Hazar Yazışmaları, 950'ler veya 960'larda, Córdoba halifesi III. Abdurrahman'ın dışişlerinden sorumlu sekreteri Hasday bin Şaprut ile Hazar kağanı Yosef arasında gerçekleşen mektuplaşmalardır. Hazarlar tarafından yazılıp da günümüze kadar gelen az sayıdaki belgelerden biri olup Hazar tarihi hakkında bilgi sunan ender kaynaklardandır. Bu mektuplaşmalardan hem Hazarların din değiştirmesiyle ve gelecek nesillerde yarattığı getirisi ile ilgili hem de güçlü bir ordusu olup diğer devletlerden vergi toplamasına rağmen bir nesil içinde 969'da devletin çöküşüyle ilgili bilgi toplamak mümkündür.
Arka plan
Mektuplaşma, Endülüs Emevi Devleti'nin halifesi III. Abdurrahman'ın dışişlerinden sorumlu sekreteri Hasday bin Şaprut tarafından başlatılmıştır. Geniş bir ağı ve hemen hemen sınırsız kaynakları olan Hasday Horasanlı tüccarlar tarafından Hazarların varlığıyla ilgili bilgi edindi. Hasday'ın Hazarlar ile ilgili bilgisi olmaması (veya bilmezlikten gelmesi) garip bir durumdur çünkü Yosef Kağan'ın mektubunda iki toplum arasında daha önce irtibata geçildiği ima edilmiştir.
Hasday'ın ilk ulağı Konstantinopolis'e kadar vardı fakat Bizans otoriteleri ulağın daha öteye gitmesine izin vermedi. Ulak, şehirdeki bir Hazarlı tarafından Hasday'a yazılmış bir mektupla (bu mektup muhtemelen Schechter Mektubudur) geri döndü. En nihayetinde mektup Hırvat elçiliği aracılığıyla Almanya'dan ulak olarak kullanılarak Hazarya'ya gönderildi.
Yosef'in cevabında Hazar tarihi ve zamanın (960'lar) sosyopolitik ve ekonomik durumuyla ilgili bilgiler mevcuttur. Ardından Hasday'ı Hazarya'ya davet etmesine rağmen muhtemelen bu davet kabul edil(e)memiştir. Bu yazışmaların günümüzde küçük farklılıklarla üç versiyonu bulunur.
Mektuplar
Hasday'ın Yosef Kağan'a mektubu
Ben, Ezra oğlu İshak oğlu Hasday, Sefarad'da Kudüs'ten sürülen Yahudilerden olan, asil Kralımın hizmetkarıyım, onun önünde boyun eğerek siz Majesteleri huzurunda uzak diyarlardan secde ederim. Sükunetiniz ve ihtişamınız huzurunda memnuniyetimi sunar, kollarımı cennetteki Tanrı'ya uzatarak İsrail'deki hükümdarlığınızın uzunca sürmesini dilerim...
Bana merhamet eden iyiliksever Tanrı'ya şükürler olsun! Dünya kralları, onun [Aburrahman'ın] iştihamını ve kudretini bilenler, ona hediyeler gönderirler, teveccüh etmek için pahalı hediyeler sunarlar, bu krallar arasında Franklar Kralı, Almanlardan olan Gebalim Kralı, Konstantinopolis Kralı ve diğerleri bulunur. Hediyeleri benim elimden geçer ve ben onlara geri hediye yapmakla sorumluyum. [Birkaç dil bilen Şaprut bu adı geçen ülkelerin elçiliğine adanmıştır.] Dudaklarım, şimdiye kadar layık olmamama rağmen bana karşı merhametini esirgemeyen, Cennetin Tanrısına şükranlarımı sunsun!
Bu hükümdarlıklardan hediye getirmek için gelen büyükelçilere her zaman, sürgünden arda kalan, esaretten takati kalmamış ve huzur bulamamış kardeşlerimiz İsrailoğulları'nın selametiyle ilgili bir haberleri var mı diye sorarım. [Hevesle "Kayıp On Kabile" bir yerlerde bağımsız bir devlet olarak var olup olmadığını bilmek istiyordu.]
