İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonraki veraset meselesi, İslam tarihinin ilk yüzyılında erken İslam toplumunu çok sayıda mezhebe bölen bölünmelerin ana kaynağıdır. Bu bölünmelerden ortaya çıkan en önemli iki mezhep Sünnilik ve Şiiliktir. Sünni İslam, Ebû Bekir'in seçim yoluyla Muhammed'in yerine geçtiğini iddia eder. Buna karşılık Şii İslam, Ali bin Ebu Talib'in Muhammed tarafından atanmış onun bir halefi olduğunu savunur.
Halifelik konusundaki bu farklı bakış açıları, erken İslam tarihinin ve Muhammed'in kaydedilmiş sözleri olan hadislerin farklı yorumlarından kaynaklanmaktadır. Sünniler, Muhammed'in açıkça bir halef tayin etmediğini ve liderlik seçimini Müslüman topluluğa bıraktığını iddia etmektedir. Onlar, 'de seçilen Ebû Bekir'in ve Râşidîn halifeleri olarak bilinen halifelerin yönetiminin meşruiyetini kabul ederler.
Buna karşılık, Onikiciler Muhammed'in, Kur'an'daki Maide Suresi 67. ayetinin vahyini takiben, özellikle Gadîr-i Hum olayı sırasında Ali'yi açıkça varisi olarak tayin ettiğine inanmaktadır. Onikiciliğe göre, Muhammed'den sonra gelen Ebû Bekir, Ömer ve Osman'ın idaresi gayrimeşru kabul edilir, Ali ve onun soyundan gelen On İki İmam ise gerçek halifeler olarak görülür. Bu imamların sonuncusu olan Mehdi, düşmanlarından gelen tehditler nedeniyle Hicrî 260 (Miladi 874) yılında Gayba'ya girmiştir. Müslümanlar tarafından beklenen , İslam'daki farklı mezhepler tarafından farklı şekillerde yorumlansa da Müslümanların büyük bir kısmı tarafından kabul edilen bir olgudur.
Tarihyazımı
İslam tarihinin çoğu Abbâsî Halifeliği'nin yükselişine kadar sözlü olarak aktarılmıştır. Daha sonraki Müslüman yazarların tarihi eserleri, Muhammed'in hayatı hakkında daha fazla bilgi sağlayan siyer ve hadis literatürünü ve ona atfedilen alıntıları içerir. Günümüze ulaşan en eski yazılı siyer İbn-i İshak tarafından yazılan Siret Resul Allah (Allah'ın Elçisinin Hayatı) adlı eserdir. Orijinal eser kaybolmuş olsa da, İbn-i Hişam'ın 'si ve Taberî'nin Peygamberler ve Melikler Tarihi'nin bazı bölümleri günümüze ulaşmıştır. Doğrulukları kesin olmamakla birlikte bu biyografiler birçok akademisyen tarafından kabul edilmektedir. Schacht ve Ignác Goldziher tarafından yapılan çalışmalar akademisyenleri hukuki ve tarihi gelenekler arasında ayrım yapmaya yönlendirmiştir. William Montgomery Watt'a göre, hukuki gelenekler uydurulmuş olsa da, tarihsel gelenekler uyduruk olmaktan ziyade "eğilimli şekillendirmeye" tabi olmuş olabilir. Modern Batılı akademisyenler klasik İslam tarihine ihtiyatla yaklaşmakta ve Sünni İslam alimlerine kıyasla Abbâsî tarihçilerinin çalışmalarına daha az güvenmektedir.
Hadis derlemeleri Muhammed'in geleneklerinin ya da sözlerinin kayıtlarıdır. Hadislerin gelişimi İslam tarihinin ilk üç yüzyılının önemli bir unsurudur. Erken dönem Batılı akademisyenler sonraki rivayetlere ve raporlara güvenmemiş, bunları uydurma olarak değerlendirmişlerdir. tarihi rivayetlerin İbn-i Abbas ve Aişe'ye atfedilmesini çoğunlukla uydurma olarak değerlendirmiş, İbn-i İshak gibi erken dönem tarihçiler tarafından (isnad) olmadan aktarılan rivayetleri tercih etmiştir., "erken kaynaklarda" yer almayan her şeyin gelişigüzel reddedilmesini kabul etmemiş, bunun yerine rivayetleri tarih bağlamında ve olaylar ve kişilerle uyumluluk açısından değerlendirmiştir.
O dönemdeki tek çağdaş kaynak 'ın adlı eseridir. Hicrî takvimin ilk yüzyılına ait bu hadis ve tarihi rivayet koleksiyonu, verasetle ilgili olayları ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Bununla birlikte, koleksiyonun güvenilirliği konusunda şüpheler vardır, bazıları metnin en eski sözünün yalnızca on birinci yüzyılda göründüğü göz önüne alındığında sonradan yazıldığına inanmaktadır.
Tarihsel genel bakış
Sakife
Muhammed'in 632'deki ölümünün hemen ardından, Ensar (Medineli Müslümanlar) Beni Saide kabilesinin Sakife'sinde, Muhammed'in yakın akrabaları onun cenazesi için hazırlanırken bir araya geldi. Geleneksel görüşe göre Ensar, Muhacirun'u kasıtlı olarak dışlayarak kendi aralarında Ümmet için yeni bir lider belirlemek üzere orada toplanmıştır. Muhtemel önde gelen aday Sa'd bin Ubade, Muhammed'in sahabesi ve Ensar'ın en büyük kabilesi olan Hazrec'in şefiydi. Sebepleri Wilferd Madelung ve Hüseyin Muhammed Cefri tarafından sorgulanmış ve bunun sebebinin yalnızca Ensar'ın kendi şehirleri Medine üzerindeki idarelerini yeniden tesis etmek olduğu iddia edilmiştir. Ebû Bekir ve Ömer, Bir aracılığıyla toplantıdan haberdar olduklarındaEbu Ubeyde eşliğinde Sakife'ye gittiler. Bu üç sahabe, muhtemelen bazı akrabaları ve hizmetkârlarının da eşlik ettiği Sakife'de Muhacirun'un tek üyeleriydi. Ebû Bekir oraya vardığında Ensar'ı Arapların, Muhammed'in kabilesi Kureyş dışında kimsenin yönetimini tanımayacağı konusunda uyardı. Ebû Bekir, Muhacirlerin soy ve konum bakımından Arapların en önde gelenleri olduğunu, İslam'ı daha önce kabul ettiklerini ve akrabalık bakımından da Muhammed'e daha yakın olduklarını ileri sürdü. Ebû Bekir'in daha sonra Ensar'ı Muhammed'in halifesi olarak Ömer veya Ebu Ubeyde'yi seçmeye davet ettiği bildirilmektedir. İki adayın gerçekçi bir başarı şansı olmadığından, bu hareket Ebû Bekir'i Ensar için Ömer ve Ebu Ubeyde'ye karşı kabul edilebilir bir alternatif olarak sundu.
Bir kişi Ebû Bekir'e Kureyş ve Ensar'ın kendi aralarında ayrı yöneticiler seçmeleri önerisiyle karşı çıktı. Ömer, Ebû Bekir'den elini uzatmasını isteyip ona biat edene kadar hararetli bir tartışma başladı ve diğerleri de onu takip etti. Bu süreçte Sa'd, Ömer'e boyun eğmesi için dövülmüştür ki bu da Ensar'ın önemli bir kısmının başlangıçta Ömer'in liderliğini takip etmeyi reddetmiş olması gerektiğini göstermektedir. Madelung'a göre, aksi takdirde şefleri Sa'd'ı dövmeye gerek kalmazdı.
Muhammed, Sakife toplantısı sona erdiğinde Ebû Bekir'in cenaze törenlerinin dışında tutulmasıyla defnedilmişti. Ebû Bekir'in otoritesi; Ömer, ve Hazrec kabilelerinin yardımıyla Medinelilerden biat alınıncaya kadar ilk başlarda istikrarsızdı. Ebû Bekir kronolojik sırayla, Osman ve Emevîler'in, Sa'd ve Abdurrahman bin Avf'ın, Beni Zühre'nin, Zübeyr bin Avvâm'ın ve son olarak da Ali'nin desteğini aldı.
Ebû Bekir'in halife olduğunu öğrenen Hâşimoğulları ve Muhammed'in bazı yakınları protesto amacıyla Ali'nin evinde toplandılar. Bunlar arasında Muhammed'in amcası Abbas ve Zübeyr de vardı. Bunlar Ali'yi Muhammed'in meşru halefi olarak görüyorlardı, muhtemelen Muhammed'in Gadîr-i Hum olayında yaptığı konuşmaya atıfta bulunuyorlardı. Ebû Bekir'in emriyle Ömer silahlı birkaç kişiyle birlikte Ali'nin evine yürüdü ve Ali ile taraftarlarını Ebû Bekir'e biat etmezlerse evi ateşe vermekle tehdit etti. Olaylar kısa sürede şiddetlendi, ancak Ali'nin eşi Fatıma onlara yalvardıktan sonra kalabalık Ali'nin sözünü almadan geri çekildi. Bu süre zarfında Madelung, Ali'nin Ebû Bekir'in gözyaşlarında ve Muhammed'in ailesini sevdiği iddialarında ikiyüzlülükten başka bir şey göremediğini söyler.
Ebû Bekir kısa süre sonra Ali'ye ve Hâşimoğulları'na iddialarından vazgeçmeleri için boykot uyguladı. Boykot başarılı oldu ve başlangıçta Ali'yi destekleyenler yavaş yavaş Ebû Bekir'e biat etmeye başladılar. Büyük olasılıkla Ali, eşi Fatıma'nın babası Muhammed'den altı ay sonraki ölümüne kadar Ebû Bekir'e biat etmemişti. Şii kaynaklarda, genç Fatıma'nın ölümü (ve düşük yapması) Ebû Bekir'in emriyle Ali'ye boyun eğdirmek için ile ilişkilendirilir. Ancak, Sünniler bu iddiaları reddetmektedir. Fatıma'nın ölümünden sonra ve halkın desteğinin azalmasından dolayı Ali'nin İslam'ın birliği uğruna halifelik iddialarından vazgeçtiği söylenir. Muhammed'in yaşamının aksine, Ali'nin Ebû Bekir, Ömer ve Osman'ın halifelikleri sırasında siyasetten çekildiğine inanılır, bu durum ilk üç halifenin sessiz bir şekilde kınanması olarak yorumlanmıştır.
Ömer daha sonra Sakife olayını eleştirerek, "Ebû Bekir'e bağlılık yemini bir faltaydı (acele ile kötü düşünülmüş bir anlaşma), ama Allah bunun kötülüğünü önledi." demiştir. Bu, Muhacirlerin çoğunluğunun ve özellikle de Sakife'de meşru bir sonuç için katılımları hayati önem taşıyan Muhammed'in akrabalarının dışlanmasına bir göndermeydi. Muhtemelen yasal otoritesi tartışmalı olduğu için Ömer de Müslümanları Sakife örneğini takip etmemeleri konusunda uyarmıştır. Sakife'nin meşruiyetine ilişkin benzer endişeler çağdaş yazarlar tarafından da dile getirilmiştir. Bazıları da Sakife olayını İslam öncesi kabile siyasetinden büyük ölçüde etkilenen bir "arka oda anlaşması" veya "darbe" olarak eleştirmiştir. Madelung, Ömer'in Allah tarafından önlendiğini düşündüğü "falta" kötülüğünün daha sonra İlk Fitne şeklinde patlak vereceğini öne sürer.
Râşidîn Halifeliği
Ebû Bekir, genellikle Allah'ın elçisinin halefi olarak tercüme edilen halifet rasul Allah unvanını benimsedi. Bu kelime daha sonra halife olarak kısaltıldı. Ebû Bekir'in halifelik görevi iki yıldan biraz fazla sürmüştür. Sakife'dekiler tarafından halife olarak seçilmesine rağmen Ebû Bekir, bildirildiğine göre Kureyş büyüklerinin tavsiyesine karşı çıkarak Ömer'i halefi olarak atadı. Ömer, Ebû Bekir'in halife olmasında etkili olmuştu.
Ömer 644 yılında ölüm döşeğindeyken altı kişilik bir komiteyi kendi aralarında bir sonraki halifeyi seçmekle görevlendirdi. Heyette Ali, Osman bin Affan ve onun kayınbiraderi Abdurrahman bin Avf yer alıyordu. Eşitliği bozan oy Osman'ın kayınbiraderi Abdurrahman'a aitti ve görevlendirilen bu komitenin yapısının Ali'nin halifeliği için küçük bir olasılık bıraktığı öne sürülmüştür.
Son tartışmada, Abdurrahman Ali'ye iki şartla halife olabileceğini söyledi: birincisi, Kur'an'ı ve Muhammed'in sünnetini takip etmeli ve ikincisi, Ebû Bekir ve Ömer'den ders almalıdır. Ali'nin ilk şartı kabul ettiği ancak ikincisini reddettiği ve Kur'an veya sünnetten herhangi birinin yokluğunda ise yalnızca kendi kararına güveneceğini eklediği söylenir. Abdurrahman daha sonra aynı şartları Osman'a sundu ve o da bunları hemen kabul etti. Abdurrahman'ın Ali'nin önceki iki halife ile olan anlaşmazlıklarının farkında olduğu ve samimiyetiyle bilinen Ali'nin kaçınılmaz olarak ikinci şartı reddedeceği öne sürülmüştür.
Osman'ın idaresi yaygın kayırmacılık ve yolsuzluk suçlamalarıyla anıldı. Osman'ın yönetimi altında, Emevîler'in İslam öncesi nüfuz ve gücünü yeniden kazandığı söylenir. Osman, kuzeni Muâviye de dahil olmak üzere akrabalarını İslam topraklarını yönetmeleri için görevlendirdi. Glassé'ye göre Osman, Emevîler'in despotizmine karşı büyüyen bir muhalefet ortamında 656 yılında isyancılar tarafından öldürüldü.
Osman'ın öldürülmesinden kısa bir süre sonra halifelik Ali'ye teklif edildi, ancak Ali ilk başta bu teklifi reddetti. Ali'nin ilk reddini Osman'ın öldürülmesinin toplum üzerindeki kutuplaştırıcı etkisine bağlarken, "Ali; dinin siyasetle, bağlılığın da entrikayla yer değiştirdiği bir dramdan çekindi" diye yazar. Ciddi bir muhalefetin yokluğunda özellikle Ensar ve Iraklı heyetler tarafından teşvik edilen Ali, sonunda Medine'deki Mescid-i Nebevî'de ilk biatları kabul etti. Medine'deki güçlü Ali yanlısı atmosfer onun muhalifleri üzerinde bir miktar baskı oluşturmuş olsa da Ali'nin şahsen kimseyi biat için zorlamadığı anlaşılmaktadır. Özellikle Sa'd bin Ebû Vakkas, Abdullah bin Ömer ve Üsame bin Zeyd Ali'nin otoritesini kabul etmeyi reddettiler.Talha ve Zübeyr, her ikisi de yüksek makam için hırslı olan sahabeler, muhtemelen önce yeminlerini verdiler, ancak daha sonra yeminlerini bozdular ve halkın baskısı altındayken Ali'ye biat ettiklerini iddia ettiler. Bununla birlikte, Madelung'a göre burada Ebû Bekir'in halifeliğinden daha az şiddet içerdiği kanıtı vardır.
