Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsça'dan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.
Atatürk tarafından 1932 yılında, Türk dilini geniş kapsamda ve bilimsel düzende araştırmak için kurulan Türk Dil Kurumu, yabancı (ağırlıklı olarak Arapça) alıntı sözcükleri de Türkçe karşılıklarıyla değiştirmeye çalıştı. Kurum, ilk aşamada 3000'i aşkın sayıda Arapça kökenli sözcüğü ve bunun yanında diğer yabancı kökenli sözcükleri, dilden çıkarmayı başardı. Bu süreçte dile giren sözcüklerin çoğu, var olan Türkçe fiil (eylem) köklerinden yeni türetilmişken, TDK, ayrıca dilde yüzyıllardır kullanılmayan Eski Türkçe sözcüklerin kullanılmasını önermiştir. (Örneğin; cevap -yanıt- veya gözgü -ayna- gibi). Bu sözcüklerin çoğu günümüzde yaygın olarak kullanılırken, selefleri (öncelleri) artık günlük dilde kullanılmamaktadır. Bazı sözcükler dil reformundan önce de kullanılıyordu, ancak Farsça olanlardan çok daha az kullanıldı. Moğolca da önemli bir rol oynamıştır; çünkü Moğolca, Eski Türkçe'den alıntıladığı birtakım sözcükleri (örneğin; ulus, çağ, karakol, kaburga...) korumuştur.
Sözcük kullanımlarında kuşaklar arası farklılıklar vardır. 1940'lardan önce doğanlar, eski Arapça kökenli sözcükleri (hatta eskimiş olanları bile) kullanma eğilimindeyken, genç kuşaklar genellikle daha yeni betimlemeleri kullanmaktadır. Bazı yeni sözcükler, kısmen eski karşılıklarının içsel anlamlarını iletemedikleri için geniş çapta benimsenmemiştir. Bazı yeni sözcükler ise biraz farklı anlamlar almıştır ve eski karşılıklarıyla birbirinin yerine kullanılamaz.
Alıntı sözcüklerin birçoğu (özellikle Arapça, Farsça ve Fransızca olanlar) günümüzde giderek azalmakla birlikte, bir kısmı ise yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sözcük seçiminin çağrışımları ve etkileri
Tarihsel olarak; Arapça, caminin diliydi, Farsça ise eğitim ve şiir diliydi. Her ikisinin de kasıtlı kullanımı ("batılı" bir sözcüğün kullanımından kaçınarak) genellikle sırasıyla dini bir alt metin veya romantizm anlamına gelir. Benzer şekilde, algılanan "modern" bir karakter kazandırmak için Avrupalı sözcüklerin kullanımı tercih edilebilir. "Saf Türkçe" sözcüklerin kullanımı, milliyetçiliğin bir ifadesi veya dilsel bir "basitleştirme" olarak kullanılabilir.
Türkçedeki sözcük varlığının (dağarcık) kökenleri
Türkçe kelime dağarcığına en önemli yabancı katkı yapan diller arasında Arapça, Farsça, Fransızca, İtalyanca, İngilizce ve Yunanca bulunmaktadır.
Başka dilden geçen sözcüklerin, yenisiyle değiştirilme dizelgeleri
Arapça kökenli alıntı sözcükler ile güncel Türkçe karşılıkları
Bu dizelgede, Osmanlı Türkçesi sözcükler, sözcüğün Türkçedeki çağdaş yazımı (TDK tarafından önerildiği ve günlük dilde kullanıldığı gibi) ve çağdaş Türkçe karşılığı verilmiştir.
Osmanlı Türkçesi sözleri ve onların imce çevirileri | Osmanlı Türkçesi sözlerin çağdaş yazımları | Çağdaş Türkçe karşılığı |
---|---|---|
اندال | abdal | gezgin |
عبث | abes | anlamsız, saçma, boş |
آب حيات | abıhayat | bengisu**, dirim suyu**, yaşam suyu |
عبوس | abus | 1) somurtkan 2) asık (yüz) |
عجائپ | acayip | 1) şaşırtıcı, yadırgatıcı, şaşılan 2) olağandışı |
عجله | acele | 1) tez, ivedi 2) tezelden, ivedilikle |
عجمى | acemi | toy, ustalaşmamış, beceriksiz |
عجزه | aceze | düşkünler |
عاجل | acil | 1) ivedi* 2) çabucak |
عاجز | aciz | 1) güçsüzlük 2) beceriksizlik 3) düşkünlük |
عاجز | âciz | 1) güçsüz 2) beceriksiz 3) düşkün |
عجول | acul | tez canlı, ivecen |
عجوزه | acuze | kocakarı |
آداب معاشرت | adabımuaşeret | görgü |
عضله | adale | kas |
عدالت | adalet | türe** |
آداپ | adap | 1) töre 2) yol yordam |
عداوت | adavet | yağılık |
عدد | adet | sayı |
عادت | âdet | 1) görenek, töre 2) alışkanlık, alışkı 3) aybaşı |
عادتا | âdeta | neredeyse, bayağı, sanki |
عادي | adi | 1) düşük nitelikli 2) aşağılık, bayağı 3) olağan, sıradan |
عادل | adil | doğru, haktanır* |
عفو | af | 1) görevden alma 2) bağışlama |
آفاقی | afaki | 1) gelişigüzel, amaçsız 2) nesnel |
آفت | afet | kıran, yıkım |
عفو ايتمك | affetmek | 1) bağışlamak 2) görevden alma |
عافيت | afiyet | sağlık, esenlik |
اغيار | ağyar | yabancılar, eller, el, başkaları |
اهالى | ahali | 1) toplum, topluluk 2) yerliler |
أحباپ | ahbap | arkadaş, tanış, gönüldeş** |
عهد ايتمك | ahdetmek | ant içmek |
احفاد | ahfad | torunlar, soy |
آهی | ahi | eli açık |
آخر | ahir | son |
عهت | ahit | 1) antlaşma, sözleşme 2) ant 3) çağ |
آخذه | ahize | almaç** |
أحكام | ahkâm | yargılar |
اخلاق | ahlak | aktöre, sağtöre' |
احمق | ahmak | beyinsiz, bön |
احرار | ahrar | özgürleştirilmiş |
احرض | ahraz | dilsiz-sağır (kimse) |
اخشاپ | ahşap | ağaç, tahta |
احوال | ahval | durum, durumlar |
عائدات | aidat | 1) ödenti 2) kesenek** |
عائديت | aidiyet | 1) ilişkindir, değginlik** 2) ilgi |
عائله | aile | ocak** |
عائت | ait | ilgili, ilişkin, ilişik |
عقبنده | akabinde | arkasından, ardından, ardı sıra |
عقد ايتمك | akdetme | sözleşme, antlaşma, bağıt** |
عاقبت | akıbet | son, sonuç, durum |
عقل | akıl | 1) us 2) bellek 3) öğüt |
عقيده | akide | inanç, öğreti |
عابده | abide | anıt, yapıt* |
عاقل | akil | 1) bilgin, bilge, bilgiç 2) sağduyulu |
عقيم | akim | 1) kısır, verimsiz2) sonuçsuz |
عكس | akis | 1) yankı, tepki 2) yansıma |
عقت | akit | sözleşme, bağıt |
عقل سليم | aklıselim | sağduyu |
اقران | akran | yaşıt* |
اقسام | aksam | bölümler |
عكسی | aksi | ters, geçimsiz |
عكس العمل | aksülamel | 1) tepki 2) karşılık 3) geri bildirim, dönüt** |
اعلی | âlâ | 1) iyi, çok iyi 2) üstün |
علائم سما | alaimisema | gökkuşağı, ebemkuşağı** |
علاقه | alaka | ilgi, ilişki |
علامت | alamet | belirti, gösterge, im, iz |
علامت فارقه | alametifarika | 1) simge, belirteç, gösterge, ayırtaç 2) nitelik, özellik |
على العجله | alelacele | ivedilikle, çabucak, çarçabuk |
على العادة | alelade | sıradan, bayağı, olağan, doğal |
على الاصول | alelusul | 1) üstünkörü, gelişigüzel 2) yöntemine göre, kurala uygun |
عالم | âlem | 1) evren, yaratkı 2) eğlenti 3) el |
آلت | alet | araç, aygıt |
علم شمول | âlemşümul | 1) evrensel 2) tanınır |
علنا | alenen | açıkça, açıktan açığa, gizlemeden |
علنی | aleni | açık, ortada |
علامه | allame | bilgin, bilgili |
عليه | aleyh | karşı, karşıt |
عالي | âli | yüce, yüksek, ulu, üstün |
عالیجناب | âlicenap | 1) sayın, saygın 2) yüce gönüllü, eli açık |
عالم | alim | bilgin, bilgiç |
اعمی | âmâ | görmez, görme engelli |
كلمه | ama | ancak, yalnız |
عمله | amele | işçi |
عملي | amelî | 1) uygulamalı 2) iş üstünde 3) eylemsel |
عمليات | ameliyat | işlemce |
عمليه | ameliye | işlem |
عميق | amik | derin, dip |
عامل | amil | 1) etken, işleyici 2) işçi, yapan (kişi), etken |
آمر | amir | 1) yönetici 2) buyurucu, baş |
عاميانه | amiyane | sıradan, bayağıca |
عمه | amme | kamu |
عمود فقاري | amudufıkari | omurga, belkemiği |
عنعنه | anane | gelenek |
عنعنوی | ananevi | geleneksel |
آنی | ani | 1) birden, ansızın 2) beklenmedik,apansız |
عرض | araz | 1) belirti 2) bulgu |
اراضی | arazi | 1) toprak 2) yer |
عربده | arbede | çatışma |
آرضیه | ardiye | yığımlık |
عارضه | arıza | aksaklık, bozukluk |
عریضه | arıza | bozukluk, aksama |
عرفة | arife | öngün |
عرش | arş | gök, gökyüzü |
عرض | arz (I) | sunma, anlatma, bildirme |
عرض | arz (II) | en, genişlik |
أرض | arz (III) | yer, yeryüzü |
ارزو | arzu | istek, isteme, dilek, eğilim, yönelme |
آسا | asa | değnek |
عصبی | asabi | sinirli, öfkeli |
عصبيت | asabiyet | sinirlilik |
اصالت | asalet | soyluluk |
اعصاب | asap | sinir, sinirler |
آثار عتيقه | asarıatika | eski çıkarmalar |
اصغری | asgari | en az, en aşağı, en düşük, en alt |
أصل | asıl | 1) kök, kaynak 2) gerçeklik 3) gerçek |
اصللي | asıllı | kökenli, uyruklu |
اصلسز | asılsız | 1) dayanaksız, kaynaksız 2) uydurma, yalan |
عصر | asır | yüzyıl |
عاصی | asi | başkaldıran, dikbaşlı |
اصيل | asil | soylu |
عسكر | asker | sü, süer ** |
اصلی | asli | birincil, köklü, baş |
عصری | asri | çağdaş, çağcıl |
عاشق | âşık | 1) tutkun, vurgun 2) ozan 3) sevgen ** |
عشيرت | aşiret | oymak** |
عشق | aşk | sevi * |
عطالت | atalet | 1) tembellik, gevşeklik, uyuşukluk 2) dinginlik, durağanlık, süredurum |
عته | ateh | bunama, bunaklık |
عطفا | atfen | dayanarak, göre |
عطف | atıf | 1) yöneltme, çevirme2) gönderme |
عاطل | atıl | 1) işe yaramaz, işgörmez 2) süreduran |
آتی | ati | gelecek |
عوانه | avane | yardakçılar, kafadarlar |
عودت | avdet | dönüş |
عيان | ayan | belli, açık |
عيان بيان | ayan beyan | apaçık, açık seçik, besbelli |
عينا | aynen | olduğu gibi |
عين | aynı | benzeri, özdeş |
عينى,عينيت | ayni(yet) | nesnesel, özdeşlik |
عياش | ayyaş | içkici |
عيوقه چيقمق | ayyuka çıkmak | 1) göklere çıkmak, ortaya çıkmak, yükselmek 2) yayılmak |
اعضا | aza | üye |
عظمت | azamet | 1) ululuk 2) çalım, kurum |
اعظمی | azami | en çok, en üst, en büyük, en yüksek |
عذاپ | azap | ezinç** |
عزل | azil | görevden alma |
عزیمت | azimet | gidiş |
بادره | badire | dar geçit, dar boğaz, sıkıntı |
بحر | bahir | deniz |
بحث | bahis | 1) konu 2) söz |
بقایا | bakâyâ | kalıntı |
باقی | baki | 1) artan, kalan 2) kalımlı, ölümsüz |
باكر | bakir | el değmemiş, işlenmemiş, bozulmamış, dokunulmamış |
باكره | bakire | kız, kız oğlan kız, erden |
بقيه | bakiye | kalan, artan |
بقليه | bakliye | baklagil |
بالغ | baliğ | 1) erişkin, erin, yetişkin 2) varan, bulan |
بانیٖ | bani | kurucu, kuran |
باپ | bap | 1) kapı 2) bölüm 3) konu |
بارز | bariz | açık, belirgin |
بصيرت | basiret | sağgörü |
بسيط | basit | 1) yalın, yalınç ** 2) kolay 3) sıradan |
باطل | batıl | boş, dayanaksız |
باطنی | batıni | içrek |
بایع | bayi | 1) satıcı 2) satış yeri |
بعضا | bazen | kimi kez, arada, arada bir, ara sıra |
بعض | bazı | 1) kimi 2) birtakım |
بدل | bedel | 1) karşılık, eşdeğer 2) tutar |
بدن | beden | gövde |
بدخواه | bedhah | kötü yürekli, kötücül |
بدر | bedir | dolunay |
بئيس | beis | sakınca |
بقا | beka | kalım |
بکارت | bekâret | erdenlik** |
بلاغت | belagat | 1) iyi konuşan (kimse) 2) sözbilim |
بلاهت | belahet | alıklık |
بلده | belde | kent |
بلدیه | belediye | yerel yönetim |
برات | berat | aklanma* |
بيان | beyan | söyleme, bildirme |
بيانات | beyanat | demeç,bildiri |
بيان نامه | beyanname *** | bildirge, bildiri |
بياض | beyaz | ak* |
بين الملل | beynelmilel | uluslararası |
بيضی | beyzi | söbe, yumurtamsı |
بدایت | bidayet | başlama, başlangıç |
بحق | bihakkın | adamakıllı, iyice |
بلا استثنا | bilaistisna | ayrıksız |
بالعكس | bilakis | tersine |
بلا واسطه | bilavasıta | dolaysız, doğrudan, doğruca, dümdüz |
بالجمله | bilcümle | bütün |
بالفرض | bilfarz | diyelim ki, sözgelişi, örneğin, varsayım |
بالفعل | bilfiil | edimli olarak, doğrudan |
بالخاصه | bilhassa | özellikle |
بالالتزام | bililtizam | bile bile, isteyerek |
بالاستفاده | bilistifade | yararlanarak |
بالمقابله | bilmukabele | 1) karşılıklı olarak 2) ben de, siz de |
بالعموم | bilumum | bütün |
بناء | bina | yapı |
بناء | binaen | 1) -den dolayı, -den ötürü 2) dayanarak |
بناء عليه | binaenaleyh | dolayısıyla, bundan dolayı |
بالطبع | bittabi | doğal olarak |
بذاته | bizatihi | kendisi, kendiliğinden |
بالذات | bizzat | kendisi, aracısız, doğruca, doğrudan doğruya |
بخار | buhar | buğu |
بحران | buhran | bunalım, bunluk**, sıkıntı |
بخور | buhur | tütsü |
برج | burç | ükeg**** |
بطلان | butlan | geçersizlik, çürüklük |
بعد | bud | 1) boyut 2) uzunluk |
بلوغ | büluğ | ergenlik |
بنيه | bünye | yapı |
جامعه | camîa | topluluk |
جاهل | cahil | bilgisiz, eğitimsiz,bilisiz** |
جاسوس | casus | çaşıt** |
جاذب | cazip | çekici (ilgi), alımlı, uygun (değer), elverişli |
جبرا | cebir | baskı |
جدید | cedit | yeni |
جلسه | celse | oturum |
جمعيت | cemiyet | topluluk, dernek |
ساقط جنين | ceninisakıt | düşük |
جنوپ | cenup | güney |
جراحت | cerahat | irin |
جواپ | cevap | yanıt* |
جواز | cevaz | 1) onay, uygunluk 2) aşma, geçit verme |
جهان | cihan | evren, yeryüzü |
جهاز | cihaz | aygıt* |
جهت | cihet | yön, yan |
جلد | cilt | deri |
جسم | cisim | varlık |
جوار | civar | dolay |
جمله | cümle | tümce |
جثه | cüsse | gövde |
خارج | dahil | iç, içeri |
داخلیه | dahiliye | içişleri |
دائر | dair | ilişkin |
دائره | daire | yuvarlak, dönge |
دارالفنون | darülfünun | bilgievi |
ضرپ | darp | vurma, çarpma, vuruş |
دف | def | tepme, kovma |
دفين | defin | gömme, toprağa vermek |
دفعه, کره | defa, kere | kez |
دلالت | delalet | 1) işaret, iz, imge 2) aracılık, kılavuz |
دفينه | define | gömü |
دليل | delil | kanıt |
درجه | derece | 1) basamak, aşama 2) birim 3) sıcakölçer** |
درس | ders | öğrence** |
دوا | deva | çözüm |
دور | devir | çağ |
دوران | devran | yeryüzü, evren |
دوره | devre | 1) dönem 2) dönüş, döngü |
دماغ | dimağ | 1) beyin2) bilinç |
درايت | dirayet | dayanıklılık, güçlü |
دیار | diyar | bölge, yurt, ülke |
دنیا | dünya | yeryüzü*, evren |
دول | düvel | ülke(ler) |
ابعاد | ebat | boyut |
ابدی | ebedî | sonsuz, sürekli, kalıcı |
ابوین | ebeveyn | anne baba |
ابله | ebleh | bön, aptal, beyinsiz, alık |
اجداد | ecdat | ata, cet |
اجل | ecel | ölüm |
اجنبى | ecnebi | yabancı, el |
ادا | eda | 1) davranış, tavır 2) işve, naz |
ادبیات | edebiyat | yazın** |
ادوات | edevat | araç gereç |
اديپ | edip | yazar, yazıncı |
افراط | efrat | birey(ler), kişi(ler) |
اهميت | ehemmiyet | önem |
البسه | elbise | giysi |
اليم | elim | acıklı, üzücü, acıtan |
امر | emir | buyruk, komut |
امنيت | emniyet | güvenlik |
امثال | emsal | örnek, benzer, eşdeğer, denk |
اندیشه | endişe | kaygı, sıkıntı |
اثر | eser | yapıt* |
اسير | esir | tutsak* |
اثواپ | esvap | giysi, giyecek |
فقير | eşya | 1) nesne 2) varlık |
اطفال | etfal | çocuk |
اطراف | etraf | ortalık |
اوراق | evrak* | belge |
اول | evvel | önce |
ایام | eyyam | 1) çıkarcı 2) devir |
اذا | eza | acı, sıkıntı, üzüntü |
از جمله | ezcümle | 1) belli başlı, başlıca, topluca 2) sonuç olarak 3) örneğin, örnek olarak |
فعال | faal | etkin |
فرق | fark | 1) ayrık, ayrım, ayrışma, ayrılık 2) değişik |
فاحش | fahiş | aşırı, aşkın** |
فخری | fahri | onursal |
فاءق | faik | üstün, gelişmiş, yetenekli |
فقير | fail | yapan, eden, işleyen, sorumlu (kimse) |
فائض | faiz | getiri, ürem ** |
فقط | fakat | ancak, yalnız |
فقير | fakir | yoksul |
فانى | fani | ölümlü, gelip geçici, kalımsız |
فرضی | farazi | varsayım(sal) |
فكر | farz | gerek, gereklilik, zorunluluk |
فقير | fasık | 1) sapkın, sapkın 2) fasık |
فایده | fasıl | aralık, bölüm, pay, dönem |
فسیح | fasih | açık, düzgün, anlaşılabilir |
فایده | fayda | yarar, kazanç, ası |
فضيلت | fazilet | erdem, üstünlük, ‘’seçkinlik |
فضله | fazla * | çok, aşkın, artık |
فجیع | feci | korkunç, acıklı, üzücü |
فن fenn *, علم ˤilm * | fen, ilim | bilim |
فلاح | felah | 1) kurtuluş 2) başarı 3) iyilik, mutluluk |
فلاكت | felaket | yıkım, kötülük |
فنا | fena | 1) kötü, olumsuz, niteliksiz, başarısız 2) üzücü |
فراغت | feragat | vazgeçme, el çekme |
فراست | feraset | anlayış, kavrama, sezgi, seziş |
فرت | fert | birey |
فزع | feza | uzay |
فيضان | feyezan | taşkın |
فرقت | fırkat | ayrılık |
فرصت | fırsat | 1) koşul, olanak 2) uygunluk |
فطرت | fıtrat | yaradılış, doğa (kimse) |
فكر | fikir | düşünce |
فی الحقيقه | filhakika | doğrusu, gerçekten |
فعل | fiil | eylem* |
فرار | firar | kaçış, kurtulma |
فتنه | fitne | geçimsizlik, kargaşa, arabozan (kimse) |
فيات | fiyat | değer (ürün), eder, karşılık |
فحش | fuhuş | azgınlık, taşkınlık |
فضولى | fuzuli | gereksiz, yersiz, boşu boşuna |
فجور | fücur | azgınlık, taşkınlık |
غدار | gaddar | acımasız, taş yürekli |
غافل | gafil | önlemsiz, boş bulunma, aymazlık, uygunsuz |
غائله | gaile | sıkıntı, üzüntü |
غليان | galeyan | taşkınlık, kaynama, coşma, ayaklanma |
غالبا | galiba | sanmak, görünüşe bakılırsa,sanırım |
غالپ | galip | kazanmak, yenmek, üstünlük |
غليظ | galiz | 1) kaba (aşağılama), çirkin, uygunsuz, yakışıksız 2) yoğun |
غم | gam | kaygı, üzüntü, acı, sıkıntı, karamsarlık |
غنى | gani | bol, çok |
غرابت | garabet | yadırganıcı |
غرپ | garip | 1) sıradışı, şaşırtıcı, alışılmamış 2) yoksul, yoksun, kimsesiz, düşkün |
غرق | gark | 1) batma, batırılma, boğulma 2) bol, çok |
غرپ | garp | batı |
غير | gayri | olmayan, başka, dışı |
غدا | gıda | besin* |
حاجت | hacet | 1) gerek, gerekçe 2) aracı |
حاجت | hacim | 1) yoğunluk 2) büyüklük 3) oylum |
حادثه | hadise | olay |
حافظه | hafıza | bellek |
خفيف | hafif | yeğni ** |
حفريات | hafriyat | kazı |
حق | hak | pay* |
حقارة | hakaret | aşağılama |
حقيقت | hakikat | gerçek, doğruluk |
حاكم | hâkim | yargıç |
حال hâl *, وضعيت vazˤiyet * | hâl, vaziyet | durum, konum |
خلف | halef | ardıl, sonraki |
خليطه | halita | alaşım |
حلق | halk | ulus, topluluk, budun** |
حماست | hamaset | yiğitlilik, yüreklilik |
حمارات | hamarat | becerikli |
حامله | hami | 1) koruyan, kollayan, gözeten, destek çıkan 2) kayıran, kayırıcı (kimse) |
حامله | hamil | taşıyıcı, taşıyan, elinde bulunduran |
حامله | hamile | gebe |
حميت | hamiyet | 1) yurtsever, ulus sever 2) gayretli |
حمله | hamle | 1) atılım 2) saldırı |
حانطال | hantal | ağır, yavaş |
حبس | hapis | 1) tutsak, tutuk, kapatma 2) alıkoyma |
خراپ | harap | yıkık |
خرابه | harabe | yıkıntı |
حرارت | hararet | ısı ¹, sıcaklık ² |
جرجامق | harcama | gider |
خرجراه | harcırah | yolluk |
خارقه | harika | olağanüstü |
خرچ | harç | 1) ödeme, gider 2) vergi |
حركت | hareket | devinim ** |
حرف | harf | ses, imce ** |
خارج | hariç | dış, dışarı |
خارجيه | hariciye | dışişleri |
خاص | has | 1) özgü 2) katışıksız |
خسار | hasar | bozma, yıkma, kırma, dökme |
حسب حال | hasbihal | söyleşi |
حسرت | hasret | özlem |
حساس | hassas | duyarlı |
حشره | haşere | böcek |
خطا * | hata | 1) yanlış, yanılgı, yanlışlık, yanılsama 2) suç |
خاطره | hatıra | anı |
هوا | hava | kal,kalığ**** |
خاو | hav (I) | ülger |
حيات, عمر ömr * | hayat, ömür | yaşam, dirim, dirlik |
خایر | hayır (I) | yardım, iyilik |
خایر | hayır (II) | yok,olmaz, öyle değil |
حيثيت | haysiyet | saygınlık |
حضم | hazım(etmek) | sindirim |
هديه | hediye | armağan |
حدت | hiddet | kızgınlık, öfke |
حكایه | hikâye | öykü* |
خلاف | hilaf | karşıt |
هلال | hilal | ayça,yeniay |
حس | his | 1) duygu 2) duyu,duyum 3) sezgi |
حسيات | hissiyat | duygular,sezişler |
خواجه | hoca | öğretmen, öğretici, öğreten |
حقوق | hukuk | tüzük, tüze ** |
خصوص | husus | konu |
خصوصى | hususi | 1) özel 2) ayrıcalık |
حضور | huzur | dirlik, erinç ** |
حجره | hücre | göze ** |
هجوم | hücum | saldırı |
حكومة | hükûmet | yönetim, erk |
خلاصة | hülasa | özet |
حر | hür | özgür, bağımsız |
حریت | hürriyet | bağımsızlık, özgürlük |
حرمت | hürmet | saygı |
خسران | hüsran | düş kırıklığı |
هویت | hüviyet | kimlik |
احزان | hüzün | sıkıntı, üzünç ** |
اصرار | ısrar | üsteleme |
اداری | idare, idari | yönetsel, yönetimsel, yönetme, yürütme |
افاده | ifade | açıklama, anlatı, anlatım |
افلاح | iflah | düzelme, kurtulma, iyileşme |
افلاس | iflas | batık, batkınlık |
افراغ | ifrağ, istifra | 1) çevirme 2) boşaltma, kusma, öğürme, dökme, bulantı (mide) |
ادمان | idman | çalışım, alıştırma |
ابتدائی | iptidai | ilkel |
اجرا | icra, icraat | uygulama, yürütme, yapma, eylem, çalışma, uygulama |
اجتماع | içtima | toplantı |
اجتماع | içtima | kavuşum |
اجتماعی | içtimai | toplumsal |
ادعا | iddia | sav |
ادعا | idrak | 1)anlama, kavrama, akıl erdirme 2) kavuşturma, imgeleme |
اخلال | ihlâl | bozma |
افتخار | iftihar | övünme |
احتراص | ihtiras | tutku |
احتياج | ihtiyaç | gereksinme ya da gereksinim |
اختيار | ihtiyar | yaşlı |
احتياط | ihtiyat | 1) yedek 2) sakınma |
اقتدار | iktidar | erk, yönetim |
اقتباس | iktibas | alıntı |
علاوه | ilave | ek |
الىالابد | ilelebet | sonsuza dek |
الهام | ilham | esin |
التجا | iltica | sığınma |
التفات | iltifat | övgü, beğenme |
التحاق | iltihak | katılma, karışma, katılım |
التهاپی | iltihap | yangı, irin |
اعمار | imar | bayındırlık |
امكان | imkân | olanak |
املا | imla | yazım |
امتحان | imtihan | sınav, yazılı |
امتنا | imtina | kaçınma, sakınma |
امتياز | imtiyaz | ayrıcalık |
انحصار | inhisar | tekel |
انسان | insan * | kul * |
انشا | inşa | yapı, yapım, kurma, yaratma, yapılandırma |
انطباع | intiba | izlenim |
ارتباط | irtibat | 1) iletişim, bağlantı, ulaşım 2) ilişik |
انتحال | intihal | aşırma |
ارتفاع | irtifa | yükseklik |
ارثی | ırsi | kalıtlık, kalıtımlık |
اسم | isim | ad |
اسكان | iskan | yerleştirme, yurtlandırma, konaklatma |
انصات | isnat | dayatma, dayandırma |
اسراف | israf | savurganlık, tutumsuzluk' |
استفاده | istifade | yararlanma |
استراحت | istirahat | dinlenme |
استثناء | istisna | aykırı |
استشاره | istişare | danışma, görüş sorma |
عصيان | isyan | başkaldırı, asilik |
اشتغال | iştigal | uğraş, uğraşı, ilgilenme |
اشتراك | iştirak | ortaklık |
اتحاف | ithaf | adama, sunma |
اعتبار | itibar | saygınlık |
اتلاف | itlaf | öldürme, yoketme, katletme, kaldırma |
اتفاق | ittifak | birlik, bağdaşım, bağdaşma, anlaşma, uzlaşma, birleşme |
اتحاد | ittihat | birlik, birleşme |
ایضاح | izah | açıklama |
اضافت | izafet | görelik |
اظهار | izhar | belirtme, gösterme, ortaya çıkma, açığa vurma |
ازدواچ | izdivaç | evlilik |
قابليت | kabiliyet | yetenek, yeti |
قبول | kabul | alma, onaylama, onama, isteme |
قدر | kader | yazgı ** |
قدمة | kademe | basamak, aşama |
قفا | kafa | baş |
كافی | kâfi | yeter(li) |
قهر | kahır | üzüntü, sıkıntı, derin acı |
قاعده | kaide | 1) kural 2) ayaklık, duraç, tabanlık |
قائم | kaim | 1) geçerli, geçer, kullanılan 2) var olan, ayakta duran |
كائنات | kâinat | evren |
قلبور | kalbur | elek |
قلپ | kalp | yürek |
قمر | kamer | ay |
كامل | kâmil | 1) bütün, eksiksiz, yetkin, tam 2) ağırbaşlı, erişkin, olgun, bilgili (kimse) |
کاموس | kamus | sözlük |
قناعت | kanaat | yeterlilik, yeterli bulma, inanma kanıklık |
قانون | kanun | yasa, kural |
قانون اساسى | kanunuesasi | anayasa |
قافيه | kafiye | uyak |
كانون اول | kanunuevvel | aralık |
كانون ثانی | kanunusani | ocak |
قسوت | kasvet | 1) sıkıntı 2) karanlık |
کشف | kaşif | bulgucu |
كاتپ | katip | yazman |
قویم | kavim | budun, topluluk |
قوس | kavis | eğiklik |
كلمه | kelime | sözcük |
کنف | kenef | ayakyolu |
كساد | kesat | 1) durgun, azlık 2) yokluk, kıtlık |
كشيف | kesif | 1) yoğun, sık 2) kalın |
کشف | keşif | bulgu, buluş |
کتوم | ketum | ağzı sıkı |
كذا | keza | böyle, böylece, şöyle, öylece |
قرائت | kıraat | okuma |
قصاص | kısas | ödeşme |
قرمزی | kırmızı | kızıl, al |
قسم | kısım | 1) bölüm, aşama, evre 2) pay |
قطعه | kıta | 1) anakara 2) dörtlük 3) bölük, birlik (ordu) |
قوام | kıvam | 1) yoğunluk 2) koyuluk (sıvı) |
قيافت | kıyafet | giysi, kılık |
قيام | kıyam | 1) ayağa kalkma 2) girişim 3) kalkışma |
قیمت | kıymet | 1) değer 2) önem |
كتاپ | kitap | betik ** |
كفر | küfür | sövme, sövgü |
قصور | kusur | bozukluk, elverişsiz, noksan |
قوت | kuvvet | güç, erk |
كره | küre | yuvar |
لطيفه | latife | şaka |
لسان | lisan | dil |
لغات | lügat | sözlük |
لزوملو * | lüzumlu | gerekli |
ماجرا | macera | serüven |
معاش | maaş | aylık |
معبد | mabet | tapınak |
مادی | maddî | özdeklik ** |
مفصل | mafsal | eklem |
مغدور | mağdur | kıygın ** |
مغلوبيت | mağlubiyet | yenilgi |
محفوظ | mahfuz | saklı |
ماهيت | mahiyet | 1) özgün, özlük 2) nitelik, yetkin, 3) içyüz |
مخلوق | mahluk | yaratık |
محروم | mahrum | yoksun |
محصول | mahsul | ürün |
مخصوص | mahsus | özgü |
محزون | mahzun | üzgün, üzüntülü |
مقام | makam | orun |
مقبول | makbul | benimsenmiş, ilgi gören |
معقول | makul | uygun, elverişli |
مقصد | maksat, gaye, hedef | amaç, erek |
مع مافيه | mamafih | durum böyleyken, bununla birlikte (bağlaç) |
معنی | mâna | anlam |
معنوی | manevî | tinsel ** |
مانع | mani | engel |
معرفت | marifet | beceri, yetkinlik |
معروف | maruf | 1) tanındık, bilinen, ünlü 2) beğenilen, uygun görülen |
مصرف | masraf | gider, harcama |
مطبه | matbaa | basımevi |
مطبوع | matbu | basılı, basma (yazım) |
ماوي | mavi | gökçe ** |
ماضى | mazi | 1) geçmiş 2) eski |
مجاز | mecaz | iğretileme, eğretileme |
مجبور | mecbur | zorunlu |
مجموعه | mecmua | dergi, yayın |
مجهول | meçhul | bilinmeyen |
مدنی | medeni | uygar |
مدنيت | medeniyet | uygarlık |
مفهوم | mefhum | kavram |
مكتب | mektep | okul |
مکروه | mekruh | 1) iğrenç 2) yasak, yasaklı |
ملكه | meleke | alışkanlık |
ملز | melez | kırma |
مملکت | memleket | ülke, yurt |
منافع | menfaat | 1) çıkar, 2) beklenti 3) yarar |
مراسم | merasim | tören |
مرحله | merhale | aşama, evre, bölüm |
مرثيه | mersiye | ağıt |
مرتبه | mertebe | aşama, evre, konum, bölüm |
مسافه | mesafe | uzaklık |
مثلا | mesela | örneğin |
مسئله | mesele | sorun |
مسعود | mesut | mutlu |
مسئوليت | mesuliyet | sorumluluk |
مشغول | meşgul | 1) uğraşma, uğraş 2) oyalama |
مشهور | meşhur | ünlü |
مشروبات | meşrubat | içecek |
متانت | metanet | dayanma, dayanıklılık, sağlamlık |
موقع mevkiˤ مكان mekân * | mevki, mekân | yer, konum |
موجودیت | mevcudiyet | varolma, varlık, varoluş |
موجود | mevcut | elde olan, var olan, bulunan |
ميدان meydân *, ساحه sâha | meydan, saha | alan |
ميل * | meyil | eğim, eğilim |
مزار | mezar | gömüt ** |
مقياس | mikyas | ölçek, boyut |
ملی | milli | ulusal |
ملیت | milliyet | uyruk |
منطقه | mıntıka | bölge |
مصراع | mısra | dize |
ميراث | miras | kalıt ** |
مسافر * | misafir | konuk |
مثال * | misal | örnek |
مسکين * | miskin | uyuşuk, mıymıntı |
معامله * | muamele | davranış |
معما | muamma | bilmece |
معاصر | muasır | çağdaş, güncel |
معاون * | muavin | yardımcı |
معجزه * | mucize | tansık ** |
مغدی | mugaddi | besleyici |
مغالطه | mugalata | yanıltmaca |
مغنی muganni, muganniye | muganni, muganniye | şarkıcı |
مغایرت | mugayeret | aykırılık |
مغایر | mugayir | aykırı |
مغبر | muğber | küskün, gücenmiş, dargın |
مغلق * | muğlak | 1) belirsiz, anlaşılmaz, karışık (iş, söz, konu) 2) çapraşık |
مخابره | muhabere | iletişim, iletişme |
مهاجرت | muhaceret | göç |
ﻡﻬﺎﺝﻢ | muhacim | saldıran, saldırıcı |
مهاجر | muhacir | göçmen |
محدﭖ | muhaddep | dış bükey |
محافظه | muhafaza | koruma |
ﻡﺤﺎﻓﻈﻪ ﮐﺎر | muhafazakâr | tutucu |
محافظ | muhafız | koruyucu |
محاكمه | muhakeme | yargılama, uslamlama |
مدت | müddet | süre |
محقق | muhakkak | kesin(likle) |
محقق | muhakkik | soruşturmacı |
محال | muhal | olanaksız |
مخالفت * | muhalefet | karşıtlık |
ﻡﺨﻤﻦ | muhammen | oranlanan, ön görülen |
مخمس | muhammes | beşgen |
محمن | muhammin | ön gören |
محاربه muhârebe, حرب harb | muharebe, harp | savaş |
محارﭖ | muharip | savaşçı |
محرر | muharrer | yazılı, yazılmış |
مخرق | muharrik | kışkırtıcı, ayartıcı |
محرص | muharriş | tırmalayan, irkilten |
مخاصمات | muhasamat | çarpışma |
محاصره | muhasara | kuşatma |
محاسبة | muhasebe | sayıcılık |
محاسبهجی | muhasebeci | sayıcı |
محاصر | muhasır | kuşatan |
محصله | muhassala | bileşke |
مخصص | muhassas | ayrılmış |
محاط | muhat | kuşatılmış |
محول | muhavvil | dönüştüren |
محوله | muhavvile | dönüştürücü |
مختلف | muhtelif | türlü, çok sayıda, birçok |
محتمل | muhtemel | olası |
محتويات | muhteviyat | içindekiler |
مقدس | mukaddes | kutsal, kutlu |
مقاوله | mukavele | sözleşme |
مقاومت | mukavemet | dayanma, direnç, karşı koyma |
منتظم | muntazam | düzgün, düzenli |
مربع | murabba | dördül |
مرافعه | murafaa | duruşma |
معتدل | mutedil | ılım(lı) |
مطلق | mutlak | salt, saltık |
مطلقا | mutlaka | kesinlikle |
موفقيت | muvaffakiyet | başarı |
مبالغه | mübalağa | abartma |
مجادله * | mücadele | çaba, uğraş |
مجرت | mücerrit | soyut |
مدافعه | müdafaa | koruma, savunma |
مداخله | müdahale | karışma |
مدرس | müderris | eğitimci, eğitmen, öğretmen |
مدت * | müddet | süre |
مدرر | müdrir | sidik söktürücü |
مابت | müebbet | yaşam boyu, sonsuz, kalıcı |
مؤجل | müeccel | ertelenmiş |
مؤدپ | müeddep | uslu |
مؤلفات | müellefat | (yazılı) çıkarma |
محرر,مؤلف | müellif, muharrir | yazar |
ﻣﻮﻣﻦ | müemmen | sağlanmış |
مؤنث | müennes | dişil |
مؤسسه | müessese | kurum |
مؤسف | müessif | üzücü |
مؤثر | müessir | dokunaklı |
مؤسس | müessis | kurucu |
مؤيده | müeyyide | yaptırım |
مفكره | müfekkire | düşünce gücü |
مفرح | müferrih | iç açıcı |
مفرت | müfret | tekil |
مفلس | müflis | batkın |
مهم * | mühim | önemli |
مكافات | mükâfat | 1) ödül" 2) karşılık |
ملاقات | mülakat | görüşme, buluşma, konuşma |
مؤمن | mümin | inanan, inançlı |
مناقشه * | münakaşa | tartışma, söz dalaşı |
مناسبت * | münasebet | ilişki, ilgi |
مراجعت | müracaat | başvuru |
مﺮﮐﭖ | mürekkep | birleşmiş, birleşik |
مرتﭖ | mürettip | dizgici |
مسابقه | müsabaka | karşılaşma |
مساعد | müsait | uygun, elverişli |
مسامحه | müsamaha | hoşgörü, katlanma |
مساوی | müsavi | eşit, eş, eşleşen, denk |
مشرف | müsrif | savurgan, tutumsuz |
مثپت | müspet | olumlu, kanıtlanmış, doğrulanmış |
مستحكم | müstahkem | sağlamlaştırılmış, desteklenmiş |
مستقبل | müstakbel | ilerideki, gelecekteki |
مستهجن * | müstehcen | uygunsuz |
مستشار | müsteşar * | danışman |
مستولی | müstevli | ele geçirme, yayılma, bürüme |
مسوده * | müsvedde | 1) taslak 2) örnek |
مماثل,مشابه | müşabih, mümasil | benzer |
مشابهت | müşabehet | benzerlik |
مشخص | müşahhas | somut |
مشكل | müşkül | güç, güçlük, çetin |
مشكلپسنت | müşkülpesent | güç beğenen, titiz |
مشرك | müşrik | çoktanrıcı |
مشتاق | müştak | türev |
مشتهی | müştehi | istekli |
مشتكي | müşteki | yakınan, sızlanan |
مشتملات | müştemilat | eklenti |
مشترك | müşterek | ortak |
مشتركان | müştereken | ortaklaşa |
مشتری | müşteri | 1) alıcı, alımcı 2) tüketici |
متعه | müt'a | geçici kazanç |
مطالعه | mütalâa | 1) okuma 2) düşünce 3) irdeleme |
متارکه | mütareke | ateşkes, bırakışma |
متعدت | müteaddit | çok, birçok |
متعفن | müteaffin | kokuşuk, pis kokulu, kokuşmuş |
متعهت | müteahhit | üstenci, yüklenici |
مقاولات | müteahhitlik | üstencilik, yüklenicilik |
متعاقبان | müteakiben | arkadan, ardı sıra, peşinden |
متعاقپ | müteakip | sonra, ardından |
متعالية | mütealiye | deneyüstücülük |
متعلق | müteallik | ilişkin, ilgili |
متعمم | müteammim | yaygınlaşmış, genelleşmiş |
متعارفه | mütearife | ünlü, tanınan, belit** |
متباقی | mütebaki | kalan |
متصبص | mütebasbıs | yaltakçı |
متبدل | mütebeddil | değişen, kararsız |
متبسم | mütebessim | gülümseyen, güleç |
معتبر | muteber | saygın, geçerli olan, sözü geçer, güvenilir, inanılır |
متجانس | mütecanis | bağdaşık |
متجاسر | mütecasir | yeltenen |
متجاوز | mütecaviz | saldırgan |
متدين | mütedeyyin | dindar |
متأثر | müteesir | üzüntülü |
متفكر | mütefekkir | düşünür |
متفرق | müteferrik | dağınık |
متحمل | mütehammil | dayanıklı |
متخرق | müteharrik | devingen, oynar |
متخصص | mütehassıs | uzman |
مترجم | mütercim | çevirmen |
متشبث | müteşebbis | girişimci |
متوازی | mütevazı | alçakgönüllü |
متوفی | müteveffa | ölü, ölmüş |
متفق | müttefik | bağlaşık, yandaş |
مذاكره | müzakere | görüşme, danışma |
مزايده | müzayede | açık arttırma |
مزمن | müzmin | süreğen |
اندر,نادر | nadir, ender | seyrek |
نغمه | nağme | ezgi |
نافله | nafile | boşuna |
نقلا | nakil | taşıma |
نقلیه | nakliye | taşımacılık |
ناموس | namus | ar |
نصيحت * | nasihat | öğüt |
نظریات | nazariyat | kuram, düşünce |
ناظر | nazır | bakan |
نفس * | nefes | soluk |
نسيچ | nesiç | doku |
نسل | nesil | kuşak |
نتيجه * | netice | sonuç |
نوع | nevi | tür |
نزيف | nezif | kanama |
نصف | nısıf | yarı(m) |
نهايت * | nihayet | son(unda), sonuç |
نكاح * | nikâh | düğün |
نسبت * | nispet | oran |
نشان | nişan | simge, belirti, iz, işaret |
نطق * | nutuk | söylev |
نسخ | nüsha | 1) örnek 2) sayı (basım-yayın) |
نقطه | nokta | im |
رغما | rağmen | karşın |
راحت | rahat | erinç, erinçli * |
راقم | rakım | yükseklik, yükselti |
رقيب | rakip | karşıdaş |
رایچ | rayiç | satış değeri |
رأی | rey | oy |
رئيس | reis | başkan |
روایت | rivayet | söylenti |
روح | ruh | tin ** |
رطوبت | rutubet | yaşlık, ıslaklık |
رؤيا * | rüya | düş |
صفحه | safha | aşama, evre, bölüm |
صاهل | sahil | yaka, kıyı |
صاحپ | sahip | iye ** |
ساخته | sahte | düzmece |
ساكن | sakin | durgun |
صميمى | samimi | içten |
صرف | sarf | 1) tüketme, kullanma 2) öne sürme |
سطح sath | satıh | yüzey |
سياره | seyyare | araba |
سبپ * | sebep | neden, gerekçe |
سفالت | sefalet | 1) yokluk, yoksunluk 2) düşkünlük, aşağılık |
سفارت | sefaret | büyükelçilik |
سلامت | selamet | esenlik |
سما | sema | gök |
سنه * | sene | yıl |
سربست | serbest | bağımsız, özgür |
سويه | seviye | düzey |
صحت | sıhhat | sağlık |
سحر | sihir | büyü |
صحبت * | sohbet | söyleşi |
سؤال | sual | soru |
سهولت | suhulet | 1) kolaylık, yumuşaklık, uygunluk, incelik 2) akıcı (konuşma) |
صلح | sulh | barış |
ثنی | suni | yapma, yapay |
سکوت | sükût | sessizlik |
سرعت | sürat | hız |
شاهد | şahit | tanık |
شخصىٖ | şahsi, şahıs | kişisel, kişi, özgü, özlük |
شاعر | şair | ozan |
شرق | şark | doğu |
شرط | şart | koşul |
شطفاتلی,شطفات | şatafat, şatafatlı | gösteriş, gösterişli |
شفاف | şeffaf | saydam |
شهر | şehir | il |
سلف | selef | öncel, önceki |
شوق | şevk | istek |
شی | şey | varlık, nesne |
صله | sıla | buluşma, kavuşma |
شعار | şiar | 1) ayırıcı özellik 2) ülkü, ilke |
شدت | şiddet | 1) sertlik, aşırılık, katılık 2) güçlü |
شمال | şimal | kuzey |
şuˤûr * | şuur | bilinç |
شبهه لو | şüpheli | sanık |
طبقه | tabaka | katman |
طبيعت * | tabiat | doğa |
طبيعى * | tabii | doğma, doğal |
تابعيت, تبعه | tabiiyet/tebaa | 1) bağlılık, bağımlılık 2) uyruk |
افاده,تعبیر | tabir, ifade | deyiş* |
تحقق | tahakkuk | 1) gerçekleşme, yerine getirme 2) kesinleşme, onaylama |
تحكیم | tahkim | sağlamlaştırma, berkitme, güçlendirme |
تحليل | tahlil | inceleme |
تحلیه | tahliye | salıverme, boşaltma |
تخمين | tahmin | kestirim* |
تخريپ | tahrip | kırma, dökme, yıkma, bozma, çarpıtma |
تحصيل | tahsil | alma, getiri, elde etme, toplama |
تحت | taht * | orun* |
تقاص | takas | değiş tokuş |
تعقيپ | takip | izlem, gözlem |
طلب | taksir | önlemsizlik, özensizlik, ön görmeyerek |
طلپ * | talep | istek |
طلبه | talebe | öğrenci |
تعليمات | talimat | 1) yönerge, yönlendirme 2) komuta |
تميم | tamim | genelge |
تعمير *تعديلات* | tamir, tadilat | onarım |
طرف | taraf | bulun** |
طرفدار | taraftar | bulundaş** |
تارنج | tarih | günay** |
تسلط | tasallut | sarkıntılık |
تصور | tasavvur | canlandırma, tasarı |
تصدیق | tasdik | onay |
تصحيح | tashih | düzeltme |
تصوير | tasvir | betimleme |
طياره | tayyare | uçak |
تعيين | tayın | 1) azık 2) pay |
تعيين | tayin | 1) atama 2) sonuç, belirleme |
'توصيه | tavsiye | öneri, salık |
تضمين | taziye | başsağlığı |
تعزیه | tazmin | karşılama |
تضييق | tazyik | basınç(lı), baskı, sıkıştırma |
تعادل | teadül | denklik |
تعمدا | teammü(den) | 1) tasarlayarak 2) bilinçli, bilerek 3) isteyerek, düşünülerek |
تعامل | teamül | 1) yapılageliş 2) tepkime, davranış |
تبلغ | tebellüğ | 1) bildiri, ileti 2) erişme, anlama |
تبسم | tebessüm | gülümseme |
تبديل | tebdil | değişiklik |
تبليغ | tebliğ | bildiri, iletme, ulaştırma |
تبريك * | tebrik | kutlama |
تجاهل | tecahül | bilmezlikten gelme |
تجاوز | tecavüz | saldırı |
تجدد | teceddüt | yenilenme |
تجلى | tecelli | belirme, ortaya çıkma, görünme, yerine gelme |
تجرد | tecerrüt | 1) uzaklaştırma, soyutlama 2) soyma |
تجسم | tecessüm | görünme, boyutlandırma, biçimlenme |
تأجيل | tecil | 1) erteleme 2) bekletme |
تجريب | tecrübe | deneyim |
تجريد | tecrit | ayırma, ayrı tutma, soyutlama |
تچهیزات | teçhizat | donanım, donatım |
تدارك | tedarik | elde etme, sağlama, donatma, bulundurma, yetiştirme |
تداوی | tedavi | iyileştirme, sağaltım |
تداول | tedavül | geçerlilik, dolaşım, sürüm |
تدبير | tedbir | önlem |
تدريسات | tedrisat | eğitim, öğretim |
تدريجا | tedricen | giderek, gittikçe, azar azar, adım adım |
تأسس | teessüs | yerleştirme, oluşturma, kökleştirme |
تفكر | tefekkür | düşünme, düşünüş |
تفرعات | teferruat | ayrıntı |
تفريق | tefrik | 1) bölüm, bölük 2) anlaşmazlık |
تفريق | tefrika | ayırt etme, seçmek |
تفسير | tefsir | 1) yorum 2) açıklama |
تدريسات | tehdit | gözdağı, korkutma |
تقابل | tekabül | 1) bölüm, bölük 2) anlaşmazlık |
تهدید | tekamül | evrim, erişim, gelişim, gelişme, olgunlaşma |
تقاعد | tekaüt | emeklilik |
تكفل | tekeffül | yükümlenme |
تكليف | teklif | öneri |
تكرار | tekrar | yine |
تكثير | teksir | çoğaltma |
تكذيپ | tekzip | yalanlama |
تلاش * | telaş | tasa, kaygı |
تأليف | telif | uzlaştırma |
تمییز | temiz | 1) arı, duru 2) kirsiz |
تناسپ | tenasüp | uyum, uygunluk, yakınlık |
تنوير | tenvir | 1) aydınlatma, ışıklandırma 2) bilgilendirme, bilgi verme, açıklama (aydınlatma) |
تنبيه | tembih | uyarı |
ترجيح ا | tercih etmek | yeğlemek |
ترجمه | tercüme | çeviri |
تروت | tereddüt | duraksama |
ترتیپ | tertip | düzen |
تأثير | tesir | etki |
تسلی | teselli | avunma |
تستر | tesettür | örtünme |
تشخیص | teşhis | tanı |
تشكيل | teşkil | oluşum, oluşma, varolma, kurma |
تشكيل | teşkilat | 1) oluşum, kurum 2) örgüt |
تشرين اول | teşrinievvel | ekim |
تشرين ثانی | teşrinisani | kasım |
تشويق | teşvik | özendirme, kışkırtma |
تأیید | teyit | doğrulama, doğrulatma, gerçekleme |
تحف | tuhaf | garip, alışılmamış, şaşırtıcı |
طمطراق | tumturak | görünme, belirme, ortaya çıkma |
توحيد | tevhid | eşsiz, benzersiz, tek olmak |
تظاهر | tezahür | gösteriş |
عمومى | umumi | genel, kamusal |
اصول | usul | yavaş, ağır |
اصل | usul | yöntem, yol, yordam, izlence |
عنوان | unvan | san |
اصلوپ | üslup | biçem |
وعد | vaat | söz |
وقع | vaka | olay |
وقور | vakur | ağırbaşlı |
وصف | vasıf | nitelik |
واسطه | vasıta | araç |
واسع | vâsi | 1) yükümlü2) engin |
وطن | vatan | yurt |
وطنداش | vatandaş | yurttaş |
وازكچمك | vazgeçmek | caymak |
وضيفه | vazife | görev |
و | ve | ile, yene |
وهم | vehim | kuruntu |
ولایت | vilayet | il |
يئس | yeis | umutsuzluk, karamsarlık |
يعنی | yani | sonuçta, sözün özü, doğrusu |
زائل | zail | yok olan, ortadan kalkan, süreksiz |
ضمير * | zamir | adıl* |
ضمير * | zaruret, zaruri | 1) yoksunluk, yoksul 2) kaçınılmaz |
ذات | zat | kimse, kişi, kendi, özü |
ذاتا | zaten * | doğrusu, özde, gerçekte |
زاویه | zaviye | 1) açı 2) anlayış, görüş, bakış açısı, yaklaşım |
ظلم | zulüm | ezinç** |
زمره | zümre | 1) takım topluluk2) tür |
* Yeni Türkçe karşılıklarıyla birlikte günümüzde de Çağdaş Türkçede kullanılmakta olan eski sözcükler.
** Eski sözler kadar sıkça kullanılmayan yeni sözler.
*** Sözler Arapça ile Farsça birleşimidir.
Farsça kökenli alıntı sözler
Bu listede Farsça kökenli sözcüklerin Osmanlı Türkçesindeki yazılışları, Türkçedeki günümüz yazılışları ve Öz Türkçe karşılıkları yer almaktadır.
Günümüzde birçok Farsça söz, çağdaş Türkçe içerisinde kullanılmaktadır. Öyle ki, Türkçede 1,500‘e yakın Farsça kökenli sözcüğün bulunduğu bilinmektedir. Ancak bu sözlerin birçoğunun Arapça kökenli sözcüklerden farklı olarak Türk Dil Kurumu tarafından önerilen birer Türkçe karşılığı bulunmamaktadır. Türk Dil Kurumu da geçmiş süreç içinde Farsça kökenli sözlerin Türkçe içine kalıcı olarak işlediğini öne sürerek daha çok Arapça kökenli sözleri Türkçeleştirme yoluna gitmiştir. Öyle ki tarihi süreç içinde Arap kültürü ve dili, Türkler tarafından daha yabancı olarak karşılanmıştır. Aslen Türkçe sözlerin Farsça yazılışları için kullanılan Osmanlı Türkçesi, buna karşılık Arapça ile daha uzak yazı sistemine iye idi.
Osmanlı Türkçesi sözler | Günümüz yazılışı | Çağdaş Türkçe karşılığı |
---|---|---|
آبدستخانه | abdesthane | ayakyolu |
آبدست | abdest | yunup, yunmak |
آگاه | agâh | bilgili, uyanık, öngörülü |
آغوش | aguş | kucak |
آهنگ | ahenk | uyum |
آهسته | aheste | yavaş, ağır |
آلایش | alayiş | gösteriş |
آرزو | arzu | istek, dilek |
عرض حال | arzuhâl** | dilekçe |
آسایش | asayiş | güvenlik |
آسوده | asude | dingin, sessiz |
آسمان | asuman | gökyüzü |
آشكار | aşikâr | açık, besbelli, ortada |
آشنا | aşina | tanış, biliş 2) bilen, anlayan |
آتش | ateş | od |
آواره | avare | işsiz, aylak |
آیين | ayin | kuttören |
آزار | azar | paylama |
آزاد | azat | erkin bırakma |
بهانه | bahane | sözde neden, nedensi |
بهار | bahar | ilkyaz |
بخش ايتمک | bahş(etmek) | eriştirmek, vermek |
بخشش | bahşiş | sevinmelik |
بخت | baht | yazgı |
بختيار | bahtiyar | mutlu |
بختسز | bahtsız | karayazılı, karagünlü |
باخصوص | bahusus** | özellikle, hele, üstelik |
بجایش | becayiş (etmek) | karşılıklı yer değiştirmek |
بداوا | bedava** | karşılıksız, emeksiz |
بدبخت | bedbaht | mutsuz |
بدبين | bedbin | kötümser |
بددعا | beddua** | ilenç, ilenme, kargış |
behemehâl** | kesinlikle, ne yapıp yapıp, her durumda | |
بهر | beher | her bir |
بنده | bende | kul, köle |
برابر | beraber | birge, birlikte |
beraber(e kalmak) | yenişememek | |
برباد | berbat | kötü, çok kötü |
بردوام | berdevam** | sürüp giden |
بردوش | berduş | başıboş |
برمعتاد | bermutat** | alışılageldiği gibi, alışıladığı gibi |
برطرف | bertaraf** | kaldırılmış, giderilmiş |
بد | bet | kötü, çirkin |
بدتر | beter | daha kötü |
بيهوده | beyhude | boşuna, boş yere, yararsızca |
بيچاره | biçare | umarsız |
بيگانه | bigâne | 1) ilgisiz 2) yabancı |
بی خبر | bihaber** | 1) bilgisiz |
بی پروا | biperva | 1) çekinmez, sakınmaz 2) korkusuz 3) çekinmeden, korkmadan |
برادر | birader | 1) erkek kardeş 2) arkadaş |
بيتاب | bitap | bitkin, yorgun (argın) |
بی طرف | bitaraf** | yansız, yan tutmayan |
بيزار | bizar | bezmiş, bıkmış, tedirgin |
بوسه | buse | öpücük |
جنگ | cenk | savaş |
چابك | çabuk | ivedi * |
چاره | çare | çözüm |
چهره | çehre | yüz |
چنبر | çember | yuvarlak |
çeşit | tür | |
چار يک çehar-yek | çeyrek | dörtte bir |
درد | dert | ağrı |
دگر | diğer | öbür, öteki |
دشمن | düşman | yağı * |
اجنبى | ecnebi | el, yad * |
انديشه | endişe | kaygı |
گزيده | güzide | seçkin |
خسته | hasta | sayrı* |
هنوز | henüz | daha |
همان | hemen | çabucak |
قورناز | kurnaz | açıkgözlü |
مهتاب | mehtap | ay ışığı |
پاپوش | pabuç | ayakkabı |
روزگار | rüzgâr | yel |
ساده | sade | yalın |
سارخوش | sarhoş | esrik * |
سار | ser | baş |
سر | serbest | erkin * |
سرسری | serseri | başıboş |
سياه | siyah | kara |
صوڭ بهار | sonbahar | güz |
تازه | taze | yeni |
تنبل | tembel | eringen****,ağırcanlı* |
ویران | viran | yıkık |
یاور | yaver | yardımcı |
yeknesak | tekdüze | |
یك پاره yekpâre | yekpare | bütün |
زهر | zehir | ağı * |
زنگين | zengin | bay, varsıl *, varlıklı |
زور | zor | çetin |
* Yeni sözler eski sözler kadar sıkça kullanılmamaktadır.
** Sözler Farsça ile Arapça birleşimidir.
*** Sözler Eski kitaplar, ansiklopediler veya tarihi bir belgeden bulunan sözcük karşılığıdır (TDK'da bulunmayabilir).
**** Diğer Oğuz öbeği dillerinden ya da Kıpçak öbeğinden alınan,Anadolu'da yerel toplumca var olan sözcükler.
Fransızca kökenli alıntı sözler
Yunanca veya Latince kökenli Fransızca sözcükler, Türkçeye 19. yüzyılda girmeye başladı. Özellikle Tanzimat Dönemi sonrasında bu oran artmaya başladı. Günümüzde yaklaşık 5,000 Fransızca sözcük Türkçede yer almakta olup, çoğu günlük yaşamda kullanılır.
Geçen sözler | Türkçe karşılığı | Özgün Fransızca yazımı |
---|---|---|
aberasyon | sapınç | aberration |
ablatif | çıkma durumu | ablatif |
abone | 1) sürdürümcü 2) sürdürüm | abonné |
absorbe | 1) emme 2) soğurma | absorbé |
abstre | soyut | abstrait |
absürt | saçma, usdışı | absurde |
adaptasyon | uyarlama | adaptation |
adapte | uyarlanmış | adapté |
adaptör | uyarlaç | adapteur |
adenit | akkan yangısı | adénite |
adres | bulunak | adresse |
aerometre | havaölçer | aéromètre / η αερομετρία |
afazi | söz yitimi | aphasie / η αφασία |
aferist | vurguncu, çıkarcı | affairiste |
afiş | ası | affiche |
afişe | açıklamak, açığa vurmak | affiché |
afoni | ses yitimi | aphonie / η αφωνία |
aforizma | özlüsöz, özsöz, özdeyiş | aphonie / ο αφορισμός |
aglütinasyon | kümeleşim | agglutination |
agnosi | tanısızlık | agnosie / η αγνωσία |
agnostik | bilinemezci | agnostique ο/η/το αγνωστικ-/ός/ή/όν |
agorafobi | alan korkusu | agoraphobie / η αγοραφοβία |
agrafi | yazma yitimi | agraphie / η αγραφία |
agrandisman | büyültme | agrandissement |
ajan | 1) görevli, aracı 2) gizli görevli, gizmen | agent |
ajanda * | andaç | agenda |
ajur | delikli işleme, gözenek | ajour |
akont | öndelik | àcompte |
akort | (çalgı için) düzen | accord |
akromatopsi | renkkörlüğü | achromatopsie / η αχρωματοψία |
akrostiş | adlama | acrostiche / η ακροστοιχεία |
aks | dingil | axe |
aksan | vurgu, söyleyiş | accent |
akselerasyon | ivme | accélération |
akselerograf | ivmeyazar | accélérographe |
akselerometre | ivmeölçer | accéléromètre |
aksesuar * | 1) eklenti 2) donatımlık | accessoire |
aksiyom | belit | axiome / το αξίωμα |
aksiyon | eylem | action |
aksiyoner | paydaş | actionnaire |
aktif * | 1) etkin, canlı 2) etkili, etken | actif |
aktör | (erkek) oyuncu | acteur |
aktüel | güncel | actuel |
akustik | 1) yankı bilimi 2) yankı düzeni 3) yankılanım, sesdağılım | acoustique / η ακουστική |
akuzatif | belirtme durumu | accusatif |
akü (akümülatör) | akımtoplar | accumulateur |
alafranga | batılıca | alla franca |
alaminüt | çarçabuk, ayaküstü | à la minute |
alarm | tetikdur | alarme |
alaturka | doğuluca | alla turca |
alegori | yerine | allégorie / η αλληγορία |
aleksi | okuma yitimi | alexie / η αλεξία |
alfabe | abece | alphabet / το αλφάβητων |
alivre | dalında satış, önceden satış | à livrer |
almanak | yıllık | almanach |
alpinizm | dağcılık | alpinisme |
alpinist | dağcı | alpiniste |
alternatif * | 1) seçenek 2) almaşık 3) dalgalı | alternatif |
alternatör | dalgalı akım üreteci | alternateur |
altimetre | yükseklikölçer | altimètre |
altruist | özgeci, özgecil, elcil | altruiste |
altruizm | özgecilik, elcillik | altruisme |
amatör | özengen, özenci | amateur |
ambalaj (yapmak) | sarmak | emballage |
ambale (olmak) | 1) şaşkına dönmek 2) başı şişmek | emballé |
ambargo | engelleyim | embargo |
amblem | belirtke | emblème / το έμβλημα |
ambulans | cankurtaran (taşıt) | ambulance |
amenajman | düzenleyim | aménagement |
amfibi | yüzergezer | amphibie / το αμφίβιων |
amnezi | bellek yitimi | amnésie |
amoral | aktöredışı, töredışı | amoral |
amortisman | sönüm | amortissement |
amortisör | yumuşatmalık | amortisseur |
amplifikatör | yükselteç | amplificateur |
ampirizm | deneycilik | empirisme |
anabolizma | özümleme | anabolisme |
anakronik | çağaşımlık | anachronique / αναχρονικό |
anakronizm | çağaşım | anachronisme / ο αναχρονισμός |
analitik | 1) irdeleyici 2) irdelemeli | analytique / αναλυτικ-ός/ή/όν |
analiz * | irdeleme | analyse / η ανάλυσις |
analjezi | acı yitimi, ağrı yitimi | analgésie / η αναλγησία |
analjezik | ağrıkesici | analgésique / αναλγητικ-ός/ή/όν |
analoji | 1) benzeşim, benzeme 2) örnekseme 3) andırışma | analogie / η αναλογία |
anarşi | 1) başsızlık 2) kargaşa | anarchie /η αναρχία |
anarşik | kargaşalı, karışık | anarchique / άναρχος αναρχικός |
anarşist | 1) baştanımaz 2) kargaşacı | anarchiste / ο αναρχικός |
anatomi | 1) gövde yapısı 2) gövde bilimi 3) içyapı | anatomie / η ανατομία |
ançüez | balık ezmesi | anchois |
anemi | kansızlık | anémie / η αναιμία |
anestezi | uyuşturma | anesthésie / η αναισθησία |
anestezik | uyuşturucu, duyumsuzlaştırıcı, bayıltıcı | anesthésique / αναισθητικ-ός/ή/όν |
angaje | bağımlı, bağlanmış | engagé |
angajman | bağlantı | engagement |
animizm | canlıcılık | animisme / ο ανιμισμός |
anjin | boğaz yangısı | angine |
anket | soruşturma, sormaca | enquête |
anketör | soruşturmacı, "sormacacı" | enquêteur |
anomali | sapıklık, sapaklık | anomalie / η ανομαλία |
anonim | adsız | anonyme / η ανωνυμία |
anons | (sesli) duyuru | annonce |
anormal | 1) olağandışı, dengesiz 2) sapık | anormal / ανόμαλ-ος/η/ον |
anot | artıuç | anode |
ansiklopedi | bilgilik | encyclopédie / η εγκυκλοπαίδια |
antant | antlaşma | entente |
anten | duyarga | antenne |
anterit | incebağırsak yangısı | entérite |
antet | başlık | en-tête |
antik | ilkçağ işi | antique |
antikor | karşınözdek | anticorps |
antipati | sevimsizlik, soğukluk, karşıtduyu | antipathie / η αντιπάθεια |
antitez | karşısav | antithèse / η αντίθεση |
antoloji | seçki | anthologie / η ανθολογία |
antre | giriş | entrée |
antrenman | 1) çalışım 2) alıştırma | entraïnement |
antrenör | çalıştırıcı | entraîneur |
antrparantez | ayraç içinde, ayrıca, sırası gelmişken | entre parenthèses |
anyon | eksin | anion |
apandisit | körbağırsak yangısı | appendicite |
apel | çağrım | appel |
aperitif | açar | apéritif |
apolet | omuzluk | épaulette |
apraksi | işlev yitimi | apraxie / η απραξία |
apriori | önsel | à priori |
apse | irinlenme, yangı, irinşiş | abcès |
arabesk | 1) arap müziği 2) girişik bezeme | arabesque |
aranje (etmek) | düzenlemek, uyarlamak | arrangé |
aranjman | düzenleme | arrangement |
arazöz | yersular | arroseuse |
areometre | sıvıölçer | aréomètre |
aristokrasi | soyluerki | aristocratie / η αριστοκρατία |
aristokrat | beysoylu, soylu | aristocrate |
aritmetik | 1) sayı bilimi, sayıbilgisi 2) sayıbilimlik, sayıbilgilik | arithmétique |
arkaik | eskil | archaïque / αρχαϊκ-ός/ή/όν |
arkaizm | 1) aşnılık, eskillik 2) çağaşım | archaïsme / ο αρχαϊσμός |
arkeolog | kazıbilimci | archéologue / ο αρχαιολόγος |
arkeoloji | kazı bilimi | archéologie / η αρχαιολογία |
armatür | donatı | armature |
armoni | uyum | harmonie / η αρμονία |
arşiv | belgelik | archives/ το αρχείων |
arter | 1) atardamar 2) anayol | artère / η αρτηρία |
arterit | atardamar bozukluğu | artérite / η αρτηρήτις |
artist | 1) sanatçı 2) oyuncu | artiste |
asimetri | bakışımsızlık | asymétrie / η ασυμμετρία |
asimetrik | bakışımsız | asymétrique / ασυμμετρικ-ός/ή/όν |
asimilasyon | 1) özümleme 2) benzeşme | assimilation |
asistan | yardımcı | assistant |
aspiratör | emmeç | aspirateur |
astronomi * | gök bilimi | astronomie / η αστρονομία |
astronot | uzayadamı, gökmen | astronaute / ο αστροναύτης |
atak | 1) atılım, akın 2) saldırı | attaque |
atavizm | atacılık | atavisme |
ateizm | tanrıtanımazlık | athéisme / ο αθεϊσμός |
atlet | yarışımcı | athlète / ο αθλητής |
atletizm | yarışımcılık | athlétisme / ο αθλητισμός |
atölye | işlik | atelier |
avangart | öncü | avant-garde |
avanproje | öntasarı | avant-projet |
avans | öndelik | avance |
avantaj * | 1) çıkar, yarar 2) üstünlük | avantage |
averaj | ortalama | average |
bagaj | 1) yük, denk 2) yük yeri | bagage |
baget | çubuk | baguette |
balans | denge | balance |
balast | kırmataş | ballast |
balistik | atış bilimi | balistique |
bandaj | 1) sargı 2) kayış | bandage |
bank | sıra | banc |
banliyö | dolaylık, çevre, yörekent | banlieue |
baraj | 1) su bendi 2) büğet, bağlağı 3) engel | barrage |
barisfer | ağıryuvar | barysphère / η βαρυσφαίρα |
bariyer | tosuk | barrière |
barometre | basınçölçer | baromètre / το βαρόμετρο |
batonsale | tuzluçubuk | bâton salé |
bej | sazrengi | beige |
betoniyer | karmaç | bétonnière |
biblo | süslük | bibelot |
bigudi | sarmaç, kıvırtmaç | bigoudi |
bisiklet | çiftteker | bicyclette |
biyografi | özgeçmiş, yaşamöyküsü | biographie |
biyoloji | yaşam bilimi, dirim bilimi | biologie |
biyonik | 1) dirimkurgusu 2) dirimkurguluk | bionique |
biyosfer | dirimyuvarı | biosphère |
blokaj | 1) bekletim 2) yığım | blocage |
blöf | kandırmaca, kurusıkı | bluff |
bobin | sarımlık | bobine |
boks | yumrukoyunu | boxe |
bombardıman | topa tutma | bombardement |
bombe | şişkinlik, kabarıklık | bombé |
bonbon | şekerleme | bonbon |
bone | başlık | bonnet |
bonkör | eliaçık, iyiliksever | bon coeur |
bonservis | iyi iş belgesi, iş başarı belgesi | bon service |
botanik | bitki bilimi | botanique / η βοτανική |
boykot | direniş | boycott |
brakisefal | kısakafalı | brachycéphale |
branş | dal, kol | branche |
bröve | uzluk belgesi | brevet |
brülör | yakaç, yakmaç | brûleur |
brüt | kesintisiz | brut |
bukle | büklüm, kıvrım | boucle |
buldozer | yoldüzler, yoldüzer | bulldozer |
bulvar | genyol | boulevard |
burjuva | kentsoylu, kenter | bourgeois |
burs | öğrenimlik | bourse |
done | veri | donnée |
detay * | ayrıntı | détail |
direkt * | doğrudan | directe |
dikte * | yazdırım | dictée |
doktrin * | öğreti | doctrine |
doküman * | belge | document |
domestik | evcil | domestique |
dominant | baskın | dominant |
egzersiz * | alıştırma | exercice |
endemik * | salgın | endémique |
enerji * | erke | énergie |
enflamasyon * | yangı | inflammation |
enformasyon, enformatik * | bilişim | information, informatique |
enteresan * | ilginç | intéressant |
eritrosit | alyuvar | érythrocyte |
eksper* | bilirkişi | expert |
faks * | belgeç, belgegeçer | fax |
faktör * | etken | facteur |
filoloji | dil bilimi | phylologie |
filtre * | süzgeç | filter |
fizyoloji * | işlev bilimi | physiologie |
fonksiyon * | işlev | fonction |
fotokopi * | tıpkıbasım | photocopie |
garanti * | güvence | garantie |
global * | dünyalık | globale |
gramer | dil bilgisi | grammar |
grup * | öbek | groupe |
halüsinasyon * | varsanı | hallucination |
histoloji | doku bilimi | histologie |
homojen * | bağdaşık | homogenous |
illüzyon * | yanılsama | illusion |
istatistik * | sayımlama | statistiques |
izolasyon * | yalıtım | insulation |
kalite * | nitelik | qualité |
kampüs * | yerleşke | campus |
kapasite * | sığa, kapsam | capacité |
karakter * | kişilik | caractère |
katabolizma | yadımlama | catabolisme |
kategori * | ulam | catégorie |
kompleks * | karmaşık | complexe |
komünikasyon * | iletişim | communication |
konsantrasyon * | derişim | concentration |
konsolidasyon * | süreletme | consolidation |
kontrol | denetim | contrôle |
kramp | kasınç | crampe |
kriter * | ölçüt | critères |
kronik * | süreğen | chronique |
lenf * | akkan | lymphe |
liste * | dizelge | liste |
lokosit | akyuvar | leucocyte |
medya * | basın-yayın | média |
mekanizma * | düzenek | mécanisme |
meridyen * | boylam | méridien |
mesaj, posta * | ileti | message |
metamorfoz * | başkalaşım | métamorphose |
metot * | yöntem | méthode |
monoton * | tekdüze | monotone |
moral * | özgüç | morale |
mutasyon * | değişinim | mutation |
normal * | olağan | normale |
numara * | sayı | nombre |
objektif * | nesnel | objectif |
organizasyon * | düzenleme | organisation |
orijinal * | özgün | original |
otorite * | yetke | autorité |
over | yumurtalık | ovaire |
paradoks * | çelişki | paradoxe |
pasif * | edilgen | passif |
performans * | başarım | performance |
plaj * | kumsal | plage |
plato * | yayla | plateau |
popüler, favori * | gözde | populaire, favori |
prensip * | ilke | principal |
prezantasyon | sunum | présentation |
primer | birincil | primer |
problem * | sorun | problème |
prodüktör | yapımcı | producteur |
program * | izlence, yazılım | programme |
proje * | tasarı | projet |
prosedür * | işlem, işleyiş | procédure |
proses * | süreç | process |
provokasyon | kışkırtma | provocation |
radyoaktif * | ışın etkin | radioactive |
randıman * | verim | rendement |
rapor * | yazanak | rapport |
rejisör | yönetmen | régisseur |
resesif | çekinik | récessif |
restoran * | aşevi | restaurant |
rezistans | direnç | résistance |
sekunder * | ikincil | secondaire |
sekreter * | yazman | secrétaire |
sembol * | simge | symbole |
semptom * | belirti | symptôme |
sentez * | bireşim | synthèse |
sistem * | dizge | système |
simülasyon * | öğrence | simulation |
solüsyon | çözelti | solution |
spesifik | özgül | spécifique |
spesiyal | özel | spécial |
standart * | ölçün | standard |
statik * | duruk | statique |
statü * | durum | statut |
subjektif * | öznel | subjectif |
sübvansiyon * | destekleme | subvention |
teori * | kuram | théorie |
testis * | erbezi | testicle |
trotu[v]ar | kaldırım | trottoir |
tümör * | ur | tumeur |
versiyon * | sürüm | version |
viraj * | dönemeç | virage |
ultrason * | yansılanım | ultrason |
* Bu sözcüklerin hem Fransızca, hem Türkçe karşılıkları çeşitli yerlerde kullanılmaktadır.
Diğer diller kökenli alıntı sözler
Geçen söz | Türkçe karşılığı | Özgün diller | Özgün yazımı |
---|---|---|---|
abluka | kuşatım, kuşatma, çevirge | İtalyanca | abloco |
aforoz | toplumdışılama | Yunanca | ο αφορισμός |
akut | iveğen | Almanca | akut |
anahtar | açkı, açar | Yunanca | το ανοιχτήρι |
angarya | yüklenti | Yunanca | η αγγαρεία |
antifriz | donmaönler | İngilizce | antifreeze |
aposteriori | sonsal | Latince | |
aysberg | buzdağı | İngilizce | iceberg |
banyo | 1) yunak 2) yıkanma 3) yıkama | İtalyanca | bagno |
bek | savunucu | İngilizce | back |
bibliyografya | kaynakça | Yunanca | η βιβλιογραφία |
bilanço | dengelem | İtalyanca | bilancio |
bravo | yaşa! | İtalyanca | bravo |
brifing | 1) özetleyim, özetlem 2) bilgilendirme | İngilizce | briefing |
download | indirme | İngilizce | download |
endoskopi * | içgörüm | Yunanca | η ενδοσκόπηση |
fenomen * | olgu | Yunanca | το φαινόμενο |
fetüs * | dölüt | Latince | FETVS |
genetik * | kalıtım (bilimi) | Yunanca | η γενετική |
hegemonya | boyunduruk | Yunanca | η ηγεμονία |
internet * | genel ağ | İngilizce | internet |
kambiyo | dış ticaret | İtalyanca | cambio |
kompüter | bilgisayar | İngilizce | computer |
konsonant | ünsüz | Almanca | Konsonant |
kundura * | ayakkabı | İtalyanca | condura |
otoban * | hızyolu, otoyol | Almanca | Autobahn |
paralel * | enlem, koşut | Yunanca | παράλληλ-ος,-η,-ον |
parazit * | asalak | Yunanca | το παράσιτων |
printer | basıcı, yazıcı | İngilizce | printer |
rat | sıçan | Almanca | Ratte |
sendrom * | belirgi | Yunanca | το σύνδρομο |
update | güncelleme | İngilizce | update |
uptake | tutulum | İngilizce | uptake |
vokal * | ünlü | Almanca | Vokal |
* Bugünkü Türkçe karşılıkları ile birlikte kullanılan sözler.
Kaynakça
- ^ Turkish Language Reform: A Catastrophic Success (Türk Dil Devrimi: Trajik Bir Başarı), Geoffrey Lewis Lewis, Oxford University Press, Oxford Linguistics Publications,1999 s. 98
- ^ [Numerical list on the origin of words in Türkçe Sözlük (2005)]. Türk Dil Kurumu. 2005. 1 Mart 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2007.
- ^
- ^
- ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt
- , TDK websitesindeki kurumsal Türk Dili yazım kılavuzu
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Turkcedeki alinti sozcuklerin degistirilmesi Ataturk un Turklestirme politikasinin bir parcasidir Osmanli Turkcesi Arapca ve Farsca dan bircok alinti sozcuge sahipti ayni zamanda Fransizca Yunanca ve Italyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diger alinti sozcukler de resmi olarak Turk Dil Kurumu TDK tarafindan onerilen Turkce karsiliklari ile degistirildi Turkcedeki yabanci kokenli sozcuklerin alinti Turkcelestirilmesi Turkiye Cumhuriyeti nin kurulusundan sonra Ataturk Devrimlerinin daha genis cercevesindeki kulturel reformlarin bir parcasidir Ataturk tarafindan 1932 yilinda Turk dilini genis kapsamda ve bilimsel duzende arastirmak icin kurulan Turk Dil Kurumu yabanci agirlikli olarak Arapca alinti sozcukleri de Turkce karsiliklariyla degistirmeye calisti Kurum ilk asamada 3000 i askin sayida Arapca kokenli sozcugu ve bunun yaninda diger yabanci kokenli sozcukleri dilden cikarmayi basardi Bu surecte dile giren sozcuklerin cogu var olan Turkce fiil eylem koklerinden yeni turetilmisken TDK ayrica dilde yuzyillardir kullanilmayan Eski Turkce sozcuklerin kullanilmasini onermistir Ornegin cevap yanit veya gozgu ayna gibi Bu sozcuklerin cogu gunumuzde yaygin olarak kullanilirken selefleri oncelleri artik gunluk dilde kullanilmamaktadir Bazi sozcukler dil reformundan once de kullaniliyordu ancak Farsca olanlardan cok daha az kullanildi Mogolca da onemli bir rol oynamistir cunku Mogolca Eski Turkce den alintiladigi birtakim sozcukleri ornegin ulus cag karakol kaburga korumustur Sozcuk kullanimlarinda kusaklar arasi farkliliklar vardir 1940 lardan once doganlar eski Arapca kokenli sozcukleri hatta eskimis olanlari bile kullanma egilimindeyken genc kusaklar genellikle daha yeni betimlemeleri kullanmaktadir Bazi yeni sozcukler kismen eski karsiliklarinin icsel anlamlarini iletemedikleri icin genis capta benimsenmemistir Bazi yeni sozcukler ise biraz farkli anlamlar almistir ve eski karsiliklariyla birbirinin yerine kullanilamaz Alinti sozcuklerin bircogu ozellikle Arapca Farsca ve Fransizca olanlar gunumuzde giderek azalmakla birlikte bir kismi ise yaygin olarak kullanilmaktadir Sozcuk seciminin cagrisimlari ve etkileriTarihsel olarak Arapca caminin diliydi Farsca ise egitim ve siir diliydi Her ikisinin de kasitli kullanimi batili bir sozcugun kullanimindan kacinarak genellikle sirasiyla dini bir alt metin veya romantizm anlamina gelir Benzer sekilde algilanan modern bir karakter kazandirmak icin Avrupali sozcuklerin kullanimi tercih edilebilir Saf Turkce sozcuklerin kullanimi milliyetciligin bir ifadesi veya dilsel bir basitlestirme olarak kullanilabilir Turkcedeki sozcuk varliginin dagarcik kokenleriTurkce kelime dagarcigina en onemli yabanci katki yapan diller arasinda Arapca Farsca Fransizca Italyanca Ingilizce ve Yunanca bulunmaktadir Baska dilden gecen sozcuklerin yenisiyle degistirilme dizelgeleriArapca kokenli alinti sozcukler ile guncel Turkce karsiliklari Bu dizelgede Osmanli Turkcesi sozcukler sozcugun Turkcedeki cagdas yazimi TDK tarafindan onerildigi ve gunluk dilde kullanildigi gibi ve cagdas Turkce karsiligi verilmistir Osmanli Turkcesi sozleri ve onlarin imce cevirileri Osmanli Turkcesi sozlerin cagdas yazimlari Cagdas Turkce karsiligiاندال abdal gezginعبث abes anlamsiz sacma bosآب حيات abihayat bengisu dirim suyu yasam suyuعبوس abus 1 somurtkan 2 asik yuz عجائپ acayip 1 sasirtici yadirgatici sasilan 2 olagandisiعجله acele 1 tez ivedi 2 tezelden ivedilikleعجمى acemi toy ustalasmamis beceriksizعجزه aceze duskunlerعاجل acil 1 ivedi 2 cabucakعاجز aciz 1 gucsuzluk 2 beceriksizlik 3 duskunlukعاجز aciz 1 gucsuz 2 beceriksiz 3 duskunعجول acul tez canli ivecenعجوزه acuze kocakariآداب معاشرت adabimuaseret gorguعضله adale kasعدالت adalet ture آداپ adap 1 tore 2 yol yordamعداوت adavet yagilikعدد adet sayiعادت adet 1 gorenek tore 2 aliskanlik aliski 3 aybasiعادتا adeta neredeyse bayagi sankiعادي adi 1 dusuk nitelikli 2 asagilik bayagi 3 olagan siradanعادل adil dogru haktanir عفو af 1 gorevden alma 2 bagislamaآفاقی afaki 1 gelisiguzel amacsiz 2 nesnelآفت afet kiran yikimعفو ايتمك affetmek 1 bagislamak 2 gorevden almaعافيت afiyet saglik esenlikاغيار agyar yabancilar eller el baskalariاهالى ahali 1 toplum topluluk 2 yerlilerأحباپ ahbap arkadas tanis gonuldes عهد ايتمك ahdetmek ant icmekاحفاد ahfad torunlar soyآهی ahi eli acikآخر ahir sonعهت ahit 1 antlasma sozlesme 2 ant 3 cagآخذه ahize almac أحكام ahkam yargilarاخلاق ahlak aktore sagtore احمق ahmak beyinsiz bonاحرار ahrar ozgurlestirilmisاحرض ahraz dilsiz sagir kimse اخشاپ ahsap agac tahtaاحوال ahval durum durumlarعائدات aidat 1 odenti 2 kesenek عائديت aidiyet 1 iliskindir degginlik 2 ilgiعائله aile ocak عائت ait ilgili iliskin ilisikعقبنده akabinde arkasindan ardindan ardi siraعقد ايتمك akdetme sozlesme antlasma bagit عاقبت akibet son sonuc durumعقل akil 1 us 2 bellek 3 ogutعقيده akide inanc ogretiعابده abide anit yapit عاقل akil 1 bilgin bilge bilgic 2 sagduyuluعقيم akim 1 kisir verimsiz2 sonucsuzعكس akis 1 yanki tepki 2 yansimaعقت akit sozlesme bagitعقل سليم akliselim sagduyuاقران akran yasit اقسام aksam bolumlerعكسی aksi ters gecimsizعكس العمل aksulamel 1 tepki 2 karsilik 3 geri bildirim donut اعلی ala 1 iyi cok iyi 2 ustunعلائم سما alaimisema gokkusagi ebemkusagi علاقه alaka ilgi iliskiعلامت alamet belirti gosterge im izعلامت فارقه alametifarika 1 simge belirtec gosterge ayirtac 2 nitelik ozellikعلى العجله alelacele ivedilikle cabucak carcabukعلى العادة alelade siradan bayagi olagan dogalعلى الاصول alelusul 1 ustunkoru gelisiguzel 2 yontemine gore kurala uygunعالم alem 1 evren yaratki 2 eglenti 3 elآلت alet arac aygitعلم شمول alemsumul 1 evrensel 2 taninirعلنا alenen acikca aciktan aciga gizlemedenعلنی aleni acik ortadaعلامه allame bilgin bilgiliعليه aleyh karsi karsitعالي ali yuce yuksek ulu ustunعالیجناب alicenap 1 sayin saygin2 yuce gonullu eli acikعالم alim bilgin bilgicاعمی ama gormez gorme engelliكلمه ama ancak yalnizعمله amele isciعملي ameli 1 uygulamali 2 is ustunde 3 eylemselعمليات ameliyat islemceعمليه ameliye islemعميق amik derin dipعامل amil 1 etken isleyici 2 isci yapan kisi etkenآمر amir 1 yonetici 2 buyurucu basعاميانه amiyane siradan bayagicaعمه amme kamuعمود فقاري amudufikari omurga belkemigiعنعنه anane gelenekعنعنوی ananevi gelenekselآنی ani 1 birden ansizin 2 beklenmedik apansizعرض araz 1 belirti 2 bulguاراضی arazi 1 toprak 2 yerعربده arbede catismaآرضیه ardiye yigimlikعارضه ariza aksaklik bozuklukعریضه ariza bozukluk aksamaعرفة arife ongunعرش ars gok gokyuzuعرض arz I sunma anlatma bildirmeعرض arz II en genislikأرض arz III yer yeryuzu ارزو arzu istek isteme dilek egilim yonelmeآسا asa degnekعصبی asabi sinirli ofkeliعصبيت asabiyet sinirlilikاصالت asalet soylulukاعصاب asap sinir sinirlerآثار عتيقه asariatika eski cikarmalarاصغری asgari en az en asagi en dusuk en altأصل asil 1 kok kaynak 2 gerceklik 3 gercekاصللي asilli kokenli uyrukluاصلسز asilsiz 1 dayanaksiz kaynaksiz 2 uydurma yalanعصر asir yuzyilعاصی asi baskaldiran dikbasliاصيل asil soyluعسكر asker su suer اصلی asli birincil koklu basعصری asri cagdas cagcilعاشق asik 1 tutkun vurgun 2 ozan 3 sevgen عشيرت asiret oymak عشق ask sevi عطالت atalet 1 tembellik gevseklik uyusukluk 2 dinginlik duraganlik suredurumعته ateh bunama bunaklikعطفا atfen dayanarak goreعطف atif 1 yoneltme cevirme2 gondermeعاطل atil 1 ise yaramaz isgormez 2 sureduranآتی ati gelecekعوانه avane yardakcilar kafadarlarعودت avdet donusعيان ayan belli acikعيان بيان ayan beyan apacik acik secik besbelliعينا aynen oldugu gibiعين ayni benzeri ozdesعينى عينيت ayni yet nesnesel ozdeslikعياش ayyas ickiciعيوقه چيقمق ayyuka cikmak 1 goklere cikmak ortaya cikmak yukselmek 2 yayilmakاعضا aza uyeعظمت azamet 1 ululuk 2 calim kurumاعظمی azami en cok en ust en buyuk en yuksekعذاپ azap ezinc عزل azil gorevden almaعزیمت azimet gidisبادره badire dar gecit dar bogaz sikintiبحر bahir denizبحث bahis 1 konu 2 sozبقایا bakaya kalintiباقی baki 1 artan kalan 2 kalimli olumsuzباكر bakir el degmemis islenmemis bozulmamis dokunulmamisباكره bakire kiz kiz oglan kiz erdenبقيه bakiye kalan artanبقليه bakliye baklagilبالغ balig 1 eriskin erin yetiskin 2 varan bulanبانی bani kurucu kuranباپ bap 1 kapi 2 bolum 3 konuبارز bariz acik belirginبصيرت basiret saggoruبسيط basit 1 yalin yalinc 2 kolay 3 siradanباطل batil bos dayanaksizباطنی batini icrekبایع bayi 1 satici 2 satis yeriبعضا bazen kimi kez arada arada bir ara siraبعض bazi 1 kimi 2 birtakimبدل bedel 1 karsilik esdeger 2 tutarبدن beden govdeبدخواه bedhah kotu yurekli kotuculبدر bedir dolunayبئيس beis sakincaبقا beka kalimبکارت bekaret erdenlik بلاغت belagat 1 iyi konusan kimse 2 sozbilimبلاهت belahet aliklikبلده belde kentبلدیه belediye yerel yonetimبرات berat aklanma بيان beyan soyleme bildirmeبيانات beyanat demec bildiriبيان نامه beyanname bildirge bildiriبياض beyaz ak بين الملل beynelmilel uluslararasiبيضی beyzi sobe yumurtamsiبدایت bidayet baslama baslangicبحق bihakkin adamakilli iyiceبلا استثنا bilaistisna ayriksizبالعكس bilakis tersineبلا واسطه bilavasita dolaysiz dogrudan dogruca dumduzبالجمله bilcumle butunبالفرض bilfarz diyelim ki sozgelisi ornegin varsayimبالفعل bilfiil edimli olarak dogrudanبالخاصه bilhassa ozellikleبالالتزام bililtizam bile bile isteyerekبالاستفاده bilistifade yararlanarakبالمقابله bilmukabele 1 karsilikli olarak 2 ben de siz deبالعموم bilumum butunبناء bina yapiبناء binaen 1 den dolayi den oturu 2 dayanarakبناء عليه binaenaleyh dolayisiyla bundan dolayiبالطبع bittabi dogal olarakبذاته bizatihi kendisi kendiligindenبالذات bizzat kendisi aracisiz dogruca dogrudan dogruyaبخار buhar buguبحران buhran bunalim bunluk sikintiبخور buhur tutsuبرج burc ukeg بطلان butlan gecersizlik curuklukبعد bud 1 boyut 2 uzunlukبلوغ bulug ergenlikبنيه bunye yapiجامعه camia toplulukجاهل cahil bilgisiz egitimsiz bilisiz جاسوس casus casit جاذب cazip cekici ilgi alimli uygun deger elverisliجبرا cebir baskiجدید cedit yeniجلسه celse oturum جمعيت cemiyet topluluk dernekساقط جنين ceninisakit dusukجنوپ cenup guneyجراحت cerahat irinجواپ cevap yanit جواز cevaz 1 onay uygunluk 2 asma gecit vermeجهان cihan evren yeryuzuجهاز cihaz aygit جهت cihet yon yanجلد cilt deriجسم cisim varlikجوار civar dolayجمله cumle tumceجثه cusse govdeخارج dahil ic iceriداخلیه dahiliye icisleriدائر dair iliskinدائره daire yuvarlak dongeدارالفنون darulfunun bilgieviضرپ darp vurma carpma vurus دف def tepme kovma دفين defin gomme topraga vermekدفعه کره defa kere kezدلالت delalet 1 isaret iz imge 2 aracilik kilavuzدفينه define gomuدليل delil kanitدرجه derece 1 basamak asama 2 birim 3 sicakolcer درس ders ogrence دوا deva cozumدور devir cagدوران devran yeryuzu evrenدوره devre 1 donem 2 donus donguدماغ dimag 1 beyin2 bilincدرايت dirayet dayaniklilik gucluدیار diyar bolge yurt ulke دنیا dunya yeryuzu evrenدول duvel ulke ler ابعاد ebat boyutابدی ebedi sonsuz surekli kaliciابوین ebeveyn anne babaابله ebleh bon aptal beyinsiz alikاجداد ecdat ata cetاجل ecel olumاجنبى ecnebi yabanci elادا eda 1 davranis tavir 2 isve nazادبیات edebiyat yazin ادوات edevat arac gerecاديپ edip yazar yazinciافراط efrat birey ler kisi ler اهميت ehemmiyet onemالبسه elbise giysiاليم elim acikli uzucu acitanامر emir buyruk komutامنيت emniyet guvenlikامثال emsal ornek benzer esdeger denkاندیشه endise kaygi sikintiاثر eser yapit اسير esir tutsak اثواپ esvap giysi giyecekفقير esya 1 nesne 2 varlikاطفال etfal cocukاطراف etraf ortalikاوراق evrak belgeاول evvel onceایام eyyam 1 cikarci 2 devirاذا eza aci sikinti uzuntuاز جمله ezcumle 1 belli basli baslica topluca 2 sonuc olarak 3 ornegin ornek olarakفعال faal etkinفرق fark 1 ayrik ayrim ayrisma ayrilik 2 degisikفاحش fahis asiri askin فخری fahri onursalفاءق faik ustun gelismis yetenekliفقير fail yapan eden isleyen sorumlu kimse فائض faiz getiri urem فقط fakat ancak yalnizفقير fakir yoksulفانى fani olumlu gelip gecici kalimsizفرضی farazi varsayim sal فكر farz gerek gereklilik zorunlulukفقير fasik 1 sapkin sapkin 2 fasik فایده fasil aralik bolum pay donemفسیح fasih acik duzgun anlasilabilir فایده fayda yarar kazanc asiفضيلت fazilet erdem ustunluk seckinlikفضله fazla cok askin artikفجیع feci korkunc acikli uzucuفن fenn علم ˤilm fen ilim bilimفلاح felah 1 kurtulus 2 basari 3 iyilik mutlulukفلاكت felaket yikim kotulukفنا fena 1 kotu olumsuz niteliksiz basarisiz 2 uzucuفراغت feragat vazgecme el cekmeفراست feraset anlayis kavrama sezgi sezisفرت fert bireyفزع feza uzayفيضان feyezan taskinفرقت firkat ayrilikفرصت firsat 1 kosul olanak 2 uygunlukفطرت fitrat yaradilis doga kimse فكر fikir dusunceفی الحقيقه filhakika dogrusu gercektenفعل fiil eylem فرار firar kacis kurtulmaفتنه fitne gecimsizlik kargasa arabozan kimse فيات fiyat deger urun eder karsilikفحش fuhus azginlik taskinlikفضولى fuzuli gereksiz yersiz bosu bosunaفجور fucur azginlik taskinlikغدار gaddar acimasiz tas yurekliغافل gafil onlemsiz bos bulunma aymazlik uygunsuzغائله gaile sikinti uzuntuغليان galeyan taskinlik kaynama cosma ayaklanmaغالبا galiba sanmak gorunuse bakilirsa sanirimغالپ galip kazanmak yenmek ustunlukغليظ galiz 1 kaba asagilama cirkin uygunsuz yakisiksiz 2 yogunغم gam kaygi uzuntu aci sikinti karamsarlikغنى gani bol cokغرابت garabet yadirganiciغرپ garip 1 siradisi sasirtici alisilmamis 2 yoksul yoksun kimsesiz duskunغرق gark 1 batma batirilma bogulma 2 bol cokغرپ garp batiغير gayri olmayan baska disiغدا gida besin حاجت hacet 1 gerek gerekce 2 araciحاجت hacim 1 yogunluk 2 buyukluk 3 oylumحادثه hadise olayحافظه hafiza bellekخفيف hafif yegni حفريات hafriyat kaziحق hak pay حقارة hakaret asagilamaحقيقت hakikat gercek dogrulukحاكم hakim yargicحال hal وضعيت vazˤiyet hal vaziyet durum konum خلف halef ardil sonrakiخليطه halita alasim حلق halk ulus topluluk budun حماست hamaset yigitlilik yureklilikحمارات hamarat becerikliحامله hami 1 koruyan kollayan gozeten destek cikan 2 kayiran kayirici kimse حامله hamil tasiyici tasiyan elinde bulunduranحامله hamile gebeحميت hamiyet 1 yurtsever ulus sever 2 gayretliحمله hamle 1 atilim 2 saldiriحانطال hantal agir yavasحبس hapis 1 tutsak tutuk kapatma 2 alikoymaخراپ harap yikikخرابه harabe yikintiحرارت hararet isi sicaklik جرجامق harcama giderخرجراه harcirah yollukخارقه harika olaganustuخرچ harc 1 odeme gider 2 vergiحركت hareket devinim حرف harf ses imce خارج haric dis disariخارجيه hariciye disisleriخاص has 1 ozgu 2 katisiksizخسار hasar bozma yikma kirma dokmeحسب حال hasbihal soylesiحسرت hasret ozlemحساس hassas duyarliحشره hasere bocekخطا hata 1 yanlis yanilgi yanlislik yanilsama 2 sucخاطره hatira aniهوا hava kal kalig خاو hav I ulgerحيات عمر omr hayat omur yasam dirim dirlik خایر hayir I yardim iyilikخایر hayir II yok olmaz oyle degilحيثيت haysiyet sayginlikحضم hazim etmek sindirimهديه hediye armaganحدت hiddet kizginlik ofkeحكایه hikaye oyku خلاف hilaf karsitهلال hilal ayca yeniayحس his 1 duygu 2 duyu duyum 3 sezgiحسيات hissiyat duygular sezislerخواجه hoca ogretmen ogretici ogretenحقوق hukuk tuzuk tuze خصوص husus konuخصوصى hususi 1 ozel 2 ayricalikحضور huzur dirlik erinc حجره hucre goze هجوم hucum saldiri حكومة hukumet yonetim erk خلاصة hulasa ozet حر hur ozgur bagimsiz حریت hurriyet bagimsizlik ozgurlukحرمت hurmet saygiخسران husran dus kirikligiهویت huviyet kimlikاحزان huzun sikinti uzunc اصرار israr usteleme اداری idare idari yonetsel yonetimsel yonetme yurutmeافاده ifade aciklama anlati anlatim افلاح iflah duzelme kurtulma iyilesme افلاس iflas batik batkinlikافراغ ifrag istifra 1 cevirme 2 bosaltma kusma ogurme dokme bulanti mide ادمان idman calisim alistirmaابتدائی iptidai ilkel اجرا icra icraat uygulama yurutme yapma eylem calisma uygulamaاجتماع ictima toplantiاجتماع ictima kavusumاجتماعی ictimai toplumsalادعا iddia savادعا idrak 1 anlama kavrama akil erdirme 2 kavusturma imgelemeاخلال ihlal bozmaافتخار iftihar ovunmeاحتراص ihtiras tutkuاحتياج ihtiyac gereksinme ya da gereksinimاختيار ihtiyar yasliاحتياط ihtiyat 1 yedek 2 sakinma اقتدار iktidar erk yonetimاقتباس iktibas alintiعلاوه ilave ekالى الابد ilelebet sonsuza dekالهام ilham esin التجا iltica siginma التفات iltifat ovgu begenmeالتحاق iltihak katilma karisma katilim التهاپی iltihap yangi irinاعمار imar bayindirlikامكان imkan olanakاملا imla yazimامتحان imtihan sinav yazili امتنا imtina kacinma sakinmaامتياز imtiyaz ayricalikانحصار inhisar tekelانسان insan kul انشا insa yapi yapim kurma yaratma yapilandirmaانطباع intiba izlenimارتباط irtibat 1 iletisim baglanti ulasim 2 ilisikانتحال intihal asirmaارتفاع irtifa yukseklikارثی irsi kalitlik kalitimlikاسم isim ad اسكان iskan yerlestirme yurtlandirma konaklatma انصات isnat dayatma dayandirma اسراف israf savurganlik tutumsuzluk استفاده istifade yararlanmaاستراحت istirahat dinlenmeاستثناء istisna aykiriاستشاره istisare danisma gorus sormaعصيان isyan baskaldiri asilikاشتغال istigal ugras ugrasi ilgilenmeاشتراك istirak ortaklikاتحاف ithaf adama sunmaاعتبار itibar sayginlik اتلاف itlaf oldurme yoketme katletme kaldirma اتفاق ittifak birlik bagdasim bagdasma anlasma uzlasma birlesme اتحاد ittihat birlik birlesmeایضاح izah aciklama اضافت izafet gorelikاظهار izhar belirtme gosterme ortaya cikma aciga vurmaازدواچ izdivac evlilikقابليت kabiliyet yetenek yeti قبول kabul alma onaylama onama istemeقدر kader yazgi قدمة kademe basamak asamaقفا kafa basكافی kafi yeter li قهر kahir uzuntu sikinti derin aciقاعده kaide 1 kural 2 ayaklik durac tabanlikقائم kaim 1 gecerli gecer kullanilan 2 var olan ayakta duranكائنات kainat evrenقلبور kalbur elekقلپ kalp yurekقمر kamer ayكامل kamil 1 butun eksiksiz yetkin tam 2 agirbasli eriskin olgun bilgili kimse کاموس kamus sozlukقناعت kanaat yeterlilik yeterli bulma inanma kaniklikقانون kanun yasa kuralقانون اساسى kanunuesasi anayasaقافيه kafiye uyakكانون اول kanunuevvel aralikكانون ثانی kanunusani ocakقسوت kasvet 1 sikinti 2 karanlikکشف kasif bulgucuكاتپ katip yazman قویم kavim budun topluluk قوس kavis egiklikكلمه kelime sozcukکنف kenef ayakyoluكساد kesat 1 durgun azlik 2 yokluk kitlikكشيف kesif 1 yogun sik 2 kalinکشف kesif bulgu bulusکتوم ketum agzi sikiكذا keza boyle boylece soyle oyleceقرائت kiraat okumaقصاص kisas odesmeقرمزی kirmizi kizil alقسم kisim 1 bolum asama evre 2 payقطعه kita 1 anakara 2 dortluk 3 boluk birlik ordu قوام kivam 1 yogunluk 2 koyuluk sivi قيافت kiyafet giysi kilikقيام kiyam 1 ayaga kalkma 2 girisim 3 kalkismaقیمت kiymet 1 deger 2 onemكتاپ kitap betik كفر kufur sovme sovguقصور kusur bozukluk elverissiz noksanقوت kuvvet guc erkكره kure yuvarلطيفه latife sakaلسان lisan dilلغات lugat sozlukلزوملو luzumlu gerekli ماجرا macera seruvenمعاش maas aylikمعبد mabet tapinakمادی maddi ozdeklik مفصل mafsal eklemمغدور magdur kiygin مغلوبيت maglubiyet yenilgiمحفوظ mahfuz sakliماهيت mahiyet 1 ozgun ozluk 2 nitelik yetkin 3 icyuzمخلوق mahluk yaratikمحروم mahrum yoksunمحصول mahsul urunمخصوص mahsus ozguمحزون mahzun uzgun uzuntulu مقام makam orun مقبول makbul benimsenmis ilgi gorenمعقول makul uygun elverisliمقصد maksat gaye hedef amac erekمع مافيه mamafih durum boyleyken bununla birlikte baglac معنی mana anlamمعنوی manevi tinsel مانع mani engel معرفت marifet beceri yetkinlikمعروف maruf 1 tanindik bilinen unlu 2 begenilen uygun gorulenمصرف masraf gider harcamaمطبه matbaa basimeviمطبوع matbu basili basma yazim ماوي mavi gokce ماضى mazi 1 gecmis 2 eskiمجاز mecaz igretileme egretilemeمجبور mecbur zorunluمجموعه mecmua dergi yayinمجهول mechul bilinmeyenمدنی medeni uygarمدنيت medeniyet uygarlikمفهوم mefhum kavram مكتب mektep okulمکروه mekruh 1 igrenc 2 yasak yasakliملكه meleke aliskanlikملز melez kirmaمملکت memleket ulke yurtمنافع menfaat 1 cikar 2 beklenti 3 yararمراسم merasim torenمرحله merhale asama evre bolumمرثيه mersiye agitمرتبه mertebe asama evre konum bolumمسافه mesafe uzaklikمثلا mesela orneginمسئله mesele sorunمسعود mesut mutluمسئوليت mesuliyet sorumlulukمشغول mesgul 1 ugrasma ugras 2 oyalamaمشهور meshur unluمشروبات mesrubat icecekمتانت metanet dayanma dayaniklilik saglamlikموقع mevkiˤ مكان mekan mevki mekan yer konumموجودیت mevcudiyet varolma varlik varolusموجود mevcut elde olan var olan bulunanميدان meydan ساحه saha meydan saha alanميل meyil egim egilimمزار mezar gomut مقياس mikyas olcek boyut ملی milli ulusal ملیت milliyet uyrukمنطقه mintika bolgeمصراع misra dizeميراث miras kalit مسافر misafir konukمثال misal ornekمسکين miskin uyusuk miymintiمعامله muamele davranisمعما muamma bilmeceمعاصر muasir cagdas guncelمعاون muavin yardimciمعجزه mucize tansik مغدی mugaddi besleyiciمغالطه mugalata yaniltmacaمغنی muganni muganniye muganni muganniye sarkiciمغایرت mugayeret aykirilikمغایر mugayir aykiriمغبر mugber kuskun gucenmis darginمغلق muglak 1 belirsiz anlasilmaz karisik is soz konu 2 caprasikمخابره muhabere iletisim iletismeمهاجرت muhaceret gocﻡﻬﺎﺝﻢ muhacim saldiran saldiriciمهاجر muhacir gocmenمحدﭖ muhaddep dis bukeyمحافظه muhafaza korumaﻡﺤﺎﻓﻈﻪ ﮐﺎر muhafazakar tutucuمحافظ muhafiz koruyucuمحاكمه muhakeme yargilama uslamlamaمدت muddet sureمحقق muhakkak kesin likle محقق muhakkik sorusturmaciمحال muhal olanaksizمخالفت muhalefet karsitlikﻡﺨﻤﻦ muhammen oranlanan on gorulenمخمس muhammes besgenمحمن muhammin on gorenمحاربه muharebe حرب harb muharebe harp savasمحارﭖ muharip savasciمحرر muharrer yazili yazilmisمخرق muharrik kiskirtici ayarticiمحرص muharris tirmalayan irkiltenمخاصمات muhasamat carpismaمحاصره muhasara kusatmaمحاسبة muhasebe sayicilikمحاسبه جی muhasebeci sayiciمحاصر muhasir kusatanمحصله muhassala bileskeمخصص muhassas ayrilmisمحاط muhat kusatilmisمحول muhavvil donusturenمحوله muhavvile donusturucuمختلف muhtelif turlu cok sayida bircokمحتمل muhtemel olasiمحتويات muhteviyat icindekilerمقدس mukaddes kutsal kutluمقاوله mukavele sozlesmeمقاومت mukavemet dayanma direnc karsi koymaمنتظم muntazam duzgun duzenliمربع murabba dordulمرافعه murafaa durusmaمعتدل mutedil ilim li مطلق mutlak salt saltikمطلقا mutlaka kesinlikleموفقيت muvaffakiyet basariمبالغه mubalaga abartmaمجادله mucadele caba ugrasمجرت mucerrit soyutمدافعه mudafaa koruma savunmaمداخله mudahale karisma مدرس muderris egitimci egitmen ogretmenمدت muddet sureمدرر mudrir sidik sokturucuمابت muebbet yasam boyu sonsuz kaliciمؤجل mueccel ertelenmisمؤدپ mueddep usluمؤلفات muellefat yazili cikarmaمحرر مؤلف muellif muharrir yazarﻣﻮﻣﻦ muemmen saglanmisمؤنث muennes disilمؤسسه muessese kurumمؤسف muessif uzucuمؤثر muessir dokunakliمؤسس muessis kurucuمؤيده mueyyide yaptirimمفكره mufekkire dusunce gucuمفرح muferrih ic aciciمفرت mufret tekilمفلس muflis batkinمهم muhim onemliمكافات mukafat 1 odul 2 karsilikملاقات mulakat gorusme bulusma konusmaمؤمن mumin inanan inancliمناقشه munakasa tartisma soz dalasiمناسبت munasebet iliski ilgiمراجعت muracaat basvuruمﺮﮐﭖ murekkep birlesmis birlesikمرتﭖ murettip dizgiciمسابقه musabaka karsilasmaمساعد musait uygun elverisliمسامحه musamaha hosgoru katlanmaمساوی musavi esit es eslesen denk مشرف musrif savurgan tutumsuz مثپت muspet olumlu kanitlanmis dogrulanmisمستحكم mustahkem saglamlastirilmis desteklenmis مستقبل mustakbel ilerideki gelecektekiمستهجن mustehcen uygunsuzمستشار mustesar danismanمستولی mustevli ele gecirme yayilma burumeمسوده musvedde 1 taslak 2 ornekمماثل مشابه musabih mumasil benzerمشابهت musabehet benzerlikمشخص musahhas somutمشكل muskul guc gucluk cetinمشكلپسنت muskulpesent guc begenen titizمشرك musrik coktanriciمشتاق mustak turevمشتهی mustehi istekliمشتكي musteki yakinan sizlananمشتملات mustemilat eklentiمشترك musterek ortakمشتركان mustereken ortaklasaمشتری musteri 1 alici alimci 2 tuketiciمتعه mut a gecici kazancمطالعه mutalaa 1 okuma 2 dusunce 3 irdelemeمتارکه mutareke ateskes birakismaمتعدت muteaddit cok bircokمتعفن muteaffin kokusuk pis kokulu kokusmusمتعهت muteahhit ustenci yukleniciمقاولات muteahhitlik ustencilik yuklenicilikمتعاقبان muteakiben arkadan ardi sira pesindenمتعاقپ muteakip sonra ardindanمتعالية mutealiye deneyustuculukمتعلق muteallik iliskin ilgiliمتعمم muteammim yayginlasmis genellesmisمتعارفه mutearife unlu taninan belit متباقی mutebaki kalanمتصبص mutebasbis yaltakciمتبدل mutebeddil degisen kararsizمتبسم mutebessim gulumseyen gulecمعتبر muteber saygin gecerli olan sozu gecer guvenilir inanilirمتجانس mutecanis bagdasikمتجاسر mutecasir yeltenenمتجاوز mutecaviz saldirganمتدين mutedeyyin dindarمتأثر muteesir uzuntuluمتفكر mutefekkir dusunurمتفرق muteferrik daginikمتحمل mutehammil dayanikliمتخرق muteharrik devingen oynarمتخصص mutehassis uzmanمترجم mutercim cevirmenمتشبث mutesebbis girisimciمتوازی mutevazi alcakgonulluمتوفی muteveffa olu olmusمتفق muttefik baglasik yandasمذاكره muzakere gorusme danismaمزايده muzayede acik arttirmaمزمن muzmin suregenاندر نادر nadir ender seyrekنغمه nagme ezgiنافله nafile bosunaنقلا nakil tasimaنقلیه nakliye tasimacilik ناموس namus arنصيحت nasihat ogut نظریات nazariyat kuram dusunceناظر nazir bakanنفس nefes solukنسيچ nesic dokuنسل nesil kusakنتيجه netice sonucنوع nevi turنزيف nezif kanamaنصف nisif yari m نهايت nihayet son unda sonucنكاح nikah dugunنسبت nispet oran نشان nisan simge belirti iz isaretنطق nutuk soylev نسخ nusha 1 ornek 2 sayi basim yayin نقطه nokta imرغما ragmen karsinراحت rahat erinc erincli راقم rakim yukseklik yukseltiرقيب rakip karsidasرایچ rayic satis degeriرأی rey oyرئيس reis baskanروایت rivayet soylentiروح ruh tin رطوبت rutubet yaslik islaklikرؤيا ruya dusصفحه safha asama evre bolumصاهل sahil yaka kiyiصاحپ sahip iye ساخته sahte duzmece ساكن sakin durgunصميمى samimi ictenصرف sarf 1 tuketme kullanma 2 one surmeسطح sath satih yuzeyسياره seyyare arabaسبپ sebep neden gerekceسفالت sefalet 1 yokluk yoksunluk 2 duskunluk asagilikسفارت sefaret buyukelcilikسلامت selamet esenlikسما sema gokسنه sene yil سربست serbest bagimsiz ozgurسويه seviye duzeyصحت sihhat saglikسحر sihir buyuصحبت sohbet soylesiسؤال sual soruسهولت suhulet 1 kolaylik yumusaklik uygunluk incelik 2 akici konusma صلح sulh barisثنی suni yapma yapayسکوت sukut sessizlikسرعت surat hizشاهد sahit tanikشخصى sahsi sahis kisisel kisi ozgu ozlukشاعر sair ozanشرق sark doguشرط sart kosulشطفاتلی شطفات satafat satafatli gosteris gosterisli شفاف seffaf saydamشهر sehir il سلف selef oncel onceki شوق sevk istekشی sey varlik nesneصله sila bulusma kavusmaشعار siar 1 ayirici ozellik 2 ulku ilkeشدت siddet 1 sertlik asirilik katilik 2 gucluشمال simal kuzeysuˤur suur bilincشبهه لو supheli sanikطبقه tabaka katmanطبيعت tabiat dogaطبيعى tabii dogma dogal تابعيت تبعه tabiiyet tebaa 1 baglilik bagimlilik 2 uyrukافاده تعبیر tabir ifade deyis تحقق tahakkuk 1 gerceklesme yerine getirme 2 kesinlesme onaylama تحكیم tahkim saglamlastirma berkitme guclendirmeتحليل tahlil inceleme تحلیه tahliye saliverme bosaltmaتخمين tahmin kestirim تخريپ tahrip kirma dokme yikma bozma carpitma تحصيل tahsil alma getiri elde etme toplamaتحت taht orun تقاص takas degis tokusتعقيپ takip izlem gozlemطلب taksir onlemsizlik ozensizlik on gormeyerekطلپ talep istekطلبه talebe ogrenciتعليمات talimat 1 yonerge yonlendirme 2 komutaتميم tamim genelgeتعمير تعديلات tamir tadilat onarimطرف taraf bulun طرفدار taraftar bulundas تارنج tarih gunay تسلط tasallut sarkintilikتصور tasavvur canlandirma tasariتصدیق tasdik onayتصحيح tashih duzeltmeتصوير tasvir betimlemeطياره tayyare ucakتعيين tayin 1 azik 2 payتعيين tayin 1 atama 2 sonuc belirleme توصيه tavsiye oneri salikتضمين taziye bassagligiتعزیه tazmin karsilamaتضييق tazyik basinc li baski sikistirmaتعادل teadul denklikتعمدا teammu den 1 tasarlayarak 2 bilincli bilerek 3 isteyerek dusunulerekتعامل teamul 1 yapilagelis 2 tepkime davranisتبلغ tebellug 1 bildiri ileti 2 erisme anlamaتبسم tebessum gulumsemeتبديل tebdil degisiklikتبليغ teblig bildiri iletme ulastirmaتبريك tebrik kutlamaتجاهل tecahul bilmezlikten gelmeتجاوز tecavuz saldiriتجدد teceddut yenilenmeتجلى tecelli belirme ortaya cikma gorunme yerine gelmeتجرد tecerrut 1 uzaklastirma soyutlama 2 soymaتجسم tecessum gorunme boyutlandirma bicimlenmeتأجيل tecil 1 erteleme 2 bekletmeتجريب tecrube deneyimتجريد tecrit ayirma ayri tutma soyutlamaتچهیزات techizat donanim donatimتدارك tedarik elde etme saglama donatma bulundurma yetistirmeتداوی tedavi iyilestirme sagaltimتداول tedavul gecerlilik dolasim surumتدبير tedbir onlem تدريسات tedrisat egitim ogretim تدريجا tedricen giderek gittikce azar azar adim adimتأسس teessus yerlestirme olusturma koklestirmeتفكر tefekkur dusunme dusunusتفرعات teferruat ayrintiتفريق tefrik 1 bolum boluk 2 anlasmazlikتفريق tefrika ayirt etme secmekتفسير tefsir 1 yorum 2 aciklama تدريسات tehdit gozdagi korkutma تقابل tekabul 1 bolum boluk 2 anlasmazlikتهدید tekamul evrim erisim gelisim gelisme olgunlasmaتقاعد tekaut emeklilikتكفل tekefful yukumlenmeتكليف teklif oneriتكرار tekrar yineتكثير teksir cogaltmaتكذيپ tekzip yalanlamaتلاش telas tasa kaygi تأليف telif uzlastirmaتمییز temiz 1 ari duru 2 kirsizتناسپ tenasup uyum uygunluk yakinlikتنوير tenvir 1 aydinlatma isiklandirma 2 bilgilendirme bilgi verme aciklama aydinlatma تنبيه tembih uyariترجيح ا tercih etmek yeglemekترجمه tercume ceviriتروت tereddut duraksamaترتیپ tertip duzenتأثير tesir etkiتسلی teselli avunmaتستر tesettur ortunmeتشخیص teshis taniتشكيل teskil olusum olusma varolma kurmaتشكيل teskilat 1 olusum kurum 2 orgutتشرين اول tesrinievvel ekimتشرين ثانی tesrinisani kasimتشويق tesvik ozendirme kiskirtmaتأیید teyit dogrulama dogrulatma gerceklemeتحف tuhaf garip alisilmamis sasirticiطمطراق tumturak gorunme belirme ortaya cikmaتوحيد tevhid essiz benzersiz tek olmakتظاهر tezahur gosterisعمومى umumi genel kamusal اصول usul yavas agirاصل usul yontem yol yordam izlenceعنوان unvan sanاصلوپ uslup bicemوعد vaat sozوقع vaka olayوقور vakur agirbasliوصف vasif nitelikواسطه vasita aracواسع vasi 1 yukumlu2 enginوطن vatan yurtوطنداش vatandas yurttasوازكچمك vazgecmek caymakوضيفه vazife gorevو ve ile yeneوهم vehim kuruntuولایت vilayet ilيئس yeis umutsuzluk karamsarlikيعنی yani sonucta sozun ozu dogrusuزائل zail yok olan ortadan kalkan sureksizضمير zamir adil ضمير zaruret zaruri 1 yoksunluk yoksul 2 kacinilmazذات zat kimse kisi kendi ozuذاتا zaten dogrusu ozde gercekteزاویه zaviye 1 aci 2 anlayis gorus bakis acisi yaklasimظلم zulum ezinc زمره zumre 1 takim topluluk2 tur Yeni Turkce karsiliklariyla birlikte gunumuzde de Cagdas Turkcede kullanilmakta olan eski sozcukler Eski sozler kadar sikca kullanilmayan yeni sozler Sozler Arapca ile Farsca birlesimidir Farsca kokenli alinti sozler Bu listede Farsca kokenli sozcuklerin Osmanli Turkcesindeki yazilislari Turkcedeki gunumuz yazilislari ve Oz Turkce karsiliklari yer almaktadir Gunumuzde bircok Farsca soz cagdas Turkce icerisinde kullanilmaktadir Oyle ki Turkcede 1 500 e yakin Farsca kokenli sozcugun bulundugu bilinmektedir Ancak bu sozlerin bircogunun Arapca kokenli sozcuklerden farkli olarak Turk Dil Kurumu tarafindan onerilen birer Turkce karsiligi bulunmamaktadir Turk Dil Kurumu da gecmis surec icinde Farsca kokenli sozlerin Turkce icine kalici olarak isledigini one surerek daha cok Arapca kokenli sozleri Turkcelestirme yoluna gitmistir Oyle ki tarihi surec icinde Arap kulturu ve dili Turkler tarafindan daha yabanci olarak karsilanmistir Aslen Turkce sozlerin Farsca yazilislari icin kullanilan Osmanli Turkcesi buna karsilik Arapca ile daha uzak yazi sistemine iye idi Osmanli Turkcesi sozler Gunumuz yazilisi Cagdas Turkce karsiligiآبدستخانه abdesthane ayakyoluآبدست abdest yunup yunmakآگاه agah bilgili uyanik ongoruluآغوش agus kucakآهنگ ahenk uyumآهسته aheste yavas agirآلایش alayis gosterisآرزو arzu istek dilekعرض حال arzuhal dilekceآسایش asayis guvenlikآسوده asude dingin sessizآسمان asuman gokyuzuآشكار asikar acik besbelli ortadaآشنا asina tanis bilis 2 bilen anlayanآتش ates odآواره avare issiz aylakآیين ayin kuttorenآزار azar paylamaآزاد azat erkin birakmaبهانه bahane sozde neden nedensiبهار bahar ilkyazبخش ايتمک bahs etmek eristirmek vermekبخشش bahsis sevinmelikبخت baht yazgiبختيار bahtiyar mutluبختسز bahtsiz karayazili karagunluباخصوص bahusus ozellikle hele ustelikبجایش becayis etmek karsilikli yer degistirmekبداوا bedava karsiliksiz emeksizبدبخت bedbaht mutsuzبدبين bedbin kotumserبددعا beddua ilenc ilenme kargisbehemehal kesinlikle ne yapip yapip her durumdaبهر beher her birبنده bende kul koleبرابر beraber birge birlikteberaber e kalmak yenisememekبرباد berbat kotu cok kotuبردوام berdevam surup gidenبردوش berdus basibosبرمعتاد bermutat alisilageldigi gibi alisiladigi gibiبرطرف bertaraf kaldirilmis giderilmisبد bet kotu cirkinبدتر beter daha kotuبيهوده beyhude bosuna bos yere yararsizcaبيچاره bicare umarsizبيگانه bigane 1 ilgisiz 2 yabanciبی خبر bihaber 1 bilgisizبی پروا biperva 1 cekinmez sakinmaz 2 korkusuz 3 cekinmeden korkmadanبرادر birader 1 erkek kardes 2 arkadasبيتاب bitap bitkin yorgun argin بی طرف bitaraf yansiz yan tutmayanبيزار bizar bezmis bikmis tedirginبوسه buse opucukجنگ cenk savasچابك cabuk ivedi چاره care cozumچهره cehre yuzچنبر cember yuvarlakcesit turچار يک cehar yek ceyrek dortte birدرد dert agriدگر diger obur otekiدشمن dusman yagi اجنبى ecnebi el yad انديشه endise kaygiگزيده guzide seckinخسته hasta sayri هنوز henuz dahaهمان hemen cabucakقورناز kurnaz acikgozluمهتاب mehtap ay isigiپاپوش pabuc ayakkabiروزگار ruzgar yelساده sade yalinسارخوش sarhos esrik سار ser basسر serbest erkin سرسری serseri basibosسياه siyah karaصوڭ بهار sonbahar guzتازه taze yeniتنبل tembel eringen agircanli ویران viran yikikیاور yaver yardimciyeknesak tekduzeیك پاره yekpare yekpare butunزهر zehir agi زنگين zengin bay varsil varlikliزور zor cetin Yeni sozler eski sozler kadar sikca kullanilmamaktadir Sozler Farsca ile Arapca birlesimidir Sozler Eski kitaplar ansiklopediler veya tarihi bir belgeden bulunan sozcuk karsiligidir TDK da bulunmayabilir Diger Oguz obegi dillerinden ya da Kipcak obeginden alinan Anadolu da yerel toplumca var olan sozcukler Fransizca kokenli alinti sozler Yunanca veya Latince kokenli Fransizca sozcukler Turkceye 19 yuzyilda girmeye basladi Ozellikle Tanzimat Donemi sonrasinda bu oran artmaya basladi Gunumuzde yaklasik 5 000 Fransizca sozcuk Turkcede yer almakta olup cogu gunluk yasamda kullanilir Gecen sozler Turkce karsiligi Ozgun Fransizca yazimiaberasyon sapinc aberrationablatif cikma durumu ablatifabone 1 surdurumcu 2 surdurum abonneabsorbe 1 emme 2 sogurma absorbeabstre soyut abstraitabsurt sacma usdisi absurdeadaptasyon uyarlama adaptationadapte uyarlanmis adapteadaptor uyarlac adapteuradenit akkan yangisi adeniteadres bulunak adresseaerometre havaolcer aerometre h aerometriaafazi soz yitimi aphasie h afasiaaferist vurguncu cikarci affairisteafis asi afficheafise aciklamak aciga vurmak afficheafoni ses yitimi aphonie h afwniaaforizma ozlusoz ozsoz ozdeyis aphonie o aforismosaglutinasyon kumelesim agglutinationagnosi tanisizlik agnosie h agnwsiaagnostik bilinemezci agnostique o h to agnwstik os h onagorafobi alan korkusu agoraphobie h agorafobiaagrafi yazma yitimi agraphie h agrafiaagrandisman buyultme agrandissementajan 1 gorevli araci 2 gizli gorevli gizmen agentajanda andac agendaajur delikli isleme gozenek ajourakont ondelik acompteakort calgi icin duzen accordakromatopsi renkkorlugu achromatopsie h axrwmatopsiaakrostis adlama acrostiche h akrostoixeiaaks dingil axeaksan vurgu soyleyis accentakselerasyon ivme accelerationakselerograf ivmeyazar accelerographeakselerometre ivmeolcer accelerometreaksesuar 1 eklenti 2 donatimlik accessoireaksiyom belit axiome to a3iwmaaksiyon eylem actionaksiyoner paydas actionnaireaktif 1 etkin canli 2 etkili etken actifaktor erkek oyuncu acteuraktuel guncel actuelakustik 1 yanki bilimi 2 yanki duzeni 3 yankilanim sesdagilim acoustique h akoystikhakuzatif belirtme durumu accusatifaku akumulator akimtoplar accumulateuralafranga batilica alla francaalaminut carcabuk ayakustu a la minutealarm tetikdur alarmealaturka doguluca alla turcaalegori yerine allegorie h allhgoriaaleksi okuma yitimi alexie h ale3iaalfabe abece alphabet to alfabhtwnalivre dalinda satis onceden satis a livreralmanak yillik almanachalpinizm dagcilik alpinismealpinist dagci alpinistealternatif 1 secenek 2 almasik 3 dalgali alternatifalternator dalgali akim ureteci alternateuraltimetre yukseklikolcer altimetrealtruist ozgeci ozgecil elcil altruistealtruizm ozgecilik elcillik altruismeamator ozengen ozenci amateurambalaj yapmak sarmak emballageambale olmak 1 saskina donmek 2 basi sismek emballeambargo engelleyim embargoamblem belirtke embleme to emblhmaambulans cankurtaran tasit ambulanceamenajman duzenleyim amenagementamfibi yuzergezer amphibie to amfibiwnamnezi bellek yitimi amnesieamoral aktoredisi toredisi amoralamortisman sonum amortissementamortisor yumusatmalik amortisseuramplifikator yukseltec amplificateurampirizm deneycilik empirismeanabolizma ozumleme anabolismeanakronik cagasimlik anachronique anaxronikoanakronizm cagasim anachronisme o anaxronismosanalitik 1 irdeleyici 2 irdelemeli analytique analytik os h onanaliz irdeleme analyse h analysisanaljezi aci yitimi agri yitimi analgesie h analghsiaanaljezik agrikesici analgesique analghtik os h onanaloji 1 benzesim benzeme 2 ornekseme 3 andirisma analogie h analogiaanarsi 1 bassizlik 2 kargasa anarchie h anarxiaanarsik kargasali karisik anarchique anarxos anarxikosanarsist 1 bastanimaz 2 kargasaci anarchiste o anarxikosanatomi 1 govde yapisi 2 govde bilimi 3 icyapi anatomie h anatomiaancuez balik ezmesi anchoisanemi kansizlik anemie h anaimiaanestezi uyusturma anesthesie h anais8hsiaanestezik uyusturucu duyumsuzlastirici bayiltici anesthesique anais8htik os h onangaje bagimli baglanmis engageangajman baglanti engagementanimizm canlicilik animisme o animismosanjin bogaz yangisi angineanket sorusturma sormaca enqueteanketor sorusturmaci sormacaci enqueteuranomali sapiklik sapaklik anomalie h anomaliaanonim adsiz anonyme h anwnymiaanons sesli duyuru annonceanormal 1 olagandisi dengesiz 2 sapik anormal anomal os h onanot artiuc anodeansiklopedi bilgilik encyclopedie h egkyklopaidiaantant antlasma ententeanten duyarga antenneanterit incebagirsak yangisi enteriteantet baslik en teteantik ilkcag isi antiqueantikor karsinozdek anticorpsantipati sevimsizlik sogukluk karsitduyu antipathie h antipa8eiaantitez karsisav antithese h anti8eshantoloji secki anthologie h an8ologiaantre giris entreeantrenman 1 calisim 2 alistirma entrainementantrenor calistirici entraineurantrparantez ayrac icinde ayrica sirasi gelmisken entre parenthesesanyon eksin anionapandisit korbagirsak yangisi appendiciteapel cagrim appelaperitif acar aperitifapolet omuzluk epauletteapraksi islev yitimi apraxie h apra3iaapriori onsel a prioriapse irinlenme yangi irinsis abcesarabesk 1 arap muzigi 2 girisik bezeme arabesquearanje etmek duzenlemek uyarlamak arrangearanjman duzenleme arrangementarazoz yersular arroseuseareometre siviolcer areometrearistokrasi soyluerki aristocratie h aristokratiaaristokrat beysoylu soylu aristocratearitmetik 1 sayi bilimi sayibilgisi 2 sayibilimlik sayibilgilik arithmetiquearkaik eskil archaique arxaik os h onarkaizm 1 asnilik eskillik 2 cagasim archaisme o arxaismosarkeolog kazibilimci archeologue o arxaiologosarkeoloji kazi bilimi archeologie h arxaiologiaarmatur donati armaturearmoni uyum harmonie h armoniaarsiv belgelik archives to arxeiwnarter 1 atardamar 2 anayol artere h arthriaarterit atardamar bozuklugu arterite h arthrhtisartist 1 sanatci 2 oyuncu artisteasimetri bakisimsizlik asymetrie h asymmetriaasimetrik bakisimsiz asymetrique asymmetrik os h onasimilasyon 1 ozumleme 2 benzesme assimilationasistan yardimci assistantaspirator emmec aspirateurastronomi gok bilimi astronomie h astronomiaastronot uzayadami gokmen astronaute o astronaythsatak 1 atilim akin 2 saldiri attaqueatavizm atacilik atavismeateizm tanritanimazlik atheisme o a8eismosatlet yarisimci athlete o a8lhthsatletizm yarisimcilik athletisme o a8lhtismosatolye islik atelieravangart oncu avant gardeavanproje ontasari avant projetavans ondelik avanceavantaj 1 cikar yarar 2 ustunluk avantageaveraj ortalama averagebagaj 1 yuk denk 2 yuk yeri bagagebaget cubuk baguettebalans denge balancebalast kirmatas ballastbalistik atis bilimi balistiquebandaj 1 sargi 2 kayis bandagebank sira bancbanliyo dolaylik cevre yorekent banlieuebaraj 1 su bendi 2 buget baglagi 3 engel barragebarisfer agiryuvar barysphere h barysfairabariyer tosuk barrierebarometre basincolcer barometre to barometrobatonsale tuzlucubuk baton salebej sazrengi beigebetoniyer karmac betonnierebiblo susluk bibelotbigudi sarmac kivirtmac bigoudibisiklet ciftteker bicyclettebiyografi ozgecmis yasamoykusu biographiebiyoloji yasam bilimi dirim bilimi biologiebiyonik 1 dirimkurgusu 2 dirimkurguluk bioniquebiyosfer dirimyuvari biosphereblokaj 1 bekletim 2 yigim blocageblof kandirmaca kurusiki bluffbobin sarimlik bobineboks yumrukoyunu boxebombardiman topa tutma bombardementbombe siskinlik kabariklik bombebonbon sekerleme bonbonbone baslik bonnetbonkor eliacik iyiliksever bon coeurbonservis iyi is belgesi is basari belgesi bon servicebotanik bitki bilimi botanique h botanikhboykot direnis boycottbrakisefal kisakafali brachycephalebrans dal kol branchebrove uzluk belgesi brevetbrulor yakac yakmac bruleurbrut kesintisiz brutbukle buklum kivrim bouclebuldozer yolduzler yolduzer bulldozerbulvar genyol boulevardburjuva kentsoylu kenter bourgeoisburs ogrenimlik boursedone veri donneedetay ayrinti detaildirekt dogrudan directedikte yazdirim dicteedoktrin ogreti doctrinedokuman belge documentdomestik evcil domestiquedominant baskin dominantegzersiz alistirma exerciceendemik salgin endemiqueenerji erke energieenflamasyon yangi inflammationenformasyon enformatik bilisim information informatiqueenteresan ilginc interessanteritrosit alyuvar erythrocyteeksper bilirkisi expertfaks belgec belgegecer faxfaktor etken facteurfiloloji dil bilimi phylologiefiltre suzgec filterfizyoloji islev bilimi physiologiefonksiyon islev fonctionfotokopi tipkibasim photocopiegaranti guvence garantieglobal dunyalik globalegramer dil bilgisi grammargrup obek groupehalusinasyon varsani hallucinationhistoloji doku bilimi histologiehomojen bagdasik homogenousilluzyon yanilsama illusionistatistik sayimlama statistiquesizolasyon yalitim insulationkalite nitelik qualitekampus yerleske campuskapasite siga kapsam capacitekarakter kisilik caracterekatabolizma yadimlama catabolismekategori ulam categoriekompleks karmasik complexekomunikasyon iletisim communicationkonsantrasyon derisim concentrationkonsolidasyon sureletme consolidationkontrol denetim controlekramp kasinc crampekriter olcut critereskronik suregen chroniquelenf akkan lympheliste dizelge listelokosit akyuvar leucocytemedya basin yayin mediamekanizma duzenek mecanismemeridyen boylam meridienmesaj posta ileti messagemetamorfoz baskalasim metamorphosemetot yontem methodemonoton tekduze monotonemoral ozguc moralemutasyon degisinim mutationnormal olagan normalenumara sayi nombreobjektif nesnel objectiforganizasyon duzenleme organisationorijinal ozgun originalotorite yetke autoriteover yumurtalik ovaireparadoks celiski paradoxepasif edilgen passifperformans basarim performanceplaj kumsal plageplato yayla plateaupopuler favori gozde populaire favoriprensip ilke principalprezantasyon sunum presentationprimer birincil primerproblem sorun problemeproduktor yapimci producteurprogram izlence yazilim programmeproje tasari projetprosedur islem isleyis procedureproses surec processprovokasyon kiskirtma provocationradyoaktif isin etkin radioactiverandiman verim rendementrapor yazanak rapportrejisor yonetmen regisseurresesif cekinik recessifrestoran asevi restaurantrezistans direnc resistancesekunder ikincil secondairesekreter yazman secretairesembol simge symbolesemptom belirti symptomesentez biresim synthesesistem dizge systemesimulasyon ogrence simulationsolusyon cozelti solutionspesifik ozgul specifiquespesiyal ozel specialstandart olcun standardstatik duruk statiquestatu durum statutsubjektif oznel subjectifsubvansiyon destekleme subventionteori kuram theorietestis erbezi testicletrotu v ar kaldirim trottoirtumor ur tumeurversiyon surum versionviraj donemec virageultrason yansilanim ultrason Bu sozcuklerin hem Fransizca hem Turkce karsiliklari cesitli yerlerde kullanilmaktadir Diger diller kokenli alinti sozler Gecen soz Turkce karsiligi Ozgun diller Ozgun yazimiabluka kusatim kusatma cevirge Italyanca ablocoaforoz toplumdisilama Yunanca o aforismosakut ivegen Almanca akutanahtar acki acar Yunanca to anoixthriangarya yuklenti Yunanca h aggareiaantifriz donmaonler Ingilizce antifreezeaposteriori sonsal Latinceaysberg buzdagi Ingilizce icebergbanyo 1 yunak 2 yikanma 3 yikama Italyanca bagnobek savunucu Ingilizce backbibliyografya kaynakca Yunanca h bibliografiabilanco dengelem Italyanca bilanciobravo yasa Italyanca bravobrifing 1 ozetleyim ozetlem 2 bilgilendirme Ingilizce briefingdownload indirme Ingilizce downloadendoskopi icgorum Yunanca h endoskophshfenomen olgu Yunanca to fainomenofetus dolut Latince FETVSgenetik kalitim bilimi Yunanca h genetikhhegemonya boyunduruk Yunanca h hgemoniainternet genel ag Ingilizce internetkambiyo dis ticaret Italyanca cambiokomputer bilgisayar Ingilizce computerkonsonant unsuz Almanca Konsonantkundura ayakkabi Italyanca conduraotoban hizyolu otoyol Almanca Autobahnparalel enlem kosut Yunanca parallhl os h onparazit asalak Yunanca to parasitwnprinter basici yazici Ingilizce printerrat sican Almanca Rattesendrom belirgi Yunanca to syndromoupdate guncelleme Ingilizce updateuptake tutulum Ingilizce uptakevokal unlu Almanca Vokal Bugunku Turkce karsiliklari ile birlikte kullanilan sozler Kaynakca Turkish Language Reform A Catastrophic Success Turk Dil Devrimi Trajik Bir Basari Geoffrey Lewis Lewis Oxford University Press Oxford Linguistics Publications 1999 s 98 Numerical list on the origin of words in Turkce Sozluk 2005 Turk Dil Kurumu 2005 1 Mart 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Mart 2007 Turk Soylence Sozlugu Deniz Karakurt TDK websitesindeki kurumsal Turk Dili yazim kilavuzu