Standart solar model (SSM), güneşi küresel bir gaz topu olarak ele alan matematiksel bir yaklaşımdır (derin iç kesimlerde tamamen plazmalaşmış hidrojen ile değişken iyonlaşma durumlarında). Teknik olarak simetrik küresel durağanımsı bir yıldız modeli olan bu model, yıldızsal yapıyı tarif eden basit fizik prensiplerinden elde edilmiş birçok diferansiyel denkleme sahiptir. Bu model, güneşin ışıklılığı, çapı, yaşı ve bileşenleri gibi iyi bilinen sınır koşullara bağlıdır. Güneş'in yaşı direkt olarak ölçülemez. Tahmini bir değer bulmanın yollarından biri en eski meteorların yaşını bulmak ve Güneş sisteminin gelişim modellerine bakmaktır. Günümüzdeki Güneş'in fotosferinin yapısı %74,9 oranında hidrojen ve %23.8 oranında helyumdan oluşmaktadır. Astronomide metaller denilen tüm ağır elementler ise %2den daha az bir kütleye tekabül etmektedir. Standart solar model yıldızsal gelişim teorisinin doğruluğunu test etmek için kullanılmaktadır. Aslında, iki serbest parametre olan helyum mevcudiyeti ve karışma uzunluğu (güneşteki ısı yayılımını modellemek için kullanılan) değerlerini bulmanın tek yolu SSMyi gözlemlenen güneşe "uygun" hale getirecek şekilde ayarlamaktır.
Işıklılık özelliğine yeni başlamış ve bunun büyük kısmını nükleer reaksiyonlardan alan, homojen bir yapıya sahip olduğu varsayılan bir yıldız sıfır yaşında (protostellar) olarak kabul edilir (dolayısıyla gaz ve toz bulutundan oluşma evresi ihmal edilir). SSMyi elde etmek için, sıfır yaşındaki yıldızsal solar kütle (MJ) modeli, Güneş'in yaşına doğru evrilir. Sıfır yaşındaki solar modeldeki element ihtivası, ilk baştan itibaren mevcut olan meteoroidlerden tayin edilir. Bu bilgiler ışığında, sıfır yaş ışıklılığı tutarlı bir şekilde tahmin edildikten sonra (örneğin günümüz güneşinin ışıklılığı) bu bilgiler tekrarlanan prosedürlerle modelin doğru değerlerine yerleştirilir; sıcaklık basınç, yoğunluk modeli yıldızın sabit durumda olduğu varsayılarak yıldızsal yapı denklemleriyle çözülür. Bu model daha sonra sayısal olarak güneşin yaşına kadar ilerletilir. Güneşin ölçülmüş ışıklılığı ve yüzey ihtivası gibi değerlerden sapmalar hesaplanıp modelde düzeltmeler yapılır. Örneğin, helyum ve ağır metaller difizyon yoluyla güneşin fotosferine yerleşmiştir. Bunun sonucu olarak güneşin fotosferinde ilk halinde bulunan helyum ve ağır metallerin %87’si bulunmaktadır. Prostellar halindeki güneşin fotosferi %71.1 hidrojen %27.4 helyum ve %1.5 ağır metal içermekteydi. Ağır metallerin difizyon ile çökmesini hesaplamak için daha kesin bir metot gerekmektedir.
Yıldızsal yapı denklemlerinin sayısal modellemesi
Hidrostatik denge denklemi gibi yıldızsal yapı diferansiyel denklemleri sayısal olarak entegre edilmiştir. Diferansiyel eşitlikler, kullanılarak yaklaşık olarak bulunmuştur. Yıldız, küresel simetrik bir kabuk olarak düşünülmüşür ve sayısal entegrasyonlar durum denklemleriyle sonlu basamaklarda yapılmıştır ve basınç, opaklık ve enerji üretimi oranlarını yoğunluk sıcaklık ve ihtiva cinslerinden verir.
Güneşin evrimi
Güneşin merkezindeki çekirdek reaksiyonları hidrojen çekirdeklerini proton-proton zinciri ile helyuma dönüşmesi ve (diğer devasa yıldızlar kadar olmasa da Güneş’te de var olan) CNO döngüsü, Güneş’in bileşimini değiştirmektedir. Bu, güneşin merkezindeki ortalama moleküler ağırlığı artırmaktadır. Bunun sonucu olarak, basınçta bir düşüş gözlemlenmesi gerekirken merkezin küçülmesinden dolayı basınç düşüşü oluşmamaktadır. göre büzülmeden gelen çekimsel potansiyel enerjinin yarsı ısıyı artırmak için kullanılırken, diğer yarısı yayılmaktadır. İdeal gaz teorisine göre sıcaklığın artması, aynı zamanda basıncın artmasına yol açarak hidrostatik dengenin geri kazanılmasına neden olmaktadır. Güneşin ışıklılığı, sıcaklığın artması ve nükleer reaksiyon hızının artmasıyla doğru orantılı olarak artar. Dış katmalar, artan sıcaklık ve basınç değişkenlerini kompanse etmek için genişler, yani yarı çap artar.
Hiçbir yıldız tamamen statik değildir, fakat yıldızlar ana evrede (merkezde hidrojen yakılma durumunda) uzun süre kalırlar. Güneş’i ele alığımızda, 4.6 milyar yıldır ana evresinde olduğunu ve bir kızıl deve dönüşmesine yaklaşık 6.5 milyar yıl kaldığını görebiliriz. Kabaca, toplam ana evre yılı 11 milyar (1010) yıla denk gelmektedir. Bu yüzden, varsayımı oldukça iyi bir yaklaşımdır. Basitleştirmek adına, yıldızsal yapı denklemleri (ışıklılık değişkenliği denklemi hariç) belirgin bir zaman değişkeni olmadan yazılmaktadır:
Bu denklemde L sembolü ışıklılık, ε sembolü kütle başına nükleer enerji üretim hızı ve εν sembolü nötrino emisyonundan doğan ışıklılık anlamlarına gelir (diğer nicelikler için aşağıya bakınız). Güneşin ana evresindeki yavaş evrimi, nükleer türlerdeki değişimler ile tayin edilir (esasen hidrojenin tüketilip, helyumun üretilmesi). Çeşitli nükleer reaksiyon hızları, yıldızın iç kesimlerindeki düşük enerjilerden çıkarımlar yapan yüksek enerjilerdeki parçacık fiziği deneyleri ile hesaplanır (Güneş, hidrojeni görece yavaş yakar). Tarihsel olarak, nükleer reaksiyon hızları yıldızsal modellemede en büyük hata kaynaklarından biri olmuştur. Nükleer cinslerin değişken bileşimleri (genelde kütle fraksiyonu olarak) bilgisayarlar yardımı ile hesaplanır. Belirli bir maddenin hem üretilme, hem de yok edilme hızları olacaktır. Bu iki hız, bu maddelerin değişken sıcaklık, basınç ve yoğunlukta zamana göre bulunma oranlarını hesaplamak için gereklidir. Birçok nükleer tür olduğundan dolayı, bilgisayarlı bir bu maddelerin değişen bileşimlerinin takibi için gereklidir.
