Feodalizm ya da derebeylik, başta Ortaçağ Avrupası olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik bir örgütleniş biçimidir. Feodalizm kelimesi, Latince feodum (tımar) ile taşınabilir değerli mal anlamına gelen Latin kökenli bir kelimeden türetilmiştir.
Feodal toplumun siyasi örgütlenişi, koruyan-korunan (süzeren-vassal) ilişkisine dayanan hiyerarşik bir örgütleniştir. Merkezî otorite zayıftır, yerellik görülür. Feodal ekonomi ise, kendi kendine yeterlik üzerine kuruludur.
Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından güçlü ulusal monarşilerin ortaya çıkmasına kadar olan sürede, Avrupa'da hâkim olan örgütleniş biçimi feodal örgütleniştir. İlk Çağ'da Roma'dan yönetilen topraklarda Cermen istilaları ile Roma döneminin merkeziyetçi siyasi düzeni bozulmuş ve sayısız irili ufaklı feodal beylik ortaya çıkmıştır.
Ticaretin tekrar canlanması ile temelleri sarsılan feodalizmin son kalıntıları Sanayi Devrimi ile tamamen yok olmuştur.
Feodalizmin ortaya çıkmasının nedenleri
Feodalizmin ortaya çıkmasındaki en önemli sebep, Roma İmparatorluğu'nun düzeninin karşılaştığı büyük ekonomik bunalımdır.
Roma İmparatorluğu'nda, özellikle İtalya Yarımadası'nda tarımsal üretim, toprak sahibi özgür Roma vatandaşlarının geniş çiftliklerinde, ağırlıklı olarak köle emeği kullanılarak ve imparatorluğun ticaret hatlarındaki hâkimiyeti sayesinde çeşitli pazarlara yönelik olarak yapılıyordu. İyi işleyen ticaret sayesinde gelişmiş bir işbölümü sağlanmıştı ve tarımsal üretim kırsal alanlarda, zanaatlar ise ticari merkez durumundaki kentlerde sürdürülüyordu. Kentler, kırsal kesim için gerekli üretim araçlarını ve lüks malzemeleri, kırsal kesim ise kentlerin gıda ihtiyacını sağlıyordu. Bu şekilde canlı bir kent-kır ticareti oluşmuştu.
Fetihler boyunca Roma yeni vergi kaynakları yaratıyor ve savaşlardan gelen yağma gelirleriyle besleniyordu. Ancak, fetihlerin durması ve savaşların kısır savunma savaşlarına dönmesinin ardından Roma maliyesi zor duruma düştü. Bunu dengelemek amacıyla, vergilerin artırılması yoluna gidilmiştir. Vergilerin artırılması köylüyü çok zor durumda bırakıp alım gücünü azalttığı gibi, köyden kente göçü de tetiklemiştir.
Bu durum ilk etkilerini ticaret üzerinde göstermiştir. Köylünün alım gücünün azalması köy-kent ticaretini zayıflatmış, kentli zanaatkârlar pazar bulmakta zorlandıklarından iflasa sürüklenmiş, kentle ticaret yapamayan latifundialar (köle emeğiyle üretim yapan tarımsal işletmeler) zor duruma düşmüştür. Bu, Roma dönemindeki ekonomik düzeni yok edecek bir kısır döngüdür.
Ürünlerin pazarlamasında sorunlar yaşanmaya başlandığında, kölelerin üretim dönemleri dışında da beslenmesi zorunluluğu katlanılması olanaksız bir maliyet unsuru haline gelmiştir. Bu tür işletmeler, kölelerin bir kısmını azat ederek, belirli bir toprak kirası karşılığında geçimlik toprakları işleme hakkı tanıdılar.
Azat edilmiş bu yeni küçük çiftçiler tümüyle özgür değillerdi, kendilerine tahsis edilen toprakları terk etmeleri durumunda toprak sahibinin gelir kaynağı da ortadan kalkacaktı. Dolayısıyla bu topraklardan ayrılmama koşuluyla azat edilmişlerdir. Böylece, verilen toprağı işleyerek geçimini sağlayan, karşılık olarak efendisine toprak kullanım kirası ödeyen bu çiftçilerle yeni bir sınıf doğmuş oldu. Bu sınıf, feodal ekonominin ana üretici gücü olan serfler sınıfıdır.
Buna ek olarak, kent-köy ticaretinin azalması, latifundiaları kendi ihtiyaçlarını karşılamaya itti. Daha önce kentten aldıkları malları, aynı kalitede olmasa bile, üretmeye başladılar. Bu durum, pazara dönük üretimi durdurduğu gibi ekonomik bütünlüğü yok ederek yerelliğe yol açtı.
Görüldüğü gibi ekonomik koşulları daha Roma düzeninin son günlerinde oluşan feodal yapı, Roma İmparatorluğu'nun Cermen istilaları ile yıkılmasının ardından ortaya çıktı. Roma mirası üzerine kurulan Cermen krallıklar, Roma gibi merkeziyetçi devletler olamadılar. Daha önce Roma'dan yönetilen topraklarda, her biri kendine yeter ekonomiye sahip sayısız feodal beylik kuruldu.
