; bedene iliş kin sibernetik dizgelerin incelenmesi; hayvan bildirişiminin incelenmesi.
Öte yandan Fransa’da, bilgikuramsal ve yöntemsel açıdan birbirinden değişik yaklaşımların varlığı göze çarpar. Saussure-Buyssens-A. Martinet doğrultusunda yer alan G. Mounin, L.J. Prieto ve J. Martinet gibi araştırmacılar, bildirişim amaçlı dil-dışı gösterge dizgelerini betimlemeye yönelirler: Trafik belirtkeleri, mors ve sağır-dilsiz abecesi, bazı davranışlar, diyagramlar, denizcilerin kullandıkları belirtkeler vb. Bu gösterge dizgelerinin toplum içindeki bildirişimi sağlayan dizgeler olması nedeniyle, söz konusu araştırmacıların Saussure’ün tasarısını bir açıdan yerine getirdikleri söylenebilir. Ama, öte yandan, bu dizgelere ilişkin araştırmalar Saussure’ün tasarısındaki bir başka özelliği (gösterge bilimin, dilbilimi de içine alan genel bir göstergeler bilimi olarak kurulması) yerine getirmekten uzaktır. Çünkü, bu araştırmacılarına çalışmalarında gösterge bilimi dilbilimin bir eklentisi durumuna gelmiş, dil dışı gösterge dizgelerini dilbilimsel yöntemlerle betimleyen yardımcı bir uygulayım biçimini almıştır. Bildirişim gösterge bilimi diye adlandırılan bu tür çalışmalar, çözümleyici bilimsel bir üstdil oluşturmak ve anlamları incelemek yerine, salt betimlemeyle, gösterge betimlemesiyle yetinmektedirler.
Gösterge bilimisel araştırmaların gelişmesine katkıda bulunmuş bir başka Fransız yazar da Roland Barthes’tır. İngilizce: Mythologies (Söylenler) [1957] Gösterge bilimi ilkeleri (1964) ve Fransızca: Systeme de la Mode (Moda Dizgesi) [1967] adlı yapıtlarında moda, mutfak, görüntü vb. dizgeleri özellikle Saussure ve Hjelmslev’in görüşlerinden yararlanarak çözümlemeye girişen Barthes, sonradan yazar ve denemeci yanının ağır basması nedeniyle, gösterge biliminden giderek uzaklaşmıştır. Barthes’ın gösterge bilimi açısından getirdiği önerilerin en ünlüsü, Saussure’ün tasarısını tersine çevirerek, gösterge bilimin, dil bilimi içinde yer aldığını söylemesidir. Barthes’a göre, insanların yararlandığı her gösterge dizgesi ancak dil aracılığıyla, dil desteğiyle gerçeklik kazanır. Bu nedenle de, Barthes, gösterge dizgelerini, salt dizgeleri inceleyerek değil, bu dizgelerden söz eden söylemleri inceleyerek değerlendirmektedir.
Günümüz (1980'li yıllar) gösterge bilimcileri arasında Julia Kristeva, Umberto Eco ve Christian Metz de önemli bir yer tutar. Söylemleri, bireyin ruhsal özelliklerini göz önün de bulundurarak incelemeyi amaçlayan ve dili anlam üretimi ve dönüşü mü olarak ele almak isteyen Kristeva, gösterge bilimi eleştirel bir bilim ya da bilimin eleştirisi olarak görür. Eco, gösterge bilimi, ekinsel olguları gösterge dizgeleri olarak inceleyen bir bilim dalı biçiminde tanımlar. Metz ise sinema gösterge bilimine yönelir.
A.J. Greimas ve Paris Gösterge Bilimi Okulu
Gösterge bilimi kuramcıları arasında A.J. Greimas’ın apayrı bir yeri vardır; çünkü, gösterge bilimi, kendi kendine yeten, gerçekten özerk, bir bilim düzeyine yükseltmiştir. İlk çalışmalarını sözcük bilimi alanında başlatan, sonra anlambilime yönelen bilgin, l966’da yayımladığı Semantique structurale (Yapısal Anlambilim) adlı yapıtıyla, her çeşit anlamlama dizgelerinin incelemesini kapsayan genel bir anlam bilimi yöntemi oluşturdu. Bu açıdan, Greimas’ın genel anlam bilimi yöntemi, gösterge bilimi yöntemi demektir. Böylece, Greimas’ın doğrudan doğruya anlam sorunlarına yönelik bir ‘kuram oluşturduğu ortaya çıkar. Nitekim, Greimas, 1970’te Du Sens (Anlam Üstüne) adlı yapıtıyla gösterge bilimin çeşitli kuramsal düzeylerini derinleştirir. Geliştirdiği yöntemi, çevresinde oluşturduğu araştırma topluluğuyla birlikte, yazınsal söylem, sözlü yazın, görüntü, müzik, masal, bilimsel söylem, uzamsal düzenleniş, tutkular, şiir, öğretim dili, dinsel söylem, hukuk dili, gibi değişik alanlara uygularken, kuramsal aygıtını da sürekli olarak geliştirir.
