1828 yılında yapılan Edirne Antlaşması ile bağımsızlığını kazanana kadar Yunanistan'ın büyük bir kısmı Osmanlı Devleti sınırları içindeydi.
Yunanların hâkimiyet altına alınması
İstanbul'un fethi öncesi
Bizans İmparatorluğu'ndaki taht kavgaları gün geçtikçe büyüyordu, bu nedenle Bizans tahtını ele geçirmek isteyen Matheos Kantakuzinos, o dönemde Konstantinopolis'u almak için fetih hazırlıklarında olan Osmanlı Devleti hükümdârı Orhan Bey'den yardım istedi. Türklerin Rumeli'ye geçişini kolaylaştıracağını bildiği için Orhan Bey bu çağrıya olumlu karşılık verdi. Orhan Bey'in oğlu Süleyman Paşa komutasındaki ordunun yardımı ile karışıklıklar bastırıldı ve Matheos Bizans tahtını devraldı.
Bizans imparatoru olan Matheos tahtı devralmasına karşın kendisine muhalefet edenler ve Balkanlar'daki kavimlerin çıkardığı isyanlar ile başa çıkamıyordu. Bu nedenle tekrar Orhan Bey'in yardımına başvurdu. Osmanlı yardım teklifini tekrar kabul etti ve isyanları bastırdı. Bizans İmparatoru Matheos, Osmanlı Devleti'ne yardımlarına bir karşılık olarak Gelibolu'da bulunan Çimpe Kalesi'ni verdi. Osmanlı Devleti bu sayede ilk kez 1352 yılında Avrupa topraklarına girmiştir. Osmanlılar bu kaleye asker yerleştirdi ve askerî mühimmat stoğu yaptı. İleride Rumeli'de yapacağı fetihlerde bu kaleden bir köprübaşı olarak yararlanmıştır.
İstanbul'un fethi sonrası
Tekirdağ, Bolayır, Keşan, Malkara, Çorlu ve Lüleburgaz'ı alarak, Çatalca ve Silivri'ye dek ulaşan Osmanlı orduları Bizans'ın kalbinin, Konstantinopolis'in diğer devletlerle bağlantısını tamamen kesmiş, hem Asya'dan hem de Avrupa'dan Osmanlı Devleti, Bizans İmparatorluğu'nu çevrelemiştir. Konstantinopolis'i fethinden sonra Osmanlıların Yunan topraklarında olan ilerlemeleri devam etmiştir. 1458 yılında Atina'yı, 1460 yılında Mora Yarımadası'nı almış, Venedikliler ve Cenevizliler her ne kadar bazı Yunan adalarını bırakmamışsa da 1500 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti Ege Denizi'ndeki adaların pek çoğunu ele geçirmiştir. Bunu müteakiben 1571 yılında Kıbrıs, 1670 yılında da Girit alınmış ve hiçbir zaman kalıcı olarak Osmanlı hâkimiyetine girmeyen İyon Adaları hariç Yunanların yaşadığı hemen her yer Osmanlı sınırları içine katılmıştır.
Yönetim
Osmanlı Devleti, Yunanistan'ı aldığında Millet sistemini uygulamış, dinlerini, dillerini, görünüşlerini değiştirmelerine zorlanmamıştır. Osmanlı Devleti, Yunanistan’ı alınca iki göç dalgası yaşandı, birincisi bilim ve sanat adamlarının Roma’ya göçü, ikincisi Osmanlı’nın askeri ve yönetimsel işlerini zora soktuğu için Yunanistan’ın engebeli dağlarında yaşayan köylülerin yaptığı göçtür. Yunanistan topraklarında Tımar ve sistemini uygulayan Osmanlı, arazileri gerekli gördüğü kişiler üzerine zimmetlemiş, satmamak ya da miras göstermemek suretiyle kişilerin kullanımına bırakmıştır. Yunanistan, her biri İstanbul'daki Sultan'a bağlı bir sancakbey tarafından yönetilen 6 sancağa bölünmüştür.
