Varoluşun özden önce gelir önermesi (Fransızca: l'existence précède l'essence), bir şeyin özünün (doğasının), varoluşundan (sadece varlığının gerçeğinden) daha temel ve değişmez olduğu yönündeki geleneksel felsefi görüşün tam tersi olacak şekilde çeviren varoluşçuluğun merkezi bir iddiasıdır. Varoluşçulara göre insan bilinci kendi değerlerini yaratarak yaşamına bir anlam belirler çünkü insan, doğuştan gelen herhangi bir kimliğe veya değere sahip olarak dünyaya gelmez. Bu kimliğin veya değerin birey tarafından yaratılması gerekir. Kendilerini oluşturan eylemleri ortaya koyarak, varlıklarını daha anlamlı hale getirirler.
Varoluş özden önce gelir fikri, Friedrich Schelling'in Aralık 1841'de yaptığı bir konuşmadan kaynaklanmaktadır Bu konuşmada Søren Kierkegaard da vardı ve bu fikir Kierkegaard'ın 19. yüzyıldaki eserlerinde bulunabilmektedir, ancak 20. yüzyılda filozof Jean-Paul Sartre tarafından açıkça formüle edilmiştir. Üç kelimelik formül onun 1945'teki " " konferansında ortaya çıkmıştır, ancak önceki kavramlar Heidegger'in Varlık ve Zaman adlı eserinde bulunabilmektedir.
Sonuç olarak, Sartre için "varlık özden önce gelir" yalnızca kendi varoluşçu düşüncesini ya da varoluşçuluk anlayışını değil, aynı zamanda varoluşçu olduğunu ilan eden her türlü düşünceyi ya da felsefeyi de tanımlayıp belirlemektedir. Sartre'ın daha sonra kendisini ve düşüncesini bu ifadeden ve sonuçlarından uzaklaştırma çabalarına rağmen, bu ifade varoluşçuluğun ve teist olmayan varoluşçu düşüncenin en çok alıntılanan, tekrarlanan ve atıfta bulunulan tanımı haline gelmiştir.
Amaç ve özgürlük
Sartrecı argüman en iyi şekilde, özün varoluştan önce geldiği şeklindeki geleneksel skolastik tezin tersine anlaşılabilir ; bu geleneksel tez için öngörülen en yaygın iddia, insanın özünde bencil olduğu ya da özünde rasyonel bir varlık olduğudur.
Sartre'a göre "varoluş özden önce gelir", bir kişiliğin önceden tasarlanmış bir modele göre veya kesin bir amaç için inşa edilmediğini, çünkü böyle bir girişimde bulunmayı seçenin insan olduğunu ifade etmektedir. İnsan varoluşunun kısıtlayıcı koşullarını inkâr etmemekle birlikte, insanların kendilerini çevreleyen şey tarafından belirlendiğini onaylayan Spinoza'ya yanıt verir. Dolayısıyla, Sartre'a göre baskıcı bir durum kendi başına tahammül edilemez değildir, fakat kendini baskı altında hissedenler tarafından böyle görüldüğünde durum tahammül edilemez bir hal alır. Dolayısıyla, niyetlerimi mevcut durumuma yansıtarak, "onu özgürce eyleme dönüştüren benim". "Dünya benim özgürlüğümün aynasıdır" derken, dünyanın kendimi aşmam için beni tepki vermeye zorladığını kastetmiştir. Sartre'ın aşkınlık olarak adlandırdığı şey, mevcut kısıtlayıcı durumun gelecekteki bir tasarı tarafından bu şekilde aşılmasıdır. "Özgür olmaya mahkum edildiğimizi" de sözlerine eklemiştir.
Varoluşun özden önce geldiğini ileri sürmek, insanlarda önceden belirlenmiş bir öz olmadığını ve bir bireyin özünün, o bireyin hayatını nasıl oluşturduğu ve yaşadığı aracılığıyla tanımlandığını öne sürmektir. Sartre'ın adlı eserinde belirttiği gibi: "İnsan her şeyden önce var olur, kendisiyle karşılaşır, dünyada yükselir ve sonra kendini tanımlar."