Ali, Osman'ın yönetiminin iç sorunlarını miras aldı. Seçilmesinden hemen sonra Ali, Muhammed'in dul eşi Aişe ile Talha ve Zübeyr'in başını çektiği silahlı bir ayaklanmayı bastırdı. Daha sonra Osman'ın Suriye valisi olarak atadığı Muâviye, Ali'ye savaş ilan etti ve uzun ve kararsız bir iç savaş dönemi başladı. İlk dört halife Sünniler tarafından Râşidîn (doğru yolu gösteren) halifeleri olarak anılır, ancak dört halifeden yalnızca Ali, Onikiciler tarafından tanınır.
Daha sonraki halifeler
Ebû Bekir'in halifeliğin Kureyş kabilesi içinde kalması gerektiği görüşü sonraki nesillerde de devam etti. Ancak 'a göre, hilâfetin bu şekilde tanımlanmasının bazı bedelleri olmuştur: İlk olarak, Kureyş'ten olmalarına rağmen İslam'a geçmeden önce Muhammed'in en güçlü düşmanları arasında yer alan Emevîler'in yükselişini kolaylaştırmıştır. Onların iktidara yükselişi hem Muhacirun hem de Ensar'ı marjinalleştirmiş ve halifeliği dünyevi bir krallığa indirgemiştir. İkinci olarak da, Kureyş'in Muhammed'le akrabalığı söz konusu olduğunda, halifelik için tartışmasız daha iyi bir iddiaya sahip olan Ali'nin dışlanmasıydı. Ali sonunda halife oldu, ancak Emevîler'in yükselişini durduracak zamanı bulamadı.
Ali'nin 661 yılında öldürülmesinin ardından onun büyük oğlu Hasan Kufe'de halife seçildi. Muâviye daha sonra ordusuyla Kufe üzerine yürürken, Hasan'ın Muâviye'ye verdiği askeri karşılık, para vaatleri ve teklifleriyle Muâviye'nin tarafına geçen askeri komutanlar ve kabile reislerinin taraf değiştirmesine neden oldu. Muâviye'nin saldırısı altında ve kendisine yönelik başarısız bir suikast girişiminden sonra yaralanan Hasan 661 yılında halifeliği Muâviye'ye bıraktı. Özellikle, yaptıkları anlaşma uyarınca Muâviye'nin Hasan'ı halefi olarak atadığı söylenir. Ancak Hasan 669 yılında kırk altı yaşındayken Muâviye'den önce ölmüştür. Muâviye'nin kışkırtmasıyla zehirlendiğine inanılmaktadır.
Muâviye 680'deki ölümünden önce, İslami normları açıkça ihlal eden bir sefahat düşkünü olarak hatırlanan oğlu Yezîd'in halife olmasını sağladı. Muâviye 676 yılında Müslümanların önde gelenlerinden oluşan bir şura topladı ve dalkavukluk, rüşvet ve tehdit yoluyla onların desteğini aldı. Muâviye, özellikle Hasan'ın küçük kardeşi Hüseyin'den bağlılık yemini alamadı ve Muâviye'nin ölümünden sonra Hüseyin, Yezîd'in halifeliğini kabul etmedi. 680 yılında Yezîd'in kuvvetleri Kerbela'da onları kuşattıktan ve günlerce suya erişimlerini kestikten sonra Hüseyin'i, ailesi ve küçük destekçi grubuyla birlikte katletti. Kadınlar ve çocuklar esir alınarak Kufe'ye ve ardından Şam'a götürüldü, bazılarının burada kötü muameleden ötürü öldüğü söylenir. Hüseyin ve taraftarlarının ölümü, Sünniler ve Hüseyin'i üçüncü imamları olarak kabul eden Şiiler arasındaki İkinci Fitne'ye neden oldu.
Halifelik, Emevîler döneminde seçimli sistemden aile içinde etkin bir şekilde kalıtsal bir saltanata dönüştü.
Kur'an'da
Eski peygamberler
İslam'ın ana dini metni olan Kur'an, Muhammed'in halefinden açıkça bahsetmez, ancak eski peygamberlerin ailelerine önemli ayrıcalıklar tanır. Kur'an'da eski peygamberlerin soyundan gelenler onların maddi ve manevi mirasçıları olurlar. Kur'an, eski peygamberlerin yönetimde, bilgelikte, imamet vb. konularda yakın akrabaları tarafından takip edilmek için nasıl dua ettiklerini (ve ilahi lütfa mazhar olduklarını) anlatır. Madelung, Nuh'tan İsa'ya kadar İsrailoğulları peygamberlerinin hepsinin tek bir ailenin soyundan geldiğini belirtmektedir. Özellikle, Süleyman, Neml Suresi'nin 16. ayetine ve Enbiyâ Suresi'nin 78. ayetine göre hem krallığını hem de peygamberlik bilgeliğini Davud'dan ve Yahya da Meryem Suresi'nin 5-6 ayetlerine göre Zekeriya'dan miras almıştır.
İbrahim
Bakara Suresi'nin 124. ayeti şu ifadeleri içerir: "Vaktiyle rabbi İbrâhim’i bazı sözlerle sınayıp da İbrâhim onları eksiksiz yerine getirince, “Ben seni insanlara önder yapacağım” buyurmuştu. İbrâhim, “soyumdan da” deyince rabbi, “Vaadim zalimleri kapsamaz” buyurdu." Dolayısıyla bu ayette Allah'ın vaadi yalnızca İbrahim'i kapsamaktadır.Ankebût Suresi'nin 27. ayetinde Allah İbrahim'i överek: "Ve ona İshak ve Yakub’u verdik ve onun soyuna, peygamberlik ve kitap ihsân ettik ve dünyâda, mükâfâtını verdik ve de şüphe yok ki o, âhirette de elbette temiz kişilerdendir." der.
Musa
Tâhâ Suresi'nin 29-32 ayetlerinde, Musa Allah'tan kardeşi Harun'u peygamberlik görevine dahil etmesini ister. Taha Suresi'nin 36-42 ayetleri, Furkan Suresi'nin 35. ayeti, ve Kassas Suresi'nin 35. ayetinde görüldüğü gibi onun duası Allah tarafından kabul edilir. Böylece Harun, Enbiyâ Suresi'nin 48. ayeti ve Bakara Suresi'nin 248. ayetinde açıklandığı gibi, peygamberlik görevinde ve vahiyde Musa'nın seçilmiş yardımcısı olur.
Muhammed
Önceki peygamberlere benzer şekilde, Muhammed'in ailesi de Kur'an'da seçkin bir konuma sahiptir. Onları sıradan Müslümanlardan daha üst bir konuma koyan Enfal Suresi'nin 41. ayetinde, Haşr Suresi'nin 7. ayetinde,Tathir ayetinde, Ahzâb Suresi'nin 33. ayetinde ve Meveddet Ayetinde Muhammed'in soyuna bir temizlik bahşedilmiştir. Tathir ayeti ve Mübahele Ayetindeki övgüler bazı Sünni ve Şii anlatılara göre Muhammed'in kızı Fatıma, kocası Ali ile onların iki oğlu Hasan ve Hüseyin'e özeldir. Bu dört kişi Şia'da Ehl-i Beyt (ev halkı) olarak bilinir, ancak çeşitli Sünni yorumlarda bu tanım daha geniştir ve Muhammed'in eşlerini de içerir.
Madelung, Kur'an Muhammed'in görüşlerini yansıttığı için, halef anlayışının önceki peygamberlerden farklı olmadığını ve Muhammed'in Ebû Bekir'i doğal halefi olarak kabul etmemiş olabileceği sonucuna varmaktadır. Çünkü ona göre peygamberlerin halefliği Kur'an'da ilahi seçimle belirlenmiş bir konudur. Özellikle, Allah onların haleflerini peygamber olsun ya da olmasın kendi ailelerinden seçer. Cefri ve Abbas da bu konuda benzer görüşlere sahiptir.
Velayet Ayeti
Maide Suresi'nin 55. ayeti Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından şu şekilde çevrilmiştir: "Sizin velîniz ancak Allah’tır, peygamberidir, bir de Allah’ın emrine boyun eğerek namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren müminlerdir." Bazı Sünni müfessirler bu ayeti Medine'deki Yahudi kabilelerinin düşmanlığına bağlarken, bazı Şii ve Sünni kaynaklar da bu ayeti Ali'nin ibadet için eğilirken yüzüğünü bir dilenciye vermesi olayına özel bir atıf olarak görür. Özellikle Seyyid Hüseyin Nasr, bu ayetin erken dönem Sünni kaynaklarda Ali ile sıkça ilişkilendirilmesinin ayetin gerçekliğini güçlü bir şekilde desteklediğini öne sürmektedir.
Şialar için bu ayetteki velayet kelimesi manevi otorite olarak yorumlanır. Dolayısıyla bu ayet, Ali'yi Allah ve Muhammed'den sonra müminler üzerinde hak sahibi bir otorite olarak tanımlamakta ve Müslüman toplumun ruhani ve siyasi lideri olarak Muhammed'in yerine geçme hakkının altını çizmektedir. Alternatif olarak, bu ayet ile Ali arasında bir bağlantı olduğunu kabul eden Sünni yazarlar, Şiilerin halifelikle ilgili iddialarını reddetmektedir. Örneğin, Sünni Fahreddin er-Râzî bu ayetteki velayet ifadesinin dostluk veya karşılıklı destekten başka bir şey olmadığını savunur. Buna karşılık, Şii yazarlar innema kelimesinin bu ayetteki veli ifadesini Allah, Muhammed ve namaz kılarken sadaka veren müminlerle sınırlar. Bu nedenle, bu ayetteki veli ifadesi, Ahzab Suresi'nin 6. ayetinde olduğu gibi, sadece dostluğu ifade etmez yani daha farklı bir anlama sahiptir.
Hadis literatüründe
Uyarı hadisi
Şu'ara Suresi'nin 214. ayetinde Allah, Muhammed'i ilk ilahi vahiyden (y. 617) yaklaşık üç yıl sonra akrabalarına İslam'ı tebliğ etmekle görevlendirmiştir. Muhammed bu tebliğ görevini akrabalarını bir yemeğe davet ederek yapmak istedi. Yemekten sonra Muhammed akrabalarını İslam'a davet etti ve onlardan destek isteyerek: "Aranızdan hanginiz bu davada bana yardım edecek ve benim kardeşim, vekilim ve halefim olacak?" dedi. Muhammed'in akrabaları arasında en genç olan kuzeni Ali, Muhammed'e destek veren tek akrabasıydı ve daha sonra masadakilere şöyle dedi: "İşte bu (Ali), benim kardeşim, vasim ve benden sonra aranızdaki halifemdir, bu yüzden onu dinleyin ve ona itaat edin." Taberî ve İbn-i İshak olayı aynen bu şekilde nakletmiştir. Ancak bazı Sünni kaynaklar Muhammed'in Ali'ye verdiği yanıta yer vermez veya bu yanıtı Ali'nin teklifini reddetmesi olarak yorumlar. Muhammed'in tebliği, onun amcası ve düşmanı olan Ebu Leheb tarafından alayla karşılandı ve konuklar dağıldı.
Görüntüleme
Rubin, Ali'nin Muhammed'in çağrısına verdiği yanıtın, kendisini kabilesinin geri kalanı olan Kureyş ile karşı karşıya getirdiğini yazmaktadır. Ali'nin Muhammed'in varisi olarak atanmasının, Şiiliğin temel bir ilkesi olan Ali'nin Muhammed'in yerine geçme hakkını desteklediğini de ekler. de Rubin'le aynı görüştedir. Şii müfessir Muhammed Hüseyin Tebatebayi'ye göre Muhammed, davetini kabul eden ilk akrabasının onun halefi ve mirasçısı olacağını açıkça belirtmiştir. Son olarak Rubin, bu anlatımın Şuara Suresi'nin 214. ayetiyle ilişkilendirilmesinin ilahi bir yetkilendirme anlamına geldiğini belirtmektedir.Richard Francis Burton bu ziyafetin "[Muhammed'e] Ebu Talib'in oğlu Ali'nin şahsında bin kılıç değerinde bir din adamı kazandırdığı" yorumunu yapar.
Pozisyon hadisi
Pozisyon Hadisi, Sahih-i Buhârî ve El-Kâfi dahil olmak üzere standart Sünni ve Şii kaynaklarda yer alan Ali lehine bir İncil benzetmesidir. Muhammed bu benzetmeyi birçok kez tekrarlamış olabilir, ancak Pozisyon Hadisi en sık olarak Bizans İmparatorluğu'na karşı düzenlenen Tebük Seferi ile ilişkilendirilir. Muhammed'in en uzun seferine çıkmadan önce Ali'ye Medine'nin idaresini verdiği söylenir. Ancak Ali'nin Muhammed'e yük olduğu için geride bırakıldığı söylentileri yayılınca Medine'den ayrılıp Muhammed'e yetişti ve Muhammed de: "Musa'ya göre Harun ne ise, sen bana karşı da o olmak istemez misin Ali?" diyerek ona bir güvence verdi.
Harun
İlahi bir atama ile Harun, peygamberlik görevinde ve vahiyde Musa'nın ortağıydı.İbrani Kutsal Kitabı'nda Harun aynı zamanda mucizeler gerçekleştirir ve kutsal kitabın ezoterik bilgisi kendisine emanet edilir. Harun'un soyundan gelenlere verilen ilahi ayrıcalıklar da benzer bir niteliğe sahiptir.
Şii görüşleri
Şii yazarlar Ali'nin özel statüsünü ve Muhammed'in halefi olarak tayin edildiğini savunmak için Pozisyon Hadisi'ni kullanmışlardır. Örneğin, Şii Şeyh Müfid bu hadisin Ali'ye peygamberlik hariç Harun'un Musa'dan aldığı tüm ayrıcalıkları verdiğini yazar. Özellikle Ali, tıpkı Harun'un Musa'nın vekili olduğu gibi Muhammed'in vekiliydi, bu da Ali'nin Muhammed'in yasal halefi olduğunu ima eder.
Sünni görüşler
Şii yorumlarına rağmen, Pozisyon Hadisi yine de Sünni kaynaklarda Muhammed'in peygamberler zincirindeki sonluğunu destekleyen en önemli kanıtlardan biri olarak öne çıkmaktadır."'Şia'nın iddialarına yanıt olarak Sünni alimler, Harun'un Musa'dan önce ölmesi nedeniyle Pozisyon Hadisi'nin Muhammed'in veraseti ile ilgisi olmadığını savunurlar. Şii , Harun'un Musa'dan sağ kalması durumunda, birincisinin kesinlikle ikincisinin yerine geçeceğini söyler. Şii Küleynî, Musa'nın halefi Yuşa'nın daha sonra kendisinin ya da Musa'nın yerine Harun'un soyunu atadığını ekler. Küleynî, Yuşa'nın bunu ilahi bir seçim olduğu için yaptığını öne sürer.
Gadîr-i Hum
Muhammed, 632 yılındaki ölümünden kısa bir süre önce Mekke'de Hac törenleri gerçekleştirmiştir. Mekke'de ve bazı rivayetlere göre daha sonra Gadîr-i Hum'da verdiği hutbede, Müslümanları yaklaşan ölümü hakkında uyarmıştır. Veda Haccı'ndan sonra Muhammed, çok sayıda hacı eşliğinde Mekke'den Medine'ye dönüş yolculuğuna çıktı. Yolda Muhammed, hacılar kendi yollarına gitmek üzereyken onlar ayrılmadan önce Müslüman kervanını Gadîr-i Hum'da durmaya çağırdı.