göre kütle, bileşim yapısı kendine has şekilde yıldızın çapını ışıklılığını ve iç yapısını ve takip eden evrimini ortaya çıkarır (bu "teorem" yıldızsal evrimin yavaş, kararlı fazlarına uygulanmayı amaçlar ve asla evreler arasındaki geçişler ve hızlı evrimleşme safhalarına uygulanmaz). Durum eşitliklerindeki zamana göre değişen nükleer çeşitlerin miktarları, yeteri kadar küçük bir zaman artışı alınarak sayısal bir çözüm bulunmasına ve tekrarlanan işlemler kullanılarak her yıldız evresinin iç yapısının bulunmasına yeterlidir.
Standart solar modelin amacı
SSMnin iki amacı vardır:
- Güneş'in doğru parlaklık ve çap değerlerinin bulunması için yıldızsal modelin ihtiyaç duyduğu helyum miktarı ve karışma mesafesi için yaklaşık değer sağlar,
- Dönüş, manyetik alan ve difizyon ya da; türbülans ve ani iletim artışı modellemeleri gibi, ısıyayımın ele alınışını geliştirme gibi ilave fizik bilgileriyle daha karmaşık hale gelen modellerin değerlendirilmesini sağlar.
Parçacık fiziğindeki Standart Model ve standart kozmoloji modeli gibi, SSM de yeni teorik ya da deneysel keşifler ışığında, zamanla değişmektedir.
Güneş'teki enerji aktarımı
Güneş başlığında da anlatıldığı gibi, Güneş ışınımlı bir çekirdeğe ve ısıyayımı yapan bir kabuğa sahiptir. Çekirdekte nükleer reaksiyonlarla oluşan ışıklılık, dış katmanlara radyasyon prensibi ile iletilir. Fakat dış katmanlarda sıcaklık gradyanı o kadar yüksektir ki, radyasyon yeteri kadar enerji transfer edemez. Bunun sonucu olarak termal sütunların sıcak maddeleri güneşin yüzeyine taşımasıyla (fotosfer), termal ısı yayımı meydana gelir. Bu maddeler soğuduklarında tekrar aşağıya inerek ışınımlı bölgeden tekrar ısı alırlar.
Yıldızsal modelde açıklandığı gibi solar model de dr kalınlığında yıldızın merkezinden r uzaklıktaki yoğunluk , sıcaklık T(r), toplam basınç (madde artı radyasyon) P(r), aydınlatma gücü l(r) ve birim kütle başına enerji üretim hızı ε(r)değerleri dikkate alınır.
Işımsal enerji transferi, ışımsal sıcaklık gradyanı eşitliği ile tanımlanır:
Bu eşitlikte maddenin opaklığı κ, Stefan-Boltzmann sabiti σ ile ifade edilir ve Boltzmann sabiti 1 alınır.
Isı yayımı, karışma mesafesi teorisiyle tanımlanır ve buna ilişkin sıcaklık gradyanı eşitliği (adyabatik ısı yayılımı için) aşağıdaki gibidir:
Bu eşitlikte γ = cp / cv, gazların özgül ısılarının oranını temsil eder (Tamamen iyonize olmuş ideal gaz için γ = 5/3).
Güneş’in ısı yayım merkezine yakın noktalarda ısıyayılımı adyabatikken, yüzeye yakın noktalarında değildir.
Yüzeye yakın ısı yayılımı simülasyonları
Isıyayım bölgelerinin en üst kısımları için en gerçekçi tanımı yapmak; atmosferdeki dikkate alan, detaylı üç boyutlu ve zamana bağlı hidrodinamik simülasyonlar ile mümkündür. Bu tip simülasyonlar, parametrelerle ifade edilmiş türbülans modellerini kullanmaksızın, hem gözlemlenen yüzey yapısını yeniden oluşturabilir, hem de solar ışınım spektrumunun detaylı profil çizgilerini çıkartabilir. Simülasyonlar solar çapın sadece küçük bir bölümünü kapsar ve açıkçası genel solar modele yerleştirilmek için çok zaman tüketicidir. Karışma mesafesi teorisine dayanılarak yaratılan modelin, ısıyayım bölgesinin adyabatik bölümü üzerinden varsayımsal olarak oluşturulan ortalama bir simülasyon; öngördüğü adyabatın, helyosismoloji kullanılarak hesaplanan solar ısıyayım bölgelerinin derinliğiyle tutarlı sonuçlar verdiğini göstermiştir. Türbülanslı basınç etkisi ve kinetik enerjiyi de içeren, yüzeye yakın ısıyayımının sayısal simülasyonları üzerine kurulu karışma mesafesi teorisinin bir uzantısı geliştirilmiştir.
Bu bölüm , helyosismolojiye genel bakış Bölüm IV’ den alınmıştır.
Durum Denklemleri
Yıldızsal yapı denklemlerinin sayısal çözümleri, yıldızsal yapıda da tanımlandığı gibi basınç, opaklık ve enerji üretim hızı değerlerini yoğunluk, sıcaklık ve bileşim değerleriyle ilişkilendirebilmek için durum denklemlerine ihtiyaç duymaktadır.
Helyosismoloji
Helyosismoloji, Güneş’teki dalga salınımlarını inceler. Bu dalgaların Güneş boyunca yayılımı, iç yapı hakkında bilgi verir ve astrofizikçilerin Güneş hakkında oldukça detaylı iç bölge şartları profili geliştirmesine olanak sağlar. Özellikle dış katmanlardaki ısı yayım bölgelerinin yerleri ölçülebilir ve Güneş’in merkezi hakkındaki bilgiler, SSM kullanılarak, en yaşlı meteoritlerden Güneş’in yaşı hakkında çıkarımlarda bulunulması metodundan bağımsız olarak, Güneş’in yaşının hesaplanmasına olanak sağlar. Bu, SSMnin nasıl düzenlenebileceğine dair başka bir örnektir.
