22 Şubat Olayı; 1962'de, Kara Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının, ordu içindeki 27 Mayısçılar'ın tasfiyesi için 20 Şubat günü başlatılan atama ve gözaltına almalara karşı direnişi olayıdır.
22 Şubat Olayı | |
---|---|
Tarih | 22 Şubat 1962 |
Konum | Türkiye |
Tür | İsyan (askerî) |
Etken |
|
Amaç | Ordu içerisindeki tasfiyeleri önlemek, askerî yönetimi devam ettirmek |
Düzenleyen | Talat Aydemir Cuntası |
Sonuç |
|
Arka plan
27 Mayıs 1960’tan sonra, 9 Temmuz 1961’de %65 evet denen halk oylaması ile yeni anayasa kabul edilmişti.
“ | Ülkenin, 1960 İhtilali'nden sonra yaşayacağı genel seçimlere giderken ABD ve Avrupa ile ilişkilerinde fazlaca değişen bir şey olmamıştı. ABD’nin Ocak 1961’de yaptığı 43 milyon dolarlık yardımla birlikte 27 Mayıs’tan beri yapılan yardım tutarı 279 milyon doları bulmuştu. 17 Şubat 1961’de Türk ve Alman iş ve işçi bulma kurumları arasında anlaşmaya varıldı. Yüz beş kişilik ilk Türk işçi kafilesi Almanya’da bir inşaat firması tarafından işe alındı. 2 Haziran 1961’de Almanya’nın Türkiye’ye vereceği 200 milyon mark tutarındaki kredi ile ilgili antlaşma imzalandı. | ” |
27 Mayıs’a vurulan her darbeye generallerden çok, genç subaylar tepki gösteriyordu. İstedikleri ise 27 Mayıs’ın, DP’yi deviren basit bir hükûmet darbesi olmaktan çıkaran devrimci yanının garantiye alınması gibi gösterilmek istenilse de iktidarın sivillere devredilmemesiydi. Silahlı Kuvvetler Birliği bu amaçla oluşturulmuştu. 6 Haziran 1961’de Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun emekliye sevk edilmesi ve Korgeneral İrfan Tansel'in Hava Kuvvetleri Komutanlığına atanması olayına "genç subaylar", 13 Kasım 1960’taki Ondörtler tasfiyesinde olduğu gibi, tepkisiz kalmadılar. Diğer tayinler konusunda sözünü kimseye dinletememiş olan Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşları İrfan Tansel’in tayinine bir muhtıra ile karşı durunca saflar daha da netleşti. üyeleri ve bu birliğe katılmayan general ve üst düzey subay yok gibiydi, 27 Mayıs Darbesi ile elde ettikleri "iktidarı" korumak için 28 Haziran 1961’de bir genelge yayınlayarak bunu dile getirmişlerdi.
“ | 15 Ekim 1961’de yapılan genel seçimlerde CHP umutluydu. DP’nin 27 Mayıs’ın altında ezilip yok olduğu düşünülüyordu. Ama beklenen gerçekleşmedi. CHP ancak %36,5 oy alabilmişti. DP’nin yerine kurulan AP ise %34,8 ile başa baş çıkmıştı. 450 üyeli Meclis'te CHP, 173; AP, 158 ve 150 senato üyeliğinin de 71’ini AP, 36’sını CHP almıştı. Şüphesiz, seçim sonuçları CHP’yi olduğu kadar genç subayları da etkilemişti. Siyasi ortam neredeyse 27 Mayıs öncesine dönüşmek üzereydi. | ” |
Seçim sonuçlarından sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir fikir ayrılığı belirmeye başladı.
“ | Bir grup genç subay yol yakın iken "memleketin geleceği" bakımından idareye el konulması fikrini savunuyordu. İkinci fikre göre ise şimdi askerî müdahale hareketine lüzum yoktu. Tecrübe edilmeli, başarısızlıkları görüldükten sonra müdahale edilmeliydi. Bu fikri savunanlar, daha ziyade hava kuvvetlerinin temsilcileri olan Kurmay Albay Halim Menteş, Hava Albay idi. Bunlar, CHP’liler ile devamlı surette temasta oldukları için memleketi ancak İsmet İnönü başta olmak üzere CHP’nin kurtaracağına inanıyorlardı. Bu fikir gerek Ankara Grubunda, gerek İstanbul Grubunda tartışıldıktan sonra birinci fikir ekseriyet kazandığı için İstanbul’da 21 Ekim 1961 günü Harp Akademilerinde yapılan büyük toplantıda on general ve yirmi sekiz albay şu protokolü imzalamışlardı. | ” |
21 Ekim Protokolü’ne göre yeni seçilen TBMM toplanmadan önce en geç 25 Ekim 1961'e kadar bir askerî müdahale kararı alınmıştı. Ancak bu protokol uygulanamadı.
“ | Ancak sonraki olaylar göstermiştir ki 21 Ekim Protokolü sadece başlangıçtır. Bugünün moda deyimlerini kullanarak söylemek gerekirse o "ana deprem"dir. "Artçı depremler"; 22 Şubatlardan, 20 Mayıslardan, 9 Martlardan geçerek ta 12 Mart’a kadar sürdü. 12 Mart’ta Türk Silahlı Kuvvetlerindeki ‘emir ve komuta zinciri’ yeniden kurulmuştu. Bu, "21 Ekim 1961 ana depremi"ni izleyen "artçı depremlerin sonu" oldu. | ” |
Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükûmeti, CHP ve AP tarafından kuruldu. 26 Ekim 1961’de de Türkiye’nin dördüncü cumhurbaşkanlığına, ihtilal lideri Cemal Gürsel seçildi. Bu ortam, 27 Mayıs öncesi CHP-DP tartışmalarının tekrar manşet olması ve AP yanlılarının açıkça 27 Mayıs aleyhinde propagandalara başlamasıyla siyasi ortam yeniden gerginleşmişti. 27 Mayıs cuntacıları, daha bir yıl geçmeden meşru müdafaa durumunda kalmışlardı.
19 Ocak 1962’de Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay başkanlığında düzenlenen, yüksek rütbeli subayların katıldıkları bir başka toplantıda Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir, Jandarma Okulu Komutanı Albay ve öteki bazı komutanlar; askerî müdahalenin kaçınılmaz olduğunu savundular. 9 Şubat 1962’de İstanbul-Balmumcu’da toplanan 57 general ve albaydan 37'sinin; askerî müdahalenin 28 Şubat’a kadar yapılması yolunda imzaladıkları protokole Talat Aydemir de sonradan katıldı.
Ancak 16 Şubat gecesi İstanbul’da, örgütün general ve amiral sınıfının aldığı bir kararla sadece general, amiral ve albayların katıldıkları, 1. Ordu İstihbarat Başkanı ’ın boykot ettiği bir toplantı düzenlendi.
“ | Ertesi gün Topçu Albay ve toplantıyı boykot eden ’dan öğrendiğim şuydu: Toplantı yapılmış ve generallerin yaptıkları konuşmalar sonucu Ankara’da Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’ın protokolü onaylamadığı, durumun İsmet İnönü’ye duyurulduğu, İsmet İnönü faktörünün ağır bastığı kabul edilerek protokolün uygulanmasından vazgeçilmesine ve bu durumun Ankara’daki örgüt üyelerine bildirilmesine oy çokluğuyla karar verilmişti. Beklediğim bir karardı bu! 17 Şubat günü ortaya çıkmış oldu. Artık her şey bitmişti. Bir oyun sahneye konmak üzereydi. Ankara’daki örgüt üyeleri ekarte edilecekti. Bu, Genelkurmay’da görüşülmüş ve İstanbul’dan giden Korgeneral Refik Tulga ile Tuğgeneral Faruk Gürler’in de kabul ettikleri oyuna İstanbul örgütü alet olmuştu. Peki, oyun nasıl sahneye konacaktı? Bunu yaşayıp görecektik... | ” |
20 Şubat Gecesi
19 Şubat günü Genelkurmay Başkanı ile Albay Talat Aydemir, Albay , Albay , Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel, Kara Kuvvetleri Komutanı Muhittin Önür ve Jandarma Genel Kumandanı arasında yapılan görüşmede; "Sunay, ancak İnönü ölürse veya çekilirse" bu işin yapılabileceğini belirtti. Bunun üzerine biz, bilhassa şöyle bir teklif ileri sürdü:
“ | Biz ihtilalin hiyerarşik düzende yapılmasını uygun görüyoruz. Mademki kendinizi kifayetsiz buluyorsunuz, denecek bir şey yok. Biz alttan gelen tazyiki güçlükle muhafaza ediyoruz. Yok, eğer bu alttan gelen tazyiklerin müşevviki olarak bizleri görüyorsanız biz şimdi derhâl istifamızı verelim. Emekliliğimizi istiyoruz. Yarın, öbür gün bu suçu yükleyerek bizi ordudan şerefsizce ayırmayın. | ” |
Buna rağmen 20 Şubat günü Hükûmet ve Genelkurmay, belirli birlik kumandanları ve maiyetleri için süratle atama ve gözaltına alma işlemleri başlattı. Buna karşılık atamaların durdurulmasını ve gözaltına alınanları serbest bırakılmasını isteyenler de direnişe geçtiler.
Albay Talat Aydemir, 20 Şubat gecesi Kara Harp Okuluna gidince Hava Kuvvetleri tarafından "Harp Okulu alarma geçti." denerek Meclis Muhafız Taburu alarma geçirildi. Bunun üzerine Tank Taburu da karşı alarma geçti ve onun civarında bulunan 2. Piyade Alayı ile Binbaşı Fethi Gürcan komutasındaki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Süvari Grubu da Hükûmete bağlı kuvvetlere karşı karşı alarma katıldı. Tankların bir kısmı, sabaha karşı Ankara’nın varoşlarına kadar sokuldular. Bu sırada saat 02.30’dur. Bu yanlış alarm durumu, Talat Aydemir tarafından iptal ettirilir ve tanklar garajlarına döner.
20-21 Şubat 1962 gecesi Kara Harp Okulunun alarma geçtiği ihbarını alan Genelkurmay İkinci Başkanı Memduh Tağmaç, bir heyetle Kara Harp Okuluna gider ancak ortada alarm durumunun olmadığını, Hava Kuvvetlerinden gelen yanlış bir ihbarın olduğunu görür.
Havacıların alarmıyla başlayan süreçte, doğal olarak karşı alarma geçen Karacıların lideri Talat Aydemir suçlanacak ve ona bağlı alay komutanları tevkif edilecekti. Talat Aydemir’in, bu harekâtla ilgisinin olmadığını söylemesine karşın 21 Şubat sabahı Genelkurmay, darbe girişimcisi üç albayın (Talat Aydemir, ve ) görevlerinden başka yere atandıklarını açıkladı. Kararı kabul etmeyen Talat Aydemir, Genelkurmay’a karşı koşullar öne sürüp Kara Harp Okuluna döndü. Genelkurmay bu kez de aralarında Talat Aydemir, , Dündar Seyhan, , , , ve ’in de bulunduğu subayları görevlerinden alıp başka görevlere getirmeyi kararlaştırdı. Albay Talat Aydemir ise Genelkurmay’a gönderdiği muhtırada bu kararın da uygulanmamasını, Kara Kuvvetleri Komutanının durumunun gözden geçirilmesini, Hava Kuvvetleri Komutanlığının alarm komuta heyetine üniformalarıyla katılan Millî Birlik Komitesi üyelerinden Mucip Ataklı ve Haydar Tunçkanat’ın cezalandırılmalarını istedi.
Ayaklanma
Aydemir, o yıl Kara Harp Okulunu bitirme döneminde bulunan altı yüz kadar asteğmeni toplayarak son günlerde olanları anlatır. Kara Harp Okulu öğrencileri, komutanlarını teslim etmeme kararı alırlar. 22 Şubat 1962 günü Genelkurmay, Kurmay Albay Semih Sancar’ı yeni Harp Okulu Komutanı olarak bir heyetle Kara Harp Okuluna gönderir. Okulun girişinde okul muhafızları tarafından silahlarından tecrit edilirler. Talat Aydemir, huzuruna çıkartılan heyete bu tayinin prosedürlere uygun olmadığını, geçersiz olduğunu söyleyerek onları geri gönderir.
Bu arada Kumandanı Albay da Genelkurmay’a çağrılmış fakat gözaltına alınacağını öğrenince Piyade Alayını alarma geçirmiştir. Ankara gruubunun önünde iki şık vardı. Ya gözaltına alınarak teslim olmayı kabul edecek ya da harekete geçeceklerdir. Kara Harp Okulundaki öğrenci ve subay taburları da galeyana gelmiştir. Sonunda Talat Aydemir, Kara Harp Okulu’nu alarma geçirdi. ve Dündar Seyhan da oraya davet edildi. Alarm haberi diğer birliklere de sirayet etti. Böylece Tank Okulu, Süvari Grubu, Muhabere Okulu, Zırhlı Birlikler Eğitim Merkezi ve Jandarma okulu da kendiliğinden alarma geçip Ankara’da duruma hâkim oldular. Böylelikle ayaklanma başlamış oldu. Polatlı’daki topçu birliklerinden ve Çubuk’taki bazı kuvvetler Talat Aydemir’e karşı Ankara’ya getirildilerse de bunlarla birlikte Meclis Taburu da Talat Aydemir'in buyruğuna girdi.
22 Şubat öğle saatlerinde; Çankaya Köşkü’nü koruyan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Kumandanı ’in yerine Cihat Alpan atanmıştı. Ancak Muhafız Alayının süvari grubu Binbaşı Fethi Gürcan emrinde harekete geçerek yeni atanmış olan Albay Cihat Alpan’ı gözaltına aldılar. Binbaşı Fethi Gürcan, güvendiği birlik ve subaylarla o sırada içeride toplantı hâlinde olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve birkaç bakanı, Genelkurmay Başkanı ve MGK üyeleri olan kuvvet kumandanlarını etkisiz hâle getirmiş oluyorlardı. Binbaşı Fethi Gürcan'ın, Çankaya’dan ayrılmadan önce Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın tutuklanmaları yolunda yaptığı öneriyi Albay Talat Aydemir kabul etmedi. Çünkü amacı darbe yapmak değildi. Albay Talat Aydemir, TBMM’nin derhâl kapatılmasını ve atamaların durdurulmasını, gözaltına alınanların bırakılması ve Hava Kuvvetlerindeki cunta karşıtlarının da cezalandırılmasını istedi.
Genelkurmay'da yapılan toplantı
Genelkurmay’da Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in başkanlığında yapılan Başbakan, parti genel başkanları ve kuvvet komutanlarının katıldıkları toplantıda Albay Talat Aydemir'in istediklerinin kabul edilmemesine, Cumhurbaşkanı ve emekli Orgeneral Cemal Gürsel ile Başbakan ve emekli Orgeneral İsmet İnönü’nün radyodan yatıştırıcı konuşmalar yapmasına karar verildi. Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı ve Talat Aydemir’in akrabası Ekrem Alican’ın Kara Harp Okulu Komutanı ile yaptığı ara buluculuk görüşmesinde de bir sonuca varılamadı. Cemal Gürsel, Mürted Hava Üssü’ne; İsmet İnönü ve parti liderleri o zamanlar binasının arkasında yer alan Hava Kuvvetleri karargâhına gittiler. Fethi Gürcan kendisine bağlı birliklerle radyonun Etimesgut’taki verici istasyonunu ele geçirince yayın durdu. İsmet İnönü, birkaç saat sonra Esenboğa Havaalanı'ndaki verici aracılığı ile konuşmasını yapabildi. 22 Şubat saat 01.00 sularında Aydemir’e Genelkurmay tarafından gönderilen bir kurul, kan dökülmeden harekâtı durdurursa kimseye ceza verilmeyeceğini bildirdi ve bu konuda İnönü’nün güvence veren mektubu kendisine iletildi.
Sonuç
Talat Aydemir'in atamaların durdurulması yolundaki ısrarını İsmet İnönü kabul etmedi. Ancak saat 03.30’da Talat Aydemir alarmı kaldırdığını bildirdi ve evine döndü. Ertesi gün tutuklandı ve Genelkurmay Başkanlığında gözaltına alındı. Kara Harp Okulu öğrencileri ise memleketlerine gönderildi. Başlarında Talat Aydemir'in bulunduğu, 22 Şubat direnişine katılan genç subaylar emekliye sevk edildi. Ancak emeklilik hakkı kazanmamış olanlar ise ordudan tardedilmiş oldular. TBMM, 30 Nisan 1962’de ayaklanmaya karışanların ceza kovuşturmasına uğramamasına ilişkin yasayı kabul etti. Emekliliğe sevk edilen Talat Aydemir bu darbe girişiminden sadece birkaç ay sonra tekrar muhalif gruplarla bir araya gelmiş ve 20 Mayıs 1963 tarihinde tekrar şansını denemiş ancak bu ikinci denemesinden sonra tutuklanarak idam ile cezalandırılmıştır.
İlgili belgeseller
Kaynakça
- ^ a b , s. 10, ( Eylül 2005 Sayısı eki)
- ^ Öner Gürcan, s. 123, Ben İhtilalciyim
- ^ Metin Toker, Milliyet, 20 Aralık 1999
- ^ Osman Deniz, Parola: Harbiyeli Aldanmaz]'
- ^ Ve Talat Aydemir Konuşuyor, s. 127-128
Ayrıca bakınız
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
22 Subat Olayi 1962 de Kara Harp Okulu Komutani Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaslarinin ordu icindeki 27 Mayiscilar in tasfiyesi icin 20 Subat gunu baslatilan atama ve gozaltina almalara karsi direnisi olayidir 22 Subat OlayiTarih22 Subat 1962KonumTurkiyeTurIsyan askeri EtkenMilli Birlik Komitesi ve ordu icerisindeki tasfiyeler Adalet Partisinin secimlerdeki basarisiAmacOrdu icerisindeki tasfiyeleri onlemek askeri yonetimi devam ettirmekDuzenleyenTalat Aydemir CuntasiSonucAyaklanma catisma yasanmadan bastirildi Talat Aydemir basta olmak uzere harekata katilan subaylar emekli edildi Arka plan27 Mayis 1960 tan sonra 9 Temmuz 1961 de 65 evet denen halk oylamasi ile yeni anayasa kabul edilmisti Ulkenin 1960 Ihtilali nden sonra yasayacagi genel secimlere giderken ABD ve Avrupa ile iliskilerinde fazlaca degisen bir sey olmamisti ABD nin Ocak 1961 de yaptigi 43 milyon dolarlik yardimla birlikte 27 Mayis tan beri yapilan yardim tutari 279 milyon dolari bulmustu 17 Subat 1961 de Turk ve Alman is ve isci bulma kurumlari arasinda anlasmaya varildi Yuz bes kisilik ilk Turk isci kafilesi Almanya da bir insaat firmasi tarafindan ise alindi 2 Haziran 1961 de Almanya nin Turkiye ye verecegi 200 milyon mark tutarindaki kredi ile ilgili antlasma imzalandi 27 Mayis a vurulan her darbeye generallerden cok genc subaylar tepki gosteriyordu Istedikleri ise 27 Mayis in DP yi deviren basit bir hukumet darbesi olmaktan cikaran devrimci yaninin garantiye alinmasi gibi gosterilmek istenilse de iktidarin sivillere devredilmemesiydi Silahli Kuvvetler Birligi bu amacla olusturulmustu 6 Haziran 1961 de Korgeneral Cemal Madanoglu nun emekliye sevk edilmesi ve Korgeneral Irfan Tansel in Hava Kuvvetleri Komutanligina atanmasi olayina genc subaylar 13 Kasim 1960 taki Ondortler tasfiyesinde oldugu gibi tepkisiz kalmadilar Diger tayinler konusunda sozunu kimseye dinletememis olan Harp Okulu Komutani Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaslari Irfan Tansel in tayinine bir muhtira ile karsi durunca saflar daha da netlesti uyeleri ve bu birlige katilmayan general ve ust duzey subay yok gibiydi 27 Mayis Darbesi ile elde ettikleri iktidari korumak icin 28 Haziran 1961 de bir genelge yayinlayarak bunu dile getirmislerdi 15 Ekim 1961 de yapilan genel secimlerde CHP umutluydu DP nin 27 Mayis in altinda ezilip yok oldugu dusunuluyordu Ama beklenen gerceklesmedi CHP ancak 36 5 oy alabilmisti DP nin yerine kurulan AP ise 34 8 ile basa bas cikmisti 450 uyeli Meclis te CHP 173 AP 158 ve 150 senato uyeliginin de 71 ini AP 36 sini CHP almisti Suphesiz secim sonuclari CHP yi oldugu kadar genc subaylari da etkilemisti Siyasi ortam neredeyse 27 Mayis oncesine donusmek uzereydi Secim sonuclarindan sonra Turk Silahli Kuvvetleri icinde bir fikir ayriligi belirmeye basladi Bir grup genc subay yol yakin iken memleketin gelecegi bakimindan idareye el konulmasi fikrini savunuyordu Ikinci fikre gore ise simdi askeri mudahale hareketine luzum yoktu Tecrube edilmeli basarisizliklari goruldukten sonra mudahale edilmeliydi Bu fikri savunanlar daha ziyade hava kuvvetlerinin temsilcileri olan Kurmay Albay Halim Mentes Hava Albay idi Bunlar CHP liler ile devamli surette temasta olduklari icin memleketi ancak Ismet Inonu basta olmak uzere CHP nin kurtaracagina inaniyorlardi Bu fikir gerek Ankara Grubunda gerek Istanbul Grubunda tartisildiktan sonra birinci fikir ekseriyet kazandigi icin Istanbul da 21 Ekim 1961 gunu Harp Akademilerinde yapilan buyuk toplantida on general ve yirmi sekiz albay su protokolu imzalamislardi 21 Ekim Protokolu ne gore yeni secilen TBMM toplanmadan once en gec 25 Ekim 1961 e kadar bir askeri mudahale karari alinmisti Ancak bu protokol uygulanamadi Ancak sonraki olaylar gostermistir ki 21 Ekim Protokolu sadece baslangictir Bugunun moda deyimlerini kullanarak soylemek gerekirse o ana deprem dir Artci depremler 22 Subatlardan 20 Mayislardan 9 Martlardan gecerek ta 12 Mart a kadar surdu 12 Mart ta Turk Silahli Kuvvetlerindeki emir ve komuta zinciri yeniden kurulmustu Bu 21 Ekim 1961 ana depremi ni izleyen artci depremlerin sonu oldu Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hukumeti CHP ve AP tarafindan kuruldu 26 Ekim 1961 de de Turkiye nin dorduncu cumhurbaskanligina ihtilal lideri Cemal Gursel secildi Bu ortam 27 Mayis oncesi CHP DP tartismalarinin tekrar manset olmasi ve AP yanlilarinin acikca 27 Mayis aleyhinde propagandalara baslamasiyla siyasi ortam yeniden gerginlesmisti 27 Mayis cuntacilari daha bir yil gecmeden mesru mudafaa durumunda kalmislardi 19 Ocak 1962 de Genelkurmay Baskani Cevdet Sunay baskanliginda duzenlenen yuksek rutbeli subaylarin katildiklari bir baska toplantida Harp Okulu Komutani Talat Aydemir Jandarma Okulu Komutani Albay ve oteki bazi komutanlar askeri mudahalenin kacinilmaz oldugunu savundular 9 Subat 1962 de Istanbul Balmumcu da toplanan 57 general ve albaydan 37 sinin askeri mudahalenin 28 Subat a kadar yapilmasi yolunda imzaladiklari protokole Talat Aydemir de sonradan katildi Ancak 16 Subat gecesi Istanbul da orgutun general ve amiral sinifinin aldigi bir kararla sadece general amiral ve albaylarin katildiklari 1 Ordu Istihbarat Baskani in boykot ettigi bir toplanti duzenlendi Ertesi gun Topcu Albay ve toplantiyi boykot eden dan ogrendigim suydu Toplanti yapilmis ve generallerin yaptiklari konusmalar sonucu Ankara da Genelkurmay Baskani Cevdet Sunay in protokolu onaylamadigi durumun Ismet Inonu ye duyuruldugu Ismet Inonu faktorunun agir bastigi kabul edilerek protokolun uygulanmasindan vazgecilmesine ve bu durumun Ankara daki orgut uyelerine bildirilmesine oy cokluguyla karar verilmisti Bekledigim bir karardi bu 17 Subat gunu ortaya cikmis oldu Artik her sey bitmisti Bir oyun sahneye konmak uzereydi Ankara daki orgut uyeleri ekarte edilecekti Bu Genelkurmay da gorusulmus ve Istanbul dan giden Korgeneral Refik Tulga ile Tuggeneral Faruk Gurler in de kabul ettikleri oyuna Istanbul orgutu alet olmustu Peki oyun nasil sahneye konacakti Bunu yasayip gorecektik 20 Subat Gecesi19 Subat gunu Genelkurmay Baskani ile Albay Talat Aydemir Albay Albay Hava Kuvvetleri Komutani Irfan Tansel Kara Kuvvetleri Komutani Muhittin Onur ve Jandarma Genel Kumandani arasinda yapilan gorusmede Sunay ancak Inonu olurse veya cekilirse bu isin yapilabilecegini belirtti Bunun uzerine biz bilhassa soyle bir teklif ileri surdu Biz ihtilalin hiyerarsik duzende yapilmasini uygun goruyoruz Mademki kendinizi kifayetsiz buluyorsunuz denecek bir sey yok Biz alttan gelen tazyiki guclukle muhafaza ediyoruz Yok eger bu alttan gelen tazyiklerin musevviki olarak bizleri goruyorsaniz biz simdi derhal istifamizi verelim Emekliligimizi istiyoruz Yarin obur gun bu sucu yukleyerek bizi ordudan serefsizce ayirmayin Buna ragmen 20 Subat gunu Hukumet ve Genelkurmay belirli birlik kumandanlari ve maiyetleri icin suratle atama ve gozaltina alma islemleri baslatti Buna karsilik atamalarin durdurulmasini ve gozaltina alinanlari serbest birakilmasini isteyenler de direnise gectiler Albay Talat Aydemir 20 Subat gecesi Kara Harp Okuluna gidince Hava Kuvvetleri tarafindan Harp Okulu alarma gecti denerek Meclis Muhafiz Taburu alarma gecirildi Bunun uzerine Tank Taburu da karsi alarma gecti ve onun civarinda bulunan 2 Piyade Alayi ile Binbasi Fethi Gurcan komutasindaki Cumhurbaskanligi Muhafiz Alayi Suvari Grubu da Hukumete bagli kuvvetlere karsi karsi alarma katildi Tanklarin bir kismi sabaha karsi Ankara nin varoslarina kadar sokuldular Bu sirada saat 02 30 dur Bu yanlis alarm durumu Talat Aydemir tarafindan iptal ettirilir ve tanklar garajlarina doner 20 21 Subat 1962 gecesi Kara Harp Okulunun alarma gectigi ihbarini alan Genelkurmay Ikinci Baskani Memduh Tagmac bir heyetle Kara Harp Okuluna gider ancak ortada alarm durumunun olmadigini Hava Kuvvetlerinden gelen yanlis bir ihbarin oldugunu gorur Havacilarin alarmiyla baslayan surecte dogal olarak karsi alarma gecen Karacilarin lideri Talat Aydemir suclanacak ve ona bagli alay komutanlari tevkif edilecekti Talat Aydemir in bu harekatla ilgisinin olmadigini soylemesine karsin 21 Subat sabahi Genelkurmay darbe girisimcisi uc albayin Talat Aydemir ve gorevlerinden baska yere atandiklarini acikladi Karari kabul etmeyen Talat Aydemir Genelkurmay a karsi kosullar one surup Kara Harp Okuluna dondu Genelkurmay bu kez de aralarinda Talat Aydemir Dundar Seyhan ve in de bulundugu subaylari gorevlerinden alip baska gorevlere getirmeyi kararlastirdi Albay Talat Aydemir ise Genelkurmay a gonderdigi muhtirada bu kararin da uygulanmamasini Kara Kuvvetleri Komutaninin durumunun gozden gecirilmesini Hava Kuvvetleri Komutanliginin alarm komuta heyetine uniformalariyla katilan Milli Birlik Komitesi uyelerinden Mucip Atakli ve Haydar Tunckanat in cezalandirilmalarini istedi AyaklanmaAydemir o yil Kara Harp Okulunu bitirme doneminde bulunan alti yuz kadar astegmeni toplayarak son gunlerde olanlari anlatir Kara Harp Okulu ogrencileri komutanlarini teslim etmeme karari alirlar 22 Subat 1962 gunu Genelkurmay Kurmay Albay Semih Sancar i yeni Harp Okulu Komutani olarak bir heyetle Kara Harp Okuluna gonderir Okulun girisinde okul muhafizlari tarafindan silahlarindan tecrit edilirler Talat Aydemir huzuruna cikartilan heyete bu tayinin prosedurlere uygun olmadigini gecersiz oldugunu soyleyerek onlari geri gonderir Bu arada Kumandani Albay da Genelkurmay a cagrilmis fakat gozaltina alinacagini ogrenince Piyade Alayini alarma gecirmistir Ankara gruubunun onunde iki sik vardi Ya gozaltina alinarak teslim olmayi kabul edecek ya da harekete gececeklerdir Kara Harp Okulundaki ogrenci ve subay taburlari da galeyana gelmistir Sonunda Talat Aydemir Kara Harp Okulu nu alarma gecirdi ve Dundar Seyhan da oraya davet edildi Alarm haberi diger birliklere de sirayet etti Boylece Tank Okulu Suvari Grubu Muhabere Okulu Zirhli Birlikler Egitim Merkezi ve Jandarma okulu da kendiliginden alarma gecip Ankara da duruma hakim oldular Boylelikle ayaklanma baslamis oldu Polatli daki topcu birliklerinden ve Cubuk taki bazi kuvvetler Talat Aydemir e karsi Ankara ya getirildilerse de bunlarla birlikte Meclis Taburu da Talat Aydemir in buyruguna girdi 22 Subat ogle saatlerinde Cankaya Kosku nu koruyan Cumhurbaskanligi Muhafiz Alayi Kumandani in yerine Cihat Alpan atanmisti Ancak Muhafiz Alayinin suvari grubu Binbasi Fethi Gurcan emrinde harekete gecerek yeni atanmis olan Albay Cihat Alpan i gozaltina aldilar Binbasi Fethi Gurcan guvendigi birlik ve subaylarla o sirada iceride toplanti halinde olan Cumhurbaskani Basbakan ve birkac bakani Genelkurmay Baskani ve MGK uyeleri olan kuvvet kumandanlarini etkisiz hale getirmis oluyorlardi Binbasi Fethi Gurcan in Cankaya dan ayrilmadan once Cumhurbaskani ve Basbakan in tutuklanmalari yolunda yaptigi oneriyi Albay Talat Aydemir kabul etmedi Cunku amaci darbe yapmak degildi Albay Talat Aydemir TBMM nin derhal kapatilmasini ve atamalarin durdurulmasini gozaltina alinanlarin birakilmasi ve Hava Kuvvetlerindeki cunta karsitlarinin da cezalandirilmasini istedi Genelkurmay da yapilan toplantiGenelkurmay da Cumhurbaskani Cemal Gursel in baskanliginda yapilan Basbakan parti genel baskanlari ve kuvvet komutanlarinin katildiklari toplantida Albay Talat Aydemir in istediklerinin kabul edilmemesine Cumhurbaskani ve emekli Orgeneral Cemal Gursel ile Basbakan ve emekli Orgeneral Ismet Inonu nun radyodan yatistirici konusmalar yapmasina karar verildi Yeni Turkiye Partisi Genel Baskani ve Talat Aydemir in akrabasi Ekrem Alican in Kara Harp Okulu Komutani ile yaptigi ara buluculuk gorusmesinde de bir sonuca varilamadi Cemal Gursel Murted Hava Ussu ne Ismet Inonu ve parti liderleri o zamanlar binasinin arkasinda yer alan Hava Kuvvetleri karargahina gittiler Fethi Gurcan kendisine bagli birliklerle radyonun Etimesgut taki verici istasyonunu ele gecirince yayin durdu Ismet Inonu birkac saat sonra Esenboga Havaalani ndaki verici araciligi ile konusmasini yapabildi 22 Subat saat 01 00 sularinda Aydemir e Genelkurmay tarafindan gonderilen bir kurul kan dokulmeden harekati durdurursa kimseye ceza verilmeyecegini bildirdi ve bu konuda Inonu nun guvence veren mektubu kendisine iletildi SonucTalat Aydemir in atamalarin durdurulmasi yolundaki israrini Ismet Inonu kabul etmedi Ancak saat 03 30 da Talat Aydemir alarmi kaldirdigini bildirdi ve evine dondu Ertesi gun tutuklandi ve Genelkurmay Baskanliginda gozaltina alindi Kara Harp Okulu ogrencileri ise memleketlerine gonderildi Baslarinda Talat Aydemir in bulundugu 22 Subat direnisine katilan genc subaylar emekliye sevk edildi Ancak emeklilik hakki kazanmamis olanlar ise ordudan tardedilmis oldular TBMM 30 Nisan 1962 de ayaklanmaya karisanlarin ceza kovusturmasina ugramamasina iliskin yasayi kabul etti Emeklilige sevk edilen Talat Aydemir bu darbe girisiminden sadece birkac ay sonra tekrar muhalif gruplarla bir araya gelmis ve 20 Mayis 1963 tarihinde tekrar sansini denemis ancak bu ikinci denemesinden sonra tutuklanarak idam ile cezalandirilmistir Ilgili belgeseller12 Mart Ihtilalin Pencesinde DemokrasiKaynakca a b s 10 Eylul 2005 Sayisi eki Oner Gurcan s 123 Ben Ihtilalciyim Metin Toker Milliyet 20 Aralik 1999 Osman Deniz Parola Harbiyeli Aldanmaz Ve Talat Aydemir Konusuyor s 127 128Ayrica bakiniz27 Mayis Darbesi 21 Ekim Protokolu 20 Mayis 1963 ayaklanmasi