Muhammed, standart bir Sünni kaynak olan Müsned'de bildirildiği üzere bunu üç veya dört kez daha tekrarlamıştır. Bazı Şii ve Sünni rivayetlere göre, daha sonra şöyle devam etmiştir: "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır. Ey Allah'ım, onu sevenleri sev, ona düşman olanlara da düşman ol." Bu konuşma o dönemde biat almak için kullanılmış olabilir, daha sonra bu konuşma hem Ali hem de oğlu Hasan tarafından halifelik iddiaları sırasında kullanılmıştır.
Tarihsellik
Gadîr-i Hum'un tarihselliği Müslüman toplumu içerisinde nadiren tartışılmaktadır, çünkü olayda yapılan açıklamalar yoruma açık olsa da, kaydedilen gelenek klasik İslam kaynaklarında sahihtir. Şii ve bazı Sünni kaynaklarda Maide Suresi'nin 3. ve 67. ayetleri de Gadîr-i Hum ile ilişkilendirilir.
Gadîr-i Hum bağlamında, mevla kelimesi çok anlamlı bir Arapça kelime olduğu için mezhepler tarafından farklı olarak yorumlanır. Şii kaynaklar bu kelimeyi 'lider' veya 'hükümdar' anlamına gelecek şekilde yorumlarken, Sünniler mevla yerine veli ("Allah'ın dostu") kelimesini kullanma eğilimindedir.
Şii görüşleri
Şiiler Gadîr-i Hum'u Muhammed'in Ali'nin halefliğini en açık şekilde ilan ettiği yer olarak görürler. Şii yorumunu destekleyen Şii Abdülhüseyin Emini, Gadîr-i Hum hakkında Sünni ve Şii tarihi belgelerini birçok ciltte derlemiştir.
Sünni görüşler
Sünni Müslümanlar arasında Gadîr-i Hum, Muhammed'in halefliği ile ilişkilendirilmez. Bunun yerine, bu olay genellikle Ali'nin daha önce Yemen'e yaptığı seferle ilişkilendirilir ve burada ganimetlerin adil bir şekilde dağıtılması için İslami kuralları katı bir şekilde uyguladığı söylenir. Sünni İbn Kesir Gadîr-i Hum olayının, bazı askerlerin eleştirilerine yanıt olarak Muhammed'in Ali'ye olan sevgi ve saygısının kamuya açık bir ilanı olduğunu öne sürer. Cefri'ye göre, bu açıklamayı olduğu gibi kabul etmek, Muhammed'in Gadîr-i Hum'daki olağanüstü bir duyuruyla Ali'yi kendisiyle eşitlediği için Şii iddialarına hala güçlü bir temel sağlamaktadır.
Sünniler için, çoğu sahabenin yanlış hareket etmesi ve Gadîr-i Hum'da Ali'nin açık bir şekilde atanmasını görmezden gelmesi de düşünülemez. Şia'nın buna yanıtı sayısal gücün bir kabile topluluğunda etken olamayacağı yönündedir, Şiiler çoğunluğun Kuran'da meşruiyet anlamına gelmediğini de ekler.
Cemaat duası
Ebû Bekir'in veliahtlık hakkını destekleyen en önemli olayın Muhammed'in hayatının sonlarına doğru meydana geldiği bildirilmektedir. Walker'a göre, namazları kendisi kıldıramayacak kadar hasta olan Muhammed, Ebû Bekir'in bu rol için duygusal açıdan çok hassas olduğu yönündeki endişeleri göz ardı ederek onun yerini alması talimatını vermiştir. Özellikle, Muhammed bir sabah namazı sırasında dua salonuna girdiğinde, Ebû Bekir Muhammed'in namazı kıldırmasına izin vermek için geri çekilmeye çalışmış, ancak peygamber Ebû Bekir'in namazı kıldırmasına izin vermiştir.
Orijinallik
Caferiyye ilgili gelenekleri genellikle çelişkili bulur, bu nakillerin çoğu İbn Sa'd tarafından Ali ve Fatıma'ya karşı mesafeli ve hoşnutsuz olan Aişe tarafından nakledilmiştir. Hikâyenin üç farklı versiyonundan bahseden Wilferd Madelung, uydurma olduğunu düşünen Caetani'ye karşı çıkmaktadır. Şii yazarlar da benzer şekilde bu haberlerin gerçekliğine itiraz ederek, Muhammed'in daha önce Ebû Bekir ve Ömer de dahil olmak üzere ashabına Üsame bin Zeyd komutasında Bizanslılara karşı bir askeri sefer için Medine'den ayrılmaları talimatını verdiğini eklerler.
Önem
Sünni yazarlar genellikle bu olaydan Ebû Bekir'in Muhammed'in yerine geçme hakkının kanıtı olarak bahsederler, ancak olayla ilgili anlatımları daha sonraki Şii-Sünni tartışmalarında yorumlanmış olabilir. Ayoub, namaz argümanının erken dönem halife tartışmalarında muhtemelen dikkate alınmadığını da eklemektedir. Lecomte, Muhammed'in Ebû Bekir'e saygı duyduğunu, ancak namaz hikâyesini, topluluğun siyasi liderliğiyle resmi olarak ilgili olmadığı için yetersiz bulduğunu yazar. Walker, bu ve benzeri geleneklerin dostluk ve güvene işaret ettiğini, ancak Muhammed'in bu görevi ve diğer idari pozisyonları düzenli olarak başkalarına devretmesi nedeniyle halifelikle pek ilgili olmadığını belirtmektedir. Aynı nedenle Şaban daha da ileri gider ve namaz hikâyesine hiçbir önem atfetmez.
Kırtas Vak'ası
Ölümünden kısa bir süre önce Muhammed, standart Sünni derlemesi Sahih-i Buhârî'de bildirildiği üzere, "Bana (yazacak) bir kağıt getirin ki siz yoldan sapmayasınız diye bir şey yazayım" diyerek kağıt istemiştir. Bunun üzerine Muhammed'in başucunda bulunanlardan Ömer: "Peygamber ağır hasta, Kuran bizimle birlikte ve Allah'ın sözü bize yeter" demiştir. Sünni İbn Sa'd tarafından yapılan bazı yorumlarda, Ömer bunun yerine Muhammed'in saçmaladığını söylemiştir. Bunun üzerine Muhammed'in yanında bir tartışma çıktı, bazıları onun emirlerine uyulmasını önerirken bazıları da peygamberin isteğini göz ardı ederek Ömer'in tarafını tuttu. Bu tartışmanın Muhammed'i üzdüğü ve onlardan gitmelerini isteyip hiçbir şey yazmadığı söylenir. Bazı kaynaklar da Muhammed'in bunun yerine çeşitli yazarlar tarafından farklı şekillerde kaydedilen sözlü tavsiyelerde bulunduğunu yazmaktadır.
Görüşler
Bu olayda Muhammed'e itaatsizlik bazı Sünni alimler tarafından küçümsenirken, diğerleri bu olayı Ebû Bekir'i resmen halef olarak atamak için kaçırılmış bir fırsat olarak görmektedir. İbn-i Kesir daha da ileri giderek Muhammed'in son hastalığından önce Ebû Bekir'i alenen atadığını iddia eder. Buna karşılık, Şii kaynaklarında olay bir felaket ve Ali'yi tayin etmek için kaçırılmış bir fırsat olarak görülür.
Bu olayla ilgili olarak Madelung, Abdullah bin Abbas ile Ömer arasında geçen ve Ömer'in Muhammed'in Ali'yi halefi olarak atamaya niyetlendiğini ve Arapların Ali'ye karşı ayaklanacağı düşüncesiyle bunu engellediğini iddia ettiği bir konuşmayı aktarır. Bu yönde bir anlatı Şii Muhammed Hüseyin Tebatebayi tarafından da aktarılmaktadır. Bu görüş Lesley Hazleton tarafından da kabul edilmiştir.
Görüşler
Sünni
Genel Sünni inancı, Muhammed'in yerine geçmesi için kimseyi seçmediği, bunun yerine topluluğun kendi aralarında bir lider seçmesini amaçladığı yönündedir. Ancak, bazı özel hadisler Muhammed'in Ebû Bekir'in yerine geçmesini amaçladığını, ancak bu kararını sözlü olarak vermek yerine eylemleriyle gösterdiğini haklı çıkarmak için kullanılır.
Sünni İslam'da halife seçimi ideal olarak Müslüman topluluğu tarafından yapılan demokratik bir seçimdir. Bunu uygulamak zor olduğu için Sünni İslam, Muhammed'in kabilesi olan Kureyş'ten olduğu sürece iktidarı ele geçiren herkesi halife olarak kabul eder.Osmanlı Halifeleri'nin Kureyş kabilesiyle hiçbir akrabalık bağı olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, sonuncusu bile katı bir gereklilik değildir. Sünni İslam'da halifeler yanılmaz olarak görülmez ve eylemlerinin günah olduğu düşünülürse görevden alınabilirler. Aynı zamanda, halife adaletsiz olsa bile halifeye itaat genellikle dini bir zorunluluk olarak kabul edilir. Bir kadı yalnızca hükûmet tarafından atanması halinde yetkili kabul edilir.
Tarihsel olarak, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali Sünniler tarafından kendi nesillerinin en doğruları olarak kabul edilir ve bu erdemleri halifeliklerine yansır. Sonraki halifelikler olan Emevîler ve Abbâsîler ideal olmamakla birlikte, yasaların gerekliliklerine uydukları, sınırları güvende tuttukları ve toplumu birleştirdikleri için meşru olarak görülürler. Emevîler ve Abbâsîler saltanat olarak görülse de, Sünniler meşruiyetleri ve yönetim şekilleri ne olursa olsun bu hükümdarlara uyum sağlamaya diğerlerinden daha istekliydi ve bunu yaparken Sünniler İslam tarihinin çoğunu kendilerine mal ettiler.
Şii
Şii nüfusunun yaklaşık %85'ini temsil eden Onikiciler, Şii İslam'ın en büyük koludur.
Şii İslam'da, bir peygamberin ölümünden sonra, ilahi olarak atanmış bir halefin inananlara doğru yolda rehberlik etmesi elzem kabul edilir. Onikicilere göre ilahi olarak atanmış bir halef olmadan peygamberlik misyonu ve Tanrı'nın müminlere olan lütfu eksik kalacaktır. Aynı zamanda, Şii teolojisinde, bu atanmış halef, sadıkların desteklerini çekmesi durumunda zorla yönetmeyecektir.
Onikicilerin görüşüne göre, Kur'an'daki geçmiş peygamberlere benzer şekilde, Muhammed'in halefiyeti oy birliği ile değil, ilahi atama ile belirlenmiştir. Dahası, Kuran'daki geçmiş peygamberlerde olduğu gibi, Allah Muhammed'in halefini kendi ailesinden seçmiştir. Arınma ayeti, Mübahele Ayeti ve Meveddet Ayeti ile sahih Sekaleyn Hadisi ve , Muhammed'in ailesinin İslam'daki önemli konumuyla ilişkilendirilebilir.
Ali'nin atanması
Şia tarafından ileri sürülen görüş, Muhammed'in kuzeni ve damadı Ali'yi ölümünden kısa bir süre önce Gadîr-i Hum olayında ve ayrıca peygamberlik görevinin daha öncesinde 'nda yasal halefi olarak ilan ettiğidir. Gadîr-i Hum'daki duyurudan sonra, Allah'ın inananlara olan lütfunun tamamlandığını bildiren 'nin Muhammed'e vahyedildiğine dair kanıtlar vardır. Ali'nin kendisini Muhammed'in haklı halefi olarak gördüğüne inanılsa da, Ebû Bekir'in atanmasından sonra halifelik iddialarını zorla sürdürme önerilerini, kritik bir dönemde İslam birliğini korumak uğruna geri çevirdiği söylenir.
Ali'nin değerleri
Ali'nin farklılıkları İslami kaynaklarda bolca yer almaktadır. Mekke'de, genç Ali'nin İslam'ı benimseyen ilk erkek ve Muhammed ilk tanıtılan olduğunda desteğini sunan tek kişi olduğu söylenir. Akrabalarına İslam. Daha sonra, Muhammed'in 'ten Medine'ye güvenli bir şekilde kaçmasını, yem olarak hayatını riske atarak kolaylaştırdı. Ali Medine'de Muhammed'le kardeşlik yemini etti ve daha sonra Muhammed'in kızı Fatıma ile evlendi. Ali genellikle Medine'de Muhammed'in Hudeybiye Antlaşması sekreteri olarak hareket etmiş ve Tebük Seferi sırasında onun yardımcısı olarak görev yapmıştır. (kelime anlamıyla "Allah'ın aslanı") olarak selamlanan Ali, Muhammed'in ordusundaki en yetenekli savaşçı olarak görülmüştür ve ikisi Necran'dan gelen bir Hristiyan heyetine karşı İslam'ı temsil eden tek Müslüman erkeklerdi. Ali'nin İslam'ın temel metni olan Kur'an'ın toplanmasındaki rolü onun en önemli katkılarından biri olarak kabul edilir.Surenin vahyedilmesinin ardından [Ebû Bekir, kâfirlere ültimatom vermek üzere Mekke'ye gönderildiğinde, Muhammed'in Ali'yi bu sorumluluğu üstlenmesi için göndermiş olabileceğine dair güçlü kanıtlar vardır].
Ali'nin rolü
Şii teolojisinde, doğrudan vahiy Muhammed'in ölümüyle sona ererken, Ali Kuran'daki geçmiş peygamberlerin haleflerine benzer şekilde Tanrı'ya doğru rehber olarak kalmıştır. Muhammed'in ölümünden sonra Ali, onun ilahi bilgisini ve Kuran'ı, özellikle de alegorik ve mecazi ayetlerini () doğru yorumlama yetkisini miras almıştır. Burada genellikle Muhammed'e atfedilen ve "Ben ilmin şehriyim ve Ali onun kapısıdır" şeklinde okunan sahih bir hadise atıfta bulunulur.
Ali'nin yanılmazlığı
Muhammed'den sonra doğru yol gösterici olarak kabul edildiği Şii İslam'da Ali'nin yanılmaz olduğuna inanılır. Ali, sahih tarafından hitap edilen Ehl-i Abâ'dan biridir. Ehl-i Abâ Hadisi ve Kur'an'daki ilgili arınma ayeti, "Şüphesiz Allah sizden her türlü pisliği gidermek ister, ey Ehl-i beyt ve sizi tam bir arınma ile temizlemek ister."
İmamet
Şia'ya göre Ali, Muhammed'den sonraki ilk İmam, yani Tanrı'ya doğru rehber ve O'nun yeryüzündeki vekili olarak Muhammed'in yerine geçmiştir. Şii öğretisinde imamet olarak bilinen bu ilahi otorite Şii inancının merkezinde yer alır ve Kur'an'ın birçok ayetinde geçer. Özellikle 21:73 ayeti şu şekildedir
Biz onları emrimizle yol gösteren imamlar yaptık ve onlara iyi işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik; onlar da Bize ibadet ederlerdi.
On İki Şii inancına göre, ilk peygamber Âdem'den bu yana yeryüzü, peygamberler ve onların ilahi olarak atanmış halefleri şeklinde hiçbir zaman imamsız kalmamıştır. Ali'den sonra , ilahi ilhamlı atama (nass) yoluyla oğlu Hasan'a geçmiştir. Şii teolojisinde, herhangi bir zamanda sadece bir İmam vardır ve onun halefi, eğer yaşıyorsa, sessiz İmam olarak adlandırılır. Hasan'ın ölümünden sonra, kardeşi Hüseyin ve onun soyundan gelen dokuz kişi İmam olarak kabul edilir, sonuncusu Mehdi, düşmanlarının düşmanlığı nedeniyle 874 yılında gaybete girmiştir. Farklı mezhepler Mehdi hakkında farklı görüşlere sahip olsa da onun gelişi tüm Müslümanlar tarafından beklenmektedir. Onun yokluğunda Şii liderliğindeki boşluk kısmen Merci-i taklid ve son zamanlarda Velayet-i fakih tarafından doldurulmuştur.
Zeydiyye
Cafri'ye göre, dördüncü Şii İmam Zeynelâbidîn'in ölümünden önce oğlu Muhammed el-Bakır'ı bir sonraki İmam olarak tayin ettiği yaygın olarak bildirilmektedir.Zeyd bin Ali, Muhammed el-Bâkır'ın üvey kardeşidir, Şii doktrininde imamet unvanının Hasan veya Hüseyin'in soyundan gelen, bilgili, dindar ve zamanının tiranlarına karşı isyan eden herhangi birine ait olabileceği temelinde imamet'' iddiasında bulunmuştur. Bu temelde, Zeydiler olarak bilinen takipçileri Zeyd'i dördüncü Şii İmamın haklı halefi olarak görürler, ancak dördüncü İmamın kendisi Emevîler'e karşı ayaklanmamış ve bunun yerine bir sükûnet politikası benimsemiştir.
Başlangıçta Zeyd'in aktivist yaklaşımı ona geniş bir takipçi kitlesi kazandırdı. Ancak gelenekçilerle giderek daha fazla uzlaşmaya varınca, Zeyd'in bazı destekçilerinin Muhammed el-Bakır'a geri döndüğü söylenir. Cafri'ye göre, ilgili bir olay, iki Kufeli Şiinin Zeyd'e ilk Şii İmam olan Ali'nin kılıca başvurmadan önce İmam olup olmadığını sormasıdır. Zeyd bu soruya cevap vermeyi reddedince, ikisi onunla olan biatlarını bozarak Muhammed el-Bâkır'a geri döndüler. Nihayetinde Zeyd, Hicri 122 yılında Emevîler'e karşı silahlandı ve Halife Hişâm'ın güçleri tarafından Kufe'de öldürüldü.
Zeydiyye'nin Bâtınîlik adı verilen bir fraksiyonu, Sünni halifelerin meşruiyetini kabul etmekle birlikte Ali'den daha aşağı olduklarını savunarak Sünni ve Şii arasında bir uzlaşma sağlamaya çalışmıştır. İmametü'l-Mefdul (kelime anlamıyla "'aşağıların imameti'"), Ali'nin Muhammed'in yerine geçmeye daha uygun olmasına rağmen, Ali onlara karşı isyan etmediği için Ebû Bekir ve Ömer'in hükümdarlıklarının kabul edilmesi gerektiği inancıdır.
İbadilik
Sünni ve Şia'dan farklı bir İslami ekol olan İbadilik, Müslüman toplumunun liderliğinin soy, kabile bağları veya ilahi seçimle değil, önde gelen Müslümanlar tarafından seçimle belirlenmesi gerektiğine inanır. Liderlerini yanılmaz olarak görmezler. Özellikle, eğer bir lider İslam hukukuna uygun olarak meşru bir hükümet kurmayı başaramazsa, onu iktidardan uzaklaştırmak halkın görevidir. Raşidun Halifeleri]] meşru bir şekilde seçilmiş yöneticiler olarak görülür ve özellikle Ebû Bekir ve Ömer doğru liderler olarak görülür. Ancak Osman, iktidarının ikinci yarısında büyük günahlar işlemiş ve ölümü hak etmiş olarak görülür. Ali'nin de benzer şekilde görevini kaybettiği anlaşılmaktadır.
İbadiler bazı akademisyenler tarafından "ılımlı Hariciler" olarak adlandırılmıştır. İlk imamları, Ali'nin kampından çekildikten sonra Hâricîler'e liderlik eden idi. Diğer imamlar arasında Müslim, Kindî ve Ömer bin Abdülaziz de bulunmaktadır.
Kaynakça
- ^ a b Momen (1985, s. 161)
- ^ a b Momen (1985, s. 168)
- ^ Vansina (1985)
- ^ Reeves (2003, ss. 6, 7)
- ^ Robinson (2003, s. XV)
- ^ Donner (1998, s. 132)
- ^ Nigosian (2004, s. 6)
- ^ Watt (1953, s. XV)
- ^ Cragg (2008)
- ^ Madelung (1997, s. XI)
- ^ Caetani (1907, ss. 691, 692)
- ^ Madelung (1997, s. 20)
- ^ Sachedina (1981, ss. 54, 55). Landolt & Lawson (2005, s. 59). Modarressi (2003, ss. 82-88). Dakake (2007, s. 270)
- ^ Khetia (2013)
- ^ a b c d e Walker 2014, s. 3.
- ^ a b c Jafri 1979, s. 34.
- ^ a b c d Madelung 1997, s. 31.
- ^ a b Momen 1985, s. 19.
- ^ a b Madelung 1997, s. 30.
- ^ Jafri 1979, s. 35.
- ^ Jafri 1979, s. 36.
- ^ a b c Madelung 1997, s. 32.
- ^ a b Jafri 1979, s. 37.
- ^ Madelung 1997, s. 37.
- ^ Madelung 1997, s. 39.
- ^ Jafri 1979, s. 38.
- ^ Madelung 1997.
- ^ McHugo 2018, s. 41.
- ^ a b Abbas 2021, s. 94.
- ^ Hazleton 2009, s. 65.
- ^ a b Madelung 1997, s. 43.
- ^ a b Lecomte 2022.
- ^ Khetia 2013, ss. 31-2.
- ^ a b c Buehler 2014, s. 186.
- ^ a b Fedele 2018.
- ^ a b c d e f Amir-Moezzi 2022.
- ^ a b c Jafri 1979, s. 40.
- ^ Qutbuddin 2006, s. 249.
- ^ Cortese & Calderini 2006, s. 8.
- ^ Jafri 1979, s. 41.
- ^ Madelung (1997, s. 53)
- ^ a b Madelung 1997, ss. 43-4.
- ^ Jafri 1979, ss. 40-1.
- ^ Soufi 1997, s. 86.
- ^ Khetia 2013, s. 78.
- ^ a b Abbas 2021, s. 98.
- ^ Madelung 1997, s. 141.
- ^ Jafri 1979, s. 44.
- ^ Momen 1985, ss. 19, 20.
- ^ a b Anthony 2013.
- ^ Mavani 2013, s. 117.
- ^ Nasr & Afsaruddin 2021.
- ^ a b Madelung 1997, s. 22.
- ^ a b c Jafri 1979, s. 39.
- ^ Madelung 1997, s. 33.
- ^ a b c d Mavani 2013, s. 2.
- ^ a b Abbas 2021, s. 93.
- ^ Gross 2012, s. 58.
- ^ Momen 1985, ss. 18-9.
- ^ Cooperson 2000, s. 25.
- ^ Madelung 1997, s. 56.
- ^ Madelung 1997, s. 147.
- ^ Searcy (2011, s. 46)
- ^ Badie (2017, s. 4). Corrigan et al. (2016)
- ^ Jafri (1979, s. 47)
- ^ Madelung (1997, s. 55). Glassé (2001). Jafri (1979, s. 47). Abbas (2021, s. 108)
- ^ Madelung (1997, s. 56)
- ^ Jafri (1979, s. 50)
- ^ Jafri (1979, ss. 50, 52). Momen (1985, ss. 21, 25). Madelung (1997, ss. 71, 72)
- ^ Jafri (1979, s. 53). Glassé (2001)
- ^ Jafri (1979, s. 53). Rogerson (2006, s. 234)
- ^ Momen (1985, ss. 21, 25). Abbas (2021, s. 116). Rogerson (2006, s. 234)
- ^ Madelung (1997, s. 81). Momen (1985, s. 21)
- ^ Glassé (2003, s. 423). Momen (1985, s. 24)
- ^ Glassé (2003, s. 423). Abbas (2021, s. 119)
- ^ Madelung (1997, ss. 142, 143). Poonawala (2011). Momen (1985, s. 22). Gleave (2021)
- ^ Aslan (2011, ss. 132). Durant (1950, s. 191)
- ^ Madelung (1997, ss. 141-143). Donner (2010, ss. 157, 158). Gleave (2021). Jafri (1979, s. 63). Hazleton (2009, s. 99)
- ^ Madelung (1997, ss. 144, 145). Abbas (2021, ss. 130, 132)
- ^ Madelung (1997, ss. 141, 144, 145). Momen (1985, s. 24). Jafri (1979, ss. 63). Abbas (2021, ss. 130, 132)
- ^ Madelung (1997, ss. 144)
- ^ Momen (1985, s. 24). Hazleton (2009, s. 100)
- ^ Glassé (2003, s. 423)
- ^ Hoffman (2012, s. 6)
- ^ Cooperson (2000, s. 6)
- ^ Cooperson (2000, s. 6). Momen (1985, s. 21)
- ^ Cooperson (2000, s. 6). Jafri (1979, ss. 36, 38). Hazleton (2009, s. 62). Abbas (2021, s. 92). Madelung (1997, ss. 36, 40)
- ^ Madelung (1997, s. 311). Glassé (2003, s. 423)
- ^ Madelung (1997, ss. 317-320). Momen (1985, s. 27)
- ^ Madelung (1997, ss. 319, 322)
- ^ Momen (1985, s. 27). Haider (2022)
- ^ Momen (1985, s. 28)
- ^ Momen (1985, s. 28). Madelung (1997, s. 331). Hazleton (2009, s. 237). Abbas (2021, s. 164)
- ^ Momen (1985, s. 28). Hawting (2022). Hazleton (2009, s. 236). Rogerson (2010, s. 356). Abbas (2021, s. 167)
- ^ Wellhausen (1927, ss. 141, 142). Lewis (2002, s. 67)
- ^ Momen (1985, s. 30). Haider (2022). Rogerson (2010, s. 358). Hazleton (2009, s. 263)
- ^ Momen (1985, s. 30). Abbas (2021, s. 170). Hazleton (2009, s. 272)
- ^ Badie (2017, s. 4). Glassé (2003, s. 423)
- ^ Middleton (2015, s. 443)
- ^ Madelung 1997, s. 6.
- ^ Madelung 1997, s. 8-9.
- ^ Jafri 1979, ss. 14-5.
- ^ Madelung 1997, s. 9.
- ^ a b Madelung 1997, s. 12.
- ^ "Bakara Suresi 124. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 17 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Ocak 2024.
- ^ a b c Madelung 1997, s. 10.
- ^ Jafri 1979, s. 15.
- ^ a b Miskinzoda 2015, s. 72.
- ^ a b c d e Miskinzoda 2015, s. 76.
- ^ Nasr et al. 2015, s. 1767.
- ^ a b Madelung 1997, ss. 11-12.
- ^ Jafri 1979, s. 16.
- ^ Abbas 2021, ss. 58, 64-66.
- ^ Madelung 1997, ss. 13-4.
- ^ Madelung 1997, ss. 14-5.
- ^ Mavani 2013, s. 71.
- ^ Momen 1985, ss. 16-7.
- ^ Mavani 2013, ss. 41, 60.
- ^ Lalani 2000, s. 66.
- ^ Jafri 1979, s. 17.
- ^ Leaman 2006.
- ^ Mavani 2013, ss. 71-]'ndeki ayrıcalıklar 2.
- ^ Lalani 2006, s. 29.
- ^ Madelung 1997, s. 16.
- ^ Goldziher, Arendonk & Tritton 2022.
- ^ Madelung 1997, ss. 16-7.
- ^ Madelung 1997, s. 17.
- ^ Jafri 1979, ss. 14-6.
- ^ a b Nasr et al. 2015, s. 706.
- ^ Lalani 2000, s. 59.
- ^ a b Nasr et al. 2015, s. 706-7.
- ^ Tabatabai 1975, s. 165.
- ^ a b c Nasr et al. 2015, s. 707.
- ^ a b Mavani 2013, s. 46.
- ^ Zwettler 1990, s. 84.
- ^ Rubin 1995, ss. 132, 137.
- ^ a b c d e Momen 1985, s. 12.
- ^ Gleave 2022.
- ^ Irving 1868, s. 71.
- ^ Abbas 2021, ss. 34-5.
- ^ Rubin 1995, s. 137-8.
- ^ a b Rubin 1995, s. 137.
- ^ Rubin 1995, ss. 136-37.
- ^ Tabatabai 1975.
- ^ Burton 1898, s. 335.
- ^ a b Miskinzoda 2015, s. 69.
- ^ Momen 1985, ss. 13, 325n7.
- ^ Miskinzoda 2015, s. 68.
- ^ Donaldson 1933, s. 4.
- ^ Poonawala 2011.
- ^ a b Momen 1985, s. 13.
- ^ Miskinzoda 2015, s. 75.
- ^ Miskinzoda 2015, ss. 76-7.
- ^ Miskinzoda 2015, s. 77.
- ^ Miskinzoda 2015, s. 81.
- ^ Rubin 1979.
- ^ Miskinzoda 2015, s. 71.
- ^ Stewart 2002.
- ^ Abbas 2021, s. 79.
- ^ a b c Veccia Vaglieri 2022.
- ^ Campo 2009.
- ^ Momen 1985, s. 15.
- ^ a b c Lalani 2011.
- ^ Mavani 2013, s. 80.
- ^ Abbas 2021, s. 81.
- ^ Mavani 2013, ss. 70, 98n11.
- ^ Hazleton 2009, s. 77.
- ^ Madelung 1997, s. 312.
- ^ Jafri 1979, ss. 18-20.
- ^ Mavani 2013, s. 20.
- ^ a b Mavani 2013, s. 70.
- ^ Wensinck & Crone 2022.
- ^ Jafri 1979, s. 20.
- ^ Donaldson 1933, s. XXV.
- ^ Sanders 1994, s. 122.
- ^ Campo 2009, ss. 257-8.
- ^ Jafri 1979, s. 21.
- ^ Shaban 1976, s. 16.
- ^ Mavani 2013, ss. 2, 25.
- ^ Walker 2014, ss. 2-3.
- ^ Jafri 1979, ss. 27-8.
- ^ Abbas 2021, ss. 106, 136.
- ^ Keaney 2021, §3.1.
- ^ Madelung 1997, ss. 24-6.
- ^ Madelung 1997, s. 24.
- ^ Mavani 2013, ss. 2-3.
- ^ a b Ayoub 2014, s. 10.
- ^ Şaban 1976, s. 16.
- ^ Momen 1985, ss. 15-6.
- ^ a b Momen 1985, s. 16.
- ^ a b c d e f g Miskinzoda 2014.
- ^ a b c d Abbas 2021, s. 89.
- ^ Madelung 1997, ss. 66, 67.
- ^ Tabatabai 1975, s. 158.
- ^ Hazleton 2009, s. 49.
- ^ Sodiq (2010, s. 64)
- ^ a b Khadduri & Liebesny (2008, s. 122)
- ^ a b Syed (2013)
- ^ Hay (2007, s. 65)
- ^ Syed (2013). <ref name="Momen-1985g">Momen (1985, s. 191)
- ^ Momen (1985, s. 191)
- ^ Syed (2013). Yücesoy (2013)
- ^ "Shia Islam's Holiest Sites". WorldAtlas (İngilizce). 25 Nisan 2017. 23 Nisan 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Eylül 2021.
- ^ Mavani (2013, s. 85). Fitzpatrick & Walker (2014, s. 561)
- ^ Mavani (2013, ss. 115)
- ^ a b Madelung (1997, ss. 8-12)
- ^ a b Madelung (1997, s. 17). Momen (1985, s. 147)
- ^ Mavani (2013, ss. 68, 71). Momen (1985, ss. 16, 17). Madelung (1997, ss. 12–16). Abbas (2021, ss. 58, 65, 66)
- ^ Momen (1985, ss. 12, 15)
- ^ Mavani (2013, s. 70). Amir-Moezzi (2022)
- ^ Mavani (2013, ss. 113, 114, 117). Madelung (1997, ss. 141, 253). Momen (1985, s. 62)
- ^ Momen (1985, ss. 19, 20). Hazleton (2009, s. 76). Abbas (2021, s. 105). Jafri (1979, s. 44)
- ^ Momen (1985, ss. 12-16)
- ^ Gleave (2022). Betty (1975, ss. 48, 49). Abbas (2021, s. 34). Hazleton (2013, ss. 95–97). Irving (1868, s. 71)
- ^ Abbas (2021, ss. 45, 46). Hazleton (2013, ss. 159–161). Peters (1994, ss. 185-187). Kelen (1975, ss. 85–87). Watt (1953, ss. 149-151)
- ^ Momen (1985, ss. 12, 13). Miskinzoda (2015, s. 82). Abbas (2021, ss. 5, 48). Glassé (2001b)
- ^ Miskinzoda (2015, s. 69)
- ^ Momen (1985, s. 13). Abbas (2021, ss. 54, 112, 191). Rogerson (2006, ss. 40, 62). Madelung (1997, ss. 15, 16). Glassé (2001b)
- ^ Abbas (2021, s. 87)
- ^ Momen (1985, s. 14). Fitzpatrick & Walker (2014, s. 21). Abbas (2021, ss. 77, 78)
- ^ Momen (1985, s. 147)
- ^ Mavani (2013, ss. 73-75). Momen (1985, ss. 155, 156)
- ^ 1 Ocak 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2023.
- ^ Shah-Kazemi (2014). Momen (1985, s. 14). Abbas (2021, s. 87). Mavani (2013, s. 66)
- ^ Momen (1985, ss. 16, 155). Brunner (2014). Daftary & Nanji (2014). Meri (2006, s. 249). Abbas (2021, ss. 65, 66)
- ^ Madelung (1997, ss. 8-12). Vernyuy Wirba (2017, s. 48)
- ^ Momen (1985, ss. 147, 153, 154)
- ^ Mavani (2013, s. 136)
- ^ Jafri (1979, s. 171)
- ^ Momen (1985, ss. 49, 50). Jenkins (2010, s. 55)
- ^ Jafri (1979, s. 175). Ali (1996, s. 97)
- ^ Momen (1985, ss. 49, 50). Jafri (1979, s. 173)
- ^ Jafri (1979, s. 175)
- ^ Momen (1985, ss. 49, 50)
- ^ Jenkins (2010, s. 55)
- ^ a b Hoffman (2012, s. 3)
- ^ Hoffman (2012, ss. 7-9)
- ^ Hoffman (2012, s. 10)
- ^ Hoffman (2012, ss. 12-13)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Islam peygamberi Muhammed in olumunden sonraki veraset meselesi Islam tarihinin ilk yuzyilinda erken Islam toplumunu cok sayida mezhebe bolen bolunmelerin ana kaynagidir Bu bolunmelerden ortaya cikan en onemli iki mezhep Sunnilik ve Siiliktir Sunni Islam Ebu Bekir in secim yoluyla Muhammed in yerine gectigini iddia eder Buna karsilik Sii Islam Ali bin Ebu Talib in Muhammed tarafindan atanmis onun bir halefi oldugunu savunur Halifelik konusundaki bu farkli bakis acilari erken Islam tarihinin ve Muhammed in kaydedilmis sozleri olan hadislerin farkli yorumlarindan kaynaklanmaktadir Sunniler Muhammed in acikca bir halef tayin etmedigini ve liderlik secimini Musluman topluluga biraktigini iddia etmektedir Onlar de secilen Ebu Bekir in ve Rasidin halifeleri olarak bilinen halifelerin yonetiminin mesruiyetini kabul ederler Buna karsilik Onikiciler Muhammed in Kur an daki Maide Suresi 67 ayetinin vahyini takiben ozellikle Gadir i Hum olayi sirasinda Ali yi acikca varisi olarak tayin ettigine inanmaktadir Onikicilige gore Muhammed den sonra gelen Ebu Bekir Omer ve Osman in idaresi gayrimesru kabul edilir Ali ve onun soyundan gelen On Iki Imam ise gercek halifeler olarak gorulur Bu imamlarin sonuncusu olan Mehdi dusmanlarindan gelen tehditler nedeniyle Hicri 260 Miladi 874 yilinda Gayba ya girmistir Muslumanlar tarafindan beklenen Islam daki farkli mezhepler tarafindan farkli sekillerde yorumlansa da Muslumanlarin buyuk bir kismi tarafindan kabul edilen bir olgudur TarihyazimiIslam tarihinin cogu Abbasi Halifeligi nin yukselisine kadar sozlu olarak aktarilmistir Daha sonraki Musluman yazarlarin tarihi eserleri Muhammed in hayati hakkinda daha fazla bilgi saglayan siyer ve hadis literaturunu ve ona atfedilen alintilari icerir Gunumuze ulasan en eski yazili siyer Ibn i Ishak tarafindan yazilan Siret Resul Allah Allah in Elcisinin Hayati adli eserdir Orijinal eser kaybolmus olsa da Ibn i Hisam in si ve Taberi nin Peygamberler ve Melikler Tarihi nin bazi bolumleri gunumuze ulasmistir Dogruluklari kesin olmamakla birlikte bu biyografiler bircok akademisyen tarafindan kabul edilmektedir Schacht ve Ignac Goldziher tarafindan yapilan calismalar akademisyenleri hukuki ve tarihi gelenekler arasinda ayrim yapmaya yonlendirmistir William Montgomery Watt a gore hukuki gelenekler uydurulmus olsa da tarihsel gelenekler uyduruk olmaktan ziyade egilimli sekillendirmeye tabi olmus olabilir Modern Batili akademisyenler klasik Islam tarihine ihtiyatla yaklasmakta ve Sunni Islam alimlerine kiyasla Abbasi tarihcilerinin calismalarina daha az guvenmektedir Hadis derlemeleri Muhammed in geleneklerinin ya da sozlerinin kayitlaridir Hadislerin gelisimi Islam tarihinin ilk uc yuzyilinin onemli bir unsurudur Erken donem Batili akademisyenler sonraki rivayetlere ve raporlara guvenmemis bunlari uydurma olarak degerlendirmislerdir tarihi rivayetlerin Ibn i Abbas ve Aise ye atfedilmesini cogunlukla uydurma olarak degerlendirmis Ibn i Ishak gibi erken donem tarihciler tarafindan isnad olmadan aktarilan rivayetleri tercih etmistir erken kaynaklarda yer almayan her seyin gelisiguzel reddedilmesini kabul etmemis bunun yerine rivayetleri tarih baglaminda ve olaylar ve kisilerle uyumluluk acisindan degerlendirmistir O donemdeki tek cagdas kaynak in adli eseridir Hicri takvimin ilk yuzyilina ait bu hadis ve tarihi rivayet koleksiyonu verasetle ilgili olaylari ayrintili olarak anlatmaktadir Bununla birlikte koleksiyonun guvenilirligi konusunda supheler vardir bazilari metnin en eski sozunun yalnizca on birinci yuzyilda gorundugu goz onune alindiginda sonradan yazildigina inanmaktadir Tarihsel genel bakisSakife Muhammed in 632 deki olumunun hemen ardindan Ensar Medineli Muslumanlar Beni Saide kabilesinin Sakife sinde Muhammed in yakin akrabalari onun cenazesi icin hazirlanirken bir araya geldi Geleneksel goruse gore Ensar Muhacirun u kasitli olarak dislayarak kendi aralarinda Ummet icin yeni bir lider belirlemek uzere orada toplanmistir Muhtemel onde gelen aday Sa d bin Ubade Muhammed in sahabesi ve Ensar in en buyuk kabilesi olan Hazrec in sefiydi Sebepleri Wilferd Madelung ve Huseyin Muhammed Cefri tarafindan sorgulanmis ve bunun sebebinin yalnizca Ensar in kendi sehirleri Medine uzerindeki idarelerini yeniden tesis etmek oldugu iddia edilmistir Ebu Bekir ve Omer Bir araciligiyla toplantidan haberdar olduklarindaEbu Ubeyde esliginde Sakife ye gittiler Bu uc sahabe muhtemelen bazi akrabalari ve hizmetkarlarinin da eslik ettigi Sakife de Muhacirun un tek uyeleriydi Ebu Bekir oraya vardiginda Ensar i Araplarin Muhammed in kabilesi Kureys disinda kimsenin yonetimini tanimayacagi konusunda uyardi Ebu Bekir Muhacirlerin soy ve konum bakimindan Araplarin en onde gelenleri oldugunu Islam i daha once kabul ettiklerini ve akrabalik bakimindan da Muhammed e daha yakin olduklarini ileri surdu Ebu Bekir in daha sonra Ensar i Muhammed in halifesi olarak Omer veya Ebu Ubeyde yi secmeye davet ettigi bildirilmektedir Iki adayin gercekci bir basari sansi olmadigindan bu hareket Ebu Bekir i Ensar icin Omer ve Ebu Ubeyde ye karsi kabul edilebilir bir alternatif olarak sundu Bir kisi Ebu Bekir e Kureys ve Ensar in kendi aralarinda ayri yoneticiler secmeleri onerisiyle karsi cikti Omer Ebu Bekir den elini uzatmasini isteyip ona biat edene kadar hararetli bir tartisma basladi ve digerleri de onu takip etti Bu surecte Sa d Omer e boyun egmesi icin dovulmustur ki bu da Ensar in onemli bir kisminin baslangicta Omer in liderligini takip etmeyi reddetmis olmasi gerektigini gostermektedir Madelung a gore aksi takdirde sefleri Sa d i dovmeye gerek kalmazdi Sakife de Ebu Bekir e edilen yemini tasvir eden bir Iran minyaturu Muhammed Sakife toplantisi sona erdiginde Ebu Bekir in cenaze torenlerinin disinda tutulmasiyla defnedilmisti Ebu Bekir in otoritesi Omer ve Hazrec kabilelerinin yardimiyla Medinelilerden biat alinincaya kadar ilk baslarda istikrarsizdi Ebu Bekir kronolojik sirayla Osman ve Emeviler in Sa d ve Abdurrahman bin Avf in Beni Zuhre nin Zubeyr bin Avvam in ve son olarak da Ali nin destegini aldi Ebu Bekir in halife oldugunu ogrenen Hasimogullari ve Muhammed in bazi yakinlari protesto amaciyla Ali nin evinde toplandilar Bunlar arasinda Muhammed in amcasi Abbas ve Zubeyr de vardi Bunlar Ali yi Muhammed in mesru halefi olarak goruyorlardi muhtemelen Muhammed in Gadir i Hum olayinda yaptigi konusmaya atifta bulunuyorlardi Ebu Bekir in emriyle Omer silahli birkac kisiyle birlikte Ali nin evine yurudu ve Ali ile taraftarlarini Ebu Bekir e biat etmezlerse evi atese vermekle tehdit etti Olaylar kisa surede siddetlendi ancak Ali nin esi Fatima onlara yalvardiktan sonra kalabalik Ali nin sozunu almadan geri cekildi Bu sure zarfinda Madelung Ali nin Ebu Bekir in gozyaslarinda ve Muhammed in ailesini sevdigi iddialarinda ikiyuzlulukten baska bir sey goremedigini soyler Ebu Bekir kisa sure sonra Ali ye ve Hasimogullari na iddialarindan vazgecmeleri icin boykot uyguladi Boykot basarili oldu ve baslangicta Ali yi destekleyenler yavas yavas Ebu Bekir e biat etmeye basladilar Buyuk olasilikla Ali esi Fatima nin babasi Muhammed den alti ay sonraki olumune kadar Ebu Bekir e biat etmemisti Sii kaynaklarda genc Fatima nin olumu ve dusuk yapmasi Ebu Bekir in emriyle Ali ye boyun egdirmek icin ile iliskilendirilir Ancak Sunniler bu iddialari reddetmektedir Fatima nin olumunden sonra ve halkin desteginin azalmasindan dolayi Ali nin Islam in birligi ugruna halifelik iddialarindan vazgectigi soylenir Muhammed in yasaminin aksine Ali nin Ebu Bekir Omer ve Osman in halifelikleri sirasinda siyasetten cekildigine inanilir bu durum ilk uc halifenin sessiz bir sekilde kinanmasi olarak yorumlanmistir Omer daha sonra Sakife olayini elestirerek Ebu Bekir e baglilik yemini bir faltaydi acele ile kotu dusunulmus bir anlasma ama Allah bunun kotulugunu onledi demistir Bu Muhacirlerin cogunlugunun ve ozellikle de Sakife de mesru bir sonuc icin katilimlari hayati onem tasiyan Muhammed in akrabalarinin dislanmasina bir gondermeydi Muhtemelen yasal otoritesi tartismali oldugu icin Omer de Muslumanlari Sakife ornegini takip etmemeleri konusunda uyarmistir Sakife nin mesruiyetine iliskin benzer endiseler cagdas yazarlar tarafindan da dile getirilmistir Bazilari da Sakife olayini Islam oncesi kabile siyasetinden buyuk olcude etkilenen bir arka oda anlasmasi veya darbe olarak elestirmistir Madelung Omer in Allah tarafindan onlendigini dusundugu falta kotulugunun daha sonra Ilk Fitne seklinde patlak verecegini one surer Rasidin Halifeligi Kerbela Olayi Abbas Musavi nin yagli boya tablosuThe Skies Fell Hassan Rouholamin in Huseyin in hayatinin son saatlerini tasvir eden yagli boya tablosu Ebu Bekir genellikle Allah in elcisinin halefi olarak tercume edilen halifet rasul Allah unvanini benimsedi Bu kelime daha sonra halife olarak kisaltildi Ebu Bekir in halifelik gorevi iki yildan biraz fazla surmustur Sakife dekiler tarafindan halife olarak secilmesine ragmen Ebu Bekir bildirildigine gore Kureys buyuklerinin tavsiyesine karsi cikarak Omer i halefi olarak atadi Omer Ebu Bekir in halife olmasinda etkili olmustu Omer 644 yilinda olum dosegindeyken alti kisilik bir komiteyi kendi aralarinda bir sonraki halifeyi secmekle gorevlendirdi Heyette Ali Osman bin Affan ve onun kayinbiraderi Abdurrahman bin Avf yer aliyordu Esitligi bozan oy Osman in kayinbiraderi Abdurrahman a aitti ve gorevlendirilen bu komitenin yapisinin Ali nin halifeligi icin kucuk bir olasilik biraktigi one surulmustur Son tartismada Abdurrahman Ali ye iki sartla halife olabilecegini soyledi birincisi Kur an i ve Muhammed in sunnetini takip etmeli ve ikincisi Ebu Bekir ve Omer den ders almalidir Ali nin ilk sarti kabul ettigi ancak ikincisini reddettigi ve Kur an veya sunnetten herhangi birinin yoklugunda ise yalnizca kendi kararina guvenecegini ekledigi soylenir Abdurrahman daha sonra ayni sartlari Osman a sundu ve o da bunlari hemen kabul etti Abdurrahman in Ali nin onceki iki halife ile olan anlasmazliklarinin farkinda oldugu ve samimiyetiyle bilinen Ali nin kacinilmaz olarak ikinci sarti reddedecegi one surulmustur Osman in idaresi yaygin kayirmacilik ve yolsuzluk suclamalariyla anildi Osman in yonetimi altinda Emeviler in Islam oncesi nufuz ve gucunu yeniden kazandigi soylenir Osman kuzeni Muaviye de dahil olmak uzere akrabalarini Islam topraklarini yonetmeleri icin gorevlendirdi Glasse ye gore Osman Emeviler in despotizmine karsi buyuyen bir muhalefet ortaminda 656 yilinda isyancilar tarafindan olduruldu Osman in oldurulmesinden kisa bir sure sonra halifelik Ali ye teklif edildi ancak Ali ilk basta bu teklifi reddetti Ali nin ilk reddini Osman in oldurulmesinin toplum uzerindeki kutuplastirici etkisine baglarken Ali dinin siyasetle bagliligin da entrikayla yer degistirdigi bir dramdan cekindi diye yazar Ciddi bir muhalefetin yoklugunda ozellikle Ensar ve Irakli heyetler tarafindan tesvik edilen Ali sonunda Medine deki Mescid i Nebevi de ilk biatlari kabul etti Medine deki guclu Ali yanlisi atmosfer onun muhalifleri uzerinde bir miktar baski olusturmus olsa da Ali nin sahsen kimseyi biat icin zorlamadigi anlasilmaktadir Ozellikle Sa d bin Ebu Vakkas Abdullah bin Omer ve Usame bin Zeyd Ali nin otoritesini kabul etmeyi reddettiler Talha ve Zubeyr her ikisi de yuksek makam icin hirsli olan sahabeler muhtemelen once yeminlerini verdiler ancak daha sonra yeminlerini bozdular ve halkin baskisi altindayken Ali ye biat ettiklerini iddia ettiler Bununla birlikte Madelung a gore burada Ebu Bekir in halifeliginden daha az siddet icerdigi kaniti vardir Ali Osman in yonetiminin ic sorunlarini miras aldi Secilmesinden hemen sonra Ali Muhammed in dul esi Aise ile Talha ve Zubeyr in basini cektigi silahli bir ayaklanmayi bastirdi Daha sonra Osman in Suriye valisi olarak atadigi Muaviye Ali ye savas ilan etti ve uzun ve kararsiz bir ic savas donemi basladi Ilk dort halife Sunniler tarafindan Rasidin dogru yolu gosteren halifeleri olarak anilir ancak dort halifeden yalnizca Ali Onikiciler tarafindan taninir Daha sonraki halifeler Ebu Bekir in halifeligin Kureys kabilesi icinde kalmasi gerektigi gorusu sonraki nesillerde de devam etti Ancak a gore hilafetin bu sekilde tanimlanmasinin bazi bedelleri olmustur Ilk olarak Kureys ten olmalarina ragmen Islam a gecmeden once Muhammed in en guclu dusmanlari arasinda yer alan Emeviler in yukselisini kolaylastirmistir Onlarin iktidara yukselisi hem Muhacirun hem de Ensar i marjinallestirmis ve halifeligi dunyevi bir kralliga indirgemistir Ikinci olarak da Kureys in Muhammed le akrabaligi soz konusu oldugunda halifelik icin tartismasiz daha iyi bir iddiaya sahip olan Ali nin dislanmasiydi Ali sonunda halife oldu ancak Emeviler in yukselisini durduracak zamani bulamadi Ali nin 661 yilinda oldurulmesinin ardindan onun buyuk oglu Hasan Kufe de halife secildi Muaviye daha sonra ordusuyla Kufe uzerine yururken Hasan in Muaviye ye verdigi askeri karsilik para vaatleri ve teklifleriyle Muaviye nin tarafina gecen askeri komutanlar ve kabile reislerinin taraf degistirmesine neden oldu Muaviye nin saldirisi altinda ve kendisine yonelik basarisiz bir suikast girisiminden sonra yaralanan Hasan 661 yilinda halifeligi Muaviye ye birakti Ozellikle yaptiklari anlasma uyarinca Muaviye nin Hasan i halefi olarak atadigi soylenir Ancak Hasan 669 yilinda kirk alti yasindayken Muaviye den once olmustur Muaviye nin kiskirtmasiyla zehirlendigine inanilmaktadir Muaviye 680 deki olumunden once Islami normlari acikca ihlal eden bir sefahat duskunu olarak hatirlanan oglu Yezid in halife olmasini sagladi Muaviye 676 yilinda Muslumanlarin onde gelenlerinden olusan bir sura topladi ve dalkavukluk rusvet ve tehdit yoluyla onlarin destegini aldi Muaviye ozellikle Hasan in kucuk kardesi Huseyin den baglilik yemini alamadi ve Muaviye nin olumunden sonra Huseyin Yezid in halifeligini kabul etmedi 680 yilinda Yezid in kuvvetleri Kerbela da onlari kusattiktan ve gunlerce suya erisimlerini kestikten sonra Huseyin i ailesi ve kucuk destekci grubuyla birlikte katletti Kadinlar ve cocuklar esir alinarak Kufe ye ve ardindan Sam a goturuldu bazilarinin burada kotu muameleden oturu oldugu soylenir Huseyin ve taraftarlarinin olumu Sunniler ve Huseyin i ucuncu imamlari olarak kabul eden Siiler arasindaki Ikinci Fitne ye neden oldu Halifelik Emeviler doneminde secimli sistemden aile icinde etkin bir sekilde kalitsal bir saltanata donustu Kur an daEski peygamberler Islam in ana dini metni olan Kur an Muhammed in halefinden acikca bahsetmez ancak eski peygamberlerin ailelerine onemli ayricaliklar tanir Kur an da eski peygamberlerin soyundan gelenler onlarin maddi ve manevi mirascilari olurlar Kur an eski peygamberlerin yonetimde bilgelikte imamet vb konularda yakin akrabalari tarafindan takip edilmek icin nasil dua ettiklerini ve ilahi lutfa mazhar olduklarini anlatir Madelung Nuh tan Isa ya kadar Israilogullari peygamberlerinin hepsinin tek bir ailenin soyundan geldigini belirtmektedir Ozellikle Suleyman Neml Suresi nin 16 ayetine ve Enbiya Suresi nin 78 ayetine gore hem kralligini hem de peygamberlik bilgeligini Davud dan ve Yahya da Meryem Suresi nin 5 6 ayetlerine gore Zekeriya dan miras almistir Ibrahim Bakara Suresi nin 124 ayeti su ifadeleri icerir Vaktiyle rabbi Ibrahim i bazi sozlerle sinayip da Ibrahim onlari eksiksiz yerine getirince Ben seni insanlara onder yapacagim buyurmustu Ibrahim soyumdan da deyince rabbi Vaadim zalimleri kapsamaz buyurdu Dolayisiyla bu ayette Allah in vaadi yalnizca Ibrahim i kapsamaktadir Ankebut Suresi nin 27 ayetinde Allah Ibrahim i overek Ve ona Ishak ve Yakub u verdik ve onun soyuna peygamberlik ve kitap ihsan ettik ve dunyada mukafatini verdik ve de suphe yok ki o ahirette de elbette temiz kisilerdendir der Musa Taha Suresi nin 29 32 ayetlerinde Musa Allah tan kardesi Harun u peygamberlik gorevine dahil etmesini ister Taha Suresi nin 36 42 ayetleri Furkan Suresi nin 35 ayeti ve Kassas Suresi nin 35 ayetinde goruldugu gibi onun duasi Allah tarafindan kabul edilir Boylece Harun Enbiya Suresi nin 48 ayeti ve Bakara Suresi nin 248 ayetinde aciklandigi gibi peygamberlik gorevinde ve vahiyde Musa nin secilmis yardimcisi olur Muhammed Onceki peygamberlere benzer sekilde Muhammed in ailesi de Kur an da seckin bir konuma sahiptir Onlari siradan Muslumanlardan daha ust bir konuma koyan Enfal Suresi nin 41 ayetinde Hasr Suresi nin 7 ayetinde Tathir ayetinde Ahzab Suresi nin 33 ayetinde ve Meveddet Ayetinde Muhammed in soyuna bir temizlik bahsedilmistir Tathir ayeti ve Mubahele Ayetindeki ovguler bazi Sunni ve Sii anlatilara gore Muhammed in kizi Fatima kocasi Ali ile onlarin iki oglu Hasan ve Huseyin e ozeldir Bu dort kisi Sia da Ehl i Beyt ev halki olarak bilinir ancak cesitli Sunni yorumlarda bu tanim daha genistir ve Muhammed in eslerini de icerir Madelung Kur an Muhammed in goruslerini yansittigi icin halef anlayisinin onceki peygamberlerden farkli olmadigini ve Muhammed in Ebu Bekir i dogal halefi olarak kabul etmemis olabilecegi sonucuna varmaktadir Cunku ona gore peygamberlerin halefligi Kur an da ilahi secimle belirlenmis bir konudur Ozellikle Allah onlarin haleflerini peygamber olsun ya da olmasin kendi ailelerinden secer Cefri ve Abbas da bu konuda benzer goruslere sahiptir Velayet Ayeti Maide Suresi nin 55 ayeti Diyanet Isleri Baskanligi tarafindan su sekilde cevrilmistir Sizin veliniz ancak Allah tir peygamberidir bir de Allah in emrine boyun egerek namazi dosdogru kilan zekati veren muminlerdir Bazi Sunni mufessirler bu ayeti Medine deki Yahudi kabilelerinin dusmanligina baglarken bazi Sii ve Sunni kaynaklar da bu ayeti Ali nin ibadet icin egilirken yuzugunu bir dilenciye vermesi olayina ozel bir atif olarak gorur Ozellikle Seyyid Huseyin Nasr bu ayetin erken donem Sunni kaynaklarda Ali ile sikca iliskilendirilmesinin ayetin gercekligini guclu bir sekilde destekledigini one surmektedir Sialar icin bu ayetteki velayet kelimesi manevi otorite olarak yorumlanir Dolayisiyla bu ayet Ali yi Allah ve Muhammed den sonra muminler uzerinde hak sahibi bir otorite olarak tanimlamakta ve Musluman toplumun ruhani ve siyasi lideri olarak Muhammed in yerine gecme hakkinin altini cizmektedir Alternatif olarak bu ayet ile Ali arasinda bir baglanti oldugunu kabul eden Sunni yazarlar Siilerin halifelikle ilgili iddialarini reddetmektedir Ornegin Sunni Fahreddin er Razi bu ayetteki velayet ifadesinin dostluk veya karsilikli destekten baska bir sey olmadigini savunur Buna karsilik Sii yazarlar innema kelimesinin bu ayetteki veli ifadesini Allah Muhammed ve namaz kilarken sadaka veren muminlerle sinirlar Bu nedenle bu ayetteki veli ifadesi Ahzab Suresi nin 6 ayetinde oldugu gibi sadece dostlugu ifade etmez yani daha farkli bir anlama sahiptir Hadis literaturundeUyari hadisi Su ara Suresi nin 214 ayetinde Allah Muhammed i ilk ilahi vahiyden y 617 yaklasik uc yil sonra akrabalarina Islam i teblig etmekle gorevlendirmistir Muhammed bu teblig gorevini akrabalarini bir yemege davet ederek yapmak istedi Yemekten sonra Muhammed akrabalarini Islam a davet etti ve onlardan destek isteyerek Aranizdan hanginiz bu davada bana yardim edecek ve benim kardesim vekilim ve halefim olacak dedi Muhammed in akrabalari arasinda en genc olan kuzeni Ali Muhammed e destek veren tek akrabasiydi ve daha sonra masadakilere soyle dedi Iste bu Ali benim kardesim vasim ve benden sonra aranizdaki halifemdir bu yuzden onu dinleyin ve ona itaat edin Taberi ve Ibn i Ishak olayi aynen bu sekilde nakletmistir Ancak bazi Sunni kaynaklar Muhammed in Ali ye verdigi yanita yer vermez veya bu yaniti Ali nin teklifini reddetmesi olarak yorumlar Muhammed in tebligi onun amcasi ve dusmani olan Ebu Leheb tarafindan alayla karsilandi ve konuklar dagildi Goruntuleme Rubin Ali nin Muhammed in cagrisina verdigi yanitin kendisini kabilesinin geri kalani olan Kureys ile karsi karsiya getirdigini yazmaktadir Ali nin Muhammed in varisi olarak atanmasinin Siiligin temel bir ilkesi olan Ali nin Muhammed in yerine gecme hakkini destekledigini de ekler de Rubin le ayni gorustedir Sii mufessir Muhammed Huseyin Tebatebayi ye gore Muhammed davetini kabul eden ilk akrabasinin onun halefi ve mirascisi olacagini acikca belirtmistir Son olarak Rubin bu anlatimin Suara Suresi nin 214 ayetiyle iliskilendirilmesinin ilahi bir yetkilendirme anlamina geldigini belirtmektedir Richard Francis Burton bu ziyafetin Muhammed e Ebu Talib in oglu Ali nin sahsinda bin kilic degerinde bir din adami kazandirdigi yorumunu yapar Pozisyon hadisi Pozisyon Hadisi Sahih i Buhari ve El Kafi dahil olmak uzere standart Sunni ve Sii kaynaklarda yer alan Ali lehine bir Incil benzetmesidir Muhammed bu benzetmeyi bircok kez tekrarlamis olabilir ancak Pozisyon Hadisi en sik olarak Bizans Imparatorlugu na karsi duzenlenen Tebuk Seferi ile iliskilendirilir Muhammed in en uzun seferine cikmadan once Ali ye Medine nin idaresini verdigi soylenir Ancak Ali nin Muhammed e yuk oldugu icin geride birakildigi soylentileri yayilinca Medine den ayrilip Muhammed e yetisti ve Muhammed de Musa ya gore Harun ne ise sen bana karsi da o olmak istemez misin Ali diyerek ona bir guvence verdi Harun Ilahi bir atama ile Harun peygamberlik gorevinde ve vahiyde Musa nin ortagiydi Ibrani Kutsal Kitabi nda Harun ayni zamanda mucizeler gerceklestirir ve kutsal kitabin ezoterik bilgisi kendisine emanet edilir Harun un soyundan gelenlere verilen ilahi ayricaliklar da benzer bir nitelige sahiptir Sii gorusleri Sii yazarlar Ali nin ozel statusunu ve Muhammed in halefi olarak tayin edildigini savunmak icin Pozisyon Hadisi ni kullanmislardir Ornegin Sii Seyh Mufid bu hadisin Ali ye peygamberlik haric Harun un Musa dan aldigi tum ayricaliklari verdigini yazar Ozellikle Ali tipki Harun un Musa nin vekili oldugu gibi Muhammed in vekiliydi bu da Ali nin Muhammed in yasal halefi oldugunu ima eder Sunni gorusler Sii yorumlarina ragmen Pozisyon Hadisi yine de Sunni kaynaklarda Muhammed in peygamberler zincirindeki sonlugunu destekleyen en onemli kanitlardan biri olarak one cikmaktadir Sia nin iddialarina yanit olarak Sunni alimler Harun un Musa dan once olmesi nedeniyle Pozisyon Hadisi nin Muhammed in veraseti ile ilgisi olmadigini savunurlar Sii Harun un Musa dan sag kalmasi durumunda birincisinin kesinlikle ikincisinin yerine gececegini soyler Sii Kuleyni Musa nin halefi Yusa nin daha sonra kendisinin ya da Musa nin yerine Harun un soyunu atadigini ekler Kuleyni Yusa nin bunu ilahi bir secim oldugu icin yaptigini one surer Gadir i Hum Muhammed 632 yilindaki olumunden kisa bir sure once Mekke de Hac torenleri gerceklestirmistir Mekke de ve bazi rivayetlere gore daha sonra Gadir i Hum da verdigi hutbede Muslumanlari yaklasan olumu hakkinda uyarmistir Veda Hacci ndan sonra Muhammed cok sayida haci esliginde Mekke den Medine ye donus yolculuguna cikti Yolda Muhammed hacilar kendi yollarina gitmek uzereyken onlar ayrilmadan once Musluman kervanini Gadir i Hum da durmaya cagirdi Muhammed standart bir Sunni kaynak olan Musned de bildirildigi uzere bunu uc veya dort kez daha tekrarlamistir Bazi Sii ve Sunni rivayetlere gore daha sonra soyle devam etmistir Ben kimin mevlasi isem Ali de onun mevlasidir Ey Allah im onu sevenleri sev ona dusman olanlara da dusman ol Bu konusma o donemde biat almak icin kullanilmis olabilir daha sonra bu konusma hem Ali hem de oglu Hasan tarafindan halifelik iddialari sirasinda kullanilmistir Ali bin Eba Talib Merkedi nin Gadir i Hum da hilafete vekil tayin edilisini temsil eden bir minyatur Ilhanlilar devrine ait yazma kitaptan alinma Tarihsellik Gadir i Hum un tarihselligi Musluman toplumu icerisinde nadiren tartisilmaktadir cunku olayda yapilan aciklamalar yoruma acik olsa da kaydedilen gelenek klasik Islam kaynaklarinda sahihtir Sii ve bazi Sunni kaynaklarda Maide Suresi nin 3 ve 67 ayetleri de Gadir i Hum ile iliskilendirilir Gadir i Hum baglaminda mevla kelimesi cok anlamli bir Arapca kelime oldugu icin mezhepler tarafindan farkli olarak yorumlanir Sii kaynaklar bu kelimeyi lider veya hukumdar anlamina gelecek sekilde yorumlarken Sunniler mevla yerine veli Allah in dostu kelimesini kullanma egilimindedir Sii gorusleri Siiler Gadir i Hum u Muhammed in Ali nin halefligini en acik sekilde ilan ettigi yer olarak gorurler Sii yorumunu destekleyen Sii Abdulhuseyin Emini Gadir i Hum hakkinda Sunni ve Sii tarihi belgelerini bircok ciltte derlemistir Sunni gorusler Sunni Muslumanlar arasinda Gadir i Hum Muhammed in halefligi ile iliskilendirilmez Bunun yerine bu olay genellikle Ali nin daha once Yemen e yaptigi seferle iliskilendirilir ve burada ganimetlerin adil bir sekilde dagitilmasi icin Islami kurallari kati bir sekilde uyguladigi soylenir Sunni Ibn Kesir Gadir i Hum olayinin bazi askerlerin elestirilerine yanit olarak Muhammed in Ali ye olan sevgi ve saygisinin kamuya acik bir ilani oldugunu one surer Cefri ye gore bu aciklamayi oldugu gibi kabul etmek Muhammed in Gadir i Hum daki olaganustu bir duyuruyla Ali yi kendisiyle esitledigi icin Sii iddialarina hala guclu bir temel saglamaktadir Sunniler icin cogu sahabenin yanlis hareket etmesi ve Gadir i Hum da Ali nin acik bir sekilde atanmasini gormezden gelmesi de dusunulemez Sia nin buna yaniti sayisal gucun bir kabile toplulugunda etken olamayacagi yonundedir Siiler cogunlugun Kuran da mesruiyet anlamina gelmedigini de ekler Cemaat duasi Ebu Bekir in veliahtlik hakkini destekleyen en onemli olayin Muhammed in hayatinin sonlarina dogru meydana geldigi bildirilmektedir Walker a gore namazlari kendisi kildiramayacak kadar hasta olan Muhammed Ebu Bekir in bu rol icin duygusal acidan cok hassas oldugu yonundeki endiseleri goz ardi ederek onun yerini almasi talimatini vermistir Ozellikle Muhammed bir sabah namazi sirasinda dua salonuna girdiginde Ebu Bekir Muhammed in namazi kildirmasina izin vermek icin geri cekilmeye calismis ancak peygamber Ebu Bekir in namazi kildirmasina izin vermistir Orijinallik Caferiyye ilgili gelenekleri genellikle celiskili bulur bu nakillerin cogu Ibn Sa d tarafindan Ali ve Fatima ya karsi mesafeli ve hosnutsuz olan Aise tarafindan nakledilmistir Hikayenin uc farkli versiyonundan bahseden Wilferd Madelung uydurma oldugunu dusunen Caetani ye karsi cikmaktadir Sii yazarlar da benzer sekilde bu haberlerin gercekligine itiraz ederek Muhammed in daha once Ebu Bekir ve Omer de dahil olmak uzere ashabina Usame bin Zeyd komutasinda Bizanslilara karsi bir askeri sefer icin Medine den ayrilmalari talimatini verdigini eklerler Onem Sunni yazarlar genellikle bu olaydan Ebu Bekir in Muhammed in yerine gecme hakkinin kaniti olarak bahsederler ancak olayla ilgili anlatimlari daha sonraki Sii Sunni tartismalarinda yorumlanmis olabilir Ayoub namaz argumaninin erken donem halife tartismalarinda muhtemelen dikkate alinmadigini da eklemektedir Lecomte Muhammed in Ebu Bekir e saygi duydugunu ancak namaz hikayesini toplulugun siyasi liderligiyle resmi olarak ilgili olmadigi icin yetersiz buldugunu yazar Walker bu ve benzeri geleneklerin dostluk ve guvene isaret ettigini ancak Muhammed in bu gorevi ve diger idari pozisyonlari duzenli olarak baskalarina devretmesi nedeniyle halifelikle pek ilgili olmadigini belirtmektedir Ayni nedenle Saban daha da ileri gider ve namaz hikayesine hicbir onem atfetmez Kirtas Vak asi Olumunden kisa bir sure once Muhammed standart Sunni derlemesi Sahih i Buhari de bildirildigi uzere Bana yazacak bir kagit getirin ki siz yoldan sapmayasiniz diye bir sey yazayim diyerek kagit istemistir Bunun uzerine Muhammed in basucunda bulunanlardan Omer Peygamber agir hasta Kuran bizimle birlikte ve Allah in sozu bize yeter demistir Sunni Ibn Sa d tarafindan yapilan bazi yorumlarda Omer bunun yerine Muhammed in sacmaladigini soylemistir Bunun uzerine Muhammed in yaninda bir tartisma cikti bazilari onun emirlerine uyulmasini onerirken bazilari da peygamberin istegini goz ardi ederek Omer in tarafini tuttu Bu tartismanin Muhammed i uzdugu ve onlardan gitmelerini isteyip hicbir sey yazmadigi soylenir Bazi kaynaklar da Muhammed in bunun yerine cesitli yazarlar tarafindan farkli sekillerde kaydedilen sozlu tavsiyelerde bulundugunu yazmaktadir Gorusler Bu olayda Muhammed e itaatsizlik bazi Sunni alimler tarafindan kucumsenirken digerleri bu olayi Ebu Bekir i resmen halef olarak atamak icin kacirilmis bir firsat olarak gormektedir Ibn i Kesir daha da ileri giderek Muhammed in son hastaligindan once Ebu Bekir i alenen atadigini iddia eder Buna karsilik Sii kaynaklarinda olay bir felaket ve Ali yi tayin etmek icin kacirilmis bir firsat olarak gorulur Bu olayla ilgili olarak Madelung Abdullah bin Abbas ile Omer arasinda gecen ve Omer in Muhammed in Ali yi halefi olarak atamaya niyetlendigini ve Araplarin Ali ye karsi ayaklanacagi dusuncesiyle bunu engelledigini iddia ettigi bir konusmayi aktarir Bu yonde bir anlati Sii Muhammed Huseyin Tebatebayi tarafindan da aktarilmaktadir Bu gorus Lesley Hazleton tarafindan da kabul edilmistir GoruslerSunni Genel Sunni inanci Muhammed in yerine gecmesi icin kimseyi secmedigi bunun yerine toplulugun kendi aralarinda bir lider secmesini amacladigi yonundedir Ancak bazi ozel hadisler Muhammed in Ebu Bekir in yerine gecmesini amacladigini ancak bu kararini sozlu olarak vermek yerine eylemleriyle gosterdigini hakli cikarmak icin kullanilir Sunni Islam da halife secimi ideal olarak Musluman toplulugu tarafindan yapilan demokratik bir secimdir Bunu uygulamak zor oldugu icin Sunni Islam Muhammed in kabilesi olan Kureys ten oldugu surece iktidari ele geciren herkesi halife olarak kabul eder Osmanli Halifeleri nin Kureys kabilesiyle hicbir akrabalik bagi olmadigi goz onunde bulunduruldugunda sonuncusu bile kati bir gereklilik degildir Sunni Islam da halifeler yanilmaz olarak gorulmez ve eylemlerinin gunah oldugu dusunulurse gorevden alinabilirler Ayni zamanda halife adaletsiz olsa bile halifeye itaat genellikle dini bir zorunluluk olarak kabul edilir Bir kadi yalnizca hukumet tarafindan atanmasi halinde yetkili kabul edilir Tarihsel olarak Ebu Bekir Omer Osman ve Ali Sunniler tarafindan kendi nesillerinin en dogrulari olarak kabul edilir ve bu erdemleri halifeliklerine yansir Sonraki halifelikler olan Emeviler ve Abbasiler ideal olmamakla birlikte yasalarin gerekliliklerine uyduklari sinirlari guvende tuttuklari ve toplumu birlestirdikleri icin mesru olarak gorulurler Emeviler ve Abbasiler saltanat olarak gorulse de Sunniler mesruiyetleri ve yonetim sekilleri ne olursa olsun bu hukumdarlara uyum saglamaya digerlerinden daha istekliydi ve bunu yaparken Sunniler Islam tarihinin cogunu kendilerine mal ettiler Sii Sii nufusunun yaklasik 85 ini temsil eden Onikiciler Sii Islam in en buyuk koludur Sii Islam da bir peygamberin olumunden sonra ilahi olarak atanmis bir halefin inananlara dogru yolda rehberlik etmesi elzem kabul edilir Onikicilere gore ilahi olarak atanmis bir halef olmadan peygamberlik misyonu ve Tanri nin muminlere olan lutfu eksik kalacaktir Ayni zamanda Sii teolojisinde bu atanmis halef sadiklarin desteklerini cekmesi durumunda zorla yonetmeyecektir Onikicilerin gorusune gore Kur an daki gecmis peygamberlere benzer sekilde Muhammed in halefiyeti oy birligi ile degil ilahi atama ile belirlenmistir Dahasi Kuran daki gecmis peygamberlerde oldugu gibi Allah Muhammed in halefini kendi ailesinden secmistir Arinma ayeti Mubahele Ayeti ve Meveddet Ayeti ile sahih Sekaleyn Hadisi ve Muhammed in ailesinin Islam daki onemli konumuyla iliskilendirilebilir Ali nin atanmasi Sia tarafindan ileri surulen gorus Muhammed in kuzeni ve damadi Ali yi olumunden kisa bir sure once Gadir i Hum olayinda ve ayrica peygamberlik gorevinin daha oncesinde nda yasal halefi olarak ilan ettigidir Gadir i Hum daki duyurudan sonra Allah in inananlara olan lutfunun tamamlandigini bildiren nin Muhammed e vahyedildigine dair kanitlar vardir Ali nin kendisini Muhammed in hakli halefi olarak gordugune inanilsa da Ebu Bekir in atanmasindan sonra halifelik iddialarini zorla surdurme onerilerini kritik bir donemde Islam birligini korumak ugruna geri cevirdigi soylenir Ali nin degerleri Ali nin farkliliklari Islami kaynaklarda bolca yer almaktadir Mekke de genc Ali nin Islam i benimseyen ilk erkek ve Muhammed ilk tanitilan oldugunda destegini sunan tek kisi oldugu soylenir Akrabalarina Islam Daha sonra Muhammed in ten Medine ye guvenli bir sekilde kacmasini yem olarak hayatini riske atarak kolaylastirdi Ali Medine de Muhammed le kardeslik yemini etti ve daha sonra Muhammed in kizi Fatima ile evlendi Ali genellikle Medine de Muhammed in Hudeybiye Antlasmasi sekreteri olarak hareket etmis ve Tebuk Seferi sirasinda onun yardimcisi olarak gorev yapmistir kelime anlamiyla Allah in aslani olarak selamlanan Ali Muhammed in ordusundaki en yetenekli savasci olarak gorulmustur ve ikisi Necran dan gelen bir Hristiyan heyetine karsi Islam i temsil eden tek Musluman erkeklerdi Ali nin Islam in temel metni olan Kur an in toplanmasindaki rolu onun en onemli katkilarindan biri olarak kabul edilir Surenin vahyedilmesinin ardindan Ebu Bekir kafirlere ultimatom vermek uzere Mekke ye gonderildiginde Muhammed in Ali yi bu sorumlulugu ustlenmesi icin gondermis olabilecegine dair guclu kanitlar vardir Ali nin rolu Sii teolojisinde dogrudan vahiy Muhammed in olumuyle sona ererken Ali Kuran daki gecmis peygamberlerin haleflerine benzer sekilde Tanri ya dogru rehber olarak kalmistir Muhammed in olumunden sonra Ali onun ilahi bilgisini ve Kuran i ozellikle de alegorik ve mecazi ayetlerini dogru yorumlama yetkisini miras almistir Burada genellikle Muhammed e atfedilen ve Ben ilmin sehriyim ve Ali onun kapisidir seklinde okunan sahih bir hadise atifta bulunulur Ali nin yanilmazligi Muhammed den sonra dogru yol gosterici olarak kabul edildigi Sii Islam da Ali nin yanilmaz olduguna inanilir Ali sahih tarafindan hitap edilen Ehl i Aba dan biridir Ehl i Aba Hadisi ve Kur an daki ilgili arinma ayeti Suphesiz Allah sizden her turlu pisligi gidermek ister ey Ehl i beyt ve sizi tam bir arinma ile temizlemek ister Imamet Sia ya gore Ali Muhammed den sonraki ilk Imam yani Tanri ya dogru rehber ve O nun yeryuzundeki vekili olarak Muhammed in yerine gecmistir Sii ogretisinde imamet olarak bilinen bu ilahi otorite Sii inancinin merkezinde yer alir ve Kur an in bircok ayetinde gecer Ozellikle 21 73 ayeti su sekildedir Biz onlari emrimizle yol gosteren imamlar yaptik ve onlara iyi isler yapmayi namaz kilmayi ve zekat vermeyi vahyettik onlar da Bize ibadet ederlerdi On Iki Sii inancina gore ilk peygamber Adem den bu yana yeryuzu peygamberler ve onlarin ilahi olarak atanmis halefleri seklinde hicbir zaman imamsiz kalmamistir Ali den sonra ilahi ilhamli atama nass yoluyla oglu Hasan a gecmistir Sii teolojisinde herhangi bir zamanda sadece bir Imam vardir ve onun halefi eger yasiyorsa sessiz Imam olarak adlandirilir Hasan in olumunden sonra kardesi Huseyin ve onun soyundan gelen dokuz kisi Imam olarak kabul edilir sonuncusu Mehdi dusmanlarinin dusmanligi nedeniyle 874 yilinda gaybete girmistir Farkli mezhepler Mehdi hakkinda farkli goruslere sahip olsa da onun gelisi tum Muslumanlar tarafindan beklenmektedir Onun yoklugunda Sii liderligindeki bosluk kismen Merci i taklid ve son zamanlarda Velayet i fakih tarafindan doldurulmustur Zeydiyye Cafri ye gore dorduncu Sii Imam Zeynelabidin in olumunden once oglu Muhammed el Bakir i bir sonraki Imam olarak tayin ettigi yaygin olarak bildirilmektedir Zeyd bin Ali Muhammed el Bakir in uvey kardesidir Sii doktrininde imamet unvaninin Hasan veya Huseyin in soyundan gelen bilgili dindar ve zamaninin tiranlarina karsi isyan eden herhangi birine ait olabilecegi temelinde imamet iddiasinda bulunmustur Bu temelde Zeydiler olarak bilinen takipcileri Zeyd i dorduncu Sii Imamin hakli halefi olarak gorurler ancak dorduncu Imamin kendisi Emeviler e karsi ayaklanmamis ve bunun yerine bir sukunet politikasi benimsemistir Baslangicta Zeyd in aktivist yaklasimi ona genis bir takipci kitlesi kazandirdi Ancak gelenekcilerle giderek daha fazla uzlasmaya varinca Zeyd in bazi destekcilerinin Muhammed el Bakir a geri dondugu soylenir Cafri ye gore ilgili bir olay iki Kufeli Siinin Zeyd e ilk Sii Imam olan Ali nin kilica basvurmadan once Imam olup olmadigini sormasidir Zeyd bu soruya cevap vermeyi reddedince ikisi onunla olan biatlarini bozarak Muhammed el Bakir a geri donduler Nihayetinde Zeyd Hicri 122 yilinda Emeviler e karsi silahlandi ve Halife Hisam in gucleri tarafindan Kufe de olduruldu Zeydiyye nin Batinilik adi verilen bir fraksiyonu Sunni halifelerin mesruiyetini kabul etmekle birlikte Ali den daha asagi olduklarini savunarak Sunni ve Sii arasinda bir uzlasma saglamaya calismistir Imametu l Mefdul kelime anlamiyla asagilarin imameti Ali nin Muhammed in yerine gecmeye daha uygun olmasina ragmen Ali onlara karsi isyan etmedigi icin Ebu Bekir ve Omer in hukumdarliklarinin kabul edilmesi gerektigi inancidir Ibadilik Sunni ve Sia dan farkli bir Islami ekol olan Ibadilik Musluman toplumunun liderliginin soy kabile baglari veya ilahi secimle degil onde gelen Muslumanlar tarafindan secimle belirlenmesi gerektigine inanir Liderlerini yanilmaz olarak gormezler Ozellikle eger bir lider Islam hukukuna uygun olarak mesru bir hukumet kurmayi basaramazsa onu iktidardan uzaklastirmak halkin gorevidir Rasidun Halifeleri mesru bir sekilde secilmis yoneticiler olarak gorulur ve ozellikle Ebu Bekir ve Omer dogru liderler olarak gorulur Ancak Osman iktidarinin ikinci yarisinda buyuk gunahlar islemis ve olumu hak etmis olarak gorulur Ali nin de benzer sekilde gorevini kaybettigi anlasilmaktadir Ibadiler bazi akademisyenler tarafindan ilimli Hariciler olarak adlandirilmistir Ilk imamlari Ali nin kampindan cekildikten sonra Hariciler e liderlik eden idi Diger imamlar arasinda Muslim Kindi ve Omer bin Abdulaziz de bulunmaktadir Kaynakca a b Momen 1985 s 161 a b Momen 1985 s 168 Vansina 1985 Reeves 2003 ss 6 7 Robinson 2003 s XV Donner 1998 s 132 Nigosian 2004 s 6 Watt 1953 s XV Cragg 2008 Madelung 1997 s XI Caetani 1907 ss 691 692 Madelung 1997 s 20 Sachedina 1981 ss 54 55 Landolt amp Lawson 2005 s 59 Modarressi 2003 ss 82 88 Dakake 2007 s 270 Khetia 2013 a b c d e Walker 2014 s 3 a b c Jafri 1979 s 34 a b c d Madelung 1997 s 31 a b Momen 1985 s 19 a b Madelung 1997 s 30 Jafri 1979 s 35 Jafri 1979 s 36 a b c Madelung 1997 s 32 a b Jafri 1979 s 37 Madelung 1997 s 37 Madelung 1997 s 39 Jafri 1979 s 38 Madelung 1997 McHugo 2018 s 41 a b Abbas 2021 s 94 Hazleton 2009 s 65 a b Madelung 1997 s 43 a b Lecomte 2022 Khetia 2013 ss 31 2 a b c Buehler 2014 s 186 a b Fedele 2018 a b c d e f Amir Moezzi 2022 a b c Jafri 1979 s 40 Qutbuddin 2006 s 249 Cortese amp Calderini 2006 s 8 Jafri 1979 s 41 Madelung 1997 s 53 a b Madelung 1997 ss 43 4 Jafri 1979 ss 40 1 Soufi 1997 s 86 Khetia 2013 s 78 a b Abbas 2021 s 98 Madelung 1997 s 141 Jafri 1979 s 44 Momen 1985 ss 19 20 a b Anthony 2013 Mavani 2013 s 117 Nasr amp Afsaruddin 2021 a b Madelung 1997 s 22 a b c Jafri 1979 s 39 Madelung 1997 s 33 a b c d Mavani 2013 s 2 a b Abbas 2021 s 93 Gross 2012 s 58 Momen 1985 ss 18 9 Cooperson 2000 s 25 Madelung 1997 s 56 Madelung 1997 s 147 Searcy 2011 s 46 Badie 2017 s 4 Corrigan et al 2016 Jafri 1979 s 47 Madelung 1997 s 55 Glasse 2001 Jafri 1979 s 47 Abbas 2021 s 108 Madelung 1997 s 56 Jafri 1979 s 50 Jafri 1979 ss 50 52 Momen 1985 ss 21 25 Madelung 1997 ss 71 72 Jafri 1979 s 53 Glasse 2001 Jafri 1979 s 53 Rogerson 2006 s 234 Momen 1985 ss 21 25 Abbas 2021 s 116 Rogerson 2006 s 234 Madelung 1997 s 81 Momen 1985 s 21 Glasse 2003 s 423 Momen 1985 s 24 Glasse 2003 s 423 Abbas 2021 s 119 Madelung 1997 ss 142 143 Poonawala 2011 Momen 1985 s 22 Gleave 2021 Aslan 2011 ss 132 Durant 1950 s 191 Madelung 1997 ss 141 143 Donner 2010 ss 157 158 Gleave 2021 Jafri 1979 s 63 Hazleton 2009 s 99 Madelung 1997 ss 144 145 Abbas 2021 ss 130 132 Madelung 1997 ss 141 144 145 Momen 1985 s 24 Jafri 1979 ss 63 Abbas 2021 ss 130 132 Madelung 1997 ss 144 Momen 1985 s 24 Hazleton 2009 s 100 Glasse 2003 s 423 Hoffman 2012 s 6 Cooperson 2000 s 6 Cooperson 2000 s 6 Momen 1985 s 21 Cooperson 2000 s 6 Jafri 1979 ss 36 38 Hazleton 2009 s 62 Abbas 2021 s 92 Madelung 1997 ss 36 40 Madelung 1997 s 311 Glasse 2003 s 423 Madelung 1997 ss 317 320 Momen 1985 s 27 Madelung 1997 ss 319 322 Momen 1985 s 27 Haider 2022 Momen 1985 s 28 Momen 1985 s 28 Madelung 1997 s 331 Hazleton 2009 s 237 Abbas 2021 s 164 Momen 1985 s 28 Hawting 2022 Hazleton 2009 s 236 Rogerson 2010 s 356 Abbas 2021 s 167 Wellhausen 1927 ss 141 142 Lewis 2002 s 67 Momen 1985 s 30 Haider 2022 Rogerson 2010 s 358 Hazleton 2009 s 263 Momen 1985 s 30 Abbas 2021 s 170 Hazleton 2009 s 272 Badie 2017 s 4 Glasse 2003 s 423 Middleton 2015 s 443 Madelung 1997 s 6 Madelung 1997 s 8 9 Jafri 1979 ss 14 5 Madelung 1997 s 9 a b Madelung 1997 s 12 Bakara Suresi 124 Ayet Tefsiri Diyanet Isleri Baskanligi kuran diyanet gov tr 17 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Ocak 2024 a b c Madelung 1997 s 10 Jafri 1979 s 15 a b Miskinzoda 2015 s 72 a b c d e Miskinzoda 2015 s 76 Nasr et al 2015 s 1767 a b Madelung 1997 ss 11 12 Jafri 1979 s 16 Abbas 2021 ss 58 64 66 Madelung 1997 ss 13 4 Madelung 1997 ss 14 5 Mavani 2013 s 71 Momen 1985 ss 16 7 Mavani 2013 ss 41 60 Lalani 2000 s 66 Jafri 1979 s 17 Leaman 2006 Mavani 2013 ss 71 ndeki ayricaliklar 2 Lalani 2006 s 29 Madelung 1997 s 16 Goldziher Arendonk amp Tritton 2022 Madelung 1997 ss 16 7 Madelung 1997 s 17 Jafri 1979 ss 14 6 a b Nasr et al 2015 s 706 Lalani 2000 s 59 a b Nasr et al 2015 s 706 7 Tabatabai 1975 s 165 a b c Nasr et al 2015 s 707 a b Mavani 2013 s 46 Zwettler 1990 s 84 Rubin 1995 ss 132 137 a b c d e Momen 1985 s 12 Gleave 2022 Irving 1868 s 71 Abbas 2021 ss 34 5 Rubin 1995 s 137 8 a b Rubin 1995 s 137 Rubin 1995 ss 136 37 Tabatabai 1975 Burton 1898 s 335 a b Miskinzoda 2015 s 69 Momen 1985 ss 13 325n7 Miskinzoda 2015 s 68 Donaldson 1933 s 4 Poonawala 2011 a b Momen 1985 s 13 Miskinzoda 2015 s 75 Miskinzoda 2015 ss 76 7 Miskinzoda 2015 s 77 Miskinzoda 2015 s 81 Rubin 1979 Miskinzoda 2015 s 71 Stewart 2002 Abbas 2021 s 79 a b c Veccia Vaglieri 2022 Campo 2009 Momen 1985 s 15 a b c Lalani 2011 Mavani 2013 s 80 Abbas 2021 s 81 Mavani 2013 ss 70 98n11 Hazleton 2009 s 77 Madelung 1997 s 312 Jafri 1979 ss 18 20 Mavani 2013 s 20 a b Mavani 2013 s 70 Wensinck amp Crone 2022 Jafri 1979 s 20 Donaldson 1933 s XXV Sanders 1994 s 122 Campo 2009 ss 257 8 Jafri 1979 s 21 Shaban 1976 s 16 Mavani 2013 ss 2 25 Walker 2014 ss 2 3 Jafri 1979 ss 27 8 Abbas 2021 ss 106 136 Keaney 2021 3 1 Madelung 1997 ss 24 6 Madelung 1997 s 24 Mavani 2013 ss 2 3 a b Ayoub 2014 s 10 Saban 1976 s 16 Momen 1985 ss 15 6 a b Momen 1985 s 16 a b c d e f g Miskinzoda 2014 a b c d Abbas 2021 s 89 Madelung 1997 ss 66 67 Tabatabai 1975 s 158 Hazleton 2009 s 49 Sodiq 2010 s 64 a b Khadduri amp Liebesny 2008 s 122 a b Syed 2013 Hay 2007 s 65 Syed 2013 lt ref name Momen 1985g gt Momen 1985 s 191 Momen 1985 s 191 Syed 2013 Yucesoy 2013 Shia Islam s Holiest Sites WorldAtlas Ingilizce 25 Nisan 2017 23 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Eylul 2021 Mavani 2013 s 85 Fitzpatrick amp Walker 2014 s 561 Mavani 2013 ss 115 a b Madelung 1997 ss 8 12 a b Madelung 1997 s 17 Momen 1985 s 147 Mavani 2013 ss 68 71 Momen 1985 ss 16 17 Madelung 1997 ss 12 16 Abbas 2021 ss 58 65 66 Momen 1985 ss 12 15 Mavani 2013 s 70 Amir Moezzi 2022 Mavani 2013 ss 113 114 117 Madelung 1997 ss 141 253 Momen 1985 s 62 Momen 1985 ss 19 20 Hazleton 2009 s 76 Abbas 2021 s 105 Jafri 1979 s 44 Momen 1985 ss 12 16 Gleave 2022 Betty 1975 ss 48 49 Abbas 2021 s 34 Hazleton 2013 ss 95 97 Irving 1868 s 71 Abbas 2021 ss 45 46 Hazleton 2013 ss 159 161 Peters 1994 ss 185 187 Kelen 1975 ss 85 87 Watt 1953 ss 149 151 Momen 1985 ss 12 13 Miskinzoda 2015 s 82 Abbas 2021 ss 5 48 Glasse 2001b Miskinzoda 2015 s 69 Momen 1985 s 13 Abbas 2021 ss 54 112 191 Rogerson 2006 ss 40 62 Madelung 1997 ss 15 16 Glasse 2001b Abbas 2021 s 87 Momen 1985 s 14 Fitzpatrick amp Walker 2014 s 21 Abbas 2021 ss 77 78 Momen 1985 s 147 Mavani 2013 ss 73 75 Momen 1985 ss 155 156 1 Ocak 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Kasim 2023 Shah Kazemi 2014 Momen 1985 s 14 Abbas 2021 s 87 Mavani 2013 s 66 Momen 1985 ss 16 155 Brunner 2014 Daftary amp Nanji 2014 Meri 2006 s 249 Abbas 2021 ss 65 66 Madelung 1997 ss 8 12 Vernyuy Wirba 2017 s 48 Momen 1985 ss 147 153 154 Mavani 2013 s 136 Jafri 1979 s 171 Momen 1985 ss 49 50 Jenkins 2010 s 55 Jafri 1979 s 175 Ali 1996 s 97 Momen 1985 ss 49 50 Jafri 1979 s 173 Jafri 1979 s 175 Momen 1985 ss 49 50 Jenkins 2010 s 55 a b Hoffman 2012 s 3 Hoffman 2012 ss 7 9 Hoffman 2012 s 10 Hoffman 2012 ss 12 13