Kritik rasyonalizm ya da Eleştirel rasyonalizm, Karl Popper tarafından “Bir ifadeye bilinelerden mantıken ulaşılamıyorsa yine de onu mantıken yanlışlamak mümkün olabilir.” temelinde geliştirilen epistemolojik bir felsefedir. Hume’u takiben Popper; zaten bilinenlere (temelsizce yeni varsayımsal bilgiler) ekleyerek genişleten, spesifik gözlem bütünlerine dayanarak genel prensipler türeten, geniş genellemeler yapan, hükmünün doğruluğu öncülerinin kanıtlarına (kantitatif yahut kalitatif karakterleri göz önüne alınarak) dayalı olarak ‘olası’ olan herhangi bir tümevarımsal muhakemeyi yani tümdengelimsel mantıktan daha fazla bilgi temin edebilen herhangi bir mantığı reddetti. Diğer bir deyişle eğer bir şeyi mantıken ileri süremiyorsak en azından mantıken yanlışlamaya çalışmalıyız. Bu da Popper’i yanlışlanabilirlik kriterine götürdü.
Yanlışlanabilirlik
Yanlışlanabilirlik, Popper'in Bilimsel Araştırmanın Mantığı (1934) isimli kitabında tanıttığı bilimsel teori ve hipotezlerin tümdengelimsel bir değerlendirme standardıdır. Popper yanlışlamacılığı hem siyah kuğu problemi olarak da bilinen tümevarım problemine hem de sınır belirleme problemine köşe taşı çözümü olarak önerdi.
Tümevarım Problemi (Siyah Kuğu Problemi)
Hume tarafından formüle edilen tümevarım problemi, geleceğin geçmişe benzeyeceğine inanma nedenlerimizi veya daha genel olarak önceki gözlemlere dayalı olarak gözlemlenmemiş şeyler hakkındaki tahminleri sorgular. Gözlemlenenden gözlemlenmeyene yapılan bu çıkarım tümevarımsal çıkarımlar olarak bilinir ve Hume herkesin bu tür çıkarımlar yaptığını ve yapması gerektiğini kabul ederken bunları haklı çıkarmanın döngüsel olmayan bir yolu olmadığını savunarak rasyonalitenin aydınlanma sütunlarından birinin altını oyar.
Geleneksel tümevarımcı görüş, iddia edilen tüm ampirik yasaların -gerek günlük yaşamda gerekse bilimsel metot vasıtasıyla- bir tür akıl yürütme yoluyla savunulabileceğidir. Sorun şu ki birçok filozof böyle bir meşruiyet bulmaya çalıştı ancak önergeleri başkaları tarafından kabul edilmedi. Tümevarımcı görüşü bilimsel görüş olarak tanımlayan C. D. Broad, bir keresinde tümevarımın “bilimin zaferi ve felsefenin skandalı” olduğunu söylemişti. Binaenaleyh Popper’in kritik rasyonalizmi, tümevarımsal gerekçelendirmelerin bilimde asla kullanılmadığını iddia etti ve bunun yerine bilimin hipotezleri tahmin etme, tümdengelimsel olarak sonuçları hesaplama ve ardından ampirik olarak onları yanlışlamaya çalışma prosedürüne dayandığını öne sürdü. Ek olarak siyah kuğu meselesini özetleyecek olursak: Siyah kuğular vardır ancak “Bütün kuğular beyazdır.” ifadesini yanlışlayan siyah kuğular var olmasaydı bile farzımuhal bir siyah kuğu bulunma ihtimali bu ifadeyi yanlışlanABİLİR kılardı.
Sınır Belirleme Problemi
Bilim felsefesinde ve epistemolojide sınır belirleme problemi, bilim ile bilim-dışı arasında nasıl ayrım yapılacağı sorusudur. Bilim ile sözde-bilim, sanat, edebiyat ve inançlar gibi insan faaliyetinin diğer ürünleri arasındaki sınırları inceler. Tartışma, bilim felsefecileri ve çeşitli alanlardaki bilim insanları arasındaki iki milenyumu aşkın diyalogdan sonra devam ediyor.
Yanlışlanabilirliğin özü
Bir teori yahut hipotez mevcut teknolojilerle yetinen bir ampirik test tarafından mantıken aksi iddia edilebilir yapıdaysa yanlışlanabilir yapıdadır. Popper, mantıki bir kriter olarak yanlışlanabilirliğin Lakatos’un yanlışlamacılığında tartışılan ilgili “yanlışlığı kanıtlanma kapasitesi” konseptinden müstakil olduğu hususunda ısrar etmiştir. Mantıki bir kriter olsa bile maksadı teoriyi öngörebilir ve test edilebilir nitekim pratikte kullanışlı hale getirmektir.
Popper, yanlışlanabilirliği zamanında mantıksal pozitivizmde geçerli ve sezgisel olarak kendi kavramına benzer olan doğrulanabilirlik konseptine muhalefeten çıkarmıştı. Argümanı, “Tüm kuğular beyazdır.” gibi bir iddiayı doğrulamanın tek yolunun birinin teorik olarak tüm kuğuları gözlemlemesiyle olacağı yönündedir ki bu mümkün değildir. Bunun yerine yanlışlanabilirlik, tek bir siyah kuğu gözlemlemek gibi teorik açıdan iddiayı mantıksal olarak yanlışlamak için makul ve yeterli olacak anormal örneği arar. Öte yandan Duhem-Quine tezi kesin deneysel yanlışlamaların imkansız olduğunu ve hiçbir bilimsel hipotezin kendi başına tahminlerde bulunamayacağını çünkü hipotezin ampirik testinin bir veya daha fazla arka plan varsayımı gerektirdiğini söyler.
Popper’a göre mantıksal tarafta açık bir asimetri vardır ve yanlışlanabilirlik, mantıksal bir kriter olduğu için Duhem sorununa sahip değildir. Deneysel araştırmanın Duhem sorunu ve tümevarım gibi diğer sorunları vardır fakat Popper’a göre yalnızca bir teori yanlışlanabilir olduğunda mümkün olan istatistiksel testler eleştirel bir tartışmada yine de yararlı olabilir. Deborah Mayo gibi filozoflar Popper’ın istatistiksel ve veri modellerinin bilimsel rolüne ilişkin açıklamasına “boyunun yetmediğini” düşünürler.
Yanlışlanabilirliğin süksesi
Bilimi, bilim-dışı ve sözde-bilimden ayırmada anahtar bir kavram olarak yanlışlanabilirlik, birçok bilimsel tartışmada ve uygulamada belirgin bir şekilde rol oynamıştır hatta yasal emsal olarak kullanılmıştır.
Popper başka birçok eserinde de kritik rasyonalizm hakkında yazdı: The Open Society and its Enemies (1945), Conjectures and Refutations (1963), Unended Quest (1976), The Myth of the Framework (1994)
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kritik rasyonalizm ya da Elestirel rasyonalizm Karl Popper tarafindan Bir ifadeye bilinelerden mantiken ulasilamiyorsa yine de onu mantiken yanlislamak mumkun olabilir temelinde gelistirilen epistemolojik bir felsefedir Hume u takiben Popper zaten bilinenlere temelsizce yeni varsayimsal bilgiler ekleyerek genisleten spesifik gozlem butunlerine dayanarak genel prensipler tureten genis genellemeler yapan hukmunun dogrulugu onculerinin kanitlarina kantitatif yahut kalitatif karakterleri goz onune alinarak dayali olarak olasi olan herhangi bir tumevarimsal muhakemeyi yani tumdengelimsel mantiktan daha fazla bilgi temin edebilen herhangi bir mantigi reddetti Diger bir deyisle eger bir seyi mantiken ileri suremiyorsak en azindan mantiken yanlislamaya calismaliyiz Bu da Popper i yanlislanabilirlik kriterine goturdu YanlislanabilirlikYanlislanabilirlik Popper in Bilimsel Arastirmanin Mantigi 1934 isimli kitabinda tanittigi bilimsel teori ve hipotezlerin tumdengelimsel bir degerlendirme standardidir Popper yanlislamaciligi hem siyah kugu problemi olarak da bilinen tumevarim problemine hem de sinir belirleme problemine kose tasi cozumu olarak onerdi Tumevarim Problemi Siyah Kugu Problemi Hume tarafindan formule edilen tumevarim problemi gelecegin gecmise benzeyecegine inanma nedenlerimizi veya daha genel olarak onceki gozlemlere dayali olarak gozlemlenmemis seyler hakkindaki tahminleri sorgular Gozlemlenenden gozlemlenmeyene yapilan bu cikarim tumevarimsal cikarimlar olarak bilinir ve Hume herkesin bu tur cikarimlar yaptigini ve yapmasi gerektigini kabul ederken bunlari hakli cikarmanin dongusel olmayan bir yolu olmadigini savunarak rasyonalitenin aydinlanma sutunlarindan birinin altini oyar Geleneksel tumevarimci gorus iddia edilen tum ampirik yasalarin gerek gunluk yasamda gerekse bilimsel metot vasitasiyla bir tur akil yurutme yoluyla savunulabilecegidir Sorun su ki bircok filozof boyle bir mesruiyet bulmaya calisti ancak onergeleri baskalari tarafindan kabul edilmedi Tumevarimci gorusu bilimsel gorus olarak tanimlayan C D Broad bir keresinde tumevarimin bilimin zaferi ve felsefenin skandali oldugunu soylemisti Binaenaleyh Popper in kritik rasyonalizmi tumevarimsal gerekcelendirmelerin bilimde asla kullanilmadigini iddia etti ve bunun yerine bilimin hipotezleri tahmin etme tumdengelimsel olarak sonuclari hesaplama ve ardindan ampirik olarak onlari yanlislamaya calisma prosedurune dayandigini one surdu Ek olarak siyah kugu meselesini ozetleyecek olursak Siyah kugular vardir ancak Butun kugular beyazdir ifadesini yanlislayan siyah kugular var olmasaydi bile farzimuhal bir siyah kugu bulunma ihtimali bu ifadeyi yanlislanABILIR kilardi Sinir Belirleme Problemi Bilim felsefesinde ve epistemolojide sinir belirleme problemi bilim ile bilim disi arasinda nasil ayrim yapilacagi sorusudur Bilim ile sozde bilim sanat edebiyat ve inanclar gibi insan faaliyetinin diger urunleri arasindaki sinirlari inceler Tartisma bilim felsefecileri ve cesitli alanlardaki bilim insanlari arasindaki iki milenyumu askin diyalogdan sonra devam ediyor Yanlislanabilirligin ozu Bir teori yahut hipotez mevcut teknolojilerle yetinen bir ampirik test tarafindan mantiken aksi iddia edilebilir yapidaysa yanlislanabilir yapidadir Popper mantiki bir kriter olarak yanlislanabilirligin Lakatos un yanlislamaciliginda tartisilan ilgili yanlisligi kanitlanma kapasitesi konseptinden mustakil oldugu hususunda israr etmistir Mantiki bir kriter olsa bile maksadi teoriyi ongorebilir ve test edilebilir nitekim pratikte kullanisli hale getirmektir Popper yanlislanabilirligi zamaninda mantiksal pozitivizmde gecerli ve sezgisel olarak kendi kavramina benzer olan dogrulanabilirlik konseptine muhalefeten cikarmisti Argumani Tum kugular beyazdir gibi bir iddiayi dogrulamanin tek yolunun birinin teorik olarak tum kugulari gozlemlemesiyle olacagi yonundedir ki bu mumkun degildir Bunun yerine yanlislanabilirlik tek bir siyah kugu gozlemlemek gibi teorik acidan iddiayi mantiksal olarak yanlislamak icin makul ve yeterli olacak anormal ornegi arar Ote yandan Duhem Quine tezi kesin deneysel yanlislamalarin imkansiz oldugunu ve hicbir bilimsel hipotezin kendi basina tahminlerde bulunamayacagini cunku hipotezin ampirik testinin bir veya daha fazla arka plan varsayimi gerektirdigini soyler Popper a gore mantiksal tarafta acik bir asimetri vardir ve yanlislanabilirlik mantiksal bir kriter oldugu icin Duhem sorununa sahip degildir Deneysel arastirmanin Duhem sorunu ve tumevarim gibi diger sorunlari vardir fakat Popper a gore yalnizca bir teori yanlislanabilir oldugunda mumkun olan istatistiksel testler elestirel bir tartismada yine de yararli olabilir Deborah Mayo gibi filozoflar Popper in istatistiksel ve veri modellerinin bilimsel rolune iliskin aciklamasina boyunun yetmedigini dusunurler Yanlislanabilirligin suksesi Bilimi bilim disi ve sozde bilimden ayirmada anahtar bir kavram olarak yanlislanabilirlik bircok bilimsel tartismada ve uygulamada belirgin bir sekilde rol oynamistir hatta yasal emsal olarak kullanilmistir Popper baska bircok eserinde de kritik rasyonalizm hakkinda yazdi The Open Society and its Enemies 1945 Conjectures and Refutations 1963 Unended Quest 1976 The Myth of the Framework 1994 Kaynakca Wikipedia 27 Ocak 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Wikipedia 18 Aralik 2003 tarihinde kaynagindan arsivlendi Wikipedia 29 Aralik 2003 tarihinde kaynagindan arsivlendi Wikipedia 23 Agustos 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi