Bu maddede bulunmasına karşın yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir.Kasım 2021) () ( |
İçrekçilik, batınilik ya da ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik (içrek) yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.
Ezoterik/içrek (içe yönelik anlam/ileti), asıl olarak belirli kişilerin içselliği ile sınırlandırılmış felsefî öğretilerdir. Bu öğretiler herkes tarafından bilinen egzoterik/dışrak (dışa dönük anlam/ileti) öğretiler değil, tam tersine belirli kişilerin aşamalardan geçerek bilmeye hak kazandığı öğretilerdir. Diğer anlamı ise içsel, tinsel farkındalığa sebep olan, Mistisizm ile eşanlamlı kabul edilen önemli ve kesin bilgilerdir. Ayrıca Ezoterizm geniş, farklı öğreti ve pratik yelpazesine sahip olan bir akımdır.
Kökenbilimi
Grekçe "iç, içsel" anlamındaki "esoterikos" sözcüğünden ya da "görüyorum, içsel olan, gizli olan" anlamlarına gelen "eisotheo" sözcüğünden türetilmiştir. Karşıt anlamlısı ""tır.
Gizlilik ve dereceleme ilkelerinin nedeni
Ezoterizme göre, ezoterik bilgiler, yani hakikatler ve sırlar, herkese açıklanmamalı, ancak belli eğitimlerden geçip o bilgileri almaya hak kazanmış, layık olmuş kişilere belirli bir zaman içerisinde derece derece açıklanmalıdır. Kimseye, değerini ve anlamını anlayamayacağı böyle bilgilerin verilmemesi gerektiği gibi, kimseye kaldıramayacağı, taşıyamayacağı bilgi de verilmemelidir. Çünkü taşıyamayacağı bilgi, kişiye bir yarar vermeyeceği gibi, zararlı da olabilir. Bu bilgiler belirli semboller ve alegoriler vasıtasıyla aktarılır.Yüksek bilgiler insanlara anlayış düzeylerine göre ve anlayış düzeylerinin ilerlemesine göre derece derece açılan bir sembolizme bürünmüş şekilde verilir. Bu durum kutsal metinlerde de geçerlidir.
Gizemcilik ve göksel dinlerde ezoterizm
Ezoterizm, sık sık, yanlışlıkla mistisizm ile karıştırılarak dinsel alana sokulmaktadır. Fakat ezoterizm, René Guénon'un belirttiği gibi, ne bir dindir, ne de bir dinin iç kısmıdır. Kaynağını herhangi bir dinden de almaz. Guenon'a göre, buna karşı gösterilebilecek tek istisna, yalnızca, temel dayanak noktalarını İslâmîyet'ten almış olmakla birlikte, mistisizmle karıştırılmaması gereken İslâmî ezoterizmdir. İslâmî ezoterizmde "" terimi kullanılır. Yahudi ezoterismine Kabbala denir. Budizm dininin ezoterik yorumuna ise Vajrayana denir. Bunun dışında Hristiyanlıkta da tarihte ezoterik yorumlar görülmüştür. Bunların arasında Behmenizm, Katharizm gibi mezhepler zikredilebilir.
Ezoterizm sözcük anlamı
“Ezoterik” sıfatının kullanımı antik çağlara kadar uzanmaktadır. Bu kavrama ilk olarak M.S. 2. yüzyılda tarafından yazılan Aristoteles felsefesinin ezoterik ve egzoterik olarak ele alındığı hicivsel eserlerde rastlanılmıştır. de bu bağlamda ilk olarak “gizli tutma” kavramını kullanmıştır. Çok benzer bir anlayışla Romalı Hippolyt ile Chalkis’li İmablichos, Pisagor öğrencilerinin arasında egzoterik ile ezoterik olanları birbirinden ayırarak ezoterik olanların daha dar bir çemberde, seçici bir kurul içinde olduğunu ve belirli öğretileri ayrıcalıklı olarak dinlediklerini belirtmiştir. Yine Antik Çağlarda kullanılan bir başka anlamı da Platon felsefesini ve mistiğini anlamaya yönelik olan içsel bilgidir. Ezoterik kavramı, benzer ya da farklı anlamlarla ilerleyen zamanlarda da yazarlar tarafından kullanılmaya devam edilmiştir.
Ezoterizm kavramının geçmişi ise bu durumun aksine çok da eskilere dayanmamaktadır. Bu kavramda ilk olarak 1828 yılında Jacques Matter’ın Antik Çağ Gnostisizmi (tanrıyı kabul etme, bilme) üzerine yazdığı eserinde karşılaşılmıştır. Diğer yazarların da bu yeni türeyen sözcüğü kabul edip kullanmaya başlamalarının ardından Ezoterizm, 1852 yılında ilk olarak Fransızca bir sözlükte “içrek bilgi” (gizli bilgi) anlamına gelen sözcük olarak yerini almıştır. Daha sonra Eliphas Lévi’nin büyü konulu etkin kitapları dolayısıyla sözcük, anlamından çoğu kez uzaklaşmıştır. Bu eserlerde Okültizm (kara büyücülük, müphemcilik) sözcüğüne de ilk defa yer verilmiştir. O zamandan bu yana çoğu akım ya da yazarlar, sözcük hakkında kendi tanımlarını kendilerine özgü biçimde yapmışlardır.
Günümüzde Ezoterizm daha farklı olarak algılanmaktadır. Bilinmeyen, sır olarak kalmamalı; herkesin öğrenebileceği, öğrenme gereği duyacağı içrek bilgiler olarak algılanmalıdır.
Günümüzde bu kavramın başka bir genel karşılığı ise; asıl olan, kendine özgü kesin bilgiler ve bu bilgilere ulaşmayı sağlayan farklı yollardır.
Ezoterizm ve ezoterik kavramlarının bilimde iki farklı temel kullanımı vardır. Bu kavramı din bilimi alışılagelmiş tipolojide tanımlar ve belli yollarla dinsel formda karakterize eder. Genellikle, Ezoterizm kavramıyla bağlantılı olan içrek bilgi kavramı din biliminde yer almaktadır. Bir başka, bununla yakın bağıntılı ve Mircea Eliade, Henry Corbin ve Carl Gustav Jung tarafından temsil edilen bir geleneğe göre ise “ezoterik” dinin daha derini “içrek sırlarına” işaret eder, bu nedenle de aynı dinin örneğin sosyal kurumları veya resmi dogmaları gibi “egzoterik” boyutlarından ayrışma görülür. Her iki yaklaşım da her dönemin ve bölgenin çeşitli dinlerinde uygulanabilmektedir. Bu akım veya yönelimlerden ayrı tutulması gereken bir durum ise, özellikle batı kültüründe, belli benzerlikler gösteren ve tarihsel anlamda birbiriyle bağlı belli başlı akımları ezoterik olarak özetlemeye yarayan toplumbilimsel yönelimlerde söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda son zamanlarda ortaya çıkan batı Ezoterizm’inden de bahsedilebilir. Ezoterizm tarihi çağlara göre de ayrılmıştır. Bazı yazarlar; Yeniçağ, Orta Çağ ve eski Antik Yunan çağı olarak Ezoterizm felsefesini gruplandırmışlardır. Bu gruplandırılan tanım ve kullanım alanları tamamen aynı olmasa da özde birbiriyle bağlantılıdır. Bunun yeniçağdaki bir örneğini Rönesans içindeki “hermetizm” (kapalılık) akımında görmekteyiz; bir başka tanımla “gizemli/müphem felsefe” diye bilinen bu yönelimde çok geniş anlamıyla Neo-Platoncu bir bağlam söz konusu olmaktadır, içinde ise Simyacılık, Paracelsusculuk, Gül Haçı tarikatçılığı, Hristiyan Kabala ve teosofi geleneği, İlüminata (Işık) tarikatçılığı ve 19. ile 20. yüzyılın New-Age Hareketine kadar sayısız müphemci/gizemci akımı vardır. Daha eski çağların dâhil edilmesi durumunda ise antik Gnostizm ve Hermetizm, Yeni Platoncu metin okumaları ve değişik gizemci “bilimler”in yanı sıra büyücü akımlar da sayılması gerekmektedir. Bunların hepsi, Rönesans döneminde iç içe geçip birbiriyle bir sentez oluşturmuştur. Bu açıdan bakılınca, teolojik bazdaki iki ilkesel yaklaşıma dair önlerde vurgulanan ayrım önemsizleşir, çünkü hem gizli tutma hem de toplumbilimsel araştırmalardaki “içrek yol”un boyutu ezoterik durumlarda görünebilir de, eksik olabilir de..
