Cumhuriyet Dönemi, Türkiye için sosyal, ekonomik, bilimsel ve teknik alanlarda bir atılım dönemi olmuş ve bu alanlarda övünmeye değer başarılara ulaşılmıştır. Bunlardan özellikle bilim alanında yüzyıllarca süren uyku bitmiş ve ileri hamleler yapılarak, uluslararası düzeye ulaşma çabaları başlamıştır. Türkiye’nin Yükseköğretim kurumlarında coğrafya eğitim ve öğretimi 19. Yüzyılının ikinci yarısından beri yapılmaktadır. Ancak, cumhuriyete kadar geçen yıllarda coğrafya öğretimi yer adları saymak ve istatistiki bilgiler vermekten öteye geçememiştir. Türkiye’de modern coğrafyanın kuruluşu ve öğretimi cumhuriyet döneminde, özellikle 1933’ü izleyen yıllarda başlamıştır. Asıl ve dönemin en önemli gelişmesi, 1941 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde yapılan Birinci Coğrafya Kongresi kararları ile kendini göstermiştir. Bu tarihten 1981 yılına kadar geçen sürede coğrafya konularında özgün eserler verilmiş, çok sayıda dergi ve ders kitabı yayınlanmıştır. Söz konusu bu dönemde coğrafya öğretimi öncelikle İstanbul Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi), ardından Atatürk’ün isteğiyle Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde ve de dönemin sonlarına doğru 1974 yılında Atatürk Üniversitesi'nde ve 1980 yılında Ege Üniversitesi’nde coğrafya bölümlerinde yapılmıştır. Yani 1981 YÖK Yasası öncesi Türkiye’de sadece dört tane coğrafya bölümü bulunmaktaydı.
Türkiye’de Çağdaş Coğrafyanın Kuruluşu
Akademik bir disiplin olarak olarak çağdaş coğrafyanın gelişme tarihi nispeten kısadır. Coğrafyanın temelleri batı ülkelerinde rastlanan eğilimlere uygun olarak atılmıştır. Özellikle Fransa ve Almanya’nın coğrafya ekollerinin etkisinin payı büyük olmuştur. Türkiye'de bilimsel coğrafyanın yerleşmesi yolundaki çabalar yurt dışından getirilen coğrafya profesörleri ile başlamış ve daha sonra yurt dışında eğitim görerek yetişmiş üniversitede istihdamı ile sürmüştür.
Cumhuriyet Döneminde modern coğrafyanın kuruluşunda ve ileriye taşınmasında büyük rol oynayan kişilerden birisi olan Sırrı Erinç, Türk Coğrafyasının gelişim sürecini analiz ederek dört aşamadan geçtiğini belirtmiştir. Erinç’in analizine göre Türkiye’de coğrafyanın geçirmiş olduğu evreler ve tarihleri şu şekildedir:
- Modern coğrafya öncesi: 1915’ten önceleri,
- Modern coğrafyanın öncüleri ve ilk adımlar: 1915 – 1933,
- Türk coğrafyasının kuruluş ve örgütlenmesi: 1933 – 1941,
- Türk coğrafyasının yükselişi: 1942 – ve sonrası
Günümüzde birçok coğrafyacının ortak kanısı şudur ki, coğrafyanın yükseliş dönemi 1941’de başlamış fakat bu devre 1981 YÖK Yasasıyla sona ermiştir. Çünkü YÖK Yasasıyla birlikte 1981 yılından sonra coğrafya bölümlerinde sayısal artış gözlenmekle birlikte nitelik kayıpları yaşanmaya başlamıştır. Yeterli hoca sayısına sahip olunmadığı halde bile coğrafya bölümündeki kontenjanlar 2 katına çıkartılmıştır. Durum böyle olunca akademisyenlerin iş yükü artmış, araştırmaya zor vakit ayırabilmişlerdir. Coğrafyanın özellikle teknik alanı olan fiziki coğrafya için üniversitelerde neredeyse teknik donanım (bilgisayar, laboratuvar vs.) sağlanamamıştır.
