cinsiyeti | erkek |
---|---|
vatandaşlığı | Osmanlı İmparatorluğu |
doğum tarihi | 1519 |
doğum yeri | Prizrin |
ölüm tarihi | 1571 |
ölüm yeri | Üsküp |
defin yeri | Gazi Baba |
konuştuğu, yazdığı diller | Osmanlıca |
mesleği | tarihçi, yazar |
Âşık Çelebi (1519 – 1571), 16. yüzyıl şair, mütercim, yazar.
Osmanlı Devleti'nin Rumeli topraklarında kadılık Aşık Çelebi, devrinin önemli bir edebiyatçısıdır. En önemli eseri, 1568 yılında tamamladığı ve Türk edebiyatının klasik dönemi ile ilgili çalışma yapan çoğu kişinin başvuru kaynağı olan Meşâirü’ş-Şuarâ isimli tezkiresidir.
Hayatı
Asıl adı Pîr Mehmet'tir. Dedesinin babası Mehmet Nattâ, 14. yüzyılın sonunda Emir Sultan ile Bursa'ya gelerek yerleşmiş bir seyyîd ailesindendir. Annesi, meşhur âlim ve kazasker Müeyyedzâde'nin kızıdır. Aşık Çelebi, 1520 yılında babasının Üsküp'te kadılık yaptığı sırada Prizren'de doğdu. Çok küçük yaşlarda önce annesini, on dört yaşında iken babasını kaybetti.
Çocukluğunu Rumeli'de, okuma çağını İstanbul'da geçirdi. Âşık mahlasını kullandı ve bu mahlasla şiir söylemeye başladığı zaman tanındı. Daha çocukluğundan itibaren kendini edebi ve ilmi bir muhit içinde bulan Âşık Çelebi ilk bilgileri öğrendikten sonra mesnevi şairi Surûrî, Taşköprülüzâde, Arapzâde, Saçlı Emir, Hasan Çelebi, Ebussuud Efendi ile eniştesi Muhîddîn Fenârî gibi büyüklerden ders aldı.
Tezkîresini yazabilmek için gereken bilgileri İstanbul'da öğrencilik yıllarında karıştığı edebi çevrelerde toplamaya başladı. Bu devirde başta Zatî, Hayâlî ve Yahya Bey olmak üzere devrin birçok büyük şairi ile tanıştı.
Öğrenimini tmamladıktan sonra memurluk yaptı. İlk görevi, Bursa Mahkemesi'nde kâtiplik idi. Daha sonra Emir Sultan Vakıfları'na mütevelli tayin edildi. Burada beş yıl görev yaptı. Bursa'da bulunduğu sırada Bursa Şehrengizi adlı eserini yazdı. Bursa vakıflarını teftiş eden Rûşenizâde'nin kendisi hakkında iyi bir rapor vermemesi sonucu Bursa'daki görevinden vazifeden azledildi ve İstanbul'a döndü.
Eski hocası Gisû sayesinde İstanbul'da mahkeme kâtipliğinde bulundu. Daha sonra Ebussuud Efendi'nin fetva kâtipliğini yaptı. Âşık Çelebi, hocası Muhyîddîn'in ölmesi sebebiyle, zorlukla da olsa, icazetnamesini aldı. Emîr Gisû'nun destekleriyle mülazım oldu. İlk kadılık görevine Silivri'de başladı. Daha sonra kendisini Silivri'den Priştine'ye naklettirdi. Priştine'den Serfiçe'ye oradan Narda'ya tayin edildi. Burada da fazla kalamayan Âşık Çelebi, Manavgat'a bağlı Alâiye'ye (Alanya) kadı olarak gönderildi.
“ | Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. | „ |
matlalı gazeline yazdığı tahmis üzerine 1563'te Niğbolu kadılığına tayin edildi. Burada çok mutlu olduğunu tezkiresindeki Tuna redifli manzumesinden öğrenmekteyiz. Bir hadise üzerine tekrar azledilen Âşık Çelebi bu aziller ve tayinlerle bir müddet daha kadılık yaptıktan sonra 1568-1569 tarihinde 426 şairi tanıttığı tezkiresini tamamlayarak II. Selim'e, Şakayık Zeyl'î yazarak Sokollu Mehmet Paşa'ya takdim etti. Bunun üzerine ölünceye kadar aynı vazifede kalmak şartıyla Üsküp Kadılığına tayin edildi. Üsküp’te yakalandığı zatülcenb hastalığından kurtulamayarak 1572 yılında öldü.
