Halk hikâyesi veya halk öyküsü, toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünlerine verilen ad. Ayrıca, bazı halk bilimciler halk öyküsünü: "Çağdaş çağlara yaklaştıkça geçirdiği değişimle destanların yerini tutan halk ürünü." olarak görmüştür. Destanlar olağanüstü ögelerin çokça rastlandığı türlerdir. Halk hikâyeleri ise olağanüstülük düzeyinin ikinci safhasında yer alır ve destanlara oranla halk hikâyelerinin olay örgüsü daha gerçekçidir. Halk hikâyeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebî ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Aslen Divan edebiyatı'na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi eserler, taç eserlerin toplum tarafından sözlü kültüre aktarılıp "halk hikâyesi" haline gelmesinin en önemli örnekleridir. Bunun yanında halk edebiyatı ürünlerinde de bu duruma rastlanmaktadır. Örneğin, Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı; toplumun beğenerek halk hikâyeleştirme sürecine dahil ettiği eserlerdendir. 1930'da edebiyat tarihçisiFuat Köprülü, Genç Osman Destanı'nı halk hikâyelerinin oluşum evrelerini tespit etmek maksadıyla incelemiştir. Ayrıca bu çalışma; Türk edebiyatındaki anonim hikâyeleşme süreci hakkında yapılmış ilk çalışmalardan biri olmuştur.
Kavram kökeni
Halk sözcüğü, Arapça bir kelime olup yaratılmışlar anlamına gelir.Öykü sözcüğü ise "kurgusal bir edebi tür anlamına gelen" Arapça hikâye sözcüğününöz Türkçe karşılığıdır. Kimi araştırmacılar halk öyküsü kavramının göçebe hayattan yerleşik yaşama geçiş sürecinde ortaya çıktığını savunmaktadır. Bu, toplumların destan dönemleriyle ilintili bir durumdur. Türkler gibi yerleşik yaşama geçiş süreci uzun süren toplumlar için bu varsayım geçerlidir. Ancak, Arapça kaynaklara bakıldığında; hikâye kavramının çok eski olduğu görülecektir. Bu tür toplumlarda; önceleri kıssa ve söylence kültürü gelişmiştir. Bu süreçte destanlar kahramanlık ekseninin yanında kehanet boyutuyla gelişme göstermiştir. Yerleşik bir yaşamı benimseyen toplumlar bu ürünleri önceleri yazı ile muhafaza etme yoluna gitmiştir. Örneğin Sümer Yaradılış Destanı bu tür gelişen nesir yazısının ilk örneklerinden biridir. Ayrıca bu tür metinler genellikle yaradılışa dair sorunları işlediği için; büyük oranda mistik ve dini ögeler içermektedir. İnsanın kimlik arayışıyla ilk ürünlerini vermeye başlayan yazınsal alan; hikâyecilik geleneğinin kökünü teşkil etmiştir. Halk öyküleri de; destan dönemi ve modern dönem arasındaki; gerçekçi olağanüstülük kavramını oluşturan süreçtir. Ancak bu hikâyeleşme süreci göçebe ve yerleşik yaşam tarzlarının kazanımlarına göre değişim göstermiştir. Yerleşik toplumlarda yazı kullanımı yaygın olduğundan bu toplumlarda, halk hikâyesi kavramı yazınsal eserler ve tarihi yazıtlarla daha yakındır, yani ayrışım hatları çok açık değildir. Örneğin İslami edebiyata mal olan; Leyla ve Mecnun gibi mesnevilerin birçoğu gerçel olarak; birer Arap halk öyküsüdür. Ancak bu hikâyeler farklı toplumlarda -Türkler gibi- kitaptan aktarım yoluyla bu sürecin bir parçası olmuştur.
Toplumsal biçimlere göre halk öykülerinin oluşum süreci
Halk öyküleri toplumların sosyal konumlarına göre değişik yapılanma evrelerine tanık olmuştur. Bunun için halk öyküleri yalnızca yazınsal bir ürünü oluşturmaz. Halk öyküleri yazınsal bir ürün olmanın yanında sosyal bir konuma sahiptir. Dünya milletlerini tarih hassasiyetlerine göre: Mitolojik, yazınsal, sözlü birikime dayalı ve tabiat toplumları olarak dörde ayırabiliriz. Bu dört toplum türünde de halk öykülerinin oluşum ve işlevlerinde farklılıklar vardır.
Mitolojik toplumlar
Mitolojik dönemi uzun süren ve bu dönemden günümüze yazılı ürünler bırakabilen toplumlardır. Bu tür toplumlar yerleşik yaşama erken dönemlerde geçmiş ve halk ürünlerinde tanrı motifini baskın bir hale getirmiştir. Genelde Hint-Avrupa halkları, özeldeyse Avrupa toplumlarının birçoğu bu kategoriye girer. Farslar ve Sanskrit halklar ise farklı kültür çevrelerinin yoğun tesirine maruz kaldığından; daha çok Semitik kavimleri etkileyen yazınsal kategoride değerlendirilir. Ancak Fars sahasında yazılmış Şehnâme gibi eserler; eski Pers söylencelerini hikâyeleştirmesi bakımından mitolojik toplum edebiyatıyla örtüşür. Bu kategorinin en bariz örneği ise Yunanlardır. Mitolojik toplumlarda halk öykülerinin gelişim sürecinde mitolojik dönemlerden kalma ögeler çok kuvvetlidir. Din değişimi gibi önemli bir toplumsal değişim bile mitolojik altyapıdan beslenmeyi engelleyemez. Farklı tür kültürlerdeki birçok halk hikâyesi, güncel inanç şekilleri temelinde kurgulanıp geçmiş dönemlerden yalnızca arkaik kültürel kalıtlar taşırken; mitolojik kültürün baskınlığı geçmişten gelen karakterlerin güncellenerek sürekli işlenmesi sonucunu doğurur. Bunun için Arap, Türk ve Fars gibi toplumlarda halk hikâyeleri daha çok aşk hikâyelerine dayanırken; Avrupa kültüründe Athena ve Thor gibi aslında destan dönemine ait karamanlar ön plana çıkmıştır. Örneğin bugün anakara adı olarak kullanılan Europa ismi dahi Yunan mitolojisine dayanır.
Halk hikâyesinin destansı dönemler ve çağdaş dönemler arasında bir bağ olduğu kuramına göre hareket ettiğimizde; bugün dahi Avrupa edebiyat dairelerinde özellikle Yunan mitolojisi ögelerinin ağırlıklı olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Hatta bu ağırlık, Avrupa edebiyatının temelini oluşturmakla kalmaz; birçok bağımsız medeniyeti de etkisi altına alır. Örneğin Türkiye sahasında Nev Yunanilik akımı ortaya çıkmıştır.
Yazınsal toplumlar
Mitolojik devirlerinin ardından Budizm evresiyle birlikte semavi bir inanışın kayda geçirildiği toplumlardır. En bariz örnekleri Semitik dil ailesine üye olan toplumlar ve Çin gibi Uzak Doğu halklarıdır. Bu toplumlarda ticaretin geçmişinin çok eskilere dayanması ve özellikle Yahudi tüccarların yaptıkları ticaret neticesinde büyük bir maddi zenginliğe ulaşmasıyla; yazı ve yazın gelişmiştir. Zaten dünyada yazıyı ilk kullanan toplum bir Orta Doğu kavmi olan Sümerlerdir. Yazıyla birlikte halk inançlarının ve edinimlerinin kayda geçirilmesiyle; toplumsal bir sınıfın öğretilerini kavramlaştırabileceği bir kehanet sentezi kurulabilmesinin önü açılmıştır. Böylece bu kavimlerde olan önemli olaylar, edebî eserlere yansımıştır. Örneğin aslen Arap halk hikâyeleri olan Leyla ile Mecnun gibi eserler; Arap kültüründe yazının gelişkinliğinden istifade ederek mesnevi formatına bürünmüş ve diğer toplumları da etkilemiştir. Hatta Arap kültüründe yazı kullanımı o kadar yaygındır ki; halk tarafından benimsenen şiirlerin Kabe'nin duvarlarına asıldığı bilinmektedir. Görüldüğü gibi yazınsal toplumlarda halk hikâyelerinin bir metin gövdesine ulaşması diğer toplumlara göre çok daha hızlıdır.
Uzak Doğu toplumlarında, atalara saygı ve disiplin esası son derece gelişmiş olduğundan, toplumsal normların hikâyeleştirilmiş şekilleri, halk hikâyesi olarak karşımıza çıkar ve bunlar bir nevi ata kültünü oluşturan toplumsal kurallar ve kehanetler olarak kendini gösterir.
Sözlü birikime dayalı toplumlar
İnanç konusunda mistisizm ve totem tapınmalarının; destan döneminde görüldüğü, genellikle göçebe bir hayat tarzını benimsemiş toplum türüdür. Bu tür toplumlarda ata kültü son derece önemli olup, ruh ve kutsal doğa figürleri son derece elzemdir. Bu tür animizme yakın toplumların en bariz örnekleri Moğollar ve Türklerdir. Bu toplumlar yazı ile geç dönemlerde tanışıp, daha ziyade sözlü ürün konusunda ileri bir düzeye gelmiş olsalar da; güçlü bir mitolojiye sahiplerdir. Ancak göçebe kültürler genellikle, yerleşik kültürlerle tanıştıklarında; kendi yapılarını revize ederek din dahil bu yeni atmosferin içine girmiştir. Örneğin Türkler, 751 Talas Muharebesi'nden sonra Arabistan doğumlu bir yerleşik yaşam dini olan İslamiyet'i kabul etmeye başlamıştır. Bu dönemin ardından; Türk geleneğinde var olan yapılar İslamiyet etkisinde İslami eserlerde kullanılmış; Türk kahramanları İslami edebiyata dair kişilerin vücudunda hayat bulmuştur. Örneğin; Ferhat ile Şirin gibi aşık tipleri, Arap ve Fars eserlerinden okunarak halk ağzında türevlendirilmiş ve bir halk hikâyesine dönüştürülmüştür. Bu oluşum sürecinde; 40 sayısının kutsallığı gibi Türklere özgü kavramlar da bu hikâyelerde İslami çizginin içerisine yerleştirilmiştir.
Bu tür toplumlarda halk öykülerinin oluşmasındaki ikinci aktörler ozanlardır. Ozanların toplumca rağbet gören olayları konu alan şiirleri zamanla dilden dile dolaşarak, tamamen öz kültüre ait halk hikâyelerine dönüşmüştür. Örneğin Genç Osman Destanı bu sürecin yaşandığı eserlerden biridir. Ayrıca bu tür toplumlarda rastlanan halk hikâyeleri hem mensur hem de manzum ögeler içermektedir.
Tabiat toplumları
Bu tip toplum türü; tamamen doğa değişkenlerine göre yaşayan ve destan dönemini geçemeyen toplumlardır. Bu toplumlarda halk öyküleri ilk türevinde, yani destan olarak bulunur. Bu öyküler, toplumsal normları koruma görevini görür. Çağdaş dünya ile kuvvetli bağları olmayan bazı Güney Amerika, Afrika ve okyanus adalarındaki halklar bu tür topluluklardır.
Yapıt bazında halk öyküleri
Toplumsal bazda dilden dile aktarılan birçok destan türevi bugün halk ağzında halk öyküsü türünün konusu içerisindedir. Örneğin: Kalevala ve İlyada gibi destanların halk bilincinde bıraktıkları izleri taşıyan birçok varyant; bir halk öyküsü kimliğine bürünmüştür. Örneğin, birçoğu İslami etkide yazılan mesnevilerdeki kahramanlardan ilhamla üretilen Türk halk hikâyeleri, eski dönem Türk destanları ve geleneklerinden birçok iz taşımaktadır. Bu kuşkusuz halk öykülerinin modern dönem ve destan dönemleri arasında gördüğü köprü rolüyle ilgilidir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b Oğuz, Öcal (2008). Halk Hikâyeleri. Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı. 7 Şubat 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Eylül 2011.
- ^ Boratav, Pertev Naili (1946). Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciliği.
- ^ (PDF). Antoloji.com. 3 Mart 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2011.
- ^ a b Alptekin, Ali Berat (1997). Halk Hikayelerinin Motif Yapısı. Akçağ Yayınları. s. 66.
- ^ Devellioğlu, Ferit. Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara: Aydın Kitabevi., s.318.
- ^ Devellioğlu, s.369
- ^ . TDK. 11 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2011.
- ^ Alptekin, Ali Berat. Halk Hikayelerinin Motif Yapısı. Ankara: Akçağ Yayınları.
- ^ Elçin, Şükrü. Halk Edebiyatına Giriş. Ankara: Akçağ Yayınları.
- ^ a b Bulut, Faik (1995). Ordu ve Din. s. 15. Erişim tarihi: 22 Eylül 2011.
- ^ Özkırımlı, Atilla (1982). Türk Edebiyatı Ansiklopedisi III. 3. Cem Yayınevi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2011.
- ^ Kabaklı, Ahmet (1985). Türk edebiyatı, 1. cilt. Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları. s. 58. ISBN . Erişim tarihi: 23 Eylül 2011.
- ^ Özer, M.Akif (2006). Avrupa Birliği Yolunda Türk Kamu Yönetimi. Platin. ISBN .
- ^ Süheyla Yüksel (2010). Türk Edebiyatında Yunan Antikitesi. Asitan Yayıncılık.
- ^ . diledebiyat.net. 9 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2011.
- ^ Aydın, Mehmet (2005). Ansiklopedik Dinler Sözlüğü. NKM. s. 80.
- ^ "100 Adımda İcatlar". Tudem. s. 32. Erişim tarihi: 25 Eylül 2011.
- ^ Ali Usta (2004). "Alternatif Bir Kuran Tefsiri". Havuz Yayınları. s. 42.
- ^ Hakkı Dursun Yıldız (2007). "Makaleler". Erişim tarihi: 25 Eylül 2011.
- ^ Atıf Kahraman (1989). "Cumhuriyete Kadar Türk Güreşi". Erişim tarihi: 25 Eylül 2011.
- ^ . simitcay.com. 20 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2011.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Halk hikayesi veya halk oykusu toplumsal iz birakmis bir olaydan veya bir yazinsal urunun sozlu kulturde biraktigi derin etkiden kaynaklanarak ortaya cikan halk edebiyati urunlerine verilen ad Ayrica bazi halk bilimciler halk oykusunu Cagdas caglara yaklastikca gecirdigi degisimle destanlarin yerini tutan halk urunu olarak gormustur Destanlar olaganustu ogelerin cokca rastlandigi turlerdir Halk hikayeleri ise olaganustuluk duzeyinin ikinci safhasinda yer alir ve destanlara oranla halk hikayelerinin olay orgusu daha gercekcidir Halk hikayeleri bu yonuyle modern caglarin yazin turleri olan roman ve oyku gibi mensur turlerle destan arasinda bir gecis surecini yansitan urunlerdir Halk hikayelerinde olaylar belirli kahramanlarin uzerine kurulmustur Bu kahramanlar cogu kez taninmis bir edebi urunun iceriginde yer alan kahramanlarin topluma mal olmasi ve anonimlesmesiyle olusmustur Aslen Divan edebiyati na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Sirin gibi eserler tac eserlerin toplum tarafindan sozlu kulture aktarilip halk hikayesi haline gelmesinin en onemli ornekleridir Bunun yaninda halk edebiyati urunlerinde de bu duruma rastlanmaktadir Ornegin Kayikci Kul Mustafa nin Genc Osman Destani toplumun begenerek halk hikayelestirme surecine dahil ettigi eserlerdendir 1930 da edebiyat tarihcisiFuat Koprulu Genc Osman Destani ni halk hikayelerinin olusum evrelerini tespit etmek maksadiyla incelemistir Ayrica bu calisma Turk edebiyatindaki anonim hikayelesme sureci hakkinda yapilmis ilk calismalardan biri olmustur Kavram kokeniHalk sozcugu Arapca bir kelime olup yaratilmislar anlamina gelir Oyku sozcugu ise kurgusal bir edebi tur anlamina gelen Arapca hikaye sozcugununoz Turkce karsiligidir Kimi arastirmacilar halk oykusu kavraminin gocebe hayattan yerlesik yasama gecis surecinde ortaya ciktigini savunmaktadir Bu toplumlarin destan donemleriyle ilintili bir durumdur Turkler gibi yerlesik yasama gecis sureci uzun suren toplumlar icin bu varsayim gecerlidir Ancak Arapca kaynaklara bakildiginda hikaye kavraminin cok eski oldugu gorulecektir Bu tur toplumlarda onceleri kissa ve soylence kulturu gelismistir Bu surecte destanlar kahramanlik ekseninin yaninda kehanet boyutuyla gelisme gostermistir Yerlesik bir yasami benimseyen toplumlar bu urunleri onceleri yazi ile muhafaza etme yoluna gitmistir Ornegin Sumer Yaradilis Destani bu tur gelisen nesir yazisinin ilk orneklerinden biridir Ayrica bu tur metinler genellikle yaradilisa dair sorunlari isledigi icin buyuk oranda mistik ve dini ogeler icermektedir Insanin kimlik arayisiyla ilk urunlerini vermeye baslayan yazinsal alan hikayecilik geleneginin kokunu teskil etmistir Halk oykuleri de destan donemi ve modern donem arasindaki gercekci olaganustuluk kavramini olusturan surectir Ancak bu hikayelesme sureci gocebe ve yerlesik yasam tarzlarinin kazanimlarina gore degisim gostermistir Yerlesik toplumlarda yazi kullanimi yaygin oldugundan bu toplumlarda halk hikayesi kavrami yazinsal eserler ve tarihi yazitlarla daha yakindir yani ayrisim hatlari cok acik degildir Ornegin Islami edebiyata mal olan Leyla ve Mecnun gibi mesnevilerin bircogu gercel olarak birer Arap halk oykusudur Ancak bu hikayeler farkli toplumlarda Turkler gibi kitaptan aktarim yoluyla bu surecin bir parcasi olmustur Toplumsal bicimlere gore halk oykulerinin olusum sureciHalk oykuleri toplumlarin sosyal konumlarina gore degisik yapilanma evrelerine tanik olmustur Bunun icin halk oykuleri yalnizca yazinsal bir urunu olusturmaz Halk oykuleri yazinsal bir urun olmanin yaninda sosyal bir konuma sahiptir Dunya milletlerini tarih hassasiyetlerine gore Mitolojik yazinsal sozlu birikime dayali ve tabiat toplumlari olarak dorde ayirabiliriz Bu dort toplum turunde de halk oykulerinin olusum ve islevlerinde farkliliklar vardir Mitolojik toplumlar Sehname de konu edinilen bircok Pers mitosu sonraki donemlerde halk oykulerinin esin kaynagi olmustur Mitolojik donemi uzun suren ve bu donemden gunumuze yazili urunler birakabilen toplumlardir Bu tur toplumlar yerlesik yasama erken donemlerde gecmis ve halk urunlerinde tanri motifini baskin bir hale getirmistir Genelde Hint Avrupa halklari ozeldeyse Avrupa toplumlarinin bircogu bu kategoriye girer Farslar ve Sanskrit halklar ise farkli kultur cevrelerinin yogun tesirine maruz kaldigindan daha cok Semitik kavimleri etkileyen yazinsal kategoride degerlendirilir Ancak Fars sahasinda yazilmis Sehname gibi eserler eski Pers soylencelerini hikayelestirmesi bakimindan mitolojik toplum edebiyatiyla ortusur Bu kategorinin en bariz ornegi ise Yunanlardir Mitolojik toplumlarda halk oykulerinin gelisim surecinde mitolojik donemlerden kalma ogeler cok kuvvetlidir Din degisimi gibi onemli bir toplumsal degisim bile mitolojik altyapidan beslenmeyi engelleyemez Farkli tur kulturlerdeki bircok halk hikayesi guncel inanc sekilleri temelinde kurgulanip gecmis donemlerden yalnizca arkaik kulturel kalitlar tasirken mitolojik kulturun baskinligi gecmisten gelen karakterlerin guncellenerek surekli islenmesi sonucunu dogurur Bunun icin Arap Turk ve Fars gibi toplumlarda halk hikayeleri daha cok ask hikayelerine dayanirken Avrupa kulturunde Athena ve Thor gibi aslinda destan donemine ait karamanlar on plana cikmistir Ornegin bugun anakara adi olarak kullanilan Europa ismi dahi Yunan mitolojisine dayanir Halk hikayesinin destansi donemler ve cagdas donemler arasinda bir bag oldugu kuramina gore hareket ettigimizde bugun dahi Avrupa edebiyat dairelerinde ozellikle Yunan mitolojisi ogelerinin agirlikli oldugu gercegiyle karsilasiriz Hatta bu agirlik Avrupa edebiyatinin temelini olusturmakla kalmaz bircok bagimsiz medeniyeti de etkisi altina alir Ornegin Turkiye sahasinda Nev Yunanilik akimi ortaya cikmistir Yazinsal toplumlar Mitolojik devirlerinin ardindan Budizm evresiyle birlikte semavi bir inanisin kayda gecirildigi toplumlardir En bariz ornekleri Semitik dil ailesine uye olan toplumlar ve Cin gibi Uzak Dogu halklaridir Bu toplumlarda ticaretin gecmisinin cok eskilere dayanmasi ve ozellikle Yahudi tuccarlarin yaptiklari ticaret neticesinde buyuk bir maddi zenginlige ulasmasiyla yazi ve yazin gelismistir Zaten dunyada yaziyi ilk kullanan toplum bir Orta Dogu kavmi olan Sumerlerdir Yaziyla birlikte halk inanclarinin ve edinimlerinin kayda gecirilmesiyle toplumsal bir sinifin ogretilerini kavramlastirabilecegi bir kehanet sentezi kurulabilmesinin onu acilmistir Boylece bu kavimlerde olan onemli olaylar edebi eserlere yansimistir Ornegin aslen Arap halk hikayeleri olan Leyla ile Mecnun gibi eserler Arap kulturunde yazinin geliskinliginden istifade ederek mesnevi formatina burunmus ve diger toplumlari da etkilemistir Hatta Arap kulturunde yazi kullanimi o kadar yaygindir ki halk tarafindan benimsenen siirlerin Kabe nin duvarlarina asildigi bilinmektedir Goruldugu gibi yazinsal toplumlarda halk hikayelerinin bir metin govdesine ulasmasi diger toplumlara gore cok daha hizlidir Uzak Dogu toplumlarinda atalara saygi ve disiplin esasi son derece gelismis oldugundan toplumsal normlarin hikayelestirilmis sekilleri halk hikayesi olarak karsimiza cikar ve bunlar bir nevi ata kultunu olusturan toplumsal kurallar ve kehanetler olarak kendini gosterir Sozlu birikime dayali toplumlar Saman inanislarinin hakim oldugu kulturlerde sozlu birikim dominant bir haldedir Inanc konusunda mistisizm ve totem tapinmalarinin destan doneminde goruldugu genellikle gocebe bir hayat tarzini benimsemis toplum turudur Bu tur toplumlarda ata kultu son derece onemli olup ruh ve kutsal doga figurleri son derece elzemdir Bu tur animizme yakin toplumlarin en bariz ornekleri Mogollar ve Turklerdir Bu toplumlar yazi ile gec donemlerde tanisip daha ziyade sozlu urun konusunda ileri bir duzeye gelmis olsalar da guclu bir mitolojiye sahiplerdir Ancak gocebe kulturler genellikle yerlesik kulturlerle tanistiklarinda kendi yapilarini revize ederek din dahil bu yeni atmosferin icine girmistir Ornegin Turkler 751 Talas Muharebesi nden sonra Arabistan dogumlu bir yerlesik yasam dini olan Islamiyet i kabul etmeye baslamistir Bu donemin ardindan Turk geleneginde var olan yapilar Islamiyet etkisinde Islami eserlerde kullanilmis Turk kahramanlari Islami edebiyata dair kisilerin vucudunda hayat bulmustur Ornegin Ferhat ile Sirin gibi asik tipleri Arap ve Fars eserlerinden okunarak halk agzinda turevlendirilmis ve bir halk hikayesine donusturulmustur Bu olusum surecinde 40 sayisinin kutsalligi gibi Turklere ozgu kavramlar da bu hikayelerde Islami cizginin icerisine yerlestirilmistir Bu tur toplumlarda halk oykulerinin olusmasindaki ikinci aktorler ozanlardir Ozanlarin toplumca ragbet goren olaylari konu alan siirleri zamanla dilden dile dolasarak tamamen oz kulture ait halk hikayelerine donusmustur Ornegin Genc Osman Destani bu surecin yasandigi eserlerden biridir Ayrica bu tur toplumlarda rastlanan halk hikayeleri hem mensur hem de manzum ogeler icermektedir Tabiat toplumlari Bu tip toplum turu tamamen doga degiskenlerine gore yasayan ve destan donemini gecemeyen toplumlardir Bu toplumlarda halk oykuleri ilk turevinde yani destan olarak bulunur Bu oykuler toplumsal normlari koruma gorevini gorur Cagdas dunya ile kuvvetli baglari olmayan bazi Guney Amerika Afrika ve okyanus adalarindaki halklar bu tur topluluklardir Yapit bazinda halk oykuleriToplumsal bazda dilden dile aktarilan bircok destan turevi bugun halk agzinda halk oykusu turunun konusu icerisindedir Ornegin Kalevala ve Ilyada gibi destanlarin halk bilincinde biraktiklari izleri tasiyan bircok varyant bir halk oykusu kimligine burunmustur Ornegin bircogu Islami etkide yazilan mesnevilerdeki kahramanlardan ilhamla uretilen Turk halk hikayeleri eski donem Turk destanlari ve geleneklerinden bircok iz tasimaktadir Bu kuskusuz halk oykulerinin modern donem ve destan donemleri arasinda gordugu kopru roluyle ilgilidir Ayrica bakinizHalk bilimi Halk edebiyatiKaynakca a b Oguz Ocal 2008 Halk Hikayeleri Ankara T C Kultur Bakanligi 7 Subat 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Eylul 2011 Boratav Pertev Naili 1946 Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciligi erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim PDF Antoloji com 3 Mart 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 20 Eylul 2011 a b Alptekin Ali Berat 1997 Halk Hikayelerinin Motif Yapisi Akcag Yayinlari s 66 Devellioglu Ferit Osmanlica Turkce Ansiklopedik Lugat Ankara Aydin Kitabevi s 318 Devellioglu s 369 TDK 11 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Eylul 2011 Alptekin Ali Berat Halk Hikayelerinin Motif Yapisi Ankara Akcag Yayinlari Elcin Sukru Halk Edebiyatina Giris Ankara Akcag Yayinlari a b Bulut Faik 1995 Ordu ve Din s 15 Erisim tarihi 22 Eylul 2011 Ozkirimli Atilla 1982 Turk Edebiyati Ansiklopedisi III 3 Cem Yayinevi Erisim tarihi 22 Eylul 2011 Kabakli Ahmet 1985 Turk edebiyati 1 cilt Turk Edebiyati Vakfi Yayinlari s 58 ISBN 9789757594000 Erisim tarihi 23 Eylul 2011 Ozer M Akif 2006 Avrupa Birligi Yolunda Turk Kamu Yonetimi Platin ISBN 9758163949 Suheyla Yuksel 2010 Turk Edebiyatinda Yunan Antikitesi Asitan Yayincilik diledebiyat net 9 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Eylul 2011 Aydin Mehmet 2005 Ansiklopedik Dinler Sozlugu NKM s 80 100 Adimda Icatlar Tudem s 32 Erisim tarihi 25 Eylul 2011 Ali Usta 2004 Alternatif Bir Kuran Tefsiri Havuz Yayinlari s 42 Hakki Dursun Yildiz 2007 Makaleler Erisim tarihi 25 Eylul 2011 Atif Kahraman 1989 Cumhuriyete Kadar Turk Guresi Erisim tarihi 25 Eylul 2011 simitcay com 20 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Kasim 2011