Georg Lukács (13 Nisan 1885, Budapeşte - 4 Haziran 1971, Budapeşte), Batı Marksizminin ünlü isimlerinden Macar Marksist filozof ve edebiyat bilimcisidir. Marksizmi Hegelci anlamda yeniden değerlendirmiş ve geliştirmiştir. Ernst Bloch, Antonio Gramsci, Karl Korsch ile birlikte Lukacs, 20. yüzyılın ilk yarısında, Marksist felsefe ve Marksist teorinin yeniden oluşturulmasında en önemli isimlerden biri olmuştur.
Georg Lukács | |
---|---|
Tam adı | Georg Lukács |
Doğumu | 13 Nisan 1885 (Budapeşte, Macaristan) |
Ölümü | 4 Haziran 1971 (Budapeşte, Macaristan) |
Çağı | 20. yüzyıl felsefesi |
Bölgesi | Batı felsefesi |
Okulu | Marksizm |
İlgi alanları | Marksist teori, |
Önemli fikirleri | Sınıf bilinci, yabancılaşma, |
Etkilendikleri | |
Etkiledikleri |
Lukacs belirgin bir şekilde Ortodoks Marksizm savunusu yapar, ancak metinleri bu anlamdaki Marksizm anlayışının her zaman sınırlarını aşmıştır. Özellikle ve bu kuramın bilinç ile ilgili yönünü geliştirmiş, sınıf bilinci teorisi ile her zaman konuşulan bir isim olmuştur. Bu konu İdeoloji teorisi bağlamında her zaman önemli bir alan olmuştur. Yabancılaşma ve meta fetişizmi konuları da Lukacs'ın özellikle belirli bir dönem esas konuları durumundadır. Öte yandan Lukacs bir edebiyat bilimcisi ve eleştirmenidir. Bu noktada etkili olacak ölçütler ve kavramlar geliştirmiştir.
Yaşamı ve politik süreci
Lukacs, varlıklı bir Yahudi ailesinden gelmektedir. Budapeşte Üniversitesi’nde hukuk ve felsefe eğitimini tamamladı. İlk yazıları tiyatro üzerine eleştiri yazılarıdır. adlı bir dergide yazılarını yayınladı. 1910'da kendisini eleştirmen olarak ünlendirecek olan Ruh ve Biçimler adlı çalışmasını yayımlandı.
1910-1914 arasında Berlin ve Heidelberg üniversitelerinde Yeni-Kantçı felsefecilerden Simmel, Windelband ve ’in derslerinin izleyicisi oldu. Max Weber ve Ernst Bloch gibi düşünürlerle yakınlık kurduğu bilinmektedir. Kendisinde Hegel etkisi belirginleşmeye başladı. Roman Kuramı adlı çalışmasını, bu etkinin görüldüğü bir kitap olarak 1916’da yazdı. Giderek sanatta biçimin gelişmesini sınıf mücadelesi tarihine bağlayan temellerini oluşturdu.
Daha sonraki yıllarda Lukacs'ın Marksizmi benimsemeye başladığı ve 1918’den itibaren ’ne girdiği bilinmektedir. 1919’da Bela Kun’un önderliğinde kurulan kısa süreli Sovyet Macaristan Cumhuriyeti’nde kültür ve eğitim komiserliğini üstlendi. Marksizmin kuramsal meseleleri üzerine önemli metinler üretti.
Bu metinler zaman zaman Ortodoks Marksizmden tepkiler aldı ve Lukacs kimi zaman görüşlerinden vazgeçmek zorunda kaldı. Özellikle politik tezleri birçok kez sapma olarak değerlendirildi. Tarih ve Sınıf Bilinci adlı yapıtını 1923’te yayımladı ve burada alanındaki özgün görüşlerini geliştirdi. Bir tür Marksist ideoloji teorisinin açılımlarını ve yabancılaşma kavramının değerlendirmesini yapmaya çalıştı. Burada Hegelci anlamda bir Marksizm değerlendirilmesi ve Hegel üzerinden Marksizmin yeniden geliştirilmesi çabası görülür.
Blum takma adıyla yazılar yazdığı ve olarak bilinen fikirlerin ona ait olduğu bilinmektedir.Ancak bu Tezler Komintern tarafından reddedildi ve ideolojik olarak yadsındı. O sıra sosyalist düşüncede egemen olan sanat fikri gereğince, edebiyatta toplumcu gerçekçilik denilen bir düşünce egemendi. Bu süreç boyunca yalnızca politik fikirleri değil, geliştirdiği estetik anlayışı da burjuva etkisinde kalmış olarak değerlendirildi. Sonradan Marksist edebiyat anlayışının temel yapıtlarından sayılan kitapları, özellikle roman türü ve 19. yüzyılın gerçekçi romanları üzerinedir:
- Gerçekçilik Üzerine Denemeler, 1948 yılında
- Dünya Edebiyatında Rus Gerçekçiliği, 1952 yılında
- 19. yüzyıl Alman Gerçekçileri, yine aynı yıl yayımlandı.
Bunlar söz konusu gerçekçi roman anlayışının ürünleri olarak ortaya çıktı. Bunların yanı sıra ve devamında Lukacs, hem Estetik üzerine Marksizm açısından temel sayılabilecek metinleri üretti, hem de Hegel, Goethe ve Thomas Mann gibi isimler üzerine çalışmalar ortaya koydu.
Sosyalist yönetimin yıkılmasının ardından Viyana’ya gitti. On yıl kaldığı Viyana’da dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı, aynı zamanda Macaristan yeraltı hareketiyle ilişkisini sürdürdü.
1929-1933 arasında Berlin’de yaşadı. Daha sonra çalışmalarını ’nde sürdürmek amacıyla yeniden Moskova’ya gitti. 1945’te Macaristan’a dönerek parlamento üyesi ve Budapeşte Üniversitesi’nde estetik ve kültür felsefesi profesörü oldu. 1956’da kültür bakanıydı ve Macar Ayaklanması’nın önemli kişilerinden biriydi. Ayaklanmanın bastırılmasından sonra tutuklanarak Romanya’ya sürüldü. 1957’de Budapeşte’ye dönmesine izin verildi, ancak önceki konum ve mevkilerden yalıtılmış olarak.
Bu dönemden itibaren bütün zamanını felsefe ve eleştiri alanındaki çalışmalarına ayırmaya başladı.
Lukács, döneminin siyasal atmosferi içinde sık sık eleştirilere uğramış ve görüşlerini reddetmek zorunda kalmıştır. Ancak buna rağmen günümüzde Marksist felsefe ve estetik kuramını en önemli adlarından biri kabul edilir. Bunun yanı sıra Marksizm konusunda da pek çok güncel teorik tartışma Lukacs'a bağlanacak şekilde önemli metinlerin sahibidir. Lukacs'ın 30 dan fazla kitabı ve yüzlerce deneme notları bulunduğu bilinmektedir.
Lukács'in düşüncesi
Lukacs, Tarih ve Sınıf bilinci adlı ünlü kitabında Marksizmi kavrayışını ve geliştirme yönünü ortaya koyar. Burada , , Sınıf bilinci, , türünde kavram ve kategorileri şekillendirir. Temel yaklaşımı üzerine kuruludur ve aynı zamanda olarak belirgindir.
Daha sonra Lukacs burada ortaya koyduğu kimi kavram ve perspektifleri yadsıyacaktır ya da değiştirecektir, ancak buna rağmen Lukacs'ın çalışması hem Marksizm içinde (özellikle Batı Marksizminde) hem de Marksizm dışında (özellikle İdeoloji teorisi ve yabancılaşma tartışmalarında) etkili olmuştur.
Lukacs'da tüm düşünsel gelişim aşamalarında özne'ye ve pratik'e yapılan vurgu görülür. Hegel üzerinden Marksizmi yeniden değerlendirmeye çalışması da bir anlamda bu teori-pratik birliği ve bunun temeli olarak özne-nesne özdeşliğinin Hegel'de mevcut olması dolayısıyladır. Lukacs, Marks aracılığıyla Hegel'in tarih teorisini materyalist bir konuma sokmaya çalışır. Lukacs'ın teleolojik olmayan bir tarih anlayışını, özne kavramından vazgeçmeksizin kurmaya çalıştığını söylemek yanlış olmaz.
Tarih ve Sınıf bilinci'den sonra Lukacs, özellikle Marks'ın ekonomi politik eleştirisine odaklanır ve bunun üzerinden düşünmeye başlar. Özne-nesne özdeşliği konusundaki fikirlerini, 1960'larda bu kitaba yazdığı yeni bir önsezde yadsır, aşırı eğilimi gösterdiğini dile getirir. Temel argümanlarını öznel düşünmenin etkisinde olarak görür. Lukacs'ın daha materyalist ve nesnel bir düşünce yöneliminde olduğunu belirtilmektedir, ki 2000 sayfa civarında olmasına rağmen tamamlayamadığı kitabı Toplumsal Varlığın Ontolojisi adlı çalışması bu yönelimin bir işareti olarak değerlendirilir. Bu değişme ve öz eleştirilerle birlikte, yine de özne'den vazgeçmeksizin bir teleolojik olmayan tarih düşüncesine ulaşmak çabasının, Lukacs'ın Marksizm-içi arayışının ana meselesi olduğunu belirtmek gerekir.
Şeyleşme ve sınıf bilinci
Lukacs'a göre, kapitalizmle birlikte, dünya tarihinde ilk kez, toplumsal yaşamı bütünü ya da bütünlüğü içinde, kendi amaçlı faaliyetinin nesnesi haline getirebilecek bir özne ortaya çıkmıştır. Bu özne proletaryadır ve bunu mümkün kılan, nesnel dünyanın, yani kapitalizmin yapısal nitelikleridir. Kapitalizm, genelleşmiş meta üretimi düzenidir ve Meta üretimi şeyleşmeye (reification) yol açar, bu şeyleşme nesnel ve öznel yönleri olan bir şeyleşmedir. Kapitalist pazarın yasaları bu sürecin nesnel yönünü oluşturur. Emek bu süreçte salt bir nicelik konusu haline gelir, insan emeği rasyonelleştirilir.
Bu sürece, insanın kendi emeğine yabancılaşmasının eklenmesiyle, şeyleşmenin öznel boyutu ortaya çıkmış olur. Lukacs böylece, insan etkinliğinin, insandan bağımsızlaşarak kendi yolunda giden bir metaya dönüştüğünü belirtir. Üretimin ve ürünün organik birliğinin bu dağılmasının sonucu, insan düşüncesinin, parçalanmasıdır. Bu parçalanmanın sonucunda da bütünsel bakış olanaksızlaşır. Lukacs'a göre, mevcut ihtisaslaşma durumu, burjuva bilimlerinin bu parçalanmışlığın ürünleri olması dolayısıyladır. Bu şeyleşmenin kaçınılmaz bir sonucu olarak özne- nesne kopukluğu gündeme gelmektedir Lukacs'a göre. Bu da teori ile pratik arasındaki bağların kopmasını getirir beraberinde. Böylece düşünce değiştiricilik niteliklerinden vazgeçer ve salt bir gözlemci konumuna itilir.
Lukacs tespit ettiği bu sorunlar kümesinin çözümünü Hegel'de aramaya girişir. Ona göre Hegel, , teori-pratik birliğini kuran kişidir. Hegel'de özne, hem tarihin yapıcısı hem de tarih tarafından yapılan bir şeydir. Marx'ın özellikle başlangıç yapıtlarında bu görüşün belirgin bir yorumu vardır. Hegel burada tarihin öznesiyle nesnesini özdeş kılmaktadır ve bu Lukacas'a göre, toplumsal-tarihsel gerçekliği anlamanın tek yoludur. Özne, kendisini tarihin bir ürünü olarak görürken tarihi de kendi eylemi olarak görmelidir. Hegel'in öznesi bilindiği gibi Tin'dir. Lukacs bu noktadan itibaren Hegel'in aşılması ve onun teorisinin Marksist materyalist bir temelde değerlendirilmesine yönelmek ister.
Lukacs'a göre Marx'ın analiz ettiği kapitalist toplumsal yapı ve bu yapı içindeki işçi sınıfının konumu, Hegel'in tezini gerçek değerine kavuşturacak bir gelişmedir. İşçi sınıfının nesnel konumu tarihsel özne konumunun gerçekleştirilmesini olanaklı kılmaktadır. Elbette proletarya da şeyleşmenin hüküm sürdüğü dünyada yaşamaktadır ancak buna rağmen, o içinde bulunduğu koşulları bütünlüğü içinde görebilir.
Lukacs, bunun nasıl olabildiğini tamamen açıklamaz, ancak bir şekilde işçi sınıfı dolaysız varoluşunu görebileceğini, yani gerçek varlığının olgular düzeyinde görünen yanının ötesinde gerçekliğin bilgisine ulaşabileceğini varsayar. Öyle ki bu durum, bizzat işçi sınıfının yaşadığı koşulların zorunlu bir sonucudur adeta. Bu koşullar, bir şekilde, işçi sınıfına bu dolaysız varoluşu aşmasını buyurur. İşçi sınıfı, bu bilince ulaşmasını mümkün kılan özgül dolayım kategorilerine de sahiptir.
Bilinç durumları böylece, sınıf konumları üzerinden kapitalist toplumsal yapının maddi gerekliliğine götürülmüş ve Hegel'in idealist teorisi maddileştirilmiş olur. Bu toplumsal süreç, genel olarak bütünselliğin yitirilmesini getirirken beraberinde de, işçi sınıfı açısından Bütünsellik'in kavranabilme olanağını getirir. İşçi, emek gücünü satmak konumunda olduğundan dolayı, içinde bulunduğu yabancılaşmayı algılayabilecek ve kendi öznelliği ile nesnelliği arasındaki kopukluğun bilincine ulaşabilecek noktadadır.
Bu noktada, Lukacs'ın sınıf bilinci değerlendirmesine gelinebilir. Söylendiği gibi, proletarya kendini içinde bulduğu olumsuz koşullar içinde, bu koşulların olumsuzluğu ile ilintili olarak bütünsel bir bakış açısına sahip olma olanağını elde eder. İşte Lukacs'ın işçi sınıfına atfettiği temeli bu olanaktır. Bu sınıf, toplumsalın bütünselliğini değiştirmeye yönelik pratiğin bilgisine sahiptir çünkü. Bu söylenenler bir bakıma Lukacs'ın "sınıf bilinci" anlayışının temel ögelerini vermektedir. Tarih ve Sınıf Bilinci adlı kitabında Lukacs, Sınıf bilinci fikrini bu eksende şekillendirir.
Sınıf bilinci, tek tek bireylerin taşıdıkları bilincin bir toplamı değil, Lukacs'a göre sınıfın üretimdeki yerinden kaynaklanan ya da bu yere göre belirlenen bir bilinçtir. Lukacs burada "atfedilen bilinç" şeklinde bir tanımlama yapar. Üretimdeki konumu işçi sınıfına bütünsel gerçekliği görmek anlamında sınıf bilinci atfetme olanağını sağlar. Bu bilinç, hem proletaryanın nesnel koşullarının ürünüdür hem de onun çıkarlarına uygundur. Bu nesnel konum, özne-nesne özdeşliğini ve bunun devamında teori-pratik birliğini beraberinde getirir.
Konuyla ilgili yayınlar
- Raddatz, Fritz J. (1984). Lucacs. (Çev. ). İstanbul: Alan.
- Uslu, Ateş (2006). Lukacs: Marx'a Giden Yol. Chiviyazıları Yayınevi
Dış bağlantılar
- Marxists.org'daki İngilizce Lukacs Arşivi 14 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . - Marxists Internet Archive
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Georg Lukacs 13 Nisan 1885 Budapeste 4 Haziran 1971 Budapeste Bati Marksizminin unlu isimlerinden Macar Marksist filozof ve edebiyat bilimcisidir Marksizmi Hegelci anlamda yeniden degerlendirmis ve gelistirmistir Ernst Bloch Antonio Gramsci Karl Korsch ile birlikte Lukacs 20 yuzyilin ilk yarisinda Marksist felsefe ve Marksist teorinin yeniden olusturulmasinda en onemli isimlerden biri olmustur Georg LukacsTam adiGeorg LukacsDogumu13 Nisan 1885 Budapeste Macaristan Olumu4 Haziran 1971 Budapeste Macaristan Cagi20 yuzyil felsefesiBolgesiBati felsefesiOkuluMarksizmIlgi alanlariMarksist teori Onemli fikirleriSinif bilinci yabancilasma Etkilendikleri Hegel Karl Marx Friedrich Engels Vladimir LeninEtkiledikleri Frankfurt Okulu Lukacs belirgin bir sekilde Ortodoks Marksizm savunusu yapar ancak metinleri bu anlamdaki Marksizm anlayisinin her zaman sinirlarini asmistir Ozellikle ve bu kuramin bilinc ile ilgili yonunu gelistirmis sinif bilinci teorisi ile her zaman konusulan bir isim olmustur Bu konu Ideoloji teorisi baglaminda her zaman onemli bir alan olmustur Yabancilasma ve meta fetisizmi konulari da Lukacs in ozellikle belirli bir donem esas konulari durumundadir Ote yandan Lukacs bir edebiyat bilimcisi ve elestirmenidir Bu noktada etkili olacak olcutler ve kavramlar gelistirmistir Yasami ve politik sureciLukacs varlikli bir Yahudi ailesinden gelmektedir Budapeste Universitesi nde hukuk ve felsefe egitimini tamamladi Ilk yazilari tiyatro uzerine elestiri yazilaridir adli bir dergide yazilarini yayinladi 1910 da kendisini elestirmen olarak unlendirecek olan Ruh ve Bicimler adli calismasini yayimlandi 1910 1914 arasinda Berlin ve Heidelberg universitelerinde Yeni Kantci felsefecilerden Simmel Windelband ve in derslerinin izleyicisi oldu Max Weber ve Ernst Bloch gibi dusunurlerle yakinlik kurdugu bilinmektedir Kendisinde Hegel etkisi belirginlesmeye basladi Roman Kurami adli calismasini bu etkinin goruldugu bir kitap olarak 1916 da yazdi Giderek sanatta bicimin gelismesini sinif mucadelesi tarihine baglayan temellerini olusturdu Daha sonraki yillarda Lukacs in Marksizmi benimsemeye basladigi ve 1918 den itibaren ne girdigi bilinmektedir 1919 da Bela Kun un onderliginde kurulan kisa sureli Sovyet Macaristan Cumhuriyeti nde kultur ve egitim komiserligini ustlendi Marksizmin kuramsal meseleleri uzerine onemli metinler uretti Bu metinler zaman zaman Ortodoks Marksizmden tepkiler aldi ve Lukacs kimi zaman goruslerinden vazgecmek zorunda kaldi Ozellikle politik tezleri bircok kez sapma olarak degerlendirildi Tarih ve Sinif Bilinci adli yapitini 1923 te yayimladi ve burada alanindaki ozgun goruslerini gelistirdi Bir tur Marksist ideoloji teorisinin acilimlarini ve yabancilasma kavraminin degerlendirmesini yapmaya calisti Burada Hegelci anlamda bir Marksizm degerlendirilmesi ve Hegel uzerinden Marksizmin yeniden gelistirilmesi cabasi gorulur Blum takma adiyla yazilar yazdigi ve olarak bilinen fikirlerin ona ait oldugu bilinmektedir Ancak bu Tezler Komintern tarafindan reddedildi ve ideolojik olarak yadsindi O sira sosyalist dusuncede egemen olan sanat fikri geregince edebiyatta toplumcu gercekcilik denilen bir dusunce egemendi Bu surec boyunca yalnizca politik fikirleri degil gelistirdigi estetik anlayisi da burjuva etkisinde kalmis olarak degerlendirildi Sonradan Marksist edebiyat anlayisinin temel yapitlarindan sayilan kitaplari ozellikle roman turu ve 19 yuzyilin gercekci romanlari uzerinedir Gercekcilik Uzerine Denemeler 1948 yilinda Dunya Edebiyatinda Rus Gercekciligi 1952 yilinda 19 yuzyil Alman Gercekcileri yine ayni yil yayimlandi Bunlar soz konusu gercekci roman anlayisinin urunleri olarak ortaya cikti Bunlarin yani sira ve devaminda Lukacs hem Estetik uzerine Marksizm acisindan temel sayilabilecek metinleri uretti hem de Hegel Goethe ve Thomas Mann gibi isimler uzerine calismalar ortaya koydu Sosyalist yonetimin yikilmasinin ardindan Viyana ya gitti On yil kaldigi Viyana da dergisinin yayin yonetmenligini yapti ayni zamanda Macaristan yeralti hareketiyle iliskisini surdurdu 1929 1933 arasinda Berlin de yasadi Daha sonra calismalarini nde surdurmek amaciyla yeniden Moskova ya gitti 1945 te Macaristan a donerek parlamento uyesi ve Budapeste Universitesi nde estetik ve kultur felsefesi profesoru oldu 1956 da kultur bakaniydi ve Macar Ayaklanmasi nin onemli kisilerinden biriydi Ayaklanmanin bastirilmasindan sonra tutuklanarak Romanya ya suruldu 1957 de Budapeste ye donmesine izin verildi ancak onceki konum ve mevkilerden yalitilmis olarak Bu donemden itibaren butun zamanini felsefe ve elestiri alanindaki calismalarina ayirmaya basladi Lukacs doneminin siyasal atmosferi icinde sik sik elestirilere ugramis ve goruslerini reddetmek zorunda kalmistir Ancak buna ragmen gunumuzde Marksist felsefe ve estetik kuramini en onemli adlarindan biri kabul edilir Bunun yani sira Marksizm konusunda da pek cok guncel teorik tartisma Lukacs a baglanacak sekilde onemli metinlerin sahibidir Lukacs in 30 dan fazla kitabi ve yuzlerce deneme notlari bulundugu bilinmektedir Lukacs in dusuncesiLukacs Tarih ve Sinif bilinci adli unlu kitabinda Marksizmi kavrayisini ve gelistirme yonunu ortaya koyar Burada Sinif bilinci turunde kavram ve kategorileri sekillendirir Temel yaklasimi uzerine kuruludur ve ayni zamanda olarak belirgindir Daha sonra Lukacs burada ortaya koydugu kimi kavram ve perspektifleri yadsiyacaktir ya da degistirecektir ancak buna ragmen Lukacs in calismasi hem Marksizm icinde ozellikle Bati Marksizminde hem de Marksizm disinda ozellikle Ideoloji teorisi ve yabancilasma tartismalarinda etkili olmustur Lukacs da tum dusunsel gelisim asamalarinda ozne ye ve pratik e yapilan vurgu gorulur Hegel uzerinden Marksizmi yeniden degerlendirmeye calismasi da bir anlamda bu teori pratik birligi ve bunun temeli olarak ozne nesne ozdesliginin Hegel de mevcut olmasi dolayisiyladir Lukacs Marks araciligiyla Hegel in tarih teorisini materyalist bir konuma sokmaya calisir Lukacs in teleolojik olmayan bir tarih anlayisini ozne kavramindan vazgecmeksizin kurmaya calistigini soylemek yanlis olmaz Tarih ve Sinif bilinci den sonra Lukacs ozellikle Marks in ekonomi politik elestirisine odaklanir ve bunun uzerinden dusunmeye baslar Ozne nesne ozdesligi konusundaki fikirlerini 1960 larda bu kitaba yazdigi yeni bir onsezde yadsir asiri egilimi gosterdigini dile getirir Temel argumanlarini oznel dusunmenin etkisinde olarak gorur Lukacs in daha materyalist ve nesnel bir dusunce yoneliminde oldugunu belirtilmektedir ki 2000 sayfa civarinda olmasina ragmen tamamlayamadigi kitabi Toplumsal Varligin Ontolojisi adli calismasi bu yonelimin bir isareti olarak degerlendirilir Bu degisme ve oz elestirilerle birlikte yine de ozne den vazgecmeksizin bir teleolojik olmayan tarih dusuncesine ulasmak cabasinin Lukacs in Marksizm ici arayisinin ana meselesi oldugunu belirtmek gerekir Seylesme ve sinif bilinciLukacs a gore kapitalizmle birlikte dunya tarihinde ilk kez toplumsal yasami butunu ya da butunlugu icinde kendi amacli faaliyetinin nesnesi haline getirebilecek bir ozne ortaya cikmistir Bu ozne proletaryadir ve bunu mumkun kilan nesnel dunyanin yani kapitalizmin yapisal nitelikleridir Kapitalizm genellesmis meta uretimi duzenidir ve Meta uretimi seylesmeye reification yol acar bu seylesme nesnel ve oznel yonleri olan bir seylesmedir Kapitalist pazarin yasalari bu surecin nesnel yonunu olusturur Emek bu surecte salt bir nicelik konusu haline gelir insan emegi rasyonellestirilir Bu surece insanin kendi emegine yabancilasmasinin eklenmesiyle seylesmenin oznel boyutu ortaya cikmis olur Lukacs boylece insan etkinliginin insandan bagimsizlasarak kendi yolunda giden bir metaya donustugunu belirtir Uretimin ve urunun organik birliginin bu dagilmasinin sonucu insan dusuncesinin parcalanmasidir Bu parcalanmanin sonucunda da butunsel bakis olanaksizlasir Lukacs a gore mevcut ihtisaslasma durumu burjuva bilimlerinin bu parcalanmisligin urunleri olmasi dolayisiyladir Bu seylesmenin kacinilmaz bir sonucu olarak ozne nesne kopuklugu gundeme gelmektedir Lukacs a gore Bu da teori ile pratik arasindaki baglarin kopmasini getirir beraberinde Boylece dusunce degistiricilik niteliklerinden vazgecer ve salt bir gozlemci konumuna itilir Lukacs tespit ettigi bu sorunlar kumesinin cozumunu Hegel de aramaya girisir Ona gore Hegel teori pratik birligini kuran kisidir Hegel de ozne hem tarihin yapicisi hem de tarih tarafindan yapilan bir seydir Marx in ozellikle baslangic yapitlarinda bu gorusun belirgin bir yorumu vardir Hegel burada tarihin oznesiyle nesnesini ozdes kilmaktadir ve bu Lukacas a gore toplumsal tarihsel gercekligi anlamanin tek yoludur Ozne kendisini tarihin bir urunu olarak gorurken tarihi de kendi eylemi olarak gormelidir Hegel in oznesi bilindigi gibi Tin dir Lukacs bu noktadan itibaren Hegel in asilmasi ve onun teorisinin Marksist materyalist bir temelde degerlendirilmesine yonelmek ister Lukacs a gore Marx in analiz ettigi kapitalist toplumsal yapi ve bu yapi icindeki isci sinifinin konumu Hegel in tezini gercek degerine kavusturacak bir gelismedir Isci sinifinin nesnel konumu tarihsel ozne konumunun gerceklestirilmesini olanakli kilmaktadir Elbette proletarya da seylesmenin hukum surdugu dunyada yasamaktadir ancak buna ragmen o icinde bulundugu kosullari butunlugu icinde gorebilir Lukacs bunun nasil olabildigini tamamen aciklamaz ancak bir sekilde isci sinifi dolaysiz varolusunu gorebilecegini yani gercek varliginin olgular duzeyinde gorunen yaninin otesinde gercekligin bilgisine ulasabilecegini varsayar Oyle ki bu durum bizzat isci sinifinin yasadigi kosullarin zorunlu bir sonucudur adeta Bu kosullar bir sekilde isci sinifina bu dolaysiz varolusu asmasini buyurur Isci sinifi bu bilince ulasmasini mumkun kilan ozgul dolayim kategorilerine de sahiptir Bilinc durumlari boylece sinif konumlari uzerinden kapitalist toplumsal yapinin maddi gerekliligine goturulmus ve Hegel in idealist teorisi maddilestirilmis olur Bu toplumsal surec genel olarak butunselligin yitirilmesini getirirken beraberinde de isci sinifi acisindan Butunsellik in kavranabilme olanagini getirir Isci emek gucunu satmak konumunda oldugundan dolayi icinde bulundugu yabancilasmayi algilayabilecek ve kendi oznelligi ile nesnelligi arasindaki kopuklugun bilincine ulasabilecek noktadadir Bu noktada Lukacs in sinif bilinci degerlendirmesine gelinebilir Soylendigi gibi proletarya kendini icinde buldugu olumsuz kosullar icinde bu kosullarin olumsuzlugu ile ilintili olarak butunsel bir bakis acisina sahip olma olanagini elde eder Iste Lukacs in isci sinifina atfettigi temeli bu olanaktir Bu sinif toplumsalin butunselligini degistirmeye yonelik pratigin bilgisine sahiptir cunku Bu soylenenler bir bakima Lukacs in sinif bilinci anlayisinin temel ogelerini vermektedir Tarih ve Sinif Bilinci adli kitabinda Lukacs Sinif bilinci fikrini bu eksende sekillendirir Sinif bilinci tek tek bireylerin tasidiklari bilincin bir toplami degil Lukacs a gore sinifin uretimdeki yerinden kaynaklanan ya da bu yere gore belirlenen bir bilinctir Lukacs burada atfedilen bilinc seklinde bir tanimlama yapar Uretimdeki konumu isci sinifina butunsel gercekligi gormek anlaminda sinif bilinci atfetme olanagini saglar Bu bilinc hem proletaryanin nesnel kosullarinin urunudur hem de onun cikarlarina uygundur Bu nesnel konum ozne nesne ozdesligini ve bunun devaminda teori pratik birligini beraberinde getirir Konuyla ilgili yayinlarRaddatz Fritz J 1984 Lucacs Cev Istanbul Alan Uslu Ates 2006 Lukacs Marx a Giden Yol Chiviyazilari YayineviDis baglantilarMarxists org daki Ingilizce Lukacs Arsivi 14 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Marxists Internet Archive