Evrim düşüncesi; türlerin zaman içerisinde değişmelerini ifade eden kavram olarak köklerini eski çağlardan; Yunanistan'dan, Roma'dan, (Çin)'den ve Orta Çağ İslâm biliminden alır. 17. yüzyıl sonlarında başlangıcıyla Avrupa'daki biyolojik düşünce; doğal teolojiye tam olarak uyan ve ortaçağ Aristo metafiziği kavramı olan, her türün kendi karakteristiği olduğunu öne süren özcülükten etkilendi. Diğer yandan Aydınlanma Çağı'nda ve , fizik bilimlerinden doğa tarihine kadar yayıldı. Natüralistler türlerin çeşitliliğine odaklandı ve sonradan "soy tükenmesi" kavramı ile doğa görüşünün temelini sarsan paleontoloji ortaya çıktı. 19. yüzyılın başlarında Jean-Baptiste Lamarck, ilk tamamen biçimlendirilmiş evrim teorisi olan türlerin transmutasyonu teorisini ortaya attı.
![image](https://www.wikipedia.tr-tr.nina.az/image/aHR0cHM6Ly93d3cud2lraXBlZGlhLnRyLXRyLm5pbmEuYXovaW1hZ2UvYUhSMGNITTZMeTkxY0d4dllXUXVkMmxyYVcxbFpHbGhMbTl5Wnk5M2FXdHBjR1ZrYVdFdlkyOXRiVzl1Y3k5MGFIVnRZaTlrTDJSbEwxUnlaV1ZmYjJaZmJHbG1aVjlpZVY5SVlXVmphMlZzTG1wd1p5OHlNREJ3ZUMxVWNtVmxYMjltWDJ4cFptVmZZbmxmU0dGbFkydGxiQzVxY0djPS5qcGc=.jpg)
1858 yılında Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace, Darwin'in "Türlerin Kökeni" (1859) eserini detaylı olarak açıklayan yeni bir teori yayınladılar. Lamarck'ın aksine Darwin, ortak ata ve dallara ayrılan yaşam ağacı fikirlerini ortaya attı. Teori; doğal seçilim fikri üzerine kurulu olarak çiftçilik, biyocoğrafya, jeoloji, morfoloji ve embriyoloji gibi geniş bir alanda sentez oluşturmaktaydı.
Darwin'in eseri üzerine yapılan tartışmalar; doğal seçilim olarak sunduğu spesifik mekanizma fikri haricinde genel olarak evrim kavramının hızla kabul görmesine neden oldu. Doğal seçilim ise 1920'lerde ve 1940'larda biyoloji alanında meydana gelen gelişmelere dek yaygın olarak kabul görmedi ve onun öncesinde çoğu biyolog, evrimin temelinde başka sebeplerin yer aldığı görüşünü savundu. Yaklaşık olarak 1880'den 1920'ye kadar süren "" boyunca, doğal seçilime edinilmiş özelliklerin kalıtımı (neo-Lamarkizm), ve bir anda meydana gelen büyük mutasyonlar gibi alternatifler sunuldu. 1920 ve 1930'lu yıllarda doğal seçilimin, Mendel genetiği ile yarattığı sentez; popülasyon genetiği olarak yeni bir disiplin ortaya çıkardı. Popülasyon genetiği, 1930'lu ve 1940'lı yıllar boyunca diğer biyoloji disiplinlerini bütünledi ve biyolojinin büyük bir kısmını kapsayan, geniş olarak uygulanabilir evrim teorisiyle sonuçlandı.
Evrimsel biyolojinin kurulmasının ardından biyocoğrafya ve sınıflandırma bilimi ile bütünleşen mutasyon ve doğal popülasyonda genetik çeşitlilik, evrimin matematiksel ve nedensel modellerinin oluşmasına yol açtı. Paleontoloji ve karşılaştırmalı anatomi, yaşamın tarihine yönelik daha detaylı yapılandırmalara olanak sağladı. Moleküler genetiğin 1950'li yıllarda doğuşunun ardından, protein dizileri ile bağışıklıksal testlere dayalı ve sonradan RNA ile DNA çalışmalarını da kapsayan moleküler evrim alanı gelişti. 1960'lı yıllarda belirginleşti ve bunu adaptiyonizm, seçilim türleri ve doğal seçilime karşı genetik sürüklenmenin göreceli önemi üzerine tartışmalara yol açan takip etti. 20. yüzyılın sonlarında DNA dizilimleri; ve yaşam ağacının üç alan (bakteri, arke, ökaryot) sistemine girmesini beraberinde getirdi. Ayrıca simbiyogenez ve yatay gen transferinin yeni kabul gören öğeleri, evrim teorisine daha da karmaşık bir hâl kazandırdı. Evrimsel biyolojideki buluşlar yalnızca biyoloji alanını değil; antropoloji ve psikoloji gibi diğer akademik disiplinlerle beraber toplumu da önemli ölçüde etkiledi.
Antik Çağlar
Antik Yunan
İnsanlar dahil olmak üzere bir hayvan türünün, başka türlerden gelebileceği önerileri ilk olarak Sokrates öncesi düşünürlere dayanmaktadır. Miletli Anaksimandros (MÖ ~610-546) ilk hayvanların, dünyanın tarihindeki devirlerden birinde suda yaşadıklarını ve insan soyunun ilk yerleşimlerinin de suda olduğunu, hayatlarının bir bölümünü karada geçirdiklerini iddia etmekteydi. Ayrıca insanın sürekli bakıma ihtiyaç duymasına dayanarak, bugün bilinen biçimdeki ilk insanın başka türdeki bir hayvandan doğmuş olabileceği fikrini ortaya attı.Empedokles (MÖ ~490-430), hayvanlarda doğum ve ölüm olarak adlandırdığımız şeyin yalnızca, sayısız ölümcül şeyin soyunun nedeni olan elementlerin karışma ve ayrışması olduğunu savundu. Özele indirgendiğinde ilk hayvanlar ve bitkiler, bazıları farklı bütünleşmelere katılarak birleşen bugün gördüklerimizin ayrışmışlarıydı. Orta Çağ'da daha etkili olan diğer filozoflar her şeyin türünün yalnızca yaşayan şeyler olmadıklarını ve aynı zamanda ilahi bir tasarıma sahip olduğunu düşünmekteydiler.
![image](https://www.wikipedia.tr-tr.nina.az/image/aHR0cHM6Ly93d3cud2lraXBlZGlhLnRyLXRyLm5pbmEuYXovaW1hZ2UvYUhSMGNITTZMeTkxY0d4dllXUXVkMmxyYVcxbFpHbGhMbTl5Wnk5M2FXdHBjR1ZrYVdFdlkyOXRiVzl1Y3k5MGFIVnRZaTg1THprNEwxTmhibnBwYjE4d01WOVFiR0YwYjE5QmNtbHpkRzkwYkdVdWFuQm5MekUxTUhCNExWTmhibnBwYjE4d01WOVFiR0YwYjE5QmNtbHpkRzkwYkdVdWFuQm4uanBn.jpg)
Platon (MÖ ~428-348), biyolog Ernst Mayr tarafından "evrimciliğin büyük karşıkahramanı" olarak tanımlanmaktadır, çünkü aynı zamanda biçimler teorisine dayanan özcülüğü ortaya koymuştur. Bu teori; görülebilir dünyadaki her bir bir doğal obje türünün, bu türü açıklayan biçim veya idealin kusurlu bir görünümü olduğunu varsaymaktadır. Örneğin "" eserinde; iyi olduğu için ve "...kıskançlıktan bağımsız olarak, her şeyin mümkün olduğunca onun gibi olmasını" istediğinden dolayı Demiurgos'un kozmosu ve onun içindeki her şeyi yarattığını anlatan bir karakter vardır. Yaratıcı, "...evrenin onlar olmadan eksik olacağı" kavranabilir tüm hayat biçimlerini yaratmıştır. Bazı bilim tarihçileri; Platon'un türlerin dönüşmüş olabileceğine inanmasından ve biyolojik türlerin değişmez öz karakteristiklerinin 17. ve 18. yüzyıllarda biyolojik taksonominin başlangıcına kadar önem arz etmemesinden dolayı, özcülüğün doğa felsefesinde ne kadar etkili olduğunu sorgulamaktadır.
Orta Çağ'da Avrupa'daki en etkili düşünür olan Aristoteles (MÖ 384-322), Platon'un öğrencisi ve eseri muhafaza edilen ilk doğa tarihçisidir. Biyoloji üzerine yazdıkları, doğa tarihi üzerine yaptığı araştırmalardan ileri gelmektedir ve bugüne kadar genellikle Latince isimleriyle bilinen dört kitap olarak ulaşmışlardır: "De anima" (Yaşamın kaynağı üzerine), "Historia animalium" (Hayvanlar hakkında araştırmalar), "De generatione animalium" (Üreme) ve "De partibus animalium" (Anatomi). Aristoteles'in eserlerinde -bazı mitler ve yanılgıların yanı sıra- dikkat çeken bazı gözlemler ve yorumlar bulunmaktadır.'e göre hiçbir şey Aristoteles'in, "scala naturæ" (Lat.: "Büyük varlık zinciri") gibi, yaşayan canlıların ilişkilerini ortaya çıkarmak için gösterdiği çabadan daha dikkat çekici değildir. "Historia animalium" eserinde tanımlanan bu yapı, organizmaları hiyerarşik düzen gözeterek "Yaşam Merdiveni" veya "Varlık Zinciri" ile, yapı ve işlevlerinin karmaşıklığına bağlı olarak sınıflamaktadır.
