Psikodilbilim veya ruhdilbilim, psikolojik süreçlerle dilsel etkenler arasındaki iletişimi çalışan disiplindir. Bu disiplin başat olarak dilin nasıl işlendiği (to process), zihin ve beyinde nasıl temsillendiği (to represent) ile ilgilenir; yani, insanların dili edinmesini, kullanmasını, anlamasını (to comprehend) ve üretmesini sağlayan psikolojik ve nörobiyolojik faktörlerle...
Psikodilbilim dildeki gramatik yapıların (construction) üretimi için elzem olan bilişsel yeti (faculty) ve süreçlerle (process) ilgilenir. Ayrıca bu yapıların bir dinleyici tarafından algılanışını da inceler.
Psikodilbilim felsefi ve eğitsel alanlardan hareketle ortaya çıkmıştır. Modern araştırmalar, zihnin-beynin dili nasıl işlediğini incelemek için biyoloji, nörobilim, bilişsel bilim, dilbilim ve enformasyon biliminden yararlanır. Bunun yanı sıra sosyal bilimler, insan gelişimi, iletişim teorileri ve bebek gelişimi gibi kimi alanlarla da etkileşimi vardır.
Beynin nörolojik işleyişini incelemek için non-invazif tekniklere sahip birkaç alt disiplin vardır. Örneğin: nörolinguistik başlı başına bir alan haline geldi; gelişimsel psikodilbilim, psikodilbilimin bir dalı olarak, çocuğun dil öğrenme yeteneği ile ilgilenmektedir.
Çalışma alanları
Psikodilbilim, psikoloji, bilişsel bilim, dilbilim, konuşma ve dil patolojisi ve söylem analizi dahil olmak üzere çeşitli farklı arka planlara sahip araştırmacılardan oluşan disiplinlerarası bir çalışma alanıdır. Psikodilbilimciler, aşağıdaki ana alanlara göre insanların dili nasıl edindiklerini ve kullandıklarını inceler:
- dil edinimi: çocuklar dili nasıl edinir?
- dil anlayışı: insanlar dili nasıl anlar?
- dil üretimi: insanlar dili nasıl üretir?
- ikinci dil edinimi: Bir dili zaten bilen insanlar başka bir dili nasıl edinir?
Dili anlama ile ilgilenen bir araştırmacı, basılı metindeki örüntülerden ortografik, morfolojik, fonolojik ve anlamsal bilgilerin çıkarılmasıyla ilgili süreçleri incelemek için okuma sırasında kelime tanıma çalışabilir. Dil üretimiyle ilgilenen bir araştırmacı, kavramsal veya anlamsal düzeyden başlayarak sözcüklerin telaffuz edilmeye nasıl hazırlandığını inceleyebilir (bu aslında çağrışımla ilgili bir konudur ve muhtemelen anlamsal farklılıkla ilgili kavramsal bir çerçeve yoluyla incelenebilir). Bunların yanı sıra Gelişimsel Psikodilbilimciler, bebeklerin ve çocukların dili öğrenme ve işleme becerilerini inceler.
Psikodilbilim, çalışmalarını, insan dilini oluşturan farklı bileşenlere göre daha da böler.
Dilbilim ile ilgili alanlar şunları içerir:
- Fonetik ve fonoloji, konuşma seslerinin incelenmesidir. Psikodilbilimde araştırmalar, beynin bu sesleri nasıl işlediğine ve anladığına odaklanır.
- Morfoloji, özellikle ilgili kelimeler (köpek ve köpekler gibi) arasındaki yapıların ve kurallara dayalı olarak yeni kelime (çoğul bir yapı oluşturmak gibi) oluşumunun incelenmesidir.
- Sentaks, kelimelerin cümleler oluşturmak için nasıl birleştirildiğinin incelenmesidir.
- Semantik, kelimelerin ve cümlelerin anlamlarıyla ilgilenir. Sentaks, cümlelerin biçimsel yapısıyla ilgiliyken semantik, cümlelerin asli anlamıyla ilgilenir.
- Pragmatik, anlamın yorumlanmasında bağlamın rolü ile ilgilenir.
Tarihçe
Psikodilbilim dilin özelliklerinin nasıl edinildiğini araştırdığından dolayı doğuştanlığa karşı davranışın edinilmesi konusundaki tartışmalardan bir hayli etklieniyor. Bir süre için doğuştan özellik konsepti psikoloji çalışmalarında hiç dikkate alınmadı. Fakat zaman geçtikçe doğuştanlığa yeni bir tanımın yapılır olması, doğuştan olarak ele alınabilecek davranışlar bir bireyin psikolojik olarak incelenmesinde de tekrar kullanılmaya başlandı. Davranışçı modelin popülaritesinin azalmasının ardından, etoloji, psikoloji içinde önde gelen bir düşünce olarak yeniden ortaya çıkmış ve doğuştan gelen bir insan davranışı olan dil konusunun bir kez daha psikoloji kapsamında incelenmesine olanak sağlamıştır.
"Psikodilbilimin" in kökeni
Psikodilbilimin teorik çerçevesi, 19. yüzyılın sonlarında “Dilin Psikolojisi” olarak geliştirilmeye başlandı. Psikodilbilimin bir bilim olarak, 1936'da dönemin önde gelen psikologlarından Jacob Kantor'un An Objective Psychology of Grammar adlı kitabında "psikodilbilim" terimini kullanmasıyla başladığı kabul edilir.
Bununla birlikte, "psikodilbilim" terimi, 1946'da Kantor'un öğrencisi Nicholas Pronko'nun "Psikodilbilim: Bir İnceleme" başlıklı bir makale yayınlamasıyla yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Pronko'nun arzusu, birbiriyle ilişkili sayısız teorik yaklaşımı tek bir isim altında birleştirmekti. Böylece psikodilbilim ilk kez "tutarlı olabilecek" disiplinler arası bir bilimden bahsetmek için kullanılmış oldu ve bunun yanı sıra Charles E. Osgood ve Thomas A. Sebeok'un 1954 tarihli bir kitabı olan Psikodilbilim: Teori ve Araştırma Sorunları Anketi'nin de başlığı olarak seçildi.
Teoriler
Dil edinimi
Halen çok fazla tartışma sürmesine rağmen, çocukların dil edinimi üzerine iki temel teori vardır:
- dilin bütününün çocuk tarafından öğrenilmesini gerektiğini savunan davranışçı bakış açısı; ve
- soyut dil sisteminin öğrenilemeyeceğine, ancak insanların doğuştan gelen bir dil yetisine veya " evrensel dilbilgisi " olarak adlandırılan yapıya erişimi olduğunu savunan doğuştancı perspektif.
Doğuştancı bakış açısı 1959'da Noam Chomsky'nin BF Skinner'ın Verbal Behavior (1957) adlı kitabına yönelik son derece eleştirel bir inceleme yazmasıyla dikkat çekmeye başladı. Bu inceleme, psikolojide başlatan metinlerden biri olarak kabul edilir. Chomsky, insanların dile özel, doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olduğunu ve özyineleme gibi karmaşık sentaktik özelliklerin beyinde "doğuştan geliştiğini" öne sürdü. Bu yeteneklerin, en zeki ve sosyal hayvanların bile kavrayışının ötesinde olduğunu düşünüyordu. Chomsky, bir dil edinen çocukların olası tüm insan gramerleri arasından seçmek için geniş bir arama uzamına sahip olduğunu iddia ettiğinde, çocukların dillerinin tüm kurallarını öğrenmek için yeterli girdi aldıklarına dair hiçbir kanıt yoktu. Bu nedenle, insanlara dil öğrenme yeteneği veren başka bir mekanizma olmalıydı ve bu ancak doğuştan geliyor olabilirdi. "Doğuştanlık hipotezine" göre, böylesi bir dil yetisi insan dilini belirleyen ve bu yetiyi hayvan iletişiminin en karmaşık biçimlerinden bile farklı kılan şeydir.
Dilbilim ve psikodilbilim alanı, o zamandan beri Chomsky'nin karşısında veya tarafında olan tepkilerle tanımlandı. Chomsky'nin lehindeki görüş, insanın dili kullanma yeteneğinin (özellikle özyinelemeyi kullanma yeteneğinin) her türlü hayvan yeteneğinden niteliksel olarak farklı olduğunu savunuyor. Bu yetenek, uygun bir mutasyondan veya başlangıçta başka amaçlar için gelişen becerilerin adaptasyonundan kaynaklanmış olabilir.
Dilin dışsal girdi ağırlıklı olarak öğrenilmesi gerektiği görüşü özellikle 1960'tan önce popülerdi ve Jean Piaget ve emprist Rudolf Carnap'ın mentalistik teorileri tarafından temsil ediliyordu. Benzer şekilde, davranışçı psikoloji ekolü, dilin koşullu tepkiyle şekillenen bir davranış olduğu görüşünü ortaya koyar; bu yüzden o da öğrenildiğini savunur. Dilin öğrenilebileceği görüşünde, yani yeterince dilsel veriye maruz kaldığımız görüşünde, belirimcilik esinlenen güncel bir canlanma yaşanmaktadır. Bu görüş doğuştancılığın yanlışlanamaz olduğunu, bilimsel olarak test edilebilir görüş olmadığını savunur. Benzer bir çizgiyi takip ederek, 1980'lerden bu yana bilgisayar teknolojisindeki artışla birlikte, araştırmacılar nöral ağ modellerini kullanarak dil edinimini simüle edebildiler.
Dil anlama
Dilin yapıları ve kullanımları, ontolojik kavrayışların oluşumu ile ilişkilidir. Bazıları bu sistemi, anlam ve bilgi alışverişinde bulunmak ve aynı zamanda dile anlam vermek için kavramsal ve semantik saygıyı kullanan, böylece bir "durdurma" kısıtlamasına bağlı semantik süreçleri inceleyen ve tanımlayan "dil kullanıcıları arasında yapılandırılmış işbirliği" olarak görür. Sıradan erteleme vakaları değildir. Erteleme normalde bir nedenle yapılır ve mantıklı bir kişi, iyi bir neden varsa her zaman ertelemeye eğilimlidir.
Okuma
Dil anlama alanındaki bir soru da şudur: insanlar bir cümleyi okurken, o cümleyi anlama süreci (yani, cümle işleme) nasıl gerçekleşir? Şimdiye kadar deneysel çalışmalar, cümle anlamanın mimarisi ve mekanizmaları hakkında çeşitli teorilere yol açmıştır. Bu teoriler tipik olarak, cümlede yer alan, okuyucunun anlam oluşturmak için kullanabileceği bilgi türleri ve okumanın hangi noktasında bu bilgilerin okuyucu için erişilebilir hale geldiği ile ilgilidir. "Modüler" ve "interaktif" işleme gibi konular, sahada teorik ayrışmalara yol açmıştır.
Cümle işleme hakkındaki modüler görüş, bir cümleyi okumayla ilgili aşamaların bağımsız olarak ayrı ayrı modüllerden oluştuğunu, böylece işlev gördüğünü savunur. Bu modüllerin birbirleriyle sınırlı etkileşimi vardır. Örneğin, etkili bir cümle işleme teorisi olan "bahçe yolu teorisi (garden-path theory)", cümle işleme sırasında ilk olarak sentaktik analizin gerçekleştiğini belirtir. Bu teoriye göre, okuyucu bir cümleyi okurken, çabayı ve bilişsel yükü en aza indirmek için mümkün olan en basit yapı zihninde oluşur. Bu, anlamsal analizden veya bağlama bağlı bilgilerden herhangi bir girdi olmadan yapılır. Dolayısıyla, "The evidence examined by the lawyer turned out to be unreliable" cümlesinde, okuyucu "examined" kelimesine geldiğinde, delilin bir şeyi incelediği gibi bir anlam ortaya çıkar çünkü bu, o sırada ulaşılabilen en basit yapıdır. Bu tarz bir anlamlandırma mantıksız şekilde sonuçlansa bile yapılır. Delil, bir şeyi inceleyemez çünkü canlı ve akıllı bir özne değildir örneğin. Bunun "önce sentaks" görüşünü benimseyen teorilere göre, anlamsal bilgi daha sonraki bir aşamada işlenir. Okuyucu ancak daha sonra, ilk ayrıştırmayı "delil"in incelendiği bir çözümleme olarak gözden geçirmesi gerektiğini anlayacaktır. Bu örnekte okuyucular, genellikle hatalarını "by the lawyer" kısmına ulaştıklarında anlarlar ve geri dönüp cümleyi yeniden değerlendirmeleri gerekir. Bu yeniden analiz normalde olduğundan daha fazla efor gerektirir ve okumanın yavaşlamasına yol açabilir.
Modüler görüşün aksine, kısıtlamaya dayalı (constraint based) sözcüksel yaklaşım gibi interaktif bir cümle işleme teorisi, bir cümle içinde yer alan tüm mevcut bilgilerin herhangi bir zamanda işlenebileceğini varsayar. İnteraktif görüşe göre, bir cümlenin semantiği (örneğin, cümlenin mantıklılığı gibi), bir cümlenin yapısını belirlemeye yardımcı olma işlevini de karşılayarak erkenden devreye giriyor olabilir. Dolayısıyla yukarıdaki cümlede okuyucu, baştan incelemeyi yapmak yerine bu mantıklılık bilgisinden hareketle "delilin" incelendiğini varsayabilecektir. Hem modüler hem de interaktif görüşleri destekleyecek veri mevcuttur; hangi görüşün doğru olduğu ise tartışmalıdır.
Okurken, göz hareketleri zihnin bazı kelimeleri atlamasına sebep olabilir. Bu dikkatle alakalıdır ve önemli olarak görülmeyen kelimeleri göz hızlıca geçer. Bu sırada bu kelimeyi tamamen gözden kaçırmak veya onun yerine yanlış bir kelime yerleştirmek mümkündür. Bu, "Paris in the the Spring". cümlesinde görülebilir. Bu cümle oldukça yaygın, psikolojik bir testtir ve genellikle, özellikle de ikisinin arasında boşluk veya çizgi varsa ikinci "the"yı görmez.
Dil üretimi
Dil üretimi, insanların, yazılı veya sözlü biçimde, diğerlerine anlaşılır gelecek şekilde anlam iletebilmek için dili üretme süreçlerini ifade eder. İnsanların kurallara tabi dilleri kullanarak anlamları temsil etme şeklini açıklamanın en etkili yollarından biri, yanlış başlangıçlar, tekrarlama, yeniden formüle etme ve kelimeler veya cümleler arasında sürekli duraklamalar gibi konuşma hatalarını gözlemlemek ve analiz etmektir. Dil sürçmeleri, benzer karışımlar, ikameler, değiş tokuşlar (örn. Spoonerism ) ve çeşitli telaffuz hataları da bunlara dahildir.
Bu konuşma hatalarının, dilin nasıl üretildiğini anlamak için önemli ipuçları barındırır, çünkü şunları yansıtırlar:
- Konuşma önceden planlanan bir aktivitedir: Bir öğenin yer değiştirmesi ve o öğedeki çeşitli değişiklikler gibi konuşma hataları, kişinin konuşmadan önce tüm cümlesini planlamadığını gösterir. Bunun yerine, konuşma üretim sürecinde dil becerileri sürekli olarak tetiktedir. Bu, çalışma belleğinin sınırlaması ile açıklanabilir. Özellikle, öğenin değişimiyle ilgili hatalar, kişinin cümlesini ileriye doğru, ancak yalnızca önemli fikirleri (örneğin, temel anlamı oluşturan kelimeler) açısından ve yalnızca belirli bir ölçüde planladığı ipucunu verir.
- Leksikon, semantik ve fonolojik olarak düzenlenir: ikame ve telaffuz hataları, leksikonun sadece anlamı ile değil aynı zamanda formuyla da düzenlendiğini gösterir.
- Morfolojik olarak karmaşık kelimeler bir araya getirilir: bir kelime içinde morfolojik öğelerin bir araya getirilişi sırasında yapılan hatalar, kelime üretiminde (ve muhtemelen zihinsel leksikonda) bu süreci yöneten bir yapının varlığına delalet edebilir. Başka bir deyişle, konuşmacılar morfolojik olarak karmaşık sözcükleri, morfemleri öbekler halinde almak yerine onları birleştirerek oluştururlar.
Bu noktada, dil üretiminin üç ayrı aşaması arasındaki farkları tespit etmek yararlı olacaktır:
- kavramsallaştırma: "ne söyleneceğini belirleme";
- formülasyon: "bir şeyi söyleme niyetini dilsel forma çevirmek";
- yürütme: "telaffuzun ayrıntılı şekilde planlanması ve telaffuz etme sürecinin kendisi".
Psikodilbilim araştırmaları, büyük ölçüde formülasyon süreciyle ilgilendi çünkü kavramsallaştırma aşaması bilimsel açıdan çalışabilmek için oldukça güç bir konudur.
Metodoloji
Davranışsal görevler
Psikodilbilimde, özellikle erken dönemlerde yürütülen deneylerin çoğu, doğası gereği davranışsaldır. Bu tür çalışmalarda deneklere dilsel uyaranlar sunulur ve yanıt vermeleri istenir. Örneğin, bir kelime hakkında bir yargıda bulunmaları (sözcüksel karar), uyarıcıyı yeniden üretmeleri veya görsel olarak sunulan bir kelimeyi yüksek sesle söylemeleri istenebilir. Uyaranlara tepki vermek için tepki süreleri (genellikle milisaniye düzeyinde) ve doğru tepkilerin oranı, davranışsal görevlerde en sık kullanılan performans ölçütleridir. Bu tür deneyler genellikle hazırlama etkilerinden (priming effect) yararlanır, bu sayede deneyde görünen bir "hazırlayıcı" sözcük veya tümcecik, daha sonra ilgili bir "hedef" sözcük için sözcüksel kararı hızlandırabilir.
Psikodilbilim araştırmalarında davranışsal yöntemlerin nasıl kullanılabileceğine bir örnek olarak, Fischler (1977), sözcüksel karar görevini kullanarak, sözcük kodlama konusunu inceledi. Katılımcılardan iki harf dizisinin İngilizce kelimeler olup olmadığı konusunda karar vermelerini istedi. Bazen dizeler "evet" yanıtı gerektiren gerçek İngilizce kelimeler oluyor ve bazense "hayır" yanıtı gerektiren gerçek bir kelime olmayan harf dizileri oluyordu. Düzgün kelimelerin bir alt kümesi anlamsal olarak ilişkiliyken (örneğin kedi-köpek), diğerleri ilgisizdi (örneğin ekmek-gövde). Fischler, ilişkili sözcük çiftlerine, ilişkisiz sözcük çiftlerine kıyasla daha hızlı yanıt verildiğini bulmuştur; bu, anlamsal ilişkinin sözcük kodlamayı kolaylaştırabileceğini düşündürmektedir.
Göz hareketleri
Son zamanlarda, çevrimiçi dil işlemeyi incelemek için göz izleme kullanılmıştır. Rayner (1978) ile başlayarak, okuma sırasında göz hareketlerini anlamanın önemi ortaya konmuştur. Daha sonra Tanenhaus ve ark. (1995), konuşulan dille ilgili bilişsel süreçleri incelemek için bir görsel dünya paradigması kullandı. Göz hareketlerinin mevcut dikkat odağıyla yakından bağlantılı olduğu varsayılırsa, bir özne konuşulan dili dinlerken göz hareketlerini izleyerek dil işleme üzerinde çalışılabilir.
Dil üretim hataları
Dilin yazımı ve yazımının yanı sıra konuşmadaki sistematik hataların analizi, dilsel süreçlere dair çeşitli kanıtlar sağlayabilir. Özellikle konuşma sırasında yapılan hatalar, bir konuşmacı konuşmanın ortasındayken zihnin dili nasıl ürettiğine dair fikir verebilir. Konuşma hataları, hataların kendilerini gösterme yollarından görüldüğü gibi, dil üretiminin sözcüksel, morfem ve fonem kodlama adımlarında ayrı ayrı meydana gelebilir.
- ^ . . 4 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ (PDF). Journal of Experimental Psychology: Human Perception and Performance. 26 (5): 1570-1582. 2000. doi:10.1037/0096-1523.26.5.1570. 5 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2012.
- ^ a b Zalta, Edward N., (Ed.) (2017), "The Distinction Between Innate and Acquired Characteristics", The Stanford Encyclopedia of Philosophy, Spring 2017, Metaphysics Research Lab, Stanford University, 31 Ekim 2019 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 31 Ekim 2019
- ^ a b A history of psycholinguistics: the pre-Chomskyan era. Oxford: Oxford University Press. 2013. ISBN . OCLC 824525524.
- ^ a b Pronko (May 1946). "Language and psycholinguistics: a review". Psychological Bulletin. 43 (3): 189-239. doi:10.1037/h0056729. ISSN 1939-1455. (PMID) 21027277.
- ^ A history of psycholinguistics: the pre-Chomskyan era. Oxford: Oxford University Press. 2013. ISBN .
- ^ "Language and psychology: 19th-century developments outside the Germany: A Survey". Geschichte der Sprachwissenschaften (vol. 2 History of the Language Sciences: An International Handbook on the Evolution of the Study of Language from the Beginnings to the Present. Berlin: Walter de Gruyter. 2001. ss. 1679-1692. ISBN .
- ^ "A Review of B. F. Skinner's Verbal Behavior". Language. 35 (1): 26-58. 1959. doi:10.2307/411334. ISSN 0097-8507.
- ^ "The faculty of language: what is it, who has it, and how did it evolve?". Science. 298 (5598): 1569-79. November 2002. doi:10.1126/science.298.5598.1569. (PMID) 12446899.
- ^ Rethinking innateness: A connectionist perspective on development. The MIT Press. 1998.
- ^ Mou (1999). "The Structure of the Chinese Language and Ontological Insights: A Collective-Noun Hypothesis". Philosophy East and West. 49 (1): 45-62. doi:10.2307/1400116.
- ^ Woodfield (2000). "Reference and Deference". Mind and Language. 15 (4): 433-451. doi:10.1111/1468-0017.00143.
- ^ "Making and correcting errors during sentence comprehension: Eye movements in the analysis of structurally ambiguous sentences". Cognitive Psychology. 14 (2): 178-210. 1982. doi:10.1016/0010-0285(82)90008-1.
- ^ "The interaction of syntax and semantics during sentence processing: Eye movements in the analysis of semantically biased sentences". Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior. 22 (3): 358-374. 1983. doi:10.1016/s0022-5371(83)90236-0.
- ^ "Toward a lexical framework of constraint-based syntactic ambiguity resolution". Perspectives on Sentence Processing: 155-179. 1994.
- ^ Drieghe, D., K. Rayner, and A. Pollatsek. 2005. "Eye movements and word skipping during reading revisited." 31(5). p. 954.
- ^ "Speech errors as linguistic evidence". 1973.
- ^ a b Psycholinguistics. Los Angeles, Calif.: SAGE. 2011. ISBN . OCLC 846651282.
- ^ a b "Chinese words and the lexicon". The Morphology of Chinese: A Linguistic and Cognitive Approach. Cambridge: Cambridge University Press. 2000. ss. 284-309.
- ^ a b "Semantic facilitation without association in a lexical decision task". Memory & Cognition. 5 (3): 335-9. May 1977. doi:10.3758/bf03197580. (PMID) 24202904.
- ^ "Eye movements in reading and information processing". Psychological Bulletin. 85 (3): 618-60. May 1978. doi:10.1037/0033-2909.85.3.618. (PMID) 353867.
- ^ "Integration of visual and linguistic information in spoken language comprehension". Science. 268 (5217): 1632-4. June 1995. doi:10.1126/science.7777863. (PMID) 7777863.
- ^ . www.linguisticsociety.org. 16 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2017.
- ^ Speech Errors as Linguistic Evidence. The Netherlands: Mouton & Co. N. V. 1973. ss. 157-163.
- ^ "Functional neuroimaging: technical, logical, and social perspectives". The Hastings Center Report. Spec No (s2): S8-18. 1 Mart 2014. doi:10.1002/hast.294. (PMID) 24634086. 22 Eylül 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Eylül 2021.
- ^ "DRC: a dual route cascaded model of visual word recognition and reading aloud". Psychological Review. 108 (1): 204-56. January 2001. doi:10.1037/0033-295X.108.1.204. (PMID) 11212628.
- ^ "The TRACE model of speech perception". Cognitive Psychology. 18 (1): 1-86. January 1986. doi:10.1016/0010-0285(86)90015-0. (PMID) 3753912.
- ^ Chang (September 2002). "Symbolically speaking: a connectionist model of sentence production". Cognitive Science. 26 (5): 609-651. doi:10.1207/s15516709cog2605_3. ISSN 0364-0213.
- ^ "Words, and how we (eventually) find them.". The Ascent of Babel: An Exploration of Language, Mind, and Understanding. Oxford: Oxford University Press. 1997. ss. 65-83.
- ^ Ethnicity, Language, and Power from a Psycholinguistic Perspective. Bruxelles: Centre de recherche sur le pluralinguisme. 1982. ss. 4-7.
- ^ Ethnicity, Language, and Power from a Psycholinguistic Perspective. Bruxelles: Centre de recherche sur le pluralinguisme. 1982.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Psikodilbilim veya ruhdilbilim psikolojik sureclerle dilsel etkenler arasindaki iletisimi calisan disiplindir Bu disiplin basat olarak dilin nasil islendigi to process zihin ve beyinde nasil temsillendigi to represent ile ilgilenir yani insanlarin dili edinmesini kullanmasini anlamasini to comprehend ve uretmesini saglayan psikolojik ve norobiyolojik faktorlerle Psikodilbilim dildeki gramatik yapilarin construction uretimi icin elzem olan bilissel yeti faculty ve sureclerle process ilgilenir Ayrica bu yapilarin bir dinleyici tarafindan algilanisini da inceler Psikodilbilim felsefi ve egitsel alanlardan hareketle ortaya cikmistir Modern arastirmalar zihnin beynin dili nasil isledigini incelemek icin biyoloji norobilim bilissel bilim dilbilim ve enformasyon biliminden yararlanir Bunun yani sira sosyal bilimler insan gelisimi iletisim teorileri ve bebek gelisimi gibi kimi alanlarla da etkilesimi vardir Beynin norolojik isleyisini incelemek icin non invazif tekniklere sahip birkac alt disiplin vardir Ornegin norolinguistik basli basina bir alan haline geldi gelisimsel psikodilbilim psikodilbilimin bir dali olarak cocugun dil ogrenme yetenegi ile ilgilenmektedir Calisma alanlariPsikodilbilim psikoloji bilissel bilim dilbilim konusma ve dil patolojisi ve soylem analizi dahil olmak uzere cesitli farkli arka planlara sahip arastirmacilardan olusan disiplinlerarasi bir calisma alanidir Psikodilbilimciler asagidaki ana alanlara gore insanlarin dili nasil edindiklerini ve kullandiklarini inceler dil edinimi cocuklar dili nasil edinir dil anlayisi insanlar dili nasil anlar dil uretimi insanlar dili nasil uretir ikinci dil edinimi Bir dili zaten bilen insanlar baska bir dili nasil edinir Dili anlama ile ilgilenen bir arastirmaci basili metindeki oruntulerden ortografik morfolojik fonolojik ve anlamsal bilgilerin cikarilmasiyla ilgili surecleri incelemek icin okuma sirasinda kelime tanima calisabilir Dil uretimiyle ilgilenen bir arastirmaci kavramsal veya anlamsal duzeyden baslayarak sozcuklerin telaffuz edilmeye nasil hazirlandigini inceleyebilir bu aslinda cagrisimla ilgili bir konudur ve muhtemelen anlamsal farklilikla ilgili kavramsal bir cerceve yoluyla incelenebilir Bunlarin yani sira Gelisimsel Psikodilbilimciler bebeklerin ve cocuklarin dili ogrenme ve isleme becerilerini inceler Psikodilbilim calismalarini insan dilini olusturan farkli bilesenlere gore daha da boler Dilbilim ile ilgili alanlar sunlari icerir Fonetik ve fonoloji konusma seslerinin incelenmesidir Psikodilbilimde arastirmalar beynin bu sesleri nasil isledigine ve anladigina odaklanir Morfoloji ozellikle ilgili kelimeler kopek ve kopekler gibi arasindaki yapilarin ve kurallara dayali olarak yeni kelime cogul bir yapi olusturmak gibi olusumunun incelenmesidir Sentaks kelimelerin cumleler olusturmak icin nasil birlestirildiginin incelenmesidir Semantik kelimelerin ve cumlelerin anlamlariyla ilgilenir Sentaks cumlelerin bicimsel yapisiyla ilgiliyken semantik cumlelerin asli anlamiyla ilgilenir Pragmatik anlamin yorumlanmasinda baglamin rolu ile ilgilenir TarihcePsikodilbilim dilin ozelliklerinin nasil edinildigini arastirdigindan dolayi dogustanliga karsi davranisin edinilmesi konusundaki tartismalardan bir hayli etklieniyor Bir sure icin dogustan ozellik konsepti psikoloji calismalarinda hic dikkate alinmadi Fakat zaman gectikce dogustanliga yeni bir tanimin yapilir olmasi dogustan olarak ele alinabilecek davranislar bir bireyin psikolojik olarak incelenmesinde de tekrar kullanilmaya baslandi Davranisci modelin popularitesinin azalmasinin ardindan etoloji psikoloji icinde onde gelen bir dusunce olarak yeniden ortaya cikmis ve dogustan gelen bir insan davranisi olan dil konusunun bir kez daha psikoloji kapsaminda incelenmesine olanak saglamistir Psikodilbilimin in kokeni Psikodilbilimin teorik cercevesi 19 yuzyilin sonlarinda Dilin Psikolojisi olarak gelistirilmeye baslandi Psikodilbilimin bir bilim olarak 1936 da donemin onde gelen psikologlarindan Jacob Kantor un An Objective Psychology of Grammar adli kitabinda psikodilbilim terimini kullanmasiyla basladigi kabul edilir Bununla birlikte psikodilbilim terimi 1946 da Kantor un ogrencisi Nicholas Pronko nun Psikodilbilim Bir Inceleme baslikli bir makale yayinlamasiyla yaygin olarak kullanilmaya baslandi Pronko nun arzusu birbiriyle iliskili sayisiz teorik yaklasimi tek bir isim altinda birlestirmekti Boylece psikodilbilim ilk kez tutarli olabilecek disiplinler arasi bir bilimden bahsetmek icin kullanilmis oldu ve bunun yani sira Charles E Osgood ve Thomas A Sebeok un 1954 tarihli bir kitabi olan Psikodilbilim Teori ve Arastirma Sorunlari Anketi nin de basligi olarak secildi TeorilerDil edinimi Halen cok fazla tartisma surmesine ragmen cocuklarin dil edinimi uzerine iki temel teori vardir dilin butununun cocuk tarafindan ogrenilmesini gerektigini savunan davranisci bakis acisi ve soyut dil sisteminin ogrenilemeyecegine ancak insanlarin dogustan gelen bir dil yetisine veya evrensel dilbilgisi olarak adlandirilan yapiya erisimi oldugunu savunan dogustanci perspektif Dogustanci bakis acisi 1959 da Noam Chomsky nin BF Skinner in Verbal Behavior 1957 adli kitabina yonelik son derece elestirel bir inceleme yazmasiyla dikkat cekmeye basladi Bu inceleme psikolojide baslatan metinlerden biri olarak kabul edilir Chomsky insanlarin dile ozel dogustan gelen bir yetenege sahip oldugunu ve ozyineleme gibi karmasik sentaktik ozelliklerin beyinde dogustan gelistigini one surdu Bu yeteneklerin en zeki ve sosyal hayvanlarin bile kavrayisinin otesinde oldugunu dusunuyordu Chomsky bir dil edinen cocuklarin olasi tum insan gramerleri arasindan secmek icin genis bir arama uzamina sahip oldugunu iddia ettiginde cocuklarin dillerinin tum kurallarini ogrenmek icin yeterli girdi aldiklarina dair hicbir kanit yoktu Bu nedenle insanlara dil ogrenme yetenegi veren baska bir mekanizma olmaliydi ve bu ancak dogustan geliyor olabilirdi Dogustanlik hipotezine gore boylesi bir dil yetisi insan dilini belirleyen ve bu yetiyi hayvan iletisiminin en karmasik bicimlerinden bile farkli kilan seydir Dilbilim ve psikodilbilim alani o zamandan beri Chomsky nin karsisinda veya tarafinda olan tepkilerle tanimlandi Chomsky nin lehindeki gorus insanin dili kullanma yeteneginin ozellikle ozyinelemeyi kullanma yeteneginin her turlu hayvan yeteneginden niteliksel olarak farkli oldugunu savunuyor Bu yetenek uygun bir mutasyondan veya baslangicta baska amaclar icin gelisen becerilerin adaptasyonundan kaynaklanmis olabilir Dilin dissal girdi agirlikli olarak ogrenilmesi gerektigi gorusu ozellikle 1960 tan once populerdi ve Jean Piaget ve emprist Rudolf Carnap in mentalistik teorileri tarafindan temsil ediliyordu Benzer sekilde davranisci psikoloji ekolu dilin kosullu tepkiyle sekillenen bir davranis oldugu gorusunu ortaya koyar bu yuzden o da ogrenildigini savunur Dilin ogrenilebilecegi gorusunde yani yeterince dilsel veriye maruz kaldigimiz gorusunde belirimcilik esinlenen guncel bir canlanma yasanmaktadir Bu gorus dogustanciligin yanlislanamaz oldugunu bilimsel olarak test edilebilir gorus olmadigini savunur Benzer bir cizgiyi takip ederek 1980 lerden bu yana bilgisayar teknolojisindeki artisla birlikte arastirmacilar noral ag modellerini kullanarak dil edinimini simule edebildiler Dil anlama Dilin yapilari ve kullanimlari ontolojik kavrayislarin olusumu ile iliskilidir Bazilari bu sistemi anlam ve bilgi alisverisinde bulunmak ve ayni zamanda dile anlam vermek icin kavramsal ve semantik saygiyi kullanan boylece bir durdurma kisitlamasina bagli semantik surecleri inceleyen ve tanimlayan dil kullanicilari arasinda yapilandirilmis isbirligi olarak gorur Siradan erteleme vakalari degildir Erteleme normalde bir nedenle yapilir ve mantikli bir kisi iyi bir neden varsa her zaman ertelemeye egilimlidir Okuma Dil anlama alanindaki bir soru da sudur insanlar bir cumleyi okurken o cumleyi anlama sureci yani cumle isleme nasil gerceklesir Simdiye kadar deneysel calismalar cumle anlamanin mimarisi ve mekanizmalari hakkinda cesitli teorilere yol acmistir Bu teoriler tipik olarak cumlede yer alan okuyucunun anlam olusturmak icin kullanabilecegi bilgi turleri ve okumanin hangi noktasinda bu bilgilerin okuyucu icin erisilebilir hale geldigi ile ilgilidir Moduler ve interaktif isleme gibi konular sahada teorik ayrismalara yol acmistir Cumle isleme hakkindaki moduler gorus bir cumleyi okumayla ilgili asamalarin bagimsiz olarak ayri ayri modullerden olustugunu boylece islev gordugunu savunur Bu modullerin birbirleriyle sinirli etkilesimi vardir Ornegin etkili bir cumle isleme teorisi olan bahce yolu teorisi garden path theory cumle isleme sirasinda ilk olarak sentaktik analizin gerceklestigini belirtir Bu teoriye gore okuyucu bir cumleyi okurken cabayi ve bilissel yuku en aza indirmek icin mumkun olan en basit yapi zihninde olusur Bu anlamsal analizden veya baglama bagli bilgilerden herhangi bir girdi olmadan yapilir Dolayisiyla The evidence examined by the lawyer turned out to be unreliable cumlesinde okuyucu examined kelimesine geldiginde delilin bir seyi inceledigi gibi bir anlam ortaya cikar cunku bu o sirada ulasilabilen en basit yapidir Bu tarz bir anlamlandirma mantiksiz sekilde sonuclansa bile yapilir Delil bir seyi inceleyemez cunku canli ve akilli bir ozne degildir ornegin Bunun once sentaks gorusunu benimseyen teorilere gore anlamsal bilgi daha sonraki bir asamada islenir Okuyucu ancak daha sonra ilk ayristirmayi delil in incelendigi bir cozumleme olarak gozden gecirmesi gerektigini anlayacaktir Bu ornekte okuyucular genellikle hatalarini by the lawyer kismina ulastiklarinda anlarlar ve geri donup cumleyi yeniden degerlendirmeleri gerekir Bu yeniden analiz normalde oldugundan daha fazla efor gerektirir ve okumanin yavaslamasina yol acabilir Moduler gorusun aksine kisitlamaya dayali constraint based sozcuksel yaklasim gibi interaktif bir cumle isleme teorisi bir cumle icinde yer alan tum mevcut bilgilerin herhangi bir zamanda islenebilecegini varsayar Interaktif goruse gore bir cumlenin semantigi ornegin cumlenin mantikliligi gibi bir cumlenin yapisini belirlemeye yardimci olma islevini de karsilayarak erkenden devreye giriyor olabilir Dolayisiyla yukaridaki cumlede okuyucu bastan incelemeyi yapmak yerine bu mantiklilik bilgisinden hareketle delilin incelendigini varsayabilecektir Hem moduler hem de interaktif gorusleri destekleyecek veri mevcuttur hangi gorusun dogru oldugu ise tartismalidir Okurken goz hareketleri zihnin bazi kelimeleri atlamasina sebep olabilir Bu dikkatle alakalidir ve onemli olarak gorulmeyen kelimeleri goz hizlica gecer Bu sirada bu kelimeyi tamamen gozden kacirmak veya onun yerine yanlis bir kelime yerlestirmek mumkundur Bu Paris in the the Spring cumlesinde gorulebilir Bu cumle oldukca yaygin psikolojik bir testtir ve genellikle ozellikle de ikisinin arasinda bosluk veya cizgi varsa ikinci the yi gormez Dil uretimi Dil uretimi insanlarin yazili veya sozlu bicimde digerlerine anlasilir gelecek sekilde anlam iletebilmek icin dili uretme sureclerini ifade eder Insanlarin kurallara tabi dilleri kullanarak anlamlari temsil etme seklini aciklamanin en etkili yollarindan biri yanlis baslangiclar tekrarlama yeniden formule etme ve kelimeler veya cumleler arasinda surekli duraklamalar gibi konusma hatalarini gozlemlemek ve analiz etmektir Dil surcmeleri benzer karisimlar ikameler degis tokuslar orn Spoonerism ve cesitli telaffuz hatalari da bunlara dahildir Bu konusma hatalarinin dilin nasil uretildigini anlamak icin onemli ipuclari barindirir cunku sunlari yansitirlar Konusma onceden planlanan bir aktivitedir Bir ogenin yer degistirmesi ve o ogedeki cesitli degisiklikler gibi konusma hatalari kisinin konusmadan once tum cumlesini planlamadigini gosterir Bunun yerine konusma uretim surecinde dil becerileri surekli olarak tetiktedir Bu calisma belleginin sinirlamasi ile aciklanabilir Ozellikle ogenin degisimiyle ilgili hatalar kisinin cumlesini ileriye dogru ancak yalnizca onemli fikirleri ornegin temel anlami olusturan kelimeler acisindan ve yalnizca belirli bir olcude planladigi ipucunu verir Leksikon semantik ve fonolojik olarak duzenlenir ikame ve telaffuz hatalari leksikonun sadece anlami ile degil ayni zamanda formuyla da duzenlendigini gosterir Morfolojik olarak karmasik kelimeler bir araya getirilir bir kelime icinde morfolojik ogelerin bir araya getirilisi sirasinda yapilan hatalar kelime uretiminde ve muhtemelen zihinsel leksikonda bu sureci yoneten bir yapinin varligina delalet edebilir Baska bir deyisle konusmacilar morfolojik olarak karmasik sozcukleri morfemleri obekler halinde almak yerine onlari birlestirerek olustururlar Bu noktada dil uretiminin uc ayri asamasi arasindaki farklari tespit etmek yararli olacaktir kavramsallastirma ne soylenecegini belirleme formulasyon bir seyi soyleme niyetini dilsel forma cevirmek yurutme telaffuzun ayrintili sekilde planlanmasi ve telaffuz etme surecinin kendisi Psikodilbilim arastirmalari buyuk olcude formulasyon sureciyle ilgilendi cunku kavramsallastirma asamasi bilimsel acidan calisabilmek icin oldukca guc bir konudur MetodolojiDavranissal gorevler Psikodilbilimde ozellikle erken donemlerde yurutulen deneylerin cogu dogasi geregi davranissaldir Bu tur calismalarda deneklere dilsel uyaranlar sunulur ve yanit vermeleri istenir Ornegin bir kelime hakkinda bir yargida bulunmalari sozcuksel karar uyariciyi yeniden uretmeleri veya gorsel olarak sunulan bir kelimeyi yuksek sesle soylemeleri istenebilir Uyaranlara tepki vermek icin tepki sureleri genellikle milisaniye duzeyinde ve dogru tepkilerin orani davranissal gorevlerde en sik kullanilan performans olcutleridir Bu tur deneyler genellikle hazirlama etkilerinden priming effect yararlanir bu sayede deneyde gorunen bir hazirlayici sozcuk veya tumcecik daha sonra ilgili bir hedef sozcuk icin sozcuksel karari hizlandirabilir Psikodilbilim arastirmalarinda davranissal yontemlerin nasil kullanilabilecegine bir ornek olarak Fischler 1977 sozcuksel karar gorevini kullanarak sozcuk kodlama konusunu inceledi Katilimcilardan iki harf dizisinin Ingilizce kelimeler olup olmadigi konusunda karar vermelerini istedi Bazen dizeler evet yaniti gerektiren gercek Ingilizce kelimeler oluyor ve bazense hayir yaniti gerektiren gercek bir kelime olmayan harf dizileri oluyordu Duzgun kelimelerin bir alt kumesi anlamsal olarak iliskiliyken ornegin kedi kopek digerleri ilgisizdi ornegin ekmek govde Fischler iliskili sozcuk ciftlerine iliskisiz sozcuk ciftlerine kiyasla daha hizli yanit verildigini bulmustur bu anlamsal iliskinin sozcuk kodlamayi kolaylastirabilecegini dusundurmektedir Goz hareketleri Son zamanlarda cevrimici dil islemeyi incelemek icin goz izleme kullanilmistir Rayner 1978 ile baslayarak okuma sirasinda goz hareketlerini anlamanin onemi ortaya konmustur Daha sonra Tanenhaus ve ark 1995 konusulan dille ilgili bilissel surecleri incelemek icin bir gorsel dunya paradigmasi kullandi Goz hareketlerinin mevcut dikkat odagiyla yakindan baglantili oldugu varsayilirsa bir ozne konusulan dili dinlerken goz hareketlerini izleyerek dil isleme uzerinde calisilabilir Dil uretim hatalari Dilin yazimi ve yaziminin yani sira konusmadaki sistematik hatalarin analizi dilsel sureclere dair cesitli kanitlar saglayabilir Ozellikle konusma sirasinda yapilan hatalar bir konusmaci konusmanin ortasindayken zihnin dili nasil urettigine dair fikir verebilir Konusma hatalari hatalarin kendilerini gosterme yollarindan goruldugu gibi dil uretiminin sozcuksel morfem ve fonem kodlama adimlarinda ayri ayri meydana gelebilir 4 Kasim 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi PDF Journal of Experimental Psychology Human Perception and Performance 26 5 1570 1582 2000 doi 10 1037 0096 1523 26 5 1570 5 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Mart 2012 a b Zalta Edward N Ed 2017 The Distinction Between Innate and Acquired Characteristics The Stanford Encyclopedia of Philosophy Spring 2017 Metaphysics Research Lab Stanford University 31 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 31 Ekim 2019 a b A history of psycholinguistics the pre Chomskyan era Oxford Oxford University Press 2013 ISBN 9780191627200 OCLC 824525524 a b Pronko May 1946 Language and psycholinguistics a review Psychological Bulletin 43 3 189 239 doi 10 1037 h0056729 ISSN 1939 1455 PMID 21027277 A history of psycholinguistics the pre Chomskyan era Oxford Oxford University Press 2013 ISBN 9780199653669 Language and psychology 19th century developments outside the Germany A Survey Geschichte der Sprachwissenschaften vol 2 History of the Language Sciences An International Handbook on the Evolution of the Study of Language from the Beginnings to the Present Berlin Walter de Gruyter 2001 ss 1679 1692 ISBN 3110167352 A Review of B F Skinner s Verbal Behavior Language 35 1 26 58 1959 doi 10 2307 411334 ISSN 0097 8507 The faculty of language what is it who has it and how did it evolve Science 298 5598 1569 79 November 2002 doi 10 1126 science 298 5598 1569 PMID 12446899 Rethinking innateness A connectionist perspective on development The MIT Press 1998 Mou 1999 The Structure of the Chinese Language and Ontological Insights A Collective Noun Hypothesis Philosophy East and West 49 1 45 62 doi 10 2307 1400116 Woodfield 2000 Reference and Deference Mind and Language 15 4 433 451 doi 10 1111 1468 0017 00143 Making and correcting errors during sentence comprehension Eye movements in the analysis of structurally ambiguous sentences Cognitive Psychology 14 2 178 210 1982 doi 10 1016 0010 0285 82 90008 1 The interaction of syntax and semantics during sentence processing Eye movements in the analysis of semantically biased sentences Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior 22 3 358 374 1983 doi 10 1016 s0022 5371 83 90236 0 Toward a lexical framework of constraint based syntactic ambiguity resolution Perspectives on Sentence Processing 155 179 1994 Drieghe D K Rayner and A Pollatsek 2005 Eye movements and word skipping during reading revisited 31 5 p 954 Speech errors as linguistic evidence 1973 a b Psycholinguistics Los Angeles Calif SAGE 2011 ISBN 9781446263013 OCLC 846651282 a b Chinese words and the lexicon The Morphology of Chinese A Linguistic and Cognitive Approach Cambridge Cambridge University Press 2000 ss 284 309 a b Semantic facilitation without association in a lexical decision task Memory amp Cognition 5 3 335 9 May 1977 doi 10 3758 bf03197580 PMID 24202904 Eye movements in reading and information processing Psychological Bulletin 85 3 618 60 May 1978 doi 10 1037 0033 2909 85 3 618 PMID 353867 Integration of visual and linguistic information in spoken language comprehension Science 268 5217 1632 4 June 1995 doi 10 1126 science 7777863 PMID 7777863 www linguisticsociety org 16 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Mayis 2017 Speech Errors as Linguistic Evidence The Netherlands Mouton amp Co N V 1973 ss 157 163 Functional neuroimaging technical logical and social perspectives The Hastings Center Report Spec No s2 S8 18 1 Mart 2014 doi 10 1002 hast 294 PMID 24634086 22 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Eylul 2021 DRC a dual route cascaded model of visual word recognition and reading aloud Psychological Review 108 1 204 56 January 2001 doi 10 1037 0033 295X 108 1 204 PMID 11212628 The TRACE model of speech perception Cognitive Psychology 18 1 1 86 January 1986 doi 10 1016 0010 0285 86 90015 0 PMID 3753912 Chang September 2002 Symbolically speaking a connectionist model of sentence production Cognitive Science 26 5 609 651 doi 10 1207 s15516709cog2605 3 ISSN 0364 0213 Words and how we eventually find them The Ascent of Babel An Exploration of Language Mind and Understanding Oxford Oxford University Press 1997 ss 65 83 Ethnicity Language and Power from a Psycholinguistic Perspective Bruxelles Centre de recherche sur le pluralinguisme 1982 ss 4 7 Ethnicity Language and Power from a Psycholinguistic Perspective Bruxelles Centre de recherche sur le pluralinguisme 1982 ol section