Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Ağustos 2022) () ( |
Mutezile (Arapça: المعتزلة), İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, sözcük olarak (i'tezele sözcüğünden türeyerek) "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir. Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir aşamada olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin (ö. 110/728) dersini terk eden Vâsıl bin Atâ (ö. 131/748) ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu adla anılır. Mutezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" ("adalet ve tevhid ehli") diye adlandırır. Mutezile mezhebinden olan kişiye Mutezili denir. Özellikle kader ve kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de İslam dininin çoğunluğunu oluşturan mezheplerden, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yi İslam dışı saymamaktadır.[]Akılcı bir mezhep olan Mutezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü âyet ve hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir. Sonuç olarak Mutezile mezhebi, gerek akla çok değer vermesi ve özellikle de Abbâsîler döneminde felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı felsefi metot ve görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de nass (ayet ya da hadis) ile aklın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı akla uygun gelecek biçimde yorumlamaları diğer mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mutezile mezhebini akla verdiği önem ve yöntemleri bakımından, çeşitli konularda rasyonalist olarak tanımlar. Mutezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş ana öğesi vardır, bu öğelerin ilki olan ve İslam dininin de ilk öğesi olan tevhidin bu beş ana öğenin temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.[]
Ehl-i Sünnet tarafından kurulan kelâm ilmi hicrî 4. asırdan (miladî 9. yüzyıldan) itibaren ortaya çıkmış olmakla birlikte, bu ilmi ortaya çıkaran etkenler arasında Mutezile'nin ayrı bir yeri vardır. Hatta kelâm ilminin Mutezile'nin öncülüğünde doğmuş olduğu söylenebilir.[] Bu mezhep, aynı zamanda iyi bir edebiyatçı ve tefsirci olan Ebü'l-Hüzeyl el-Allâf (ö. 235/850), Nazzâm (ö. 231/845), Câhiz (ö. 255/869), (ö. 210/825), (ö. 303/916), Kadı Abdülcebbar (ö. 415/1025) ve Zemahşerî (ö. 538/1143) gibi büyük kelâmcılar yetiştirmiştir.[]
Ortaya çıkışı
Mutezile topluluğunun ortaya çıkışı konusunda çeşitli ihtilaflar vardır. Çoğu İslâm tarihçilerine göre Mutezile'nin ortaya çıkışı Hasan-ı Basrî'nin talebelerinden Vâsıl bin Atâ'nın hocasından büyük bir günah işleyen insanın mümin kalamayacağı (Günah-ı Kebâir) hususundaki bir tartışmadan dolayı ayrılması ile doğmuştur.Hasan-ı Basrî'den ayrıldıktan sonra kendisine Vasıl bizden ayrıldı (itizal etti) demiş ve kendisi ile birlikte ayrılan ile Vâsıl bin Atâ başka bir ders meclisi kurmuş ve zamanla bir genel düşünce ve topluluk oluşmuştur. İlk Mutezile mezhebine bu sebeple Vasıliyye de denir.
Hür düşünce prensibi Mutezile'yi birçok kollara bölmüştür. Bunların başlıcaları , , , , , , ve 'dir. Bu kollar da Basra ve Bağdad Mutezilesi şeklinde ikiye indirgenmiştir.
Bâzı İslâm âlimleri Mutezile mezhebinin ortaya çıkışı konusunda farklı bir düşünce ortaya atmışlardır. Onlara göre Mutezile ilk kez dördüncü Halife Ali'nin taraftarlarından bir kısmının Ali'nin oğlu Hasan'ın hilafeti Muaviye'ye devredip Muaviye'ye biat etmesi üzerine siyaseti bırakarak itikad ile ilgilenmeleri sonucu ortaya çıkmıştır.
