Biyoloji ve cinsel yönelim, biyolojinin insan cinsel yöneliminin gelişimindeki rolünü inceleyen araştırma konusudur. Cinsel yönelimin kökeni olarak kesin bir şekilde tek bir ana sebep veya kaynak bulunamamıştır. Çeşitli araştırmaların sonuçları farklı hatta çelişen noktalara işaret etmektedir. Bilim insanları cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu üstüne hipotez kurmuştur. Cinsel yönelimin nedenlerini açıklama konusunda biyolojik teoriler daha çok benimsenmiştir ve biyolojik faktörler, genetik faktörlerle erken rahim ortamının kompleks etkileşimini içerebilir.Heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel veya aseksüel yönelimin gelişimiyle bağlantılı olabilen bu faktörler genleri, doğum öncesi hormonları ve beyin yapısını kapsamaktadır.
Deneysel araştırmalar
İkiz çalışmaları
Cinsel yönelimin belirlenmesinde genetik ve çevrenin önemini kıyaslamak amacıyla birkaç ikiz çalışması yapılmıştır. 1991’de yapılan bir araştırmada Bailey ve Pillard, tek yumurta erkek ikizlerinde %52 oranında, çift yumurta erkek ikizlerinde ise %22 oranında eşcinsellik bakımından uyum bulmuştur. 2000’de Bailey, Dunne ve Martin 4,901 avustralyalı ikiz üzerinde yaptığı araştırmada benzer sonuçlar bulmuştur. Tek yumurta erkek ikizlerinde %20 oranında uyum bulurlarken tek yumurta kız ikizlerinde yüzde %24 oranında uyum bulmuşlardır. Hershberger (2001) araştırmasında ikizler üstünde yapılmış 8 araştırmanın sonuçlarını birbiriyle karşılaştırmıştır. 8 araştırmanın 6’sında tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine göre daha yüksek oranda uyum olduğu görünmüştür. Bu bulgular genetik faktörlerin cinsel yönelim üstündeki etkisinin önemli olduğunu destekler.
Bearman ve Brückner (2002) önceki araştırmaları az sayıda denek içermesi ve deneklerin popülasyonu temsil etmemesinden dolayı eleştirmiştir. Bearman ve Brückner, 289 tek yumurta ikizi ve 495 çift yumurta ikizi üstünde yaptığı araştırmada tek yumurta erkek ikizlerinde sadece %7.7, tek yumurta kız ikizlerinde ise sadece %5.3 oranında eşcinsellik bakımından uyum bulmuştur. Bulgular neticesinde sosyal çevreden bağımsız bir genetik etkiden söz edilemeyeceği öne sürülmüştür.
2010’da İsveç’te 7,600’den fazla ikiz üstünde yapılan bir araştırmada eşcinsel davranış hem genetik faktörlerle hem de kişiye özgü çevresel faktörlerle (örneğin doğum öncesi ortam, hastalık ve travma, akran grupları ve cinsel deneyimler) açıklanabileceğini bulmuştur. Araştırma aynı zamanda ailesel çevre, toplumun tutumu gibi paylaşılmış çevresel faktörlerinde zayıf ama yine de kayda değer derecede etki ettiğini bulmuştur. Kadınların cinsel yöneliminde genetik faktörlerin az derecede etki ettiği, erkeklerin cinsel yöneliminde ise paylaşılmış çevresel faktörlerin hiç etki etmediği görünmüştür. Biyometrik modelin bulgularına göre erkeklerin cinsel yöneliminde genetik faktörler %34-39, paylaşılmış çevresel faktörler %0, kişiye özgü çevresel faktörler %61-66 oranında etki etmektedir. Kadınların cinsel yöneliminde ise genetik faktörler %18-19, paylaşılmış çevresel faktörler %16-17, kişiye özgü çevresel faktörler %64-66 oranında etki etmektedir.
Eleştiriler
Araştırmaya katılımda her ikisi de eşcinsel olan ikizlerin muhtemelen daha çok gönüllü olması yüzünden ikiz çalışmaları birçok eleştiri almıştır. Buna rağmen birçok tek yumurta ikizinin cinsel yönelimlerinde farklılıklar görülmesi yüzünden cinsel yönelimin tamamen genetik olamayacağı sonucuna ulaşmak mümkündür. Başka bir konu ise son yapılan bir araştırmada tek yumurta ikizlerinde bile eşcinsellik bakımından uyumsuzluğu açıklayan bir mekanizma olabileceğidir. Gringas ve Chen (2001) tek yumurta ikizlerinde farklılıklara yol açan ve en çok kroniste ve amniotik olmakla ilgili birkaç mekanizma tanımlamıştır. Çift yumurta ikizleri farklı hormonal ortama sahiptir ve ayrı plasentalardan kan alırlar. Tek yumurta ikizleri aynı hormonal ortamı paylaşırlar ama “ikizden ikize transfüzyon sendromu” (kanın bir bebekten diğerine, yavaş ancak sürekli akışı) yaşayabilirler. Bir ikizin daha az diğerinin daha çok testosteron hormonuna maruz kalması beyinlerinin farklı seviyelerde maskülenleşmesine yol açabilir.
Kromozom bağlantısı çalışmaları
Cinsel yönelim üzerine yapılan kromozom bağlantısı çalışmaları genom boyunca birçok tetikleyici genetik faktörlerin varlığını göstermektedir. 1993’te Dean Hamer ve meslektaşları 76 gay kardeş ve ailelerinin bağlantı analiziyle ilgili bulgular yayınlamıştır. Hamer ve meslektaşları eşcinsel erkeklerin anne tarafında, baba tarafına göre daha çok gay kuzen ve gay dayıya sahip olduklarını bulmuştur. Bu annesel soyu gösteren gay kardeşler, x kromozomundaki 22 işaretleyici gen kullanılarak X kromozomu bağlantısı test edilmiştir. Başka bir araştırmada test edilen 40 kardeş çiftin 33’ünde Xq28’in uzak bölgesinde benzer aleller bulmuştur. Bu erkek kardeşler için beklenen oran olan %50’den önemli ölçüde daha yüksektir. Bu medyada birçok insan tarafından “gey geni” olarak adlandırılmış, önemli tartışmalara yol açmıştır. 1998’de Sanders ve meslektaşları benzer bir çalışma yapmış gay kardeşlerin baba tarafındaki amcaların %6’sının, anne tarafındaki dayılarınınsa yüzde %13’ünün eşcinsel olduğunu bulmuştur.
Hu ve meslektaşları tarafından yapılan bir sonraki analiz önceki bulguların doğruluğunu arttırmıştır. Bu araştırma gay kardeşlerin (yeni grup) %67’sinin Xq28’de, X kromozomunda bir işaretleyici gen paylaştıklarını ortaya çıkarmıştır. Başka iki araştırmada (Bailey ve meslektaşları, 1999; McKnight ve Malcolm, 2000) eşcinsel erkeklerin anne tarafındaki gay akrabaların fazlalığı bulunamamıştır. 1999’da Rice ve meslektaşları tarafından yapılan bir çalışmada Xq28 bağlantısı bulunamamıştır. Bütün kromozom bağlantısıyla ilgili dataların meta-analizi Xq28’le ilgili önemli bir bağlantı olduğunu göstermektedir ama aynı zamanda cinsel yönelimin tamamen genetik olduğunu açıklayabilmek için ek olarak başka genlerinde var olmak zorunda olduğunu göstermektedir. 894 heteroseksüel ve 694 eşcinsel erkek üstünde yapılan son bir araştırmada kromozom bağlantısı bulunamamıştır.
Mustantski (2005) kişilerin kendi ve yeni deneklere ek olarak daha önce Hamer (1993) ve Hu (1995) tarafından rapor edilen ailelerin sadece X kromozomunun scan edilmesi yerine bütün genomunu scan etmiştir. Araştırma, Hamer’in bulgularınınkine göre bir parça daha indirgenmiş Xq28 bağlantısı bulmuş, 7q36, 8p12 ve 10p26’dan başka önemli işaretleyici bulamamıştır. İlginç bir şekilde bulgular 10q26’in annesel soydan geldiğine dair önemli bir işaret göstermektedir. Bu önceki aile çalışmalarını desteklemektedir.
2010’da Kore Gelişmiş Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’ndeki bir grup, bir dişi farenin üreme davranışıyla ilgili tek bir genini ortadan kaldırarak cinsel tercihini değiştirmeyi başarmıştır. Dişi fare gen olmayınca diğer dişi farelerin idrarına karşı maskülen bir cinsel davranış ve cinsel eğilim göstermiştir. Bu geni koruyan dişi farelerse erkek farelere cinsel ilgi duymuştur.
2014'te Amerika’da Northwestern Üniversitesi’nde Michael Bailey tarafından yapılan bir araştırmada, genetik faktörlerin erkeklerin cinsel yönelimini etkilediği ama tamamen de belirleyici olmadığını göstermiştir. 408 eşcinsel erkek kardeş çifti ve aileleri üstünde yapılan araştırmada eşcinsel erkeklerin X kromozomunun Xq28 bölgesinde benzer DNA işaretleri taşıdığı ve bu bölgedeki iki kromozomun erkeklerin cinsel yönelimini etkilediği bulunmuştur. Bu 1993’te yapılan Dean Hamer’ın araştırmasını desteklemektedir. Ayrıca Kromozom 8 adlı bir bölgenin de erkeklerin cinsel yönelimini etkilediği görünmüştür. Araştırmanın bulgularına göre genetik faktörler erkek eşcinselliğinde yüzde 30-40 oranında rol oynarken gerisinden çevresel faktörler sorumlu. Ama Michael Bailey çevresel faktörlerin illaki sosyal olarak sonradan kazanılan anlamı taşımadığı, doğumumuzda DNA’mızda olmayan her şeyin çevresel faktörler olarak kabul edildiğini söylemiştir.
Epigenetik çalışmalar
X kromozomu inaktivasyonu
Bir araştırma annenin genetik yapısıyla oğullarının eşcinselliği arasında bir bağlantı bulmuştur. Kadınlar iki X kromozomuna sahiptir ve biri inaktive edilir. Bocklandt ve meslektaşları, eşcinsel oğullara sahip annelerin X kromozomu inaktivasyonlarının, eşcinsel erkek çocuğa sahip olmayan annelere göre önemli derecede daha yüksek oranda asimetri gösterdiğini bulmuştur. Eşcinsel bir erkek çocuğa sahip olmayan annelerin %4’ü X kromozomu inaktivasyonlarında asimetri gösterirken bu oran bir eşcinsel erkek çocuğa sahip annelerde %13, iki ya da daha fazla eşcinsel erkek çocuğa sahip annelerde %23’tür.
Epi-işaretleyiciler
Ana makale: Eşcinsellikle ilgili epigenetik teoriler
Gebelik ve doğum sonrası boyunca epi-işaretleyicilerin genlerin ifade edilmesi üstündeki kontrolü geçici olarak değişmektedir. Epi-işaretleyiciler histon proteinlerinin ve DNA histonlarına bağlanan metil ve asetil gruplarının modifikasyonudur. Proteinlerin fonksiyonunu değiştirir, genlerin ifade edilmesini etkiler. Epi-işaretleyiciler fetüsün normal bir cinsel gelişme yaşamasına yardım etmek için tasarlanmıştır ama mitoz bölünme sırasında çocuğa geçebilir. Bu epi-işaretleyiciler babadan kıza ya da anneden oğula geçtiğinde erkeklerdeki bazı özelliklerin feminenleşmesi ve kadınlardaki bazı özelliklerin maksülenleşmesi gibi ters etkilere neden olabilir. Feminenleşme ve maskülenleşmenin tersine dönmesi cinsel yönelimin de tersine dönmesine neden olabilir.
Doğum sırası
Ana makale: Doğum sırası ve erkeklerin cinsel yönelimi
Blanchard ve Klassen (1997), her büyük erkek kardeşin bir erkeğin eşcinsel olma ihtimalini bir önceki erkek kardeşinkinin yaklaşık yüzde 33’ü kadar arttırdığını rapor etmiştir. Bu oran, cinsel yönelimle ilgili yapılmış araştırmalarda tanımlanmış en güvenilir epidemiyolojik değişkenlerden biridir. Bu bulgular sonucunda erkek fetüslerin, her erkek çocuk doğurdukça güçlenen annesel bağışıklık sistemini tetiklediği öne sürülmüştür. Bu anne immün hipotezi, erkek fetüsteki hücrelerin hamilelik ya da doğum sırasında annenin dolaşımına girmesiyle başlar. Erkek fetüsler, omurgalıların seksüel olarak farklılaşmasında rol oynadığı neredeyse kesin olarak bilinen HY antijenlerini üretir. Bu Y bağlantılı proteinler annenin bağışıklık sistemi tarafından tanınmaz çünkü annenin cinsiyeti dişidir. Bu tanınmamazlık yüzünden anne plazental duvardan fetal bölüme kadar ulaşan antikorlar üretir. Bu anti-erkek antikorlar gelişen fetal beynin kan/beyin duvarını aşar ve beynin cinsel yönelimle bağlantılı, cinsiyete göre dimorfik yapılarını değiştirir. HY antijenlerinin beynin maskülenleşmesindeki kabiliyetini azaltan HY antikorları, erkek bebeğin büyüdüğünde kadınlardan çok erkeklere ilgi duyma ihtimalini arttırır. Ama bu teori, bu semptomların eşcinselliğin yaygınlığına kıyasla nadir görülmesinden dolayı eleştirilmiştir.
Kadınların doğurganlığı
2004’te italyan araştırmacılar, 98 eşcinsel erkek ve 100 heteroseksüel erkeğin akrabalarını incelemiştir. Eşcinsel erkeklerin kadın akrabaları, heteroseksüel erkeklerinkine göre daha çok çocuk sahip olmaya eğilimli olduğu bulunmuştur. Ayrıca eşcinsel erkeklerin anne tarafındaki kadın akrabaları, baba tarafındaki kadın akrabalarına göre de daha çok çocuk sahip olmaya eğilimli olduğu gözlenmiştir. Araştırmacılar X kromozomundaki nesilden nesile geçen bir genetik materyalin, kız çocuklarda doğurganlığa, erkek çocuklarda ise eşcinselliğe neden olduğu sonucuna varmıştır.
Feromon çalışması
Erkek terindeki testosterondan elde edilen androstadienin (AND) ve hamile kadınların idrarında bulunan östrojene benzeyen estratetraenolinin (EST) insanlardaki feromon olduğu düşünülmektedir. AND ve EST’in kişinin cinsel yönelimine bağlı olarak ön hipotalamustaki nöral devreleri aktivite ettiği gözlenmiştir. Ön hipotalamus üreme fonksiyonların sürecinde rol oynamaktadır ve son kanıtlar ön hipotalamsun cinsel davranış ve cinsel tercihte rol oynayan hormonal ve duyumsal ipuçlarını birleştirmede yardım ettiğini öne sürmektedir.
Son fonksiyonel nörolojik görüntüleme deneylerinde AND’ın heteroseksüel erkeklerin beyninin olfactory bölgesini (koklama duyusuna ait bölge), eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınlarınsa hipotalamus bölgesini aktivite ettiği bulunmuştur. EST’inse eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınların olfactory bölgesini, heteroseksüel erkeklerinse hipotalamus bölgesini aktivite ettiği bulunmuştur. Eşcinsel kadınların beyinlerinin verdiği tepkilerinse heteroseksüel kadınlardan farklı olup heteroseksüel erkeklerinkine bir parça benzediği ama bu benzerliğin heteroseksüel kadınlar ve eşcinsel erkekler arasındaki benzerlik kadar güçlü olmadığı gözlenmiştir.
Beyin yapısıyla ilgili araştırmalar
Beynin birkaç bölümünün seksüel olarak dimorfik olduğu, kadın ve erkeklerde farklı olduğu rapor edilmiştir. Beyin yapısındaki bu farklılıkların cinsel yönelimle de bağlantılı olduğu rapor edilmiştir. 1990’da Dick Swaab ve Hofman, heteroseksüel ve eşcinsel erkeklerde suprakiazmatik çekirdeğin büyüklüğünün farklı olduğunu rapor etmiştir. 1992’de ise Allen ve Gorski ön komissurun büyüklüğünün cinsel yönelimle bağlantılı olduğunu bulmuştur.
Ön hipotalamustaki seksüel dimorfik çekirdek
Simon LeVay, hipotalamustaki INAH1, INAH2, INAH3 ve INAH4 adı verilen 4 nöron grubunu incelemiştir. Beynin bu bölümünü önemlidir çünkü bu bölümün hayvanların cinsel davranışlarının düzenlenmesinde rol oynadığı kanıtlanmış ve INAH2 ve INAH3’ün erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterdiği rapor edilmiştir.
Simon LeVay 41 ölmüş hastanın beynini incelemiştir. Bu denekler 3 gruba ayrılmıştır. İlk grup AIDS yüzünden ölen 19 eşcinsel erkekten, ikinci grup cinsel yönelimleri bilinmeyen ama araştırmacılar tarafından heteroseksüel varsayılan, 6’sı AIDS’ten ölen 16 erkekten, üçüncü grupsa araştırmacılar tarafından heteroseksüel varsayılan, 1’i AIDS’ten ölen 6 kadından oluşmaktaydı.
Heteroseksüel olarak varsayılan HIV pozitif erkeklerin tıbbi kayıtlarında hem damar yoluyla yoluyla uyuşturucu verdiği hem de kan nakli aldığı ortaya çıkmıştı. Heteroseksüel olarak varsayılan 2 erkek eşcinsel birliktelik yaşadığını özellikle inkâr etmişti. Geriye kalan deneklerin kayıtlarında cinsel yönelimleriyle ilgili hiçbir bilgi yoktu. Geriye kalan denekler, popülasyonda heteroseksüel erkeklerin eşcinsel erkeklere göre çoğunlukta olması sebebiyle heteroseksüel varsayıldılar.
LeVay, grupların INAH1, INAH2 ve INAH4’ün büyüklüğünde bir farklılık bulamadı ama heteroseksüel erkeklerdeki INAH3’ün büyüklüğünün, eşcinsel erkekler ve heteroseksüel kadınlardakinin iki katı kadar büyük olduğunu buldu.
William Bayne ve meslektaşları aynı araştırmayı 14 HIV pozitif eşcinsel erkek, heteroseksüel varsayılan 34 erkek (10 HIV pozitif) ve heteroseksüel varsayılan 34 kadın (9 HIV pozitif) üstünde tekrar yaptı. Araştırmacılar INAH3’ün büyüklüğünün heteroseksüel erkek ve kadınlarda önemli derecede farklılık gösterdiğini buldu. Eşcinsel erkeklerinki görünüşte heteroseksüel erkeklerinkinden küçük, heteroseksüel kadınlarınkinden büyüktü. Ama bu farklılık tam olarak istatistiksel bir öneme sahip değildi.
Byne ve meslektaşları aynı zamanda INAH3’ün ağırlığını ve nöronlarının sayılarını da ölçtü. INAH3’ün ağırlığının sonuçları büyüklüğününkilerine benzer çıktı. Heteroseksüel erkeklerdeki INAH3’ün ağırlığı, heteroseksüel kadınlarınkine göre önemli ölçüde daha yüksek çıkarken, eşcinsel erkeklerin sonuçları, heteroseksüel erkek ve kadınların arasında çıktı. Ama farklılık önemli derecede değildi. INAH3’teki nöron sayılarında kadın ve erkekler arasında farklılık bulunurken cinsel yönelimle bağlantılı bir farklılık bulunmadı.
2010’da yapılan bir çalışmada Garcia-Falgueras ve Swaab “rahim için dönemde fetal beyin, testosteronun gelişen sinir hücrelerine direkt etki etmesiyle erkeksel yönde ya da bu hormonal dalgalanmanın yokluğuyla kadınsal yönde gelişir. Böylece cinsiyet kimliğimiz (kadın ya da erkek cinsiyetine ait olduğumuza inanma) ve cinsel yönelimimiz biz henüz rahimdeyken programlanır ya da organize edilir. Doğumdan sonraki sosyal çevrenin cinsiyet kimliğine ya da cinsel yönelime etki ettiğine dair bulgu yoktur.” demiştir.
Koyunların beyin yapısı
Evcil koçlar, eşcinselliğin temelindeki nöral mekanizmaların erken programlamasını araştırmak için kullanılan deneysel örneklerdir. Evcil koçların çoğunluğu dişi koyunlara ilgi duyarken (dişilere yönelmiş), yaklaşık yüzde 8’i diğer koçlara ilgi duymaktadır (erkeklere yönelmiş). Birçok türde seksüel farklılaşmanın belirgin bir özelliği preoptik hipotalamustaki seksüel dimorfik çekirdeğin (SDN) varlığıdır. SDN, erkeklerde dişilere göre daha büyüktür.
Roselli ve meslektaşları koyunların SDN’sini (kSDN) incelemiş, erkeklere yönelmiş koçların kSDN’sinin, dişilere yönelmiş koçlara göre daha küçük, dişi koyunlarınkine ise benzer olduğunu bulmuştur. Ayrıca kSDN’in nöronlarının aromataz aktivitesi, erkeklere yönelmiş koçlarda dişilere yönelmiş koçlara göre daha küçük olduğu bulunmuştur. Bu bulgular cinsel yönelimin nörolojik olarak fiziksel bağlantılı olduğunu ve hormonlar tarafından etkilenebileceğini öne sürer. Ama araştırmanın sonuçları, koyunların beyninin seksüel olarak farklılaşmasındaki nöral aromatazın rolü ve koyunların cinsel davranışları arasında ilişki kurmada, cinsel tercihin defeminizesinin (erkek gelişme sürecinde feminen yapı, fonksiyon ve davranışların engellenmesi) eksikliği ve kritik dönemdeki fetüsün beyninin aromataz aktivitesinin sonucu olan kSDN seviyesi yüzünden başarısızlığa uğramıştır. Bununla beraber kSDN’de eşcinselliğin aromatazda rol oynamayan bir androjen reseptöründe programlanması daha olasıdır. Sonuçların çoğu eşcinsel koçların heteroseksüel koçlar gibi montaj, algılama, gonadotrophin salgılamasında maskülinize ve defeminize edildiğini ama cinsel partner tercihinde defeminize edilmediği, bu tür davranışların farklı bir şekilde programlanmış olabileceğini öne sürmektedir. kSDN’nin kesin fonksiyonu tamamen bilinmemesine rağmen seviyesi, uzunluğu ve hücre sayısının cinsel yönelimle bağlantılı olduğu görünmektedir ve hücreleri ve seviyesindeki dimorfizm, partner seçiminde rol oynadığı hissini uyandırmaktadır. kSDN’nin gelişiminin gereksinimlerini ve zamanlamasını ve doğum öncesi programlamanın yetişkinlikteki partner seçimini nasıl etkilediğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Cinsel yönelimin etiyolojisiyle ilgili biyolojik teoriler
Erken fiksasyon hipotezi
Ana makale: Doğum öncesi hormonlar ve cinsel yönelim
Erken fiksasyon hipotezi, beynin maskülenleşmesini kontrol eden doğum öncesi gelişimle ve çevresel faktörlerle ilgili yapılan araştırmaları kapsar. Bazı araştırmalar doğum öncesi hormonları cinsel yönelimin belirlenmesinde ana faktör olarak görmektedir. Eşcinsel ve heteroseksüel kişilerin hem beyin yapısında hem de bilişsel işlemlerinde farklılıkların gözlenmesi bu hipotezi desteklemektedir. Bu farklılıklara bir açıklama olarak fetal gelişim sırasında rahmin farklı seviyelerde hormonlara maruz kalmasının eşcinsel erkeklerin beyninin maskülenleşmesini değiştirebilmesi gösterilmektedir. Bu kimyasalların yoğunluklarının fetal ve annesel bağışıklık sistemi, tüketilen belli ilaçlar, annesel stres ve aşı tarafından etkilendiği düşünülebilir. Bu hipotez aynı zamanda doğum sırası efektiyle bağlantılıdır.
Egzotiğin erotiğe dönüşmesi
Cornell Üniversitesi’nde sosyal bir psikolog olan Darly Bem, cinsel yönelimi etkileyen biyolojik faktörlere çocukluktaki deneyimlerin de aracılık edebileceği üstüne teori kurmuştur. Çocuk, doğası gereği belli aktiviteleri diğerlerine göre daha çok tercih edebilir. Çünkü çocuğun doğası, genetik faktörler gibi biyolojik değişkenler tarafından etkilenebilir. Bazı çocuklar genellikle hemcinslerinin zevk aldığı aktiviteleri tercih ederken başka çocuklar karşı cinsininkileri tercih edebilir. Bu cinsiyet uyumu gösteren çocuğu karşı cinsten daha farklı hissettirirken cinsiyet uyumsuzluğu gösteren çocuğu hemcinsinden daha farklı hissettirecektir. Bem’e göre çocuk kendini farklı hissettiği (egzotik) cinsiyete yaklaştığında farklılık hissi yüzünden bir fiziksel uyarılma yaşayacak, daha sonra bu fiziksel uyarılma cinsel uyarılmaya dönüşecektir. Bu teori egzotiğin erotiğe dönüşmesi teorisi olarak bilinir.
Bu teorinin dayanaklarından biri çoğu gay ve lezbiyenin çocukluk yıllarında cinsiyet uyumsuzluğu yaşamasının bulunmasıdır. 48 araştırmanın meta-analizi, çocukluk dönemindeki cinsiyet uyumsuzluğunun hem erkeklerde hem kadınlarda eşcinselliğin en büyük habercisi olduğunu göstermektedir. 1995’te Bailey & Zucker tarafından yapılan 14 araştırma da aynı sonuçlar bulunmuştur. Kinsey Enstitüsü’nde yaklaşık 1000 gay ve lezbiyen (kontrol grubu 500 heteroseksüel erkek ve kadından oluşuyor) üstünde yapılan bir araştırmada gay ve lezbiyenlerin %63’ünün çocuklarında cinsiyet uyumsuzluğu (örneğin hemcinslerinin yaptığı tipik aktiviteleri sevmeme) yaşadıklarını rapor etmiştir. Heteroseksüel erkek ve kadınlarda bu oransa sadece %10-15’tir. Aynı zamanda 6 prospektif araştırmada cinsiyet uyumsuzluğu gösteren erkek çocuklar, 7 yaşından ergenliğe ve yetişkinliğe kadar takip edilmiş, çoğunluğunun (%63) yetişkinliklerinde gay veya biseksüel olduğu görülmüştür. Cinsiyet uyumsuzluğu gösteren kızlar hakkında çok az prospektif araştırma vardır. Bir araştırmada maskülen davranışlar sergileyen 18 kız incelenmiştir. Bu kızlarının tamamının ergenliklerine geldiklerinde eşcinsel yönelime sahip olduğu ve 8’inin cinsiyet değiştirme ameliyatı talep ettiği görülmüştür.
Oklahoma Üniversitesi’nde psikiyatrist ve ürolog olan William Reiner, seksüel farklılık bozukluklarına sahip 100’den fazla çocuğu incelemiştir. 1960 ve 1970’lerde gelişmiş ülkelerde mikropenisle (penisin normalden çok küçük olması) doğan erkeklerin hadım edilmesi ve kız gibi yetiştirilmesi yaygın bir uygulamaydı. Ama bu uygulama eleştiriler almıştır. Çünkü bu erkek çocuklukları kız gibi yetiştirilmelerine rağmen yetişkinliklerine geldiklerinde tamamına yakını kadınlara ilgi duyduğunu rapor etmiştir. Bu bulgular cinsel yönelimin doğuştan geldiğini destekler.
Eşcinsel erkek ve kadınlardaki biyolojik farklılıklar
Bazı araştırmalar kişinin cinsel yönelimiyle biyolojisi arasında korelasyonlar bulmuştur. Bu araştırmaların sonuçları şunlardır:
- Eşcinsel erkek ve heteroseksüel kadınların beyin yarımküreleri ortalama olarak simetri gösterirken lezbiyen kadın ve heteroseksüel erkeklerin beyni asimetri göstermektedir, beynin sol yarımküresi sağ yarımküreye göre bir parça daha büyüktür.
- Eşcinsel erkekler heteroseksüel erkeklere göre ortalama olarak bir parça daha büyük ve kalın penise sahiptir.
- Beynin hipotalamus bölgesindeki INAH-3, eşcinsel erkeklerde ve heteroseksüel kadınlarda yaklaşık olarak aynı büyüklükte olup, heteroseksüel erkeklerinkine göre önemli ölçüde daha küçüktür ve hücreler heteroseksüel erkeklerinkine daha yoğun ölçüde paketlenmektedir.
- Ön komissur, eşcinsel erkeklerde ve heteroseksüel kadınlarda heteroseksüel erkeklere göre daha büyüktür. Ama sonraki bir araştırmada ön komissurda farklılık bulunamamıştır.
- Eşcinsel erkeklerin beyni, serotinin geri alımını inhibite eden fluoksetine heteroseksüel erkeklerinkine göre farklı tepki vermektedir.
- İç kulak ve merkezi sinir sisteminin fonksiyonunda lezbiyen ve biseksüel kadınlar, heteroseksüel kadınlardan çok heteroseksüel erkeklerle benzerlikler göstermektedir. (Araştırmacılar bu bulgunun doğum öncesi hormonal teoriyle uyumlu olduğunu söylemektedir.)
- Swaab ve Hopffman, suprakiazmatik çekirdeği eşcinsel erkeklerde heteroseksüel erkeklere göre daha büyük bulmuştur. Suprakiazmatik çekirdek aynı zamanda erkeklerde kadınlara göre de daha büyük olmasıyla da bilinmektedir.
- Lezbiyen kadınların irkilme tepkisi (yüksek bir ses gibi beklenmedik bir uyarı karşısındaki göz kırpma refleksi) heteroseksüel kadınlarınkine göre önemli ölçüde daha fazla maskülenleşmiştir. (Bu araştırma, irkilme tepkisinin beynin limbik sistem tarafından kontrol edilmesinden ve limbik sistemin aynı zamanda cinsel davranışları da kontrol etmesiyle bilinmesinden dolayı kadınların cinsel yöneliminin en azından limbik sistemle bağlantılı olduğuna dair güçlü bir kanıt içermektedir.)
- Eşcinsel erkek ve kadınların beyinleri, cinsiyet hormonları olarak kabul edilen AND’a (erkeklerin koltuk altında bulunuyor) ve EST’e (kadın idrarında bulunuyor) heteroseksüel erkek ve kadınlarınkinden farklı tepki vermektedir.
- Eşcinsel erkekler cinsel olarak uyarıcı bir materyale maruz kaldığında beyinlerindeki amigdala bölümü heteroseksüel erkeklerinkine göre daha aktiftir.
- İşaret ve yüzük parmağı oranları (2D;4D parmak oranı) lezbiyen kadınlarda heteroseksüel kadınlara göre daha maskülenleşmiş olabilir. (Lezbiyen kadınların daha maskülenleşmiş 2D;4D parmak oranına sahip olması doğum öncesi hormonal teoriyle uyumludur.)
- Eşcinsel erkek ve kadınlarda sağ yanlı olmama durumu (sol yanlı olma ya da her iki elini kullanabilme kabiliyeti) heteroseksüel erkek ve kadınlara göre bir parça daha yüksektir. (Simon LeVay açıklamasında sağ yanlı olmama durumunun eşcinsel kişilerde bir parça daha yüksek görülmesinin cinsel yönelimin doğum öncesindeki süreçten etkilendiği görüşüyle uyumlu olduğunu söylemiştir.)
- Bir araştırma, saçların saat yönünün tersine doğru bir şekilde çıkma oranının genel popülasyonda %8’ken, bu oranın eşcinsel erkeklerde %23 olduğunu bulmuştur. (Bu bulgu sol yanlılıkla bağlantılı olabilir.)
- Eşcinsel erkeklerin sol başparmak ve serçe parmaklarının izlerinin tepe yoğunluğu yüksektir.
- Eşcinsel erkeklerin ellerinin ve bacaklarının uzunluğu genel popülasyona göre daha düşüktür ama sadece bu beyaz erkekler için geçerlidir.
- Eşcinsel erkekler nesnelerin yerleriyle ilgili hafıza testlerinde heteroseksüel erkeklere göre daha yüksek skorlar elde etmiştir. (Heteroseksüel ve lezbiyen kadınlar arasında bir fark bulunamamıştır.)
Cinsel yönelim ve evrim
Heteroseksüel birleşmelerin sıklığını önemli derecede azaltan cinsel aktiviteler aynı zamanda başarılı üreme ihtimalini de önemli derecede azaltmaktadır. Eşcinselliğin bu sıklığı azalttığı varsayıldığında bu cinsel aktiviteler Darwin’in doğal seçilim teorisinde uyumsuz bir davranış olarak gözükmektedir. Bu çelişkiyi açıklamak için birkaç teori ortaya atılmıştır ve yeni deneysel kanıtlar bu teorilerin doğru olabileceğini göstermektedir.
Gay amca hipotezi, çocuklara sahip olmayan insanların belki de aile genlerini sonraki nesillere yakın akrabalarının çocuklarına kaynaklar sağlayarak (yemek, gözetleme, savunma, barınak sağlama gibi) aktarabileceğini öne sürmektedir. Bu hipotez akraba seçilimi teorisinin genişletilmiş halidir. Akraba seçilimi aslında uyumsuzluk gibi görünen belli fedakâr aktiveleri açıklamak için geliştirilmiştir. İlk fikir 1932’de J. B.S. Haldane tarafından ortaya atılmış sonra John Maynard Smith, W. D. Hamilton ve Mary Jane West-Eberhard da dahil olmak üzere başkaları tarafından detaylandırılmıştır. Bu fikir aynı zamanda belli sosyal böceklerin çoğu üremeyen üyelerinin paternlerini açıklamak için de kullanılmaktadır.
Queensland Enstitüsü’nde çalışan Brendan Zietsch, kadınsal özellikler sergileyen erkelerin kadınlara daha çekici geldiği, bu yüzden onlarla daha çok birliktelik kurduğu ve böylece genlerin eşcinselliği tamamen reddetmemesini sağladığını öne sürmüştür.
2008’deki bir çalışmada araştırmacılar açıklamasında “Genlerin eşcinselliği etkilediğine dair önemli kanıtlar bulunmaktadır. Düşük başarılı üreme şansı getiren eşcinselliğin popülasyonda nispeten yüksek sıklıkta nasıl devam ettiği bilinmemektedir." demiştir. Araştırmacılar eşcinselliğe yatkın genlerin heteroseksüellere çiftleşme avantajı verdiğini bununda eşcinselliğin evrimini ve popülasyonda devam etmesini açıklayabileceğini öne sürmüştür.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b Frankowski BL; American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence (Haziran 2004). "Sexual orientation and adolescents". . 113 (6). ss. 1827-32. doi:10.1542/peds.113.6.1827. (PMID) 15173519. 24 Haziran 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Långström, Niklas (7 Haziran 2008). "Genetic and Environmental Effects on Same-sex Sexual Behaviour: A Population Study of Twins in Sweden". Archives of Sexual Behavior. 39 (1). Archives of Sexual Behavior. ss. 75-80. doi:10.1007/s10508-008-9386-1. (PMID) 18536986.
- ^ "Submission to the Church of England's Listening Exercise on Human Sexuality". The Royal College of Psychiatrists. 16 Ekim 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Haziran 2013.
- ^ Bailey JM, Pillard, RC (1991). "A Genetic Study of Male Sexual Orientation". Archives of General Psychiatry. 48 (12). ss. 1089-96. doi:10.1001/archpsyc.1991.01810360053008. (PMID) 1845227. 12 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Bailey JM, Dunne MP, Martin NG (Mart 2000). "Genetic and environmental influences on sexual orientation and its correlates in an Australian twin sample". J Pers Soc Psychol. 78 (3). ss. 524-36. doi:10.1037/0022-3514.78.3.524. (PMID) 10743878.
- ^ Hershberger, Scott L. 2001. Biological Factors in the Development of Sexual Orientation. Pp. 27–51 in Lesbian, Gay, and Bisexual Identities and Youth: Psychological Perspectives, edited by Anthony R. D’Augelli and Charlotte J. Patterson. Oxford, New York: Oxford University Press. Quoted in Bearman and Bruckner, 2002.
- ^ a b This work was published in the American Journal of Sociology (Bearman, P. S. & Bruckner, H. (2002) Opposite-sex twins and adolescent same-sex attraction. American Journal of Sociology 107, 1179–1205.) and is available only to subscribers. However, a final draft of the paper is available here 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . – there are no significant differences on the points cited between the final draft and the published version.
- ^ While inconsistent with modern findings, the first relatively large-scale twin study on sexual orientation was reported by in 1952. (See: Kallmann FJ (Nisan 1952). "Comparative twin study on the genetic aspects of male homosexuality". J. Nerv. Ment. Dis. 115 (4). ss. 283-97. (PMID) 14918012.). Examining only male twin pairs, he found a 100% concordance rate for homosexuality among 37 monozygotic (MZ) twin pairs, compared to a 12%–42% concordance rate among 26 dizygotic (DZ) twin pairs, depending on definition. In other words, every identical twin of a homosexual subject was also homosexual, while this was not the case for non-identical twins. This study was criticized for its vaguely described method of recruiting twins and for a high rate of among its subjects. (See Rosenthal, D., "Genetic Theory and Abnormal Behavior" 1970, New York: McGraw-Hill.)
- ^ Långström N, Rahman Q, Carlström E, Lichtenstein P (Şubat 2010). "Genetic and environmental effects on same-sex sexual behavior: a population study of twins in Sweden". Arch Sex Behav. 39 (1). ss. 75-80. doi:10.1007/s10508-008-9386-1. (PMID) 18536986.
- ^ Schacter, Daniel L., Gilbert, Daniel T., and Wegner, Daniel M. (2009) "Psychology". Worth Publishers: 435.
- ^ Gringas, P.; Chen, W. (2001). "Mechanisms for difference in monozygous twins". Early Human Development. 64 (2). ss. 105-117. doi:10.1016/S0378-3782(01)00171-2. (PMID) 11440823.
- ^ Rutter, M. (2006). Genes and Behavior. Oxford, UK: Blackwell Publishing.
- ^ Hamer DH, Hu S, Magnuson VL, Hu N, Pattatucci AM (Temmuz 1993). "A linkage between DNA markers on the X chromosome and male sexual orientation". Science. 261 (5119). ss. 321-7. doi:10.1126/science.8332896. (PMID) 8332896.
- ^ a b Wilson, G.D., & Rahman, Q. (2005). Born Gay: The Biology of Sex Orientation. London: Peter Owen Publishers.
- ^ Hu S, Pattatucci AM, Patterson C; ve diğerleri. (Kasım 1995). "Linkage between sexual orientation and chromosome Xq28 in males but not in females". Nat. Genet. 11 (3). ss. 248-56. doi:10.1038/ng1195-248. (PMID) 7581447.