Din
Osmanlı sultanı Yunan Ortodoks kilisesinin patriğini imparatorluk içindeki tüm Yunanlar'ın lideri ilân etmişti. Patrik, sultana karşı Yunanlar'ın sorun çıkarmadan yaşamasından sorumluydu. Bu nedenle tüm patriklere düzeni sağlamalarına yardımcı olabilmesi için geniş yetkiler verilmiştir. Patrikhane'ye kiliselerin yanı sıra imparatorluk içindeki okul ve mahkemelerdeki Yunan vatandaşlarında işlerini de kontrol etme yetkisi verilmişti. Bu nedenle papazlar da Yunan köylerinin birinci dereceden etkili idarecisi durumuna geldi. Fakat birçok Yunan yerleşim yeri tamamen Osmanlı idaresi altındayken, Atina ve Rodos gibi bazı Yunan şehirleri kendi belediyelerini kendileri yönetmiş, Türk idareciler işin içine girmemiştir. Bazı şehirler ise aldıkları ayrıcalıklar nedeni ile fiilen bağımsız sayılmıştır. Fakat onlar da Katolik Venedikliler ile muhatap olmaktansa, Osmanlı'nın toleranslı yönetimine daha yakın durmuşlardır, bu nedenle Osmanlılar ile Venedikliler savaş dönemine girdiğinde Osmanlı'nın yanında yer almışlardır.
Birçok Yunan Osmanlı'nın gayrimüslimlere uyguladığı ayrımcılık ve farklı muameleden kurtulmak için Müslüman olmuşsa da Osmanlı Devleti hiçbir zaman dinlerini değiştirmeleri için Yunanlara bir baskı yapmamıştır.[]Müslüman olanların bir kısmı ise Kripto-Hristiyanlık denen yolu seçmiş, yüksek vergi ve ayrımcı muameleden kaçmak için Müslüman gibi davranmış fakat Hristiyan Ortodoks inancını korumuştur. Fakat bu tip kişiler için Osmanlı yasalarına göre ölüm ile cezalandırılırdı. Yunanlar kendi aralarında Müslüman olan ya da Kripto-Hristiyan olmayan kişileri de Türk olarak adlandırıyordu.
Kültürel etkileşim
Türkler ve Yunanlar yüzyıllar boyunca bir arada yaşamışlar gerek günlük hayatta, gerek ise dil konusunda birbirlerinden oldukça etkilenmişlerdir. Osmanlı Devleti içinde Anadolu'da en çok Rum -Yunanistan dışında yaşayan Yunan kökenli kişiler Rum diye adlandırılır- İzmir, İstanbul ve Trabzon'da yaşamakta idi. Bunun dışında Lübnan'da ve Suriye'de de önemli oranda Rum olduğu bilinmektedir. Türkler ile Yunanların münasebetleri Osmanlı Devleti'nden çok daha öncelere uzanmakta olsa da en çok etkileşim şüphesiz bu dönemde gerçekleşmiştir. Bugün Türkçedeki şehir isimlerin pek çoğu, denizcilik terimleri, meyve-sebze adları ve bazı hayvan isimleri doğrudan ya da dolaylı olarak Yunancadan Türkçeye geçmiştir. Yunancada 5.000 dolayında Türkçe sözcük olduğu sanılmaktadır.
Türkler ile Yunanlar arasındaki dil haricinde daha pek çok etkileşim vardır. Türk ve Yunan müziği birbirine oldukça yakın olup her iki dilde de söylenen birçok şarkı ve türkü bulunmaktadır. Şarkılarda kullanılan müzik enstrümanları oldukça yakındır. Bunun yanında Yunan mutfak kültürü ile Türk mutfak kültürü, özellikle de Ege, Akdeniz ve Trakya mutfakları Yunan mutfağına oldukça yakındır. Pek çok yemek ismi ortaktır.