Horasanlı [Hazar Denizi'nin güneydoğusundaki topraklar] ticari temsilciler bana el-Hazar adında bir Yahudi krallığından söz ettiler. Ama ben bu sözlere, onlar benim iyi niyetimi kazanmak için bunları söylediklerini düşündüğümden, inanmadım. Bunu merak ediyordum, ta ki Konstantinopolis elçileri krallarından bizim kralımıza hediyeler ve bir mektup getirmek için geldiklerinde onlardan bu konuyla ilgili bilgi alana kadar,
Bana cevap verdiler: "Bu tamamen doğru ve krallıklarının adı el-Hazar. Konstantinopolis'ten deniz yolculuğuyla on beş gün, ama karadan birçok ulus araya girer; şimdi hükümdarlık yapan kralın adı Yosef'tir; gemileri bazen onların ülkesinden bizimkine balık, deri ve çeşitli eşyalar getirirler [Büyük tüccar olan Hazarlar eşyalarını kuzeydeki Rus-Slavlardan tedarik ediyordu.] Onlar bizim müttefiğimiz ve tarafımızca saygı duyulmaktadır; elçilikler ve karşılıklı hediyelerle iletişim halindeyiz; çok güçlüler; ara sıra seferlere çıkan büyük ordulara sahipler." Bu raporu duyduğumda cesaretlendim ve umudum tasdiklendi. Bunun üzerine cennetin Tanrısı huzurunda secde ettim. [Hasday mutluydu çünkü böylece Hristiyanlar artık Yahudiler İsa'yı inkar ettikleri için vatan sahibi olamayacaklarını söyleyemeyecekti.]
Asil kralımın, ailesinin ve hanedanlığının sağlığı için dua ederim ve saltanatı sonsuza dek sürsün. Kendisinin ve oğullarının günleri İsrail'in ortasında uzunca sürsün!
Yosef Kağan'ın cevabı
- TÜRK, KRAL AARON'UN OĞLU KRAL YOSEF'İN MEKTUBU - EZRA OĞLU İSHAK OĞLU HASDAY, YARADANI ONU DEVLETİNİN BAŞINDA TUTSUN
...Güzel sözlerle dolu mektubunuz elimize Almanya topraklarından bir Yahudi olan Eliezer oğlu İshak tarafından ulaştırıldığını bildirmeyi arzu ederim [İshak mektubu Almanya, Macaristan ve Kiev Knezliği üzerinden Hazarya'ya ulaştırmıştır.] Bizi mutlu ettiniz, anlayışınız ve bilgeliğiniz bizi hoşnut etti... Bu sebeple atalarımızın bir zamanlar kurduğu diplomatik ilişkileri yineleyelim ve bunu çocuklarımıza miras bırakalım. [Yosef Hazarların bir zamanlar İspanyol Araplarla diplomatik ilişkileri olduğuna inanmaktadır.]
Mektubunuzda ayrıca sordunuz:"Hangi halktan, hangi aileden, hangi kabiledensiniz?" Biliniz ki Yafes'in soyundan Togarma'nın torunlarıyız. [Yahudi literatüründe Togarma bütün Türk halkları'nın babasıdır.] Aile ağacı kitabında Togarma'nın on oğlu olduğunu buldum. İsimleri şunlardır: En büyüğü Uygur, ikincisi , üçüncüsü Avar, dördüncüsü Oğuz, beşincisi , altıncısı , yedincisi Hazar, sekizincisi , dokuzuncusu Bulgar, onuncusu Sabir. [Bunlar Karadeniz ve Hazar Denizi çevresinde yaşadığına inanılan efsanevi kişilerdir.]
Elimdeki kayda göre atalarımızın sayısı az olmasına rağmen, Tanrı'ya şükürler olsun, [Tanrı] onlara, kendinden güçlü ve büyük ordularına savaş ardına savaşa devam etmesi için güç, kuvvet ve kudret verdi. Tanrı'nın yardımıyla onları dışarı sürüp ülkelerini işgal etti. Bazılarına bugün bile zoraki işçilik yaptırılmaktadır. Şimdi yaşadığım topraklar [Volga kenarında] eskiden Bulgarlarındı. Atalarımız, Hazarlar, gelip onlarla savaştılar ve her ne kadar Bulgarların sayısı sahildeki kumlar gibi idiyse de Hazarlara karşı koyamadılar. Böylece ülkelerini bırakıp kaçtılar ve Hazarlar onları Tuna Nehri'ne kadar kovaladı. Bugün bile Bulgarlar Tuna'da kamp kurmuşlardır ve Konstantinopolis'e yakındır. Hazarlar onların topraklarını halen işgal etmektedir.
Bunun ardından, birkaç nesil geçtikten sonra Bulan adında bir kral başa geçti. Bilge ve Tanrı korkusu olan biriydi, Yaratan'a tüm kalbiyle güveniyordu. Cadıları ve putperestleri kovup O'nun kanatlarının gölgesine sığındı... Bunun akabinde şöhreti dört bir yana yayıldı. Onun adını duyan Bizans kralı ve Araplar delege ve elçileriyle birlikte ganimet, hediye ve dinini [Şamanizm'den Hristiyanlığa/Müslümanlığa] değiştirmek için bilgeler gönderdi. [Bizans ve Araplar Hazar Kağanını kendi dinlerine çekip Hazar ordularının kendi topraklarına askeri seferlerinin durdurulmasını umuyordu]
Ama Kral -ruhu Kral Tanrı tarafından hayat yumağına sarılsın- bilgeydi, bilgili bir İsrailoğlu çağırttı. Kral dikkatlice araştırıp inceledikten sonra bilgeleri kendi dinleri hakkında tartışmaları için çağırttı. Her bir bilge diğerinin fikirlerini çürüttüğünden ortak bir karara varılamadı. Kral bunu görünce dedi ki: "Evinize gidin, ama üçüncü gün bana geri dönün..."
Üçüncü gün bilgeleri çağırtıp onlara dedi ki: "Aranızda konuşun ve tartışın ve bana hangi dinin daha iyi olduğunu açıkça söyleyin." Aralarında tartışmaya başladılar ve bir sonuca varamadılar ta ki Kral Hristiyan rahipe sordu "Ne düşünüyorsun? Yahudilerin ve Müslümanların dinleri arasında hangisi tercih edilmeli?" Rahip cevapladı: "İsrailoğullarının dinleri Müslümanlarınkinden daha iyidir."
Kral ardından kadıya sordu: "Sen ne dersin? İsrailoğullarının dinleri mi yoksa Hristiyanlarınki mi tercih edilmeli?" Kadı cevapladı: "İsrailoğullarının dinleri tercih edilmeli."
Bunun üzerine Kral dedi ki: "Eğer öyleyse, ikiniz de kendi ağzınızla İsrailoğullarının dininin daha iyi olduğunu söylediniz, bu nedenle, Tanrı'nın rahmeti ve Kadiri Mutlak'ın gücüyle İsrail'in dinini seçiyorum, bu İbrahim'in dinidir. Eğer, kendisine güvendiğim ve kanatlarının gölgesine sığındığım Tengri yardım ederse sizin söz verdiğiniz para, altın ve gümüşü çalışmadan O verebilir. Siz ise şimdi topraklarınıza barış içinde gidin."
Günümüze dek biz bu inanca uyuyoruz. Allah-u Tekaddes’in yüzyıllarca zikredilsin! Atalarımın bu inanca girdiği o günden itibaren İsrail’in Tanrısı onların bütün düşmanlarını onlara tabi kıldı ve gerek Edom hükümdarları, gerekse İsmail oğullarının hükümdarları ve yeryüzünün (diğer) halklarının bütün hükümdarları, onların çevresinde yaşayan her halk ve kabileyi devirdi. Hiç kimse onların karşısında yükselemedi; onlar hepsi hizmet etmeye ve haraç ödemeye başladılar.!
Atalarım bu dine girdiğinden beri İsrail'in Tanrısı gerek Hristiyan, gerek Müslüman gerekse pagan hemen hemen her halktan ve dilden insanları alçalttı. O günden bugüne [yaklaşık 960] hiç kimse karşımızda duramadı. Hepsi vergi veriyor. [Bundan yaklaşık on yıl sonra Yosef I. Svyatoslav'a 969'da yenildi.]
Bulan'ın günlerinden [iktidarından] sonra başa onun neslinden olan Obadiah isimli kral başa geçti ve krallığı tekrar organize edip Yahudiliği uygun ve doğru şekilde yerleştirdi. Sinagog ve yeşivalar inşa ettirdi, Yahudi din adamları getirtip onları altın ve gümüşle ödüllendirdi. [Yahudi din adamları Bağdat ve Konstantinopolis'ten gelmiş olmalılar] Ona Tora, Mişna, Talmud ve ibadet düzenini anlattılar. Kral, Tora'yı seven ve ona hürmet eden biriydi. Tanrı'nın gerçek kullarından biriydi. Yüce Ruh ona huzur versin!
Onun ardından başa oğlu Hezekiya, ardından oğlu Menase, ardından Obadiah'ın kardeşi Hanuka, ardından oğlu İshak, ardından oğlu Zebulun, ardından oğlu Moşe, ardından oğlu Nissi, ardından oğlu Aaron, ardından oğlu Menahem, ardından oğlu Benyamin, ardından oğlu II. Aaron, ardından ben, kralların soyundan ve Kral Aaron'un oğlu Yosef, başa geçtik. Atalarımın tahtına bir yabancı oturamaz: babadan oğula geçer. Bu bizim geleneğimiz ve atalarımız varolduğundan beri onların geleneği olmuştur. Merhametli Olan'ın krallığımın tahtına atadığı krallar sonsuza dek devam etsin.
