Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir (grandiyöz veya paranoid delüzyonlar gibi), kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir hastalığın belirtisi olabilir.
Psikoz | |
---|---|
Uzmanlık | Psikiyatri, klinik psikoloji |
Etimoloji
Psikoz sözcüğü ilk kez Ernst von Feuchtersleben tarafından 1845'te delilik ve maniye alternatif olarak kullanılmıştır. Sözcük Yunanca psyche ("zihin, ruh") ve -osis ("hastalıklı" veya "anormal durum")'dan türemiştir.[1] Sözcük zihin bozuklukları olduğu düşünülen bozuklukları, sinir sistemindeki bir bozukluktan türediği düşünülen nevrozdan ayırmak için kullanılmıştı.
Genel bakış
Genel psikiyatride psikoz ağır akıl hastalığının semptomu olarak kabul edilir fakat, kendisi bir diyagnoz sayılmaz. Her ne kadar sadece belirli bir psikolojik veya fiziksel durumla arasında bağlantı olmasa da, özellikle şizofreni, bipolar bozukluk ve ağır klinik depresyon ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca psikotik duruma yol açabilecek, saptanabilir fiziksel patolojiler de vardır, veya diğer nörolojik bozukluklar, lupus ve alışkanlık oluşmuş uyuşturucu maddelerin kullanımının geri çekilmesi gibi.
Psikoz terimi, bir kişinin davranışları sebebiyle suçlanamayacağını ortaya koyan ve hukuki bir terim olan delilik kavramından ayrıştırılmalıdır. Benzer bir şekilde, bir kişilik bozukluğu olan psikopatiden de farklıdır. Her ne kadar yaygın görüş ikisini aynı şekilde ele almakta ve psiko olarak kısaltmakta ise de, psikoz psikopatinin temel özellikleriyle benzerlik taşımaz; özellikle şiddet yönü psikozda nadiren görülürken, gerçeklik duyusunun bozulması ve kaybolması da psikopatide nadiren görülür.
Psikoz ayrıca deliryum durumundan da ayrıştırılmalıdır, zira bir psikotik birey yüksek düzeyde entelektüel emek isteyen işleri bilinci açıkken yapabilir. Son olarak, zihinsel hastalıktan da ayrıştırılmalıdır. Psikoz diğer zihinsel hastalıkların bir semptomu olarak görülebilir fakat, tanımsal bir kavram olarak kendi başına bir hastalık sayılır. Örneğin, şizofreni olan kişiler psikoz içermeyen uzun dönemler geçirebilir ve bipolar bozukluğu ve depresyonu olan kişilerde de psikozsuz duygudurum semptomları olabilir. Tersi şekilde, kronik zihinsel hastalığı olmayan birisinde, yoğun stres veya bir advers ilaç tepkisi nedeniyle psikoz oluşabilir.
Psikoaktif maddelerin kullanımı sonrası gerçekleşen psikotik durumlar özellikle , kronik kullanım ve kullanmayı bırakma (geri çekilme) ile ilişkilendirilebilir. Belirli bileşikler diğerlerine oranla daha yüksek bir psikoza yol açma olasılığına sahiptirler ve bazı bireyler diğerlerine oranla daha hassas olabilirler. Belirli 'sokak' maddeleri, örneğin kokain, amfetamin, PCP ve halüsinojenler psikoz gelişimiyle ilişkilidir. Antikolinerjik ilaçlar (atropin, skopolamin, Datura stramonium) ve birçok antihistamin de bazı kişilerde psikoza yol açabilir.
Merkezi sinir sisteminde genel depresan etkileri olan maddeler kullanımları sırasında genellikle psikoza neden olmazlar ve aslında bazı insanlarda semptomların etkilerini azaltabilir. Fakat bu tip maddelerin kullanımına son verilmesi (geri çekinilmesi) özellikle tehlikeli olabilir, psikoz veya deliryuma neden olabilir.
Psikolojik stresin de psikotik durumlarda payı olduğu ve bunları tetiklediği bilinmektedir. Hem yaşam boyunca olmuş çeşitli travmatik olayları barındıran bir geçmişin hem de yeni karşılaşılmış olan stresli bir olayın, psikozun gelişiminde payı olduğu bilinmektedir. Bu durum stresin tetiklediği kısa dönemli psikoz kısa süreli tepkisel psikoz (veya kısa reaktif psikoz) olarak anılır.
Uykusuzluk psikozla ilişkilendirilmiş olmakla birlikte, çoğunluk için büyük bir risk faktörü olduğuna dair fazla kanıt yoktur. Bazı kişiler veya halüsinasyonlar geçirse de, bunlar normal uyku fenomenleri olup, psikozun belirtilerinden sayılmaz.
1960'lar ve 1970'lerde psikoz, karşı kültür eleştirmenlerinin ilgi odağı olmuştur. Bunlar psikozun illaki bir hastalık olması gerekmediğini, belki gerçeklik inşa etmenin sadece farklı bir yolu olabileceğini öne sürmüşlerdir. Örneğin, R. D. Laing psikozun, benzeri görüşlerin hoş karşılanmayacağı bir durumda yaşayan kişilerin kaygılarını sembolik bir şekilde ifadesi olarak görmüştür. Ayrıca psikozun iyileştirici (şifa) ve ruhani yönleri olan bir deneyim olduğunu iddia etmiştir.
Bununla birlikte, genel olarak, psikozun teşhis ve bilimsel incelenmesindeki gelişmeler biyoloji, bilişsel psikoloji ve nöropsikoloji temelli teorilerin kabul edilmesine yol açmıştır. 1990'lardan beri, ABD ve Avrupa'da sadece bir iki saygın pratisyen psikoza bu bilimsel çerçevedeki kaynaklar dışında yaklaşmıştır.
Antipsikotik ilaçlar psikozun tedavisinde kullanılmaktadır ve potansiyel olarak semptomları nispeten hızlı bir şekilde azaltabilir veya yok edebilir. Bugün birçok klinik standart organizasyonları tarafından psikoz için etkili bir psikolojik tedavi olarak önerilmektedir.
Belirtiler ve psikotik deneyimler
Belirtiler
Psikoz belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Düşünce bozukluğu; Düşüncelerin belirli bir düzene oturtulamaması, karmaşık bir hale gelmesi, bunun sonucu olarak konuşmada bozukluklar, dikkat toplamada sorunlar vb.
- Duygudurumda değişkenlik; Belirli sebepler olmaksızın kişinin duygudurumunda değişiklikler olabilir, değişkenlik görülebilir. Örneğin herhangi bir neden olmaksızın kişi çok üzülebileceği gibi yine bir neden yokken çok coşkulu olabilir.
- Delüzyonel inançlar; Kişinin gerçek dışı düşünce ve inançlara sahip olması. Bu inançlar çok güçlü ve ısrarcı olabilir.
- Halüsinasyonlar; Kişilerde gerçekte var olmayan şeyleri görme, koklama veya duyma gibi duyu bozuklukları görülebilir.
- Kişilik değişikliği ; Bireyin kişiliğinde ve davranışlarında büyük değişiklikler olması.
Belirtiler bireyden bireye büyük oranda farklılık gösterir. Ayrıca bazı bireyler psikoza diğerlerinden daha yatkındırlar. Ayrıca psikozun tipine ve arka planda yatan zihinsel hastalığa göre belirtiler ve yoğunlukları değişebilir. Örneğin duygudurum değişkenliği bipolar bozukluğun belirtisi olarak psikoz geçiren bir kişide daha yoğunken, halüsinasyonlar şizofreninin belirtisi olarak psikoz geçiren bir kişide daha yoğun olabilir.
Psikotik deneyimler
Bir psikotik epizod kişinin duygudurumuna ve zihinsel hastalığına göre değişir; örneğin bir depresyon arka planındaki kişinin yaşadığı psikotik epizod ile mani arka planındaki bir kişinin yaşadığı psikotik epizod arasında fark olabilir.
Her ne kadar sıkıntılı ve güç bir durum da olsa, psikoz deneyimlerinde faydalı yönler bulan ve bu deneyimleri kişisel gelişimleri için kullanan kişiler de olmuştur.
Varsanılar (Halüsinasyonlar)
Varsanı "hakiki bir etki olmadan duyu organlarının tembih almış gibi çalışması" olarak tanımlanabilir. Varsanılar beş duyunun her birinde oluşabileceği gibi herhangi bir şekli de alabilir; yani basit duyumsamalardan (örneğin ışık, renkler, tatlar veya kokular) gerçekte var olmayan hayvan ve insanlarla iletişim, belirli sesler duymak gibi daha anlamlı ve karmaşık deneyimlere kadar uzanabilir. Ses varsanıları, özellikle de seslerin duyulması deneyimi psikozun önde gelen ve yaygın özelliklerindendir. Varsanılan sesler kişi hakkında veya kişiyle konuşabilir ve birden çok konuşma birden çok ses duyulabilir. Ses varsanıları özellikle de kişiye emredici, küçültücü veya meşgul edici olduklarında sıkıntılı olurlar.
Delüzyonlar ve paranoya
Psikoz delüzyonel veya paranoid inançlar içerebilir. Karl Jaspers psikotik delüzyonları birincil ve ikincil tiplere sınıflandırır. Birincil delüzyonlar belirli anlaşılabilir nedenleri olmaksızın tanımlanırken, ikincil delüzyonlar kişinin arka planı ve güncel durumuyla bağlantılı olarak anlaşılabilir.
Düşünce bozukluğu
Formal düşünce bozukluğu bilinçli düşüncede oluşan bir bozukluk olarak tanımlanabilir ve büyük ölçüde konuşma ve yazıdaki etkilerine göre sınıflandırılır. Etkilenmiş kişilerde baskılı konuşma (hızlı ve duraksız konuşma) görülebilir.
Anlayış yetersizliği
Psikozun önemli özelliklerinden biri de kişinin davranış veya deneyimlerinin garip, yabancı veya doğaüstü halinin kişi tarafından anlaşılamamasıdır. Akut psikoz durumunda dahi, kişiler halüsinasyonlarının ve imkânsız delüzyonlarının herhangi bir şekilde gerçek dışı olabileceğini düşünemezler, anlayamazlar. Yine de bu mutlak değildir; iç görü/anlayış bireyler arasında ve psikotik epizodun süreci boyunca değişiklik gösterebilir.
Tıbbi açıdan psikoz
Psikozun birkaç olası sebebi vardır. Psikoz derinde yatan bir zihinsel hastalığın, örneğin bipolar bozukluk veya şizofreninin sonucu oluşabilir. Ayrıca psikoz ağır zihinsel stres ve amfetamin, LSD, , kokain veya skopolamin gibi maddelerin yüksek dozlarda veya kronik kullanımında tetiklenebilir veya yoğunlaşabilir. Merkezi sinir sistemi depresan ilaçlarından ani geri çekilme (kullanımını bırakma) psikotik epizodları tetikleyebilir. Psikozun geniş yelpazede birçok farklı hastalık veya durumda görülmesinden (örneğin AIDS, lepra ve sıtma dahil) anlaşılabileceği gibi, bir psikotik epizodun tek bir nedeni olmayabilir.
Ana psikozların manik depresif delilik (şu an bipolar bozukluk diye anılır) ve dementia praecox'a (şu an şizofreni diye anılır) ayrılması Emil Kraepelin tarafından yapılmıştır. Kraepelin 19. yüzyıl psikiyatristlerince belirlenmiş çeşitli zihinsel bozuklukların bir sentezini oluşturmaya çalışmıştır. Bunu ortak semptomların sınıflandırılması temelinde hastalıkları gruplandırarak yapmaya çalışmıştır. Kraepelin 'manik depresif delilik' terimini duygudurum bozukluklarının tüm spektrumunu tanımlamak için, genelde bugünkü kullanımından çok daha geniş bir çerçevede kullanmıştır. Kraepelin'in sınıflandırmasına göre terim bipolar bozukluğun yanı sıra 'ünipolar' klinik depresyonu ve gibi diğer duygudurum bozukluklarını da kapsayacaktı. Bunlar duygudurum kontrolüyle ilgili problemlerle karakterizedirler ve psikotik epizodlar duygudurumdaki rahatsızlıklarla ilgili olarak oluşur ve tedavi bile görmeyen hastalar sık sık psikotik epizodlar arasında normal işleyen dönemler geçirmektedirler. Şizofreni ise duygudurumdaki rahatsızlıklarla ilgisiz bir şekilde oluşan psikotik epizodlarla karakterizedir. Çoğu tedavi görmeyen hastalar psikotik epizodlar arasında rahatsızlık belirtileri göstereceklerdir.
Psikotik epizodların süresi bireyden bireye farklılık gösterebilir. Kısa süreli tepkisel psikozda psikotik epizod doğrudan hayattaki belirli bir stresli olayla ilgilidir ve bu nedenle hastalar ani bir şekilde iyileşip, iki hafta içinde normale dönebilirler. Bazı nadir vakalarda ise, bireyler uzun yıllar boyunca psikoz durumunda kalabilir veya çoğu zaman zayıflamış psikotik semptomlar gösterebilirler.
Kısa süreli psikotik epizod geçiren bir hasta, (örneğin) şizofreni sonucu psikotik olan bir başka hastayla aynı semptomlara sahip olabilir ve bu olgu, psikozun temelde beyindeki belirli bir biyolojik sistemde oluşan bir bozukluk olduğu fikrini desteklemekte kullanılmıştır. Bu sanıdan temel alan erken bir teori olmasına rağmen hâlâ popülerliğini korumaktadır. Bununla beraber, psikoz deneyiminde çok geniş bir faktörler topluluğunun (çevresel, sosyal ve çocukluktaki gelişim faktörleri dahil) etkin olduğu belirginleştiği için, biyolojik teorilere ne kadar ağırlık verilebileceği tartışmalıdır.
Herkesin bazı garip ve potansiyel olarak gerçekliğin bozulduğu deneyimler geçirebileceğinden yola çıkarak, psikozun sürekli olarak var olduğu da iddia edilmiştir. Bu fikir (örneğin) halüsinasyon gibi deneyimlerin, deneyimleri nedeniyle sıkıntıya düşmeseler veya zarar görmeseler de, nüfusun büyük bir bölümünde görüldüğünü ortaya koyan araştırmalarca desteklenmiştir.[2] Bu görüşe göre psikotik bir hastalık teşhisi konan kişiler spekturumun sonunda, deneyimlerin özellikle yoğun veya sıkıntılı olduğu durumda olabilirler (bakınız şizotipi).
Psikoz ve beyin fonksiyonu
Psikozlu bir kişinin ilk kez 1935'te diye adlandırılan bir teknik yardımıyla görüntüsü alınmıştır.[3] Psikotik epizod geçiren insanların hem beyin yapısındaki değişiklikleri hem de beyin fonksiyonundaki değişiklikleri araştıran modern beyin görüntüleme çalışmaları, karışık sonuçlar vermiştir.
Psikozlu kişilerin beyinlerindeki yapısal değişiklikleri araştıran 2003 tarihli bir çalışma, kişilerin psikotik olmalarının öncesi ve sonrasında, gri maddede önemli bir azalma olduğunu gösterdi.[4] Bu gibi bulgular psikozun kendisinin nörotoksik olup olmadığı ve psikotik epizodun uzunluğunun beyindeki potansiyel olarak zararlı değişikliklerle ilgili olup olamadığı gibi tartışmaların doğmasına yol açmıştır. Her ne kadar araştırmalar devam etse de, güncel araştırmalar durumun bu olmadığını göstermiştir.[5]
Fonksiyonel beyin taramaları beynin duyuları algılayan bölümlerinin psikoz sırasında aktif olduğunu göstermiştir. Örneğin, sesler duyduğunu iddia eden bir kişiye yapılan PET veya 'nin sonuçları, kişinin işitsel korteksinde veya beynin konuşmayı anlama ve algılamayla ilgili kısımlarında etkinlik olduğunu gösterebilir.
Öte yandan, inanç kavramının farklı insanlar arasında doğru bir karşılaştırma yapmak için kullanılabilecek açık bir psikolojik tanımı yoktur.
Net bir bulgu ise, psikotik deneyimlere eğilimli olan kişilerin beyinlerinin sağ yarım küresinde daha yüksek bir etkinliğin gözlendiğidir.[6] Sağ yarım küredeki bu yüksek etkinlik düzeyi, yoğun paranormal inançları olan sağlıklı kişilerde[7] ve mistik deneyimler beyan eden sağlıklı kişilerde[8] de görülmüştür. Aynı zamanda daha yaratıcı olan kişilerin de benzer beyin etkinliği modelleri göstermeye daha yatkın olduğu ortaya konmuştur.[9] Bazı araştırmacılar bunun hiçbir şekilde paranormal, mistik veya yaratıcı deneyimlerin kendi kendilerine zihinsel hastalığın bir semptomu olabileceği anlamına gelmediğini belirtmiştirler; zira bu gibi deneyimlerin bazılarında faydalıyken bazılarında teşhis edilebilir zihinsel patolojik sıkıntı ve rahatsızlığa yol açabilmesine neyin neden olduğu belirsizdir.
Psikoz geleneksel olarak dopamin nörotransmitterine bağlanmıştır. Özellikle, etkili bir iddia olan psikozun beyindeki dopamin fonksiyonunun aşırı etkinliği nedeniyle oluştuğunu ifade etmektedir. Bu teoriyi destekleyen iki ana kanıtsal kaynak dopamin-engelleyici ilaçların (antipsikotikler) psikotik semptomların yoğunluğunu azaltmaya eğilimli oluşu ve dopamin etkinliğini artıran ilaçların (amfetamin ve kokain gibi) bazı insanlarda psikozu tetiklediğidir (bakınız ).
Genelde psikoz ile dopamin arasındaki bağlantının kompleks olduğuna inanılmaktadır. Her şeyden önce, antipsikotik ilaçlar dopamin reseptörlerini anında bloke ederken (engellerken), psikoz semptomlarını azaltmaları genellikle bir veya iki hafta alır.[] Ek olarak, yeni ve eşit oranda etkili antipsikotik ilaçlar, eski ilaçlara nispeten beyinde daha az dopamin bloke ederken, serotonin fonksiyonunu da etkilerler; bu da dopamin hipotezinin durumu fazlasıyla basitleştirdiği fikrini doğurmaktadır.
Psikiyatrist David Healy farmasötik firmaları bu zihinsel hastalık için basitleştirilmiş biyolojik teorileri destekleyip, psikoz etyolojisinde önemli etkenler olduğu bilinen sosyal ve gelişimsel faktörlerin göz ardı ettikleri ve farmasötik tedavilerin birincil olduğunu vurguladıkları yönünde eleştirmiştir.[10]
Bazı teoriler psikotik semptomları, kişinin içinde geçirdiği deneyim ve oluşturduğu fikirlerin aidiyetinin algılanmasıyla ilgili bir sorun olduğu şeklinde görürler.[11] Örneğin, sesler işitme deneyimini geçiren bir psikotik kişinin aslında bu sesleri içinden kendisinin konuşması fakat dışarıdaki bir kaynaktan geldiği şeklinde yanlış biçimde algılaması.
Kenevir ve psikoz
Bugün kenevir kullanımı ile psikoza karşı hassasiyet arasındaki muhtemel küçük ama önemli bir bağlantı üzerine kanıtlar artmaktadır.[12] Bazı çalışmalar kenevir kullanımının psikotik deneyimindeki ufak bir artışla ilişkili olduğunu ve bunun da bazı insanlarda psikozu tetikleyebileceğini ortaya koymuştur. Erken dönemli çalışmalar, katılımcıların daha önce veya test sürecinde kullanmış olabileceği diğer maddeleri (örneğin LSD) ve diğer faktörleri dikkate almadıkları için eleştirilmişlerdir. Bununla birlikte, daha iyi kontrole sahip daha güncel çalışmalar da kenevir kullananlarda psikoz riskinde küçük bir artış olduğu sonucuna varmıştır. Bunun nedensel bir bağ olup olmadığı hâlâ belirsizdir ki; ayrıca bu sadece kenevir kullanımının zaten psikoza yatkın olan insanlarda psikoz riskini yükselttiği anlamına da gelebilir. Kenevir kullanımının son yıllardaki artışı ile birlikte psikoz oranının artmayışı[13], tüm kenevir kullananlar için doğrudan bir bağlantının olmadığı fikrini doğurmuştur.
Psikiyatrik olmayan durumlar ve psikoz
Psikoz birçok hastalığın öğesi olabilir; sıklıkla da beyin veya sinir sistemi doğrudan etkilendiği durumlarda. Psikozun zaman zaman bazı hastalıklara (örneğin grip ve kabakulak dahil) paralel olarak ortaya çıktığı gerçeği de, çeşitli sinir sistemi stresörlerinin psikotik bir tepkiye yol açabileceği fikrini oluşturmuştur. Psikiyatrik olmayan durumlarda ortaya çıkan psikoz zaman zaman 'ikincil psikoz' olarak anılır. Bunun gerçekleşmesine yol açan mekanizmalar hâlâ bilinmezken, psikozun belirli olmayışı Tsuang ve meslektaşlarının "psikoz zihinsel hastalığın 'ateş'idir - ciddi fakat belirsiz bir gösterge"[14] şeklinde düşünmesine yol açmıştır.
Psikoz ile özellikle ilişkilendirilen ve psikiyatrik olmayan bazı durumlar vardır, bunlardan birkaçı şunlardır:
Tedavi metodları
Büyük değişkenlik sebebiyle, tedavi öncesinde psikotik kişiyle bir dizi görüşme yapılır. Bu görüşmelerde çevresel ve sosyal etkenler hakkında da bilgi edinilir zira bunların psikoz etyolojisinde önemli rol oynadıkları bilinmektedir. Tedavi genellikle ilaç tedavisinin yanı sıra de içerir. İlaç tedavisi antipsikotikleri içerir. Psikolojik terapi psikozun yoğunlaştığı noktalara, arka plana ve bireye göre büyük değişkenlik gösterebilir. Doğrudan birebir terapinin yanı sıra grup terapisi olarak da yürütülebilir.
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ - Johns LC, van Os J. (2001) The continuity of psychotic experiences in the general population. Clinical Psychology Review, 21 (8), 1125-41
- ^ - Moore, MT, Nathan, D, Elliot, AR & Laubach, C. (1935) Encephalographic studies in mental disease. American Journal of Psychiatry, 92 (1), 43-67
- ^ - Pantelis C, Velakoulis D, McGorry PD, Wood SJ, Suckling J, Phillips LJ, Yung AR, Bullmore ET, Brewer W, Soulsby B, Desmond P, McGuire PK. (2003) Neuroanatomical abnormalities before and after onset of psychosis: a cross-sectional and longitudinal MRI comparison. Lancet, 25, 361 (9354), 281-8.
- ^ - Ho, B. C., Alicata, D., Ward, J., Moser, D. J., O'Leary, D. S., Arndt, S., et al. (2003) Untreated initial psychosis: relation to cognitive deficits and brain morphology in first-episode schizophrenia. American Journal of Psychiatry, 160(1), 142-148.
- ^ - Lohr JB, Caligiuri MP (1997) Lateralized hemispheric dysfunction in the major psychotic disorders: historical perspectives and findings from a study of motor asymmetry in older patients. Schizophrophrenia Research, 30, 27(2-3), 191-8.
- ^ - Pizzagalli, D., Lehmann, D., Gianotti, L., Koenig, T., Tanaka, H., Wackermann, J., et al. (2000) Brain electric correlates of strong belief in paranormal phenomena: intracerebral EEG source and regional Omega complexity analyses. Psychiatry Research, 100(3), 139-154.
- ^ - Makarec, K., & Persinger, M. A. (1985) Temporal lobe signs: electroencephalographic validity and enhanced scores in special populations. Perceptual and Motor Skills, 60(3), 831-842.
- ^ - Weinstein, S., & Graves, R. E. (2002) Are creativity and schizotypy products of a right hemisphere bias? Brain and Cognition, 49(1), 138-151.
- ^ - (2002) The Creation of Psychopharmacology. Cambridge, MA: Harvard University Press.
- ^ - Blakemore SJ, Smith J, Steel R, Johnstone CE, Frith CD. (2000) The perception of self-produced sensory stimuli in patients with auditory hallucinations and passivity experiences: evidence for a breakdown in self-monitoring. Psychological Medicine, 30 (5), 1131-9.
- ^ - Degenhardt, L. (2003) Editorial: The link between cannabis use and psychosis: furthering the debate. Psychological Medicine, 33, 3-6.
- ^ - Degenhardt, L., Hall, W., & Lynskey, M. (2001) Comorbidity between cannabis use and psychosis: Modelling some possible relationships. NDARC Technical Report No. 121. Sydney: National Drug and Alcohol Research Centre.
- ^ - Tsuang, M. T., Stone, W. S., & Faraone, S. V. (2000) Toward reformulating the diagnosis of schizophrenia. American Journal of Psychiatry, 157(7), 1041-1050.
- ^ - "psychosis", Concise Oxford English Dictionary, Oxford University Press, 2004.
Konuyla ilgili yayınlar
Tıp
- Sims, A. (2002) Symptoms in the mind: An introduction to descriptive psychopathology (3rd edition). Edinburgh: Elsevier Science Ltd.
Kişisel anlatılar
- Dick, P.K. (1981) VALIS. London: Gollancz. [Yar-otobiyografik]
- Jamison, K.R. (1995) An Unquiet Mind: A Memoir of Moods and Madness. London: Picador.
- ,
- Schreber, D.P. (2000) Memoirs of My Nervous Illness. New York: New York Review of Books.
- McLean, R (2003) Recovered Not Cured: A Journey Through Schizophrenia. Allen & Unwin. Australia.
Dış bağlantılar
- Medline Plus Medical Encyclopedia: Psychosis 18 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- EPPIC - Early Psychosis Prevention and Intervention Centre 13 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Psikoz Nedir? - EPPIC 20 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Psikoz-bipolar.com size psikozlar veya bipolar hastalıklar hakkında çok çeşitli bilgi sunar 25 Mayıs 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- İngilizce Vikipedi'nin 9 Haziran 2006 tarihli Psikoz maddesi
Sınıflandırma | D |
---|
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Psikoz dusunce ve duyunun agir oranda bozuldugu zihin durumunu tanimlamakta kullanilan genel bir psikiyatri terimidir Psikotik epizod geciren hastalar halusinasyonlar gorup deluzyonel inanclar tasiyabilir grandiyoz veya paranoid deluzyonlar gibi kisilik degisiklikleri ve dusunce bozuklugu gosterebilir Bir psikotik epizod gercek ile baglatinin kopmasi veya zarar gormesi ile karakterizedir denilebilir Genclerde daha sik gorulen psikoz agir bir hastaligin belirtisi olabilir PsikozUzmanlikPsikiyatri klinik psikoloji EtimolojiPsikoz sozcugu ilk kez Ernst von Feuchtersleben tarafindan 1845 te delilik ve maniye alternatif olarak kullanilmistir Sozcuk Yunanca psyche zihin ruh ve osis hastalikli veya anormal durum dan turemistir 1 Sozcuk zihin bozukluklari oldugu dusunulen bozukluklari sinir sistemindeki bir bozukluktan turedigi dusunulen nevrozdan ayirmak icin kullanilmisti Genel bakisGenel psikiyatride psikoz agir akil hastaliginin semptomu olarak kabul edilir fakat kendisi bir diyagnoz sayilmaz Her ne kadar sadece belirli bir psikolojik veya fiziksel durumla arasinda baglanti olmasa da ozellikle sizofreni bipolar bozukluk ve agir klinik depresyon ile iliskilendirilmistir Ayrica psikotik duruma yol acabilecek saptanabilir fiziksel patolojiler de vardir veya diger norolojik bozukluklar lupus ve aliskanlik olusmus uyusturucu maddelerin kullaniminin geri cekilmesi gibi Psikoz terimi bir kisinin davranislari sebebiyle suclanamayacagini ortaya koyan ve hukuki bir terim olan delilik kavramindan ayristirilmalidir Benzer bir sekilde bir kisilik bozuklugu olan psikopatiden de farklidir Her ne kadar yaygin gorus ikisini ayni sekilde ele almakta ve psiko olarak kisaltmakta ise de psikoz psikopatinin temel ozellikleriyle benzerlik tasimaz ozellikle siddet yonu psikozda nadiren gorulurken gerceklik duyusunun bozulmasi ve kaybolmasi da psikopatide nadiren gorulur Psikoz ayrica deliryum durumundan da ayristirilmalidir zira bir psikotik birey yuksek duzeyde entelektuel emek isteyen isleri bilinci acikken yapabilir Son olarak zihinsel hastaliktan da ayristirilmalidir Psikoz diger zihinsel hastaliklarin bir semptomu olarak gorulebilir fakat tanimsal bir kavram olarak kendi basina bir hastalik sayilir Ornegin sizofreni olan kisiler psikoz icermeyen uzun donemler gecirebilir ve bipolar bozuklugu ve depresyonu olan kisilerde de psikozsuz duygudurum semptomlari olabilir Tersi sekilde kronik zihinsel hastaligi olmayan birisinde yogun stres veya bir advers ilac tepkisi nedeniyle psikoz olusabilir Psikoaktif maddelerin kullanimi sonrasi gerceklesen psikotik durumlar ozellikle kronik kullanim ve kullanmayi birakma geri cekilme ile iliskilendirilebilir Belirli bilesikler digerlerine oranla daha yuksek bir psikoza yol acma olasiligina sahiptirler ve bazi bireyler digerlerine oranla daha hassas olabilirler Belirli sokak maddeleri ornegin kokain amfetamin PCP ve halusinojenler psikoz gelisimiyle iliskilidir Antikolinerjik ilaclar atropin skopolamin Datura stramonium ve bircok antihistamin de bazi kisilerde psikoza yol acabilir Merkezi sinir sisteminde genel depresan etkileri olan maddeler kullanimlari sirasinda genellikle psikoza neden olmazlar ve aslinda bazi insanlarda semptomlarin etkilerini azaltabilir Fakat bu tip maddelerin kullanimina son verilmesi geri cekinilmesi ozellikle tehlikeli olabilir psikoz veya deliryuma neden olabilir Psikolojik stresin de psikotik durumlarda payi oldugu ve bunlari tetikledigi bilinmektedir Hem yasam boyunca olmus cesitli travmatik olaylari barindiran bir gecmisin hem de yeni karsilasilmis olan stresli bir olayin psikozun gelisiminde payi oldugu bilinmektedir Bu durum stresin tetikledigi kisa donemli psikoz kisa sureli tepkisel psikoz veya kisa reaktif psikoz olarak anilir Uykusuzluk psikozla iliskilendirilmis olmakla birlikte cogunluk icin buyuk bir risk faktoru olduguna dair fazla kanit yoktur Bazi kisiler veya halusinasyonlar gecirse de bunlar normal uyku fenomenleri olup psikozun belirtilerinden sayilmaz 1960 lar ve 1970 lerde psikoz karsi kultur elestirmenlerinin ilgi odagi olmustur Bunlar psikozun illaki bir hastalik olmasi gerekmedigini belki gerceklik insa etmenin sadece farkli bir yolu olabilecegini one surmuslerdir Ornegin R D Laing psikozun benzeri goruslerin hos karsilanmayacagi bir durumda yasayan kisilerin kaygilarini sembolik bir sekilde ifadesi olarak gormustur Ayrica psikozun iyilestirici sifa ve ruhani yonleri olan bir deneyim oldugunu iddia etmistir Bununla birlikte genel olarak psikozun teshis ve bilimsel incelenmesindeki gelismeler biyoloji bilissel psikoloji ve noropsikoloji temelli teorilerin kabul edilmesine yol acmistir 1990 lardan beri ABD ve Avrupa da sadece bir iki saygin pratisyen psikoza bu bilimsel cercevedeki kaynaklar disinda yaklasmistir Antipsikotik ilaclar psikozun tedavisinde kullanilmaktadir ve potansiyel olarak semptomlari nispeten hizli bir sekilde azaltabilir veya yok edebilir Bugun bircok klinik standart organizasyonlari tarafindan psikoz icin etkili bir psikolojik tedavi olarak onerilmektedir Belirtiler ve psikotik deneyimlerBelirtiler Psikoz belirtileri soyle siralanabilir Dusunce bozuklugu Dusuncelerin belirli bir duzene oturtulamamasi karmasik bir hale gelmesi bunun sonucu olarak konusmada bozukluklar dikkat toplamada sorunlar vb Duygudurumda degiskenlik Belirli sebepler olmaksizin kisinin duygudurumunda degisiklikler olabilir degiskenlik gorulebilir Ornegin herhangi bir neden olmaksizin kisi cok uzulebilecegi gibi yine bir neden yokken cok coskulu olabilir Deluzyonel inanclar Kisinin gercek disi dusunce ve inanclara sahip olmasi Bu inanclar cok guclu ve israrci olabilir Halusinasyonlar Kisilerde gercekte var olmayan seyleri gorme koklama veya duyma gibi duyu bozukluklari gorulebilir Kisilik degisikligi Bireyin kisiliginde ve davranislarinda buyuk degisiklikler olmasi Belirtiler bireyden bireye buyuk oranda farklilik gosterir Ayrica bazi bireyler psikoza digerlerinden daha yatkindirlar Ayrica psikozun tipine ve arka planda yatan zihinsel hastaliga gore belirtiler ve yogunluklari degisebilir Ornegin duygudurum degiskenligi bipolar bozuklugun belirtisi olarak psikoz geciren bir kiside daha yogunken halusinasyonlar sizofreninin belirtisi olarak psikoz geciren bir kiside daha yogun olabilir Psikotik deneyimler Bir psikotik epizod kisinin duygudurumuna ve zihinsel hastaligina gore degisir ornegin bir depresyon arka planindaki kisinin yasadigi psikotik epizod ile mani arka planindaki bir kisinin yasadigi psikotik epizod arasinda fark olabilir Her ne kadar sikintili ve guc bir durum da olsa psikoz deneyimlerinde faydali yonler bulan ve bu deneyimleri kisisel gelisimleri icin kullanan kisiler de olmustur Varsanilar Halusinasyonlar Varsani hakiki bir etki olmadan duyu organlarinin tembih almis gibi calismasi olarak tanimlanabilir Varsanilar bes duyunun her birinde olusabilecegi gibi herhangi bir sekli de alabilir yani basit duyumsamalardan ornegin isik renkler tatlar veya kokular gercekte var olmayan hayvan ve insanlarla iletisim belirli sesler duymak gibi daha anlamli ve karmasik deneyimlere kadar uzanabilir Ses varsanilari ozellikle de seslerin duyulmasi deneyimi psikozun onde gelen ve yaygin ozelliklerindendir Varsanilan sesler kisi hakkinda veya kisiyle konusabilir ve birden cok konusma birden cok ses duyulabilir Ses varsanilari ozellikle de kisiye emredici kucultucu veya mesgul edici olduklarinda sikintili olurlar Deluzyonlar ve paranoya Psikoz deluzyonel veya paranoid inanclar icerebilir Karl Jaspers psikotik deluzyonlari birincil ve ikincil tiplere siniflandirir Birincil deluzyonlar belirli anlasilabilir nedenleri olmaksizin tanimlanirken ikincil deluzyonlar kisinin arka plani ve guncel durumuyla baglantili olarak anlasilabilir Dusunce bozuklugu Formal dusunce bozuklugu bilincli dusuncede olusan bir bozukluk olarak tanimlanabilir ve buyuk olcude konusma ve yazidaki etkilerine gore siniflandirilir Etkilenmis kisilerde baskili konusma hizli ve duraksiz konusma gorulebilir Anlayis yetersizligi Psikozun onemli ozelliklerinden biri de kisinin davranis veya deneyimlerinin garip yabanci veya dogaustu halinin kisi tarafindan anlasilamamasidir Akut psikoz durumunda dahi kisiler halusinasyonlarinin ve imkansiz deluzyonlarinin herhangi bir sekilde gercek disi olabilecegini dusunemezler anlayamazlar Yine de bu mutlak degildir ic goru anlayis bireyler arasinda ve psikotik epizodun sureci boyunca degisiklik gosterebilir Tibbi acidan psikozPsikozun birkac olasi sebebi vardir Psikoz derinde yatan bir zihinsel hastaligin ornegin bipolar bozukluk veya sizofreninin sonucu olusabilir Ayrica psikoz agir zihinsel stres ve amfetamin LSD kokain veya skopolamin gibi maddelerin yuksek dozlarda veya kronik kullaniminda tetiklenebilir veya yogunlasabilir Merkezi sinir sistemi depresan ilaclarindan ani geri cekilme kullanimini birakma psikotik epizodlari tetikleyebilir Psikozun genis yelpazede bircok farkli hastalik veya durumda gorulmesinden ornegin AIDS lepra ve sitma dahil anlasilabilecegi gibi bir psikotik epizodun tek bir nedeni olmayabilir Ana psikozlarin manik depresif delilik su an bipolar bozukluk diye anilir ve dementia praecox a su an sizofreni diye anilir ayrilmasi Emil Kraepelin tarafindan yapilmistir Kraepelin 19 yuzyil psikiyatristlerince belirlenmis cesitli zihinsel bozukluklarin bir sentezini olusturmaya calismistir Bunu ortak semptomlarin siniflandirilmasi temelinde hastaliklari gruplandirarak yapmaya calismistir Kraepelin manik depresif delilik terimini duygudurum bozukluklarinin tum spektrumunu tanimlamak icin genelde bugunku kullanimindan cok daha genis bir cercevede kullanmistir Kraepelin in siniflandirmasina gore terim bipolar bozuklugun yani sira unipolar klinik depresyonu ve gibi diger duygudurum bozukluklarini da kapsayacakti Bunlar duygudurum kontroluyle ilgili problemlerle karakterizedirler ve psikotik epizodlar duygudurumdaki rahatsizliklarla ilgili olarak olusur ve tedavi bile gormeyen hastalar sik sik psikotik epizodlar arasinda normal isleyen donemler gecirmektedirler Sizofreni ise duygudurumdaki rahatsizliklarla ilgisiz bir sekilde olusan psikotik epizodlarla karakterizedir Cogu tedavi gormeyen hastalar psikotik epizodlar arasinda rahatsizlik belirtileri gostereceklerdir Psikotik epizodlarin suresi bireyden bireye farklilik gosterebilir Kisa sureli tepkisel psikozda psikotik epizod dogrudan hayattaki belirli bir stresli olayla ilgilidir ve bu nedenle hastalar ani bir sekilde iyilesip iki hafta icinde normale donebilirler Bazi nadir vakalarda ise bireyler uzun yillar boyunca psikoz durumunda kalabilir veya cogu zaman zayiflamis psikotik semptomlar gosterebilirler Kisa sureli psikotik epizod geciren bir hasta ornegin sizofreni sonucu psikotik olan bir baska hastayla ayni semptomlara sahip olabilir ve bu olgu psikozun temelde beyindeki belirli bir biyolojik sistemde olusan bir bozukluk oldugu fikrini desteklemekte kullanilmistir Bu sanidan temel alan erken bir teori olmasina ragmen hala populerligini korumaktadir Bununla beraber psikoz deneyiminde cok genis bir faktorler toplulugunun cevresel sosyal ve cocukluktaki gelisim faktorleri dahil etkin oldugu belirginlestigi icin biyolojik teorilere ne kadar agirlik verilebilecegi tartismalidir Herkesin bazi garip ve potansiyel olarak gercekligin bozuldugu deneyimler gecirebileceginden yola cikarak psikozun surekli olarak var oldugu da iddia edilmistir Bu fikir ornegin halusinasyon gibi deneyimlerin deneyimleri nedeniyle sikintiya dusmeseler veya zarar gormeseler de nufusun buyuk bir bolumunde goruldugunu ortaya koyan arastirmalarca desteklenmistir 2 Bu goruse gore psikotik bir hastalik teshisi konan kisiler spekturumun sonunda deneyimlerin ozellikle yogun veya sikintili oldugu durumda olabilirler bakiniz sizotipi Psikoz ve beyin fonksiyonu Psikozlu bir kisinin ilk kez 1935 te diye adlandirilan bir teknik yardimiyla goruntusu alinmistir 3 Psikotik epizod geciren insanlarin hem beyin yapisindaki degisiklikleri hem de beyin fonksiyonundaki degisiklikleri arastiran modern beyin goruntuleme calismalari karisik sonuclar vermistir Psikozlu kisilerin beyinlerindeki yapisal degisiklikleri arastiran 2003 tarihli bir calisma kisilerin psikotik olmalarinin oncesi ve sonrasinda gri maddede onemli bir azalma oldugunu gosterdi 4 Bu gibi bulgular psikozun kendisinin norotoksik olup olmadigi ve psikotik epizodun uzunlugunun beyindeki potansiyel olarak zararli degisikliklerle ilgili olup olamadigi gibi tartismalarin dogmasina yol acmistir Her ne kadar arastirmalar devam etse de guncel arastirmalar durumun bu olmadigini gostermistir 5 Aktif psikozu olan bir hastanin beyin spect goruntusu Fonksiyonel beyin taramalari beynin duyulari algilayan bolumlerinin psikoz sirasinda aktif oldugunu gostermistir Ornegin sesler duydugunu iddia eden bir kisiye yapilan PET veya nin sonuclari kisinin isitsel korteksinde veya beynin konusmayi anlama ve algilamayla ilgili kisimlarinda etkinlik oldugunu gosterebilir Ote yandan inanc kavraminin farkli insanlar arasinda dogru bir karsilastirma yapmak icin kullanilabilecek acik bir psikolojik tanimi yoktur Net bir bulgu ise psikotik deneyimlere egilimli olan kisilerin beyinlerinin sag yarim kuresinde daha yuksek bir etkinligin gozlendigidir 6 Sag yarim kuredeki bu yuksek etkinlik duzeyi yogun paranormal inanclari olan saglikli kisilerde 7 ve mistik deneyimler beyan eden saglikli kisilerde 8 de gorulmustur Ayni zamanda daha yaratici olan kisilerin de benzer beyin etkinligi modelleri gostermeye daha yatkin oldugu ortaya konmustur 9 Bazi arastirmacilar bunun hicbir sekilde paranormal mistik veya yaratici deneyimlerin kendi kendilerine zihinsel hastaligin bir semptomu olabilecegi anlamina gelmedigini belirtmistirler zira bu gibi deneyimlerin bazilarinda faydaliyken bazilarinda teshis edilebilir zihinsel patolojik sikinti ve rahatsizliga yol acabilmesine neyin neden oldugu belirsizdir Psikoz geleneksel olarak dopamin norotransmitterine baglanmistir Ozellikle etkili bir iddia olan psikozun beyindeki dopamin fonksiyonunun asiri etkinligi nedeniyle olustugunu ifade etmektedir Bu teoriyi destekleyen iki ana kanitsal kaynak dopamin engelleyici ilaclarin antipsikotikler psikotik semptomlarin yogunlugunu azaltmaya egilimli olusu ve dopamin etkinligini artiran ilaclarin amfetamin ve kokain gibi bazi insanlarda psikozu tetikledigidir bakiniz Genelde psikoz ile dopamin arasindaki baglantinin kompleks olduguna inanilmaktadir Her seyden once antipsikotik ilaclar dopamin reseptorlerini aninda bloke ederken engellerken psikoz semptomlarini azaltmalari genellikle bir veya iki hafta alir kaynak belirtilmeli Ek olarak yeni ve esit oranda etkili antipsikotik ilaclar eski ilaclara nispeten beyinde daha az dopamin bloke ederken serotonin fonksiyonunu da etkilerler bu da dopamin hipotezinin durumu fazlasiyla basitlestirdigi fikrini dogurmaktadir Psikiyatrist David Healy farmasotik firmalari bu zihinsel hastalik icin basitlestirilmis biyolojik teorileri destekleyip psikoz etyolojisinde onemli etkenler oldugu bilinen sosyal ve gelisimsel faktorlerin goz ardi ettikleri ve farmasotik tedavilerin birincil oldugunu vurguladiklari yonunde elestirmistir 10 Bazi teoriler psikotik semptomlari kisinin icinde gecirdigi deneyim ve olusturdugu fikirlerin aidiyetinin algilanmasiyla ilgili bir sorun oldugu seklinde gorurler 11 Ornegin sesler isitme deneyimini geciren bir psikotik kisinin aslinda bu sesleri icinden kendisinin konusmasi fakat disaridaki bir kaynaktan geldigi seklinde yanlis bicimde algilamasi Kenevir ve psikoz Bugun kenevir kullanimi ile psikoza karsi hassasiyet arasindaki muhtemel kucuk ama onemli bir baglanti uzerine kanitlar artmaktadir 12 Bazi calismalar kenevir kullaniminin psikotik deneyimindeki ufak bir artisla iliskili oldugunu ve bunun da bazi insanlarda psikozu tetikleyebilecegini ortaya koymustur Erken donemli calismalar katilimcilarin daha once veya test surecinde kullanmis olabilecegi diger maddeleri ornegin LSD ve diger faktorleri dikkate almadiklari icin elestirilmislerdir Bununla birlikte daha iyi kontrole sahip daha guncel calismalar da kenevir kullananlarda psikoz riskinde kucuk bir artis oldugu sonucuna varmistir Bunun nedensel bir bag olup olmadigi hala belirsizdir ki ayrica bu sadece kenevir kullaniminin zaten psikoza yatkin olan insanlarda psikoz riskini yukselttigi anlamina da gelebilir Kenevir kullaniminin son yillardaki artisi ile birlikte psikoz oraninin artmayisi 13 tum kenevir kullananlar icin dogrudan bir baglantinin olmadigi fikrini dogurmustur Psikiyatrik olmayan durumlar ve psikoz Psikoz bircok hastaligin ogesi olabilir siklikla da beyin veya sinir sistemi dogrudan etkilendigi durumlarda Psikozun zaman zaman bazi hastaliklara ornegin grip ve kabakulak dahil paralel olarak ortaya ciktigi gercegi de cesitli sinir sistemi stresorlerinin psikotik bir tepkiye yol acabilecegi fikrini olusturmustur Psikiyatrik olmayan durumlarda ortaya cikan psikoz zaman zaman ikincil psikoz olarak anilir Bunun gerceklesmesine yol acan mekanizmalar hala bilinmezken psikozun belirli olmayisi Tsuang ve meslektaslarinin psikoz zihinsel hastaligin ates idir ciddi fakat belirsiz bir gosterge 14 seklinde dusunmesine yol acmistir Psikoz ile ozellikle iliskilendirilen ve psikiyatrik olmayan bazi durumlar vardir bunlardan birkaci sunlardir Beyin tumoru Hipoglisemi Zehirlenme Multipl skleroz Sistemik lupus eritematozus SarkoidozTedavi metodlari Buyuk degiskenlik sebebiyle tedavi oncesinde psikotik kisiyle bir dizi gorusme yapilir Bu gorusmelerde cevresel ve sosyal etkenler hakkinda da bilgi edinilir zira bunlarin psikoz etyolojisinde onemli rol oynadiklari bilinmektedir Tedavi genellikle ilac tedavisinin yani sira de icerir Ilac tedavisi antipsikotikleri icerir Psikolojik terapi psikozun yogunlastigi noktalara arka plana ve bireye gore buyuk degiskenlik gosterebilir Dogrudan birebir terapinin yani sira grup terapisi olarak da yurutulebilir Ayrica bakinizAntipsikotik Bipolar bozukluk Deluzyon Halusinasyon Nevroz Paranoya Sizofreni Sizotipi Dusunce bozukluguNotlar Johns LC van Os J 2001 The continuity of psychotic experiences in the general population Clinical Psychology Review 21 8 1125 41 Moore MT Nathan D Elliot AR amp Laubach C 1935 Encephalographic studies in mental disease American Journal of Psychiatry 92 1 43 67 Pantelis C Velakoulis D McGorry PD Wood SJ Suckling J Phillips LJ Yung AR Bullmore ET Brewer W Soulsby B Desmond P McGuire PK 2003 Neuroanatomical abnormalities before and after onset of psychosis a cross sectional and longitudinal MRI comparison Lancet 25 361 9354 281 8 Ho B C Alicata D Ward J Moser D J O Leary D S Arndt S et al 2003 Untreated initial psychosis relation to cognitive deficits and brain morphology in first episode schizophrenia American Journal of Psychiatry 160 1 142 148 Lohr JB Caligiuri MP 1997 Lateralized hemispheric dysfunction in the major psychotic disorders historical perspectives and findings from a study of motor asymmetry in older patients Schizophrophrenia Research 30 27 2 3 191 8 Pizzagalli D Lehmann D Gianotti L Koenig T Tanaka H Wackermann J et al 2000 Brain electric correlates of strong belief in paranormal phenomena intracerebral EEG source and regional Omega complexity analyses Psychiatry Research 100 3 139 154 Makarec K amp Persinger M A 1985 Temporal lobe signs electroencephalographic validity and enhanced scores in special populations Perceptual and Motor Skills 60 3 831 842 Weinstein S amp Graves R E 2002 Are creativity and schizotypy products of a right hemisphere bias Brain and Cognition 49 1 138 151 2002 The Creation of Psychopharmacology Cambridge MA Harvard University Press ISBN 0 674 00619 4 Blakemore SJ Smith J Steel R Johnstone CE Frith CD 2000 The perception of self produced sensory stimuli in patients with auditory hallucinations and passivity experiences evidence for a breakdown in self monitoring Psychological Medicine 30 5 1131 9 Degenhardt L 2003 Editorial The link between cannabis use and psychosis furthering the debate Psychological Medicine 33 3 6 Degenhardt L Hall W amp Lynskey M 2001 Comorbidity between cannabis use and psychosis Modelling some possible relationships NDARC Technical Report No 121 Sydney National Drug and Alcohol Research Centre Tsuang M T Stone W S amp Faraone S V 2000 Toward reformulating the diagnosis of schizophrenia American Journal of Psychiatry 157 7 1041 1050 psychosis Concise Oxford English Dictionary Oxford University Press 2004 Konuyla ilgili yayinlarTip Sims A 2002 Symptoms in the mind An introduction to descriptive psychopathology 3rd edition Edinburgh Elsevier Science Ltd ISBN 0 7020 2627 1Kisisel anlatilar Dick P K 1981 VALIS London Gollancz Yar otobiyografik ISBN 0 679 73446 5 Jamison K R 1995 An Unquiet Mind A Memoir of Moods and Madness London Picador ISBN 0 679 76330 9 Schreber D P 2000 Memoirs of My Nervous Illness New York New York Review of Books ISBN 0 940322 20 X McLean R 2003 Recovered Not Cured A Journey Through Schizophrenia Allen amp Unwin Australia ISBN 1 86508 974 5Dis baglantilar Medline Plus Medical Encyclopedia Psychosis 18 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde EPPIC Early Psychosis Prevention and Intervention Centre 13 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Psikoz Nedir EPPIC 20 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Psikoz bipolar com size psikozlar veya bipolar hastaliklar hakkinda cok cesitli bilgi sunar 25 Mayis 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde KaynakcaIngilizce Vikipedi nin 9 Haziran 2006 tarihli Psikoz maddesiSiniflandirmaD