Duino Ağıtları (Almanca: Duineser Elegien), Bohemyalı-Avusturyalı şair Rainer Maria Rilke tarafından yazılmış on ağıttan oluşan bir şiir derlemesidir. O zamanlar "Alman dilinin en lirik şairlerinden biri olarak tanınan" Rilke, ağıtlarına 1912 yılında Adriyatik Denizi kıyısındaki Duino Şatosu'nda Prenses Marie von Thurn und Taxis'in misafiri olduğu sırada başlamıştır. Şiirler 1923'te yayımlandıktan sonra Prenses'e ithaf edildi. 1912'den 1922'e kadar Rilke sık sık ağır depresyon nöbetleri geçirdiğinden -bazıları I. Dünya Savaşı olayları ve askere alınmasıyla ilgiliydi- ağıtlar uzun süre boyunca tamamlanamadı. Rilke, 1913 ve 1915'teki kısa yazma dönemleri dışında, savaş bittikten birkaç yıl sonrasına kadar çalışmalarına geri dönmedi. "Sınırsız bir fırtına, ruhun kasırgası" olarak tanımladığı ani ve yenilenmiş bir çılgınca yazma patlamasıyla eserini Şubat 1922'de İsviçre'nin kentindeki 'nda kalırken tamamladı. Duino Ağıtları 1923'te yayımlandıktan sonra kısa sürede Rilke'nin en önemli eseri olarak kabul edildi.
Duineser Elegien | |
İlk baskının ön sayfası | |
Yazar | Rainer Maria Rilke |
---|---|
Dil | Almanca |
Konu | Ağıt |
Tür | Şiir |
Yayım | 1923 |
Yayımcı | Insel-Verlag |
Tam metin | Vikikaynak'ta Duino Ağıtları |
Duino Ağıtları, Hristiyan yorumlarından farklı bir şekilde melekler ve kurtuluş sembolizmini kullanan yoğun dini, mistik şiirlerdir. Rilke ilk ağıtına felsefi bir umutsuzluk çağrısıyla başlayarak "Kim, bağırsam, duyardı çığlığımı melek saflarından?" (Wer, wenn ich schriee, hörte mich denn aus der Engel Ordnungen?)[3] diye sorar ve daha sonra "Korkunçtur her bir melek" (Jeder Engel ist schrecklich) der.[5] Bu şiirlerin "ağıt" olarak nitelendirilmesi tipik olarak melankoli ve ağıt anlamına gelse de, birçok pasaj pozitif enerjileriyle dikkat çeker. Duino Ağıtları birlikte Rilke'nin "ontolojik azabının" bir metamorfozu ve "insan varoluşuyla hesaplaşmaya dair coşkulu bir monolog" olarak tanımlanır ve "insanlık durumunun ve parçalanmış insan bilincinin sınırlılıkları ve yetersizliği... insanın yalnızlığı, meleklerin mükemmelliği, yaşam ve ölüm, aşk ve aşıklar ve şairin görevi" temalarını tartışır.
Rilke'nin şiirleri ve özellikle Duino Ağıtları, yirminci yüzyılın birçok şair ve yazarını etkilemiştir. Rilke'nin eserleri popüler kültürde aşk ya da melekler konusunda sıkça alıntılanmakta ve televizyon programlarında, sinema filmlerinde, müzik ve diğer sanatsal çalışmalarda, New Age felsefesi ve teolojisinde ve kişisel gelişim kitaplarında referans gösterilmektedir.
Yazım ve yayım geçmişi
Duino Şatosu ve ilk ağıtlar
Rilke 1910 yılında, genç bir şairin modern kent yaşamının parçalanmışlığı ve kaosu karşısında dehşete düştüğü (Die Aufzeichnungen des Malte Laurids Brigge) adlı yarı otobiyografik romanını tamamladı. Şiddetli depresyonun eşlik ettiği psikolojik bir kriz yaşadıktan sonra Rilke 1911'in sonlarında, birkaç yıl önce tanıştığı Prenses Marie von Thurn und Taxis tarafından Duino Şatosu'na davet edildi.
Rilke ve Marie Duino'dayken Dante Alighieri'nin (Yeni Hayat) çevirisi üzerinde birlikte çalıştılar. Prensesin Lautschin'deki malikanelerinde kocasına katılmak üzere şatodan ayrılmasından sonra, Rilke sonraki birkaç haftayı çalışmalarına odaklanmak için yalnız geçirdi. Rilke Ocak 1912'de Das Marien-Leben’i (Meryem'in Hayatı) yazarken, kalenin yakınındaki kayalıklarda yürüyüş yaptığı sırada rüzgarın uğultusu içinde bir sesin Duino Ağıtları’nın ilk dizeleri olacak sözleri söylediğini duyduğunu iddia etti: "Wer, wenn ich schriee, hörte mich denn aus der Engel Ordnungen?" ("Kim, bağırsam, duyardı çığlığımı melek saflarından?"). Bunları hızla not defterine yazdı ve o gece "Birinci Ağıt"ın taslağını tamamladı. Birkaç gün içinde "İkinci Ağıt"ın taslağını hazırladı ve "Onuncu Ağıt"ın açılış pasajı da dahil olmak üzere daha sonraki ağıtlara dahil edilecek pasajlar ve parçalar oluşturdu.
Rilke sonraki yıllarda nadiren ağıtlar üzerinde çalıştı. 1913'te İspanya'nın Ronda kentinde kalırken "Altıncı Ağıt"ın bir bölümünü yazdı. Aynı yıl Paris'e taşınarak "Altıncı Ağıt" üzerinde çalışmaya devam etti ve "Üçüncü Ağıt"ı tamamladı. I. Dünya Savaşı'nın başlarında "Dördüncü Ağıt"ı yazdı ve Kasım 1915'te Avusturya-Macaristan ordusuna alınmadan bir gün önce tamamladı. Rilke 1916'da terhis edildikten sonra bir süreliğine Münih'e döndü, ancak bu süre zarfında çok az şiir yazdı.
Muzot Şatosu ve yaratıcı "kasırga"
Rilke Duino Ağıtları'nı tamamlamaya ancak 1920'de odaklanmaya başladı. ile romantik bir ilişki kuran Rilke, Cenevre yakınlarında yaşayabileceği ve Fransız kültürüyle iç içe olabileceği bir yer bulmak için İsviçre'ye gitti. Rilke ve Klossowska, Rhone Vadisi'ndeki Veyras yakınlarında, gaz ve elektriği olmayan 13. yüzyıldan kalma bir malikane olan Muzot Şatosu'na taşınmak istediler, ancak kira sözleşmesi yapmakta zorlandılar. Rilke'nin önerisi üzerine, servetini besteci ve yazarları desteklemek için kullanan İsviçreli bir tüccar olan , mülkü onlar adına kiraladı. Temmuz 1921'de Rilke ve Klossowska şatoya taşındı. Daha sonra Reinhart mülkü satın aldı ve ömür boyu Rilke'ye devretti.
1921 yazında Rilke'nin kızı Ruth nişanlandı. Aralık ayında, ölen arkadaşı Gerhard Ouckama Knoop'un dul eşi ve bir zamanlar Ruth'un arkadaşı olan dansçı Wera Ouckama Knoop'un annesi Gertrud Ouckama Knoop'a nişanı duyuran bir mektup gönderdi. Gertrud da Wera'nın 19 yaşında ölümü üzerine Rilke Orpheus'a Soneler’i yazmaya ve Duino Ağıtları’nı tamamlamaya başladı. Rilke, Wera'nın imgesinin Soneler’e hâkim olduğunu ve onu harekete geçirdiğini yazmıştır. Soneler sık sık ona atıfta bulunup doğrudan adıyla hitap edererek ve dolaylı olarak bir dansçıya ya da efsanevi Evridiki'ye göndermelerde bulundu. Rilke, gelen ilhamın etkisiyle Soneler’in birinci bölümünün neredeyse tüm şiirlerini 2-5 Şubat 1922 tarihleri arasında yazdı. Duino Ağıtları’nı 7-15 Şubat tarihleri arasında, Soneler’in kalan şiirlerini ise 16-22 Şubat tarihleri arasında tamamladı. Rilke, Soneler ve Ağıtlar’ın yaratımını ikiz doğum olarak görmüştür. Rilke, yazım sürecinin ortasında Klossowska'ya şöyle yazmıştır: "Bana ağırlık veren ve işkence eden şey tamamlandı... ama kalbimde ve zihnimde hiç böyle bir kasırga yaşamamıştım. Hâlâ titriyorum ... Ve az önce ay ışığında bu yaşlı Muzot'yu okşamaya çıktım."Ağıtlar’ı tamamladıktan hemen sonra Lou Andreas-Salomé'ye "şiirlerin hepsini birkaç gün içinde bitirdiğini" yazdı. "O dönem Duino'da olduğu gibi bir kasırgaydı: içimdeki tüm sinir, doku, iskelet, çatladı ve büküldü."
Yayımlanması ve karşılama
Uzunluğu 859 satır olanDuino Ağıtları 1923 yılında Leipzig'de Insel-Verlag tarafından yayımlandı. Önde gelen eleştirmenler eseri överek Hölderlin ve Goethe'nin eserleriyle karşılaştırmıştır. 1920'lerde genç kuşak şair ve yazarların birçoğu Duino Ağıtları’nı şiirlerin belirsiz sembolleri ve felsefesi nedeniyle beğenmemiştir. 'un edebi çevresiyle ilişkilendirilen şair Albrecht Schaeffer şiirler için "mistik zırvalar" demiş ve şiirlerin "seküler teolojilerini" "kısır lakırdı" olarak tanımlamıştır. Romancı Hermann Hesse, Rilke'nin Duino Ağıtları ile en iyi şiirine evrildiğini, "her aşamada ara sıra mucizenin gerçekleştiğini, narin, tereddütlü, endişeye eğilimli kişiliğinin geri çekildiğini ve onun aracılığıyla evrenin müziğinin yankılandığını; bir çeşmenin havzası gibi aynı anda hem enstrüman hem de kulak haline geldiğini" anlatır. 1935'te eleştirmen , Rilke'nin bir mistik olarak görülebileceğini ve şiirlerin mistik edebiyat olarak ele alınabileceğini savunurken daha yeni eleştirmenler şiirlerin mistisizm üzerine bir çalışma olarak görülmesi gerektiğine inanmaktadır.
Theodor W. Adorno ise şiirler için "Ancak neo-romantik liriğin bazen jargon gibi davranması ya da en azından çekingen bir şekilde ona yol hazırlaması, bizi şiirin kötülüğünü sadece biçiminde aramaya yöneltmemelidir. Çok masum bir görüşün iddia edebileceği gibi.... kötülük basitçe şiir ve düzyazının karışımına dayanmaz. Neo-romantik lirikteki kötülük, kelimelerin teolojik bir tonla donatılmasından ibarettir ki bu da orada konuşan yalnız ve seküler öznenin durumu tarafından yalanlanır: süs olarak din." şeklinde bir eleştiri getirmiştir. Adorno ayrıca şiirlerin Nazizm ilkelerine yönelik kültürel bir çekiciliği destekleyen Alman bağlılık değerini güçlendirdiğine inanıyordu.
Sembolizm ve temalar
Rilke Duino Ağıtları’nda "insanlık durumunun ve parçalanmış insan bilincinin sınırlılıkları ve yetersizliği... insanoğlunun yalnızlığı, meleklerin mükemmelliği, yaşam ve ölüm, aşk ve aşıklar ve şairin görevi" temalarını kullandı. Filozof Martin Heidegger, "şiire giden uzun yolun kendisinin şiirsel olarak sorgulayan bir yol olduğunu" ve Rilke'nin "zamanın yoksunluğunu daha açık bir şekilde fark ettiğini" belirtmiştir. Zaman sadece Tanrı öldüğü için değil, ölümlüler kendi ölümlülüklerinin bile pek farkında olmadıkları ve buna muktedir olmadıkları için yoksun kalır." Rilke insanlığın güzellikle temasının doğasını ve geçiciliğini araştırır, insanlığın sonsuza dek akılalmaz bir güzelliğe sadece kısa, anlık bir bakış attığını ve bunun dehşet verici olduğunu belirtir. Birinci Ağıt'ın başlangıcında Rilke bu korkutucu deneyimi anlatırken güzelliği şöyle tanımlar:
... Evet, güzel dediğin yalnız başlangıcıdır
korkunç olanın, anca dayandığımız;
tansırız onu, çünkü hor görür, umursamaz
bizi yerle bir etmeyi.[36]
Rilke bu sonsuz ve aşkın güzelliği melek sembolüyle tasvir etmiştir. Ancak, meleklerin geleneksel Hıristiyan yorumunu kullanmamıştır. Seküler, dini doktrinden ayrılmış ve muazzam bir aşkın güzelliği somutlaştıran bir melek sembolü kullanmaya çalıştı. Rilke bu konuda İslam'da bulunan melek tasvirlerinden büyük ölçüde etkilendiğini belirtmiştir. Rilke için melek sembolü, "görünmez olanın içindeki daha yüksek bir gerçeklik düzeyinde" "insani çelişkilerin ve sınırlamaların ötesinde" bir mükemmelliği temsil eder. İnsanoğlunun umutsuzluğuna ve endişesine katkıda bulunan uyumsuzluğun olduğu yerde, insan doğası bizi görünür ve tanıdık olana bağlı tutar. İnsanlık bu melekler tarafından temsil edilen görünmez ve bilinmeyen yüksek seviyelerle karşılaştığında, görünmez olanın deneyimi "dehşet verici" (Almancada schrecklich) olacaktır.
İnsanlık bu meleklerin temsil ettiği dehşet verici güzellikle temasa geçerken, Rilke ruhani ve dünyevi olanın bir arada varoluşuyla uzlaşmaya çalışan varoluşsal kaygı deneyimiyle ilgileniyordu. İnsanları, tanrının soyut ve muhtemelen var olmadığı, "hafıza ve sezgi kalıplarının hassas bilinci yalnızlığın farkına vardırdığı" bir evrende yalnız olarak gösterdi. Rilke, alternatifini, insan sınırlamalarının ötesinde ruhsal olarak tatmin edici bir olasılığı melekler şeklinde tasvir etti. Kitabın ilk satırından başlayarak, Rilke'nin umutsuz konuşmacısı melekleri insanların acılarını fark etmeye ve müdahale etmeye çağırır. İnsanın çabası ne olursa olsun, insani ve dünyevi varoluşun sınırlılığının insanlığı meleklere ulaşmaktan aciz kıldığı konusunda derinden hissedilen bir umutsuzluk ve çözülemez bir gerilim vardır. Rilke'nin Duino Ağıtları’nda kullandığı anlatı sesi, "insan bilincinde meleğin varsayılan varlık bolluğuna" (yani varlık ya da varoluş, Almanca: Dasein) ulaşmaya çalışır.
Rilke aşk ve aşık imgelerini, insanoğlunun potansiyelini ve insanlığın melekler tarafından somutlaştırılan aşkın anlayışa ulaşmadaki başarısızlıklarını göstermenin bir yolu olarak kullanmıştır. İkinci Ağıt'ta şöyle yazmıştır:
Sevenler, [Melekler] bilebilselerdi, harikulade söyleşirlerdi
serinliğinde gecenin. Zira her şey sanki
bizi gizler gibi.[44]
Rilke, "Sıradan aşıkların yetersizliğini" tasvir edip kadınsı bir "yüce aşk" ile erkeksi bir "kör hayvani tutku" arasında karşıtlık kurdu. İlk ağıtların yazıldığı dönemde Rilke sık sık "insan arkadaşlığına ve şefkatine duyduğu özlemi dile getiriyor ve hemen ardından, kendisine sunulması halinde böyle bir arkadaşlığa gerçekten karşılık verip veremeyeceğini soruyordu." "Aşıkların hayatlarında bir düşüş olduğunu fark etti... almaya başladıklarında, verme gücünü de kaybetmeye başladılar." Rilke I. Dünya Savaşı sırasında, "dünyanın insanların eline düştüğünden" yakınacaktı. Ölüm karşısında, yaşam ile aşk ucuz ve anlamsız değildir. Rilke, büyük aşıkların yaşam, aşk ve ölümü bir bütünün parçası olarak tanıyabildiklerini ileri sürdü.
Rilke, 1923 yılında Nanny von Escher'e yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
Kitapların (Orpheus'a Soneler ve Duino Ağıtları) yazılışında iki içsel deneyim belirleyici oldu: Bir yanda yaşamı ölüme doğru açık tutma konusunda ruhumda giderek artan bir kararlılık, diğer yanda ise sevginin dönüşümünü bu daha geniş bütünün içinde, yaşamın daha dar yörüngesinde mümkün olandan farklı bir şekilde konumlandırmaya yönelik ruhani ihtiyaç (ki bu da ölümü bir öteki olarak dışarıda bırakıyordu).
Beşinci Ağıt büyük ölçüde Pablo Picasso'nun 1905 tarihli Pembe Dönemi tablosu olan ’nden esinlenmiştir. Picasso bu tabloda altı kişiyi bir çöl manzarasının ortasında resmetmiş ancak bu kişilere varmakta mı yoksa gitmekte mi oldukları, performanslarının başında mı yoksa sonunda mı oldukları belirsizdir. Rilke, altı sanatçının performanslarına başlamak üzere olduğunu ve "insan faaliyetinin ... her zaman seyahat eden ve sabit bir meskenleri olmayan, hatta geçiciliğine ağıt yakılan bizlerden bir parça daha geçici" bir sembol olarak kullanıldıklarını tasvir etmiştir. Rilke şiirde bu figürleri "insanın bu anlaşılmaz dünyadaki nihai yalnızlığını ve izolasyonunu, çocukluktan ölüme kadar bilinmeyen bir iradenin oyuncağı olarak mesleklerini icra ettiklerini... 'saf çok az'ları 'boş çok fazla'ya dönüşmeden önce" ima etmek için "yırtık pırtık bir halı" üzerinde duruyor olarak tanımlamıştır.
Rilke savaşın kendisi üzerindeki derin etkisi nedeniyle, savaş sonrası bir dünyada entelektüelin görevinin dünyayı düzgün hale getirmek, insanları daha sakin bir geleceğe götüren nazik dönüşümlere hazırlamak olacağı umudunu dile getirdi. Duino Ağıtları’nı ve Orpheus'a Soneler’i bu katkının bir parçası olarak tahayyül etmiştir.
Etkileri
Duino Ağıtları’nın yayınlanmış en eski çevirisi ve tarafından yapılmıştır. Çeviri 1931 yılında İngiltere'de tarafından Duineser Elegien: Elegies from the Castle of Duino adıyla yayımlanmıştır. 2014 yılı itibarıyla en az 24 İngilizce çevirisi yayımlanmıştır.
Rilke popüler kültürde sıklıkla spiritüel bir rehber olarak görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde şiirleri bilgelik edebiyatı olarak okunmuş ve on üçüncü yüzyıl Sufi mistiği Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (1207-1273) ve 20. yüzyıl Lübnan asıllı Amerikalı şair Halil Cibran (1883-1931) ile karşılaştırılmıştır. Popüler kültürde, Rilke televizyon programlarında, sinema filmlerinde, müzikte ve diğer eserlerde aşk veya melekler konusunu tartışırken sıklıkla alıntılanır veya referans verilir. Rilke'nin eserleri ayrıca New Age topluluğu tarafından ve kişisel gelişim kitaplarında kullanılmak üzere benimsenmiş ve "bizi daha tatmin edici ve daha az endişeli bir hayata götürebilecek bir usta olarak" yeniden yorumlanmıştır.
Rilke'nin eserleri ve özellikle Duino Ağıtları ,,John Ashbery, ve W. H. Auden gibi birçok şairi etkilemiştir.Thomas Pynchon'ın Yerçekiminin Gökkuşağı adlı romanında Rilke'nin etkileri görülür; romanın ilk satırları olan "1944'te Londra'yı vuran bir V-2 roketinin çığlığı gibi bir sesle" ilk ağıtın ilk satırlarını yansıtır. The New York Times'ın Yerçekiminin Gökkuşağı eleştirmeni, "kitap Rilke'nin Duino Ağıtları ve bunların Nazi kültüründeki Alman Romantik yankıları üzerine serio-komik bir varyasyon olarak okunabilir" diye yazmıştır.
Duino Ağıtları Hans-Georg Gadamer'in hermeneutik teorilerini de etkilemiştir. Gadamer Rilke'yi, eserleri insan kavrayışının sınırlarını ortaya koyan felsefi bir şair olarak görmüştür. Çağdaş dünyanın yabancılaşmasının bu tür karşılaşmaları anlamlandırmanın önünde bir engel olarak durduğunu savunur. Gadamer'e göre, Rilke bu sınırlara nasıl yaklaşılacağına işaret eder, bunları kendimizin bir parçası haline getirerek yorumlama ve yeniden yorumlama yoluyla insanlığın önemi ve geçiciliğine ilişkin varoluşsal sorunları ele alabiliriz.
Not listesi
- ^ Rilke, Baladine Klossowska'ya yazdığı mektupta bu konu hakkında şunları demiştir: "Ağıtlar ve Soneler karşılıklı olarak birbirlerini destekler ve ben aynı nefesle her iki yelkeni de doldurabilmeyi sonsuz bir nimet olarak görüyorum: Soneler’in küçük, pas renkli yelkeni ve Ağıtlar’ın büyük beyaz tuvali
- ^ Ağıtların uzunlukları farklılık gösterir. Rilke'nin orijinal Almanca metninde Birinci Ağıt 95 satır; İkinci Ağıt 79 satır; Üçüncü Ağıt 85 satır; Dördüncü Ağıt 85 satır; Beşinci Ağıt 108 satır; Altıncı Ağıt 45 satır; Yedinci Ağıt 93 satır; Sekizinci Ağıt 75 satır; Dokuzuncu Ağıt 80 satır; Onuncu Ağıt 114 satırdır. Çeşitli Türkçe çeviriler satır sayısı bakımından farklılık göstermektedir.
- ^ Bkz. Sackville & Sackville 1931.
Kaynakça
- ^ Poetry Foundation 2022.
- ^ a b Rilke 1948, s. 291: Letter to Lou Andreas-Salomé, 11 Şubat 1922
- ^ Rilke 1923, "First Elegy", line 1.
- ^ a b c d "Duino Ağıtları". iskultur.com.tr. 26 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Eylül 2024.
- ^ Rilke 1923, "First Elegy", line 6.
- ^ a b Dash 2011, s. 356.
- ^ Ryan 2004, s. 723.
- ^ Freedman 1998, ss. 316, 319.
- ^ Prater 1986, s. 197.
- ^ Freedman 1998, s. 320.
- ^ Mason 1963, ss. 76–77.
- ^ Freedman 1998, s. 323; Prater 1986, s. 204.
- ^ Leishman & Spender 1963a, s. 10; Prater 1986, s. 204.
- ^ Hendry 1985, s. 90–91; Prater 1986, ss. 219–220.
- ^ Leppmann 1984, s. 361; Prater 1986, ss. 236–238.
- ^ Freedman 1998, s. 340.
- ^ Leppmann 1984, s. 360.
- ^ Leppmann 1984, s. 312.
- ^ Hendry 1985, s. 122.
- ^ Freedman 1998, s. 461; Leppmann 1984, s. 346; Mason 1963, s. 99.
- ^ Freedman 1998, s. 471.
- ^ Freedman 1998, ss. 473–476.
- ^ Leppmann 1984, s. 349.
- ^ Freedman 1998, s. 478.
- ^ Mason 1963, s. 102.
- ^ Sword 1995, s. 68; Rilke 1948, s. 289: Letter to Gertrud Ouckama Knoop, 7 Şubat 1922
- ^ Polikoff 2011, ss. 587–588.
- ^ Rilke 1948, s. 372: Letter to Witold von Hulewicz, 13 Kasım 1925
- ^ Freedman 1998, s. 515; Polikoff 2011, s. 128.
- ^ Freedman 1998, s. 515.
- ^ Hesse 1928, s. 338.
- ^ Stanley & Flaum 2001, s. 78.
- ^ Adorno 1964, s. 84–85.
- ^ Reyes 2008, abstract.
- ^ Heidegger 1971, s. 94.
- ^ Rilke 1923, "First Elegy", lines 3-6.
- ^ Campbell 2003, abstract; Freedman 1998, s. 324.
- ^ Dash 2011, s. 358; Perloff 2001; Rilke 1948, s. 375–376: Letter to Witold von Hulewicz, 13 Kasım 1925
- ^ Dash 2011, s. 357.
- ^ Lange 1986, s. 20–21.
- ^ Bruhn 2000, s. 27.
- ^ Dash 2011, s. 359.
- ^ Gosetti-Ferencei 2010, ss. 277, 290.
- ^ Rilke 1923, "Second Elegy", lines 37–38.
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 96.
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 91.
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 103.
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 97.
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 105.
- ^ Rilke 1948, s. 330: Letter to Nanny von Escher, 22 Aralık 1923
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 102.
- ^ Leishman & Spender 1963b, s. 102–103.
- ^ Leishman & Spender 1963a, s. 14.
- ^ Louth 2020, s. 360.
- ^ Wood 2014, s. 46.
- ^ a b Komar 2001a, s. 188–189.
- ^ McClatchy 2004, s. 50.
- ^ Komar 2001b, s. 158–159.
- ^ Małecka 2008, s. 63–64.
- ^ Berryman 1947, s. 510; Roy 2014.
- ^ Perloff 1978, ss. 175, 194.
- ^ Waidson 1975, s. 352; York 2000, s. 205.
- ^ Hohmann 1986, ss. 7–8.
- ^ Locke 1973.
- ^ Venezia 2019, ss. 725–727.
- ^ Gadamer 1977, s. 36; Venezia 2019, s. 731.
Dış bağlantılar
- Almanca Duino Ağıtları
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Duino Agitlari Almanca Duineser Elegien Bohemyali Avusturyali sair Rainer Maria Rilke tarafindan yazilmis on agittan olusan bir siir derlemesidir O zamanlar Alman dilinin en lirik sairlerinden biri olarak taninan Rilke agitlarina 1912 yilinda Adriyatik Denizi kiyisindaki Duino Satosu nda Prenses Marie von Thurn und Taxis in misafiri oldugu sirada baslamistir Siirler 1923 te yayimlandiktan sonra Prenses e ithaf edildi 1912 den 1922 e kadar Rilke sik sik agir depresyon nobetleri gecirdiginden bazilari I Dunya Savasi olaylari ve askere alinmasiyla ilgiliydi agitlar uzun sure boyunca tamamlanamadi Rilke 1913 ve 1915 teki kisa yazma donemleri disinda savas bittikten birkac yil sonrasina kadar calismalarina geri donmedi Sinirsiz bir firtina ruhun kasirgasi olarak tanimladigi ani ve yenilenmis bir cilginca yazma patlamasiyla eserini Subat 1922 de Isvicre nin kentindeki nda kalirken tamamladi Duino Agitlari 1923 te yayimlandiktan sonra kisa surede Rilke nin en onemli eseri olarak kabul edildi Duino AgitlariDuineser ElegienIlk baskinin on sayfasiYazarRainer Maria RilkeDilAlmancaKonuAgitTurSiirYayim1923YayimciInsel VerlagTam metinVikikaynak ta Duino Agitlari Duino Agitlari Hristiyan yorumlarindan farkli bir sekilde melekler ve kurtulus sembolizmini kullanan yogun dini mistik siirlerdir Rilke ilk agitina felsefi bir umutsuzluk cagrisiyla baslayarak Kim bagirsam duyardi cigligimi melek saflarindan Wer wenn ich schriee horte mich denn aus der Engel Ordnungen 3 diye sorar ve daha sonra Korkunctur her bir melek Jeder Engel ist schrecklich der 5 Bu siirlerin agit olarak nitelendirilmesi tipik olarak melankoli ve agit anlamina gelse de bircok pasaj pozitif enerjileriyle dikkat ceker Duino Agitlari birlikte Rilke nin ontolojik azabinin bir metamorfozu ve insan varolusuyla hesaplasmaya dair coskulu bir monolog olarak tanimlanir ve insanlik durumunun ve parcalanmis insan bilincinin sinirliliklari ve yetersizligi insanin yalnizligi meleklerin mukemmelligi yasam ve olum ask ve asiklar ve sairin gorevi temalarini tartisir Rilke nin siirleri ve ozellikle Duino Agitlari yirminci yuzyilin bircok sair ve yazarini etkilemistir Rilke nin eserleri populer kulturde ask ya da melekler konusunda sikca alintilanmakta ve televizyon programlarinda sinema filmlerinde muzik ve diger sanatsal calismalarda New Age felsefesi ve teolojisinde ve kisisel gelisim kitaplarinda referans gosterilmektedir Yazim ve yayim gecmisiDuino Satosu ve ilk agitlar Rilke birinci ve ikinci agitlarini Italya nin Trieste kenti yakinlarindaki Duino Satosu nda kayaliklarda yuruyus yaptigi sirada ruzgarda bir ses duyduktan sonra yazmaya basladi Rilke 1910 yilinda genc bir sairin modern kent yasaminin parcalanmisligi ve kaosu karsisinda dehsete dustugu Die Aufzeichnungen des Malte Laurids Brigge adli yari otobiyografik romanini tamamladi Siddetli depresyonun eslik ettigi psikolojik bir kriz yasadiktan sonra Rilke 1911 in sonlarinda birkac yil once tanistigi Prenses Marie von Thurn und Taxis tarafindan Duino Satosu na davet edildi Rilke ve Marie Duino dayken Dante Alighieri nin Yeni Hayat cevirisi uzerinde birlikte calistilar Prensesin Lautschin deki malikanelerinde kocasina katilmak uzere satodan ayrilmasindan sonra Rilke sonraki birkac haftayi calismalarina odaklanmak icin yalniz gecirdi Rilke Ocak 1912 de Das Marien Leben i Meryem in Hayati yazarken kalenin yakinindaki kayaliklarda yuruyus yaptigi sirada ruzgarin ugultusu icinde bir sesin Duino Agitlari nin ilk dizeleri olacak sozleri soyledigini duydugunu iddia etti Wer wenn ich schriee horte mich denn aus der Engel Ordnungen Kim bagirsam duyardi cigligimi melek saflarindan Bunlari hizla not defterine yazdi ve o gece Birinci Agit in taslagini tamamladi Birkac gun icinde Ikinci Agit in taslagini hazirladi ve Onuncu Agit in acilis pasaji da dahil olmak uzere daha sonraki agitlara dahil edilecek pasajlar ve parcalar olusturdu Rilke sonraki yillarda nadiren agitlar uzerinde calisti 1913 te Ispanya nin Ronda kentinde kalirken Altinci Agit in bir bolumunu yazdi Ayni yil Paris e tasinarak Altinci Agit uzerinde calismaya devam etti ve Ucuncu Agit i tamamladi I Dunya Savasi nin baslarinda Dorduncu Agit i yazdi ve Kasim 1915 te Avusturya Macaristan ordusuna alinmadan bir gun once tamamladi Rilke 1916 da terhis edildikten sonra bir sureligine Munih e dondu ancak bu sure zarfinda cok az siir yazdi Muzot Satosu ve yaratici kasirga Rilke Duino Agitlari ni Subat 1922 de Isvicre nin kentindeki nda sinirsiz bir yaratici kasirga icinde tamamladi Rilke Duino Agitlari ni tamamlamaya ancak 1920 de odaklanmaya basladi ile romantik bir iliski kuran Rilke Cenevre yakinlarinda yasayabilecegi ve Fransiz kulturuyle ic ice olabilecegi bir yer bulmak icin Isvicre ye gitti Rilke ve Klossowska Rhone Vadisi ndeki Veyras yakinlarinda gaz ve elektrigi olmayan 13 yuzyildan kalma bir malikane olan Muzot Satosu na tasinmak istediler ancak kira sozlesmesi yapmakta zorlandilar Rilke nin onerisi uzerine servetini besteci ve yazarlari desteklemek icin kullanan Isvicreli bir tuccar olan mulku onlar adina kiraladi Temmuz 1921 de Rilke ve Klossowska satoya tasindi Daha sonra Reinhart mulku satin aldi ve omur boyu Rilke ye devretti 1921 yazinda Rilke nin kizi Ruth nisanlandi Aralik ayinda olen arkadasi Gerhard Ouckama Knoop un dul esi ve bir zamanlar Ruth un arkadasi olan dansci Wera Ouckama Knoop un annesi Gertrud Ouckama Knoop a nisani duyuran bir mektup gonderdi Gertrud da Wera nin 19 yasinda olumu uzerine Rilke Orpheus a Soneler i yazmaya ve Duino Agitlari ni tamamlamaya basladi Rilke Wera nin imgesinin Soneler e hakim oldugunu ve onu harekete gecirdigini yazmistir Soneler sik sik ona atifta bulunup dogrudan adiyla hitap edererek ve dolayli olarak bir dansciya ya da efsanevi Evridiki ye gondermelerde bulundu Rilke gelen ilhamin etkisiyle Soneler in birinci bolumunun neredeyse tum siirlerini 2 5 Subat 1922 tarihleri arasinda yazdi Duino Agitlari ni 7 15 Subat tarihleri arasinda Soneler in kalan siirlerini ise 16 22 Subat tarihleri arasinda tamamladi Rilke Soneler ve Agitlar in yaratimini ikiz dogum olarak gormustur Rilke yazim surecinin ortasinda Klossowska ya soyle yazmistir Bana agirlik veren ve iskence eden sey tamamlandi ama kalbimde ve zihnimde hic boyle bir kasirga yasamamistim Hala titriyorum Ve az once ay isiginda bu yasli Muzot yu oksamaya ciktim Agitlar i tamamladiktan hemen sonra Lou Andreas Salome ye siirlerin hepsini birkac gun icinde bitirdigini yazdi O donem Duino da oldugu gibi bir kasirgaydi icimdeki tum sinir doku iskelet catladi ve bukuldu Yayimlanmasi ve karsilama Uzunlugu 859 satir olanDuino Agitlari 1923 yilinda Leipzig de Insel Verlag tarafindan yayimlandi Onde gelen elestirmenler eseri overek Holderlin ve Goethe nin eserleriyle karsilastirmistir 1920 lerde genc kusak sair ve yazarlarin bircogu Duino Agitlari ni siirlerin belirsiz sembolleri ve felsefesi nedeniyle begenmemistir un edebi cevresiyle iliskilendirilen sair Albrecht Schaeffer siirler icin mistik zirvalar demis ve siirlerin sekuler teolojilerini kisir lakirdi olarak tanimlamistir Romanci Hermann Hesse Rilke nin Duino Agitlari ile en iyi siirine evrildigini her asamada ara sira mucizenin gerceklestigini narin tereddutlu endiseye egilimli kisiliginin geri cekildigini ve onun araciligiyla evrenin muziginin yankilandigini bir cesmenin havzasi gibi ayni anda hem enstruman hem de kulak haline geldigini anlatir 1935 te elestirmen Rilke nin bir mistik olarak gorulebilecegini ve siirlerin mistik edebiyat olarak ele alinabilecegini savunurken daha yeni elestirmenler siirlerin mistisizm uzerine bir calisma olarak gorulmesi gerektigine inanmaktadir Theodor W Adorno ise siirler icin Ancak neo romantik lirigin bazen jargon gibi davranmasi ya da en azindan cekingen bir sekilde ona yol hazirlamasi bizi siirin kotulugunu sadece biciminde aramaya yoneltmemelidir Cok masum bir gorusun iddia edebilecegi gibi kotuluk basitce siir ve duzyazinin karisimina dayanmaz Neo romantik lirikteki kotuluk kelimelerin teolojik bir tonla donatilmasindan ibarettir ki bu da orada konusan yalniz ve sekuler oznenin durumu tarafindan yalanlanir sus olarak din seklinde bir elestiri getirmistir Adorno ayrica siirlerin Nazizm ilkelerine yonelik kulturel bir cekiciligi destekleyen Alman baglilik degerini guclendirdigine inaniyordu Sembolizm ve temalarRilke askin guzelligin somutlasmis halini temsil etmek icin Islam daki tasvirlerden etkilenen meleklerin zengin sembolizmini kullanir Rilke Duino Agitlari nda insanlik durumunun ve parcalanmis insan bilincinin sinirliliklari ve yetersizligi insanoglunun yalnizligi meleklerin mukemmelligi yasam ve olum ask ve asiklar ve sairin gorevi temalarini kullandi Filozof Martin Heidegger siire giden uzun yolun kendisinin siirsel olarak sorgulayan bir yol oldugunu ve Rilke nin zamanin yoksunlugunu daha acik bir sekilde fark ettigini belirtmistir Zaman sadece Tanri oldugu icin degil olumluler kendi olumluluklerinin bile pek farkinda olmadiklari ve buna muktedir olmadiklari icin yoksun kalir Rilke insanligin guzellikle temasinin dogasini ve geciciligini arastirir insanligin sonsuza dek akilalmaz bir guzellige sadece kisa anlik bir bakis attigini ve bunun dehset verici oldugunu belirtir Birinci Agit in baslangicinda Rilke bu korkutucu deneyimi anlatirken guzelligi soyle tanimlar Evet guzel dedigin yalniz baslangicidir korkunc olanin anca dayandigimiz tansiriz onu cunku hor gorur umursamaz bizi yerle bir etmeyi 36 Rilke bu sonsuz ve askin guzelligi melek semboluyle tasvir etmistir Ancak meleklerin geleneksel Hiristiyan yorumunu kullanmamistir Sekuler dini doktrinden ayrilmis ve muazzam bir askin guzelligi somutlastiran bir melek sembolu kullanmaya calisti Rilke bu konuda Islam da bulunan melek tasvirlerinden buyuk olcude etkilendigini belirtmistir Rilke icin melek sembolu gorunmez olanin icindeki daha yuksek bir gerceklik duzeyinde insani celiskilerin ve sinirlamalarin otesinde bir mukemmelligi temsil eder Insanoglunun umutsuzluguna ve endisesine katkida bulunan uyumsuzlugun oldugu yerde insan dogasi bizi gorunur ve tanidik olana bagli tutar Insanlik bu melekler tarafindan temsil edilen gorunmez ve bilinmeyen yuksek seviyelerle karsilastiginda gorunmez olanin deneyimi dehset verici Almancada schrecklich olacaktir Insanlik bu meleklerin temsil ettigi dehset verici guzellikle temasa gecerken Rilke ruhani ve dunyevi olanin bir arada varolusuyla uzlasmaya calisan varolussal kaygi deneyimiyle ilgileniyordu Insanlari tanrinin soyut ve muhtemelen var olmadigi hafiza ve sezgi kaliplarinin hassas bilinci yalnizligin farkina vardirdigi bir evrende yalniz olarak gosterdi Rilke alternatifini insan sinirlamalarinin otesinde ruhsal olarak tatmin edici bir olasiligi melekler seklinde tasvir etti Kitabin ilk satirindan baslayarak Rilke nin umutsuz konusmacisi melekleri insanlarin acilarini fark etmeye ve mudahale etmeye cagirir Insanin cabasi ne olursa olsun insani ve dunyevi varolusun sinirliliginin insanligi meleklere ulasmaktan aciz kildigi konusunda derinden hissedilen bir umutsuzluk ve cozulemez bir gerilim vardir Rilke nin Duino Agitlari nda kullandigi anlati sesi insan bilincinde melegin varsayilan varlik bolluguna yani varlik ya da varolus Almanca Dasein ulasmaya calisir Rilke ask ve asik imgelerini insanoglunun potansiyelini ve insanligin melekler tarafindan somutlastirilan askin anlayisa ulasmadaki basarisizliklarini gostermenin bir yolu olarak kullanmistir Ikinci Agit ta soyle yazmistir Sevenler Melekler bilebilselerdi harikulade soylesirlerdi serinliginde gecenin Zira her sey sanki bizi gizler gibi 44 Rilke Siradan asiklarin yetersizligini tasvir edip kadinsi bir yuce ask ile erkeksi bir kor hayvani tutku arasinda karsitlik kurdu Ilk agitlarin yazildigi donemde Rilke sik sik insan arkadasligina ve sefkatine duydugu ozlemi dile getiriyor ve hemen ardindan kendisine sunulmasi halinde boyle bir arkadasliga gercekten karsilik verip veremeyecegini soruyordu Asiklarin hayatlarinda bir dusus oldugunu fark etti almaya basladiklarinda verme gucunu de kaybetmeye basladilar Rilke I Dunya Savasi sirasinda dunyanin insanlarin eline dustugunden yakinacakti Olum karsisinda yasam ile ask ucuz ve anlamsiz degildir Rilke buyuk asiklarin yasam ask ve olumu bir butunun parcasi olarak taniyabildiklerini ileri surdu Rilke 1923 yilinda Nanny von Escher e yazdigi bir mektupta soyle demistir Kitaplarin Orpheus a Soneler ve Duino Agitlari yazilisinda iki icsel deneyim belirleyici oldu Bir yanda yasami olume dogru acik tutma konusunda ruhumda giderek artan bir kararlilik diger yanda ise sevginin donusumunu bu daha genis butunun icinde yasamin daha dar yorungesinde mumkun olandan farkli bir sekilde konumlandirmaya yonelik ruhani ihtiyac ki bu da olumu bir oteki olarak disarida birakiyordu Besinci Agit buyuk olcude Pablo Picasso nun 1905 tarihli Pembe Donemi tablosu olan nden esinlenmistir Picasso bu tabloda alti kisiyi bir col manzarasinin ortasinda resmetmis ancak bu kisilere varmakta mi yoksa gitmekte mi olduklari performanslarinin basinda mi yoksa sonunda mi olduklari belirsizdir Rilke alti sanatcinin performanslarina baslamak uzere oldugunu ve insan faaliyetinin her zaman seyahat eden ve sabit bir meskenleri olmayan hatta geciciligine agit yakilan bizlerden bir parca daha gecici bir sembol olarak kullanildiklarini tasvir etmistir Rilke siirde bu figurleri insanin bu anlasilmaz dunyadaki nihai yalnizligini ve izolasyonunu cocukluktan olume kadar bilinmeyen bir iradenin oyuncagi olarak mesleklerini icra ettiklerini saf cok az lari bos cok fazla ya donusmeden once ima etmek icin yirtik pirtik bir hali uzerinde duruyor olarak tanimlamistir Rilke savasin kendisi uzerindeki derin etkisi nedeniyle savas sonrasi bir dunyada entelektuelin gorevinin dunyayi duzgun hale getirmek insanlari daha sakin bir gelecege goturen nazik donusumlere hazirlamak olacagi umudunu dile getirdi Duino Agitlari ni ve Orpheus a Soneler i bu katkinin bir parcasi olarak tahayyul etmistir EtkileriDuino Agitlari nin yayinlanmis en eski cevirisi ve tarafindan yapilmistir Ceviri 1931 yilinda Ingiltere de tarafindan Duineser Elegien Elegies from the Castle of Duino adiyla yayimlanmistir 2014 yili itibariyla en az 24 Ingilizce cevirisi yayimlanmistir Rilke populer kulturde siklikla spirituel bir rehber olarak gorulmektedir Amerika Birlesik Devletleri nde siirleri bilgelik edebiyati olarak okunmus ve on ucuncu yuzyil Sufi mistigi Mevlana Celaleddin i Rumi 1207 1273 ve 20 yuzyil Lubnan asilli Amerikali sair Halil Cibran 1883 1931 ile karsilastirilmistir Populer kulturde Rilke televizyon programlarinda sinema filmlerinde muzikte ve diger eserlerde ask veya melekler konusunu tartisirken siklikla alintilanir veya referans verilir Rilke nin eserleri ayrica New Age toplulugu tarafindan ve kisisel gelisim kitaplarinda kullanilmak uzere benimsenmis ve bizi daha tatmin edici ve daha az endiseli bir hayata goturebilecek bir usta olarak yeniden yorumlanmistir Rilke nin eserleri ve ozellikle Duino Agitlari John Ashbery ve W H Auden gibi bircok sairi etkilemistir Thomas Pynchon in Yercekiminin Gokkusagi adli romaninda Rilke nin etkileri gorulur romanin ilk satirlari olan 1944 te Londra yi vuran bir V 2 roketinin cigligi gibi bir sesle ilk agitin ilk satirlarini yansitir The New York Times in Yercekiminin Gokkusagi elestirmeni kitap Rilke nin Duino Agitlari ve bunlarin Nazi kulturundeki Alman Romantik yankilari uzerine serio komik bir varyasyon olarak okunabilir diye yazmistir Duino Agitlari Hans Georg Gadamer in hermeneutik teorilerini de etkilemistir Gadamer Rilke yi eserleri insan kavrayisinin sinirlarini ortaya koyan felsefi bir sair olarak gormustur Cagdas dunyanin yabancilasmasinin bu tur karsilasmalari anlamlandirmanin onunde bir engel olarak durdugunu savunur Gadamer e gore Rilke bu sinirlara nasil yaklasilacagina isaret eder bunlari kendimizin bir parcasi haline getirerek yorumlama ve yeniden yorumlama yoluyla insanligin onemi ve geciciligine iliskin varolussal sorunlari ele alabiliriz Not listesi Rilke Baladine Klossowska ya yazdigi mektupta bu konu hakkinda sunlari demistir Agitlar ve Soneler karsilikli olarak birbirlerini destekler ve ben ayni nefesle her iki yelkeni de doldurabilmeyi sonsuz bir nimet olarak goruyorum Soneler in kucuk pas renkli yelkeni ve Agitlar in buyuk beyaz tuvali Agitlarin uzunluklari farklilik gosterir Rilke nin orijinal Almanca metninde Birinci Agit 95 satir Ikinci Agit 79 satir Ucuncu Agit 85 satir Dorduncu Agit 85 satir Besinci Agit 108 satir Altinci Agit 45 satir Yedinci Agit 93 satir Sekizinci Agit 75 satir Dokuzuncu Agit 80 satir Onuncu Agit 114 satirdir Cesitli Turkce ceviriler satir sayisi bakimindan farklilik gostermektedir Bkz Sackville amp Sackville 1931 Kaynakca Poetry Foundation 2022 a b Rilke 1948 s 291 Letter to Lou Andreas Salome 11 Subat 1922 Rilke 1923 First Elegy line 1 a b c d Duino Agitlari iskultur com tr 26 Eylul 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Eylul 2024 Rilke 1923 First Elegy line 6 a b Dash 2011 s 356 Ryan 2004 s 723 Freedman 1998 ss 316 319 Prater 1986 s 197 Freedman 1998 s 320 Mason 1963 ss 76 77 Freedman 1998 s 323 Prater 1986 s 204 Leishman amp Spender 1963a s 10 Prater 1986 s 204 Hendry 1985 s 90 91 Prater 1986 ss 219 220 Leppmann 1984 s 361 Prater 1986 ss 236 238 Freedman 1998 s 340 Leppmann 1984 s 360 Leppmann 1984 s 312 Hendry 1985 s 122 Freedman 1998 s 461 Leppmann 1984 s 346 Mason 1963 s 99 Freedman 1998 s 471 Freedman 1998 ss 473 476 Leppmann 1984 s 349 Freedman 1998 s 478 Mason 1963 s 102 Sword 1995 s 68 Rilke 1948 s 289 Letter to Gertrud Ouckama Knoop 7 Subat 1922 Polikoff 2011 ss 587 588 Rilke 1948 s 372 Letter to Witold von Hulewicz 13 Kasim 1925 Freedman 1998 s 515 Polikoff 2011 s 128 Freedman 1998 s 515 Hesse 1928 s 338 Stanley amp Flaum 2001 s 78 Adorno 1964 s 84 85 Reyes 2008 abstract Heidegger 1971 s 94 Rilke 1923 First Elegy lines 3 6 Campbell 2003 abstract Freedman 1998 s 324 Dash 2011 s 358 Perloff 2001 Rilke 1948 s 375 376 Letter to Witold von Hulewicz 13 Kasim 1925 Dash 2011 s 357 Lange 1986 s 20 21 Bruhn 2000 s 27 Dash 2011 s 359 Gosetti Ferencei 2010 ss 277 290 Rilke 1923 Second Elegy lines 37 38 Leishman amp Spender 1963b s 96 Leishman amp Spender 1963b s 91 Leishman amp Spender 1963b s 103 Leishman amp Spender 1963b s 97 Leishman amp Spender 1963b s 105 Rilke 1948 s 330 Letter to Nanny von Escher 22 Aralik 1923 Leishman amp Spender 1963b s 102 Leishman amp Spender 1963b s 102 103 Leishman amp Spender 1963a s 14 Louth 2020 s 360 Wood 2014 s 46 a b Komar 2001a s 188 189 McClatchy 2004 s 50 Komar 2001b s 158 159 Malecka 2008 s 63 64 Berryman 1947 s 510 Roy 2014 Perloff 1978 ss 175 194 Waidson 1975 s 352 York 2000 s 205 Hohmann 1986 ss 7 8 Locke 1973 Venezia 2019 ss 725 727 Gadamer 1977 s 36 Venezia 2019 s 731 Dis baglantilarAlmanca Duino Agitlari