Yunan isyanları
Osmanlı Devleti'nde, Fransız İhtilâli ile ateşlenen milliyetçilik akımı Avrupa'da birçok kavmi ayaklandırdığı gibi, Osmanlılarda da azınlıkların bir kısmını cezbetmişti. Osmanlı Devleti'nde ilk ayaklanan millet Sırplar olmasına rağmen en sistemli şekilde örgütlenmeyi ve eylem yapmayı Yunanlar gerçekleştirmiştir. Sırplar'ın ayaklanmasını sadece Ruslar desteklerken Yunanların bağımsızlık hareketini tüm Avrupa desteklemiştir. Osmanlı yöneticilerine göre o dönemde İstanbul'da bulunan Fener Rum Patrik'i Grigoryos da isyancıları desteklemiştir. Patrik Grigoryos'u sorguladıktan sonra Yunan ayaklanması ile olan ilişkisine kanaat getiren sadrazam Benderli Ali Paşa 22 Nisan 1821'de idamına ferman buyurmuştur. Patrik'in asıldığı günden sonra, idama götürülürken dışarı çıkartıldığı odanın kapısı kilitlenmiştir. Bugün kilisenin inisiyatifine bağlı olarak kapı hâlâ kapalı tutulmaktadır. Bu kapı "Petro Kapısı" ya da "Orta kapı" olarak da bilinir.
İsyan tüm Yunanistan'da değil sadece Mora Yarımadası'nda başlamıştır. Fakat Anadolu'da yaşayan Rumlar da Yunanlara bağımsızlıkları konusunda tam destek veriyordu. Rönesans ile Antik Yunanistan kültürünü tanımış olan Avrupa, Yunanlara bir hayranlık duymaktaydı. Bu nedenle Yunanistan'ın bağımsızlığı için tüm devletler Osmanlı'ya baskı uyguluyordu.
Avrupa'nın kendi çıkarları doğrultusunda kendilerine tam destek verdiğini gören Yunanlar isyan hazırlıklarına hız verdiler. 1814 yılında Etniki Eterya Derneği'ni (orijinal okunuşu Filiki Eterya'dır, ancak hatalı bir biçimde Türkçe tarih literatürüne Etniki Eterya olarak geçmiştir) kurdular ve amaçlarını Megali İdea olarak sloganlaştırdılar. Amaçları Bizans İmparatorluğu'nun zamanında sahip olduğu toprakları tekrar geri almak idi. Bu nedenle ilk isyanlarını Eflâk-Boğdan topraklarında başlattılar. Fakat bu isyan Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede bastırılabildi.
Bağımsızlığın alınması
İsyanlar gerek Osmanlı Devleti gerek ise eyâlet valilerinden yardım alınarak bastırılıyordu fakat Osmanlı'nın her müdahalesi Avrupa devletlerinin tepkisini çekiyordu. 1827'ye gelindiğinde Rusya, İngiltere ve Fransa bir araya gelerek Osmanlı Devleti'nin Balkan topraklarının parçalamak amacı ile -olaya bir de din boyutunu katarak- Yunanistan'ın otonom bir prenslik olmasını ve Yunan topraklarında yaşayan tüm Türklerin sürülmesini kararlaştırdılar. Bu karar Osmanlı Devleti'ne iletildiğinde sultan reddetti ve bu ülkeler filolarını Osmanlı'nın üzerine göndererek Osmanlı Filosunu yaktılar. Osmanlı zararın tazmini için bu devletlere çağrı göndermiştir fakat Rusya bu çağrıya savaş açarak yanıt vermiştir.
1828 yılında Ruslar ile yapılan savaşta Osmanlı Devleti yenildi. Birçok tarihçi bu mağlûbiyetin sebebini Yeniçeri Ocağı'nın henüz kaldırılmış olmasına ve yeni ordunun savaşa hazırlıklı ve alışkın olmamasına bağlar. Rusya, Osmanlı'nın bu boş ânından yararlanarak Erzurum ve Kars'ı işgâl edip Trabzon'a doğru ilerlemeye başlayınca Osmanlı Devleti eline kalan toprağını kaçırmamak için Prusya aracılığı ile Rusya'dan barış istedi. Rusya'nın kabul etmesi ile beraber Edirne Antlaşması imzalandı. Anlaşmanın hükümleri gereğince Yunanistan'a bağımsızlık verildi ve Yunan Krallığı'nın kurulması yolunda ilk adım atılmış oldu.