Seçim ve çökelme
Jonathan Webber, Sartre'ın öz terimini kullanımını zorunlu özellikler gibi modal bir tarzda değil, teleolojik bir tarzda yorumlamaktadır: "Öz, kolektif olarak bazı faaliyetleri gerçekleştirecek şekilde düzenlenmiş bir takım parçalara sahip olmanın ilişkisel özelliğidir".:3 Örneğin, kötü havayı dışarıda tutmak bir evin özüne aittir, bu yüzden duvarları ve bir çatısı vardır. İnsanlar evlerden farklıdır çünkü evlerden farklı olarak doğuştan gelen bir amaçları yoktur: kendi amaçlarını seçmekte özgürdürler ve böylece özlerini şekillendirirler, dolayısıyla varoluşları özlerinden önce gelir.
Sartre radikal bir özgürlük anlayışına kendini adamıştır: amacımızı bizden başka hiçbir şey belirleyemez, tasarılarımızın bizim onları onaylamamız dışında bir ağırlığı ya da eylemsizliği yoktur.Simone de Beauvoir ise hayattaki yönümüzü değiştirme girişimlerine direnç gösteren, çökelme terimi altında gruplandırılan çeşitli faktörlerin olduğunu savunuyor. Çökeltilerin kendileri geçmiş seçimlerin ürünüdür ve şimdiki zamanda farklı seçimler yaparak değiştirilebilirler, ancak bu tür değişiklikler yavaş gerçekleşir. Bunlar, geçiş tamamlanana kadar temsilcinin dünyaya ilişkin değerlendirici bakış açısını şekillendiren bir atalet kuvvetidir.:5,9,66
Sorumluluk
İnsanların kendilerini tanımladığı söylendiğinde, bu genellikle bir şey - herhangi bir şey, örneğin bir kuş - olmayı "dileyebilecekleri" ve sonra da o olabilecekleri şeklinde algılanmaktadır. Ancak Sartre'ın açıklamasına göre bu bir tür kötü niyet olacaktır. İfade ile kastedilen, insanların (1) yalnızca eylemde bulundukları ölçüde tanımlandıkları ve (2) eylemlerinden sorumlu olduklarıdır. Daha açık bir ifadeyle, diğer kişilere karşı zalimce davranan bir kişinin, bu eylemiyle zalim bir kişi olarak tanımlandığı ve aynı durumda (örneğin genlerinin aksine) bu zalim kişi olmasından sorumlu olarak tanımlandığı söylenebilir. Elbette bunun daha olumlu bir tedavi edici yönü de ima edilmektedir: Farklı bir şekilde davranmayı ve zalim bir insan yerine iyi bir insan olmayı seçebilirsiniz. Burada, insanlar zalim ya da iyi olmayı seçebildikleri için, aslında bunların hiçbiri olmadıkları da açıktır.
Absürt
Varoluşçuluk, insanın varoluşu ve bu varoluşun koşulları sorununa odaklanma eğilimindedir. Varoluşla kastedilen, her bir bireyin somut yaşamı ve dünyada somut varoluş biçimleridir. Bu somut bireysel varoluş, insanların incelenmesinde birincil bilgi kaynağı olmak zorunda olsa da, bazı koşulların insan varoluşuna "endemik" olduğu kabul edilir. Bu koşullar genellikle bir şekilde evrenin içsel olarak anlamsızlığı ya da absürtlüğü ve bunun normalde bize kendilerini anlamlı olarak sunan düşünüm öncesi yaşamlarımızla bariz zıtlığı ile ilişkilidir. Ana tema, "kendinde" dünya absürt olduğundan, yani "adil" olmadığından, anlamlı bir yaşamın herhangi bir noktada aniden tüm anlamını yitirebileceği yönündedir. Bunun nedenleri, "kişinin dünyasını paramparça eden" bir trajediden, kişinin kendi varoluşuna dair dürüst bir sorgulamanın sonuçlarına kadar çok çeşitlidir. Böyle bir karşılaşma kişiyi zihinsel olarak dengesiz hale getirebilir ve insanları durumlarının farkında ve bununla başa çıkmaya hazır hale getirerek böyle bir dengesizlikten kaçınmak varoluşçuluğun ana temalarından biridir. Örneğin Albert Camus, Sisifos Söyleni'de "Gerçekten ciddi olan tek bir felsefi sorun vardır, o da intihardır" şeklindeki meşhur iddiasıdır.
