Daha önceki dönemlerde de örnekleri olmasına karşın, çağdaş karikatür 19. yüzyılda kitle iletişim aracı olarak gazete ve dergilerin yaygınlık kazanmasıyla gelişmiştir. Türkiye'de ortaya çıkışı da bu alandaki gelişmelerle hemen hemen aynı döneme rastlar. Tanzimat döneminden sonra gazete ve dergilerin çoğalması ve baskı tekniklerindeki ilerleme anlatım aracı olarak grafik sanatlarından yararlanmayı da birlikte getirmiş, gazetelerde, dergilerde haberleri anlatan ya da destekleyen çizimler, resimleme çalışmaları görülmeye başlamıştır. Bir süre sonra bu anlatım biçimlerinden batıda olduğu gibi eleştiri ve gülmece amacıyla yararlanma düşüncesi ortaya çıkmış ve uygulanmıştır. Giderek bu işin uzmanı sanatçılar yetişmiş, hatta yalnız bu tür çizimlere dayanan gülmece gazete ve dergileri yayımlanmıştır.
Başlangıç dönemi
Karikatür Türkiye'de batı etkisi altında gelişmiş sanatlar arasındadır. Ama bize özgü sanatlar arasında karikatürün özelliklerini taşıyan yaratı alanları da bulunmaktadır. Sözgelimi, minyatürde çizimin önemli bir yeri vardır. Bazı minyatürlerde oldukça abartılmış figürlere rastlanır. Karagöz oyununda kullanılan figürler de fazlasıyla kendine özgü, abartılmış çizgilerle gülünç tipler çizerler. Karikatürün en önemli öğesi olan gülmece ise çok eskiçağlardan beri Anadolu insanının kullandığı bir dışavurum biçimidir. Hitit kabartmaları incelendiğinde, işlevi eğlencelerde insanları güldürmek olduğu anlaşılan kişileri canlandıran kabartmalara rastlanır. Nasreddin Hoca ve Bektaşi fıkraları ise daha yakın çağlardan örneklerdir. Orta oyunu gibi gösteri sanatları özgün ve abartılı tiplerle gülmeceyi kullanan anlatım araçlarıdır. Bütün bu birikimler Türkiye'de karikatüre hazır bir ortam yaratmıştır diyebiliriz.
Osmanlı döneminde ilk karikatür 1867'de yayımlanmıştır. 1870'te Teodor Kasap'ın yayımladığı Diyojen ise ilk Türk gülmece dergisidir. Bu dergiyi başkaları izlemekle birlikte, ilk karikatürlerin yayımlanmasından sonra uzunca bir süre karikatürsüz bir dönem yaşandı. II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimi gazete ve dergilerin çıkmasını engellemiş, çıkabilenlerde de eleştiri amaçlı gülmeceye izin verilmemiştir.
Bu dönemde Türk karikatürü Türkiye dışında yayımlanan gazete ve dergilerde yer alarak sürdü. 1908'de II. Meşrutiyet'ten hemen sonra bu tür yerli yayınlar yeniden çoğaldı, bu da karikatürde bir canlanmaya neden oldu.
İlk dönem Türk karikatürünün özelliklerinden biri çizimlerin resim gibi oluşudur. Başka bir deyişle, karikatürler gerçekçi çizimler üstüne kuruluydu. Abartıyı sağlamak için düzenleme ve çizim özelliklerine önem veriliyor, gülmece daha çok yazıya dayanıyordu. Altyazılarda açıklamalar, karşılıklı konuşmalar yer aliyor, ayrıca çizimde gösterilen figürlerin üstüne de kim ya da ne oldukları yazılarak açıklanıyordu.
Türkler'in dışındaki Osmanlı uyrukları batılılaşma hareketine önemli katkıda bulunmuşlardır. Özellikle Ermeni kökenli sanatçılar, tiyatro ve mimarlık alanında olduğu gibi, karikatür alanında da batı etkilerine açık çalışmalarıyla tanınırlar. İlk dönem karikatürcüleri, arasında , , 'in yanı sıra gibi adlar vardır. Bu dönemde pek çok karikatür de imzasız olarak yayımlanmıştır. II. Meşrutiyet'i izleyen dönemde ise Sedat Nuri İleri, , , Mehmed Baha, , yer alir. Dönemin en önde gelen sanatçısı ise Cemil Cem'dir.
Klasik Karikatür dönemi
Türk karikatürünün ikinci dönemi cumhuriyetin kurulmasını izleyen yıllarda ortaya çıkmıştır. 1928'de yeni Türk alfabesinin benimsenmesi okuryazar sayısını çoğalttığı gibi basın yayın alanında da önemli bir canlanmaya yol açtı. Bu değişme ve gelişmeleri izleyen yıllarda karikatür, günlük gazetelerin ayrılmaz bir parçası olmuş ve klasik Türk karikatürünün en büyük ustaları yetişmiştir.
Bu dönemin karikatürünün en belirgin özelliği çizimdeki değişmedir. Bir önceki dönemin sonlarına doğru başlayan çizimlerdeki yalınlaşma süreci bu dönemde de sürmüştür. Çizimlerde artık en ince ayrıntılardan vazgeçilmiştir. Karikatürün gündelik olması bu ayrıntı düzeyinde çalışmayı olanaksız kılmaktaydı. Dönemin bir başka çizim özelliği de insanların dışındaki varlık ve olguların da karikatür kalıpları içinde çizilmeye başlanmasıdır. Çizim düzeyindeki üçüncü gelişme ise bazısı batıdan alınmış simgelerin ve kalıpların kullanılmasıdır. Örneğin şaşıran birinin şapkası uçar, birinin başının üstünde uçuşan yıldızlar onun canının yanmış olduğunu anlatır. Yazı bu dönemde de gülmeceyi iletmede en önemli öğe olmayı sürdürmüştür. Karikatürler resimlendirilmiş birer fıkra gibidirler. Bir önceki döneme göre bu alanda da bir yalınlaşma gözlenmektedir. Artık olayın hangi ortamda geçtiği, konuşmaların kimler arasında olduğu gibi, çizimin açık seçik gösterdiği şeyler yazıyla açıklanmaz olmuştur. Eskiden olduğu gibi bu dönemde de tümüyle yazısız anlatımların kullanıldığı olmaktadır, ama bunların sayısı çok değildir. Yeni yazıyla yayımlanan ilk karikatür albümlerinin çıkması, ilk karikatür sergilerinin açılması, ilk kadın karikatürcünün yetişmesi yaklaşık 1950'ye kadar süre bu dönem içinde olmuştur.
Dönemin en önemli sanatçısı Cemal Nadir Güler'dir. Bu dönemin özelliği olarak söylenenlerin hepsinde katkısı olan bu sanatçı çizgide sağlam bir anlatım dili kurmuştur. İlk çizgi roman sayılabilecek Amcabey'i yaratmış, onun öykülerini çizgi film biçimine getirmeye çalışarak bu alandaki ilk denemeleri yapmıştır. İlk kadın karikatürcü olan Selma Emiroğlu'nun da öğretmenidir. Cemal Nadir karikatür sanatının sevilmesinin, benimsenmesini sağlamış, genç karikatürcüleri özendirmiştir. Dönemin önde gelen öteki adları arasında Münif Fehim Özarman, Ramiz Gökçe, Ratip Tahir Burak, , , , Necmi Rıza Ayça bulunmaktadır. Bu sanatçılardan birçoğu sonraki dönemlerde de karikatürcülüğü sürdürmüştür.
Çağdaş Karikatür dönemi
Türk karikatürünün üçüncü dönemi 1950'de başlar. II. Dünya Savaşı'nın bitmesinden sonra Türkiye'nin dış dünyaya açılmasına, siyasal ve ekonomik alanda liberalleşmesine paralel olarak basın-yayın yaşamında gözlenen canlanma ve çeşitlenme karikatüre de yansımış, Türk karikatürü yenilenip çağdaşlaşmaya başlamış, çalışmalarını uluslararası düzeyde kabul ettiren sanatçılar yetişmiştir. Yeni karikatür anlayışının en etkin olduğu dönem 1950-1960 arasıdır. Önde gelen temsilcileri günümüzde de yapıt vermeyi sürdürmekte, ayrıca pek çok genç karikatürcü günümüzde de bu dönemin ustalarının ilkelerini uygulayan yapıtlar vermektedir.
Üçüncü dönemdeki en önemli değişiklik çizimde görülmektedir. Belli bir yalınlaşma sürecinden geçmiş de olsa, ikinci dönem karikatürü anlatımı doğrudan desteklemeyen ayrıntılarla doludur. 1950 kuşağı adıyla da bilinen yeni karikatür neredeyse bir çırpıda denecek kadar hızla kendini bunlardan arındırmış, gereksiz her türlü ayrıntıyı çizimden çıkarmıştır. Çağdaş eğilimlere paralel bu gelişme bir süre sonra karikatürün çizgiyle gülmece yapma sanatı olarak tanımlanmasına yol açmıştır.
Çizgide görülen tutumluluğun benzeri yazıda da görülmektedir. Gülmeceyi ileten yazı artık kendi başına bir fıkra olmaktan çıkmış, çizimi bütünleyen, ancak onunla anlam kazanan bir öğe durumuna gelmiş, yazısız karikatür öne çıkmıştır. Bu anlayışı uygulayan en önemli sanatçılar Turhan Selçuk, Ali Ulvi Ersoy ve olmuşlardır. Nehar Tüblek, Semih Balcıoğlu, Altan Erbulak, Mustafa Eremektar (Mıstık) ve Oğuz Aral da bu dönemin karikatürcüleri arasındadır. Onları Yalçın Çetin, Tonguç Yaşar, Tan Oral ve Tekin Aral izlemişlerdir. Suat Yalaz daha sonra çizgi romana yönelmiştir.
Bu dönemde Türk karikatürcüleri yurtdışındaki yarışmalarda ödüller kazanmış, yapıtları yabancı gazete ve dergilerde yayımlanmış, karikatürleri albümlere, müzelere alınmıştır. Türkiye'de de ulusal ve uluslararası yarışmalar düzenlenmeye başlanmıştır. Karikatürcülerin çizgi roman, canlandırma sineması diye de anılan çizgi film, kitap resimleme, afiş gibi sanat alanlarında da çalışmalar yapmışlardır. Karikatürün ne olduğu ve ne olması gerektiğine ilişkin ilk kurumsal çalışmalara da gene bu dönemde rastlanır.
Türk karikatürü 1960'tan sonra bir duraklama dönemine girdi. Sanatçıların anlatım açısından yenilikler getirmeyişinin yanı sıra okuyucu ve izleyici de karikatüre daha az ilgi göstermeye başladı. Gazete ve dergiler yalnız yurtdışından alınan karikatürleri ve adını duyurmuş Türk sanatçılarının yapıtlarını yayımlıyor, genç sanatçıların çalışmalarına fazla şans tanımıyordu. Duraklamaya neden olan etkenlerden biri karikatürün giderek soyut bir grafik sanat düzeyine gelmesi, anlatımını karmaşık simgeler ve çizim teknikleriyle iletir olmasıdır. Karikatür çizgiyle gülmece yapma sanatıdır düşüncesi yerini, karikatür güldürmez düşündürür düşüncesine bıraktı, gülmecesi sınırlı bu yaklaşım da geniş izleyici kitlesi tarafından benimsenmedi. Konu ya da anlatım yolu bulamayan karikatürcüler güncel olayları resimlemekten ileri geçemeyen yapıtlar üretir oldular. Bu dönemin sonlarında, 1969'da Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk ve 'le birlikte Karikatürcüler Derneği'ni kurdu.
Yeni Karikatür dönemi
1970'lerin başında karikatür bir kendini yenileme sürecine girdi, böylece de günümüze kadar süren dördüncü ve sonuncu dönem başlamış oldu. Bu dönemde karikatür büyük yaygınlık kaznarak pek çok kişi, özellikle de gençler için bir anlatım, bir dışavurum aracı oldu. 1975'te de İstanbul'da, Tepebaşı'nda Türkiye'nin ilk Karikatür Müzesi kuruldu.
Dönemin özelliklerinden biri soyut anlatımlarından uzaklaşmak olmuştur. Bir başka çizim özelliği de karikatürün çizgi romana özgü anlatım tekniklerinden yararlanmaya başlamasıdır. Altyazılar ortadan kalkarak, sözlerin konuşma balonları içine alınması, çizgi romana özgü ünlem, sözcük ve işaretlerin karikatürde de kullanılması, daha devingen, canlı, çarpıcı çizimlerin araştırılması, yazarı ile çizeri ayrı ortak yapımların çoğalması karikatüre yeni bir soluk kazandırmış, karikatürün yeniden yaygın bir anlatım aracı olarak kullanılmasını sağlamıştır.
Dönemin gülmece açısından özelliği yazıdan kaçınmaması, dahası yüzyıllardır kullanılan bazı sözlü gülmece özelliklerine dayanarak bunu karikatüre aktarmasıdır. Ayrıca gülmece açısından bir başka önemli adım daha atmış, bilinmeyen üçüncü kişilere yönelik iğnelemeler yerine doğrudan sokaktaki insanı konu alan bir gülmeceye yönelinmiştir. Yazında gülmece yazarı Aziz Nesin'le başlayan, Türk insanının kendi kendisinin alaya alan gülmece yaklaşımının karikatüre katılması da bu sanata yeni bir canlılık veren en önemli etkenlerden biridir. Bu dönemin önde gelen adı, 1950 kuşağının en genç karikatürcülerinden biri olan Oğuz Aral'dır. Onun yönetimini üstlendiği Gırgır adlı gülmece dergisi yeni anlayışa öncülük etmiş, pek çok genç sanatçının yetişmesini sağlamıştır. 1971'den beri çıkan ve adı 1989'da Oğuz Aral'ın yarattığı bir çizgi roman kahramanı olan Avni'ye dönüştürülen bu dergi görülmedik bir başarı kazanarak, bütün dünyada yayımlanan üçüncü büyük gülmece dergisi durumuna gelmiştir. Dönemin öteki karikatürcüleri arasında Hasan Kaçan, , Latif Demirci gibi adlar vardır. Engin Ergönültaş, , Mehmet Çağçağ, Tuncay Akgün de aynı anlayışı sürdürmüşlerdir. Yeni anlayışa ayak uydurabilen, Oğuz Aral'ın kardeşi Tekin Aral bir yandan başarılı portre karikatürleriyle tanınırken bir yandan da Türkiye'nin büyük gülmece dergilerinden Fırt'ı yönetmektedir. Kemal Aratan, , ise bir sonraki çizer kuşağının temsilcileridir. Bu dönemde kadın çizerlerin de sayısı çoğalmıştır. En başarılı olanlarından biri Çılgın Bediş adlı çizgi romanın yaratıcısı 'tür. Bu arada bu dönemde karikatürcülüğünün yanı sıra mizah yazarlığı yapan isimler de görülür. Cihan Demirci, , Gani Müjde ve Metin Üstündağ gibi isimler hem çizer hem de yazar olarak diğer mizahçılardan ayrılırlar.
Karikatür günümüz Türkiye'sinde yaygınlık açısından en önde gelen sanat dalı durumuna gelmiştir. Sanatsal yaratıcılık alanı olarak geniş kitleler tarafından ilgiyle izlenmekte ve sevilmektedir. Gülmece dergilerinin sayısı çoğalmış, ayrıca gazete ve dergiler de gülmece ekleri vermeye, amatör çizer köşeleri düzenlemeye başlamışlardır. Büyük kentlerin dışında da sergiler, yarışmalar düzenlenmektedir. Bunlara paralel olarak karikatürün tarihini, kuramını konu alan yazılar, kitaplar yayımlanmaktadır.
Kaynakça
- Semih Balcıoğlu, Cumhuriyet'in 75. Yılında Türk Karikatürü / İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul, 1998 / 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Üstün Alsaç, Türkiye’de Karikatür, Çizgi Roman ve Çizgi Film / İletişim Yayınları / İstanbul, 1994 / 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Dış bağlantılar
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Daha onceki donemlerde de ornekleri olmasina karsin cagdas karikatur 19 yuzyilda kitle iletisim araci olarak gazete ve dergilerin yayginlik kazanmasiyla gelismistir Turkiye de ortaya cikisi da bu alandaki gelismelerle hemen hemen ayni doneme rastlar Tanzimat doneminden sonra gazete ve dergilerin cogalmasi ve baski tekniklerindeki ilerleme anlatim araci olarak grafik sanatlarindan yararlanmayi da birlikte getirmis gazetelerde dergilerde haberleri anlatan ya da destekleyen cizimler resimleme calismalari gorulmeye baslamistir Bir sure sonra bu anlatim bicimlerinden batida oldugu gibi elestiri ve gulmece amaciyla yararlanma dusuncesi ortaya cikmis ve uygulanmistir Giderek bu isin uzmani sanatcilar yetismis hatta yalniz bu tur cizimlere dayanan gulmece gazete ve dergileri yayimlanmistir Baslangic donemiKarikatur Turkiye de bati etkisi altinda gelismis sanatlar arasindadir Ama bize ozgu sanatlar arasinda karikaturun ozelliklerini tasiyan yarati alanlari da bulunmaktadir Sozgelimi minyaturde cizimin onemli bir yeri vardir Bazi minyaturlerde oldukca abartilmis figurlere rastlanir Karagoz oyununda kullanilan figurler de fazlasiyla kendine ozgu abartilmis cizgilerle gulunc tipler cizerler Karikaturun en onemli ogesi olan gulmece ise cok eskicaglardan beri Anadolu insaninin kullandigi bir disavurum bicimidir Hitit kabartmalari incelendiginde islevi eglencelerde insanlari guldurmek oldugu anlasilan kisileri canlandiran kabartmalara rastlanir Nasreddin Hoca ve Bektasi fikralari ise daha yakin caglardan orneklerdir Orta oyunu gibi gosteri sanatlari ozgun ve abartili tiplerle gulmeceyi kullanan anlatim araclaridir Butun bu birikimler Turkiye de karikature hazir bir ortam yaratmistir diyebiliriz Osmanli doneminde ilk karikatur 1867 de yayimlanmistir 1870 te Teodor Kasap in yayimladigi Diyojen ise ilk Turk gulmece dergisidir Bu dergiyi baskalari izlemekle birlikte ilk karikaturlerin yayimlanmasindan sonra uzunca bir sure karikatursuz bir donem yasandi II Abdulhamid in baskici yonetimi gazete ve dergilerin cikmasini engellemis cikabilenlerde de elestiri amacli gulmeceye izin verilmemistir Bu donemde Turk karikaturu Turkiye disinda yayimlanan gazete ve dergilerde yer alarak surdu 1908 de II Mesrutiyet ten hemen sonra bu tur yerli yayinlar yeniden cogaldi bu da karikaturde bir canlanmaya neden oldu Ilk donem Turk karikaturunun ozelliklerinden biri cizimlerin resim gibi olusudur Baska bir deyisle karikaturler gercekci cizimler ustune kuruluydu Abartiyi saglamak icin duzenleme ve cizim ozelliklerine onem veriliyor gulmece daha cok yaziya dayaniyordu Altyazilarda aciklamalar karsilikli konusmalar yer aliyor ayrica cizimde gosterilen figurlerin ustune de kim ya da ne olduklari yazilarak aciklaniyordu Turkler in disindaki Osmanli uyruklari batililasma hareketine onemli katkida bulunmuslardir Ozellikle Ermeni kokenli sanatcilar tiyatro ve mimarlik alaninda oldugu gibi karikatur alaninda da bati etkilerine acik calismalariyla taninirlar Ilk donem karikaturculeri arasinda in yani sira gibi adlar vardir Bu donemde pek cok karikatur de imzasiz olarak yayimlanmistir II Mesrutiyet i izleyen donemde ise Sedat Nuri Ileri Mehmed Baha yer alir Donemin en onde gelen sanatcisi ise Cemil Cem dir Klasik Karikatur donemiTurk karikaturunun ikinci donemi cumhuriyetin kurulmasini izleyen yillarda ortaya cikmistir 1928 de yeni Turk alfabesinin benimsenmesi okuryazar sayisini cogalttigi gibi basin yayin alaninda da onemli bir canlanmaya yol acti Bu degisme ve gelismeleri izleyen yillarda karikatur gunluk gazetelerin ayrilmaz bir parcasi olmus ve klasik Turk karikaturunun en buyuk ustalari yetismistir Bu donemin karikaturunun en belirgin ozelligi cizimdeki degismedir Bir onceki donemin sonlarina dogru baslayan cizimlerdeki yalinlasma sureci bu donemde de surmustur Cizimlerde artik en ince ayrintilardan vazgecilmistir Karikaturun gundelik olmasi bu ayrinti duzeyinde calismayi olanaksiz kilmaktaydi Donemin bir baska cizim ozelligi de insanlarin disindaki varlik ve olgularin da karikatur kaliplari icinde cizilmeye baslanmasidir Cizim duzeyindeki ucuncu gelisme ise bazisi batidan alinmis simgelerin ve kaliplarin kullanilmasidir Ornegin sasiran birinin sapkasi ucar birinin basinin ustunde ucusan yildizlar onun caninin yanmis oldugunu anlatir Yazi bu donemde de gulmeceyi iletmede en onemli oge olmayi surdurmustur Karikaturler resimlendirilmis birer fikra gibidirler Bir onceki doneme gore bu alanda da bir yalinlasma gozlenmektedir Artik olayin hangi ortamda gectigi konusmalarin kimler arasinda oldugu gibi cizimin acik secik gosterdigi seyler yaziyla aciklanmaz olmustur Eskiden oldugu gibi bu donemde de tumuyle yazisiz anlatimlarin kullanildigi olmaktadir ama bunlarin sayisi cok degildir Yeni yaziyla yayimlanan ilk karikatur albumlerinin cikmasi ilk karikatur sergilerinin acilmasi ilk kadin karikaturcunun yetismesi yaklasik 1950 ye kadar sure bu donem icinde olmustur Donemin en onemli sanatcisi Cemal Nadir Guler dir Bu donemin ozelligi olarak soylenenlerin hepsinde katkisi olan bu sanatci cizgide saglam bir anlatim dili kurmustur Ilk cizgi roman sayilabilecek Amcabey i yaratmis onun oykulerini cizgi film bicimine getirmeye calisarak bu alandaki ilk denemeleri yapmistir Ilk kadin karikaturcu olan Selma Emiroglu nun da ogretmenidir Cemal Nadir karikatur sanatinin sevilmesinin benimsenmesini saglamis genc karikaturculeri ozendirmistir Donemin onde gelen oteki adlari arasinda Munif Fehim Ozarman Ramiz Gokce Ratip Tahir Burak Necmi Riza Ayca bulunmaktadir Bu sanatcilardan bircogu sonraki donemlerde de karikaturculugu surdurmustur Cagdas Karikatur donemiTurk karikaturunun ucuncu donemi 1950 de baslar II Dunya Savasi nin bitmesinden sonra Turkiye nin dis dunyaya acilmasina siyasal ve ekonomik alanda liberallesmesine paralel olarak basin yayin yasaminda gozlenen canlanma ve cesitlenme karikature de yansimis Turk karikaturu yenilenip cagdaslasmaya baslamis calismalarini uluslararasi duzeyde kabul ettiren sanatcilar yetismistir Yeni karikatur anlayisinin en etkin oldugu donem 1950 1960 arasidir Onde gelen temsilcileri gunumuzde de yapit vermeyi surdurmekte ayrica pek cok genc karikaturcu gunumuzde de bu donemin ustalarinin ilkelerini uygulayan yapitlar vermektedir Ucuncu donemdeki en onemli degisiklik cizimde gorulmektedir Belli bir yalinlasma surecinden gecmis de olsa ikinci donem karikaturu anlatimi dogrudan desteklemeyen ayrintilarla doludur 1950 kusagi adiyla da bilinen yeni karikatur neredeyse bir cirpida denecek kadar hizla kendini bunlardan arindirmis gereksiz her turlu ayrintiyi cizimden cikarmistir Cagdas egilimlere paralel bu gelisme bir sure sonra karikaturun cizgiyle gulmece yapma sanati olarak tanimlanmasina yol acmistir Cizgide gorulen tutumlulugun benzeri yazida da gorulmektedir Gulmeceyi ileten yazi artik kendi basina bir fikra olmaktan cikmis cizimi butunleyen ancak onunla anlam kazanan bir oge durumuna gelmis yazisiz karikatur one cikmistir Bu anlayisi uygulayan en onemli sanatcilar Turhan Selcuk Ali Ulvi Ersoy ve olmuslardir Nehar Tublek Semih Balcioglu Altan Erbulak Mustafa Eremektar Mistik ve Oguz Aral da bu donemin karikaturculeri arasindadir Onlari Yalcin Cetin Tonguc Yasar Tan Oral ve Tekin Aral izlemislerdir Suat Yalaz daha sonra cizgi romana yonelmistir Bu donemde Turk karikaturculeri yurtdisindaki yarismalarda oduller kazanmis yapitlari yabanci gazete ve dergilerde yayimlanmis karikaturleri albumlere muzelere alinmistir Turkiye de de ulusal ve uluslararasi yarismalar duzenlenmeye baslanmistir Karikaturculerin cizgi roman canlandirma sinemasi diye de anilan cizgi film kitap resimleme afis gibi sanat alanlarinda da calismalar yapmislardir Karikaturun ne oldugu ve ne olmasi gerektigine iliskin ilk kurumsal calismalara da gene bu donemde rastlanir Turk karikaturu 1960 tan sonra bir duraklama donemine girdi Sanatcilarin anlatim acisindan yenilikler getirmeyisinin yani sira okuyucu ve izleyici de karikature daha az ilgi gostermeye basladi Gazete ve dergiler yalniz yurtdisindan alinan karikaturleri ve adini duyurmus Turk sanatcilarinin yapitlarini yayimliyor genc sanatcilarin calismalarina fazla sans tanimiyordu Duraklamaya neden olan etkenlerden biri karikaturun giderek soyut bir grafik sanat duzeyine gelmesi anlatimini karmasik simgeler ve cizim teknikleriyle iletir olmasidir Karikatur cizgiyle gulmece yapma sanatidir dusuncesi yerini karikatur guldurmez dusundurur dusuncesine birakti gulmecesi sinirli bu yaklasim da genis izleyici kitlesi tarafindan benimsenmedi Konu ya da anlatim yolu bulamayan karikaturculer guncel olaylari resimlemekten ileri gecemeyen yapitlar uretir oldular Bu donemin sonlarinda 1969 da Semih Balcioglu Turhan Selcuk ve le birlikte Karikaturculer Dernegi ni kurdu Yeni Karikatur donemi1970 lerin basinda karikatur bir kendini yenileme surecine girdi boylece de gunumuze kadar suren dorduncu ve sonuncu donem baslamis oldu Bu donemde karikatur buyuk yayginlik kaznarak pek cok kisi ozellikle de gencler icin bir anlatim bir disavurum araci oldu 1975 te de Istanbul da Tepebasi nda Turkiye nin ilk Karikatur Muzesi kuruldu Donemin ozelliklerinden biri soyut anlatimlarindan uzaklasmak olmustur Bir baska cizim ozelligi de karikaturun cizgi romana ozgu anlatim tekniklerinden yararlanmaya baslamasidir Altyazilar ortadan kalkarak sozlerin konusma balonlari icine alinmasi cizgi romana ozgu unlem sozcuk ve isaretlerin karikaturde de kullanilmasi daha devingen canli carpici cizimlerin arastirilmasi yazari ile cizeri ayri ortak yapimlarin cogalmasi karikature yeni bir soluk kazandirmis karikaturun yeniden yaygin bir anlatim araci olarak kullanilmasini saglamistir Donemin gulmece acisindan ozelligi yazidan kacinmamasi dahasi yuzyillardir kullanilan bazi sozlu gulmece ozelliklerine dayanarak bunu karikature aktarmasidir Ayrica gulmece acisindan bir baska onemli adim daha atmis bilinmeyen ucuncu kisilere yonelik ignelemeler yerine dogrudan sokaktaki insani konu alan bir gulmeceye yonelinmistir Yazinda gulmece yazari Aziz Nesin le baslayan Turk insaninin kendi kendisinin alaya alan gulmece yaklasiminin karikature katilmasi da bu sanata yeni bir canlilik veren en onemli etkenlerden biridir Bu donemin onde gelen adi 1950 kusaginin en genc karikaturculerinden biri olan Oguz Aral dir Onun yonetimini ustlendigi Girgir adli gulmece dergisi yeni anlayisa onculuk etmis pek cok genc sanatcinin yetismesini saglamistir 1971 den beri cikan ve adi 1989 da Oguz Aral in yarattigi bir cizgi roman kahramani olan Avni ye donusturulen bu dergi gorulmedik bir basari kazanarak butun dunyada yayimlanan ucuncu buyuk gulmece dergisi durumuna gelmistir Donemin oteki karikaturculeri arasinda Hasan Kacan Latif Demirci gibi adlar vardir Engin Ergonultas Mehmet Cagcag Tuncay Akgun de ayni anlayisi surdurmuslerdir Yeni anlayisa ayak uydurabilen Oguz Aral in kardesi Tekin Aral bir yandan basarili portre karikaturleriyle taninirken bir yandan da Turkiye nin buyuk gulmece dergilerinden Firt i yonetmektedir Kemal Aratan ise bir sonraki cizer kusaginin temsilcileridir Bu donemde kadin cizerlerin de sayisi cogalmistir En basarili olanlarindan biri Cilgin Bedis adli cizgi romanin yaraticisi tur Bu arada bu donemde karikaturculugunun yani sira mizah yazarligi yapan isimler de gorulur Cihan Demirci Gani Mujde ve Metin Ustundag gibi isimler hem cizer hem de yazar olarak diger mizahcilardan ayrilirlar Karikatur gunumuz Turkiye sinde yayginlik acisindan en onde gelen sanat dali durumuna gelmistir Sanatsal yaraticilik alani olarak genis kitleler tarafindan ilgiyle izlenmekte ve sevilmektedir Gulmece dergilerinin sayisi cogalmis ayrica gazete ve dergiler de gulmece ekleri vermeye amator cizer koseleri duzenlemeye baslamislardir Buyuk kentlerin disinda da sergiler yarismalar duzenlenmektedir Bunlara paralel olarak karikaturun tarihini kuramini konu alan yazilar kitaplar yayimlanmaktadir KaynakcaSemih Balcioglu Cumhuriyet in 75 Yilinda Turk Karikaturu Is Bankasi Kultur Yayinlari Istanbul 1998 29 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISBN 975 458 134 7 Ustun Alsac Turkiye de Karikatur Cizgi Roman ve Cizgi Film Iletisim Yayinlari Istanbul 1994 29 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISBN 975 470 413 9Dis baglantilar