Nötrino üretimi
Güneşte hidrojenler birçok değişik etkileşimlere girip birleşerek helyum oluşturur. Nötrinoların çok büyük bir kısmı, bu dört protonun bireşerek iki proton, iki nötron, iki pozitron ve iki elektron nötrinosu oluşturduğu pp zinciri vasıtasıyla oluşur. Nötrinolar aynı zamanda CNO döngüleriyle de üretilir, ancak bu süreç Güneş’te, diğer yıldızlara kıyasla daha az önem teşkil etmektedir.
Güneş’te üretilen nötrinoların büyük kısmı pp zincirinin ilk basamağından gelmektedir, fakat enerjileri o kadar düşüktür ki (<0.425 MeV) bunları tespit etmek çok zordur. PP zincirinin nadir bir yan dalı, yaklaşık maksimum 15 MeV enerjili “boron-8” nötrinoları üretir. Ve bunlar tespiti en kolay nötrinolardır. PP zincirindeki oldukça nadir bir etkileşim “hep” nötrinolarının üretimine yol açar ve bunların Güneş’te oluşan en yüksek enerjili nötrinolar olduğu tahmin edilmektedir. Bu nötrinoların 18 MeV civarı enerjiye sahip oldukları öngörülmektedir.
Yukarıda açıklanan tüm etkileşimler, enerji spektrumuna sahip nötrinolar üretir. 7Be’nin elektron yakalanması, yaklaşık 0.862 MeV (~90%) ya da 0.384 MeV (~10%) enerjisinde nötrinolar üretir.
Nötrino belirlenmesi
Nötrinoların diğer parçacıklarla etkileşimindeki zayıflık, Güneş’in merkezinde üretilen nötrinoların büyük bir kısmının absorbe edilmeden yüzeye kadar çıkabilmesi anlamına gelir. Bu nötrinoların belirlenmesi sayesinde güneşin merkezinin gözlemlenmesi mümkündür.
Tarihçe
Kozmik nötrinolar ilk defa; büyük bir perkloroetilen ortamında, klor çekirdeğinin radyoaktif argona gözlemlenerek nötrinoların saptandığı Ray Davis’in klorin deneyi ile başarılı olarak saptanmıştır. Bu, nötrinolar için beklenen bir reaksiyon kanalıydı; fakat yalnızca argon bozunmaları sayıldığı için, nötrinoların nereden geldiği gibi bir yönlendirici bilgi vermemiştir. Bu deneyde zamanın standart solar modelinde tahmin edilenin üçte biri kadar nötrino bulunmuştur ve bu, solar nötrino problemi olarak bilinir.
Klor deneyi nötrinoları saptasa da, o zamanın bazı fizikçileri bu tarz radyokimyasal yöntemlere güvenmedikleri için bu deneye şüphe ile yaklaşmışlardır. Belirsizliğe yer vermeyen solar nötrino saptamaları, nötrino-elektron esnek saçılmasından faydalanan düşük enerji eşikli sulu Cerenkov dedektörü kullanılan deneyi ile sağlanmıştır. Esnek saçılma etkileşimlerinde reaksiyon noktasından dışarı doğru gelen elektronlar, nötrinoların Güneş’ten uzaklaşarak seyahat ettiklerini sağlam bir biçimde göstermiştir. Güneş’teki bu “geriyi gösterme” özelliği, Güneş’in gücünü merkezdeki nükleer reaksiyonlardan aldığının ilk göstergesiydi. Kamiokande-II’de gözlemlenen nötrinolara açık şekilde Güneş’ten gelirken, nötrino etkileşimlerinin hızı yine de zamanının teorisine göre daha azdı. Daha da kötüsü, Kamiokande-II deneyi, klor deneyinde bulunan üçte bir oranı ile karşılaştırıldığında, tahmin edilen akının yarısını bulmuştu.
Solar nötrino probleminin çözümü nihayet deneysel olarak Sudbury Nötrino Gözlemevi ile bulunmuştur. Radyokimyasal deneyler yalnızca elektron nötrinolarına duyarlıydı ve sulu Cerenkov deneylerindeki sinyaller elektron nötrinoları tarafından domine ediliyordu. Bunların aksine, SNO deneyi her üç nötrino çeşidine de duyarlıydı. Eş zamanlı elektron nötrinoları ve toplam nötrino akıları ölçümleri, kaynaklı baskılamaları göstermiştir. Elektron nötrinoları, Güneş’in değişen yoğunluğundan kaynaklanan rezonansa geçerken, saf durumlarından ikincil kütle özdurumlarına dönüşür. Rezonans enerjiye bağlıdır ve 2MeV civarlarında etkinleşmektedir. Radyokimyasal deneyler daha düşük enerjilere duyarlıyken (klor için 0.8 MeV, galyum için 0.2 MeV), sulu Cerenkov detektörleri 5MeV üzeri nötrinoları saptayabiliyordu ve iki deneyin sonuçları arasındaki gözlemlenen nötrino hızı farkının kaynağı buydu.
hep nötrinoları
En yüksek enerjili nötrinolar boron-8’e kıyasla düşük akıları yüzünden henüz gözlemlenememiştir, yani bu zaman kadar akı üzerindeki tek limit budur. Şimdiye kadar hiçbir deney SSM ile tahmin edilen akıyı gözlemleyecek kadar duyarlı olmamıştır.
CNO nötrinoları
Solar enerji üretiminin ikincil döngüsünden gelen nötrinoların da (örneğin CNO nötrinoları) 1MeV altında gözlemlenebilir olaylar sağlaması beklenir. Bunlar, deneysel gürültü (arka plan) yüzünden henüz gözlemlenememiştir. Gelecekteki ultra-saf sintilatör dedektörleri, SSM ile tahmin edilen akı değelerini bulmamıza olanak sağlayacaktır. Bu, boyut olarak daha büyük fakat Borexino ile aynı prensipe sahip SNO+ ve daha uzun vadede LENA dedektörleri sayesine olacaktır.
Gelecekteki deneyler
Radyokimyasal deneyler bir açıdan pp ve Be7 nötrinolarını gözlemlese de, sadece integral akı ölçümleri almaktadır. Solar nötrino deneylerinin “kutsal kase”si, Be7 nötronlarını, her bir nötrino enerjisine duyarlı bir dedektör ile algılayacaktır. Bu deney, MSW etkisi ile etkinleşme olayını araştırarak, MSW hipotezini test edecektir. Bazı egzotik modeller şu anda bile solar nötrino eksikliğini açıklayabilmektedir, dolayısıyla MSW etkinleştirmesinin gözlemlenmesi, solar nötrino problemini nihai olarak çözecektir.