Bu arada, 1976’da yayımladığı iki yapıtla gerçek bir gösterge bilimin, bir başka deyişle, bir anlamlama kuramının oluşturulduğunu kanıtlar: Maupassant ve Fransızca: Semiotique et Sciences sociales (Gösterge bilimi ve Toplumsal Bilimler). 1979’da J. Oourtes ile birlikte yayımladığı İngilizce: Semiotique. Dictionnaire raisonnd de la th du langage (Gösterge bilimi. Dil Kuramının Açıklamalı Sözlüğü) adlı yapıtıyla, 1960 yıllarında tasarladığı gösterge bilimi kuramının tümükapsayıcı, tutarlı ve yalın bir aşamaya ulaştığını da kanıtlar. Yine 1980’de E. Landowski ve başkalarıyla birlikte yayımladığı İngilizce: Introduction a analyse du dizcours en sciences sociales (Toplumsal Bilimlerdeki Söylem Çözümleme Giriş) adlı yapıtla da bilim dillerini inceleme aşamasını başlatır.
Greimas'in çevresinde oluşturduğu araştırma topluluğu bugün Paris Gösterge Bilimi Okulu diye de adlandırılmaktadır Bu topluluğun önde gelen araştırmacıları arasında özellikle şu kişileri sayabiliriz J. Cl. Coquet, J. Courtes E. Landowski, P. Fabbri, I. Darrautlt, M. Arrivé, J.-M. Floch,Cl. Zilberberg, F. Bastide, C. Chabrol vd.
Greimas’ın ve Paris Gösterge Bilimi Okulu’nun amacı, ana çizgileriyle şöyledir:
Gösterge biliminin, anlamlı bütünlere özgü anlamsal ayrılıkları, anlamsal eklemlenişi (anlamlamayı), bir üstdil aracılığıyla yeniden üreterek açıklamayı amaçlar. Bu amaçla, salt bildirişim dizgelerini ya da göstergeleri değil, anlamlı bütünleri (anlamlama dizgeleri) ele alır. Simgesel mantıktan, matematikten, budun bilimi ve dilbilimden kaynaklanan bu anlamlama kuramının inceleme aygıtı üç aşamadan oluşur:
- Betimsel dil
- Yöntembilimsel dil
- Bilgikuramsal dil
Her üç aşamaya ilişkin, olarak da kavramsallaştırma ve mantıksal biçimselleştirme çabaları gerçekleştirilmiştir.
Paris Gösterge Bilimi Okulu'nun son yıllarda çalışmaları insanların gerek edimleriyle gerekse tutkularıyla birbirlerini etkileme düzenine yönelik olmuştur. İnsanlar arası ilişkilerde gerçek (doğru), yanlış, gizli, yalan gibi özellikler araştırılmış ve sınıflandırılmıştır. Ayrıca, yine son birkaç yıl içinde, istemek, bilmek, inanmak, yap yapmak, zorunda olmak gibi bireyler arası ilişkilerde önemli yer tutan ve kiplikler diye adlandırılan özelliklerin sınıflandırılmasına girişilmiştir.
Gösterge bilimi, deneysel bilimde ve Marksist teoride zımmen var olan toplumsal ilişki biçimi ve zihni çerçeve gibi konuları gösteren çeşitli alan ve disiplinleri çözümlemek suretiyle bir ötedil (metalanguage) olarak iş görür.
Kısaca belirtmek gerekirse dilbilimde nasıl çeşitli akımlar varsa gösterge biliminde de çeşitli akımlara rastlanmaktadır Bu akımlar arasında da söz konusu bilim dalını en üst aşamasına ulaştırmış kuram Greimas in öncülüğünde geliştirilmiş kuramdır.
Dil
Dil, gösterge biliminde göstergeler sistemi olarak incelenir. Yapısalcılığın kurucusu olarak Ferdinand de Saussure görülmektedir. Roman Jakobson ve Claude Levi-Strauss da önemli katkılar yapmışlardır. Yapısalcılığa karşı post yapısalcılık gelişmiştir. Michel Foucault, Jacques Derrida, Gilles Deleuze, Roland Barthes, Jacques Lacan ve Judith Butler post yapısalcılığın önemli temsilcileridir. Jacques Derrida ayrıca yapısökümü geliştirmiştir.
Kaynakça
Dıș bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Göstergebilim ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Mehmet Rifat, (2009), Gösterge biliminin ABC'si İstanbul:Say Yayınları, 2009
- Mehmet Rifat, (2008), 20. Yüzyılda Dil Bilimi ve Gösterge Bilimi Kuramları 1, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Gostergebilim semiyotik veya semiyoloji gostergelerin yorumlanmasini uretilmesini veya isaretleri anlama sureclerini iceren butun etmenlerin dizgesel bir bicimde incelenmesine dayanan bir bilim dalidir Fransizlar semiyoloji terimini kullanmislardir Semiyotik disiplinlerarasi bir sahadir Anlam bilimi dil bilimi fonetik mimarlik sosyoloji psikanaliz ve daha bircok bilim dali ve disiplinin olusturdugu disiplinler arasi bir disiplindir Kulturel kodlar gelenekler ve metni anlam sureclerine gore duzenlenmis isaret sistemleri diye nitelenen her sey semiyotigin inceleme alanina girmektedir Semiyoloji yapisalciligin modeli olarak dusunulmektedir Semiyotik eski Yunancada isaret anlamina gelen Yunanca semeion kelimesinden gelir Semiyotik bugunku anlamda ilk defa John Locke tarafindan Ingilizce Essays Concerning Human Understanding 1690 baslikli eserde kullanilmistir Modern semiyotik baslica iki kaynaga dayanir Bunlardan birincisi Ferdinand de Saussure nin 1916 da yayimlanan Genel Dilbilim Dersleri ikincisi ise Charles Sanders Peirce nin yazilaridir En cok taninan temsilcileri Roland Barthes Umberto Eco ve Mihail Bahtin dir Roland Barthes ve Charles Sanders Peirce gibi isimler bu konuda yetkin yazarlar olarak anilabilinirler En cok mimari sanat ve iletisim alanlarinda kullanilan gosterge bilimi psikanalizin dayanak noktalarindan biridir Gostergeler kod cozme surecinde cozumlemeci tarafindan belli bir mantik dizgesinde cozulur Gosterge biliminin genel bir tanimiInsanlarin birbirleriyle anlasmak icin kullandiklari dogal diller davranislar goruntuler trafik isaretleri bir sehrin mahalli duzenlenisi bir muzik eseri bir resim bir tiyatro gosterisi bir film reklam afisleri moda sagir dilsiz alfabesi edebi eserler cesitli bilim dilleri tutkularin duzeni bir ulkedeki ulasim yollarinin yapisi kisacasi bildirim amaci tasisin tasimasin her anlamli butun cesitli birimlerden olusan bir sistemdir Gerceklesme duzlemleri degisik olan bu sistemlerin birimleri de genelde gosterge olarak adlandirilir Yine cok genel itibariyla belirtecek olursak anlamli butunleri bir baska deyisle gosterge sistemlerini betimlemek gostergelerin birbirleriyle kurduklari bagintilari saptamak anlamlarin eklemlenis sekillerini bulmak gostergeleri ve gosterge sistemlerini siniflandirmak dolayisiyla insanla insan insanla doga arasindaki etkilesimi aciklamak bu amacla da bilgikuramsal yontembilimsel ve betimsel acidan tumu kapsayici tutarli ve sade bir kuram olusturmak gosterge biliminin alanina girer Gosterge biliminin ana dallariGosterge biliminin genel itibariyla uc ana dali oldugu kabul edilir Bunlar Semantik Simgeler ile onlarin atif ettikleri veya sembolu olduklari gercek nesnelerin arasindaki baglantilar ve iliskiler Bu dilbilimde anlam olarak tanimlanir Sentaks Formel bunyeler icinde bulunan simgeler arasindaki baglantilar ve iliskiler Pragmatik Simgeler ve simgelerin onlari kullanan kisiler uzerindeki etkileri arasindaki iliski ve baglantilar Alt dallari Asagidaki liste gosterge biliminin icinde pratik olarak bulunan alt dallari siralamaktadir ama bu listenin kapsaminin tam oldugu iddia edilmemektedir Biyosemiyotik veya biyosemiyoloji biyoloji bilimdali kapsaminda bulunan isaretler ve kodlarin uretilmesi bunlar hakkinda alinan tedbirler ve bunlarin anlamlarinin anlanmaya calisilmasi sureclerini inceleyen arastirma ve incelemeler alanidir Biyosemiyoloji bilimsel biyoloji ile felsefi semiyoloji bulgularinin birlestirilmesi tesebbus edilmesinde ortaya cikmistir Bati dunyasinin hayat hakkindaki bilimsel