Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda bir yorum yapın.
|
Meşrutiyet, meşruti monarşi, anayasal monarşi, anayasal tekerki ya da parlamenter monarşi, hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Arapça şart kökünden türemiş olan meşrutiyet 19. asırdan itibaren Osmanlı Devleti'nde meclisli saltanat-hilafet anlamında kullanılmıştır. Daha genel ifadesiyle; meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir.
|
Tarihi çağlarda pek çok örneği verilebilirse de(senato-imparator ikilemindeki Roma, İtalyan şehirleri gibi) İngiltere'de 1215 yılında Magna Carta ile kurulan siyasi düzen tarihteki ilk meşruti monarşi rejimi olarak anılır. Fransa'da 1830 Devrimi'nden sonra kurulan Anayasal Monarşi, cumhuriyet ile mutlak krallık arasında bir "orta yol" olarak benimsenmiştir. Osmanlı Devlet hayatında özellikle Abdülaziz döneminde nazırlık yapmış mısır hıdiv ailesinden Mustafa Fazıl Paşa tarafından padişaha yazılan bir mektupta anayasal monarşi anlamında nizam-ı serbestane kelimesi geçmiştir., bu tabir sonraları yerini daha İslam'i bir meşrutiyet tabirine bırakmış ve denmiştir. Özellikle 1876'ya giderken; ulemanın da bu kavrama ısındığı ve usul-i meşveret tabirinin bir siyasi hamle olduğu görülüyor.
Osmanlı Devleti'nde anayasa (Kanun-ı Esasî) ve parlamenter rejim (Meclis-i Mebûsan) tartışmaları 1830'larda başlayıp 1860'larda yoğunlaşmış ve özellikle 1875 sonrası ulema ve bürokrasi arasında ciddi bir fikir tartışması ortaya çıkmıştır. Tersane Konferansı sırasında Avrupalılarca gayrı müslim Osmanlı tebaasına ciddi ve geniş haklar tanınması isteğine karşı Meclis-i Umumi'de Mithat paşa ve devlet ricali genel bir meşruti ıslahatla devletin dengesinin bozulmadan ıslahatlara girişilebileceğinden bahsetmiştir. Ulema arasında zıt fikirler mevcuttu. Anadolu kazaskeri , şavirüm fi'l-emr ayeti gereğince meşrutiyetin şeriata uygun olduğunu savunurken; ekseri ulema ise gayrimüslimlerin meclise girmesinin caiz olmadığı yönünde ısrarlıydı. Tüm bu şartlar altında bir yandan batılılarca siyasi baskılar yapılırken; diğer yanda da Abdülaziz'in tahtan indirilişi sonrası Çerkez Hasan olayıyla tanzimatçı bürokrasi yönetimde baskın bir Siyaset izledi ve V. Murat'ı halletti, akabinde veliaht Abdülhamit Efendi'yi meşrutiyeti ilan etmesi şartıyla tahta çıkardılar. Namık Kemal, Ziya Paşa ve tabii ki Mithat Paşa'nın önderliğinde 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edilmiştir. 1878'de II. Abdülhamid tarafından, 93 Harbi'nin çıkmasına neden olduğu için Meclis kapatılmış ve Anayasa'nın bazı bölümleri askıya alınmış ise de, teorik olarak Meşruti rejimin devam ettiği kabul edilmiştir, zira devletin her sene düzenli olarak çıkardığı salnamelerde Kanun-ı Esasi'ye yer verilmiş olması şeklen de rejimin devam ettiği görüşünü destekler.
24 Temmuz 1908'de yapılan ihtilalle Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe konması İkinci Meşrutiyet döneminin başlangıcı sayılır. Bu dönem, Meclis-i Mebusan'ın Vahdeddin tarafınca kapatıldığı 11 Nisan 1920 tarihine kadar sürmüştür.
Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede han, kağan, hakan ile başka dillerden geçmiş kral, imparator, şah, padişah, prens, emir gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Cumhuriyetlerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir.
“Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızca "Monarchie" kelimesinden girmiştir. Monarchie kelimesi ise Yunanca “tek şef” anlamına gelen "Monos Archein" kelimelerinden türemiştir. O halde monarşi, etimolojik olarak, “tek kişinin yönetimi” anlamına gelmektedir.
Birçok ülkede toplumsal ve siyasal gelişim, özellikle 18. yy. sonlarında, «meşrutî» adı verilen yeni bir tür monarşinin doğmasına yol açtı. Bu monarşi tipinde hükümdarın yetkileri, yazılı bir Anayasa ile tanımlanmış ve sınırlanmıştır. Bu monarşi genellikle «parlamenter»dir ve demokrasiye pek yakın olabilir: Kral devletin simgesi olarak kalır, ancak yürütme yetkisini bir hükûmete bırakır; hükümet de halk tarafından seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uymaya zorunludur. Hollanda, Danimarka, Birleşik Krallık, Japonya, İsveç ve Belçika'da durum böyledir Avrupa'da mutlakiyetçi kraliyet rejiminden parlamenterizme geçiş, Birleşik Krallık'ta başlamıştır. Kıran kırana geçen siyasi mücadelenin sonucunda İngiliz soylular, Kral Yurtsuz John'a 1215 yılında Magna Carta (Magna Karta) adı verilen bir fermanı kabul ettirerek, parlamento yönetimini kurdular. Buna göre:
1. Kral halkın onayını almadan vergi toplayamayacaktı.
2. Kanuni dayanağı olmadan kimse tutuklanamayacak, hapis ve sürgün edilemeyecekti.
3. Ülkeye giriş ve çıkış serbest olacak, tam ticaret serbestliği tanınacaktı.
Parlamenter sistem bazen işletilerek, bazen askıya alınarak, 17. yüzyıla gelinmiş olundu. Bu yüzyıl Mutlakiyetçilerle, Özgürlükçü hareketlerin mücadelesine sahne olmuştur.
Kral I. Charles'ın parlamentoya danışmadan İspanya ve Fransa'ya savaş ilan etmesi ve bu savaşların maliyetini karşılayabilmek için vergileri arttırması üzerine, 1628 yılında Haklar Bildirisi (Petition of Rights) adı verilen belgeyi yayınladı. Bu bildiride, kralın yetkileri sınırlanarak hukuksal süreçten geçmeden kralın kimseyi suçlayamayacağı, cezalandıramayacağı ve orduyu halka karşı kullanamayacağı belirtiliyordu. Kral buna tepki göstererek parlamentoyu dağıttı. Ancak, vergi izni alabilmek için 1640 yılında parlamentoyu tekrar toplanmaya çağırmak zorunda kaldı.
Aradan geçen kırk yıllık süreç sonunda, 1689 yılında İngiliz Parlamentosu'nun Haklar Kanunu (Bill of Rights) yayınlamasıyla, egemenlik parlamentonun denetimine geçmiştir. Bu bildiriye göre;
1. Parlamento seçimleri serbestçe yapılabilecektir.
2. Parlamento üyeleri tam bir ifade özgürlüğüne sahip olacaktır.
3. Parlamentonun kabul ettiği kanunlar kral dahil herkesi bağlayacaktır.
4. Parlamentonun izni alınmadan asker ve vergi toplanamayacaktır.
Bu kanun ile parlamenter demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler Avrupa'da ve tüm dünyada ilk önce İngiltere'de uygulanmıştır Temsili demokrasiler içerisinde Parlamenter rejimin temel özelliklerini şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Parlamenter rejimde yasama ve yürütme organları hukuken birbirinden bağımsızdır, ancak aralarında bir takım iş birliği ve etkileşim mekanizmaları vardır.
- Bu rejimde yürütme iki-başlıdır. Devlet başkanı, yürütmenin sorumsuz başını oluşturur. Yürütmenin sorumlu organının başında ise başbakan bulunur. Başbakanın parlamenter olması şartı bulunmaktadır; buna karşın bakanların parlamenter olması şartı aranmamaktadır.
- Devlet başkanının siyasal açıdan sorumluluğu bulunmamaktadır.
- Bakanlar kurulunun parlamentoya karşı sorumluluğu bulunmaktadır
- Devlet başkanı hükûmet etmez.
- Devlet başkanının uzlaştırıcı ve uyarıcı bir rolü bulunmaktadır.
- Yürütmenin diğer başını oluşturan Bakanlar Kurulu, yasama organına karşı sorumludur.
- Parlamenter sistemlerde çoğunluk ilkesi genel olarak esastır. Mecliste çoğunluğu sağlayan parti hükûmet eder ve bu partinin başkanı başbakan olur.
- Hükûmet yasama organına karşı sorumludur.
- Parlamenter sistem tek meclisli ya da iki meclisli olabilir.
- Parlamenter sistemde yasama ve yürütme arasındaki ilişki, iş birliği ve karşılıklı etkileme mekanizmasına dayanır.
- Yasama, yürütmeyi çeşitli yollarla denetler ve gözetim altında bulundurur. Meclise güvensizlik oyu vererek hükûmeti düşürebilir. Meclis güvensizlik oyu vererek hükûmeti düşürebilir. Buna karşılık, yürütme de meclisi feshetme olanağına sahip bulunmaktadır. Fesih yetkisi, parlamenter sistemde, istikrarın sağlanmasında önemli yeri olan bir kurumdur.
Yukarıda özetlediğimiz özelliklere sahip parlamenter rejim hâlen çeşitli ülkelerde uygulama olanağı bulmaktadır. Parlamenter rejimin doğduğu ve hâlen uygulandığı tipik örnek Birleşik Krallık'tadır. Buradaki parlamenter rejime “Westminster Modeli” adı da verilmektedir.
Osmanlı'da parlamenter monarşi
Meşrutiyet Osmanlı Devleti’nde anayasa (Kanun-ı Esasi) ve parlamenter rejim (Meclis-i Mebusan) tartışmaları 1830'larda başlayıp 1860'larda yoğunlaşmış ve nihayet 23 Aralık 1876'da Meşrutiyet ilan edilmiştir. 1878'de II. Abdülhamit tarafından Meclis kapatılmış ve Anayasa'nın bazı bölümleri askıya alınmış ise de, teorik olarak Meşruti rejimin devam ettiği kabul edilmiştir.
24 Temmuz 1908'de yapılan ihtilalle Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe konması İkinci Meşrutiyet döneminin başlangıcı sayılır. Bu dönem Meclis-i Mebusan'ın 11 Nisan 1920'de Mehmet Vahdettin tarafından kapatılmasına kadar sürmüştür.
Kaynakça
Notlar
- İstanbul'un Beyoğlu semtindeki 'nin adı eskiden (Padişah Abdülaziz onuruna) Aziziye Caddesi iken, 1908 ihtilalinden birkaç gün sonra "Meşrutiyet Caddesi" olarak değiştirilmiştir.
- Tarihçi Mahmut Goloğlu, 23 Nisan 1920 - 29 Ekim 1923 arasında süren Türkiye Büyük Millet Meclisi rejimini "Üçüncü Meşrutiyet" olarak adlandırır.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Şubat 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ocak 2021.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede bircok sorun bulunmaktadir Lutfen sayfayi gelistirin veya bu sorunlar konusunda tartisma sayfasinda bir yorum yapin Bu madde Vikipedi bicem el kitabina uygun degildir Maddeyi Vikipedi standartlarina uygun bicimde duzenleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Gerekli duzenleme yapilmadan bu sablon kaldirilmamalidir Temmuz 2013 Mesrutiyet mesruti monarsi anayasal monarsi anayasal tekerki ya da parlamenter monarsi hukumdarin yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla secilen meclis tarafindan kisitlandigi yonetim bicimi Arapca sart kokunden turemis olan mesrutiyet 19 asirdan itibaren Osmanli Devleti nde meclisli saltanat hilafet anlaminda kullanilmistir Daha genel ifadesiyle mesrutiyet bir hukumdarin baskanligi altinda parlamento yonetimine dayanan yonetim bicimidir gtd Yonetim bicimlerine gore devletler1 Tam baskanlik sistemli cumhuriyetler2 Yari baskanlik sistemli cumhuriyetler2 Parlamento guvenine tabi olan veya olmayan yasama organi tarafindan secilen veya atanan bir yurutme baskaninin bulundugu cumhuriyetler Parlamenter sistemli cumhuriyetler2 Parlamenter anayasal monarsiler Ayri bir hukumet baskanina sahip olan ancak kraliyet ailesinin hala onemli bir yurutme ve veya yasama yetkisine sahip oldugu anayasal monarsiler Mutlak monarsiler Tek parti devletleri Anayasal hukumlerin askiya alindigi ulkeler Ornegin askeri diktatorlukler Yukaridaki sistemlerin hicbirine uymayan ulkeler Ornegin gecici hukumetler 1Bu harita Vikipedi deki Yonetim bicimlerine gore ulkeler listesi maddesine gore derlendi Kaynaklar icin oraya bakiniz 2Anayasal olarak cok partili cumhuriyet olarak kabul edilen birkac devlet ulke disindakiler tarafindan genel olarak otoriter devletler olarak tanimlanmaktadir Bu harita sadece de jure yonetim bicimini gosterir de facto demokrasi derecesini gostermez Tarihi caglarda pek cok ornegi verilebilirse de senato imparator ikilemindeki Roma Italyan sehirleri gibi Ingiltere de 1215 yilinda Magna Carta ile kurulan siyasi duzen tarihteki ilk mesruti monarsi rejimi olarak anilir Fransa da 1830 Devrimi nden sonra kurulan Anayasal Monarsi cumhuriyet ile mutlak krallik arasinda bir orta yol olarak benimsenmistir Osmanli Devlet hayatinda ozellikle Abdulaziz doneminde nazirlik yapmis misir hidiv ailesinden Mustafa Fazil Pasa tarafindan padisaha yazilan bir mektupta anayasal monarsi anlaminda nizam i serbestane kelimesi gecmistir bu tabir sonralari yerini daha Islam i bir mesrutiyet tabirine birakmis ve denmistir Ozellikle 1876 ya giderken ulemanin da bu kavrama isindigi ve usul i mesveret tabirinin bir siyasi hamle oldugu goruluyor Osmanli Devleti nde anayasa Kanun i Esasi ve parlamenter rejim Meclis i Mebusan tartismalari 1830 larda baslayip 1860 larda yogunlasmis ve ozellikle 1875 sonrasi ulema ve burokrasi arasinda ciddi bir fikir tartismasi ortaya cikmistir Tersane Konferansi sirasinda Avrupalilarca gayri muslim Osmanli tebaasina ciddi ve genis haklar taninmasi istegine karsi Meclis i Umumi de Mithat pasa ve devlet ricali genel bir mesruti islahatla devletin dengesinin bozulmadan islahatlara girisilebileceginden bahsetmistir Ulema arasinda zit fikirler mevcuttu Anadolu kazaskeri savirum fi l emr ayeti geregince mesrutiyetin seriata uygun oldugunu savunurken ekseri ulema ise gayrimuslimlerin meclise girmesinin caiz olmadigi yonunde israrliydi Tum bu sartlar altinda bir yandan batililarca siyasi baskilar yapilirken diger yanda da Abdulaziz in tahtan indirilisi sonrasi Cerkez Hasan olayiyla tanzimatci burokrasi yonetimde baskin bir Siyaset izledi ve V Murat i halletti akabinde veliaht Abdulhamit Efendi yi mesrutiyeti ilan etmesi sartiyla tahta cikardilar Namik Kemal Ziya Pasa ve tabii ki Mithat Pasa nin onderliginde 23 Aralik 1876 da Birinci Mesrutiyet ilan edilmistir 1878 de II Abdulhamid tarafindan 93 Harbi nin cikmasina neden oldugu icin Meclis kapatilmis ve Anayasa nin bazi bolumleri askiya alinmis ise de teorik olarak Mesruti rejimin devam ettigi kabul edilmistir zira devletin her sene duzenli olarak cikardigi salnamelerde Kanun i Esasi ye yer verilmis olmasi seklen de rejimin devam ettigi gorusunu destekler 24 Temmuz 1908 de yapilan ihtilalle Kanun i Esasi nin yeniden yururluge konmasi Ikinci Mesrutiyet doneminin baslangici sayilir Bu donem Meclis i Mebusan in Vahdeddin tarafinca kapatildigi 11 Nisan 1920 tarihine kadar surmustur Monarsi bir hukumdarin devlet baskani oldugu bir yonetim bicimidir Bu hukumdar Turkcede han kagan hakan ile baska dillerden gecmis kral imparator sah padisah prens emir gibi cesitli adlar alabilir Bir monarsiyi diger yonetim bicimlerinden ayiran en onemli ozellik devlet baskaninin bu yetkiyi yasami boyunca elinde bulundurmasidir Cumhuriyetlerde ise devlet baskani secimle isbasina gelir Monarsi sozcugu Turkceye Fransizca Monarchie kelimesinden girmistir Monarchie kelimesi ise Yunanca tek sef anlamina gelen Monos Archein kelimelerinden turemistir O halde monarsi etimolojik olarak tek kisinin yonetimi anlamina gelmektedir Bircok ulkede toplumsal ve siyasal gelisim ozellikle 18 yy sonlarin da mesruti adi verilen yeni bir tur monarsinin dogmasina yol acti Bu monarsi tipinde hukumdarin yetkileri yazili bir Anayasa ile tanimlanmis ve sinirlanmistir Bu monarsi genellikle parlamenter dir ve demokrasiye pek yakin olabilir Kral devletin simgesi olarak kalir ancak yurutme yetkisini bir hukumete birakir huku met de halk tarafindan secilmis bir millet meclisinin kararlarina uyma ya zorunludur Hollanda Danimarka Birlesik Krallik Japonya Isvec ve Belcika da durum boyledir Avrupa da mutlakiyetci kraliyet rejiminden parlamenterizme gecis Birlesik Krallik ta baslamistir Kiran kirana gecen siyasi mucadelenin sonucunda Ingiliz soylular Kral Yurtsuz John a 1215 yilinda Magna Carta Magna Karta adi verilen bir fermani kabul ettirerek parlamento yonetimini kurdular Buna gore 1 Kral halkin onayini almadan vergi toplayamayacakti 2 Kanuni dayanagi olmadan kimse tutuklanamayacak hapis ve surgun edilemeyecekti 3 Ulkeye giris ve cikis serbest olacak tam ticaret serbestligi taninacakti Parlamenter sistem bazen isletilerek bazen askiya alinarak 17 yuzyila gelinmis olundu Bu yuzyil Mutlakiyetcilerle Ozgurlukcu hareketlerin mucadelesine sahne olmustur Kral I Charles in parlamentoya danismadan Ispanya ve Fransa ya savas ilan etmesi ve bu savaslarin maliyetini karsilayabilmek icin vergileri arttirmasi uzerine 1628 yilinda Haklar Bildirisi Petition of Rights adi verilen belgeyi yayinladi Bu bildiride kralin yetkileri sinirlanarak hukuksal surecten gecmeden kralin kimseyi suclayamayacagi cezalandiramayacagi ve orduyu halka karsi kullanamayacagi belirtiliyordu Kral buna tepki gostererek parlamentoyu dagitti Ancak vergi izni alabilmek icin 1640 yilinda parlamentoyu tekrar toplanmaya cagirmak zorunda kaldi Aradan gecen kirk yillik surec sonunda 1689 yilinda Ingiliz Parlamentosu nun Haklar Kanunu Bill of Rights yayinlamasiyla egemenlik parlamentonun denetimine gecmistir Bu bildiriye gore 1 Parlamento secimleri serbestce yapilabilecektir 2 Parlamento uyeleri tam bir ifade ozgurlugune sahip olacaktir 3 Parlamentonun kabul ettigi kanunlar kral dahil herkesi baglayacaktir 4 Parlamentonun izni alinmadan asker ve vergi toplanamayacaktir Bu kanun ile parlamenter demokrasi ve hukukun ustunlugu gibi ilkeler Avrupa da ve tum dunyada ilk once Ingiltere de uygulanmistir Temsili demokrasiler icerisinde Parlamenter rejimin temel ozelliklerini su sekilde ozetlemek mumkundur Parlamenter rejimde yasama ve yurutme organlari hukuken birbirinden bagimsizdir ancak aralarinda bir takim is birligi ve etkilesim mekanizmalari vardir Bu rejimde yurutme iki baslidir Devlet baskani yurutmenin sorumsuz basini olusturur Yurutmenin sorumlu organinin basinda ise basbakan bulunur Basbakanin parlamenter olmasi sarti bulunmaktadir buna karsin bakanlarin parlamenter olmasi sarti aranmamaktadir Devlet baskaninin siyasal acidan sorumlulugu bulunmamaktadir Bakanlar kurulunun parlamentoya karsi sorumlulugu bulunmaktadir Devlet baskani hukumet etmez Devlet baskaninin uzlastirici ve uyarici bir rolu bulunmaktadir Yurutmenin diger basini olusturan Bakanlar Kurulu yasama organina karsi sorumludur Parlamenter sistemlerde cogunluk ilkesi genel olarak esastir Mecliste cogunlugu saglayan parti hukumet eder ve bu partinin baskani basbakan olur Hukumet yasama organina karsi sorumludur Parlamenter sistem tek meclisli ya da iki meclisli olabilir Parlamenter sistemde yasama ve yurutme arasindaki iliski is birligi ve karsilikli etkileme mekanizmasina dayanir Yasama yurutmeyi cesitli yollarla denetler ve gozetim altinda bulundurur Meclise guvensizlik oyu vererek hukumeti dusurebilir Meclis guvensizlik oyu vererek hukumeti dusurebilir Buna karsilik yurutme de meclisi feshetme olanagina sahip bulunmaktadir Fesih yetkisi parlamenter sistemde istikrarin saglanmasinda onemli yeri olan bir kurumdur Yukarida ozetledigimiz ozelliklere sahip parlamenter rejim halen cesitli ulkelerde uygulama olanagi bulmaktadir Parlamenter rejimin dogdugu ve halen uygulandigi tipik ornek Birlesik Krallik tadir Buradaki parlamenter rejime Westminster Modeli adi da verilmektedir Osmanli da parlamenter monarsiMesrutiyet Osmanli Devleti nde anayasa Kanun i Esasi ve parlamenter rejim Meclis i Mebusan tartismalari 1830 larda baslayip 1860 larda yogunlasmis ve nihayet 23 Aralik 1876 da Mesrutiyet ilan edilmistir 1878 de II Abdulhamit tarafindan Meclis kapatilmis ve Anayasa nin bazi bolumleri askiya alinmis ise de teorik olarak Mesruti rejimin devam ettigi kabul edilmistir 24 Temmuz 1908 de yapilan ihtilalle Kanun i Esasi nin yeniden yururluge konmasi Ikinci Mesrutiyet doneminin baslangici sayilir Bu donem Meclis i Mebusan in 11 Nisan 1920 de Mehmet Vahdettin tarafindan kapatilmasina kadar surmustur Kaynakca a b c Hanioglu M Sukru TDV Islam Ansiklopedisi TDV Islam Ansiklopedisi 25 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Mart 2020 NotlarIstanbul un Beyoglu semtindeki nin adi eskiden Padisah Abdulaziz onuruna Aziziye Caddesi iken 1908 ihtilalinden birkac gun sonra Mesrutiyet Caddesi olarak degistirilmistir Tarihci Mahmut Gologlu 23 Nisan 1920 29 Ekim 1923 arasinda suren Turkiye Buyuk Millet Meclisi rejimini Ucuncu Mesrutiyet olarak adlandirir Arsivlenmis kopya 7 Subat 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Ocak 2021