Mutezile mensupları eserlerinde mezhebin Vâsıl bin Atâ'dan çok önceleri ortaya çıktığını ve birçok Ehl-i beytin de Mutezili olduğunu iddia etmişlerdir. Ayrıca Vâsıl'ın hocası olan Hasan-ı Basrî'nin de kader konusundaki görüşleri nedeniyle Mutezili olduğunu iddia etmişlerdir. Zîrâ Hasan-ı Basrî'nin kader konusundaki görüşleri, Kaderiyye ve Mutezile mezheplerinin görüşleriyle aynıdır. Her ne kadar Vâsıl bin Atâ'nın Hasan-ı Basrî'den ayrılmasına neden olmuş olsa da büyük günah işleyenin durumu konusunda Hasan-ı Basrî'nin savunduğu görüş, Mutezile'nin görüşüne çok yakındır.
Mutezile, yani ayrılanlar isminin kaynağı konusunda da çeşitli ihtilaflar mevcuttur. Mutezile mezhebinin Vâsıl bin Atâ ile başladığını düşünenler ismi Vâsıl'ın Hasan-ı Basrî'den ayrılması ile açıklarken Ali taraftarları tarafından Hasan zamanında oluşturulduğunu düşünenler ise Ali taraftarlarının siyasetten ayrılıp itikatla uğraşmaya başlamaları ile açıklar. Bâzı Sünnî İslâm âlimleri ise Mutezile isminin kader konusunda Mutezile ile yakınlaşan bir Yahudi mezhebi olan ""in isminin Arapçası olduğunu ileri sürmüştür.
Mutezile mezhebinin iman görüşü
Mutezile'ye göre iman kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve amelden oluşur. Buna göre Mutezile inancında kişinin mümin yani "inanan" sayılabilmesi için kalbi ile İslam'a inanması, dili ile bunu beyan etmesi ve hareketleriyle yani amel ile bunu göstermesi gerekir. Aynı iman görüşüne sahip diğer itikat mezhepleri Hariciyye ve Zeydiyye'dir.
Mutezile mezhebinin esasları
Mutezile kendi usullerini ortaya koymak için "usul-i hamse" denilen beş esas belirlemişlerdir. Bunlar; Tevhid, Adalet, ve (Söz ve tehdit, kişinin amelinin haliki oluşu), El Menzile beyne'l-menzileteyn (büyük günah işleyenlerin iman ve inançsızlık arasında bir yerde bulunmaları), Emr-i bi'l ma'rûf ve Nehy-i Anil Münker'in farz-ı ayn oluşu olarak sayılabilir. Ayrıca Kur'an'ın mahlukiyeti ve aklın nakle üstünlüğü gibi hususlar da mezhep için önemli olan hususlardandır.
Tevhid
Tevhîd (التوحيد), yani birleme İslam dini akidesinin temeli olan Allah'ın birliğidir. Mutezile mezhebine mensup olanlar tevhidden yola çıkarak bazı konularda diğer itikadi mezheplerden farklı görüşler geliştirmişlerdir. Örneğin, Ehl-i Sünnet âlimlerinin ruyetullahı yani Allah'ın ahiret günü görüleceği görüşünü kabul etmemişlerdir. Onlara göre görülebilmesi için Allah'ın bir cisme sahip olması gerekir ki İslam inancının tevhid kaidesine göre bu imkânsızdır. Bunun dışında Mutezile mezhebinin mensupları yine tevhid kaidesinden yola çıkarak Allah'ın sıfatlarının zatından ayrı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Çünkü onlara göre bu düşüncenin aksi, yani Allah'ın sıfatlarının zatıyla bir olması ezeli (ve böylece ilahi) olanların sayısını arttırır, yani tevhide karşı çıkar. Örnek vermek gerekirse, Mutezile mezhebi "Allah âlimdir." gibi bir tanımlamayı kabul ederken "Allah ilim sahibidir." gibi bir tanımlamayı reddeder. Zira onlara göre "Allah ilim sahibidir." derken Allah'ın zatından ayrı bir ilahi-ezeli ilim kabul edilmiş olur. Ayrıca, Mutezile akidesinde Allah'ın diye bir sıfatının olmadığına inanılır.
Adalet
Adalet ('Adl, العدل) ya da ilahi adalet esasının konusu Mutezile'nin kader konusundaki görüşüdür. "İnsan fiillerinde hür değildir." görüşünü benimseyen Cebriyye mezhebine karşı çıkarak Mutezile "insanın fiillerinde tamamen hür olduğu"na inanır. İlke, yazgıcılığa tümüyle karşı çıkar. Buna göre insan yapıp ettiklerinden ve yapmadıklarından sorumludur; karşılığında ise kıyamette ödüllendirme ve cezalandırmaya tabidir.
Mutezile inancındaki adalet esasına göre kişi kendi fillerini kendisi yaratır. Bunu da Allah'ın kişiye bahşettiği bir yaratma kudretiyle gerçekleştirir. Fiillerin yaratılmasında Allah'ın bir müdahalesi olmadığına inanırlar. Bu görüş adalet esasından şu şekilde temel alır: kişilerin hür olmaması ve yaptıkları her fiilin yaratıcı ve yaptırıcısının Allah olması durumunda kişinin hür olarak yapmadığı hareketlerden ötürü cezalandırılması zulüm yani adaletsizliktir. İslam inancına göre ise Allah'ın adaletsiz davranması mümkün değildir. Bu nedenle kişi fiilerinin tek yaratıcı ve yaptırıcısı olmalı, fiilleri konusunda tamamen hür olmalıdır.
Mutezile'nin kader konusundaki görüşü Kaderiyye mezhebiyle aynıdır. Mutezile mezhebinin kader konusundaki bu görüşlerinin imanın şartlarından olan "kader ve kazaya iman"a aykırı düştüğünü gerekçesiyle Sünni mezhepler tarafından eleştirilmiş, hatta küfür olarak nitelendirilmiştir.
Söz ve Tehdit
Va'd ve Va'id (el-Va'd ve el-Va'id, الوعد و الوعيد) yani "Söz ve Tehdit". Bu Allah'ın vadettiği (söz verdiği) sevap ve iyiliğin, tehdit ettiği cezanın gerçekleşeceğine inanmaktır. Mutezile mezhebinin bu esası bir diğer itikadi mezhep olan Mürcie'ye karşı geliştirilmiştir. Mürcie mezhebi iman etmeyen (kâfir) kişinin yaptığı iyilikler fayda vermediği gibi, iman eden kişinin (mü'minin) yaptığı günahlar da kendisine zarar vermeyeceğini öne sürmüştür. Va'd ve Vaid prensibine göre ise iyilik yapan iyiliğine karşı mükafatlandırılacak, kötülük yapansa kötülüğüne karşılık cezalandırılacaktır. Mutezile mezhebinin bu esasına göre eğer Mürcie mezhebinin "iman edenin günahları zarar vermez" iddiası doğru olsaydı, Allah'ın vaîd'i yani tehdit etmesi - korkutması gereksiz ve manasız olurdu. Oysa tevhid inancına göre bu mümkün değildir. Bu esas ile Mutezile mezhebi Mürcie'yi tam anlamıyla reddeder. Ayrıca Mutezile mezhebi yine bu esas ile büyük günah işleyen müminin tövbe etmezse affedilemeyeceğini öne sürmüştür.
İki Konum Arasındaki Bir Konum
"El Menzile beyne'l-menzileteyn" (المنزلة بين المنزلتين) yani iki konum arasındaki bir konum. Bu esas Mutezile mezhebinin "büyük günah işleyenin durumu" hakkındaki görüşüyle ilgilidir. Mutezile mezhebine göre büyük günah işleyen bir mümin (iman etmiş kişi) artık ne mümindir ne de kâfirdir, o artık fâsıktır, yani müminlik ile kâfirlik arasında bir yerdedir. Mutezile inancına göre büyük günah işleyen mümin fâsık olur ve fâsık kişi işlediği büyük günahtan ötürü tövbe etmeden ölürse sonsuza kadar cehennemde azap çeker. Eğer tövbe ederse yeniden mümin olur ve mümin olarak da ölürse cennete girer. Bu mezhebe göre fâsık bir kişi mümin ile kâfir arasında bir konumdadır, bu esasın adı olan "iki konum arasındaki bir konum" da buradan gelmektedir.
Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker
"Emr-i bi'l ma'rûf" yani iyiliği emretmek ve "nehy-i anil münker" yani kötülükten sakındırmak (الأمر بالمعروف و النهي عن المنكر). Mutezile mezhebinin bu esasına göre kişi itikadi ve ameli konularda insanları iyiliğe çağırmalı, iyiliği yaymalı, kötülüğe karşı ise sakındırmalı, uyarmalıdır. Bu esastan yola çıkarak Mutezile mezhebi mensupları uzun yıllar boyunca birçok farklı görüşten, mezhepten ve inançtan insanla tartışmış, hatta zaman zaman tartışmalara şiddet ve kavga da karışmıştır.
Mutezile mezhebine göre bu beş ana esasın birine veya daha fazlasına inanmayan kişi Mu'tezili olamaz.
Mutezile ile Ehl-i Sünnet arasındaki farklar
Mutezile mezhebi Ehl-i sünnet vel cemaat dışı kabul edilir ve Ehl-i sünnet ile pek çok noktada farklılıklar arz eder. Bunlardan en önemlileri; Allah'ın zâtı ile sıfatlarının bir (özdeş) oluşu, ruyetullahın mümkün olmayışı, kulun amelinin haliki oluşu, iman-amel münasebeti, aklın nakle üstünlüğü, Kuran'ın mahlukiyeti ve büyük günah işleyenin durumu gibi hususlardır.
Yöntem ve felsefenin Mutezile'ye etkisi
Mutezile mezhebi akla, özellikle dönemin diğer itikadî mezheplerine oranla, fazla değer verirdi. İslam tarihçisi Muhammed Ebu Zehra bu hususu şu şekilde tarif etmiştir: "Akıl ile bilinmesi imkânsız olan konular dışında aklî hükümlere dayanırlardı." Mutezile mezhebi akıl ile naklin (Kur'an ve Sünnet) çelişir gözüktüğü durumlarda ve konularda, nakli akla uygun şekilde tevil eder, yani yorumlarlardı. Akla büyük önem vermeleri, nakle tamamen teslimiyeti savunan alimler ile çatışmalarına yol açmıştır. Mutezile akla önem vermesi ile "Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker" esası gereğince kelâm ilminin doğuşunda büyük rol oynamıştır.
Mutezile'nin aklî hükümleri esas alışı Emevîlerin son dönemlerinde ve Abbâsîler döneminde Hint ve Yunan düşüncesinin İslamî kesimde yayılması ile gelişmiş ve farklı bir yön almıştır. Hint ve Yunan felsefesinden fazlasıyla etkilenen Mutezile, bu felsefelerden yeni metotlar üretmiştir. Zamanla Hint ve Yunan felsefesiyle yakınlık arz eden çeşitli felsefî hükümler de üretmeye başlamışlardır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Kılavuz, A. Saim, "Ana Hatlarıyla İslam Akaidi ve Kelâm'a Giriş", Ensar Neşriyat
- Ebu Zehra, Muhammed, "İslam'da İtikâdî, Siyasî ve Fıkhî Mezhepler Tarihi", Şûrâ Yayınları, Çeviren Sıbğatullah Kaya
Notlar
- ^ a b c "İTİKADİ MEZHEPLER-2-Mu'tezile", Din Ahlak Eğitimi Portalı. 19 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 16 Haziran 2007
- ^ a b c d e "Mu'tezile Mezhebi", dunyadinleri.com 3 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 16 Haziran 2007
- ^ "İtikadi Fırkalar", akaid.net 30 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 16 Haziran 2007
- ^ Kadı Abdülcebbar, Mutezilede Din Usulü,İz yayıncılık s.23
- ^ Ebu Zehra, Muhammed, "İslam'da İtikâdî, Siyasî ve Fıkhî Mezhepler Tarihi", Şûrâ Yayınları, Çeviren Sıbğatullah Kaya, sf. 140
Dış bağlantılar
- "Mutazalism" 4 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Mutezile haber gazete kitap akademik JSTOR Agustos 2022 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Mutezile Arapca المعتزلة Islam dininde bir itikadi mezhep Mutezile sozcuk olarak i tezele sozcugunden tureyerek ayrilanlar uzaklasanlar bir tarafa cekilenler anlamina gelir Buyuk gunah isleyen kimsenin iman ile kufur arasi bir asamada oldugunu soyleyerek Ehl i Sunnet alimlerinden Hasan i Basri nin o 110 728 dersini terk eden Vasil bin Ata o 131 748 ile ona uyanlarin olusturdugu mezhep bu adla anilir Mutezile ise kendini ehlu l adl ve ttevhid adalet ve tevhid ehli diye adlandirir Mutezile mezhebinden olan kisiye Mutezili denir Ozellikle kader ve kaza konularindaki yorumlari ve inanclari nedeniyle Islam dinindeki diger mezheplerden ayrilmislardir ama yine de Islam dininin cogunlugunu olusturan mezheplerden Ehl i Sunnet Mutezile yi Islam disi saymamaktadir kaynak belirtilmeli Akilci bir mezhep olan Mutezile mantik kurallariyla celisir gordugu ayet ve hadisleri Ehl i Sunnet ten farkli bicimde yorumlamis ve bu yorumlarinda akla oncelik vermistir Sonuc olarak Mutezile mezhebi gerek akla cok deger vermesi ve ozellikle de Abbasiler doneminde felsefe ile girdigi yakin iliskiler dolayisiyla barindirdigi felsefi metot ve gorusleri nedeniyle fazlasiyla elestirilmistir Ozellikle de nass ayet ya da hadis ile aklin celistigini dusundukleri noktalarda siklikla nassi akla uygun gelecek bicimde yorumlamalari diger mezheplerde buyuk tepki uyandirmistir Modern zamanlardaki bazi arastirmaci ve Islam tarihcileri de Mutezile mezhebini akla verdigi onem ve yontemleri bakimindan cesitli konularda rasyonalist olarak tanimlar Mutezile mezhebinin kendi icinde barindirdigi bes ana ogesi vardir bu ogelerin ilki olan ve Islam dininin de ilk ogesi olan tevhidin bu bes ana ogenin temeli oldugunu one surerler Bazi cemaat ve mezhepler bu dusunceye karsi cikmistir kaynak belirtilmeli Ehl i Sunnet tarafindan kurulan kelam ilmi hicri 4 asirdan miladi 9 yuzyildan itibaren ortaya cikmis olmakla birlikte bu ilmi ortaya cikaran etkenler arasinda Mutezile nin ayri bir yeri vardir Hatta kelam ilminin Mutezile nin onculugunde dogmus oldugu soylenebilir kaynak belirtilmeli Bu mezhep ayni zamanda iyi bir edebiyatci ve tefsirci olan Ebu l Huzeyl el Allaf o 235 850 Nazzam o 231 845 Cahiz o 255 869 o 210 825 o 303 916 Kadi Abdulcebbar o 415 1025 ve Zemahseri o 538 1143 gibi buyuk kelamcilar yetistirmistir kaynak belirtilmeli Ortaya cikisiMutezile toplulugunun ortaya cikisi konusunda cesitli ihtilaflar vardir Cogu Islam tarihcilerine gore Mutezile nin ortaya cikisi Hasan i Basri nin talebelerinden Vasil bin Ata nin hocasindan buyuk bir gunah isleyen insanin mumin kalamayacagi Gunah i Kebair hususundaki bir tartismadan dolayi ayrilmasi ile dogmustur Hasan i Basri den ayrildiktan sonra kendisine Vasil bizden ayrildi itizal etti demis ve kendisi ile birlikte ayrilan ile Vasil bin Ata baska bir ders meclisi kurmus ve zamanla bir genel dusunce ve topluluk olusmustur Ilk Mutezile mezhebine bu sebeple Vasiliyye de denir Hur dusunce prensibi Mutezile yi bircok kollara bol mustur Bunlarin baslicalari ve dir Bu kollar da Basra ve Bagdad Mutezilesi seklinde ikiye indir genmistir Bazi Islam alimleri Mutezile mezhebinin ortaya cikisi konusunda farkli bir dusunce ortaya atmislardir Onlara gore Mutezile ilk kez dorduncu Halife Ali nin taraftarlarindan bir kisminin Ali nin oglu Hasan in hilafeti Muaviye ye devredip Muaviye ye biat etmesi uzerine siyaseti birakarak itikad ile ilgilenmeleri sonucu ortaya cikmistir Mutezile mensuplari eserlerinde mezhebin Vasil bin Ata dan cok onceleri ortaya ciktigini ve bircok Ehl i beytin de Mutezili oldugunu iddia etmislerdir Ayrica Vasil in hocasi olan Hasan i Basri nin de kader konusundaki gorusleri nedeniyle Mutezili oldugunu iddia etmislerdir Zira Hasan i Basri nin kader konusundaki gorusleri Kaderiyye ve Mutezile mezheplerinin gorusleriyle aynidir Her ne kadar Vasil bin Ata nin Hasan i Basri den ayrilmasina neden olmus olsa da buyuk gunah isleyenin durumu konusunda Hasan i Basri nin savundugu gorus Mutezile nin gorusune cok yakindir Mutezile yani ayrilanlar isminin kaynagi konusunda da cesitli ihtilaflar mevcuttur Mutezile mezhebinin Vasil bin Ata ile basladigini dusunenler ismi Vasil in Hasan i Basri den ayrilmasi ile aciklarken Ali taraftarlari tarafindan Hasan zamaninda olusturuldugunu dusunenler ise Ali taraftarlarinin siyasetten ayrilip itikatla ugrasmaya baslamalari ile aciklar Bazi Sunni Islam alimleri ise Mutezile isminin kader konusunda Mutezile ile yakinlasan bir Yahudi mezhebi olan in isminin Arapcasi oldugunu ileri surmustur Mutezile mezhebinin iman gorusuMutezile ye gore iman kalp ile tasdik dil ile ikrar ve amelden olusur Buna gore Mutezile inancinda kisinin mumin yani inanan sayilabilmesi icin kalbi ile Islam a inanmasi dili ile bunu beyan etmesi ve hareketleriyle yani amel ile bunu gostermesi gerekir Ayni iman gorusune sahip diger itikat mezhepleri Hariciyye ve Zeydiyye dir Mutezile mezhebinin esaslariMutezile kendi usullerini ortaya koymak icin usul i hamse denilen bes esas belirlemislerdir Bunlar Tevhid Adalet ve Soz ve tehdit kisinin amelinin haliki olusu El Menzile beyne l menzileteyn buyuk gunah isleyenlerin iman ve inancsizlik arasinda bir yerde bulunmalari Emr i bi l ma ruf ve Nehy i Anil Munker in farz i ayn olusu olarak sayilabilir Ayrica Kur an in mahlukiyeti ve aklin nakle ustunlugu gibi hususlar da mezhep icin onemli olan hususlardandir Tevhid Tevhid التوحيد yani birleme Islam dini akidesinin temeli olan Allah in birligidir Mutezile mezhebine mensup olanlar tevhidden yola cikarak bazi konularda diger itikadi mezheplerden farkli gorusler gelistirmislerdir Ornegin Ehl i Sunnet alimlerinin ruyetullahi yani Allah in ahiret gunu gorulecegi gorusunu kabul etmemislerdir Onlara gore gorulebilmesi icin Allah in bir cisme sahip olmasi gerekir ki Islam inancinin tevhid kaidesine gore bu imkansizdir Bunun disinda Mutezile mezhebinin mensuplari yine tevhid kaidesinden yola cikarak Allah in sifatlarinin zatindan ayri oldugunu ileri surmuslerdir Cunku onlara gore bu dusuncenin aksi yani Allah in sifatlarinin zatiyla bir olmasi ezeli ve boylece ilahi olanlarin sayisini arttirir yani tevhide karsi cikar Ornek vermek gerekirse Mutezile mezhebi Allah alimdir gibi bir tanimlamayi kabul ederken Allah ilim sahibidir gibi bir tanimlamayi reddeder Zira onlara gore Allah ilim sahibidir derken Allah in zatindan ayri bir ilahi ezeli ilim kabul edilmis olur Ayrica Mutezile akidesinde Allah in diye bir sifatinin olmadigina inanilir Adalet Adalet Adl العدل ya da ilahi adalet esasinin konusu Mutezile nin kader konusundaki gorusudur Insan fiillerinde hur degildir gorusunu benimseyen Cebriyye mezhebine karsi cikarak Mutezile insanin fiillerinde tamamen hur oldugu na inanir Ilke yazgiciliga tumuyle karsi cikar Buna gore insan yapip ettiklerinden ve yapmadiklarindan sorumludur karsiliginda ise kiyamette odullendirme ve cezalandirmaya tabidir Mutezile inancindaki adalet esasina gore kisi kendi fillerini kendisi yaratir Bunu da Allah in kisiye bahsettigi bir yaratma kudretiyle gerceklestirir Fiillerin yaratilmasinda Allah in bir mudahalesi olmadigina inanirlar Bu gorus adalet esasindan su sekilde temel alir kisilerin hur olmamasi ve yaptiklari her fiilin yaratici ve yaptiricisinin Allah olmasi durumunda kisinin hur olarak yapmadigi hareketlerden oturu cezalandirilmasi zulum yani adaletsizliktir Islam inancina gore ise Allah in adaletsiz davranmasi mumkun degildir Bu nedenle kisi fiilerinin tek yaratici ve yaptiricisi olmali fiilleri konusunda tamamen hur olmalidir Mutezile nin kader konusundaki gorusu Kaderiyye mezhebiyle aynidir Mutezile mezhebinin kader konusundaki bu goruslerinin imanin sartlarindan olan kader ve kazaya iman a aykiri dustugunu gerekcesiyle Sunni mezhepler tarafindan elestirilmis hatta kufur olarak nitelendirilmistir Soz ve Tehdit Va d ve Va id el Va d ve el Va id الوعد و الوعيد yani Soz ve Tehdit Bu Allah in vadettigi soz verdigi sevap ve iyiligin tehdit ettigi cezanin gerceklesecegine inanmaktir Mutezile mezhebinin bu esasi bir diger itikadi mezhep olan Murcie ye karsi gelistirilmistir Murcie mezhebi iman etmeyen kafir kisinin yaptigi iyilikler fayda vermedigi gibi iman eden kisinin mu minin yaptigi gunahlar da kendisine zarar vermeyecegini one surmustur Va d ve Vaid prensibine gore ise iyilik yapan iyiligine karsi mukafatlandirilacak kotuluk yapansa kotulugune karsilik cezalandirilacaktir Mutezile mezhebinin bu esasina gore eger Murcie mezhebinin iman edenin gunahlari zarar vermez iddiasi dogru olsaydi Allah in vaid i yani tehdit etmesi korkutmasi gereksiz ve manasiz olurdu Oysa tevhid inancina gore bu mumkun degildir Bu esas ile Mutezile mezhebi Murcie yi tam anlamiyla reddeder Ayrica Mutezile mezhebi yine bu esas ile buyuk gunah isleyen muminin tovbe etmezse affedilemeyecegini one surmustur Iki Konum Arasindaki Bir Konum El Menzile beyne l menzileteyn المنزلة بين المنزلتين yani iki konum arasindaki bir konum Bu esas Mutezile mezhebinin buyuk gunah isleyenin durumu hakkindaki gorusuyle ilgilidir Mutezile mezhebine gore buyuk gunah isleyen bir mumin iman etmis kisi artik ne mumindir ne de kafirdir o artik fasiktir yani muminlik ile kafirlik arasinda bir yerdedir Mutezile inancina gore buyuk gunah isleyen mumin fasik olur ve fasik kisi isledigi buyuk gunahtan oturu tovbe etmeden olurse sonsuza kadar cehennemde azap ceker Eger tovbe ederse yeniden mumin olur ve mumin olarak da olurse cennete girer Bu mezhebe gore fasik bir kisi mumin ile kafir arasinda bir konumdadir bu esasin adi olan iki konum arasindaki bir konum da buradan gelmektedir Emr i bi l ma ruf ve nehy i anil munker Emr i bi l ma ruf yani iyiligi emretmek ve nehy i anil munker yani kotulukten sakindirmak الأمر بالمعروف و النهي عن المنكر Mutezile mezhebinin bu esasina gore kisi itikadi ve ameli konularda insanlari iyilige cagirmali iyiligi yaymali kotuluge karsi ise sakindirmali uyarmalidir Bu esastan yola cikarak Mutezile mezhebi mensuplari uzun yillar boyunca bircok farkli gorusten mezhepten ve inanctan insanla tartismis hatta zaman zaman tartismalara siddet ve kavga da karismistir Mutezile mezhebine gore bu bes ana esasin birine veya daha fazlasina inanmayan kisi Mu tezili olamaz Mutezile ile Ehl i Sunnet arasindaki farklarMutezile mezhebi Ehl i sunnet vel cemaat disi kabul edilir ve Ehl i sunnet ile pek cok noktada farkliliklar arz eder Bunlardan en onemlileri Allah in zati ile sifatlarinin bir ozdes olusu ruyetullahin mumkun olmayisi kulun amelinin haliki olusu iman amel munasebeti aklin nakle ustunlugu Kuran in mahlukiyeti ve buyuk gunah isleyenin durumu gibi hususlardir Yontem ve felsefenin Mutezile ye etkisiMutezile mezhebi akla ozellikle donemin diger itikadi mezheplerine oranla fazla deger verirdi Islam tarihcisi Muhammed Ebu Zehra bu hususu su sekilde tarif etmistir Akil ile bilinmesi imkansiz olan konular disinda akli hukumlere dayanirlardi Mutezile mezhebi akil ile naklin Kur an ve Sunnet celisir gozuktugu durumlarda ve konularda nakli akla uygun sekilde tevil eder yani yorumlarlardi Akla buyuk onem vermeleri nakle tamamen teslimiyeti savunan alimler ile catismalarina yol acmistir Mutezile akla onem vermesi ile Emr i bi l ma ruf ve nehy i anil munker esasi geregince kelam ilminin dogusunda buyuk rol oynamistir Mutezile nin akli hukumleri esas alisi Emevilerin son donemlerinde ve Abbasiler doneminde Hint ve Yunan dusuncesinin Islami kesimde yayilmasi ile gelismis ve farkli bir yon almistir Hint ve Yunan felsefesinden fazlasiyla etkilenen Mutezile bu felsefelerden yeni metotlar uretmistir Zamanla Hint ve Yunan felsefesiyle yakinlik arz eden cesitli felsefi hukumler de uretmeye baslamislardir Ayrica bakinizIslam dini itikat mezhepleri Kelam Ehli Sunnet Kaderiyye Cebriyye KaderKaynakcaKilavuz A Saim Ana Hatlariyla Islam Akaidi ve Kelam a Giris Ensar Nesriyat Ebu Zehra Muhammed Islam da Itikadi Siyasi ve Fikhi Mezhepler Tarihi Sura Yayinlari Ceviren Sibgatullah KayaNotlar a b c ITIKADI MEZHEPLER 2 Mu tezile Din Ahlak Egitimi Portali 19 Agustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 16 Haziran 2007 a b c d e Mu tezile Mezhebi dunyadinleri com 3 Agustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 16 Haziran 2007 Itikadi Firkalar akaid net 30 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 16 Haziran 2007 Kadi Abdulcebbar Mutezilede Din Usulu Iz yayincilik s 23 Ebu Zehra Muhammed Islam da Itikadi Siyasi ve Fikhi Mezhepler Tarihi Sura Yayinlari Ceviren Sibgatullah Kaya sf 140 Dis baglantilar Mutazalism 4 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce