Türk okçuluğu, Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren Altay ve Tanrı Dağları çevresinde ortaya çıkan, daha sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir. Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmışlardır. Uluslararası literatürde "Part Vuruşu" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları Türkler olmuşlardır. Türk kahramanı Tarkanların tolgalarına şahin tüyü takma hakkı yalnızca Part atışını başarılı bir şekilde uygulayabilenlerine verilmiştir. Vur-kaç, sahte geri çekilme ve düşmanın etrafını sarma gibi taktikler Türk atlı okçularının kullandığı ve birçok zaferde kilit rol oynayan taktiklerdir. Türk destanlarından Oğuz Kağan Destanı'nda ok ve yay, sembolik anlamlarla yer almaktadır. Türk kültürünün geçmişinde okçuluk geniş bir alanda öneme sahip olmuştur. Orta Asya'da geçim kaynağı ve askerî tatbikat niteliği olan sürek avları, Türk atlı okçuluğunun gelişmesini sağlamış; Türkler bu becerilerini Orta Asya'dan Anadolu'ya taşımışlardır.Savaşçılık, avcılık, sporculuk gibi alanların dışında sosyal alanda da okçuluk önem teşkil etmiştir. Örneğin askeri bayramlarda, dinsel törenlerde çeşitli sportif okçuluk yarışmaları toplumsal hayatta yer almıştır. Avrasya coğrafyasında göçebe yaşayan Türklerin ok ve yay yapımında kullanılan özel malzeme ve teknikleri gizli bir şekilde usta-çırak yoluyla nesilden nesle aktarması, teknolojik fark sayesinde yerleşik halklara karşı Türklere üstünlük sağlamış ve silah üreticisiyle ailesine sosyal yaşamda seçkinlik kazandırmıştır.
Geleneksel Türk okçuluğu | |
---|---|
Türk atlı okçusu | |
Ülke | Türkiye |
Kaynak | 01367 |
Bölge | Avrupa ve Kuzey Amerika |
Tescil geçmişi | |
Tescil | 2019 (14. oturum) |
Türkler at üzerinde ileri, geri ve yanlara ok atma konusunda uzmanlaşmışlardır. Anna Komnini bu konu hakkında şöyle demiştir: "Bir Türk kovalamaya geçmişse, düşmanını ok atarak haklar. Kendisi kovalanıyorsa, okları sayesinde üstün gelir. Fırlattığı ok uçarak ata veya atlıya saplanır. Ok çok güçlü bir elle gerilmişse, gövdeyi delip geçer. Türkler gerçekten çok usta okçulardır.” Dr. Paul E. Klopsteg’in 1929 yılında yayımladığı “Türk Okçuluğu ve Bileşik Yay” adlı kitabında ve Ralph Payne-Gallwey’in “Orta Çağ ve Daha Sonraki Zamanların Türk ve Diğer Doğu Okları” adlı eserlerinde belirttikleri üzere Türklerin binlerce yıl önce gerçekleştirdikleri uzaklık rekorları uzun yıllar boyunca kırılamamıştır.
Arkeolojik araştırmalardan, yazılı ve sözlü kaynaklardan elde edilen veriler, okçuluk geleneğinin nesilden nesle aktarılan birikimlerini ve öğretilerini göstermiştir. Özellikle dönemin komşu halklarının yazılı kaynakları ve kültürel tarihin en erken kayıtları, bu birikim ve öğretilerin folklor formu içinde kullanıldığını göstermiştir. Bu verilere ek olarak sembollerle bağlantılı resimlerin olduğu bazı erken yazı sistemi formları da günümüze kadar ulaşmıştır.
Malzemeler ve Teknik
Divanü Lûgat-it-Türk gibi kaynaklar ve eski kitabelerde Türkler tarafından kullanılan savaş malzemeleri ve kavramlarından bazıları şunlardır: "At, ok, yay, kılıç, bükte, kıngırak (hançer, kama), keş, kurman, sadak (okluk), kın (kılıç ve bıçak kabı), kalkan, süngüg, kargı, cida, gönder (mızrak), çomak (topuz çeşidi), batrak (ucuna bez bağlanan süngü), tug (bazı birliklerde), ukruk (kement), kargu (ateş kulesi), köbrüge (davul), yarık, cevşen (zırh), yoşuk, tubulga (tolga, tulga, miğfer), küpe-yarık (vücudu kuşatan zırh), yelme eri (öncü, keşif kolu).