Stoacı felsefe okulunun kurucusu Kıbrıslı Zenon (MÖ 334-262) gibi diğer Yunan düşünürleri, Aristoteles'in ve teleoloji olarak bilinen; doğanın, bir amaç için tasarlanmış olmanın kanıtlarını gösterdiği yönündeki görüşü savunan önceki düşünürlerin fikirlerini kabul etmişlerdir. Roman stoacı düşünür Cicero; Zenon'un, Stoa fiziğinin merkezindeki görüşü için bilindiğini yazmıştır.
Antik Çin
Milattan önce 4. yüzyılda yaşayan Taoist düşünür Zhuangzi (Chuang Tzu) gibi Antik Çin düşünürleri, biyolojik türlerin değişimiyle ilgili fikirler ortaya attılar. Joseph Needham'a göre Taoizm, biyolojik türlerin değişmezliğini açıkça reddeder ve Taoist düşünürler, türlerin farklılaşan çevrelere tepki olarak farklılaşım geliştirdiklerine dair tartışmalarda bulunmuşlardır. Taoizm, Batı düşüncesinin daha durağan klasik doğa görüşünün aksine insanı, doğayı ve cenneti; "Tao" olarak bilinen, var olan bir "daimi dönüşüm" olarak ele alır.
Antik Roma
Roman düşünür ve atomist Titus Lucretius Carus (ö. MÖ 50), Yunan epikürcü filozofların fikirlerinin bugüne kalan en iyi açıklaması olan "Şeylerin Doğası Üzerine" (De rerum natura) şiirini yazdı. Şiir; doğalcı mekanizmalar aracılığıyla kozmos, dünya, canlılar ve insan topluluğunu tanımlamaktadır. Yapıt, Rönesans dönemi düşünür ve bilim insanlarının kozmoloji ve evrim üzerine tartışmalarını etkilemiştir. Şiirde yer alan görüşler; Marcus Tullius Cicero, Genç Seneca ve Hristiyan teolojisini etkileyen teleolojik doğal dünya görüşleri olan Gaius Plinius Secundus gibi Roman stoa okulu düşünürlerinin fikirleriyle tamamen zıttır. Cicero; bir kurum olarak Aristocu ve stoacı doğa görüşü tarafından, hayatta kalmak için en uygun yaşamı sağlamanın Eski Yunan'daki seçkin kesim için "çantada keklik" olduğunu belirtir.
Augustinus
4. yüzyılda yaşamış piskopos ve teolog Aurelius Augustinus, Tekvin'deki yaratılış hikâyesinin fazla edebî okunmaması gerektiğini yazdı. "Tekvin'in Edebî Yorumlanması Üzerine" adlı kitabında; bazı durumlarda yeni yaratıkların, önceki yaşam biçimlerinin "ayrışması" aracılığıyla meydana gelmiş olabileceğine değindi. Meleklerin teolojik olarak mükemmel biçimleriyle ilgili düşündüklerinin aksine Augustinus için "bitki, kuş ve hayvan yaşamı mükemmel değil ... ama olanak dahilinde yaratılmış". Augustinus, yaşam biçimlerinin zaman içerisinde yavaşça değiştiğini düşündü ve bir tür evrim fikrini ortaya attı.
Ortaçağ
İslâmi felsefe ve varoluş mücadelesi
Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Yunan ve Roman evrim fikirleri sona erse de İslâmi düşünürler ve Müslüman bilim insanları için konu hâlâ canlıydı. 8. yüzyıl'dan 13. yüzyıl'a kadar süren İslam'ın Altın Çağı'nda düşünürler doğa tarihi ile ilgili fikirleri keşfettiler. Cansızdan canlıya: "mineralden bitkiye, bitkiden hayvana ve hayvandan insana" değişinim de bu fikirlere dahildi.
9. yüzyılda El-Cahiz, doğa tarihi hakkında detaylı düşünceler yayınlayan ilk Müslüman biyolog oldu. Hayvanlar Kitabı'nda bir hayvanın hayatta kalma şansı için çevre faktörünün etkilerini ele aldı ve varoluş mücadelesini açıkladı. Kitabında ayrıca besin zinciri ile ilgili tanımlara yer verdi. Çevrenin hayvan türüne etkisini ve bir hayvanın hayatta kalma olasılığında çevrenin etkilerini ele aldı. Mesela: "Kısaca hiçbir hayvan yiyecek olmadan var olamaz ve avlanan bir hayvan, kendi sırası geldiğinde av olmaktan kurtulamaz. Her zayıf hayvan, kendinden daha zayıf olanı yok eder. Güçlü hayvanlar ise kendilerinden daha güçlü hayvanlara yem olmaktan kurtulamazlar."
Kimi yorumculara göre İbn-i Haldun'un bazı düşünceleri, biyolojik evrim teorisi hakkında öngörülere sahiptir. 1377 yılında yazdığı Mukaddime adlı eserinde insanoğlunun, tür çeşitliliğinin arttığı bir süreçte "maymunlar dünyasından" türediğini yazmıştır. İbn-i Haldun, kitabının birinci bölümünde: "Bu dünya, tüm yaratılmışları ile mutlak bir düzen ve katı bir yapıya sahiptir. Bu da nedenler ile neden olunanlar arasındaki bağlantıyı, yaratılışın bazı bölümlerinin diğerleriyle olan birleşimlerini ve bazı varlıkların başkalaşımlarını muhteşem ve sonsuz bir örüntüyle gösterir." der.
Altıncı bölümünde ise şu ifadeler yer alır:
“ | “Basit ve çeşitli dünyanın tüm varoluşunun doğal bir önce gelen (selef) ve sonra gelen (halef) düzeni içerisinde oluştuğunu ve böylece her şeyin devamlılığının kesintisiz olarak sürdüğünü açıkladık. Dünyanın her bir münferit sürecinin sonundaki hakikat, doğa tarafından dönüşmek için hazırlanmıştır. Basit maddi unsurlarla olan şey budur. (...) Zeka ve algıyı kendilerinde birleştiren, insan ile olan ilişkilerinde düşünme ve tepki verme kabiliyeti olan maymunlara olan da budur. Dünyanın her bir safhasında, her iki tarafta da dönüşüm için olan hazırlık, biz onların bağlantısı hakkında konuşurken de sürmektedir.” | „ |
Gelenek dışı evrim teorisi
Omega noktası
'in metafizik boyuttaki , evrenin; atomaltı parçacıklardan, son safha ve amaç olarak gördüğü insan toplumuna aşamalı gelişimini betimler.
Gaia hipotezi
Teilhard de Chardin'in fikirleri; dünyanın canlı ve cansız parçalarının, tek bir organizmanın etkileşimli karmaşık sistemi gibi görülebileceğini ortaya koyan James Lovelock tarafından, daha özele indirgenmiş Gaia hipoteziyle bağlantılı görülür. Hipotez, ayrıca Lynn Margulis ve başkaları tarafından da endosimbiyoz ve bir genişlemesi olarak görülmektedir. Bu değiştirilmiş hipotez, tüm canlıların dünyada genel olarak hayatı destekleyen çevre üzerinde düzenleyici bir etkisinin olduğunu varsayar.
Kaynakça
- Özel
- ^ Futuyma 1999.
- ^ Kirk, Raven, Schofield, s. 140-142
- ^ Kirk, Raven, Schofield, s. 291-292
- ^ Kirk, Raven, Schofield, s. 304
- ^ Mayr 1982, s. 304
- ^ a b Johnston 1999.
- ^ Wilkins 2006.
- ^ a b Singer 1931.
- ^ Bowler 1992, s. 44
- ^ a b Cicero, s. 179
- ^ Needham & Ronan 1995, s. 101
- ^ James 2008.
- ^ Sedley 2004.
- ^ Bowler 1992, s. 44-46
- ^ Augustine, s. 89-90
- ^ Gill, s. 251
- ^ Owen, 2009.
- ^ Irvine, 2009.
- ^ Waggoner.
- ^ a b Zirkle 1941, s. 71-123
- ^ Egerton 2002, s. 142-146
- ^ a b Kiros 2001, s. 55
- ^ İbn-i Haldun, Chapter 1, s. 74-75
- ^ İbn-i Haldun, Chapter 6, Part 5
- ^ Lovelock 2003, s. 70
- ^ Lynn 1995
- ^ Fox 2004
- Genel
- Augustine, (1982), The Literal Meaning of Genesis John Hammond Taylor. The Newman Press. , . 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Bowler, Peter J., (1992). The Earth Encompassed: A History of the Environmental Sciences. W. W. Norton. .
- Cicero, "De Natura Deorum" Loeb Classical Library, Harvard University Press, 1956.
- Conway, Zirkle; (1941) "Natural Selection before the 'Origin of Species´". Proceedings of the American Philosophical Society
- Egerton, Frank N.; "A History of the Ecological Sciences, Part 6: Arabic Language Science – Origins and Zoological", Bulletin of the Ecological Society of America, April 2002
- Fox, Robin; (2004), , Journal of the royal society of medicine. 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Futuyma, Douglas J., (1999), , Office of University Publications, Rutgers, The State University of New Jersey 07.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Gill, Meredith Jane, (2005), Augustine in the Italian Renaissance: Art and Philosophy from Petrarch to Michelangelo. Cambridge University Press. , . 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Irvine, Chris, (2009), The Vatican claims Darwin's theory of evolution is compatible with Christianity3 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. London: Telegraph.co.uk. 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- İbn-i Haldun, "Muqaddimah" - Chapter 111 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- İbn-i Haldun, "Muqaddimah" - Chapter 6, Part 521 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Johnston, Ian; (1999), Section Three: The Origins of Evolutionary Theory7 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Liberal Studies Department, Malaspina University College. (İngilizce)
- Kirk; Raven; Schofield, (1983), The Presocratic Philosophers. Cambridge University Press.
- Lovelock, James; (2003). "Gaia: the living Earth"
- Margulis, Lynn; (1995), "Gaia Is a Tough Bitch"22 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., The Third Culture. 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Mayr, Ernst; (1982), The Growth of Biological Thought: Diversity, Evolution and Inheritance. The Belknap Press of Harvard University Press. .
- Miller, James, (2008), , Royal Asiatic Society. 07.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Needham, Joseph; Ronan, Colin Alistair, (1995), The Shorter Science and Civilisation in China: An Abridgement of Joseph Needham's Original Text, Vol. 1. Cambridge University Press.
- Owen, Richard, (2009), Vatican buries the hatchet with Charles Darwin16 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. London: Times Online. 07.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Sedley, David, (2004), "Lucretius"27 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Stanford Encyclopedia of Philosophy. 07.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Singer, Charles; (1931), "A Short History of Biology". Clarendon Press.
- Teodros, Kiros; (2001), Explorations in African Political Thought
- Waggoner, Ben; "Medieval and Renaissance Concepts of Evolution and Paleontology"5 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., University of California Museum of Paleontology. 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
- Wilkins, John, (2006), "Species, Kinds and Evolution"22 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . NCSE. 08.11.2011 tarihinde erişilmiştir. (İngilizce)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Evrim dusuncesi turlerin zaman icerisinde degismelerini ifade eden kavram olarak koklerini eski caglardan Yunanistan dan Roma dan Cin den ve Orta Cag Islam biliminden alir 17 yuzyil sonlarinda baslangiciyla Avrupa daki biyolojik dusunce dogal teolojiye tam olarak uyan ve ortacag Aristo metafizigi kavrami olan her turun kendi karakteristigi oldugunu one suren ozculukten etkilendi Diger yandan Aydinlanma Cagi nda ve fizik bilimlerinden doga tarihine kadar yayildi Naturalistler turlerin cesitliligine odaklandi ve sonradan soy tukenmesi kavrami ile doga gorusunun temelini sarsan paleontoloji ortaya cikti 19 yuzyilin baslarinda Jean Baptiste Lamarck ilk tamamen bicimlendirilmis evrim teorisi olan turlerin transmutasyonu teorisini ortaya atti Ernst Haeckel tarafindan Insanin Evrimi nde 1879 betimlenen daha sonra kismen guncellenen yasam agaci 19 yuzyil evrim dusuncesini aciklamaktadir 1858 yilinda Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace Darwin in Turlerin Kokeni 1859 eserini detayli olarak aciklayan yeni bir teori yayinladilar Lamarck in aksine Darwin ortak ata ve dallara ayrilan yasam agaci fikirlerini ortaya atti Teori dogal secilim fikri uzerine kurulu olarak ciftcilik biyocografya jeoloji morfoloji ve embriyoloji gibi genis bir alanda sentez olusturmaktaydi Darwin in eseri uzerine yapilan tartismalar dogal secilim olarak sundugu spesifik mekanizma fikri haricinde genel olarak evrim kavraminin hizla kabul gormesine neden oldu Dogal secilim ise 1920 lerde ve 1940 larda biyoloji alaninda meydana gelen gelismelere dek yaygin olarak kabul gormedi ve onun oncesinde cogu biyolog evrimin temelinde baska sebeplerin yer aldigi gorusunu savundu Yaklasik olarak 1880 den 1920 ye kadar suren boyunca dogal secilime edinilmis ozelliklerin kalitimi neo Lamarkizm ve bir anda meydana gelen buyuk mutasyonlar gibi alternatifler sunuldu 1920 ve 1930 lu yillarda dogal secilimin Mendel genetigi ile yarattigi sentez populasyon genetigi olarak yeni bir disiplin ortaya cikardi Populasyon genetigi 1930 lu ve 1940 li yillar boyunca diger biyoloji disiplinlerini butunledi ve biyolojinin buyuk bir kismini kapsayan genis olarak uygulanabilir evrim teorisiyle sonuclandi Evrimsel biyolojinin kurulmasinin ardindan biyocografya ve siniflandirma bilimi ile butunlesen mutasyon ve dogal populasyonda genetik cesitlilik evrimin matematiksel ve nedensel modellerinin olusmasina yol acti Paleontoloji ve karsilastirmali anatomi yasamin tarihine yonelik daha detayli yapilandirmalara olanak sagladi Molekuler genetigin 1950 li yillarda dogusunun ardindan protein dizileri ile bagisikliksal testlere dayali ve sonradan RNA ile DNA calismalarini da kapsayan molekuler evrim alani gelisti 1960 li yillarda belirginlesti ve bunu adaptiyonizm secilim turleri ve dogal secilime karsi genetik suruklenmenin goreceli onemi uzerine tartismalara yol acan takip etti 20 yuzyilin sonlarinda DNA dizilimleri ve yasam agacinin uc alan bakteri arke okaryot sistemine girmesini beraberinde getirdi Ayrica simbiyogenez ve yatay gen transferinin yeni kabul goren ogeleri evrim teorisine daha da karmasik bir hal kazandirdi Evrimsel biyolojideki buluslar yalnizca biyoloji alanini degil antropoloji ve psikoloji gibi diger akademik disiplinlerle beraber toplumu da onemli olcude etkiledi Antik CaglarAntik Yunan Insanlar dahil olmak uzere bir hayvan turunun baska turlerden gelebilecegi onerileri ilk olarak Sokrates oncesi dusunurlere dayanmaktadir Miletli Anaksimandros MO 610 546 ilk hayvanlarin dunyanin tarihindeki devirlerden birinde suda yasadiklarini ve insan soyunun ilk yerlesimlerinin de suda oldugunu hayatlarinin bir bolumunu karada gecirdiklerini iddia etmekteydi Ayrica insanin surekli bakima ihtiyac duymasina dayanarak bugun bilinen bicimdeki ilk insanin baska turdeki bir hayvandan dogmus olabilecegi fikrini ortaya atti Empedokles MO 490 430 hayvanlarda dogum ve olum olarak adlandirdigimiz seyin yalnizca sayisiz olumcul seyin soyunun nedeni olan elementlerin karisma ve ayrismasi oldugunu savundu Ozele indirgendiginde ilk hayvanlar ve bitkiler bazilari farkli butunlesmelere katilarak birlesen bugun gorduklerimizin ayrismislariydi Orta Cag da daha etkili olan diger filozoflar her seyin turunun yalnizca yasayan seyler olmadiklarini ve ayni zamanda ilahi bir tasarima sahip oldugunu dusunmekteydiler Atina Okulu Platon solda ve Aristoteles sagda Platon MO 428 348 biyolog Ernst Mayr tarafindan evrimciligin buyuk karsikahramani olarak tanimlanmaktadir cunku ayni zamanda bicimler teorisine dayanan ozculugu ortaya koymustur Bu teori gorulebilir dunyadaki her bir bir dogal obje turunun bu turu aciklayan bicim veya idealin kusurlu bir gorunumu oldugunu varsaymaktadir Ornegin eserinde iyi oldugu icin ve kiskancliktan bagimsiz olarak her seyin mumkun oldugunca onun gibi olmasini istediginden dolayi Demiurgos un kozmosu ve onun icindeki her seyi yarattigini anlatan bir karakter vardir Yaratici evrenin onlar olmadan eksik olacagi kavranabilir tum hayat bicimlerini yaratmistir Bazi bilim tarihcileri Platon un turlerin donusmus olabilecegine inanmasindan ve biyolojik turlerin degismez oz karakteristiklerinin 17 ve 18 yuzyillarda biyolojik taksonominin baslangicina kadar onem arz etmemesinden dolayi ozculugun doga felsefesinde ne kadar etkili oldugunu sorgulamaktadir Orta Cag da Avrupa daki en etkili dusunur olan Aristoteles MO 384 322 Platon un ogrencisi ve eseri muhafaza edilen ilk doga tarihcisidir Biyoloji uzerine yazdiklari doga tarihi uzerine yaptigi arastirmalardan ileri gelmektedir ve bugune kadar genellikle Latince isimleriyle bilinen dort kitap olarak ulasmislardir De anima Yasamin kaynagi uzerine Historia animalium Hayvanlar hakkinda arastirmalar De generatione animalium Ureme ve De partibus animalium Anatomi Aristoteles in eserlerinde bazi mitler ve yanilgilarin yani sira dikkat ceken bazi gozlemler ve yorumlar bulunmaktadir e gore hicbir sey Aristoteles in scala naturae Lat Buyuk varlik zinciri gibi yasayan canlilarin iliskilerini ortaya cikarmak icin gosterdigi cabadan daha dikkat cekici degildir Historia animalium eserinde tanimlanan bu yapi organizmalari hiyerarsik duzen gozeterek Yasam Merdiveni veya Varlik Zinciri ile yapi ve islevlerinin karmasikligina bagli olarak siniflamaktadir Stoaci felsefe okulunun kurucusu Kibrisli Zenon MO 334 262 gibi diger Yunan dusunurleri Aristoteles in ve teleoloji olarak bilinen doganin bir amac icin tasarlanmis olmanin kanitlarini gosterdigi yonundeki gorusu savunan onceki dusunurlerin fikirlerini kabul etmislerdir Roman stoaci dusunur Cicero Zenon un Stoa fiziginin merkezindeki gorusu icin bilindigini yazmistir Antik Cin Milattan once 4 yuzyilda yasayan Taoist dusunur Zhuangzi Chuang Tzu gibi Antik Cin dusunurleri biyolojik turlerin degisimiyle ilgili fikirler ortaya attilar Joseph Needham a gore Taoizm biyolojik turlerin degismezligini acikca reddeder ve Taoist dusunurler turlerin farklilasan cevrelere tepki olarak farklilasim gelistirdiklerine dair tartismalarda bulunmuslardir Taoizm Bati dusuncesinin daha duragan klasik doga gorusunun aksine insani dogayi ve cenneti Tao olarak bilinen var olan bir daimi donusum olarak ele alir Antik Roma Roman dusunur ve atomist Titus Lucretius Carus o MO 50 Yunan epikurcu filozoflarin fikirlerinin bugune kalan en iyi aciklamasi olan Seylerin Dogasi Uzerine De rerum natura siirini yazdi Siir dogalci mekanizmalar araciligiyla kozmos dunya canlilar ve insan toplulugunu tanimlamaktadir Yapit Ronesans donemi dusunur ve bilim insanlarinin kozmoloji ve evrim uzerine tartismalarini etkilemistir Siirde yer alan gorusler Marcus Tullius Cicero Genc Seneca ve Hristiyan teolojisini etkileyen teleolojik dogal dunya gorusleri olan Gaius Plinius Secundus gibi Roman stoa okulu dusunurlerinin fikirleriyle tamamen zittir Cicero bir kurum olarak Aristocu ve stoaci doga gorusu tarafindan hayatta kalmak icin en uygun yasami saglamanin Eski Yunan daki seckin kesim icin cantada keklik oldugunu belirtir Augustinus 4 yuzyilda yasamis piskopos ve teolog Aurelius Augustinus Tekvin deki yaratilis hikayesinin fazla edebi okunmamasi gerektigini yazdi Tekvin in Edebi Yorumlanmasi Uzerine adli kitabinda bazi durumlarda yeni yaratiklarin onceki yasam bicimlerinin ayrismasi araciligiyla meydana gelmis olabilecegine degindi Meleklerin teolojik olarak mukemmel bicimleriyle ilgili dusunduklerinin aksine Augustinus icin bitki kus ve hayvan yasami mukemmel degil ama olanak dahilinde yaratilmis Augustinus yasam bicimlerinin zaman icerisinde yavasca degistigini dusundu ve bir tur evrim fikrini ortaya atti OrtacagIslami felsefe ve varolus mucadelesi Roma Imparatorlugu nun cokusunden sonra Yunan ve Roman evrim fikirleri sona erse de Islami dusunurler ve Musluman bilim insanlari icin konu hala canliydi 8 yuzyil dan 13 yuzyil a kadar suren Islam in Altin Cagi nda dusunurler doga tarihi ile ilgili fikirleri kesfettiler Cansizdan canliya mineralden bitkiye bitkiden hayvana ve hayvandan insana degisinim de bu fikirlere dahildi 9 yuzyilda El Cahiz doga tarihi hakkinda detayli dusunceler yayinlayan ilk Musluman biyolog oldu Hayvanlar Kitabi nda bir hayvanin hayatta kalma sansi icin cevre faktorunun etkilerini ele aldi ve varolus mucadelesini acikladi Kitabinda ayrica besin zinciri ile ilgili tanimlara yer verdi Cevrenin hayvan turune etkisini ve bir hayvanin hayatta kalma olasiliginda cevrenin etkilerini ele aldi Mesela Kisaca hicbir hayvan yiyecek olmadan var olamaz ve avlanan bir hayvan kendi sirasi geldiginde av olmaktan kurtulamaz Her zayif hayvan kendinden daha zayif olani yok eder Guclu hayvanlar ise kendilerinden daha guclu hayvanlara yem olmaktan kurtulamazlar Kimi yorumculara gore Ibn i Haldun un bazi dusunceleri biyolojik evrim teorisi hakkinda ongorulere sahiptir 1377 yilinda yazdigi Mukaddime adli eserinde insanoglunun tur cesitliliginin arttigi bir surecte maymunlar dunyasindan turedigini yazmistir Ibn i Haldun kitabinin birinci bolumunde Bu dunya tum yaratilmislari ile mutlak bir duzen ve kati bir yapiya sahiptir Bu da nedenler ile neden olunanlar arasindaki baglantiyi yaratilisin bazi bolumlerinin digerleriyle olan birlesimlerini ve bazi varliklarin baskalasimlarini muhtesem ve sonsuz bir oruntuyle gosterir der Altinci bolumunde ise su ifadeler yer alir Basit ve cesitli dunyanin tum varolusunun dogal bir once gelen selef ve sonra gelen halef duzeni icerisinde olustugunu ve boylece her seyin devamliliginin kesintisiz olarak surdugunu acikladik Dunyanin her bir munferit surecinin sonundaki hakikat doga tarafindan donusmek icin hazirlanmistir Basit maddi unsurlarla olan sey budur Zeka ve algiyi kendilerinde birlestiren insan ile olan iliskilerinde dusunme ve tepki verme kabiliyeti olan maymunlara olan da budur Dunyanin her bir safhasinda her iki tarafta da donusum icin olan hazirlik biz onlarin baglantisi hakkinda konusurken de surmektedir Gelenek disi evrim teorisiOmega noktasi in metafizik boyuttaki evrenin atomalti parcaciklardan son safha ve amac olarak gordugu insan toplumuna asamali gelisimini betimler Gaia hipotezi Teilhard de Chardin in fikirleri dunyanin canli ve cansiz parcalarinin tek bir organizmanin etkilesimli karmasik sistemi gibi gorulebilecegini ortaya koyan James Lovelock tarafindan daha ozele indirgenmis Gaia hipoteziyle baglantili gorulur Hipotez ayrica Lynn Margulis ve baskalari tarafindan da endosimbiyoz ve bir genislemesi olarak gorulmektedir Bu degistirilmis hipotez tum canlilarin dunyada genel olarak hayati destekleyen cevre uzerinde duzenleyici bir etkisinin oldugunu varsayar KaynakcaOzel Futuyma 1999 Kirk Raven Schofield s 140 142 Kirk Raven Schofield s 291 292 Kirk Raven Schofield s 304 Mayr 1982 s 304 a b Johnston 1999 Wilkins 2006 a b Singer 1931 Bowler 1992 s 44 a b Cicero s 179 Needham amp Ronan 1995 s 101 James 2008 Sedley 2004 Bowler 1992 s 44 46 Augustine s 89 90 Gill s 251 Owen 2009 Irvine 2009 Waggoner a b Zirkle 1941 s 71 123 Egerton 2002 s 142 146 a b Kiros 2001 s 55 Ibn i Haldun Chapter 1 s 74 75 Ibn i Haldun Chapter 6 Part 5 Lovelock 2003 s 70 Lynn 1995 Fox 2004 GenelAugustine 1982 The Literal Meaning of Genesis John Hammond Taylor The Newman Press ISBN 0809103265 ISBN 9780809103263 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Bowler Peter J 1992 The Earth Encompassed A History of the Environmental Sciences W W Norton ISBN 0 393 32080 4 Cicero De Natura Deorum Loeb Classical Library Harvard University Press 1956 Conway Zirkle 1941 Natural Selection before the Origin of Species Proceedings of the American Philosophical Society Egerton Frank N A History of the Ecological Sciences Part 6 Arabic Language Science Origins and Zoological Bulletin of the Ecological Society of America April 2002 Fox Robin 2004 Journal of the royal society of medicine 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Futuyma Douglas J 1999 Office of University Publications Rutgers The State University of New Jersey 07 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Gill Meredith Jane 2005 Augustine in the Italian Renaissance Art and Philosophy from Petrarch to Michelangelo Cambridge University Press ISBN 0521832144 ISBN 978 0 521 83214 4 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Irvine Chris 2009 The Vatican claims Darwin s theory of evolution is compatible with Christianity3 Kasim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde London Telegraph co uk 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Ibn i Haldun Muqaddimah Chapter 111 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Ibn i Haldun Muqaddimah Chapter 6 Part 521 Eylul 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Johnston Ian 1999 Section Three The Origins of Evolutionary Theory7 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Liberal Studies Department Malaspina University College Ingilizce Kirk Raven Schofield 1983 The Presocratic Philosophers Cambridge University Press Lovelock James 2003 Gaia the living Earth Margulis Lynn 1995 Gaia Is a Tough Bitch 22 Kasim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Third Culture 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Mayr Ernst 1982 The Growth of Biological Thought Diversity Evolution and Inheritance The Belknap Press of Harvard University Press ISBN 0 674 36445 7 Miller James 2008 Royal Asiatic Society 07 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Needham Joseph Ronan Colin Alistair 1995 The Shorter Science and Civilisation in China An Abridgement of Joseph Needham s Original Text Vol 1 Cambridge University Press ISBN 0 521 29286 7 Owen Richard 2009 Vatican buries the hatchet with Charles Darwin16 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde London Times Online 07 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Sedley David 2004 Lucretius 27 Agustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stanford Encyclopedia of Philosophy 07 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Singer Charles 1931 A Short History of Biology Clarendon Press Teodros Kiros 2001 Explorations in African Political Thought Waggoner Ben Medieval and Renaissance Concepts of Evolution and Paleontology 5 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde University of California Museum of Paleontology 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce Wilkins John 2006 Species Kinds and Evolution 22 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde NCSE 08 11 2011 tarihinde erisilmistir Ingilizce