Modern coğrafya önceleri: 1915’ten önceleri
Bu dönem Türkiye'de 1915 yılından önceki zamanı göstermektedir. Bu yıllarda coğrafya öğretimi, yer adları saymak, istatistiki bilgiler vermek, ezbere harita çizmek veya çizdirmekten pek öteye gidememiştir. Tanzimatı izleyen yıllarda görülen bazı çaba ve batı dünyasındaki gelişmelere karşın kavram ve metot yönünden gelişme gösterememiştir. Ancak bazı askeri düşüncelerle bazı okullarda coğrafya öğretimine yer verilmiş ve çoğu eserlerde asker olan yazarlar tarafından ele alınmıştır.
Modern coğrafyanın öncüleri ve ilk adımları: 1915 - 1933
1915 – 1933 dönemi, Türkiye’de modern coğrafyanın kurulması yolunda bir hazırlık dönemi olarak nitelendirilebilir. Nitekim, 14 Ekim 1915 tarihinde İstanbul’da modern Darülfünun kurulmuştur. Darülfünun’da gerçekleştirilen reorganizasyon hareketleri çerçevesinde Tıp, Hukuk, Fen ve Edebiyat fakültelerinden oluşan dört bilim kurumu oluşturulmuştur. Bunlardan Felsefe, Edebiyat, Tarih ve Coğrafya olmak üzere dört bölüm kurulmuştur. Bu örgütlenme sonucunda ’nün öğretim kadrosunda Almanya’dan davet edilmiş olan Profesör Erich Obst başkanlığında Faik Sabri Duran, Ali Macit Arda, ve görev almışlardır. Bu dönemde Darülfünun Coğrafya Bölümünde ‘’Coğrafya-i Tabii, İslam ve Türk Coğrafyası, Coğrafya-i Beşeri, Coğrafya Usul ve Tatbikatı, Mevzii Coğrafya ve İstatistik gibi dersler okutuluyordu. Bölümün o yıllarda zengin denilebilecek bir kütüphanesi de mevcuttu. Bu dönemde bölümde araştırmalara önem veriliyordu. Bu bölüm 1935 yılına kadar tek başına coğrafya araştırma ve öğretim merkezi olarak hizmet vermiştir.
Erich Obst 1920 yılında bölümden ayrılmış; Coğrafya Bölümü aynı öğretim kadrosu ile girmiş ve 1924 yılında Lozan’da Fiziki Coğrafya ve Doğa Bilimleri eğitimi alan İbrahim Hakkı Akyol’un katılımı ile öğretim kadrosu güçlenmiştir. İlerleyen yıllarda bölümde araştırma faaliyetleri devam etmiş ve deneyimlerinden yararlanmak amacıyla Batı ülkelerinden öğretim üyeleri davet edilmiştir. Örneğin, Fransa’dan önce ve onun ayrılmasından sonra Ernest Chaput getirilmiştir. Chaput 1937 yılına kadar bölümde görev almıştır.
Türk Coğrafyasının Kuruluş ve Örgütlenmesi: 1933 – 1941
Bu dönemin devrimi öncelikle 1933 üniversite reformuyla olmuştur. İstanbul Darülfünun reform sonrası Üniversiteye yani İstanbul Üniversitesine dönüştürülmüştür. Bu gerçek reformdan önce devlet tarafından Fransa’ya gönderilen Besim Darkot, Ali Tanoğlu, Ahmet Ardel ve Cemal Arif Alagöz dönmüşler ve İstanbul Coğrafya Bölümünün başında bulunan İbrahim Hakkı Akyol ile birlikte Türkiye’de çağdaş coğrafyanın kurucuları olarak yeni bir anlayış ve görüşle çalışmaya başlamışlardır. Öte yandan, 1933 Üniversite Reformu ile çağdaş eğitime başlayan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi bünyesinde 1935 yılında kurulmuştur. Bu bölümün kuruluş kadrosunda Almanya’dan davet edilen Herbert Louis (Müdür), İstanbul Coğrafya Bölümünden Cemal Arif Alagöz, , Reşat İzbırak ve öğretim üyesi olarak görev almışlardır. Türkiye’de bilimsel coğrafya alanında araştırma ve yayınlarda büyük hizmetler veren bu bölümde ‘’Fiziki Coğrafya ve Jeoloji, Beşeri ve İktisadi Coğrafya ve Ülkeler Coğrafyası’’ olarak adlandırılan üç kürsüde coğrafya eğitim-öğretimi verilmiştir.
Türkiye’de coğrafyanın örgütlenmesi dönemin sonunda toplanan Birinci Coğrafya Kongresi ile gerçekleşmiştir. Bu kongre, Türkiye'de coğrafya eğitim ve öğretimine, özellikle orta öğretim okullarımızda gereksinimlere yön vermek amacıyla dönemin Hasan Ali Yücel’in himayesinde toplanmıştır. Bu tarihi kongrede coğrafya biliminin, diğer bilimler gibi çağdaş bir anlayışla gelişmesi, okullarımızda realiteye uygun bir biçimde amaçlara uygun bir biçimde öğretilmesi ve ülke topraklarının bilim gözü ile incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlara ulaşmak için, kongre sırasında Türk Coğrafyacılarını bir araya toplayan bir kurumun oluşturulması teklif edilmiş ve kongre başkanı Hasan Ali Yücel’in önerisi üzerine bu kurumun ‘’Türk Coğrafya Kurumu’’ olması fikri üzerinde anlaşma sağlanmıştır. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu gibi Birinci Coğrafya Kongresi ile bilim ve kültür hayatımızda ‘’Türk Coğrafya Kurumu’’(1942) doğmuştur. Kongrede alınan kararlarda Türkiye’de bilimsel coğrafya çalışmalarının koordinasyonu da sağlanmıştır. Araştırma sonuçlarının yayınlanabildiği bilimsel bir coğrafya dergisinin ( – 1943) çıkarılması, coğrafya terimleri listesinin hazırlanması ve Türkiye'nin coğrafi bölgelerinin saptanması kongrede sonuçlandırılan diğer kararlardır.
Türk Coğrafyasının Yükselişi: 1942 – 1973
Öncelikle şunu belirtelim ki, Sırrı Erinç'in yaptığı bu analiz, 1973 yılında Cumhuriyetin 50. Yılında Coğrafya adlı bir kitabında yayınlamıştır. Ona göre bu yükseliş 1973’e kadardı. Yalnız yukarıda da yazıldığı gibi 1973 ve sonrasında yapılan çalışmaların ortak bir görüşü, bu dönemin 1981 YÖK Yasasına kadar sürdüğünü savunur. Ancak burada yazılacak olanlar 1942 ve 1973 yılları arasındaki analiz sonuçlarını kapsayacaktır.
Bu dönemde, bir önceki döneme göre itinayla yetiştirilmiş coğrafyacı sayıları artmıştır. Araştırma faaliyetleri artmakla birlikte, o zamana kadar Türk Coğrafyacıları tarafından hemen hemen hiç ele alınmamış saha ve mevzuları da kapsamak üzere genişlemiştir. Coğrafya bölümlerinin bünyelerinde araştırma enstitüleri kurulmuş, bilimsel yayın organlarının sayısı artmış ve Türk Coğrafyacılarının yayınları, yabancı dergilerde de yayınlanmaya başlamıştır. Milletlerarası toplantılarda ve kurumlarda söz sahibi olmuş, hatta bazı bakımlardan milletlerarası düzeyin üzerine bile çıkmayı başarmıştır. Nitekim 1960’lı yıllarda Avrupa Konseyi’nin Avrupa üniversitelerinde coğrafya öğretimi ile ilgili olarak yaptırdığı karşılaştırmalı bir incelemede Türk üniversitelerindeki coğrafya öğretim ve araştırma sistemi, bütün Avrupa üniversiteleri için ideal bir örnek olarak gösterilmiştir. Bu dönemin doğal bir sonucu olarak bazı yabancıların İstanbul ve Ankara Coğrafya Bölümlerinde doktora çalışmaları yaptıkları görülür. Bu durum, coğrafya bölümlerimizin artık yurt dışında da coğrafya bilimine katkıda bulunduklarını gösterir.
Türkiye’de modern coğrafyanın kurulum ve gelişim aşamasında, yönetenlerin yurt dışından gelişi, doğal olarak geldikleri ülkenin coğrafya ekolünü de buraya taşımıştır. Aynı şekilde yabancı hocaların uzmanlık alanları, Türkiye’deki coğrafya bölümlerindeki kürsülere ve araştırma faaliyetlerine de yön vermiştir. Dönemin diğer gelişmelerinden bir diğeri de ve ’in çıkarılmaya başlanmasıdır. Bu dergi hem Türkçe hem de İngilizce dilinde yayın hayatına girerek gelişiminde büyük rol oynamıştır.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya bölümü ise bu son dönemde gerek kadro, gerek bilimsel araştırma ve yayınlar bakımından gerçek bir ilerleme dönemi olmuştur. Bölüm içinde üç kürsü kurularak, bunlardan Ülkeler Coğrafyası, Cemal Arif Alagöz’ün, Fiziki Coğrafya ve Jeoloji Kürsüsü bir ara jeolog ’in (1944 – 1950) ve onun ayrılması üzerine Reşat İzbırak’ın, Beşeri ve İktisadi Coğrafya Kürsüsü de ’in yönetimine verilmiştir.
Cumhuriyette Alt Disiplinlerin Gelişim Durumu
Coğrafya Biliminin bütün alt dallarının gelişimi aynı ölçüde olmamıştır. Türkiye’de en fazla ilerleyen ihtisas dalları Fiziki Coğrafya, özellikle jeomorfoloji ve klimatoloji olmuştur. Vejetasyon Coğrafyası ve hidrografya çeşitli nedenlerle fazla bir ilerleme kaydedememiştir. Beşeri ve İktisadi Coğrafya uzun bir süre ilgi görememiş, hatta beşeri coğrafyacılar bile fiziki coğrafyanın bazı konularını kendi çalışmalarında epey bir kullanmışlardır. Bu durum kısmen beşeri coğrafyanın, haksız yere yere küçümsenmesinden, özellikle tatbikattaki öneminin yeteri kadar anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Bununla beraber son on beş yıldan beri beşeri ve iktisadi coğrafyanın bazı alt dallarına karşı ilgi ve alaka hızla artmış, bu alandaki yayınlar çoğalmış ve aynı zamanda saha çalışmalarına yönelinmesi suretiyle inceleme metodunda meydana gelen mutlu değişiklikler sağlanmıştır. Fakat, halen özellikle Tarihi coğrafya konularında geri kalınmıştır.
Bu çalışma TÜBİTAK BİDEB 2209/A kodlu 2014 tarihli proje tarafından desteklenmiştir.
Kaynakça
- Akyol, İ.H., 1943, ‘’Son Yarım Asırda Türkiye’de Coğrafya. Cumhuriyet Devrinde Coğrafya.’’, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 3-4, syf: 3-15, Ankara.
- ^ a b c d Koçman, A., 1999,’’Cumhuriyet Döneminde Yüksek Öğretim Kurumlarında Coğrafya Öğretimi ve Sorunları’’, Ege Coğrafya Dergisi, Sayı:10, syf: 1-14, İzmir.
- ^ a b c d e Erinç, S., 1973, ‘’Elli Yılda Coğrafya’’ Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı. Cumhuriyetin 50. Yıl Dönümü Yayınları, İstanbul.
- ^ Kayan, İ., 2000, ‘’Türkiye Üniversitelerinde Coğrafya Eğitimi. Amaç, Yeni Hedefler, Sorunlar ve Öneriler.’’, Sayı: 11, syf.7-22, İzmir.
- ^ a b Erinç, S., 2001, ‘’Beşeri Coğrafya. Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Bilim. Sosyal Bilimler.’’, TÜBA Yayınları, Ankara.
- ^ Tümertekin, E., 2001, ‘’Beşeri Coğrafya. Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Bilim. Sosyal Bilimler – II.’’, TÜBA Yayınları, Ankara.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Cumhuriyet Donemi Turkiye icin sosyal ekonomik bilimsel ve teknik alanlarda bir atilim donemi olmus ve bu alanlarda ovunmeye deger basarilara ulasilmistir Bunlardan ozellikle bilim alaninda yuzyillarca suren uyku bitmis ve ileri hamleler yapilarak uluslararasi duzeye ulasma cabalari baslamistir Turkiye nin Yuksekogretim kurumlarinda cografya egitim ve ogretimi 19 Yuzyilinin ikinci yarisindan beri yapilmaktadir Ancak cumhuriyete kadar gecen yillarda cografya ogretimi yer adlari saymak ve istatistiki bilgiler vermekten oteye gecememistir Turkiye de modern cografyanin kurulusu ve ogretimi cumhuriyet doneminde ozellikle 1933 u izleyen yillarda baslamistir Asil ve donemin en onemli gelismesi 1941 yilinda Dil ve Tarih Cografya Fakultesinde yapilan Birinci Cografya Kongresi kararlari ile kendini gostermistir Bu tarihten 1981 yilina kadar gecen surede cografya konularinda ozgun eserler verilmis cok sayida dergi ve ders kitabi yayinlanmistir Soz konusu bu donemde cografya ogretimi oncelikle Istanbul Darulfunun da Istanbul Universitesi ardindan Ataturk un istegiyle Ankara da kurulan Dil ve Tarih Cografya Fakultesinde ve de donemin sonlarina dogru 1974 yilinda Ataturk Universitesi nde ve 1980 yilinda Ege Universitesi nde cografya bolumlerinde yapilmistir Yani 1981 YOK Yasasi oncesi Turkiye de sadece dort tane cografya bolumu bulunmaktaydi Turkiye de Cagdas Cografyanin KurulusuAkademik bir disiplin olarak olarak cagdas cografyanin gelisme tarihi nispeten kisadir Cografyanin temelleri bati ulkelerinde rastlanan egilimlere uygun olarak atilmistir Ozellikle Fransa ve Almanya nin cografya ekollerinin etkisinin payi buyuk olmustur Turkiye de bilimsel cografyanin yerlesmesi yolundaki cabalar yurt disindan getirilen cografya profesorleri ile baslamis ve daha sonra yurt disinda egitim gorerek yetismis Turk cografyacilarin universitede istihdami ile surmustur Cumhuriyet Doneminde modern cografyanin kurulusunda ve ileriye tasinmasinda buyuk rol oynayan kisilerden birisi olan Sirri Erinc Turk Cografyasinin gelisim surecini analiz ederek dort asamadan gectigini belirtmistir Erinc in analizine gore Turkiye de cografyanin gecirmis oldugu evreler ve tarihleri su sekildedir Modern cografya oncesi 1915 ten onceleri Modern cografyanin onculeri ve ilk adimlar 1915 1933 Turk cografyasinin kurulus ve orgutlenmesi 1933 1941 Turk cografyasinin yukselisi 1942 ve sonrasi Gunumuzde bircok cografyacinin ortak kanisi sudur ki cografyanin yukselis donemi 1941 de baslamis fakat bu devre 1981 YOK Yasasiyla sona ermistir Cunku YOK Yasasiyla birlikte 