Şok, kalbin aorta attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromdur. Şok olgusunda yaşamsal dokulara ve organlara yeterli kan gidemez. Dolaşan kanın azalması, dokuların oksijen ve enerji kaynaklarının kesilmesi, metabolizma artıklarının temizlenememesi anlamına gelir (generalize iskemi tablosu). Başlangıç belirtiler hipotansiyon, bilinç kaybı, ağızda kuruluk, deride solukluk, terleme, nabızda artma/azalma, , parmak uçlarında ve dudaklarda siyanozdur.
Şok Nedenleri
Ortaya çıkış hızı etkene ve gücüne göre değişir. Şok tablosunun gelişmesinde 2 temel öge vardır;
(1) Akut kalp yetmezliği: Kalbin pompalama gücünün azalması şok nedenidir. Akut kalp yetmezliğine bağlı şoklara “kardiyojen şok” adı verilir. Başlıca nedenler;
- Myokard infarktı: Hızlı oluşan ve geniş bir alanı kapsayan myokard infarktları
- Kalp çeperinin yırtılması (rüptür): Kalp rüptüründe kanın perikard boşluğunu doldurarak diastolü önlemesi (kalp tamponadı)
- Akut myokarditler: Kalp kasının büyük bölümünü etkileyen akut myokarditler
- Tromboz ve Embolizm: Kalp-akciğer kan akımının obstrüksiyonuna yol açan sol atrium trombozu ya da a.pulmonalis’i tıkayan embolus
- Aritmiler: Kalp ritm bozuklukları ve fibrilasyon olgusu
- Psikojen etkenler: Korku, kan görme, vb
(2) Hipovolemi: Efektif kan sıvısı niceliğinin azalmasına (hipovolemi) neden olan faktörler şok tablosunun oluşmasında çok önemlidir. Hipovolemiye yol açan faktörler şunlardır:
- Periferik damar genişlemesi (vazodilatasyon): periferik damarlarda beliren yaygın vazodilatasyon kanın dolaşımdan çekilerek kalbe gelen ve aortaya atılan efektif kan niceliğinin azalmasına yol açar (hipovolemi), kan basıncı hızla düşer. Vazodilatasyon etyolojisinde nörojen şoka yol açan nedenlerin yanı sıra metabolik ve toksik faktörler de önemlidir. Başlıca nedenler: anestezi, beyin ameliyatları, medulla spinalis ve kafa travmaları, septik şoka neden olan bakteri kökenli lipopolisakkaridler, anaflaktik şoka yol açan alerjik maddeler.
- Kan sıvısının dokulara geçmesi: yaygın endotel zedelenmelerine yol açan etkiler nedeniyle arterioller genişler ve kapillerlerin hidrostatik basıncı yükselir, kan sıvısı dokulara geçer. Kapiller permeabilitesindeki aşırı bozulma varsa kan proteinleri de intersellüler alana çıkar ve dokuların osmotik basıncı yükselir; ödem meydana gelir. Başlıca nedenler: ağır infeksiyonlar, yerel güçlü travmalar, anoksi, zehirlenmeler.
- Kanama: kanamanın hızı ve niceliği önemlidir. Kısa sürede kaybedilen az miktarda kan şok yapabilir ya da bunun tersi olan uzun sürede çok miktarda kan şok meydana getirmeyebilir. Akut gelişen %33’lük bir kan kaybı hipovolemik şoka neden olur, öldürücüdür.
- Dehidratasyon: ağır sıvı kayıpları hipovolemik şoka neden olur. Başlıca nedenler: sürekli ve ağır diyare, aşırı kusmalar, aşırı terleme, geniş yara ve yanıklar, sürrenal yetmezliği.
Şok Patofizyolojisi
Yukarıdaki nedenlerle tetiklenen şok sürecinin başlangıçtaki amacı organizmanın önemli sistemlerini koruyarak yaşama tutunabilme çabasıdır. Üstesinden gelebileceği olgularda başarılı olur. Olguların bir bölümünde ise önemli sistemleri korumaya çalışırken organizmanın tümüne zarar verebilir. Süreç uzadıkça ölüme dek gidebilen şok tablosunda çeşitli evreler vardır. Bu evreler arasındaki geçiş süreleri etkene ve hastaya göre farklılıklar gösterebilir. Diyare nedenli hipovolemilerde her evreyi aşama aşama izlerken önemli bir arter kanamasına bağlı hipovolemi olgularında hasta çok kısa sürede kaybedilebilir.
Başlangıç evresi (erken kompanzasyon evresi; reversibl evre)
Kan basıncının düşmesi (hipotansiyon), erken kompanzasyon evresinin ilk ve önemli bulgusudur (şok süreci hipotansiyon ile başlar). Hipotansiyonu gidermeye çalışan organizmada hipofiz, böbreküstü bezleri (adrenal; sürrenal) ve böbrekler şok tablosunun yerleşmesini önlemek amacıyla kan basıncı yükseltmeye çalışırlar. Organlarda önemli zararlar oluşmaz. Kan basıncını yükseltme (kompanzasyon) çabası başarılı olamazsa tablo giderek kötüleşir, irrevesibl döneme girerse ölümle sonuçlanır. Şok sürecinde hipotansiyonun belirmesiyle birlikte vasküler kompanzasyon sistemi çalışır ve damarlarda bir dizi tepki izlenir. Hipotansiyon nedeniyle beliren sistemik hipoksi beyindeki vazomotor merkezleri uyarır ve arteriollerde vazokonstriksiyona başlar. Vazokonstriksiyonun amacı periferik kanı önemli organlara saklamak, kalbin ve beynin perfüzyonunu kompanze etmektir. Vasküler kompanzasyonu sağlamak için 3 sistem devreye girer: (a) Sempatik sinir sistemi, (b) Vazokonstriktör hormonlar, (c) Yerel vazoregülasyon.
(a) Sempatik sinir sistemi
- Adrenal korteksinden katekolamin deşarjı
- Deri, sindirim sistemi, dalak, karaciğer ve iskelet kası damarlarında vazokonstriksiyon
- İntrakapiller hidrostatik basınçtaki düşmeye bağlı perfüzyon azalması (kalbe ve beyne gelen kan debisi ve perfüzyon korunur)
- Hipofiz ön lobu adrenokortikotrop hormon (ACTH) üretir
- Artan metabolizmayı karşılamak üzere kan şekeri yükselir
(b) Vazokonstriktör hormonlar
- Hipofiz arka lobundan antidiüretik hormon (ADH) salınır
- Vazokonstriksiyon ile glomerüllere gelen kan azalır, oligüri başlar
- Renin-Angiotensin sistemi (RAS) tetiklenir
- Angiotensin II ile vazokonstriksiyon daha da artar
- Adrenaller aldosteron üretir (RAAS; su ve sodyum retansiyonu)
Vazokonstriksiyonun 3 sonucu vardır: (i) Periferik direnç artar, kan basıncı yükseltilerek kalp ve beyin gibi yaşamsal organların kan debisi korunmaya çalışılır; (ii) Arteriol kontraksiyonu sonucu kapillerlerin hidrostatik basıncı düşer, dokulara sıvı çıkışı azalır (ağız ve deri kurur). Renal arterlerin vazokonstriksiyonu nedeniyle idrar azalır (oligüri); (iii) Vazokonstriksiyon uzayınca oksijen perfüzyonu azalır. Anaerobik metabolizma etkinleşir, laktik asid üretimi başlar (2.evreye geçiş).
c) Yerel vazoregülasyon (kalp koroner arterlerinde ve beyin arterlerinde vazodilatasyon): Korku, kan görme, vb nedenlerle ortaya çıkan şok tablolarının büyük bölümü önemli bir tıbbi girişim gerektirmeksizin kendiliğinden düzelebilir. Bu durumdaki hastalar ansızın bilicini yitirir ve olduğu yere yığılır. Bu eylem yer çekiminin etkisini azaltarak beyin ve kalp için gerekli olan kanın sağlanabilmesi amacını güder. Hasta kendisine gelene dek kesinlikle yatar durumda tutulmalıdır.