gorusu yaninda hayat kavraminin icten ve degismez bir kismi olarak semiyotik isaret etme ve bu isaretleri tanimlanin anlanmasi surecini de icerdiginin kabul edilmesi dolayisiyla biyosemiyolojibilimsel olarak biyoloji biliminde bir paradigma degisimi olarak gorulmektedir Kognitif semiyoloji Kognitif bilimler tarafindan anlam ortaya cikartma calismalari hakkinda gelistirilen teoriler ve metotlarin kullanilmasi ve birlestirilmesinin incelenmesidir Deneysel ve etnografik arastirmalar ve kavramsal ve metinsel analiz de icermektedir Berimsel komputasyon semiyoloji Bilgisayar ile insanlar arasindaki karsilikli baglantilarin tasarimlanmasi ve incelenmesi icinde bir semiyotik olarak isaretelenme surecinin kurulup isletimi calismalarini inceleme ugraslari Kultur semiyolojisi Desen yapim semiyolojisi Urun semiyolojisi Uretilen fiziksel nesnelerin tasarimlarinin yapilmasi sirasinda uygulanan isaretlerin kullanisinin incelenmesi Prof Rune Mono tarafindan Isvec nden Tasarim Enstitusu derslerinin verilmesi sirasinda ilk defa gelistirilmistir Hukuk ve semiyoloji Edebiyat semiyolojisi Kritik edebiyat incelemelerinde isaretler bilimi veya semiyoloji tarafindan gelistirilen kavram ve yaklasimlarin kullanilmasi Bu 20 yuzyil baslarinda Ferdinand de Saussure tarafindan ortaya atilan yapisalcilik yaklasimina cok dayanmaktadir ve ayni donemde ortaya cikartilan edebiyat teorisi uzerinde cok etkisi olmustur Muzik semiyolojisi Organizasyon semiyolojisi Ozel ve kamu sektorunde isletme organizasyonlarinda enformasyonun nasil ortaya ciktigini nasil isleme konuldugunu nasil dagitildigini nasil saklanildigini ve nasil kullanildigini inceler Antropoloji semiyolojisi Charles Sanders Peirce ve Roman Jakobson tarafindan gelistirilip antropolojiye uygulanan semiyoloji yaklasimi Muhendislik semiyolojisi Tasarim yapimcisi muhendisler ve bu bilgi ve urunlerin kullanicilari arasinda bilgisayar kullanarak yapilan iletisimlerin zaman icinde gelismelerini inceler Bu gelismeler tasarimcilarin nasil olarak kullanicilarain kim olduklarini anlamalari kullanicilarin gereksimlerini ve isteklerini nasil ogrendiklerini ve bunun nasil istenilen ve amaca uygun bir halde yapilmasi gerektigini ele alir Enformasyon teorisi semiyolojisi Charles Sanders Peirce tarafindan gelistirilmis semiyoloji veya isaretlerle iliskiler kurallarinin kullanarak isaretlerin enformasyon icerigini inceleme yaklasimi Sosyal semiyoloji Cesitli cemiyetler icinde konusma yazma moda enformasyonal medya ve ilanat gibi kulturel kodlari icine alan cemiyetin semiyotik manzarasinin incelenmesini gelistirmeye calisir Bu semiyotik manzara isaretlerini ayri ayri inceleme yaninda cemiyet icinde bunlarin sosyal anlamlarini ideolojik etkilerini ve iktidar guclerine baglantilarini da inceler Sehirlesme semiyolojisi Sehirlesme icinde ortaya cikan ișaret ve sembollerin anlamlarini ve sehirsel cemiyet tarafindan bunlarin algilanmalarini inceler Yapisallasmis cevrede sokaklar meydanlar parklar ve binalar gibi fiziksel nesneler uzerine odaklandigi gibi sehir hakkinda imar planlari sehirsel planlama belgeleri resmi yapi yapma ve kullanma izinleri emlak ilanlari yapilmamis bina planlari ve halk arasinda sehir kavramlari hakkinda konusma konulari gibi abstre konulara da egilmektedir Tiyatro semiyolojisi Semiyolojiyi tiyatro bilimleri incelemesi icin kullanilisi Ana teoricilerinin basinda Keir Elam gelmektedir Gorsel semiyoloji Gorsel isaretlerin incelenmesi Gostergeler kuraminin tarihcesiGostergeler kurami tanimlanmasindan once gorusler Bir baska seyin yerini tutan daha dogrusu kendi disinda bir sey gosteren her cesit bicim nesne olgu vb gosterge diye adlandirilmaktadir Bu kavram ustune Eskicag dan baslayarak cesitli gorusler one surulmus bir gostergeler dizgesi olan dil ustune cesitli dusunceler ortaya atilmistir Stoacilar gosterge ustune dusunmusler ozdeksel nesne ozdeksel simge ve anlami birbirinden ayirt etmislerdir Orta Cag daki skolastik felsefe yapitlarinda da anlamlama bicimleriyle ilgili onemli gorusler ileri surulmustur Gostergeler kurami XVII ve XVIII yuzyillarda uscu ve deneyci felsefe donemlerinde de gundeme getirildi Genel bir dil ve anlam kuraminin tasarlandigi bu donemde J Locke Essay Concerning Humane Understanding Insan Anlayisi Ustune Bir Deneme adli yapitinda yer verir ve anlamina gelen semeiotike terimini kullanir Gostergeler kuraminin Locke sonraki temsilcisi Lambert dir Lambert Neues Organon Yeni Organon 1764 adli yapitinin bir bolumunu dusuncelerin ve nesnelerin gosterilmesiyle ilgili ogretiye ayirmistir Gostergeler ogretisi Locke ve Lambert in etkisiyle XIX yuzyilda yeniden gundeme gelir Ozellikle B Bolzano nun Wissenschaftslehre Bilim Ogretisi 1837 adli yapitiyla E Husserl in 1890 da yazdigi ama ancak 1970 te yayimlanan Zur Logik der Zeichen Semiotiik Gostergelerin Mantigi Ustune Gosterge bilimi baslikli incelemesi dilsel gostergelerle ilgili gozlemler icerir Gostergeler kuraminin ilk donemi olarak adlandirabilecegimiz bu calismalarda semiotik sozcugune rastlanmaktaysa da genel gostergeler kuramindan cok bir dil kuraminin bir dil felsefesinin gelistirildigi gorulur Cagdas gosterge biliminin onculeri Gosterge biliminin bir bilim dalina donusmesini saglayan kisi Ch S Peirce tur Peirce butun olgulari kapsayan bir gostergeler kurami tasarlamis ve mantikla ozdeslestirdigi bu kurama semiotic adini vermistir Peirce e gore gosterge bilimi her cesit bilimsel inceleme icin bir basvuru cercevesi olusturan genel bir kuramdir Peirce tasarladigi bu gosterge bilimi uce ayirir salt dilbilgisi mantik salt sozbilim Gosterge bilimi kuramiyla ilgili yazilarini belli bir kitapta toplamamistir Peirce Soz konusu yazilar bilginin olumunden yaklasik yirmi yil sonra Collected Papers Butun Yazilar 1931 1958 adiyla yayimlanmaya baslamis ve Peirce un gosterge bilimi acisindan degeri ancak bu yayinlardan sonra anlasilmistir Yaklasiminin en belirgin ozelligi gosterge kavrami icin onerdigi tanim ve siniflandirma bicimidir Gosterge bilimisel olgularin eksiksiz bir siniflandirmasini yapmak isteyen Peirce sonunda ucluklere dayali altmis alti siniftan olusan bir gostergeler dizelgesi olustur Peirce un onerdigi uclukler arasinda en onemlisi de goruntusel gosterge belirti simge uclusudur Bunlari su orneklerle aciklayabiliriz Goruntusel gosterge belirttigi seyi dogrudan dogruya canlandiran bir gostergedir resim fotograf belirti nesnesiyle kurdugu gercek iliski geregi bu nesne tarafindan belirlenen bir gostergedir duman atesin belirtisidir simge uzlasmaya dayanan bir gostergedir terazi adaletin simgesidir Bu uclu ayrima dayanilarak yapilmis bircok gostergebilimsel arastirma vardir Soz gelimi reklamciligi ele alan arastirmalarin su tur bir siniflandirma yaptiklarini goruruz 1 Bir urunun reklami dogrudan dogruya goruntusu verilerek yapilabilir 2 Bir urunun reklami cesitli toplumsal ekinsel belirtiler araciligiyla dayaniklilik ucuzluk ustunluk vb yapilabilir 3 Bir urunun reklami o urun cesitli simgeler gosterilerek yapilabilir Pierce un getirdigi bir baska onemli ayrim da gostere yorumlayan ve nesne uclusudur Gosterge biliminin Avrupa daki oncusu ise F de Saussure dur Saussure soruna bir felsefeci bir mantikci olarak degil bir dilbilimci olarak yaklasir Peirce dil dis gosterge dlzgelerinden kalkarak dilin bu dizgeler icindeki yerini saptarken Saussure dilden kalkarak baska gostergelerin isleyisini arastiracak bir bilim dalinin kurulmasini ongorur Ileride kurulmasini istedigi ve toplum icindeki gostergelerin yasamini inceleyecek olan bu bilim dalim da semioloji terimiyle adlandirir Saussure e gore gosterge bilimi genel gostergeler bilimi olacak dogal dillere ozgu gostergeleri inceleyen dil bilimi de gosterge bilimin bir dali durumuna gelecektir Saussure dilbilimi gostergebilime baglarken gosterge bilimi de toplumsal ruhbilimin dolayisiyla genel ruhbilimin icine oturtur Peirce gosterge bilimin temelini attigina inanirken Saussure gosterge biliminden ileride kurulacak bir dal diye soz eder Peirce ve Saussure den sonraki ilk gosterge bilimciler 1930 yillarinda mantiktan esinlenerek gosterge bilimi gelistirmeye calisanlar arasinda Ch W Morris ozel bir yer tutar Gercekten de Peirce un R Carnap in ve yeni olgucu akimin etkisinde kalan Morris Foundations of the Theory of Signs Gostergeler Kuraminin Temelleri 1938 ve Ingilizce Signs Language and Behaviour Gostergeler Dil ve Davranis 1946 adli yapitlarinda butun gostergelerin genel kuramini olusturmaya calisir Tasarladigi bu genel kuram icinde de uc bilesen ayirt eder Soz dizimi Gostergelerin birlesim kurallarini arastirir Anlam bilimi Gostergelerin anlamini inceler Edim bilimi Gostergelerin kaynagini kullanilisini ve etkilerini davranis cercevesi ici inceler Morris e gore gosterge bilimi butun insan etkinliklerinin kavranmasini saglayan bilimsel bir temeldir ABD de Morris Peirce un goruslerini gelistirirken Avrupa da da cesitli kuramcilar bir yandan Saussure un goruslerinden bir yandan da mantiktan esinlenerek gostergebilime katkida bulunmaya calisiyorlardi Saussure un dusuncelerinden kalkan Prag Dil Bilimi Okulu uyeleri yazinsal ve sanatsal olgulara yaklastilar Bu arada J Mukarovsky de sanati gostergebilimsel bir olgu olarak ele aldi ve estetik islev ile bildirisim islevini tanimladi Ote yandan L Hjelmslev Dil Kuraminin Temel Ilkeleri adli yapitinin son bolumlerinde dogal dil disindaki gosterge dizgelerini ele alarak mantiksal bicimsellestirmeye dayali tutarli bir gosterge kuraminin temellerini olusturdu Hjelmslev e gore butun gosterge alanlarini kucaklayan gosterge bilimi konu dili inceleme nesnesi bilimsel olmayan bir ustdildir bilimsel kavramlar butunu Ancak bilimsel diller de gosterge bilimin inceleme alanina girebilir Bu durumda da Hjelmslev e gore bir ustgosterge bilimi soz konusudur Hjelmslev ayrica duzanlam ve yananlam kavramlarini gostergenin iki degisik degeri olarak ortaya atar Bilgine gore herhangi bir sozce ilk anlaminin disinda duzanlam daha baska anlamlar da tasiyabilir Soz gelimi bir konusucunun sozleri belli bir anlam tasirken duzanlam konusma bicimi de hangi yoreden oldugunu gosterebilir yan anlam Hjelmslev in bir baska katkisi da Saussure un kavramlarini yetkinlestirerek ortaya attigi anlatim ve icerik saptamasidir Hjelmslev gosterge dizgelerine iliskin olarak belirledigi bu iki duzeyi de kendi aralarinda ikiye ayirir Anlatimin tozu anlatimin bicimi icerigin tozu icerigin bicimi Saussure un tasarisini gelistirmeyi amaclayan bir baska dilbilimci de E Buyssens tir Buyssens Les Langages et le discours Diller ve Soylem 1943 adli yapitinda Saussure un temel kavramlarindan esinlenerek bildirisim amacli gosterge dizgelerini degerlendirmeye yonelik bazi kavram ve ayriliklar saptar Buyssens e gore gosterge bilimi toplum yasami icindeki yalnizca istencli belirtileri belirtkeler Trafik belirtkeleri soz gelimi inceler Ayni donemlerde baska dilbilimciler de Sapir Trubetskoy Jakobson Benveniste ozellikle dilin baska gosterge dizgeleri icindeki yerini saptamaya yonelmislerdir 5 1960 yillarindan sonraki bazi gostergebilimsel yaklasimlar Ikinci Dunya Savasi ndan sonraki yillarda insan bilimleri alanindaki yontemlerin gelismesi sonucu gostergebilimsel etkinlikler hizlandi 196O tan sonra da basta Fransa ABD ve SSCB olmak uzere gosterge bilimsel arastirmalarin cesitli ulkelere yayildigi goruldu SSCB de sibernetigin simgesel mantigin matematigin ve bildirisim kuraminin etkisiyle siir soylen soylence gibi anlamli butunler ustune calismalar yapildi J Lothman ve Tartu Okulu ABD de insan ve hayvan davranislarini betimleyen calismalara baslandi Bu calismalarin oncusu de Th A Sebeok oldu Baslica goruslerini Ingilizce Contributions of the Doctrine of Signs Gostergeler Ogretisinin Katkilari 1976 Ingilizce The Signs and its Masters Gosterge ve Gosterge Ustalari 1978 Ingilizce Semiotics Gosterge bilimi 1979 adli yapitlarinda ortaya koyan Sebeok a gore gosterge bilimi tarihinin uc temel dayanagi dil bilimi Saussure felsefe Peirce ve tiptir Hippokrates Gosterge biliminin bildirisim islevi ile anlatim islevini inceledigini belirten Sebeok bu bilimi cesitli alanlara ayirir Insanlara iliskin gostergelerin incelenmesi bedene ilis kin sibernetik dizgelerin incelenmesi hayvan bildirisiminin incelenmesi Ote yandan Fransa da bilgikuramsal ve yontemsel acidan birbirinden degisik yaklasimlarin varligi goze carpar Saussure Buyssens A Martinet dogrultusunda yer alan G Mounin L J Prieto ve J Martinet gibi arastirmacilar bildirisim amacli dil disi gosterge dizgelerini betimlemeye yonelirler Trafik belirtkeleri mors ve sagir dilsiz abecesi bazi davranislar diyagramlar denizcilerin kullandiklari belirtkeler vb Bu gosterge dizgelerinin toplum icindeki bildirisimi saglayan dizgeler olmasi nedeniyle soz konusu arastirmacilarin Saussure un tasarisini bir acidan yerine getirdikleri soylenebilir Ama ote yandan bu dizgelere iliskin arastirmalar Saussure un tasarisindaki bir baska ozelligi gosterge bilimin dilbilimi de icine alan genel bir gostergeler bilimi olarak kurulmasi yerine getirmekten uzaktir Cunku bu arastirmacilarina calismalarinda gosterge bilimi dilbilimin bir eklentisi durumuna gelmis dil disi gosterge dizgelerini dilbilimsel yontemlerle betimleyen yardimci bir uygulayim bicimini almistir Bildirisim gosterge bilimi diye adlandirilan bu tur calismalar cozumleyici bilimsel bir ustdil olusturmak ve anlamlari incelemek yerine salt betimlemeyle gosterge betimlemesiyle yetinmektedirler Gosterge bilimisel arastirmalarin gelismesine katkida bulunmus bir baska Fransiz yazar da Roland Barthes tir Ingilizce Mythologies Soylenler 1957 Gosterge bilimi ilkeleri 1964 ve Fransizca Systeme de la Mode Moda Dizgesi 1967 adli yapitlarinda moda mutfak goruntu vb dizgeleri ozellikle Saussure ve Hjelmslev in goruslerinden yararlanarak cozumlemeye girisen Barthes sonradan yazar ve denemeci yaninin agir basmasi nedeniyle gosterge biliminden giderek uzaklasmistir Barthes in gosterge bilimi acisindan getirdigi onerilerin en unlusu Saussure un tasarisini tersine cevirerek gosterge bilimin dil bilimi icinde yer aldigini soylemesidir Barthes a gore insanlarin yararlandigi her gosterge dizgesi ancak dil araciligiyla dil destegiyle gerceklik kazanir Bu nedenle de Barthes gosterge dizgelerini salt dizgeleri inceleyerek degil bu dizgelerden soz eden soylemleri inceleyerek degerlendirmektedir Gunumuz 1980 li yillar gosterge bilimcileri arasinda Julia Kristeva Umberto Eco ve Christian Metz de onemli bir yer tutar Soylemleri bireyin ruhsal ozelliklerini goz onun de bulundurarak incelemeyi amaclayan ve dili anlam uretimi ve donusu mu olarak ele almak isteyen Kristeva gosterge bilimi elestirel bir bilim ya da bilimin elestirisi olarak gorur Eco gosterge bilimi ekinsel olgulari gosterge dizgeleri olarak inceleyen bir bilim dali biciminde tanimlar Metz ise sinema gosterge bilimine yonelir A J Greimas ve Paris Gosterge Bilimi Okulu Gosterge bilimi kuramcilari arasinda A J Greimas in apayri bir yeri vardir cunku gosterge bilimi kendi kendine yeten gercekten ozerk bir bilim duzeyine yukseltmistir Ilk calismalarini sozcuk bilimi alaninda baslatan sonra anlambilime yonelen bilgin l966 da yayimladigi Semantique structurale Yapisal Anlambilim adli yapitiyla her cesit anlamlama dizgelerinin incelemesini kapsayan genel bir anlam bilimi yontemi olusturdu Bu acidan Greimas in genel anlam bilimi yontemi gosterge bilimi yontemi demektir Boylece Greimas in dogrudan dogruya anlam sorunlarina yonelik bir kuram olusturdugu ortaya cikar Nitekim Greimas 1970 te Du Sens Anlam Ustune adli yapitiyla gosterge bilimin cesitli kuramsal duzeylerini derinlestirir Gelistirdigi yontemi cevresinde olusturdugu arastirma topluluguyla birlikte yazinsal soylem sozlu yazin goruntu muzik masal bilimsel soylem uzamsal duzenlenis tutkular siir ogretim dili dinsel soylem hukuk dili gibi degisik alanlara uygularken kuramsal aygitini da surekli olarak gelistirir Bu arada 1976 da yayimladigi iki yapitla gercek bir gosterge bilimin bir baska deyisle bir anlamlama kuraminin olusturuldugunu kanitlar Maupassant ve Fransizca Semiotique et Sciences sociales Gosterge bilimi ve Toplumsal Bilimler 1979 da J Oourtes ile birlikte yayimladigi Ingilizce Semiotique Dictionnaire raisonnd de la th du langage Gosterge bilimi Dil Kuraminin Aciklamali Sozlugu adli yapitiyla 1960 yillarinda tasarladigi gosterge bilimi kuraminin tumukapsayici tutarli ve yalin bir asamaya ulastigini da kanitlar Yine 1980 de E Landowski ve baskalariyla birlikte yayimladigi Ingilizce Introduction a analyse du dizcours en sciences sociales Toplumsal Bilimlerdeki Soylem Cozumleme Giris adli yapitla da bilim dillerini inceleme asamasini baslatir Greimas in cevresinde olusturdugu arastirma toplulugu bugun Paris Gosterge Bilimi Okulu diye de adlandirilmaktadir Bu toplulugun onde gelen arastirmacilari arasinda ozellikle su kisileri sayabiliriz J Cl Coquet J Courtes E Landowski P Fabbri I Darrautlt M Arrive J M Floch Cl Zilberberg F Bastide C Chabrol vd Greimas in ve Paris Gosterge Bilimi Okulu nun amaci ana cizgileriyle soyledir Gosterge biliminin anlamli butunlere ozgu anlamsal ayriliklari anlamsal eklemlenisi anlamlamayi bir ustdil araciligiyla yeniden ureterek aciklamayi amaclar Bu amacla salt bildirisim dizgelerini ya da gostergeleri degil anlamli butunleri anlamlama dizgeleri ele alir Simgesel mantiktan matematikten budun bilimi ve dilbilimden kaynaklanan bu anlamlama kuraminin inceleme aygiti uc asamadan olusur Betimsel dil Yontembilimsel dil Bilgikuramsal dil Her uc asamaya iliskin olarak da kavramsallastirma ve mantiksal bicimsellestirme cabalari gerceklestirilmistir Paris Gosterge Bilimi Okulu nun son yillarda calismalari insanlarin gerek edimleriyle gerekse tutkulariyla birbirlerini etkileme duzenine yonelik olmustur Insanlar arasi iliskilerde gercek dogru yanlis gizli yalan gibi ozellikler arastirilmis ve siniflandirilmistir Ayrica yine son birkac yil icinde istemek bilmek inanmak yap yapmak zorunda olmak gibi bireyler arasi iliskilerde onemli yer tutan ve kiplikler diye adlandirilan ozelliklerin siniflandirilmasina girisilmistir Gosterge bilimi deneysel bilimde ve Marksist teoride zimmen var olan toplumsal iliski bicimi ve zihni cerceve gibi konulari gosteren cesitli alan ve disiplinleri cozumlemek suretiyle bir otedil metalanguage olarak is gorur Kisaca belirtmek gerekirse dilbilimde nasil cesitli akimlar varsa gosterge biliminde de cesitli akimlara rastlanmaktadir Bu akimlar arasinda da soz konusu bilim dalini en ust asamasina ulastirmis kuram Greimas in onculugunde gelistirilmis kuramdir Dil Dil gosterge biliminde gostergeler sistemi olarak incelenir Yapisalciligin kurucusu olarak Ferdinand de Saussure gorulmektedir Roman Jakobson ve Claude Levi Strauss da onemli katkilar yapmislardir Yapisalciliga karsi post yapisalcilik gelismistir Michel Foucault Jacques Derrida Gilles Deleuze Roland Barthes Jacques Lacan ve Judith Butler post yapisalciligin onemli temsilcileridir Jacques Derrida ayrica yapisokumu gelistirmistir Kaynakca Weeks Marcus Dilbilim ve Gostergebilim Dakikalar Icinde Felsefe Murtaza Ozeren tarafindan cevrildi 9 bas Kronik Kitap s 314 ISBN 978 625 8431 21 6 Diș baglantilarWikimedia Commons ta Gostergebilim ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Mehmet Rifat 2009 Gosterge biliminin ABC si Istanbul Say Yayinlari 2009 Mehmet Rifat 2008 20 Yuzyilda Dil Bilimi ve Gosterge Bilimi Kuramlari 1 Istanbul Yapi Kredi Yayinlari