Bu maddede bulunmasına karşın yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir.Mayıs 2017) () ( |
Bu maddenin içeriğinin Türkçeleştirilmesi veya doğrultusunda düzeltilmesi gerekmektedir. Bu maddedeki yazım ve noktalama yanlışları ya da anlatım bozuklukları giderilmelidir. (Yabancı sözcükler yerine Türkçe karşılıklarının kullanılması, karakter hatalarının düzeltilmesi, dilbilgisi hatalarının düzeltilmesi vs.) Düzenleme yapıldıktan sonra bu şablon kaldırılmalıdır. |
Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.
Orta Çağ felsefesinin genel özellikleri
Orta Çağ felsefesi, klasik batı felsefesi tarihi ekseninde bakılacak olunursa, Antikçağ felsefesinin sonlarında belirginleşmeye başlayan din yönelimli ya da dinsel içerikli felsefe tarzının gelişmesi olarak gerçekleşir. Bu noktada belirgin bir özellik olarak felsefenin dinsel tartışmaların bir aracı durumuna gelmiş olduğu, genel Batı felsefesi tarihçilerinin ortak saptamasıdır. Söz konusu olan din Hristiyanlıktır. Orta Çağ boyunca temellendirmek ya da kategorik bir temel sağlamak, felsefe yapma tarzının genel bir görünümü olmuştur. Hristiyan dininin kendisine felsefe aracılığıyla bir açıklayıcılık sağlamaya, geçerliliğini ispatlamaya yöneldiğini görmekteyiz. Bu dönem boyunca inanç-bilgi-akıl-Tanrı ekseninde yürütülen tartışmaları görmekteyiz. Din ile felsefe ilişkisi bu dönem boyunca çatışmalı durumlarda gösterir; bazı din bilgeleri felsefenin dinden, Hristiyanlıktan uzak tutulmasi gerektiğini söyler ve buna çaba gösterir, buna karşılık başka bazıları inancın ve dinin temellendirilmesinde felsefenin gerek olduğunu söyler.
Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü meydana getirdiği kaotik ortamda kültürel ve düşünsel gelişmelerde bir bir kesintiye yol açmıştır. Antikçağda oluşan ve süregelen düşünsel gelişmelerden belirgin bir uzaklaşma ve bu gelişmelerin reddedilişi görülür. Din-felsefe ilişkisi bu ortamda grift bir görünüm sunar; bir yanda felsefe din içerisinde kaybolmuş gibi görünürken, bu kayboluş aynı zamanda felsefenin din içinde saklanmasını ve korunmasını getirir. Dinsel düşünce kendisini temellendirmek için felsefeyi muhafaza ederken, bilgi sevgisi olarak anlaşılan haliyle olmasa ve dini amaçlara hizmet için kullanılsa bile belirli bir ölçüde antikçağda şekillenen felsefi düşüncenin korunmasını sağlamıştır. Felsefe bu dönemde açıkça görünür olmasa bile içkin özelliklerini tamamen yitirmemiştir. Bu bağlamda, Orta Çağ felsefesi, Kilise öğretileriyle varlığını sürdürmüş, fakat Rönesans'tan itibaren bilimsel ya da eleştirel düşünceye yönelmeye başlamıştır. Bu söz konusu nitelikteki Orta Çağ felsefesini Macit Gökberk "Hristiyanlaştırılmış Antik Felsefe" olarak değerlendirmektedir. Belirtilmesi gereken başka bir nokta ise, bu felsefenin öteki dönemlerde görülen felsefe yapma tarzından farklı olarak statik nitelikte oluşudur.
Orta Çağ felsefesinde ya da İslam felsefesinin etkisini de belirtmek gerekir. İslam felsefesi Batı düşüncesinde bu tür gelişmeler olurken, Antikçağ felsefesi ile irtibatlı olmuş, kaynakları çevirmiş, İslam'a özgü iç tartışmalarda bu kavramsal ve yöntemsel araçları kullanmıştır. 1200'lü yıllardan itibaren bu alandaki kaynaklar batı'ya yönelim gösterir, ki felsefe tarihçilerinin çoğu, Batı'daki din-felsefe ayrımlaşmasının hızlanmasında bu etkinin belirgin bir yeri olduğunu söylerler. İslam filozofları da benzer şekilde inancı antikçağ felsefesinden alınan kavramlarla temellendirmeye, akıl ve mantık yoluyla açıklık sağlamaya yönelirler. Bu yönelimle kutsal metinleri yorumlama, tefsir ve mantık ya da dil analizlerinin ortaya konulduğu görülür. Bu yaklaşım Orta Çağ felsefesinin genel karakteristiğidir bir anlamda. Yorumsamacılık'ın kökleri Orta Çağ felsefesine uzanır. Diğer Orta Çağ filozofları gibi onlar da Tanrı'dan hareket ederek, varlığa ve varoluşa, insan varlığına ve düşüncesine açıklık getirmeye çalışırlar. Bunlarla birlikte antikçağ düşüncesinin taşınması ve geliştirilmesi bakımından Farabi, İbni Rüşd, İbn-i Sina, İbni Arabi gibi filozofların Batı felsefesi üzerinde etkisi birçok bakımdan belirleyici olmuştur.