Önemli sıvı kaybına bağlı hipovolemilerde, akut kalp yetmezliğinde ve benzeri etyolojik faktörlerin saptandığı olgularda gereken tıbbi girişimler uygulanmadığında tablo kısa sürede dekompanzasyon evresine yönelir.
Dokularda perfüzyon bozulması evresi (geç dönem kompanzasyon evresi)
Şok sürecinin istenmeyen ve ölümle sonlanabilen son evresiyle ilgili bulguların başlangıç aşamasıdır; başlıca nedenleri:
- Uzayan vazokonstriksiyon
- Vazodilatasyon
- Çoklu organ yetmezliği sendromu
- Laktik asidoz
- Ölüm
Vazokonstriksiyonun ve hipoksinin uzun sürmesi doku zararlarının belirmesine neden olur. Perfüzyon bozulur. Dokulara gelen oksijen ve enerji kaynakları azalır, metabolizma artıkları birikir. Reversibl evredir ancak kısır döngülerin tümünü kırarak hastayı yaşama döndürebilecek tıbbi girişimlerin uygulanması için son şanstır. Bu evrede endotel zararları belirginleşir. Endotel hücreleri hipoksiye oldukça duyarlıdır. Hipoksi ile birlikte endotel hücrelerinin bağlantıları çözülmeye başlar ve damar geçirgenliği artar. Kan sıvısının damar dışına kaçması 3 önemli sonuca yol açar;
- Venüllere dönmesi gereken kan sıvısının hacmi düşer (hipovolemi),
- Sağ kalbe dönen venöz kan sıvısı azalır,
- Sol ventriküle yeterince kan gelemez ve aortaya atılan kan niceliği düşer.
Peşpeşe gelen bu 3 aksaklık nedeniyle dokuların perfüzyonu azalır. Çoklu organ yetmezliği sendromu (Multipl Organ Disfonksiyonu Sendromu; MODS)’nun ilk bulguları belirir.
Geç dönem kompanzasyon evresi bulguları:
- Myokard hücrelerindeki perfüzyon bozukluğu kontraksiyon güçlerini düşürür böylece aortaya atılması gereken kan niceliği daha da azalır ve hipoksi güçlenir. Hipoksi güçlendikçe myokard güçsüzleşir. Süreç kısır döngüye dönüşür.
- Oksijen azalınca anaerobik glikoliz tetiklenir. Laktik asid üretimi ve laktik asidoz bulguları belirginleşmeye başlar.
- Renal hipoksi önce tubulus epitel hücrelerini etkiler. Tubuler epitel hücrelerinde dejenerasyonlar ve nekrozlar başlar. Oligüri belirginleşir.
- Akciğer alveollerinde intra-alveoler kanamalar ve ödem başlar. ARDS bulguları belirir.
- Bağırsaklardaki iskemik nekrozlar, kanamalar ve kompanzasyon çabalarını çıkmaza sokabilir.
İrrevesibl dönem (dekompanzasyon evresi)
İlk iki evre geri döndürülemez ve uzarsa kompanzasyon mekanizması çökmeye başlar. Şok sürecinin istenmeyen ve ölümle sonlanma olasılığı yüksek olan evresidir. Düşük kan basıncı ve perfüzyonun bozulması nedeniyle dokularda etkin bir hipoksi yerleşir. Damarlar genişler (vazodilatasyon), kan hacmi giderek azalır, hipotansiyon güçlenir. Çoklu organ yetmezliği sendromu bulguları yoğunlaşır ve ölümle sonlanır. Dekompanzasyon (irreversibl) evresinin sonuçları:
- Uzayan vazokonstriksiyona bağlı perfüzyon azalması
- Hipoksi nedeniyle vazomotor felç ve vazomotor felç nedeniyle vazodilatasyon
- Çoklu organ yetmezliği sendromu bulgularında yoğunlaşma
- Beyinde iskemik ensefalopati bulguları
- Kanın visseral organlarda toplanması (hipovolemi)
- Hipovolemi (vazodilatasyon ve kan sıvısının dokulara kaçması sonucu)
- Uzayan vazokonstriksiyona bağlı perfüzyon azalması
- Hipoksi nedeniyle myokard iskemisi
- Myokard iskemisine bağlı kalp kası gücünün düşmesi
- Akciğerlerde ARDS bulguları (şok akciğeri)
- Akut böbrek yetmezliği ()
- GIS’te hemorajik nekrozlar (kanama ve hipovolemi)
- Karaciğerde yağlanma ve santral nekrozlar
- Hipoglisemi
- Anaerobik metabolizma ve sistemik laktik asidoz
- Ölüm
Bu evredeki başlıca bulguların ayrıntıları: Arteriol Genişlemesi (vazodilatasyon): vazodilatasyonun 2 nedeni vardır;
(1) Hipoksi uzadığında arteriollerin daralmasında etkili rol oynayan vazomotor merkezler felce uğrayarak çalışamaz ve arterioller genişler. Beyinde iskemik ensefalopati oluşur.
(2) Hipoksi böbreklerde VEM (vasoexcitator material) yapımını azaltır ve durdurur. Bunun yerine VDM (vasodepresor material) yapımı artar. Bu madde arteriolleri adrenaline refrakter kıldığı için arterioller genişler ve kan özellikle visseral organlarda birikir. VDM normal koşullarda karaciğer, dalak ve iskelet kaslarında yapılır. Karaciğerde inaktive edilir. Hipoksi uzadığında karaciğer görevini yapamaz VDM inaktivasyonu durur ve bu maddenin kandaki düzeyi giderek yükselir.
- Kan sıvısının dokulara geçmesi: Vazodilatasyona ve kan sıvısının dokulara çıkmasına neden olan medyatörler (histamin, serotonin, kininler, PAF, anafilatoksinler, TNF, IL-1, IL-8) aktive olur. Vazodilatasyonla birlikte kanın hidrostatik basıncı artar, kan sıvısı dokulara çıkar. Kan hacmi daha da azalır.
- Kalp yetmezliği: Uzayan iskemi myokardda hipoperfüzyona neden olur. Hipoperfüzyon uzadıkça myokardın çalışma gücü azalır, yeterince kan pompalayamaz ve kan basıncı daha da düşer. Kan basıncının giderek düşmesi perfüzyonu da düşürür, hipoksiyi arttırır. Hipoksiden etkilenen myokard gücünü biraz daha yitirir. Bu olaylar kısır döngü biçiminde sürer.
- Beyin: Dekompanse şok olgularındaki hipoksi beyni de etkiler. Vazomotor merkezlerin işlevini yitirmesiyle vazodilatasyon ileri düzeylere çıkar. Uzun süren hipotansiyon ve hipoksi nedeniyle beyin arterlerinin sulama havzaları dışında kalan alanlarda çok sayıda infarkt oluşur (“watershed” infarktlar). Aterosklerozlu hastalarda beyin kanamaları görülebilir.
- Akciğerler: Hipoksinin uzamasıyla birlikte diffuz alveol zararlarının yol açtığı “erişkin solunum güçlüğü sendromu (ARDS)” belirginleşir. Solunum güçlüğü solunan hava ve alınan oksijen niceliğini düşürür. Otopsilerde akciğerle ağır ve kesitleri ıslaktır. Alveol septumlarında ödem ve nötrofil polimorflar izlenir. Alveol hücrelerinde nekrozlar vardır. Bir süre sonra lenfatik drenajının yetersiz kalması sonucu interstisiyel ödem alveol boşluklarına sızar. İntra-alveoler kanamalar başlar. İleri dönemde alveol duktuslarında ve terminal bronşiyollerin içyüzünde fibrin nitelikli hyalin membran oluşumu vardır (şok akciğeri).
- Karaciğer: Generalize hipoksi anaerobik glikoz metabolizmasının hızlanmasına ve laktik asid düzeyinin yükselmesine (asidoz) neden olur. Laktik asid karaciğerde parçalanır. Uzayan hipoksi karaciğerin laktik asidi ve öteki kimyasalları parçalama işlevini bozar. Asidoz güçlenir ve yeni bir kısır döngü başlar. Bir süre sonra hepatositlerde dejenerasyon (yağlanma) ve lobulusların santral kesimlerinde nekrozlar belirir. Karaciğerde VDM inaktivasyonu yapılamaz, vazodilatasyon daha da yaygınlaşır.
- GIS: Hipoksinin uzaması durumunda mide ve bağırsak mukozasında oluşan hemorajik nekrozların kanaması sıvı kaybını arttırır, hipovolemiyi daha da güçlendirir. Bağırsak bakterileri kan dolaşımına girer. Bağırsak bakterilerinden kökenli endotoksinler her zaman kana geçer ve doğal koşullarda karaciğerde ya da dalakta (RES’de) detoksike edilirler. Hipoksi uzadığında karaciğer ve dalak işlevleri bozulur. Dolaşımda kalan toksinler özellikle periferik damarlarda vazokonstriksiyona yol açar. Sürekli vazokonstriksiyon hipoksiyi arttırır. Bir süre sonra da damar çeperlerindeki düz kaslar paralize olur, damarlar genişler.
- Pankreas: Hipoperfüzyondan etkilenen pankreas kalp kasının gücünü azaltan peptidler (myocardial depressant factor; MDF) üretmeye başlar. İskemi nedeniyle zarar gören ekzokrin komponentten kökenli enzimlerin açığa çıkmasıyla akut pankreatit tablosu oluşabilir.
- Koagülasyon sistemi: Şok başlangıcında kanın pıhtılaşma eğilimi fazladır. Şok bulguları sürdükçe kanın pıhtılaşma eğilimi de azalır.
- Böbrekler: Ağır zarar gören organlar arasında böbrekler ön sıralarda yer alır. Şok sürecinin başlamasıyla birlikte beliren vazokonstriksiyon böbreklerin kan debisini 1/3 oranında düşürür. Kanlanmadaki azalmanın en önemli etkisi kortekste görülür. Glomerül filtrasyonu düşer, idrar azalır (oligüri). Uzun süren vazokonstriksiyon akut böbrek yetmezliği sinyalleri vererek renin-angiotensin-aldosteron sistemini (RAAS) uyarır. Bir süre sonra da akut tubuler nekroza bağlı akut renal yetmezlik ve üremi saptanır (). Asidozun güçlenmesine neden olan tubulus zararlarında yoğun elektrolit kaybı da saptanır.
- Kan şekeri: Şokta önceleri hiperglisemi vardır. İrreversibl dönemde yoğun anaerobik glikoliz nedeniyle hipoglisemi başlar. Hipoglisemi kalp kasının ve beynin enerji kaynağını kurutur.
Şok tipleri
Akut kalp yetmezliğine bağlı şok tabloları
Kardiyojen şok: Kalbin pompalama gücünü yitirmesi sonucudur. Özellikle geniş myokard infarktlarında ortaya çıkar. Sistol gücünü akut olarak yitiren kalbin aortaya pompaladığı kan hızla azalır. Çok kısa bir sürede irreversibl evreye giren hastanın reanimasyonu çok zorlaşır.
Obstrüktif şok: Kalbe gelen kan debisindeki düşüş benzer sonucu oluşturur. Pulmoner embolizm ve kalp tamponadı olgularında ventriküllere gelen kan azalır, böylece aortaya atılan kan yetersiz olur. Bu tür olgular “obstrüktif şok” olarak nitelenir.
- Sol kalp yetmezliği etyolojisi
Volüm yüklenmesi: Mitral ve aort kapakları yetmezliği, aşırı pompalama süreçleri (anemi, hipertiroidizm)
Basınç yüklenmesi: Sistemik hipertansiyon, obstrüksiyonlar (aort darlığı, asimetrik septal hipertrofi)
Kas dokusu yitirilmesi: Myokard infarktı, SLE
Kasılma gücünde azalma: Toksik maddeler (alkol, kobalt, doxorubicin); infeksiyonlar (virüs, bakteri, parazit)
Dolma güçlüğü: Mitral stenozu
Perikard patolojisi: Konstriktif perikardit, tamponad, amiloidoz
- Sağ kalp yetmezliği etyolojisi
Sol kalp yetmezliği: Konjenital (şant, obstrüksiyon), idiopatik pulmoner hipertansiyon
Primer sağ kalp yetmezliği: Sağ ventrikül myokard infarktı
Cor pulmonale: Pulmoner embolizm, hipoksi nedenli vazokonstriksiyon, KOAH
Efektif kan sıvısı niceliğinin azalmasına (hipovolemi) bağlı şok tabloları
Hemorajik şok: Önemli kanamalarda yitirilen kan kaybı sonucu kalbin aortaya attığı kan hacmi giderek düşer (hipovolemi). Hipotansiyonla birlikte hasta şoka girer. Akut olarak %33’ünün kaybı öldürücüdür. Gerekli önlemler alınmaz ve eksilen sıvı yerine konmazsa kan basıncı giderek düşer. Hasta irreversibl evreye girerse süreç ölümle sonuçlanır.
Travmatik şok: Ağrı çok önemli bir şok nedenidir. Ayrıca, travma sonrası gelişen kan ve plazma kaybı, zarara uğrayan dokuların otolizi sonucunda ortaya çıkan toksik maddeler ve santral sinir sisteminin etkilenmesi şok için önemli faktörlerdir. Ameliyat travmalarında bunlara anestezi maddelerinin etkileri de katılır. Travmalara hipovolemi eşlik edebilir. Örneğin basit ve kapalı bir kemik kırığında yaklaşık 1/2 litre kan dokulara çıkarken, daha ağır nitelikteki açık kırıklarda yaklaşık 3 litre kan kaybedilebilir.
Yanık şoku: Yanıklardaki şok plazma kaybı (hipovolemi), ağrı ve toksik maddeler nedeniyle gelişir. Kapiller damarlardaki permeabilite artışı plazma kaybının önemli nedenlerinden biridir. Şok tablosunun oluşmasında yanık yüzeyinin genişliği en önemli etkendir. Küçük çocuklarda vücut yüzeyinin %10’unun, erişkinlerde %15’inin yanması tehlikelidir. Olaya infeksiyon ve kusma eklenirse durum ağırlaşır.
Anafilaktik şok: Tip I aşırıduyarlık reaksiyonlarında izlenen yaygın vazodilatasyon ve damar geçirgenliğinin aşırı artmasıyla karakterize şok türüdür. Glottis ödemi nedeniyle beliren asfiksi ölümle sonlanabilir. Bu konuyla ilgili ayrıntılar başlığı altında incelenir.
Nörojen şok (primer şok): Primer (nörojen) şok gelip geçicidir ve birden ortaya çıkar. Uzarsa organlardaki anoksi nedeniyle sekonder şok tablosu gelişebilir. Ağrı, kan görme, korku, testis ve epigastriuma vurma, rektal dilatasyon, karotis sinüsleri üzerine basınç, anestezi, santral sinir sistemi (kafa ve medulla spinalis) travması başlıca nedenleridir. Nörojenik vazodilatasyonda özellikle splanknik bölgedeki damarlar genişler ve kanın burada göllenmesine neden olur. Dolaşımdaki efektif kan niceliği azalır, kalbe gelen kan azalır (hipovolemi). Kan basıncı hızla düşer. Kalbin aortaya attığı kan azalır. Hasta bayılarak yere düşer, böylece yer çekiminin etkisi azaltılır ve kalbe dönen kan miktarı artar. Örnekler: dişhekiminin koltuğuna oturan bir hasta ya da kan gören bir kişi korku nedeniyle nörojen (primer) şoka girebilir.
Septik şok
Septik şok süreci “sistemik yangısal tepki sendromu (Systemic Inflammatory Response Syndrome; SIRS)” ile başlar. SIRS vücudun herhangi bir yerindeki lokalize bir yangının uyardığı sistemik ve abartılmış tepkiler kümesidir. Etyolojisinde solunum yolları infeksiyonları, genital ve üriner sistem infeksiyonları, batın kökenli canlı etkenler, cerrahi aletlerden gelen etkenler, yara infeksiyonları ve yumuşak doku infeksiyonları gibi yerel lezyonlara neden olan canlı etkenler ve/veya toksinleri rol oynar. Septik şok tablosunun oluşmasında Gram (-) bakteriler (Neisseria meningitidis, Enterobacteriaceae, Pseudomonas, vd) ve Gram (+) bakteriler (S.aureus, Enterococcus, S.pneumonia) ilk sıralarda yer alırlar. Gram (-) bakterilerden kökenli endotoksinler (lipopolisakkaridler-lipid A komponenti) ile bakteriler tarafından üretilen ekzotoksinler septik şok tablosunda çok önemli rol oynarlar. Polimikrobiyal olan ya da mantar kökenli septik şok olguları seyrektir.
Risk Faktörleri
- Diabetes mellitus
- İnfeksiyon hastalıkları (akciğer, ürogenital sistem, safra yolları, sindirim kanalı)
- İmmun sistemdeki aksamalar (AIDS, steroid kullanımı, transplantasyon girişimleri)
- Kataterler (damar yolu açılması, mesane sondaları, stentler)
- Lösemi ve Lenfoma
- Uzun süreli antibiyotik kullanımı
- Cerrahi girişimler
Septik şok patofizyolojisi
Uyaranlar
- Endotoksinler (lipopolisakkaridler, LPS) salınır
- LPSler plazmadaki bir proteine (LPS-binding protein; LBP) bağlanır
- LPS+LBP kompleksi monositlerin/makrofajların CD14 reseptörüne bağlanır
Tepkiler
- Bağışıklık sistemi uyarılır: Monositler, Makrofajlar, Nötrofiller, Kompleman sistemi aktivasyonu)
- Yangısal medyatörler salınır: İnterlökinler (IL-1, IL-6, IL-8, IL-12), PAF, TNF-α, İnterferon
- Endotel zararları oluşur: Damarların geçirgenliği artar; Adezyon molekülleri üreten endotele trombositler yapışır; tüm kapiller sistem lökosit ve trombosit tıkaçlarıyla tıkanır; Doku perfüzyonu giderek azalır, hipoksi anoksiye dönüşür.
- Yaygın tepkiler başlar: Koagülasyon sistemi tetiklenir; fibrinolitik sistem ve kinin sistemi aktive olur; mitokondrilerdeki oksijen eksikliği anaerobik glikoz yol açar; laktik asid üretimi yoğunlaşır, asidoz belirginleşir.
SIRS sürecini tetikleyen ve septik şok tablosuna yol açan çok sayıda sitokin belirlenmiştir: tumor necrosis factor (TNF-α), interlökinler ve platelet-activating factor (PAF) söz konusu sitokinlerin başlıcalarıdır.
Septik şok sürecinin ilk adımı bakteri kökenli lipopolisakkaridlerin (LPS) plazmadaki bir proteine (LPS-binding protein; LBP) bağlanarak bir kompleks oluşturmasıyla atılır. Bu kompleksin makrofajlardaki CD14 reseptörlerine bağlanmasıyla şok süreci başlar. İlk aşamada doğal bağışıklık mekanizması tetiklenerek sitokin salınımı uyarılır. Tumor necrosis factor (TNF), interlökinler (IL-1, IL-6, IL-8, IL-12) ve platelet-activating factor (PAF) bu süreçteki en önemli sitokinlerdir. Sitokinler ve ortama sonradan eklenen nitrik oksid (NO) ile prokoagülan proteinler kardiyovasküler sistemin çökmesine neden olan vazodilatasyona ve hipotansiyona neden olurlar.
Yerel bir infeksiyondan başlayan sürecin ilk aşaması SIRS tablosudur. SIRS ile başlayan süreç hastadan hastaya değişen aralıklarla bir sonraki aşamaya geçer.