1981 yilindan sonra cografya bolumlerinde sayisal artis gozlenmekle birlikte nitelik kayiplari yasanmaya baslamistir Yeterli hoca sayisina sahip olunmadigi halde bile cografya bolumundeki kontenjanlar 2 katina cikartilmistir Durum boyle olunca akademisyenlerin is yuku artmis arastirmaya zor vakit ayirabilmislerdir Cografyanin ozellikle teknik alani olan fiziki cografya icin universitelerde neredeyse teknik donanim bilgisayar laboratuvar vs saglanamamistir Modern cografya onceleri 1915 ten onceleri Bu donem Turkiye de 1915 yilindan onceki zamani gostermektedir Bu yillarda cografya ogretimi yer adlari saymak istatistiki bilgiler vermek ezbere harita cizmek veya cizdirmekten pek oteye gidememistir Tanzimati izleyen yillarda gorulen bazi caba ve bati dunyasindaki gelismelere karsin kavram ve metot yonunden gelisme gosterememistir Ancak bazi askeri dusuncelerle bazi okullarda cografya ogretimine yer verilmis ve cogu eserlerde asker olan yazarlar tarafindan ele alinmistir Modern cografyanin onculeri ve ilk adimlari 1915 1933 1915 1933 donemi Turkiye de modern cografyanin kurulmasi yolunda bir hazirlik donemi olarak nitelendirilebilir Nitekim 14 Ekim 1915 tarihinde Istanbul da modern Darulfunun kurulmustur Darulfunun da gerceklestirilen reorganizasyon hareketleri cercevesinde Tip Hukuk Fen ve Edebiyat fakultelerinden olusan dort bilim kurumu olusturulmustur Bunlardan Felsefe Edebiyat Tarih ve Cografya olmak uzere dort bolum kurulmustur Bu orgutlenme sonucunda nun ogretim kadrosunda Almanya dan davet edilmis olan Profesor Erich Obst baskanliginda Faik Sabri Duran Ali Macit Arda ve gorev almislardir Bu donemde Darulfunun Cografya Bolumunde Cografya i Tabii Islam ve Turk Cografyasi Cografya i Beseri Cografya Usul ve Tatbikati Mevzii Cografya ve Istatistik gibi dersler okutuluyordu Bolumun o yillarda zengin denilebilecek bir kutuphanesi de mevcuttu Bu donemde bolumde arastirmalara onem veriliyordu Bu bolum 1935 yilina kadar tek basina cografya arastirma ve ogretim merkezi olarak hizmet vermistir Erich Obst 1920 yilinda bolumden ayrilmis Cografya Bolumu ayni ogretim kadrosu ile girmis ve 1924 yilinda Lozan da Fiziki Cografya ve Doga Bilimleri egitimi alan Ibrahim Hakki Akyol un katilimi ile ogretim kadrosu guclenmistir Ilerleyen yillarda bolumde arastirma faaliyetleri devam etmis ve deneyimlerinden yararlanmak amaciyla Bati ulkelerinden ogretim uyeleri davet edilmistir Ornegin Fransa dan once ve onun ayrilmasindan sonra Ernest Chaput getirilmistir Chaput 1937 yilina kadar bolumde gorev almistir Turk Cografyasinin Kurulus ve Orgutlenmesi 1933 1941 Bu donemin devrimi oncelikle 1933 universite reformuyla olmustur Istanbul Darulfunun reform sonrasi Universiteye yani Istanbul Universitesine donusturulmustur Bu gercek reformdan once devlet tarafindan Fransa ya gonderilen Besim Darkot Ali Tanoglu Ahmet Ardel ve Cemal Arif Alagoz donmusler ve Istanbul Cografya Bolumunun basinda bulunan Ibrahim Hakki Akyol ile birlikte Turkiye de cagdas cografyanin kuruculari olarak yeni bir anlayis ve gorusle calismaya baslamislardir Ote yandan 1933 Universite Reformu ile cagdas egitime baslayan Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi bunyesinde 1935 yilinda kurulmustur Bu bolumun kurulus kadrosunda Almanya dan davet edilen Herbert Louis Mudur Istanbul Cografya Bolumunden Cemal Arif Alagoz Resat Izbirak ve ogretim uyesi olarak gorev almislardir Turkiye de bilimsel cografya alaninda arastirma ve yayinlarda buyuk hizmetler veren bu bolumde Fiziki Cografya ve Jeoloji Beseri ve Iktisadi Cografya ve Ulkeler Cografyasi olarak adlandirilan uc kursude cografya egitim ogretimi verilmistir Turkiye de cografyanin orgutlenmesi donemin sonunda toplanan Birinci Cografya Kongresi ile gerceklesmistir Bu kongre Turkiye de cografya egitim ve ogretimine ozellikle orta ogretim okullarimizda gereksinimlere yon vermek amaciyla donemin Hasan Ali Yucel in himayesinde toplanmistir Bu tarihi kongrede cografya biliminin diger bilimler gibi cagdas bir anlayisla gelismesi okullarimizda realiteye uygun bir bicimde amaclara uygun bir bicimde ogretilmesi ve ulke topraklarinin bilim gozu ile incelenmesi amaclanmistir Bu amaclara ulasmak icin kongre sirasinda Turk Cografyacilarini bir araya toplayan bir kurumun olusturulmasi teklif edilmis ve kongre baskani Hasan Ali Yucel in onerisi uzerine bu kurumun Turk Cografya Kurumu olmasi fikri uzerinde anlasma saglanmistir Turk Tarih Kurumu Turk Dil Kurumu gibi Birinci Cografya Kongresi ile bilim ve kultur hayatimizda Turk Cografya Kurumu 1942 dogmustur Kongrede alinan kararlarda Turkiye de bilimsel cografya calismalarinin koordinasyonu da saglanmistir Arastirma sonuclarinin yayinlanabildigi bilimsel bir cografya dergisinin 1943 cikarilmasi cografya terimleri listesinin hazirlanmasi ve Turkiye nin cografi bolgelerinin saptanmasi kongrede sonuclandirilan diger kararlardir Turk Cografyasinin Yukselisi 1942 1973 Oncelikle sunu belirtelim ki Sirri Erinc in yaptigi bu analiz 1973 yilinda Cumhuriyetin 50 Yilinda Cografya adli bir kitabinda yayinlamistir Ona gore bu yukselis 1973 e kadardi Yalniz yukarida da yazildigi gibi 1973 ve sonrasinda yapilan calismalarin ortak bir gorusu bu donemin 1981 YOK Yasasina kadar surdugunu savunur Ancak burada yazilacak olanlar 1942 ve 1973 yillari arasindaki analiz sonuclarini kapsayacaktir Bu donemde bir onceki doneme gore itinayla yetistirilmis cografyaci sayilari artmistir Arastirma faaliyetleri artmakla birlikte o zamana kadar Turk Cografyacilari tarafindan hemen hemen hic ele alinmamis saha ve mevzulari da kapsamak uzere genislemistir Cografya bolumlerinin bunyelerinde arastirma enstituleri kurulmus bilimsel yayin organlarinin sayisi artmis ve Turk Cografyacilarinin yayinlari yabanci dergilerde de yayinlanmaya baslamistir Milletlerarasi toplantilarda ve kurumlarda soz sahibi olmus hatta bazi bakimlardan milletlerarasi duzeyin uzerine bile cikmayi basarmistir Nitekim 1960 li yillarda Avrupa Konseyi nin Avrupa universitelerinde cografya ogretimi ile ilgili olarak yaptirdigi karsilastirmali bir incelemede Turk universitelerindeki cografya ogretim ve arastirma