Batı Ezoterizm tarihi
Önsöz: “Ezoterizm Tarihi”, konuyla alakalı net, kesin bir tanımlama olmadığından ve farklı tanım kullanımları olduğundan problem teşkil etmektedir.
Antik Dönem
Bugünkü Ezoterizm görüşlerinin oluşmasına yardımcı olan ilk kanıt, Antik ve Yunan dönemi öncesinden bu yana süre gelmiş sosyal yapı ve öğretilerdir. Bu öğreti ve sosyal yapının çıkış noktası, kurucusu Pisagor’un olduğu dini felsefi okullar (M.Ö. 570–510) ve Pisagor taraftarlarının Kroton’da (bugünkü Güney İtalya’nın Calabria bölgesindedir) kurduğu tarikattır. Pisagor, diğer çağdaşları gibi (orfik ve farklı mistik kültler) ruh göçü inanışına bağlı olarak ruhun ölümsüzlüğüne inanmıştır. Pisagor, bedenin ruh için geçici bir yer olduğunu ve daha sonra bu tutsaklıktan kurtulup özgür olacağını savunur. Manevi yönden kusursuz bir hayat şartıyla ruh bedensel varoluştan kurtulur. Daha sonra bu inanışa göre; yeniden doğma daha yüksek bir mevki ile devam eder. Bu yeniden doğum dizisinden sonra bedensel dünyadan tamamen uzaklaşılır. Bu inanış, Homeros görüşlerine karşılık tam bir zıtlık oluşturur. Iliada’da belirtilen düşüncelere göre, ruh göçünün kabul edilir olduğunu; fakat ruhun her bedende farklı karakteristik özellikler gösterdiğini savunulur. Empedokles ve Platon gibi diğer önemli filozoflar da ruh göçüne (reenkarnasyon) inananlardandır.
Ezoterizm akımının diğer ana konusu ise daha önce Pisagor’un da ele aldığı tüm varoluş prensiplerinin yükselen değerlere sahip olduğu ile ilgilidir. Dünyanın çok sayıda karakterler armonisiyle düzenlenmiş “tek” (bütün) olduğuna inanılır. Ruh bir şekilde tüm evrenle genel, matematiksel ve ifade edilebilir bir uyum içerisindedir. Dünyanın ahenk içerisinde oluşu, Pisagor’un da ele aldığı gibi, gezegenlerin farklı hareketlerle oluşturduğu müzikal uyumdan kaynaklanmaktadır. Bu durumun asıl sebebi budur. Ayrıca, adalet ve ikilik gibi tinsel nitelikler ahlâki bakış açısıyla alakalıdır.
Platon, ruhun ölümsüzlüğünü tartışmacı bir şekilde kanıtlamaya çalışmıştır (Phaidon diyalogu). Bunun üzerine prensipte bedenden ayrı olarak ele alınan ruh, akıl aracılığıyla tanımlanmıştır. Ruhun asıl yeri, öldükten sonra geri döneceği saf ve ebedi düşünceler ve zihinsel varlıklar dünyasıdır. Pisagor’un da belirttiği gibi beden, ruhun bir dizi dönüşüm yaptığı ve saf bir yaşam sürmesi koşuluğuyla kurtulabileceği hapishanesidir. Ruh, bu kurtuluş sayesinde gerçek ruhsal varoluşuna geçebilmektedir. Bedensiz olarak ruh, ait olduğu sonsuz varlıksallıkları da doğrudan algılayabilir, görebilir, ancak bu bilgi bedende karanlık ve bulanık olarak durur, buna bağlı olarak da ancak kendi içine dönük ussal etkinliğin devamında bir anımsama veya hatırlama (Mnemosyne) olarak belirir. Platon, canlıların yanı sıra gezegenlerin ve hatta yıldızların da bir ruhu olduğunu ve onların da yaşadıklarını iddia eder.
Ezoterizm, Platon felsefesinde içe giden yol anlamına gelmektedir. Platon’un da görüşlerine paralel olan Ezoterizm öğretileri aracısız ve kolay kavranabilir niteliktedir.
Platon bir öğretici olarak önemli olan noktaların ipuçlarını verir ve kişi bu öğretiler ışığında kendi ezoterik bilgilerine ulaşır.
Platon’un ruh üzerine verdiği bilgiler, milattan sonraki zamanlarda ortaya çıkan Neoplatonizm (Yeni Platonculuk) akımına yol gösterici olmuştur. Neoplatonizm akımının Roma’daki en önemli öncüsü Plotin’dir (M.S. 205–270) ve antik çağ bitimine kadar felsefi görüşleri geçerliliğini korumuştur. Plotin insanın içinde zaten var olan ve farkında olmayı gerektiren tanrı inancı olarak da nitelendirdiğimiz içteki “ben” konusunu Platon’un öğretileri doğrultusunda ele almıştır. Bu sözü edilen konu, asıl ulaşılmak istenen ruh kavramını tanımlamaktadır. “Plotin düşüncelerinin en önemli özelliklerinin mistik olarak kabul edilmesi” adlı eseri yazan filozof Wolfgang Röd, “archimedischen Punkt europäischer Seeleninterpratation” (Avrupa Ruh Yorumlamasının Arşimet Noktası) ve “Bugünkü Ezoterizm görüşlerinin yöntemsel ve kilit noktaları” adlı eserin yazarı Ezoterizm filozofu Kochu von Stuckrad bu konuda Yeni Çağ hareketini başlatmışlardır. Plotin’in ele aldığından daha ayrıntılı olarak ele alınan mistik unsurlar konusu büyü konusuyla bağlantılı olarak Iamblichos (M.S. yaklaşık 275–330) ve Proklos (5. yy) tarafından ele alınmıştır. Bu söz konusu felsefeciler kendi dönemlerinde merakın da artmasıyla mistik dinler, büyü ve kehanet üzerinde çalışmışlardır. Röd, Neoplatonik felsefenin değişimi konusuyla alakalı olarak “Teosofi ve Büyücülük Neoplatonizm’in alt konusudur.”demiştir.
Ezoterizm’e büyük değerler kazandırmış Helenistik dönemde yaygınlık kazanan başka bir gelenek de tanrı Hermes ile bağlantılı olarak Mısır mitolojisi ve büyülerinin ve Yunan felsefesinin senteziyle ortaya çıkan Hermetizm’dir. Burada daha çok Yunan-Roma düşüncelerinde daha az ele alınan “tanrı” ve “asıl insan” gibi ana konular ön plandadır. Hermetizm’in bir başka ana konusu ise mikro evren ve makro evren çerçevesindeki astrolojik karşılıkların Sympathie (birleşik duyu; duyu bütünlüğü, algısal uyum) ile olan ilişkisidir. Daha sonra Neoplatonik kavram çerçevesinde tüm evren ve evrene hâkim ilahi güç aracılığıyla ruhun ölümsüz olması düşüncesinin yaygınlaşması belli başlı etik yönelimlerin ve bilgilerin ortaya çıkmasını mümkün kılmıştır.
Diğer önemli işaret ise Gnosis (tanrıyı bilme) olarak da tanımlanabilecek Antik Çağ’ın son dönemi, çeşitli din akımlarının etkileriyle oluşan ruhun işkenceden kurtulması düşüncesidir. Bu çok yönlü dinsel hareketler M.S. 1. yüzyılda Mısır’da ve Doğu Roma İmparatorluğu’nda ortaya çıkmıştır. Söz konusu bu hareketler, putperestlik, Yahudilik ve Hristiyanlıkta da görülmüştür. Ayrıca, Yunan felsefesi de bu dini düşünceyle paralel gelişmiştir. Bunun yanı sıra son derece önemli olan diğer kavram ise ikilik kavramıdır. Bu kavramın ana hatları ve hareket alanı oldukça belirgin ve katıdır. İkilik, tinsel bağlamda ruhsal dünyanın ve gelip geçici kabul edilen madde dünyasının birbirinden keskin bir şekilde ayrılmasıdır. Bu tanıma aydınlık ve karanlık, iyi ve kötü kavramları da örnek gösterilebilir. Kutsal dinler üzerinde çalışan yazarlar bu doğrultuda anahtar bulgu elde etmişlerdir. Bu, geliştirilen söz konusu hava ve gazın birlikte kullanımı (Pneumatik) bulgusu ruhsal gerçekliği kolay anlaşılır kılmıştır. Hristiyan Gnostisizmi’nde özellikle tek ve gerçek kabul edilen inanç olarak İsa Mesih’in ve buna bağlı olarak dünya tarihinde kabul görmüş düşünce ve görüşlerin gerçek olmadığı kabul edilir.
Gnostik düşünce akımı hem felsefi açıdan hem de güçlü kurumsal içyapısı açısından merkez kiliseye karşı çıkışlarını sürdürmüştür. Merkez kilisede, kilise kavramının oluşumu ve Hristiyan Gnosisi’nin farklı düşünceleri arasında keskin bir ayrılık söz konusudur.
Papa Clemens’lerin (I ve II) ve Origenes’in etkili teolojik öğretileri Gnosis fikirlerine yakındır. Gnosis ve bu öğretilerin yakınlığı tinsel yüce bilgilerin yayılmasını sağlamak vasıtasıyla olmuştur. Bu yayılma sırasında o döneme ait talepler de bu yönde gerçekleşmiştir. Origenes, o dönemki karşıtı Salamis von Epiphanes tarafından “baş sapkın” olarak ilan edilmiştir. Hristiyanlar arası Katolik ve Ortodoks mezhepleri kolayca tanımlanırken kilise karşıtları “Gnosis” ve “Gnostisizm” kavramlarını tanımlamada problem yaşamışlardır.
Hristiyan eleştirmenler ve Gnostik diye adlandırılan düşünce biçimi arasındaki temel fark, kendi öğretilerinin tekliği ve tanınan nesnelerin bir güce sahip olduğu düşüncesini yaymaktır. Bunun tam tersi kilise, insanın öğrenme isteğini sınırlamakta ve sadece dini hususlara değer vermektedir. Kilise böyle bir bilgi otoritesi olma yetkisini, sadece kendisi tarafından resmi geçerli ilan edilip kabul gören yazı ve metinlerin içeriği ve kendisi tarafından öngörülen inanç kurallarına dayandırmaktaydı. Bu tür açıklamalar somut anlamda özellikle Astroloji ve büyü kavramlarını sorgulamaya neden olmuştur. M.S. 4. yüzyıla kadar kilisenin gücü öylesine hükmedici durumdadır ki önemsiz hatalar yüzünden yakılma ya da kılıçtan geçirilme gibi ölüm cezaları yaygınlık kazanmıştır. Bu tür sapkınlıklar zaman geçtikçe etkisini kaybetmiş ve daha sonra da yok olmuştur; çünkü insanoğlu, 20. yüzyıla kadar sürekli gelişmiş ve Irenäus von Lyon gibi kilise karşıtları objektif açıklamalarla insanları aydınlatmıştır. İlk olarak 1945 yılında Mısır’da gnostik içerikli Nag Hammadi metinlerinde "büyüler" başlığı altında toplamış ve ilk defa kendi fikirlerini eklemeden tarafsız, açıklayıcı ve net bir bakış açısı sunmuştur. Ortodoks mezhebi, toplanan bu metinleri tanımaktadır.
Ortaçağda ezoterizm
Orta Çağ’da Hristiyan camiasının Antik Dönem öğretilerinin büyük bir bölümü etkisini yitirirken, İslam dünyasında bu düşünceler geçerliliğini korumaya devam etmiştir. İslam dininde ortaya çıkan bu düşünceler, farklı dinsel kültürlerden ve daha çok Musevilik dininden kaynaklanmıştır. Özellikle, insanın benliğinde yaşadığı uyanış ve İncil’de bulunmayan dini ibareler Ortodoks Hristiyanlığı tarafından kabul görmemiştir. Bunun yanında Akdeniz ülkelerinde Pagan dini ""ahmet reis" tarafından ortaya çıkarılmıştır; Yakın Doğu’da ise, Ortodoks Hristiyanlığının yanı sıra özellikle Mani dini, Zerdüştlük ve İslamiyet yayılmaya başlamıştır. Diğer taraftan, özellikle Benedikt Tarikatı tarafından yeni kurulan 529 manastır, kuzeyde yayılmaya başlayan Mistisizm inanışını benimsemiştir. Havari hikâyelerinde adından sıkça bahsettiği Pavlus ile aynı dönemde yaşayan yazar Dionysias Areopagita’nin 5. ve 6. yüzyıllarda yaygınlaşmış olan Orta Çağ Mistisizmi’nde büyük etkisi olmuştur. Dionysios, Platon’un da ele aldığı “negatif” Teoloji kavramı üzerinde durmuş, tanrının ulaşılmaz yüceliği konusunu incelemiştir. İlk olarak tanrının tekliği hakkında şimdiye kadar süre gelen bilgilerin koşulsuz geçerliliğini ortadan kaldırmıştır. Ayrıca Dionysios tanrı ile insan arasında aracı olduğuna inanılan meleklerin hiyerarşik yapısını belirlemiştir.
Yaklaşık yüz yıl sonra Pavlus’un da daha önceleri kısaca değindiği 5. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkmış, bugün bile geçerliliğini koruyan bu yazarın söz konusu yazıları insanlar arasında derin bir şüphe uyandırmıştır.
8. yüzyıldan itibaren Güney İspanya’da hoşgörülü Arapların inanışıyla İslam, Hristiyanlık ve Musevilik dininin inanışları ortak bir paydada harmanlanarak birlik oluşturmuşlardır. Bu birliğin oluşumuyla İslamiyet’te Sofizm akımı ortaya çıkmıştır. Platon ve diğer filozoflar bu tarihten itibaren batı Avrupa’da daha da tanınmışlardır.
12. yüzyılda Güney Fransa’da Musevilik diniyle alakalı olan Kabala, yeni mistik düşünce olarak ortaya çıkmıştır. Kabala önceleri Musevilikte bilinen bir inanışken daha sonra Ezoterizm tarihinde önemli bir role sahip olmuştur. İlk başta kutsal kitap olan Tevrat’ın açıklanması engellenmiş; fakat Kabala daha sonra kendine özgü mistik ögelere sahip inanışıyla bu engeli kaldırmayı başarabilmiştir. Bazı Kabala inanışına sahip kişiler -en tanınmışı Abraham Abulafia’dır- Hristiyan Gnostikler gibi, bir kişinin sadece Tevrat’a bağlı kalmayabileceği, aynı zamanda kesin olarak kabul görmüş mistik deneyimlere de inanabileceği görüşünü savunmuştur.
, “Tanrısal eserlerin kitabı” adlı eserini bu bağlamda yazmıştır. İnsanların sanrı tasviri, 13. yüzyılda ‘tek evren’in bir parçası olan Hristiyanlıkta da kozmolojik öğretilerin, karşılıklarda düşünmenin, hayal gücünün ve ruh transferinin üst başlığı olarak daha sonraları Ezoterik adıyla anılacak olan resmi ve önemli bir yer edinmiştir. Buna örnek olarak; Almanya’dan Mistik inanışa sahip Bingen Hildegard, Fransa’dan Chartres’de Platon’un düşüncelerini benimseyen okul, İtalya’dan hayalci Fiore Joachim ve Fransisken, İspanya’dan Mallorquiners Ramon Llull’un Yeni Platoncu yaklaşımını ortaya koyan Kabala’yı andıran öğretisi ve İngiltere’den Oxford (Robert Grosseteste’daki ışığın teozofisi ve Roger Bacon’daki simya ve astroloji) gösterilebilir. 1300’lerde Teolojide, Rasyonalizmi vurgulayan ve hayalciliği reddeden Averroizm üstünlüğü görülmüştür.
Özellikle Mistisizm 14. yüzyılın ilk yarısında temsilcilerinin Latince yerine şu ana ait halk diline önem vermemeleriyle hatırı sayılır gelişmeler kaydetmiş ve popüler hale gelmiştir. Burada önde gelen kişiler ise Alman Dominik (rahibi) Usta Eckhart, Johannes Tauler ve Heinrich Seuse’dir. Buna ek olarak; Hollanda, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya’da da temsilciler olmuştur. Bu Mistizistlerin deneyimlerinin ve kullandıkları kavramların çeşitliliği içinde onların hedefi; Mistisizim Birliği, mistizist birleşme ya da insanların tanrıyla ortak komünyon oluşturması “ruhun gerisinde tanrının doğuşu” olmuştur. Eckhart’ın mistizist düşünceleri Orta Çağ Mistisizminin tepe noktasına ulaşmıştır; aynı zamanda Mistisizm için Yeni Çağ‘ın ilk dönemlerinde uyanışa geçen yeni bir çıkış noktası da oluşturmuştur. Eckhart için Mistisizm kendinden geçmiş bir hayranlığı değil, tartışmaya, sonuçlara odaklanmaya, saltlığın kavranmasına ve tek olmaya dayalı özel bir düşünce tarzını yansıtmaktadır. Bu görüşle Eckhart Johannes Scotus Eriugena, Dionysios Areopagita ve Yeni Platonculuk geleneği içinde kalmıştır. Çoğu zaman Almancayı kullandığından dolayı, Hristiyan teolojisi içindeki bu platonik yöneliminin en güçlü temsilcisi olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın, ölümünden sonraki dönemde onun öğretisi bir tür İncil dışı inanış olarak yargılanmış ve görüşlerinin yayılması karmaşık teolojik ekol tartışmalara vesile olması nedeniyle eleştiri görmüştür. Büyü ve Astroloji gibi Ezoterizm inanışları Orta Çağ’da yayılmıştır. Ayrıca büyü o dönemde melek ve şeytanlarla (Invokation) ilişkilendirilmiş ve şeytanın varlığı teolojide iyi olarak bilinen melekler kadar kabul görmüştür. Simya, İspanya’daki Arap Müslümanların öncülüğünde 12. yüzyılda kesin olarak kabul görmüştür.
Ezoterik bilgiye modern bir bakış açısı
Tarihsel planda genel olarak, 'ezoterik bilgi' belirli grupların, farmasonlar gibi, dışarıdakilerden (halktan) sakladığı bilgiyi tanımlamakta kullanılmıştır. Son zamanlarda, okült ve mistik öğretilerin halka daha fazla yansıması ile beraber, daha farklı bir ezoterik anlayış önem kazanmıştır; ancak ferasetli ve farkında bir azınlık tarafından anlaşılabilen kompleks ve güç bir tür bilgi. Bu anlayışta, ezoterik bilgi çoğunlukla dışarıya dair bilgilerden farklı ve uzak olan derin, kişinin içinde sakladığı bir tür hikmettir.
Ezoterizm terimleri
- Agarta
- Altın post
- Amenti
- Arkan
- Asa
- Cehenneme iniş (inisiyatik ölüm)
- Devir
- Devre
- Düalite
- Eleusis misterleri
- Eseniler
- Fakirlik
- Felsefe taşı
- Hermetizm
- Hiyerofant
- İnisiyasyon
- İnisiyatör
- İnisiye
- İsis misterleri
- Kabuk
- Kalp
- Kelam
- Mücadele
- Körlük
- Kurtuluş
- Kuş dili
- Kutup
- Lüsifer
- Maji
- Mistagog
- Misterler
- Mükemmel insan
- Neofit
- Osiris dini
- Psikostazi
- Sabiiler
- Sembolizm
- Semboller
- Simya
- Sufilik
- Tradisyon
- Uyanış, Aydınlanma
- Vitriol
- Yaşam ağacı
- Zümrüt tabletler
Kaynakça
- Ergün Arıkdal, Gizli Öğreticilik, İstanbul: Basım Tarihi,1997, 172 sayfa.
- Ergun Candan, Gizli Sırlar Öğretisi, İstanbul: Sınır Ötesi Yayınları, 2008, 272 sayfa.
- Antoine Faivre, Access to Western Esotericism, Albany: SUNY Press, 1994, XXXV-269 sayfa.
- René Guénon, İnisiyasyona Toplu Bakışlar (Aperçus sur l’initiation, 1946), Ankara: Hece Yayınları, 2003, 224 sayfa.
- Wouter J. Hanegraaff (ed.), Dictionary of Gnosis and Western Esotericism, Leiden / Boston: Brill, 2005, 2 v., 1228 sayfa.
- Pierre A. Riffard, L’ésotérisme, Paris: Robert Laffont, coll. “Bouquins”, 1990, 1016 sayfa.
- Alparslan Salt, Cem Çobanlı, Dharma ansiklopedi : parapsikoloji, mistisizm, okültizm, ezoterizm, teozofi, sipiritüalizm, neo-sipiritüalizm, İstanbul: Dharma yayınları, 2001, 523 sayfa.
- Frithjof Schuon, Dinlerin Aşkın Birliği (De l'unité transcendante des religions, 1948), İstanbul: Ruh ve Madde Yayınları, 1992, 200 sayfa.
- Benjamin Walker, Encyclopedia of Esoteric Man: The Hidden Side of the Human Entity, Routledge and Kegan Paul, London, 1977,
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Esoterica24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kasim 2021 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Icrekcilik batinilik ya da ezoterizm bir konudaki derin bilgilerin ve sirlarin ehil olmayanlardan gizlenerek bir ustat tarafindan sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla ogretilmesidir Ezoterizm bir din veya bir inanc sistemi degildir Cogunlukla ezoterik icrek yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair seklinde kullanilir Ezoterik icrek ice yonelik anlam ileti asil olarak belirli kisilerin icselligi ile sinirlandirilmis felsefi ogretilerdir Bu ogretiler herkes tarafindan bilinen egzoterik disrak disa donuk anlam ileti ogretiler degil tam tersine belirli kisilerin asamalardan gecerek bilmeye hak kazandigi ogretilerdir Diger anlami ise icsel tinsel farkindaliga sebep olan Mistisizm ile esanlamli kabul edilen onemli ve kesin bilgilerdir Ayrica Ezoterizm genis farkli ogreti ve pratik yelpazesine sahip olan bir akimdir KokenbilimiGrekce ic icsel anlamindaki esoterikos sozcugunden ya da goruyorum icsel olan gizli olan anlamlarina gelen eisotheo sozcugunden turetilmistir Karsit anlamlisi tir Gizlilik ve dereceleme ilkelerinin nedeniEzoterizme gore ezoterik bilgiler yani hakikatler ve sirlar herkese aciklanmamali ancak belli egitimlerden gecip o bilgileri almaya hak kazanmis layik olmus kisilere belirli bir zaman icerisinde derece derece aciklanmalidir Kimseye degerini ve anlamini anlayamayacagi boyle bilgilerin verilmemesi gerektigi gibi kimseye kaldiramayacagi tasiyamayacagi bilgi de verilmemelidir Cunku tasiyamayacagi bilgi kisiye bir yarar vermeyecegi gibi zararli da olabilir Bu bilgiler belirli semboller ve alegoriler vasitasiyla aktarilir Yuksek bilgiler insanlara anlayis duzeylerine gore ve anlayis duzeylerinin ilerlemesine gore derece derece acilan bir sembolizme burunmus sekilde verilir Bu durum kutsal metinlerde de gecerlidir Gizemcilik ve goksel dinlerde ezoterizmEzoterizm sik sik yanlislikla mistisizm ile karistirilarak dinsel alana sokulmaktadir Fakat ezoterizm Rene Guenon un belirttigi gibi ne bir dindir ne de bir dinin ic kismidir Kaynagini herhangi bir dinden de almaz Guenon a gore buna karsi gosterilebilecek tek istisna yalnizca temel dayanak noktalarini Islamiyet ten almis olmakla birlikte mistisizmle karistirilmamasi gereken Islami ezoterizmdir Islami ezoterizmde terimi kullanilir Yahudi ezoterismine Kabbala denir Budizm dininin ezoterik yorumuna ise Vajrayana denir Bunun disinda Hristiyanlikta da tarihte ezoterik yorumlar gorulmustur Bunlarin arasinda Behmenizm Katharizm gibi mezhepler zikredilebilir Ezoterizm sozcuk anlami Ezoterik sifatinin kullanimi antik caglara kadar uzanmaktadir Bu kavrama ilk olarak M S 2 yuzyilda tarafindan yazilan Aristoteles felsefesinin ezoterik ve egzoterik olarak ele alindigi hicivsel eserlerde rastlanilmistir de bu baglamda ilk olarak gizli tutma kavramini kullanmistir Cok benzer bir anlayisla Romali Hippolyt ile Chalkis li Imablichos Pisagor ogrencilerinin arasinda egzoterik ile ezoterik olanlari birbirinden ayirarak ezoterik olanlarin daha dar bir cemberde secici bir kurul icinde oldugunu ve belirli ogretileri ayricalikli olarak dinlediklerini belirtmistir Yine Antik Caglarda kullanilan bir baska anlami da Platon felsefesini ve mistigini anlamaya yonelik olan icsel bilgidir Ezoterik kavrami benzer ya da farkli anlamlarla ilerleyen zamanlarda da yazarlar tarafindan kullanilmaya devam edilmistir Ezoterizm kavraminin gecmisi ise bu durumun aksine cok da eskilere dayanmamaktadir Bu kavramda ilk olarak 1828 yilinda Jacques Matter in Antik Cag Gnostisizmi tanriyi kabul etme bilme uzerine yazdigi eserinde karsilasilmistir Diger yazarlarin da bu yeni tureyen sozcugu kabul edip kullanmaya baslamalarinin ardindan Ezoterizm 1852 yilinda ilk olarak Fransizca bir sozlukte icrek bilgi gizli bilgi anlamina gelen sozcuk olarak yerini almistir Daha sonra Eliphas Levi nin buyu konulu etkin kitaplari dolayisiyla sozcuk anlamindan cogu kez uzaklasmistir Bu eserlerde Okultizm kara buyuculuk muphemcilik sozcugune de ilk defa yer verilmistir O zamandan bu yana cogu akim ya da yazarlar sozcuk hakkinda kendi tanimlarini kendilerine ozgu bicimde yapmislardir Gunumuzde Ezoterizm daha farkli olarak algilanmaktadir Bilinmeyen sir olarak kalmamali herkesin ogrenebilecegi ogrenme geregi duyacagi icrek bilgiler olarak algilanmalidir Gunumuzde bu kavramin baska bir genel karsiligi ise asil olan kendine ozgu kesin bilgiler ve bu bilgilere ulasmayi saglayan farkli yollardir Ezoterizm ve ezoterik kavramlarinin bilimde iki farkli temel kullanimi vardir Bu kavrami din bilimi alisilagelmis tipolojide tanimlar ve belli yollarla dinsel formda karakterize eder Genellikle Ezoterizm kavramiyla baglantili olan icrek bilgi kavrami din biliminde yer almaktadir Bir baska bununla yakin bagintili ve Mircea Eliade Henry Corbin ve Carl Gustav Jung tarafindan temsil edilen bir gelenege gore ise ezoterik dinin daha derini icrek sirlarina isaret eder bu nedenle de ayni dinin ornegin sosyal kurumlari veya resmi dogmalari gibi egzoterik boyutlarindan ayrisma gorulur Her iki yaklasim da her donemin ve bolgenin cesitli dinlerinde uygulanabilmektedir Bu akim veya yonelimlerden ayri tutulmasi gereken bir durum ise ozellikle bati kulturunde belli benzerlikler gosteren ve tarihsel anlamda birbiriyle bagli belli basli akimlari ezoterik olarak ozetlemeye yarayan toplumbilimsel yonelimlerde soz konusu olmaktadir Bu baglamda son zamanlarda ortaya cikan bati Ezoterizm inden de bahsedilebilir Ezoterizm tarihi caglara gore de ayrilmistir Bazi yazarlar Yenicag Orta Cag ve eski Antik Yunan cagi olarak Ezoterizm felsefesini gruplandirmislardir Bu gruplandirilan tanim ve kullanim alanlari tamamen ayni olmasa da ozde birbiriyle baglantilidir Bunun yenicagdaki bir ornegini Ronesans icindeki hermetizm kapalilik akiminda gormekteyiz bir baska tanimla gizemli muphem felsefe diye bilinen bu yonelimde cok genis anlamiyla Neo Platoncu bir baglam soz konusu olmaktadir icinde ise Simyacilik Paracelsusculuk Gul Haci tarikatciligi Hristiyan Kabala ve teosofi gelenegi Iluminata Isik tarikatciligi ve 19 ile 20 yuzyilin New Age Hareketine kadar sayisiz muphemci gizemci akimi vardir Daha eski caglarin dahil edilmesi durumunda ise antik Gnostizm ve Hermetizm Yeni Platoncu metin okumalari ve degisik gizemci bilimler in yani sira buyucu akimlar da sayilmasi gerekmektedir Bunlarin hepsi Ronesans doneminde ic ice gecip birbiriyle bir sentez olusturmustur Bu acidan bakilinca teolojik bazdaki iki ilkesel yaklasima dair onlerde vurgulanan ayrim onemsizlesir cunku hem gizli tutma hem de toplumbilimsel arastirmalardaki icrek yol un boyutu ezoterik durumlarda gorunebilir de eksik olabilir de Bati Ezoterizm tarihiOnsoz Ezoterizm Tarihi konuyla alakali net kesin bir tanimlama olmadigindan ve farkli tanim kullanimlari oldugundan problem teskil etmektedir Antik Donem Bugunku Ezoterizm goruslerinin olusmasina yardimci olan ilk kanit Antik ve Yunan donemi oncesinden bu yana sure gelmis sosyal yapi ve ogretilerdir Bu ogreti ve sosyal yapinin cikis noktasi kurucusu Pisagor un oldugu dini felsefi okullar M O 570 510 ve Pisagor taraftarlarinin Kroton da bugunku Guney Italya nin Calabria bolgesindedir kurdugu tarikattir Pisagor diger cagdaslari gibi orfik ve farkli mistik kultler ruh gocu inanisina bagli olarak ruhun olumsuzlugune inanmistir Pisagor bedenin ruh icin gecici bir yer oldugunu ve daha sonra bu tutsakliktan kurtulup ozgur olacagini savunur Manevi yonden kusursuz bir hayat sartiyla ruh bedensel varolustan kurtulur Daha sonra bu inanisa gore yeniden dogma daha yuksek bir mevki ile devam eder Bu yeniden dogum dizisinden sonra bedensel dunyadan tamamen uzaklasilir Bu inanis Homeros goruslerine karsilik tam bir zitlik olusturur Iliada da belirtilen dusuncelere gore ruh gocunun kabul edilir oldugunu fakat ruhun her bedende farkli karakteristik ozellikler gosterdigini savunulur Empedokles ve Platon gibi diger onemli filozoflar da ruh gocune reenkarnasyon inananlardandir Ezoterizm akiminin diger ana konusu ise daha once Pisagor un da ele aldigi tum varolus prensiplerinin yukselen degerlere sahip oldugu ile ilgilidir Dunyanin cok sayida karakterler armonisiyle duzenlenmis tek butun olduguna inanilir Ruh bir sekilde tum evrenle genel matematiksel ve ifade edilebilir bir uyum icerisindedir Dunyanin ahenk icerisinde olusu Pisagor un da ele aldigi gibi gezegenlerin farkli hareketlerle olusturdugu muzikal uyumdan kaynaklanmaktadir Bu durumun asil sebebi budur Ayrica adalet ve ikilik gibi tinsel nitelikler ahlaki bakis acisiyla alakalidir Platon ruhun olumsuzlugunu tartismaci bir sekilde kanitlamaya calismistir Phaidon diyalogu Bunun uzerine prensipte bedenden ayri olarak ele alinan ruh akil araciligiyla tanimlanmistir Ruhun asil yeri oldukten sonra geri donecegi saf ve ebedi dusunceler ve zihinsel varliklar dunyasidir Pisagor un da belirttigi gibi beden ruhun bir dizi donusum yaptigi ve saf bir yasam surmesi kosuluguyla kurtulabilecegi hapishanesidir Ruh bu kurtulus sayesinde gercek ruhsal varolusuna gecebilmektedir Bedensiz olarak ruh ait oldugu sonsuz varliksalliklari da dogrudan algilayabilir gorebilir ancak bu bilgi bedende karanlik ve bulanik olarak durur buna bagli olarak da ancak kendi icine donuk ussal etkinligin devaminda bir animsama veya hatirlama Mnemosyne olarak belirir Platon canlilarin yani sira gezegenlerin ve hatta yildizlarin da bir ruhu oldugunu ve onlarin da yasadiklarini iddia eder Ezoterizm Platon felsefesinde ice giden yol anlamina gelmektedir Platon un da goruslerine paralel olan Ezoterizm ogretileri aracisiz ve kolay kavranabilir niteliktedir Platon bir ogretici olarak onemli olan noktalarin ipuclarini verir ve kisi bu ogretiler isiginda kendi ezoterik bilgilerine ulasir Platon un ruh uzerine verdigi bilgiler milattan sonraki zamanlarda ortaya cikan Neoplatonizm Yeni Platonculuk akimina yol gosterici olmustur Neoplatonizm akiminin Roma daki en onemli oncusu Plotin dir M S 205 270 ve antik cag bitimine kadar felsefi gorusleri gecerliligini korumustur Plotin insanin icinde zaten var olan ve farkinda olmayi gerektiren tanri inanci olarak da nitelendirdigimiz icteki ben konusunu Platon un ogretileri dogrultusunda ele almistir Bu sozu edilen konu asil ulasilmak istenen ruh kavramini tanimlamaktadir Plotin dusuncelerinin en onemli ozelliklerinin mistik olarak kabul edilmesi adli eseri yazan filozof Wolfgang Rod archimedischen Punkt europaischer Seeleninterpratation Avrupa Ruh Yorumlamasinin Arsimet Noktasi ve Bugunku Ezoterizm goruslerinin yontemsel ve kilit noktalari adli eserin yazari Ezoterizm filozofu Kochu von Stuckrad bu konuda Yeni Cag hareketini baslatmislardir Plotin in ele aldigindan daha ayrintili olarak ele alinan mistik unsurlar konusu buyu konusuyla baglantili olarak Iamblichos M S yaklasik 275 330 ve Proklos 5 yy tarafindan ele alinmistir Bu soz konusu felsefeciler kendi donemlerinde merakin da artmasiyla mistik dinler buyu ve kehanet uzerinde calismislardir Rod Neoplatonik felsefenin degisimi konusuyla alakali olarak Teosofi ve Buyuculuk Neoplatonizm in alt konusudur demistir Ezoterizm e buyuk degerler kazandirmis Helenistik donemde yayginlik kazanan baska bir gelenek de tanri Hermes ile baglantili olarak Misir mitolojisi ve buyulerinin ve Yunan felsefesinin senteziyle ortaya cikan Hermetizm dir Burada daha cok Yunan Roma dusuncelerinde daha az ele alinan tanri ve asil insan gibi ana konular on plandadir Hermetizm in bir baska ana konusu ise mikro evren ve makro evren cercevesindeki astrolojik karsiliklarin Sympathie birlesik duyu duyu butunlugu algisal uyum ile olan iliskisidir Daha sonra Neoplatonik kavram cercevesinde tum evren ve evrene hakim ilahi guc araciligiyla ruhun olumsuz olmasi dusuncesinin yayginlasmasi belli basli etik yonelimlerin ve bilgilerin ortaya cikmasini mumkun kilmistir Diger onemli isaret ise Gnosis tanriyi bilme olarak da tanimlanabilecek Antik Cag in son donemi cesitli din akimlarinin etkileriyle olusan ruhun iskenceden kurtulmasi dusuncesidir Bu cok yonlu dinsel hareketler M S 1 yuzyilda Misir da ve Dogu Roma Imparatorlugu nda ortaya cikmistir Soz konusu bu hareketler putperestlik Yahudilik ve Hristiyanlikta da gorulmustur Ayrica Yunan felsefesi de bu dini dusunceyle paralel gelismistir Bunun yani sira son derece onemli olan diger kavram ise ikilik kavramidir Bu kavramin ana hatlari ve hareket alani oldukca belirgin ve katidir Ikilik tinsel baglamda ruhsal dunyanin ve gelip gecici kabul edilen madde dunyasinin birbirinden keskin bir sekilde ayrilmasidir Bu tanima aydinlik ve karanlik iyi ve kotu kavramlari da ornek gosterilebilir Kutsal dinler uzerinde calisan yazarlar bu dogrultuda anahtar bulgu elde etmislerdir Bu gelistirilen soz konusu hava ve gazin birlikte kullanimi Pneumatik bulgusu ruhsal gercekligi kolay anlasilir kilmistir Hristiyan Gnostisizmi nde ozellikle tek ve gercek kabul edilen inanc olarak Isa Mesih in ve buna bagli olarak dunya tarihinde kabul gormus dusunce ve goruslerin gercek olmadigi kabul edilir Gnostik dusunce akimi hem felsefi acidan hem de guclu kurumsal icyapisi acisindan merkez kiliseye karsi cikislarini surdurmustur Merkez kilisede kilise kavraminin olusumu ve Hristiyan Gnosisi nin farkli dusunceleri arasinda keskin bir ayrilik soz konusudur Papa Clemens lerin I ve II ve Origenes in etkili teolojik ogretileri Gnosis fikirlerine yakindir Gnosis ve bu ogretilerin yakinligi tinsel yuce bilgilerin yayilmasini saglamak vasitasiyla olmustur Bu yayilma sirasinda o doneme ait talepler de bu yonde gerceklesmistir Origenes o donemki karsiti Salamis von Epiphanes tarafindan bas sapkin olarak ilan edilmistir Hristiyanlar arasi Katolik ve Ortodoks mezhepleri kolayca tanimlanirken kilise karsitlari Gnosis ve Gnostisizm kavramlarini tanimlamada problem yasamislardir Hristiyan elestirmenler ve Gnostik diye adlandirilan dusunce bicimi arasindaki temel fark kendi ogretilerinin tekligi ve taninan nesnelerin bir guce sahip oldugu dusuncesini yaymaktir Bunun tam tersi kilise insanin ogrenme istegini sinirlamakta ve sadece dini hususlara deger vermektedir Kilise boyle bir bilgi otoritesi olma yetkisini sadece kendisi tarafindan resmi gecerli ilan edilip kabul goren yazi ve metinlerin icerigi ve kendisi tarafindan ongorulen inanc kurallarina dayandirmaktaydi Bu tur aciklamalar somut anlamda ozellikle Astroloji ve buyu kavramlarini sorgulamaya neden olmustur M S 4 yuzyila kadar kilisenin gucu oylesine hukmedici durumdadir ki onemsiz hatalar yuzunden yakilma ya da kilictan gecirilme gibi olum cezalari yayginlik kazanmistir Bu tur sapkinliklar zaman gectikce etkisini kaybetmis ve daha sonra da yok olmustur cunku insanoglu 20 yuzyila kadar surekli gelismis ve Irenaus von Lyon gibi kilise karsitlari objektif aciklamalarla insanlari aydinlatmistir Ilk olarak 1945 yilinda Misir da gnostik icerikli Nag Hammadi metinlerinde buyuler basligi altinda toplamis ve ilk defa kendi fikirlerini eklemeden tarafsiz aciklayici ve net bir bakis acisi sunmustur Ortodoks mezhebi toplanan bu metinleri tanimaktadir Ortacagda ezoterizm Orta Cag da Hristiyan camiasinin Antik Donem ogretilerinin buyuk bir bolumu etkisini yitirirken Islam dunyasinda bu dusunceler gecerliligini korumaya devam etmistir Islam dininde ortaya cikan bu dusunceler farkli dinsel kulturlerden ve daha cok Musevilik dininden kaynaklanmistir Ozellikle insanin benliginde yasadigi uyanis ve Incil de bulunmayan dini ibareler Ortodoks Hristiyanligi tarafindan kabul gormemistir Bunun yaninda Akdeniz ulkelerinde Pagan dini ahmet reis tarafindan ortaya cikarilmistir Yakin Dogu da ise Ortodoks Hristiyanliginin yani sira ozellikle Mani dini Zerdustluk ve Islamiyet yayilmaya baslamistir Diger taraftan ozellikle Benedikt Tarikati tarafindan yeni kurulan 529 manastir kuzeyde yayilmaya baslayan Mistisizm inanisini benimsemistir Havari hikayelerinde adindan sikca bahsettigi Pavlus ile ayni donemde yasayan yazar Dionysias Areopagita nin 5 ve 6 yuzyillarda yayginlasmis olan Orta Cag Mistisizmi nde buyuk etkisi olmustur Dionysios Platon un da ele aldigi negatif Teoloji kavrami uzerinde durmus tanrinin ulasilmaz yuceligi konusunu incelemistir Ilk olarak tanrinin tekligi hakkinda simdiye kadar sure gelen bilgilerin kosulsuz gecerliligini ortadan kaldirmistir Ayrica Dionysios tanri ile insan arasinda araci olduguna inanilan meleklerin hiyerarsik yapisini belirlemistir Yaklasik yuz yil sonra Pavlus un da daha onceleri kisaca degindigi 5 yuzyil sonlarina dogru ortaya cikmis bugun bile gecerliligini koruyan bu yazarin soz konusu yazilari insanlar arasinda derin bir suphe uyandirmistir 8 yuzyildan itibaren Guney Ispanya da hosgorulu Araplarin inanisiyla Islam Hristiyanlik ve Musevilik dininin inanislari ortak bir paydada harmanlanarak birlik olusturmuslardir Bu birligin olusumuyla Islamiyet te Sofizm akimi ortaya cikmistir Platon ve diger filozoflar bu tarihten itibaren bati Avrupa da daha da taninmislardir 12 yuzyilda Guney Fransa da Musevilik diniyle alakali olan Kabala yeni mistik dusunce olarak ortaya cikmistir Kabala onceleri Musevilikte bilinen bir inanisken daha sonra Ezoterizm tarihinde onemli bir role sahip olmustur Ilk basta kutsal kitap olan Tevrat in aciklanmasi engellenmis fakat Kabala daha sonra kendine ozgu mistik ogelere sahip inanisiyla bu engeli kaldirmayi basarabilmistir Bazi Kabala inanisina sahip kisiler en taninmisi Abraham Abulafia dir Hristiyan Gnostikler gibi bir kisinin sadece Tevrat a bagli kalmayabilecegi ayni zamanda kesin olarak kabul gormus mistik deneyimlere de inanabilecegi gorusunu savunmustur Tanrisal eserlerin kitabi adli eserini bu baglamda yazmistir Insanlarin sanri tasviri 13 yuzyilda tek evren in bir parcasi olan Hristiyanlikta da kozmolojik ogretilerin karsiliklarda dusunmenin hayal gucunun ve ruh transferinin ust basligi olarak daha sonralari Ezoterik adiyla anilacak olan resmi ve onemli bir yer edinmistir Buna ornek olarak Almanya dan Mistik inanisa sahip Bingen Hildegard Fransa dan Chartres de Platon un dusuncelerini benimseyen okul Italya dan hayalci Fiore Joachim ve Fransisken Ispanya dan Mallorquiners Ramon Llull un Yeni Platoncu yaklasimini ortaya koyan Kabala yi andiran ogretisi ve Ingiltere den Oxford Robert Grosseteste daki isigin teozofisi ve Roger Bacon daki simya ve astroloji gosterilebilir 1300 lerde Teolojide Rasyonalizmi vurgulayan ve hayalciligi reddeden Averroizm ustunlugu gorulmustur Ozellikle Mistisizm 14 yuzyilin ilk yarisinda temsilcilerinin Latince yerine su ana ait halk diline onem vermemeleriyle hatiri sayilir gelismeler kaydetmis ve populer hale gelmistir Burada onde gelen kisiler ise Alman Dominik rahibi Usta Eckhart Johannes Tauler ve Heinrich Seuse dir Buna ek olarak Hollanda Ingiltere Fransa Italya ve Ispanya da da temsilciler olmustur Bu Mistizistlerin deneyimlerinin ve kullandiklari kavramlarin cesitliligi icinde onlarin hedefi Mistisizim Birligi mistizist birlesme ya da insanlarin tanriyla ortak komunyon olusturmasi ruhun gerisinde tanrinin dogusu olmustur Eckhart in mistizist dusunceleri Orta Cag Mistisizminin tepe noktasina ulasmistir ayni zamanda Mistisizm icin Yeni Cag in ilk donemlerinde uyanisa gecen yeni bir cikis noktasi da olusturmustur Eckhart icin Mistisizm kendinden gecmis bir hayranligi degil tartismaya sonuclara odaklanmaya saltligin kavranmasina ve tek olmaya dayali ozel bir dusunce tarzini yansitmaktadir Bu gorusle Eckhart Johannes Scotus Eriugena Dionysios Areopagita ve Yeni Platonculuk gelenegi icinde kalmistir Cogu zaman Almancayi kullandigindan dolayi Hristiyan teolojisi icindeki bu platonik yoneliminin en guclu temsilcisi olarak ortaya cikmistir Buna karsin olumunden sonraki donemde onun ogretisi bir tur Incil disi inanis olarak yargilanmis ve goruslerinin yayilmasi karmasik teolojik ekol tartismalara vesile olmasi nedeniyle elestiri gormustur Buyu ve Astroloji gibi Ezoterizm inanislari Orta Cag da yayilmistir Ayrica buyu o donemde melek ve seytanlarla Invokation iliskilendirilmis ve seytanin varligi teolojide iyi olarak bilinen melekler kadar kabul gormustur Simya Ispanya daki Arap Muslumanlarin onculugunde 12 yuzyilda kesin olarak kabul gormustur Ezoterik bilgiye modern bir bakis acisiTarihsel planda genel olarak ezoterik bilgi belirli gruplarin farmasonlar gibi disaridakilerden halktan sakladigi bilgiyi tanimlamakta kullanilmistir Son zamanlarda okult ve mistik ogretilerin halka daha fazla yansimasi ile beraber daha farkli bir ezoterik anlayis onem kazanmistir ancak ferasetli ve farkinda bir azinlik tarafindan anlasilabilen kompleks ve guc bir tur bilgi Bu anlayista ezoterik bilgi cogunlukla disariya dair bilgilerden farkli ve uzak olan derin kisinin icinde sakladigi bir tur hikmettir Ezoterizm terimleriAgarta Altin post Amenti Arkan Asa Cehenneme inis inisiyatik olum Devir Devre Dualite Eleusis misterleri Eseniler Fakirlik Felsefe tasi Hermetizm Hiyerofant Inisiyasyon Inisiyator Inisiye Isis misterleri Kabuk Kalp Kelam Mucadele Korluk Kurtulus Kus dili Kutup Lusifer Maji Mistagog Misterler Mukemmel insan Neofit Osiris dini Psikostazi Sabiiler Sembolizm Semboller Simya Sufilik Tradisyon Uyanis Aydinlanma Vitriol Yasam agaci Zumrut tabletlerKaynakcaErgun Arikdal Gizli Ogreticilik Istanbul Basim Tarihi 1997 172 sayfa Ergun Candan Gizli Sirlar Ogretisi Istanbul Sinir Otesi Yayinlari 2008 272 sayfa Antoine Faivre Access to Western Esotericism Albany SUNY Press 1994 XXXV 269 sayfa Rene Guenon Inisiyasyona Toplu Bakislar Apercus sur l initiation 1946 Ankara Hece Yayinlari 2003 224 sayfa Wouter J Hanegraaff ed Dictionary of Gnosis and Western Esotericism Leiden Boston Brill 2005 2 v 1228 sayfa Pierre A Riffard L esoterisme Paris Robert Laffont coll Bouquins 1990 1016 sayfa Alparslan Salt Cem Cobanli Dharma ansiklopedi parapsikoloji mistisizm okultizm ezoterizm teozofi sipiritualizm neo sipiritualizm Istanbul Dharma yayinlari 2001 523 sayfa Frithjof Schuon Dinlerin Askin Birligi De l unite transcendante des religions 1948 Istanbul Ruh ve Madde Yayinlari 1992 200 sayfa Benjamin Walker Encyclopedia of Esoteric Man The Hidden Side of the Human Entity Routledge and Kegan Paul London 1977 ISBN 0 7100 8479 XAyrica bakinizBatinilik Perennial felsefe Teozofi Tradisyonalizm Okultizm EzoterizmDis baglantilarEsoterica24 Eylul 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde