Koca Sinan Paşa (Arnavutça: Sinan Pasha Topojani) (1520 - 3 Nisan 1596), Osmanlı padişahları III. Murad ve III. Mehmed'in saltanat dönemlerinde 5 defa olmak üzere toplam 8 yıl 5 ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Koca Sinan Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 7 Ağustos 1580 - 6 Aralık 1582 | |
Hükümdar | III. Murad |
Yerine geldiği | Lala Mustafa Paşa |
Yerine gelen | Kanijeli Siyavuş Paşa |
Görev süresi 15 Nisan 1588 - 1 Ağustos 1591 | |
Hükümdar | III. Murad |
Yerine geldiği | Kanijeli Siyavuş Paşa |
Yerine gelen | Serdar Ferhat Paşa |
Görev süresi 28 Ocak 1593 - 16 Şubat 1595 | |
Hükümdar | III. Murad III. Mehmed |
Yerine geldiği | Kanijeli Siyavuş Paşa |
Yerine gelen | Serdar Ferhat Paşa |
Görev süresi 7 Temmuz 1595 - 19 Kasım 1595 | |
Hükümdar | III. Mehmed |
Yerine geldiği | Serdar Ferhat Paşa |
Yerine gelen | Tekeli Lala Mehmed Paşa |
Görev süresi 1 Aralık 1595 - 3 Nisan 1596 | |
Hükümdar | III. Mehmed |
Yerine geldiği | Tekeli Lala Mehmed Paşa |
Yerine gelen | Damat İbrahim Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | 1520 Debre, Arnavutluk veya Delvine, Arnavutluk |
Ölüm | 3 Nisan 1596 (76 yaşında) İstanbul, Osmanlı Devleti |
Çocuk(lar) | Mehmed Paşa |
Dört padişahın döneminde çeşitli görevlerde bulunmuş olan Sinan Paşa, Kanuni Sultan Süleyman'ın çaşnigirbaşısıyken önce Malatya Sancakbeyi olarak saraydan çıktı ve ardından Erzurum ve Halep Beylerbeyiliği görevlerinde bulundu. Sultan II. Selim devrinde, Mısır Beylerbeyi ve daha sonra Kubbealtı veziri iken Yemen ve Tunus'u Osmanlı topraklarına kazandırarak Yemen Fatihi ve Tunus Fatihi unvanlarını kazanan Sinan Paşa, Sultan III. Murat devrinde İran'a karşı açılan savaşta önce doğu seferi serdarlığına hemen akabinde 1580 yılında sadrazamlığa getirildi.
Lüksün, yolsuzluğun ve rüşvetin doruk noktasına eriştiği bir dönemde, uzun süre sadrazamlık görevinde bulunan Sinan Paşa, Osmanlı tarihinin en kudretli sadrazamlarından biridir. Devrin tarihçileri, 1593'te Sinan Paşa'nın sadaretinde Osmanlı Devleti'ni 13 yıl uğraştıracak olan ve devleti büyük bunalımlara sokacak olan Avusturya ile uzun savaşın açılmasından, Viyana fatihi olma iddiası nedeniyle Sinan Paşa'yı sorumlu tutarlar. Rakipleri Lala Mustafa Paşa ve Ferhad Paşa ile olan iktidar mücadelesi döneme damgasını vurmuştur. Ferhad Paşa ile olan çekişmeleri sipahi ve yeniçerilerin karşılıklı ayaklanmalarına yol açıp bir kargaşa dönemi başlatmıştır.
Öldüğünde terekesinde 600 bin altın, milyonlarca gümüş akça, sandık sandık mücevherat, 600 samur kürk tespit edilmiştir. Ülkenin birçok yerinde yaptırdığı camiler yanında üç medrese ve bir mimarlık şaheseri olan Sinan Paşa Köşkü'nü yaptırmıştır. Koca Sinan Paşa'ya ait tüm evraklar bugün Topkapı Sarayı'nda Sinan Paşa Arşivi'nde toplu olarak saklanmaktadır.
Yaşamı
Vezirliğe kadar görevleri ve Yemen serdarlığı
Koca Sinan Paşa 1520 yılında Arnavutluk'ta, Luma’da Topoyan’da dünyaya geldi. 1586 tarihli vakfiyesinde Arnavutluk'ta Ali adlı bir köylünün çocuğu olduğu ve dedesinin adının ise Abdürrahim olduğu görülmektedir. Ağabeyinin adı ise Ayas Paşa'dır, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Vezir-i Azamlık yapmış ve 1539'da ölmüştür.
Küçük yaşta eğitimi için Enderun saray okuluna alınmıştır. Kısa zamanda ilerleyerek Kanuni Sultan Süleyman'ın çeşnigirbaşılığına kadar yükseldi. Malatya sancakbeyliği ile saraydan ayrıldı, sırasıyla Kastamonu, Gazze, Nablus sancakbeyliklerinde bulunduktan sonra Erzurum ve Halep ve Beylerbeyliklerinde bulundu. 1566 yılında gerçekleşen ve Kanuni Sultan Süleyman'ın son seferi olan Zigetvar seferi sırasında Halep Beylerbeyi idi.
Sultan II. Selim tahta geçtikten sonra 1567'de Mısır beylerbeyi oldu. Yavuz Sultan Selim’in kızının kızıyla evlendi ve bu evlilikten Emine Hatun isimli bir kızı dünyaya geldi.
1567 yılında Yemen, Yemen Beylerbeyliği ve San‘a Beylerbeyliği olarak ikiye bölünmüştü. Ancak iki Beylerbeyinin anlaşmazlığa düşmesinden yararlanan Şiî Zeydî İmam Topal Mütahhar halktan zorla vergi toplandığını ileri sürüp isyana kalkışmış ve bu isyanı bastırmak isteyen Yemen Beylerbeyi Murad Paşa, isyancılar tarafından öldürülmüştü. Bunun üzerine Mart 1568'de San‘a ve Yemen Beylerbeylikleri tekrar birleştirildi ancak eski bir Osmanlı sancak beyi olmasına rağmen Mutahhar’ın yanına geçen Zeydîler’den Ali bin Şevî, Aden’i ele geçirdi, böylece Zebîd ve Tihâme bölgesi hariç Yemen Osmanlı hâkimiyetinden çıkmış oldu. Yemen isyanlarının tehdit boyutuna ulaşması üzerine Beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa San‘a Beylerbeyi, Şam Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa da serdar olarak Yemen’e gönderildi. Ancak Lala Mustafa Paşa, sadâret makamında gözü olması ve aralarındaki anlaşmazlık yüzünden o esnada Mısır Beylerbeyi olan Sinan Paşa’dan tam destek göremeyince Mısır’a kadar gitmesine rağmen görevi ihmalden azledildi. Yerine kendi isteğiyle Sinan Paşa vezir olarak Yemen serdarı tayin edildi. Sinan Paşa 1569'da Mekke üzerinden Yemen'e yürüdü. Yemen Beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa, Taiz'i geri alıp Kahire kalesini kuşatmıştı ancak bu sırada İmam Mutahhar güçlü bir orduyla Özdemiroğlu Osman Paşa'ya saldırdı, Sinan Paşa’nın yetişmesiyle Mutahhar ordusuyla harbe girmeden geri çekildi ve Kahire kalesi de ele geçirildi. Sinan Paşa ile Lala Mustafa Paşa'nın arası iyi olmadığından bu iki rakip paşa arasında mücadele içinde Lala Mustafa Paşa taraftarı olarak bilinen Özdemiroğlu Osman Paşa Yemen'den öldürüleceğinden korkarak İstanbul'a kaçtı. Fakat Sinan Paşa tarafından aleyhinde Yemen'den yazılar gönderildiği için Veziriazam Sokollu Mehmet Paşa İstanbul'da ona soğuk davrandı.
Mısır Kaptanı Kurdoğlu Hayreddin Hızır Bey denizden Aden’in üzerine hücum için hareket edince Aden muhafızı Portekizlilerden yardım istedi. Portekiz donanması 20 gemi ile Aden limanına geldiler. Kaptan Kurdoğlu Hızır Bey de 12 parça gemisiyle yetişince Portekizliler geri çekilmek zorunda kaldı. Karadan gelen asker de gelince hem karadan hem denizden kuşatılarak Aden 1569’da tekrar fethedildi. Sinan Paşa bu sırada Taiz'e yakın Elkaide denilen yerde ordugâhını kurdurmuştu. Aden'in fetih haberini alır almaz San‘a üzerine yürüdü. Yol üzerinde karşılaştığı başıbozuklukları dağıtarak ederek Ibb’e kadar ulaştı. Ibb fethedildi. Ardından Damar’a ulaştı. Damar yakınındaki Hab kalesi kuşatıldı ve alındı. Ardından San’a’ya ulaştı. İmam Mutahhar ise San‘a’dan çıkıp Sula kalesine kapandı. Sinan Paşa bu sırada Sana yakınındaki Havlan kalesini ve Kevkeban kalesine yakın Sibam kasabasını da ele geçirdi. Bunun ardından Kevkaban kalesi kuşatıldı. Ancak İmam Mutahhar bu sırada diğer kabileleri de harekete geçirdi ve San‘a isyancıların eline duştu. Böylece Osmanlı iki ateş altında kaldı Mısır’dan ek kuvvet ve yardım istenildi. Kevkaban kalesi kuşatması çok yavaş ve zor ilerliyordu. Dokuz ay suren bu kuşatmanın sonunda San‘a şehrinin kilidi durumundaki Kevkebân’ın alınması üzerine Mutahhar Sa‘de’ye çekilmek zorunda kaldı ve Yemen’de yeniden kontrol sağlandı. Karşılıklı bir anlaşma imzalanarak 100 kadar kabile itaate davet edildi hepsi de itaat ettiler. Böylece 200 civarında belde, kasaba Osmanlı Devletinin eline geçti. İkiye ayrılmış olan Yemen Beylerbeyiliği ve San‘a Beylerbeyliği tekrar birleştirilip Behram Paşa’ya verildi. Sinan Paşanın Yemen seferinde, daha önceden Yemende bulunanlar, sonradan destek kuvvet olarak gönderilenler dâhil toplam 10.000 ile 12.000 asker olduğu tahmini yapılmaktadır. Bu isyan hareketlerinin, Portekiz’e karşı Osmanlı Devletinden yardım isteyen Endonezya'daki Açe Sultanlığı’na güçlü bir donanmanın sevkedildiği zamanına rastlaması manidardır. Yemen’i ikinci defa fethederek düzeni sağlayan ve Yemen Fâtihi unvanını alan Sinan Paşa 1 Mart 1571'de Yemen’den ayrıldı.
Sinan Paşa, Yemen'deki tüm icraatlarını yanında bulunan Mustafa Rumuzi’ye nazım olarak ve Kutbeddin Mekki’ye nesir olarak yazdırmıştır. Ayrıca Yemen seferini minyatürleriyle resmettirmiştir ki bu minyatürler hâlen Topkapı Sarayı'nda mevcuttur. Günümüzde Yemen hakkında bu üç değerli kaynak çok önemli bilgiler vermektedir. Sinan Paşa, Yemen dönüşü tekrar Mısır beylerbeyliğine tayin edildi. Mekke ve Medine’yi ziyaret edip hacı oldu, ardından Kahire’ye görevine döndü.
Vezirliği ve Tunus seferi serdarlığı
Sinan Paşa, 1572'de de yedinci vezir olarak kubbe vezirliğine tayin edilderek İstanbul'a gelip Divan-ı Hümayun'a girdi. Kanuni Sultan Süleyman devrinde Barbaros Hayreddin Paşa 1534’te Tunus'u Osmanlı topraklarına katmıştı ancak kısa bir süre sonra Temmuz 1535'te İspanya, Tunus’a asker çıkarıp burayı ele geçirmişti. Tunus şehri 1569’daki Osmanlılar’ın ikinci müdahalesine kadar İspanyollar’ın himayesinde kaldı. Osmanlı Devleti 1569'da tekrar Tunus şehrine hâkim oldu. Ancak Halkulvâdî ve Goletta Kalesi İskelesi İspanyollar’ın elinde bulunuyordu. 10 Ekim 1573’te İspanyollar, Tunus’ta kontrolü ele geçirmek amacıyla yeni bir harekâta giriştiler. Tunus’u alıp burada 8000 asker bıraktılar. Tunus Beylerbeyi Haydar Paşa, İspanyol işgali sırasında fazla direnç göstermeden Kayrevan’a çekildi. Bunun üzerine 1574 yılında Tunus'u İspanyollar'dan kurtarmak için sefer ilan edildi. Tunus seferi için toplam 300'den fazla gemiden mürekkep bir donanma ve 40-45 bin kişilik ordu teşkil edildi. Koca Sinan Paşa, Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa komutasındaki donanma ile bu tarafa gönderilecek kara ordusuna serdar tayin edildi.
15 Mayıs 1574 Cumartesi günü Sinan Paşa, sarayda Sultan II. Selim'in elini öpüp izin aldıktan sonra devlet adamlarıyla birlikte törenle Eminönü İskelesi'ne indi. Sinan Paşa ve Kapudan Kılıç Ali Paşa, gemilere bindikten sonra donanma Beşiktaş'a geldi. Kuşluktan sonra iki saat burada beklendi. Barbaros Hayreddin Paşa'nın türbesinde hem efsane denizci hem de seferin başarısı için dua edildi. Bir süre sonra buradan ayrılan donanma, Topkapı Sarayı'nın önüne geldi. Sinan Paşa'nın kadırgası sarayın karşısındaki selam yerine ulaştığında serdar, kendilerini izleyen padişahı ayağa kalkıp selamladı ve gemilerden de tüfek ve top atıldı. Daha sonra Yedikule yakınlarında demir atıldı. Ertesi gün de burada beklenerek askerin geri kalanı ve sefer levazımatı gemilere alındı. Bu iş tamamlandıktan sonra Tunus'a doğru hareket edildi.
14 Temmuz 1574'te Osmanlı donanması, Halkulvad Kalesi önlerine geldi ve toplarını ateşledi. Sinan Paşa, otağını deniz kenarında kurdurdu. İspanyollar'ın bütün Osmanlı askerinin ancak bir ayda alabileceğini öngördükleri Su Kulesi de ele geçirildi. Sinan Paşa, bir taraftan Halkulvad'ı muhasara ederken, diğer taraftan da Tunus şehri'nin fethini kararlaştırdı. Tunus'un etrafındaki surlar müstahkem olmadığı gibi, şehirde az sayıda İspanyol askeri vardı. Tunus'un Müslüman halkı da kendi aralarında Osmanlılar'la birlikte hareket etmek üzere anlaşmaya varmışlardı. Tunus'taki İspanyollar burçlarından dolayı Bastiyon denilen kaleye sığındılar. Sinan Paşa ve Kaptan-ı Deryâ Kılıç Ali Paşa kumandasındaki donanma altı günlük bir kuşatmadnın ardından 12 Eylül 1574’te Tunus’u geri aldı. Tunus şehrinin fethinin ardından derhal Bastiyon Kalesi kuşatıldı. Bu sırada kuşatması devam eden Halkulvad direnmeye devam ediyordu. Sonunda Halkulvad'ın Sinan Paşa'nın bulunduğu taraftaki Gümrükhane Kulesi alındı. Ardından açılan gediklerden yürüyüş yapılarak dış kalenin bir kara tabyası da fethedildi. Halkulvâd Kalesi otuz üç gün direndiyse de 24 Ağustos 1574 yapılan büyük hücum sonunda ele geçirildi. İspanyol kumandanı Serbellino esir alınıp İstanbul’a gönderildi. Müstahkem kale bir daha İspanyollar’ın eline geçmemesi için tamamen yıktırıldı. Serdar Sinan Paşa, Halkulvad'ın fethinden sonra kuşatması devam eden Bastiyon'a geldi. Kısa bir süre sonra Bastiyon'un da ele geçirilmesiyle Tunus'un fethi tamamlanmıştı.
Sinan Paşa, Osmanlı tarihinin en önemli deniz zaferlerinden biri olan ve tarihe Tunus Savaşı diye geçen bu başarısından sonra Tunus'ta Osmanlı eyalet sistemini tanzim etti. Haydar Paşa’yı Tunus Beylerbeyiliğe getirdi. Tunus Kalesi tamir, tahkim ve gerekli silahlarla teçhiz edildi. Sinan Paşa, sıra kale muhafazasında bırakılacak askerin tayinine geldiğinde askerleri huzuruna çağırıp, "Her kim burada bir müddet kalır ve vazifesini yerine getirirse maaşına zam yapılacaktır" dedi. Ancak askerden bu teklife karşılık gelmediği gibi kapıkulları ile sipahiler, "Hizmeti ve fethi tamam ettik. Burada kalmaya kudretimiz yoktur" diyerek serdarın teklifine itiraz ettiler. Bunun üzerine Sinan Paşa, tellallar gönderip, "Gönüllü olarak her kim üç yıl süreyle burada kalır ve bu havaliyi koruyup vazifesinin gereğini yerine getirirse, kuloğlu ise onar akçe ile kapıya geçer, gönüllü ise kendisine 6 bin akçelik tımar verilir. Ayrıca burada kaldıkları müddetçe maaşları günde dörder akçe olur" duyurusunda bulundu. Bu duyuruyu işitenler Sinan Paşa'ya müracaatla Tunus'ta gönüllü olarak kalmaya talip oldular. Sinan Paşa şehirde 3000 yeniçeri bırakarak İstanbul'a geri döndü. Tunus'u İspanyollar'dan alarak Tunus Fatihi unvanını kazanan Sinan Paşa gösterdiği bu başarıdan dolayı dördüncü vezirliğe yükseldi.
Şark seferi serdarlığı ve birinci Sadrzamlık dönemi
Sinan Paşa, 1577 yılında İran'daki karışıklıklar dolayısıyla açılması düşünülen seferi için Lala Mustafa Paşa ile birlikte Şark Serdarlığı'na getirildi. Fakat aralarındaki rekabet ve çekişme yüzünden seferin idaresi Lala Mustafa Paşa'ya verildi. Sinan Paşa ise azledildi. Seferin ikinci yılında Sokullu Mehmed Paşa'nın ölümünün ardından Sinan Paşa ekibi, siyasete ağırlığını koyarak, Gürcistan ve Şirvan'ı fetheden Lala Mustafa Paşa'nın Kafkasya'daki büyük başarılarına rağmen onu azlettirip serdarlığın 1579 yılının Ekim ayında Sinan Paşa'ya verilmesini sağladılar. Sinan Paşa, Üsküdar'a geçerek menzil menzil hareketle Erzurum'dan geçerek Diyarbakır'a yakın Çermik'e vardı. Burada İran elçisi Maksud ile görüştü. Sinan Paşa, eşçinin gözü önünde bütün kuvvetini göstermek için ertesi gün bir resm-i geçit düzenledi. 7 Beylerbeyinin tımarlı sipahileri ve muhafızlarıyla alay gösterdikleri gibi 10 bin Yeniçeri ve 3 bin muntazam süvari geçitte yer aldı. Veziriazam Semiz Ahmed Paşa'nın ölümü üzerine seferde bulunan Sinan Paşa'nın taraftarlarının baskısıyla silsile-i meratib gereği Veziriazam olması gereken Lala Mustafa Paşa sadaret makamına tayin edilmeyerek vekil-i saltanat unvanıyla sadaret kaymakamlığına getirildi. Lala Mustafa Paşa, üç aydan fazla bu görevde kaldıktan sonra ölünce 1 Temmuz 1580'de Sultan III. Murad İran Serdarı olan Sinan Pasa'ya İstanbul'a dönmesi haberiyle sadaret mührünü gönderdi. Başmabeynci Yemişçi Hasan Ağa, tayin haberini o esnada Gürcistan'da Tomanis Kalesinin inşatıyla meşgul bulunan Sinan Paşa'ya getirdi ve Sinan Paşa Sadrazam oldu.
Sadaret müjdesini Tomanis'te alan Sinan Paşa Tomanis'ten Tiflis üzerine yöneldi. Bu esnada zahire tedariki için hizmet arz etmekte olan 1 sancak beyi ve Şam Yeniçerileri odabaşısı, Gürcü Prens Simon Luvarsab'ın gizlice haberdar etmesiyle saldırıya uğrayarak birkaç bin kişi ile İranlıların eline düştüler. Bu olayın ardından Sinan Paşa, Tiflis'in idaresini Simon Luvarsab'ın oğlu Greguvar'a verdi. Greguvar, babasından intikal edip de bir zamanlar kardeşinin eline geçmiş olan yerleri Osmanlı Beylerbeyliği sıfatıyla idare etmek fikrine kapılarak Şah'ın bayrağını terk edip Osmanlı bayrağı altına sığındı ve İslam'ı kabul ederek Yusuf adını aldı. Yine bu sırada eskiden Çıldır hakimi olan Minuçihr, Mustafa adını alıp sünnet edilerek muhafız sıfatıyla Greguvar'ın maiyetine verildi. Ancak Şah'ın 60 bin kişilik bir ordu ile ilerlediğine dair alınan haberler ve Gürcü Prenslerden Kaheti hakimi Aleksandr Levand'ın sadakatinin şüpheli olduğuna dair ele geçirilen mektuplar Sinan Paşa'yı geri çekilmeye ikna etti. Minuçihr 10 bin kişiyle zahire ve ot tedarikine gönderildiği sırada Safevi komutanı Tokmak Han ve Gürcü Prens Simon Luvarsab'ın ansızın hücumu karşısında beş bin telef vererek ordugaha geldi. Sinan Paşa bu hadiseyi unutturmak için Tebriz üzerine yürüme emrini verdi. Ancak ordu Sinan Paşa'nın bu emrine uymayarak Çıldır sahrasında kaldı. Bu esnada Şah, Sinan Paşa'ya, Kars Kalesinin bir bedel karşılığında kendisine terkedilmesi şartıyla barış teklif etti. Sinan Paşa, bu teklifin padişaha arz olunması gerektiği cevabını verdi. Bunun için de İstanbul'a bir elçi gönderilmesi emrini verdi. Daha sonra Sinan Paşa, orduya resm-i geçit yaptırdıktan sonra halk ile anlaşmak niyetiyle, orduya verdikleri zahire ve levazım bedelinden her ne alacakları varsa ortaya koymalarını istedi. Bu adilane hareket ordunun söylenmesine yol açtı. Sinan Paşa'nın düşmanla değil kendi askeriyle savaştığının söylenmesine yol açtı. Ardından Sinan Paşa orduyu Erzurum kışlağına çekti. Erzurum'a Sinan Paşa ile görüşmek için bir İranlı bir de Gürcü elçi geldi. Gürcü elisi Simon Luvarsab'ın adına, kendisine atalarından intikal etmiş olan ülkesinin senelik 100 bin duka vergi verilmek üzere ırsi sancak şekline sokulmasını müzakere için gelmişti.
Şehzade Mehmed'in sünnet düğününde bulunmak üzere İstanbul'a doğru yola çıkan ve kabul edilebilir tekliflerle geleceği zannedilen İran'ın yeni sefiri Türkmen İbrahim Han'ı beklemek üzere çatışmalara ara verildi. Sinan Paşa, Gürcistan'da savaşmaktan yorulduğu için İstanbul'a gelmek üzere müsaade istedi ve 22 Temmuz 1582'de Erzurum'dan İstanbul'a döndü. Gürcistan istila edilmişse de henüz itaat altına alınamamıştı. Tiflis büyük bir şiddetle zaihire ve yardım istiyordu. Sultan III. Murad, bölgenin elde tutulmasıyla ilgili Sinan Paşa'nın teklif ettiği tedbirleri onaylayarak gerekli olan şeylerin tedariki ve naklini Lala Mustafa Paşa'nın yeğeni Mehmed Paşa'ya verdi. Diyarbakır Beylerbeyi Hadım Hasan ile Gürcü Mustafa'yı da (Minuçihr) onun maiyetine memur etti. 56 gün süreren Sultan III. Murad'ın büyük oğlu Şehzade Mehmed’in sünnet düğünü de Sinan Paşa'nın İstanbul'a vardığı günlerde sona ermişti. Mart ayından beri yaklaşık 300 kişilik maiyetiyle düğün gösterilerini izlemekle meşgul olan İran sefiri Türkmen İbrahim Han hala bekletilmekteydi.
Bu sırada Tiflis'in ırsen kendisine intikal eden sancak haline konulmasına dair teklifinin reddedilmesinden dolayı intikam almak üzere Simon Luvarsab'ın toplamış olduğu Gürcü ve Acem ordusu, Osmanlı kuvvetlerine Guri sahrasında saldırdı. Mehmed Paşa muharebeden çekinerek Kur Nehri sahiline doğru çekildi. Ancak bu manevra tüm kafilenin düşman eline düşmesine ve askerlerden birçoğunun nehirde boğulmasına sebep oldu. Tiflis muhafızları artık ne yiyecekleri ne de paraları kalmadığından kaleyi bırakmak istiyorlardı. Mehmed Paşa, İstanbul'a durumu anlatan bir arıza gönderdi. Sultan III. Murad, Osmanlı kuvvetlerinin Guri önündeki mağlubiyetlerini sorması üzerine Sinan Paşa temkinli bir şekilde Gürcistan muharebesini en başından beri tasvip etmediğini, son olarak Mehmed Paşa'nın da tayinini tasvip etmediğini ve padişahın kendisinin bizzat sefere çıkıp Diyarbakır veya Halep'e hiç olmazsa Amasya'ya kadar gidip askerin cesaretini kendisinin teşvik etmedikçe daha iyi bir netice beklenmemesi gerektiğini bildirdi. Sinan Paşa'nın bu cesurca cevabı Sultan III. Murad'ın ve daha ziyade padişahın İstanbul'dan uzaklaştırılarak kendisinin etkisinden çıkarılacağı düşüncesi içerisinde olan harem nedimesinin hoşnutsuzluğuna yol açtı. Şehzade Mehmed'in sünnet düğününden sonra İran sefiri Türkmen İbrahim Han'ın sunduğu itimadnamede ümid ettiği barış tekliflerinden hiçbirini göremeyince Sultan III. Murad, Sinan Paşa'dan, Şah'ın namelerini isteyip gözden geçirdi. Elçinin gönderilmesinin Sinan Paşa'nın isteği ile olduğunu anlayınca o kadar sinirlendi ki 6 Aralık 1582'de Sinan Paşa'yı sadaretten azletti. Sinan Paşa, Üsküdar'daki sarayında oturmasına da izin verilmeyerek Malkara'ya sürüldü. Selanikî tarihi Sinan Paşa'nın sürgünü hakkında Sultan III. Murad'ın "İstanbul zahiresine siklet vermesin, Malkara otlu ve sulu bir yerdir, anda karar edersin" dediğini bildirmektedir. Sadarete yerine Fatma Sultan'ın zevci Siyavuş Paşa getirildi.
Malkara'da dört yıl kaldıktan sonra sonra sunduğu kıymetli hediyeler sayesinde harem ve saray halkının gayretleriyle yeniden padişahın ilgisini kazanan Sinan Paşa, Aralık 1586'da Şam beylerbeyiliğine getirildi. Ardından bu görevden de alındı ve İstanbul'a dönerek Üsküdar'daki sarayında ikamet etmeye başladı.
İkinci sadrazamlık dönemi
Züyuf akçe meselesinden çıkan ve "Beylerbeyi vak'ası" diye bilinen sipahi ayaklanması sırasında Siyavuş Paşa azledilince yine taraftarlarının rolüyle 15 Nisan 1588'de ikinci defa sadrazam oldu. Üç yıldan fazla süren bu sadaretinde birçok önemli icraatta bulundu, özellikle Şah Abbas'ın barış isteği kabul edilerek İran ile 1578'den beri süregelen savaşlara 1590 yılında son verildi. Bu dönemde önemli bir problem haline gelen sikke tashihi konusunda verimli çalışmalar yapıldı, maden ocakları etkili bir şekilde işletildi, yeni darphaneler kuruldu. Yapımına 1590 yılında başlanan ve tüm masrafları Sinan Paşa tarafından karşılandığı için onun adıyla anılan Topkapı Sarayı kıyı surları üstündeki yeni köşk 1591 yılının Mayıs ayı içerisinde tamamlandı. Mimar Davut Ağa'nın yaptığı, bir cephesi boğaza bir cephesi de sarayın Kabak Meydanı'na bakan Sinan Paşa köşkünde, Sultan III. Murat'ın da katılımıyla bir şölen düzenlendi. Köşk önünde yapılan kayıklar koşusuna ve peremeler yarışına ödüller konuldu. Kabak Meydanı'nda da silahşorlar hünerlerini gösterdiler.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mimar Sinan ile Kriz Nikola'nın tasarısı olan Sakarya nehri vasıtasıyla Karadeniz-İzmit körfezi kanalının açılması projesini Sinan Paşa canlandırmak istedi. Bu bağlantı sağlandığında Bolu ve Kocaeli'nden İstanbul'a daha çok odun ve kereste sevk edileceği, tersanenin gemi kerestesi gereksiniminin de kolay yoldan sağlanacağı kesin olduğundan Sultan III. Murat kendisine önerilen projeyi başlangıçta uygun bularak 6 Mart 1591'de bir ferman çıkardı. Sinan Paşa, bu iş için 30.000 civarında tımarlı sipahi usta ve amele olarak yazılmasını sağladı. Anadolu Beylerbeyi Hasan Paşa da proje için mübaşir atandı. Kazıların başlatılacağı Hendek'e giden Sinan Paşa, üç gün kalıp mimar ve mühendislerle görüştü. Dönüşünde de raporları Sultan III. Murad'a aktardı. Ancak odun ve kereste işi tekelini elinde tutanlar el altından saraya rüşvetler akıtarak söz konusu projeye onay vermiş olan Sultan III. Murad'ın ikinci bir fermanla işi durdurmasını sağladılar. Sinan Paşa'nın karşıtları olan Ferhad Paşa, Darüssaade Ağası Mehmed Ağa, Kaptanıderya Hasan Paşa gibi isimler padişaha "Sinan kulunuzun maksadı kendi nam ve şanını yüceltip haşa padişahımızı unutturmaya niyet gütmektedir" demekteydiler. Sultan III. Murad donanmaya öncelik verilmesini isteyerek çalışmayı durdurttu. Sinan Paşa aleyhine yapılan çalışmalar sonucu sadaretten 2 Ağustos 1591'de azledilerek yerine Ferhad Paşa getirildi. Bununla da yetinilmeyip Şam, Anadolu ve Erzurum eyaletlerinde, Üsküp ve Dukagin sancaklarında kurduğu vakıflar kaldırıldı ve padişah haslarına katıldı. Kendisi yine Malkara'ya sürgüne gönderildi.
Üçüncü sadrazamlık dönemi ve Avusturya seferi serdarlığı
Yeniçeriler arasındaki huzursuzluk sebebiyle Ferhad Paşa'nın azli Siyavuş Paşa'nın tayini üzerine eski sadrazam Ferhad Paşa'nın teftişiyle ile görevlendirilen Sinan Paşa, sadarette bulunmuş birinin bu şekilde soruşturulmasının kötü bir örnek teşkil edeceği, ayrıca Malkara'dan İstanbul'a gelmesinin yanlış yorumlanabileceği düşüncesiyle bu görevi kabul etmedi. Kısa bir süre sonra da ulufe dağıtılması hususundaki bir problem yüzünden Siyavuş Paşa azledilince Yeniçerilerin desteğiyle 28 Ocak 1593'te üçüncü defa sadaret makamına getirildi.
Sinan Paşa'nın bu üçüncü sadaretinde en önemli olay, Avusturya'ya karşı yeni bir sefer açılması ve böylece 1606 yılına kadar sürecek olan uzun bir savaş döneminin başlamasıdır. 29 Haziran 1593'te Bosna ve Budin Beylerbeyleri ordusu Kulpa'da Avusturyalılar tarafından baskınla bozguna uğratıldı ve Bosna Valisi Telli Hasan Paşa, sancakbeylerinden Sultanzade ve diğer bazı beyler bu bozgunda şehit oldular.. Bu bozgunun üzerine bazı devlet ve ilim adamlarının itirazına rağmen Sinan Paşa parlak sözler ve vaatlerle Sultan III. Murad'ı savaşa razı etti. Avusturya elçisi Yedikule'ye hapise atıldı. Koca Sinan Paşa 12.000 yeniçeri ve diğer askerî birliklerle 19 Temmuz 1593'te Serdar-ı Ekrem olarak yola çıktı. Kasım ayında Macaristan'a varan ordu Vespirem ve Polata kalelerini ele geçirdi. Ancak Sinan Paşa Budin'e çekildikten sonra, Osmanlı ordusu 4 Kasım 1593'te İstolni Belgrad Muharebesi'nde mağlup oldu. Sinan Paşa ise kışın gelmesi nedeniyle de İstanbul'a dönüldü.
5 Mayıs 1594'te ordu, Serdar-ı Ekrem Sinan Paşa komutanlığında "Hünkar Tepesi"'nden "Sirem Sahrası"na geçip yeni bir Avusturya seferine başladı. Sinan Paşa, Mayıs sonunda Macaristan'a yetişip Avusturyalılar tarafından kuşatma altında bulunan Estergon ve Hatvan kalelerini kuşatmadan kurtardı. Sonra Kırım Hanı'nın da sefere katılması ile sınırda bulunan kalelerin alınmasına başlandı. Temmuz 1594'te Tata, sonra Eylül'de Yanıkkale (Macarca: Győr) ele geçirildi ve kalesi kuşatıldı. Yanıkkale ve yakınlarında Sinan Paşa’nın seferleri sırasında ele geçirilen topraklarda Tata merkezli oldukça küçük iki vilâyet kuruldu ve buralara beylerbeyiler tayin edildi. Yanıkkale vilâyetinin beylerbeyi önceleri İskenderiye sancak beyi olan Arnavut Osman Paşa idi. Onun 1595 Ağustosunda Estergon yakınlarındaki çatışmalarda hayatını kaybetmesi üzerine yerine Mahmud Paşa getirildi.
Bu sırada Papalık desteği ile 6 Kasım'da Eflak Voyvodası olan Mihail başta olmak üzere ile Erdel Prensi ve Bogdan voyvodası arasında bir "Kutsal İttifak" anlaşması yapıldı. Bu bölgelerde yaşayan Müslüman halk katliamdan geçirilmeye başlandı. Bu bölgelerden, Silistre ve Rusçuk'tan parasız, pulsuz yoksul Müslümanlar göçe başladılar ve İstanbul bu göçmenlerle dolmaya başladı. 1 Ocak 1595'te Eflak Prensi güçleri İbrail kalesine hücum edip şehri yaktı.
Serdar-ı Ekrem Sinan Paşa hala cephede bulunduğu sırada 15 Ocak 1595'te çok şiddetli bir kış havası altında İstanbul'da Sultan III. Murad öldü. Yerine geçen oğlu Sultan III. Mehmed Manisa'dan gelip 27 Ocak'ta tahta geçti. Sultan III. Murad'ın ölümü ve yerine oğlu Sultan III. Mehmed'in geçmesi Sinan Paşa'nın durumunu sarstı. Valide Safiye Sultan'ın desteklediği Ferhad Paşa'nın çabaları sonucunda Sultan III. Mehmed 16 Şubat 1595'te Sinan Paşa'yı azletti. Yeni sultan, cepheden İstanbul'a dönen Sinan Paşa'ya İstanbul'a girmemesi ve sürgüne Malkara'ya gitmesi için buyruk gönderdi. Fakat Sinan Paşa maruzatı olduğu beyanıyla Halkalı'ya kadar geldi. Ancak üzerine asker gönderilip buradan sürgün yeri olan Malkara'ya götürüldü.
Dördüncü sadrazamlık dönemi ve Eflak seferi
Vezirler ve ulemadan etkili taraftarların desteğini alan Sinan Paşa, 30 bin akça rüşvet vererek Şeyhülislam Bostanzade'den fetva alıp Ferhad Paşa'nın azledilmesini sağladı ve 7 Temmuz 1595'te Sinan Paşa yeniden sadrazamlığı elde etti. Ferhad Paşa, Eflak üzerine seferde iken kendi aleyhinde İstanbul'da çevrilen oyunları bozmak için cepheyi bırakıp İstanbul'a döndü. Çiftliğine çekilen Ferhad Paşa kısa süre sonra idam olundu.
Ara verilen Avusturya savaşlarına yeniden başlandı. Oğlu Mehmed Paşa'yı Macaristan cephesine serdar olarak gönderen Sinan Paşa, 17 Ağustos 1595'te Eflak Voyvodası II. Mihal'in isyanını bastırmak üzere Eflak'a sefere çıktı. Rusçuk'ta tamamlanmış olan köprüden geçen ordu, Mihal'in kuvvetleriyle Bükreş civarında karşılaştı. Yenilen Mihal, Erdel sınırına çekildi. Sinan Paşa, Bükreş'i alıp bir İslam şehri haline getirdi. Kiliseler camiye çevrildi. Ama Eflak Prensinin gerilla savaşları ve Erdel Prensi Sigismund Batori'den destek görmesi ile bu sefer kış yaklaştıkça zorlaştı. Mihal geri gelerek saldırıya başlayınca Sinan Paşa Yeröğü'ne ricat etmek zorunda kaldı. 27 Ekim 1595'te Osmanlı güçleri Tuna Nehri'nin yakınlarında"II. Mihal'in bir baskınına uğrayıp yüksek sayıda zayiat vererek mağlup oldu. Mihal köprüyü yıktı ve Osmanlı kuvvetlerini top ateşine tutarak şehri yaktı. Bu arada Eylül 1595'te Avusturya cephesinde, Osmanlılar'ın çok önem verdiği Estergon Kalesi de elden çıkmıştı. Bu başarısızlıklar sebebiyle 19 Kasım 1595 azledilen Sinan Paşa yeniden Malkara'ya sürgüne yollandı.
Beşinci sadrazamlık dönemi ve ölümü
Yerine getirilen Tekeli Lala Mehmed Paşa'nın 10 gün sonra ölümü üzerine Sinan Paşa, 1 Aralık 1595'te beşinci kez sadrazam oldu. Bu son sadareti sırasında cephedeki kritik durum karşısında bizzat Sultan III. Mehmed'in ordunun başında sefere gitmesini teşvik etti. Valide Safiye Sultan'ın engellemesine rağmen özellikle Şeyhülislam Hoca Sadeddin Efendi'nin ısrarlarıyla Sultan III. Mehmed sefere çıkmaya karar verdi. Hazırlıkların sürdüğü bir sırada Sinan Paşa hastalandı. Divan toplantılarına gelemedi, birkaç gün sonra da 4 Nisan 1596 öldü ve Çarşıkapı'da Divanyolu üzerindeki türbesine defnedildi.
Değerlendirilmesi
Siyasi gücü yanında muazzam servetiyle de dikkati çeken Sinan Paşa’nın ölümü sonrasında iç ve dış hazineye büyük borcu olduğu görülmüş, servetine, sahip olduğu mühimmat, cephane ve kıymetli eşyasına el konulmuştur. Öldüğünde serveti; 600 bin düka altını, 2 milyon 900 bin nakit akça, 29 yük kıymetli taş, 20 adet çekmece dolusu zeberced, 15 adet inci tesbih, 61 ölçek inci, 20 miskal altın tozu, 2 adet elmas gerdanlık, 30 parça roza siması, 32 adet murassa kalkan (kıymetli taşlarla süslü), 16 adet murassa bilezik, 20 adet altın ibrik, 1 adet murassa satranç takımı, 140 adet murassa miğfer, 120 adet murassa kemer, 600 adet samur kürk, 600 adet vaşak kürk, 30 adet otuz siyah tilki kürkü, 1.070 parça ipekli ve sırmalı kumaş, 2 adet murassa at koşum takımı, 30 adet inci işlemeli eyer, 16 adet murassa eyer, 34 adet altın üzengi, 1.000 kantardan fazla gümüş kaptan oluşmakta idi.
Lala Mustafa Paşa taraftarlarından olan Gelibolulu Mustafa Âlî, Sinan Paşa aleyhinde çok fazla atıp tutmuş, aleyhinde yazılan bütün hicviyeleri toplamıştır. Batılı yazarlar ve kendisi ile temas etmiş elçiler ise Sinan Paşa'nın inatçı ve zalim olduğunu yazarlar. Ferhad Paşa'nın idam edilmesinden sorumlu tutulmuştur. Rumen tarihçi Nicola Jorga onu son büyük Osmanlı olarak nitelendirirken J. Von Hammer onu askeri zaferleri, cesurluğu, girişimci karakteri ve tabiatındaki ataklığı dolayısıyla Romalı diktatör Marius'a benzetir.
Sicill-i Osmani onu şöyle değerlendirir:
Cesur ve gayretli olup savaşlarda iyi hizmeti görülmüştür. Serveti ve hayırlari çoktur.
Uzunçarşili onu değerlendirmesinde şunlari belirtmiștir.
Sinan Paşa .. seferlerden mühim başarılar temin etmiş, çok para ve eşya sahibi olmuştur. Müflis bir vezirin makamını işgal etmesinin doğru olmayacağı kanaatinde olup her işin para ile yapılacağına kaildi. (Batılı tarihçiler ve kendisiyle görüşen yabancı elçiler) Sinan Paşa'nın inatçı, hodkam ve pek zalim olduğunu yazarlar. (Olaylar incelenince) Sinan Paşa'nın haris ve garezkar ve inatçı olduğu (görülmektedir).
Eserleri
Vakfiyelerinin tetkikinden Sinan Paşa'nın yaptırdığı ve vakfettiği 65 tane önemli mimari yapının adı ve yerleri tespit edilebilmektedir. İstanbul'a kazandırdığı en önemli eseri Çarşıkapı civarında Divanyolu üzerinde medrese, kendi türbesi ve sebilden meydana gelen külliyesidir. Mimarı Dâvud Ağa olan külliye, sebilin kitâbesine göre 1594 yılında tamamlanmıştır. Klasik dönem mimarisinin seçkin bir örneğidir. Bunun dışında Hasırcılar'da bir cami yaptırmıştır. Bundan başka Osmanlı ülkesinin birçok merkezinde cami, medrese, han, hamam, çeşme vb. birçok hayır eseri bulunmaktadır. 'ne göre 100 mevkide kendi yaptırdığı camileri bulunmaktadır.Sarayburnu sahilinde III. Murad'a hediye ettiği ancak 19. yüzyılda demiryolu yapımı esnasında yıktırılan İncili Köşk adı ile de anılan 'nü kendi kaynaklarını kullanarak inşa ettirmiştir.
Ailesi
27 Mart 1590 tarihli vakfiyesinden oğlunun adının Mehmed Paşa olduğu, Emine Han, Hatice Han, Hüma Han adlı kızlarının bulunduğu ve oğlundan Ayşe Han adlı torunu bulunduğu anlaşılmaktadır. Damadının adı da oğlunun adı gibi yine Mehmed Paşa'dır. Sinan Paşa, oğlu Mehmed Paşa'yı Rumeli Beylerbeyliğine getirmişti
Kaynakça
- ^ a b c d e f g Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım, XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.340
- ^ a b Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996),"Sinan Paşa (Koca)" Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları C.III s.109-110 [1]
- ^ İpşirli, Mehmet, "Koca Sinan Paşa" (2002) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:26 Sayfa:137-139 İstanbul:TDV Yayınları. Online:[2] 3 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b Sakaoğlu, Necdet, (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak say. 165.
- ^ Rumenlerin Neajlov Çayı adı verdikleri bir nehir uzerinde geçitte
- ^ Say.81
Dış kaynaklar
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım, XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.340-343
- Yılmaz, Mehmet, "Sinan Paşa (Koca)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlilar Ansiklopedisi, C.2 s.544-545, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-08-0071-01.
- Tektaş, Nazim (2002), Sadrâzamlar Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı, İstanbul:Çatı Yayınevi (Google books: [3]7 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Buz, Ayhan, (2009) Osmanlı Sadrazamları, İstanbul: Neden Kitap, ISBN978-975-254-278-5
Dış bağlantılar
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar), (1996), "Sinan Paşa (Koca)", Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları C.III s.109-110 [4]
- İpşirli, Mehmet, "Koca Sinan Paşa" (2002) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:26 Sayfa:137-139 İstanbul:TDV Yayınları. Online:[5]3 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Lala Mustafa Paşa | Osmanlı Sadrazamı 7 Ağustos 1580 - 6 Aralık 1582 | Sonra gelen: Kanijeli Siyavuş Paşa |
Önce gelen: Kanijeli Siyavuş Paşa | Osmanlı Sadrazamı 14 Nisan 1589 - 1 Ağustos 1591 | Sonra gelen: Serdar Ferhat Paşa |
Önce gelen: Kanijeli Siyavuş Paşa | Osmanlı Sadrazamı 28 Ocak 1593 - 16 Şubat 1595 | Sonra gelen: Serdar Ferhat Paşa |
Önce gelen: Serdar Ferhat Paşa | Osmanlı Sadrazamı 7 Temmuz 1595 - 19 Kasım 1595 | Sonra gelen: Tekeli Lala Mehmed Paşa |
Önce gelen: Tekeli Lala Mehmed Paşa | Osmanlı Sadrazamı 1 Aralık 1595 - 3 Nisan 1596 | Sonra gelen: Damat İbrahim Paşa |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Koca Sinan Pasa Arnavutca Sinan Pasha Topojani 1520 3 Nisan 1596 Osmanli padisahlari III Murad ve III Mehmed in saltanat donemlerinde 5 defa olmak uzere toplam 8 yil 5 ay sadrazamlik yapmis bir Osmanli devlet adamidir Koca Sinan PasaOsmanli SadrazamiGorev suresi 7 Agustos 1580 6 Aralik 1582Hukumdar III MuradYerine geldigi Lala Mustafa PasaYerine gelen Kanijeli Siyavus PasaGorev suresi 15 Nisan 1588 1 Agustos 1591Hukumdar III MuradYerine geldigi Kanijeli Siyavus PasaYerine gelen Serdar Ferhat PasaGorev suresi 28 Ocak 1593 16 Subat 1595Hukumdar III Murad III MehmedYerine geldigi Kanijeli Siyavus PasaYerine gelen Serdar Ferhat PasaGorev suresi 7 Temmuz 1595 19 Kasim 1595Hukumdar III MehmedYerine geldigi Serdar Ferhat PasaYerine gelen Tekeli Lala Mehmed PasaGorev suresi 1 Aralik 1595 3 Nisan 1596Hukumdar III MehmedYerine geldigi Tekeli Lala Mehmed PasaYerine gelen Damat Ibrahim PasaKisisel bilgilerDogum 1520 Debre Arnavutluk veya Delvine ArnavutlukOlum 3 Nisan 1596 76 yasinda Istanbul Osmanli DevletiCocuk lar Mehmed Pasa Dort padisahin doneminde cesitli gorevlerde bulunmus olan Sinan Pasa Kanuni Sultan Suleyman in casnigirbasisiyken once Malatya Sancakbeyi olarak saraydan cikti ve ardindan Erzurum ve Halep Beylerbeyiligi gorevlerinde bulundu Sultan II Selim devrinde Misir Beylerbeyi ve daha sonra Kubbealti veziri iken Yemen ve Tunus u Osmanli topraklarina kazandirarak Yemen Fatihi ve Tunus Fatihi unvanlarini kazanan Sinan Pasa Sultan III Murat devrinde Iran a karsi acilan savasta once dogu seferi serdarligina hemen akabinde 1580 yilinda sadrazamliga getirildi Luksun yolsuzlugun ve rusvetin doruk noktasina eristigi bir donemde uzun sure sadrazamlik gorevinde bulunan Sinan Pasa Osmanli tarihinin en kudretli sadrazamlarindan biridir Devrin tarihcileri 1593 te Sinan Pasa nin sadaretinde Osmanli Devleti ni 13 yil ugrastiracak olan ve devleti buyuk bunalimlara sokacak olan Avusturya ile uzun savasin acilmasindan Viyana fatihi olma iddiasi nedeniyle Sinan Pasa yi sorumlu tutarlar Rakipleri Lala Mustafa Pasa ve Ferhad Pasa ile olan iktidar mucadelesi doneme damgasini vurmustur Ferhad Pasa ile olan cekismeleri sipahi ve yenicerilerin karsilikli ayaklanmalarina yol acip bir kargasa donemi baslatmistir Oldugunde terekesinde 600 bin altin milyonlarca gumus akca sandik sandik mucevherat 600 samur kurk tespit edilmistir Ulkenin bircok yerinde yaptirdigi camiler yaninda uc medrese ve bir mimarlik saheseri olan Sinan Pasa Kosku nu yaptirmistir Koca Sinan Pasa ya ait tum evraklar bugun Topkapi Sarayi nda Sinan Pasa Arsivi nde toplu olarak saklanmaktadir YasamiVezirlige kadar gorevleri ve Yemen serdarligi Koca Sinan Pasa 1520 yilinda Arnavutluk ta Luma da Topoyan da dunyaya geldi 1586 tarihli vakfiyesinde Arnavutluk ta Ali adli bir koylunun cocugu oldugu ve dedesinin adinin ise Abdurrahim oldugu gorulmektedir Agabeyinin adi ise Ayas Pasa dir Kanuni Sultan Suleyman doneminde Vezir i Azamlik yapmis ve 1539 da olmustur Kucuk yasta egitimi icin Enderun saray okuluna alinmistir Kisa zamanda ilerleyerek Kanuni Sultan Suleyman in cesnigirbasiligina kadar yukseldi Malatya sancakbeyligi ile saraydan ayrildi sirasiyla Kastamonu Gazze Nablus sancakbeyliklerinde bulunduktan sonra Erzurum ve Halep ve Beylerbeyliklerinde bulundu 1566 yilinda gerceklesen ve Kanuni Sultan Suleyman in son seferi olan Zigetvar seferi sirasinda Halep Beylerbeyi idi Sultan II Selim tahta gectikten sonra 1567 de Misir beylerbeyi oldu Yavuz Sultan Selim in kizinin kiziyla evlendi ve bu evlilikten Emine Hatun isimli bir kizi dunyaya geldi 1567 yilinda Yemen Yemen Beylerbeyligi ve San a Beylerbeyligi olarak ikiye bolunmustu Ancak iki Beylerbeyinin anlasmazliga dusmesinden yararlanan Sii Zeydi Imam Topal Mutahhar halktan zorla vergi toplandigini ileri surup isyana kalkismis ve bu isyani bastirmak isteyen Yemen Beylerbeyi Murad Pasa isyancilar tarafindan oldurulmustu Bunun uzerine Mart 1568 de San a ve Yemen Beylerbeylikleri tekrar birlestirildi ancak eski bir Osmanli sancak beyi olmasina ragmen Mutahhar in yanina gecen Zeydiler den Ali bin Sevi Aden i ele gecirdi boylece Zebid ve Tihame bolgesi haric Yemen Osmanli hakimiyetinden cikmis oldu Yemen isyanlarinin tehdit boyutuna ulasmasi uzerine Beylerbeyi Ozdemiroglu Osman Pasa San a Beylerbeyi Sam Beylerbeyi Lala Mustafa Pasa da serdar olarak Yemen e gonderildi Ancak Lala Mustafa Pasa sadaret makaminda gozu olmasi ve aralarindaki anlasmazlik yuzunden o esnada Misir Beylerbeyi olan Sinan Pasa dan tam destek goremeyince Misir a kadar gitmesine ragmen gorevi ihmalden azledildi Yerine kendi istegiyle Sinan Pasa vezir olarak Yemen serdari tayin edildi Sinan Pasa 1569 da Mekke uzerinden Yemen e yurudu Yemen Beylerbeyi Ozdemiroglu Osman Pasa Taiz i geri alip Kahire kalesini kusatmisti ancak bu sirada Imam Mutahhar guclu bir orduyla Ozdemiroglu Osman Pasa ya saldirdi Sinan Pasa nin yetismesiyle Mutahhar ordusuyla harbe girmeden geri cekildi ve Kahire kalesi de ele gecirildi Sinan Pasa ile Lala Mustafa Pasa nin arasi iyi olmadigindan bu iki rakip pasa arasinda mucadele icinde Lala Mustafa Pasa taraftari olarak bilinen Ozdemiroglu Osman Pasa Yemen den olduruleceginden korkarak Istanbul a kacti Fakat Sinan Pasa tarafindan aleyhinde Yemen den yazilar gonderildigi icin Veziriazam Sokollu Mehmet Pasa Istanbul da ona soguk davrandi Misir Kaptani Kurdoglu Hayreddin Hizir Bey denizden Aden in uzerine hucum icin hareket edince Aden muhafizi Portekizlilerden yardim istedi Portekiz donanmasi 20 gemi ile Aden limanina geldiler Kaptan Kurdoglu Hizir Bey de 12 parca gemisiyle yetisince Portekizliler geri cekilmek zorunda kaldi Karadan gelen asker de gelince hem karadan hem denizden kusatilarak Aden 1569 da tekrar fethedildi Sinan Pasa bu sirada Taiz e yakin Elkaide denilen yerde ordugahini kurdurmustu Aden in fetih haberini alir almaz San a uzerine yurudu Yol uzerinde karsilastigi basibozukluklari dagitarak ederek Ibb e kadar ulasti Ibb fethedildi Ardindan Damar a ulasti Damar yakinindaki Hab kalesi kusatildi ve alindi Ardindan San a ya ulasti Imam Mutahhar ise San a dan cikip Sula kalesine kapandi Sinan Pasa bu sirada Sana yakinindaki Havlan kalesini ve Kevkeban kalesine yakin Sibam kasabasini da ele gecirdi Bunun ardindan Kevkaban kalesi kusatildi Ancak Imam Mutahhar bu sirada diger kabileleri de harekete gecirdi ve San a isyancilarin eline dustu Boylece Osmanli iki ates altinda kaldi Misir dan ek kuvvet ve yardim istenildi Kevkaban kalesi kusatmasi cok yavas ve zor ilerliyordu Dokuz ay suren bu kusatmanin sonunda San a sehrinin kilidi durumundaki Kevkeban in alinmasi uzerine Mutahhar Sa de ye cekilmek zorunda kaldi ve Yemen de yeniden kontrol saglandi Karsilikli bir anlasma imzalanarak 100 kadar kabile itaate davet edildi hepsi de itaat ettiler Boylece 200 civarinda belde kasaba Osmanli Devletinin eline gecti Ikiye ayrilmis olan Yemen Beylerbeyiligi ve San a Beylerbeyligi tekrar birlestirilip Behram Pasa ya verildi Sinan Pasanin Yemen seferinde daha onceden Yemende bulunanlar sonradan destek kuvvet olarak gonderilenler dahil toplam 10 000 ile 12 000 asker oldugu tahmini yapilmaktadir Bu isyan hareketlerinin Portekiz e karsi Osmanli Devletinden yardim isteyen Endonezya daki Ace Sultanligi na guclu bir donanmanin sevkedildigi zamanina rastlamasi manidardir Yemen i ikinci defa fethederek duzeni saglayan ve Yemen Fatihi unvanini alan Sinan Pasa 1 Mart 1571 de Yemen den ayrildi Sinan Pasa Yemen deki tum icraatlarini yaninda bulunan Mustafa Rumuzi ye nazim olarak ve Kutbeddin Mekki ye nesir olarak yazdirmistir Ayrica Yemen seferini minyaturleriyle resmettirmistir ki bu minyaturler halen Topkapi Sarayi nda mevcuttur Gunumuzde Yemen hakkinda bu uc degerli kaynak cok onemli bilgiler vermektedir Sinan Pasa Yemen donusu tekrar Misir beylerbeyligine tayin edildi Mekke ve Medine yi ziyaret edip haci oldu ardindan Kahire ye gorevine dondu Vezirligi ve Tunus seferi serdarligi Sinan Pasa 1572 de de yedinci vezir olarak kubbe vezirligine tayin edilderek Istanbul a gelip Divan i Humayun a girdi Kanuni Sultan Suleyman devrinde Barbaros Hayreddin Pasa 1534 te Tunus u Osmanli topraklarina katmisti ancak kisa bir sure sonra Temmuz 1535 te Ispanya Tunus a asker cikarip burayi ele gecirmisti Tunus sehri 1569 daki Osmanlilar in ikinci mudahalesine kadar Ispanyollar in himayesinde kaldi Osmanli Devleti 1569 da tekrar Tunus sehrine hakim oldu Ancak Halkulvadi ve Goletta Kalesi Iskelesi Ispanyollar in elinde bulunuyordu 10 Ekim 1573 te Ispanyollar Tunus ta kontrolu ele gecirmek amaciyla yeni bir harekata giristiler Tunus u alip burada 8000 asker biraktilar Tunus Beylerbeyi Haydar Pasa Ispanyol isgali sirasinda fazla direnc gostermeden Kayrevan a cekildi Bunun uzerine 1574 yilinda Tunus u Ispanyollar dan kurtarmak icin sefer ilan edildi Tunus seferi icin toplam 300 den fazla gemiden murekkep bir donanma ve 40 45 bin kisilik ordu teskil edildi Koca Sinan Pasa Kaptan i Derya Kilic Ali Pasa komutasindaki donanma ile bu tarafa gonderilecek kara ordusuna serdar tayin edildi 15 Mayis 1574 Cumartesi gunu Sinan Pasa sarayda Sultan II Selim in elini opup izin aldiktan sonra devlet adamlariyla birlikte torenle Eminonu Iskelesi ne indi Sinan Pasa ve Kapudan Kilic Ali Pasa gemilere bindikten sonra donanma Besiktas a geldi Kusluktan sonra iki saat burada beklendi Barbaros Hayreddin Pasa nin turbesinde hem efsane denizci hem de seferin basarisi icin dua edildi Bir sure sonra buradan ayrilan donanma Topkapi Sarayi nin onune geldi Sinan Pasa nin kadirgasi sarayin karsisindaki selam yerine ulastiginda serdar kendilerini izleyen padisahi ayaga kalkip selamladi ve gemilerden de tufek ve top atildi Daha sonra Yedikule yakinlarinda demir atildi Ertesi gun de burada beklenerek askerin geri kalani ve sefer levazimati gemilere alindi Bu is tamamlandiktan sonra Tunus a dogru hareket edildi 14 Temmuz 1574 te Osmanli donanmasi Halkulvad Kalesi onlerine geldi ve toplarini atesledi Sinan Pasa otagini deniz kenarinda kurdurdu Ispanyollar in butun Osmanli askerinin ancak bir ayda alabilecegini ongordukleri Su Kulesi de ele gecirildi Sinan Pasa bir taraftan Halkulvad i muhasara ederken diger taraftan da Tunus sehri nin fethini kararlastirdi Tunus un etrafindaki surlar mustahkem olmadigi gibi sehirde az sayida Ispanyol askeri vardi Tunus un Musluman halki da kendi aralarinda Osmanlilar la birlikte hareket etmek uzere anlasmaya varmislardi Tunus taki Ispanyollar burclarindan dolayi Bastiyon denilen kaleye sigindilar Sinan Pasa ve Kaptan i Derya Kilic Ali Pasa kumandasindaki donanma alti gunluk bir kusatmadnin ardindan 12 Eylul 1574 te Tunus u geri aldi Tunus sehrinin fethinin ardindan derhal Bastiyon Kalesi kusatildi Bu sirada kusatmasi devam eden Halkulvad direnmeye devam ediyordu Sonunda Halkulvad in Sinan Pasa nin bulundugu taraftaki Gumrukhane Kulesi alindi Ardindan acilan gediklerden yuruyus yapilarak dis kalenin bir kara tabyasi da fethedildi Halkulvad Kalesi otuz uc gun direndiyse de 24 Agustos 1574 yapilan buyuk hucum sonunda ele gecirildi Ispanyol kumandani Serbellino esir alinip Istanbul a gonderildi Mustahkem kale bir daha Ispanyollar in eline gecmemesi icin tamamen yiktirildi Serdar Sinan Pasa Halkulvad in fethinden sonra kusatmasi devam eden Bastiyon a geldi Kisa bir sure sonra Bastiyon un da ele gecirilmesiyle Tunus un fethi tamamlanmisti Sinan Pasa Osmanli tarihinin en onemli deniz zaferlerinden biri olan ve tarihe Tunus Savasi diye gecen bu basarisindan sonra Tunus ta Osmanli eyalet sistemini tanzim etti Haydar Pasa yi Tunus Beylerbeyilige getirdi Tunus Kalesi tamir tahkim ve gerekli silahlarla techiz edildi Sinan Pasa sira kale muhafazasinda birakilacak askerin tayinine geldiginde askerleri huzuruna cagirip Her kim burada bir muddet kalir ve vazifesini yerine getirirse maasina zam yapilacaktir dedi Ancak askerden bu teklife karsilik gelmedigi gibi kapikullari ile sipahiler Hizmeti ve fethi tamam ettik Burada kalmaya kudretimiz yoktur diyerek serdarin teklifine itiraz ettiler Bunun uzerine Sinan Pasa tellallar gonderip Gonullu olarak her kim uc yil sureyle burada kalir ve bu havaliyi koruyup vazifesinin geregini yerine getirirse kuloglu ise onar akce ile kapiya gecer gonullu ise kendisine 6 bin akcelik timar verilir Ayrica burada kaldiklari muddetce maaslari gunde dorder akce olur duyurusunda bulundu Bu duyuruyu isitenler Sinan Pasa ya muracaatla Tunus ta gonullu olarak kalmaya talip oldular Sinan Pasa sehirde 3000 yeniceri birakarak Istanbul a geri dondu Tunus u Ispanyollar dan alarak Tunus Fatihi unvanini kazanan Sinan Pasa gosterdigi bu basaridan dolayi dorduncu vezirlige yukseldi Sark seferi serdarligi ve birinci Sadrzamlik donemi Sinan Pasa 1577 yilinda Iran daki karisikliklar dolayisiyla acilmasi dusunulen seferi icin Lala Mustafa Pasa ile birlikte Sark Serdarligi na getirildi Fakat aralarindaki rekabet ve cekisme yuzunden seferin idaresi Lala Mustafa Pasa ya verildi Sinan Pasa ise azledildi Seferin ikinci yilinda Sokullu Mehmed Pasa nin olumunun ardindan Sinan Pasa ekibi siyasete agirligini koyarak Gurcistan ve Sirvan i fetheden Lala Mustafa Pasa nin Kafkasya daki buyuk basarilarina ragmen onu azlettirip serdarligin 1579 yilinin Ekim ayinda Sinan Pasa ya verilmesini sagladilar Sinan Pasa Uskudar a gecerek menzil menzil hareketle Erzurum dan gecerek Diyarbakir a yakin Cermik e vardi Burada Iran elcisi Maksud ile gorustu Sinan Pasa escinin gozu onunde butun kuvvetini gostermek icin ertesi gun bir resm i gecit duzenledi 7 Beylerbeyinin timarli sipahileri ve muhafizlariyla alay gosterdikleri gibi 10 bin Yeniceri ve 3 bin muntazam suvari gecitte yer aldi Veziriazam Semiz Ahmed Pasa nin olumu uzerine seferde bulunan Sinan Pasa nin taraftarlarinin baskisiyla silsile i meratib geregi Veziriazam olmasi gereken Lala Mustafa Pasa sadaret makamina tayin edilmeyerek vekil i saltanat unvaniyla sadaret kaymakamli gina getirildi Lala Mustafa Pasa uc aydan fazla bu gorevde kaldiktan sonra olunce 1 Temmuz 1580 de Sultan III Murad Iran Serdari olan Sinan Pasa ya Istanbul a donmesi haberiyle sadaret muhrunu gonderdi Basmabeynci Yemisci Hasan Aga tayin haberini o esnada Gurcistan da Tomanis Kalesinin insatiyla mesgul bulunan Sinan Pasa ya getirdi ve Sinan Pasa Sadrazam oldu Sadaret mujdesini Tomanis te alan Sinan Pasa Tomanis ten Tiflis uzerine yoneldi Bu esnada zahire tedariki icin hizmet arz etmekte olan 1 sancak beyi ve Sam Yenicerileri odabasisi Gurcu Prens Simon Luvarsab in gizlice haberdar etmesiyle saldiriya ugrayarak birkac bin kisi ile Iranlilarin eline dustuler Bu olayin ardindan Sinan Pasa Tiflis in idaresini Simon Luvarsab in oglu Greguvar a verdi Greguvar babasindan intikal edip de bir zamanlar kardesinin eline gecmis olan yerleri Osmanli Beylerbeyligi sifatiyla idare etmek fikrine kapilarak Sah in bayragini terk edip Osmanli bayragi altina sigindi ve Islam i kabul ederek Yusuf adini aldi Yine bu sirada eskiden Cildir hakimi olan Minucihr Mustafa adini alip sunnet edilerek muhafiz sifatiyla Greguvar in maiyetine verildi Ancak Sah in 60 bin kisilik bir ordu ile ilerledigine dair alinan haberler ve Gurcu Prenslerden Kaheti hakimi Aleksandr Levand in sadakatinin supheli olduguna dair ele gecirilen mektuplar Sinan Pasa yi geri cekilmeye ikna etti Minucihr 10 bin kisiyle zahire ve ot tedarikine gonderildigi sirada Safevi komutani Tokmak Han ve Gurcu Prens Simon Luvarsab in ansizin hucumu karsisinda bes bin telef vererek ordugaha geldi Sinan Pasa bu hadiseyi unutturmak icin Tebriz uzerine yurume emrini verdi Ancak ordu Sinan Pasa nin bu emrine uymayarak Cildir sahrasinda kaldi Bu esnada Sah Sinan Pasa ya Kars Kalesinin bir bedel karsiliginda kendisine terkedilmesi sartiyla baris teklif etti Sinan Pasa bu teklifin padisaha arz olunmasi gerektigi cevabini verdi Bunun icin de Istanbul a bir elci gonderilmesi emrini verdi Daha sonra Sinan Pasa orduya resm i gecit yaptirdiktan sonra halk ile anlasmak niyetiyle orduya verdikleri zahire ve levazim bedelinden her ne alacaklari varsa ortaya koymalarini istedi Bu adilane hareket ordunun soylenmesine yol acti Sinan Pasa nin dusmanla degil kendi askeriyle savastiginin soylenmesine yol acti Ardindan Sinan Pasa orduyu Erzurum kislagina cekti Erzurum a Sinan Pasa ile gorusmek icin bir Iranli bir de Gurcu elci geldi Gurcu elisi Simon Luvarsab in adina kendisine atalarindan intikal etmis olan ulkesinin senelik 100 bin duka vergi verilmek uzere irsi sancak sekline sokulmasini muzakere icin gelmisti Sehzade Mehmed in sunnet dugununde bulunmak uzere Istanbul a dogru yola cikan ve kabul edilebilir tekliflerle gelecegi zannedilen Iran in yeni sefiri Turkmen Ibrahim Han i beklemek uzere catismalara ara verildi Sinan Pasa Gurcistan da savasmaktan yoruldugu icin Istanbul a gelmek uzere musaade istedi ve 22 Temmuz 1582 de Erzurum dan Istanbul a dondu Gurcistan istila edilmisse de henuz itaat altina alinamamisti Tiflis buyuk bir siddetle zaihire ve yardim istiyordu Sultan III Murad bolgenin elde tutulmasiyla ilgili Sinan Pasa nin teklif ettigi tedbirleri onaylayarak gerekli olan seylerin tedariki ve naklini Lala Mustafa Pasa nin yegeni Mehmed Pasa ya verdi Diyarbakir Beylerbeyi Hadim Hasan ile Gurcu Mustafa yi da Minucihr onun maiyetine memur etti 56 gun sureren Sultan III Murad in buyuk oglu Sehzade Mehmed in sunnet dugunu de Sinan Pasa nin Istanbul a vardigi gunlerde sona ermisti Mart ayindan beri yaklasik 300 kisilik maiyetiyle dugun gosterilerini izlemekle mesgul olan Iran sefiri Turkmen Ibrahim Han hala bekletilmekteydi Bu sirada Tiflis in irsen kendisine intikal eden sancak haline konulmasina dair teklifinin reddedilmesinden dolayi intikam almak uzere Simon Luvarsab in toplamis oldugu Gurcu ve Acem ordusu Osmanli kuvvetlerine Guri sahrasinda saldirdi Mehmed Pasa muharebeden cekinerek Kur Nehri sahiline dogru cekildi Ancak bu manevra tum kafilenin dusman eline dusmesine ve askerlerden bircogunun nehirde bogulmasina sebep oldu Tiflis muhafizlari artik ne yiyecekleri ne de paralari kalmadigindan kaleyi birakmak istiyorlardi Mehmed Pasa Istanbul a durumu anlatan bir ariza gonderdi Sultan III Murad Osmanli kuvvetlerinin Guri onundeki maglubiyetlerini sormasi uzerine Sinan Pasa temkinli bir sekilde Gurcistan muharebesini en basindan beri tasvip etmedigini son olarak Mehmed Pasa nin da tayinini tasvip etmedigini ve padisahin kendisinin bizzat sefere cikip Diyarbakir veya Halep e hic olmazsa Amasya ya kadar gidip askerin cesaretini kendisinin tesvik etmedikce daha iyi bir netice beklenmemesi gerektigini bildirdi Sinan Pasa nin bu cesurca cevabi Sultan III Murad in ve daha ziyade padisahin Istanbul dan uzaklastirilarak kendisinin etkisinden cikarilacagi dusuncesi icerisinde olan harem nedimesinin hosnutsuzluguna yol acti Sehzade Mehmed in sunnet dugununden sonra Iran sefiri Turkmen Ibrahim Han in sundugu itimadnamede umid ettigi baris tekliflerinden hicbirini goremeyince Sultan III Murad Sinan Pasa dan Sah in namelerini isteyip gozden gecirdi Elcinin gonderilmesinin Sinan Pasa nin istegi ile oldugunu anlayinca o kadar sinirlendi ki 6 Aralik 1582 de Sinan Pasa yi sadaretten azletti Sinan Pasa Uskudar daki sarayinda oturmasina da izin verilmeyerek Malkara ya suruldu Selaniki tarihi Sinan Pasa nin surgunu hakkinda Sultan III Murad in Istanbul zahiresine siklet vermesin Malkara otlu ve sulu bir yerdir anda karar edersin dedigini bildirmektedir Sadarete yerine Fatma Sultan in zevci Siyavus Pasa getirildi Malkara da dort yil kaldiktan sonra sonra sundugu kiymetli hediyeler sayesinde harem ve saray halkinin gayretleriyle yeniden padisahin ilgisini kazanan Sinan Pasa Aralik 1586 da Sam beylerbeyiligine getirildi Ardindan bu gorevden de alindi ve Istanbul a donerek Uskudar daki sarayinda ikamet etmeye basladi Ikinci sadrazamlik donemi Zuyuf akce meselesinden cikan ve Beylerbeyi vak asi diye bilinen sipahi ayaklanmasi sirasinda Siyavus Pasa azledilince yine taraftarlarinin roluyle 15 Nisan 1588 de ikinci defa sadrazam oldu Uc yildan fazla suren bu sadaretinde bircok onemli icraatta bulundu ozellikle Sah Abbas in baris istegi kabul edilerek Iran ile 1578 den beri suregelen savaslara 1590 yilinda son verildi Bu donemde onemli bir problem haline gelen sikke tashihi konusunda verimli calismalar yapildi maden ocaklari etkili bir sekilde isle tildi yeni darphaneler kuruldu Yapimina 1590 yilinda baslanan ve tum masraflari Sinan Pasa tarafindan karsilandigi icin onun adiyla anilan Topkapi Sarayi kiyi surlari ustundeki yeni kosk 1591 yilinin Mayis ayi icerisinde tamamlandi Mimar Davut Aga nin yaptigi bir cephesi bogaza bir cephesi de sarayin Kabak Meydani na bakan Sinan Pasa koskunde Sultan III Murat in da katilimiyla bir solen duzenlendi Kosk onunde yapilan kayiklar kosusuna ve peremeler yarisina oduller konuldu Kabak Meydani nda da silahsorlar hunerlerini gosterdiler Kanuni Sultan Suleyman doneminde Mimar Sinan ile Kriz Nikola nin tasarisi olan Sakarya nehri vasitasiyla Karadeniz Izmit korfezi kanalinin acilmasi projesini Sinan Pasa canlandirmak istedi Bu baglanti saglandiginda Bolu ve Kocaeli nden Istanbul a daha cok odun ve kereste sevk edilecegi tersanenin gemi kerestesi gereksiniminin de kolay yoldan saglanacagi kesin oldugundan Sultan III Murat kendisine onerilen projeyi baslangicta uygun bularak 6 Mart 1591 de bir ferman cikardi Sinan Pasa bu is icin 30 000 civarinda timarli sipahi usta ve amele olarak yazilmasini sagladi Anadolu Beylerbeyi Hasan Pasa da proje icin mubasir atandi Kazilarin baslatilacagi Hendek e giden Sinan Pasa uc gun kalip mimar ve muhendislerle gorustu Donusunde de raporlari Sultan III Murad a aktardi Ancak odun ve kereste isi tekelini elinde tutanlar el altindan saraya rusvetler akitarak soz konusu projeye onay vermis olan Sultan III Murad in ikinci bir fermanla isi durdurmasini sagladilar Sinan Pasa nin karsitlari olan Ferhad Pasa Darussaade Agasi Mehmed Aga Kaptaniderya Hasan Pasa gibi isimler padisaha Sinan kulunuzun maksadi kendi nam ve sanini yuceltip hasa padisahimizi unutturmaya niyet gutmektedir demekteydiler Sultan III Murad donanmaya oncelik verilmesini isteyerek calismayi durdurttu Sinan Pasa aleyhine yapilan calismalar sonucu sadaretten 2 Agustos 1591 de azledilerek yerine Ferhad Pasa getirildi Bununla da yetinilmeyip Sam Anadolu ve Erzurum eyaletlerinde Uskup ve Dukagin sancaklarinda kurdugu vakif lar kaldirildi ve padisah haslarina katildi Kendisi yine Malkara ya surgune gonderildi Ucuncu sadrazamlik donemi ve Avusturya seferi serdarligi Yeniceriler arasindaki huzursuzluk sebebiyle Ferhad Pasa nin azli Siyavus Pasa nin tayini uzerine eski sadrazam Ferhad Pasa nin teftisiyle ile gorevlendirilen Sinan Pasa sadarette bulunmus birinin bu sekilde sorusturulmasinin kotu bir ornek teskil edecegi ayrica Malkara dan Istanbul a gelmesinin yanlis yorumlanabilecegi dusuncesiyle bu gorevi kabul etmedi Kisa bir sure sonra da ulufe dagitil masi hususundaki bir problem yuzunden Siyavus Pasa azledilince Yenicerilerin destegiyle 28 Ocak 1593 te ucuncu defa sadaret makamina getirildi Sinan Pasa nin bu ucuncu sadaretinde en onemli olay Avusturya ya karsi yeni bir sefer acilmasi ve boylece 1606 yilina kadar surecek olan uzun bir savas doneminin baslamasidir 29 Haziran 1593 te Bosna ve Budin Beylerbeyleri ordusu Kulpa da Avusturyalilar tarafindan baskinla bozguna ugratildi ve Bosna Valisi Telli Hasan Pasa sancakbeylerinden Sultanzade ve diger bazi beyler bu bozgunda sehit oldular Bu bozgunun uzerine bazi devlet ve ilim adamlarinin itirazina ragmen Sinan Pasa parlak sozler ve vaatlerle Sultan III Murad i savasa razi etti Avusturya elcisi Yedikule ye hapise atildi Koca Sinan Pasa 12 000 yeniceri ve diger askeri birliklerle 19 Temmuz 1593 te Serdar i Ekrem olarak yola cikti Kasim ayinda Macaristan a varan ordu Vespirem ve Polata kalelerini ele gecirdi Ancak Sinan Pasa Budin e cekildikten sonra Osmanli ordusu 4 Kasim 1593 te Istolni Belgrad Muharebesi nde maglup oldu Sinan Pasa ise kisin gelmesi nedeniyle de Istanbul a donuldu 5 Mayis 1594 te ordu Serdar i Ekrem Sinan Pasa komutanliginda Hunkar Tepesi nden Sirem Sahrasi na gecip yeni bir Avusturya seferine basladi Sinan Pasa Mayis sonunda Macaristan a yetisip Avusturyalilar tarafindan kusatma altinda bulunan Estergon ve Hatvan kalelerini kusatmadan kurtardi Sonra Kirim Hani nin da sefere katilmasi ile sinirda bulunan kalelerin alinmasina baslandi Temmuz 1594 te Tata sonra Eylul de Yanikkale Macarca Gyor ele gecirildi ve kalesi kusatildi Yanikkale ve yakinlarinda Sinan Pasa nin seferleri sirasinda ele gecirilen topraklarda Tata merkezli oldukca kucuk iki vilayet kuruldu ve buralara beylerbeyiler tayin edildi Yanikkale vilayetinin beylerbeyi onceleri Iskenderiye sancak beyi olan Arnavut Osman Pasa idi Onun 1595 Agustosunda Estergon yakinlarindaki catismalarda hayatini kaybetmesi uzerine yerine Mahmud Pasa getirildi Bu sirada Papalik destegi ile 6 Kasim da Eflak Voyvodasi olan Mihail basta olmak uzere ile Erdel Prensi ve Bogdan voyvodasi arasinda bir Kutsal Ittifak anlasmasi yapildi Bu bolgelerde yasayan Musluman halk katliamdan gecirilmeye baslandi Bu bolgelerden Silistre ve Ruscuk tan parasiz pulsuz yoksul Muslumanlar goce basladilar ve Istanbul bu gocmenlerle dolmaya basladi 1 Ocak 1595 te Eflak Prensi gucleri Ibrail kalesine hucum edip sehri yakti Serdar i Ekrem Sinan Pasa hala cephede bulundugu sirada 15 Ocak 1595 te cok siddetli bir kis havasi altinda Istanbul da Sultan III Murad oldu Yerine gecen oglu Sultan III Mehmed Manisa dan gelip 27 Ocak ta tahta gecti Sultan III Murad in olumu ve yerine oglu Sultan III Mehmed in gecmesi Sinan Pasa nin durumunu sarsti Valide Safiye Sultan in destekledigi Ferhad Pasa nin cabalari sonucunda Sultan III Mehmed 16 Subat 1595 te Sinan Pasa yi azletti Yeni sultan cepheden Istanbul a donen Sinan Pasa ya Istanbul a girmemesi ve surgune Malkara ya gitmesi icin buyruk gonderdi Fakat Sinan Pasa maruzati oldugu beyaniyla Halkali ya kadar geldi Ancak uzerine asker gonderilip buradan surgun yeri olan Malkara ya goturuldu Dorduncu sadrazamlik donemi ve Eflak seferi Vezirler ve ulemadan etkili taraftarlarin destegini alan Sinan Pasa 30 bin akca rusvet vererek Seyhulislam Bostanzade den fetva alip Ferhad Pasa nin azledilmesini sagladi ve 7 Temmuz 1595 te Sinan Pasa yeniden sadrazamligi elde etti Ferhad Pasa Eflak uzerine seferde iken kendi aleyhinde Istanbul da cevrilen oyunlari bozmak icin cepheyi birakip Istanbul a dondu Ciftligine cekilen Ferhad Pasa kisa sure sonra idam olundu Ara verilen Avusturya savaslarina yeniden baslandi Oglu Mehmed Pasa yi Macaristan cephesine serdar olarak gonderen Sinan Pasa 17 Agustos 1595 te Eflak Voyvodasi II Mihal in isyanini bastirmak uzere Eflak a sefere cikti Ruscuk ta tamamlanmis olan kopruden gecen ordu Mihal in kuvvetleriyle Bukres civarinda karsilasti Yenilen Mihal Erdel sinirina cekildi Sinan Pasa Bukres i alip bir Islam sehri haline getirdi Kiliseler camiye cevrildi Ama Eflak Prensinin gerilla savaslari ve Erdel Prensi Sigismund Batori den destek gormesi ile bu sefer kis yaklastikca zorlasti Mihal geri gelerek saldiriya baslayinca Sinan Pasa Yerogu ne ricat etmek zorunda kaldi 27 Ekim 1595 te Osmanli gucleri Tuna Nehri nin yakinlarinda II Mihal in bir baskinina ugrayip yuksek sayida zayiat vererek maglup oldu Mihal kopruyu yikti ve Osmanli kuvvetlerini top atesine tutarak sehri yakti Bu arada Eylul 1595 te Avusturya cephesinde Osmanlilar in cok onem verdigi Estergon Kalesi de elden cikmisti Bu basarisizliklar sebebiyle 19 Kasim 1595 azledilen Sinan Pasa yeniden Malkara ya surgune yollandi Besinci sadrazamlik donemi ve olumu Yerine getirilen Tekeli Lala Mehmed Pasa nin 10 gun sonra olumu uzerine Sinan Pasa 1 Aralik 1595 te besinci kez sadrazam oldu Bu son sadareti sirasinda cephedeki kritik durum karsisinda bizzat Sultan III Mehmed in ordunun basinda sefere gitmesini tesvik etti Valide Safiye Sultan in engellemesine ragmen ozellikle Seyhulislam Hoca Sadeddin Efendi nin israrlariyla Sultan III Mehmed sefere cikmaya karar verdi Hazirliklarin surdugu bir sirada Sinan Pasa hastalandi Divan toplantilarina gelemedi birkac gun sonra da 4 Nisan 1596 oldu ve Carsikapi da Divanyolu uzerindeki turbesine defnedildi DegerlendirilmesiSiyasi gucu yaninda muazzam servetiyle de dikkati ceken Sinan Pasa nin olumu sonrasinda ic ve dis hazineye buyuk borcu oldugu gorulmus servetine sahip oldugu muhimmat cephane ve kiymetli esyasina el konulmustur Oldugunde serveti 600 bin duka altini 2 milyon 900 bin nakit akca 29 yuk kiymetli tas 20 adet cekmece dolusu zeberced 15 adet inci tesbih 61 olcek inci 20 miskal altin tozu 2 adet elmas gerdanlik 30 parca roza simasi 32 adet murassa kalkan kiymetli taslarla suslu 16 adet murassa bilezik 20 adet altin ibrik 1 adet murassa satranc takimi 140 adet murassa migfer 120 adet murassa kemer 600 adet samur kurk 600 adet vasak kurk 30 adet otuz siyah tilki kurku 1 070 parca ipekli ve sirmali kumas 2 adet murassa at kosum takimi 30 adet inci islemeli eyer 16 adet murassa eyer 34 adet altin uzengi 1 000 kantardan fazla gumus kaptan olusmakta idi Lala Mustafa Pasa taraftarlarindan olan Gelibolulu Mustafa Ali Sinan Pasa aleyhinde cok fazla atip tutmus aleyhinde yazilan butun hicviyeleri toplamistir Batili yazarlar ve kendisi ile temas etmis elciler ise Sinan Pasa nin inatci ve zalim oldugunu yazarlar Ferhad Pasa nin idam edilmesinden sorumlu tutulmustur Rumen tarihci Nicola Jorga onu son buyuk Osmanli olarak nitelendirirken J Von Hammer onu askeri zaferleri cesurlugu girisimci karakteri ve tabiatindaki atakligi dolayisiyla Romali diktator Marius a benzetir Sicill i Osmani onu soyle degerlendirir Cesur ve gayretli olup savaslarda iyi hizmeti gorulmustur Serveti ve hayirlari coktur Uzuncarsili onu degerlendirmesinde sunlari belirtmiștir Sinan Pasa seferlerden muhim basarilar temin etmis cok para ve esya sahibi olmustur Muflis bir vezirin makamini isgal etmesinin dogru olmayacagi kanaatinde olup her isin para ile yapilacagina kaildi Batili tarihciler ve kendisiyle gorusen yabanci elciler Sinan Pasa nin inatci hodkam ve pek zalim oldugunu yazarlar Olaylar incelenince Sinan Pasa nin haris ve garezkar ve inatci oldugu gorulmektedir EserleriVakfiyelerinin tetkikinden Sinan Pasa nin yaptirdigi ve vakfettigi 65 tane onemli mimari yapinin adi ve yerleri tespit edilebilmektedir Istanbul a kazandirdigi en onemli eseri Carsikapi civarinda Divanyolu uzerinde medrese kendi turbesi ve sebilden meydana gelen kulliyesidir Mimari Davud Aga olan kulliye sebilin kitabesine gore 1594 yilinda tamamlanmistir Klasik donem mimarisinin seckin bir ornegidir Bunun disinda Hasircilar da bir cami yaptirmistir Bundan baska Osmanli ulkesinin bircok merkezinde cami medrese han hamam cesme vb bircok hayir eseri bulunmaktadir ne gore 100 mevkide kendi yaptirdigi camileri bulunmaktadir Sarayburnu sahilinde III Murad a hediye ettigi ancak 19 yuzyilda demiryolu yapimi esnasinda yiktirilan Incili Kosk adi ile de anilan nu kendi kaynaklarini kullanarak insa ettirmistir Ailesi27 Mart 1590 tarihli vakfiyesinden oglunun adinin Mehmed Pasa oldugu Emine Han Hatice Han Huma Han adli kizlarinin bulundugu ve oglundan Ayse Han adli torunu bulundugu anlasilmaktadir Damadinin adi da oglunun adi gibi yine Mehmed Pasa dir Sinan Pasa oglu Mehmed Pasa yi Rumeli Beylerbeyligine getirmistiKaynakca a b c d e f g Uzuncarsili Ismail Hakki 1954 Osmanli Tarihi III Cilt 2 Kisim XVI Yuzyil Ortalarindan XVII Yuzyil Sonuna kadar Ankara Turk Tarih Kurumu Altinci Baski 2011 ISBN 978 975 16 0010 say 340 a b Mehmed Sureyya haz Nuri Akbayar 1996 Sinan Pasa Koca Sicill i Osmani Istanbul Tarih Vakfi Yurt Yayinlari ISBN 975 333 0383 C III s 109 110 1 Ipsirli Mehmet Koca Sinan Pasa 2002 Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 26 Sayfa 137 139 Istanbul TDV Yayinlari Online 2 3 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Sakaoglu Necdet 1999 Bu Mulkun Sultanlari Istanbul Oglak say 165 Rumenlerin Neajlov Cayi adi verdikleri bir nehir uzerinde gecitte Say 81Dis kaynaklarUzuncarsili Ismail Hakki 1954 Osmanli Tarihi III Cilt 2 Kisim XVI Yuzyil Ortalarindan XVII Yuzyil Sonuna kadar Ankara Turk Tarih Kurumu Altinci Baski 2011 ISBN 978 975 16 0010 say 340 343 Yilmaz Mehmet Sinan Pasa Koca 1999 Yasamlari ve Yapitlariyla Osmanlilar Ansiklopedisi C 2 s 544 545 Istanbul Yapi Kredi Kultur Yayincilik A S ISBN 975 08 0071 01 Tektas Nazim 2002 Sadrazamlar Osmanli da Ikinci Adam Saltanati Istanbul Cati Yayinevi Google books 3 7 Aralik 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Buz Ayhan 2009 Osmanli Sadrazamlari Istanbul Neden Kitap ISBN978 975 254 278 5Dis baglantilarMehmed Sureyya haz Nuri Akbayar 1996 Sinan Pasa Koca Sicill i Osmani Istanbul Tarih Vakfi Yurt Yayinlari ISBN 975 333 0383 C III s 109 110 4 Ipsirli Mehmet Koca Sinan Pasa 2002 Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 26 Sayfa 137 139 Istanbul TDV Yayinlari Online 5 3 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Siyasi goreviOnce gelen Lala Mustafa Pasa Osmanli Sadrazami 7 Agustos 1580 6 Aralik 1582 Sonra gelen Kanijeli Siyavus PasaOnce gelen Kanijeli Siyavus Pasa Osmanli Sadrazami 14 Nisan 1589 1 Agustos 1591 Sonra gelen Serdar Ferhat PasaOnce gelen Kanijeli Siyavus Pasa Osmanli Sadrazami 28 Ocak 1593 16 Subat 1595 Sonra gelen Serdar Ferhat PasaOnce gelen Serdar Ferhat Pasa Osmanli Sadrazami 7 Temmuz 1595 19 Kasim 1595 Sonra gelen Tekeli Lala Mehmed PasaOnce gelen Tekeli Lala Mehmed Pasa Osmanli Sadrazami 1 Aralik 1595 3 Nisan 1596 Sonra gelen Damat Ibrahim Pasa