Aşamalar ve ana bulgular:
1. Sistemik yangısal tepki sendromu (Systemic Inflammatory Response Syndrome; SIRS): aşağıdaki bulguların en az 2‘si olmalıdır):
- Vücut ısısı: >38 <36
- Nabız: >90/dak
- Solunum sayısı: >20/dak
- Lökosit sayısında değişme (lökositoz, )
- Organ etkilenmesi yok
2. Sepsis
- SIRS (en az 2 bulgu)
- Kan kültüründe canlı etken varlığı
- Organ etkilenmesi yok
3. Güçlü sepsis
- Aşırı sitokin salınımı
- Vazodilatasyona bağlı hipotansiyon
- Hipoperfüzyon (oligüri)
- Organlarda disfonksiyon (MODS): Böbrekler, Akciğerler, Karaciğer, Beyin
- DIC olasılığı
4. Septik şok
- Güçlü vazodilatasyona bağlı dekompanze hipotansiyon
- Toksik oksijen radikalleri patlaması
- Güçlü hipoperfüzyon (oligüri-anüri)
- Mide-bağırsak kanamalarına bağlı hipovolemi
- Etkilenen organlar: Böbrekler (şok böbreği; oligüri/anüri), Akciğerler (şok akciğeri), Karaciğer, Beyin, Kalp (myokard çöker), Mide ve bağırsaklar, Adrenaller (meninkokok)
Şok Tedavisi
Acilen 0,5 mg adrenalin İ.M uygulama
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
![]() | Hastalık ile ilgili bu madde seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |
Kaynakça
- ^ a b c d e f g h i j k l m n Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
- ^ a b c d e f g h i j k l Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019
- ^ a b c d e f g h i j k Tahsinoğlu M, Çöloğlu AS, Erseven G. Dişhekimleri için Genel Patoloji, Altın Matbaacılık, İstanbul, 1981
- ^ a b c d e f g h i j Silnernagl S, Lang F. Color Atlas of Pathophysiology. Thieme, Stuttgart-New York, 2000
- ^ a b c Cecconi M, Evans L, Levy M, Rhodes A. Sepsis and septic shock. Lancet, 392(10141):75-87, 2018
- ^ a b Gotts JE, Matthay MA. Sepsis: pathophysiology and clinical management. British Medical Journal, 23; 353:i1585, 2016 (online makale)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sok kalbin aorta attigi kanin akut olarak azalmasina bagli bir hipoperfuzyon sendromdur Sok olgusunda yasamsal dokulara ve organlara yeterli kan gidemez Dolasan kanin azalmasi dokularin oksijen ve enerji kaynaklarinin kesilmesi metabolizma artiklarinin temizlenememesi anlamina gelir generalize iskemi tablosu Baslangic belirtiler hipotansiyon bilinc kaybi agizda kuruluk deride solukluk terleme nabizda artma azalma parmak uclarinda ve dudaklarda siyanozdur Sok NedenleriOrtaya cikis hizi etkene ve gucune gore degisir Sok tablosunun gelismesinde 2 temel oge vardir 1 Akut kalp yetmezligi Kalbin pompalama gucunun azalmasi sok nedenidir Akut kalp yetmezligine bagli soklara kardiyojen sok adi verilir Baslica nedenler Myokard infarkti Hizli olusan ve genis bir alani kapsayan myokard infarktlari Kalp ceperinin yirtilmasi ruptur Kalp rupturunde kanin perikard boslugunu doldurarak diastolu onlemesi kalp tamponadi Akut myokarditler Kalp kasinin buyuk bolumunu etkileyen akut myokarditler Tromboz ve Embolizm Kalp akciger kan akiminin obstruksiyonuna yol acan sol atrium trombozu ya da a pulmonalis i tikayan embolus Aritmiler Kalp ritm bozukluklari ve fibrilasyon olgusu Psikojen etkenler Korku kan gorme vb 2 Hipovolemi Efektif kan sivisi niceliginin azalmasina hipovolemi neden olan faktorler sok tablosunun olusmasinda cok onemlidir Hipovolemiye yol acan faktorler sunlardir Periferik damar genislemesi vazodilatasyon periferik damarlarda beliren yaygin vazodilatasyon kanin dolasimdan cekilerek kalbe gelen ve aortaya atilan efektif kan niceliginin azalmasina yol acar hipovolemi kan basinci hizla duser Vazodilatasyon etyolojisinde norojen soka yol acan nedenlerin yani sira metabolik ve toksik faktorler de onemlidir Baslica nedenler anestezi beyin ameliyatlari medulla spinalis ve kafa travmalari septik soka neden olan bakteri kokenli lipopolisakkaridler anaflaktik soka yol acan alerjik maddeler Kan sivisinin dokulara gecmesi yaygin endotel zedelenmelerine yol acan etkiler nedeniyle arterioller genisler ve kapillerlerin hidrostatik basinci yukselir kan sivisi dokulara gecer Kapiller permeabilitesindeki asiri bozulma varsa kan proteinleri de interselluler alana cikar ve dokularin osmotik basinci yuk selir odem meydana gelir Baslica nedenler agir infeksiyonlar yerel guclu trav malar anoksi zehirlenmeler Kanama kanamanin hizi ve niceligi onemlidir Kisa surede kaybedilen az miktarda kan sok yapabilir ya da bunun tersi olan uzun surede cok miktarda kan sok meydana getirmeyebilir Akut gelisen 33 luk bir kan kaybi hipovolemik soka neden olur oldurucudur Dehidratasyon agir sivi kayiplari hipovolemik soka neden olur Baslica nedenler surekli ve agir diyare asiri kusmalar asiri terleme genis yara ve yanik lar surrenal yetmezligi Sok PatofizyolojisiYukaridaki nedenlerle tetiklenen sok surecinin baslangictaki amaci organizmanin onemli sistemlerini koruyarak yasama tutunabilme cabasidir Ustesinden gelebilecegi olgularda basarili olur Olgularin bir bolumunde ise onemli sistemleri korumaya calisirken organizmanin tumune zarar verebilir Surec uzadikca olume dek gidebilen sok tablosunda cesitli evreler vardir Bu evreler arasindaki gecis sureleri etkene ve hastaya gore farkliliklar gosterebilir Diyare nedenli hipovolemilerde her evreyi asama asama izlerken onemli bir arter kanamasina bagli hipovolemi olgularinda hasta cok kisa surede kaybedilebilir Baslangic evresi erken kompanzasyon evresi reversibl evre Kan basincinin dusmesi hipotansiyon erken kompanzasyon evresinin ilk ve onemli bulgusudur sok sureci hipotansiyon ile baslar Hipotansiyonu gidermeye calisan organizmada hipofiz bobrekustu bezleri adrenal surrenal ve bobrekler sok tablosunun yerlesmesini onlemek amaciyla kan basinci yukseltmeye calisirlar Organlarda onemli zararlar olusmaz Kan basincini yukseltme kompanzasyon cabasi basarili olamazsa tablo giderek kotulesir irrevesibl doneme girerse olumle sonuclanir Sok surecinde hipotansiyonun belirmesiyle birlikte vaskuler kompanzasyon sistemi calisir ve damarlarda bir dizi tepki izlenir Hipotansiyon nedeniyle beliren sistemik hipoksi beyindeki vazomotor merkezleri uyarir ve arteriollerde vazokonstriksiyona baslar Vazokonstriksiyonun amaci periferik kani onemli organlara saklamak kalbin ve beynin perfuzyonunu kompanze etmektir Vaskuler kompanzasyonu saglamak icin 3 sistem devreye girer a Sempatik sinir sistemi b Vazokonstriktor hormonlar c Yerel vazoregulasyon a Sempatik sinir sistemi Adrenal korteksinden katekolamin desarji Deri sindirim sistemi dalak karaciger ve iskelet kasi damarlarinda vazokonstriksiyon Intrakapiller hidrostatik basinctaki dusmeye bagli perfuzyon azalmasi kalbe ve beyne gelen kan debisi ve perfuzyon korunur Hipofiz on lobu adrenokortikotrop hormon ACTH uretir Artan metabolizmayi karsilamak uzere kan sekeri yukselir b Vazokonstriktor hormonlar Hipofiz arka lobundan antidiuretik hormon ADH salinir Vazokonstriksiyon ile glomerullere gelen kan azalir oliguri baslar Renin Angiotensin sistemi RAS tetiklenir Angiotensin II ile vazokonstriksiyon daha da artar Adrenaller aldosteron uretir RAAS su ve sodyum retansiyonu Vazokonstriksiyonun 3 sonucu vardir i Periferik direnc artar kan basinci yukseltilerek kalp ve beyin gibi yasamsal organlarin kan debisi korunmaya calisilir ii Arteriol kontraksiyonu sonucu kapillerlerin hidrostatik basinci duser dokulara sivi cikisi azalir agiz ve deri kurur Renal arterlerin vazokonstriksiyonu nedeniyle idrar azalir oliguri iii Vazokonstriksiyon uzayinca oksijen perfuzyonu azalir Anaerobik metabolizma etkinlesir laktik asid uretimi baslar 2 evreye gecis c Yerel vazoregulasyon kalp koroner arterlerinde ve beyin arterlerinde vazodilatasyon Korku kan gorme vb nedenlerle ortaya cikan sok tablolarinin buyuk bolumu onemli bir tibbi girisim gerektirmeksizin kendiliginden duzelebilir Bu durumdaki hastalar ansizin bilicini yitirir ve oldugu yere yigilir Bu eylem yer cekiminin etkisini azaltarak beyin ve kalp icin gerekli olan kanin saglanabilmesi amacini guder Hasta kendisine gelene dek kesinlikle yatar durumda tutulmalidir Onemli sivi kaybina bagli hipovolemilerde akut kalp yetmezliginde ve benzeri etyolojik faktorlerin saptandigi olgularda gereken tibbi girisimler uygulanmadiginda tablo kisa surede dekompanzasyon evresine yonelir Dokularda perfuzyon bozulmasi evresi gec donem kompanzasyon evresi Sok surecinin istenmeyen ve olumle sonlanabilen son evresiyle ilgili bulgularin baslangic asamasidir baslica nedenleri Uzayan vazokonstriksiyon Vazodilatasyon Coklu organ yetmezligi sendromu Laktik asidoz Olum Vazokonstriksiyonun ve hipoksinin uzun surmesi doku zararlarinin belirmesine neden olur Perfuzyon bozulur Dokulara gelen oksijen ve enerji kaynaklari azalir metabolizma artiklari birikir Reversibl evredir ancak kisir dongulerin tumunu kirarak hastayi yasama dondurebilecek tibbi girisimlerin uygulanmasi icin son sanstir Bu evrede endotel zararlari belirginlesir Endotel hucreleri hipoksiye oldukca duyarlidir Hipoksi ile birlikte endotel hucrelerinin baglantilari cozulmeye baslar ve damar gecirgenligi artar Kan sivisinin damar disina kacmasi 3 onemli sonuca yol acar Venullere donmesi gereken kan sivisinin hacmi duser hipovolemi Sag kalbe donen venoz kan sivisi azalir Sol ventrikule yeterince kan gelemez ve aortaya atilan kan niceligi duser Pespese gelen bu 3 aksaklik nedeniyle dokularin perfuzyonu azalir Coklu organ yetmezligi sendromu Multipl Organ Disfonksiyonu Sendromu MODS nun ilk bulgulari belirir Gec donem kompanzasyon evresi bulgulari Myokard hucrelerindeki perfuzyon bozuklugu kontraksiyon guclerini dusurur boylece aortaya atilmasi gereken kan niceligi daha da azalir ve hipoksi guclenir Hipoksi guclendikce myokard gucsuzlesir Surec kisir donguye donusur Oksijen azalinca anaerobik glikoliz tetiklenir Laktik asid uretimi ve laktik asidoz bulgulari belirginlesmeye baslar Renal hipoksi once tubulus epitel hucrelerini etkiler Tubuler epitel hucrelerinde dejenerasyonlar ve nekrozlar baslar Oliguri belirginlesir Akciger alveollerinde intra alveoler kanamalar ve odem baslar ARDS bulgulari belirir Bagirsaklardaki iskemik nekrozlar kanamalar ve kompanzasyon cabalarini cikmaza sokabilir Irrevesibl donem dekompanzasyon evresi Ilk iki evre geri dondurulemez ve uzarsa kompanzasyon mekanizmasi cokmeye baslar Sok surecinin istenmeyen ve olumle sonlanma olasiligi yuksek olan evresidir Dusuk kan basinci ve perfuzyonun bozulmasi nedeniyle dokularda etkin bir hipoksi yerlesir Damarlar genisler vazodilatasyon kan hacmi giderek azalir hipotansiyon guclenir Coklu organ yetmezligi sendromu bulgulari yogunlasir ve olumle sonlanir Dekompanzasyon irreversibl evresinin sonuclari Uzayan vazokonstriksiyona bagli perfuzyon azalmasi Hipoksi nedeniyle vazomotor felc ve vazomotor felc nedeniyle vazodilatasyon Coklu organ yetmezligi sendromu bulgularinda yogunlasma Beyinde iskemik ensefalopati bulgulari Kanin visseral organlarda toplanmasi hipovolemi Hipovolemi vazodilatasyon ve kan sivisinin dokulara kacmasi sonucu Uzayan vazokonstriksiyona bagli perfuzyon azalmasi Hipoksi nedeniyle myokard iskemisi Myokard iskemisine bagli kalp kasi gucunun dusmesi Akcigerlerde ARDS bulgulari sok akcigeri Akut bobrek yetmezligi GIS te hemorajik nekrozlar kanama ve hipovolemi Karacigerde yaglanma ve santral nekrozlar Hipoglisemi Anaerobik metabolizma ve sistemik laktik asidoz Olum Bu evredeki baslica bulgularin ayrintilari Arteriol Genislemesi vazodilatasyon vazodilatasyonun 2 nedeni vardir 1 Hipoksi uzadiginda arteriollerin daralmasinda etkili rol oyna yan vazomotor merkezler felce ugrayarak calisamaz ve arterioller genisler Beyinde iskemik ensefalopati olusur 2 Hipoksi bobreklerde VEM vasoexcitator mate rial yapimini azaltir ve durdurur Bunun yerine VDM vasodepresor material yapimi artar Bu madde arteriolleri adre naline refrakter kildigi icin arterioller genisler ve kan ozellikle visseral organlarda birikir VDM normal kosullarda karaciger dalak ve iskelet kasla rinda yapilir Karacigerde inaktive edilir Hipoksi uzadiginda karaciger gorevini yapamaz VDM inaktivasyonu durur ve bu maddenin kandaki duzeyi giderek yukselir Kan sivisinin dokulara gecmesi Vazodilatasyona ve kan sivisinin dokulara cikmasina neden olan medyatorler histamin serotonin kininler PAF anafilatoksinler TNF IL 1 IL 8 aktive olur Vazodilatasyonla birlikte kanin hidrostatik basinci artar kan sivisi dokulara cikar Kan hacmi daha da azalir Kalp yetmezligi Uzayan iskemi myokardda hipoperfuzyona neden olur Hipoperfuzyon uzadikca myokardin calisma gucu azalir yeterince kan pompalayamaz ve kan basinci daha da duser Kan basincinin giderek dusmesi perfuzyonu da dusurur hipoksiyi arttirir Hipoksiden etkilenen myokard gucunu biraz daha yitirir Bu olay lar kisir dongu biciminde surer Beyin Dekompanse sok olgularindaki hipoksi beyni de etkiler Vazomotor merkezlerin islevini yitirmesiyle vazodilatasyon ileri duzeylere cikar Uzun suren hipotansiyon ve hipoksi nedeniyle beyin arterlerinin sulama havzalari disinda kalan alanlarda cok sayida infarkt olusur watershed infarktlar Aterosklerozlu hastalarda beyin kanamalari gorulebilir Akcigerler Hipoksinin uzamasiyla birlikte diffuz alveol zararlarinin yol actigi eriskin solunum guclugu sendromu ARDS belirginlesir Solunum guclugu solunan hava ve alinan oksijen niceligini dusurur Otopsilerde akcigerle agir ve kesitleri islaktir Alveol septumlarinda odem ve notrofil polimorflar izlenir Alveol hucrelerinde nekrozlar vardir Bir sure sonra lenfatik drenajinin yetersiz kalmasi sonucu interstisiyel odem alveol bosluklarina sizar Intra alveoler kanamalar baslar Ileri donemde alveol duktuslarinda ve terminal bronsiyollerin icyuzunde fibrin nitelikli hyalin membran olusumu vardir sok akcigeri Karaciger Generalize hipoksi anaerobik glikoz metabolizmasinin hizlanmasina ve laktik asid duzeyinin yukselmesine asidoz neden olur Laktik asid karacigerde parcalanir Uzayan hipoksi karacigerin laktik asidi ve oteki kimyasallari parcalama islevini bozar Asidoz guclenir ve yeni bir kisir dongu baslar Bir sure sonra hepatositlerde dejenerasyon yaglanma ve lobuluslarin santral kesimlerinde nekrozlar belirir Karacigerde VDM inaktivasyonu yapilamaz vazodilatasyon daha da yayginlasir GIS Hipoksinin uzamasi durumunda mide ve bagirsak mukozasinda olusan hemorajik nekrozlarin kanamasi sivi kaybini arttirir hipovolemiyi daha da guclendirir Bagirsak bakterileri kan dolasimina girer Bagirsak bakterilerinden kokenli endotoksinler her zaman kana gecer ve dogal kosullarda karacigerde ya da dalakta RES de detoksike edilirler Hipoksi uzadi ginda karaciger ve dalak islevleri bozulur Dolasimda kalan toksinler ozellikle periferik damarlarda vazokonstriksiyona yol acar Surekli vazokonstriksiyon hipoksiyi arttirir Bir sure sonra da damar ceperlerindeki duz kaslar paralize olur damarlar genisler Pankreas Hipoperfuzyondan etkilenen pankreas kalp kasinin gucunu azaltan peptidler myocardial depressant factor MDF uretmeye baslar Iskemi nedeniyle zarar goren ekzokrin komponentten kokenli enzimlerin aciga cikmasiyla akut pankreatit tablosu olusabilir Koagulasyon sistemi Sok baslangicinda kanin pihtilasma egilimi fazladir Sok bulgulari surdukce kanin pihtilasma egilimi de azalir Bobrekler Agir zarar goren organlar arasinda bobrekler on siralarda yer alir Sok surecinin baslamasiyla birlikte beliren vazokonstriksiyon bobreklerin kan debisini 1 3 oraninda dusurur Kanlanmadaki azalmanin en onemli etkisi kortekste gorulur Glomerul filtrasyonu duser idrar azalir oliguri Uzun suren vazokonstriksiyon akut bobrek yetmezligi sinyalleri vererek renin angiotensin aldosteron sistemini RAAS uyarir Bir sure sonra da akut tubuler nekroza bagli akut renal yetmezlik ve uremi saptanir Asidozun guclenmesine neden olan tubulus zararlarinda yogun elektrolit kaybi da saptanir Kan sekeri Sokta onceleri hiperglisemi vardir Irreversibl donemde yogun anaerobik glikoliz nedeniyle hipoglisemi baslar Hipoglisemi kalp kasinin ve beynin enerji kaynagini kurutur Sok tipleriAkut kalp yetmezligine bagli sok tablolari Kardiyojen sok Kalbin pompalama gucunu yitirmesi sonucudur Ozellikle genis myokard infarktlarinda ortaya cikar Sistol gucunu akut olarak yitiren kalbin aortaya pompaladigi kan hizla azalir Cok kisa bir surede irreversibl evreye giren hastanin reanimasyonu cok zorlasir Obstruktif sok Kalbe gelen kan debisindeki dusus benzer sonucu olusturur Pulmoner embolizm ve kalp tamponadi olgularinda ventrikullere gelen kan azalir boylece aortaya atilan kan yetersiz olur Bu tur olgular obstruktif sok olarak nitelenir Sol kalp yetmezligi etyolojisi Volum yuklenmesi Mitral ve aort kapaklari yetmezligi asiri pompalama surecleri anemi hipertiroidizm Basinc yuklenmesi Sistemik hipertansiyon obstruksiyonlar aort darligi asimetrik septal hipertrofi Kas dokusu yitirilmesi Myokard infarkti SLE Kasilma gucunde azalma Toksik maddeler alkol kobalt doxorubicin infeksiyonlar virus bakteri parazit Dolma guclugu Mitral stenozu Perikard patolojisi Konstriktif perikardit tamponad amiloidoz Sag kalp yetmezligi etyolojisi Sol kalp yetmezligi Konjenital sant obstruksiyon idiopatik pulmoner hipertansiyon Primer sag kalp yetmezligi Sag ventrikul myokard infarkti Cor pulmonale Pulmoner embolizm hipoksi nedenli vazokonstriksiyon KOAH Efektif kan sivisi niceliginin azalmasina hipovolemi bagli sok tablolari Hemorajik sok Onemli kanamalarda yitirilen kan kaybi sonucu kalbin aortaya attigi kan hacmi giderek duser hipovolemi Hipotansiyonla birlikte hasta soka girer Akut olarak 33 unun kaybi oldurucudur Gerekli onlemler alinmaz ve eksilen sivi yerine konmazsa kan basinci gi derek duser Hasta irreversibl evreye girerse surec olumle sonuclanir Travmatik sok Agri cok onemli bir sok nedenidir Ayrica travma sonrasi gelisen kan ve plazma kaybi zarara ugrayan dokularin otolizi sonucun da ortaya cikan toksik maddeler ve santral sinir sisteminin etkilenmesi sok icin onemli faktorlerdir Ameliyat travmalarinda bunlara anestezi maddelerinin etkileri de katilir Travmalara hipovolemi eslik edebilir Ornegin basit ve kapali bir kemik kiriginda yaklasik 1 2 litre kan dokulara cikarken daha agir nitelikteki acik kiriklarda yaklasik 3 litre kan kaybedilebilir Yanik soku Yaniklardaki sok plazma kaybi hipovolemi agri ve toksik maddeler nedeniyle gelisir Kapiller damarlardaki permeabilite artisi plazma kaybinin onemli nedenlerinden biridir Sok tablosunun olusmasinda yanik yuzeyinin genisligi en onemli etkendir Kucuk cocuklarda vucut yuzeyinin 10 unun eriskin lerde 15 inin yanmasi tehlikelidir Olaya infeksiyon ve kusma eklenirse durum agirlasir Anafilaktik sok Tip I asiriduyarlik reaksiyonlarinda izlenen yaygin vazodilatasyon ve damar gecirgenliginin asiri artmasiyla karakterize sok turudur Glottis odemi nedeniyle beliren asfiksi olumle sonlanabilir Bu konuyla ilgili ayrintilar basligi altinda incelenir Norojen sok primer sok Primer norojen sok gelip gecicidir ve birden ortaya cikar Uzarsa organlardaki anoksi nedeniyle sekonder sok tablosu gelisebilir Agri kan gorme korku testis ve epigastriuma vurma rektal dilatas yon karotis sinusleri uzerine basinc anestezi santral sinir sistemi kafa ve medulla spinalis travmasi baslica nedenleridir Norojenik vazodilatasyonda ozellikle splanknik bolgedeki da marlar genisler ve kanin burada gollenmesine neden olur Dolasimdaki efektif kan niceligi azalir kalbe gelen kan azalir hipovolemi Kan basinci hizla duser Kalbin aortaya attigi kan azalir Hasta bayilarak yere duser boylece yer cekiminin etkisi azaltilir ve kalbe donen kan miktari artar Ornekler dishekiminin koltuguna oturan bir hasta ya da kan goren bir kisi korku nedeniyle norojen primer soka girebilir Septik sok Septik sok sureci sistemik yangisal tepki sendromu Systemic Inflammatory Response Syndrome SIRS ile baslar SIRS vucudun herhangi bir yerindeki lokalize bir yanginin uyardigi sistemik ve abartilmis tepkiler kumesidir Etyolojisinde solunum yollari infeksiyonlari genital ve uriner sistem infeksiyonlari batin kokenli canli etkenler cerrahi aletlerden gelen etkenler yara infeksiyonlari ve yumusak doku infeksiyonlari gibi yerel lezyonlara neden olan canli etkenler ve veya toksinleri rol oynar Septik sok tablosunun olusmasinda Gram bakteriler Neisseria meningitidis Enterobacteriaceae Pseudomonas vd ve Gram bakteriler S aureus Enterococcus S pneumonia ilk siralarda yer alirlar Gram bakterilerden kokenli endotoksinler lipopolisakkaridler lipid A komponenti ile bakteriler tarafindan uretilen ekzotoksinler septik sok tablosunda cok onemli rol oynarlar Polimikrobiyal olan ya da mantar kokenli septik sok olgulari seyrektir Risk Faktorleri Diabetes mellitus Infeksiyon hastaliklari akciger urogenital sistem safra yollari sindirim kanali Immun sistemdeki aksamalar AIDS steroid kullanimi transplantasyon girisimleri Kataterler damar yolu acilmasi mesane sondalari stentler Losemi ve Lenfoma Uzun sureli antibiyotik kullanimi Cerrahi girisimlerSeptik sok patofizyolojisi Uyaranlar Endotoksinler lipopolisakkaridler LPS salinir LPSler plazmadaki bir proteine LPS binding protein LBP baglanir LPS LBP kompleksi monositlerin makrofajlarin CD14 reseptorune baglanir Tepkiler Bagisiklik sistemi uyarilir Monositler Makrofajlar Notrofiller Kompleman sistemi aktivasyonu Yangisal medyatorler salinir Interlokinler IL 1 IL 6 IL 8 IL 12 PAF TNF a Interferon Endotel zararlari olusur Damarlarin gecirgenligi artar Adezyon molekulleri ureten endotele trombositler yapisir tum kapiller sistem lokosit ve trombosit tikaclariyla tikanir Doku perfuzyonu giderek azalir hipoksi anoksiye donusur Yaygin tepkiler baslar Koagulasyon sistemi tetiklenir fibrinolitik sistem ve kinin sistemi aktive olur mitokondrilerdeki oksijen eksikligi anaerobik glikoz yol acar laktik asid uretimi yogunlasir asidoz belirginlesir SIRS surecini tetikleyen ve septik sok tablosuna yol acan cok sayida sitokin belirlenmistir tumor necrosis factor TNF a interlokinler ve platelet activating factor PAF soz konusu sitokinlerin baslicalaridir Septik sok surecinin ilk adimi bakteri kokenli lipopolisakkaridlerin LPS plazmadaki bir proteine LPS binding protein LBP baglanarak bir kompleks olusturmasiyla atilir Bu kompleksin makrofajlardaki CD14 reseptorlerine baglanmasiyla sok sureci baslar Ilk asamada dogal bagisiklik mekanizmasi tetiklenerek sitokin salinimi uyarilir Tumor necrosis factor TNF interlokinler IL 1 IL 6 IL 8 IL 12 ve platelet activating factor PAF bu surecteki en onemli sitokinlerdir Sitokinler ve ortama sonradan eklenen nitrik oksid NO ile prokoagulan proteinler kardiyovaskuler sistemin cokmesine neden olan vazodilatasyona ve hipotansiyona neden olurlar Yerel bir infeksiyondan baslayan surecin ilk asamasi SIRS tablosudur SIRS ile baslayan surec hastadan hastaya degisen araliklarla bir sonraki asamaya gecer Asamalar ve ana bulgular 1 Sistemik yangisal tepki sendromu Systemic Inflammatory Response Syndrome SIRS asagidaki bulgularin en az 2 si olmalidir Vucut isisi gt 38 lt 36 Nabiz gt 90 dak Solunum sayisi gt 20 dak Lokosit sayisinda degisme lokositoz Organ etkilenmesi yok 2 Sepsis SIRS en az 2 bulgu Kan kulturunde canli etken varligi Organ etkilenmesi yok 3 Guclu sepsis Asiri sitokin salinimi Vazodilatasyona bagli hipotansiyon Hipoperfuzyon oliguri Organlarda disfonksiyon MODS Bobrekler Akcigerler Karaciger Beyin DIC olasiligi 4 Septik sok Guclu vazodilatasyona bagli dekompanze hipotansiyon Toksik oksijen radikalleri patlamasi Guclu hipoperfuzyon oliguri anuri Mide bagirsak kanamalarina bagli hipovolemi Etkilenen organlar Bobrekler sok bobregi oliguri anuri Akcigerler sok akcigeri Karaciger Beyin Kalp myokard coker Mide ve bagirsaklar Adrenaller meninkokok Sok TedavisiAcilen 0 5 mg adrenalin I M uygulama Bu alt basligin genisletilmesi gerekiyor Sayfayi duzenleyerek yardimci olabilirsiniz Hastalik ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir Madde icerigini genisleterek Vikipedi ye katki saglayabilirsiniz Kaynakca a b c d e f g h i j k l m n Kumar V Abbas AK Aster JC Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease 9th edt Elsevier Saunders Philadelphia 2015 a b c d e f g h i j k l Goljan EF Rapid Review Pathology 5th edt Elsevier Philadelphia 2019 a b c d e f g h i j k Tahsinoglu M Cologlu AS Erseven G Dishekimleri icin Genel Patoloji Altin Matbaacilik Istanbul 1981 a b c d e f g h i j Silnernagl S Lang F Color Atlas of Pathophysiology Thieme Stuttgart New York 2000 a b c Cecconi M Evans L Levy M Rhodes A Sepsis and septic shock Lancet 392 10141 75 87 2018 a b Gotts JE Matthay MA Sepsis pathophysiology and clinical management British Medical Journal 23 353 i1585 2016 online makale