Türbesi
Üsküp’teki mezarına daha sonra türbe yaptırılmış; türbe, 1963 Üsküp depreminde yıkılmıştır. Türbesinin bulunduğu alan halk arasında Gazi Baba veya Kadı Baba Türbesi olarak anılmaktadır.
Kişiliği ve üslubu
Âşık Çelebi, rind meşreb, hoş sohbet, arkadaş canlısı, vefakâr ve zeki bir kişi ve çok keskin bir gözlemci idi. Bu özelikleri ünlü eseri Meşâirü'ş-Şuarada açıkça görülmektedir. Mahlas olarak Âşık adını seçmesi ise onun güzelliklere düşkünlüğünü ve hayata bağlılığını gösterir.
Türkçeden başka Arapça ve Farsçayı da çok iyi bilen Âşık Çelebi asıl şöhretini klasik Tür edebiyatının en önemli ve güvenilir kaynaklarından biri kabul edilen tezkiresi ile yapmıştır. Tezkiresinde kullandığı süslü nesir üslubu da ayrıca eserin bir özelliğini teşkil etmektedir. Arkadaşlarını, eğlence yerlerine kişilerin özel hayatı ile ilgili ayrıntıları öylesine güzel bir dille anlatır ki canlı tasvirleri ile okuyucuyu adeta çizdiği tablonun içine çeker. Nesrine göre, nazmı oldukça basittir.
Eserleri
- Meşâirü'ş-Şuârâ: Âşık Çelebi'nin birçok eseri içinden adı günümüze ulaşmış ve en tanınmış eseridir. Bu tezkire, Anadolu'da yazılan dördüncü ve tarihimizde tezkire türünün en güzel örneklerinden biri olan bu eser 1556 yılında tamamlanmış ve II. Selim Han'a sunulmuştur. Âşık Çelebi böyle bir eser meydana getirmeyi çok gençken düşündü. Bu amaçla hazırlıklar yaptı ve daha önce bu alanda yazılmış eserleri inceledi. Yaradılış olarak girişken ve meraklı mizacının yardımıyla Osmanlı şairleri hakkında teferruatlı bilgiler toplayıp derlerdi. Bu arada Latîfî de tezkire yazmak niyetindeydi. İkisi anlaşıp birlikte bir tezkire yazmak konusunda anlaştılar. Âşık Çelebi şekle ait bir orijinalite ile o güne kadar denenmemiş bir tasnif usulü düşünerek eseri alfabetik olarak düzenlemeyi teklif etti. Fakat iş birliğini Latîfî, bu tekniği de alarak bozdu ve tek başına eserini tertip etti. Bunun üzerine Âşık Çelebi tezkiresini ona benzemesin diye ebced usulüne göre tasnif etti. Tezkîre nüshalarına göre şair sayısı, 360 ile 324 arasında değişmektedir.
Âşık Çelebi, XIV ve XV yüzyıl şairleri hakkında Sehî Bey ve Latîfî'den fazla bir bilgi vermez. Ama eser yaşadığı dönem olan XVI. yüzyıl için eşsiz bir kaynaktır. Tezkîre konu edindiği şairlerin karakter özelliklerini belirttiyse onların hayat ve çevresi hakkında küçük dedikodulara kadar inerek bilgi verişi ile bu türden eserler içinde tek olmak gibi seçkin bir hüviyete sahiptir. Verdiği bilgilerin çoğu gördüklerine, bildiklerine ve işittiklerine dayanır. Zaten şairlerin hemen hemen tamamıyla yakın dosttur. Tezkirenin asıl değerli yanı anlatılan şairlerin psikolojisini, iç dünyalarını samimi bir görüş ve derin bir anlayışla tahlil ve tasvir etmesinde onların portrelerini güçlü bir tarzda resm etmesinde ve canlandırmasındadır. Bu yüzden şairlerin hal tercümelerini anlatırken sözlerini fıkra ve hikâyelerle süslemiş, araya ortak hatıralarını katmış böylece eserine ayrı bir renk ve hava vermeyi başarmıştır. Ayrıca bu eser zengin bir nesir örneğidir. Çok kez secî, cinas ve süslerle dolu ağır ve ağdalı bir dille karşılaşılır. Fakat bu samimi üslubu, renkli tasvirleri, okuyucuyu sürükleyecek kadar çekici ve canlıdır. - Tercüme-i Revzatü'ş-Şühedâ: Yazılışı 1546'dan önce olduğu tahmin edilmektedir. Hüseyin Va'iz-i Kaşifî'nin maktel türündeki eserin Türkçeye tercümesidir. Tespit edilebilen üç nüshası vardır. Ayasofya nüshasının sonu eksiktir.
