Bu maddede bulunmasına karşın yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir.Ağustos 2016) () ( |
Akılcılık; usçuluk veya rasyonalizm olarak da adlandırılan, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil, düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren felsefi görüş.
Tanım ve genel tarihçe
Akılcılık, bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir. Buna göre, kesin ve evrensel bilgilere ancak akıl aracılığıyla ve tümdengelimli bir yöntemsel yaklaşımla ulaşılabilir. Dünya hakkındaki önemli olan bilginin yalnızca deney ötesi yöntemlerle elde edilebileceğini savunur. Akılcılık her bireyin eşit ve değişmez ussal ve mantıksal ilkelere sahip olduğunun varsayımı ile, çeşitli "a priori" ve apaçık gerçeklerin varolduğunu onaylar. Son zamanlarda, çeşitli dilbilimcilerin bazı dilbilim kavramları hakkındaki yazıları haricinde, "a priori" bilginin varlığı sıklıkla reddedilmiş, kabul edilse dahi etki alanı ve konumu daraltılmıştır.
Bu görüşe göre, kesin bilgi örneği matematiktir. Hakikate ve eşyanın bilgisine sadece akıl ile erişilebileceğini savunur. Bu sebeple akılcılık, deneyciliğin karşıtıdır. Akla karşı yaklaşım pek çok bağlamda dindeki vahiy ile yahut etikteki duygu ve hisle karşılaştırılan bir yaklaşımdır. Bununla birlikte felsefede akıl genellikle (içe doğmayla değil) karşılaştırılır.
Batı'da akılcı gelenek Elealılar, Pisagorcular ve Platon ile (aklın kendine yeterliliği teorisi Yeni-Platonculuğun ve idealizmin başat temasıdır.) başlar (Runes, 263). Aydınlanma'dan beri akılcılık felsefenin hizmetine matematiğin yöntemlerini sunmaya çalışır. Descartes, Leibniz ve Spinoza buna örnek gösterilebilir (Bourke, 263). Akılcılık Avrupa'da genellikle kıta felsefesi olarak bilinir, çünkü İngiltere'de deneycilik daha baskındır. Nitekim Leibniz ve Spinoza gibi filozofların düşünceleri, İngiliz deneyci filozoflarınkilerle sık sık karşılaştırılmıştır. Fakat bu akılcılık ve deneycilik akımları ile filozofların akılcı ve deneyci fikirleri detaylıca incelendiğinde pek doğru bir eylem veya bakış açısı değildir. Geniş bir bakış açısından bir filozof hem akılcı hem de deneyci olabilir (Lacey, 286–287). Aşırı noktasında, deneycilik deneyim dışı her türlü bilgiyi reddeder ve her türlü bilginin deneyim ile edinildiğini savunur. Akılcılık ise, aşırı noktada bilginin deneyim ve algı olmaksızın saf akıl ile tamamen ve en iyi şekilde edinilebileceğini savunur. Yani deneycilik ile akılcılık arasında en temel tartışma (insan) bilgi(si)nin kaynağıdır. Bununla birlikte, bu tüm rasyonalistlerin doğa bilimlerinin deneyimsel bilgi ve algıların yardımı olmadan tam anlamıyla bilinebileceğini öne sürdükleri anlamına gelmez. Aslında çoğu rasyonalist filozof deneyime de en azından belirli oranda önem vermiştir ve belirtilen derecede aşırı bir noktada bulunan herhangi bir rasyonalist okul ortaya çıkmamıştır (Hatfield).
Felsefî bir okul olarak akılcılık ve içerdiği temel ilkeler 18. yüzyılda büyük bir eleştiriye maruz kalmıştır. Bununla birlikte bu dönemde de, sayıları az da olsa, akılcılığı savunan filozoflar olmuştur. Örneğin Alman ve yine Alman Moses Mendelssohn. 18. yüzyılda akılcılığa en büyük eleştiri deneyci çevrelerden gelmiştir. Bununla birlikte, örneğin Alman filozof Kant da geleneksel akılcı düşünce okulunu tenkit etmiştir. Kant eleştirel bir değerlendirmeyle yeni bir rasyonalizm fikrini temellendirmeye yönelir. Rasyonalizm geleneği başlangıcından itibaren ele alındığında karşımıza pek çok farklı türlerde rasyonalizm yorumları ya da yaklaşım biçimiyle karşılaşılır.
Antik Çağ felsefesinde rasyonalizm
Rasyonalizm geleneği Elea Okulu ile birlikte başlatılabilir. İlk akılcı filozof Parmanides'tir denilebilir. Ona göre duyumlar değişebilen şeyler olduklarından bilginin temeli olamazlar, aksine aklın değişmeyen ilkeleri bilginin temeli olabilir. Elealı Zenon, hocası Parmanides'in akılcılığını daha ileriye götürmüştür. Duyuların güvenilmezliğini kanıtlayan paradokslarının ardında rasyonalizm düşüncesi temellendirilir. Platon ise idealar teorisiyle rasyonalizmi belli başlı bir kuram olarak şekillendiren kişi olarak anılır. Platon, rasyonalizmin yöntemsel ilkesi olarak bilinen tümdengelimli yönteminin de önde gelen isimlerindendir. Ayrıca Aristoteles'i de akılcılığın kurucu isimlerinden biri olarak belirtmek gerekir.
Kıta felsefesinde akılcı filozoflar
Genel anlamda kişinin akılcı olarak adlandırılabilmesi için iki temel noktayı onaylaması ve kabul etmesi gerekmektedir, bunlar:
- "Akılcı sezgi a priori bilgimizin tamamı veya bir kısmının kaynağıdır, ve
- Gerçeğin a priori bilgisi mümkündür" (Cassam, s.45).
Elealılar ile başlayan akılcı geleneğin Batı'daki en önemli isimleri Descartes, Spinoza, ve Leibniz'dir.
Descartes'ın metafizik hakkındaki savları ve metafiziksel ilkelerinin sonucu olarak gördüğü dualistik yapıya sahip (akıl-vücut ayrımını barındıran) Kartezyen ruh kavramı Avrupa'daki akılcılık geleneği için çok önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Nitekim Descartes'ın metafiziğe dair akılcı görüşleri yaygın kabul görmüş ve 17. yüzyılın ikinci yarısında, fiziksel görüşleriyle birlikte bunlar da kitap olarak birçok öğretim merkezinde okutulmuştur. Descartes'ın görüşleri kendisinden sonraki filozofları da büyük oranda etkilemiştir. Nitekim Descartes'ın ortaya attığı insanın ontolojik dualizmi fikri modern toplumlarda dahi sıklıkla kabul edilen bir savdır.
Bir diğer ünlü akılcı filozof Spinoza ise başlarda Descartes'ın metafizik savlarını benimsese de, zamanla kendi düşüncelerinin olgunlaşması ve gelişmesiyle birlikte Descartes'in savlarını bırakarak daha farklı bir metafiziksel anlayış geliştirmiştir. Kartezyan akıl-vücut dualizmini reddeden Spinoza, Tanrı'nın yaratılmış dünyadan ayrı olarak mevcut olduğu fikrine de karşı çıkmıştır. Ona göre bir tek ebedî varlık vardı. Spinoza'nın bu fikri ve metafiziksel açıklamaları Batı'da panteizm açısından çok önemlidir. Metafiziğe dair savları detaylıca Etik isimli eserinde yer alır. Ayrıca dinin de akılcı eleştirisini yapmıştır (Hatfield).
Kartezyan ruh kavramıyla birlikte Descartes'in metafiziğe dair görüşlerini genel olarak benimseyen Malebranche ise aklî fikirlerin bireysel zihinlerden ziyade, Tanrı'da var olduğu ve Tanrı'nın gerektiğinde insanlara bu bilgileri ilâhî bir anlamda sunduğunu öne sürerek Descartes'tan ayrılmıştır.
Anılan diğer filozoflar gibi Leibniz de başlarda Descartes'in fikirlerinin takipçisi olmuştur. Bununla birlikte daha sonra Descartes'in fikirlerini reddederek, kendi geliştirdiği metafiziksel fikirleri savunmuştur. Leibniz düşüncesinde Tanrı'nın yarattığı dünya bilinçli ve ayrı küçük varlıklardan oluşur. Daha sonra bu varlıklara monad ismini vermiştir (Monadoloji, 1714). Ayrıca Leibniz'in düşüncesinde Tanrı tüm olası dünyalardan en iyisi olarak dünyayı yaratmıştır ki burada kastedilen en iyi, mükemmel, eksiksiz anlamındadır. Bu fikir daha sonraları birçok filozof tarafından tenkit edilmiştir.
Kantçılık
Rasyonalizm konusunda en temel eleştirileri, kendisi de özgül bir rasyonalist olan Kant'tan gelir.Kant Saf Aklın Eleştirisi (1781) isimli eserinde bu noktadaki temel eleştirisini ortaya koymuş ve felsefi ilkelerini açıklamıştır. Hem amprizmin hem de rasyonalizmin felsefi problemleri eleştirel bir şekilde değerlendirilerek Kant felsefesinde aşılmaya çalışıldığı görülür.Bu bakımdan olarak adlandırılan felsefe geleneğinin kurucusu Kant'tır ve o bu yolla ampirizmin ve rasyonalizmin yetersizliklerinden kurtulmaya çalışmıştır. Kant insan bilgisinin sınırlarını ve yapısını soruştururken, bir yanda aklın kuramsal statüsünün belirlenmesi ile ilgilenmiş öte yandan da her tür deneyimin kuramsal sınırlarını belirlemeye çalışmıştır. Saf Aklın Eleştirisi'de özellikle deneyimin zorunlu doğasının incelenmesine yönelik kapsamlı bir girişim vardır. A priori ve a posteriori bilginin varlığını kabul eden Kant, bunları farklı bilgi türleri olarak sınıflandırır ve önceki felsefe geleneklerinin yetersizliklerini bu kategoriler ekseninde değerlendirir.
Hegelci rasyonalizm
Rasyonalizm geleneği Parmanides'ten Hegel'e uzanan bir gelişim çizgisi gösterir, bu çizgi üzerinde birbirinden çok farklı akılcılık anlayışlarıyla karşılaşılır. Farklı rasyonalizm tanımlarına rağmen; doğruluğun ölçüsünü akıl olarak ele almasını bu felsefe geleneğinin ortak bir öğesi olarak ele alırsak, söz konusu düşüncenin doruk noktasında Hegel ile karşılaşılır. Hegelci diyalektik yöntem rasyonalizmin kendi içinde kendini temellendirmesinin bir yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. Hegel'in ünlü sav sözü, "Gerçek olan her şey ussal, ussal olan her şey gerçektir." deyişi, tüm bir rasyonalizm geleneğinin en özlü ifadesi olarak görülür.
Aydınlanma ve rasyonalizm
Aydınlanmacılık ile birlikte akıl ve akılcılık kavramları farklı bir anlam daha kazandı. Felsefî bir vurgudan öte, feodal ve dinî müessese ve uygulamalar ile sosyal ve politik uygulamaları akıl ışığında ve aklı temel alarak eleştiren kişilere rasyonalist adı verilmeye başlandı ve bu tip eleştirel yaklaşım da rasyonalizm olarak anılmaya başlandı. Burada felsefi ilkelerin aynı zamanda toplumsal düzenlemelerde yeni bir yönelimin kurucu ilkeleri haline gelmesi söz konusudur. Bu anlamda rasyonalizm aklı kurucu ilke olarak benimseyen ve dinsel toplumsal örgütlenmelere karşı akılcı toplumsal düzenlemelerini temel alan yaklaşımları ifade eder. Kant'ın "Aydınlanma nedir?" sorusuna verdiği, "İnsanın kendi aklını kullanmasıdır." şeklindeki cevabı, aklın aydınlanmacılıkta felsefî bir ilke olduğunu gösterir. Buna göre evrensel bir dayanak noktası olan akıl, toplumsal yaşamın herkes için geçerli olabilecek akılcı bir düzenlemesini mümkün kılabilecektir.
Rasyonalizm içindeki filozof ve düşünürler listesi
- Farabi (Mu'tezile)
- Zemahşerî (Mu'tezile)
- Parmanides
- Elealı Zenon
- Aristoteles
- Isaac Asimov
- René Descartes
- Benjamin Franklin
- Sigmund Freud
- Robert A. Heinlein
- Immanuel Kant
- Gottfried Leibniz
- Jim Herrick
- H. P. Lovecraft
- Thomas Paine
- Thomas Hobbes
- Platon
- Gene Roddenberry
- Barbara Smoker
- Baruch Spinoza
- Elizabeth Cady Stanton
- Voltaire
- Herakleitos
- Sokrates
Kaynakça
- Bourke, Vernon J. (1962), "Rationalism", p. 263 in Runes (1962).
- Cassam, Quassim "3. Rationalism, Empiricism, and the A Priori" isimli makale, içinde bulunduğu eser: Boghossian, Paul ve Christopher Peacocke. New Essays on the A Priori. Oxford: Oxford University Press, 2000.
- Hatfield, Gary "Rationalism" isimli makale, içinde bulunduğu eser: Encyclopedia of Enlightenment, Ed. Alan Charles Kors. Oxford University Press, 2003. 11 Eylül 2006 <http://www.oxfordreference.com/views/ENTRY.html?subview=Main&entry=t173.e592>
- Lacey, A.R. (1996), A Dictionary of Philosophy, 1st edition, Routledge and Kegan Paul, 1976. 2nd edition, 1986. 3rd edition, Routledge, London, UK, 1996.
- Runes, Dagobert D. (ed., 1962), Dictionary of Philosophy, Littlefield, Adams, and Company, Totowa, NJ.
Notlar
- ^ http://www.felsefeekibi.com/site/default.asp?PG=1419 22 Kasım 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Erişim 02.01.2011
Dış bağlantılar
- XX.Yüzyıl Mitleri: Yeni Rasyonalizm[]
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Agustos 2016 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Akilcilik usculuk veya rasyonalizm olarak da adlandirilan bilginin dogrulugunun duyum ve deneyimde degil dusuncede ve zihinde temellendirilebilecegini one suren felsefi gorus Tanim ve genel tarihceAkilcilik bilginin kaynaginin akil oldugunu dogru bilginin ancak akil ve dusunce ile elde edilebilecegi tezini savunan felsefi yaklasima verilen isimdir Buna gore kesin ve evrensel bilgilere ancak akil araciligiyla ve tumdengelimli bir yontemsel yaklasimla ulasilabilir Dunya hakkindaki onemli olan bilginin yalnizca deney otesi yontemlerle elde edilebilecegini savunur Akilcilik her bireyin esit ve degismez ussal ve mantiksal ilkelere sahip oldugunun varsayimi ile cesitli a priori ve apacik gerceklerin varoldugunu onaylar Son zamanlarda cesitli dilbilimcilerin bazi dilbilim kavramlari hakkindaki yazilari haricinde a priori bilginin varligi siklikla reddedilmis kabul edilse dahi etki alani ve konumu daraltilmistir Bu goruse gore kesin bilgi ornegi matematiktir Hakikate ve esyanin bilgisine sadece akil ile erisilebilecegini savunur Bu sebeple akilcilik deneyciligin karsitidir Akla karsi yaklasim pek cok baglamda dindeki vahiy ile yahut etikteki duygu ve hisle karsilastirilan bir yaklasimdir Bununla birlikte felsefede akil genellikle ice dogmayla degil karsilastirilir Bati da akilci gelenek Elealilar Pisagorcular ve Platon ile aklin kendine yeterliligi teorisi Yeni Platonculugun ve idealizmin basat temasidir baslar Runes 263 Aydinlanma dan beri akilcilik felsefenin hizmetine matematigin yontemlerini sunmaya calisir Descartes Leibniz ve Spinoza buna ornek gosterilebilir Bourke 263 Akilcilik Avrupa da genellikle kita felsefesi olarak bilinir cunku Ingiltere de deneycilik daha baskindir Nitekim Leibniz ve Spinoza gibi filozoflarin dusunceleri Ingiliz deneyci filozoflarinkilerle sik sik karsilastirilmistir Fakat bu akilcilik ve deneycilik akimlari ile filozoflarin akilci ve deneyci fikirleri detaylica incelendiginde pek dogru bir eylem veya bakis acisi degildir Genis bir bakis acisindan bir filozof hem akilci hem de deneyci olabilir Lacey 286 287 Asiri noktasinda deneycilik deneyim disi her turlu bilgiyi reddeder ve her turlu bilginin deneyim ile edinildigini savunur Akilcilik ise asiri noktada bilginin deneyim ve algi olmaksizin saf akil ile tamamen ve en iyi sekilde edinilebilecegini savunur Yani deneycilik ile akilcilik arasinda en temel tartisma insan bilgi si nin kaynagidir Bununla birlikte bu tum rasyonalistlerin doga bilimlerinin deneyimsel bilgi ve algilarin yardimi olmadan tam anlamiyla bilinebilecegini one surdukleri anlamina gelmez Aslinda cogu rasyonalist filozof deneyime de en azindan belirli oranda onem vermistir ve belirtilen derecede asiri bir noktada bulunan herhangi bir rasyonalist okul ortaya cikmamistir Hatfield Felsefi bir okul olarak akilcilik ve icerdigi temel ilkeler 18 yuzyilda buyuk bir elestiriye maruz kalmistir Bununla birlikte bu donemde de sayilari az da olsa akilciligi savunan filozoflar olmustur Ornegin Alman ve yine Alman Moses Mendelssohn 18 yuzyilda akilciliga en buyuk elestiri deneyci cevrelerden gelmistir Bununla birlikte ornegin Alman filozof Kant da geleneksel akilci dusunce okulunu tenkit etmistir Kant elestirel bir degerlendirmeyle yeni bir rasyonalizm fikrini temellendirmeye yonelir Rasyonalizm gelenegi baslangicindan itibaren ele alindiginda karsimiza pek cok farkli turlerde rasyonalizm yorumlari ya da yaklasim bicimiyle karsilasilir Antik Cag felsefesinde rasyonalizmRasyonalizm gelenegi Elea Okulu ile birlikte baslatilabilir Ilk akilci filozof Parmanides tir denilebilir Ona gore duyumlar degisebilen seyler olduklarindan bilginin temeli olamazlar aksine aklin degismeyen ilkeleri bilginin temeli olabilir Eleali Zenon hocasi Parmanides in akilciligini daha ileriye goturmustur Duyularin guvenilmezligini kanitlayan paradokslarinin ardinda rasyonalizm dusuncesi temellendirilir Platon ise idealar teorisiyle rasyonalizmi belli basli bir kuram olarak sekillendiren kisi olarak anilir Platon rasyonalizmin yontemsel ilkesi olarak bilinen tumdengelimli yonteminin de onde gelen isimlerindendir Ayrica Aristoteles i de akilciligin kurucu isimlerinden biri olarak belirtmek gerekir Kita felsefesinde akilci filozoflarGenel anlamda kisinin akilci olarak adlandirilabilmesi icin iki temel noktayi onaylamasi ve kabul etmesi gerekmektedir bunlar Akilci sezgi a priori bilgimizin tamami veya bir kisminin kaynagidir ve Gercegin a priori bilgisi mumkundur Cassam s 45 Elealilar ile baslayan akilci gelenegin Bati daki en onemli isimleri Descartes Spinoza ve Leibniz dir Descartes in metafizik hakkindaki savlari ve metafiziksel ilkelerinin sonucu olarak gordugu dualistik yapiya sahip akil vucut ayrimini barindiran Kartezyen ruh kavrami Avrupa daki akilcilik gelenegi icin cok onemli bir noktayi olusturmaktadir Nitekim Descartes in metafizige dair akilci gorusleri yaygin kabul gormus ve 17 yuzyilin ikinci yarisinda fiziksel gorusleriyle birlikte bunlar da kitap olarak bircok ogretim merkezinde okutulmustur Descartes in gorusleri kendisinden sonraki filozoflari da buyuk oranda etkilemistir Nitekim Descartes in ortaya attigi insanin ontolojik dualizmi fikri modern toplumlarda dahi siklikla kabul edilen bir savdir Bir diger unlu akilci filozof Spinoza ise baslarda Descartes in metafizik savlarini benimsese de zamanla kendi dusuncelerinin olgunlasmasi ve gelismesiyle birlikte Descartes in savlarini birakarak daha farkli bir metafiziksel anlayis gelistirmistir Kartezyan akil vucut dualizmini reddeden Spinoza Tanri nin yaratilmis dunyadan ayri olarak mevcut oldugu fikrine de karsi cikmistir Ona gore bir tek ebedi varlik vardi Spinoza nin bu fikri ve metafiziksel aciklamalari Bati da panteizm acisindan cok onemlidir Metafizige dair savlari detaylica Etik isimli eserinde yer alir Ayrica dinin de akilci elestirisini yapmistir Hatfield Kartezyan ruh kavramiyla birlikte Descartes in metafizige dair goruslerini genel olarak benimseyen Malebranche ise akli fikirlerin bireysel zihinlerden ziyade Tanri da var oldugu ve Tanri nin gerektiginde insanlara bu bilgileri ilahi bir anlamda sundugunu one surerek Descartes tan ayrilmistir Anilan diger filozoflar gibi Leibniz de baslarda Descartes in fikirlerinin takipcisi olmustur Bununla birlikte daha sonra Descartes in fikirlerini reddederek kendi gelistirdigi metafiziksel fikirleri savunmustur Leibniz dusuncesinde Tanri nin yarattigi dunya bilincli ve ayri kucuk varliklardan olusur Daha sonra bu varliklara monad ismini vermistir Monadoloji 1714 Ayrica Leibniz in dusuncesinde Tanri tum olasi dunyalardan en iyisi olarak dunyayi yaratmistir ki burada kastedilen en iyi mukemmel eksiksiz anlamindadir Bu fikir daha sonralari bircok filozof tarafindan tenkit edilmistir KantcilikRasyonalizm konusunda en temel elestirileri kendisi de ozgul bir rasyonalist olan Kant tan gelir Kant Saf Aklin Elestirisi 1781 isimli eserinde bu noktadaki temel elestirisini ortaya koymus ve felsefi ilkelerini aciklamistir Hem amprizmin hem de rasyonalizmin felsefi problemleri elestirel bir sekilde degerlendirilerek Kant felsefesinde asilmaya calisildigi gorulur Bu bakimdan olarak adlandirilan felsefe geleneginin kurucusu Kant tir ve o bu yolla ampirizmin ve rasyonalizmin yetersizliklerinden kurtulmaya calismistir Kant insan bilgisinin sinirlarini ve yapisini sorustururken bir yanda aklin kuramsal statusunun belirlenmesi ile ilgilenmis ote yandan da her tur deneyimin kuramsal sinirlarini belirlemeye calismistir Saf Aklin Elestirisi de ozellikle deneyimin zorunlu dogasinin incelenmesine yonelik kapsamli bir girisim vardir A priori ve a posteriori bilginin varligini kabul eden Kant bunlari farkli bilgi turleri olarak siniflandirir ve onceki felsefe geleneklerinin yetersizliklerini bu kategoriler ekseninde degerlendirir Hegelci rasyonalizmRasyonalizm gelenegi Parmanides ten Hegel e uzanan bir gelisim cizgisi gosterir bu cizgi uzerinde birbirinden cok farkli akilcilik anlayislariyla karsilasilir Farkli rasyonalizm tanimlarina ragmen dogrulugun olcusunu akil olarak ele almasini bu felsefe geleneginin ortak bir ogesi olarak ele alirsak soz konusu dusuncenin doruk noktasinda Hegel ile karsilasilir Hegelci diyalektik yontem rasyonalizmin kendi icinde kendini temellendirmesinin bir yontemi olarak ortaya cikmistir Hegel in unlu sav sozu Gercek olan her sey ussal ussal olan her sey gercektir deyisi tum bir rasyonalizm geleneginin en ozlu ifadesi olarak gorulur Aydinlanma ve rasyonalizmAydinlanmacilik ile birlikte akil ve akilcilik kavramlari farkli bir anlam daha kazandi Felsefi bir vurgudan ote feodal ve dini muessese ve uygulamalar ile sosyal ve politik uygulamalari akil isiginda ve akli temel alarak elestiren kisilere rasyonalist adi verilmeye baslandi ve bu tip elestirel yaklasim da rasyonalizm olarak anilmaya baslandi Burada felsefi ilkelerin ayni zamanda toplumsal duzenlemelerde yeni bir yonelimin kurucu ilkeleri haline gelmesi soz konusudur Bu anlamda rasyonalizm akli kurucu ilke olarak benimseyen ve dinsel toplumsal orgutlenmelere karsi akilci toplumsal duzenlemelerini temel alan yaklasimlari ifade eder Kant in Aydinlanma nedir sorusuna verdigi Insanin kendi aklini kullanmasidir seklindeki cevabi aklin aydinlanmacilikta felsefi bir ilke oldugunu gosterir Buna gore evrensel bir dayanak noktasi olan akil toplumsal yasamin herkes icin gecerli olabilecek akilci bir duzenlemesini mumkun kilabilecektir Rasyonalizm icindeki filozof ve dusunurler listesiFarabi Mu tezile Zemahseri Mu tezile Parmanides Eleali Zenon Aristoteles Isaac Asimov Rene Descartes Benjamin Franklin Sigmund Freud Robert A Heinlein Immanuel Kant Gottfried Leibniz Jim Herrick H P Lovecraft Thomas Paine Thomas Hobbes Platon Gene Roddenberry Barbara Smoker Baruch Spinoza Elizabeth Cady Stanton Voltaire Herakleitos SokratesKaynakcaBourke Vernon J 1962 Rationalism p 263 in Runes 1962 Cassam Quassim 3 Rationalism Empiricism and the A Priori isimli makale icinde bulundugu eser Boghossian Paul ve Christopher Peacocke New Essays on the A Priori Oxford Oxford University Press 2000 Hatfield Gary Rationalism isimli makale icinde bulundugu eser Encyclopedia of Enlightenment Ed Alan Charles Kors Oxford University Press 2003 11 Eylul 2006 lt http www oxfordreference com views ENTRY html subview Main amp entry t173 e592 gt Lacey A R 1996 A Dictionary of Philosophy 1st edition Routledge and Kegan Paul 1976 2nd edition 1986 3rd edition Routledge London UK 1996 Runes Dagobert D ed 1962 Dictionary of Philosophy Littlefield Adams and Company Totowa NJ Notlar http www felsefeekibi com site default asp PG 1419 22 Kasim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Erisim 02 01 2011Dis baglantilarXX Yuzyil Mitleri Yeni Rasyonalizm olu kirik baglanti