Şahkulu İsyanı, 1511 yılı Nisan ayında, Şah İsmail'i kurtarıcı olarak kabul eden Şahkulu önderliğindeki Kızılbaşlar tarafından II. Bayezid yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilmiş bir isyandır. Bu isyan, Antalya, Manisa, İzmir, Karaman, Mersin, Konya, Kırşehir, Tokat, Amasya, Yozgat ve Çorum'a yerleşen Aleviler tarafından başlatıldı. Şahkulu Baba isyanı, Anadolu'da Osmanlı'ya karşı yapılan ilk büyük dini isyanlardan biridir. Şahgulu Baba isyanının ortaya çıkışı her ne kadar öncelikle Safevi mezhebinin Osmanlı topraklarına yerleşen Şiiler üzerindeki etkisi ile ilişkilendirilse de, aynı zamanda derin toplumsal kökenlere de sahiptir.
Şahkulu İsyanı | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Osmanlı İmparatorluğu | Kızılbaşlar | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Hadım Ali Paşa (ölü) Hasan Paşa Karagöz Ahmed Paşa | Şahkulu (ölü) Halife Baba |
Dolayısıyla Şahkulu Baba isyanı, Şah İsmail'in kışkırtmasıyla başlatılan bir isyan değildir. Bu isyan, Şah İsmail sempatizanı grupların zorlu yaşam koşullarının ve Osmanlı Şiilerinin yaşadığı bölgelerdeki vergi politikasının halkın çıkarlarına uygun olmamasının bir sonucudur. 1509 depremi ve II. Bayezid'in ölüm haberi ayaklanmanın sebepleri arasındaydı.
Safevi Tarikatı'nın şeyhi olan Şeyh Haydar'ın müridlerinden olan ve onun eğitiminden geçen Hasan Halife'nin, oğlu olan Şah Kulu Halife, babasının ölümü üzerine yerine geçmişti.Osmanlı'nın, kendilerini çok iyi gizleyen Safevi Tarikatı mensubu bu halifelerin başlangıçtaki faaliyetlerinden haberdar olmadıkları, hatta onlara para gönderdikleri biliniyor.
Şahkulu Baba Tekali Hakkında
Şahkulu Baba'nın kimliğiyle ilgili olarak, Osmanlı kaynaklarında ve Safevi kaynaklarında çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Şahkulu Baba isyanının merkezi, Küçük Asya'nın güneybatısında, Akdeniz kıyılarında bulunan Teke eli idi. Bu isyanın organizatörü ve lideri olan Şahkulu Baba, bu bölgenin Gorgudeli kazasının Yanlı (Yalınlı) köyündendi ve Safevi tarikatına bağlı bir aileden geliyordu. Yalınlı köyü, Antalya ile Efes'i birbirine bağlayan eski Roma ticaret yolu üzerindeydi. Bu yol, Döşemealtı civarındaki kışlaklarıyla Gorgudeli'nin kuzeydoğusundaki Bozmuşa dağındaki yaylalar arasında gidip gelirken göçebe Türkmenler tarafından da kullanılıyordu. Osmanlı kaynaklarında doğum yeri hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Osmanlı tarihçisi Gelibolulu Mustafa Ali, Şahkulu'nun doğum yerini Tekeli sancağının Almalı köyü olduğunu belirtir. Anonim Osmanlı kaynağı ise onun Teke eline bağlı Kızılkaya bölgesinde doğduğunu kaydeder.
Her iki kaynakta da Şahkulu'nun babasının Kızılbaş Hasan Halife adlı biri olduğu belirtilmiştir. Hasan Halife, Safevi tarikatının müridlerinden biriydi. Bir defa Şeyh Cüneyd'in ve iki defa da Şeyh Haydar'ın hizmetinde bulunmuştu. Rivayete göre, Şeyh Haydar onu kırk dervişle çilehane gönderir ve kırk günün sonunda diğer dervişlerin erzaklarını bitirmelerine rağmen, Hasan Halife erzaklarına dokunmadan şeyhe geri döner. Bu nedenle Şeyh Heyder ona Tekke elini vermişti. Hasan Halife Tekke elinde büyük nüfuz kazanmış, etrafına birçok mürit toplamıştı. Rumlu bu konuda şunları yazmaktadır:
“ | Mürşidi-kamil ona izin vererek Takka-eli vilayetine gönderdi. Ülkeye varır varmaz dairesine yerleşti. Sultan Haydar'ın sufilerinden Pire Sinan, toplantıda hazır bulunanlara şunları söyledi: "Hasan Halife'nin yanına geldi ama beraberinde Takka-eli vilayetine yanan bir ateş getirdi." O sırada Cenab-ı Hak Şahkulu Baba'yı Hasan Halife'ye verdi. Kışın Teke-Kahirlu cemaatinde, yazı ise Tiremişli cemaatinde geçirirdi. Ondan mucizeler gerçekleşti ve insanlar ona itaat etti. Belirtildiği gibi Rum'da isyan çıkardı. | ” |
Hasan Halife Safevi tarikatının propagandasını göçebeler arasında yayıyordu. Oktay Efendiyev bu konuda yazıyor: “Sultan Haydar'ın Kızılbaş ruhani lideri olarak aktif olduğu dönemde, Anadolu'dan Hasan Halife adında bir kişi iki kez İran'a gitmiş, Sultan Haydar'dan ‘desturul-emel’ (hareket izni) almış ve Teke eline geri dönmüştür. Döndükten sonra Sultan Haydar'ın müritlerinden Pire Senan'ın şunları öngördüğü söylenir: “Hasan Halife geldi, ama Tekke'ye yakıcı bir ateş getirdi. Gerçekten de Hasan Halife'nin Tekke'ye getirdiği ateş ve kan bu sözlerin doğruluğunu teyit etmiştir.”
Babasının Erdebil'e yaptığı seyahatlerle bağlantılı olarak Şahkulu da uzun süre Safevi müritleri arasında bulunmuş ve tarikat ruhuyla yetişmişti. Hasan Baba ve Şahkulu Baba arasında Safevi tarikatı ile manevi bağ çok güçlüydü. Sonuç olarak, her ikisi de bir mağaraya sığındılar ve dünya hayatlarını terk ederek zamanlarını orada ibadetle geçirdiler. Dindarlıkları ve maddi dünyadan kopuşları, yerel halktan saygı ve hürmet görmelerini sağlamıştır. Osmanlı tarihçisi Aşıkpaşazadə, onların derin dindarlığının Sultan II. Bayezid'i bile etkilediğini ve Sultan'ın her yıl Hasan Baba ve oğluna altı ila yedi bin akçe göndermeye başladığını yazar. Ancak bu bilgiye başka kaynaklarda rastlanmamaktadır. Bir başka Türk tarihçi Feridun Emecen, Safevi devleti Osmanlı İmparatorluğu içinde dini bir tehdit haline gelmeden önce, II. Bayezid'in tüm tarikatlara mali destek sağladığını belirterek bu gerçeği açıklamaktadır.
Babasının ölümünden sonra Şahkulu Baba onun yerini ve konumunu aldı. Asıl adı Karabığ Baba olan Şahkulu Baba, daha sonra Şah İsmail'e bağlılığının bir işareti olarak bu adı benimsedi. Şahkulu Baba “Şah'ın Kölesi” anlamına geliyordu ve Karabığ Baba bununla Şah İsmail'in ideallerine bağlılığını göstermeyi amaçlıyordu. Şahkulu ve Hasan Halife'nin Safevi Tarikatı'na olan bağlılıkları nedeniyle Osmanlı kaynakları genellikle onlara karşı olumsuz ve sert bir tutum sergilemiştir. Örneğin Osmanlı kaynaklarında ve arşiv belgelerinde Şahkulu “Sofu, Şeytankulu, Karabığoğlu, Mülhid” olarak geçmektedir. Hoca Sadeddin, Celalzade Mustafa gibi Osmanlı tarihçileri ondan “Şeytankulu”, Gelibolulu Mustafa Ali “Karabığoğlu”, Münecimbaşı ise “Mülhim” olarak bahseder. İsyanın ve katılımcılarının boyutu düşünüldüğünde, özellikle göçebe Türkmen gruplarının gözünde “Şeyh, Sufi, Baba, Halife” gibi manevi unvanlara sahip olmaları karizmalarını artırmaktadır. Safevi dönemi tarihçisi Hasan Bey Rumlu, “Ahsan al-Tavarikh” adlı eserinde ondan Şahkulu Baba olarak bahseder. Rumlu'nun Şahkulu için “baba” terimini kullanması, onun akranları arasında bir patrik olarak güçlü etkisine işaret eder.'
Şahkulu Baba, atalarına öykünerek bir süre daha mağara hayatını sürdürmüş, bu da onun dünya malından uzak durduğunu göstermiştir. Mağara hayatının devamı, günün büyük bir bölümünün dua ve ibadetle geçirilmesi, tarikat ve inanç topluluğunun hayatında özel bir yer tutuyordu. Şahkulu Baba bu yolu izlemiş, inançları, yaşam tarzı ve bilgisiyle birçok müridi kendine çekmiştir. Sadık halifelerini Batı Anadolu ve Rumeli (Avrupa'daki topraklar) dahil olmak üzere çevre bölgelere gönderdi ve tarikatın yayılmasını onlar aracılığıyla genişletti. Bazı tarihi kaynaklarda Şahkulu Baba'nın halifelerinin Osmanlı Devleti'nin Avrupa topraklarına ve Batı Anadolu'ya gönderilmesinin Şah İsmail'in isteği üzerine gerçekleştiği söylenmektedir.
İsyanın nedenleri
Şahkulu Baba isyanının ortaya çıkışı her ne kadar öncelikle Safevi mezhebinin Osmanlı topraklarına yerleşen Şiiler üzerindeki etkisi ile ilişkilendirilse de derin toplumsal kökenlere sahiptir.
Merkezi otoritenin zayıflaması
Osmanlı kaynakları, Şahkulu isyanı sırasında mevcut siyasi ortamı incelerken, bu isyanın ortaya çıkmasına neden olan faktörlerden birinin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki iktidar boşluğu olduğunu belirtmektedir. Müneccimbaşı “Sahaifu'l- Ahbâr fi Vekayii'l-Asar” adlı eserinde bu konuda şehzadeler arasında taht mücadeleleri olduğunu ve Sultan II. Bayezid'in sağlık durumunun kötü olması nedeniyle devlet işlerinin vezirlerin elinde olduğunu belirtmektedir. Yönetimi elinde tutan vezirler ve devlet görevlileri tebaaya karşı adaletsiz davranıyorlardı. Halka karşı muameleleri, rüşvet almaları ve rüşvet yoluyla dağıtılması merkezi otoriteyi zayıflattı ve Şahkulu ayaklanmasına yol açtı. Bir başka Osmanlı tarihçisi, Gülibolu Mustafa Ali, eserinde bu fikri, şehzadelerin sancaklarını terk etmelerinin ve taht kavgalarının Osmanlı İmparatorluğu'nda bir güç boşluğuna yol açtığını ve Şehzade Korkut'un sancağını terk etmesiyle sonuçlandığını belirterek açıklar.
Sultanın devlet işlerinden uzaklaşması sonucunda rüşvet ve adaletsizlik zamanla artmış, tebaa hayal kırıklığına uğramıştır. Bu dönemde halk arasında sosyal yaşamda sürekli bir gerileme gözlendi. Tımarların rüşvete bağlanması nedeniyle birçok tımar sahibi topraksız kalmış ve geçimlerini sağlamak için başka yollara başvurmuşlardır. Tımarsız kalan tımarlı sipahiler mağduriyetlerini devlete anlatamadıkları gibi Şahkulu ayaklanmasına katılarak isyanın geniş topraklara yayılmasına ve kaotik bir ortamın oluşmasına neden oldular.
Sosyo-ekonomik nedenler
Tekke, İstanos ve Almalı gibi bölgelerden oluşan Tekke Sancağı, 16. yüzyılda toplam nüfusun yaklaşık %40-50'sini oluşturan yarı göçebe Türkmen aşiretlerinden oluşan bir nüfusa sahipti. Daha 15. yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Türkmen boyları arasında başlayan merkezileşme süreciyle birlikte, paralel sosyo-ekonomik sorunlar ortaya çıkmıştır. Türk yazarlar bu konuda, merkezi hükûmetin bu grupları iskân etme ve daha fazla vergi toplama girişimlerinin ve bu amaçla atanan kısmen dönme kökenli yerel yöneticilerin düşmanca davranışlarının, onlarla devlet arasında bir uçurum yaratmaya yettiğini belirtmektedir. Bu yöneticilerin çoğu, çıkarlarını sağladıkları bu grupların yaşam tarzlarını, geleneklerini ve inançlarını farklı görüyordu. II. Bayezid dönemindeki sorunların temellerini vurgulayan Ali bin Abdülkerim'in Halife Yavuz Sultan Selim'e sunduğu bir rapora atıfla, yöneticilerin yoksulların haklarını gasp etmeye başladığı, ölen bir kişinin servetinin yöneticiler, vekiller ve vergi tahsildarları arasında yağmalandığı yazılmaktadır. Toplum altüst olmuş, bir yanda yoksulluk çeken bir kitle, diğer yanda ise çok varlıklı bir sınıf ortaya çıkmıştır. Ali ibn Abdülkerim raporunda sınıfların bu durumunu şöyle açıklar; “...biri bolluktan, diğeri kıtlıktan ölür...”. Ayrıca, II. Bayezid'in sadece İstanbul ve Edirne'deki âlim ve aydınlara değer verdiğini yazar. Anadolu ile ilgilenmediği için orada ortaya çıkan sosyo-ekonomik sorunlardan habersiz kalmıştır. Ayrıca raporunda, İkinci Bayezid'in sadece İstanbul ve Edirne'nin sultanıymış gibi davrandığını öne sürerek onu eleştirir.
Dönemin kaynaklarından görüldüğü üzere sadece Kızılbaş Türkmenler değil, Sünni köylüler ve toprak sahibi sipahiler de sosyo-ekonomik sorunlar nedeniyle merkezi yönetimin uyguladığı baskılara direnmişlerdir. Kızılbaş ve Sünnileri bu isyanda bir araya getiren ortak nedenin sosyo-ekonomik faktörler olduğu söylenebilir. Arşiv belgeleri, halkın Kızılbaşlardan değil, topraksız sipahilerden muzdarip olduğunu belirtmektedir. Şahkuli isyanının hızla yayılması ve Anadolu'yu tehdit etmesi, tımarları ellerinden alınan mülksüz sipahiler tarafından büyük ölçüde desteklenmiştir. Mülksüz sipahilerin Şahkulu'nun yanında yer alması Osmanlı arşiv belgelerine şu şekilde yansımıştır:
“...Tımar bölgesinin süvarilerinin çoğunluğu bile onlara katıldı ve geçmişte bir veya iki bin kötü niyetli bir yerde toplandı ve liderleri Şahkuli idi.”
Dini nedenler
Şeyh Şemseddin isyanının patlak vermesinde şüphesiz Safevi öğretisinin yayılması önemli bir rol oynamıştır. Birincil görev, çeşitli bölgelerde konuşlanmış Safevi halifelerine karşı Safevi doktrininin değerlerini yaymaktı. Halifeler bu doktrinin değerlerini yayarak sufilerin saflarını artırmaya çalıştılar. Sufilerin sayısını artırmak sadece dini bir görev değil, aynı zamanda halifeler için müttefik saflarını genişletmek için de bir görevdi. Ayrıca, Şeyh Safi Han'ın elçileri de seyahatleri sırasında doktrinin yayılmasına ve saflarının artmasına katkıda bulunmuşlardır. Aslında doktrin içinde doktrinin değerlerinin yayılması ve öğrenilmesi için etkili bir sistem kurulmuştu ve bu nedenle Şah İsmail'in lideri olduğu Safevi doktrini ideallerinin yayılması, Safevi hareketinin yanı sıra Osmanlı Şiası ve Şii olmayanlarla yakın bağları olan Türk boyları arasında da geniş bir karaktere bürünmüştü. Ancak bu pozisyonun aynı zamanda iki ucu keskin bir kılıç olduğunu da belirtmek gerekir; zorlu sosyo-politik koşullar ve karmaşık toplumsal-siyasal durum Osmanlı Şiilerinin Şah İsmail'in hareketini bir çıkış yolu olarak görmelerine yol açmış ve Safevi doktrini etrafında daha sıkı toplanmalarını teşvik etmiştir.
Tarihi literatürde, Halife Nur'un (Nureli) adı Osmanlı topraklarında Safevi doktrinini yayan aktivistlerden biri olarak anılır. Onun bu yöndeki faaliyetleri özellikle Sivas, Tokat, Amasya ve Çorum'da yaygındı. Bazı bilgilere göre, Osmanlı topraklarında Safevî doktrini taraftarlarının sayısı o kadar artmıştı ki, Osmanlı şehzadeleri bile iktidar mücadelesinde onların desteğini kazanmaya yönelmişlerdi. Bu nedenle Şehzade Gorgud, iktidar mücadelesi verirken Şeyh Şemseddin ile görüşmüş ve kendi mücadelesinde onun nüfuzundan yararlanmaya çalışmıştır. Safevi doktrini değerlerinin Osmanlı topraklarında yaygın olarak desteklenmesinin bir diğer nedeni de insanlara sunduğu daha fazla özgürlük vaadiydi. Bu özgürlük, insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarında, askeri faaliyetlere gönüllü olarak nasıl katıldıklarında ve doktrinin değerlerine gönüllü olarak nasıl bağlı kaldıklarında kendini gösterecekti. Buna karşılık Osmanlı Sultanlığı, topraklarında yaşayan Türkmen aşiretlerini yerleşmeye zorluyor, daha fazla vergi toplamak için sayılarını kontrol altında tutmaya çalışıyor ve ekonomik faaliyetlerini belirli sınırlar içine hapsetmeye çalışarak etnik haklarını göz ardı ediyordu. Bu durum mevcut durumdan ve hükûmetten memnuniyetsizliği artırdı.
Ancak Şahkulu ayaklanması tamamen dini bir ayaklanma değildir; daha ziyade Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve sosyo-ekonomik yapısındaki parçalanma ve çürümenin ve taşra yöneticilerinin baskıcı tutumunun bir sonucudur. Arşiv kaynakları ayrıca farklı inançlara sahip Sünni ve Kızılbaş grupları bir araya getiren ortak unsurların teolojik olmaktan çok sosyal-ekonomik sorunlar olduğuna işaret etmektedir. Kaynaklar ayrıca, ayaklanmanın teolojik doğası açısından, Şahkuli'nin mesihçi retoriğe ve karizmatik liderlik özelliklerine yaptığı vurgunun takipçileri arasında beklenen desteği sağladığını ortaya koymaktadır. Şahkuli ayaklanmasının teolojik boyutu açısından isyancılar arasında mesihçi ifadelerin öne çıktığını söylemek mümkündür. Ancak ayaklanmanın lideri Şahkuli'nin ve Türkmen Kızılbaşların Şah İsmail'e sadık oldukları gözden kaçırılmamalıdır. Bu önemli bir dini yönelimdir. Erdebil tekkesiyle bağlantısı olan Tekeli Türkmenlerinin Şahkulu ayaklanmasına katılmasında, Şahkulu'nun Erdebil tekkesine bağlı bir Kızılbaş sufi olmasının etkili olduğu ve bunun Tekeli bölgesindeki Türkmenlerin Şahkulu'yu takip etmesi için gerekli koşulları yarattığı söylenebilir.
Siyasi nedenler
Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında gerginleşen ve gerilimi daha da tırmandıran ilişkiler, Şah İsmail'in bu olaydaki rolüne ilişkin bilimsel ve tarihi literatürde ikili bir yoruma yol açmıştır. Bazı araştırmacılar ve akademisyenler Şah İsmail'in bu isyandan habersiz olduğunu ve isyanın hazırlanması ve ateşlenmesi için herhangi bir manevi ya da maddi destek sağlamadığını savunmaktadır. Örneğin Ahmed Yaşar Ocak “Erken Modern Anadolu'da İslam'ın İzleri - Osmanlı Dönemi Makaleler ve Araştırmalar” adlı eserinde uzun süre bu tür isyanların Safevilerle ilişkili olduğu ve hatta onlar tarafından desteklendiğinin düşünüldüğünü yazmaktadır. Ancak bugün eldeki bilgilerle bu tür hareketlerin, özellikle de Şahkulu isyanının doğrudan Safeviler tarafından başlatıldığını iddia etmek yeterli değildir. Şahkulu başlangıçta kendisini Şah İsmail adına ilan etmiş olsa da, sonraki olaylar böyle bir bağlantının olmadığını ve bağımsız hareket ettiğini göstermektedir. Şahkulu isyanının doğrudan Safeviler tarafından başlatılması ile olaylara katılanların Safevilere sempati duyması arasında ayrım yapmak iki ayrı konudur.
Feridun Emecen “Şah Baba Tekelü İsyanına Yeni Yaklaşımlar” adlı makalesinde Şahkulu'nun hareketinde Safevilerin doğrudan bir rolü olmadığını yazmaktadır. Onlarla aynı ideolojiyi paylaşan Şahkulu, bağımsız devrimini Osmanlı başkentini ele geçirerek gerçekleştirmeyi öngörüyordu.
