Ekber Şah tam adıyla Ebü'l-Feth Celâlüddîn Muhammed Ekber Şâh (Urduca: جلال الدین محمد اکبر, Hindi: जलालुद्दीन मुहम्मद अकबर) (d. 14 Ekim 1542 - 27 Ekim 1605), babası Hümayun Şah'ın ardından 1556-1605 arası Babür İmparatorluğu tahtına geçmiştir. Sind'de bulunan Ömerküt Kalesi'nde doğdu. Babası Hümayun Şah, annesi İran asıllı Hamide Banu'dur. Babürlerin en parlak dönemi Ekber Şah'in padişah olduğu dönemdir.
Ekber Şah جلال الدین محمد اكبر जलालुद्दीन मुहम्मद अकबर Celaleddin Muhammed Ekber | |||||
---|---|---|---|---|---|
3. Babür İmparatoru | |||||
Hüküm süresi | 14 Şubat 1556 – 27 Ekim 1605 | ||||
Önce gelen | Hümayun Şah | ||||
Sonra gelen | Cihangir Şah | ||||
Doğum | 14 Ekim 1542 , Sind | ||||
Ölüm | 27 Ekim 1605 (63 yaşında) Fetihpur Sikri, Agra | ||||
Defin | , Agra | ||||
Eş(ler)i | ve diğer 10 eşi | ||||
Çocuk(lar)ı | Cihangir Murad Daniyal 6 kızı | ||||
| |||||
Hanedan | Timurlu hanedanı | ||||
Babası | Hümayun Şah | ||||
Annesi | |||||
Dini | Islam |
Hayatı
Babası Hümayun Şah öldüğünde henüz 14 yaşındaydı. O sırada Delhi'de bulunan Seydi Ali Reis'in tavsiyesiyle Hümayun Şah'in ölümü bir süre gizlendi ve savaşta olan Ekber, 20 gün sonra Delhi'ye gelip 15 Şubat 1556'da tahta çıktı. Harem'in politik baskısını ancak 1564'te kırdı ve otoriteyi eline aldı. Pek çok idari yenilik getirdi.
Cizvit papazlarından Bartoli Baba (Padre) Ridolfo Akuaviva'nın Büyük Moğol Yanındaki Görevi adlı Latince kitabında Ekber Şah'ın büyük bir toplantı yaparak oraya din bilginlerini ve komutanları çağırdığını, uzun zamandan beri tasarlamış olduğu yeni bir dini kurma ve onun başı olma niyetini aşağıdaki şekilde açıkladığını yazar.
Bir baş tarafından yönetilen bir devlette yaşayanların birbirinden ayrı ve birbirine karşı inançlar beslemesi ve başka başka kanunlarla yönetilmesi doğru değildir. Dolayısıyla bütün bunları birleştirmeliyiz; şöyle ki: hem hepsi bir olsunlar, hem de o birin içinde hepsi bulunsun. Böylelikle herhangi bir din içindeki iyi şeyleri kaybetmemek ve öbürlerindeki daha iyi şeyleri de kazanmak gibi bir kazanç sağlamış oluruz. Bunu yapmakla Allah'a tapma işi, halkın rahatlığı ve devletin güvenliği sağlanmış olur.
Ekber Şah, farklı dinlere sahip olan tebaasını ortak tek bir din çatısı altında birleştirme projesiyle nev-i şahsına münhasır bir imparator olmaya çalışmıştır.
Ekber Şah, dedesi Babür zamanından itibaren fethedilmeye başlanan Hindistan'ı vatan olarak benimsemiş, fatih olarak geldikleri bu ülkede kalıcı olmanın yollarını aramıştı. Ekber Şah Hindu, Müslüman, Zerdüşt, Budist, Sih, Cayinizm, Hristiyan gibi pek çok din mensubunun yaşadığı bu ülkede tebaası üzerinde manevî nüfuz kurmadan birlik sağlamanın mümkün olamayacağını düşünüyordu. Ekber Şah'ın çeşitli din ve mezheplerle ırklar arasında karşılıklı müsamahaya dayanan dostluk ve barış içinde yaşama fikrini ifâde eden sulh-i küllî düşüncesini benimsemesinde Hocası Mir Abdüllâtif etkili olmuştu.
Ekber Şah, saltanatının ilk yıllarından itibaren Hindu çoğunluğun gönlünü kazanmaya yönelik uygulamalar başlattı. Kendisine veliaht doğuracak olan Hindu Rajputun Jodhaa adlı kızı ile evlendi, Hindu erkeklerden alınmakta olan cizye ile mukaddes yerlerin ziyareti sırasında Hindulardan alınan vergiyi kaldırdı. Bürokraside ve ordunun üst yönetiminde pek çok Hinduya görev verdi.
Tebaasının manevî liderliğini üstlenmek isteyen Ekber Şah, farklı dinlerin öğreticileri ile yakınlıklar kurdu, onları tanımaya ve kendisine bağlamaya çalıştı. 1580'lere doğru Zerdüştlüğe meyleden Ekber Şah, bir süre bir Zerdüşt gibi yaşadı, sarayda gece gündüz ateş yakılmasını emrederek bu ateşin söndürülmemesi görevini Ebu-l Fadl'a verdi. Ekber Şah, aynı dönemde Caynizm ve Sih inancıyla da tanıştı, sarayında bu inançların temsilcilerini bulundurdu.
Ekber Şah, 1579 yılından itibaren, Portekizli işgalcilerle birlikte gelen Cizvit papazlarını da sarayına davet ederek uzun bir süre onları misafir etti. Hristiyanlığı öğrenmeye heves eden Şah, Cizvitlere İncil'i tercüme ettirdi, onların kilise kurmalarına müsaade etti, çocuklarının eğitimiyle onları görevlendirdi. Ancak teslis inancı bir türlü Ekber Şah'ın aklına yatmadı. Onun öğrenme merakından ümitlenen, ancak umduklarını bulamayan misyonerler, yazdıkları mektuplarda; Ekber Şah'ın dinî tartışmalar sırasında sürekli haşhaş ve alkolün etkisi altında olduğunu görerek hayal kırıklığına uğradıklarını ve onun bir düzenbaz olduğunu iddia etmişlerdi.
Ekber Şah, sulh-i küllî düşüncesini Müslümanlara kabul ettirmek için onlar üzerinde manevî otorite kurmanın yollarını arıyordu. Tahta çıktığı sırada Müslüman halk arasında mehdiyet düşüncesi oldukça yaygındı. Ekber Şah, on altıncı yüzyılın başında mehdîliğini ilân eden Caunpurlu Muhammed'in bin yılcı (mehdînin âhir zamanda bin yıl hükmedeceği inancı) hareketi Mehdeviye öğretisinden bu anlamda faydalanmayı düşündü. Üstelik mehdinin zuhur edeceği hicrî bininci yıl olan miladi 1591 yılı çok yakındı. Ekber Şah, mehdilik konusunda yönlendiren ve teşvik edenlerin başında Mehdevî hareketinin lideri Şeyh Mübarek b. Hıdır en-Nagorî ile iki oğlu Feyzî ve Ebu l-Fadl el-Allâmî vardı.
Ancak mehdiyet düşüncesi karşısında en büyük engel, bu düşünceye şiddetle karşı çıkan ulemaydı ve bunlar, Müslümanlar üzerinde hâlâ nüfuz sahibiydiler. Ekber Şah'ın mehdiliğinin kabul ettirilmesi bakımından öncelikle ulemanın saf dışı edilmesi ve gözden düşürülmesi gerekiyordu. Ekber Şah bunu gerçekleştirmek üzere, 1575'te başkent Fetihpur Sikri'de bir ibadethane yaptırdı. Divanhane denilen bu yerde Sünni ve Şii Müslüman âlim, edip ve mutasavvıfları bir araya getirerek dinî konularda münâzaralar tertip etti. Bu toplantılara katılan ulemâ arasındaki şahsî çekişmeler, ulemanın zaafları ve şer'î meselelerdeki anlaşmazlıkları öne çıkarılıp ulemâ ve hocaların Müslümanlar üzerindeki itibarları ve güvenilirlikleri yıpratıldı.
Ekber Şah daha sonra Mecusî, Hindu, Budist ve Hristiyan bilginlerini de bu toplantılara çağırmaya başladı, onların İslâm aleyhine konuşmalarını müdahale etmeden dinledi. Bu toplantılarda İslâm'ın bedevî bir millete geldiği, Babür halkı gibi yüksek bir millete uygun olmadığı, vahyin akla aykırı olduğu, Kur'ân'ın Allah kelamı olmadığı görüşleri dile getirildi.
Nihayet şartların müsait olduğuna kanaat getirilen 1579 yılında Fetihpur Sikri Ulu Camii'nde minbere çıkan Feyzi en-Nagori, Ekber Şah'ın ilâhî mertebeye yüceltildiğini ifâde eden manzûm bir hutbeyi okuyarak onu müctehid-i zaman ilan etti. Ebu'l-Fadl'a göre de Ekber Şah zamanın imamıydı, insanların Allah'ın rızasını kazanabilmeleri için o hangi yolu, hangi mezhebi seçerse, ona tâbi olmaları şarttı.
Tâcü l-ârifîn lakâbıyla şöhret bulmuş Şeyh Zekeriya, insan-ı kâmil sözüyle kastedilenin Ekber Şah olduğunu ve ona mutlak itâatin dinin emirlerinden olduğunu iddia ederek ona kıble-i murâdât (ona yönelince muratların gerçekleşeceği kıble) adını vermiş, bu iddialarını delillendirmek için hadis uydurmaktan çekinmemişti. Öte yandan Ekber Şah, Taceddin Ayodhanî ile de dostluk kurmuş, bu zat vasıtasıyla Abdülkerim Cilî'nin insan-ı kâmil öğretisini kendisine uyarlamış ve kendi inancına mensup takipçilerinden huzurunda secdeye kapanmalarını istemiştir.
Bâzı Brahmanlar da Ekber Şah'ın Rama ve Krişna gibi büyük Hindu mabudu Vişnu'nun avatarı (Tanrı Vişnu'nun bedenlenerek Dünya'ya gelmiş hâli) olduğunu söyleyerek, onu Hinduların mabudu konumuna getirmişlerdi. Ona bağlılığın dört mertebesi olarak mal, can, namus ve dinin feda edilmesi gerektiğini, buna karşılık hikmet, şecaat, iffet ve adâletin elde edileceğini ilân etmişlerdi.
Dîn-i İlâhî
1582'de Ekber Şah, bütün eyalet valilerinin önünde Dîn-i İlâhî'yi kurduğunu resmen ilân etti. Artık İslâmiyet, Hristiyanlık, Zerdüştîlik, Hinduizm, Sihlik, Caynizm ve Budizmin inanç, ibâdet ve muâmelâtı bu dinin çatısı altında birleştirilmişti.
Daha sonra Cihangir adı ile tahta çıkacak olan Ekber Şah'ın oğlu Selim, bütün bu olumsuzlukların müsebbibi olarak gördüğü Ebu-l Fadl'ı 1602 yılında öldürttü ve babasına ağır bir darbe vurdu. Ekber Şah sonrası Babür Şahları, dedelerinin Müslümanlar nezdinde sebep olduğu tahribatı gidermeye uğraştılar. Ekber Şah'ın İslâm ile Hinduizmi birleştirme çabaları sonucu ortaya çıkan Hindu tahakkümüne karşı en büyük tepki Nakşibendîlerden geldi ve bu tarikat, daha sonraki dönemlerde Hindistan'daki dinî ve siyasi gelişmelerde önemli rol oynadı.
Ekber Şah'ın İslâm'a karşı tahrif ve yeni bir din oluşturma çabasına karşı İmâm-ı Rabbânî büyük mücadele vererek ve Ekber Şah'ı eleştirerek bu dinin çok yaygınlaşmasını önlediği, ancak üst düzey devlet yöneticileri arasında yayıldığı kabul edilir.
Ekber Şah, Timur soyundan gelen bir hükümdar olarak Osmanlı Devleti'ne hep tepeden baktı ve hükümdarlığı döneminde Osmanlı Devleti ile resmî hiçbir ilişki kurmadı. O sırada cereyan eden Osmanlı-Safevî çatışmasında Safevilerden yana tavır aldı.
Özellikleri ve icraatları
Ekber, Hint geleneğinin yüzlerce yıllık adaletsiz uygulamalarına son verdi ve adil mahkemeler kurdu. Vergi toplamada adaletli olmaya önem verdi. Hindu ve Müslümanların kendi geleneklerine göre yargılandıkları bir hukuk düzeni geliştirdi. ’ni, mimarların yanı sıra bilgin, şair, edebiyatçı ve ressamların bir araya geldiği bir sanat merkezine dönüştürdü.
Ekber, Türk-İslâm mimarisinin en güzel eserlerinin yapılmasını sağladı. Bunların başında 'deki beş katlı , 1602'de 'in fethi anısına yapılan ve Dünya'nın en büyük kapılarından ile Lahor'daki sayılabilir.
Kaynakça
- ^ . Vikipedi. 6 Aralık 2012. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (HTML) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2015.
- ^ . 10 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (HTML) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2015.
- ^ Aydoğdu, Murat (1 Kasım 2006). . Semerkand Yayınları. 8 Ocak 2015 tarihinde kaynağından (HTML) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2015.
- ^ haznevi.net. . 30 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2013.
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Wikimedia Commons'ta Akbar I ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur
- Vikisöz'de Ekber Şah ile ilgili sözler mevcuttur.
Ekber Şah Doğumu: 14 Ekim 1542 Ölümü: 27 Ekim 1605 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen Hümayun Şah | Babür İmparatoru 14 Şubat 1556 – 27 Ekim 1605 | Sonra gelen Cihangir |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ekber Sah tam adiyla Ebu l Feth Celaluddin Muhammed Ekber Sah Urduca جلال الدین محمد اکبر Hindi जल ल द द न म हम मद अकबर d 14 Ekim 1542 27 Ekim 1605 babasi Humayun Sah in ardindan 1556 1605 arasi Babur Imparatorlugu tahtina gecmistir Sind de bulunan Omerkut Kalesi nde dogdu Babasi Humayun Sah annesi Iran asilli Hamide Banu dur Baburlerin en parlak donemi Ekber Sah in padisah oldugu donemdir Ekber Sah جلال الدین محمد اكبر जल ल द द न म हम मद अकबर Celaleddin Muhammed Ekber3 Babur ImparatoruHukum suresi14 Subat 1556 27 Ekim 1605Once gelenHumayun SahSonra gelenCihangir SahDogum14 Ekim 1542 1542 10 14 SindOlum27 Ekim 1605 63 yasinda Fetihpur Sikri AgraDefin AgraEs ler ive diger 10 esiCocuk lar iCihangir Murad Daniyal 6 kiziTam adiEbul Fatih Celaleddin Muhammed EkberHanedanTimurlu hanedaniBabasiHumayun SahAnnesiDiniIslamHayatiBabasi Humayun Sah oldugunde henuz 14 yasindaydi O sirada Delhi de bulunan Seydi Ali Reis in tavsiyesiyle Humayun Sah in olumu bir sure gizlendi ve savasta olan Ekber 20 gun sonra Delhi ye gelip 15 Subat 1556 da tahta cikti Harem in politik baskisini ancak 1564 te kirdi ve otoriteyi eline aldi Pek cok idari yenilik getirdi Cizvit papazlarindan Bartoli Baba Padre Ridolfo Akuaviva nin Buyuk Mogol Yanindaki Gorevi adli Latince kitabinda Ekber Sah in buyuk bir toplanti yaparak oraya din bilginlerini ve komutanlari cagirdigini uzun zamandan beri tasarlamis oldugu yeni bir dini kurma ve onun basi olma niyetini asagidaki sekilde acikladigini yazar Bir bas tarafindan yonetilen bir devlette yasayanlarin birbirinden ayri ve birbirine karsi inanclar beslemesi ve baska baska kanunlarla yonetilmesi dogru degildir Dolayisiyla butun bunlari birlestirmeliyiz soyle ki hem hepsi bir olsunlar hem de o birin icinde hepsi bulunsun Boylelikle herhangi bir din icindeki iyi seyleri kaybetmemek ve oburlerindeki daha iyi seyleri de kazanmak gibi bir kazanc saglamis oluruz Bunu yapmakla Allah a tapma isi halkin rahatligi ve devletin guvenligi saglanmis olur Ekber Sah farkli dinlere sahip olan tebaasini ortak tek bir din catisi altinda birlestirme projesiyle nev i sahsina munhasir bir imparator olmaya calismistir Ekber Sah dedesi Babur zamanindan itibaren fethedilmeye baslanan Hindistan i vatan olarak benimsemis fatih olarak geldikleri bu ulkede kalici olmanin yollarini aramisti Ekber Sah Hindu Musluman Zerdust Budist Sih Cayinizm Hristiyan gibi pek cok din mensubunun yasadigi bu ulkede tebaasi uzerinde manevi nufuz kurmadan birlik saglamanin mumkun olamayacagini dusunuyordu Ekber Sah in cesitli din ve mezheplerle irklar arasinda karsilikli musamahaya dayanan dostluk ve baris icinde yasama fikrini ifade eden sulh i kulli dusuncesini benimsemesinde Hocasi Mir Abdullatif etkili olmustu Ekber Sah saltanatinin ilk yillarindan itibaren Hindu cogunlugun gonlunu kazanmaya yonelik uygulamalar baslatti Kendisine veliaht doguracak olan Hindu Rajputun Jodhaa adli kizi ile evlendi Hindu erkeklerden alinmakta olan cizye ile mukaddes yerlerin ziyareti sirasinda Hindulardan alinan vergiyi kaldirdi Burokraside ve ordunun ust yonetiminde pek cok Hinduya gorev verdi Tebaasinin manevi liderligini ustlenmek isteyen Ekber Sah farkli dinlerin ogreticileri ile yakinliklar kurdu onlari tanimaya ve kendisine baglamaya calisti 1580 lere dogru Zerdustluge meyleden Ekber Sah bir sure bir Zerdust gibi yasadi sarayda gece gunduz ates yakilmasini emrederek bu atesin sondurulmemesi gorevini Ebu l Fadl a verdi Ekber Sah ayni donemde Caynizm ve Sih inanciyla da tanisti sarayinda bu inanclarin temsilcilerini bulundurdu Ekber Sah 1579 yilindan itibaren Portekizli isgalcilerle birlikte gelen Cizvit papazlarini da sarayina davet ederek uzun bir sure onlari misafir etti Hristiyanligi ogrenmeye heves eden Sah Cizvitlere Incil i tercume ettirdi onlarin kilise kurmalarina musaade etti cocuklarinin egitimiyle onlari gorevlendirdi Ancak teslis inanci bir turlu Ekber Sah in aklina yatmadi Onun ogrenme merakindan umitlenen ancak umduklarini bulamayan misyonerler yazdiklari mektuplarda Ekber Sah in dini tartismalar sirasinda surekli hashas ve alkolun etkisi altinda oldugunu gorerek hayal kirikligina ugradiklarini ve onun bir duzenbaz oldugunu iddia etmislerdi Ekber Sah sulh i kulli dusuncesini Muslumanlara kabul ettirmek icin onlar uzerinde manevi otorite kurmanin yollarini ariyordu Tahta ciktigi sirada Musluman halk arasinda mehdiyet dusuncesi oldukca yaygindi Ekber Sah on altinci yuzyilin basinda mehdiligini ilan eden Caunpurlu Muhammed in bin yilci mehdinin ahir zamanda bin yil hukmedecegi inanci hareketi Mehdeviye ogretisinden bu anlamda faydalanmayi dusundu Ustelik mehdinin zuhur edecegi hicri bininci yil olan miladi 1591 yili cok yakindi Ekber Sah mehdilik konusunda yonlendiren ve tesvik edenlerin basinda Mehdevi hareketinin lideri Seyh Mubarek b Hidir en Nagori ile iki oglu Feyzi ve Ebu l Fadl el Allami vardi Ancak mehdiyet dusuncesi karsisinda en buyuk engel bu dusunceye siddetle karsi cikan ulemaydi ve bunlar Muslumanlar uzerinde hala nufuz sahibiydiler Ekber Sah in mehdiliginin kabul ettirilmesi bakimindan oncelikle ulemanin saf disi edilmesi ve gozden dusurulmesi gerekiyordu Ekber Sah bunu gerceklestirmek uzere 1575 te baskent Fetihpur Sikri de bir ibadethane yaptirdi Divanhane denilen bu yerde Sunni ve Sii Musluman alim edip ve mutasavviflari bir araya getirerek dini konularda munazaralar tertip etti Bu toplantilara katilan ulema arasindaki sahsi cekismeler ulemanin zaaflari ve ser i meselelerdeki anlasmazliklari one cikarilip ulema ve hocalarin Muslumanlar uzerindeki itibarlari ve guvenilirlikleri yipratildi Ekber Sah daha sonra Mecusi Hindu Budist ve Hristiyan bilginlerini de bu toplantilara cagirmaya basladi onlarin Islam aleyhine konusmalarini mudahale etmeden dinledi Bu toplantilarda Islam in bedevi bir millete geldigi Babur halki gibi yuksek bir millete uygun olmadigi vahyin akla aykiri oldugu Kur an in Allah kelami olmadigi gorusleri dile getirildi Nihayet sartlarin musait olduguna kanaat getirilen 1579 yilinda Fetihpur Sikri Ulu Camii nde minbere cikan Feyzi en Nagori Ekber Sah in ilahi mertebeye yuceltildigini ifade eden manzum bir hutbeyi okuyarak onu muctehid i zaman ilan etti Ebu l Fadl a gore de Ekber Sah zamanin imamiydi insanlarin Allah in rizasini kazanabilmeleri icin o hangi yolu hangi mezhebi secerse ona tabi olmalari sartti Tacu l arifin lakabiyla sohret bulmus Seyh Zekeriya insan i kamil sozuyle kastedilenin Ekber Sah oldugunu ve ona mutlak itaatin dinin emirlerinden oldugunu iddia ederek ona kible i muradat ona yonelince muratlarin gerceklesecegi kible adini vermis bu iddialarini delillendirmek icin hadis uydurmaktan cekinmemisti Ote yandan Ekber Sah Taceddin Ayodhani ile de dostluk kurmus bu zat vasitasiyla Abdulkerim Cili nin insan i kamil ogretisini kendisine uyarlamis ve kendi inancina mensup takipcilerinden huzurunda secdeye kapanmalarini istemistir Bazi Brahmanlar da Ekber Sah in Rama ve Krisna gibi buyuk Hindu mabudu Visnu nun avatari Tanri Visnu nun bedenlenerek Dunya ya gelmis hali oldugunu soyleyerek onu Hindularin mabudu konumuna getirmislerdi Ona bagliligin dort mertebesi olarak mal can namus ve dinin feda edilmesi gerektigini buna karsilik hikmet secaat iffet ve adaletin elde edilecegini ilan etmislerdi Din i Ilahi 1582 de Ekber Sah butun eyalet valilerinin onunde Din i Ilahi yi kurdugunu resmen ilan etti Artik Islamiyet Hristiyanlik Zerdustilik Hinduizm Sihlik Caynizm ve Budizmin inanc ibadet ve muamelati bu dinin catisi altinda birlestirilmisti Daha sonra Cihangir adi ile tahta cikacak olan Ekber Sah in oglu Selim butun bu olumsuzluklarin musebbibi olarak gordugu Ebu l Fadl i 1602 yilinda oldurttu ve babasina agir bir darbe vurdu Ekber Sah sonrasi Babur Sahlari dedelerinin Muslumanlar nezdinde sebep oldugu tahribati gidermeye ugrastilar Ekber Sah in Islam ile Hinduizmi birlestirme cabalari sonucu ortaya cikan Hindu tahakkumune karsi en buyuk tepki Naksibendilerden geldi ve bu tarikat daha sonraki donemlerde Hindistan daki dini ve siyasi gelismelerde onemli rol oynadi Ekber Sah in Islam a karsi tahrif ve yeni bir din olusturma cabasina karsi Imam i Rabbani buyuk mucadele vererek ve Ekber Sah i elestirerek bu dinin cok yayginlasmasini onledigi ancak ust duzey devlet yoneticileri arasinda yayildigi kabul edilir Ekber Sah Timur soyundan gelen bir hukumdar olarak Osmanli Devleti ne hep tepeden bakti ve hukumdarligi doneminde Osmanli Devleti ile resmi hicbir iliski kurmadi O sirada cereyan eden Osmanli Safevi catismasinda Safevilerden yana tavir aldi Ozellikleri ve icraatlariEkber Hint geleneginin yuzlerce yillik adaletsiz uygulamalarina son verdi ve adil mahkemeler kurdu Vergi toplamada adaletli olmaya onem verdi Hindu ve Muslumanlarin kendi geleneklerine gore yargilandiklari bir hukuk duzeni gelistirdi ni mimarlarin yani sira bilgin sair edebiyatci ve ressamlarin bir araya geldigi bir sanat merkezine donusturdu Ekber Turk Islam mimarisinin en guzel eserlerinin yapilmasini sagladi Bunlarin basinda deki bes katli 1602 de in fethi anisina yapilan ve Dunya nin en buyuk kapilarindan ile Lahor daki sayilabilir Kaynakca Vikipedi 6 Aralik 2012 15 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan HTML arsivlendi Erisim tarihi 12 Ocak 2015 10 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan HTML arsivlendi Erisim tarihi 12 Ocak 2015 Aydogdu Murat 1 Kasim 2006 Semerkand Yayinlari 8 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan HTML arsivlendi Erisim tarihi 12 Ocak 2015 haznevi net 30 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2013 Ayrica bakinizDin i Ilahi Imam i RabbaniDis baglantilarWikimedia Commons ta Akbar I ile ilgili coklu ortam belgeleri bulunur Vikisoz de Ekber Sah ile ilgili sozler mevcuttur Ekber SahTimurlu HanedaniDogumu 14 Ekim 1542 Olumu 27 Ekim 1605Resmi unvanlarOnce gelen Humayun Sah Babur Imparatoru 14 Subat 1556 27 Ekim 1605 Sonra gelen Cihangir