- ^ Vilain E (2000). "Genetics of sexual development". Annu Rev Sex Res. Cilt 11. ss. 1-25. (PMID) 11351829.
- ^ DOI:10.1007/s10508-009-9499-1
- ^ Mustanski BS, Dupree MG, Nievergelt CM, Bocklandt S, Schork NJ, Hamer DH (Mart 2005). (PDF). Hum. Genet. 116 (4). ss. 272-8. doi:10.1007/s00439-004-1241-4. (PMID) 15645181. 15 Nisan 2005 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Park, D; Choi, D; Lee, J; Lim, DS; Park, C (2010). "Male-like sexual behavior of female mouse lacking fucose mutarotase". BMC genetics. Cilt 11. s. 62. doi:10.1186/1471-2156-11-62. (PMC) 2912782 $2. (PMID) 20609214.
- ^ Teeman, Tim. (May 8, 2006). "Do You Have Gay DNA? 2 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." TECH + HEALTH.
- ^ Bocklandt S, Horvath S, Vilain E, Hamer DH (Şubat 2006). . Hum. Genet. 118 (6). ss. 691-4. doi:10.1007/s00439-005-0119-4. (PMID) 16369763. 9 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Ruthenburg, A., C. Allis, and J. Wysocka. "Methylation of Lysine 4 on Histone H3: Intricacy of Writing and Reading a Single Epigenetic Mark." Molecular Cell 25.1 (2007): 15-30. Print.
- ^ Jablonka E and MJ Lamb (2010). Transgenerational epigenetic inheritance. In: M Pigliucci and GB Müller Evolution, the expanded synthesis
- ^ Friberg, Urban, Sergey Gavrilets, and William R. Rice. "Homosexuality as a Consequence of Epigenetically Canalized Sexual Development." The Quarterly Review of Biology 87.4 (2012): n. pag. Print.
- ^ "Gene Regulation May Explain How Homosexuality Flourishes." LiveScience.com. N.p., n.d. Web. 12 Apr. 2013.
- ^ Rice, William, and Urban Friberg. "Study Finds Epigenetics, Not Genetics, Underlies Homosexuality."
- ^ a b Blanchard R, Klassen P (Nisan 1997). "H-Y antigen and homosexuality in men". J. Theor. Biol. 185 (3). ss. 373-8. doi:10.1006/jtbi.1996.0315. (PMID) 9156085.
- ^ "Pas de Deux of Sexuality Is Written in the Genes". 10 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Blanchard R (1997). "Birth order and sibling sex ratio in homosexual versus heterosexual males and females". Annu Rev Sex Res. Cilt 8. ss. 27-67. (PMID) 10051890.
- ^ a b & (Nisan 2011). "Sexual orientation, fraternal birth order, and the maternal immune hypothesis: a review". . 32 (2). ss. 247-254. doi:10.1016/j.yfrne.2011.02.004. (PMID) 21315103.
- ^ Whitehead NE (2007). "An antiboy antibody? Re-examination of the maternal immune hypothesis". J Biosocial Sci. 39 (6). ss. 905-921. doi:10.1017/S0021932007001903. (PMID) 17316469.
- ^ Camperio-Ciani A, Corna F, Capiluppi C (Kasım 2004). "Evidence for maternally inherited factors favouring male homosexuality and promoting female fecundity". Proc. Biol. Sci. 271 (1554). ss. 2217-21. doi:10.1098/rspb.2004.2872. (PMC) 1691850 $2. (PMID) 15539346.
- ^ a b Savic I, Berglund H, Lindström P (Mayıs 2005). "Brain response to putative pheromones in homosexual men". Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 102 (20). ss. 7356-61. doi:10.1073/pnas.0407998102. (PMC) 1129091 $2. (PMID) 15883379.
- ^ Roach, John. (May 8, 2006). "Lesbians Respond Differently to "Human Pheromones," Study Says 6 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." National Geographic News.
- ^ Swaab DF, Hofman MA (Aralık 1990). "An enlarged suprachiasmatic nucleus in homosexual men". Brain Res. 537 (1–2). ss. 141-8. doi:10.1016/0006-8993(90)90350-K. (PMID) 2085769. 22 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ a b Allen LS, Gorski RA (Ağustos 1992). "Sexual orientation and the size of the anterior commissure in the human brain". Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 89 (15). ss. 7199-202. doi:10.1073/pnas.89.15.7199. (PMC) 49673 $2. (PMID) 1496013. 7 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ a b c d e LeVay S (Ağustos 1991). "A difference in hypothalamic structure between heterosexual and homosexual men". Science. 253 (5023). ss. 1034-7. doi:10.1126/science.1887219. (PMID) 1887219.
- ^ a b Byne W, Tobet S, Mattiace LA; ve diğerleri. (Eylül 2001). "The interstitial nuclei of the human anterior hypothalamus: an investigation of variation with sex, sexual orientation, and HIV status". Horm Behav. 40 (2). ss. 86-92. doi:10.1006/hbeh.2001.1680. (PMID) 11534967.
- ^ Garcia-Falgueras A, Swaab DF (2010). "Sexual Hormones and the Brain: An Essential Alliance for Sexual Identity and Sexual Orientation". Endocr Dev. Endocrine Development. Cilt 17. ss. 22-35. doi:10.1159/000262525. ISBN . (PMID) 19955753.
- ^ & (Mart 2009). "Prenatal programming of sexual partner preference: the ram model". . 21 (4). ss. 359-364. doi:10.1111/j.1365-2826.2009.01828.x. (PMC) 2668810 $2. (PMID) 19207819.
- ^ Garcia-Falgueras, Alicia, & Swaab, Dick F., Sexual Hormones and the Brain: An Essential Alliance for Sexual Identity and Sexual Orientation, in Endocrine Development, vol. 17, pp. 22–35 (2010) (ISSN 1421-7082) (authors are of Netherlands Institute for Neuroscience, of Royal Netherlands Academy of Arts and Sciences) (author contact is 2d author) (vol. 17 is Sandro Loche, Marco Cappa, Lucia Ghizzoni, Mohamad Maghnie, & Martin O. Savage, eds., Pediatric Neuroendocrinology).
- ^ Wilson, G.D. & Rahman, Q (2005) Born Gay: The Psychobiology of Sex Orientation, Peter Owen, London
- ^ Brodie HK, Gartrell N, Doering C, Rhue T (Ocak 1974). "Plasma testosterone levels in heterosexual and homosexual men". Am J Psychiatry. 131 (1). ss. 82-3. (PMID) 4808435.
- ^ Bem DJ, Herdt G, McClintock M (Aralık 2000). "Exotic becomes erotic: interpreting the biological correlates of sexual orientation" (PDF). Arch Sex Behav. 29 (6). ss. 531-48. doi:10.1023/A:1002050303320. (PMID) 11100261. PDF 11 Nisan 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Bailey, J.M.; Zucker, K.J. (1995). "Childhood sex-typed behavior and sexual orientation: A conceptual analysis and quantitative review". Developmental Psychology. 31 (1). ss. 43-55. doi:10.1037/0012-1649.31.1.43. 25 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Zucker, K.J. (2005) Commentary on Gottschalk’s (2003) ‘Same-sex sexuality and childhood gender non-conformity: A spurious connection’ Journal of Gender Studies, 14:55–60.
- ^ Zucker, K.J. (1990) Gender identity disorders in children: clinical descriptions and natural history. p.1–23 in R. Blanchard & B.W. Steiner (eds) Clinical management of gender identity disorders in children and adults. Washington DC, American Psychiatric Press.
- ^ Green R (Ocak 1979). "Childhood cross-gender behavior and subsequent sexual preference". Am J Psychiatry. 136 (1). ss. 106-8. (PMID) 758811. 28 Eylül 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Cohen-Kettenis PT (Nisan 2001). "Gender identity disorder in DSM?". J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 40 (4). s. 391. doi:10.1097/00004583-200104000-00006. (PMID) 11314563. 10 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Cohen-Kettenis, P. T. (2001) Gender identity disorder in DSM? [Letter to the editor], Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 40, p. 391. and comments reported in: Zucker, K.J. (2005) Commentary on Gottschalk’s (2003) ‘Same-sex sexuality and childhood gender non-conformity: A spurious connection’ Journal of Gender Studies, 14:55–60.
- ^ [1] 12 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .: "Those raised as girls, says Reiner, 'had terrible genital self-esteem.' The older children were not dating. 'If you pin them down, they say they're attracted to girls. But it's not acceptable to them to be homosexual.'"
- ^ "Scans see 'gay brain differences' – BBC News". 1 Eylül 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Bogaert AF, Hershberger S (1999). "The relation between sexual orientation and penile size". Arch Sex Behav. 28 (3). ss. 213-21. doi:10.1023/A:1018780108597. (PMID) 10410197.
- ^ Lasco, M. S.; Jordan, T. J.; Edgar, M. A.; Petito, C. K.; Byne, W. (2002). "A lack of dimorphism of sex or sexual orientation in the human anterior commissure". Brain Research. 936 (1–2). ss. 95-98. doi:10.1016/S0006-8993(02)02590-8. (PMID) 11988236.
- ^ Kinnunen LH, Moltz H, Metz J, Cooper M (2004). "Differential brain activation in exclusively homosexual and heterosexual men produced by the selective serotonin reuptake inhibitor, fluoxetine". Brain Res. 1024 (1–2). ss. 251-4. doi:10.1016/j.brainres.2004.07.070. (PMID) 15451388.
- ^ a b McFadden D (2002). "Masculinization effects in the auditory system". Arch Sex Behav. 31 (1). ss. 99-111. doi:10.1023/A:1014087319682. (PMID) 11910797.
- ^ (PDF). 29 Ekim 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Swaab DF, Zhou JN, Ehlhart T, Hofman MA (1994). "Development of vasoactive intestinal polypeptide neurons in the human suprachiasmatic nucleus in relation to birth and sex". Brain Res. Dev. Brain Res. 79 (2). ss. 249-59. doi:10.1016/0165-3806(94)90129-5. (PMID) 7955323.
- ^ Beale, Bob. (October 6, 2003). "[2] 12 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .." News in Science.
- ^ Savic I, Berglund H, Lindström P (Mayıs 2005). "Brain response to putative pheromones in homosexual men". Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 102 (20). ss. 7356-61. doi:10.1073/pnas.0407998102. (PMC) 1129091 $2. (PMID) 15883379.
- ^ Savic I, Berglund H, Gulyas B, Roland P (2001). "Smelling of odorous sex hormone-like compounds causes sex-differentiated hypothalamic activations in humans". Neuron. 31 (4). ss. 661-8. doi:10.1016/S0896-6273(01)00390-7. (PMID) 11545724.
- ^ Berglund H, Lindström P, Savic I (2006). "Brain response to putative pheromones in lesbian women". Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 103 (21). ss. 8269-74. doi:10.1073/pnas.0600331103. (PMC) 1570103 $2. (PMID) 16705035.
- ^ Safron A, Barch B, Bailey JM, Gitelman DR, Parrish TB, Reber PJ (2007). "Neural correlates of sexual arousal in homosexual and heterosexual men". Behav. Neurosci. 121 (2). ss. 237-48. doi:10.1037/0735-7044.121.2.237. (PMID) 17469913. . The authors of the study caution that any interpretation of this finding must take into account that the group difference in brain activation between heterosexual men and homosexual men in the amygdala region is not large and that the most robust finding is that both heterosexual and homosexual men used the same areas when they reacted to sexually preferred stimuli. "For the most part, homosexual and heterosexual men showed very similar patterns of activation (albeit to different erotic stimuli). One possible exception was the amygdala, in which homosexual men showed greater activational differences between preferred and nonpreferred erotic stimuli compared with heterosexual men. However, this difference was not hypothesized a priori, was not large, and was the only group difference found out of many tested. Thus, this finding needs replication."(Debra A. Hope (editor), What is Sexual Orientation and Do Women Have One? (presentation by J.M. Bailey), Nebraska Symposium on Motivation, Volume 54 p. 47, Springer Science, 2009.)
- ^ Brown WM, Hines M, Fane BA, Breedlove SM (2002). "Masculinized finger length patterns in human males and females with congenital adrenal hyperplasia". Horm Behav. 42 (4). ss. 380-6. doi:10.1006/hbeh.2002.1830. (PMID) 12488105.
- ^ Hines M, Johnston KJ, Golombok S, Rust J, Stevens M, Golding J (2002). "Prenatal stress and gender role behavior in girls and boys: a longitudinal, population study". Horm Behav. 42 (2). ss. 126-34. doi:10.1006/hbeh.2002.1814. (PMID) 12367566.
- ^ Rahman Q, Wilson GD (2003). "Sexual orientation and the 2nd to 4th finger length ratio: evidence for organising effects of sex hormones or developmental instability?". Psychoneuroendocrinology. 28 (3). ss. 288-303. doi:10.1016/S0306-4530(02)00022-7. (PMID) 12573297.
- ^ Brown WM, Finn CJ, Cooke BM, Breedlove SM (2002). "Differences in finger length ratios between self-identified "butch" and "femme" lesbians". Arch Sex Behav. 31 (1). ss. 123-7. doi:10.1023/A:1014091420590. (PMID) 11910785.
- ^ Hall LS, Love CT (2003). "Finger-length ratios in female monozygotic twins discordant for sexual orientation". Arch Sex Behav. 32 (1). ss. 23-8. doi:10.1023/A:1021837211630. (PMID) 12597269.
- ^ Lalumière ML, Blanchard R, Zucker KJ (2000). "Sexual orientation and handedness in men and women: a meta-analysis". Psychol Bull. 126 (4). ss. 575-92. doi:10.1037/0033-2909.126.4.575. (PMID) 10900997.
- ^ Mustanski BS, Bailey JM, Kaspar S (2002). "Dermatoglyphics, handedness, sex, and sexual orientation". Arch Sex Behav. 31 (1). ss. 113-22. doi:10.1023/A:1014039403752. (PMID) 11910784.
- ^ Lippa RA (2003). "Handedness, sexual orientation, and gender-related personality traits in men and women". Arch Sex Behav. 32 (2). ss. 103-14. doi:10.1023/A:1022444223812. (PMID) 12710825.
- ^ a b c The Science of Gaydar 6 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . by David France. New York Magazine. 18 June 2007.
- ^ Rahman Q, Wilson GD, Abrahams S (2003). "Sexual orientation related differences in spatial memory". J Int Neuropsychol Soc. 9 (3). ss. 376-83. doi:10.1017/S1355617703930037. (PMID) 12666762.
- ^ MacIntyre F, Estep KW (1993). "Sperm competition and the persistence of genes for male homosexuality". BioSystems. 31 (2–3). ss. 223-33. doi:10.1016/0303-2647(93)90051-D. (PMID) 8155854.
- ^ Mayr, E. (1982). The Growth of Biological Thought: Diversity, Evolution, and Inheritance. Cambridge: Harvard University Press. p598.
- ^ "How homosexuality may have evolved". 20 Mart 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
- ^ Zietsch, B., Morley, K., Shekar, S., Verweij, K., Keller, M., Macgregor, S.; ve diğerleri. (Kasım 2008). "Genetic factors predisposing to homosexuality may increase mating success in heterosexuals". Evolution and Human Behavior. 29 (6). ss. 424-433. doi:10.1016/j.evolhumbehav.2008.07.002.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Biyoloji ve cinsel yonelim biyolojinin insan cinsel yoneliminin gelisimindeki rolunu inceleyen arastirma konusudur Cinsel yonelimin kokeni olarak kesin bir sekilde tek bir ana sebep veya kaynak bulunamamistir Cesitli arastirmalarin sonuclari farkli hatta celisen noktalara isaret etmektedir Bilim insanlari cinsel yonelimin genetik hormonal ve cevresel faktorlerin bir kombinasyonu oldugu ustune hipotez kurmustur Cinsel yonelimin nedenlerini aciklama konusunda biyolojik teoriler daha cok benimsenmistir ve biyolojik faktorler genetik faktorlerle erken rahim ortaminin kompleks etkilesimini icerebilir Heteroseksuel escinsel biseksuel veya aseksuel yonelimin gelisimiyle baglantili olabilen bu faktorler genleri dogum oncesi hormonlari ve beyin yapisini kapsamaktadir Deneysel arastirmalarIkiz calismalari Cinsel yonelimin belirlenmesinde genetik ve cevrenin onemini kiyaslamak amaciyla birkac ikiz calismasi yapilmistir 1991 de yapilan bir arastirmada Bailey ve Pillard tek yumurta erkek ikizlerinde 52 oraninda cift yumurta erkek ikizlerinde ise 22 oraninda escinsellik bakimindan uyum bulmustur 2000 de Bailey Dunne ve Martin 4 901 avustralyali ikiz uzerinde yaptigi arastirmada benzer sonuclar bulmustur Tek yumurta erkek ikizlerinde 20 oraninda uyum bulurlarken tek yumurta kiz ikizlerinde yuzde 24 oraninda uyum bulmuslardir Hershberger 2001 arastirmasinda ikizler ustunde yapilmis 8 arastirmanin sonuclarini birbiriyle karsilastirmistir 8 arastirmanin 6 sinda tek yumurta ikizlerinde cift yumurta ikizlerine gore daha yuksek oranda uyum oldugu gorunmustur Bu bulgular genetik faktorlerin cinsel yonelim ustundeki etkisinin onemli oldugunu destekler Bearman ve Bruckner 2002 onceki arastirmalari az sayida denek icermesi ve deneklerin populasyonu temsil etmemesinden dolayi elestirmistir Bearman ve Bruckner 289 tek yumurta ikizi ve 495 cift yumurta ikizi ustunde yaptigi arastirmada tek yumurta erkek ikizlerinde sadece 7 7 tek yumurta kiz ikizlerinde ise sadece 5 3 oraninda escinsellik bakimindan uyum bulmustur Bulgular neticesinde sosyal cevreden bagimsiz bir genetik etkiden soz edilemeyecegi one surulmustur 2010 da Isvec te 7 600 den fazla ikiz ustunde yapilan bir arastirmada escinsel davranis hem genetik faktorlerle hem de kisiye ozgu cevresel faktorlerle ornegin dogum oncesi ortam hastalik ve travma akran gruplari ve cinsel deneyimler aciklanabilecegini bulmustur Arastirma ayni zamanda ailesel cevre toplumun tutumu gibi paylasilmis cevresel faktorlerinde zayif ama yine de kayda deger derecede etki ettigini bulmustur Kadinlarin cinsel yoneliminde genetik faktorlerin az derecede etki ettigi erkeklerin cinsel yoneliminde ise paylasilmis cevresel faktorlerin hic etki etmedigi gorunmustur Biyometrik modelin bulgularina gore erkeklerin cinsel yoneliminde genetik faktorler 34 39 paylasilmis cevresel faktorler 0 kisiye ozgu cevresel faktorler 61 66 oraninda etki etmektedir Kadinlarin cinsel yoneliminde ise genetik faktorler 18 19 paylasilmis cevresel faktorler 16 17 kisiye ozgu cevresel faktorler 64 66 oraninda etki etmektedir Elestiriler Arastirmaya katilimda her ikisi de escinsel olan ikizlerin muhtemelen daha cok gonullu olmasi yuzunden ikiz calismalari bircok elestiri almistir Buna ragmen bircok tek yumurta ikizinin cinsel yonelimlerinde farkliliklar gorulmesi yuzunden cinsel yonelimin tamamen genetik olamayacagi sonucuna ulasmak mumkundur Baska bir konu ise son yapilan bir arastirmada tek yumurta ikizlerinde bile escinsellik bakimindan uyumsuzlugu aciklayan bir mekanizma olabilecegidir Gringas ve Chen 2001 tek yumurta ikizlerinde farkliliklara yol acan ve en cok kroniste ve amniotik olmakla ilgili birkac mekanizma tanimlamistir Cift yumurta ikizleri farkli hormonal ortama sahiptir ve ayri plasentalardan kan alirlar Tek yumurta ikizleri ayni hormonal ortami paylasirlar ama ikizden ikize transfuzyon sendromu kanin bir bebekten digerine yavas ancak surekli akisi yasayabilirler Bir ikizin daha az digerinin daha cok testosteron hormonuna maruz kalmasi beyinlerinin farkli seviyelerde maskulenlesmesine yol acabilir Kromozom baglantisi calismalari Cinsel yonelim uzerine yapilan kromozom baglantisi calismalari genom boyunca bircok tetikleyici genetik faktorlerin varligini gostermektedir 1993 te Dean Hamer ve meslektaslari 76 gay kardes ve ailelerinin baglanti analiziyle ilgili bulgular yayinlamistir Hamer ve meslektaslari escinsel erkeklerin anne tarafinda baba tarafina gore daha cok gay kuzen ve gay dayiya sahip olduklarini bulmustur Bu annesel soyu gosteren gay kardesler x kromozomundaki 22 isaretleyici gen kullanilarak X kromozomu baglantisi test edilmistir Baska bir arastirmada test edilen 40 kardes ciftin 33 unde Xq28 in uzak bolgesinde benzer aleller bulmustur Bu erkek kardesler icin beklenen oran olan 50 den onemli olcude daha yuksektir Bu medyada bircok insan tarafindan gey geni olarak adlandirilmis onemli tartismalara yol acmistir 1998 de Sanders ve meslektaslari benzer bir calisma yapmis gay kardeslerin baba tarafindaki amcalarin 6 sinin anne tarafindaki dayilarininsa yuzde 13 unun escinsel oldugunu bulmustur Hu ve meslektaslari tarafindan yapilan bir sonraki analiz onceki bulgularin dogrulugunu arttirmistir Bu arastirma gay kardeslerin yeni grup 67 sinin Xq28 de X kromozomunda bir isaretleyici gen paylastiklarini ortaya cikarmistir Baska iki arastirmada Bailey ve meslektaslari 1999 McKnight ve Malcolm 2000 escinsel erkeklerin anne tarafindaki gay akrabalarin fazlaligi bulunamamistir 1999 da Rice ve meslektaslari tarafindan yapilan bir calismada Xq28 baglantisi bulunamamistir Butun kromozom baglantisiyla ilgili datalarin meta analizi Xq28 le ilgili onemli bir baglanti oldugunu gostermektedir ama ayni zamanda cinsel yonelimin tamamen genetik oldugunu aciklayabilmek icin ek olarak baska genlerinde var olmak zorunda oldugunu gostermektedir 894 heteroseksuel ve 694 escinsel erkek ustunde yapilan son bir arastirmada kromozom baglantisi bulunamamistir Mustantski 2005 kisilerin kendi ve yeni deneklere ek olarak daha once Hamer 1993 ve Hu 1995 tarafindan rapor edilen ailelerin sadece X kromozomunun scan edilmesi yerine butun genomunu scan etmistir Arastirma Hamer in bulgularininkine gore bir parca daha indirgenmis Xq28 baglantisi bulmus 7q36 8p12 ve 10p26 dan baska onemli isaretleyici bulamamistir Ilginc bir sekilde bulgular 10q26 in annesel soydan geldigine dair onemli bir isaret gostermektedir Bu onceki aile calismalarini desteklemektedir 2010 da Kore Gelismis Bilim ve Teknoloji Enstitusu ndeki bir grup bir disi farenin ureme davranisiyla ilgili tek bir genini ortadan kaldirarak cinsel tercihini degistirmeyi basarmistir Disi fare gen olmayinca diger disi farelerin idrarina karsi maskulen bir cinsel davranis ve cinsel egilim gostermistir Bu geni koruyan disi farelerse erkek farelere cinsel ilgi duymustur 2014 te Amerika da Northwestern Universitesi nde Michael Bailey tarafindan yapilan bir arastirmada genetik faktorlerin erkeklerin cinsel yonelimini etkiledigi ama tamamen de belirleyici olmadigini gostermistir 408 escinsel erkek kardes cifti ve aileleri ustunde yapilan arastirmada escinsel erkeklerin X kromozomunun Xq28 bolgesinde benzer DNA isaretleri tasidigi ve bu bolgedeki iki kromozomun erkeklerin cinsel yonelimini etkiledigi bulunmustur Bu 1993 te yapilan Dean Hamer in arastirmasini desteklemektedir Ayrica Kromozom 8 adli bir bolgenin de erkeklerin cinsel yonelimini etkiledigi gorunmustur Arastirmanin bulgularina gore genetik faktorler erkek escinselliginde yuzde 30 40 oraninda rol oynarken gerisinden cevresel faktorler sorumlu Ama Michael Bailey cevresel faktorlerin illaki sosyal olarak sonradan kazanilan anlami tasimadigi dogumumuzda DNA mizda olmayan her seyin cevresel faktorler olarak kabul edildigini soylemistir Epigenetik calismalar X kromozomu inaktivasyonu Bir arastirma annenin genetik yapisiyla ogullarinin escinselligi arasinda bir baglanti bulmustur Kadinlar iki X kromozomuna sahiptir ve biri inaktive edilir Bocklandt ve meslektaslari escinsel ogullara sahip annelerin X kromozomu inaktivasyonlarinin escinsel erkek cocuga sahip olmayan annelere gore onemli derecede daha yuksek oranda asimetri gosterdigini bulmustur Escinsel bir erkek cocuga sahip olmayan annelerin 4 u X kromozomu inaktivasyonlarinda asimetri gosterirken bu oran bir escinsel erkek cocuga sahip annelerde 13 iki ya da daha fazla escinsel erkek cocuga sahip annelerde 23 tur Epi isaretleyiciler Ana makale Escinsellikle ilgili epigenetik teoriler Gebelik ve dogum sonrasi boyunca epi isaretleyicilerin genlerin ifade edilmesi ustundeki kontrolu gecici olarak degismektedir Epi isaretleyiciler histon proteinlerinin ve DNA histonlarina baglanan metil ve asetil gruplarinin modifikasyonudur Proteinlerin fonksiyonunu degistirir genlerin ifade edilmesini etkiler Epi isaretleyiciler fetusun normal bir cinsel gelisme yasamasina yardim etmek icin tasarlanmistir ama mitoz bolunme sirasinda cocuga gecebilir Bu epi isaretleyiciler babadan kiza ya da anneden ogula gectiginde erkeklerdeki bazi ozelliklerin feminenlesmesi ve kadinlardaki bazi ozelliklerin maksulenlesmesi gibi ters etkilere neden olabilir Feminenlesme ve maskulenlesmenin tersine donmesi cinsel yonelimin de tersine donmesine neden olabilir Dogum sirasi Ana makale Dogum sirasi ve erkeklerin cinsel yonelimi Blanchard ve Klassen 1997 her buyuk erkek kardesin bir erkegin escinsel olma ihtimalini bir onceki erkek kardesinkinin yaklasik yuzde 33 u kadar arttirdigini rapor etmistir Bu oran cinsel yonelimle ilgili yapilmis arastirmalarda tanimlanmis en guvenilir epidemiyolojik degiskenlerden biridir Bu bulgular sonucunda erkek fetuslerin her erkek cocuk dogurdukca guclenen annesel bagisiklik sistemini tetikledigi one surulmustur Bu anne immun hipotezi erkek fetusteki hucrelerin hamilelik ya da dogum sirasinda annenin dolasimina girmesiyle baslar Erkek fetusler omurgalilarin seksuel olarak farklilasmasinda rol oynadigi neredeyse kesin olarak bilinen HY antijenlerini uretir Bu Y baglantili proteinler annenin bagisiklik sistemi tarafindan taninmaz cunku annenin cinsiyeti disidir Bu taninmamazlik yuzunden anne plazental duvardan fetal bolume kadar ulasan antikorlar uretir Bu anti erkek antikorlar gelisen fetal beynin kan beyin duvarini asar ve beynin cinsel yonelimle baglantili cinsiyete gore dimorfik yapilarini degistirir HY antijenlerinin beynin maskulenlesmesindeki kabiliyetini azaltan HY antikorlari erkek bebegin buyudugunde kadinlardan cok erkeklere ilgi duyma ihtimalini arttirir Ama bu teori bu semptomlarin escinselligin yayginligina kiyasla nadir gorulmesinden dolayi elestirilmistir Kadinlarin dogurganligi 2004 te italyan arastirmacilar 98 escinsel erkek ve 100 heteroseksuel erkegin akrabalarini incelemistir Escinsel erkeklerin kadin akrabalari heteroseksuel erkeklerinkine gore daha cok cocuk sahip olmaya egilimli oldugu bulunmustur Ayrica escinsel erkeklerin anne tarafindaki kadin akrabalari baba tarafindaki kadin akrabalarina gore de daha cok cocuk sahip olmaya egilimli oldugu gozlenmistir Arastirmacilar X kromozomundaki nesilden nesile gecen bir genetik materyalin kiz cocuklarda dogurganliga erkek cocuklarda ise escinsellige neden oldugu sonucuna varmistir Feromon calismasi Erkek terindeki testosterondan elde edilen androstadienin AND ve hamile kadinlarin idrarinda bulunan ostrojene benzeyen estratetraenolinin EST insanlardaki feromon oldugu dusunulmektedir AND ve EST in kisinin cinsel yonelimine bagli olarak on hipotalamustaki noral devreleri aktivite ettigi gozlenmistir On hipotalamus ureme fonksiyonlarin surecinde rol oynamaktadir ve son kanitlar on hipotalamsun cinsel davranis ve cinsel tercihte rol oynayan hormonal ve duyumsal ipuclarini birlestirmede yardim ettigini one surmektedir Son fonksiyonel norolojik goruntuleme deneylerinde AND in heteroseksuel erkeklerin beyninin olfactory bolgesini koklama duyusuna ait bolge escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarinsa hipotalamus bolgesini aktivite ettigi bulunmustur EST inse escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarin olfactory bolgesini heteroseksuel erkeklerinse hipotalamus bolgesini aktivite ettigi bulunmustur Escinsel kadinlarin beyinlerinin verdigi tepkilerinse heteroseksuel kadinlardan farkli olup heteroseksuel erkeklerinkine bir parca benzedigi ama bu benzerligin heteroseksuel kadinlar ve escinsel erkekler arasindaki benzerlik kadar guclu olmadigi gozlenmistir Beyin yapisiyla ilgili arastirmalarBeynin birkac bolumunun seksuel olarak dimorfik oldugu kadin ve erkeklerde farkli oldugu rapor edilmistir Beyin yapisindaki bu farkliliklarin cinsel yonelimle de baglantili oldugu rapor edilmistir 1990 da Dick Swaab ve Hofman heteroseksuel ve escinsel erkeklerde suprakiazmatik cekirdegin buyuklugunun farkli oldugunu rapor etmistir 1992 de ise Allen ve Gorski on komissurun buyuklugunun cinsel yonelimle baglantili oldugunu bulmustur On hipotalamustaki seksuel dimorfik cekirdek Simon LeVay hipotalamustaki INAH1 INAH2 INAH3 ve INAH4 adi verilen 4 noron grubunu incelemistir Beynin bu bolumunu onemlidir cunku bu bolumun hayvanlarin cinsel davranislarinin duzenlenmesinde rol oynadigi kanitlanmis ve INAH2 ve INAH3 un erkeklerde ve kadinlarda farklilik gosterdigi rapor edilmistir Simon LeVay 41 olmus hastanin beynini incelemistir Bu denekler 3 gruba ayrilmistir Ilk grup AIDS yuzunden olen 19 escinsel erkekten ikinci grup cinsel yonelimleri bilinmeyen ama arastirmacilar tarafindan heteroseksuel varsayilan 6 si AIDS ten olen 16 erkekten ucuncu grupsa arastirmacilar tarafindan heteroseksuel varsayilan 1 i AIDS ten olen 6 kadindan olusmaktaydi Heteroseksuel olarak varsayilan HIV pozitif erkeklerin tibbi kayitlarinda hem damar yoluyla yoluyla uyusturucu verdigi hem de kan nakli aldigi ortaya cikmisti Heteroseksuel olarak varsayilan 2 erkek escinsel birliktelik yasadigini ozellikle inkar etmisti Geriye kalan deneklerin kayitlarinda cinsel yonelimleriyle ilgili hicbir bilgi yoktu Geriye kalan denekler populasyonda heteroseksuel erkeklerin escinsel erkeklere gore cogunlukta olmasi sebebiyle heteroseksuel varsayildilar LeVay gruplarin INAH1 INAH2 ve INAH4 un buyuklugunde bir farklilik bulamadi ama heteroseksuel erkeklerdeki INAH3 un buyuklugunun escinsel erkekler ve heteroseksuel kadinlardakinin iki kati kadar buyuk oldugunu buldu William Bayne ve meslektaslari ayni arastirmayi 14 HIV pozitif escinsel erkek heteroseksuel varsayilan 34 erkek 10 HIV pozitif ve heteroseksuel varsayilan 34 kadin 9 HIV pozitif ustunde tekrar yapti Arastirmacilar INAH3 un buyuklugunun heteroseksuel erkek ve kadinlarda onemli derecede farklilik gosterdigini buldu Escinsel erkeklerinki gorunuste heteroseksuel erkeklerinkinden kucuk heteroseksuel kadinlarinkinden buyuktu Ama bu farklilik tam olarak istatistiksel bir oneme sahip degildi Byne ve meslektaslari ayni zamanda INAH3 un agirligini ve noronlarinin sayilarini da olctu INAH3 un agirliginin sonuclari buyuklugununkilerine benzer cikti Heteroseksuel erkeklerdeki INAH3 un agirligi heteroseksuel kadinlarinkine gore onemli olcude daha yuksek cikarken escinsel erkeklerin sonuclari heteroseksuel erkek ve kadinlarin arasinda cikti Ama farklilik onemli derecede degildi INAH3 teki noron sayilarinda kadin ve erkekler arasinda farklilik bulunurken cinsel yonelimle baglantili bir farklilik bulunmadi 2010 da yapilan bir calismada Garcia Falgueras ve Swaab rahim icin donemde fetal beyin testosteronun gelisen sinir hucrelerine direkt etki etmesiyle erkeksel yonde ya da bu hormonal dalgalanmanin yokluguyla kadinsal yonde gelisir Boylece cinsiyet kimligimiz kadin ya da erkek cinsiyetine ait oldugumuza inanma ve cinsel yonelimimiz biz henuz rahimdeyken programlanir ya da organize edilir Dogumdan sonraki sosyal cevrenin cinsiyet kimligine ya da cinsel yonelime etki ettigine dair bulgu yoktur demistir Koyunlarin beyin yapisi Evcil koclar escinselligin temelindeki noral mekanizmalarin erken programlamasini arastirmak icin kullanilan deneysel orneklerdir Evcil koclarin cogunlugu disi koyunlara ilgi duyarken disilere yonelmis yaklasik yuzde 8 i diger koclara ilgi duymaktadir erkeklere yonelmis Bircok turde seksuel farklilasmanin belirgin bir ozelligi preoptik hipotalamustaki seksuel dimorfik cekirdegin SDN varligidir SDN erkeklerde disilere gore daha buyuktur Roselli ve meslektaslari koyunlarin SDN sini kSDN incelemis erkeklere yonelmis koclarin kSDN sinin disilere yonelmis koclara gore daha kucuk disi koyunlarinkine ise benzer oldugunu bulmustur Ayrica kSDN in noronlarinin aromataz aktivitesi erkeklere yonelmis koclarda disilere yonelmis koclara gore daha kucuk oldugu bulunmustur Bu bulgular cinsel yonelimin norolojik olarak fiziksel baglantili oldugunu ve hormonlar tarafindan etkilenebilecegini one surer Ama arastirmanin sonuclari koyunlarin beyninin seksuel olarak farklilasmasindaki noral aromatazin rolu ve koyunlarin cinsel davranislari arasinda iliski kurmada cinsel tercihin defeminizesinin erkek gelisme surecinde feminen yapi fonksiyon ve davranislarin engellenmesi eksikligi ve kritik donemdeki fetusun beyninin aromataz aktivitesinin sonucu olan kSDN seviyesi yuzunden basarisizliga ugramistir Bununla beraber kSDN de escinselligin aromatazda rol oynamayan bir androjen reseptorunde programlanmasi daha olasidir Sonuclarin cogu escinsel koclarin heteroseksuel koclar gibi montaj algilama gonadotrophin salgilamasinda maskulinize ve defeminize edildigini ama cinsel partner tercihinde defeminize edilmedigi bu tur davranislarin farkli bir sekilde programlanmis olabilecegini one surmektedir kSDN nin kesin fonksiyonu tamamen bilinmemesine ragmen seviyesi uzunlugu ve hucre sayisinin cinsel yonelimle baglantili oldugu gorunmektedir ve hucreleri ve seviyesindeki dimorfizm partner seciminde rol oynadigi hissini uyandirmaktadir kSDN nin gelisiminin gereksinimlerini ve zamanlamasini ve dogum oncesi programlamanin yetiskinlikteki partner secimini nasil etkiledigini anlamak icin daha fazla arastirmaya ihtiyac vardir Cinsel yonelimin etiyolojisiyle ilgili biyolojik teorilerErken fiksasyon hipotezi Ana makale Dogum oncesi hormonlar ve cinsel yonelim Erken fiksasyon hipotezi beynin maskulenlesmesini kontrol eden dogum oncesi gelisimle ve cevresel faktorlerle ilgili yapilan arastirmalari kapsar Bazi arastirmalar dogum oncesi hormonlari cinsel yonelimin belirlenmesinde ana faktor olarak gormektedir Escinsel ve heteroseksuel kisilerin hem beyin yapisinda hem de bilissel islemlerinde farkliliklarin gozlenmesi bu hipotezi desteklemektedir Bu farkliliklara bir aciklama olarak fetal gelisim sirasinda rahmin farkli seviyelerde hormonlara maruz kalmasinin escinsel erkeklerin beyninin maskulenlesmesini degistirebilmesi gosterilmektedir Bu kimyasallarin yogunluklarinin fetal ve annesel bagisiklik sistemi tuketilen belli ilaclar annesel stres ve asi tarafindan etkilendigi dusunulebilir Bu hipotez ayni zamanda dogum sirasi efektiyle baglantilidir Egzotigin erotige donusmesi Cornell Universitesi nde sosyal bir psikolog olan Darly Bem cinsel yonelimi etkileyen biyolojik faktorlere cocukluktaki deneyimlerin de aracilik edebilecegi ustune teori kurmustur Cocuk dogasi geregi belli aktiviteleri digerlerine gore daha cok tercih edebilir Cunku cocugun dogasi genetik faktorler gibi biyolojik degiskenler tarafindan etkilenebilir Bazi cocuklar genellikle hemcinslerinin zevk aldigi aktiviteleri tercih ederken baska cocuklar karsi cinsininkileri tercih edebilir Bu cinsiyet uyumu gosteren cocugu karsi cinsten daha farkli hissettirirken cinsiyet uyumsuzlugu gosteren cocugu hemcinsinden daha farkli hissettirecektir Bem e gore cocuk kendini farkli hissettigi egzotik cinsiyete yaklastiginda farklilik hissi yuzunden bir fiziksel uyarilma yasayacak daha sonra bu fiziksel uyarilma cinsel uyarilmaya donusecektir Bu teori egzotigin erotige donusmesi teorisi olarak bilinir Bu teorinin dayanaklarindan biri cogu gay ve lezbiyenin cocukluk yillarinda cinsiyet uyumsuzlugu yasamasinin bulunmasidir 48 arastirmanin meta analizi cocukluk donemindeki cinsiyet uyumsuzlugunun hem erkeklerde hem kadinlarda escinselligin en buyuk habercisi oldugunu gostermektedir 1995 te Bailey amp Zucker tarafindan yapilan 14 arastirma da ayni sonuclar bulunmustur Kinsey Enstitusu nde yaklasik 1000 gay ve lezbiyen kontrol grubu 500 heteroseksuel erkek ve kadindan olusuyor ustunde yapilan bir arastirmada gay ve lezbiyenlerin 63 unun cocuklarinda cinsiyet uyumsuzlugu ornegin hemcinslerinin yaptigi tipik aktiviteleri sevmeme yasadiklarini rapor etmistir Heteroseksuel erkek ve kadinlarda bu oransa sadece 10 15 tir Ayni zamanda 6 prospektif arastirmada cinsiyet uyumsuzlugu gosteren erkek cocuklar 7 yasindan ergenlige ve yetiskinlige kadar takip edilmis cogunlugunun 63 yetiskinliklerinde gay veya biseksuel oldugu gorulmustur Cinsiyet uyumsuzlugu gosteren kizlar hakkinda cok az prospektif arastirma vardir Bir arastirmada maskulen davranislar sergileyen 18 kiz incelenmistir Bu kizlarinin tamaminin ergenliklerine geldiklerinde escinsel yonelime sahip oldugu ve 8 inin cinsiyet degistirme ameliyati talep ettigi gorulmustur Oklahoma Universitesi nde psikiyatrist ve urolog olan William Reiner seksuel farklilik bozukluklarina sahip 100 den fazla cocugu incelemistir 1960 ve 1970 lerde gelismis ulkelerde mikropenisle penisin normalden cok kucuk olmasi dogan erkeklerin hadim edilmesi ve kiz gibi yetistirilmesi yaygin bir uygulamaydi Ama bu uygulama elestiriler almistir Cunku bu erkek cocukluklari kiz gibi yetistirilmelerine ragmen yetiskinliklerine geldiklerinde tamamina yakini kadinlara ilgi duydugunu rapor etmistir Bu bulgular cinsel yonelimin dogustan geldigini destekler Escinsel erkek ve kadinlardaki biyolojik farkliliklarBazi arastirmalar kisinin cinsel yonelimiyle biyolojisi arasinda korelasyonlar bulmustur Bu arastirmalarin sonuclari sunlardir Escinsel erkek ve heteroseksuel kadinlarin beyin yarimkureleri ortalama olarak simetri gosterirken lezbiyen kadin ve heteroseksuel erkeklerin beyni asimetri gostermektedir beynin sol yarimkuresi sag yarimkureye gore bir parca daha buyuktur Escinsel erkekler heteroseksuel erkeklere gore ortalama olarak bir parca daha buyuk ve kalin penise sahiptir Beynin hipotalamus bolgesindeki INAH 3 escinsel erkeklerde ve heteroseksuel kadinlarda yaklasik olarak ayni buyuklukte olup heteroseksuel erkeklerinkine gore onemli olcude daha kucuktur ve hucreler heteroseksuel erkeklerinkine daha yogun olcude paketlenmektedir On komissur escinsel erkeklerde ve heteroseksuel kadinlarda heteroseksuel erkeklere gore daha buyuktur Ama sonraki bir arastirmada on komissurda farklilik bulunamamistir Escinsel erkeklerin beyni serotinin geri alimini inhibite eden fluoksetine heteroseksuel erkeklerinkine gore farkli tepki vermektedir Ic kulak ve merkezi sinir sisteminin fonksiyonunda lezbiyen ve biseksuel kadinlar heteroseksuel kadinlardan cok heteroseksuel erkeklerle benzerlikler gostermektedir Arastirmacilar bu bulgunun dogum oncesi hormonal teoriyle uyumlu oldugunu soylemektedir Swaab ve Hopffman suprakiazmatik cekirdegi escinsel erkeklerde heteroseksuel erkeklere gore daha buyuk bulmustur Suprakiazmatik cekirdek ayni zamanda erkeklerde kadinlara gore de daha buyuk olmasiyla da bilinmektedir Lezbiyen kadinlarin irkilme tepkisi yuksek bir ses gibi beklenmedik bir uyari karsisindaki goz kirpma refleksi heteroseksuel kadinlarinkine gore onemli olcude daha fazla maskulenlesmistir Bu arastirma irkilme tepkisinin beynin limbik sistem tarafindan kontrol edilmesinden ve limbik sistemin ayni zamanda cinsel davranislari da kontrol etmesiyle bilinmesinden dolayi kadinlarin cinsel yoneliminin en azindan limbik sistemle baglantili olduguna dair guclu bir kanit icermektedir Escinsel erkek ve kadinlarin beyinleri cinsiyet hormonlari olarak kabul edilen AND a erkeklerin koltuk altinda bulunuyor ve EST e kadin idrarinda bulunuyor heteroseksuel erkek ve kadinlarinkinden farkli tepki vermektedir Escinsel erkekler cinsel olarak uyarici bir materyale maruz kaldiginda beyinlerindeki amigdala bolumu heteroseksuel erkeklerinkine gore daha aktiftir Isaret ve yuzuk parmagi oranlari 2D 4D parmak orani lezbiyen kadinlarda heteroseksuel kadinlara gore daha maskulenlesmis olabilir Lezbiyen kadinlarin daha maskulenlesmis 2D 4D parmak oranina sahip olmasi dogum oncesi hormonal teoriyle uyumludur Escinsel erkek ve kadinlarda sag yanli olmama durumu sol yanli olma ya da her iki elini kullanabilme kabiliyeti heteroseksuel erkek ve kadinlara gore bir parca daha yuksektir Simon LeVay aciklamasinda sag yanli olmama durumunun escinsel kisilerde bir parca daha yuksek gorulmesinin cinsel yonelimin dogum oncesindeki surecten etkilendigi gorusuyle uyumlu oldugunu soylemistir Bir arastirma saclarin saat yonunun tersine dogru bir sekilde cikma oraninin genel populasyonda 8 ken bu oranin escinsel erkeklerde 23 oldugunu bulmustur Bu bulgu sol yanlilikla baglantili olabilir Escinsel erkeklerin sol basparmak ve serce parmaklarinin izlerinin tepe yogunlugu yuksektir Escinsel erkeklerin ellerinin ve bacaklarinin uzunlugu genel populasyona gore daha dusuktur ama sadece bu beyaz erkekler icin gecerlidir Escinsel erkekler nesnelerin yerleriyle ilgili hafiza testlerinde heteroseksuel erkeklere gore daha yuksek skorlar elde etmistir Heteroseksuel ve lezbiyen kadinlar arasinda bir fark bulunamamistir Cinsel yonelim ve evrimHeteroseksuel birlesmelerin sikligini onemli derecede azaltan cinsel aktiviteler ayni zamanda basarili ureme ihtimalini de onemli derecede azaltmaktadir Escinselligin bu sikligi azalttigi varsayildiginda bu cinsel aktiviteler Darwin in dogal secilim teorisinde uyumsuz bir davranis olarak gozukmektedir Bu celiskiyi aciklamak icin birkac teori ortaya atilmistir ve yeni deneysel kanitlar bu teorilerin dogru olabilecegini gostermektedir Gay amca hipotezi cocuklara sahip olmayan insanlarin belki de aile genlerini sonraki nesillere yakin akrabalarinin cocuklarina kaynaklar saglayarak yemek gozetleme savunma barinak saglama gibi aktarabilecegini one surmektedir Bu hipotez akraba secilimi teorisinin genisletilmis halidir Akraba secilimi aslinda uyumsuzluk gibi gorunen belli fedakar aktiveleri aciklamak icin gelistirilmistir Ilk fikir 1932 de J B S Haldane tarafindan ortaya atilmis sonra John Maynard Smith W D Hamilton ve Mary Jane West Eberhard da dahil olmak uzere baskalari tarafindan detaylandirilmistir Bu fikir ayni zamanda belli sosyal boceklerin cogu uremeyen uyelerinin paternlerini aciklamak icin de kullanilmaktadir Queensland Enstitusu nde calisan Brendan Zietsch kadinsal ozellikler sergileyen erkelerin kadinlara daha cekici geldigi bu yuzden onlarla daha cok birliktelik kurdugu ve boylece genlerin escinselligi tamamen reddetmemesini sagladigini one surmustur 2008 deki bir calismada arastirmacilar aciklamasinda Genlerin escinselligi etkiledigine dair onemli kanitlar bulunmaktadir Dusuk basarili ureme sansi getiren escinselligin populasyonda nispeten yuksek siklikta nasil devam ettigi bilinmemektedir demistir Arastirmacilar escinsellige yatkin genlerin heteroseksuellere ciftlesme avantaji verdigini bununda escinselligin evrimini ve populasyonda devam etmesini aciklayabilecegini one surmustur Ayrica bakinizEl yanlilik ve cinsel yonelim Noroloji ve cinsel yonelim Dogum sirasi ve erkeklerin cinsel yonelimi Dogum oncesi hormonlar ve cinsel yonelim Cevre ve cinsel yonelim Cinsel yonelimKaynakca a b Frankowski BL American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence Haziran 2004 Sexual orientation and adolescents 113 6 ss 1827 32 doi 10 1542 peds 113 6 1827 PMID 15173519 24 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Langstrom Niklas 7 Haziran 2008 Genetic and Environmental Effects on Same sex Sexual Behaviour A Population Study of Twins in Sweden Archives of Sexual Behavior 39 1 Archives of Sexual Behavior ss 75 80 doi 10 1007 s10508 008 9386 1 PMID 18536986 Submission to the Church of England s Listening Exercise on Human Sexuality The Royal College of Psychiatrists 16 Ekim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Haziran 2013 Bailey JM Pillard RC 1991 A Genetic Study of Male Sexual Orientation Archives of General Psychiatry 48 12 ss 1089 96 doi 10 1001 archpsyc 1991 01810360053008 PMID 1845227 12 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Bailey JM Dunne MP Martin NG Mart 2000 Genetic and environmental influences on sexual orientation and its correlates in an Australian twin sample J Pers Soc Psychol 78 3 ss 524 36 doi 10 1037 0022 3514 78 3 524 PMID 10743878 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Hershberger Scott L 2001 Biological Factors in the Development of Sexual Orientation Pp 27 51 in Lesbian Gay and Bisexual Identities and Youth Psychological Perspectives edited by Anthony R D Augelli and Charlotte J Patterson Oxford New York Oxford University Press Quoted in Bearman and Bruckner 2002 a b This work was published in the American Journal of Sociology Bearman P S amp Bruckner H 2002 Opposite sex twins and adolescent same sex attraction American Journal of Sociology 107 1179 1205 and is available only to subscribers However a final draft of the paper is available here 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde there are no significant differences on the points cited between the final draft and the published version While inconsistent with modern findings the first relatively large scale twin study on sexual orientation was reported by in 1952 See Kallmann FJ Nisan 1952 Comparative twin study on the genetic aspects of male homosexuality J Nerv Ment Dis 115 4 ss 283 97 PMID 14918012 Examining only male twin pairs he found a 100 concordance rate for homosexuality among 37 monozygotic MZ twin pairs compared to a 12 42 concordance rate among 26 dizygotic DZ twin pairs depending on definition In other words every identical twin of a homosexual subject was also homosexual while this was not the case for non identical twins This study was criticized for its vaguely described method of recruiting twins and for a high rate of among its subjects See Rosenthal D Genetic Theory and Abnormal Behavior 1970 New York McGraw Hill Langstrom N Rahman Q Carlstrom E Lichtenstein P Subat 2010 Genetic and environmental effects on same sex sexual behavior a population study of twins in Sweden Arch Sex Behav 39 1 ss 75 80 doi 10 1007 s10508 008 9386 1 PMID 18536986 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Schacter Daniel L Gilbert Daniel T and Wegner Daniel M 2009 Psychology Worth Publishers 435 Gringas P Chen W 2001 Mechanisms for difference in monozygous twins Early Human Development 64 2 ss 105 117 doi 10 1016 S0378 3782 01 00171 2 PMID 11440823 Rutter M 2006 Genes and Behavior Oxford UK Blackwell Publishing Hamer DH Hu S Magnuson VL Hu N Pattatucci AM Temmuz 1993 A linkage between DNA markers on the X chromosome and male sexual orientation Science 261 5119 ss 321 7 doi 10 1126 science 8332896 PMID 8332896 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Wilson G D amp Rahman Q 2005 Born Gay The Biology of Sex Orientation London Peter Owen Publishers Hu S Pattatucci AM Patterson C ve digerleri Kasim 1995 Linkage between sexual orientation and chromosome Xq28 in males but not in females Nat Genet 11 3 ss 248 56 doi 10 1038 ng1195 248 PMID 7581447 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Vilain E 2000 Genetics of sexual development Annu Rev Sex Res Cilt 11 ss 1 25 PMID 11351829 DOI 10 1007 s10508 009 9499 1 Mustanski BS Dupree MG Nievergelt CM Bocklandt S Schork NJ Hamer DH Mart 2005 PDF Hum Genet 116 4 ss 272 8 doi 10 1007 s00439 004 1241 4 PMID 15645181 15 Nisan 2005 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 5 Ekim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Park D Choi D Lee J Lim DS Park C 2010 Male like sexual behavior of female mouse lacking fucose mutarotase BMC genetics Cilt 11 s 62 doi 10 1186 1471 2156 11 62 PMC 2912782 2 PMID 20609214 Teeman Tim May 8 2006 Do You Have Gay DNA 2 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde TECH HEALTH Bocklandt S Horvath S Vilain E Hamer DH Subat 2006 Hum Genet 118 6 ss 691 4 doi 10 1007 s00439 005 0119 4 PMID 16369763 9 Haziran 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Ekim 2013 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Ruthenburg A C Allis and J Wysocka Methylation of Lysine 4 on Histone H3 Intricacy of Writing and Reading a Single Epigenetic Mark Molecular Cell 25 1 2007 15 30 Print Jablonka E and MJ Lamb 2010 Transgenerational epigenetic inheritance In M Pigliucci and GB Muller Evolution the expanded synthesis Friberg Urban Sergey Gavrilets and William R Rice Homosexuality as a Consequence of Epigenetically Canalized Sexual Development The Quarterly Review of Biology 87 4 2012 n pag Print Gene Regulation May Explain How Homosexuality Flourishes LiveScience com N p n d Web 12 Apr 2013 Rice William and Urban Friberg Study Finds Epigenetics Not Genetics Underlies Homosexuality a b Blanchard R Klassen P Nisan 1997 H Y antigen and homosexuality in men J Theor Biol 185 3 ss 373 8 doi 10 1006 jtbi 1996 0315 PMID 9156085 Pas de Deux of Sexuality Is Written in the Genes 10 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Blanchard R 1997 Birth order and sibling sex ratio in homosexual versus heterosexual males and females Annu Rev Sex Res Cilt 8 ss 27 67 PMID 10051890 a b amp Nisan 2011 Sexual orientation fraternal birth order and the maternal immune hypothesis a review 32 2 ss 247 254 doi 10 1016 j yfrne 2011 02 004 PMID 21315103 Whitehead NE 2007 An antiboy antibody Re examination of the maternal immune hypothesis J Biosocial Sci 39 6 ss 905 921 doi 10 1017 S0021932007001903 PMID 17316469 Camperio Ciani A Corna F Capiluppi C Kasim 2004 Evidence for maternally inherited factors favouring male homosexuality and promoting female fecundity Proc Biol Sci 271 1554 ss 2217 21 doi 10 1098 rspb 2004 2872 PMC 1691850 2 PMID 15539346 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Savic I Berglund H Lindstrom P Mayis 2005 Brain response to putative pheromones in homosexual men Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America 102 20 ss 7356 61 doi 10 1073 pnas 0407998102 PMC 1129091 2 PMID 15883379 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Roach John May 8 2006 Lesbians Respond Differently to Human Pheromones Study Says 6 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde National Geographic News Swaab DF Hofman MA Aralik 1990 An enlarged suprachiasmatic nucleus in homosexual men Brain Res 537 1 2 ss 141 8 doi 10 1016 0006 8993 90 90350 K PMID 2085769 22 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 a b Allen LS Gorski RA Agustos 1992 Sexual orientation and the size of the anterior commissure in the human brain Proc Natl Acad Sci U S A 89 15 ss 7199 202 doi 10 1073 pnas 89 15 7199 PMC 49673 2 PMID 1496013 7 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 a b c d e LeVay S Agustos 1991 A difference in hypothalamic structure between heterosexual and homosexual men Science 253 5023 ss 1034 7 doi 10 1126 science 1887219 PMID 1887219 a b Byne W Tobet S Mattiace LA ve digerleri Eylul 2001 The interstitial nuclei of the human anterior hypothalamus an investigation of variation with sex sexual orientation and HIV status Horm Behav 40 2 ss 86 92 doi 10 1006 hbeh 2001 1680 PMID 11534967 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Garcia Falgueras A Swaab DF 2010 Sexual Hormones and the Brain An Essential Alliance for Sexual Identity and Sexual Orientation Endocr Dev Endocrine Development Cilt 17 ss 22 35 doi 10 1159 000262525 ISBN 978 3 8055 9302 1 PMID 19955753 amp Mart 2009 Prenatal programming of sexual partner preference the ram model 21 4 ss 359 364 doi 10 1111 j 1365 2826 2009 01828 x PMC 2668810 2 PMID 19207819 Garcia Falgueras Alicia amp Swaab Dick F Sexual Hormones and the Brain An Essential Alliance for Sexual Identity and Sexual Orientation in Endocrine Development vol 17 pp 22 35 2010 ISSN 1421 7082 authors are of Netherlands Institute for Neuroscience of Royal Netherlands Academy of Arts and Sciences author contact is 2d author vol 17 is Sandro Loche Marco Cappa Lucia Ghizzoni Mohamad Maghnie amp Martin O Savage eds Pediatric Neuroendocrinology Wilson G D amp Rahman Q 2005 Born Gay The Psychobiology of Sex Orientation Peter Owen London Brodie HK Gartrell N Doering C Rhue T Ocak 1974 Plasma testosterone levels in heterosexual and homosexual men Am J Psychiatry 131 1 ss 82 3 PMID 4808435 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Bem DJ Herdt G McClintock M Aralik 2000 Exotic becomes erotic interpreting the biological correlates of sexual orientation PDF Arch Sex Behav 29 6 ss 531 48 doi 10 1023 A 1002050303320 PMID 11100261 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link PDF 11 Nisan 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bailey J M Zucker K J 1995 Childhood sex typed behavior and sexual orientation A conceptual analysis and quantitative review Developmental Psychology 31 1 ss 43 55 doi 10 1037 0012 1649 31 1 43 25 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Zucker K J 2005 Commentary on Gottschalk s 2003 Same sex sexuality and childhood gender non conformity A spurious connection Journal of Gender Studies 14 55 60 Zucker K J 1990 Gender identity disorders in children clinical descriptions and natural history p 1 23 in R Blanchard amp B W Steiner eds Clinical management of gender identity disorders in children and adults Washington DC American Psychiatric Press Green R Ocak 1979 Childhood cross gender behavior and subsequent sexual preference Am J Psychiatry 136 1 ss 106 8 PMID 758811 28 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Cohen Kettenis PT Nisan 2001 Gender identity disorder in DSM J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 40 4 s 391 doi 10 1097 00004583 200104000 00006 PMID 11314563 10 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Cohen Kettenis P T 2001 Gender identity disorder in DSM Letter to the editor Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry 40 p 391 and comments reported in Zucker K J 2005 Commentary on Gottschalk s 2003 Same sex sexuality and childhood gender non conformity A spurious connection Journal of Gender Studies 14 55 60 1 12 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Those raised as girls says Reiner had terrible genital self esteem The older children were not dating If you pin them down they say they re attracted to girls But it s not acceptable to them to be homosexual Scans see gay brain differences BBC News 1 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Bogaert AF Hershberger S 1999 The relation between sexual orientation and penile size Arch Sex Behav 28 3 ss 213 21 doi 10 1023 A 1018780108597 PMID 10410197 Lasco M S Jordan T J Edgar M A Petito C K Byne W 2002 A lack of dimorphism of sex or sexual orientation in the human anterior commissure Brain Research 936 1 2 ss 95 98 doi 10 1016 S0006 8993 02 02590 8 PMID 11988236 Kinnunen LH Moltz H Metz J Cooper M 2004 Differential brain activation in exclusively homosexual and heterosexual men produced by the selective serotonin reuptake inhibitor fluoxetine Brain Res 1024 1 2 ss 251 4 doi 10 1016 j brainres 2004 07 070 PMID 15451388 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b McFadden D 2002 Masculinization effects in the auditory system Arch Sex Behav 31 1 ss 99 111 doi 10 1023 A 1014087319682 PMID 11910797 PDF 29 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Swaab DF Zhou JN Ehlhart T Hofman MA 1994 Development of vasoactive intestinal polypeptide neurons in the human suprachiasmatic nucleus in relation to birth and sex Brain Res Dev Brain Res 79 2 ss 249 59 doi 10 1016 0165 3806 94 90129 5 PMID 7955323 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Beale Bob October 6 2003 2 12 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde News in Science Savic I Berglund H Lindstrom P Mayis 2005 Brain response to putative pheromones in homosexual men Proc Natl Acad Sci U S A 102 20 ss 7356 61 doi 10 1073 pnas 0407998102 PMC 1129091 2 PMID 15883379 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Savic I Berglund H Gulyas B Roland P 2001 Smelling of odorous sex hormone like compounds causes sex differentiated hypothalamic activations in humans Neuron 31 4 ss 661 8 doi 10 1016 S0896 6273 01 00390 7 PMID 11545724 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Berglund H Lindstrom P Savic I 2006 Brain response to putative pheromones in lesbian women Proc Natl Acad Sci U S A 103 21 ss 8269 74 doi 10 1073 pnas 0600331103 PMC 1570103 2 PMID 16705035 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Safron A Barch B Bailey JM Gitelman DR Parrish TB Reber PJ 2007 Neural correlates of sexual arousal in homosexual and heterosexual men Behav Neurosci 121 2 ss 237 48 doi 10 1037 0735 7044 121 2 237 PMID 17469913 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link The authors of the study caution that any interpretation of this finding must take into account that the group difference in brain activation between heterosexual men and homosexual men in the amygdala region is not large and that the most robust finding is that both heterosexual and homosexual men used the same areas when they reacted to sexually preferred stimuli For the most part homosexual and heterosexual men showed very similar patterns of activation albeit to different erotic stimuli One possible exception was the amygdala in which homosexual men showed greater activational differences between preferred and nonpreferred erotic stimuli compared with heterosexual men However this difference was not hypothesized a priori was not large and was the only group difference found out of many tested Thus this finding needs replication Debra A Hope editor What is Sexual Orientation and Do Women Have One presentation by J M Bailey Nebraska Symposium on Motivation Volume 54 p 47 Springer Science 2009 Brown WM Hines M Fane BA Breedlove SM 2002 Masculinized finger length patterns in human males and females with congenital adrenal hyperplasia Horm Behav 42 4 ss 380 6 doi 10 1006 hbeh 2002 1830 PMID 12488105 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Hines M Johnston KJ Golombok S Rust J Stevens M Golding J 2002 Prenatal stress and gender role behavior in girls and boys a longitudinal population study Horm Behav 42 2 ss 126 34 doi 10 1006 hbeh 2002 1814 PMID 12367566 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Rahman Q Wilson GD 2003 Sexual orientation and the 2nd to 4th finger length ratio evidence for organising effects of sex hormones or developmental instability Psychoneuroendocrinology 28 3 ss 288 303 doi 10 1016 S0306 4530 02 00022 7 PMID 12573297 Brown WM Finn CJ Cooke BM Breedlove SM 2002 Differences in finger length ratios between self identified butch and femme lesbians Arch Sex Behav 31 1 ss 123 7 doi 10 1023 A 1014091420590 PMID 11910785 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Hall LS Love CT 2003 Finger length ratios in female monozygotic twins discordant for sexual orientation Arch Sex Behav 32 1 ss 23 8 doi 10 1023 A 1021837211630 PMID 12597269 Lalumiere ML Blanchard R Zucker KJ 2000 Sexual orientation and handedness in men and women a meta analysis Psychol Bull 126 4 ss 575 92 doi 10 1037 0033 2909 126 4 575 PMID 10900997 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Mustanski BS Bailey JM Kaspar S 2002 Dermatoglyphics handedness sex and sexual orientation Arch Sex Behav 31 1 ss 113 22 doi 10 1023 A 1014039403752 PMID 11910784 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Lippa RA 2003 Handedness sexual orientation and gender related personality traits in men and women Arch Sex Behav 32 2 ss 103 14 doi 10 1023 A 1022444223812 PMID 12710825 a b c The Science of Gaydar 6 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde by David France New York Magazine 18 June 2007 Rahman Q Wilson GD Abrahams S 2003 Sexual orientation related differences in spatial memory J Int Neuropsychol Soc 9 3 ss 376 83 doi 10 1017 S1355617703930037 PMID 12666762 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link MacIntyre F Estep KW 1993 Sperm competition and the persistence of genes for male homosexuality BioSystems 31 2 3 ss 223 33 doi 10 1016 0303 2647 93 90051 D PMID 8155854 Mayr E 1982 The Growth of Biological Thought Diversity Evolution and Inheritance Cambridge Harvard University Press p598 How homosexuality may have evolved 20 Mart 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2013 Zietsch B Morley K Shekar S Verweij K Keller M Macgregor S ve digerleri Kasim 2008 Genetic factors predisposing to homosexuality may increase mating success in heterosexuals Evolution and Human Behavior 29 6 ss 424 433 doi 10 1016 j evolhumbehav 2008 07 002 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link