Genel olarak, Şah İsmail'in Şahkulu ayaklanmasına bağlılığını doğrulayan net bir kanıt yoktur. Şahkulu isyancılarının Safevi sınırlarını geçerek Şah İsmail'e sığınma girişiminde bulunmalarının ardından Şah İsmail'in bu ayaklanmadan haberdar olma ihtimali olduğu öne sürülmektedir. Ancak Şah İsmail'in isyancıları hoş karşılamadığı bilinmektedir. Şah İsmail, Türkistan seferinden döndükten sonra isyancıların temsilcilerini ve liderlerini Rey'in Şehriyar bölgesinde kabul etti. İsyancıların faaliyetleri, özellikle de Tebriz'den gelen ticaret kervanının yağmalanması, Şah İsmail'in gazabına uğramasına neden oldu. Mevcut bazı bilgilere göre, Şah İsmail ayaklanmanın iki liderini diri diri haşlama cezasına çarptırdı. Birçok kişi öldürüldü ve isyancıların önemli bir kısmı Safevi ordusuna dahil edildi. Tarihi araştırmalarda isyancılara katılanların bir kısmının esir alındığı ve mallarının Safevi askerleri arasında dağıtıldığı tespit edilmiştir. İsyancıların gruplara ayrılarak her birinin bir komutanın kontrolüne verildiği ve böylece ortak hareket etme potansiyellerinin ortadan kaldırıldığı da belirtilmektedir.
Osmanlı arşiv kaynakları çerçevesinde, Mehriban Artan'ın Şahkulu ayaklanmasının nedenlerine ilişkin makalesinde, TSMA, E6187 numaralı belgede Şahkulu'nun “Şah öldü, vasiyeti benimdir, ülke benimdir” sözleriyle doğrudan Osmanlı Sultanlığı'nı hedef aldığı belirtilmektedir.
İsyan
Kısa süre sonra zor yaşam koşullarından kurtulma umudu ve Şahkulu Baba'ya olan inanç, birçok insanın onun etrafında toplanmasına neden oldu. Kaynaklara göre, 1511'de ayaklanma başlamadan önce yaklaşık 10.000 silahlı adam onun etrafında toplanmıştı. Bu sayı bazı kaynaklarda farklılık göstermekte, 15.000 hatta 30.000 olarak görünmektedir. Ayaklanmayı başlatmak için uygun zamanın seçilmesi, Şahkulu'nun bu hareket için zaten hazırlıklı olduğunu göstermektedir, çünkü bu kadar büyük bir grubu kısa sürede örgütlemek ve silahlandırmak imkansız olurdu. Dahası, Şahkulu'nun eylemin başında aldığı bir önlemle bu hareket için ek mali düzenlemeler yapmıştı.'
Kışı Antalya'nın kuzeyindeki Döşemealtı ovasında geçirirdi. Döşemealtı adını, Antalya'yı Batı ve Orta Anadolu'ya bağlamak için inşa edilen taş döşemeli Roma yolundan almaktadır. Roma yolunun Döşeme bölgesinden ayrıldığı yerde bulunan Döşeme Derbendi, bölgenin en önemli kalabalık merkezini birbirine bağlamaktadır. Şahkulu Ağa, henüz kışlaktayken göçebe topluluğunu tek bir yerde toplar ve 1511 baharında Döşeme Derbendi'deki Nevruz kutlamaları sırasında bir dizi gizli toplantı düzenleyerek halkın Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmasına neden olur. O sırada Şehzade Korkut II. Bayezid'le yaşadığı sorunlar nedeniyle Mısır'a kaçmıştı. Şehzade babasıyla barışıp Antalya sancağını yönetmek üzere geri döndüğünde, Şahkulu ayaklanmasından haberdar oldu. Adamı Hasan Bey'i Şahkulu'nun yanına gönderdiyse de Şahkulu bu gelişmeyi öğrenince hemen yerinden ayrıldı.
Şahkulu isyan ettiğinde, şehzadeler arasındaki iktidar mücadelesinin en gergin dönemiydi. Sultan Bayezid'in sağlığı bozulmuştu. Şehzadeler Sultan Ahmed ve Sultan Selim arasındaki rekabet şiddetlenmişti. Sultan Korkut da saltanat için daha kararlı bir mücadeleye girişmeye karar verdi ve bu amaçla İstanbul'a daha yakın olmak için Manisa ve Saruhan'a doğru hareket etmeye başladı. İsyancılar onun bu ani gidişini Sultan Bayezid'in öldüğüne dair bir işaret olarak yorumladılar. Kendisi de maiyetiyle birlikte umutsuz bir yolculuğa çıktı ve geride kalan başka bir grubu hazinesini ve eşyalarını getirmekle görevlendirdi. Şahkulu Baba bu sırada Qapalı'ya yerleşmiş ve onu beklemeye başlamıştı. Şehzade Korkut'un hazinesini ele geçirmeye karar vermişti. Mart 1511'de gönderdiği bir grup Sultan Korkut'un hazinesini taşıyan konvoya saldırdı ve şehzadenin hazinesini başarıyla ele geçirdi. Bu olay isyanın yayılmasına ivme kazandırdı.
Daha sonra Şahkulu kuvvetlerini Antalya'ya yöneltmiş, burayı ele geçirmiş ve hatta Antalya hükümdarını öldürmüştür. İster Farsça ister Türkçe kaynaklarda ve tarih literatüründe Şahkulu'nun isyanına büyük bir yağma ve talanın eşlik ettiği bildirilmektedir. Kızılcakaya, İstanos, Almalı, Burdur ve Keçibolu bölgeleri art arda Şahkulu Baba isyancılarının kontrolü altına girdi. Burdur'da ordusu Osmanlı birlikleri tarafından karşılandı. Çıkan çatışmada Osmanlı ordusu yenildi. Bu isyan Saltanat için büyük bir tehdit oluşturmaya başladı ve Sultan'ın sarayı tarafından bu isyanı bastırmak için önlemler alındı. Bazı bilgilere göre, Sultan Korkut başlangıçta isyancılara destek gönderdi. Bir başka rivayete göre ise Şahkulu, Karaman'ı ele geçirmeye çalışırken Anadolu Beylerbeyi Karagöz Ahmed Paşa ordusuyla onun karşısına çıkmıştır. Ancak Karagöz Ahmed Paşa dikkatsizliği nedeniyle yenilgiye uğradı ve geri çekildi. İsyancıların Sultan Korkut ile karşılaşmasına gelince, Osmanlı şehzadesinin Isparta yakınlarında yenildiği ve savaş alanından kaçtığı bildirilmektedir. Bunun üzerine Konya eyalet kuvvetleri Şahkulu'nun üzerine gönderildi. İsyancılar bu kuvvetlere de üstün geldi. İsyancılar önce Buşehir'i sonra da Karaman'ı ele geçirdiler. Bundan sonra Bursa'yı ele geçirmeye karar verdiler. Bursa'ya gitmeden önce Kütahya'nın kontrol altına alınması gerekiyordu. Sonuç olarak Şahkulu Baba'nın kuvvetleri Anadolu Beylerbeyliği'nin merkezi olan Kütahya şehrine ulaştı. Anadolu yolunda Anadolu Beylerbeyi Karagöz Ahmed Paşa tarafından ordusuyla birlikte karşılandılar. Karagöz Ahmed Paşa'nın çabalarına rağmen isyancıların üstesinden gelemedi ve hatta savaş sırasında esir düştü. Osmanlı ordusu geri çekilmek zorunda kaldı ve bu ordunun malları isyancıların eline geçti. Bu savaştan sonra Şahkulu ve kuvvetleri Kütahya'ya girmeye çalıştı. Ancak yerel halk şehri teslim etmeyi reddetti. Bu koşullar altında Şahkulu önce Karagöz Ahmed Paşa'yı öldürdü ve ardından Teki Baba adlı müridinin önderliğindeki kuvvetlerinden bir müfrezeyi Kütahya'yı kuşatmaya gönderdi.
Osmanlı sarayı gelişen olaylardan endişe duymaya başladı ve harekete geçme zorunluluğu hissetti. O sırada Sultan II. Beyazid hastaydı. Yine de Şahkulu Baba'ya karşı bir askerî güç gönderilmesine karar verildi. Gönderilen askerî güç Şahkulu Baba'nın kuvvetlerini bozguna uğrattı. Dağıldılar ve Bursa çevresindeki ormanlarda saklandılar. Diğer taraftan Osmanlı vezirlerinden Haydar Paşa Kütahya civarına gönderildi. Onun askerî gücü Kütahya'yı kuşatan asi kuvvetleri yenerek kaçmaya zorladı.'
Kütahya'daki olayları öğrenen Şahkulu Baba, Haydar Paşa'nın üzerine yeni bir askerî güç gönderdi. Orduları Kütahya Boğazı denilen yerde karşılaştı. Savaş isyancıların zaferi ile sonuçlandı. Haydar Paşa öldürüldü. Haydar Paşa'nın ölüm haberi Osmanlı sarayına ulaştığında, daha ciddi önlemler almaya karar verdiler. Bu kez Sadrazam Kâtip Ali Paşa önderliğinde 50.000 kişilik bir ordu isyancıların üzerine gönderildi. Kaynaklara göre o sırada Şahkulu Baba Ankara'ya doğru yola çıkmıştı. Kâtip Ali Paşa önderliğindeki Osmanlı ordusu Çubuk obası denilen yerde önlerini kesti. Şahkulu Baba bu karşılaşma için önceden hazırlık yapmıştı. 1000 kişilik Etiyopya birliğini isyancıların ön saflarına yerleştirdi. Ardından kuvvetlerini sağ ve sol kanatlara ayırdı ve deneyimli müritlerini lider olarak atadı. Osmanlı kuvvetleri savaş alanına girdiklerinde isyancıların merkezini hedef aldılar ve kısa süre içinde 500'ünü öldürdüler. Durumu gören Şahkulu Baba, kanatlardan merkeze takviye kuvvetler gönderdi. Halid Berin'in yazarına göre, Şahkulu Baba kuvvetlerinin ana darbesini Osmanlı ordusunun merkezine doğru yönlendirdi ve bu da sonuçta Osmanlı ordusunun geri çekilmesine yol açtı. Savaş alanını terk edip kaçtılar. Kâtip Ali Paşa da bu savaşta öldürüldü. Kaynaklara göre Şahkulu Baba da savaş sırasında öldürülmüştür. Çubuk obasında yaşanan çatışma Hasan Bey Rumlu'nun “Âhsenü't-Tevârîh” adlı eserinde şu şekilde anlatılmaktadır:
"Bu yenilgi haberi Sultan Bayezid'e ulaştığında, sadrazam Hadım Ali Paşa onu elli bin süvariyle Baba'ya karşı savaşmaya gönderdi. Adı geçen Paşa, karanlık bir gecede bir mızrağın ucuyla ayın yüzündeki lekeyi silebilecek askerlerden oluşan bir birlikle hareket ederek Sufilere doğru ilerledi. Düşmanın yaklaştığından haberdar olan Şahkulu Baba, birliklerini düzenleyip bin Habeşli kölesini ordunun önüne yerleştirdi. Diğer yandan Ali Paşa da ordusunun sağ ve sol kanatlarını düzenleyerek savaş alanına geldi. Tüm Rum ordusu aniden Gazilerin askerlerinin önündeki piyadelere saldırdı ve yaklaşık beş yüz kişiyi öldürdü. Kılıçtan kurtulanlar merkeze çekildi. Baba, merkezdeki iki kanadı birleştirip Ali Paşa'ya karşı saldırıya geçti.