Yapısallaşması
Feodal düzen, Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla ortaya çıkmış olsa da, bu düzenin kurumsallaşıp tipik şeklini alması 9. ve 10. yüzyıllara kadar sürmüştür. Bu tarihlerde Avrupa'da yayılan iki yeni buluş, feodal yapının Avrupa'nın hâkim düzeni olmasını sağlamıştır. Bu iki buluş ve üzengidir.
Kuzey Avrupa topraklarının çok yağış alması ve drenaj sistemlerinin ihtiyaca cevap verememesi bu bölgelerdeki tarım üretimini kısıtlamış ve nüfus birikimini engellemiştir. Bu nedenle İlk Çağ'da nüfus iç bölgelerde değil, nispeten daha az yağış alan Akdeniz Havzası'nda birikmiştir.
Ağır sabanın bulunması Kuzey Avrupa topraklarında verimli tarım yapılmasına imkân sağlamış ve toplanan artı ürün ile Avrupa'yı göçebe istilalarından koruyacak bir askerî sınıfın beslenmesini olanaklı kılmıştır. Şövalyeler diye adlandırılacak olan bu askerî sınıf, üretim yapan köylünün üzerine koruyucu soylular olarak yerleşmiştir. Oluşan düzende serfler soyluların toprağını işlemiş, karşılığında ise soylular serfleri korumuştur.
Üzengi ise dönemin savaş taktiklerinin değişmesine yol açmış ve piyade ile durdurulması çok güç olan ağır süvarileri, yani zırhlı şövalyeleri ortaya çıkarmıştır. Giydikleri kalın demir zırha rağmen üzengi sayesinde atın üstünde rahatça durabilen şövalyeler, ateşli silahların yaygın kullanımına kadar Avrupa'nın en etkili askerî gücü olmuşlardır.
Avrupa'daki göçebe istilaları, giderek daha çok toprağın feodal düzene uygun düzenlenerek şövalyelerin beslenmesine ayrılmasını gerektirmiştir. Savaş hizmeti karşılığında toprak dağıtım ilkesine dayalı düzen bu ihtiyaçtan oluştu. Bu sayede Avrupa'yı kasıp kavuran göçebe istilaları büyük ölçüde engellenmiş ve Avrupa'ya görece bir güvenlik gelmiştir.
Yayılması
Feodal kurumların tipik haliyle ortaya çıkması ilk olarak Frank Karolenj İmparatorluğu'nun bünyesinde gerçekleşti. Bu nedenle Fransa feodalizmin anavatanı sayılabilir.
Britanya Adasını istila eden Normanlar (1076), feodalizmi İngiltere'ye taşıdılar. Anglosakson istilalarının ardından İngiltere'de feodal yapıyı andıran kurumlar oluşmaya başlasa da ancak Normanlar'ın İngiltere'yi ele geçirip toprakları feodal düzene uygun biçimde dağıtmasından sonra tipik haliyle feodalizm oluşmuştur. Diğer bölgelerin aksine İngiltere'de feodalizmin yukarıdan aşağıya doğru kurulması, İngiltere'de merkezî otoritenin nispeten daha güçlü olmasına yol açmıştır.
Feodalizm Roma ve Cermen uygarlıklarının bir sentezi olarak ortaya çıktığından, Roma uygarlığının bir parçası olmayan Almanya'da geç oluştu. Feodal kurumların Almanya'ya yerleşmesi Frank Karolenj İmparatorluğu'nun parçalanmasından sonra 12. yüzyılda gerçekleşti.
İspanya'daki Roma düzeninin bozulmasıyla Müslüman Arapların burayı ele geçirmesi arasında sadece iki asırlık bir süre olduğundan, İspanya feodal kurumlarını oluşturamadan Arap egemenliğine girdi. Bu nedenle İspanya'daki siyasi kurumlar, Avrupa'nın geri kalanından çok farklı biçimde gelişti. Frank Karolenj İmparatorluğu'na bağlı kalan kuzeydeki Katalonya bölgesi haricinde İspanya'nın büyük bölümünde feodalite oluşmadı.
Avrupa'nın farklı yol izleyen diğer bir bölgesi de İtalya oldu. Kuzey İtalya'da Roma mirasının çok güçlü olması, kent hayatının tamamıyla ortadan kalkarak kırsal kültürün hâkim olmasını önledi. İtalya'nın kuzeyinde kentlerin kıra hâkim olduğu bir düzen oluştu. İtalya'nın güneyi ise feodal çağ boyunca Bizans egemenliğinde kaldığından feodal kurumlar oluşmadı. Ancak bölgenin Lombard istilası ile Bizans'ın elinden çıkmasının ardından Fransa'dakinin benzeri bir feodalite kuruldu.
Feodalizmin özellikleri
Siyasal yapı
Feodal düzenin siyasi yapısı bir piramit gibidir. En üstte kral (veya imparator), altında ise kendisine bağlı soylular bulunur. Bu soyluların altında daha başka soylular olur. Bu hiyerarşik düzenin en alt ve en geniş tabakasını serfler oluşturur.
Piramidin en tepesinde otursa da kralın mutlak egemenliği yoktur. Feodal düzende kralın yetkisi çok sınırlıdır. Bu sınırlamanın başlıca nedeni, idarenin tek merkezden (kralın sarayından) yapılmamasıdır. Temel üretim aracı olan toprak, birçok feodal bey arasında paylaştırılmıştır. Ekonomik gücü ellerinde bulunduran ve kralın rakiplerine karşı tek dayanağı olan feodal beyler, kendi iradelerini krala, gerekirse zor kullanarak kabul ettirecek güce sahiptir. Bunun en tipik örneği, 1215'te İngiliz feodalitesinin kral Yurtsuz John'a kabul ettirdiği Magna Carta'dır.
Feodal sistemde sadece üretim araçları değil, askerî güç de feodal beyler arasında paylaşılmıştır. Donanımlı askerlerden oluşan merkezî bir ordunun kurulması kral açısından pahalı olduğundan, bu ihtiyacı feodal beyler karşılamıştır. Bu sebeple kralın savaşta başarılı olması, feodalitenin desteğine bağlıdır.
Savaş teknolojisindeki gelişmelere rağmen feodal çağda kaleleri güç kullanarak ele geçirmek hâlâ imkânsıza yakındır. Şövalyelerle birlikte şatosunun surlarının arkasına saklanan bir feodal bey, kralın gücünden bile korunmuş oluyordu. Bu durum, feodal beylerin bağımsız, hatta krala karşı hareket etmelerini kolaylaştırdığı gibi kralların mutlak egemenlik kurmasını da engellemiştir.
Özet olarak, feodalizmin siyasal yapısının en temel özellikleri bölünmüşlük ve yerelliktir.
Ekonomik yapı
Feodal ekonomik yapı basittir. Soylunun toprağında üretim yapıp gereken çok az miktarı kendine ayırdıktan sonra geriye kalanı soyluya veren köylüler, ana üretici güçtür. Ticaret gelişmediği için uzmanlaşmış bir ekonomi ve gelişmiş iş bölümü yoktur. Üretim toprakta yapıldığından zenginliğin ölçüsü topraktır, taşınabilir servet olgusu gelişmemiştir.
Roma düzeninin sağladığı ortamda gelişen ticaret, Cermen istilaları ile durma noktasına geldikten sonra her feodal beylik kendine yeter bir ekonomi kurmuştur. Böylece, feodal beylikler dışa kapalı topluluklar haline gelmiş, etkileşim en aza inerek gelişmenin önü kesilmiştir. Artı ürünün ticaretle satışı olmadığından, pazar ekonomisi ve dolayısıyla rekabet ortamı oluşmamıştır.
Ancak feodal çağın sonlarında dirilmeye başlayan ticaret ile birlikte feodal ekonomi değişmeye başlayacaktır. Feodalizmin temeli olan kapalı ve yerel ekonomik düzenin değişmesi bütün feodal yapıyı sarsacak ve bu yapı yavaş yavaş yok olacaktır.
Feodal Sözleşme
Feodal sözleşme, soylular arasındaki koruyan-korunan ilişkisini düzenleyen, karşılıklı hukuki, mali ve tabii askeri yükümlülükleri kapsayan bir sözleşmedir. Yazılı bir belge olmak zorunda değildir, sözlü olarak da yapılabilir. Feodal sözleşmeye göre koruyana süzeren, korunana ise vassal denir.
Vassal bağlı olduğu senyörle savaşa gidecek, ona yardım edecektir. Bir yılda belirli ödemeler vardır. Vassal veya senyörü esir düşerlerse birbirlerinin fidye parasına katkıda bulunacaklar; vassal veya ailesi evlenir, eş seçerken bağlı oldukları senyörün rızası alınacaktır. Kuşkusuz vassaline karşı bir senyörün de yükümlülükleri vardır; vassali genç yaşta ölürse çocuklarının yetişmesi ve korunması, kızlarının evlendirilmesi, vassalinin mal, can ve ırzına saygılı olması gibi. Vassal çocuksuz ve varissiz ölürse onun mülkünü bağlı olduğu bey müsadere eder. Her lordun yargı yetkisi vardır ve davaları görür.
Feodal örgütlenmede toplumsal sınıflar
Asiller
Soylular sınıfı, üretim yapan serflerin çalıştığı toprağın sahibi olan ve serfler üzerinde askerî/yönetici sınıf olarak oturan sınıftır. Ortalama olarak soylu sınıf, feodal düzende yaşayan nüfusun onda birini oluştururdu. Üretim yapmaz, serflerin yaptığı üretimden pay alarak geçinirlerdi. Değişik coğrafyalarda değişik isimler alan soylu sınıfa, senyörler sınıfı da denirdi.
Soylu sınıftan olanlar barış zamanında malikâneleri, yani feodal beyliği yönetir; savaş zamanında ise şövalye olarak donanıp kendilerine bağlı diğer şövalyelerle birlikte kralın veya başka bir soylunun ordusuna katılırdı.
Soylular, kendi içlerinde hiyerarşik bir yapı oluştururdu. Daha zayıf olanlar büyük toprak sahibi soyluların hizmetine veya korumasına girer, bu korumanın karşılığında, koruyan soylunun yaptığı savaşlara şövalye olarak katılırlardı.
Ayrıca sınıflamada kont, baron gibi unvanlar da vardı. Bunların hiyerarşik sıralaması şöyle idi:
- Dük (Eşi Düşes)
- Marki (Eşi Markiz)
- Kont (Eşi Kontes)
- Vikont (Eşi Vikontes)
- Baron (Eşi Barones)
- Şövalyeler
Ruhban Sınıfı
Orta Çağ'da ruhban sınıfı güç ve nüfuz sahibidir. Ruhban, Katolik kilisesine bağlı papaz, keşiş ve diğer din adamlarıdır.
Örgütsel karakteri feodal olmamasına rağmen kilise de feodalizmin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Kilise; manastırlar, kilise ileri gelenleri ve bizzat kilise tarafından elde tutulan geniş topraklara sahipti. Dindar ve çocuksuz soylular tarafından ölmeden önce bağışlanan bu toprakların büyük kısmı feodal yükümlülükler içeriyordu. Bu yüzden de kilise, zamanın feodal sisteminin bir parçası haline gelmişti. Birçok başkeşiş ve başrahip, feodal beylere benzer bir konuma gelmişti.
Dinsel ideolojinin hâkim olduğu Orta Çağ'da Katoliklerin ruhani lideri Papa'nın çok büyük yaptırım gücü vardı. Kralları bile aforoz edebiliyordu. Ayrıca Frank Karolenj ve Kutsal Roma-Germen İmparatorları, Papa'nın önünde diz çökerek taç giyiyorlardı.
Köylüler (Serfler)
Feodal piramitin en alt ve en geniş tabakasını oluşturan serfler, soylunun toprağında üretim yapar ve tükettikleri çok az miktar haricindeki bütün ürünü soyluya verirlerdi. Bunun dışında serfler, soyluların şato tamiri gibi işlerinde işçi olarak da çalışırlardı.
Serfler, siyasal haklara ve istediği zaman başka köylere göç etme hakkına sahip değildir. Serf, feodal beye bağlıdır ve beyliği terk etmesi yasaklanmıştır.
Feodalizmin yıkılması
Feodalizm, Avrupa'daki ekonomik dengelerin değişmesiyle yıkılmıştır. Avrupa'da 10. yüzyıl sonrasında yavaş yavaş güçlenmekte olan ticaret, feodal düzeni kıracak kadar dinamik olmuştur. Buna rağmen feodalizmin fiilen ortadan kalkması uzun zaman almış, son kalıntıları ancak Sanayi Devrimi ile yok olmuştur.
Ticaretin canlanması
Roma lejyonlarının sağladığı güven ortamında ticaret gelişme imkânı bulmuştu. Roma düzeninin çökmesinin ardından ise Avrupa'da ticaret yok olma derecesine gelmişti. Fakat, 9. yüzyıl sonrasında Avrupa'da feodal düzenin kurumsallaşmasıyla yerel beylikler güvenliği az da olsa sağlamış ve göçebe istilalarını durdurmayı başarmıştı. Bu gelişme, ticaretin tekrar gelişmesine zemin hazırlamıştır.
Ticaretin tekrar canlanmasında etkili diğer bir sebep Haçlı Seferleri'dir. Haçlı Seferleri ile doğuyla tanışan Venedik, Ceneviz, Pisa gibi İtalyan kentleri Akdeniz'de İslam uygarlığı ile ticarete başlamıştı. Akdeniz'e hâkim olan ve Orta Çağ'ın ilk denizaşırı imparatorluklarını kuran bu devletler, ticaretten gelen artı ürün ile zenginleştiler.
Ticaretin canlanması Avrupa'daki krallara, bu ekonomik aktiviteyi vergilendirerek iyi bir gelire sahip olma imkânı sağlamıştı. Ticaret ile zenginleşen kentsoylulara, yani burjuva sınıfına sırtını dayayan krallar feodal beyler karşısında güç kazanmaya başlayacaktır.
Feodal bölünmüşlükten Mutlak Monarşilere
Feodal beylerin ekonomik güç üzerindeki hâkimiyeti kalkınca, krallar feodal beyler karşısında güçlü duruma geçti. Artık Avrupalı krallar, ticaret vergileri ile merkeze bağlı bir ordu kurabilecek ve feodal beyleri daha sıkı denetleyebilecekti. Fakat feodal beylerin şatolarının alınması imkânsız yerler olarak kalması kralların mutlakiyetçi yönetimi kurmasını geçici olarak engellemiştir.
Mutlak krallıkların ortaya çıkması ancak ateşli silahların savaş alanlarında kullanılmasından sonra olacaktır. İlk kez 1453'te kullanılan[] topun kaleleri ele geçirmek için mükemmel bir silah olduğu İstanbul'un fethinin ardından anlaşıldı. Top sayesinde kalelerin arkasında saklanma avantajını yitiren feodal beyler krala bağlanmak zorunda kaldı. Böylece feodalite siyasi örgütlenmedeki yerini güçlü ve mutlakiyetçi monarşilere bıraktı.
Serfliğin ortadan kalkması
Değişen ekonomik koşullar sonucunda para, yani taşınabilir servet olgusu tekrar önem kazandı. Serflerden vergi değil ürettikleri ürünü alan feodal beyler bu değişim karşısında zor duruma düştüler. Ticaret yoluyla mal sağlayabilmeleri için paraya ihtiyaçları vardı ve bu parayı yıllık vergi karşılığında serflere özgürlüklerini verme yoluna giderek temin etmeye çalıştılar.
Bu sebepten dolayı 15. ve 16. yüzyıllara gelindiğinde Avrupa'nın büyük kısmında hukuksal olarak olmasa da fiilî olarak serf lik kalktı. Hukuksal olarak kaldırılması ise ancak Napolyon Savaşları sırasında gerçekleşmiştir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Oral Sander, Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e, İmge Kitabevi, 13. Baskı,
- , Siyasal Düşünceler Tarihi, , 11. Kısaltılmış Basım,
- , Avrupa Feodalizminin Evrimi, , Birinci Basım,
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Feodalizm ya da derebeylik basta Ortacag Avrupasi olmak uzere tarihin bircok evresinde rastlanan toplumsal siyasal ve ekonomik bir orgutlenis bicimidir Feodalizm kelimesi Latince feodum timar ile tasinabilir degerli mal anlamina gelen Latin kokenli bir kelimeden turetilmistir Feodal beyin topragini isleyen bir koylu Eser Duk berry nin mutlu saatleri limbourg kardesler Feodal toplumun siyasi orgutlenisi koruyan korunan suzeren vassal iliskisine dayanan hiyerarsik bir orgutlenistir Merkezi otorite zayiftir yerellik gorulur Feodal ekonomi ise kendi kendine yeterlik uzerine kuruludur Roma Imparatorlugu nun yikilmasindan guclu ulusal monarsilerin ortaya cikmasina kadar olan surede Avrupa da hakim olan orgutlenis bicimi feodal orgutlenistir Ilk Cag da Roma dan yonetilen topraklarda Cermen istilalari ile Roma doneminin merkeziyetci siyasi duzeni bozulmus ve sayisiz irili ufakli feodal beylik ortaya cikmistir Ticaretin tekrar canlanmasi ile temelleri sarsilan feodalizmin son kalintilari Sanayi Devrimi ile tamamen yok olmustur Feodalizmin ortaya cikmasinin nedenleri Feodalizmin ortaya cikmasindaki en onemli sebep Roma Imparatorlugu nun duzeninin karsilastigi buyuk ekonomik bunalimdir Roma Imparatorlugu nda ozellikle Italya Yarimadasi nda tarimsal uretim toprak sahibi ozgur Roma vatandaslarinin genis ciftliklerinde agirlikli olarak kole emegi kullanilarak ve imparatorlugun ticaret hatlarindaki hakimiyeti sayesinde cesitli pazarlara yonelik olarak yapiliyordu Iyi isleyen ticaret sayesinde gelismis bir isbolumu saglanmisti ve tarimsal uretim kirsal alanlarda zanaatlar ise ticari merkez durumundaki kentlerde surduruluyordu Kentler kirsal kesim icin gerekli uretim araclarini ve luks malzemeleri kirsal kesim ise kentlerin gida ihtiyacini sagliyordu Bu sekilde canli bir kent kir ticareti olusmustu Fetihler boyunca Roma yeni vergi kaynaklari yaratiyor ve savaslardan gelen yagma gelirleriyle besleniyordu Ancak fetihlerin durmasi ve savaslarin kisir savunma savaslarina donmesinin ardindan Roma maliyesi zor duruma dustu Bunu dengelemek amaciyla vergilerin artirilmasi yoluna gidilmistir Vergilerin artirilmasi koyluyu cok zor durumda birakip alim gucunu azalttigi gibi koyden kente gocu de tetiklemistir Bu durum ilk etkilerini ticaret uzerinde gostermistir Koylunun alim gucunun azalmasi koy kent ticaretini zayiflatmis kentli zanaatkarlar pazar bulmakta zorlandiklarindan iflasa suruklenmis kentle ticaret yapamayan latifundialar kole emegiyle uretim yapan tarimsal isletmeler zor duruma dusmustur Bu Roma donemindeki ekonomik duzeni yok edecek bir kisir dongudur Urunlerin pazarlamasinda sorunlar yasanmaya baslandiginda kolelerin uretim donemleri disinda da beslenmesi zorunlulugu katlanilmasi olanaksiz bir maliyet unsuru haline gelmistir Bu tur isletmeler kolelerin bir kismini azat ederek belirli bir toprak kirasi karsiliginda gecimlik topraklari isleme hakki tanidilar Azat edilmis bu yeni kucuk ciftciler tumuyle ozgur degillerdi kendilerine tahsis edilen topraklari terk etmeleri durumunda toprak sahibinin gelir kaynagi da ortadan kalkacakti Dolayisiyla bu topraklardan ayrilmama kosuluyla azat edilmislerdir Boylece verilen topragi isleyerek gecimini saglayan karsilik olarak efendisine toprak kullanim kirasi odeyen bu ciftcilerle yeni bir sinif dogmus oldu Bu sinif feodal ekonominin ana uretici gucu olan serfler sinifidir Buna ek olarak kent koy ticaretinin azalmasi latifundialari kendi ihtiyaclarini karsilamaya itti Daha once kentten aldiklari mallari ayni kalitede olmasa bile uretmeye basladilar Bu durum pazara donuk uretimi durdurdugu gibi ekonomik butunlugu yok ederek yerellige yol acti Goruldugu gibi ekonomik kosullari daha Roma duzeninin son gunlerinde olusan feodal yapi Roma Imparatorlugu nun Cermen istilalari ile yikilmasinin ardindan ortaya cikti Roma mirasi uzerine kurulan Cermen kralliklar Roma gibi merkeziyetci devletler olamadilar Daha once Roma dan yonetilen topraklarda her biri kendine yeter ekonomiye sahip sayisiz feodal beylik kuruldu Yapisallasmasi Feodal duzen Roma Imparatorlugu nun yikilmasiyla ortaya cikmis olsa da bu duzenin kurumsallasip tipik seklini almasi 9 ve 10 yuzyillara kadar surmustur Bu tarihlerde Avrupa da yayilan iki yeni bulus feodal yapinin Avrupa nin hakim duzeni olmasini saglamistir Bu iki bulus ve uzengidir Kuzey Avrupa topraklarinin cok yagis almasi ve drenaj sistemlerinin ihtiyaca cevap verememesi bu bolgelerdeki tarim uretimini kisitlamis ve nufus birikimini engellemistir Bu nedenle Ilk Cag da nufus ic bolgelerde degil nispeten daha az yagis alan Akdeniz Havzasi nda birikmistir Agir sabanin bulunmasi Kuzey Avrupa topraklarinda verimli tarim yapilmasina imkan saglamis ve toplanan arti urun ile Avrupa yi gocebe istilalarindan koruyacak bir askeri sinifin beslenmesini olanakli kilmistir Sovalyeler diye adlandirilacak olan bu askeri sinif uretim yapan koylunun uzerine koruyucu soylular olarak yerlesmistir Olusan duzende serfler soylularin topragini islemis karsiliginda ise soylular serfleri korumustur Uzengi ise donemin savas taktiklerinin degismesine yol acmis ve piyade ile durdurulmasi cok guc olan agir suvarileri yani zirhli sovalyeleri ortaya cikarmistir Giydikleri kalin demir zirha ragmen uzengi sayesinde atin ustunde rahatca durabilen sovalyeler atesli silahlarin yaygin kullanimina kadar Avrupa nin en etkili askeri gucu olmuslardir Avrupa daki gocebe istilalari giderek daha cok topragin feodal duzene uygun duzenlenerek sovalyelerin beslenmesine ayrilmasini gerektirmistir Savas hizmeti karsiliginda toprak dagitim ilkesine dayali duzen bu ihtiyactan olustu Bu sayede Avrupa yi kasip kavuran gocebe istilalari buyuk olcude engellenmis ve Avrupa ya gorece bir guvenlik gelmistir Yayilmasi Feodal kurumlarin tipik haliyle ortaya cikmasi ilk olarak Frank Karolenj Imparatorlugu nun bunyesinde gerceklesti Bu nedenle Fransa feodalizmin anavatani sayilabilir Britanya Adasini istila eden Normanlar 1076 feodalizmi Ingiltere ye tasidilar Anglosakson istilalarinin ardindan Ingiltere de feodal yapiyi andiran kurumlar olusmaya baslasa da ancak Normanlar in Ingiltere yi ele gecirip topraklari feodal duzene uygun bicimde dagitmasindan sonra tipik haliyle feodalizm olusmustur Diger bolgelerin aksine Ingiltere de feodalizmin yukaridan asagiya dogru kurulmasi Ingiltere de merkezi otoritenin nispeten daha guclu olmasina yol acmistir Feodalizm Roma ve Cermen uygarliklarinin bir sentezi olarak ortaya ciktigindan Roma uygarliginin bir parcasi olmayan Almanya da gec olustu Feodal kurumlarin Almanya ya yerlesmesi Frank Karolenj Imparatorlugu nun parcalanmasindan sonra 12 yuzyilda gerceklesti Ispanya daki Roma duzeninin bozulmasiyla Musluman Araplarin burayi ele gecirmesi arasinda sadece iki asirlik bir sure oldugundan Ispanya feodal kurumlarini olusturamadan Arap egemenligine girdi Bu nedenle Ispanya daki siyasi kurumlar Avrupa nin geri kalanindan cok farkli bicimde gelisti Frank Karolenj Imparatorlugu na bagli kalan kuzeydeki Katalonya bolgesi haricinde Ispanya nin buyuk bolumunde feodalite olusmadi Avrupa nin farkli yol izleyen diger bir bolgesi de Italya oldu Kuzey Italya da Roma mirasinin cok guclu olmasi kent hayatinin tamamiyla ortadan kalkarak kirsal kulturun hakim olmasini onledi Italya nin kuzeyinde kentlerin kira hakim oldugu bir duzen olustu Italya nin guneyi ise feodal cag boyunca Bizans egemenliginde kaldigindan feodal kurumlar olusmadi Ancak bolgenin Lombard istilasi ile Bizans in elinden cikmasinin ardindan Fransa dakinin benzeri bir feodalite kuruldu Feodalizmin ozellikleriSiyasal yapi Irlanda daki Harlech Kalesi nden bir goruntu Bu gibi satolari ele gecirmek Ortacag in en guclu ordulari icin bile cok zordu Piyadenin surlardan atilan ok ve kayalara ragmen surlara merdiven dayamasi veya kapiyi kocbasiyla kirmasi gerekiyordu Surlari savunanlar dayanan merdivenleri geri itebilecekleri gibi kapiyi kirmak icin kocbasi tasiyanlarin uzerine kizgin yag dokebiliyorlardi Feodal duzenin siyasi yapisi bir piramit gibidir En ustte kral veya imparator altinda ise kendisine bagli soylular bulunur Bu soylularin altinda daha baska soylular olur Bu hiyerarsik duzenin en alt ve en genis tabakasini serfler olusturur Piramidin en tepesinde otursa da kralin mutlak egemenligi yoktur Feodal duzende kralin yetkisi cok sinirlidir Bu sinirlamanin baslica nedeni idarenin tek merkezden kralin sarayindan yapilmamasidir Temel uretim araci olan toprak bircok feodal bey arasinda paylastirilmistir Ekonomik gucu ellerinde bulunduran ve kralin rakiplerine karsi tek dayanagi olan feodal beyler kendi iradelerini krala gerekirse zor kullanarak kabul ettirecek guce sahiptir Bunun en tipik ornegi 1215 te Ingiliz feodalitesinin kral Yurtsuz John a kabul ettirdigi Magna Carta dir Feodal sistemde sadece uretim araclari degil askeri guc de feodal beyler arasinda paylasilmistir Donanimli askerlerden olusan merkezi bir ordunun kurulmasi kral acisindan pahali oldugundan bu ihtiyaci feodal beyler karsilamistir Bu sebeple kralin savasta basarili olmasi feodalitenin destegine baglidir Savas teknolojisindeki gelismelere ragmen feodal cagda kaleleri guc kullanarak ele gecirmek hala imkansiza yakindir Sovalyelerle birlikte satosunun surlarinin arkasina saklanan bir feodal bey kralin gucunden bile korunmus oluyordu Bu durum feodal beylerin bagimsiz hatta krala karsi hareket etmelerini kolaylastirdigi gibi krallarin mutlak egemenlik kurmasini da engellemistir Ozet olarak feodalizmin siyasal yapisinin en temel ozellikleri bolunmusluk ve yerelliktir Ekonomik yapi Feodal ekonomik yapi basittir Soylunun topraginda uretim yapip gereken cok az miktari kendine ayirdiktan sonra geriye kalani soyluya veren koyluler ana uretici guctur Ticaret gelismedigi icin uzmanlasmis bir ekonomi ve gelismis is bolumu yoktur Uretim toprakta yapildigindan zenginligin olcusu topraktir tasinabilir servet olgusu gelismemistir Roma duzeninin sagladigi ortamda gelisen ticaret Cermen istilalari ile durma noktasina geldikten sonra her feodal beylik kendine yeter bir ekonomi kurmustur Boylece feodal beylikler disa kapali topluluklar haline gelmis etkilesim en aza inerek gelismenin onu kesilmistir Arti urunun ticaretle satisi olmadigindan pazar ekonomisi ve dolayisiyla rekabet ortami olusmamistir Ancak feodal cagin sonlarinda dirilmeye baslayan ticaret ile birlikte feodal ekonomi degismeye baslayacaktir Feodalizmin temeli olan kapali ve yerel ekonomik duzenin degismesi butun feodal yapiyi sarsacak ve bu yapi yavas yavas yok olacaktir Feodal SozlesmeFeodal sozlesme soylular arasindaki koruyan korunan iliskisini duzenleyen karsilikli hukuki mali ve tabii askeri yukumlulukleri kapsayan bir sozlesmedir Yazili bir belge olmak zorunda degildir sozlu olarak da yapilabilir Feodal sozlesmeye gore koruyana suzeren korunana ise vassal denir Vassal bagli oldugu senyorle savasa gidecek ona yardim edecektir Bir yilda belirli odemeler vardir Vassal veya senyoru esir duserlerse birbirlerinin fidye parasina katkida bulunacaklar vassal veya ailesi evlenir es secerken bagli olduklari senyorun rizasi alinacaktir Kuskusuz vassaline karsi bir senyorun de yukumlulukleri vardir vassali genc yasta olurse cocuklarinin yetismesi ve korunmasi kizlarinin evlendirilmesi vassalinin mal can ve irzina saygili olmasi gibi Vassal cocuksuz ve varissiz olurse onun mulkunu bagli oldugu bey musadere eder Her lordun yargi yetkisi vardir ve davalari gorur Feodal orgutlenmede toplumsal siniflarAsiller Soylular sinifi uretim yapan serflerin calistigi topragin sahibi olan ve serfler uzerinde askeri yonetici sinif olarak oturan siniftir Ortalama olarak soylu sinif feodal duzende yasayan nufusun onda birini olustururdu Uretim yapmaz serflerin yaptigi uretimden pay alarak gecinirlerdi Degisik cografyalarda degisik isimler alan soylu sinifa senyorler sinifi da denirdi Soylu siniftan olanlar baris zamaninda malikaneleri yani feodal beyligi yonetir savas zamaninda ise sovalye olarak donanip kendilerine bagli diger sovalyelerle birlikte kralin veya baska bir soylunun ordusuna katilirdi Soylular kendi iclerinde hiyerarsik bir yapi olustururdu Daha zayif olanlar buyuk toprak sahibi soylularin hizmetine veya korumasina girer bu korumanin karsiliginda koruyan soylunun yaptigi savaslara sovalye olarak katilirlardi Ayrica siniflamada kont baron gibi unvanlar da vardi Bunlarin hiyerarsik siralamasi soyle idi Duk Esi Duses Marki Esi Markiz Kont Esi Kontes Vikont Esi Vikontes Baron Esi Barones SovalyelerRuhban Sinifi Orta Cag da ruhban sinifi guc ve nufuz sahibidir Ruhban Katolik kilisesine bagli papaz kesis ve diger din adamlaridir Orgutsel karakteri feodal olmamasina ragmen kilise de feodalizmin sekillenmesinde onemli rol oynamistir Kilise manastirlar kilise ileri gelenleri ve bizzat kilise tarafindan elde tutulan genis topraklara sahipti Dindar ve cocuksuz soylular tarafindan olmeden once bagislanan bu topraklarin buyuk kismi feodal yukumlulukler iceriyordu Bu yuzden de kilise zamanin feodal sisteminin bir parcasi haline gelmisti Bircok baskesis ve basrahip feodal beylere benzer bir konuma gelmisti Dinsel ideolojinin hakim oldugu Orta Cag da Katoliklerin ruhani lideri Papa nin cok buyuk yaptirim gucu vardi Krallari bile aforoz edebiliyordu Ayrica Frank Karolenj ve Kutsal Roma Germen Imparatorlari Papa nin onunde diz cokerek tac giyiyorlardi Koyluler Serfler Feodal piramitin en alt ve en genis tabakasini olusturan serfler soylunun topraginda uretim yapar ve tukettikleri cok az miktar haricindeki butun urunu soyluya verirlerdi Bunun disinda serfler soylularin sato tamiri gibi islerinde isci olarak da calisirlardi Serfler siyasal haklara ve istedigi zaman baska koylere goc etme hakkina sahip degildir Serf feodal beye baglidir ve beyligi terk etmesi yasaklanmistir Feodalizmin yikilmasiFeodalizm Avrupa daki ekonomik dengelerin degismesiyle yikilmistir Avrupa da 10 yuzyil sonrasinda yavas yavas guclenmekte olan ticaret feodal duzeni kiracak kadar dinamik olmustur Buna ragmen feodalizmin fiilen ortadan kalkmasi uzun zaman almis son kalintilari ancak Sanayi Devrimi ile yok olmustur Ticaretin canlanmasi Roma lejyonlarinin sagladigi guven ortaminda ticaret gelisme imkani bulmustu Roma duzeninin cokmesinin ardindan ise Avrupa da ticaret yok olma derecesine gelmisti Fakat 9 yuzyil sonrasinda Avrupa da feodal duzenin kurumsallasmasiyla yerel beylikler guvenligi az da olsa saglamis ve gocebe istilalarini durdurmayi basarmisti Bu gelisme ticaretin tekrar gelismesine zemin hazirlamistir Ticaretin tekrar canlanmasinda etkili diger bir sebep Hacli Seferleri dir Hacli Seferleri ile doguyla tanisan Venedik Ceneviz Pisa gibi Italyan kentleri Akdeniz de Islam uygarligi ile ticarete baslamisti Akdeniz e hakim olan ve Orta Cag in ilk denizasiri imparatorluklarini kuran bu devletler ticaretten gelen arti urun ile zenginlestiler Ticaretin canlanmasi Avrupa daki krallara bu ekonomik aktiviteyi vergilendirerek iyi bir gelire sahip olma imkani saglamisti Ticaret ile zenginlesen kentsoylulara yani burjuva sinifina sirtini dayayan krallar feodal beyler karsisinda guc kazanmaya baslayacaktir Feodal bolunmuslukten Mutlak Monarsilere Feodal beylerin ekonomik guc uzerindeki hakimiyeti kalkinca krallar feodal beyler karsisinda guclu duruma gecti Artik Avrupali krallar ticaret vergileri ile merkeze bagli bir ordu kurabilecek ve feodal beyleri daha siki denetleyebilecekti Fakat feodal beylerin satolarinin alinmasi imkansiz yerler olarak kalmasi krallarin mutlakiyetci yonetimi kurmasini gecici olarak engellemistir Mutlak kralliklarin ortaya cikmasi ancak atesli silahlarin savas alanlarinda kullanilmasindan sonra olacaktir Ilk kez 1453 te kullanilan kaynak belirtilmeli topun kaleleri ele gecirmek icin mukemmel bir silah oldugu Istanbul un fethinin ardindan anlasildi Top sayesinde kalelerin arkasinda saklanma avantajini yitiren feodal beyler krala baglanmak zorunda kaldi Boylece feodalite siyasi orgutlenmedeki yerini guclu ve mutlakiyetci monarsilere birakti Serfligin ortadan kalkmasi Degisen ekonomik kosullar sonucunda para yani tasinabilir servet olgusu tekrar onem kazandi Serflerden vergi degil urettikleri urunu alan feodal beyler bu degisim karsisinda zor duruma dustuler Ticaret yoluyla mal saglayabilmeleri icin paraya ihtiyaclari vardi ve bu parayi yillik vergi karsiliginda serflere ozgurluklerini verme yoluna giderek temin etmeye calistilar Bu sebepten dolayi 15 ve 16 yuzyillara gelindiginde Avrupa nin buyuk kisminda hukuksal olarak olmasa da fiili olarak serf lik kalkti Hukuksal olarak kaldirilmasi ise ancak Napolyon Savaslari sirasinda gerceklesmistir Ayrica bakinizOrta CagKaynakcaOral Sander Siyasi Tarih Ilkcaglardan 1918 e Imge Kitabevi 13 Baski ISBN 975 533 043 7 Siyasal Dusunceler Tarihi 11 Kisaltilmis Basim ISBN 975 7298 02 6 Avrupa Feodalizminin Evrimi Birinci Basim ISBN 975 7696 54 4