- Tercüme-i Şakâikun-Nûmâniyye: Taşköprülüzâde'nin aynı addaki Arapça eserinin Türkçeye çevirisidir. Atai'nin bildirdiğine göre Âşık Çelebi bu eserini Taşköprülüzâde'ye bizzat kendisi sunmuştur. Mevlânâ "bizde Türkî gibi yazmış idik, bîhude zahmet etmişsiniz" diyerek kitabını kolay bir Arapça ile yazdığını söylemiştir. Nedense Mecdî'nin tercümesi kadar tutulmayan eserin nüshasına da henüz rastlanmamıştır.
- Tercümetü't-Tibri'l-Mesbük Fî Nasîhati'l Mülük: Gazzalî'nin Sultan Sencer'in emriyle kendi huzurunda geçen konuşmaları Farsça olarak kaleme aldığı eserinin Arapçasında Türkçeye yapılan bir tercümedir. Bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
- Şerh-i Ehâdis-i Erbaîn: Ataî'nin bildirdiğine göre, Aşık Çelebi'nin iki Hadisi-i Erbaîn'i vardır. Birisi kendi derlemesi diğeri ise Kemalpaşazade'nin Arapça olarak derlediği eserin ve şerhinin Türkçeye tercümesidir. Aşık Çelebi'nin kendi eserinin nüshası henüz ele geçmediği halde diğeri Hadis-i Erbaîn Tercümesi adıyla basılmıştır.
- Tercüme-i Ravzü'l Ahyâr: Muhyîddin Mehmet Hatipzâde'nin siyasetnâme türündeki eserinin Arapçadan Türkçeye tercümesidir. II. Selim adına çevrilen ve aslında Zemahşehrî'nin Rebiü'l Ebrar adlı eserinin iki nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir.
- Mi'racü'l-Ayâle ve Minhâcü'l-Adale: II. Selim adına Türkçeye yapılan bir tercümedir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde kayıtlı iki nüshası vardır.
- Zeylü'ş-Şakâik: Kırk iki şahsın biyografisini içerir Sokollu Mehmet Paşa'ya sunulan eser, Şakayık'a zeyl olarak yazılmıştır. Eserin tam nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır. Berlin Devlet Kütüphanesi ile Paris Milli Kütüphanesi'nde iki nüshası daha vardır.
- Sigetvarnâme: Kanûnî Sultan Süleyman'ın Sigetvar seferi ile ilgili bir gazavatnamedir. Mesnevî tarzında kaleme alınan bu eser henüz ele geçmemiştir.
- Şehrengiz-i Bursa: Kınalızâde Hasan Çelebi Sunî, hayatını anlatırken yakın arkadaşı Âşık Çelebi'den bahsetmiş ve Aşık Çelebi'nin Bursa'nın güzelliklerini anlatan bir şehrengiz yazdığını söylemiştir. Âşık Çelebi'nin bizzat kendisi de Şehrengiz'i1541'de yazdığını sölemiştir ancak eserin nüshasına henüz rastlanmamıştır.
- Divan: Tek nüshası Millet Kütüphanesinde kayıtlıdır. Divandan ziyade divançe niteliğinde olan bu eseri Âşık Çelebi, Serfiçe Kadılığı sırasında düzenlemiştir.
- Hülâsatü'l-Ahbâr fî Fedâili'l-Medîne: Medine'nin faziletini ve tarihini anlatır. Süleymâniye Kütüphanesi Esad Efendi 2378 de kayıtlıdır.
Kaynakça
- ^ a b Kut, Günay. . Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 3, 1991. 31 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2019.
- ^ Kılıç, Filiz. (PDF). Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü. 16 Eylül 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2019.
- ^ a b . Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dok tora tezi. 2015. 6 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Asik Celebiinsancinsiyetierkek vatandasligiOsmanli Imparatorlugu dogum tarihi1519 dogum yeriPrizrin olum tarihi1571 olum yeriUskup defin yeriGazi Baba konustugu yazdigi dillerOsmanlica meslegitarihci yazar Asik Celebi 1519 1571 16 yuzyil sair mutercim yazar Osmanli Devleti nin Rumeli topraklarinda kadilik Asik Celebi devrinin onemli bir edebiyatcisidir En onemli eseri 1568 yilinda tamamladigi ve Turk edebiyatinin klasik donemi ile ilgili calisma yapan cogu kisinin basvuru kaynagi olan Mesairu s Suara isimli tezkiresidir HayatiAsil adi Pir Mehmet tir Dedesinin babasi Mehmet Natta 14 yuzyilin sonunda Emir Sultan ile Bursa ya gelerek yerlesmis bir seyyid ailesindendir Annesi meshur alim ve kazasker Mueyyedzade nin kizidir Asik Celebi 1520 yilinda babasinin Uskup te kadilik yaptigi sirada Prizren de dogdu Cok kucuk yaslarda once annesini on dort yasinda iken babasini kaybetti Cocuklugunu Rumeli de okuma cagini Istanbul da gecirdi Asik mahlasini kullandi ve bu mahlasla siir soylemeye basladigi zaman tanindi Daha cocuklugundan itibaren kendini edebi ve ilmi bir muhit icinde bulan Asik Celebi ilk bilgileri ogrendikten sonra mesnevi sairi Sururi Taskopruluzade Arapzade Sacli Emir Hasan Celebi Ebussuud Efendi ile enistesi Muhiddin Fenari gibi buyuklerden ders aldi Tezkiresini yazabilmek icin gereken bilgileri Istanbul da ogrencilik yillarinda karistigi edebi cevrelerde toplamaya basladi Bu devirde basta Zati Hayali ve Yahya Bey olmak uzere devrin bircok buyuk sairi ile tanisti Ogrenimini tmamladiktan sonra memurluk yapti Ilk gorevi Bursa Mahkemesi nde katiplik idi Daha sonra Emir Sultan Vakiflari na mutevelli tayin edildi Burada bes yil gorev yapti Bursa da bulundugu sirada Bursa Sehrengizi adli eserini yazdi Bursa vakiflarini teftis eden Rusenizade nin kendisi hakkinda iyi bir rapor vermemesi sonucu Bursa daki gorevinden vazifeden azledildi ve Istanbul a dondu Eski hocasi Gisu sayesinde Istanbul da mahkeme katipliginde bulundu Daha sonra Ebussuud Efendi nin fetva katipligini yapti Asik Celebi hocasi Muhyiddin in olmesi sebebiyle zorlukla da olsa icazetnamesini aldi Emir Gisu nun destekleriyle mulazim oldu Ilk kadilik gorevine Silivri de basladi Daha sonra kendisini Silivri den Pristine ye naklettirdi Pristine den Serfice ye oradan Narda ya tayin edildi Burada da fazla kalamayan Asik Celebi Manavgat a bagli Alaiye ye Alanya kadi olarak gonderildi Kanuni Sultan Suleyman in Halk icinde mu teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi matlali gazeline yazdigi tahmis uzerine 1563 te Nigbolu kadiligina tayin edildi Burada cok mutlu oldugunu tezkiresindeki Tuna redifli manzumesinden ogrenmekteyiz Bir hadise uzerine tekrar azledilen Asik Celebi bu aziller ve tayinlerle bir muddet daha kadilik yaptiktan sonra 1568 1569 tarihinde 426 sairi tanittigi tezkiresini tamamlayarak II Selim e Sakayik Zeyl i yazarak Sokollu Mehmet Pasa ya takdim etti Bunun uzerine olunceye kadar ayni vazifede kalmak sartiyla Uskup Kadiligina tayin edildi Uskup te yakalandigi zatulcenb hastaligindan kurtulamayarak 1572 yilinda oldu TurbesiUskup teki mezarina daha sonra turbe yaptirilmis turbe 1963 Uskup depreminde yikilmistir Turbesinin bulundugu alan halk arasinda Gazi Baba veya Kadi Baba Turbesi olarak anilmaktadir Kisiligi ve uslubuAsik Celebi rind mesreb hos sohbet arkadas canlisi vefakar ve zeki bir kisi ve cok keskin bir gozlemci idi Bu ozelikleri unlu eseri Mesairu s Suarada acikca gorulmektedir Mahlas olarak Asik adini secmesi ise onun guzelliklere duskunlugunu ve hayata bagliligini gosterir Turkceden baska Arapca ve Farscayi da cok iyi bilen Asik Celebi asil sohretini klasik Tur edebiyatinin en onemli ve guvenilir kaynaklarindan biri kabul edilen tezkiresi ile yapmistir Tezkiresinde kullandigi suslu nesir uslubu da ayrica eserin bir ozelligini teskil etmektedir Arkadaslarini eglence yerlerine kisilerin ozel hayati ile ilgili ayrintilari oylesine guzel bir dille anlatir ki canli tasvirleri ile okuyucuyu adeta cizdigi tablonun icine ceker Nesrine gore nazmi oldukca basittir EserleriMesairu s Suara Asik Celebi nin bircok eseri icinden adi gunumuze ulasmis ve en taninmis eseridir Bu tezkire Anadolu da yazilan dorduncu ve tarihimizde tezkire turunun en guzel orneklerinden biri olan bu eser 1556 yilinda tamamlanmis ve II Selim Han a sunulmustur Asik Celebi boyle bir eser meydana getirmeyi cok gencken dusundu Bu amacla hazirliklar yapti ve daha once bu alanda yazilmis eserleri inceledi Yaradilis olarak girisken ve merakli mizacinin yardimiyla Osmanli sairleri hakkinda teferruatli bilgiler toplayip derlerdi Bu arada Latifi de tezkire yazmak niyetindeydi Ikisi anlasip birlikte bir tezkire yazmak konusunda anlastilar Asik Celebi sekle ait bir orijinalite ile o gune kadar denenmemis bir tasnif usulu dusunerek eseri alfabetik olarak duzenlemeyi teklif etti Fakat is birligini Latifi bu teknigi de alarak bozdu ve tek basina eserini tertip etti Bunun uzerine Asik Celebi tezkiresini ona benzemesin diye ebced usulune gore tasnif etti Tezkire nushalarina gore sair sayisi 360 ile 324 arasinda degismektedir Asik Celebi XIV ve XV yuzyil sairleri hakkinda Sehi Bey ve Latifi den fazla bir bilgi vermez Ama eser yasadigi donem olan XVI yuzyil icin essiz bir kaynaktir Tezkire konu edindigi sairlerin karakter ozelliklerini belirttiyse onlarin hayat ve cevresi hakkinda kucuk dedikodulara kadar inerek bilgi verisi ile bu turden eserler icinde tek olmak gibi seckin bir huviyete sahiptir Verdigi bilgilerin cogu gorduklerine bildiklerine ve isittiklerine dayanir Zaten sairlerin hemen hemen tamamiyla yakin dosttur Tezkirenin asil degerli yani anlatilan sairlerin psikolojisini ic dunyalarini samimi bir gorus ve derin bir anlayisla tahlil ve tasvir etmesinde onlarin portrelerini guclu bir tarzda resm etmesinde ve canlandirmasindadir Bu yuzden sairlerin hal tercumelerini anlatirken sozlerini fikra ve hikayelerle suslemis araya ortak hatiralarini katmis boylece eserine ayri bir renk ve hava vermeyi basarmistir Ayrica bu eser zengin bir nesir ornegidir Cok kez seci cinas ve suslerle dolu agir ve agdali bir dille karsilasilir Fakat bu samimi uslubu renkli tasvirleri okuyucuyu surukleyecek kadar cekici ve canlidir Tercume i Revzatu s Suheda Yazilisi 1546 dan once oldugu tahmin edilmektedir Huseyin Va iz i Kasifi nin maktel turundeki eserin Turkceye tercumesidir Tespit edilebilen uc nushasi vardir Ayasofya nushasinin sonu eksiktir Tercume i Sakaikun Numaniyye Taskopruluzade nin ayni addaki Arapca eserinin Turkceye cevirisidir Atai nin bildirdigine gore Asik Celebi bu eserini Taskopruluzade ye bizzat kendisi sunmustur Mevlana bizde Turki gibi yazmis idik bihude zahmet etmissiniz diyerek kitabini kolay bir Arapca ile yazdigini soylemistir Nedense Mecdi nin tercumesi kadar tutulmayan eserin nushasina da henuz rastlanmamistir Tercumetu t Tibri l Mesbuk Fi Nasihati l Muluk Gazzali nin Sultan Sencer in emriyle kendi huzurunda gecen konusmalari Farsca olarak kaleme aldigi eserinin Arapcasinda Turkceye yapilan bir tercumedir Bir nushasi Topkapi Sarayi Muzesi Kutuphanesi nde bulunmaktadir Serh i Ehadis i Erbain Atai nin bildirdigine gore Asik Celebi nin iki Hadisi i Erbain i vardir Birisi kendi derlemesi digeri ise Kemalpasazade nin Arapca olarak derledigi eserin ve serhinin Turkceye tercumesidir Asik Celebi nin kendi eserinin nushasi henuz ele gecmedigi halde digeri Hadis i Erbain Tercumesi adiyla basilmistir Tercume i Ravzu l Ahyar Muhyiddin Mehmet Hatipzade nin siyasetname turundeki eserinin Arapcadan Turkceye tercumesidir II Selim adina cevrilen ve aslinda Zemahsehri nin Rebiu l Ebrar adli eserinin iki nushasi Suleymaniye Kutuphanesi ndedir Mi racu l Ayale ve Minhacu l Adale II Selim adina Turkceye yapilan bir tercumedir Topkapi Sarayi Muzesi Kutuphanesi nde kayitli iki nushasi vardir Zeylu s Sakaik Kirk iki sahsin biyografisini icerir Sokollu Mehmet Pasa ya sunulan eser Sakayik a zeyl olarak yazilmistir Eserin tam nushasi Suleymaniye Kutuphanesi nde kayitlidir Berlin Devlet Kutuphanesi ile Paris Milli Kutuphanesi nde iki nushasi daha vardir Sigetvarname Kanuni Sultan Suleyman in Sigetvar seferi ile ilgili bir gazavatnamedir Mesnevi tarzinda kaleme alinan bu eser henuz ele gecmemistir Sehrengiz i Bursa Kinalizade Hasan Celebi Suni hayatini anlatirken yakin arkadasi Asik Celebi den bahsetmis ve Asik Celebi nin Bursa nin guzelliklerini anlatan bir sehrengiz yazdigini soylemistir Asik Celebi nin bizzat kendisi de Sehrengiz i1541 de yazdigini solemistir ancak eserin nushasina henuz rastlanmamistir Divan Tek nushasi Millet Kutuphanesinde kayitlidir Divandan ziyade divance niteliginde olan bu eseri Asik Celebi Serfice Kadiligi sirasinda duzenlemistir Hulasatu l Ahbar fi Fedaili l Medine Medine nin faziletini ve tarihini anlatir Suleymaniye Kutuphanesi Esad Efendi 2378 de kayitlidir Kaynakca a b Kut Gunay Turk Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 3 1991 31 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Agustos 2019 Kilic Filiz PDF Kultur ve Turizm Bakanligi Kutuphaneler Genel Mudurlugu 16 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 31 Agustos 2019 a b Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu dok tora tezi 2015 6 Mayis 2024 tarihinde kaynagindan arsivlendi