Çekirdek Sıcaklığı Tahmini
Boron-8 akısı Güneş'in çekirdek sıcaklığına aşırı duyarlıdır. Bu sebepten dolayı, kesin boron-8 neutrino akısı ölçümleri, standart solar model çerçevesinde, Güneş’in merkez sıcaklığı ölçümleriyle yapılabilir. İlk SNO sonuçları yayınlandıktan sonra bu yaklaşımlar Fiorentini ve Ricci tarafından yapılmıştır ve Güneş’in sıcaklığını, bulunan 5.2·106/cm²·s nötrino akısından yola çıkarak, olarak hesaplamışlardır.
Güneş Yüzeyinin Lityum Kaybı
Güneş’in evriminin yıldızsal modelleri, solar yüzeydeki kimyasal miktarları, lityum (Li) hariç doğru olarak tahmin edebilmektedir. Güneş yüzeyindeki lityum miktarı, protosolar (Güneş’in oluşumunda bulunan miktar) değerlerinden 140 kat daha azdır, fakat güneşin ısıyayım merkezindeki sıcaklık, lityumu yakacak -ve dolayısıyla azaltacak- kadar yüksek değildir. Bu, solar lityum problemi olarak bilinmektedir. Aynı yaş, kütle ve metalikliğe sahip solar–tipi yıldızlarda, çeşitli niceliklerde yüksek lityum miktarları gözlemlenmiştir. Gözlemlenebilir gezegenlere (Güneş dışı gezegen) sahip olan ya da olmayan, bu tarz yıldızlardan oluşturulmuş tarafsız bir set üzerinde yapılan gözlemler, ilk başta ortamda bulunan lityumun yüzde birinden daha azının gezegeni olan yıldızlara ait olduğunu ve yıldızların geri kalan yarısının da bunların on katı lityuma sahip olduğunu göstermiştir. Gezegenlerin varlığının, karışma miktarlarını arttırıp, ısı yayım bölgelerini derinleştirerek, lityumun yakılmasına olanak sağladığı hipotezi geliştirilmiştir. Bunun için olası bir mekanizma, gezegenlerin, yıldızın açısal momentum evrimine etki ettiği ve bunun sonucu olarak, benzer gezegensiz yıldızlara göre gezegeni olan yıldızların dönüşünü değiştirmesi fikridir; Güneş’in durumundaysa dönüşünü yavaşlatmaktadır. Modellemenin nerede hatalı olduğunu keşfetmek için daha derin araştırmalara gereksinim duyulmaktadır. Şu andaki Güneş’in iç kısımları hakkında kesin bilgiler veren araçlar göz önüne alındığında, önyıldız konumundaki Güneş modeline yenilemeler gerekmesi muhtemeldir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Guenther, D.B. (Nisan 1989). "Age of the sun". Astrophysical Journal. Cilt 339. ss. 1156-1159. Bibcode:1989ApJ...339.1156G. doi:10.1086/167370.
- ^ a b c *DOI:10.1086/375492 10.1086/375492
- Lodders, K. (2003). "Abundances and Condensation Temperatures of the Elements" (PDF). . 38 (suppl.). s. 5272. Bibcode:2003M&PSA..38.5272L. 13 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 20 Ocak 2015.
- ^ a b c Ostlie, Dale A. and Carrol, Bradley W., An introduction to Modern Stellar Astrophysics 10 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Addison-Wesley (2007)
- ^ Sackmann, I.-Juliana; Boothroyd, Arnold I.; Kraemer, Kathleen E. (Kasım 1993). "Our Sun. III. Present and Future". Astrophysical Journal. Cilt 418. ss. 457-468. Bibcode:1993ApJ...418..457S. doi:10.1086/173407.
- ^ Hansen, Carl J.; Kawaler, Steven D.; Trimble, Virginia (2004). Stellar Interiors (2. bas.). Springer. ISBN .
- ^ Stein, R.F. and Nordlund, A. (Mayıs 1998). "Simulations of Solar Granulation. I. General Properties". Astrophysical Journal. 499 (2). ss. 914-+. Bibcode:1998ApJ...499..914S. doi:10.1086/305678.
- ^ Nordlund, A. and Stein, R. (Aralık 1997). F.P. Pijpers, J. Christensen-Dalsgaard and C.S. Rosenthal (Ed.). "Stellar Convection; general properties". Astrophysics and Space Science Library. Cilt 225. ss. 79-103. Bibcode:1997ASSL..225...79N.
- ^ Asplund, M.; ve diğerleri. (Temmuz 2000). "Line formation in solar granulation. I. Fe line shapes, shifts and asymmetries". Astronomy and Astrophysics. Cilt 359. ss. 729-742. arXiv:astro-ph/0005320 $2. Bibcode:2000A&A...359..729A.
- ^ Rosenthal, C.S.; ve diğerleri. (Kasım 1999). "Convective contributions to the frequencies of solar oscillations". Astronomy and Astrophysics. Cilt 351. ss. 689-700. arXiv:astro-ph/9803206 $2. Bibcode:1999A&A...351..689R.
- ^ Li, L.H.; ve diğerleri. (Mart 2002). "Inclusion of Turbulence in Solar Modeling". The Astrophysical Journal. 567 (2). ss. 1192-1201. arXiv:astro-ph/0109078 $2. Bibcode:2002ApJ...567.1192L. doi:10.1086/338352.
- ^ Christensen-Dalsgaard, J. (Kasım 2002). "Helioseismology". Reviews of Modern Physics. 74 (4). ss. 1073-1129. arXiv:astro-ph/0207403 $2. Bibcode:2002RvMP...74.1073C. doi:10.1103/RevModPhys.74.1073.
- ^ A. Bonanno, H. Schlattl, L. Paternò (2002). "The age of the Sun and the relativistic corrections in the EOS". Astronomy and Astrophysics. 390 (3). s. 1115. arXiv:astro-ph/0204331 $2. Bibcode:2002A&A...390.1115B. doi:10.1051/0004-6361:20020749.
- ^ a b c Bahcall, John. . Institute for Advanced Study School of Natural Science. 29 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2006.
- ^ Bahcall, John (2002). "How many σ's is the solar neutrino effect?". Physical Review C. 65 (1). s. 015802. arXiv:hep-ph/0108147 $2. Bibcode:2002PhRvC..65a5802B. doi:10.1103/PhysRevC.65.015802.
- ^ Fiorentini, G.; B. Ricci (2002). "What have we learnt about the Sun from the measurement of the 8B neutrino flux?". Physics Letters B. 526 (3–4). ss. 186-190. arXiv:astro-ph/0111334 $2. Bibcode:2002PhLB..526..186F. doi:10.1016/S0370-2693(02)01159-0.
- ^ Anders, E. and Grevesse, N. (Ocak 1989). "Abundances of the elements – Meteoritic and solar". Geochimica et Cosmochimica Acta. 53 (1). ss. 197-214. Bibcode:1989GeCoA..53..197A. doi:10.1016/0016-7037(89)90286-X.
- ^ Maeder, A., Physics, Formation and Evolution of Rotating Stars. 18 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Astron. And Astrophys. Library, Springer Berlin Heidelberg, (2009).
- ^ Israelian, G.; ve diğerleri. (Kasım 2009). "Enhanced lithium depletion in Sun-like stars with orbiting planets". Nature. 462 (7270). ss. 189-191. arXiv:0911.4198 $2. Bibcode:2009Natur.462..189I. doi:10.1038/nature08483. (PMID) 19907489.
Dış bağlantılar
- Solar Models: An Historical Overview by John N. Bahcall 13 Ağustos 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Standart solar model SSM gunesi kuresel bir gaz topu olarak ele alan matematiksel bir yaklasimdir derin ic kesimlerde tamamen plazmalasmis hidrojen ile degisken iyonlasma durumlarinda Teknik olarak simetrik kuresel duraganimsi bir yildiz modeli olan bu model yildizsal yapiyi tarif eden basit fizik prensiplerinden elde edilmis bircok diferansiyel denkleme sahiptir Bu model gunesin isikliligi capi yasi ve bilesenleri gibi iyi bilinen sinir kosullara baglidir Gunes in yasi direkt olarak olculemez Tahmini bir deger bulmanin yollarindan biri en eski meteorlarin yasini bulmak ve Gunes sisteminin gelisim modellerine bakmaktir Gunumuzdeki Gunes in fotosferinin yapisi 74 9 oraninda hidrojen ve 23 8 oraninda helyumdan olusmaktadir Astronomide metaller denilen tum agir elementler ise 2den daha az bir kutleye tekabul etmektedir Standart solar model yildizsal gelisim teorisinin dogrulugunu test etmek icin kullanilmaktadir Aslinda iki serbest parametre olan helyum mevcudiyeti ve karisma uzunlugu gunesteki isi yayilimini modellemek icin kullanilan degerlerini bulmanin tek yolu SSMyi gozlemlenen gunese uygun hale getirecek sekilde ayarlamaktir Isiklilik ozelligine yeni baslamis ve bunun buyuk kismini nukleer reaksiyonlardan alan homojen bir yapiya sahip oldugu varsayilan bir yildiz sifir yasinda protostellar olarak kabul edilir dolayisiyla gaz ve toz bulutundan olusma evresi ihmal edilir SSMyi elde etmek icin sifir yasindaki yildizsal solar kutle MJ modeli Gunes in yasina dogru evrilir Sifir yasindaki solar modeldeki element ihtivasi ilk bastan itibaren mevcut olan meteoroidlerden tayin edilir Bu bilgiler isiginda sifir yas isikliligi tutarli bir sekilde tahmin edildikten sonra ornegin gunumuz gunesinin isikliligi bu bilgiler tekrarlanan prosedurlerle modelin dogru degerlerine yerlestirilir sicaklik basinc yogunluk modeli yildizin sabit durumda oldugu varsayilarak yildizsal yapi denklemleriyle cozulur Bu model daha sonra sayisal olarak gunesin yasina kadar ilerletilir Gunesin olculmus isikliligi ve yuzey ihtivasi gibi degerlerden sapmalar hesaplanip modelde duzeltmeler yapilir Ornegin helyum ve agir metaller difizyon yoluyla gunesin fotosferine yerlesmistir Bunun sonucu olarak gunesin fotosferinde ilk halinde bulunan helyum ve agir metallerin 87 si bulunmaktadir Prostellar halindeki gunesin fotosferi 71 1 hidrojen 27 4 helyum ve 1 5 agir metal icermekteydi Agir metallerin difizyon ile cokmesini hesaplamak icin daha kesin bir metot gerekmektedir Yildizsal yapi denklemlerinin sayisal modellemesiHidrostatik denge denklemi gibi yildizsal yapi diferansiyel denklemleri sayisal olarak entegre edilmistir Diferansiyel esitlikler kullanilarak yaklasik olarak bulunmustur Yildiz kuresel simetrik bir kabuk olarak dusunulmusur ve sayisal entegrasyonlar durum denklemleriyle sonlu basamaklarda yapilmistir ve basinc opaklik ve enerji uretimi oranlarini yogunluk sicaklik ve ihtiva cinslerinden verir Gunesin evrimiGunesin merkezindeki cekirdek reaksiyonlari hidrojen cekirdeklerini proton proton zinciri ile helyuma donusmesi ve diger devasa yildizlar kadar olmasa da Gunes te de var olan CNO dongusu Gunes in bilesimini degistirmektedir Bu gunesin merkezindeki ortalama molekuler agirligi artirmaktadir Bunun sonucu olarak basincta bir dusus gozlemlenmesi gerekirken merkezin kuculmesinden dolayi basinc dususu olusmamaktadir gore buzulmeden gelen cekimsel potansiyel enerjinin yarsi isiyi artirmak icin kullanilirken diger yarisi yayilmaktadir Ideal gaz teorisine gore sicakligin artmasi ayni zamanda basincin artmasina yol acarak hidrostatik dengenin geri kazanilmasina neden olmaktadir Gunesin isikliligi sicakligin artmasi ve nukleer reaksiyon hizinin artmasiyla dogru orantili olarak artar Dis katmalar artan sicaklik ve basinc degiskenlerini kompanse etmek icin genisler yani yari cap artar Hicbir yildiz tamamen statik degildir fakat yildizlar ana evrede merkezde hidrojen yakilma durumunda uzun sure kalirlar Gunes i ele aligimizda 4 6 milyar yildir ana evresinde oldugunu ve bir kizil deve donusmesine yaklasik 6 5 milyar yil kaldigini gorebiliriz Kabaca toplam ana evre yili 11 milyar 1010 yila denk gelmektedir Bu yuzden varsayimi oldukca iyi bir yaklasimdir Basitlestirmek adina yildizsal yapi denklemleri isiklilik degiskenligi denklemi haric belirgin bir zaman degiskeni olmadan yazilmaktadir dLdr 4pr2r ϵ ϵn displaystyle frac dL dr 4 pi r 2 rho left epsilon epsilon nu right Bu denklemde L sembolu isiklilik e sembolu kutle basina nukleer enerji uretim hizi ve en sembolu notrino emisyonundan dogan isiklilik anlamlarina gelir diger nicelikler icin asagiya bakiniz Gunesin ana evresindeki yavas evrimi nukleer turlerdeki degisimler ile tayin edilir esasen hidrojenin tuketilip helyumun uretilmesi Cesitli nukleer reaksiyon hizlari yildizin ic kesimlerindeki dusuk enerjilerden cikarimlar yapan yuksek enerjilerdeki parcacik fizigi deneyleri ile hesaplanir Gunes hidrojeni gorece yavas yakar Tarihsel olarak nukleer reaksiyon hizlari yildizsal modellemede en buyuk hata kaynaklarindan biri olmustur Nukleer cinslerin degisken bilesimleri genelde kutle fraksiyonu olarak bilgisayarlar yardimi ile hesaplanir Belirli bir maddenin hem uretilme hem de yok edilme hizlari olacaktir Bu iki hiz bu maddelerin degisken sicaklik basinc ve yogunlukta zamana gore bulunma oranlarini hesaplamak icin gereklidir Bircok nukleer tur oldugundan dolayi bilgisayarli bir bu maddelerin degisen bilesimlerinin takibi icin gereklidir gore kutle bilesim yapisi kendine has sekilde yildizin capini isikliligini ve ic yapisini ve takip eden evrimini ortaya cikarir bu teorem yildizsal evrimin yavas kararli fazlarina uygulanmayi amaclar ve asla evreler arasindaki gecisler ve hizli evrimlesme safhalarina uygulanmaz Durum esitliklerindeki zamana gore degisen nukleer cesitlerin miktarlari yeteri kadar kucuk bir zaman artisi alinarak sayisal bir cozum bulunmasina ve tekrarlanan islemler kullanilarak her yildiz evresinin ic yapisinin bulunmasina yeterlidir Standart solar modelin amaciSSMnin iki amaci vardir Gunes in dogru parlaklik ve cap degerlerinin bulunmasi icin yildizsal modelin ihtiyac duydugu helyum miktari ve karisma mesafesi icin yaklasik deger saglar Donus manyetik alan ve difizyon ya da turbulans ve ani iletim artisi modellemeleri gibi isiyayimin ele alinisini gelistirme gibi ilave fizik bilgileriyle daha karmasik hale gelen modellerin degerlendirilmesini saglar Parcacik fizigindeki Standart Model ve standart kozmoloji modeli gibi SSM de yeni teorik ya da deneysel kesifler isiginda zamanla degismektedir Gunes teki enerji aktarimiGunes basliginda da anlatildigi gibi Gunes isinimli bir cekirdege ve isiyayimi yapan bir kabuga sahiptir Cekirdekte nukleer reaksiyonlarla olusan isiklilik dis katmanlara radyasyon prensibi ile iletilir Fakat dis katmanlarda sicaklik gradyani o kadar yuksektir ki radyasyon yeteri kadar enerji transfer edemez Bunun sonucu olarak termal sutunlarin sicak maddeleri gunesin yuzeyine tasimasiyla fotosfer termal isi yayimi meydana gelir Bu maddeler soguduklarinda tekrar asagiya inerek isinimli bolgeden tekrar isi alirlar Yildizsal modelde aciklandigi gibi solar model de dr kalinliginda yildizin merkezinden r uzakliktaki yogunluk r r displaystyle scriptstyle rho r sicaklik T r toplam basinc madde arti radyasyon P r aydinlatma gucu l r ve birim kutle basina enerji uretim hizi e r degerleri dikkate alinir Isimsal enerji transferi isimsal sicaklik gradyani esitligi ile tanimlanir dTdr 3krl64pr2sT3 displaystyle mbox d T over mbox d r 3 kappa rho l over 64 pi r 2 sigma T 3 Bu esitlikte maddenin opakligi k Stefan Boltzmann sabiti s ile ifade edilir ve Boltzmann sabiti 1 alinir Isi yayimi karisma mesafesi teorisiyle tanimlanir ve buna iliskin sicaklik gradyani esitligi adyabatik isi yayilimi icin asagidaki gibidir dTdr 1 1g TPdPdr displaystyle mbox d T over mbox d r left 1 1 over gamma right T over P mbox d P over mbox d r Bu esitlikte g cp cv gazlarin ozgul isilarinin oranini temsil eder Tamamen iyonize olmus ideal gaz icin g 5 3 Gunes in isi yayim merkezine yakin noktalarda isiyayilimi adyabatikken yuzeye yakin noktalarinda degildir Yuzeye yakin isi yayilimi simulasyonlariIsiyayim bolgelerinin en ust kisimlari icin en gercekci tanimi yapmak atmosferdeki dikkate alan detayli uc boyutlu ve zamana bagli hidrodinamik simulasyonlar ile mumkundur Bu tip simulasyonlar parametrelerle ifade edilmis turbulans modellerini kullanmaksizin hem gozlemlenen yuzey yapisini yeniden olusturabilir hem de solar isinim spektrumunun detayli profil cizgilerini cikartabilir Simulasyonlar solar capin sadece kucuk bir bolumunu kapsar ve acikcasi genel solar modele yerlestirilmek icin cok zaman tuketicidir Karisma mesafesi teorisine dayanilarak yaratilan modelin isiyayim bolgesinin adyabatik bolumu uzerinden varsayimsal olarak olusturulan ortalama bir simulasyon ongordugu adyabatin helyosismoloji kullanilarak hesaplanan solar isiyayim bolgelerinin derinligiyle tutarli sonuclar verdigini gostermistir Turbulansli basinc etkisi ve kinetik enerjiyi de iceren yuzeye yakin isiyayiminin sayisal simulasyonlari uzerine kurulu karisma mesafesi teorisinin bir uzantisi gelistirilmistir Bu bolum helyosismolojiye genel bakis Bolum IV den alinmistir Durum DenklemleriYildizsal yapi denklemlerinin sayisal cozumleri yildizsal yapida da tanimlandigi gibi basinc opaklik ve enerji uretim hizi degerlerini yogunluk sicaklik ve bilesim degerleriyle iliskilendirebilmek icin durum denklemlerine ihtiyac duymaktadir HelyosismolojiHelyosismoloji Gunes teki dalga salinimlarini inceler Bu dalgalarin Gunes boyunca yayilimi ic yapi hakkinda bilgi verir ve astrofizikcilerin Gunes hakkinda oldukca detayli ic bolge sartlari profili gelistirmesine olanak saglar Ozellikle dis katmanlardaki isi yayim bolgelerinin yerleri olculebilir ve Gunes in merkezi hakkindaki bilgiler SSM kullanilarak en yasli meteoritlerden Gunes in yasi hakkinda cikarimlarda bulunulmasi metodundan bagimsiz olarak Gunes in yasinin hesaplanmasina olanak saglar Bu SSMnin nasil duzenlenebilecegine dair baska bir ornektir Notrino uretimiGuneste hidrojenler bircok degisik etkilesimlere girip birleserek helyum olusturur Notrinolarin cok buyuk bir kismi bu dort protonun bireserek iki proton iki notron iki pozitron ve iki elektron notrinosu olusturdugu pp zinciri vasitasiyla olusur Notrinolar ayni zamanda CNO donguleriyle de uretilir ancak bu surec Gunes te diger yildizlara kiyasla daha az onem teskil etmektedir Gunes te uretilen notrinolarin buyuk kismi pp zincirinin ilk basamagindan gelmektedir fakat enerjileri o kadar dusuktur ki lt 0 425 MeV bunlari tespit etmek cok zordur PP zincirinin nadir bir yan dali yaklasik maksimum 15 MeV enerjili boron 8 notrinolari uretir Ve bunlar tespiti en kolay notrinolardir PP zincirindeki oldukca nadir bir etkilesim hep notrinolarinin uretimine yol acar ve bunlarin Gunes te olusan en yuksek enerjili notrinolar oldugu tahmin edilmektedir Bu notrinolarin 18 MeV civari enerjiye sahip olduklari ongorulmektedir Yukarida aciklanan tum etkilesimler enerji spektrumuna sahip notrinolar uretir 7Be nin elektron yakalanmasi yaklasik 0 862 MeV 90 ya da 0 384 MeV 10 enerjisinde notrinolar uretir Notrino belirlenmesiNotrinolarin diger parcaciklarla etkilesimindeki zayiflik Gunes in merkezinde uretilen notrinolarin buyuk bir kisminin absorbe edilmeden yuzeye kadar cikabilmesi anlamina gelir Bu notrinolarin belirlenmesi sayesinde gunesin merkezinin gozlemlenmesi mumkundur Tarihce Kozmik notrinolar ilk defa buyuk bir perkloroetilen ortaminda klor cekirdeginin radyoaktif argona gozlemlenerek notrinolarin saptandigi Ray Davis in klorin deneyi ile basarili olarak saptanmistir Bu notrinolar icin beklenen bir reaksiyon kanaliydi fakat yalnizca argon bozunmalari sayildigi icin notrinolarin nereden geldigi gibi bir yonlendirici bilgi vermemistir Bu deneyde zamanin standart solar modelinde tahmin edilenin ucte biri kadar notrino bulunmustur ve bu solar notrino problemi olarak bilinir Klor deneyi notrinolari saptasa da o zamanin bazi fizikcileri bu tarz radyokimyasal yontemlere guvenmedikleri icin bu deneye suphe ile yaklasmislardir Belirsizlige yer vermeyen solar notrino saptamalari notrino elektron esnek sacilmasindan faydalanan dusuk enerji esikli sulu Cerenkov dedektoru kullanilan deneyi ile saglanmistir Esnek sacilma etkilesimlerinde reaksiyon noktasindan disari dogru gelen elektronlar notrinolarin Gunes ten uzaklasarak seyahat ettiklerini saglam bir bicimde gostermistir Gunes teki bu geriyi gosterme ozelligi Gunes in gucunu merkezdeki nukleer reaksiyonlardan aldiginin ilk gostergesiydi Kamiokande II de gozlemlenen notrinolara acik sekilde Gunes ten gelirken notrino etkilesimlerinin hizi yine de zamaninin teorisine gore daha azdi Daha da kotusu Kamiokande II deneyi klor deneyinde bulunan ucte bir orani ile karsilastirildiginda tahmin edilen akinin yarisini bulmustu Solar notrino probleminin cozumu nihayet deneysel olarak Sudbury Notrino Gozlemevi ile bulunmustur Radyokimyasal deneyler yalnizca elektron notrinolarina duyarliydi ve sulu Cerenkov deneylerindeki sinyaller elektron notrinolari tarafindan domine ediliyordu Bunlarin aksine SNO deneyi her uc notrino cesidine de duyarliydi Es zamanli elektron notrinolari ve toplam notrino akilari olcumleri kaynakli baskilamalari gostermistir Elektron notrinolari Gunes in degisen yogunlugundan kaynaklanan rezonansa gecerken saf durumlarindan ikincil kutle ozdurumlarina donusur Rezonans enerjiye baglidir ve 2MeV civarlarinda etkinlesmektedir Radyokimyasal deneyler daha dusuk enerjilere duyarliyken klor icin 0 8 MeV galyum icin 0 2 MeV sulu Cerenkov detektorleri 5MeV uzeri notrinolari saptayabiliyordu ve iki deneyin sonuclari arasindaki gozlemlenen notrino hizi farkinin kaynagi buydu hep notrinolari En yuksek enerjili notrinolar boron 8 e kiyasla dusuk akilari yuzunden henuz gozlemlenememistir yani bu zaman kadar aki uzerindeki tek limit budur Simdiye kadar hicbir deney SSM ile tahmin edilen akiyi gozlemleyecek kadar duyarli olmamistir CNO notrinolari Solar enerji uretiminin ikincil dongusunden gelen notrinolarin da ornegin CNO notrinolari 1MeV altinda gozlemlenebilir olaylar saglamasi beklenir Bunlar deneysel gurultu arka plan yuzunden henuz gozlemlenememistir Gelecekteki ultra saf sintilator dedektorleri SSM ile tahmin edilen aki degelerini bulmamiza olanak saglayacaktir Bu boyut olarak daha buyuk fakat Borexino ile ayni prensipe sahip SNO ve daha uzun vadede LENA dedektorleri sayesine olacaktir Gelecekteki deneyler Radyokimyasal deneyler bir acidan pp ve Be7 notrinolarini gozlemlese de sadece integral aki olcumleri almaktadir Solar notrino deneylerinin kutsal kase si Be7 notronlarini her bir notrino enerjisine duyarli bir dedektor ile algilayacaktir Bu deney MSW etkisi ile etkinlesme olayini arastirarak MSW hipotezini test edecektir Bazi egzotik modeller su anda bile solar notrino eksikligini aciklayabilmektedir dolayisiyla MSW etkinlestirmesinin gozlemlenmesi solar notrino problemini nihai olarak cozecektir Cekirdek Sicakligi TahminiBoron 8 akisi Gunes in cekirdek sicakligina ϕ 8B T25 displaystyle phi 8 B propto T 25 asiri duyarlidir Bu sebepten dolayi kesin boron 8 neutrino akisi olcumleri standart solar model cercevesinde Gunes in merkez sicakligi olcumleriyle yapilabilir Ilk SNO sonuclari yayinlandiktan sonra bu yaklasimlar Fiorentini ve Ricci tarafindan yapilmistir ve Gunes in sicakligini bulunan 5 2 106 cm s notrino akisindan yola cikarak Tsun 15 7 106K 1 displaystyle T text sun 15 7 times 10 6 text K pm 1 olarak hesaplamislardir Gunes Yuzeyinin Lityum KaybiGunes in evriminin yildizsal modelleri solar yuzeydeki kimyasal miktarlari lityum Li haric dogru olarak tahmin edebilmektedir Gunes yuzeyindeki lityum miktari protosolar Gunes in olusumunda bulunan miktar degerlerinden 140 kat daha azdir fakat gunesin isiyayim merkezindeki sicaklik lityumu yakacak ve dolayisiyla azaltacak kadar yuksek degildir Bu solar lityum problemi olarak bilinmektedir Ayni yas kutle ve metaliklige sahip solar tipi yildizlarda cesitli niceliklerde yuksek lityum miktarlari gozlemlenmistir Gozlemlenebilir gezegenlere Gunes disi gezegen sahip olan ya da olmayan bu tarz yildizlardan olusturulmus tarafsiz bir set uzerinde yapilan gozlemler ilk basta ortamda bulunan lityumun yuzde birinden daha azinin gezegeni olan yildizlara ait oldugunu ve yildizlarin geri kalan yarisinin da bunlarin on kati lityuma sahip oldugunu gostermistir Gezegenlerin varliginin karisma miktarlarini arttirip isi yayim bolgelerini derinlestirerek lityumun yakilmasina olanak sagladigi hipotezi gelistirilmistir Bunun icin olasi bir mekanizma gezegenlerin yildizin acisal momentum evrimine etki ettigi ve bunun sonucu olarak benzer gezegensiz yildizlara gore gezegeni olan yildizlarin donusunu degistirmesi fikridir Gunes in durumundaysa donusunu yavaslatmaktadir Modellemenin nerede hatali oldugunu kesfetmek icin daha derin arastirmalara gereksinim duyulmaktadir Su andaki Gunes in ic kisimlari hakkinda kesin bilgiler veren araclar goz onune alindiginda onyildiz konumundaki Gunes modeline yenilemeler gerekmesi muhtemeldir Ayrica bakinizYildiz Yildiz evrimi Yildiz yapisi Onyildiz HelyosismolojiKaynakca Guenther D B Nisan 1989 Age of the sun Astrophysical Journal Cilt 339 ss 1156 1159 Bibcode 1989ApJ 339 1156G doi 10 1086 167370 a b c DOI 10 1086 375492 10 1086 375492 Lodders K 2003 Abundances and Condensation Temperatures of the Elements PDF 38 suppl s 5272 Bibcode 2003M amp PSA 38 5272L 13 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 20 Ocak 2015 a b c Ostlie Dale A and Carrol Bradley W An introduction to Modern Stellar Astrophysics 10 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Addison Wesley 2007 Sackmann I Juliana Boothroyd Arnold I Kraemer Kathleen E Kasim 1993 Our Sun III Present and Future Astrophysical Journal Cilt 418 ss 457 468 Bibcode 1993ApJ 418 457S doi 10 1086 173407 Hansen Carl J Kawaler Steven D Trimble Virginia 2004 Stellar Interiors 2 bas Springer ISBN 0 387 20089 4 Stein R F and Nordlund A Mayis 1998 Simulations of Solar Granulation I General Properties Astrophysical Journal 499 2 ss 914 Bibcode 1998ApJ 499 914S doi 10 1086 305678 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Nordlund A and Stein R Aralik 1997 F P Pijpers J Christensen Dalsgaard and C S Rosenthal Ed Stellar Convection general properties Astrophysics and Space Science Library Cilt 225 ss 79 103 Bibcode 1997ASSL 225 79N KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Asplund M ve digerleri Temmuz 2000 Line formation in solar granulation I Fe line shapes shifts and asymmetries Astronomy and Astrophysics Cilt 359 ss 729 742 arXiv astro ph 0005320 2 Bibcode 2000A amp A 359 729A KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Rosenthal C S ve digerleri Kasim 1999 Convective contributions to the frequencies of solar oscillations Astronomy and Astrophysics Cilt 351 ss 689 700 arXiv astro ph 9803206 2 Bibcode 1999A amp A 351 689R KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Li L H ve digerleri Mart 2002 Inclusion of Turbulence in Solar Modeling The Astrophysical Journal 567 2 ss 1192 1201 arXiv astro ph 0109078 2 Bibcode 2002ApJ 567 1192L doi 10 1086 338352 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Christensen Dalsgaard J Kasim 2002 Helioseismology Reviews of Modern Physics 74 4 ss 1073 1129 arXiv astro ph 0207403 2 Bibcode 2002RvMP 74 1073C doi 10 1103 RevModPhys 74 1073 A Bonanno H Schlattl L Paterno 2002 The age of the Sun and the relativistic corrections in the EOS Astronomy and Astrophysics 390 3 s 1115 arXiv astro ph 0204331 2 Bibcode 2002A amp A 390 1115B doi 10 1051 0004 6361 20020749 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b c Bahcall John Institute for Advanced Study School of Natural Science 29 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Temmuz 2006 Bahcall John 2002 How many s s is the solar neutrino effect Physical Review C 65 1 s 015802 arXiv hep ph 0108147 2 Bibcode 2002PhRvC 65a5802B doi 10 1103 PhysRevC 65 015802 Fiorentini G B Ricci 2002 What have we learnt about the Sun from the measurement of the 8B neutrino flux Physics Letters B 526 3 4 ss 186 190 arXiv astro ph 0111334 2 Bibcode 2002PhLB 526 186F doi 10 1016 S0370 2693 02 01159 0 Anders E and Grevesse N Ocak 1989 Abundances of the elements Meteoritic and solar Geochimica et Cosmochimica Acta 53 1 ss 197 214 Bibcode 1989GeCoA 53 197A doi 10 1016 0016 7037 89 90286 X KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Maeder A Physics Formation and Evolution of Rotating Stars 18 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astron And Astrophys Library Springer Berlin Heidelberg 2009 Israelian G ve digerleri Kasim 2009 Enhanced lithium depletion in Sun like stars with orbiting planets Nature 462 7270 ss 189 191 arXiv 0911 4198 2 Bibcode 2009Natur 462 189I doi 10 1038 nature08483 PMID 19907489 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link Dis baglantilarSolar Models An Historical Overview by John N Bahcall 13 Agustos 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde