Bir önerme, hipotez ya da teori; özünde yanlış olduğunun kanıtlanabilme ihtimali varsa; yanlışlanabilirdir. Bir yargıyı geçersiz kılacak herhangi bir gözlem yapmak ya da argüman sunmak mümkünse bu yargı yanlışlanabilirdir. Bu anlamda, yanlışlamak ile geçersiz kılmak eş anlamlıdır. Bilimsel bir önerme yanlışlanabilme özelliği barındırır. Yanlışlanabilirlik ilkesi, bilim ile bilim dışı olanı, bilgi ile inancı ayırmak için kullanılır.
Örneğin, "Bütün kuğular beyazdır" evrensel genellemesi, tek bir siyah kuğu gözlenerek yanlışlanması mantıksal olarak mümkün olduğundan, yanlışlanabilirdir. Bu sebeple yanlışlanabilirlik bazı durumlarda sınanabilirlik ile eş anlamlı olarak kullanılır. Bazı önermeler ise, örneğin "Bir milyon yıl boyunca burada yağmur yağacak" önermesi teoride yanlışlanabilir olsa da pratikte öyle değildir.
Yanlışlanabilirlik ilkesi bilim felsefecisi Karl Popper'ın bilim epistomolojisi olan "yanlışlamacılık" ile dikkat kazandı. Popper, vurguladı—bilimsel olmayanı bilimden ayırma sorunu—ve yanlışlanabilirlik ilkesini bir ayrım kriteri haline getirdi; böylece, yanlışlanamayan yargılar bilim dışı olarak, yanlışlanamayan bir teorinin bilimsel olarak doğru ilan edilmesi de sözdebilimin uygulaması olarak sınıflandırıldı.
Genel bakış
Bilim felsefesinin klasik görüşü, "Tüm kuğular beyazdır" gibi hipotezleri kanıtlamak ya da gözlemsel verilerden tümevarmaktır. Tümevarım birtakım birbirinden ayrı durumdan tek bir genel sonuç çıkarılması olduğundan bu tümdengelimsel mantığa göre kabul edilemezdir.:4 Eğer beyaz olmayan bir kuğu bile bulunsa, tümdengelimsel mantığa göre "Tüm kuğular beyazdır." yargısının yanlışlığı kanıtlanır. Yanlışlamacılık, bu sebeple hipotezleri kanıtlamaya çalışmak yerine sorgulamaya, yanlışlamaya çalışır.
Gözlem kullanılarak sorgulanacak bir önermenin, en azından teorik olarak gözlemlenebilme özelliğine sahip olması gerekir. Yanlışlamacılığın anahtarı; gözlemlenebilme özelliğine sahip önermeleri, gözlemlenebilme özelliğine sahip olmayan önermelerden ayırma kriterine olan ihtiyaçtır (Chorlton, 2012). Popper bu kriter için "yanlışlanabilirlik" sözcüğünü seçti.
Karl Popper, , p. 19
Popper bazı yanlışlanamaz önermelerin bilim için önemli olduğunu vurguladı.:6 Genel kanının aksine, yanlışlanamaz önermeler yanlışlanabilir teorilerde bulunabilir. Örneğin, "Tüm insanlar ölümlüdür." yargısı yanlışlanamazken, bu yargı, "Tüm insanlar 150 yaşına gelmeden ölür." yanlışlanabilir yargısının bir çıkarımıdır. Benzer şekilde, atomun varlığının eski metafiziki ve yanlışlanamaz fikri, yanlışlanabilir modern teorilere yol açmıştır. Popper bu tür yanlışlanamaz düşünceleri adlandırmak için "araştırma programı" kavramını kullandı. Önermelerin, eğer doğrulanamaz ya da yanlışlanamazsa, anlamsız olduğu düşüncesini barındıran pozitivizme karşılık, Popper ampirik olarak aksini ıspatlama işinin kuramları eleştirmenin en verimli yolu olduğunu kabul etse de, yanlışlanabilirliğin, daha genel bir kavram olan eleştirilebilirliğin özel bir durumu olduğu görüşünü öne sürdü. Eleştirebilirlik, yanlışlanabilirliğe ve rasyonelliğe karşılık kapsamlı olabilir (örn. mantıksal olarak limitsiz), yine de bu iddia Popper'ın felsefesinin ve eleştirel rasyonalizminin savunucuları arasında bile tartışmalıdır.
Naif yanlışlama
İki tip önerme: gözlemsel ve kategorik
1930'ların başındaki çalışmasında Karl Popper, yanlışlanabilirlik ilkesine ampirik önermelerin ayırıcı özelliği olarak yeni bir önem kazandırdı. Popper, 2 tip önermenin bilim insanları için değerli olduğunu fark etti:
İlki, "Beyaz bir kuğu var." gibi gözlem ifadeleridir. Mantıkçılar bu tür önermeleri, belirli bir şeyin varlığını ileri sürdüklerinden tekil varoluşsal önermeler olarak adlandırırlar. Bu ifadeler birinci dereceden mantık ile şu formda eş değerdir: X'in kuğu olduğu ve x'in beyaz olduğu bir x vardır.
İkincisi, "Tüm kuğular beyazdır." gibi, bir şeyin tüm durumlarını kategorize eden ifadelerdir. Mantık bilimcileri bu önermeleri olarak adlandırırlar. Bunlar genellikle şu formda çözümlenir: Tüm x'ler için, eğer x kuğuysa, x beyazdır. Bilimsel kanunlar genellikle bu tipten sayılır. Bilimsel yöntemde karşılaşılan zor bir soru şudur: Gözlemlerden yasalara nasıl geçiş yapılır? Belli bir sayıdaki önermeden nasıl geçerli evrensel bir önerme çıkarabiliriz?
Tümevarımcı metodoloji birtakım tekil varoluşsal önermelerden evrensel bir önermeye varılabileceğini varsayar. Bu, "Bu kuğu beyazdır.", "Bu kuğu beyazdır.", gibi önermelerden "Tüm kuğular beyazdır." evrensel önermesi çıkarılmasıdır. Bu yöntem beyaz olmayan bir kuğunun gözlemden sıyrılmış olabileceği ihtimali her zaman var olduğundan, tümdengelimsel olarak geçerli değildir (gerçekte siyah kuğuların varlığının keşfi bu önermenin geçersiz olduğunu ıspatladı).
Tümevarımsal kategorik çıkarım
Popper, bilimin bu tür çıkarımsal temellere dayandırılamayacağını düşündü. Yanlışlamayı bir çözüm olarak sundu. Popper, "Beyaz bir kuğu var." gibi bir tekil varoluşsal bir önermenin, evrensel bir önermeyi doğrulamak için kullanılamasa da, yanlışlamak için kullanılabileceğini fark etti: siyah bir kuğunun tekil varoluşsal bir gözlemi "Bütün kuğular beyazdır." gibi bir evrensel önermeyi yanlışlar—bu durum mantıkta olarak adlandırılır. "Siyah bir kuğu vardır." önermesi "Beyaz olmayan bir kuğu vardır." anlamına gelmekte, o da, "Hem kuğu olan, hem de beyaz olmayan bir şey vardır." anlamına gelmektedir, dolayısıyla "Tüm kuğular beyazdır." yargısı yanlıştır, çünkü bu yargı "Hem kuğu olan, hem de beyaz olmayan hiçbir şey yoktur." ile aynı anlamdadır.
Biri bir beyaz kuğu görür. Bu durumdan şu sonucu çıkarabilir:
- En az bir kuğu beyazdır.
Bu durumdan şu varsayımı yapmak isteyebilir:
- Bütün kuğular beyazdır.
Bütün kuğuların beyaz olduğunu doğrulamak içim yerküredeki tüm kuğuları gözlemlemek pratik değildir.
Fakat yine de, bütün kuğular beyazdır yargısının doğasında yanlışlanabilirlik olduğundan test edilebilirdir. Araştırmacı, birçok kuğuyu test ederken bir tek siyah kuğu bularak "Tüm kuğular beyazdır." yargısını yanlışlar.
Tümdengelimsel yanlışlama
Tümdengelimsel yanlışlama doğrulamanın yokluğundan farklıdır. Önermelerin yanlışlanması ile gözlem yoluyla gerçekleşir. Bir evrensel önerme olan U'nun O gözlemini engellediğini varsayın:
Ancak O gözlemi yapıldı:
Dolayısıyla ile,
Naif yanlışlamanın mantığı geçerli olsa da, sınırlıdır. Gerekli ayarlamalar yapıldıkça neredeyse tüm önermeler bu forma uyabilir. Popper bu sınırlara adlı kitabında Pierre Duhem'in eleştirilerine cevaben dikkat çekti. W. V. Quine bu argümanı detaylı bir şekilde yorumladı ve bunu olarak adlandırdı. Evrensel önermenin mantıksal olarak yanlışlanması için doğru bir yanlışlayıcı önerme bulunmalıdır. Fakat Popper, evrensel bir önermeyi yanlışlanmaktan kaçırmak için değiştirmenin her zaman mümkün olduğuna dikkat çekti. Örneğin, siyah kuğuların Avustralya'da gözlemdiğinin duyulması üzerine "Avustralya'da bulunan kuğuların haricindeki tüm kuğular beyazdır." ya da alaycı şekilde "Avustralya'daki gözlemciler yeteneksizdir." gibi ortaya atılabilir.
Dolayısıyla naif yanlışlama, birçok tartışmalı konudaki (örneğin komplo teorileri ve şehir efsaneleri) hipotezleri kontrol etmenin bir yolunu sağlamalıdır, fakat sağlayamaz. Böyle bir gözlem için kanıt olmadığını savunan insanlar, görülebilecek hiçbir şey olmadığını, bunların normal olduğunu ya da farklılıkların veya görünüşlerin istatistiksel olarak anlamlı olamayacak kadar küçük olduğunu iddia edebilir. Öte yandan bir gözlemin gerçekleştiğini ve sonucunda evrensel bir önermenin yanlışlandığını kabul edenler vardır. Dolayısıyla, naif yanlışlama, objektif kriterlere güvenen bilim insanlarına, evrensel önermeleri kesin olarak yanlışlama olanağı tanımaz.
Yanlışlamacılık
Naif yanlışlamacılık, bilim için mantıksal olarak kaçınılmaz olan metodun başarısız bir açıklamasıdır. Öte yandan, sofistike metodolojik yanlışlama, bilim adamlarının bir tercih meselesi olarak davranmaları gerektiği yolun yönergesidir. Bunun amacı, bilimsel kuramların yanlış önermeleri eleyip giderek iyiye gittiği aşamalı bir işleme ulaşmaktır.
Naif yanlışlama bilimsel önermeleri tek tek ele alır. Bilimsel kuramlar bu tür ifadelerden oluşan gruplardan oluşur ve bu gruplar bilim insanları tarafından kabul edilmeli ya da reddedilmelidir. Bilimsel kuramlar, eklenmesiyle daima savunulabilir. Popper'ın belirttiği gibi, bilim insanının bir kuramı oluşturabilecek veya onu yanlışlayabilecek ifadeleri kabul ya da reddetmesi yönünde bir karar alması gereklidir. Bazı noktalarda, ad hoc hipotezlerinin ağırlığı ve kuramı yanlışladığı için göz ardı edilen gözlemlerin çokluğu yüzünden, artık temel kuramı desteklemek mantıksız hale gelecek ve reddetmek için bir karar alınacaktır.
Naif yanlışlamanın yerine, Popper; bilimin ilerleyişinin, yanlışlanmış önermeler değil de, yanlışlanmış kuramların peş peşe reddedilmesi olduğunu düşünüyordu. Yanlışlanmış kuramlar, kendilerini yanlışlayan fenomenin de hesaba katılmasıyla ortaya koyulan, açıklama gücü daha büyük kuramlarla yer değiştirir. Örneğin Aristoteles'in mekaniği günlük durumların gözlemlenmesiyle açıklandı, fakat Galileo'nun deneyleriyle yanlışlandı, sonucunda Galileo ve diğerlerinin notlarının hesaba katılmasıyla oluşturulan Newton mekaniği ile değiştirildi. Newton mekaniği gezegenlerin gözlemlenen hareketlerini ve gazların mekaniğini içeriyordu. Young'un ışığın dalga teorisi, Newton'un ışığın parçacıkları teorisinin yerini aldı, fakat Michelson-Morley deneyi ile yanlışlanmasıyla yerini Maxwell'in elektrodinamiği ve Einstein'ın özel görelilik teorisi aldı. Ayrıca Newton mekaniği , Gibbs Paradoksu'na ya da elektronların neden enerjilerini kaybedip atoma çakılmadıklarını açıklayamayınca yerini kuantum mekaniği aldı. Böylelikle yeni kuram; enerji seviyeleri, kuantum ve Heisenberg'in belirsizlik ilkesi gibi konseptleri yerleştirmek durumunda kaldı.
Her evrede, deneysel gözlem bir kuramı savunulmaz kıldı (örn. yanlışladı) ve yeni kuram eskisinden daha geniş bir kavuştu (örn. önceki zamanlarda açıklanamayan durumları açıklayabildi) ve sonuç olarak, yanlışlanması insanlığa daha büyük bir fayda sağladı.
Ayrım kriteri
Yanlışlanabilirliğin kriteri olarak kullanılması bilimsel olan ile bilimsel olmayan arasına kesin bir çizgi çizer. Bir ifade ya da kuramın yanlışlanabilir olup olmadığını bilmek, kuramı değerlendirebilmenin yollarını anlamamızı sağladığından yararlıdır. En azından, kanıtlanabilir olmayan bir teoriyi yanlışlamaya kalkışmaktan ya da yanlışlanamaz bir teoriyi desteklenebilir olarak görmeye çalışmaktan kurtulunabilir. Bir teori ya da önerme, yanlışlanabilirlik özelliğine sahipse bilimseldir.
Popperci kriter bilimin sınırlarından yanlışlanamayan önermeleri hariç tutmaz, yanlışlanabilir hiçbir önerme içermeyen teorileri hariç tutar. Popper'ın yanlışlamacılığı, sadece doğrulamacılığa bir alternatif değil, hem de önceki kuramların göz ardı ettiği kavramsal ayrımların onayıdır.
Doğrulamacılık
Bilim felsefesinde doğrulamacılık (doğrulanabilirlik olarak da bilinir), bir önermenin anlamlı ve bilimsel olması için ampirik olarak doğrulanabilir olması gerektiğidir. Bu, Moritz Schlick, Rudolf Carnap, Otto Neurath, Hans Reichenbach, A.J. Ayer gibi filozofları içeren Viyana Çevresi'nin mantıksal pozitivizminin temel özelliğidir. Popper, Viyana Çevresi filozoflarının iki problemi (anlam ile ayrım) birleştirdiğini ve doğrulamacılığı çözüm olarak ikisine de sunduklarını fark etti. Bu görüşe karşılık olarak Popper bilimsel olmayan anlamlı teorilerin bulunduğunu ve buna göre anlamlılığın kriterinin ayrım kriteri ile çakışmadığını vurguladı.
Böylece Popper, ayrım kriteri olarak, doğrulanabilirliğin, yanlışlanabilirlik ile değiştirilmesi yönünde çağrıda bulundu.
Mahkemelerde kullanımı
1982 yılında McLean'a karşı Arkansas davasında Yargıç , yanlışlanabilirliği ve diğer birkaç kriteri kullanarak sözde "yaratılış bilimi"nin bilimsel olmadığını saptayarak Arkansas devlet okullarında bilim olarak öğretilmemesi gerektiğine vardı. Argüman, filozof Michael Ruse'un bilimi açıklayıcı, sınanabilir, dinamik ve yanlışlanabilir yapan karakteristikleri tanımlamasıyla öne sürüldü. Bu kriterlere dayalı çıkarımında Yargıç Overton, herkesin bilimsel bir araştırmaya istediği şekilde yaklaşabileceğini, fakat eğer sonuç ile başlayıp bunu araştırma süresince her ne kadar kanıt sunulsa da değiştirmeyi reddedenlerin, bu metodlarını bilimsel olarak sınıflandıramayacağını belirtti.
Amerika Birleşik Devletleri kanunları, yanlışlanabilirlik ilkesini; ABD Yüksek Mahkemesi'nin bilimsel delillerin jüri yargısına kabul edilip edilemeyeceğini belirleyen bir parçası olarak benimsedi.
Kaynakça
- ^ Popper, K. R. (1994). "Zwei Bedeutungen von Falsifizierbarkeit [Two meanings of falsifiability]". Seiffert, H.; Radnitzky, G. (Ed.). Handlexikon der Wissenschaftstheorie (Almanca). München: Deutscher Taschenbuch Verlag. ss. 82-85. ISBN .
- ^ Popper, Karl (1959). . New York, NY: Basic Books.
- ^ Keuth: The philosophy of Karl Popper, p. 45
- ^ Quantum theory and the schism in physics, introductory comments
- ^ Popper, Karl (2005). The Logic of Scientific Discovery (Taylor & Francis e-Library bas.). Londra and New York: Routledge/Taylor & Francis e-Library. ss. 47-50. ISBN . 8 Ocak 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Kasım 2017.
- ^ Thomas, Geoffrey (2006). "Magic, Science, and Religion". PPH Core Course. 7 Kasım 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Ocak 2016.Magic, Science and Religion: PPH Core Course 2005/6 .doc 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Logic of Scientific Discovery, section 6, footnote *3
- ^ Ruse, Michael. Science and Spirituality : Making Room for Faith in the Age of Science. ;New York: Cambridge University Press, 2010. Print.
- ^ McLean v. Arkansas Board of Education 17 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Decision January 5, 1982.
Konuyla ilgili yayınlar
- Angeles, Peter A. (1992), Harper Collins Dictionary of Philosophy, 2nd edition, Harper Perennial, New York, NY. .
- Feyerabend, Paul K., : Outline of an Anarchistic Theory of Knowledge, Humanities Press, London, UK, 1975. Reprinted, Verso, London, UK, 1978.
- Kuhn, Thomas S., The Structure of Scientific Revolutions, University of Chicago Press, Chicago, Illinois, 1962. 2nd edition 1970. 3rd edition 1996.
- Lakatos, Imre. (1970), "Falsification and the Methodology of Scientific Research Programmes," in , vol. 4. Imre Lakatos and Alan Musgrave (eds.), Cambridge University Press, Cambridge.
- Lakatos, Imre (1978), The methodology of scientific research programmes: Philosophical papers, volume I. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-28031 -1.
- Peirce, C.S., "Lectures on Pragmatism", Cambridge, MA, March 26 – May 17, 1903. Reprinted in part, Collected Papers, CP 5.14–212. Published in full with editor's introduction and commentary, Patricia Ann Turisi (ed.), Pragmatism as a Principle and Method of Right Thinking: The 1903 Harvard "Lectures on Pragmatism", State University of New York Press, Albany, NY, 1997. Reprinted, pp. 133–241, Peirce Edition Project (eds.), The Essential Peirce, Selected Philosophical Writings, Volume 2 (1893–1913), Indiana University Press, Bloomington, IN, 1998.
- Popper, Karl, , Basic Books, New York, NY, 1959.
- Popper, Karl, , Routledge, London, 1963.
- (ed.), Dictionary of Philosophy, Littlefield, Adams, and Company, Totowa, NJ, 1962.
- Sokal, Alan, and Bricmont, Jean, , Picador, New York, NY, 1998.
- Theobald, D.L. (2006). The Talk.Origins Archive. Version 2.87.
- Wood, Ledger (1962), "Solipsism", p. 295 in Runes (ed.), Dictionary of Philosophy, Littlefield, Adams, and Company, Totowa, NJ.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bir onerme hipotez ya da teori ozunde yanlis oldugunun kanitlanabilme ihtimali varsa yanlislanabilirdir Bir yargiyi gecersiz kilacak herhangi bir gozlem yapmak ya da arguman sunmak mumkunse bu yargi yanlislanabilirdir Bu anlamda yanlislamak ile gecersiz kilmak es anlamlidir Bilimsel bir onerme yanlislanabilme ozelligi barindirir Yanlislanabilirlik ilkesi bilim ile bilim disi olani bilgi ile inanci ayirmak icin kullanilir Butun kugular beyazdir yargisi siyah kugularin varliginin kaniti saglanarak curutulebilir dolayisiyla bu yargi yanlislanabilirdir Ornegin Butun kugular beyazdir evrensel genellemesi tek bir siyah kugu gozlenerek yanlislanmasi mantiksal olarak mumkun oldugundan yanlislanabilirdir Bu sebeple yanlislanabilirlik bazi durumlarda sinanabilirlik ile es anlamli olarak kullanilir Bazi onermeler ise ornegin Bir milyon yil boyunca burada yagmur yagacak onermesi teoride yanlislanabilir olsa da pratikte oyle degildir Yanlislanabilirlik ilkesi bilim felsefecisi Karl Popper in bilim epistomolojisi olan yanlislamacilik ile dikkat kazandi Popper vurguladi bilimsel olmayani bilimden ayirma sorunu ve yanlislanabilirlik ilkesini bir ayrim kriteri haline getirdi boylece yanlislanamayan yargilar bilim disi olarak yanlislanamayan bir teorinin bilimsel olarak dogru ilan edilmesi de sozdebilimin uygulamasi olarak siniflandirildi Genel bakisBilim felsefesinin klasik gorusu Tum kugular beyazdir gibi hipotezleri kanitlamak ya da gozlemsel verilerden tumevarmaktir Tumevarim birtakim birbirinden ayri durumdan tek bir genel sonuc cikarilmasi oldugundan bu tumdengelimsel mantiga gore kabul edilemezdir 4 Eger beyaz olmayan bir kugu bile bulunsa tumdengelimsel mantiga gore Tum kugular beyazdir yargisinin yanlisligi kanitlanir Yanlislamacilik bu sebeple hipotezleri kanitlamaya calismak yerine sorgulamaya yanlislamaya calisir Gozlem kullanilarak sorgulanacak bir onermenin en azindan teorik olarak gozlemlenebilme ozelligine sahip olmasi gerekir Yanlislamaciligin anahtari gozlemlenebilme ozelligine sahip onermeleri gozlemlenebilme ozelligine sahip olmayan onermelerden ayirma kriterine olan ihtiyactir Chorlton 2012 Popper bu kriter icin yanlislanabilirlik sozcugunu secti Benim onerim dogrulanabilirlik ile yanlislanabilirlik arasindaki asimetriye dayanir evrensel onermelerin mantiksal biciminden kaynaklanan bir asimetri Cunku evrensel onermeler tekil onermelerden turetilemez fakat celisebilir Karl Popper p 19 Popper bazi yanlislanamaz onermelerin bilim icin onemli oldugunu vurguladi 6 Genel kaninin aksine yanlislanamaz onermeler yanlislanabilir teorilerde bulunabilir Ornegin Tum insanlar olumludur yargisi yanlislanamazken bu yargi Tum insanlar 150 yasina gelmeden olur yanlislanabilir yargisinin bir cikarimidir Benzer sekilde atomun varliginin eski metafiziki ve yanlislanamaz fikri yanlislanabilir modern teorilere yol acmistir Popper bu tur yanlislanamaz dusunceleri adlandirmak icin arastirma programi kavramini kullandi Onermelerin eger dogrulanamaz ya da yanlislanamazsa anlamsiz oldugu dusuncesini barindiran pozitivizme karsilik Popper ampirik olarak aksini ispatlama isinin kuramlari elestirmenin en verimli yolu oldugunu kabul etse de yanlislanabilirligin daha genel bir kavram olan elestirilebilirligin ozel bir durumu oldugu gorusunu one surdu Elestirebilirlik yanlislanabilirlige ve rasyonellige karsilik kapsamli olabilir orn mantiksal olarak limitsiz yine de bu iddia Popper in felsefesinin ve elestirel rasyonalizminin savunuculari arasinda bile tartismalidir Naif yanlislamaIki tip onerme gozlemsel ve kategorik 1930 larin basindaki calismasinda Karl Popper yanlislanabilirlik ilkesine ampirik onermelerin ayirici ozelligi olarak yeni bir onem kazandirdi Popper 2 tip onermenin bilim insanlari icin degerli oldugunu fark etti Ilki Beyaz bir kugu var gibi gozlem ifadeleridir Mantikcilar bu tur onermeleri belirli bir seyin varligini ileri surduklerinden tekil varolussal onermeler olarak adlandirirlar Bu ifadeler birinci dereceden mantik ile su formda es degerdir X in kugu oldugu ve x in beyaz oldugu bir x vardir Ikincisi Tum kugular beyazdir gibi bir seyin tum durumlarini kategorize eden ifadelerdir Mantik bilimcileri bu onermeleri olarak adlandirirlar Bunlar genellikle su formda cozumlenir Tum x ler icin eger x kuguysa x beyazdir Bilimsel kanunlar genellikle bu tipten sayilir Bilimsel yontemde karsilasilan zor bir soru sudur Gozlemlerden yasalara nasil gecis yapilir Belli bir sayidaki onermeden nasil gecerli evrensel bir onerme cikarabiliriz Tumevarimci metodoloji birtakim tekil varolussal onermelerden evrensel bir onermeye varilabilecegini varsayar Bu Bu kugu beyazdir Bu kugu beyazdir gibi onermelerden Tum kugular beyazdir evrensel onermesi cikarilmasidir Bu yontem beyaz olmayan bir kugunun gozlemden siyrilmis olabilecegi ihtimali her zaman var oldugundan tumdengelimselolarak gecerli degildir gercekte siyah kugularin varliginin kesfi bu onermenin gecersiz oldugunu ispatladi Tumevarimsal kategorik cikarim Popper bilimin bu tur cikarimsal temellere dayandirilamayacagini dusundu Yanlislamayi bir cozum olarak sundu Popper Beyaz bir kugu var gibi bir tekil varolussal bir onermenin evrensel bir onermeyi dogrulamak icin kullanilamasa da yanlislamak icin kullanilabilecegini fark etti siyah bir kugunun tekil varolussal bir gozlemi Butun kugular beyazdir gibi bir evrensel onermeyi yanlislar bu durum mantikta olarak adlandirilir Siyah bir kugu vardir onermesi Beyaz olmayan bir kugu vardir anlamina gelmekte o da Hem kugu olan hem de beyaz olmayan bir sey vardir anlamina gelmektedir dolayisiyla Tum kugular beyazdir yargisi yanlistir cunku bu yargi Hem kugu olan hem de beyaz olmayan hicbir sey yoktur ile ayni anlamdadir Biri bir beyaz kugu gorur Bu durumdan su sonucu cikarabilir En az bir kugu beyazdir Bu durumdan su varsayimi yapmak isteyebilir Butun kugular beyazdir Butun kugularin beyaz oldugunu dogrulamak icim yerkuredeki tum kugulari gozlemlemek pratik degildir Fakat yine de butun kugular beyazdir yargisinin dogasinda yanlislanabilirlik oldugundan test edilebilirdir Arastirmaci bircok kuguyu test ederken bir tek siyah kugu bularak Tum kugular beyazdir yargisini yanlislar Tumdengelimsel yanlislama Tumdengelimsel yanlislama dogrulamanin yoklugundan farklidir Onermelerin yanlislanmasi ile gozlem yoluyla gerceklesir Bir evrensel onerme olan U nun O gozlemini engelledigini varsayin U O displaystyle U rightarrow neg O Ancak O gozlemi yapildi O displaystyle O Dolayisiyla ile U displaystyle neg U Naif yanlislamanin mantigi gecerli olsa da sinirlidir Gerekli ayarlamalar yapildikca neredeyse tum onermeler bu forma uyabilir Popper bu sinirlara adli kitabinda Pierre Duhem in elestirilerine cevaben dikkat cekti W V Quine bu argumani detayli bir sekilde yorumladi ve bunu olarak adlandirdi Evrensel onermenin mantiksal olarak yanlislanmasi icin dogru bir yanlislayici onerme bulunmalidir Fakat Popper evrensel bir onermeyi yanlislanmaktan kacirmak icin degistirmenin her zaman mumkun olduguna dikkat cekti Ornegin siyah kugularin Avustralya da gozlemdiginin duyulmasi uzerine Avustralya da bulunan kugularin haricindeki tum kugular beyazdir ya da alayci sekilde Avustralya daki gozlemciler yeteneksizdir gibi ortaya atilabilir Dolayisiyla naif yanlislama bircok tartismali konudaki ornegin komplo teorileri ve sehir efsaneleri hipotezleri kontrol etmenin bir yolunu saglamalidir fakat saglayamaz Boyle bir gozlem icin kanit olmadigini savunan insanlar gorulebilecek hicbir sey olmadigini bunlarin normal oldugunu ya da farkliliklarin veya gorunuslerin istatistiksel olarak anlamli olamayacak kadar kucuk oldugunu iddia edebilir Ote yandan bir gozlemin gerceklestigini ve sonucunda evrensel bir onermenin yanlislandigini kabul edenler vardir Dolayisiyla naif yanlislama objektif kriterlere guvenen bilim insanlarina evrensel onermeleri kesin olarak yanlislama olanagi tanimaz YanlislamacilikNaif yanlislamacilik bilim icin mantiksal olarak kacinilmaz olan metodun basarisiz bir aciklamasidir Ote yandan sofistike metodolojik yanlislama bilim adamlarinin bir tercih meselesi olarak davranmalari gerektigi yolun yonergesidir Bunun amaci bilimsel kuramlarin yanlis onermeleri eleyip giderek iyiye gittigi asamali bir isleme ulasmaktir Naif yanlislama bilimsel onermeleri tek tek ele alir Bilimsel kuramlar bu tur ifadelerden olusan gruplardan olusur ve bu gruplar bilim insanlari tarafindan kabul edilmeli ya da reddedilmelidir Bilimsel kuramlar eklenmesiyle daima savunulabilir Popper in belirttigi gibi bilim insaninin bir kurami olusturabilecek veya onu yanlislayabilecek ifadeleri kabul ya da reddetmesi yonunde bir karar almasi gereklidir Bazi noktalarda ad hoc hipotezlerinin agirligi ve kurami yanlisladigi icin goz ardi edilen gozlemlerin coklugu yuzunden artik temel kurami desteklemek mantiksiz hale gelecek ve reddetmek icin bir karar alinacaktir Naif yanlislamanin yerine Popper bilimin ilerleyisinin yanlislanmis onermeler degil de yanlislanmis kuramlarin pes pese reddedilmesi oldugunu dusunuyordu Yanlislanmis kuramlar kendilerini yanlislayan fenomenin de hesaba katilmasiyla ortaya koyulan aciklama gucu daha buyuk kuramlarla yer degistirir Ornegin Aristoteles in mekanigi gunluk durumlarin gozlemlenmesiyle aciklandi fakat Galileo nun deneyleriyle yanlislandi sonucunda Galileo ve digerlerinin notlarinin hesaba katilmasiyla olusturulan Newton mekanigi ile degistirildi Newton mekanigi gezegenlerin gozlemlenen hareketlerini ve gazlarin mekanigini iceriyordu Young un isigin dalga teorisi Newton un isigin parcaciklari teorisinin yerini aldi fakat Michelson Morley deneyi ile yanlislanmasiyla yerini Maxwell in elektrodinamigi ve Einstein in ozel gorelilik teorisi aldi Ayrica Newton mekanigi Gibbs Paradoksu na ya da elektronlarin neden enerjilerini kaybedip atoma cakilmadiklarini aciklayamayinca yerini kuantum mekanigi aldi Boylelikle yeni kuram enerji seviyeleri kuantum ve Heisenberg in belirsizlik ilkesi gibi konseptleri yerlestirmek durumunda kaldi Her evrede deneysel gozlem bir kurami savunulmaz kildi orn yanlisladi ve yeni kuram eskisinden daha genis bir kavustu orn onceki zamanlarda aciklanamayan durumlari aciklayabildi ve sonuc olarak yanlislanmasi insanliga daha buyuk bir fayda sagladi Ayrim kriteriYanlislanabilirligin kriteri olarak kullanilmasi bilimsel olan ile bilimsel olmayan arasina kesin bir cizgi cizer Bir ifade ya da kuramin yanlislanabilir olup olmadigini bilmek kurami degerlendirebilmenin yollarini anlamamizi sagladigindan yararlidir En azindan kanitlanabilir olmayan bir teoriyi yanlislamaya kalkismaktan ya da yanlislanamaz bir teoriyi desteklenebilir olarak gormeye calismaktan kurtulunabilir Bir teori ya da onerme yanlislanabilirlik ozelligine sahipse bilimseldir Popperci kriter bilimin sinirlarindan yanlislanamayan onermeleri haric tutmaz yanlislanabilir hicbir onerme icermeyen teorileri haric tutar Popper in yanlislamaciligi sadece dogrulamaciliga bir alternatif degil hem de onceki kuramlarin goz ardi ettigi kavramsal ayrimlarin onayidir Dogrulamacilik Bilim felsefesinde dogrulamacilik dogrulanabilirlik olarak da bilinir bir onermenin anlamli ve bilimsel olmasi icin ampirik olarak dogrulanabilir olmasi gerektigidir Bu Moritz Schlick Rudolf Carnap Otto Neurath Hans Reichenbach A J Ayer gibi filozoflari iceren Viyana Cevresi nin mantiksal pozitivizminin temel ozelligidir Popper Viyana Cevresi filozoflarinin iki problemi anlam ile ayrim birlestirdigini ve dogrulamaciligi cozum olarak ikisine de sunduklarini fark etti Bu goruse karsilik olarak Popper bilimsel olmayan anlamli teorilerin bulundugunu ve buna gore anlamliligin kriterinin ayrim kriteri ile cakismadigini vurguladi Boylece Popper ayrim kriteri olarak dogrulanabilirligin yanlislanabilirlik ile degistirilmesi yonunde cagrida bulundu Mahkemelerde kullanimi 1982 yilinda McLean a karsi Arkansas davasinda Yargic yanlislanabilirligi ve diger birkac kriteri kullanarak sozde yaratilis bilimi nin bilimsel olmadigini saptayarak Arkansas devlet okullarinda bilim olarak ogretilmemesi gerektigine vardi Arguman filozof Michael Ruse un bilimi aciklayici sinanabilir dinamik ve yanlislanabilir yapan karakteristikleri tanimlamasiyla one suruldu Bu kriterlere dayali cikariminda Yargic Overton herkesin bilimsel bir arastirmaya istedigi sekilde yaklasabilecegini fakat eger sonuc ile baslayip bunu arastirma suresince her ne kadar kanit sunulsa da degistirmeyi reddedenlerin bu metodlarini bilimsel olarak siniflandiramayacagini belirtti Amerika Birlesik Devletleri kanunlari yanlislanabilirlik ilkesini ABD Yuksek Mahkemesi nin bilimsel delillerin juri yargisina kabul edilip edilemeyecegini belirleyen bir parcasi olarak benimsedi Kaynakca Popper K R 1994 Zwei Bedeutungen von Falsifizierbarkeit Two meanings of falsifiability Seiffert H Radnitzky G Ed Handlexikon der Wissenschaftstheorie Almanca Munchen Deutscher Taschenbuch Verlag ss 82 85 ISBN 3 423 04586 8 Popper Karl 1959 New York NY Basic Books Keuth The philosophy of Karl Popper p 45 Quantum theory and the schism in physics introductory comments Popper Karl 2005 The Logic of Scientific Discovery Taylor amp Francis e Library bas Londra and New York Routledge Taylor amp Francis e Library ss 47 50 ISBN 0203994620 8 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Kasim 2017 Thomas Geoffrey 2006 Magic Science and Religion PPH Core Course 7 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Ocak 2016 Magic Science and Religion PPH Core Course 2005 6 doc 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Logic of Scientific Discovery section 6 footnote 3 Ruse Michael Science and Spirituality Making Room for Faith in the Age of Science New York Cambridge University Press 2010 Print McLean v Arkansas Board of Education 17 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Decision January 5 1982 Konuyla ilgili yayinlarAngeles Peter A 1992 Harper Collins Dictionary of Philosophy 2nd edition Harper Perennial New York NY 0 06 461026 8 Feyerabend Paul K Outline of an Anarchistic Theory of Knowledge Humanities Press London UK 1975 Reprinted Verso London UK 1978 Kuhn Thomas S The Structure of Scientific Revolutions University of Chicago Press Chicago Illinois 1962 2nd edition 1970 3rd edition 1996 Lakatos Imre 1970 Falsification and the Methodology of Scientific Research Programmes in vol 4 Imre Lakatos and Alan Musgrave eds Cambridge University Press Cambridge Lakatos Imre 1978 The methodology of scientific research programmes Philosophical papers volume I Cambridge Cambridge University Press ISBN 0 521 28031 1 Peirce C S Lectures on Pragmatism Cambridge MA March 26 May 17 1903 Reprinted in part Collected Papers CP 5 14 212 Published in full with editor s introduction and commentary Patricia Ann Turisi ed Pragmatism as a Principle and Method of Right Thinking The 1903 Harvard Lectures on Pragmatism State University of New York Press Albany NY 1997 Reprinted pp 133 241 Peirce Edition Project eds The Essential Peirce Selected Philosophical Writings Volume 2 1893 1913 Indiana University Press Bloomington IN 1998 Popper Karl Basic Books New York NY 1959 Popper Karl Routledge London 1963 ed Dictionary of Philosophy Littlefield Adams and Company Totowa NJ 1962 Sokal Alan and Bricmont Jean Picador New York NY 1998 Theobald D L 2006 The Talk Origins Archive Version 2 87 Wood Ledger 1962 Solipsism p 295 in Runes ed Dictionary of Philosophy Littlefield Adams and Company Totowa NJ