Uygurlar, yay kirişlerini at kılından yapmışlardır. Ayrıca kaya resimlerinde ve Orhun Vadisi’ndeki Bilge Kağan ve Kül Tigin anıt mezarlıklarında gerçekleştirilen kazılarda farklı ebat ve özelliklerde ok uçları bulunmuştur. Türk tarihinde oklar sadece savaş aleti olarak değil, aynı zamanda sembolik anlamlarda da kullanılmıştır. Hakimiyet sembolü olduğu gibi aynı zamanda resmi evrakların bal mumuyla beraber damgalanmasında da kullanılmışlardır. Bunlar özellikle altın, gümüş, bakır, pirinç ve demir madenlerinden yapılmıştır. Yaya sarılan sırmaya "toz", okun ucundaki demir parçaya "temren", okun arkasındaki tüyeyse "yülek" ya da "yelek" denmiştir. Yayların taşınması için bir kap bulunmamış, genellikle kola veya omuza asılarak taşınmıştır; ancak okların taşınması için özel olarak tasarlanmış ve süslenmiş kılıflar üretilmiştir.
Mete Han Dönemi
Mete'nin, düşmanın psikolojisini bozan ve yön tayininde de etkisi olan ıslıklı oklar kullandığı ifade edilmektedir. Daha sonra pek çok göçebe kavmin kullandığı bu "çavuş oku" adı verilen ıslıklı okun mucidinin Mete olduğu kabul edilir. Mete Han, babasının emrine verdiği 10.000 atlı savaşçıyı bu oklarla donatmış ve eğitmiştir. Çin kaynaklarına göre Mete Han eğer okunu bir yöne yöneltirse, emrindeki askerlerin hepsi aldıkları eğitimle o hedefe ok atarak hemen yok ederdi. Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü. Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu ava çıkan babasının üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmemişti.
İslamiyet Sonrası
İslam'ın ilk yıllarında okçuluğun diğer silahlardan farklı olarak önemli bir yeri vardır. Bu sebeple Türklerin İslam'ı benimsemesinden sonra Türk okçuluğuna verilen önem dini bir anlam da kazanmıştır. İslam'da okçulukla ilgili 40 üzerinde hadis olduğu ifade edilmektedir. Bizanslı tarihçi Genesios ve Kedrenos'a göre Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türk okçularının başarıları şu şekilde ifade edilmektedir: 22 Temmuz 837'de Halife Mutasım'ın emrinde Orta Asya'dan gelen Türklerden oluşan birlikle Bizans birlikleri Anadolu'da, Dazimon kasabasında karşı karşıya gelirler. Sabah vakti başlayan savaşta Bizans süvarileri halifenin birliklerini dağıtır, yalnızca Türk okçuları dayanırlar. Türk okçularının ok yağmurları sebebiyle Bizans süvarileri göğüs göğüse çarpışma fırsatı bulamaz; ancak aniden başlayan sağanak yağış sebebiyle okçuların yay kirişleri gevşer ve Bizans birlikleri kaçmayı başarır. Yorgo Kedrenos şu ifadeyi kullanmaktadır: "Eğer yağmur (gündüz değil de) gece yağsaydı, imparator ve askerler ölecekti." Bizanslılar da usta okçular olmalarına rağmen (İmparator Iustinianos zamanında bu özellikleriyle ünlenmişlerdir.) 9. yüzyılda zamanla bu özelliklerini kaybetmişlerdir. "Bilge" lakaplı İmparator VI. Leon (866-912), Taktika isimli askeri taktikler kitabında şu ifadeyi kullanmıştır: "Okçuluğun tamamen ihmal edilip Romalılar tarafından bir kenara bırakılmasından itibaren bugünkü başarısızlıklar alışılmış hale geldi."
Malazgirt Savaşı'nda da özellikle savaşın başında ve sonunda ok atışları önem teşkil etmiştir. Bizans İmparatoru Romen Diyojen (IV. Romanos Diogenes), Sultan Alp Arslan'a bir ok sayesinde esir düşmüştür. Nikephoros Bryennios'un ifadesi şöyledir: "Türkler imparatorun etrafını sararak her yönden ok atmaya başladılar. Onu kurtarmak için arkasından gelen sol kanat kuvvetlerini de önlediler. Tamamen yalnız bırakılan imparator, düşmana karşı kılıcını çekerek içlerinden birçoğunu öldürdü; ancak etrafı büyük bir düşman topluluğu tarafından sarıldı. Romanos elinden yaralandı, tanındı ve her taraftan kuşatıldı. Atı bir okla vuruldu, hayvan sendeledi, yere yıkıldı, binicisini düşürdü ve böylece Bizans İmparatoru esir edildi." Bizans'ın Türk okçuları karşısındaki zayıflığı, Bizans'ı orduda reform yapmaya ve Türk atlı okçuları paralı asker olarak kullanmaya mecbur bırakmıştır.
Selçuklular Asya bozkırının atlı okçuluk geleneğini devam ettirmiş, Anadolu'da da bu yeteneklerini kullanmışlardır. Ok ve yay Selçuklularda yalnızca askerî üstünlük anlamına gelmiyor, aynı zamanda hükümdarlık simgesi anlamına da geliyordu. Askerî ittifaklara çağrı anlamına gelen "ok gönderme" geleneği, 1.000 yıl sonra etimolojik bir göndermeyle yaşamaya devam etmektedir. Günümüzde Anadolu'da sosyal olaylara resmî davette gönderilen eşyaya "okuluk", "okuntu" gibi isimler verilmektedir.
Osmanlı Dönemi
Orta Çağ'dan 19. yüzyıla kadar Türk okçuluğu atış tekniği ve silah olarak büyük gelişim göstermiştir. Osmanlı Devleti 1 Aralık 1568 tarihinde girdiği Rodos muhafazasında tüfek, top vs. gibi ateşli silah kullanmayı bilmeyen askerlerin ok ve yay kullanması hakkında emirler göndermiştir. Yine bir bölge fethedileceği zaman başka bölgelerden o bölgeye okçu birlikler gönderilerek savaşa destek verilmiştir. 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren okçuluk Osmanlı'da planlı ve düzenli bir spor faaliyeti olarak yapılmıştır, bu amaçla da "ok meydanı" isminde 34 büyük meydan tahsis edilmiştir. Ok meydanlarının kendilerine ait ödenekleri, idarecileri, hizmetlileri vardı ve buralarda sporcular ikamet etmekte, antrenmanlar ve yarışmalar düzenlenmekteydi. Ok meydanları arasında en bilineni İstanbul'daki Okmeydanı'dır. Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un fethinden sonra, alan sahiplerinden alınıp resmî olarak okçuluk sporu hizmetine verilmiştir. Sultan fermanı ile alanın sınırları belirlenerek alana tırnaklı hayvan sokulması, ölü gömülmesi, ev yapılması ve alanda kuş uçurtulması yasaklanmıştır. Tesis açılışı Hıdırellez'de (6 Mayıs), kapanışı Ruz-ı Kasım'da (Kasım) yapılırdı. Pazartesi ve perşembe günleri de müsabakalar ve atışlar yapılmaktaydı. Müsabaka ve çalışmalar dışındaki günlerde de sporcular meşk (serbest çalışma) yaparlardı.
Kaynakça
- ^ Öngel, Hasan Basri. Gelişim Sürecinde Erken İç Asya Türk Okçuluğu. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 2, (2001), 189-215.
- ^ Findley, Carter V.. Dünya Tarihinde Türkler. 1. Basım. İstanbul: Kitap Yayınevi, 2006. s. 37.
- ^ a b Türk Geleneksel Okçuluğunun Kısa Tarihi 17 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Tirendaz, erişim tarihi: 3.12.2011
- ^ a b c d e Özveri, M., Arıç, H., Gür, A., Çetintaş, B. - NTV Tarih - Sayı 34 - Kasım 2011 - İstanbul 1308-7878
- ^ a b c Türk Okçuluğuna Genel Bakış 3 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Kemankeş, erişim tarihi: 2.12.2011
- ^ a b Gömeç, Saadettin. "Eski Türk Ordusunun Genel Mahiyeti"
- ^ Eski Türk Ordusu 14 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Tarih Notları, erişim tarihi: 3.12.2011
- ^ Gömeç, Saadettin. "Eski Türk Ordusunun Genel Mahiyeti" 12. Askeri Tarih Sempozyumu Tebliği, 20-22 Mayıs Ankara 2009.
- ^ s:zh:史記/卷110 (6. paragrafı)
- ^ Türk Ordusunun Kuruluşu 4 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Türkçü Toplumcu, erişim tarihi: 3.12.2011
- ^ a b Okçular Vakfı, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Türk Okçuluğu, Hazırlayanlar; Hassan Şentürk Yılmaz Karaca, Ahmet Özkılınç vd., İstanbul, 2019
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Turk okculugu Turklerde okculugun ve ozellikle atli okculugun onemi tarih oncesi zamanlara kadar uzanir Yaklasik MO 5000 den itibaren Altay ve Tanri Daglari cevresinde ortaya cikan daha sonra da Ic Asya ya tamamen egemen olan Atli Bozkir Kulturunde atlara ve okculuga buyuk onem verilmektedir Tarihteki Turk atli okculari dort nala giderken eyer ustunde donup arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustaliklariyla taninmislardir Uluslararasi literaturde Part Vurusu olarak isimlendirilen at uzerinde geriye dogru yapilan ok atisinin en basarili ve en unlu uygulayicilari Turkler olmuslardir Turk kahramani Tarkanlarin tolgalarina sahin tuyu takma hakki yalnizca Part atisini basarili bir sekilde uygulayabilenlerine verilmistir Vur kac sahte geri cekilme ve dusmanin etrafini sarma gibi taktikler Turk atli okcularinin kullandigi ve bircok zaferde kilit rol oynayan taktiklerdir Turk destanlarindan Oguz Kagan Destani nda ok ve yay sembolik anlamlarla yer almaktadir Turk kulturunun gecmisinde okculuk genis bir alanda oneme sahip olmustur Orta Asya da gecim kaynagi ve askeri tatbikat niteligi olan surek avlari Turk atli okculugunun gelismesini saglamis Turkler bu becerilerini Orta Asya dan Anadolu ya tasimislardir Savascilik avcilik sporculuk gibi alanlarin disinda sosyal alanda da okculuk onem teskil etmistir Ornegin askeri bayramlarda dinsel torenlerde cesitli sportif okculuk yarismalari toplumsal hayatta yer almistir Avrasya cografyasinda gocebe yasayan Turklerin ok ve yay yapiminda kullanilan ozel malzeme ve teknikleri gizli bir sekilde usta cirak yoluyla nesilden nesle aktarmasi teknolojik fark sayesinde yerlesik halklara karsi Turklere ustunluk saglamis ve silah ureticisiyle ailesine sosyal yasamda seckinlik kazandirmistir Geleneksel Turk okculuguUNESCO Somut Olmayan Kulturel MirasiTurk atli okcusuUlkeTurkiyeKaynak01367BolgeAvrupa ve Kuzey AmerikaTescil gecmisiTescil2019 14 oturum Turkler at uzerinde ileri geri ve yanlara ok atma konusunda uzmanlasmislardir Anna Komnini bu konu hakkinda soyle demistir Bir Turk kovalamaya gecmisse dusmanini ok atarak haklar Kendisi kovalaniyorsa oklari sayesinde ustun gelir Firlattigi ok ucarak ata veya atliya saplanir Ok cok guclu bir elle gerilmisse govdeyi delip gecer Turkler gercekten cok usta okculardir Dr Paul E Klopsteg in 1929 yilinda yayimladigi Turk Okculugu ve Bilesik Yay adli kitabinda ve Ralph Payne Gallwey in Orta Cag ve Daha Sonraki Zamanlarin Turk ve Diger Dogu Oklari adli eserlerinde belirttikleri uzere Turklerin binlerce yil once gerceklestirdikleri uzaklik rekorlari uzun yillar boyunca kirilamamistir Arkeolojik arastirmalardan yazili ve sozlu kaynaklardan elde edilen veriler okculuk geleneginin nesilden nesle aktarilan birikimlerini ve ogretilerini gostermistir Ozellikle donemin komsu halklarinin yazili kaynaklari ve kulturel tarihin en erken kayitlari bu birikim ve ogretilerin folklor formu icinde kullanildigini gostermistir Bu verilere ek olarak sembollerle baglantili resimlerin oldugu bazi erken yazi sistemi formlari da gunumuze kadar ulasmistir Malzemeler ve TeknikBilesik kompozit Osmanli yayi 1700 ler Divanu Lugat it Turk gibi kaynaklar ve eski kitabelerde Turkler tarafindan kullanilan savas malzemeleri ve kavramlarindan bazilari sunlardir At ok yay kilic bukte kingirak hancer kama kes kurman sadak okluk kin kilic ve bicak kabi kalkan sungug kargi cida gonder mizrak comak topuz cesidi batrak ucuna bez baglanan sungu tug bazi birliklerde ukruk kement kargu ates kulesi kobruge davul yarik cevsen zirh yosuk tubulga tolga tulga migfer kupe yarik vucudu kusatan zirh yelme eri oncu kesif kolu Uygurlar yay kirislerini at kilindan yapmislardir Ayrica kaya resimlerinde ve Orhun Vadisi ndeki Bilge Kagan ve Kul Tigin anit mezarliklarinda gerceklestirilen kazilarda farkli ebat ve ozelliklerde ok uclari bulunmustur Turk tarihinde oklar sadece savas aleti olarak degil ayni zamanda sembolik anlamlarda da kullanilmistir Hakimiyet sembolu oldugu gibi ayni zamanda resmi evraklarin bal mumuyla beraber damgalanmasinda da kullanilmislardir Bunlar ozellikle altin gumus bakir pirinc ve demir madenlerinden yapilmistir Yaya sarilan sirmaya toz okun ucundaki demir parcaya temren okun arkasindaki tuyeyse yulek ya da yelek denmistir Yaylarin tasinmasi icin bir kap bulunmamis genellikle kola veya omuza asilarak tasinmistir ancak oklarin tasinmasi icin ozel olarak tasarlanmis ve suslenmis kiliflar uretilmistir Mete Han DonemiMete nin dusmanin psikolojisini bozan ve yon tayininde de etkisi olan islikli oklar kullandigi ifade edilmektedir Daha sonra pek cok gocebe kavmin kullandigi bu cavus oku adi verilen islikli okun mucidinin Mete oldugu kabul edilir Mete Han babasinin emrine verdigi 10 000 atli savasciyi bu oklarla donatmis ve egitmistir Cin kaynaklarina gore Mete Han eger okunu bir yone yoneltirse emrindeki askerlerin hepsi aldiklari egitimle o hedefe ok atarak hemen yok ederdi Bir gun okunu en sevdigi atina cevirdi Askerlerinden bazilari tereddut etti Bunun uzerine okunu sirayla tereddut edenlerin uzerine cevirdi Atina ok atmakta tereddut eden askerlerinin hepsi atilan oklarla olduruldu Boylece kucuklukten beri oynadigi okunu hedefe cevirme oyunu emirlerinin tartisilmazligini da percinledi Bir gun emrinde demir disiplini ile yetistirdigi 10 bin askeri varken okunu ava cikan babasinin uzerine cevirdiginde askerlerinden hicbiri tereddut etmemisti Islamiyet SonrasiOk ve Yay ile Avcilik Islam in ilk yillarinda okculugun diger silahlardan farkli olarak onemli bir yeri vardir Bu sebeple Turklerin Islam i benimsemesinden sonra Turk okculuguna verilen onem dini bir anlam da kazanmistir Islam da okculukla ilgili 40 uzerinde hadis oldugu ifade edilmektedir Bizansli tarihci Genesios ve Kedrenos a gore Orta Asya dan Anadolu ya gelen Turk okcularinin basarilari su sekilde ifade edilmektedir 22 Temmuz 837 de Halife Mutasim in emrinde Orta Asya dan gelen Turklerden olusan birlikle Bizans birlikleri Anadolu da Dazimon kasabasinda karsi karsiya gelirler Sabah vakti baslayan savasta Bizans suvarileri halifenin birliklerini dagitir yalnizca Turk okculari dayanirlar Turk okcularinin ok yagmurlari sebebiyle Bizans suvarileri gogus goguse carpisma firsati bulamaz ancak aniden baslayan saganak yagis sebebiyle okcularin yay kirisleri gevser ve Bizans birlikleri kacmayi basarir Yorgo Kedrenos su ifadeyi kullanmaktadir Eger yagmur gunduz degil de gece yagsaydi imparator ve askerler olecekti Bizanslilar da usta okcular olmalarina ragmen Imparator Iustinianos zamaninda bu ozellikleriyle unlenmislerdir 9 yuzyilda zamanla bu ozelliklerini kaybetmislerdir Bilge lakapli Imparator VI Leon 866 912 Taktika isimli askeri taktikler kitabinda su ifadeyi kullanmistir Okculugun tamamen ihmal edilip Romalilar tarafindan bir kenara birakilmasindan itibaren bugunku basarisizliklar alisilmis hale geldi Malazgirt Savasi nda da ozellikle savasin basinda ve sonunda ok atislari onem teskil etmistir Bizans Imparatoru Romen Diyojen IV Romanos Diogenes Sultan Alp Arslan a bir ok sayesinde esir dusmustur Nikephoros Bryennios un ifadesi soyledir Turkler imparatorun etrafini sararak her yonden ok atmaya basladilar Onu kurtarmak icin arkasindan gelen sol kanat kuvvetlerini de onlediler Tamamen yalniz birakilan imparator dusmana karsi kilicini cekerek iclerinden bircogunu oldurdu ancak etrafi buyuk bir dusman toplulugu tarafindan sarildi Romanos elinden yaralandi tanindi ve her taraftan kusatildi Ati bir okla vuruldu hayvan sendeledi yere yikildi binicisini dusurdu ve boylece Bizans Imparatoru esir edildi Bizans in Turk okculari karsisindaki zayifligi Bizans i orduda reform yapmaya ve Turk atli okculari parali asker olarak kullanmaya mecbur birakmistir Selcuklular Asya bozkirinin atli okculuk gelenegini devam ettirmis Anadolu da da bu yeteneklerini kullanmislardir Ok ve yay Selcuklularda yalnizca askeri ustunluk anlamina gelmiyor ayni zamanda hukumdarlik simgesi anlamina da geliyordu Askeri ittifaklara cagri anlamina gelen ok gonderme gelenegi 1 000 yil sonra etimolojik bir gondermeyle yasamaya devam etmektedir Gunumuzde Anadolu da sosyal olaylara resmi davette gonderilen esyaya okuluk okuntu gibi isimler verilmektedir Mohac Muharebesi nde iki Akinci BeyiOsmanli DonemiII Bayezid in kullanmis oldugu ok ve yay Topkapi Sarayi IstanbulOkcular Vakfi Osmali Arsiv Belgelerinde Turk Okculugu Istanbul 2019 Orta Cag dan 19 yuzyila kadar Turk okculugu atis teknigi ve silah olarak buyuk gelisim gostermistir Osmanli Devleti 1 Aralik 1568 tarihinde girdigi Rodos muhafazasinda tufek top vs gibi atesli silah kullanmayi bilmeyen askerlerin ok ve yay kullanmasi hakkinda emirler gondermistir Yine bir bolge fethedilecegi zaman baska bolgelerden o bolgeye okcu birlikler gonderilerek savasa destek verilmistir 15 yuzyilin ikinci yarisindan itibaren okculuk Osmanli da planli ve duzenli bir spor faaliyeti olarak yapilmistir bu amacla da ok meydani isminde 34 buyuk meydan tahsis edilmistir Ok meydanlarinin kendilerine ait odenekleri idarecileri hizmetlileri vardi ve buralarda sporcular ikamet etmekte antrenmanlar ve yarismalar duzenlenmekteydi Ok meydanlari arasinda en bilineni Istanbul daki Okmeydani dir Fatih Sultan Mehmet tarafindan Istanbul un fethinden sonra alan sahiplerinden alinip resmi olarak okculuk sporu hizmetine verilmistir Sultan fermani ile alanin sinirlari belirlenerek alana tirnakli hayvan sokulmasi olu gomulmesi ev yapilmasi ve alanda kus ucurtulmasi yasaklanmistir Tesis acilisi Hidirellez de 6 Mayis kapanisi Ruz i Kasim da Kasim yapilirdi Pazartesi ve persembe gunleri de musabakalar ve atislar yapilmaktaydi Musabaka ve calismalar disindaki gunlerde de sporcular mesk serbest calisma yaparlardi Kaynakca Ongel Hasan Basri Gelisim Surecinde Erken Ic Asya Turk Okculugu Gazi Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi Cilt 21 Sayi 2 2001 189 215 Findley Carter V Dunya Tarihinde Turkler 1 Basim Istanbul Kitap Yayinevi 2006 s 37 a b Turk Geleneksel Okculugunun Kisa Tarihi 17 Eylul 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tirendaz erisim tarihi 3 12 2011 a b c d e Ozveri M Aric H Gur A Cetintas B NTV Tarih Sayi 34 Kasim 2011 Istanbul 1308 7878 a b c Turk Okculuguna Genel Bakis 3 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kemankes erisim tarihi 2 12 2011 a b Gomec Saadettin Eski Turk Ordusunun Genel Mahiyeti Eski Turk Ordusu 14 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tarih Notlari erisim tarihi 3 12 2011 Gomec Saadettin Eski Turk Ordusunun Genel Mahiyeti 12 Askeri Tarih Sempozyumu Tebligi 20 22 Mayis Ankara 2009 s zh 史記 卷110 6 paragrafi Turk Ordusunun Kurulusu 4 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkcu Toplumcu erisim tarihi 3 12 2011 a b Okcular Vakfi Osmanli Arsiv Belgelerinde Turk Okculugu Hazirlayanlar Hassan Senturk Yilmaz Karaca Ahmet Ozkilinc vd Istanbul 2019