Ayrıca bana ülkemin durumunu ve imparatorluğumun büyüklüğünü sordunuz. İtil olarak bilinen nehrin yakasında ikamet ettiğimi bildirmek isterim. Nehrin ağzı Hazar Denizi'ne dökülür. Nehrin kaynağı ise doğuya doğru uzanır, dört aylık seyahat uzaklığındadır.
Nehrin yakalarında hem açık hem kaleli çeşitli kabilelerin yaşadığı şehir ve kasabalar bulunur... İtil'in deltasında ikamet ettiğimi unutmayın, Tanrı'nın yardımıyla, nehrin ağzını korur ve Hazar Denizi'nden Müslümanlara ulaşmak isteyen Rus gemilerine izin vermem. Ya da karadan Derbend'e kadar ulaşmaya çalışan [Müslümanların] düşmanlarına geçit vermem [Bir Arap şehri olan Derbend doğu ve güney Avrupalı göçebelerin zengin Anadolu kasabalarını yağmalamak için kullandığı geçitti.] Onlarla savaş halinde olmak zorundayım, çünkü onlara fırsat versem tüm Müslüman topraklarını Bağdat'a kadar pislerler...
Bana yaşadığım yeri de soruyorsun. Bil ki, Yaradan’ın yardımıyla bu nehirde yaşıyorum ve onda üç şehir bulunmaktadır. (Onlardan) birinde hatun yaşıyor. Bu benim doğduğum şehirdir. Büyüktür, 50’ye 50 fersah uzunluğa (ve genişliğe) sahiptir; bir daireyi tasvir etmektedir, daire biçiminde yer almıştır. İkinci şehirde Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar yaşar ve bunların yanı sıra her halktan köleler vardır. Burası orta büyüklüktedir, sekize sekiz fersah uzunluğa ve genişliğe sahiptir. Üçüncü şehirde ben (kendim), beylerim, köle ve hizmetkârlarım ve bana sakilik yapan yakınlarım yaşıyor. Burası daire biçiminde yer almıştır, üç fersah uzunluğa ve genişliğe sahiptir. Bu duvarların arasından nehir geçer. Bu kış günlerimdeki ikametgâhımdır. Nisan ayından itibaren biz şehirden çıkarız ve hepimiz kendi bağ ve tarlamıza ve kendi işimize gideriz. Soylarımızdan her biri kendi atalarından (aldığı) (miras) mülke sahiptir. Onlar bu yerde kalır, (oraya) giderler ve oranın sınırlarında kalırlar. Ben ise, beylerim ve kölelerimle çıkarım ve V-d-şan94 adı verilen büyük nehre ulaşıncaya dek 20 fersahlık yol boyunca gideriz. Buradan da endişesiz ve korkusuzca şehrimizin sonuna gelinceye dek (ülkemizin) çevresini dolaşıyoruz. Kislev ayının95 sonunda, Hanukka96 (bayramı) günlerinde şehrimize geliriz. Bulunduğumuz bölgenin ölçüleri ve durduğumuz yerler böyledir. (Bizim) ülke çok yağmur almıyor, (fakat) nehirleri ve kaynakları boldur; nehirlerinden de çok çok balık… (Bizim) ülke bereketlidir; çok tarla, çayır ve… Sayısı bilinmez. Bütün bunlar (bizim) nehirden sulanırlar ve (bizim) nehirden bitki alırlar. Sana yaşadığım ülkenin sınır ölçülerini de bildiriyorum. Doğu tarafına G-r-gan denizine dek 20 fersahlık yola uzanmaktadır. Güney tarafında doğru Ug-ru adındaki büyük nehre dek 30 fersahlık yol vardır. Batı tarafına doğru Ug-ru’dan çıkan Buzan nehrine dek 30 fersahtır. Kuzey tarafına doğru G-r-gan denizine doğru (akan) nehrin yamaçlarına ve Buzan’a dek 20 fersahlık yol vardır. Ben bir adada yaşıyorum; tarlalarım ve bağlarım ve bana gereken her şey adada bulunmaktadır. Kudretli Tanrı’nın yardımıyla rahat bir şekilde yaşıyorum.
Mektubunuzda yüzümü görmek için can attığınızı ifade ettiniz. Ben de latif çehrenizi ve bilge ve büyüklüğünüzün ender güzelliğini çok görmek isterim. Sözlerinize istinaden. Eğer birliktelik mümkün olursa, şerefli, büyülü ve latif çehrenize dikkatle bakar baba-oğul oluruz. Buyruklarınız üzerine halkımı yönetir, ilişkilerimi sizin ve ihtiyatlı konseyinizin emirleri doğrultusunda yönlendiririm. Elveda.
İspanya'daki Hazarlar
En azından bazı Hazar rabinik öğrencilerin İspanya'da eğitim aldığı görülmektedir. Toledolu 'un Book of Tradition (Türkçe: Gelenek Kitabı)'nda (1161) yazdığına göre:
"İsrail cemaatlerini yurtışında yayılmış bulursunuz... Ta Daylam ve İtil nehrinde din değiştirmiş Hazarlara kadar. Hazar kralı Yosef, Hasday ibn-Şaprut'a mektup gönderip ona rabinik inanca bağlı olduğunu bildirmiştir. Toledo'da Hazarların torunlarını gördük, bilgelerin öğrencileri ve dediklerine göre onlardan arda kalanlar rabinik inançtadırlar."
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- and Omeljan Pritsak. Khazarian Hebrew Documents of the Tenth Century. Ithaca: Cornell Univ. Press, 1982.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Hazar Yazismalari 950 ler veya 960 larda Cordoba halifesi III Abdurrahman in disislerinden sorumlu sekreteri Hasday bin Saprut ile Hazar kagani Yosef arasinda gerceklesen mektuplasmalardir Hazarlar tarafindan yazilip da gunumuze kadar gelen az sayidaki belgelerden biri olup Hazar tarihi hakkinda bilgi sunan ender kaynaklardandir Bu mektuplasmalardan hem Hazarlarin din degistirmesiyle ve gelecek nesillerde yarattigi getirisi ile ilgili hem de guclu bir ordusu olup diger devletlerden vergi toplamasina ragmen bir nesil icinde 969 da devletin cokusuyle ilgili bilgi toplamak mumkundur Arka planMektuplasma Endulus Emevi Devleti nin halifesi III Abdurrahman in disislerinden sorumlu sekreteri Hasday bin Saprut tarafindan baslatilmistir Genis bir agi ve hemen hemen sinirsiz kaynaklari olan Hasday Horasanli tuccarlar tarafindan Hazarlarin varligiyla ilgili bilgi edindi Hasday in Hazarlar ile ilgili bilgisi olmamasi veya bilmezlikten gelmesi garip bir durumdur cunku Yosef Kagan in mektubunda iki toplum arasinda daha once irtibata gecildigi ima edilmistir Hasday in ilk ulagi Konstantinopolis e kadar vardi fakat Bizans otoriteleri ulagin daha oteye gitmesine izin vermedi Ulak sehirdeki bir Hazarli tarafindan Hasday a yazilmis bir mektupla bu mektup muhtemelen Schechter Mektubudur geri dondu En nihayetinde mektup Hirvat elciligi araciligiyla Almanya dan ulak olarak kullanilarak Hazarya ya gonderildi Yosef in cevabinda Hazar tarihi ve zamanin 960 lar sosyopolitik ve ekonomik durumuyla ilgili bilgiler mevcuttur Ardindan Hasday i Hazarya ya davet etmesine ragmen muhtemelen bu davet kabul edil e memistir Bu yazismalarin gunumuzde kucuk farkliliklarla uc versiyonu bulunur MektuplarHasday in Yosef Kagan a mektubu Ben Ezra oglu Ishak oglu Hasday Sefarad da Kudus ten surulen Yahudilerden olan asil Kralimin hizmetkariyim onun onunde boyun egerek siz Majesteleri huzurunda uzak diyarlardan secde ederim Sukunetiniz ve ihtisaminiz huzurunda memnuniyetimi sunar kollarimi cennetteki Tanri ya uzatarak Israil deki hukumdarliginizin uzunca surmesini dilerim Bana merhamet eden iyiliksever Tanri ya sukurler olsun Dunya krallari onun Aburrahman in istihamini ve kudretini bilenler ona hediyeler gonderirler teveccuh etmek icin pahali hediyeler sunarlar bu krallar arasinda Franklar Krali Almanlardan olan Gebalim Krali Konstantinopolis Krali ve digerleri bulunur Hediyeleri benim elimden gecer ve ben onlara geri hediye yapmakla sorumluyum Birkac dil bilen Saprut bu adi gecen ulkelerin elciligine adanmistir Dudaklarim simdiye kadar layik olmamama ragmen bana karsi merhametini esirgemeyen Cennetin Tanrisina sukranlarimi sunsun Bu hukumdarliklardan hediye getirmek icin gelen buyukelcilere her zaman surgunden arda kalan esaretten takati kalmamis ve huzur bulamamis kardeslerimiz Israilogullari nin selametiyle ilgili bir haberleri var mi diye sorarim Hevesle Kayip On Kabile bir yerlerde bagimsiz bir devlet olarak var olup olmadigini bilmek istiyordu Horasanli Hazar Denizi nin guneydogusundaki topraklar ticari temsilciler bana el Hazar adinda bir Yahudi kralligindan soz ettiler Ama ben bu sozlere onlar benim iyi niyetimi kazanmak icin bunlari soylediklerini dusundugumden inanmadim Bunu merak ediyordum ta ki Konstantinopolis elcileri krallarindan bizim kralimiza hediyeler ve bir mektup getirmek icin geldiklerinde onlardan bu konuyla ilgili bilgi alana kadar Bana cevap verdiler Bu tamamen dogru ve kralliklarinin adi el Hazar Konstantinopolis ten deniz yolculuguyla on bes gun ama karadan bircok ulus araya girer simdi hukumdarlik yapan kralin adi Yosef tir gemileri bazen onlarin ulkesinden bizimkine balik deri ve cesitli esyalar getirirler Buyuk tuccar olan Hazarlar esyalarini kuzeydeki Rus Slavlardan tedarik ediyordu Onlar bizim muttefigimiz ve tarafimizca saygi duyulmaktadir elcilikler ve karsilikli hediyelerle iletisim halindeyiz cok gucluler ara sira seferlere cikan buyuk ordulara sahipler Bu raporu duydugumda cesaretlendim ve umudum tasdiklendi Bunun uzerine cennetin Tanrisi huzurunda secde ettim Hasday mutluydu cunku boylece Hristiyanlar artik Yahudiler Isa yi inkar ettikleri icin vatan sahibi olamayacaklarini soyleyemeyecekti Asil kralimin ailesinin ve hanedanliginin sagligi icin dua ederim ve saltanati sonsuza dek sursun Kendisinin ve ogullarinin gunleri Israil in ortasinda uzunca sursun Yosef Kagan in cevabi TURK KRAL AARON UN OGLU KRAL YOSEF IN MEKTUBU EZRA OGLU ISHAK OGLU HASDAY YARADANI ONU DEVLETININ BASINDA TUTSUN Guzel sozlerle dolu mektubunuz elimize Almanya topraklarindan bir Yahudi olan Eliezer oglu Ishak tarafindan ulastirildigini bildirmeyi arzu ederim Ishak mektubu Almanya Macaristan ve Kiev Knezligi uzerinden Hazarya ya ulastirmistir Bizi mutlu ettiniz anlayisiniz ve bilgeliginiz bizi hosnut etti Bu sebeple atalarimizin bir zamanlar kurdugu diplomatik iliskileri yineleyelim ve bunu cocuklarimiza miras birakalim Yosef Hazarlarin bir zamanlar Ispanyol Araplarla diplomatik iliskileri olduguna inanmaktadir Mektubunuzda ayrica sordunuz Hangi halktan hangi aileden hangi kabiledensiniz Biliniz ki Yafes in soyundan Togarma nin torunlariyiz Yahudi literaturunde Togarma butun Turk halklari nin babasidir Aile agaci kitabinda Togarma nin on oglu oldugunu buldum Isimleri sunlardir En buyugu Uygur ikincisi ucuncusu Avar dorduncusu Oguz besincisi altincisi yedincisi Hazar sekizincisi dokuzuncusu Bulgar onuncusu Sabir Bunlar Karadeniz ve Hazar Denizi cevresinde yasadigina inanilan efsanevi kisilerdir Elimdeki kayda gore atalarimizin sayisi az olmasina ragmen Tanri ya sukurler olsun Tanri onlara kendinden guclu ve buyuk ordularina savas ardina savasa devam etmesi icin guc kuvvet ve kudret verdi Tanri nin yardimiyla onlari disari surup ulkelerini isgal etti Bazilarina bugun bile zoraki iscilik yaptirilmaktadir Simdi yasadigim topraklar Volga kenarinda eskiden Bulgarlarindi Atalarimiz Hazarlar gelip onlarla savastilar ve her ne kadar Bulgarlarin sayisi sahildeki kumlar gibi idiyse de Hazarlara karsi koyamadilar Boylece ulkelerini birakip kactilar ve Hazarlar onlari Tuna Nehri ne kadar kovaladi Bugun bile Bulgarlar Tuna da kamp kurmuslardir ve Konstantinopolis e yakindir Hazarlar onlarin topraklarini halen isgal etmektedir Bunun ardindan birkac nesil gectikten sonra Bulan adinda bir kral basa gecti Bilge ve Tanri korkusu olan biriydi Yaratan a tum kalbiyle guveniyordu Cadilari ve putperestleri kovup O nun kanatlarinin golgesine sigindi Bunun akabinde sohreti dort bir yana yayildi Onun adini duyan Bizans krali ve Araplar delege ve elcileriyle birlikte ganimet hediye ve dinini Samanizm den Hristiyanliga Muslumanliga degistirmek icin bilgeler gonderdi Bizans ve Araplar Hazar Kaganini kendi dinlerine cekip Hazar ordularinin kendi topraklarina askeri seferlerinin durdurulmasini umuyordu Ama Kral ruhu Kral Tanri tarafindan hayat yumagina sarilsin bilgeydi bilgili bir Israiloglu cagirtti Kral dikkatlice arastirip inceledikten sonra bilgeleri kendi dinleri hakkinda tartismalari icin cagirtti Her bir bilge digerinin fikirlerini curuttugunden ortak bir karara varilamadi Kral bunu gorunce dedi ki Evinize gidin ama ucuncu gun bana geri donun Ucuncu gun bilgeleri cagirtip onlara dedi ki Aranizda konusun ve tartisin ve bana hangi dinin daha iyi oldugunu acikca soyleyin Aralarinda tartismaya basladilar ve bir sonuca varamadilar ta ki Kral Hristiyan rahipe sordu Ne dusunuyorsun Yahudilerin ve Muslumanlarin dinleri arasinda hangisi tercih edilmeli Rahip cevapladi Israilogullarinin dinleri Muslumanlarinkinden daha iyidir Kral ardindan kadiya sordu Sen ne dersin Israilogullarinin dinleri mi yoksa Hristiyanlarinki mi tercih edilmeli Kadi cevapladi Israilogullarinin dinleri tercih edilmeli Bunun uzerine Kral dedi ki Eger oyleyse ikiniz de kendi agzinizla Israilogullarinin dininin daha iyi oldugunu soylediniz bu nedenle Tanri nin rahmeti ve Kadiri Mutlak in gucuyle Israil in dinini seciyorum bu Ibrahim in dinidir Eger kendisine guvendigim ve kanatlarinin golgesine sigindigim Tengri yardim ederse sizin soz verdiginiz para altin ve gumusu calismadan O verebilir Siz ise simdi topraklariniza baris icinde gidin Gunumuze dek biz bu inanca uyuyoruz Allah u Tekaddes in yuzyillarca zikredilsin Atalarimin bu inanca girdigi o gunden itibaren Israil in Tanrisi onlarin butun dusmanlarini onlara tabi kildi ve gerek Edom hukumdarlari gerekse Ismail ogullarinin hukumdarlari ve yeryuzunun diger halklarinin butun hukumdarlari onlarin cevresinde yasayan her halk ve kabileyi devirdi Hic kimse onlarin karsisinda yukselemedi onlar hepsi hizmet etmeye ve harac odemeye basladilar Atalarim bu dine girdiginden beri Israil in Tanrisi gerek Hristiyan gerek Musluman gerekse pagan hemen hemen her halktan ve dilden insanlari alcaltti O gunden bugune yaklasik 960 hic kimse karsimizda duramadi Hepsi vergi veriyor Bundan yaklasik on yil sonra Yosef I Svyatoslav a 969 da yenildi Bulan in gunlerinden iktidarindan sonra basa onun neslinden olan Obadiah isimli kral basa gecti ve kralligi tekrar organize edip Yahudiligi uygun ve dogru sekilde yerlestirdi Sinagog ve yesivalar insa ettirdi Yahudi din adamlari getirtip onlari altin ve gumusle odullendirdi Yahudi din adamlari Bagdat ve Konstantinopolis ten gelmis olmalilar Ona Tora Misna Talmud ve ibadet duzenini anlattilar Kral Tora yi seven ve ona hurmet eden biriydi Tanri nin gercek kullarindan biriydi Yuce Ruh ona huzur versin Onun ardindan basa oglu Hezekiya ardindan oglu Menase ardindan Obadiah in kardesi Hanuka ardindan oglu Ishak ardindan oglu Zebulun ardindan oglu Mose ardindan oglu Nissi ardindan oglu Aaron ardindan oglu Menahem ardindan oglu Benyamin ardindan oglu II Aaron ardindan ben krallarin soyundan ve Kral Aaron un oglu Yosef basa gectik Atalarimin tahtina bir yabanci oturamaz babadan ogula gecer Bu bizim gelenegimiz ve atalarimiz varoldugundan beri onlarin gelenegi olmustur Merhametli Olan in kralligimin tahtina atadigi krallar sonsuza dek devam etsin Ayrica bana ulkemin durumunu ve imparatorlugumun buyuklugunu sordunuz Itil olarak bilinen nehrin yakasinda ikamet ettigimi bildirmek isterim Nehrin agzi Hazar Denizi ne dokulur Nehrin kaynagi ise doguya dogru uzanir dort aylik seyahat uzakligindadir Nehrin yakalarinda hem acik hem kaleli cesitli kabilelerin yasadigi sehir ve kasabalar bulunur Itil in deltasinda ikamet ettigimi unutmayin Tanri nin yardimiyla nehrin agzini korur ve Hazar Denizi nden Muslumanlara ulasmak isteyen Rus gemilerine izin vermem Ya da karadan Derbend e kadar ulasmaya calisan Muslumanlarin dusmanlarina gecit vermem Bir Arap sehri olan Derbend dogu ve guney Avrupali gocebelerin zengin Anadolu kasabalarini yagmalamak icin kullandigi gecitti Onlarla savas halinde olmak zorundayim cunku onlara firsat versem tum Musluman topraklarini Bagdat a kadar pislerler Bana yasadigim yeri de soruyorsun Bil ki Yaradan in yardimiyla bu nehirde yasiyorum ve onda uc sehir bulunmaktadir Onlardan birinde hatun yasiyor Bu benim dogdugum sehirdir Buyuktur 50 ye 50 fersah uzunluga ve genislige sahiptir bir daireyi tasvir etmektedir daire biciminde yer almistir Ikinci sehirde Yahudiler Hristiyanlar ve Muslumanlar yasar ve bunlarin yani sira her halktan koleler vardir Burasi orta buyukluktedir sekize sekiz fersah uzunluga ve genislige sahiptir Ucuncu sehirde ben kendim beylerim kole ve hizmetkarlarim ve bana sakilik yapan yakinlarim yasiyor Burasi daire biciminde yer almistir uc fersah uzunluga ve genislige sahiptir Bu duvarlarin arasindan nehir gecer Bu kis gunlerimdeki ikametgahimdir Nisan ayindan itibaren biz sehirden cikariz ve hepimiz kendi bag ve tarlamiza ve kendi isimize gideriz Soylarimizdan her biri kendi atalarindan aldigi miras mulke sahiptir Onlar bu yerde kalir oraya giderler ve oranin sinirlarinda kalirlar Ben ise beylerim ve kolelerimle cikarim ve V d san94 adi verilen buyuk nehre ulasincaya dek 20 fersahlik yol boyunca gideriz Buradan da endisesiz ve korkusuzca sehrimizin sonuna gelinceye dek ulkemizin cevresini dolasiyoruz Kislev ayinin95 sonunda Hanukka96 bayrami gunlerinde sehrimize geliriz Bulundugumuz bolgenin olculeri ve durdugumuz yerler boyledir Bizim ulke cok yagmur almiyor fakat nehirleri ve kaynaklari boldur nehirlerinden de cok cok balik Bizim ulke bereketlidir cok tarla cayir ve Sayisi bilinmez Butun bunlar bizim nehirden sulanirlar ve bizim nehirden bitki alirlar Sana yasadigim ulkenin sinir olculerini de bildiriyorum Dogu tarafina G r gan denizine dek 20 fersahlik yola uzanmaktadir Guney tarafinda dogru Ug ru adindaki buyuk nehre dek 30 fersahlik yol vardir Bati tarafina dogru Ug ru dan cikan Buzan nehrine dek 30 fersahtir Kuzey tarafina dogru G r gan denizine dogru akan nehrin yamaclarina ve Buzan a dek 20 fersahlik yol vardir Ben bir adada yasiyorum tarlalarim ve baglarim ve bana gereken her sey adada bulunmaktadir Kudretli Tanri nin yardimiyla rahat bir sekilde yasiyorum Mektubunuzda yuzumu gormek icin can attiginizi ifade ettiniz Ben de latif cehrenizi ve bilge ve buyuklugunuzun ender guzelligini cok gormek isterim Sozlerinize istinaden Eger birliktelik mumkun olursa serefli buyulu ve latif cehrenize dikkatle bakar baba ogul oluruz Buyruklariniz uzerine halkimi yonetir iliskilerimi sizin ve ihtiyatli konseyinizin emirleri dogrultusunda yonlendiririm Elveda Ispanya daki HazarlarEn azindan bazi Hazar rabinik ogrencilerin Ispanya da egitim aldigi gorulmektedir Toledolu un Book of Tradition Turkce Gelenek Kitabi nda 1161 yazdigina gore Israil cemaatlerini yurtisinda yayilmis bulursunuz Ta Daylam ve Itil nehrinde din degistirmis Hazarlara kadar Hazar krali Yosef Hasday ibn Saprut a mektup gonderip ona rabinik inanca bagli oldugunu bildirmistir Toledo da Hazarlarin torunlarini gorduk bilgelerin ogrencileri ve dediklerine gore onlardan arda kalanlar rabinik inanctadirlar Ayrica bakinizEndulus Itil Hasday bin Saprut Hazarlar Schechter MektubuKaynakcaand Omeljan Pritsak Khazarian Hebrew Documents of the Tenth Century Ithaca Cornell Univ Press 1982