Şebeş Muharebesi, Romanya'nın Karansebeş bölgesinde Osmanlı İmparatorluğu ve Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'na bağlı Avusturya Arşidüklüğü arasında yapılan bir muharebe olup, muharebe Osmanlı zaferi ile sonuçlanmıştır. Ancak Osmanlı kaynakları ve Avusturya kaynakları değişik olaylara önem vermekte ve bu anlatımların hangisinin gerçeği tam yansıttığı hususunda sorunlarla karşılaşılmaktadır. Özellikle Avusturyalılar tarafından yazılan Almanca mevcut kaynaklar savaştan uzun bir süre sonra yazılmıştır ve kendi tarafını hiç iyi göstermeyen gerçekler anlatmaktadır.[]
Şebeş Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
1787-1791 Osmanlı-Avusturya Savaşı | |||||||
Karanşebeş'e ilerleyen Osmanlı güçlerini resmeden 1795 yılında yapılmış bir tablo | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Avusturya Arşidüklüğü | Osmanlı İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
II. Joseph | Koca Yusuf Paşa | ||||||
Güçler | |||||||
80.000-100.000 asker 500 top | 0 | ||||||
Kayıplar | |||||||
10,000 ölü ve yaralı. | 0 (Osmanlı askerleri geldiğinde savaş bitmişti.) |
Olaylar
Osmanlı kaynaklarına göre Şebeş Muharebesi
Osmanlı Padişahı I. Abdülhamit'in emriyle Serdar-ı Ekrem olan Sadrazam Koca Yusuf Paşa Osmanlı ordusunu Sofya üzerinden harekete geçirdi.
Lazarathâne isimli bir mevkide Avusturya ordusuyla karşılaşan Memiş Paşa’nın süvarileri, şiddetli bir hücumla Avusturya ordusunu istihkâmlarından söktü. İki yüz bin kişilik orduya sahip olan Avusturya İmparatoru II. Josef, sayıca üstün olmasına karşın bu saldırı karşısında tutunabilmek için ordusunu Muhadiye Boğazı'na doğru çekmek zorunda kaldı. Muhadiye Boğazı, çok sarp ve geçilmesi ve zapt edilmesi zor bir yerdi. Aynı zamanda Temeşvar eyaletinin kilit noktası sayılırdı. Ortasından bir de nehir geçiyordu.
Sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, serasker Kethüda Cenaze Hasan Paşa ve diğer komutanlarıyla hareket tarzını istişare ettikten sonra, evvelâ boğazın iki tarafındaki tabyaların zaptına karar verdi. Üç gün süren Muhadiye Muharebesi çarpışmalarında Avusturya ordusu ağır bir yenilgiye uğratılıp boğazdaki tabyalar ele geçirildi. Muhadiye Muharebesi'nin kaybedilmesiyle, Muhadiye Boğazı'nda tutunamayan Avusturya İmparatoru II. Joseph, Şebeş boğazına güç bir hâlde kaçtı.
Şebeş'te durum
Muhadiye Muharebesi'nde bozguna uğrayan Avusturya İmparatoru 80.000 kişilik ordu ve 500 top ile Şebeş Boğazında mevzilendi ve bu mevziler gayet iyi tahkim edildi. Fakat bu Avusturya ordusu için sorunlar çıkmıştı. İmparator, Eflak'ta bulunan 30.000 kişilik Avusturya ordusunun komutanı General Fabriz'e emir gönderip Şebeş önünde bulunan Osmanlı ordusunun gerisine gelip arkadan hücuma geçmesini emretmişti. Fakat General Fabriz bu emre itaat edemeyeceğini bildiren bir cevap gönderdi. Yolların mevsim icabı kapalı olduğunu ve bu yollardan emri altındaki ordu ile yürüyüşe geçerse 20.000 kadar (yani ordunun üçte ikisini) zayiat verileceğini hesapladığını bildirip bu büyük zayiat verilirse Eflak'taki Avusturya elinde bulunan arazilerin de Osmanlılar'a geçmesini büyük olasılığı olduğunu da ifade etmişti. Bu takviyenin gelmeyişi Şebeş'te başkomutan imparatoru zora düşürdü.
Muhadiye Muharebesi'nden sonra Osmanlı ordusu ise üç değişik grup halinde bulunuyordu. Bir ordu grubu Vidin'de bulunup bu grupta Sancak-ı Şerif bulunmaktaydı. İkinci grup kalesindeydi. Üçüncü grup ise sarp kalesinde bulunmaktaydı. Osmanlı ordusunun üç grupta olması Avusturya casusları tarafından Avusturya orduları komutanına iletilmişti ve Avusturya yüksek komuta heyeti bu haberi Osmanlı güçlerinin birbiri ardında bulunan 400.000 kişilik üç ordu grubundan oluştuğu sonucunu çıkartmışlardı. Serdar-ı ekrem olan Koca Yusuf Paşa bu üç grubu birleştirip İrşova ve Lazarethane arasında topladı. Böylece bu ana Osmanlı ordusu Muhadiye'de bulunan Serasker Kethüda Hasan Paşa'nın güçlerine daha da yaklaştı.
Bu sırada Semendire'de bulunan Osmanlı Rumeli Valisi ve Belgrad'da bulunan serasker Süleyman Paşa bölgeyi Sırp isyancı ve asilerinden temizlemişlerdi ve Pançova'da bulunan Memiş Paşa güçlerine düzenli lojistik destek ve askeri takviye sağlama durumuna gelmişlerdi.
Lazarethane'de Sadrâzam Koca Yûsuf Paşa başkanlığında yapılan ordu müzakerelerinde kış mevsimi ciddiyetle başlamadan ve Avusturya ordusunun Muhaddiye Muharebesi yenilgisinden kendini toparlamasına imkân sağlamadan, hemen harekâta başlanmasına ve bu nedenle Şebeş Boğazında tahkimli mevzilere girmiş olan Avusturya ordusu üzerine gidilmesine karar verildi. Öncü olarak Çerkez Hasan Paşa komutasında birlikler; onun ardından serasker Kethüda Hasan Paşa komutasındaki birlikler Şebeş Boğazına sevkedildi. Serdar-ı ekrem Koca Yusuf Paşa birlikleri ile önce Muhadiyye'ye gitti. Fakat buraya gelen serdar-ı ekrem uzaktan top sesleri duymaya başlamıştı ve bunun üzerine serdar-ı ekrem de komutasındaki birliklerle Şebeş Boğazı'na gitmeye karar verdi. Bu arada Şebeş önüne gelmiş bulunan Kethüda Hasan Paşa'dan da 20.000 takviye isteyen bir mektup da serdar-ı ekremin eline geçti. Böylece serdar-ı ekrem Muhadiye Boğazı'nı savunma için bir miktar asker bırakıp kendi birlikleri ile Şebeş Boğazı'ndaki Avusturya mevzileri üzerine geldi.
Planlar ve gerçekleşen çarpışmalar
Osmanlı serdar-ı ekremi önce durumu daha uygun bir mevkiden gözetlemek için yakındaki büyük dağın zirvesine çıkıp düşmanın durumunu ve siperlerini dikkatle inceledi. Önce bu zirve üzerine bir top çıkartılmasını; düşman siperlerini bu topla dövüp bir hücumla bu düşman siperlerinin Osmanlı eline geçirilmesi için bir plan yaptı. Fakat aynı gözetleme zirvesine giden dalkılıç ağaları zirveye şahsen bile çıkmanın çok zor olduğunu ve bir top çıkarmanın imkânsız olacağını ifade ettiler. Ama zirveye değil, geceleyin karanlıktan faydalanarak dağ eteklerine siper kazılıp buraya toplar yerleştirilip düşman siperlerini döğerek oradan bir hücuma destek sağlayabileceğini ifade ettiler. Serdar-ı ekremin bu zirveden gözetlemesi ve sonra ağalarla olan toplantısı uzaktan Avusturya casusları tarafından izlendi ve bu haberleri alan Avusturyalı komutanlar telaşa düştüler.
Fakat gerçekte ne dağa top çıkarılması ve ne de dağ eteklerine siper kazılması gerekti. Muhadiye'den gelen büyükçe bir yeniçeri piyade birliği Osmanlı ordusuna dahil olduğu Avusturyalılar tarafından görüldü. O gün Rus cephesinden bir haberci gelmiş ve bu Osmanlı ordusunun birlikleri tarafından izlenmişti. Bu haberde Rusların Özi (Dinyeper) Nehri üzerindeki Pirezen Adası'nı ellerine geçirdikleri bildirilmekteydi. Ama Koca Yusuf Paşa bu haberci gelişini ordusunun moralini yükseltmek için bir aldatmaca olarak kullanmaya karar verdi. Haberi tersine çevirerek "Özi önünde Ruslar mağlup edilmiştir" diye divan efendisine bir mektup yazdırdı; bunu askerler arasında okutup ilan ettirdi. Bu ilan askeri çok heyecanlandırdı; onların bir zafer şenliği yapmaya başlamalarına neden oldu. Bu sırada da bir Osmanlı birliği bir Avusturya tabyasına hücum edip onu eline geçirdi. Osmanlılar bu hücumu, getirilen yeni yeniçeri piyadeleri ile bir gece taarruzu yapıp yenilemeyi planlamışlardı. Fakat yeni birliklerin gelmesi; bir zafer şenliği yapılması ve bir tabyanın ele geçirilmesini Avusturya komuta heyeti yanlış yorumladı ve destek alan Osmanlıların ertesi gün üç taraftan sarılı olan Avusturyalılar üzerine genel bir hücum yapacağı yorumunu yaptılar. Bu nedenle 29 Eylül 1788 akşamı Avusturya ordusunun büyük bir kısmına, süvari birliklerini artçı olarak bırakarak, hazırladıkları siperlerden geri çekilme emri verildi. Avusturya güçleri geri çekilmekteyken bir köprüyü geçmekteyken iki askerin içki satın almak yaptıkları bir kavga genişledi ve Türkler geliyor şayiaları, dedikoduları, büyük bağırtılara dönüştü. Askerlerinin çekilmesi birbirini kırıp çiğneyerek bir panik haline dönüştü.
Bu çekilmeyi izleyen Çerkes Hasan Paşa birlikleri ve ardından da serasker Kethüda Halil Paşa birlikleri çekilen Avusturyalılar arkasına onları takibe düştüler. Şebeş kasabası içine giren büyük sayıda Avusturya güçleri o kasaba içinde sıkıştı. Osmanlı birlikleri bu kasabayı ateşe verdiler ve yangından kaçanları kılıçtan geçirdiler. Kaçmayı başaran Avusturya birlikleri Lagoş tarafına yöneldiler. Avusturya ordusu dağıtılmakla kalmadı; 1000 esir, birkaç top, cephane arabaları ve çok sayıda silah ve onların cephanesi Osmanlılar eline geçti. Avusturya İmparatoru ve başkomutanı Arşidük Joseph esir olmaktan zor kurtuldu. Uzun zamandır Avusturyalılar, böyle bir mağlubiyete uğramamıştı.
Almanca kaynaklara göre Muharebe
Karánşebeş Muharebesi
Karánşebeş (Şebeş) muharebesi, 17 Eylül 1788 akşamı Osmanlı kuvvetlerini arayan Avusturya öncü birlikleri arasında gerçekleşir. Yaklaşık 100.000 kişilik Avusturya kuvvetleri Osmanlılarla savaşmak için Karánsebes kasabası (Günümüz Romanya'sında Caransebeş) yakınlarında kamp kurar.
Hussar birliği (hafif süvari birliği) keşif için Timiş nehrinin karşı yakasına geçer, Osmanlılardan hiçbir iz bulamaz. Hussar birliğinin yolda karşılaştığı çingene konvoyu muzaffer Avusturya askerlerine kendilerinden (alkollü likör, bir tür cin) satın almalarını teklif eder. Tekliften memnun kalan Hussarlar içki fıçılarını satın alırlar. Sonradan nehri geçen bir başka Avusturya piyade kolu, Hussarların bu içki partisine katılmak ister. Lakin Hussarlar içki fıçılarını piyadelerle paylaşmak istemez. İçki fıçılarının etrafını sarıp koruma altına alır, tartışma sürerken bir asker ateş eder. Böylece Hussarlar ve piyadeler arasında çatışma başlamış olur.
Çatışma sırasında bazı piyadeler, Hussarları korkutma amaçlı Turciii! Turciii! diye haykırır. (Romence: Türkleeer!). Bunu duyan Hussarlar Türkler geldi zannedip kaçar, Hussarların kaçtığını gören piyadelerde kaçışmaya başlar. Zira Avusturya Ordusu Lombardlı İtalyanlardan, Balkan Slavlarından, Avusturyalılardan ve çeşitli azınlıklardan oluşan karma bir ordudur. Bu sebeple askerler birbirlerini anlamakta zorlanmaktadır. Durumu düzeltmeye çalışan Avusturyalı subaylar Halt ! (Almanca:Durun!) Halt ! (Durun!) diye bağırır, fakat Almanca bilmeyen askerler bu kelimeleri Allah ! Allah ! diye anlayınca işler daha da kötüleşir.
Süvarilerin kampa doğru dörtnala geldiğini gören bir birlik kumandanı, Osmanlı akıncılarının saldırısına uğradıklarını zannedip, topçulara ateş emri verir. Bu sırada, çatışma sesini duyan askerler ne olduğunu anlayamadan kaçmaya başlar. Birlikler her gördüğü gölgeyi Türk zannedip vurmaya başlar, aslında ateş ettikleri kendi askerleridir. Bu kargaşa sonucu tüm ordu geri çekilir, İmparator II. Joseph atını küçük bir çaya sürerken attan düşüp sakatlanır.
İki gün sonra olay yerine ulaşan Osmanlı ordusu 10.000 kadar ölü ve yaralıyla karşılaşır ve Karanşebeş şehrini rahatça ele geçirir.
Almanca yayınlanan kaynaklar
Avusturya kaynakları içinde bu savaşla ilgili yayınlanan en eski kaynaklardan biri olaydan yaklaşık 59 yıl sonra A. J. Gross-Hoffinger tarafından yazılan "Geschichte Josephs des Zweiten" adlı kitaptır ve çoğu yazar 1. Anlatımı bu kitabı temel alarak yazmışlardır. Diğer bir kitapta olaydan 55 yıl sonra çıkarılmış bir kitaptır. Bu kitapta bu olay ile ilgili "Austrian Military Magazine of 1831" adlı bir dergiye atıf yapmakta ve bu dergide tam hikâyesinin bulunduğundan bahsetmektedir.
Sonraki gelişmeler
Bu Şebeş Muharebesi bittikten sonra 21 Eylül 1789’de kazanılan zafer üzerine Sultan Abdülhamîd Han’a Gâzi ünvâni verildi.
Bu zaferin kazanılmasında en büyük pay 1768-1774 yıllarındaki Osmanlı-Rus Savaşı sonrası yapılan reformla oluşturulan sürat topçuları, süvariler ile yeniçerilerin etkili ve koordineli bir şekilde kullanılabilmesi ve yeniçerilerin Kartal Ovası Muharebesi gibi muharebelerin aksine disiplinlerinin 17. yüzyıldan beri bozuk olmasına karşın bu sefer ateşli silahları etkili şekilde kullanabilmeleri ve disiplinli davranmalarıdır.
Serdar-ı Ekrem Koca Yusuf Paşa karargahını Avusturyalıların karargahında imparator mahalline naklettirdi. Lagoş taraflarına da akınlar yapıldı. Ordunun yiyecek, sair levazım ve mühimmat ihtiyaçlarını geriden tedarik edilip nakledilmesine lüzum kalmadan Avusturyalıların geride bıraktıkları ganimet malıyla idare edildi.
Pançova taraflarına yöneltilen Memiş Paşa güçleri de eskiden Avusuryalılar elinde bulunan bu bölgeyi altüst ettiler; Pançova'yı yaktılar ve Tuna Nehri'in sol kolundaki bölgeyi Belgrad karşısına kadar vurdular. Bu harekâta elde edilen esirler sayısı 50.000'i aşıp bunu başaran Osmanlı ordu birliklerinin sayısının iki mislini bulmuştu. Bu güçler 80'den fazla top ellerine geçirmişlerdi. Ganimet cephane ve diğer eşyanın hesabı tutulamamıştı.
Fakat bu galibiyet verilen bir aksi kararla bir kenara atılmıştır. Koca Yusuf Paşa ve komuta heyeti yaptıkları bir büyük toplantıda mevsimin geç olması nedeniyle ordunun kış karargahına dönmesi kararı aldılar. Muhadiye ve Lazarethane'ye koruyucu güçler konulup ordunun kalan kısmı kış karargahı olarak seçilmiş olan Şumnu'ya geri dönmeye başladı. Geri dönmekte olan ordu Vidin ile Şumnu arasında iken Avusturya güçleri tekrar hücuma geçtiler. Muhadiye, Lazarethane, Pançova ve Aktabya'da bırakılan savunma güçleri bunlara karşı koyamadılar; geri çekilmek zorunda kaldılar ve bu mevkiler Avusturya orduları eline geçti. Pançova'da başarılı olan Memiş Paşa Muhadiye Muhafızı olarak görevlendirilmişti. Ama çok küçük sayıda şahsi koruyucuları ile bu mevkiye giderken bir Avusturya tümeni tarafından pusuya düşürülerek esir alındı.
Avusturyalılar, Bosna Eyaletine de girmişlerdi. Bosna valisinin asker ve levazım isteği karşılanamadı, Novi ve Dubiçe Avusturyalılarca işgal edildi.
Şumnu'ya gitmekte olan Osmanlı ordusunu diğer kötü harp haberleri de beklemekteydi. Rus cephesinde Özi ve Bender Ruslar eline geçmişti; Ruslar Eflak'ın bir kısmını işgal etmişlerdi ve Buğdan'a da girmişlerdi. O taraflara destek sağlamak gerektiği sırada, 13 Kasım 1788'de bu ordu Rusçuk karargahına gelmişti. Burada yapılan müzakereler büyük tartışmalara yol açtı. Edirne, Şumnu ve Rusçuk ordunun kışlama merkezi olması hakkında uzun uzadıya konuşmalara yol açtı. Sonunda 1788-1789 yılı kışında ordunun Rusçuk'ta kışlanmasına karar verildi.
Sonuçları
Kazanılan Muhadiye ve Şebeş Muharebelerine karşın, Osmanlı kuvvetleri bu zaferler sonrası Macaristan içlerine kadar ilerlemek istedilerse de ilerleyemediler; ancak Banat ve Temeşvar'da belli köy ve kasabaları, kaleleri geçici süreliğine işgal edebildiler; zira iki cephede savaşan Osmanlı kuvvetleri Avusturya cephesinin aksine Ruslara karşı aynen 1768-1774 savaşındaki gibi ardı ardına bozguna uğruyorlardı.
Ruslar, Odesa ve Özi kalelerini alıp Besarabya'ya kadar ilerlediler. İzmail, Yaş, Kili, Akkerman da dahil pek çok şehri kuşattılar. Osmanlılar da Rus ilerlemesini durdurmak için kuvvetlerini Ruslar üzerine yönlendirmek zorunda kaldılar; bu geçen bir yıllık zamanda toparlanan Avusturya kuvvetleri Prens komutasında bir kuvvetle tekrar ilerlemeye başladılar. Meşhur Rus general Aleksandr Suvorov komutasındaki Rus Kuvvetleri ile birleşip Fokşan ve Boze Muharebesi'ni kazandılar ve mareşal Ernst Gideon von Laudon komutasında bir Avusturya ordusu da; Belgrad üzerine yürüyüp 3 haftalık bir kuşatma ile Boze Muharebesi sonrası büyük bir Osmanlı Ordusunun yok edilmesiyle artık yardım alamaz hale gelen Belgrad'ı ele geçirdi. Bununla birlikte Avusturyalılar, Yergöğü'nde yapılan muharebede Osmanlı ordusunca yenilgiye uğratıldı. Ancak Avusturya Arşidüklüğü, Fransız İhtilali sonucu artan Fransız askeri tehdidi yanında, ülkesindeki toplumlarda Fransız İhtilalinden kaynaklanan fikirlerden milliyetçi bir ayaklanma tehdidi ve aynı anda iki cephede savaş durumu belirince Osmanlı İmparatorluğu ile apar topar Ziştovi Antlaşmasını imzalayarak savaştan çekildi. Bu antlaşma ile Belgrad Osmanlılara geri verilirken, Avusturya sadece bugünkü Romanya topraklarında bulunan Orşova şehri ve şimdiki Hırvatistan topraklarında kalan iki küçük yerin (iki küçük köyün) kendisine bırakılmasına razı olmak zorunda kaldı.
Kaynakça
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (2003). Osmanlı Tarihi III. Cilt 1. Kısım: II. Selim'in Tahta Çıkışından 1699 Karlofça Andlaşmasına Kadar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. . say. 532-534
- Regan, Geoffrey Regan (2000). The Brassey's Book of Military Blunders. Washington, D.C.: Brassey's. . İçeriği Google Books ta ön izlemesi bulunabilir.
- Durschmied, Erik (2000). The Hinge Factor: How Chance and Stupidity Have Changed History. Arcade Publishing. . İçeriği Google Books'ta ön izlemesi bulunabilir.
Dipnotlar
- ^ Koca Yusuf Paşa'nın Avusturya cephesinde savașları ve Şebeş Muharebesi'ne dair en yakın tarihçe Bursalı Cizyedarzade Bahaeddin Ahmet Efendi tarafından hazırlanmış bulunmaktadır. Bu yazının Türkçe ana kaynağı İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın 1956 basımlı kitabıdır.
- ^ a b c d Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (2003). Osmanlı Tarihi III. Cilt 1. Kısım: II. Selim'in Tahta Çıkışından 1699 Karlofça Andlaşmasına Kadar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. . say.532
- ^ a b Uzunçarsılı. say.533
- ^ Uzunçarsılı, say.534
- ^ Kemal Beydilli "Büyük Friedrich ve Osmanlılar" İstanbul Üniversitesi, 1985 sayfa 168
- ^ History of the eighteenth century and of the nineteenth till the overthrow of the French empire, with particular reference to mental cultivation and progress adlı 1843 basımı
- ^ History of the eighteenth century and of the nineteenth till the overthrow of the French empire, with particular reference to mental cultivation and progress (1843), Archive.org
- ^ Küçük Çelebizâde Âsim. Târıh, İstanbul 1282.
- ^ http://www.biyografi.net/kişiayrinti.asp?kişiid=2787[] Yazar Reha Çamuroğlu-Yeniçeriler, Bektaşiler ve Modernleşme Süreci üzerine söyleşi
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sebes Muharebesi Romanya nin Karansebes bolgesinde Osmanli Imparatorlugu ve Kutsal Roma Cermen Imparatorlugu na bagli Avusturya Arsiduklugu arasinda yapilan bir muharebe olup muharebe Osmanli zaferi ile sonuclanmistir Ancak Osmanli kaynaklari ve Avusturya kaynaklari degisik olaylara onem vermekte ve bu anlatimlarin hangisinin gercegi tam yansittigi hususunda sorunlarla karsilasilmaktadir Ozellikle Avusturyalilar tarafindan yazilan Almanca mevcut kaynaklar savastan uzun bir sure sonra yazilmistir ve kendi tarafini hic iyi gostermeyen gercekler anlatmaktadir kaynak belirtilmeli Sebes Muharebesi1787 1791 Osmanli Avusturya SavasiKaransebes e ilerleyen Osmanli guclerini resmeden 1795 yilinda yapilmis bir tabloTarih17 18 Eylul 1788BolgeCaransebeș RomanyaSonucOsmanli zaferiTaraflarAvusturya ArsidukluguOsmanli ImparatorluguKomutanlar ve liderlerII JosephKoca Yusuf PasaGucler80 000 100 000 asker 500 top0Kayiplar10 000 olu ve yarali 0 Osmanli askerleri geldiginde savas bitmisti OlaylarOsmanli kaynaklarina gore Sebes Muharebesi Osmanli Padisahi I Abdulhamit in emriyle Serdar i Ekrem olan Sadrazam Koca Yusuf Pasa Osmanli ordusunu Sofya uzerinden harekete gecirdi Lazarathane isimli bir mevkide Avusturya ordusuyla karsilasan Memis Pasa nin suvarileri siddetli bir hucumla Avusturya ordusunu istihkamlarindan soktu Iki yuz bin kisilik orduya sahip olan Avusturya Imparatoru II Josef sayica ustun olmasina karsin bu saldiri karsisinda tutunabilmek icin ordusunu Muhadiye Bogazi na dogru cekmek zorunda kaldi Muhadiye Bogazi cok sarp ve gecilmesi ve zapt edilmesi zor bir yerdi Ayni zamanda Temesvar eyaletinin kilit noktasi sayilirdi Ortasindan bir de nehir geciyordu Sadrazam Koca Yusuf Pasa serasker Kethuda Cenaze Hasan Pasa ve diger komutanlariyla hareket tarzini istisare ettikten sonra evvela bogazin iki tarafindaki tabyalarin zaptina karar verdi Uc gun suren Muhadiye Muharebesi carpismalarinda Avusturya ordusu agir bir yenilgiye ugratilip bogazdaki tabyalar ele gecirildi Muhadiye Muharebesi nin kaybedilmesiyle Muhadiye Bogazi nda tutunamayan Avusturya Imparatoru II Joseph Sebes bogazina guc bir halde kacti Sebes te durum Muhadiye Muharebesi nde bozguna ugrayan Avusturya Imparatoru 80 000 kisilik ordu ve 500 top ile Sebes Bogazinda mevzilendi ve bu mevziler gayet iyi tahkim edildi Fakat bu Avusturya ordusu icin sorunlar cikmisti Imparator Eflak ta bulunan 30 000 kisilik Avusturya ordusunun komutani General Fabriz e emir gonderip Sebes onunde bulunan Osmanli ordusunun gerisine gelip arkadan hucuma gecmesini emretmisti Fakat General Fabriz bu emre itaat edemeyecegini bildiren bir cevap gonderdi Yollarin mevsim icabi kapali oldugunu ve bu yollardan emri altindaki ordu ile yuruyuse gecerse 20 000 kadar yani ordunun ucte ikisini zayiat verilecegini hesapladigini bildirip bu buyuk zayiat verilirse Eflak taki Avusturya elinde bulunan arazilerin de Osmanlilar a gecmesini buyuk olasiligi oldugunu da ifade etmisti Bu takviyenin gelmeyisi Sebes te baskomutan imparatoru zora dusurdu Muhadiye Muharebesi nden sonra Osmanli ordusu ise uc degisik grup halinde bulunuyordu Bir ordu grubu Vidin de bulunup bu grupta Sancak i Serif bulunmaktaydi Ikinci grup kalesindeydi Ucuncu grup ise sarp kalesinde bulunmaktaydi Osmanli ordusunun uc grupta olmasi Avusturya casuslari tarafindan Avusturya ordulari komutanina iletilmisti ve Avusturya yuksek komuta heyeti bu haberi Osmanli guclerinin birbiri ardinda bulunan 400 000 kisilik uc ordu grubundan olustugu sonucunu cikartmislardi Serdar i ekrem olan Koca Yusuf Pasa bu uc grubu birlestirip Irsova ve Lazarethane arasinda topladi Boylece bu ana Osmanli ordusu Muhadiye de bulunan Serasker Kethuda Hasan Pasa nin guclerine daha da yaklasti Bu sirada Semendire de bulunan Osmanli Rumeli Valisi ve Belgrad da bulunan serasker Suleyman Pasa bolgeyi Sirp isyanci ve asilerinden temizlemislerdi ve Pancova da bulunan Memis Pasa guclerine duzenli lojistik destek ve askeri takviye saglama durumuna gelmislerdi Lazarethane de Sadrazam Koca Yusuf Pasa baskanliginda yapilan ordu muzakerelerinde kis mevsimi ciddiyetle baslamadan ve Avusturya ordusunun Muhaddiye Muharebesi yenilgisinden kendini toparlamasina imkan saglamadan hemen harekata baslanmasina ve bu nedenle Sebes Bogazinda tahkimli mevzilere girmis olan Avusturya ordusu uzerine gidilmesine karar verildi Oncu olarak Cerkez Hasan Pasa komutasinda birlikler onun ardindan serasker Kethuda Hasan Pasa komutasindaki birlikler Sebes Bogazina sevkedildi Serdar i ekrem Koca Yusuf Pasa birlikleri ile once Muhadiyye ye gitti Fakat buraya gelen serdar i ekrem uzaktan top sesleri duymaya baslamisti ve bunun uzerine serdar i ekrem de komutasindaki birliklerle Sebes Bogazi na gitmeye karar verdi Bu arada Sebes onune gelmis bulunan Kethuda Hasan Pasa dan da 20 000 takviye isteyen bir mektup da serdar i ekremin eline gecti Boylece serdar i ekrem Muhadiye Bogazi ni savunma icin bir miktar asker birakip kendi birlikleri ile Sebes Bogazi ndaki Avusturya mevzileri uzerine geldi Planlar ve gerceklesen carpismalar Osmanli serdar i ekremi once durumu daha uygun bir mevkiden gozetlemek icin yakindaki buyuk dagin zirvesine cikip dusmanin durumunu ve siperlerini dikkatle inceledi Once bu zirve uzerine bir top cikartilmasini dusman siperlerini bu topla dovup bir hucumla bu dusman siperlerinin Osmanli eline gecirilmesi icin bir plan yapti Fakat ayni gozetleme zirvesine giden dalkilic agalari zirveye sahsen bile cikmanin cok zor oldugunu ve bir top cikarmanin imkansiz olacagini ifade ettiler Ama zirveye degil geceleyin karanliktan faydalanarak dag eteklerine siper kazilip buraya toplar yerlestirilip dusman siperlerini dogerek oradan bir hucuma destek saglayabilecegini ifade ettiler Serdar i ekremin bu zirveden gozetlemesi ve sonra agalarla olan toplantisi uzaktan Avusturya casuslari tarafindan izlendi ve bu haberleri alan Avusturyali komutanlar telasa dustuler Fakat gercekte ne daga top cikarilmasi ve ne de dag eteklerine siper kazilmasi gerekti Muhadiye den gelen buyukce bir yeniceri piyade birligi Osmanli ordusuna dahil oldugu Avusturyalilar tarafindan goruldu O gun Rus cephesinden bir haberci gelmis ve bu Osmanli ordusunun birlikleri tarafindan izlenmisti Bu haberde Ruslarin Ozi Dinyeper Nehri uzerindeki Pirezen Adasi ni ellerine gecirdikleri bildirilmekteydi Ama Koca Yusuf Pasa bu haberci gelisini ordusunun moralini yukseltmek icin bir aldatmaca olarak kullanmaya karar verdi Haberi tersine cevirerek Ozi onunde Ruslar maglup edilmistir diye divan efendisine bir mektup yazdirdi bunu askerler arasinda okutup ilan ettirdi Bu ilan askeri cok heyecanlandirdi onlarin bir zafer senligi yapmaya baslamalarina neden oldu Bu sirada da bir Osmanli birligi bir Avusturya tabyasina hucum edip onu eline gecirdi Osmanlilar bu hucumu getirilen yeni yeniceri piyadeleri ile bir gece taarruzu yapip yenilemeyi planlamislardi Fakat yeni birliklerin gelmesi bir zafer senligi yapilmasi ve bir tabyanin ele gecirilmesini Avusturya komuta heyeti yanlis yorumladi ve destek alan Osmanlilarin ertesi gun uc taraftan sarili olan Avusturyalilar uzerine genel bir hucum yapacagi yorumunu yaptilar Bu nedenle 29 Eylul 1788 aksami Avusturya ordusunun buyuk bir kismina suvari birliklerini artci olarak birakarak hazirladiklari siperlerden geri cekilme emri verildi Avusturya gucleri geri cekilmekteyken bir kopruyu gecmekteyken iki askerin icki satin almak yaptiklari bir kavga genisledi ve Turkler geliyor sayialari dedikodulari buyuk bagirtilara donustu Askerlerinin cekilmesi birbirini kirip cigneyerek bir panik haline donustu Bu cekilmeyi izleyen Cerkes Hasan Pasa birlikleri ve ardindan da serasker Kethuda Halil Pasa birlikleri cekilen Avusturyalilar arkasina onlari takibe dustuler Sebes kasabasi icine giren buyuk sayida Avusturya gucleri o kasaba icinde sikisti Osmanli birlikleri bu kasabayi atese verdiler ve yangindan kacanlari kilictan gecirdiler Kacmayi basaran Avusturya birlikleri Lagos tarafina yoneldiler Avusturya ordusu dagitilmakla kalmadi 1000 esir birkac top cephane arabalari ve cok sayida silah ve onlarin cephanesi Osmanlilar eline gecti Avusturya Imparatoru ve baskomutani Arsiduk Joseph esir olmaktan zor kurtuldu Uzun zamandir Avusturyalilar boyle bir maglubiyete ugramamisti Almanca kaynaklara gore Muharebe Karansebes Muharebesi Karansebes Sebes muharebesi 17 Eylul 1788 aksami Osmanli kuvvetlerini arayan Avusturya oncu birlikleri arasinda gerceklesir Yaklasik 100 000 kisilik Avusturya kuvvetleri Osmanlilarla savasmak icin Karansebes kasabasi Gunumuz Romanya sinda Caransebes yakinlarinda kamp kurar Hussar birligi hafif suvari birligi kesif icin Timis nehrinin karsi yakasina gecer Osmanlilardan hicbir iz bulamaz Hussar birliginin yolda karsilastigi cingene konvoyu muzaffer Avusturya askerlerine kendilerinden alkollu likor bir tur cin satin almalarini teklif eder Tekliften memnun kalan Hussarlar icki ficilarini satin alirlar Sonradan nehri gecen bir baska Avusturya piyade kolu Hussarlarin bu icki partisine katilmak ister Lakin Hussarlar icki ficilarini piyadelerle paylasmak istemez Icki ficilarinin etrafini sarip koruma altina alir tartisma surerken bir asker ates eder Boylece Hussarlar ve piyadeler arasinda catisma baslamis olur Catisma sirasinda bazi piyadeler Hussarlari korkutma amacli Turciii Turciii diye haykirir Romence Turkleeer Bunu duyan Hussarlar Turkler geldi zannedip kacar Hussarlarin kactigini goren piyadelerde kacismaya baslar Zira Avusturya Ordusu Lombardli Italyanlardan Balkan Slavlarindan Avusturyalilardan ve cesitli azinliklardan olusan karma bir ordudur Bu sebeple askerler birbirlerini anlamakta zorlanmaktadir Durumu duzeltmeye calisan Avusturyali subaylar Halt Almanca Durun Halt Durun diye bagirir fakat Almanca bilmeyen askerler bu kelimeleri Allah Allah diye anlayinca isler daha da kotulesir Suvarilerin kampa dogru dortnala geldigini goren bir birlik kumandani Osmanli akincilarinin saldirisina ugradiklarini zannedip topculara ates emri verir Bu sirada catisma sesini duyan askerler ne oldugunu anlayamadan kacmaya baslar Birlikler her gordugu golgeyi Turk zannedip vurmaya baslar aslinda ates ettikleri kendi askerleridir Bu kargasa sonucu tum ordu geri cekilir Imparator II Joseph atini kucuk bir caya surerken attan dusup sakatlanir Iki gun sonra olay yerine ulasan Osmanli ordusu 10 000 kadar olu ve yaraliyla karsilasir ve Karansebes sehrini rahatca ele gecirir Almanca yayinlanan kaynaklar Avusturya kaynaklari icinde bu savasla ilgili yayinlanan en eski kaynaklardan biri olaydan yaklasik 59 yil sonra A J Gross Hoffinger tarafindan yazilan Geschichte Josephs des Zweiten adli kitaptir ve cogu yazar 1 Anlatimi bu kitabi temel alarak yazmislardir Diger bir kitapta olaydan 55 yil sonra cikarilmis bir kitaptir Bu kitapta bu olay ile ilgili Austrian Military Magazine of 1831 adli bir dergiye atif yapmakta ve bu dergide tam hikayesinin bulundugundan bahsetmektedir Sonraki gelismelerBu Sebes Muharebesi bittikten sonra 21 Eylul 1789 de kazanilan zafer uzerine Sultan Abdulhamid Han a Gazi unvani verildi Bu zaferin kazanilmasinda en buyuk pay 1768 1774 yillarindaki Osmanli Rus Savasi sonrasi yapilan reformla olusturulan surat topculari suvariler ile yenicerilerin etkili ve koordineli bir sekilde kullanilabilmesi ve yenicerilerin Kartal Ovasi Muharebesi gibi muharebelerin aksine disiplinlerinin 17 yuzyildan beri bozuk olmasina karsin bu sefer atesli silahlari etkili sekilde kullanabilmeleri ve disiplinli davranmalaridir Serdar i Ekrem Koca Yusuf Pasa karargahini Avusturyalilarin karargahinda imparator mahalline naklettirdi Lagos taraflarina da akinlar yapildi Ordunun yiyecek sair levazim ve muhimmat ihtiyaclarini geriden tedarik edilip nakledilmesine luzum kalmadan Avusturyalilarin geride biraktiklari ganimet maliyla idare edildi Pancova taraflarina yoneltilen Memis Pasa gucleri de eskiden Avusuryalilar elinde bulunan bu bolgeyi altust ettiler Pancova yi yaktilar ve Tuna Nehri in sol kolundaki bolgeyi Belgrad karsisina kadar vurdular Bu harekata elde edilen esirler sayisi 50 000 i asip bunu basaran Osmanli ordu birliklerinin sayisinin iki mislini bulmustu Bu gucler 80 den fazla top ellerine gecirmislerdi Ganimet cephane ve diger esyanin hesabi tutulamamisti Fakat bu galibiyet verilen bir aksi kararla bir kenara atilmistir Koca Yusuf Pasa ve komuta heyeti yaptiklari bir buyuk toplantida mevsimin gec olmasi nedeniyle ordunun kis karargahina donmesi karari aldilar Muhadiye ve Lazarethane ye koruyucu gucler konulup ordunun kalan kismi kis karargahi olarak secilmis olan Sumnu ya geri donmeye basladi Geri donmekte olan ordu Vidin ile Sumnu arasinda iken Avusturya gucleri tekrar hucuma gectiler Muhadiye Lazarethane Pancova ve Aktabya da birakilan savunma gucleri bunlara karsi koyamadilar geri cekilmek zorunda kaldilar ve bu mevkiler Avusturya ordulari eline gecti Pancova da basarili olan Memis Pasa Muhadiye Muhafizi olarak gorevlendirilmisti Ama cok kucuk sayida sahsi koruyuculari ile bu mevkiye giderken bir Avusturya tumeni tarafindan pusuya dusurulerek esir alindi Avusturyalilar Bosna Eyaletine de girmislerdi Bosna valisinin asker ve levazim istegi karsilanamadi Novi ve Dubice Avusturyalilarca isgal edildi Sumnu ya gitmekte olan Osmanli ordusunu diger kotu harp haberleri de beklemekteydi Rus cephesinde Ozi ve Bender Ruslar eline gecmisti Ruslar Eflak in bir kismini isgal etmislerdi ve Bugdan a da girmislerdi O taraflara destek saglamak gerektigi sirada 13 Kasim 1788 de bu ordu Ruscuk karargahina gelmisti Burada yapilan muzakereler buyuk tartismalara yol acti Edirne Sumnu ve Ruscuk ordunun kislama merkezi olmasi hakkinda uzun uzadiya konusmalara yol acti Sonunda 1788 1789 yili kisinda ordunun Ruscuk ta kislanmasina karar verildi SonuclariKazanilan Muhadiye ve Sebes Muharebelerine karsin Osmanli kuvvetleri bu zaferler sonrasi Macaristan iclerine kadar ilerlemek istedilerse de ilerleyemediler ancak Banat ve Temesvar da belli koy ve kasabalari kaleleri gecici sureligine isgal edebildiler zira iki cephede savasan Osmanli kuvvetleri Avusturya cephesinin aksine Ruslara karsi aynen 1768 1774 savasindaki gibi ardi ardina bozguna ugruyorlardi Ruslar Odesa ve Ozi kalelerini alip Besarabya ya kadar ilerlediler Izmail Yas Kili Akkerman da dahil pek cok sehri kusattilar Osmanlilar da Rus ilerlemesini durdurmak icin kuvvetlerini Ruslar uzerine yonlendirmek zorunda kaldilar bu gecen bir yillik zamanda toparlanan Avusturya kuvvetleri Prens komutasinda bir kuvvetle tekrar ilerlemeye basladilar Meshur Rus general Aleksandr Suvorov komutasindaki Rus Kuvvetleri ile birlesip Foksan ve Boze Muharebesi ni kazandilar ve maresal Ernst Gideon von Laudon komutasinda bir Avusturya ordusu da Belgrad uzerine yuruyup 3 haftalik bir kusatma ile Boze Muharebesi sonrasi buyuk bir Osmanli Ordusunun yok edilmesiyle artik yardim alamaz hale gelen Belgrad i ele gecirdi Bununla birlikte Avusturyalilar Yergogu nde yapilan muharebede Osmanli ordusunca yenilgiye ugratildi Ancak Avusturya Arsiduklugu Fransiz Ihtilali sonucu artan Fransiz askeri tehdidi yaninda ulkesindeki toplumlarda Fransiz Ihtilalinden kaynaklanan fikirlerden milliyetci bir ayaklanma tehdidi ve ayni anda iki cephede savas durumu belirince Osmanli Imparatorlugu ile apar topar Zistovi Antlasmasini imzalayarak savastan cekildi Bu antlasma ile Belgrad Osmanlilara geri verilirken Avusturya sadece bugunku Romanya topraklarinda bulunan Orsova sehri ve simdiki Hirvatistan topraklarinda kalan iki kucuk yerin iki kucuk koyun kendisine birakilmasina razi olmak zorunda kaldi KaynakcaUzuncarsili Ismail Hakki 2003 Osmanli Tarihi III Cilt 1 Kisim II Selim in Tahta Cikisindan 1699 Karlofca Andlasmasina Kadar Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0013 8 say 532 534 Regan Geoffrey Regan 2000 The Brassey s Book of Military Blunders Washington D C Brassey s ISBN 157488252X Icerigi Google Books ta on izlemesi bulunabilir Durschmied Erik 2000 The Hinge Factor How Chance and Stupidity Have Changed History Arcade Publishing ISBN 9781559705158 Icerigi Google Books ta on izlemesi bulunabilir Dipnotlar Koca Yusuf Pasa nin Avusturya cephesinde savașlari ve Sebes Muharebesi ne dair en yakin tarihce Bursali Cizyedarzade Bahaeddin Ahmet Efendi tarafindan hazirlanmis bulunmaktadir Bu yazinin Turkce ana kaynagi Ismail Hakki Uzuncarsili nin 1956 basimli kitabidir a b c d Uzuncarsili Ismail Hakki 2003 Osmanli Tarihi III Cilt 1 Kisim II Selim in Tahta Cikisindan 1699 Karlofca Andlasmasina Kadar Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0013 8 say 532 a b Uzuncarsili say 533 Uzuncarsili say 534 Kemal Beydilli Buyuk Friedrich ve Osmanlilar Istanbul Universitesi 1985 sayfa 168 History of the eighteenth century and of the nineteenth till the overthrow of the French empire with particular reference to mental cultivation and progress adli 1843 basimi History of the eighteenth century and of the nineteenth till the overthrow of the French empire with particular reference to mental cultivation and progress 1843 Archive org Kucuk Celebizade Asim Tarih Istanbul 1282 http www biyografi net kisiayrinti asp kisiid 2787 olu kirik baglanti Yazar Reha Camuroglu Yeniceriler Bektasiler ve Modernlesme Sureci uzerine soylesi