Kaynakça
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- haber7.com 28 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Turk and Greek Wars - YouTube 1 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
1828 yilinda yapilan Edirne Antlasmasi ile bagimsizligini kazanana kadar Yunanistan in buyuk bir kismi Osmanli Devleti sinirlari icindeydi Yunanlarin hakimiyet altina alinmasiIstanbul un fethi oncesi Bizans Imparatorlugu ndaki taht kavgalari gun gectikce buyuyordu bu nedenle Bizans tahtini ele gecirmek isteyen Matheos Kantakuzinos o donemde Konstantinopolis u almak icin fetih hazirliklarinda olan Osmanli Devleti hukumdari Orhan Bey den yardim istedi Turklerin Rumeli ye gecisini kolaylastiracagini bildigi icin Orhan Bey bu cagriya olumlu karsilik verdi Orhan Bey in oglu Suleyman Pasa komutasindaki ordunun yardimi ile karisikliklar bastirildi ve Matheos Bizans tahtini devraldi Bizans imparatoru olan Matheos tahti devralmasina karsin kendisine muhalefet edenler ve Balkanlar daki kavimlerin cikardigi isyanlar ile basa cikamiyordu Bu nedenle tekrar Orhan Bey in yardimina basvurdu Osmanli yardim teklifini tekrar kabul etti ve isyanlari bastirdi Bizans Imparatoru Matheos Osmanli Devleti ne yardimlarina bir karsilik olarak Gelibolu da bulunan Cimpe Kalesi ni verdi Osmanli Devleti bu sayede ilk kez 1352 yilinda Avrupa topraklarina girmistir Osmanlilar bu kaleye asker yerlestirdi ve askeri muhimmat stogu yapti Ileride Rumeli de yapacagi fetihlerde bu kaleden bir koprubasi olarak yararlanmistir Istanbul un fethi sonrasi Tekirdag Bolayir Kesan Malkara Corlu ve Luleburgaz i alarak Catalca ve Silivri ye dek ulasan Osmanli ordulari Bizans in kalbinin Konstantinopolis in diger devletlerle baglantisini tamamen kesmis hem Asya dan hem de Avrupa dan Osmanli Devleti Bizans Imparatorlugu nu cevrelemistir Konstantinopolis i fethinden sonra Osmanlilarin Yunan topraklarinda olan ilerlemeleri devam etmistir 1458 yilinda Atina yi 1460 yilinda Mora Yarimadasi ni almis Venedikliler ve Cenevizliler her ne kadar bazi Yunan adalarini birakmamissa da 1500 yilina gelindiginde Osmanli Devleti Ege Denizi ndeki adalarin pek cogunu ele gecirmistir Bunu muteakiben 1571 yilinda Kibris 1670 yilinda da Girit alinmis ve hicbir zaman kalici olarak Osmanli hakimiyetine girmeyen Iyon Adalari haric Yunanlarin yasadigi hemen her yer Osmanli sinirlari icine katilmistir YonetimOsmanli Devleti Yunanistan i aldiginda Millet sistemini uygulamis dinlerini dillerini gorunuslerini degistirmelerine zorlanmamistir Osmanli Devleti Yunanistan i alinca iki goc dalgasi yasandi birincisi bilim ve sanat adamlarinin Roma ya gocu ikincisi Osmanli nin askeri ve yonetimsel islerini zora soktugu icin Yunanistan in engebeli daglarinda yasayan koylulerin yaptigi goctur Yunanistan topraklarinda Timar ve sistemini uygulayan Osmanli arazileri gerekli gordugu kisiler uzerine zimmetlemis satmamak ya da miras gostermemek suretiyle kisilerin kullanimina birakmistir Yunanistan her biri Istanbul daki Sultan a bagli bir sancakbey tarafindan yonetilen 6 sancaga bolunmustur DinGenc Yunanlar camide Jean Leon Gerome 1865 Osmanli sultani Yunan Ortodoks kilisesinin patrigini imparatorluk icindeki tum Yunanlar in lideri ilan etmisti Patrik sultana karsi Yunanlar in sorun cikarmadan yasamasindan sorumluydu Bu nedenle tum patriklere duzeni saglamalarina yardimci olabilmesi icin genis yetkiler verilmistir Patrikhane ye kiliselerin yani sira imparatorluk icindeki okul ve mahkemelerdeki Yunan vatandaslarinda islerini de kontrol etme yetkisi verilmisti Bu nedenle papazlar da Yunan koylerinin birinci dereceden etkili idarecisi durumuna geldi Fakat bircok Yunan yerlesim yeri tamamen Osmanli idaresi altindayken Atina ve Rodos gibi bazi Yunan sehirleri kendi belediyelerini kendileri yonetmis Turk idareciler isin icine girmemistir Bazi sehirler ise aldiklari ayricaliklar nedeni ile fiilen bagimsiz sayilmistir Fakat onlar da Katolik Venedikliler ile muhatap olmaktansa Osmanli nin toleransli yonetimine daha yakin durmuslardir bu nedenle Osmanlilar ile Venedikliler savas donemine girdiginde Osmanli nin yaninda yer almislardir Bircok Yunan Osmanli nin gayrimuslimlere uyguladigi ayrimcilik ve farkli muameleden kurtulmak icin Musluman olmussa da Osmanli Devleti hicbir zaman dinlerini degistirmeleri icin Yunanlara bir baski yapmamistir kaynak belirtilmeli Musluman olanlarin bir kismi ise Kripto Hristiyanlik denen yolu secmis yuksek vergi ve ayrimci muameleden kacmak icin Musluman gibi davranmis fakat Hristiyan Ortodoks inancini korumustur Fakat bu tip kisiler icin Osmanli yasalarina gore olum ile cezalandirilirdi Yunanlar kendi aralarinda Musluman olan ya da Kripto Hristiyan olmayan kisileri de Turk olarak adlandiriyordu Kulturel etkilesimTurkler ve Yunanlar yuzyillar boyunca bir arada yasamislar gerek gunluk hayatta gerek ise dil konusunda birbirlerinden oldukca etkilenmislerdir Osmanli Devleti icinde Anadolu da en cok Rum Yunanistan disinda yasayan Yunan kokenli kisiler Rum diye adlandirilir Izmir Istanbul ve Trabzon da yasamakta idi Bunun disinda Lubnan da ve Suriye de de onemli oranda Rum oldugu bilinmektedir Turkler ile Yunanlarin munasebetleri Osmanli Devleti nden cok daha oncelere uzanmakta olsa da en cok etkilesim suphesiz bu donemde gerceklesmistir Bugun Turkcedeki sehir isimlerin pek cogu denizcilik terimleri meyve sebze adlari ve bazi hayvan isimleri dogrudan ya da dolayli olarak Yunancadan Turkceye gecmistir Yunancada 5 000 dolayinda Turkce sozcuk oldugu sanilmaktadir Turkler ile Yunanlar arasindaki dil haricinde daha pek cok etkilesim vardir Turk ve Yunan muzigi birbirine oldukca yakin olup her iki dilde de soylenen bircok sarki ve turku bulunmaktadir Sarkilarda kullanilan muzik enstrumanlari oldukca yakindir Bunun yaninda Yunan mutfak kulturu ile Turk mutfak kulturu ozellikle de Ege Akdeniz ve Trakya mutfaklari Yunan mutfagina oldukca yakindir Pek cok yemek ismi ortaktir Yunan isyanlariOsmanli Devleti nde Fransiz Ihtilali ile ateslenen milliyetcilik akimi Avrupa da bircok kavmi ayaklandirdigi gibi Osmanlilarda da azinliklarin bir kismini cezbetmisti Osmanli Devleti nde ilk ayaklanan millet Sirplar olmasina ragmen en sistemli sekilde orgutlenmeyi ve eylem yapmayi Yunanlar gerceklestirmistir Sirplar in ayaklanmasini sadece Ruslar desteklerken Yunanlarin bagimsizlik hareketini tum Avrupa desteklemistir