Bu "psikolojik" meselelerin yanı sıra, absürd olanla bu karşılaşmaların, insan olarak durumumuzla en çok temas ettiğimiz yer olduğu da öne sürülür. Böyle bir karşılaşma felsefi açıdan anlamsız olamaz ve varoluşçu filozoflar bu karşılaşmalardan birçok metafizik teori çıkarırlar. Bunlar çoğunlukla benlik, bilinç ve özgürlükle olduğu kadar anlamın doğasıyla da ilgilidir.
Popüler kültürde
Bilal Tanweer, The Scatter Here Is Too Great (2013) adlı romanında varoluşun özden önce geldiğini kullanmış, kendi özünü keşfetme ve şekillendirme arayışı içindedir. Kendi özgür iradeleriyle seçme kapasitesini kullanarak eylemlerinin sorumluluğunu üstlenirler.
Eleştiri
Sartre'ın varoluşçuluk tanımı Heidegger'in başyapıtı Varlık ve Zaman'a (1927) dayanıyordu. Jean Beaufret ile daha sonra Hümanizm Üzerine Mektup olarak yayınlanan yazışmasında Heidegger, Sartre'ın kendi amaçları olan öznelcilik için kendisini yanlış anladığını ve bu eylemler üzerine düşünülmediği sürece eylemlerin varlıktan öncelikli olduğunu kastetmediğini ifade etmiştir. Heidegger "metafiziksel bir ifadenin tersine çevrilmesi metafiziksel bir ifade olarak kalır" yorumunu yapmıştır, yani Sartre'ın geleneksel olarak öz ve varlığa atfedilen rolleri, bu kavramları ve tarihlerini sorgulamadan basitçe değiştirdiğini düşünmüştür.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ Plato, Timaeus; Aristotle, Metaphysics; St Thomas Aquinas, Summa contra Gentiles, Pars 3:1, Summa Theologiae, Pars 1:1, etc. Analysis of "existence before essence" in Etienne Gilson, The Christian Philosophy of Saint Thomas Aquinas, Introduction.
- ^ (Dictionary) "L'existencialisme" – see "l'identité de la personne" (Fransızca).
- ^ Encyclopédie de la jeunesse, 1979, p. 567 (Fransızca).
- ^ Engels, 1841.
- ^ Kierkegaard, Søren. Philosophical Fragments, 1844.
- ^ The lecture was delivered on Monday, October 29, 1945, although not published until 1946. "Existentialism is a Humanism." trans. Carol Macomber, preface by Arlene Elkaïm-Sartre, ed. John Kulka (New Haven: Yale, 2007), p. vii.
- ^ Sartre, in (1943), credits a slightly longer version of the claim to Heidegger: "Now freedom has no essence. It is not subject to any logical necessity; we must say of it what Heidegger said of the Dasein in general: 'In it existence precedes and commands essence.'" However, Sartre gives no page reference for this citation. In Being and Time, Heidegger writes: "The 'essence' of human-being lies in its existence." ("Das 'Wesen' des Daseins liegt in seiner Existenz", Sein und Zeit, p. 42.)
- ^ "Explaining Sartre's "Existence Precedes Essence" | that-which". that-which | Philosophy | Philosophemes | Philosophers (İngilizce). 27 Ekim 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ekim 2023.
- ^ Sartre, Existentialism is a Humanism.
- ^ a b Webber, Jonathan (2018). Rethinking Existentialism. Oxford: Oxford University Press. 22 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Mart 2024.
- ^ Crowell, Steven (2020). "Existentialism". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 19 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Kasım 2020.
- ^ Burnham, Douglas. "Existentialism". Internet Encyclopedia of Philosophy. 16 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Kasım 2020.
- ^ Cox, Gary (2008). The Sartre Dictionary. Continuum. s. 41-42. 17 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Mart 2024.
- ^ Catalano p. 81.
- ^ Camus, The Myth of Sisyphus.
- ^ Ali, Murtaza (2022). "Essence and Existence in Bilal Tanweer's The Scatter Here is Too Great". SSRN Electronic Journal (İngilizce). doi:10.2139/ssrn.4151441. ISSN 1556-5068.
- ^ Heidegger, Martin (1993). Basic Writings: From Being and Time (1927) to The Task of Thinking (1964). Revised and expanded. Edited by David Farrell Krell. San Francisco, California: Harper San Francisco. ISBN . OCLC 26355951.
- ^ Heidegger, Martin (1993). Basic Writings: From Being and Time (1927) to The Task of thinking (1964). Revised and expanded. Edited by David Farrell Krell. San Francisco, California: Harper San Francisco. ss. 243. ISBN . OCLC 26355951.
- Albert Camus, Sisifos Söyleni, 1948.
- Joseph S. Catalano, Jean-Paul Sartre'ın Varlığı ve Hiçliği Üzerine Bir Yorum, University of Chicago Press 1985.
- Sartre, Varoluşçuluk bir Hümanizmdir (L'existentialisme est un humanisme) 1946 dersi
- Engels, Schelling's Revelation, 1841, MECW Cilt 2, s. 181ff
- Stanford Felsefe Ansiklopedisi, makale Varoluşçuluk
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Varolusun ozden once gelir onermesi Fransizca l existence precede l essence bir seyin ozunun dogasinin varolusundan sadece varliginin gerceginden daha temel ve degismez oldugu yonundeki geleneksel felsefi gorusun tam tersi olacak sekilde ceviren varolusculugun merkezi bir iddiasidir Varolusculara gore insan bilinci kendi degerlerini yaratarak yasamina bir anlam belirler cunku insan dogustan gelen herhangi bir kimlige veya degere sahip olarak dunyaya gelmez Bu kimligin veya degerin birey tarafindan yaratilmasi gerekir Kendilerini olusturan eylemleri ortaya koyarak varliklarini daha anlamli hale getirirler Jean Paul Sartre Varolus ozden once gelir fikri Friedrich Schelling in Aralik 1841 de yaptigi bir konusmadan kaynaklanmaktadir Bu konusmada Soren Kierkegaard da vardi ve bu fikir Kierkegaard in 19 yuzyildaki eserlerinde bulunabilmektedir ancak 20 yuzyilda filozof Jean Paul Sartre tarafindan acikca formule edilmistir Uc kelimelik formul onun 1945 teki konferansinda ortaya cikmistir ancak onceki kavramlar Heidegger in Varlik ve Zaman adli eserinde bulunabilmektedir Sonuc olarak Sartre icin varlik ozden once gelir yalnizca kendi varoluscu dusuncesini ya da varolusculuk anlayisini degil ayni zamanda varoluscu oldugunu ilan eden her turlu dusunceyi ya da felsefeyi de tanimlayip belirlemektedir Sartre in daha sonra kendisini ve dusuncesini bu ifadeden ve sonuclarindan uzaklastirma cabalarina ragmen bu ifade varolusculugun ve teist olmayan varoluscu dusuncenin en cok alintilanan tekrarlanan ve atifta bulunulan tanimi haline gelmistir Amac ve ozgurlukSartreci arguman en iyi sekilde ozun varolustan once geldigi seklindeki geleneksel skolastik tezin tersine anlasilabilir bu geleneksel tez icin ongorulen en yaygin iddia insanin ozunde bencil oldugu ya da ozunde rasyonel bir varlik oldugudur Sartre a gore varolus ozden once gelir bir kisiligin onceden tasarlanmis bir modele gore veya kesin bir amac icin insa edilmedigini cunku boyle bir girisimde bulunmayi secenin insan oldugunu ifade etmektedir Insan varolusunun kisitlayici kosullarini inkar etmemekle birlikte insanlarin kendilerini cevreleyen sey tarafindan belirlendigini onaylayan Spinoza ya yanit verir Dolayisiyla Sartre a gore baskici bir durum kendi basina tahammul edilemez degildir fakat kendini baski altinda hissedenler tarafindan boyle goruldugunde durum tahammul edilemez bir hal alir Dolayisiyla niyetlerimi mevcut durumuma yansitarak onu ozgurce eyleme donusturen benim Dunya benim ozgurlugumun aynasidir derken dunyanin kendimi asmam icin beni tepki vermeye zorladigini kastetmistir Sartre in askinlik olarak adlandirdigi sey mevcut kisitlayici durumun gelecekteki bir tasari tarafindan bu sekilde asilmasidir Ozgur olmaya mahkum edildigimizi de sozlerine eklemistir Varolusun ozden once geldigini ileri surmek insanlarda onceden belirlenmis bir oz olmadigini ve bir bireyin ozunun o bireyin hayatini nasil olusturdugu ve yasadigi araciligiyla tanimlandigini one surmektir Sartre in adli eserinde belirttigi gibi Insan her seyden once var olur kendisiyle karsilasir dunyada yukselir ve sonra kendini tanimlar Secim ve cokelmeJonathan Webber Sartre in oz terimini kullanimini zorunlu ozellikler gibi modal bir tarzda degil teleolojik bir tarzda yorumlamaktadir Oz kolektif olarak bazi faaliyetleri gerceklestirecek sekilde duzenlenmis bir takim parcalara sahip olmanin iliskisel ozelligidir 3 Ornegin kotu havayi disarida tutmak bir evin ozune aittir bu yuzden duvarlari ve bir catisi vardir Insanlar evlerden farklidir cunku evlerden farkli olarak dogustan gelen bir amaclari yoktur kendi amaclarini secmekte ozgurdurler ve boylece ozlerini sekillendirirler dolayisiyla varoluslari ozlerinden once gelir Sartre radikal bir ozgurluk anlayisina kendini adamistir amacimizi bizden baska hicbir sey belirleyemez tasarilarimizin bizim onlari onaylamamiz disinda bir agirligi ya da eylemsizligi yoktur Simone de Beauvoir ise hayattaki yonumuzu degistirme girisimlerine direnc gosteren cokelme terimi altinda gruplandirilan cesitli faktorlerin oldugunu savunuyor Cokeltilerin kendileri gecmis secimlerin urunudur ve simdiki zamanda farkli secimler yaparak degistirilebilirler ancak bu tur degisiklikler yavas gerceklesir Bunlar gecis tamamlanana kadar temsilcinin dunyaya iliskin degerlendirici bakis acisini sekillendiren bir atalet kuvvetidir 5 9 66SorumlulukInsanlarin kendilerini tanimladigi soylendiginde bu genellikle bir sey herhangi bir sey ornegin bir kus olmayi dileyebilecekleri ve sonra da o olabilecekleri seklinde algilanmaktadir Ancak Sartre in aciklamasina gore bu bir tur kotu niyet olacaktir Ifade ile kastedilen insanlarin 1 yalnizca eylemde bulunduklari olcude tanimlandiklari ve 2 eylemlerinden sorumlu olduklaridir Daha acik bir ifadeyle diger kisilere karsi zalimce davranan bir kisinin bu eylemiyle zalim bir kisi olarak tanimlandigi ve ayni durumda ornegin genlerinin aksine bu zalim kisi olmasindan sorumlu olarak tanimlandigi soylenebilir Elbette bunun daha olumlu bir tedavi edici yonu de ima edilmektedir Farkli bir sekilde davranmayi ve zalim bir insan yerine iyi bir insan olmayi secebilirsiniz Burada insanlar zalim ya da iyi olmayi secebildikleri icin aslinda bunlarin hicbiri olmadiklari da aciktir AbsurtVarolusculuk insanin varolusu ve bu varolusun kosullari sorununa odaklanma egilimindedir Varolusla kastedilen her bir bireyin somut yasami ve dunyada somut varolus bicimleridir Bu somut bireysel varolus insanlarin incelenmesinde birincil bilgi kaynagi olmak zorunda olsa da bazi kosullarin insan varolusuna endemik oldugu kabul edilir Bu kosullar genellikle bir sekilde evrenin icsel olarak anlamsizligi ya da absurtlugu ve bunun normalde bize kendilerini anlamli olarak sunan dusunum oncesi yasamlarimizla bariz zitligi ile iliskilidir Ana tema kendinde dunya absurt oldugundan yani adil olmadigindan anlamli bir yasamin herhangi bir noktada aniden tum anlamini yitirebilecegi yonundedir Bunun nedenleri kisinin dunyasini paramparca eden bir trajediden kisinin kendi varolusuna dair durust bir sorgulamanin sonuclarina kadar cok cesitlidir Boyle bir karsilasma kisiyi zihinsel olarak dengesiz hale getirebilir ve insanlari durumlarinin farkinda ve bununla basa cikmaya hazir hale getirerek boyle bir dengesizlikten kacinmak varolusculugun ana temalarindan biridir Ornegin Albert Camus Sisifos Soyleni de Gercekten ciddi olan tek bir felsefi sorun vardir o da intihardir seklindeki meshur iddiasidir Bu psikolojik meselelerin yani sira absurd olanla bu karsilasmalarin insan olarak durumumuzla en cok temas ettigimiz yer oldugu da one surulur Boyle bir karsilasma felsefi acidan anlamsiz olamaz ve varoluscu filozoflar bu karsilasmalardan bircok metafizik teori cikarirlar Bunlar cogunlukla benlik bilinc ve ozgurlukle oldugu kadar anlamin dogasiyla da ilgilidir Populer kulturdeBilal Tanweer The Scatter Here Is Too Great 2013 adli romaninda varolusun ozden once geldigini kullanmis kendi ozunu kesfetme ve sekillendirme arayisi icindedir Kendi ozgur iradeleriyle secme kapasitesini kullanarak eylemlerinin sorumlulugunu ustlenirler ElestiriSartre in varolusculuk tanimi Heidegger in basyapiti Varlik ve Zaman a 1927 dayaniyordu Jean Beaufret ile daha sonra Humanizm Uzerine Mektup olarak yayinlanan yazismasinda Heidegger Sartre in kendi amaclari olan oznelcilik icin kendisini yanlis anladigini ve bu eylemler uzerine dusunulmedigi surece eylemlerin varliktan oncelikli oldugunu kastetmedigini ifade etmistir Heidegger metafiziksel bir ifadenin tersine cevrilmesi metafiziksel bir ifade olarak kalir yorumunu yapmistir yani Sartre in geleneksel olarak oz ve varliga atfedilen rolleri bu kavramlari ve tarihlerini sorgulamadan basitce degistirdigini dusunmustur Ayrica bakinizYapisalcilik Bos levha AbsurdizmKaynakca Plato Timaeus Aristotle Metaphysics St Thomas Aquinas Summa contra Gentiles Pars 3 1 Summa Theologiae Pars 1 1 etc Analysis of existence before essence in Etienne Gilson The Christian Philosophy of Saint Thomas Aquinas Introduction Dictionary L existencialisme see l identite de la personne Fransizca Encyclopedie de la jeunesse 1979 p 567 Fransizca Engels 1841 Kierkegaard Soren Philosophical Fragments 1844 The lecture was delivered on Monday October 29 1945 although not published until 1946 Existentialism is a Humanism trans Carol Macomber preface by Arlene Elkaim Sartre ed John Kulka New Haven Yale 2007 p vii Sartre in 1943 credits a slightly longer version of the claim to Heidegger Now freedom has no essence It is not subject to any logical necessity we must say of it what Heidegger said of the Dasein in general In it existence precedes and commands essence However Sartre gives no page reference for this citation In Being and Time Heidegger writes The essence of human being lies in its existence Das Wesen des Daseins liegt in seiner Existenz Sein und Zeit p 42 Explaining Sartre s Existence Precedes Essence that which that which Philosophy Philosophemes Philosophers Ingilizce 27 Ekim 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Ekim 2023 Sartre Existentialism is a Humanism a b Webber Jonathan 2018 Rethinking Existentialism Oxford Oxford University Press 22 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Mart 2024 Crowell Steven 2020 Existentialism The Stanford Encyclopedia of Philosophy Metaphysics Research Lab Stanford University 19 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Kasim 2020 Burnham Douglas Existentialism Internet Encyclopedia of Philosophy 16 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Kasim 2020 Cox Gary 2008 The Sartre Dictionary Continuum s 41 42 17 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Mart 2024 Catalano p 81 Camus The Myth of Sisyphus Ali Murtaza 2022 Essence and Existence in Bilal Tanweer s The Scatter Here is Too Great SSRN Electronic Journal Ingilizce doi 10 2139 ssrn 4151441 ISSN 1556 5068 Heidegger Martin 1993 Basic Writings From Being and Time 1927 to The Task of Thinking 1964 Revised and expanded Edited by David Farrell Krell San Francisco California Harper San Francisco ISBN 0060637633 OCLC 26355951 Heidegger Martin 1993 Basic Writings From Being and Time 1927 to The Task of thinking 1964 Revised and expanded Edited by David Farrell Krell San Francisco California Harper San Francisco ss 243 ISBN 0060637633 OCLC 26355951 Albert Camus Sisifos Soyleni 1948 Joseph S Catalano Jean Paul Sartre in Varligi ve Hicligi Uzerine Bir Yorum University of Chicago Press 1985 Sartre Varolusculuk bir Humanizmdir L existentialisme est un humanisme 1946 dersi Engels Schelling s Revelation 1841 MECW Cilt 2 s 181ff Stanford Felsefe Ansiklopedisi makale Varolusculuk