Çayönü Höyüğü ya da Çayönü TepesiDiyarbakır il merkezinin kuzeybatısında, Ergani İlçesi'nin 7 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, 4,5 metre yükseklikte 160 x 350 metre boyutlarında yayvan, geniş bir tepe üzerindedir. Güneyinden Boğazçay Deresi geçmektedir.
Arkeolojik Höyük | |
Adı: | Çayönü |
il: | Diyarbakır |
İlçe: | Ergani |
Köy: | Sesverenpınar |
Türü: | Höyük |
Tescil durumu: | Tescilli |
Tescil No ve derece: | 944 / 1 |
Tescil tarihi: | 02.05.1985 |
Araştırma yöntemi: | Kazı |
Dönemi: | (Çanak Çömleksiz Neolitik) |
Tarihlendirme: | MÖ 8.200 – 6.000 |
Bilinen neolitik yerleşmelerin pek çoğundan daha geniş bir kazı çalışmasının yapıldığı Çayönü, yerleşik avcı – toplayıcılıktan tarım yapan ve hayvan yetiştiren bir topluma geçişi kesintisiz bir silsile olarak vermektedir. Bunun gibi iyi korunmuş mimarisi, bu alandaki gelişme aşamalarını iyi izlemeyi sağlamaktadır. Diğer yandan sağlanan tüm bilgiler yerleşim planları, günlük yaşam ve sosyal yapılanış hakkında da geniş bilgi sağlamaktadır. Bu bağlamda Çayönü, neolitikleşme sürecinin anlaşılmasında son derece önemli bulgular sağlamıştır.
Araştırma ve kazılar
Çayönü, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi'nce yürütülen “Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları" Karma Projesi (Prehistoric Research in Southeastern Anatolia) yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir. Projenin amacı "Güneydoğu Anadolu'da, besin üreticisi tarımcı köy topluluğu yaşayış biçiminin ilk kez ortaya çıkışı ve gelişerek etkinleşmesi ile ilgili belgelerin toplanarak yorumlanması" olarak ifade edilmektedir. Yüzey buluntuları doğu – batı yönünde 250 – 300 metre, dereden kuzeye doğru 150 metrelik bir alanda görülür. Yerleşme alanının ise daha dar, 30 dönüm kadar olduğu düşünülmekteydi. Ancak 1990 yılındaki sondajlar, Çanak Çömleksiz yerleşmenin yüzey buluntularının yayıldığı alandan daha geniş bir alana yayıldığını göstermektedir. Buna göre Çayönü neolitik yerleşmesi Yakın Doğu'nun en büyük yerleşmelerinden biri olarak görülmektedir.
Kazı çalışmaları 1964 yılında Halet Çambel ve Robert J. Braidwood başkanlığında başlatıldı. Kazılar 1968 yılından itibaren Mehmet Özdoğan başkanlığında yürütüldü. Kazı projesine 1977 – 1978 yıllarında Alman Karlsruhe Mimarlık Enstitüsü, 1989 – 1991 yıllarında Roma Üniversitesi katkılarıyla yürütülmüştür. Kazılar, 1992 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki terör olayları nedeniyle sona erdirilmiştir. Bu nedenle on altı kazı mevsimi süresince höyüğün 4.654 metrekaresi kazılabilmiştir.
Tabakalanma
Tepede Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'dan Orta Çağ'a kadar kesintisiz yerleşme olduğu kabul edilmektedir. Bugün için Neolitik Çağ tabakaları yüzeyin hemen altından başlamaktadır, daha üst tabakaların sel, erozyon ve diğer nedenlerle akıp gittiği düşünülmektedir. Dolayısıyla Neolitik Çağ'dan sonraki kültürler, yüzey buluntularına dayanılarak ileri sürülmektedir. Tüm bunların sonucunda Evre olarak adlandırılan üç tabaka belirlenmiştir. Bu evreler yapı özelliklerine göre yapı evrelerine, alt evrelere ayrılmıştır. Bu şekildeki evre ve alt evre adlandırması Halet Çambel ve Robert Braidwood başkanlığı döneminde benimsenmiş terminolojidir. En alt tabakadan başlamak üzere,
- Evre I – Çayönü esas evresi, (Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ)
- - Yuvarlak Planlı Çukur Yapılar Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik A) MÖ 8.200 – 7.400
- - Izgara Planlı Yapılar Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik A – B) MÖ 7.400 – 7.100 ?
- - Kanallı Yapılar Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik B) MÖ 7.100 – 7.000
- -Taş Döşemeli Yapılar Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik B) MÖ 7.000 – 6.600
- - Hücre Planlı Yapılar Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik B - C) MÖ 6.600 – 6.300
- - Geçiş Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik C)
- - Geniş Odalı Yapılar Evresi (Çanak Çömleksiz Neolitik C) MÖ 6.200 – 6.000 ?
- Evre II ((Çanak Çömlekli Neolitik Çağ) - Kalkolitik Çağ - Erken Tunç Çağı I. Evre)
- Evre III (Erken Tunç Çağı II. Evre sonları ve III. Evre başları – MÖ 2. binyıl Demir Çağı - Orta Çağ)
Çayönü Tepesi'nin doğu ve kuzey kesimleri, Erken Tunç Çağı II. ve III. Evrelerde mezarlık alanı olarak kullanılmıştır.
Çanak Çömlekli Neolitik Çağ yerleşmesi höyüğün kuzey kesimindedir. Burada taşla başlayıp kerpiçle yükseltilen kalın duvarlı, aralarında avlular yer alan çok odalı bir yapı kompleksi ortaya çıkarılmıştır. Avlu tabanları yer yer taş döşelidir.
Çayönü'nün Çanak Çömleksiz Neolitik A evresinde bu topluluk yerleşik avcı – toplayıcı bir topluluktur. Yakınlarında Pleistosen bir gölün varlığı ek bir avantaj sağlamış olmalıdır. Bu evrenin büyük kısmında yuvarlak kulübelerde yaşanmış, daha geniş yapılarak gerek duyulunca da ızgara planlı konutlar yapılmıştır. Avlanan hayvanlar yaban domuzu, kızıl geyik, ala geyik, yaban sığırı, yaban koyunu ve yaban keçisidir. Toplanılan bitkilerin esasını yabani mercimek ve fiğ oluşturur. Çanak Çömleksiz Neolitik B evresinin Izgara Planlı Yapılar ve Kanallı Yapılar evrelerinde avcı – toplayıcı geçim tarzı devam ederken Izgara Planlı Yapılar Evresi'nde yabani emmer ve einkorn buğdayı görülmeye başlandı. Yine bu yapı evresinin başlarında domuzun bir evcilleştirme başlangıcı olarak yerleşme içinde tutulduğu ileri sürülmektedir. Diğer yandan el işçiliğinde ustalaşma, daha uzak mesafelerle mal değiş – tokuşu ve inanç sisteminde gelişmeler görülmektedir. Bu yapı evresinin sonlarına doğru, yani Çanak Çömleksiz Neolitik B evresi başlarında yabanıl tahıl türleri devşiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Hücre Planlı Yapılar Evresi'nde özellikle koyun ve keçinin evcilleştirildiği, daha başlarda yabani einkorn buğdayının kültüre alındığı anlaşılmaktadır. Bu yapı evresinde hayvan yetiştiriciliği geçim tarzında önemli yere sahiptir ve halen koyun ve keçi en çok yetiştirilen hayvanlardır. Çanak Çömleksiz Neolitik C evresinde ise evcil koyun ve keçinin beslenmedeki ağırlığının arttığı belirtilmektedir. Beslenmenin bitkisel kaynakları ise yabani baklagiller (kültüre alınmış olması muhtemel görünmektedir), badem, menengiç, fıstık, bezelye, mercimek, burçak ve daha sınırlı ölçüde olarak buğday başta olmak üzere tahıllardır. Kanallı Yapılar Evresi sonlarına kadar baklagiller, tahıldan üç kat fazla tüketilmekteydi. Taş Döşeli Yapılar Evresi'nde bu oran on kat oldu. Hücre Planlı Yapılar Evresi'nde ise altı kattır. Beslenmenin hayvansal kaynakları ise evcil ve yabani domuz, koyun, keçi, sığır ve ala geyiktir. Belirtmek gerekir ki bu hayvanlardan yararlanma yüzdeleri sabit kalmamış, esas olarak yapı evrelerine göre değişiklikler göstermiştir.
Mimari
Kronolojik alt evreler
Evre adı | Yapı katı sayısı | Kültürel dönem | Günümüzden önce yaklaşık tarihleri | |
---|---|---|---|---|
Yuvarlak planlı yapılar | 4 yapı katı | PPPNA | 10200 - 9200 | |
Izgara planlı yapılar | 9200 - 9100 | |||
* En eski tip yapılar | 2 yapı katı | PPNA-B | ||
* Açık tip | 2 yapı katı | PPNB - geçiş | ||
* Menderesli tip | 1 yapı katı | PPNB | ||
* Kapalı tip | 2 yapı katı | PPNB | ||
Kanallı yapılar | 3 yapı katı | PPNB | 9100 - 9000 | |
Taş döşemeli yapılar | 3 yapı katı | PPNB | 9000 - 8600 (?) | |
Hücre planlı yapılar | 3 yapı katı | PPNB | 8600 - 8300 | |
Geniş odalı yapılar | 6 yapı katı | PPNC | 8200 - 8000 (?) |
Konutlar
- Yuvarlak Planlı Çukur Yapılar Evresi
Tepe'nin doğusunda, ana toprak üzerinde yer alan yapı katıdır. Kendi içinde mimari gelişim gösteren 4 alt evre belirlenmiştir. En alttaki evre yuvarlak ya da oval planlı, sıvanmış dal örgü tekniğiyle yapılmış kulübelerle temsil edilmektedir. Zemin yerden 30 – 35 cm. kazılarak sağlanmıştır. Duvarlar, 10 – 12 cm. kalınlıktaki ağaç dallarının belirli aralıklarla dikilmesi, aralarının daha ince dallarla sepet gibi örülmesiyle oluşturulmuştur. Daha sonra bu dal örgünün üzeri kalın bir çamur tabakasıyla sıvanmıştır. Birbirine yakın yapılmış kulübelerdir. Çatıların ahşap ve saz gibi malzemeden yapıldığı düşünülmektedir. İlk haliyle bu şekildeki yapıların daha sonra alt kısımları taşla örülerek sağlamlaştırıldığı görülmektedir. Bu kulübelerin dışında, işlik olarak kullanıldığı düşünülen bazı taş döşeli alanlar vardır.
- Izgara Planlı Yapılar Evresi
Dikdörtgen planlı bu yapılar, üçü hariç kabaca kuzey – güney yönünde inşa edilmiştir, yani kısa kenarları kuzeye ve güneye gelecek şekildedir. Uzun kenarları 10 – 11 metre, kısa kenarları ise 3,5 metredir. İçte üç bölüm olarak düzenlenmişlerdir. Kuzey taraftaki en büyük bölme, aralarında geniş kanallar bırakacak biçimde birbirine paralel dizilmiş taş dizileri ile yükseltilmiş bir tabana sahiptir. Bu taş dizilerinin görünümü bir ızgarayı andırdığı için bu yapı evresine Izgara Planlı Yapılar Evresi tanımlaması verilmiştir. Taş dizilerinin ve arada oluşan kanalların üstü ağaç dalları, kamış ve sazlarla kaplanmış, bazılarında bunun da üzeri düzgünce kil bir tabakayla örtülmüştür. Her halükarda bu tabanın dışa yayılmaması için etrafının ince ve alçak bir taş sırası ile kapatıldığı anlaşılmaktadır. Duvar olarak yine dal örgü tekniği kullanılmıştır. Ortadaki ikinci bölüm ise avlu olarak kullanılmaktadır ve bir ocak bulunur. Yapının en güneyindeki üçüncü bölüm ise, işlevi anlaşılamayan fakat işlik ya da kiler olarak kullanılmış olabileceği düşünülen değişik sayıda hücre tarzı bölümlerden oluşmaktadır. Bu alt evreye ait gün ışığına çıkarılan konutlar hemen hemen aynı boyutlarda ve aynı plandadır. Aralarında aynı mesafe bırakılarak iki sıra halinde inşa edilmişlerdir.
Izgara planlı konutlar aslında dörtgen zemin üzerine yine yuvarlak (yarı – silindir gibi) yapılardır. Yuvarlak tabanda yuvarlak yapıların 6 metre çaptan daha geniş yapılmasında üstesinden gelinemeyen teknik sorunlar vardı. Bu nedenle tabanı dikdörtgen yapma yolu seçilmiş olmalıdır.
- Kanallı Yapılar Evresi
Her ne kadar bir alttaki Izgara Planlı Yapılar Evresi'ndeki gibi yine dikdörtgen planlı yapılar görülmekte ise de, taşıyıcı duvarları, kerpiç kullanımı ve gömüt geleneğindeki değişme gibi nedenlerle ayrı bir kültür olarak değerlendirilmektedir. Bu evrede kanallı taş düzlemlerle yükseltilmiş konutlar yer almaktadır. Bu kanallı taş düzlemler, küçük ocak taşlarının, aralarında 20 cm. genişlikte kanallar bırakacak şekilde düzenli bir biçimde üst üste dizilmesiyle örülen duvarlardan oluşmaktadır. Bu düzlemler yaklaşık olarak 3 x 5,50 metre ölçülerindedir. Kanalların üstü yassı taş levhalarla örtüldükten sonra tüm düzlemin üstü moloz taşları dökülerek düz bir platform elde edilir. Esas taşıyıcı duvarlar ise bu tabanın üzerine, küçük ocak taşlarıyla, harç olarak çamur kullanılarak 50 cm. kalınlıkta örülmüştür. Duvarların devamı kerpiç topakları kullanılarak yükseltilmiştir. Çatı konusunda kesin sonuç verecek bir buluntu olmamakla birlikte, düz dam olduğu yönünde bazı buluntular vardır. Yerleşim düzeninde belirgin bir değişiklik olmuştur. Konutlar birbirinden daha mesafelidir ve aralarında geniş avlular yer alır. Ocaklar ve işliklerle birlikte günlük faaliyetlerin de konuttan genel alanlara çıktığı anlaşılmaktadır.
Bu evrede, diğerlerinden farklı yapıda ve farklı işlevde iki yapı saptanmıştır. Bunlardan biri, daha üst evrede görülen ve "Kafataslı Yapı" olarak adlandırılmış olan yapının hemen altındaki yapıdır. Tabanı insan kemikleriyle kaplı olup büyük bir yangın geçirmiştir. Diğer ise "Saltaşı Yapı" olarak adlandırılan yapıdır.
- Taş Döşeli Yapılar Evresi
Konutlar ise yine dörtgen planlıdır. Birbirine geçişli birkaç odaları vardır. Tek katlı ve düz damlı oldukları belirtilmektedir. Kanallı Yapılar Evresi'nden en önemli farkı, tabanların duvarların çıkılmasından sonra döşenmiş olmasıdır. Fakat esas yenilik, ilk kez kerpiç hamuru kullanılmasıdır. Bu hamur taş temeller üzerine dökme olarak kullanılmıştır.
- Hücre Planlı Yapılar Evresi
Yapı tekniğinde önemli bir atılım gerçekleştirildiği düşünülen evredir. Bu evrede konutlar iki katlı olarak yapılmıştır. Alttaki bodrum katı olarak değerlendirilen kat, sekiz küçük hücreye bölünmüştür. Taş subasmanlı olarak yapılmışlardır ve çoğunun tabanı topraktır. Hücreler hem kiler, hem de gömü yeri olarak kullanılmıştır. Girişlerinin konutun ikinci katı tabanından, ahşap bir merdivenle olduğu düşünülmektedir. Konut olarak kullanılan üst kata, doğu duvarı dışındaki taş merdivenlerden çıkılmaktadır. Kerpiç hamuru, ilk kez bu alt evrede biçimlendirilerek tuğla olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Köy meydanı olarak kabul edilen alanda, tanrı heykelleri olduğu düşünülen dikilitaşlar vardır. Bir tören meydanı olduğu düşünülmektedir. Daha sonraki evrede de kullanılan bu alan, bu evrede en az 50 x 25 – 30 metre boyutlarında bir alandır. Bir alt evrenin yapı kalıntıları üzerine, en yüksek zeminleri taban alarak, çukur kalan bölümleri doldurarak inşa edilmiştir. Konutların doğusunda, ayrı bir alan olarak yer alır. Kuzey kenarı boyunca, planları konut planlarına benzeyen fakat yan yana, düzenli bir planlamayla ve daha geniş olarak tasarlanmışlardır. İçlerinde maden buluntular, kil kaplar ve kil ev maketleri gibi, "statü eşyası" olarak yorumlanan buluntular ele geçmiştir. Bütün bunlar topluluk içinde ayrıcalıklı bir grubun olduğuna işaret etmektedir.
- Hücre Planlı Yapılar – Geniş Odalı Yapılar Geçiş Evresi
Bu evreye ait çok az mimari kalıntı vardır. Hücre Planlı Yapılarda bir "yozlaşma" görülür, geniş odalı yapılar yönünde bir eğilim ortaya çıktığı ileri sürülmektedir.
- Geniş Odalı Yapılar Evresi
Bu evre tek ve büyük odalı yapılarla temsil edilmektedir. Yapı tekniğinde, daha özensiz olmak dışında fark yoktur. Bununla birlikte ilk bu yapı evresinde temel çukurları açılmaktadır. Bir önceki evredeki tören meydanının bu evrede artık bu amaçla kullanılmadığı anlaşılmaktadır, dikilitaşlar devrilmiş ve üzerleri örtülmüştür. Eskisi gibi düzenli bir tabana da sahip değildir.
Kült yapıları
Yerleşmede farklı alt evrelerde konutlar dışında, tüm topluluğun kullanımı için inşa edilmiş, bir bakıma kamusal nitelikte yapılar vardır. Birer kült yapısı olarak görülen bu yapılar hem plan, hem yapı tekniği, hem de içeride ele geçen buluntuların niteliği yönünden konutlardan farklılık göstermektedir. Bu yapıların ortak özellikleri çevre duvarlarının içten payelerle donatılmış olması ve her ne kadar farklı teknikler kullanılmış olsa da hepsinde özenle işlenmiş geniş döşemelerin görülmesidir.
Kuşkusuz bu tür yapıların inşası, yani bireysel kullanım işlevi ötesinde topluluğun tümüne yönelik işlev gören yapılar, ancak bireysel iradenin ötesinde güçlü bir iradenin, bir otoritenin varlığını gerektirmektedir. Bu tarz bir irade ise tek tek topluluğu oluşturan bireylerin iradesinden daha güçlü ve bu şekilde topluluktaki tüm bireyleri harekete geçirebilecek yönetsel bir iradedir. Bu iradenin maddi kalıntılarını görebildiğimiz en eski topluların, bireysel bir iradenin toplum üzerindeki otoritesini göstermesi bakımından tabakalı bir toplum olduğu söylenebilir. Yine de bu toplumların tabakalı olmasını, Marksist literatürdeki, gücünü üretim araçları üzerindeki özel mülkiyete dayandıran bir hakim sınıfın varlığı olarak görmek için elimizde kanıt yoktur. Kamusal yapıların en eski örnekleri çoğu kez birer kült merkezidirler ve o toplumlarda, bireylerin paylaştığı ortak bir inanç sisteminden gücünü alan ruhban unsurların topluluğa empoze ettikleri iradeye bağlanır. Nitekim Çayönü'nde katı bir inanç sisteminin sosyal yapının olduğu anlaşılmaktadır.
"Kafataslı Yapı"
Yerleşme içinde kazılarda ortaya çıkarılan konut işlevli olmayan yapılardan biri de "Kafataslı Yapı" olarak tanımlanan yapıdır. Yapının ilk kez ortaya çıkarıldığı 1981 yılında içinde 70 kadar insan kafatasından başkaca bir buluntu elde edilmemişti. Bu nedenle bilim dünyasına Kafataslı Yapı olarak tanıtılmış, daha sonraki yıllarda yapıda kafataslarının yanı sıra diğer insan kemikleri de bulunmasına karşın bu adlandırma yerleşmiştir. Kazıların sonuna kadar bu yapıdan 450 bireye ait kafatası ve kemikler ele geçmiştir. Yaklaşık 2 bin yıl boyunca kullanılmış olan bu yapıda çok daha fazla bireye ait kemik bulunması gerektiği düşünülmektedir. Bunun açıklaması, Çayönü'nde bu süre içinde yaşayıp ölmüş tüm bireylerin değil, sadece ayrıcalıklı görülen bireylerin buraya gömüldüğü şeklinde yapılmaktadır. Ele geçen gömüler de bunu göstermektedir. Örneğin Izgara Planlı Yapılar'da taban altı gömüler vardır.
Kült yapıları içinde en eskilerinden ve en uzun süre kullanılanıdır. Yuvarlak Planlı Yapılar Evresi'nden itibaren işlev görmektedir. Bu alt evrede ve Izgara Planlı Yapılar Evresi'nde yuvarlak, daha sonraki alt evrelerde ise dörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. Kanallı Yapılar Evresi'nde yerleşmenin güneydoğu yamacını kesecek biçimde yapılmıştır. Büyük bir yangın geçirdiği, içindeki kemiklerin büyük ölçüde kavrulmasından da anlaşılmaktadır. Bir sonraki Taş Döşeli Yapılar Evresi'nde bu kez dörtgen planlı olarak yeniden inşa edilmiştir.
Çayönü'ndeki söz konusu yapının "kafatası kültü", gömme geleneğinde başın gövdeden ayrı tutulması ile doğrudan ilişkili olduğu kabul edilir. Ölülerin hazırlanması işlemleriyle ilgili görülmektedir. Yapının avlusunda bulunan, üzerinde insan ve hayvan kanı saptanan bir sunak, çevresindeki sekiler ve odacıklarda, çukurlarda rastlanan çok sayıdaki ezik – kırık kemikler bu görüşü desteklemektedir. Bunun bir uzantısı olabilecek şekilde, Çayönü'nde insan kurban etme geleneğinin görülmesi, bir olasılık olarak ileri sürülmektedir.
Farklı kullanım evreleri gösteren bu anıtsal yapı, doğu – batı yönünde uzanmaktadır. En üstteki evre BM 2 A evresi olarak tanımlanmıştır. Tabanları taş döşeli üç oda ve güneyde geniş bir avludan oluşur. Büyük bir yangın geçirmiştir. 70 kadar kafatasının bulunduğu evre bu evredir. BM 2 B evresi ise hemen altta, aynı planda olmakla birlikte biraz daha küçük ölçeklidir. BM 2 C evresi kuzey kısmı sal taşlarıyla döşeli tek ve uzun bir mekandan oluşmaktadır. Muhtemelen kuzey tarafında yine avlu vardır. Saltaşı döşemenin altında mahzen gibi dört hücre yer almaktadır. Bu hücrelerin yan duvarları yer yer düzgün, büyük taş bloklarla desteklenmiştir ve saltaşı döşeme bunların üzerine yerleştirilmiştir. Gömüt odaları olarak kullanılmış olan bu mezar odalarının her birinde farklı gömü durumları görülmektedir ki, bu durum bugüne kadar başkaca neolitik yerleşimlerde tespit edilmemiş bir durumdur. Örnek olarak en batıdaki mahzen 2,00 x 1,10 metre boyutlarındadır. Kafatasları ve çeşitli kemikler bu mahzenlere, üstlerine saltaşları kapatılmadan önce döküldüğü izlenimi edinilmektedir. Öyle ki altta her türlü kemik ve kemik parçaları ile dolu kalın bir dolgu oluşmaktadır. Kemiklerin çoğunun, bağ dokuları tümüyle çürüdükten sonra buraya konulduğu bellidir. Yine de tek bir ayak ve bacak birlikte bulunmuştur. Üzerindeki et henüz çürümeden buraya atıldığı anlaşılmaktadır. Bütün bu dolgu kaldırıldıktan sonra çok sayıda uzun kemiğin bir araya getirilip paketlenmiş gibi düzenli öbekler oluşturduğu görülmüştür. Bunun altında ana toprağa ulaşılmıştır. Tüm bu kemik dolgu içinde ender de olsa çift delikli silindirik boncuklar ve yine takı olarak kullanılmak için delindiği anlaşılan büyük bir deniz kabuğu çıkmıştır.
Bu dört mezar odalarının dışında, yine aynı yapı içinde insan kemiklerinin yığıldığı çukurlar ortaya çıkarılmıştır. Örneğin yapının kuzey kesimindeki böyle bir çukurda 32 çocuk ve yetişkin bireye ait kemiklerin, yığın halinde atıldığı görülmektedir. Herhangi bir anatomik bağlantı olmaması nedeniyle başka bir yerden getirilip bu çukura yığıldıkları düşünülmektedir.
Mezar odalarından en batıdaki, 4 No'lu çukurda ise ilginç bir durum vardır. En üstte çok sayıda bireye ait uzun kemikler düzensizce atılmış halde bulunmuştur. Bunlar kaldırıldığında, iki sıra halinde dikkatlice yan yana dizilmiş yetişkin kafatasları ortaya çıkmıştır. Bazıları batıya, bazıları ise doğuya bakmaktadır. Bunların altında ise yine dağınık halde uzun kemikler vardır. Bu şekilde bir gömü uygulamasının başka bir neolitik yerleşimde görülmediği belirtilmektedir.
Nüfusun büyük bölümünün, neredeyse % 70'inin Kafataslı Yapı'ya gömüldüğü ileri sürülmektedir. Birincil ve ikincil gömü örneklerine sıklıkla rastlanmaktadır.
"Saltaşlı Döşemeli Yapı"
"Saltaşı Döşemeli Yapı" olarak adlandırılan yapı Izgara Planlı Yapılar Evresi'nin son döneminde, tepenin güney yamacında, ana toprağın içine oyularak yapılmıştır. Kanallı Yapılar Evresi'nde bir kült yapısı olarak işlev gördüğü kabul edilmektedir. Dikdörtgen planlı yapının boyutları 11 x 7,50 metredir. Kuzey duvarı aynı zamanda set görevi görmesi için daha kalın örülmüş ve iç taraftan iki payanda ile desteklenmiştir. Taban, levha taşlarla kaplanmış ve üzerleri düzlenmiştir. İçerdeki alanın ortasında, payandalarla aynı hizaya gelecek şekilde karşılıklı yerleştirilmiş iki dikilitaş vardır. Ancak bu dikilitaşlar Göbekli Tepe ve Nevali Çori'deki gibi T biçimli değildir. Bunların tanrı heykeli işlevi gördüğü düşünülmektedir. Kuzeydoğu köşede de bir üçüncü dikilitaş, doğu duvarına paralel duracak şekilde konmuştur.
"Sekili Yapı"
İlk olarak Taş Döşeli Yapılar Evresi'nde inşa edilmiştir. Saptanan kamusal yapılar içinde en küçük ölçekli olanıdır. Çizimlerde BK yapısı olarak gösterilmektedir. İç duvarlar boyunca taş bir seki uzanır.
İçinde, işlevi hakkında ipucu verecek bir buluntuya rastlanmamıştır.
"Terrazzo Tabanlı Yapı"
Hücre Planlı Yapılar Evresi'nin kamusal yapısı, terrazzo yapısıdır. Dörtgen planlı, içeride payeleri olan yapının tabanı terrazzo tekniğiyle –bir çeşit mozaik- yapılmıştır. Söndürülmüş kireç, kırmızı renkli kırık taşlar ve kumla, büyük bir özen gösterilerek yapılmış, parlatılmıştır. Yapının kuzeydoğu köşesinde yarımay şeklinde "kutsal ocak", yakınında üzerinde insan yüzü kabartması olan sığ bir tekne vardır. Bir tapınak olarak işlev gördüğü kesindir.
Buluntular
Küçük buluntular
Pişirmeden çanak çömlek yapma girişimi olarak görülen kilden kaplar Hücre Planlı Yapılar Evresi'nin en son evresinde ortaya çıkmıştır. Bazen çok az pişmiş, kaba bitkisel katkılı, kerpiç çamurundan, düz tabanlı, sığ kenarlı, yuvarlak ya da köşelerin yuvarlatılmış dörtgen kaplardır. Kaplar dışında silindir boncuklar, misket taşları vardır. Ayrıca kazılarda 49 adet kil insan heykelciği, 51 adet hayvan heykelciği bulunmuştur. Hayvan heykelcikleri içinde evcil koyun ve keçi heykelcikleri Hücre Planlı Yapılar Evresi'nin son alt evresinde, yabani hayvan heykelcikleri ise daha erken, Kanallı Yapılar Evresi'nden itibaren görülmektedir. En eski iki yapı evresinde kil heykelcik hiç bulunmamaktadır.
En şaşırtıcı kil buluntusu ise ev modelleridir. Hücre Planlı Yapılar Evresi'nde bu şekilde beş model bulunmuştur. Alçak korkuluklu düz damlar, yağmur oluğu yanı sıra ilk katta hücrelerin havalandırma pencereleri görülmektedir.
Çayönü ve Çatalhöyük, Türkiye'de en eski çanak çömlek buluntusu veren arkeolojik yerleşimlerdir. Bu tarih, MÖ 6. binyıla kadar geri gitmektedir. Bir grup çanak çömlek buluntusu Güneydoğu Anadolu – Kuzey Suriye'de görülen "koyu yüzlü açkılı" olarak tanımlanan mal grubuna girmektedir. Ancak düğme biçimli kabartma bezemelerle bir farklılık göstermektedir. Bunlar, daha çok Doğu Anadolu – Kafkasya çanak çömleği ile benzerlik göstermektedir. Çayönü'nde Çanak Çömlekli Neolitik Çağ tabakasındaki çanak çömlek buluntuları Halaf öncesine, MÖ 6. binyıl başlarına tarihlenmektedir.
Çanak Çömleksiz Neolitik tabakalarda hem çakmak taşı, hem obsidiyenden yontmataş alet yapımında yararlanıldığı görülmektedir. En eski Yuvarlak Planlı Yapılar ve Izgara Planlı Yapılar evrelerinde çakmak taşı kullanımı kabaca üç kat fazladır. Hücre Planlı Yapılar Evresi'nde ise yarı yarıyadır. Çakmaktaşı çevreden sağlanabilirken obsidiyen Bingöl ve Nemrut Dağı bölgesinden gelmedir. Daha sonraki evrelerde obsidiyen kullanımı artmıştır. Obsidiyen kullanımı dilgilerde, çakmak taşı ise yongalarda daha çoktur. Yongalar, toplam taş aletlerin % 47'si kadardır.
Sürtmetaş aletler içinde değişik boylarda havan elleri vardır. Kullanıldıkları işe uygun biçimde farklı boyutlardadır, boya ezmekten et dövmeye kadar çok çeşitli işlerde yararlanıldığı anlaşılmaktadır. Sürtmetaş buluntulara diğer örnekler havanlar, yassı baltalar, vurgu taşları, sap delikli çekiçler, bileyi taşları, bızlar, ağırşaklar, topuzlar, bilezik olarak ve başka amaçlar için kullanılan taş halkalar, bazıları bezemeli taş kaplar sayılmaktadır. Gerek yontmataş, gerekse de sürtmetaş endüstrisinde Çanak Çömleksiz Neolitik boyunca önemli bir değişiklik görülmemektedir.
Çayönü sakinlerinin nabit bakırı ve malahiti işledikleri saptanmıştır. Tüm buluntular değilse bile bir kısmı ısıtılarak tavlama işlemine tabi tutulmuş, daha sonra dövme tekniğiyle işlenmiştir. Bu şekilde işlenen bakırdan delgi, iğne ve tel parçaları yapılmıştır. Bu tavlama işleminin metalurji alanında bir devrim sayılması gerektiği belirtilmektedir. Diğer yandan bilinen en eski dövme tekniğiyle yapılan bu nesnelerin taş örsler üzerinde, sapsız taş çekiçlerle dövülerek şekillendirildiği tahmin edilmektedir. Bu şekilde doğal bakırın kullanılmasının yanı sıra ısıl işlemle cevherinden arıtılmış madenin de kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çayönü'nde bulunan bu nesneler, sadece Anadolu'da değil, insanlık tarihinde bilinen en eski maden buluntulardır. Bakırdan yapılma buluntular esas olarak Izgara Planlı Yapılar ve Kanallı Yapılar evrelerinde ele geçmiştir.
Kemik ve geyik boynuzundan yapılma aletler oldukça çeşitlidir. Bızlar, başlı ya da delikli iğneler, kaburga kemiklerinden uçları sivri ya da yuvarlatılmış dilgiler, alet sapları vardır. Bu saplardan bazılarının uçlarında, aletin yerleştiği delikler, bazılarında ise bunun yerine dilgilerin yerleştirildiği boydan boya uzanan oluklar görülmektedir.
Bitki kalıntıları içinde fiğ tohumlarının MÖ 7.500 – 6.500 yılları arasına ait olduğu anlaşılmaktadır. Esas olarak ve buğdayının, bazı baklagiller, burçak ve nohutun kültüre alındığı belirtilmektedir. Bezelye ve mercimek en son katlarda kültüre alınmıştır. Badem, fıstık, meşe palamutu, üzüm, delice otu, yabani bakla, yassı zarflı bezelye, keten ve çitlembik çevreden toplanan bitkilerdir. Arpa hemen hemen hiç bulunmamaktadır.
Hayvan kalıntıları
Avlanan hayvan türleri oldukça geniş bir yelpaze göstermektedir. Bunlar, yaban domuzu, yabani koyun ve keçi, kızıl geyik, alageyik, yaban sığırı, ceylan, karaca, at, ayı, tilki, sansar, tavşan, kunduz, sincap, yabani kedi, kokarca, porsuk, su samuru, kaplumbağa, kirpi, çeşitli kuşlar ve tatlı su balıkları olarak görülür. Eninde sonunda evcilleştirilen dört tür, domuz, koyun, keçi ve sığır toplam olarak tüm alt evrelerde % 60'a yakın ya da daha yüksek paya sahiptir. Etinden yararlanılan diğer yabani türler, Kanallı Yapılar Evresi'nden itibaren payı azalan bir kaynaktır. Yabani ya da evcil koyun ve keçi, ilk üç alt evrede görece önemsizken Geniş Odalı Yapılar Evresi'nde büyük artış gösterir. Bu alt evrede koyun ve keçi eti Çayönü sakinlerinin et tüketiminin % 53,6'sını karşılamış görünmektedir. Bununla birlikte Geniş Odalı Yapılar Evresi'ne kadar baskın olan domuzdur.
İnsan kemikleri
Yakındoğu Neolitik Çağı yerleşmeleri arasında Çayönü, en çok insan kemiği veren yerleşmedir. Kazılarda 227'si kadın, 193'ü erkek, 142'si çocuk, 57'si bebek ve 7'si fetus olmak üzere toplam 626 insan iskeletine ulaşılmıştır.
Çayönü buluntusu ise en eski evre olan Yuvarlak Planlı Çukur Evler Evresi dolgusu içinde bulunmuştur. İskelet üzerinde yapılan 14C analizine göre günümüzden 9 bin yıl öncesine tarihlendirilmektedir.
İnsan kemikleri konusunda diğer ilginç bir buluntu, Kafataslı Yapı'nın kuzeyindeki bir çukurda bulunan çok sayıdaki insan kemiklerinden bazılarında saptanan belirgin yanma izleridir. Ayrıca başka bir noktada da yanma izleri olan insan iskeleti bulunmuştur. Bu buluntular, Anadolu'da kremasyon uygulamasının Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a kadar geri gittiği şeklinde yorumlanmaktadır.
Nüfus yapısı
Yerleşmenin Neolitik Çağ'da, hiç umulmadık ölçüde, 600 nüfuslu bir köy yerleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ortalama ömürün 29 – 30 yıl olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte beş bireyin 50 yaşın üstünde öldüğü saptanmıştır. Bunlardan dördü erkektir, beşincinin cinsiyeti saptanamamıştır. Ortalama boy erkeklerde 1,70 kadınlarda 1,57'dir. Kafa yapısı Akdeniz ırkından olduklarını göstermektedir. Bu ırkın kaba ve narin yapıları bir arada görülür, ancak narin yapılılar çoğunluktadır. Bu dönemde nüfusun % 34'ünün bebek ve çocuk olduğu görülmektedir. Çocuk ölümlerinin çoğunlukla 2 – 3 yaş arasında olduğu belirlenmiştir. Bu yaşlar, normal olarak son derece steril bir beslenme tarzı olan anne sütüyle beslenmeden diğer besinlere geçiş yaşlarıdır. Çayönü geleneğinde bebeklerin sütten kesilmelerinin 2 – 3,5 yaşlarında olduğu anlaşılmaktadır. Bu yaşlardaki ölümler, bu dış besinlerden alınan patojen unsurlara, enfeksiyonel hastalıklara, örneğin ateşli ishale ve yetersiz anne bakımına bağlanmaktadır. Bebek ölümleri genelde yüksek oranlı olmakla birlikte Hücre Planlı Yapılar Evresi'nde daha yüksek olduğu görülmektedir. Daha ayrıntılı bir inceleme, 0 – 15 yaş arasındaki ölümlerden % 67'si 0 – 5 yaş arasındaki çocuklarda görüldüğünü ortaya çıkarmaktadır.
Sağlık
Kemiklerin incelenmesinden çeşitli hastalıklar yaşandığı anlaşılmaktadır. Belli başlıları kulak ve kemik iltihabı, eklem bozuklukları, diş çürükleri sayılabilir. Özellikle kemik iltihabı dikkat çekecek kadar yaygın görünmektedir. Eklem kıkırdaklarındaki tahribat sıklığı % 71,8 olarak görülmektedir. Enfeksiyonel hastalıkların sıklığı ise % 61,1'dir. Dejeneratif eklem rahatsızlıkları kadınlarda % 65,9 erkeklerde ise % 84 olarak görülmektedir. Diğer yandan ileri derecede diş aşınması görülmektedir. Bu durumun, tahıl öğütmekte kullanılan bazalt öğütme taşlarının ufalanmasıyla una karışan çok ufak parçalardan ileri geldiği kabul edilmektedir. Bu tahıl öğütme işleminin bir olumsuz sonucu, ki Çayönü toplumunda yaygındır, bilek, kol, diz eklemleri ile bel ve boyun omurlarında görülen ileri derecedeki eklem deformasyonlarıdır. Bu durumun, zor ve ağır işlerde çalışmanın omurgada neden olduğu aşırı yüklenmeye de bağlı olduğu düşünülür. Dişlerde görülen diğer bir sorun da, diş minesinin yeterince kalınlaşamaması olarak tanımlanan diş mine hipoplazileridir. Kadınlarda % 44,7 erkeklerde ise % 20,5 sıklıkla görülen bu durum 1 – 1,5 yaşlarda ortaya çıkmaya başlar, 4 – 4,5 yaşlarda en yüksek orana ulaşır. Bir başka sağlık sorunu ise Anemidir. Özellikle çocuklarda rastlanmaktadır. Çayönü toplumunda aneminin demir eksikliğine bağlı olduğu ileri sürülmektedir. Demir eksikliği ise buna yol açan bir hastalığa ya da belirli bir süre devam eden yetersiz beslenmeye bağlanır. Beslenmenin esas olarak tahıllara dayanması, demir eksikliğinin önemli bir nedeni olarak görülmektedir.
Ayrıca muhtemelen avlanma sırasında karşılaşılan kazalar sonucu baş, kol ve bacak kemiklerinde kırıklar vardır. Bu kırıkların bilinçli bir sarma ile iyileştirildiği görülmektedir. Dokuz yetişkin kafatasında karşılaşılan yaralanmalarını da iyileştiği görülmektedir.
İnsan kemiklerinin incelenmesinde ulaşılan en hayret verici buluntu, bir yetişkin genç bir erkek kafatasından, paryetal kemikden 8 mm. çapında bir parça kemiğin kesilip alınması operasyonudur. Tıp dilinde Trepanasyon adı verilen bu operasyonla oluşan delik çevresinde bir reaksiyon ya da iyileşme izi görülmemektedir. Bu nedenle bu erkeğin operasyon sırasında ölmüş olduğu ya da zaten ölü olduğu düşünülmektedir. Trepanasyonun en erken örnekleri İsrail'deki Mount Carmel Mağarası'nda, birden fazla kafatasında saptanmıştır. Operasyonun ölü insanlar üzerinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Epipaleolitik Çağ'a tarihlenmektedir. Neolitik Çağ'da ise oldukça, özellikle Avrupa ve Ortadoğu'da yaygındır. Anadolu'da da bu çağda bilindiği, değişik bölgelerden gelen buluntulardan bilinmektedir. Bu tür operasyonlarda amaç canlı insanlarda cinnet, delilik, baş ağrısı, baş dönmesi ve sara gibi şikayetlerin giderilmesini sağlamaktı. Ölülerde uygulanmasının ise kötü ruhları kovma amaçlı olduğu düşünülmektedir.
Ölü gömme gelenekleri
Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'ın son yapı katı olan Geniş Odalı Yapılar Evresi'nde ve Çanak Çömlekli Neolitik tabakada yerleşme içi gömütlere rastlanmaz. Açıktır ki yerleşme dışında bir mezarlık alanı vardı. Daha eski tabakalarda ise yerleşme içi gömüt geleneği esastandır. En eski evre olan Yuvarlak Planlı Çukur Yapılar Evresi'nde gömüt armağanı olmadan, hocker durumunda kil tabanlar altına gömü yapılmıştır. Izgara Planlı Yapılar Evresi'nde ızgaraları oluşturan duvarlar arasına, tek tek ya da topluca gömülmüştür. Gömüt armağanı olarak takı gibi kişisel eşyalar, sürtmetaş aletler ve kırmızı aşıboyası parçaları vardır. Kanallı Yapılar Evresi'nde, arkeoloji biliminde "Kafataslı Yapı" olarak bilinen yapıya topluca ve ikincil gömü yapılmıştır. Çeşitli gömüt tipleri uygulanmıştır. Tüm bunlar, Çayönü kazılarının önemini gösterir bulgulardır. Çayönü, zaman içinde taban altına gömü geleneğinden yerleşme içinde ortak bir yapı içinde ve ikincil gömü yapma geleneğine doğru olan gelişmenin izlenmesini sağlamaktadır.
Değerlendirme
Çayönü kazıları ve izleyen çalışmalar, her şeyden önce aynı kültürün, zaman içinde gösterdiği gelişmeyi izleyebilmek açısından önemli bilgiler sağlamıştır. En azından Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'ın tüm evreleri, ki yaklaşık olarak 2.500 – 3.000 yıl sürmüştür, kesintisiz olarak gözlenmektedir. Çayönü toplumunun bu gelişme çizgisi üzerinde sosyal yapı olduğu kadar beslenme stratejisi de izlenebilmektedir. Bütün bunlarla birlikte Çayönü Neolitik Devrimi eksiksiz olarak sergilendiği bir araştırma alanıdır.
Çanak Çömleksiz Neolitik B evresinde yani Taş Döşeli Yapılar ve Hücre Planlı Yapılar evrelerinde, yerleşim düzeninde katı kurallar uygulandığı görülür. Her yapı alt evresinde konutların mimarisi aynıdır ve bir sonraki alt evrede tümüyle değişmiş, fakat tüm yapılarda aynı plan ve yerleşim düzeni uygulanmıştır. Özellikle açık alanların işlevleri ve düzenlenişlerinde bir otoritenin etkisi belirgün olarak hissedilir. Konut planının alt evrelerde hep aynı olması, her ne kadar sosyal farklılaşmanın olmadığına işaret ediyorsa da, tüm konutların aynı planda yapılmasını dayatan bir otoritenin varlığı da kabul edilmektedir.
Hücre Planlı Yapılar evresinin sonlarına doğru yerleşim düzenindeki katı kuralların terk edildiği, yerleşim planının daha birörnek hal aldığı belirtilmektedir. Ayrıca ortak mülkiyetten kişisel mülkiyete doğru bir değişme olduğu ileri sürülmektedir. Mehmet Özdoğan bu gelişmeyi yerleşmede hayvan beslenmesine başlanmasıyla açıklamaktadır. Hayvan yetiştirmeye başlamak, Çayönü'ne yerleşmiş olan, köklerini Paleolitik Dönemden alan bu toplumun sosyal yapısında büyük bir dönüşüme yol açmıştır. Sadece mimari ve yerleşim modeli değil, aynı zamanda ölü kültü ve ölü gömme geleneklerini de değiştirdi. Hayvan yetiştiriciliğinin önemi artıp avcılığın önemi gerilerken standart yerleşim planı da gevşemiştir. Hatta görece temiz tutulan köy, giderek bir çöplük alanına dönüşmüştür. Özellikle Çanak Çömlekli Neolitikte düzensiz yapılaşma çok belirgindir. Bu gelişmeler içinde kült eşyaları giderek azalırken onların yerine günlük kullanıma yönelik eşyalar görünmeye başlar. Paradoksal bir gelişme de kısa sürede yerleşimin nüfusunun azalmasıdır. Esasen bu durum Yakın Doğu'nun neolitik yerleşmelerinde görülen bir durumdur. Bu durumun nedenleri halen tartışmalıdır. Hayvancılığa dayanan yeni bir yaşam tarzı ya da beslenme alışkanlığı dolayısıyla karşılaşılan salgın hastalıkların neden olduğu ileri sürülmektedir.
Dış bağlantılar
- Fotoğraflar
- Yakın plan kroki4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ "TAY – Yerleşme Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.
- ^ a b c d e f g J. Pearson, M. Grove, M. Özbek, H. Hongo, Food and Social Complexity at Çayönü Tepesi, Anatolia Stable Isotope Evidence of Differentiation in Diet According to Burial Practice and sex in the Early Neolithic (2012) Sh.: 182
- ^ a b c M. Özdoğan, A. Özdoğan, Çayönü, A Conspectus of Recent Work 25 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (1989) Sh.: 66
- ^ Deniz Erdem, Social Differentiation In Çayönü and Abu Hureyra Through Burial Custom and Skeletal Biology 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 20, 21
- ^ Halet Çambel, Robert J. Braidwood, Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları - I 20 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (1980)
- ^ H. Çambel, R. Braidwood, Sh.: 13
- ^ 13. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 103
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z aa ab ac ad ae af "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 26 Ekim 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.
- ^ H. Çambel, R. Braidwood, Sh.: 15, dipnot
- ^ J. Pearson, M. Grove, M. Özbek, H. Hongo, Sh.: 183
- ^ Deniz Erdem, Sh.: 21, 22
- ^ a b Ali Metin Büyükkarakaya, Çayönü ve Aşıklı Neolitik Toplumlarında Büyüme Bozuklukları 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 21. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Sh.: 68, 69
- ^ a b c d . 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.
- ^ a b . 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2014.
- ^ M. Özdoğan, A. Özdoğan, Sh.: 69
- ^ a b c Serap Özdöl, Sh.: 188
- ^ Serap Özdöl, Çanak Çömleksiz Neolitik Çağda Güneydoğu Anadolu'da Din ve Sosyal Yapı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 193
- ^ 11. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 67
- ^ J. Pearson, M. Grove, M. Özbek, H. Hongo, Sh.: 70
- ^ 2. Kazı Sonuçları Toplantısı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (1980), Sh.: 122
- ^ Alev Erarslan, Anadolu'da Yönetici Sınırın Ortaya Çıkışı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Serap Özdöl, Sh.: 176
- ^ a b 11. Kazı Sonuçları Toplantısı 19 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (1989) Cilt 1, Sh.: 61 - 63
- ^ a b Serap Özdöl, Sh.: 194
- ^ a b c Deniz Erdem, Sh.: 36
- ^ a b Metin Özbek, Çayönü Yerleşmesindeki Kesik İnsan Başları 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 2. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (1986)
- ^ Sevil Özterzi, Sh.: 34
- ^ Metin Özbek, Son Buluntuların Işığında Çayönü Neolitik İnsanları 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 5. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (1989), Sh.: 161
- ^ a b M. Özbek, Son Buluntuların Işığında Çayönü Neolitik İnsanları Sh.: 162
- ^ M. Özbek, Son Buluntuların Işığında Çayönü Neolitik İnsanları Sh.: 163
- ^ a b M. Özbek, Son Buluntuların Işığında Çayönü Neolitik İnsanları, Sh.: 165
- ^ Metin Özbek, Çayönü İnsanları ve Sağlık Sorunları 12 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 4. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (1988) Sh.: 121
- ^ Serap Özdöl, Sh.: 182
- ^ Conservation of Ceramic Artifacts on Archaeological Sites
- ^ 13. Kazı Sonuçları Toplantısı 15 Ağustos 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (1991) Cilt 1, Sh.: 100
- ^ H. Çambel, R. Braidwood, Sh.: 16, 17
- ^ Oktay Başak, Diyarbakır'da Maden Sanatının Gelişimi Sh.: 55, 56
- ^ Oktay Başak, Taş Çağı'ndan Tunç Çağı'na Anadolu'da Maden Sanatının Gelişimi ve Kullanımı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 19 dipnot, 20
- ^ a b H. Çambel, R. Braidwood, Sh.: 16
- ^ H. Çambel, R. Braidwood, Sh.: 18
- ^ (PDF). 1 Ocak 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.
- ^ H. Çambel, R. Braidwood, Sh.: 19
- ^ H. Hongo, J. Pearson, B. Öksüz, G. İlgezdi, The Process of Ungulate Domestication at Çayönü 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 65, 66
- ^ a b Sevil Özterzi, Sh.: 53
- ^ M. Özbek, Çayönü'nde Kafatası Delgi Operasyonu Sh.: 119
- ^ Hamza Ekmen, (2012) Yeni Veriler Işığında Başlangıcından MÖ II. Binin Sonuna Kadar Anadolu'da Yakarak Gömme (Kremasyon) Geleneği[] Sh.: 25
- ^ M. Özbek, Çayönü İnsanları ve Sağlık Sorunları, Sh.: 125
- ^ M. Özbek, Çayönü İnsanları ve Sağlık Sorunları, Sh.: 126
- ^ A. Metin Büyükkarakaya, Tasmasor ve İkiztepe Arkeolojik Topluluklarında Mine Hipoplazilerinin İncelenmesi 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 11
- ^ M. Özbek, Son Buluntuların Işığında Çayönü Neolitik İnsanları 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 5. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (1989) Sh.: 161, 162
- ^ M. Özbek, Çayönü İnsanları ve Sağlık Sorunları Sh.: 124
- ^ 13. Arkeometri Sonuçları Toplantısı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (1998) Sh.: 148
- ^ M. Özbek, Son Buluntuların Işığında Çayönü Neolitik İnsanları Sh.: 166
- ^ Sevil Özterzi, Anadolu'da Neolitik ve Kalkolitik Dönemdeki Mezar Tiplerinin ve Ölü Gömme Geleneklerinin Sosyokültürel Açıdan Değerlendirilmesi Yüksek Lisans Tezi, 2011 Sh.: 54
- ^ a b Deniz Erdem, Sh.: 41
- ^ Serpil Özdemir, Minnetpınarı İskeletlerinin Paleopatalojik Açıdan Analizi 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 101 – 108 - 111
- ^ Metin Özbek, Çayönü'nde Kafatası Delgi Operasyonu Sh.: 109
- ^ M. Özbek, Çayönü'nde Kafatası Delgi Operasyonu Sh.: 110
- ^ M. Özbek, Çayönü'nde Kafatası Delgi Operasyonu Sh.: 117, 118
- ^ J. Pearson, M. Grove, M. Özbek, H. Hongo, Sh.: 181
- ^ a b Deniz Erdem, Sh.: 22, 23
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cayonu Hoyugu ya da Cayonu TepesiDiyarbakir il merkezinin kuzeybatisinda Ergani Ilcesi nin 7 km guneybatisinda yer alan bir hoyuktur Hoyuk 4 5 metre yukseklikte 160 x 350 metre boyutlarinda yayvan genis bir tepe uzerindedir Guneyinden Bogazcay Deresi gecmektedir Cayonu yerleskesi Arkeolojik HoyukAdi Cayonuil DiyarbakirIlce ErganiKoy SesverenpinarTuru HoyukTescil durumu TescilliTescil No ve derece 944 1Tescil tarihi 02 05 1985Arastirma yontemi KaziDonemi Canak Comleksiz NeolitikTarihlendirme MO 8 200 6 000 Bilinen neolitik yerlesmelerin pek cogundan daha genis bir kazi calismasinin yapildigi Cayonu yerlesik avci toplayiciliktan tarim yapan ve hayvan yetistiren bir topluma gecisi kesintisiz bir silsile olarak vermektedir Bunun gibi iyi korunmus mimarisi bu alandaki gelisme asamalarini iyi izlemeyi saglamaktadir Diger yandan saglanan tum bilgiler yerlesim planlari gunluk yasam ve sosyal yapilanis hakkinda da genis bilgi saglamaktadir Bu baglamda Cayonu neolitiklesme surecinin anlasilmasinda son derece onemli bulgular saglamistir Arastirma ve kazilarCayonu 1963 yilinda Istanbul Universitesi ve Chicago Universitesi nce yurutulen Guneydogu Anadolu Tarihoncesi Arastirmalari Karma Projesi Prehistoric Research in Southeastern Anatolia yuzey arastirmalari sirasinda tespit edilmistir Projenin amaci Guneydogu Anadolu da besin ureticisi tarimci koy toplulugu yasayis biciminin ilk kez ortaya cikisi ve geliserek etkinlesmesi ile ilgili belgelerin toplanarak yorumlanmasi olarak ifade edilmektedir Yuzey buluntulari dogu bati yonunde 250 300 metre dereden kuzeye dogru 150 metrelik bir alanda gorulur Yerlesme alaninin ise daha dar 30 donum kadar oldugu dusunulmekteydi Ancak 1990 yilindaki sondajlar Canak Comleksiz yerlesmenin yuzey buluntularinin yayildigi alandan daha genis bir alana yayildigini gostermektedir Buna gore Cayonu neolitik yerlesmesi Yakin Dogu nun en buyuk yerlesmelerinden biri olarak gorulmektedir Kazi calismalari 1964 yilinda Halet Cambel ve Robert J Braidwood baskanliginda baslatildi Kazilar 1968 yilindan itibaren Mehmet Ozdogan baskanliginda yurutuldu Kazi projesine 1977 1978 yillarinda Alman Karlsruhe Mimarlik Enstitusu 1989 1991 yillarinda Roma Universitesi katkilariyla yurutulmustur Kazilar 1992 yilinda Guneydogu Anadolu Bolgesi ndeki teror olaylari nedeniyle sona erdirilmistir Bu nedenle on alti kazi mevsimi suresince hoyugun 4 654 metrekaresi kazilabilmistir TabakalanmaTepede Canak Comleksiz Neolitik Cag dan Orta Cag a kadar kesintisiz yerlesme oldugu kabul edilmektedir Bugun icin Neolitik Cag tabakalari yuzeyin hemen altindan baslamaktadir daha ust tabakalarin sel erozyon ve diger nedenlerle akip gittigi dusunulmektedir Dolayisiyla Neolitik Cag dan sonraki kulturler yuzey buluntularina dayanilarak ileri surulmektedir Tum bunlarin sonucunda Evre olarak adlandirilan uc tabaka belirlenmistir Bu evreler yapi ozelliklerine gore yapi evrelerine alt evrelere ayrilmistir Bu sekildeki evre ve alt evre adlandirmasi Halet Cambel ve Robert Braidwood baskanligi doneminde benimsenmis terminolojidir En alt tabakadan baslamak uzere Evre I Cayonu esas evresi Canak Comleksiz Neolitik Cag Yuvarlak Planli Cukur Yapilar Evresi Canak Comleksiz Neolitik A MO 8 200 7 400 Izgara Planli Yapilar Evresi Canak Comleksiz Neolitik A B MO 7 400 7 100 Kanalli Yapilar Evresi Canak Comleksiz Neolitik B MO 7 100 7 000 Tas Dosemeli Yapilar Evresi Canak Comleksiz Neolitik B MO 7 000 6 600 Hucre Planli Yapilar Evresi Canak Comleksiz Neolitik B C MO 6 600 6 300 Gecis Evresi Canak Comleksiz Neolitik C Genis Odali Yapilar Evresi Canak Comleksiz Neolitik C MO 6 200 6 000 Evre II Canak Comlekli Neolitik Cag Kalkolitik Cag Erken Tunc Cagi I Evre Evre III Erken Tunc Cagi II Evre sonlari ve III Evre baslari MO 2 binyil Demir Cagi Orta Cag Cayonu Tepesi nin dogu ve kuzey kesimleri Erken Tunc Cagi II ve III Evrelerde mezarlik alani olarak kullanilmistir Canak Comlekli Neolitik Cag yerlesmesi hoyugun kuzey kesimindedir Burada tasla baslayip kerpicle yukseltilen kalin duvarli aralarinda avlular yer alan cok odali bir yapi kompleksi ortaya cikarilmistir Avlu tabanlari yer yer tas doselidir Cayonu nun Canak Comleksiz Neolitik A evresinde bu topluluk yerlesik avci toplayici bir topluluktur Yakinlarinda Pleistosen bir golun varligi ek bir avantaj saglamis olmalidir Bu evrenin buyuk kisminda yuvarlak kulubelerde yasanmis daha genis yapilarak gerek duyulunca da izgara planli konutlar yapilmistir Avlanan hayvanlar yaban domuzu kizil geyik ala geyik yaban sigiri yaban koyunu ve yaban kecisidir Toplanilan bitkilerin esasini yabani mercimek ve fig olusturur Canak Comleksiz Neolitik B evresinin Izgara Planli Yapilar ve Kanalli Yapilar evrelerinde avci toplayici gecim tarzi devam ederken Izgara Planli Yapilar Evresi nde yabani emmer ve einkorn bugdayi gorulmeye baslandi Yine bu yapi evresinin baslarinda domuzun bir evcillestirme baslangici olarak yerlesme icinde tutuldugu ileri surulmektedir Diger yandan el isciliginde ustalasma daha uzak mesafelerle mal degis tokusu ve inanc sisteminde gelismeler gorulmektedir Bu yapi evresinin sonlarina dogru yani Canak Comleksiz Neolitik B evresi baslarinda yabanil tahil turleri devsiriciliginin yogun olarak yapildigi anlasilmaktadir Hucre Planli Yapilar Evresi nde ozellikle koyun ve kecinin evcillestirildigi daha baslarda yabani einkorn bugdayinin kulture alindigi anlasilmaktadir Bu yapi evresinde hayvan yetistiriciligi gecim tarzinda onemli yere sahiptir ve halen koyun ve keci en cok yetistirilen hayvanlardir Canak Comleksiz Neolitik C evresinde ise evcil koyun ve kecinin beslenmedeki agirliginin arttigi belirtilmektedir Beslenmenin bitkisel kaynaklari ise yabani baklagiller kulture alinmis olmasi muhtemel gorunmektedir badem menengic fistik bezelye mercimek burcak ve daha sinirli olcude olarak bugday basta olmak uzere tahillardir Kanalli Yapilar Evresi sonlarina kadar baklagiller tahildan uc kat fazla tuketilmekteydi Tas Doseli Yapilar Evresi nde bu oran on kat oldu Hucre Planli Yapilar Evresi nde ise alti kattir Beslenmenin hayvansal kaynaklari ise evcil ve yabani domuz koyun keci sigir ve ala geyiktir Belirtmek gerekir ki bu hayvanlardan yararlanma yuzdeleri sabit kalmamis esas olarak yapi evrelerine gore degisiklikler gostermistir MimariKronolojik alt evreler Evre adi Yapi kati sayisi Kulturel donem Gunumuzden once yaklasik tarihleriYuvarlak planli yapilar 4 yapi kati PPPNA 10200 9200Izgara planli yapilar 9200 9100 En eski tip yapilar 2 yapi kati PPNA B Acik tip 2 yapi kati PPNB gecis Menderesli tip 1 yapi kati PPNB Kapali tip 2 yapi kati PPNBKanalli yapilar 3 yapi kati PPNB 9100 9000Tas dosemeli yapilar 3 yapi kati PPNB 9000 8600 Hucre planli yapilar 3 yapi kati PPNB 8600 8300Genis odali yapilar 6 yapi kati PPNC 8200 8000 Konutlar Yuvarlak Planli Cukur Yapilar Evresi Tepe nin dogusunda ana toprak uzerinde yer alan yapi katidir Kendi icinde mimari gelisim gosteren 4 alt evre belirlenmistir En alttaki evre yuvarlak ya da oval planli sivanmis dal orgu teknigiyle yapilmis kulubelerle temsil edilmektedir Zemin yerden 30 35 cm kazilarak saglanmistir Duvarlar 10 12 cm kalinliktaki agac dallarinin belirli araliklarla dikilmesi aralarinin daha ince dallarla sepet gibi orulmesiyle olusturulmustur Daha sonra bu dal orgunun uzeri kalin bir camur tabakasiyla sivanmistir Birbirine yakin yapilmis kulubelerdir Catilarin ahsap ve saz gibi malzemeden yapildigi dusunulmektedir Ilk haliyle bu sekildeki yapilarin daha sonra alt kisimlari tasla orulerek saglamlastirildigi gorulmektedir Bu kulubelerin disinda islik olarak kullanildigi dusunulen bazi tas doseli alanlar vardir Izgara Planli Yapilar EvresiIzgara Planli Yapilardan birinde temel duvarlar Dikdortgen planli bu yapilar ucu haric kabaca kuzey guney yonunde insa edilmistir yani kisa kenarlari kuzeye ve guneye gelecek sekildedir Uzun kenarlari 10 11 metre kisa kenarlari ise 3 5 metredir Icte uc bolum olarak duzenlenmislerdir Kuzey taraftaki en buyuk bolme aralarinda genis kanallar birakacak bicimde birbirine paralel dizilmis tas dizileri ile yukseltilmis bir tabana sahiptir Bu tas dizilerinin gorunumu bir izgarayi andirdigi icin bu yapi evresine Izgara Planli Yapilar Evresi tanimlamasi verilmistir Tas dizilerinin ve arada olusan kanallarin ustu agac dallari kamis ve sazlarla kaplanmis bazilarinda bunun da uzeri duzgunce kil bir tabakayla ortulmustur Her halukarda bu tabanin disa yayilmamasi icin etrafinin ince ve alcak bir tas sirasi ile kapatildigi anlasilmaktadir Duvar olarak yine dal orgu teknigi kullanilmistir Ortadaki ikinci bolum ise avlu olarak kullanilmaktadir ve bir ocak bulunur Yapinin en guneyindeki ucuncu bolum ise islevi anlasilamayan fakat islik ya da kiler olarak kullanilmis olabilecegi dusunulen degisik sayida hucre tarzi bolumlerden olusmaktadir Bu alt evreye ait gun isigina cikarilan konutlar hemen hemen ayni boyutlarda ve ayni plandadir Aralarinda ayni mesafe birakilarak iki sira halinde insa edilmislerdir Izgara planli konutlar aslinda dortgen zemin uzerine yine yuvarlak yari silindir gibi yapilardir Yuvarlak tabanda yuvarlak yapilarin 6 metre captan daha genis yapilmasinda ustesinden gelinemeyen teknik sorunlar vardi Bu nedenle tabani dikdortgen yapma yolu secilmis olmalidir Kanalli Yapilar Evresi Her ne kadar bir alttaki Izgara Planli Yapilar Evresi ndeki gibi yine dikdortgen planli yapilar gorulmekte ise de tasiyici duvarlari kerpic kullanimi ve gomut gelenegindeki degisme gibi nedenlerle ayri bir kultur olarak degerlendirilmektedir Bu evrede kanalli tas duzlemlerle yukseltilmis konutlar yer almaktadir Bu kanalli tas duzlemler kucuk ocak taslarinin aralarinda 20 cm genislikte kanallar birakacak sekilde duzenli bir bicimde ust uste dizilmesiyle orulen duvarlardan olusmaktadir Bu duzlemler yaklasik olarak 3 x 5 50 metre olculerindedir Kanallarin ustu yassi tas levhalarla ortuldukten sonra tum duzlemin ustu moloz taslari dokulerek duz bir platform elde edilir Esas tasiyici duvarlar ise bu tabanin uzerine kucuk ocak taslariyla harc olarak camur kullanilarak 50 cm kalinlikta orulmustur Duvarlarin devami kerpic topaklari kullanilarak yukseltilmistir Cati konusunda kesin sonuc verecek bir buluntu olmamakla birlikte duz dam oldugu yonunde bazi buluntular vardir Yerlesim duzeninde belirgin bir degisiklik olmustur Konutlar birbirinden daha mesafelidir ve aralarinda genis avlular yer alir Ocaklar ve isliklerle birlikte gunluk faaliyetlerin de konuttan genel alanlara ciktigi anlasilmaktadir Bu evrede digerlerinden farkli yapida ve farkli islevde iki yapi saptanmistir Bunlardan biri daha ust evrede gorulen ve Kafatasli Yapi olarak adlandirilmis olan yapinin hemen altindaki yapidir Tabani insan kemikleriyle kapli olup buyuk bir yangin gecirmistir Diger ise Saltasi Yapi olarak adlandirilan yapidir Tas Doseli Yapilar Evresi Konutlar ise yine dortgen planlidir Birbirine gecisli birkac odalari vardir Tek katli ve duz damli olduklari belirtilmektedir Kanalli Yapilar Evresi nden en onemli farki tabanlarin duvarlarin cikilmasindan sonra dosenmis olmasidir Fakat esas yenilik ilk kez kerpic hamuru kullanilmasidir Bu hamur tas temeller uzerine dokme olarak kullanilmistir Hucre Planli Yapilar Evresi Yapi tekniginde onemli bir atilim gerceklestirildigi dusunulen evredir Bu evrede konutlar iki katli olarak yapilmistir Alttaki bodrum kati olarak degerlendirilen kat sekiz kucuk hucreye bolunmustur Tas subasmanli olarak yapilmislardir ve cogunun tabani topraktir Hucreler hem kiler hem de gomu yeri olarak kullanilmistir Girislerinin konutun ikinci kati tabanindan ahsap bir merdivenle oldugu dusunulmektedir Konut olarak kullanilan ust kata dogu duvari disindaki tas merdivenlerden cikilmaktadir Kerpic hamuru ilk kez bu alt evrede bicimlendirilerek tugla olarak kullanilmaya baslanmistir Koy meydani olarak kabul edilen alanda tanri heykelleri oldugu dusunulen dikilitaslar vardir Bir toren meydani oldugu dusunulmektedir Daha sonraki evrede de kullanilan bu alan bu evrede en az 50 x 25 30 metre boyutlarinda bir alandir Bir alt evrenin yapi kalintilari uzerine en yuksek zeminleri taban alarak cukur kalan bolumleri doldurarak insa edilmistir Konutlarin dogusunda ayri bir alan olarak yer alir Kuzey kenari boyunca planlari konut planlarina benzeyen fakat yan yana duzenli bir planlamayla ve daha genis olarak tasarlanmislardir Iclerinde maden buluntular kil kaplar ve kil ev maketleri gibi statu esyasi olarak yorumlanan buluntular ele gecmistir Butun bunlar topluluk icinde ayricalikli bir grubun olduguna isaret etmektedir Hucre Planli Yapilar Genis Odali Yapilar Gecis Evresi Bu evreye ait cok az mimari kalinti vardir Hucre Planli Yapilarda bir yozlasma gorulur genis odali yapilar yonunde bir egilim ortaya ciktigi ileri surulmektedir Genis Odali Yapilar Evresi Bu evre tek ve buyuk odali yapilarla temsil edilmektedir Yapi tekniginde daha ozensiz olmak disinda fark yoktur Bununla birlikte ilk bu yapi evresinde temel cukurlari acilmaktadir Bir onceki evredeki toren meydaninin bu evrede artik bu amacla kullanilmadigi anlasilmaktadir dikilitaslar devrilmis ve uzerleri ortulmustur Eskisi gibi duzenli bir tabana da sahip degildir Kult yapilari Yerlesmede farkli alt evrelerde konutlar disinda tum toplulugun kullanimi icin insa edilmis bir bakima kamusal nitelikte yapilar vardir Birer kult yapisi olarak gorulen bu yapilar hem plan hem yapi teknigi hem de iceride ele gecen buluntularin niteligi yonunden konutlardan farklilik gostermektedir Bu yapilarin ortak ozellikleri cevre duvarlarinin icten payelerle donatilmis olmasi ve her ne kadar farkli teknikler kullanilmis olsa da hepsinde ozenle islenmis genis dosemelerin gorulmesidir Kuskusuz bu tur yapilarin insasi yani bireysel kullanim islevi otesinde toplulugun tumune yonelik islev goren yapilar ancak bireysel iradenin otesinde guclu bir iradenin bir otoritenin varligini gerektirmektedir Bu tarz bir irade ise tek tek toplulugu olusturan bireylerin iradesinden daha guclu ve bu sekilde topluluktaki tum bireyleri harekete gecirebilecek yonetsel bir iradedir Bu iradenin maddi kalintilarini gorebildigimiz en eski toplularin bireysel bir iradenin toplum uzerindeki otoritesini gostermesi bakimindan tabakali bir toplum oldugu soylenebilir Yine de bu toplumlarin tabakali olmasini Marksist literaturdeki gucunu uretim araclari uzerindeki ozel mulkiyete dayandiran bir hakim sinifin varligi olarak gormek icin elimizde kanit yoktur Kamusal yapilarin en eski ornekleri cogu kez birer kult merkezidirler ve o toplumlarda bireylerin paylastigi ortak bir inanc sisteminden gucunu alan ruhban unsurlarin topluluga empoze ettikleri iradeye baglanir Nitekim Cayonu nde kati bir inanc sisteminin sosyal yapinin oldugu anlasilmaktadir Kafatasli Yapi Yerlesme icinde kazilarda ortaya cikarilan konut islevli olmayan yapilardan biri de Kafatasli Yapi olarak tanimlanan yapidir Yapinin ilk kez ortaya cikarildigi 1981 yilinda icinde 70 kadar insan kafatasindan baskaca bir buluntu elde edilmemisti Bu nedenle bilim dunyasina Kafatasli Yapi olarak tanitilmis daha sonraki yillarda yapida kafataslarinin yani sira diger insan kemikleri de bulunmasina karsin bu adlandirma yerlesmistir Kazilarin sonuna kadar bu yapidan 450 bireye ait kafatasi ve kemikler ele gecmistir Yaklasik 2 bin yil boyunca kullanilmis olan bu yapida cok daha fazla bireye ait kemik bulunmasi gerektigi dusunulmektedir Bunun aciklamasi Cayonu nde bu sure icinde yasayip olmus tum bireylerin degil sadece ayricalikli gorulen bireylerin buraya gomuldugu seklinde yapilmaktadir Ele gecen gomuler de bunu gostermektedir Ornegin Izgara Planli Yapilar da taban alti gomuler vardir Kafatasli Yapi dan bir gorunum Kult yapilari icinde en eskilerinden ve en uzun sure kullanilanidir Yuvarlak Planli Yapilar Evresi nden itibaren islev gormektedir Bu alt evrede ve Izgara Planli Yapilar Evresi nde yuvarlak daha sonraki alt evrelerde ise dortgen planli olarak insa edilmistir Kanalli Yapilar Evresi nde yerlesmenin guneydogu yamacini kesecek bicimde yapilmistir Buyuk bir yangin gecirdigi icindeki kemiklerin buyuk olcude kavrulmasindan da anlasilmaktadir Bir sonraki Tas Doseli Yapilar Evresi nde bu kez dortgen planli olarak yeniden insa edilmistir Cayonu ndeki soz konusu yapinin kafatasi kultu gomme geleneginde basin govdeden ayri tutulmasi ile dogrudan iliskili oldugu kabul edilir Olulerin hazirlanmasi islemleriyle ilgili gorulmektedir Yapinin avlusunda bulunan uzerinde insan ve hayvan kani saptanan bir sunak cevresindeki sekiler ve odaciklarda cukurlarda rastlanan cok sayidaki ezik kirik kemikler bu gorusu desteklemektedir Bunun bir uzantisi olabilecek sekilde Cayonu nde insan kurban etme geleneginin gorulmesi bir olasilik olarak ileri surulmektedir Farkli kullanim evreleri gosteren bu anitsal yapi dogu bati yonunde uzanmaktadir En ustteki evre BM 2 A evresi olarak tanimlanmistir Tabanlari tas doseli uc oda ve guneyde genis bir avludan olusur Buyuk bir yangin gecirmistir 70 kadar kafatasinin bulundugu evre bu evredir BM 2 B evresi ise hemen altta ayni planda olmakla birlikte biraz daha kucuk olceklidir BM 2 C evresi kuzey kismi sal taslariyla doseli tek ve uzun bir mekandan olusmaktadir Muhtemelen kuzey tarafinda yine avlu vardir Saltasi dosemenin altinda mahzen gibi dort hucre yer almaktadir Bu hucrelerin yan duvarlari yer yer duzgun buyuk tas bloklarla desteklenmistir ve saltasi doseme bunlarin uzerine yerlestirilmistir Gomut odalari olarak kullanilmis olan bu mezar odalarinin her birinde farkli gomu durumlari gorulmektedir ki bu durum bugune kadar baskaca neolitik yerlesimlerde tespit edilmemis bir durumdur Ornek olarak en batidaki mahzen 2 00 x 1 10 metre boyutlarindadir Kafataslari ve cesitli kemikler bu mahzenlere ustlerine saltaslari kapatilmadan once dokuldugu izlenimi edinilmektedir Oyle ki altta her turlu kemik ve kemik parcalari ile dolu kalin bir dolgu olusmaktadir Kemiklerin cogunun bag dokulari tumuyle curudukten sonra buraya konuldugu bellidir Yine de tek bir ayak ve bacak birlikte bulunmustur Uzerindeki et henuz curumeden buraya atildigi anlasilmaktadir Butun bu dolgu kaldirildiktan sonra cok sayida uzun kemigin bir araya getirilip paketlenmis gibi duzenli obekler olusturdugu gorulmustur Bunun altinda ana topraga ulasilmistir Tum bu kemik dolgu icinde ender de olsa cift delikli silindirik boncuklar ve yine taki olarak kullanilmak icin delindigi anlasilan buyuk bir deniz kabugu cikmistir Bu dort mezar odalarinin disinda yine ayni yapi icinde insan kemiklerinin yigildigi cukurlar ortaya cikarilmistir Ornegin yapinin kuzey kesimindeki boyle bir cukurda 32 cocuk ve yetiskin bireye ait kemiklerin yigin halinde atildigi gorulmektedir Herhangi bir anatomik baglanti olmamasi nedeniyle baska bir yerden getirilip bu cukura yigildiklari dusunulmektedir Mezar odalarindan en batidaki 4 No lu cukurda ise ilginc bir durum vardir En ustte cok sayida bireye ait uzun kemikler duzensizce atilmis halde bulunmustur Bunlar kaldirildiginda iki sira halinde dikkatlice yan yana dizilmis yetiskin kafataslari ortaya cikmistir Bazilari batiya bazilari ise doguya bakmaktadir Bunlarin altinda ise yine daginik halde uzun kemikler vardir Bu sekilde bir gomu uygulamasinin baska bir neolitik yerlesimde gorulmedigi belirtilmektedir Nufusun buyuk bolumunun neredeyse 70 inin Kafatasli Yapi ya gomuldugu ileri surulmektedir Birincil ve ikincil gomu orneklerine siklikla rastlanmaktadir Saltasli Dosemeli Yapi Saltasi Dosemeli Yapi olarak adlandirilan yapi Izgara Planli Yapilar Evresi nin son doneminde tepenin guney yamacinda ana topragin icine oyularak yapilmistir Kanalli Yapilar Evresi nde bir kult yapisi olarak islev gordugu kabul edilmektedir Dikdortgen planli yapinin boyutlari 11 x 7 50 metredir Kuzey duvari ayni zamanda set gorevi gormesi icin daha kalin orulmus ve ic taraftan iki payanda ile desteklenmistir Taban levha taslarla kaplanmis ve uzerleri duzlenmistir Icerdeki alanin ortasinda payandalarla ayni hizaya gelecek sekilde karsilikli yerlestirilmis iki dikilitas vardir Ancak bu dikilitaslar Gobekli Tepe ve Nevali Cori deki gibi T bicimli degildir Bunlarin tanri heykeli islevi gordugu dusunulmektedir Kuzeydogu kosede de bir ucuncu dikilitas dogu duvarina paralel duracak sekilde konmustur Sekili Yapi Ilk olarak Tas Doseli Yapilar Evresi nde insa edilmistir Saptanan kamusal yapilar icinde en kucuk olcekli olanidir Cizimlerde BK yapisi olarak gosterilmektedir Ic duvarlar boyunca tas bir seki uzanir Icinde islevi hakkinda ipucu verecek bir buluntuya rastlanmamistir Terrazzo Tabanli Yapi Hucre Planli Yapilar Evresi nin kamusal yapisi terrazzo yapisidir Dortgen planli iceride payeleri olan yapinin tabani terrazzo teknigiyle bir cesit mozaik yapilmistir Sondurulmus kirec kirmizi renkli kirik taslar ve kumla buyuk bir ozen gosterilerek yapilmis parlatilmistir Yapinin kuzeydogu kosesinde yarimay seklinde kutsal ocak yakininda uzerinde insan yuzu kabartmasi olan sig bir tekne vardir Bir tapinak olarak islev gordugu kesindir BuluntularKucuk buluntular Pisirmeden canak comlek yapma girisimi olarak gorulen kilden kaplar Hucre Planli Yapilar Evresi nin en son evresinde ortaya cikmistir Bazen cok az pismis kaba bitkisel katkili kerpic camurundan duz tabanli sig kenarli yuvarlak ya da koselerin yuvarlatilmis dortgen kaplardir Kaplar disinda silindir boncuklar misket taslari vardir Ayrica kazilarda 49 adet kil insan heykelcigi 51 adet hayvan heykelcigi bulunmustur Hayvan heykelcikleri icinde evcil koyun ve keci heykelcikleri Hucre Planli Yapilar Evresi nin son alt evresinde yabani hayvan heykelcikleri ise daha erken Kanalli Yapilar Evresi nden itibaren gorulmektedir En eski iki yapi evresinde kil heykelcik hic bulunmamaktadir En sasirtici kil buluntusu ise ev modelleridir Hucre Planli Yapilar Evresi nde bu sekilde bes model bulunmustur Alcak korkuluklu duz damlar yagmur olugu yani sira ilk katta hucrelerin havalandirma pencereleri gorulmektedir Cayonu ve Catalhoyuk Turkiye de en eski canak comlek buluntusu veren arkeolojik yerlesimlerdir Bu tarih MO 6 binyila kadar geri gitmektedir Bir grup canak comlek buluntusu Guneydogu Anadolu Kuzey Suriye de gorulen koyu yuzlu ackili olarak tanimlanan mal grubuna girmektedir Ancak dugme bicimli kabartma bezemelerle bir farklilik gostermektedir Bunlar daha cok Dogu Anadolu Kafkasya canak comlegi ile benzerlik gostermektedir Cayonu nde Canak Comlekli Neolitik Cag tabakasindaki canak comlek buluntulari Halaf oncesine MO 6 binyil baslarina tarihlenmektedir Canak Comleksiz Neolitik tabakalarda hem cakmak tasi hem obsidiyenden yontmatas alet yapiminda yararlanildigi gorulmektedir En eski Yuvarlak Planli Yapilar ve Izgara Planli Yapilar evrelerinde cakmak tasi kullanimi kabaca uc kat fazladir Hucre Planli Yapilar Evresi nde ise yari yariyadir Cakmaktasi cevreden saglanabilirken obsidiyen Bingol ve Nemrut Dagi bolgesinden gelmedir Daha sonraki evrelerde obsidiyen kullanimi artmistir Obsidiyen kullanimi dilgilerde cakmak tasi ise yongalarda daha coktur Yongalar toplam tas aletlerin 47 si kadardir Surtmetas aletler icinde degisik boylarda havan elleri vardir Kullanildiklari ise uygun bicimde farkli boyutlardadir boya ezmekten et dovmeye kadar cok cesitli islerde yararlanildigi anlasilmaktadir Surtmetas buluntulara diger ornekler havanlar yassi baltalar vurgu taslari sap delikli cekicler bileyi taslari bizlar agirsaklar topuzlar bilezik olarak ve baska amaclar icin kullanilan tas halkalar bazilari bezemeli tas kaplar sayilmaktadir Gerek yontmatas gerekse de surtmetas endustrisinde Canak Comleksiz Neolitik boyunca onemli bir degisiklik gorulmemektedir Cayonu sakinlerinin nabit bakiri ve malahiti isledikleri saptanmistir Tum buluntular degilse bile bir kismi isitilarak tavlama islemine tabi tutulmus daha sonra dovme teknigiyle islenmistir Bu sekilde islenen bakirdan delgi igne ve tel parcalari yapilmistir Bu tavlama isleminin metalurji alaninda bir devrim sayilmasi gerektigi belirtilmektedir Diger yandan bilinen en eski dovme teknigiyle yapilan bu nesnelerin tas orsler uzerinde sapsiz tas cekiclerle dovulerek sekillendirildigi tahmin edilmektedir Bu sekilde dogal bakirin kullanilmasinin yani sira isil islemle cevherinden aritilmis madenin de kullanildigi anlasilmaktadir Cayonu nde bulunan bu nesneler sadece Anadolu da degil insanlik tarihinde bilinen en eski maden buluntulardir Bakirdan yapilma buluntular esas olarak Izgara Planli Yapilar ve Kanalli Yapilar evrelerinde ele gecmistir Kemik ve geyik boynuzundan yapilma aletler oldukca cesitlidir Bizlar basli ya da delikli igneler kaburga kemiklerinden uclari sivri ya da yuvarlatilmis dilgiler alet saplari vardir Bu saplardan bazilarinin uclarinda aletin yerlestigi delikler bazilarinda ise bunun yerine dilgilerin yerlestirildigi boydan boya uzanan oluklar gorulmektedir Bitki kalintilari icinde fig tohumlarinin MO 7 500 6 500 yillari arasina ait oldugu anlasilmaktadir Esas olarak ve bugdayinin bazi baklagiller burcak ve nohutun kulture alindigi belirtilmektedir Bezelye ve mercimek en son katlarda kulture alinmistir Badem fistik mese palamutu uzum delice otu yabani bakla yassi zarfli bezelye keten ve citlembik cevreden toplanan bitkilerdir Arpa hemen hemen hic bulunmamaktadir Hayvan kalintilari Avlanan hayvan turleri oldukca genis bir yelpaze gostermektedir Bunlar yaban domuzu yabani koyun ve keci kizil geyik alageyik yaban sigiri ceylan karaca at ayi tilki sansar tavsan kunduz sincap yabani kedi kokarca porsuk su samuru kaplumbaga kirpi cesitli kuslar ve tatli su baliklari olarak gorulur Eninde sonunda evcillestirilen dort tur domuz koyun keci ve sigir toplam olarak tum alt evrelerde 60 a yakin ya da daha yuksek paya sahiptir Etinden yararlanilan diger yabani turler Kanalli Yapilar Evresi nden itibaren payi azalan bir kaynaktir Yabani ya da evcil koyun ve keci ilk uc alt evrede gorece onemsizken Genis Odali Yapilar Evresi nde buyuk artis gosterir Bu alt evrede koyun ve keci eti Cayonu sakinlerinin et tuketiminin 53 6 sini karsilamis gorunmektedir Bununla birlikte Genis Odali Yapilar Evresi ne kadar baskin olan domuzdur Insan kemikleri Yakindogu Neolitik Cagi yerlesmeleri arasinda Cayonu en cok insan kemigi veren yerlesmedir Kazilarda 227 si kadin 193 u erkek 142 si cocuk 57 si bebek ve 7 si fetus olmak uzere toplam 626 insan iskeletine ulasilmistir Cayonu buluntusu ise en eski evre olan Yuvarlak Planli Cukur Evler Evresi dolgusu icinde bulunmustur Iskelet uzerinde yapilan 14C analizine gore gunumuzden 9 bin yil oncesine tarihlendirilmektedir Insan kemikleri konusunda diger ilginc bir buluntu Kafatasli Yapi nin kuzeyindeki bir cukurda bulunan cok sayidaki insan kemiklerinden bazilarinda saptanan belirgin yanma izleridir Ayrica baska bir noktada da yanma izleri olan insan iskeleti bulunmustur Bu buluntular Anadolu da kremasyon uygulamasinin Canak Comleksiz Neolitik Cag a kadar geri gittigi seklinde yorumlanmaktadir Nufus yapisiYerlesmenin Neolitik Cag da hic umulmadik olcude 600 nufuslu bir koy yerlesmesi oldugu anlasilmaktadir Ortalama omurun 29 30 yil oldugu anlasilmaktadir Bununla birlikte bes bireyin 50 yasin ustunde oldugu saptanmistir Bunlardan dordu erkektir besincinin cinsiyeti saptanamamistir Ortalama boy erkeklerde 1 70 kadinlarda 1 57 dir Kafa yapisi Akdeniz irkindan olduklarini gostermektedir Bu irkin kaba ve narin yapilari bir arada gorulur ancak narin yapililar cogunluktadir Bu donemde nufusun 34 unun bebek ve cocuk oldugu gorulmektedir Cocuk olumlerinin cogunlukla 2 3 yas arasinda oldugu belirlenmistir Bu yaslar normal olarak son derece steril bir beslenme tarzi olan anne sutuyle beslenmeden diger besinlere gecis yaslaridir Cayonu geleneginde bebeklerin sutten kesilmelerinin 2 3 5 yaslarinda oldugu anlasilmaktadir Bu yaslardaki olumler bu dis besinlerden alinan patojen unsurlara enfeksiyonel hastaliklara ornegin atesli ishale ve yetersiz anne bakimina baglanmaktadir Bebek olumleri genelde yuksek oranli olmakla birlikte Hucre Planli Yapilar Evresi nde daha yuksek oldugu gorulmektedir Daha ayrintili bir inceleme 0 15 yas arasindaki olumlerden 67 si 0 5 yas arasindaki cocuklarda goruldugunu ortaya cikarmaktadir SaglikKemiklerin incelenmesinden cesitli hastaliklar yasandigi anlasilmaktadir Belli baslilari kulak ve kemik iltihabi eklem bozukluklari dis curukleri sayilabilir Ozellikle kemik iltihabi dikkat cekecek kadar yaygin gorunmektedir Eklem kikirdaklarindaki tahribat sikligi 71 8 olarak gorulmektedir Enfeksiyonel hastaliklarin sikligi ise 61 1 dir Dejeneratif eklem rahatsizliklari kadinlarda 65 9 erkeklerde ise 84 olarak gorulmektedir Diger yandan ileri derecede dis asinmasi gorulmektedir Bu durumun tahil ogutmekte kullanilan bazalt ogutme taslarinin ufalanmasiyla una karisan cok ufak parcalardan ileri geldigi kabul edilmektedir Bu tahil ogutme isleminin bir olumsuz sonucu ki Cayonu toplumunda yaygindir bilek kol diz eklemleri ile bel ve boyun omurlarinda gorulen ileri derecedeki eklem deformasyonlaridir Bu durumun zor ve agir islerde calismanin omurgada neden oldugu asiri yuklenmeye de bagli oldugu dusunulur Dislerde gorulen diger bir sorun da dis minesinin yeterince kalinlasamamasi olarak tanimlanan dis mine hipoplazileridir Kadinlarda 44 7 erkeklerde ise 20 5 siklikla gorulen bu durum 1 1 5 yaslarda ortaya cikmaya baslar 4 4 5 yaslarda en yuksek orana ulasir Bir baska saglik sorunu ise Anemidir Ozellikle cocuklarda rastlanmaktadir Cayonu toplumunda aneminin demir eksikligine bagli oldugu ileri surulmektedir Demir eksikligi ise buna yol acan bir hastaliga ya da belirli bir sure devam eden yetersiz beslenmeye baglanir Beslenmenin esas olarak tahillara dayanmasi demir eksikliginin onemli bir nedeni olarak gorulmektedir Ayrica muhtemelen avlanma sirasinda karsilasilan kazalar sonucu bas kol ve bacak kemiklerinde kiriklar vardir Bu kiriklarin bilincli bir sarma ile iyilestirildigi gorulmektedir Dokuz yetiskin kafatasinda karsilasilan yaralanmalarini da iyilestigi gorulmektedir Paryetal kemik Insan kemiklerinin incelenmesinde ulasilan en hayret verici buluntu bir yetiskin genc bir erkek kafatasindan paryetal kemikden 8 mm capinda bir parca kemigin kesilip alinmasi operasyonudur Tip dilinde Trepanasyon adi verilen bu operasyonla olusan delik cevresinde bir reaksiyon ya da iyilesme izi gorulmemektedir Bu nedenle bu erkegin operasyon sirasinda olmus oldugu ya da zaten olu oldugu dusunulmektedir Trepanasyonun en erken ornekleri Israil deki Mount Carmel Magarasi nda birden fazla kafatasinda saptanmistir Operasyonun olu insanlar uzerinde yapildigi anlasilmaktadir Epipaleolitik Cag a tarihlenmektedir Neolitik Cag da ise oldukca ozellikle Avrupa ve Ortadogu da yaygindir Anadolu da da bu cagda bilindigi degisik bolgelerden gelen buluntulardan bilinmektedir Bu tur operasyonlarda amac canli insanlarda cinnet delilik bas agrisi bas donmesi ve sara gibi sikayetlerin giderilmesini saglamakti Olulerde uygulanmasinin ise kotu ruhlari kovma amacli oldugu dusunulmektedir Olu gomme gelenekleriCanak Comleksiz Neolitik Cag in son yapi kati olan Genis Odali Yapilar Evresi nde ve Canak Comlekli Neolitik tabakada yerlesme ici gomutlere rastlanmaz Aciktir ki yerlesme disinda bir mezarlik alani vardi Daha eski tabakalarda ise yerlesme ici gomut gelenegi esastandir En eski evre olan Yuvarlak Planli Cukur Yapilar Evresi nde gomut armagani olmadan hocker durumunda kil tabanlar altina gomu yapilmistir Izgara Planli Yapilar Evresi nde izgaralari olusturan duvarlar arasina tek tek ya da topluca gomulmustur Gomut armagani olarak taki gibi kisisel esyalar surtmetas aletler ve kirmizi asiboyasi parcalari vardir Kanalli Yapilar Evresi nde arkeoloji biliminde Kafatasli Yapi olarak bilinen yapiya topluca ve ikincil gomu yapilmistir Cesitli gomut tipleri uygulanmistir Tum bunlar Cayonu kazilarinin onemini gosterir bulgulardir Cayonu zaman icinde taban altina gomu geleneginden yerlesme icinde ortak bir yapi icinde ve ikincil gomu yapma gelenegine dogru olan gelismenin izlenmesini saglamaktadir DegerlendirmeBereketli Hilal uzerinde Neolitik Devrim in kilit yerlesmelerini gosteren harita MO 7 500 Cayonu kazilari ve izleyen calismalar her seyden once ayni kulturun zaman icinde gosterdigi gelismeyi izleyebilmek acisindan onemli bilgiler saglamistir En azindan Canak Comleksiz Neolitik Cag in tum evreleri ki yaklasik olarak 2 500 3 000 yil surmustur kesintisiz olarak gozlenmektedir Cayonu toplumunun bu gelisme cizgisi uzerinde sosyal yapi oldugu kadar beslenme stratejisi de izlenebilmektedir Butun bunlarla birlikte Cayonu Neolitik Devrimi eksiksiz olarak sergilendigi bir arastirma alanidir Canak Comleksiz Neolitik B evresinde yani Tas Doseli Yapilar ve Hucre Planli Yapilar evrelerinde yerlesim duzeninde kati kurallar uygulandigi gorulur Her yapi alt evresinde konutlarin mimarisi aynidir ve bir sonraki alt evrede tumuyle degismis fakat tum yapilarda ayni plan ve yerlesim duzeni uygulanmistir Ozellikle acik alanlarin islevleri ve duzenlenislerinde bir otoritenin etkisi belirgun olarak hissedilir Konut planinin alt evrelerde hep ayni olmasi her ne kadar sosyal farklilasmanin olmadigina isaret ediyorsa da tum konutlarin ayni planda yapilmasini dayatan bir otoritenin varligi da kabul edilmektedir Hucre Planli Yapilar evresinin sonlarina dogru yerlesim duzenindeki kati kurallarin terk edildigi yerlesim planinin daha birornek hal aldigi belirtilmektedir Ayrica ortak mulkiyetten kisisel mulkiyete dogru bir degisme oldugu ileri surulmektedir Mehmet Ozdogan bu gelismeyi yerlesmede hayvan beslenmesine baslanmasiyla aciklamaktadir Hayvan yetistirmeye baslamak Cayonu ne yerlesmis olan koklerini Paleolitik Donemden alan bu toplumun sosyal yapisinda buyuk bir donusume yol acmistir Sadece mimari ve yerlesim modeli degil ayni zamanda olu kultu ve olu gomme geleneklerini de degistirdi Hayvan yetistiriciliginin onemi artip avciligin onemi gerilerken standart yerlesim plani da gevsemistir Hatta gorece temiz tutulan koy giderek bir copluk alanina donusmustur Ozellikle Canak Comlekli Neolitikte duzensiz yapilasma cok belirgindir Bu gelismeler icinde kult esyalari giderek azalirken onlarin yerine gunluk kullanima yonelik esyalar gorunmeye baslar Paradoksal bir gelisme de kisa surede yerlesimin nufusunun azalmasidir Esasen bu durum Yakin Dogu nun neolitik yerlesmelerinde gorulen bir durumdur Bu durumun nedenleri halen tartismalidir Hayvanciliga dayanan yeni bir yasam tarzi ya da beslenme aliskanligi dolayisiyla karsilasilan salgin hastaliklarin neden oldugu ileri surulmektedir Dis baglantilarFotograflar Yakin plan kroki4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca TAY Yerlesme Ayrintilari 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Haziran 2014 a b c d e f g J Pearson M Grove M Ozbek H Hongo Food and Social Complexity at Cayonu Tepesi Anatolia Stable Isotope Evidence of Differentiation in Diet According to Burial Practice and sex in the Early Neolithic 2012 Sh 182 a b c M Ozdogan A Ozdogan Cayonu A Conspectus of Recent Work 25 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1989 Sh 66 Deniz Erdem Social Differentiation In Cayonu and Abu Hureyra Through Burial Custom and Skeletal Biology 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 20 21 Halet Cambel Robert J Braidwood Guneydogu Anadolu Tarihoncesi Arastirmalari I20 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1980 H Cambel R Braidwood Sh 13 13 Kazi Sonuclari Toplantisi Sh 103 a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z aa ab ac ad ae af TAY Yerlesme Donem Ayrintilari 26 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Haziran 2014 H Cambel R Braidwood Sh 15 dipnot J Pearson M Grove M Ozbek H Hongo Sh 183 Deniz Erdem Sh 21 22 a b Ali Metin Buyukkarakaya Cayonu ve Asikli Neolitik Toplumlarinda Buyume Bozukluklari 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 21 Arkeometri Sonuclari Toplantisi Sh 68 69 a b c d 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2014 a b 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Temmuz 2014 M Ozdogan A Ozdogan Sh 69 a b c Serap Ozdol Sh 188 Serap Ozdol Canak Comleksiz Neolitik Cagda Guneydogu Anadolu da Din ve Sosyal Yapi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 193 11 Kazi Sonuclari Toplantisi Sh 67 J Pearson M Grove M Ozbek H Hongo Sh 70 2 Kazi Sonuclari Toplantisi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1980 Sh 122 Alev Erarslan Anadolu da Yonetici Sinirin Ortaya Cikisi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Serap Ozdol Sh 176 a b 11 Kazi Sonuclari Toplantisi 19 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1989 Cilt 1 Sh 61 63 a b Serap Ozdol Sh 194 a b c Deniz Erdem Sh 36 a b Metin Ozbek Cayonu Yerlesmesindeki Kesik Insan Baslari 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2 Arkeometri Sonuclari Toplantisi 1986 Sevil Ozterzi Sh 34 Metin Ozbek Son Buluntularin Isiginda Cayonu Neolitik Insanlari 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 5 Arkeometri Sonuclari Toplantisi 1989 Sh 161 a b M Ozbek Son Buluntularin Isiginda Cayonu Neolitik Insanlari Sh 162 M Ozbek Son Buluntularin Isiginda Cayonu Neolitik Insanlari Sh 163 a b M Ozbek Son Buluntularin Isiginda Cayonu Neolitik Insanlari Sh 165 Metin Ozbek Cayonu Insanlari ve Saglik Sorunlari 12 Eylul 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 4 Arkeometri Sonuclari Toplantisi 1988 Sh 121 Serap Ozdol Sh 182 Conservation of Ceramic Artifacts on Archaeological Sites 13 Kazi Sonuclari Toplantisi 15 Agustos 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1991 Cilt 1 Sh 100 H Cambel R Braidwood Sh 16 17 Oktay Basak Diyarbakir da Maden Sanatinin Gelisimi Sh 55 56 Oktay Basak Tas Cagi ndan Tunc Cagi na Anadolu da Maden Sanatinin Gelisimi ve Kullanimi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 19 dipnot 20 a b H Cambel R Braidwood Sh 16 H Cambel R Braidwood Sh 18 PDF 1 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2014 H Cambel R Braidwood Sh 19 H Hongo J Pearson B Oksuz G Ilgezdi The Process of Ungulate Domestication at Cayonu 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 65 66 a b Sevil Ozterzi Sh 53 M Ozbek Cayonu nde Kafatasi Delgi Operasyonu Sh 119 Hamza Ekmen 2012 Yeni Veriler Isiginda Baslangicindan MO II Binin Sonuna Kadar Anadolu da Yakarak Gomme Kremasyon Gelenegi olu kirik baglanti Sh 25 M Ozbek Cayonu Insanlari ve Saglik Sorunlari Sh 125 M Ozbek Cayonu Insanlari ve Saglik Sorunlari Sh 126 A Metin Buyukkarakaya Tasmasor ve Ikiztepe Arkeolojik Topluluklarinda Mine Hipoplazilerinin Incelenmesi 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 11 M Ozbek Son Buluntularin Isiginda Cayonu Neolitik Insanlari 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 5 Arkeometri Sonuclari Toplantisi 1989 Sh 161 162 M Ozbek Cayonu Insanlari ve Saglik Sorunlari Sh 124 13 Arkeometri Sonuclari Toplantisi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1998 Sh 148 M Ozbek Son Buluntularin Isiginda Cayonu Neolitik Insanlari Sh 166 Sevil Ozterzi Anadolu da Neolitik ve Kalkolitik Donemdeki Mezar Tiplerinin ve Olu Gomme Geleneklerinin Sosyokulturel Acidan Degerlendirilmesi Yuksek Lisans Tezi 2011 Sh 54 a b Deniz Erdem Sh 41 Serpil Ozdemir Minnetpinari Iskeletlerinin Paleopatalojik Acidan Analizi 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 101 108 111 Metin Ozbek Cayonu nde Kafatasi Delgi Operasyonu Sh 109 M Ozbek Cayonu nde Kafatasi Delgi Operasyonu Sh 110 M Ozbek Cayonu nde Kafatasi Delgi Operasyonu Sh 117 118 J Pearson M Grove M Ozbek H Hongo Sh 181 a b Deniz Erdem Sh 22 23