Osmanli yoneticilerine gore o donemde Istanbul da bulunan Fener Rum Patrik i Grigoryos da isyancilari desteklemistir Patrik Grigoryos u sorguladiktan sonra Yunan ayaklanmasi ile olan iliskisine kanaat getiren sadrazam Benderli Ali Pasa 22 Nisan 1821 de idamina ferman buyurmustur Patrik in asildigi gunden sonra idama goturulurken disari cikartildigi odanin kapisi kilitlenmistir Bugun kilisenin inisiyatifine bagli olarak kapi hala kapali tutulmaktadir Bu kapi Petro Kapisi ya da Orta kapi olarak da bilinir Isyan tum Yunanistan da degil sadece Mora Yarimadasi nda baslamistir Fakat Anadolu da yasayan Rumlar da Yunanlara bagimsizliklari konusunda tam destek veriyordu Ronesans ile Antik Yunanistan kulturunu tanimis olan Avrupa Yunanlara bir hayranlik duymaktaydi Bu nedenle Yunanistan in bagimsizligi icin tum devletler Osmanli ya baski uyguluyordu Avrupa nin kendi cikarlari dogrultusunda kendilerine tam destek verdigini goren Yunanlar isyan hazirliklarina hiz verdiler 1814 yilinda Etniki Eterya Dernegi ni orijinal okunusu Filiki Eterya dir ancak hatali bir bicimde Turkce tarih literaturune Etniki Eterya olarak gecmistir kurdular ve amaclarini Megali Idea olarak sloganlastirdilar Amaclari Bizans Imparatorlugu nun zamaninda sahip oldugu topraklari tekrar geri almak idi Bu nedenle ilk isyanlarini Eflak Bogdan topraklarinda baslattilar Fakat bu isyan Osmanli Devleti tarafindan kisa surede bastirilabildi Bagimsizligin alinmasiNavarin Deniz Savasi Ekim 1827 Osmanli nin Yunanistan uzerindeki yonetim etkisini sonlandirdi Isyanlar gerek Osmanli Devleti gerek ise eyalet valilerinden yardim alinarak bastiriliyordu fakat Osmanli nin her mudahalesi Avrupa devletlerinin tepkisini cekiyordu 1827 ye gelindiginde Rusya Ingiltere ve Fransa bir araya gelerek Osmanli Devleti nin Balkan topraklarinin parcalamak amaci ile olaya bir de din boyutunu katarak Yunanistan in otonom bir prenslik olmasini ve Yunan topraklarinda yasayan tum Turklerin surulmesini kararlastirdilar Bu karar Osmanli Devleti ne iletildiginde sultan reddetti ve bu ulkeler filolarini Osmanli nin uzerine gondererek Osmanli Filosunu yaktilar Osmanli zararin tazmini icin bu devletlere cagri gondermistir fakat Rusya bu cagriya savas acarak yanit vermistir 1828 yilinda Ruslar ile yapilan savasta Osmanli Devleti yenildi Bircok tarihci bu maglubiyetin sebebini Yeniceri Ocagi nin henuz kaldirilmis olmasina ve yeni ordunun savasa hazirlikli ve aliskin olmamasina baglar Rusya Osmanli nin bu bos anindan yararlanarak Erzurum ve Kars i isgal edip Trabzon a dogru ilerlemeye baslayinca Osmanli Devleti eline kalan topragini kacirmamak icin Prusya araciligi ile Rusya dan baris istedi Rusya nin kabul etmesi ile beraber Edirne Antlasmasi imzalandi Anlasmanin hukumleri geregince Yunanistan a bagimsizlik verildi ve Yunan Kralligi nin kurulmasi yolunda ilk adim atilmis oldu Kaynakca Somel Selcuk Aksin 2012 Historical dictionary of the Ottoman Empire 2 bas Lanham Md Scarecrow Press ISBN 978 0810871687 Ayrica bakinizYunan Bagimsizlik SavasiDis baglantilarhaber7 com 28 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turk and Greek Wars YouTube 1 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde