Bu madde, uygun değildir.Temmuz 2016) ( |
Tarihî coğrafya, modern coğrafya ilke ve yöntemlerini kullanarak bir sahayı geçmiş bir zaman diliminde araştıran disiplinler arası coğrafya bilim koluna verilen isimdir.
Tanım ve isimlendirme
Kısaca geçmişin coğrafyası olarak ifade edilen bu alanın tanımlanmasında ve algılanmasında bir takım yanlışlıklar mevcuttur. Bazı yazarlar tarihi coğrafyayı "tarihi olaylara coğrafyanın etkisi" yahut "eski yer ve yerleşme adlarının incelenmesi" şeklinde tanımlamaktadırlar. Memiş'in yaptığı tanıma göre tarihi coğrafya, "coğrafi faktörlerin tarih ilmine etkilerini inceleyen bir bilim dalı"dır.
Tarihi coğrafya; coğrafya metodolojisine uygun olarak geçmiş bir zamanda belirli bir mekanın fiziki, beşeri-ekonomik ve bölgesel coğrafya özelliklerini ortaya çıkarmaktır. "Tarihi" ibaresi sıfat tamlaması yaparak önündeki ismi niteleyen ve onun geçmişe ait olduğunu belirten bir kelimedir. Gerçekten de bu konuda Taylor’un da belirttiği, “sıfat olan "tarihi" ibaresinin isim olan coğrafyaya uygulanması, doğrusunu söylemek gerekirse coğrafyacının çalışmalarını sadece geriye götürür: onun konusu aynı kalır."
Gümüşçü'ye göre İngilizcede coğrafyanın tarihinden (history of geography) farklı bir şeyi ifade eden "historical geography" kavramı, Türkçeye tarihsel coğrafya gibi bir ifadeden ziyade en iyi şekilde tarihi coğrafya söz öbeğiyle ifade edilebilir.
Dünyada tarihi coğrafya
Tarihi coğrafyanın tarihsel kökeni eserlerini kaleme alan müellifler eserlerine tarihi coğrafya ismini vermeseler de- ilk Çağ'a kadar gitmektedir. Nitekim Herodotos'un MÖ 5. yüzyıldaki yazıları, özellikle Nil Deltası'nın nasıl oluştuğunu ele alan açıklamaları tarihi coğrafyanın ilk örneği ve habercisi sayılabilir. Ortaçağ İslam coğrafyacılarından bazıları aynı zamanda tarih, astronomi vb. alanlarda eser yazmışlar, bir kısım müellifler hepsini bir arada almışlar ve böylece özellikle tarih-coğrafya yakınlığı ve kaynaşmasının örneklerini sunmuşlardır. Örneğin Yakut (ö. 1229), Ömeri (ö. 1349), Hemedani (ö. 1318) gibi İslam coğrafyacılarının ülke ve bölgesel tasvirleri ile daha çok tarih ile coğrafyanın birlikte ele alındığı eserlerinde, tarihi coğrafya olarak nitelenebilecek bilgilerden söz etmek mümkündür.Geçmişteki mekanların incelenmesi anlamına gelen tarihi coğrafyanın kurucusu Alman coğrafyacı Philipp Clüver (1580-1622)’dir. Bu disiplinin adını tarihi coğrafya olarak koyan ise, 18. yüzyıl başlarında Edward Wells’dir. 19. yüzyılda tarihin kavranmasının temeli olarak coğrafya, başta İngiltere olmak üzere birçok ülkenin üniversitelerinde ele alınmaya başlandı. Dünya’da ilk kez Edward Wells tarafından yazılan bir kitaba, tarihi coğrafya adının verilmesi, tarihi coğrafya için bir milat sayılmaktadır. Dünya’daki diğer çalışmalar da dikkate alındığında kuruluşu 1700 yılı olan tarihi coğrafya, bu tarihten 1920 yılına kadar uzun bir ‘klasik tarihi coğrafya’ dönemi yaşamış, 1920-1950 yılları arası yapılan çalışmalar ile "modern tarihi coğrafya" dönemine girmiştir.