sistemi butun Avrupa universiteleri icin ideal bir ornek olarak gosterilmistir Bu donemin dogal bir sonucu olarak bazi yabancilarin Istanbul ve Ankara Cografya Bolumlerinde doktora calismalari yaptiklari gorulur Bu durum cografya bolumlerimizin artik yurt disinda da cografya bilimine katkida bulunduklarini gosterir Turkiye de modern cografyanin kurulum ve gelisim asamasinda yonetenlerin yurt disindan gelisi dogal olarak geldikleri ulkenin cografya ekolunu de buraya tasimistir Ayni sekilde yabanci hocalarin uzmanlik alanlari Turkiye deki cografya bolumlerindeki kursulere ve arastirma faaliyetlerine de yon vermistir Donemin diger gelismelerinden bir digeri de ve in cikarilmaya baslanmasidir Bu dergi hem Turkce hem de Ingilizce dilinde yayin hayatina girerek gelisiminde buyuk rol oynamistir Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Cografya bolumu ise bu son donemde gerek kadro gerek bilimsel arastirma ve yayinlar bakimindan gercek bir ilerleme donemi olmustur Bolum icinde uc kursu kurularak bunlardan Ulkeler Cografyasi Cemal Arif Alagoz un Fiziki Cografya ve Jeoloji Kursusu bir ara jeolog in 1944 1950 ve onun ayrilmasi uzerine Resat Izbirak in Beseri ve Iktisadi Cografya Kursusu de in yonetimine verilmistir Cumhuriyette Alt Disiplinlerin Gelisim DurumuCografya Biliminin butun alt dallarinin gelisimi ayni olcude olmamistir Turkiye de en fazla ilerleyen ihtisas dallari Fiziki Cografya ozellikle jeomorfoloji ve klimatoloji olmustur Vejetasyon Cografyasi ve hidrografya cesitli nedenlerle fazla bir ilerleme kaydedememistir Beseri ve Iktisadi Cografya uzun bir sure ilgi gorememis hatta beseri cografyacilar bile fiziki cografyanin bazi konularini kendi calismalarinda epey bir kullanmislardir Bu durum kismen beseri cografyanin haksiz yere yere kucumsenmesinden ozellikle tatbikattaki oneminin yeteri kadar anlasilamamasindan kaynaklanmaktadir Bununla beraber son on bes yildan beri beseri ve iktisadi cografyanin bazi alt dallarina karsi ilgi ve alaka hizla artmis bu alandaki yayinlar cogalmis ve ayni zamanda saha calismalarina yonelinmesi suretiyle inceleme metodunda meydana gelen mutlu degisiklikler saglanmistir Fakat halen ozellikle Tarihi cografya konularinda geri kalinmistir Bu calisma TUBITAK BIDEB 2209 A kodlu 2014 tarihli proje tarafindan desteklenmistir KaynakcaAkyol I H 1943 Son Yarim Asirda Turkiye de Cografya Cumhuriyet Devrinde Cografya Turk Cografya Dergisi Sayi 3 4 syf 3 15 Ankara a b c d Kocman A 1999 Cumhuriyet Doneminde Yuksek Ogretim Kurumlarinda Cografya Ogretimi ve Sorunlari Ege Cografya Dergisi Sayi 10 syf 1 14 Izmir a b c d e Erinc S 1973 Elli Yilda Cografya Basbakanlik Kultur Mustesarligi Cumhuriyetin 50 Yil Donumu Yayinlari Istanbul Kayan I 2000 Turkiye Universitelerinde Cografya Egitimi Amac Yeni Hedefler Sorunlar ve Oneriler Sayi 11 syf 7 22 Izmir a b Erinc S 2001 Beseri Cografya Cumhuriyet Doneminde Turkiye de Bilim Sosyal Bilimler TUBA Yayinlari Ankara Tumertekin E 2001 Beseri Cografya Cumhuriyet Doneminde Turkiye de Bilim Sosyal Bilimler II TUBA Yayinlari Ankara