“Saldırdılar, o demir çubuklu kahramanlar,
Hepsi birden ordunun merkezine.”
İlahi yardım inmeye başladı ve düşmanların kalpleri titremeye başladı. Ali Paşa yenildi ve geri çekildi.
“O kargaşada Yunan süvarileri,
Kaçış yoluna doğru döndüler.”
Tekeliller onları takip etti ve kesici kılıçlar ve ölümcül mızrak darbeleriyle Ali Paşa'yı bir dizi Rumi ile birlikte öldürdüler. Baba da şehitlik şerbetini içti"
Bir başka Osmanlı kaynağı, Şahkulu Baba'nın savaşı kazandıktan sonra kuvvetlerini Sivas'taki Hafik kalesine yönlendirdiğini yazıyor. Burada Hacı Mustafa adında bir zat, etrafına bazı insanları toplayarak onu takip etti. Taraflar arasında çatışma yeniden başladı ve bu savaşta Şahkulu Baba öldürüldü.
Şahkulu Baba'nın öldürülmesinin ardından taraftarları Halife Baba adında bir kişiyi kendilerine lider seçerek Erzincan'a, oradan da Tebriz'e gittiler. Kaynaklara göre Şah İsmail'e sığınanların sayısı 15 bin kişiye kadar çıktı. Bunların arasında Şahkulu'nun seçtiği vezirler, beylerbeyler ve padişahlar da vardı. Tebriz yolunda isyancılar büyük bir kervanla karşılaştılar ve onu yağmaladılar ve 1000 kadar tüccarı öldürdüler. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Şah İsmail'in isyancıların liderlerini bu nedenle idam ettiğini yazıyor.
İsyanın sonucu
İsyanla ilgili tartışmalara yol açan konulardan biri de ayaklanma sırasında verilen kayıpların sayısıdır. İsyan sırasında hem Osmanlı birliklerinden hem de Şahkulu tarafından çok sayıda kişi hayatını kaybetmiş olsa da 50.000 rakamı pek olası görünmemektedir. İdris-i Bitlis tarafından verilen bu rakamın başka tarihçiler tarafından desteklenmemesi, başka bir kaynaktan teyit edilmesini imkânsız kılmaktadır. Öte yandan, Safevi dönemi tarihçilerinin verdiği bilgilerde 50.000 gibi yüksek bir rakamın bulunmaması da gerçeğin doğruluğu konusunda şüphe uyandırmaktadır. Safevi tarihçisi Hasan Bey Rumlu bile bu konuda herhangi bir rakam vermemiştir. Türk tarihçi Ümid Erkan, “16. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda Kızılbaş İsyanları” adlı eserinde Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak bu rakamın 5-6.000 civarında olduğunun tahmin edildiğini belirtmektedir. Yazar, dönemin nüfus ve vergi kayıtlarına dayanarak 50.000 rakamının abartılı olduğunu yazmaktadır. İsyanın başladığı ve her iki taraftan da çok sayıda insanın hayatını kaybettiği Teke elinin nüfusuna bakıldığında, 16. yüzyılın ilk yarısında 3.600 olan bölge nüfusunun ikinci yarısında 5.000'e yükseldiği tahrirlerden anlaşılmaktadır. Tahrir defterlerine dayanan bu demografik bilgiler, Antalya'nın 16. yüzyılda Anadolu'da orta büyüklükte bir şehir olduğunu göstermektedir. Ayrıca 19. yüzyılda kenti ziyaret eden ünlü seyyahlardan Francis Beaufort, yüzyılın başlarında kentin nüfusunu 8.000 olarak kaydetmiştir. Yüzyılın ortalarında bölgeye gelen bir diğer seyyah Charles Tehier ise nüfusu 15-18.000 olarak belirtmiştir.
Öte yandan, söz konusu döneme ait vergi belgeleri, 1530 yılında derlenen listeye kıyasla 1455 yılında toplanan vergi miktarında önemli bir fark göstermemektedir. İsyanın yayılması sırasında Hamedan bölgesinde çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir. Ancak bölgenin nüfus ve vergi seviyelerine baktığımızda bir azalma değil artış gözlemliyoruz. Yaklaşık 50.000 kişinin hayatını kaybettiği düşünüldüğünde, tablolarda kaydedilen nüfus ve vergi seviyelerinde önemli bir düşüş olma ihtimali bulunmaktadır. Dolayısıyla listelerden elde edilen nüfus ve vergi düzeyleri İdris-i Bitlis'in bahsettiği elli bine yakın bir rakamı göstermektedir.
Bu isyanın ardından Sultan II. Bayezid, Kızılbaş topluluğunu Hemedan vilayetinden ve Tekeli bölgesinden sürgün etmiştir. Anadolu'da binlerce insanın ölümüne neden olan bu isyan ve Safevi Devleti'ne yapılan göçler ve zorunlu sürgünler Tekke Sancağı'nın nüfusunun azalmasına neden olmuştur. Özellikle Tekke bölgesinden 15.000 kişinin gönüllü olarak Safevi İmparatorluğu'na göç etmesi bazı kasabaların küçülmesine, bazılarının ise ıssızlaşmasına neden olmuştur.
Bu isyan sonucunda Şahkulu, Antalya'dan Sivas'a kadar başarı elde etmiş ve o dönemde çeşitli nedenlerle zayıf olan Osmanlı yönetimini neredeyse yok etmişti. İsyan, kırsal tarım ve ekonomik hayatta daha fazla aksamaya yol açtı. Şehzade Ahmed'in isyanı bastırmadaki başarısızlığı ve kendisini desteklemeyen yeniçerilere sert davranması, halkın ve ordunun gözünden düşmesine neden oldu. Şehzade Ahmed, en büyük destekçisi Vezir Hadım Ali Paşa'yı da kaybedince tamamen yalnız kaldı. Şehzade Selim kendisine Avrupa'da bir vilayet verildiğini duyunca öfkesi daha da arttı. Şehzade Ahmed, Anadolu'daki isyancıları temizlemek yerine Afyon'da oturup durumu izledi. Onun bu kayıtsız tutumu halk ve asker arasında Şehzade Selim'e olan ilgi ve sevgiyi artırdı. Dolayısıyla bu isyanın Şehzade Selim'in taht mücadelesindeki başarısızlığının sebeplerinden biri olduğu söylenebilir.
Kaynakça
- ^ Ahsenü’t-Tevârih, s. 168
- ^ Hülasatu’t-Tevârih, c. I, s. 117
- ^ Anonim Tevârih-i Osman, (neşr. Nihat Azamat), İstanbul 1992, s. 132
- ^ Anonim Osmanlı Kroniği, (neşr. Necdet Öztürk) İstanbul 2000, s. 139
- ^ a b c Süleymanov 2018, s. 369.
- ^ Artan 2022, s. 118.
- ^ Glassen 1971, s. 66.
- ^ Artan 2022, s. 117.
- ^ Rumlu 2017, s. 414.
- ^ Əfəndiyev 1961, s. 108.
- ^ Süleymanov 2018, s. 370.
- ^ Emecen 2015, s. 523.
- ^ a b c Rumlu 2017, s. 412.
- ^ Artan 2022, s. 119.
- ^ a b Artan 2019, s. 295.
- ^ Artan 2019, s. 297.
- ^ a b Artan 2019, s. 298.
- ^ Süleymanov 2018, s. 368.
- ^ Artan 2019, s. 301.
- ^ Artan 2019, s. 302.
- ^ Ocak 1990, s. 822.
- ^ Seyyahların Gözüyle Sultanlar ve Savaşlar, (trc. Tufan Gündüz) İstanbul 2006, sayfa: 214
- ^ Emecen 2015, s. 524.
- ^ Süleymanov 2018, s. 374.
- ^ Artan 2019, s. 305.
- ^ Qəniyev 2019, s. 148.
- ^ Çingizoğlu 2009, s. 26.
- ^ a b Süleymanov 2018, s. 371.
- ^ Süleymanov 2018, s. 372.
- ^ Çingizoğlu 2009, s. 29.
- ^ a b Öz 1992, s. 172.
- ^ Uzunçarşılı 2011, s. 231.
- ^ Karaca 2002, s. 102.
- ^ Erkan 2014, s. 127.
- ^ Sümer 1999, s. 33.
- ^ [Osmanlı Tarihi, II. Cilt, 10. baskı, sf: 230,231,254,255, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2011, Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı]
- ^ Artan 2019, s. 306.
Kaynak
- Rumlu, Həsən bəy (2017). Əhsənüt-təvarix (Azerice). Bakı: Uzanlar. ISBN .
- Süleymanov, Mehman (2018). Şah İsmayıl Səfəvi (Azerice). Bakı: Elm. ISBN .
- Çingizoğlu, Ənvər (2009). Şahqulu ağa Təkəli üsyanı (Azerice). 10 (30). Bakı: Soy dərgisi.
- Emecen, Feridun M (2015). Şahkulu Baba Tekeli İsyanı Üzerine Yeni Yaklaşımlar. 1-ci nəşr. İstanbul: Timaş Yayınları, Tarih İnceleme Araştırma Dizisi. ss. 521-534. ISBN .
- Artan, Mihriban (2022). ŞAHKULU AYAKLANMASINDA MEHDÎ SÖYLEMİ VE HİCRÎ 1000 YILI ÜZERİNDE BİR DEĞERLENDİRME. Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Dergisi. ss. 103-136.
- Artan, Mihriban (2019). Osmanlı Arşiv Kaynakları Çerçevesinde Şahkulu Ayaklanması’nın Sebepleri. Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Dergisi. ss. 285-310.
- Erkan, Ümit (2014). 16. YÜZYILDA OSMANLI’DA KIZILBAŞ AYAKLANMALARI. Samsun: ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI.
- Karaca, Behset (2002). XV. ve XVI. Yüzyıllarda Teke Sancağı. Isparta: Fakülte Kitapevi.
- Glassen, Erika (1971). Schah Ismāʿil, Ein Mahdī Der Anatolischen Turkmenen? (Almanca). 1. Zeitschrift Der Deutschen Morgenländischen Gesellschaf. ss. 61-69.
- Əfəndiyev, Oqtay (1961). Образавание Азербайджанского государства Сефевидов в начале XVI века (Rusça). Bakı.
- Öz, Baki (1992). Osmanlı’da Alevi Ayaklanmaları. İstanbul: Ant yayınları.
- Sümer, Faruk (1999). Safevi Devleti’nin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
Ek okuma
- Amanat, Abbas (2017). Iran: A Modern History. Yale University Press. ISBN .
- McCaffrey, Michael J. (1990). "ČĀLDERĀN". Encyclopaedia Iranica, Vol. IV, Fasc. 6. ss. 656-658.
- Savory, Roger; Karamustafa, Ahmet T. (1998). "ESMĀʿĪL I ṢAFAWĪ". Encyclopaedia Iranica, Vol. VIII, Fasc. 6. ss. 628-636.
- Savory, Roger (2007). Iran Under the Safavids. Cambridge: Cambridge University Press. s. 40. ISBN .
- Zarinebaf-Shahr, Fariba (1997). "Qızılbash "Heresy" and Rebellion in Ottoman Anatolia During the Sixteenth Century". Anatolia Moderna. Yeni Anadolu. 7 (1). ss. 1-15. doi:10.3406/anatm.1997.946.
- Somel, Selçuk Aksin, Auteur. (2012). Historical dictionary of the Ottoman Empire. The Scarecrow Press. ISBN . OCLC 819159189.
- Jafarian, Rasool (2012). "The Political Relations of Shah Esma'il I with the Mamluk Government (1501–16/907–22)". Floor, Willem; Herzig, Edmund (Ed.). Iran and the World in the Safavid Age. I.B. Tauris. ISBN .
- Matthee, Rudolph P. (1999). The Politics of Trade in Safavid Iran: Silk for Silver, 1600–1730. Cambridge: Cambridge University Press. s. 120. ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sahkulu Isyani 1511 yili Nisan ayinda Sah Ismail i kurtarici olarak kabul eden Sahkulu onderligindeki Kizilbaslar tarafindan II Bayezid yonetimindeki Osmanli Imparatorlugu na karsi gerceklestirilmis bir isyandir Bu isyan Antalya Manisa Izmir Karaman Mersin Konya Kirsehir Tokat Amasya Yozgat ve Corum a yerlesen Aleviler tarafindan baslatildi Sahkulu Baba isyani Anadolu da Osmanli ya karsi yapilan ilk buyuk dini isyanlardan biridir Sahgulu Baba isyaninin ortaya cikisi her ne kadar oncelikle Safevi mezhebinin Osmanli topraklarina yerlesen Siiler uzerindeki etkisi ile iliskilendirilse de ayni zamanda derin toplumsal kokenlere de sahiptir Sahkulu IsyaniTarih1511BolgeAntalya Manisa Izmir Karaman Mersin Konya Kirsehir Tokat Amasya Yozgat ve Corum AnadoluSebepOsmanli yetkililerinin gocebe Turkmen asiretlerine yerlesik uygulamalari ve Osmanli yetkililerinin sert muamelesi Osmanli topraklarinda yasayan Sufileri birlestirmekSonucSahkulu olduruldu ve isyan bastirildi TaraflarOsmanli ImparatorluguKizilbaslarKomutanlar ve liderlerHadim Ali Pasa olu Hasan Pasa Karagoz Ahmed PasaSahkulu olu Halife Baba Dolayisiyla Sahkulu Baba isyani Sah Ismail in kiskirtmasiyla baslatilan bir isyan degildir Bu isyan Sah Ismail sempatizani gruplarin zorlu yasam kosullarinin ve Osmanli Siilerinin yasadigi bolgelerdeki vergi politikasinin halkin cikarlarina uygun olmamasinin bir sonucudur 1509 depremi ve II Bayezid in olum haberi ayaklanmanin sebepleri arasindaydi Safevi Tarikati nin seyhi olan Seyh Haydar in muridlerinden olan ve onun egitiminden gecen Hasan Halife nin oglu olan Sah Kulu Halife babasinin olumu uzerine yerine gecmisti Osmanli nin kendilerini cok iyi gizleyen Safevi Tarikati mensubu bu halifelerin baslangictaki faaliyetlerinden haberdar olmadiklari hatta onlara para gonderdikleri biliniyor Sahkulu Baba Tekali HakkindaSahkulu Baba nin kimligiyle ilgili olarak Osmanli kaynaklarinda ve Safevi kaynaklarinda cesitli bilgiler bulunmaktadir Sahkulu Baba isyaninin merkezi Kucuk Asya nin guneybatisinda Akdeniz kiyilarinda bulunan Teke eli idi Bu isyanin organizatoru ve lideri olan Sahkulu Baba bu bolgenin Gorgudeli kazasinin Yanli Yalinli koyundendi ve Safevi tarikatina bagli bir aileden geliyordu Yalinli koyu Antalya ile Efes i birbirine baglayan eski Roma ticaret yolu uzerindeydi Bu yol Dosemealti civarindaki kislaklariyla Gorgudeli nin kuzeydogusundaki Bozmusa dagindaki yaylalar arasinda gidip gelirken gocebe Turkmenler tarafindan da kullaniliyordu Osmanli kaynaklarinda dogum yeri hakkinda farkli gorusler bulunmaktadir Osmanli tarihcisi Gelibolulu Mustafa Ali Sahkulu nun dogum yerini Tekeli sancaginin Almali koyu oldugunu belirtir Anonim Osmanli kaynagi ise onun Teke eline bagli Kizilkaya bolgesinde dogdugunu kaydeder Her iki kaynakta da Sahkulu nun babasinin Kizilbas Hasan Halife adli biri oldugu belirtilmistir Hasan Halife Safevi tarikatinin muridlerinden biriydi Bir defa Seyh Cuneyd in ve iki defa da Seyh Haydar in hizmetinde bulunmustu Rivayete gore Seyh Haydar onu kirk dervisle cilehane gonderir ve kirk gunun sonunda diger dervislerin erzaklarini bitirmelerine ragmen Hasan Halife erzaklarina dokunmadan seyhe geri doner Bu nedenle Seyh Heyder ona Tekke elini vermisti Hasan Halife Tekke elinde buyuk nufuz kazanmis etrafina bircok murit toplamisti Rumlu bu konuda sunlari yazmaktadir Mursidi kamil ona izin vererek Takka eli vilayetine gonderdi Ulkeye varir varmaz dairesine yerlesti Sultan Haydar in sufilerinden Pire Sinan toplantida hazir bulunanlara sunlari soyledi Hasan Halife nin yanina geldi ama beraberinde Takka eli vilayetine yanan bir ates getirdi O sirada Cenab i Hak Sahkulu Baba yi Hasan Halife ye verdi Kisin Teke Kahirlu cemaatinde yazi ise Tiremisli cemaatinde gecirirdi Ondan mucizeler gerceklesti ve insanlar ona itaat etti Belirtildigi gibi Rum da isyan cikardi Hasan Halife Safevi tarikatinin propagandasini gocebeler arasinda yayiyordu Oktay Efendiyev bu konuda yaziyor Sultan Haydar in Kizilbas ruhani lideri olarak aktif oldugu donemde Anadolu dan Hasan Halife adinda bir kisi iki kez Iran a gitmis Sultan Haydar dan desturul emel hareket izni almis ve Teke eline geri donmustur Dondukten sonra Sultan Haydar in muritlerinden Pire Senan in sunlari ongordugu soylenir Hasan Halife geldi ama Tekke ye yakici bir ates getirdi Gercekten de Hasan Halife nin Tekke ye getirdigi ates ve kan bu sozlerin dogrulugunu teyit etmistir Babasinin Erdebil e yaptigi seyahatlerle baglantili olarak Sahkulu da uzun sure Safevi muritleri arasinda bulunmus ve tarikat ruhuyla yetismisti Hasan Baba ve Sahkulu Baba arasinda Safevi tarikati ile manevi bag cok gucluydu Sonuc olarak her ikisi de bir magaraya sigindilar ve dunya hayatlarini terk ederek zamanlarini orada ibadetle gecirdiler Dindarliklari ve maddi dunyadan kopuslari yerel halktan saygi ve hurmet gormelerini saglamistir Osmanli tarihcisi Asikpasazade onlarin derin dindarliginin Sultan II Bayezid i bile etkiledigini ve Sultan in her yil Hasan Baba ve ogluna alti ila yedi bin akce gondermeye basladigini yazar Ancak bu bilgiye baska kaynaklarda rastlanmamaktadir Bir baska Turk tarihci Feridun Emecen Safevi devleti Osmanli Imparatorlugu icinde dini bir tehdit haline gelmeden once II Bayezid in tum tarikatlara mali destek sagladigini belirterek bu gercegi aciklamaktadir Babasinin olumunden sonra Sahkulu Baba onun yerini ve konumunu aldi Asil adi Karabig Baba olan Sahkulu Baba daha sonra Sah Ismail e bagliliginin bir isareti olarak bu adi benimsedi Sahkulu Baba Sah in Kolesi anlamina geliyordu ve Karabig Baba bununla Sah Ismail in ideallerine bagliligini gostermeyi amacliyordu Sahkulu ve Hasan Halife nin Safevi Tarikati na olan bagliliklari nedeniyle Osmanli kaynaklari genellikle onlara karsi olumsuz ve sert bir tutum sergilemistir Ornegin Osmanli kaynaklarinda ve arsiv belgelerinde Sahkulu Sofu Seytankulu Karabigoglu Mulhid olarak gecmektedir Hoca Sadeddin Celalzade Mustafa gibi Osmanli tarihcileri ondan Seytankulu Gelibolulu Mustafa Ali Karabigoglu Munecimbasi ise Mulhim olarak bahseder Isyanin ve katilimcilarinin boyutu dusunuldugunde ozellikle gocebe Turkmen gruplarinin gozunde Seyh Sufi Baba Halife gibi manevi unvanlara sahip olmalari karizmalarini artirmaktadir Safevi donemi tarihcisi Hasan Bey Rumlu Ahsan al Tavarikh adli eserinde ondan Sahkulu Baba olarak bahseder Rumlu nun Sahkulu icin baba terimini kullanmasi onun akranlari arasinda bir patrik olarak guclu etkisine isaret eder Sahkulu Baba atalarina oykunerek bir sure daha magara hayatini surdurmus bu da onun dunya malindan uzak durdugunu gostermistir Magara hayatinin devami gunun buyuk bir bolumunun dua ve ibadetle gecirilmesi tarikat ve inanc toplulugunun hayatinda ozel bir yer tutuyordu Sahkulu Baba bu yolu izlemis inanclari yasam tarzi ve bilgisiyle bircok muridi kendine cekmistir Sadik halifelerini Bati Anadolu ve Rumeli Avrupa daki topraklar dahil olmak uzere cevre bolgelere gonderdi ve tarikatin yayilmasini onlar araciligiyla genisletti Bazi tarihi kaynaklarda Sahkulu Baba nin halifelerinin Osmanli Devleti nin Avrupa topraklarina ve Bati Anadolu ya gonderilmesinin Sah Ismail in istegi uzerine gerceklestigi soylenmektedir Isyanin nedenleriSahkulu Baba isyaninin ortaya cikisi her ne kadar oncelikle Safevi mezhebinin Osmanli topraklarina yerlesen Siiler uzerindeki etkisi ile iliskilendirilse de derin toplumsal kokenlere sahiptir Merkezi otoritenin zayiflamasi Osmanli kaynaklari Sahkulu isyani sirasinda mevcut siyasi ortami incelerken bu isyanin ortaya cikmasina neden olan faktorlerden birinin Osmanli Imparatorlugu ndaki iktidar boslugu oldugunu belirtmektedir Muneccimbasi Sahaifu l Ahbar fi Vekayii l Asar adli eserinde bu konuda sehzadeler arasinda taht mucadeleleri oldugunu ve Sultan II Bayezid in saglik durumunun kotu olmasi nedeniyle devlet islerinin vezirlerin elinde oldugunu belirtmektedir Yonetimi elinde tutan vezirler ve devlet gorevlileri tebaaya karsi adaletsiz davraniyorlardi Halka karsi muameleleri rusvet almalari ve rusvet yoluyla dagitilmasi merkezi otoriteyi zayiflatti ve Sahkulu ayaklanmasina yol acti Bir baska Osmanli tarihcisi Gulibolu Mustafa Ali eserinde bu fikri sehzadelerin sancaklarini terk etmelerinin ve taht kavgalarinin Osmanli Imparatorlugu nda bir guc bosluguna yol actigini ve Sehzade Korkut un sancagini terk etmesiyle sonuclandigini belirterek aciklar Sultanin devlet islerinden uzaklasmasi sonucunda rusvet ve adaletsizlik zamanla artmis tebaa hayal kirikligina ugramistir Bu donemde halk arasinda sosyal yasamda surekli bir gerileme gozlendi Timarlarin rusvete baglanmasi nedeniyle bircok timar sahibi topraksiz kalmis ve gecimlerini saglamak icin baska yollara basvurmuslardir Timarsiz kalan timarli sipahiler magduriyetlerini devlete anlatamadiklari gibi Sahkulu ayaklanmasina katilarak isyanin genis topraklara yayilmasina ve kaotik bir ortamin olusmasina neden oldular Sosyo ekonomik nedenler Tekke Istanos ve Almali gibi bolgelerden olusan Tekke Sancagi 16 yuzyilda toplam nufusun yaklasik 40 50 sini olusturan yari gocebe Turkmen asiretlerinden olusan bir nufusa sahipti Daha 15 yuzyilin ikinci yarisinda Osmanli Imparatorlugu nda yasayan Turkmen boylari arasinda baslayan merkezilesme sureciyle birlikte paralel sosyo ekonomik sorunlar ortaya cikmistir Turk yazarlar bu konuda merkezi hukumetin bu gruplari iskan etme ve daha fazla vergi toplama girisimlerinin ve bu amacla atanan kismen donme kokenli yerel yoneticilerin dusmanca davranislarinin onlarla devlet arasinda bir ucurum yaratmaya yettigini belirtmektedir Bu yoneticilerin cogu cikarlarini sagladiklari bu gruplarin yasam tarzlarini geleneklerini ve inanclarini farkli goruyordu II Bayezid donemindeki sorunlarin temellerini vurgulayan Ali bin Abdulkerim in Halife Yavuz Sultan Selim e sundugu bir rapora atifla yoneticilerin yoksullarin haklarini gasp etmeye basladigi olen bir kisinin servetinin yoneticiler vekiller ve vergi tahsildarlari arasinda yagmalandigi yazilmaktadir Toplum altust olmus bir yanda yoksulluk ceken bir kitle diger yanda ise cok varlikli bir sinif ortaya cikmistir Ali ibn Abdulkerim raporunda siniflarin bu durumunu soyle aciklar biri bolluktan digeri kitliktan olur Ayrica II Bayezid in sadece Istanbul ve Edirne deki alim ve aydinlara deger verdigini yazar Anadolu ile ilgilenmedigi icin orada ortaya cikan sosyo ekonomik sorunlardan habersiz kalmistir Ayrica raporunda Ikinci Bayezid in sadece Istanbul ve Edirne nin sultaniymis gibi davrandigini one surerek onu elestirir Donemin kaynaklarindan goruldugu uzere sadece Kizilbas Turkmenler degil Sunni koyluler ve toprak sahibi sipahiler de sosyo ekonomik sorunlar nedeniyle merkezi yonetimin uyguladigi baskilara direnmislerdir Kizilbas ve Sunnileri bu isyanda bir araya getiren ortak nedenin sosyo ekonomik faktorler oldugu soylenebilir Arsiv belgeleri halkin Kizilbaslardan degil topraksiz sipahilerden muzdarip oldugunu belirtmektedir Sahkuli isyaninin hizla yayilmasi ve Anadolu yu tehdit etmesi timarlari ellerinden alinan mulksuz sipahiler tarafindan buyuk olcude desteklenmistir Mulksuz sipahilerin Sahkulu nun yaninda yer almasi Osmanli arsiv belgelerine su sekilde yansimistir Timar bolgesinin suvarilerinin cogunlugu bile onlara katildi ve gecmiste bir veya iki bin kotu niyetli bir yerde toplandi ve liderleri Sahkuli idi Dini nedenler Seyh Semseddin isyaninin patlak vermesinde suphesiz Safevi ogretisinin yayilmasi onemli bir rol oynamistir Birincil gorev cesitli bolgelerde konuslanmis Safevi halifelerine karsi Safevi doktrininin degerlerini yaymakti Halifeler bu doktrinin degerlerini yayarak sufilerin saflarini artirmaya calistilar Sufilerin sayisini artirmak sadece dini bir gorev degil ayni zamanda halifeler icin muttefik saflarini genisletmek icin de bir gorevdi Ayrica Seyh Safi Han in elcileri de seyahatleri sirasinda doktrinin yayilmasina ve saflarinin artmasina katkida bulunmuslardir Aslinda doktrin icinde doktrinin degerlerinin yayilmasi ve ogrenilmesi icin etkili bir sistem kurulmustu ve bu nedenle Sah Ismail in lideri oldugu Safevi doktrini ideallerinin yayilmasi Safevi hareketinin yani sira Osmanli Siasi ve Sii olmayanlarla yakin baglari olan Turk boylari arasinda da genis bir karaktere burunmustu Ancak bu pozisyonun ayni zamanda iki ucu keskin bir kilic oldugunu da belirtmek gerekir zorlu sosyo politik kosullar ve karmasik toplumsal siyasal durum Osmanli Siilerinin Sah Ismail in hareketini bir cikis yolu olarak gormelerine yol acmis ve Safevi doktrini etrafinda daha siki toplanmalarini tesvik etmistir Tarihi literaturde Halife Nur un Nureli adi Osmanli topraklarinda Safevi doktrinini yayan aktivistlerden biri olarak anilir Onun bu yondeki faaliyetleri ozellikle Sivas Tokat Amasya ve Corum da yaygindi Bazi bilgilere gore Osmanli topraklarinda Safevi doktrini taraftarlarinin sayisi o kadar artmisti ki Osmanli sehzadeleri bile iktidar mucadelesinde onlarin destegini kazanmaya yonelmislerdi Bu nedenle Sehzade Gorgud iktidar mucadelesi verirken Seyh Semseddin ile gorusmus ve kendi mucadelesinde onun nufuzundan yararlanmaya calismistir Safevi doktrini degerlerinin Osmanli topraklarinda yaygin olarak desteklenmesinin bir diger nedeni de insanlara sundugu daha fazla ozgurluk vaadiydi Bu ozgurluk insanlarin hayatlarini nasil yasadiklarinda askeri faaliyetlere gonullu olarak nasil katildiklarinda ve doktrinin degerlerine gonullu olarak nasil bagli kaldiklarinda kendini gosterecekti Buna karsilik Osmanli Sultanligi topraklarinda yasayan Turkmen asiretlerini yerlesmeye zorluyor daha fazla vergi toplamak icin sayilarini kontrol altinda tutmaya calisiyor ve ekonomik faaliyetlerini belirli sinirlar icine hapsetmeye calisarak etnik haklarini goz ardi ediyordu Bu durum mevcut durumdan ve hukumetten memnuniyetsizligi artirdi Ancak Sahkulu ayaklanmasi tamamen dini bir ayaklanma degildir daha ziyade Osmanli Imparatorlugu nun idari ve sosyo ekonomik yapisindaki parcalanma ve curumenin ve tasra yoneticilerinin baskici tutumunun bir sonucudur Arsiv kaynaklari ayrica farkli inanclara sahip Sunni ve Kizilbas gruplari bir araya getiren ortak unsurlarin teolojik olmaktan cok sosyal ekonomik sorunlar olduguna isaret etmektedir Kaynaklar ayrica ayaklanmanin teolojik dogasi acisindan Sahkuli nin mesihci retorige ve karizmatik liderlik ozelliklerine yaptigi vurgunun takipcileri arasinda beklenen destegi sagladigini ortaya koymaktadir Sahkuli ayaklanmasinin teolojik boyutu acisindan isyancilar arasinda mesihci ifadelerin one ciktigini soylemek mumkundur Ancak ayaklanmanin lideri Sahkuli nin ve Turkmen Kizilbaslarin Sah Ismail e sadik olduklari gozden kacirilmamalidir Bu onemli bir dini yonelimdir Erdebil tekkesiyle baglantisi olan Tekeli Turkmenlerinin Sahkulu ayaklanmasina katilmasinda Sahkulu nun Erdebil tekkesine bagli bir Kizilbas sufi olmasinin etkili oldugu ve bunun Tekeli bolgesindeki Turkmenlerin Sahkulu yu takip etmesi icin gerekli kosullari yarattigi soylenebilir Siyasi nedenler Osmanli Imparatorlugu ile Safevi Devleti arasinda gerginlesen ve gerilimi daha da tirmandiran iliskiler Sah Ismail in bu olaydaki rolune iliskin bilimsel ve tarihi literaturde ikili bir yoruma yol acmistir Bazi arastirmacilar ve akademisyenler Sah Ismail in bu isyandan habersiz oldugunu ve isyanin hazirlanmasi ve ateslenmesi icin herhangi bir manevi ya da maddi destek saglamadigini savunmaktadir Ornegin Ahmed Yasar Ocak Erken Modern Anadolu da Islam in Izleri Osmanli Donemi Makaleler ve Arastirmalar adli eserinde uzun sure bu tur isyanlarin Safevilerle iliskili oldugu ve hatta onlar tarafindan desteklendiginin dusunuldugunu yazmaktadir Ancak bugun eldeki bilgilerle bu tur hareketlerin ozellikle de Sahkulu isyaninin dogrudan Safeviler tarafindan baslatildigini iddia etmek yeterli degildir Sahkulu baslangicta kendisini Sah Ismail adina ilan etmis olsa da sonraki olaylar boyle bir baglantinin olmadigini ve bagimsiz hareket ettigini gostermektedir Sahkulu isyaninin dogrudan Safeviler tarafindan baslatilmasi ile olaylara katilanlarin Safevilere sempati duymasi arasinda ayrim yapmak iki ayri konudur Feridun Emecen Sah Baba Tekelu Isyanina Yeni Yaklasimlar adli makalesinde Sahkulu nun hareketinde Safevilerin dogrudan bir rolu olmadigini yazmaktadir Onlarla ayni ideolojiyi paylasan Sahkulu bagimsiz devrimini Osmanli baskentini ele gecirerek gerceklestirmeyi ongoruyordu Genel olarak Sah Ismail in Sahkulu ayaklanmasina bagliligini dogrulayan net bir kanit yoktur Sahkulu isyancilarinin Safevi sinirlarini gecerek Sah Ismail e siginma girisiminde bulunmalarinin ardindan Sah Ismail in bu ayaklanmadan haberdar olma ihtimali oldugu one surulmektedir Ancak Sah Ismail in isyancilari hos karsilamadigi bilinmektedir Sah Ismail Turkistan seferinden dondukten sonra isyancilarin temsilcilerini ve liderlerini Rey in Sehriyar bolgesinde kabul etti Isyancilarin faaliyetleri ozellikle de Tebriz den gelen ticaret kervaninin yagmalanmasi Sah Ismail in gazabina ugramasina neden oldu Mevcut bazi bilgilere gore Sah Ismail ayaklanmanin iki liderini diri diri haslama cezasina carptirdi Bircok kisi olduruldu ve isyancilarin onemli bir kismi Safevi ordusuna dahil edildi Tarihi arastirmalarda isyancilara katilanlarin bir kisminin esir alindigi ve mallarinin Safevi askerleri arasinda dagitildigi tespit edilmistir Isyancilarin gruplara ayrilarak her birinin bir komutanin kontrolune verildigi ve boylece ortak hareket etme potansiyellerinin ortadan kaldirildigi da belirtilmektedir Osmanli arsiv kaynaklari cercevesinde Mehriban Artan in Sahkulu ayaklanmasinin nedenlerine iliskin makalesinde TSMA E6187 numarali belgede Sahkulu nun Sah oldu vasiyeti benimdir ulke benimdir sozleriyle dogrudan Osmanli Sultanligi ni hedef aldigi belirtilmektedir IsyanKisa sure sonra zor yasam kosullarindan kurtulma umudu ve Sahkulu Baba ya olan inanc bircok insanin onun etrafinda toplanmasina neden oldu Kaynaklara gore 1511 de ayaklanma baslamadan once yaklasik 10 000 silahli adam onun etrafinda toplanmisti Bu sayi bazi kaynaklarda farklilik gostermekte 15 000 hatta 30 000 olarak gorunmektedir Ayaklanmayi baslatmak icin uygun zamanin secilmesi Sahkulu nun bu hareket icin zaten hazirlikli oldugunu gostermektedir cunku bu kadar buyuk bir grubu kisa surede orgutlemek ve silahlandirmak imkansiz olurdu Dahasi Sahkulu nun eylemin basinda aldigi bir onlemle bu hareket icin ek mali duzenlemeler yapmisti Kisi Antalya nin kuzeyindeki Dosemealti ovasinda gecirirdi Dosemealti adini Antalya yi Bati ve Orta Anadolu ya baglamak icin insa edilen tas dosemeli Roma yolundan almaktadir Roma yolunun Doseme bolgesinden ayrildigi yerde bulunan Doseme Derbendi bolgenin en onemli kalabalik merkezini birbirine baglamaktadir Sahkulu Aga henuz kislaktayken gocebe toplulugunu tek bir yerde toplar ve 1511 baharinda Doseme Derbendi deki Nevruz kutlamalari sirasinda bir dizi gizli toplanti duzenleyerek halkin Osmanli yonetimine karsi ayaklanmasina neden olur O sirada Sehzade Korkut II Bayezid le yasadigi sorunlar nedeniyle Misir a kacmisti Sehzade babasiyla barisip Antalya sancagini yonetmek uzere geri dondugunde Sahkulu ayaklanmasindan haberdar oldu Adami Hasan Bey i Sahkulu nun yanina gonderdiyse de Sahkulu bu gelismeyi ogrenince hemen yerinden ayrildi Sahkulu isyan ettiginde sehzadeler arasindaki iktidar mucadelesinin en gergin donemiydi Sultan Bayezid in sagligi bozulmustu Sehzadeler Sultan Ahmed ve Sultan Selim arasindaki rekabet siddetlenmisti Sultan Korkut da saltanat icin daha kararli bir mucadeleye girismeye karar verdi ve bu amacla Istanbul a daha yakin olmak icin Manisa ve Saruhan a dogru hareket etmeye basladi Isyancilar onun bu ani gidisini Sultan Bayezid in oldugune dair bir isaret olarak yorumladilar Kendisi de maiyetiyle birlikte umutsuz bir yolculuga cikti ve geride kalan baska bir grubu hazinesini ve esyalarini getirmekle gorevlendirdi Sahkulu Baba bu sirada Qapali ya yerlesmis ve onu beklemeye baslamisti Sehzade Korkut un hazinesini ele gecirmeye karar vermisti Mart 1511 de gonderdigi bir grup Sultan Korkut un hazinesini tasiyan konvoya saldirdi ve sehzadenin hazinesini basariyla ele gecirdi Bu olay isyanin yayilmasina ivme kazandirdi Daha sonra Sahkulu kuvvetlerini Antalya ya yoneltmis burayi ele gecirmis ve hatta Antalya hukumdarini oldurmustur Ister Farsca ister Turkce kaynaklarda ve tarih literaturunde Sahkulu nun isyanina buyuk bir yagma ve talanin eslik ettigi bildirilmektedir Kizilcakaya Istanos Almali Burdur ve Kecibolu bolgeleri art arda Sahkulu Baba isyancilarinin kontrolu altina girdi Burdur da ordusu Osmanli birlikleri tarafindan karsilandi Cikan catismada Osmanli ordusu yenildi Bu isyan Saltanat icin buyuk bir tehdit olusturmaya basladi ve Sultan in sarayi tarafindan bu isyani bastirmak icin onlemler alindi Bazi bilgilere gore Sultan Korkut baslangicta isyancilara destek gonderdi Bir baska rivayete gore ise Sahkulu Karaman i ele gecirmeye calisirken Anadolu Beylerbeyi Karagoz Ahmed Pasa ordusuyla onun karsisina cikmistir Ancak Karagoz Ahmed Pasa dikkatsizligi nedeniyle yenilgiye ugradi ve geri cekildi Isyancilarin Sultan Korkut ile karsilasmasina gelince Osmanli sehzadesinin Isparta yakinlarinda yenildigi ve savas alanindan kactigi bildirilmektedir Bunun uzerine Konya eyalet kuvvetleri Sahkulu nun uzerine gonderildi Isyancilar bu kuvvetlere de ustun geldi Isyancilar once Busehir i sonra da Karaman i ele gecirdiler Bundan sonra Bursa yi ele gecirmeye karar verdiler Bursa ya gitmeden once Kutahya nin kontrol altina alinmasi gerekiyordu Sonuc olarak Sahkulu Baba nin kuvvetleri Anadolu Beylerbeyligi nin merkezi olan Kutahya sehrine ulasti Anadolu yolunda Anadolu Beylerbeyi Karagoz Ahmed Pasa tarafindan ordusuyla birlikte karsilandilar Karagoz Ahmed Pasa nin cabalarina ragmen isyancilarin ustesinden gelemedi ve hatta savas sirasinda esir dustu Osmanli ordusu geri cekilmek zorunda kaldi ve bu ordunun mallari isyancilarin eline gecti Bu savastan sonra Sahkulu ve kuvvetleri Kutahya ya girmeye calisti Ancak yerel halk sehri teslim etmeyi reddetti Bu kosullar altinda Sahkulu once Karagoz Ahmed Pasa yi oldurdu ve ardindan Teki Baba adli muridinin onderligindeki kuvvetlerinden bir mufrezeyi Kutahya yi kusatmaya gonderdi Osmanli sarayi gelisen olaylardan endise duymaya basladi ve harekete gecme zorunlulugu hissetti O sirada Sultan II Beyazid hastaydi Yine de Sahkulu Baba ya karsi bir askeri guc gonderilmesine karar verildi Gonderilen askeri guc Sahkulu Baba nin kuvvetlerini bozguna ugratti Dagildilar ve Bursa cevresindeki ormanlarda saklandilar Diger taraftan Osmanli vezirlerinden Haydar Pasa Kutahya civarina gonderildi Onun askeri gucu Kutahya yi kusatan asi kuvvetleri yenerek kacmaya zorladi Kutahya daki olaylari ogrenen Sahkulu Baba Haydar Pasa nin uzerine yeni bir askeri guc gonderdi Ordulari Kutahya Bogazi denilen yerde karsilasti Savas isyancilarin zaferi ile sonuclandi Haydar Pasa olduruldu Haydar Pasa nin olum haberi Osmanli sarayina ulastiginda daha ciddi onlemler almaya karar verdiler Bu kez Sadrazam Katip Ali Pasa onderliginde 50 000 kisilik bir ordu isyancilarin uzerine gonderildi Kaynaklara gore o sirada Sahkulu Baba Ankara ya dogru yola cikmisti Katip Ali Pasa onderligindeki Osmanli ordusu Cubuk obasi denilen yerde onlerini kesti Sahkulu Baba bu karsilasma icin onceden hazirlik yapmisti 1000 kisilik Etiyopya birligini isyancilarin on saflarina yerlestirdi Ardindan kuvvetlerini sag ve sol kanatlara ayirdi ve deneyimli muritlerini lider olarak atadi Osmanli kuvvetleri savas alanina girdiklerinde isyancilarin merkezini hedef aldilar ve kisa sure icinde 500 unu oldurduler Durumu goren Sahkulu Baba kanatlardan merkeze takviye kuvvetler gonderdi Halid Berin in yazarina gore Sahkulu Baba kuvvetlerinin ana darbesini Osmanli ordusunun merkezine dogru yonlendirdi ve bu da sonucta Osmanli ordusunun geri cekilmesine yol acti Savas alanini terk edip kactilar Katip Ali Pasa da bu savasta olduruldu Kaynaklara gore Sahkulu Baba da savas sirasinda oldurulmustur Cubuk obasinda yasanan catisma Hasan Bey Rumlu nun Ahsenu t Tevarih adli eserinde su sekilde anlatilmaktadir Bu yenilgi haberi Sultan Bayezid e ulastiginda sadrazam Hadim Ali Pasa onu elli bin suvariyle Baba ya karsi savasmaya gonderdi Adi gecen Pasa karanlik bir gecede bir mizragin ucuyla ayin yuzundeki lekeyi silebilecek askerlerden olusan bir birlikle hareket ederek Sufilere dogru ilerledi Dusmanin yaklastigindan haberdar olan Sahkulu Baba birliklerini duzenleyip bin Habesli kolesini ordunun onune yerlestirdi Diger yandan Ali Pasa da ordusunun sag ve sol kanatlarini duzenleyerek savas alanina geldi Tum Rum ordusu aniden Gazilerin askerlerinin onundeki piyadelere saldirdi ve yaklasik bes yuz kisiyi oldurdu Kilictan kurtulanlar merkeze cekildi Baba merkezdeki iki kanadi birlestirip Ali Pasa ya karsi saldiriya gecti Saldirdilar o demir cubuklu kahramanlar Hepsi birden ordunun merkezine Ilahi yardim inmeye basladi ve dusmanlarin kalpleri titremeye basladi Ali Pasa yenildi ve geri cekildi O kargasada Yunan suvarileri Kacis yoluna dogru donduler Tekeliller onlari takip etti ve kesici kiliclar ve olumcul mizrak darbeleriyle Ali Pasa yi bir dizi Rumi ile birlikte oldurduler Baba da sehitlik serbetini icti Bir baska Osmanli kaynagi Sahkulu Baba nin savasi kazandiktan sonra kuvvetlerini Sivas taki Hafik kalesine yonlendirdigini yaziyor Burada Haci Mustafa adinda bir zat etrafina bazi insanlari toplayarak onu takip etti Taraflar arasinda catisma yeniden basladi ve bu savasta Sahkulu Baba olduruldu Sahkulu Baba nin oldurulmesinin ardindan taraftarlari Halife Baba adinda bir kisiyi kendilerine lider secerek Erzincan a oradan da Tebriz e gittiler Kaynaklara gore Sah Ismail e siginanlarin sayisi 15 bin kisiye kadar cikti Bunlarin arasinda Sahkulu nun sectigi vezirler beylerbeyler ve padisahlar da vardi Tebriz yolunda isyancilar buyuk bir kervanla karsilastilar ve onu yagmaladilar ve 1000 kadar tuccari oldurduler Ismail Hakki Uzuncarsili Sah Ismail in isyancilarin liderlerini bu nedenle idam ettigini yaziyor Isyanin sonucuIsyanla ilgili tartismalara yol acan konulardan biri de ayaklanma sirasinda verilen kayiplarin sayisidir Isyan sirasinda hem Osmanli birliklerinden hem de Sahkulu tarafindan cok sayida kisi hayatini kaybetmis olsa da 50 000 rakami pek olasi gorunmemektedir Idris i Bitlis tarafindan verilen bu rakamin baska tarihciler tarafindan desteklenmemesi baska bir kaynaktan teyit edilmesini imkansiz kilmaktadir Ote yandan Safevi donemi tarihcilerinin verdigi bilgilerde 50 000 gibi yuksek bir rakamin bulunmamasi da gercegin dogrulugu konusunda suphe uyandirmaktadir Safevi tarihcisi Hasan Bey Rumlu bile bu konuda herhangi bir rakam vermemistir Turk tarihci Umid Erkan 16 Yuzyilda Osmanli Imparatorlugu nda Kizilbas Isyanlari adli eserinde Osmanli arsiv belgelerine dayanarak bu rakamin 5 6 000 civarinda oldugunun tahmin edildigini belirtmektedir Yazar donemin nufus ve vergi kayitlarina dayanarak 50 000 rakaminin abartili oldugunu yazmaktadir Isyanin basladigi ve her iki taraftan da cok sayida insanin hayatini kaybettigi Teke elinin nufusuna bakildiginda 16 yuzyilin ilk yarisinda 3 600 olan bolge nufusunun ikinci yarisinda 5 000 e yukseldigi tahrirlerden anlasilmaktadir Tahrir defterlerine dayanan bu demografik bilgiler Antalya nin 16 yuzyilda Anadolu da orta buyuklukte bir sehir oldugunu gostermektedir Ayrica 19 yuzyilda kenti ziyaret eden unlu seyyahlardan Francis Beaufort yuzyilin baslarinda kentin nufusunu 8 000 olarak kaydetmistir Yuzyilin ortalarinda bolgeye gelen bir diger seyyah Charles Tehier ise nufusu 15 18 000 olarak belirtmistir Ote yandan soz konusu doneme ait vergi belgeleri 1530 yilinda derlenen listeye kiyasla 1455 yilinda toplanan vergi miktarinda onemli bir fark gostermemektedir Isyanin yayilmasi sirasinda Hamedan bolgesinde cok sayida insan hayatini kaybetmistir Ancak bolgenin nufus ve vergi seviyelerine baktigimizda bir azalma degil artis gozlemliyoruz Yaklasik 50 000 kisinin hayatini kaybettigi dusunuldugunde tablolarda kaydedilen nufus ve vergi seviyelerinde onemli bir dusus olma ihtimali bulunmaktadir Dolayisiyla listelerden elde edilen nufus ve vergi duzeyleri Idris i Bitlis in bahsettigi elli bine yakin bir rakami gostermektedir Bu isyanin ardindan Sultan II Bayezid Kizilbas toplulugunu Hemedan vilayetinden ve Tekeli bolgesinden surgun etmistir Anadolu da binlerce insanin olumune neden olan bu isyan ve Safevi Devleti ne yapilan gocler ve zorunlu surgunler Tekke Sancagi nin nufusunun azalmasina neden olmustur Ozellikle Tekke bolgesinden 15 000 kisinin gonullu olarak Safevi Imparatorlugu na goc etmesi bazi kasabalarin kuculmesine bazilarinin ise issizlasmasina neden olmustur Bu isyan sonucunda Sahkulu Antalya dan Sivas a kadar basari elde etmis ve o donemde cesitli nedenlerle zayif olan Osmanli yonetimini neredeyse yok etmisti Isyan kirsal tarim ve ekonomik hayatta daha fazla aksamaya yol acti Sehzade Ahmed in isyani bastirmadaki basarisizligi ve kendisini desteklemeyen yenicerilere sert davranmasi halkin ve ordunun gozunden dusmesine neden oldu Sehzade Ahmed en buyuk destekcisi Vezir Hadim Ali Pasa yi da kaybedince tamamen yalniz kaldi Sehzade Selim kendisine Avrupa da bir vilayet verildigini duyunca ofkesi daha da artti Sehzade Ahmed Anadolu daki isyancilari temizlemek yerine Afyon da oturup durumu izledi Onun bu kayitsiz tutumu halk ve asker arasinda Sehzade Selim e olan ilgi ve sevgiyi artirdi Dolayisiyla bu isyanin Sehzade Selim in taht mucadelesindeki basarisizliginin sebeplerinden biri oldugu soylenebilir Kaynakca Ahsenu t Tevarih s 168 Hulasatu t Tevarih c I s 117 Anonim Tevarih i Osman nesr Nihat Azamat Istanbul 1992 s 132 Anonim Osmanli Kronigi nesr Necdet Ozturk Istanbul 2000 s 139 a b c Suleymanov 2018 s 369 Artan 2022 s 118 Glassen 1971 s 66 Artan 2022 s 117 Rumlu 2017 s 414 Efendiyev 1961 s 108 Suleymanov 2018 s 370 Emecen 2015 s 523 a b c Rumlu 2017 s 412 Artan 2022 s 119 a b Artan 2019 s 295 Artan 2019 s 297 a b Artan 2019 s 298 Suleymanov 2018 s 368 Artan 2019 s 301 Artan 2019 s 302 Ocak 1990 s 822 Seyyahlarin Gozuyle Sultanlar ve Savaslar trc Tufan Gunduz Istanbul 2006 sayfa 214 Emecen 2015 s 524 Suleymanov 2018 s 374 Artan 2019 s 305 Qeniyev 2019 s 148 Cingizoglu 2009 s 26 a b Suleymanov 2018 s 371 Suleymanov 2018 s 372 Cingizoglu 2009 s 29 a b Oz 1992 s 172 Uzuncarsili 2011 s 231 Karaca 2002 s 102 Erkan 2014 s 127 Sumer 1999 s 33 Osmanli Tarihi II Cilt 10 baski sf 230 231 254 255 Turk Tarih Kurumu Yayinlari 2011 Ord Prof Ismail Hakki Uzuncarsili Artan 2019 s 306 KaynakRumlu Hesen bey 2017 Ehsenut tevarix Azerice Baki Uzanlar ISBN 978 605 030 641 5 Suleymanov Mehman 2018 Sah Ismayil Sefevi Azerice Baki Elm ISBN 978 9952 8176 9 0 Cingizoglu Enver 2009 Sahqulu aga Tekeli usyani Azerice 10 30 Baki Soy dergisi Emecen Feridun M 2015 Sahkulu Baba Tekeli Isyani Uzerine Yeni Yaklasimlar 1 ci nesr Istanbul Timas Yayinlari Tarih Inceleme Arastirma Dizisi ss 521 534 ISBN 978 605 08 1952 6 Artan Mihriban 2022 SAHKULU AYAKLANMASINDA MEHDI SOYLEMI VE HICRI 1000 YILI UZERINDE BIR DEGERLENDIRME Alevilik Bektasilik Arastirmalari Dergisi ss 103 136 Artan Mihriban 2019 Osmanli Arsiv Kaynaklari Cercevesinde Sahkulu Ayaklanmasi nin Sebepleri Alevilik Bektasilik Arastirmalari Dergisi ss 285 310 Erkan Umit 2014 16 YUZYILDA OSMANLI DA KIZILBAS AYAKLANMALARI Samsun ONDOKUZ MAYIS UNIVERSITESI SOSYAL BILIMLER ENSTITUSU TEMEL ISLAM BILIMLERI ANABILIM DALI Karaca Behset 2002 XV ve XVI Yuzyillarda Teke Sancagi Isparta Fakulte Kitapevi Glassen Erika 1971 Schah Ismaʿil Ein Mahdi Der Anatolischen Turkmenen Almanca 1 Zeitschrift Der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaf ss 61 69 Efendiyev Oqtay 1961 Obrazavanie Azerbajdzhanskogo gosudarstva Sefevidov v nachale XVI veka Rusca Baki Oz Baki 1992 Osmanli da Alevi Ayaklanmalari Istanbul Ant yayinlari Sumer Faruk 1999 Safevi Devleti nin Kurulusu ve Gelismesinde Anadolu Turklerinin Rolu Ankara Turk Tarih Kurumu Basimevi Ek okumaAmanat Abbas 2017 Iran A Modern History Yale University Press ISBN 978 0300231465 McCaffrey Michael J 1990 CALDERAN Encyclopaedia Iranica Vol IV Fasc 6 ss 656 658 Savory Roger Karamustafa Ahmet T 1998 ESMAʿiL I ṢAFAWi Encyclopaedia Iranica Vol VIII Fasc 6 ss 628 636 Savory Roger 2007 Iran Under the Safavids Cambridge Cambridge University Press s 40 ISBN 978 0521042512 Zarinebaf Shahr Fariba 1997 Qizilbash Heresy and Rebellion in Ottoman Anatolia During the Sixteenth Century Anatolia Moderna Yeni Anadolu 7 1 ss 1 15 doi 10 3406 anatm 1997 946 Somel Selcuk Aksin Auteur 2012 Historical dictionary of the Ottoman Empire The Scarecrow Press ISBN 978 0 8108 7168 7 OCLC 819159189 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Jafarian Rasool 2012 The Political Relations of Shah Esma il I with the Mamluk Government 1501 16 907 22 Floor Willem Herzig Edmund Ed Iran and the World in the Safavid Age I B Tauris ISBN 978 1780769905 Matthee Rudolph P 1999 The Politics of Trade in Safavid Iran Silk for Silver 1600 1730 Cambridge Cambridge University Press s 120 ISBN 978 0 521 64131 9