Türkiye'de tarihi coğrafya
Batıya nazaran tarihi coğrafya çalışmalarının geç başladığı görülmektedir. Aslında Türk bilim adamları, tarihi coğrafya adını cumhuriyet öncesi dönemde de kullanmışlar ve önemini vurgulamışlardır. Fakat, bu bilgi daha ziyade Batılı coğrafya kitaplarından çeviri yaparken ve bu yolla kitap ve sözlük hazırlarken kullanıldığı için; 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarındaki birçok coğrafya eserinde dönemin tabiri ile coğrafya-yı tarihi, yani tarihi coğrafya tabiri bulunmaktadır. Türkçede tarihi coğrafyadan ilk bahsedenlerden olan tarihçi ve coğrafyacı Ahmed Rıfat’ın çağdaşı olan Şemseddin Sami’de, aynı şekilde Batılı kitaplardan çeviri yolu ile tarihi coğrafya tabirini öğrenmiş ve kullanmıştır. Coğrafya sahasında birçok eser veren dönemin ünlü coğrafyacılardan Abdurrahman Şeref de aynı şekilde kitaplarında tarihi coğrafyayı tanımlamıştır. 1918 yılında Celal Nuri İleri tarafından hazırlanan Coğrafya-yı Tarih-i Mülk-i Rum isimli kitap ise, alanında ilk örnek sayılabilir. Ona göre: ‘Tarih, zaman içinde coğrafya; coğrafya ise, hal-i hazırda bir tarihtir. Coğrafya-yı tarihi de her ikisini cem eder’. Eserinde, önsözü takiben Coğrafyayı tarihiye aid mütalaat, Suriye ve Filistin, Arabistan, Irak, Kaf Dağı, Kırım ve Maverası, Bir iddiayı coğrafya, Anadolu Avrupa’da mı, Asya’da mı maduddur? başlıklarından oluşan bölümler bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarında özellikle Batılı coğrafya eserleri çevirerek yayımlayan ya da Batılı eserlerden faydalanarak hazırlanan bütün coğrafya eserlerinde tarihi coğrafya tabiri ve bu başlık altında bazı açıklamalar yer almaktadır.
Ramsay’in 1980 yılında yayınlanan The Historical Geography of Asia Minor isimli eseri alanında yayınlanan ilk eserdir. Tarihi coğrafya tabirini kullanmadan bu alanda araştırma yapan ilk Türk isim, Cumhuriyet’in ilk Türk coğrafyacılarından olan Besim Darkot’tur. Darkot, İslam Ansiklopedisi’ne çoğunluğu ilk defa, bir kısmı da ikmal olmak üzere toplam 190 madde yazmıştır. Darkot bu makalelerinde, çoğunlukla ikinci el kaynaklardan faydalanarak mümkün olduğu kadar geçmişi yeniden inşa etmeye çalışmış, tarihi coğrafya için iyi bir başlangıç yapmıştır. Daha sonra H. S. Selen, N. Tunçdilek ve M. Tuncel tarafından yapılan bu tarz araştırmalar da yine tarihi coğrafya bakış açısına yakın çalışmalar arasında kabul edilmelidir.
Tarihi coğrafya adı ile araştırma yapan ilk Türk bilim insanlarından birisi Zeki Velidi Togan’dır. Türkiye’de bu isimle araştırma yapanlardan bazıları da arkeologlardır. 1940'lı yıllardan itibaren ortaya çıkan ve giderek sayıları artan bu tarz yazılar, genellikle Klasik dönem yerleşmelerinde yapılan kazı ve yüzey araştırmalarını konu almışlardır. Başta Heredot ve Strabon olmak üzere, Klasik dönem eserlerinden hareketle kaleme alınan bu çalışmalarda, daha çok yerleşme merkezlerinin yeri ve isimleri üzerinde durulmaktadır.
W. D. Hütteroth tarafından 1968 yılında yayımlanan ve Konya ile yakın çevresini araştıran eser, tarihi coğrafya adını taşımasa da, Türkiye için bir coğrafyacı tarafından Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak hazırlanmış ilk tarihi coğrafya eseri konumundadır. Veli Sevin ise, 2001 yılında Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I isimli bir kitap hazırlamıştır. Bilge Umar tarafından 1993 yılında hazırlanan Türkiye’deki Tarihsel Adlar, Türkiye’nin Tarihsel Coğrafyası ve Tarihsel Adları Üzerine Alfabetik Düzende Bir İnceleme isimli eseri ve birbiri ile aynı ismi taşıyan bir dizi kitabı bulunmaktadır. D. E. Pitcher tarafından 1950 yılında hazırlanan ve E. J. Brill tarafından 1972 yılında İngilizce basılan kitap, dilimize çevrilerek 1999 yılında Yapı Kredi Yayınları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun Tarihsel Coğrafyası adı ile yayımlanmıştır. Verdiği bilgiden çok haritaları ile ön plana çıkan bir eser durumundadır.
W. D. Hütteroth’un konuyla ilgili diğer bir çalışması da, 2002 yılında makale boyutunda ele aldığı ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun Tarihi Coğrafyası’ başlıklı eseridir. Hütteroth bu makalesine, 15.-16. yüzyıllardaki Osmanlı imparatorluğu topraklarına fiziki coğrafya açısından bir giriş ile başlamıştır. Arkasından yine bu dönemdeki tarım hayatı, ulaşım, yerleşmelerin kuruldukları sahalar, kentler, konar-göçerler, nüfus gibi konular üzerinde durmuştur.
Coğrafyacı olup da, geçmişten kalan belgelere yani birinci el arşiv malzemelerine dayanarak tarihi coğrafya çalışan ilk Türk coğrafyacı Mesut Elibüyük’tür. Elibüyük arşiv belgesi yayımı olarak Malatya ve Maraş tarhrir defterlerini yayınlamış, daha sonra 1990 yılında Türkiye’nin Tarihi Coğrafyası Açısından Önemli Bir Kaynak: Mufassal Defterler başlıklı makalesinde konuya ilişkin görüşlerini belirtmiş ve 1567 tarihli Harput Tahrir Defteri örneğinde nasıl çalışma yapılması gerektiğini göstermiştir. Özellikle 1990’lardan sonra bu konuda araştırma yapan coğrafyacıların sayısında eskiye oranla biraz artış bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Osmanlı dönemi, özellikle de Türkiye'nin XVI. yüzyıl tarihi coğrafyası konusunda çalışmalar yapan Osman Gümüşçü olup, diğer coğrafyacılar (Ş. Işık, M. Bayartan gibi) genellikle sonraki dönemler üzerinde çalışmaktadırlar. O. Gümüşçü’nün doktora tezi, tahrir defterlerinden hareketle bir tarihi coğrafya araştırmasının nasıl yapılacağını uygulamalı olarak gösteren çalışması, Tarihi Coğrafya Açısından Bir Araştırma: 16. yüzyıl Larende (Karaman) Kazası’nda Yerleşme ve Nüfus, bu alanda öncüdür. Söz konusu eser 2001 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanmıştır. O. Gümüşçü Türkiye’de ilk defa tarihi coğrafyanın modern anlamda ne olup olmadığını, konusunu, sınırlarını, kavramlarını, kaynaklarını ve metotlarını Tarihi Coğrafya isimli eser ile ortaya koyan Türk bilim adamıdır. Doktora sonrası tüm çalışmalarını bu alana hasreden Gümüşçü, araştırma ve yayınlarını derinleştirerek ve yenilikler getirerek sürdürmektedir. Ayrıca tarihi coğrafya sahasında yüksek lisans ve doktora öğrencileri de yetiştirerek, başlattığı çalışmaların devamlılığı ve daha da gelişerek ilerlemesine katkı sağlamaktadır.
Tarihi coğrafyanın bilimsel sistematikteki yeri
Tarihi coğrafya bilimsel sistematikte tanımından da anlaşılacağı üzere coğrafyanın içinde yer alır. Önünde tarihi ibaresi sadece yapılan işin geçmiş bir zaman diliminde yapıldığını ifade eder. Yapılan çalışma bir coğrafya çalışmasıdır ve modern coğrafyadan tek farkı ilgilenilen zamanın geçmiş olmasıdır.
Tarihi coğrafya çalışmasını kimler yapabilir?
At binenin silah kuşananın veciz sözümüzde olduğu gibi ilke ve yöntemlerine uygun olmak kaydıyla herkes tarihi coğrafya çalışması yapabilir. Ancak yapılan çalışma coğrafya biliminin içinde yer aldığından coğrafi mekanı bilmeyi yani coğrafya formasyonuna sahip olmayı gerektirir. Çalışılan dönem geçmiş olduğu için araştırılan dönemin kaynaklarını bilmenin yanı sıra, tarihi bilmeyi de zorunlu kılar. Şu halde tarihi coğrafya, tarih ile coğrafya arasında bir ara kesit, interdisipliner bir alandır. Tarihi coğrafya çalışması yapacak bir coğrafyacının tarih; aynı şekilde bir tarihçinin de coğrafya öğrenmesi elzemdir.
Tarihi coğrafya bakış açısı araştırmacıya ne katkı sağlar?
Tarihi coğrafya bakış açısı araştırmacılara farklı bir pencereden görme imkânı tanır. Bu bakış açısına sadece tarihi coğrafyacıların değil aynı zamanda mekan üzerindeki bir konuyu çalışan her araştırmacının (tarih, sosyoloji, edebiyat vd.) sahip olması gereklidir. Bu konunun önemine binaen geçmiş ve günümüzden örnekler vermek mümkündür. Geçmişten bir örnek olarak 15. yüzyıl başlarında vefat eden İbn-i Haldun’un Mukaddime isimli eserinde bir bölümde şu ifadelere yer verilir: Birçok tarihçinin İsrail ordusu hakkındaki sözleri bu cümledendir. Bu tarihçilere göre Musa, yirmi ve bundan yukarı yaşta bulunan ve silah kullanabilecek olanların orduya intisab etmelerine müsaade ettikten sonra Tih çölünde askerini saydığında, bunların miktarı güya 600.000’den fazla olmuş. Bu haberi rivayet eden zat, Mısır ile Şam’ın bu kadar orduyu içine alabilecek genişlikte ve büyüklükte olup olmadığını takdir etmeyi unutuyor. Her memleket kendi büyüklüğüne göre besleyebileceği sayıda asker bulundurabilir, o sayıdan fazlasına tahammül edemez, dar gelir. Malum adetler ve alışılmış haller buna tanıklık eder. Arazi dar geldiği ve saflar teşkil edilince gözle görülebilecek yerden iki, üç misli ve bundan fazla uzaklıkta bulunduğu için, bu kadar büyük sayıdaki iki ordunun birbiri üzerine yürümesi ve savaşması imkânsızdır. Söz konusu örnekte görüldüğü üzere mekan bilgisine sahip olmadan ya da mekana hiç gitmeden yazılan bir tarih olası hatalara gebedir. Mekana dair bir konu ele alınırken mutlak surette olayın geçtiği alanda arazi çalışması yapılmalıdır. Böylece belge ve ikincil kaynaklardan elde edilen bilgilerin test edilme imkânı doğacak ve neticede daha isabetli sonuçlara ulaşılacaktır.
Konuya ilişkin güncel bir örnek ise, Ankara Savaşı’nın gerçekleştiği mekanla ilgili tartışmalardır. Erken dönem Osmanlı kroniklerinde Timur ile Bayezid Ankara kurbunda karşılaştılar derken daha sonraki kroniklerde savaşın Çubuk Ovası’nda gerçekleştiği ifade edilmiş ve birçoğumuzun bildiği üzere bu bilgi yaygınlaşmıştır. Ancak H. Çetin Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı başlıklı doktora tezinde savaşın Çubuk Ovası’nda değil, Haymana yakınlarında Culug köyü çevresinde geçmiş olabileceğini Timur kaynaklarından ve toponimik verilerden hareketle dile getirmiştir. Konuya ilişkin olarak M. Ataol tarafından iki havzayı (Çubuk ve Haymana) hidrografik özellikler, ordunun ilgili alanlarda sıralanabilişi/savaş durumuna geçebilmesi ve savaş meydanına ulaşım gibi faktörleri göz önüne alarak karşılaştırmıştır. Yapılan analizler neticesinde elde edilen bulgular savaş mekanının Haymana’nın daha uygun olduğuna işaret etmiştir. Yakın zamanda gerçekleştirilen Ankara Savaşı Nerede Oldu? Çubuk mu? Haymana mı? konulu panelde savaş mekanı tartışılmış daha sonra Culug köyü ve yakın çevresinde bir arazi araştırması yapılmıştır. Söz konusu alanda H. Çetin, O. Gümüşçü ve M. Ataol ova içerisinde büyük bir mezarlık ile karşılaşmışlardır. Söz konusu mezarlık yakınında herhangi bir yerleşimin bulunmaması ve toponimik ipuçları savaş alanının Haymana çevresinde olduğunu teyit eder niteliktedir. Tabii ki ilgili alanda arkeolojik ve antropolojik çalışmalar ile söz konusu savaş mekanıyla ilgili durum netlik kazanabilecektir.
Bu iki örnekte de tarihi olaylarda tarihi coğrafya araştırma yöntem ve tekniklerinin ne denli önemli olduğunu göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu gibi örneklerin sayısını artırmak mümkündür. Mekanı ihmal ederek çalışma yapmaktan sakınmak olabildiğince konu ve olayların geçtiği mekanı görmek ve adeta bir zaman tüneline girmişçesine geçmiş dönemi zihinde canlandırabilmek araştırmacıya oldukça önemli avantajlar sağlayacaktır.
Kaynakça
- ^ a b Osman GÜMÜŞÇÜ, 2010. Tarihi Coğrafya, Yeditepe Yayınları, İstanbul.
- ^ Memiş, Ekrem (1990). Tarihi Coğrafyaya Giriş, Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya, s.5.
- ^ İlker YİĞİT, 2013. Tarihi Coğrafya'ya Dair, Çankırı
- ^ Butlin, R. A. (1993). Historical Geography, Through the Gates of Space and Time. Edward Arnold, London, s.26.
- ^ Osman GÜMÜŞÇÜ (Edt.), 2013. Tarihi Coğrafya,Anadolu Üniv. Açıköğretim Fakültesi Yayınları, s.4.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Temmuz 2016 Tarihi cografya modern cografya ilke ve yontemlerini kullanarak bir sahayi gecmis bir zaman diliminde arastiran disiplinler arasi cografya bilim koluna verilen isimdir Tanim ve isimlendirmeKisaca gecmisin cografyasi olarak ifade edilen bu alanin tanimlanmasinda ve algilanmasinda bir takim yanlisliklar mevcuttur Bazi yazarlar tarihi cografyayi tarihi olaylara cografyanin etkisi yahut eski yer ve yerlesme adlarinin incelenmesi seklinde tanimlamaktadirlar Memis in yaptigi tanima gore tarihi cografya cografi faktorlerin tarih ilmine etkilerini inceleyen bir bilim dali dir Tarihi cografya cografya metodolojisine uygun olarak gecmis bir zamanda belirli bir mekanin fiziki beseri ekonomik ve bolgesel cografya ozelliklerini ortaya cikarmaktir Tarihi ibaresi sifat tamlamasi yaparak onundeki ismi niteleyen ve onun gecmise ait oldugunu belirten bir kelimedir Gercekten de bu konuda Taylor un da belirttigi sifat olan tarihi ibaresinin isim olan cografyaya uygulanmasi dogrusunu soylemek gerekirse cografyacinin calismalarini sadece geriye goturur onun konusu ayni kalir Gumuscu ye gore Ingilizcede cografyanin tarihinden history of geography farkli bir seyi ifade eden historical geography kavrami Turkceye tarihsel cografya gibi bir ifadeden ziyade en iyi sekilde tarihi cografya soz obegiyle ifade edilebilir Dunyada tarihi cografyaTarihi cografyanin tarihsel kokeni eserlerini kaleme alan muellifler eserlerine tarihi cografya ismini vermeseler de ilk Cag a kadar gitmektedir Nitekim Herodotos un MO 5 yuzyildaki yazilari ozellikle Nil Deltasi nin nasil olustugunu ele alan aciklamalari tarihi cografyanin ilk ornegi ve habercisi sayilabilir Ortacag Islam cografyacilarindan bazilari ayni zamanda tarih astronomi vb alanlarda eser yazmislar bir kisim muellifler hepsini bir arada almislar ve boylece ozellikle tarih cografya yakinligi ve kaynasmasinin orneklerini sunmuslardir Ornegin Yakut o 1229 Omeri o 1349 Hemedani o 1318 gibi Islam cografyacilarinin ulke ve bolgesel tasvirleri ile daha cok tarih ile cografyanin birlikte ele alindigi eserlerinde tarihi cografya olarak nitelenebilecek bilgilerden soz etmek mumkundur Gecmisteki mekanlarin incelenmesi anlamina gelen tarihi cografyanin kurucusu Alman cografyaci Philipp Cluver 1580 1622 dir Bu disiplinin adini tarihi cografya olarak koyan ise 18 yuzyil baslarinda Edward Wells dir 19 yuzyilda tarihin kavranmasinin temeli olarak cografya basta Ingiltere olmak uzere bircok ulkenin universitelerinde ele alinmaya baslandi Dunya da ilk kez Edward Wells tarafindan yazilan bir kitaba tarihi cografya adinin verilmesi tarihi cografya icin bir milat sayilmaktadir Dunya daki diger calismalar da dikkate alindiginda kurulusu 1700 yili olan tarihi cografya bu tarihten 1920 yilina kadar uzun bir klasik tarihi cografya donemi yasamis 1920 1950 yillari arasi yapilan calismalar ile modern tarihi cografya donemine girmistir Turkiye de tarihi cografyaBatiya nazaran tarihi cografya calismalarinin gec basladigi gorulmektedir Aslinda Turk bilim adamlari tarihi cografya adini cumhuriyet oncesi donemde de kullanmislar ve onemini vurgulamislardir Fakat bu bilgi daha ziyade Batili cografya kitaplarindan ceviri yaparken ve bu yolla kitap ve sozluk hazirlarken kullanildigi icin 19 yuzyil sonlari ve 20 yuzyil baslarindaki bircok cografya eserinde donemin tabiri ile cografya yi tarihi yani tarihi cografya tabiri bulunmaktadir Turkcede tarihi cografyadan ilk bahsedenlerden olan tarihci ve cografyaci Ahmed Rifat in cagdasi olan Semseddin Sami de ayni sekilde Batili kitaplardan ceviri yolu ile tarihi cografya tabirini ogrenmis ve kullanmistir Cografya sahasinda bircok eser veren donemin unlu cografyacilardan Abdurrahman Seref de ayni sekilde kitaplarinda tarihi cografyayi tanimlamistir 1918 yilinda Celal Nuri Ileri tarafindan hazirlanan Cografya yi Tarih i Mulk i Rum isimli kitap ise alaninda ilk ornek sayilabilir Ona gore Tarih zaman icinde cografya cografya ise hal i hazirda bir tarihtir Cografya yi tarihi de her ikisini cem eder Eserinde onsozu takiben Cografyayi tarihiye aid mutalaat Suriye ve Filistin Arabistan Irak Kaf Dagi Kirim ve Maverasi Bir iddiayi cografya Anadolu Avrupa da mi Asya da mi maduddur basliklarindan olusan bolumler bulunmaktadir Goruldugu uzere 19 yuzyil sonlari ile 20 yuzyil baslarinda ozellikle Batili cografya eserleri cevirerek yayimlayan ya da Batili eserlerden faydalanarak hazirlanan butun cografya eserlerinde tarihi cografya tabiri ve bu baslik altinda bazi aciklamalar yer almaktadir Ramsay in 1980 yilinda yayinlanan The Historical Geography of Asia Minor isimli eseri alaninda yayinlanan ilk eserdir Tarihi cografya tabirini kullanmadan bu alanda arastirma yapan ilk Turk isim Cumhuriyet in ilk Turk cografyacilarindan olan Besim Darkot tur Darkot Islam Ansiklopedisi ne cogunlugu ilk defa bir kismi da ikmal olmak uzere toplam 190 madde yazmistir Darkot bu makalelerinde cogunlukla ikinci el kaynaklardan faydalanarak mumkun oldugu kadar gecmisi yeniden insa etmeye calismis tarihi cografya icin iyi bir baslangic yapmistir Daha sonra H S Selen N Tuncdilek ve M Tuncel tarafindan yapilan bu tarz arastirmalar da yine tarihi cografya bakis acisina yakin calismalar arasinda kabul edilmelidir Tarihi cografya adi ile arastirma yapan ilk Turk bilim insanlarindan birisi Zeki Velidi Togan dir Turkiye de bu isimle arastirma yapanlardan bazilari da arkeologlardir 1940 li yillardan itibaren ortaya cikan ve giderek sayilari artan bu tarz yazilar genellikle Klasik donem yerlesmelerinde yapilan kazi ve yuzey arastirmalarini konu almislardir Basta Heredot ve Strabon olmak uzere Klasik donem eserlerinden hareketle kaleme alinan bu calismalarda daha cok yerlesme merkezlerinin yeri ve isimleri uzerinde durulmaktadir W D Hutteroth tarafindan 1968 yilinda yayimlanan ve Konya ile yakin cevresini arastiran eser tarihi cografya adini tasimasa da Turkiye icin bir cografyaci tarafindan Osmanli arsiv belgelerine dayanarak hazirlanmis ilk tarihi cografya eseri konumundadir Veli Sevin ise 2001 yilinda Anadolu nun Tarihi Cografyasi I isimli bir kitap hazirlamistir Bilge Umar tarafindan 1993 yilinda hazirlanan Turkiye deki Tarihsel Adlar Turkiye nin Tarihsel Cografyasi ve Tarihsel Adlari Uzerine Alfabetik Duzende Bir Inceleme isimli eseri ve birbiri ile ayni ismi tasiyan bir dizi kitabi bulunmaktadir D E Pitcher tarafindan 1950 yilinda hazirlanan ve E J Brill tarafindan 1972 yilinda Ingilizce basilan kitap dilimize cevrilerek 1999 yilinda Yapi Kredi Yayinlari arasinda Osmanli Imparatorlugu nun Tarihsel Cografyasi adi ile yayimlanmistir Verdigi bilgiden cok haritalari ile on plana cikan bir eser durumundadir W D Hutteroth un konuyla ilgili diger bir calismasi da 2002 yilinda makale boyutunda ele aldigi Osmanli Imparatorlugu nun Tarihi Cografyasi baslikli eseridir Hutteroth bu makalesine 15 16 yuzyillardaki Osmanli imparatorlugu topraklarina fiziki cografya acisindan bir giris ile baslamistir Arkasindan yine bu donemdeki tarim hayati ulasim yerlesmelerin kurulduklari sahalar kentler konar gocerler nufus gibi konular uzerinde durmustur Cografyaci olup da gecmisten kalan belgelere yani birinci el arsiv malzemelerine dayanarak tarihi cografya calisan ilk Turk cografyaci Mesut Elibuyuk tur Elibuyuk arsiv belgesi yayimi olarak Malatya ve Maras tarhrir defterlerini yayinlamis daha sonra 1990 yilinda Turkiye nin Tarihi Cografyasi Acisindan Onemli Bir Kaynak Mufassal Defterler baslikli makalesinde konuya iliskin goruslerini belirtmis ve 1567 tarihli Harput Tahrir Defteri orneginde nasil calisma yapilmasi gerektigini gostermistir Ozellikle 1990 lardan sonra bu konuda arastirma yapan cografyacilarin sayisinda eskiye oranla biraz artis bulunmaktadir Bunlardan en onemlisi Osmanli donemi ozellikle de Turkiye nin XVI yuzyil tarihi cografyasi konusunda calismalar yapan Osman Gumuscu olup diger cografyacilar S Isik M Bayartan gibi genellikle sonraki donemler uzerinde calismaktadirlar O Gumuscu nun doktora tezi tahrir defterlerinden hareketle bir tarihi cografya arastirmasinin nasil yapilacagini uygulamali olarak gosteren calismasi Tarihi Cografya Acisindan Bir Arastirma 16 yuzyil Larende Karaman Kazasi nda Yerlesme ve Nufus bu alanda oncudur Soz konusu eser 2001 yilinda Turk Tarih Kurumu tarafindan yayinlanmistir O Gumuscu Turkiye de ilk defa tarihi cografyanin modern anlamda ne olup olmadigini konusunu sinirlarini kavramlarini kaynaklarini ve metotlarini Tarihi Cografya isimli eser ile ortaya koyan Turk bilim adamidir Doktora sonrasi tum calismalarini bu alana hasreden Gumuscu arastirma ve yayinlarini derinlestirerek ve yenilikler getirerek surdurmektedir Ayrica tarihi cografya sahasinda yuksek lisans ve doktora ogrencileri de yetistirerek baslattigi calismalarin devamliligi ve daha da geliserek ilerlemesine katki saglamaktadir Tarihi cografyanin bilimsel sistematikteki yeriTarihi cografya bilimsel sistematikte tanimindan da anlasilacagi uzere cografyanin icinde yer alir Onunde tarihi ibaresi sadece yapilan isin gecmis bir zaman diliminde yapildigini ifade eder Yapilan calisma bir cografya calismasidir ve modern cografyadan tek farki ilgilenilen zamanin gecmis olmasidir Tarihi cografya calismasini kimler yapabilir At binenin silah kusananin veciz sozumuzde oldugu gibi ilke ve yontemlerine uygun olmak kaydiyla herkes tarihi cografya calismasi yapabilir Ancak yapilan calisma cografya biliminin icinde yer aldigindan cografi mekani bilmeyi yani cografya formasyonuna sahip olmayi gerektirir Calisilan donem gecmis oldugu icin arastirilan donemin kaynaklarini bilmenin yani sira tarihi bilmeyi de zorunlu kilar Su halde tarihi cografya tarih ile cografya arasinda bir ara kesit interdisipliner bir alandir Tarihi cografya calismasi yapacak bir cografyacinin tarih ayni sekilde bir tarihcinin de cografya ogrenmesi elzemdir Tarihi cografya bakis acisi arastirmaciya ne katki saglar Tarihi cografya bakis acisi arastirmacilara farkli bir pencereden gorme imkani tanir Bu bakis acisina sadece tarihi cografyacilarin degil ayni zamanda mekan uzerindeki bir konuyu calisan her arastirmacinin tarih sosyoloji edebiyat vd sahip olmasi gereklidir Bu konunun onemine binaen gecmis ve gunumuzden ornekler vermek mumkundur Gecmisten bir ornek olarak 15 yuzyil baslarinda vefat eden Ibn i Haldun un Mukaddime isimli eserinde bir bolumde su ifadelere yer verilir Bircok tarihcinin Israil ordusu hakkindaki sozleri bu cumledendir Bu tarihcilere gore Musa yirmi ve bundan yukari yasta bulunan ve silah kullanabilecek olanlarin orduya intisab etmelerine musaade ettikten sonra Tih colunde askerini saydiginda bunlarin miktari guya 600 000 den fazla olmus Bu haberi rivayet eden zat Misir ile Sam in bu kadar orduyu icine alabilecek genislikte ve buyuklukte olup olmadigini takdir etmeyi unutuyor Her memleket kendi buyuklugune gore besleyebilecegi sayida asker bulundurabilir o sayidan fazlasina tahammul edemez dar gelir Malum adetler ve alisilmis haller buna taniklik eder Arazi dar geldigi ve saflar teskil edilince gozle gorulebilecek yerden iki uc misli ve bundan fazla uzaklikta bulundugu icin bu kadar buyuk sayidaki iki ordunun birbiri uzerine yurumesi ve savasmasi imkansizdir Soz konusu ornekte goruldugu uzere mekan bilgisine sahip olmadan ya da mekana hic gitmeden yazilan bir tarih olasi hatalara gebedir Mekana dair bir konu ele alinirken mutlak surette olayin gectigi alanda arazi calismasi yapilmalidir Boylece belge ve ikincil kaynaklardan elde edilen bilgilerin test edilme imkani dogacak ve neticede daha isabetli sonuclara ulasilacaktir Konuya iliskin guncel bir ornek ise Ankara Savasi nin gerceklestigi mekanla ilgili tartismalardir Erken donem Osmanli kroniklerinde Timur ile Bayezid Ankara kurbunda karsilastilar derken daha sonraki kroniklerde savasin Cubuk Ovasi nda gerceklestigi ifade edilmis ve bircogumuzun bildigi uzere bu bilgi yayginlasmistir Ancak H Cetin Timur un Anadolu Seferi ve Ankara Savasi baslikli doktora tezinde savasin Cubuk Ovasi nda degil Haymana yakinlarinda Culug koyu cevresinde gecmis olabilecegini Timur kaynaklarindan ve toponimik verilerden hareketle dile getirmistir Konuya iliskin olarak M Ataol tarafindan iki havzayi Cubuk ve Haymana hidrografik ozellikler ordunun ilgili alanlarda siralanabilisi savas durumuna gecebilmesi ve savas meydanina ulasim gibi faktorleri goz onune alarak karsilastirmistir Yapilan analizler neticesinde elde edilen bulgular savas mekaninin Haymana nin daha uygun olduguna isaret etmistir Yakin zamanda gerceklestirilen Ankara Savasi Nerede Oldu Cubuk mu Haymana mi konulu panelde savas mekani tartisilmis daha sonra Culug koyu ve yakin cevresinde bir arazi arastirmasi yapilmistir Soz konusu alanda H Cetin O Gumuscu ve M Ataol ova icerisinde buyuk bir mezarlik ile karsilasmislardir Soz konusu mezarlik yakininda herhangi bir yerlesimin bulunmamasi ve toponimik ipuclari savas alaninin Haymana cevresinde oldugunu teyit eder niteliktedir Tabii ki ilgili alanda arkeolojik ve antropolojik calismalar ile soz konusu savas mekaniyla ilgili durum netlik kazanabilecektir Bu iki ornekte de tarihi olaylarda tarihi cografya arastirma yontem ve tekniklerinin ne denli onemli oldugunu gostermesi acisindan oldukca onemlidir Bu gibi orneklerin sayisini artirmak mumkundur Mekani ihmal ederek calisma yapmaktan sakinmak olabildigince konu ve olaylarin gectigi mekani gormek ve adeta bir zaman tuneline girmiscesine gecmis donemi zihinde canlandirabilmek arastirmaciya oldukca onemli avantajlar saglayacaktir Kaynakca a b Osman GUMUSCU 2010 Tarihi Cografya Yeditepe Yayinlari Istanbul Memis Ekrem 1990 Tarihi Cografyaya Giris Selcuk Universitesi Yayinlari Konya s 5 Ilker YIGIT 2013 Tarihi Cografya ya Dair Cankiri Butlin R A 1993 Historical Geography Through the Gates of Space and Time Edward Arnold London s 26 Osman GUMUSCU Edt 2013 Tarihi Cografya Anadolu Univ Acikogretim Fakultesi Yayinlari s 4