Orta Çağda felsefe gelenekleri
Orta Çağ felsefesinin genel özelliklerden anlaşılacağı üzere, genel bir din eksenlilik durumu söz konusudur. Buna bağlı olarak belirgin felsefe geleneklerini belirtecek olursak, şöyle sıralayabiliriz:
- Hristiyan felsefesi
- İslam felsefesi
- Yahudi felsefesi
- Bunlara eklenebilecek bir başka gelenek ise, Bizans İmparatorluğu içinde Grekçe yapılan felsefe olduğu için Bizans felsefesi olarak adlandırılan felsefedir.
Bu geleneklerin farklılıklarına rağmen ortak felsefi özellikleri Antikçağ felsefesine dayanıyor olmalarından ileri gelir; bu gelenekler antikçağ felsefesini kendi dinsel niteliklerine göre sürdürür durumdadırlar ve birbirlerini bu temelde sürekli etkilemişlerdir. Orta Çağ felsefe geleneklerinde, antikçağın önemli filozoflarının ve felsefe akımlarının çoğu görülür, şüphecilik hariç. Din temelli felsefe tarzının şüpheciliği tamamen dışlaması anlaşılır bir durumdur. Merkezinde Tanrı olan bir felsefe geleneğinin şüpheciliğe imkân tanımayacağı açıktır. Bunun dışında Platon; Aristo, Stoacılık vb. varlıklarını sürdürür.
Orta Çağ felsefesinin başlangıç evrelerinde Apologiacılar'ı ele almak gerekir. Bunlar Hristiyan dininin savunuculuğunu yapmaya, Hristiyanlığın söylendiği gibi bir kötülük ve dinsizlik olmadığını kanıtlamaya çalışırlar. Bunun gibi Patristik felsefe'de din adamlarının Hristiyanlik öğretisinin temellerini kurmaya yönelik bir girişim olarak belirir. Ayrıca dinsel-mistik bir eğilim olarak Gnostisizm'i de Orta Çağ felsefesinin başlangıç evrelerinde görmek mümkün. Söz konusu eğilimin doruğu Augustinus'tur. Augustinus, inancın kavramsal formunu oluşturmaya çalışarak Hristiyan düşüncesini temellendirmeye yönelmiş ve bu noktada ortaya koyduğu eseriyle Orta Çağ felsefesinin en önemli isimlerinden biri olmuştur. Hristiyan felsefesinin temsilcisi ve temeli olmakla birlikte Augustinus'un pek çok tartışması modern düşünce içinde varlığını sürdürmüştür.
Bu sırada Augustunus'un yaklaşımı karşısında Yeni Platonculuk vardır denilebilir. Augustinus, felsefenin görevinin Kilise öğretisini akılcı bir yolla temellendirmek olduğunu söylerken, Yeni-Platonculardan bireyden hareket ederek, kişisel din arayışını dile getirdiler. Böylece ilk yaklaşım felsefeyi Skolastisizme, ikincisi ise Mistisizm'e yöneltir.
Augustinus
Augustinus (354-430) Hristiyan öğretisine bütünlük kazandırmak yolunda en önemli adımları atan kişidir. olarak bilinen düşüncenin temellerinde Augustinus vardır. Augustinus'un inançsızlıktan maniciliğe (manicilik), oradan şüpheciliğe ve sonra Platonculuğa geçti ve en son olarak da Hristiyan olmaya giden yolu, kısa sürede Hristiyanlık içinde yükselmesiyle birlikte (sapkın) akımlara karşı yoğun bir mücadele ve Hristiyanlığın birliği için savaşımın temsilcisi olmaya dönüştü. Bu sapkın akımların başında elbette şüphecilik geliyordu. Augustinus, bir doğru vardır ve bunun elde edilebileceğinden şüphe edilemez şeklinde ifade edilebilecek düşünceyle hareket eder ve ünlü formülü "Şüphe ediyorum, demek ki varım" sonucuna ulaşır. Bunun yanı sıra Tanrı'nın varlığı öncesiz ve sonrasız bir varlıktır. Her bilgi Tanrı'nın varlığının kanıtı olan zaman dışı doğruluğun aranmasıdır. Dolayısıyla Augustinus Tanrı'yı ve insan ruhunun Tanrı'la ilişkisi sorununu temel mesele olarak ele alır. Yaradan ile yaratılan arasında varlık niteliği bakımında aşılamaz bir fark vardır. Tarih üzerine düşüncelerini ortaya koyarken 'ni temellendiren Augustinus, böylece Hristiyan kilisesini görevini de, bu devletin yeryüzündeki temsilcisi olma ve Tanrı'nın sözünü bu dünyada egemen kılma olarak belirlemesinde etkili olmuştur.
Skolastik Felsefe
Skolastik felsefe, genel olarak bir öğreti durumuna gelmiş olan Hristiyan inancının temellendirilmesi ve sistematikleştirilmesi girişiminden doğmuş olarak kabul edilir.Bu anlamda Patristik felsefenin devamı niteliğindedir. Bir başka açıdan Orta Çağ felsefesi denildiğinde akla gelen Skoilastik felsefedir. Bu doğal bir durumdur, çünkü skolastik felsefe hem Orta Çağ felsefesinin merkezi konumundadır hem de ona genel karakteri vermiştir. Başı ve sonu Orta Çağ ile belirlenmiş bir düşünme yönelimidir. Üç ayrı dönemde ele alınması genel bir eğilimdir, yaklaşık tarihlerle bunlar;
- Erken dönem Skolastik (800-1200 arası)
- Yüksek dönem Skolastik (1200-1300 arası)
- Geç dönem Skolastik (1300-1500 arası)
Skolastik felsefenin ana yönelimi Aristoteles'e yönelmiş olması tarafından belirlenir. Patristik felsefede görülen dinsel ağırlıklı Platonizmden ayrılmak üzere, skolastik felsefede bilgi ağırlıklı bir Aristotelizm öne çıkar. Hem Hristiyan hem İslam skolastiğinde Aristotales bir başlangıç noktası olarak görmektedir. Bu felsefe daha çok din adamlarının yetiştirildiği manastır ve katedrallerde ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
Skolastik felsefenin yönelimi rasyonel düşünceyi inanca uygulamak, vahiye akıl aracılığıyla bir kavranılırlık getirmek, inanca akıldan gelen saldırıları yine akıl aracılığıyla engellemeye çalışmaktır. "Anlamak için inanıyorum" düsturu bir anlamda Skolastik felsefenin nihai konumunu göstermektedir. Bu yönde skolastik felsefe realistik tutum sergilemiştir. Bu realistik tutuma göre gerçek Tanrı'ya aittir ve onu bilmek demek, önermelerle ve çıkarsamalarla gerçeği yansılamak demektir. Tek bir geçerli doğruluk vardır ve bu nedenle de yalnızca tek bir doğru bilgi sistemi olabilir.
Etik anlamda ise skolastik felsefe hem emredici bir ahlakı hem de bir değer ahlakını geliştirmiştir diyebiliriz. İyi bir değerdir ve Tanrı iyinin tamamıdır, bu nedenle kişi, bu değere yani "en yüksek iyi"ye ulaşmaya çalışmalıdır.
Başlangıcından en son dönemine kadar başlıca skolastik filozofları şöyle sıralabiliriz:
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Orta Çağ felsefesi 21 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Çağlara göre felsefe değerlendirmesi 21 Nisan 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Orta Çağda Evrenseller Problemi ve Skolastikler 29 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Betül Cötüksöken ile Orta Çağ Üstüne 16 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- Felsefe Tarihi, Macit Gökberk, Remzi Kitabevi, genişletilmiş 2.baskı/1967
- Orta Çağ Felsefe Tarihi, Ahmet Cevizci.
- Orta Çağ Felsefesi, İsmet Zeki Eyüboğlu, Pencere yayınları.
- Orta Çağ Felsefesi, Edouard Jeauneau, çeviren:, İletişim Yayınları.
- Yorum ve Orta Çağ Felsefesi, , çeviren:.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Mayis 2017 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bu maddenin iceriginin Turkcelestirilmesi veya Turkce dilbilgisi ve kurallari dogrultusunda duzeltilmesi gerekmektedir Bu maddedeki yazim ve noktalama yanlislari ya da anlatim bozukluklari giderilmelidir Yabanci sozcukler yerine Turkce karsiliklarinin kullanilmasi karakter hatalarinin duzeltilmesi dilbilgisi hatalarinin duzeltilmesi vs Duzenleme yapildiktan sonra bu sablon kaldirilmalidir Orta Cag felsefesi tarihsel donem itibariyla ilkcag felsefesinin bitiminden baslangicina kadar olan donemi kapsar M S 2 yuzyildan 15 yuzyil sonlarina 16 yuzyil baslarina ronesansa kadar olan donem olarak ele alinir Bu donemin felsefe tarihi acisindan kendine ozgu ozellikleri vardir Bircok felsefe tarihi kitabinda Orta Cag da felsefe yok sayilir ya da Orta Cag in karanlik bir cag oldugu degerlendirmesine bagli olarak felsefenin de karanliga gomuldugu one surulur Bunun yani sira Orta Cag da felsefenin varligini kabul eden ve bu felsefenin ozgul niteliklerini aciklayan felsefe tarihi calismalari da soz konusudur Orta Cag felsefesine etki etmis filozoflar Platon Seneca ve AristotelesOrta Cag felsefesinin genel ozellikleriAthanasius von Antiochia Orta Cag felsefesi klasik bati felsefesi tarihi ekseninde bakilacak olunursa Antikcag felsefesinin sonlarinda belirginlesmeye baslayan din yonelimli ya da dinsel icerikli felsefe tarzinin gelismesi olarak gerceklesir Bu noktada belirgin bir ozellik olarak felsefenin dinsel tartismalarin bir araci durumuna gelmis oldugu genel Bati felsefesi tarihcilerinin ortak saptamasidir Soz konusu olan din Hristiyanliktir Orta Cag boyunca temellendirmek ya da kategorik bir temel saglamak felsefe yapma tarzinin genel bir gorunumu olmustur Hristiyan dininin kendisine felsefe araciligiyla bir aciklayicilik saglamaya gecerliligini ispatlamaya yoneldigini gormekteyiz Bu donem boyunca inanc bilgi akil Tanri ekseninde yurutulen tartismalari gormekteyiz Din ile felsefe iliskisi bu donem boyunca catismali durumlarda gosterir bazi din bilgeleri felsefenin dinden Hristiyanliktan uzak tutulmasi gerektigini soyler ve buna caba gosterir buna karsilik baska bazilari inancin ve dinin temellendirilmesinde felsefenin gerek oldugunu soyler und Eloise Bati Roma Imparatorlugunun cokusu meydana getirdigi kaotik ortamda kulturel ve dusunsel gelismelerde bir bir kesintiye yol acmistir Antikcagda olusan ve suregelen dusunsel gelismelerden belirgin bir uzaklasma ve bu gelismelerin reddedilisi gorulur Din felsefe iliskisi bu ortamda grift bir gorunum sunar bir yanda felsefe din icerisinde kaybolmus gibi gorunurken bu kaybolus ayni zamanda felsefenin din icinde saklanmasini ve korunmasini getirir Dinsel dusunce kendisini temellendirmek icin felsefeyi muhafaza ederken bilgi sevgisi olarak anlasilan haliyle olmasa ve dini amaclara hizmet icin kullanilsa bile belirli bir olcude antikcagda sekillenen felsefi dusuncenin korunmasini saglamistir Felsefe bu donemde acikca gorunur olmasa bile ickin ozelliklerini tamamen yitirmemistir Bu baglamda Orta Cag felsefesi Kilise ogretileriyle varligini surdurmus fakat Ronesans tan itibaren bilimsel ya da elestirel dusunceye yonelmeye baslamistir Bu soz konusu nitelikteki Orta Cag felsefesini Macit Gokberk Hristiyanlastirilmis Antik Felsefe olarak degerlendirmektedir Belirtilmesi gereken baska bir nokta ise bu felsefenin oteki donemlerde gorulen felsefe yapma tarzindan farkli olarak statik nitelikte olusudur Orta Cag felsefesinde ya da Islam felsefesinin etkisini de belirtmek gerekir Islam felsefesi Bati dusuncesinde bu tur gelismeler olurken Antikcag felsefesi ile irtibatli olmus kaynaklari cevirmis Islam a ozgu ic tartismalarda bu kavramsal ve yontemsel araclari kullanmistir 1200 lu yillardan itibaren bu alandaki kaynaklar bati ya yonelim gosterir ki felsefe tarihcilerinin cogu Bati daki din felsefe ayrimlasmasinin hizlanmasinda bu etkinin belirgin bir yeri oldugunu soylerler Islam filozoflari da benzer sekilde inanci antikcag felsefesinden alinan kavramlarla temellendirmeye akil ve mantik yoluyla aciklik saglamaya yonelirler Bu yonelimle kutsal metinleri yorumlama tefsir ve mantik ya da dil analizlerinin ortaya konuldugu gorulur Bu yaklasim Orta Cag felsefesinin genel karakteristigidir bir anlamda Yorumsamacilik in kokleri Orta Cag felsefesine uzanir Diger Orta Cag filozoflari gibi onlar da Tanri dan hareket ederek varliga ve varolusa insan varligina ve dusuncesine aciklik getirmeye calisirlar Bunlarla birlikte antikcag dusuncesinin tasinmasi ve gelistirilmesi bakimindan Farabi Ibni Rusd Ibn i Sina Ibni Arabi gibi filozoflarin Bati felsefesi uzerinde etkisi bircok bakimdan belirleyici olmustur Orta Cagda felsefe gelenekleriOrta Cag felsefesinin genel ozelliklerden anlasilacagi uzere genel bir din eksenlilik durumu soz konusudur Buna bagli olarak belirgin felsefe geleneklerini belirtecek olursak soyle siralayabiliriz Hristiyan felsefesi Islam felsefesi Yahudi felsefesi Bunlara eklenebilecek bir baska gelenek ise Bizans Imparatorlugu icinde Grekce yapilan felsefe oldugu icin Bizans felsefesi olarak adlandirilan felsefedir Kindi Bu geleneklerin farkliliklarina ragmen ortak felsefi ozellikleri Antikcag felsefesine dayaniyor olmalarindan ileri gelir bu gelenekler antikcag felsefesini kendi dinsel niteliklerine gore surdurur durumdadirlar ve birbirlerini bu temelde surekli etkilemislerdir Orta Cag felsefe geleneklerinde antikcagin onemli filozoflarinin ve felsefe akimlarinin cogu gorulur suphecilik haric Din temelli felsefe tarzinin supheciligi tamamen dislamasi anlasilir bir durumdur Merkezinde Tanri olan bir felsefe geleneginin suphecilige imkan tanimayacagi aciktir Bunun disinda Platon Aristo Stoacilik vb varliklarini surdurur Orta Cag felsefesinin baslangic evrelerinde Apologiacilar i ele almak gerekir Bunlar Hristiyan dininin savunuculugunu yapmaya Hristiyanligin soylendigi gibi bir kotuluk ve dinsizlik olmadigini kanitlamaya calisirlar Bunun gibi Patristik felsefe de din adamlarinin Hristiyanlik ogretisinin temellerini kurmaya yonelik bir girisim olarak belirir Ayrica dinsel mistik bir egilim olarak Gnostisizm i de Orta Cag felsefesinin baslangic evrelerinde gormek mumkun Soz konusu egilimin dorugu Augustinus tur Augustinus inancin kavramsal formunu olusturmaya calisarak Hristiyan dusuncesini temellendirmeye yonelmis ve bu noktada ortaya koydugu eseriyle Orta Cag felsefesinin en onemli isimlerinden biri olmustur Hristiyan felsefesinin temsilcisi ve temeli olmakla birlikte Augustinus un pek cok tartismasi modern dusunce icinde varligini surdurmustur Bu sirada Augustunus un yaklasimi karsisinda Yeni Platonculuk vardir denilebilir Augustinus felsefenin gorevinin Kilise ogretisini akilci bir yolla temellendirmek oldugunu soylerken Yeni Platonculardan bireyden hareket ederek kisisel din arayisini dile getirdiler Boylece ilk yaklasim felsefeyi Skolastisizme ikincisi ise Mistisizm e yoneltir AugustinusAugustinus Augustinus 354 430 Hristiyan ogretisine butunluk kazandirmak yolunda en onemli adimlari atan kisidir olarak bilinen dusuncenin temellerinde Augustinus vardir Augustinus un inancsizliktan manicilige manicilik oradan suphecilige ve sonra Platonculuga gecti ve en son olarak da Hristiyan olmaya giden yolu kisa surede Hristiyanlik icinde yukselmesiyle birlikte sapkin akimlara karsi yogun bir mucadele ve Hristiyanligin birligi icin savasimin temsilcisi olmaya donustu Bu sapkin akimlarin basinda elbette suphecilik geliyordu Augustinus bir dogru vardir ve bunun elde edilebileceginden suphe edilemez seklinde ifade edilebilecek dusunceyle hareket eder ve unlu formulu Suphe ediyorum demek ki varim sonucuna ulasir Bunun yani sira Tanri nin varligi oncesiz ve sonrasiz bir varliktir Her bilgi Tanri nin varliginin kaniti olan zaman disi dogrulugun aranmasidir Dolayisiyla Augustinus Tanri yi ve insan ruhunun Tanri la iliskisi sorununu temel mesele olarak ele alir Yaradan ile yaratilan arasinda varlik niteligi bakiminda asilamaz bir fark vardir Tarih uzerine dusuncelerini ortaya koyarken ni temellendiren Augustinus boylece Hristiyan kilisesini gorevini de bu devletin yeryuzundeki temsilcisi olma ve Tanri nin sozunu bu dunyada egemen kilma olarak belirlemesinde etkili olmustur Skolastik FelsefeSkolastik felsefe genel olarak bir ogreti durumuna gelmis olan Hristiyan inancinin temellendirilmesi ve sistematiklestirilmesi girisiminden dogmus olarak kabul edilir Bu anlamda Patristik felsefenin devami niteligindedir Bir baska acidan Orta Cag felsefesi denildiginde akla gelen Skoilastik felsefedir Bu dogal bir durumdur cunku skolastik felsefe hem Orta Cag felsefesinin merkezi konumundadir hem de ona genel karakteri vermistir Basi ve sonu Orta Cag ile belirlenmis bir dusunme yonelimidir Uc ayri donemde ele alinmasi genel bir egilimdir yaklasik tarihlerle bunlar Erken donem Skolastik 800 1200 arasi Yuksek donem Skolastik 1200 1300 arasi Gec donem Skolastik 1300 1500 arasi Johannes Duns Scotus Skolastik felsefenin ana yonelimi Aristoteles e yonelmis olmasi tarafindan belirlenir Patristik felsefede gorulen dinsel agirlikli Platonizmden ayrilmak uzere skolastik felsefede bilgi agirlikli bir Aristotelizm one cikar Hem Hristiyan hem Islam skolastiginde Aristotales bir baslangic noktasi olarak gormektedir Bu felsefe daha cok din adamlarinin yetistirildigi manastir ve katedrallerde ortaya cikmis ve gelismistir Skolastik felsefenin yonelimi rasyonel dusunceyi inanca uygulamak vahiye akil araciligiyla bir kavranilirlik getirmek inanca akildan gelen saldirilari yine akil araciligiyla engellemeye calismaktir Anlamak icin inaniyorum dusturu bir anlamda Skolastik felsefenin nihai konumunu gostermektedir Bu yonde skolastik felsefe realistik tutum sergilemistir Bu realistik tutuma gore gercek Tanri ya aittir ve onu bilmek demek onermelerle ve cikarsamalarla gercegi yansilamak demektir Tek bir gecerli dogruluk vardir ve bu nedenle de yalnizca tek bir dogru bilgi sistemi olabilir Etik anlamda ise skolastik felsefe hem emredici bir ahlaki hem de bir deger ahlakini gelistirmistir diyebiliriz Iyi bir degerdir ve Tanri iyinin tamamidir bu nedenle kisi bu degere yani en yuksek iyi ye ulasmaya calismalidir Roger Bacon Baslangicindan en son donemine kadar baslica skolastik filozoflari soyle siralabiliriz Anselmus Petrus Abelardus Albertus Magnus Aquina li Thomas Duns Scotus Ockhamli William Roger BaconAyrica bakinizIlk Cag felsefesi Ronesans 17 yuzyil felsefesi Aydinlanma CagiDis baglantilarOrta Cag felsefesi 21 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Caglara gore felsefe degerlendirmesi 21 Nisan 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Orta Cagda Evrenseller Problemi ve Skolastikler 29 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Betul Cotuksoken ile Orta Cag Ustune 16 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde KaynakcaFelsefe Tarihi Macit Gokberk Remzi Kitabevi genisletilmis 2 baski 1967 Orta Cag Felsefe Tarihi Ahmet Cevizci Orta Cag Felsefesi Ismet Zeki Eyuboglu Pencere yayinlari Orta Cag Felsefesi Edouard Jeauneau ceviren Iletisim Yayinlari Yorum ve Orta Cag Felsefesi ceviren