Algı, psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir. Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılmasıyla oluşan sinir sistemindeki sinyallerden oluşur. Örneğin, görme gözün retinasına düşen ışıkla, işitme kulağa gelen ses ile oluşur. Algı bu sinyallerin sadece pasif bir şekilde alınması değildir. Öğrenme, dikkat, hafıza ve beklenti ile şekillenebilir. Algı, bu "yukarıdan aşağıya etkileri" kapsadığı gibi duyusal girdinin "aşağıdan yukarıya" işlenmesini de içerir. "Aşağıdan yukarıya işlemler", basitçe, düşük seviye bilgi kullanılarak daha yüksek seviyede bilginin (örneğin şekiller ile nesne tanımada) oluşturulmasıdır. Yukarıdan aşağıya işlemler ile kastedilen, kişinin kavram ve beklentilerinin algıyı etkilemesidir. Algılama, sinir sisteminin kompleks işlemlerine dayanır, ancak bilinçsel farkındalığın dışında gerçekleştiği için çoğu zaman kişilere zahmetsizce gerçekleşir gibi gelir.
Deneysel psikolojinin, 19. yüzyılın sonlarına doğru yükselişinden beri psikolojinin algı anlayışı çeşitli teknikleri birleştirerek ilerledi. Psikofizik, fiziksel nitelikleri değişen girdinin algı üzerine etkisini ölçerken, algının arka planındaki beyin mekanizmalarını inceler. Algı sistemleri (işledikleri bilgi açısından) hesaplamalı olarak da incelenebilir. Felsefe, algı ile ilgili olarak; ses, koku gibi duyusal niteliklerin ne dereceye kadar algılayanın zihni yerine nesnel gerçeklikte var olduklarını inceler. Duyular geleneksel olarak pasif alıcılar olarak düşünülmesine rağmen, yanılsama ve illüzyon üzerine çalışmalar beynin algısal sistemlerinin aktif ve bilinç düzeyine çıkmadan girdilerinden duyu oluşturmaya çalıştıklarını gösterdi[]. Algının ne derece aktif bir hipotez test sürecinde kullanılabilir olduğu veya gerçekçi duyusal bilginin elde edilebilmesinin bu süreci gereksiz kılıp kılmayacağı tartışma konusudur.
Beynin algısal sistemleri, insanların çevrelerindeki dünyayı, duyusal bilgileri eksik ya da değişken olsa bile, kararlı görmesini sağlıyor. İnsan ve hayvan beyinleri farklı bölgeleri farklı duyu bilgilerini işleyecek şekilde kısımlı bir yapıya sahiptir. Bu kısımlardan bazıları duyusal harita şeklini alır. Bu farklı kısımlar birbirleriyle bağlantılıdır ve birbirlerinden etkilenir. Örneğin, tatma duyusu kokudan güçlü bir şekilde etkilenir.
İşlem ve Terimler
Algı çalışmasının yöntemleri, David Hume, John Locke, George Berkeley'de veya tüm bilim ve bilginin temeli olarak Maurice Merleau-Ponty'nin algıyı kabullenmesi gibi ve mantık felsefesi çerçevesindeki psikolojik yaklaşımlar içerisinde gerekli biyolojik yaklaşımlardan psikolojik yaklaşımlara kadar farklılık gösterir.
Kolaylıkla duyum ile karıştırılabilmektedir. Ayrımı belirleyen temel etken duyumda bir yorumlama, anlama söz konusu 'olmamasıdır'.
Örnek: Yolun karşısından gelen arkadaşımız bize doğru yürümektedir ve açıkça bize doğru yürürken bize doğru bakmaktadır. Ancak yanımızdan hiç oralı olmayıp geçer giderse problem duyum algı farkına işaret ediyor olabilir. Yani bizim görüntümüz onun gözüne, retinasına yansımıştır. Biyolojik yapısı içerisinde göz bu görüntüyü beyne ulaştırmıştır. Fakat beyin burada yapması gereken duyusal bilginin alınmasından sonra, seçilme, düzenleme ve yorumlama aşamalarını gerçekleştirmemiştir. Bu halk arasındaki tabirle bakmak ve görmek arasındaki fark gibi de düşünülebilir.
Psikolog Jerome Bruner bir algı modeli geliştirmiştir. Bruner'e göre insanlar kanaat oluşturmak için aşağıdaki süreçlerden geçerler:
- Tanıdık olmayan bir hedef ile karşılaştığımızda farklı bilgisel ipuçlarına açık olur ve hedef hakkında daha çok bilgiye sahip olma isteğinde oluruz.
- İkinci aşamada hedef hakkında daha çok bilgi toplamaya çalışırız, ardından hedefi kategorize etmek için kimi benzer ipuçlarıyla karşılaşırız.
- Bu aşamada ipuçları daha az etkiye açık ve seçici olur. Hedefin kategorisini doğrulamak için daha çok ipucu aramaya çalışırız. Ayrıca ilk algılarımıza uymayan ipuçlarını görmezden gelir, hatta saptırırız. Algımız daha seçici olur ve hedefin daha istikrarlı bir resmini çizeriz.
Alan Saks ve Gary Johns'a göre, algının 3 bileşeni vardır.
- Algılayan, bir şeylerin farkına varan ve bir nihai anlamaya erişen kişidir. 3 etken bu algılamayı etkiyebilir; deneyim, güdüsel durum ve duygusal durum. Farklı güdüsel ve duygusal durumlarda algılayıcı bir şeyi farklı şekilde algılayabilir. Ayrıca farklı durumlarda algılayıcı "görmek istediğini görme" eğiliminde olduğunda "algı savunması" oluşturabilir.
- Hedef, bu algılanan veya yargılanandır. Hedef hakkında bilgi eksikliği veya belirsizliği daha çok anlam çıkarma ihtiyacına sebep olur.
- Durumun algılamada büyük bir etkisi vardır, çünkü farklı durumlar hedef hakkında ek bilgi isteyebilir.
Duyular
Psikolojinin konusu olan insan ve hayvanda algı, duyulara bağlıdır. Klasik beş duyu; görme, duyma, koku alma, tat alma ve dokunmadır. Bunların dışında; beden bilinci, denge, sıcaklık ve acı gibi duyular da vardır.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Algi psikoloji ve bilissel bilimlerde duyusal bilginin alinmasi yorumlanmasi secilmesi ve duzenlenmesi anlamina gelir Algi duyu organlarinin fiziksel uyarilmasiyla olusan sinir sistemindeki sinyallerden olusur Ornegin gorme gozun retinasina dusen isikla isitme kulaga gelen ses ile olusur Algi bu sinyallerin sadece pasif bir sekilde alinmasi degildir Ogrenme dikkat hafiza ve beklenti ile sekillenebilir Algi bu yukaridan asagiya etkileri kapsadigi gibi duyusal girdinin asagidan yukariya islenmesini de icerir Asagidan yukariya islemler basitce dusuk seviye bilgi kullanilarak daha yuksek seviyede bilginin ornegin sekiller ile nesne tanimada olusturulmasidir Yukaridan asagiya islemler ile kastedilen kisinin kavram ve beklentilerinin algiyi etkilemesidir Algilama sinir sisteminin kompleks islemlerine dayanir ancak bilincsel farkindaligin disinda gerceklestigi icin cogu zaman kisilere zahmetsizce gerceklesir gibi gelir Necker kupu ve Rubin vazosu birden fazla sekilde algilanabilir Deneysel psikolojinin 19 yuzyilin sonlarina dogru yukselisinden beri psikolojinin algi anlayisi cesitli teknikleri birlestirerek ilerledi Psikofizik fiziksel nitelikleri degisen girdinin algi uzerine etkisini olcerken alginin arka planindaki beyin mekanizmalarini inceler Algi sistemleri isledikleri bilgi acisindan hesaplamali olarak da incelenebilir Felsefe algi ile ilgili olarak ses koku gibi duyusal niteliklerin ne dereceye kadar algilayanin zihni yerine nesnel gerceklikte var olduklarini inceler Duyular geleneksel olarak pasif alicilar olarak dusunulmesine ragmen yanilsama ve illuzyon uzerine calismalar beynin algisal sistemlerinin aktif ve bilinc duzeyine cikmadan girdilerinden duyu olusturmaya calistiklarini gosterdi kaynak belirtilmeli Alginin ne derece aktif bir hipotez test surecinde kullanilabilir oldugu veya gercekci duyusal bilginin elde edilebilmesinin bu sureci gereksiz kilip kilmayacagi tartisma konusudur Beynin algisal sistemleri insanlarin cevrelerindeki dunyayi duyusal bilgileri eksik ya da degisken olsa bile kararli gormesini sagliyor Insan ve hayvan beyinleri farkli bolgeleri farkli duyu bilgilerini isleyecek sekilde kisimli bir yapiya sahiptir Bu kisimlardan bazilari duyusal harita seklini alir Bu farkli kisimlar birbirleriyle baglantilidir ve birbirlerinden etkilenir Ornegin tatma duyusu kokudan guclu bir sekilde etkilenir Islem ve TerimlerAlgi calismasinin yontemleri David Hume John Locke George Berkeley de veya tum bilim ve bilginin temeli olarak Maurice Merleau Ponty nin algiyi kabullenmesi gibi ve mantik felsefesi cercevesindeki psikolojik yaklasimlar icerisinde gerekli biyolojik yaklasimlardan psikolojik yaklasimlara kadar farklilik gosterir Kolaylikla duyum ile karistirilabilmektedir Ayrimi belirleyen temel etken duyumda bir yorumlama anlama soz konusu olmamasidir Ornek Yolun karsisindan gelen arkadasimiz bize dogru yurumektedir ve acikca bize dogru yururken bize dogru bakmaktadir Ancak yanimizdan hic orali olmayip gecer giderse problem duyum algi farkina isaret ediyor olabilir Yani bizim goruntumuz onun gozune retinasina yansimistir Biyolojik yapisi icerisinde goz bu goruntuyu beyne ulastirmistir Fakat beyin burada yapmasi gereken duyusal bilginin alinmasindan sonra secilme duzenleme ve yorumlama asamalarini gerceklestirmemistir Bu halk arasindaki tabirle bakmak ve gormek arasindaki fark gibi de dusunulebilir Psikolog Jerome Bruner bir algi modeli gelistirmistir Bruner e gore insanlar kanaat olusturmak icin asagidaki sureclerden gecerler Tanidik olmayan bir hedef ile karsilastigimizda farkli bilgisel ipuclarina acik olur ve hedef hakkinda daha cok bilgiye sahip olma isteginde oluruz Ikinci asamada hedef hakkinda daha cok bilgi toplamaya calisiriz ardindan hedefi kategorize etmek icin kimi benzer ipuclariyla karsilasiriz Bu asamada ipuclari daha az etkiye acik ve secici olur Hedefin kategorisini dogrulamak icin daha cok ipucu aramaya calisiriz Ayrica ilk algilarimiza uymayan ipuclarini gormezden gelir hatta saptiririz Algimiz daha secici olur ve hedefin daha istikrarli bir resmini cizeriz Alan Saks ve Gary Johns a gore alginin 3 bileseni vardir Algilayan bir seylerin farkina varan ve bir nihai anlamaya erisen kisidir 3 etken bu algilamayi etkiyebilir deneyim gudusel durum ve duygusal durum Farkli gudusel ve duygusal durumlarda algilayici bir seyi farkli sekilde algilayabilir Ayrica farkli durumlarda algilayici gormek istedigini gorme egiliminde oldugunda algi savunmasi olusturabilir Hedef bu algilanan veya yargilanandir Hedef hakkinda bilgi eksikligi veya belirsizligi daha cok anlam cikarma ihtiyacina sebep olur Durumun algilamada buyuk bir etkisi vardir cunku farkli durumlar hedef hakkinda ek bilgi isteyebilir DuyularPsikolojinin konusu olan insan ve hayvanda algi duyulara baglidir Klasik bes duyu gorme duyma koku alma tat alma ve dokunmadir Bunlarin disinda beden bilinci denge sicaklik ve aci gibi duyular da vardir Kaynakca Schacter Daniel 2011 Psychology Worth Publishers a b Goldstein 2009 pp 5 7 a b Bernstein Douglas A 5 Mart 2010 Essentials of Psychology Cengage Learning ss 123 124 ISBN 978 0 495 90693 3 9 Kasim 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Mart 2011