Bu maddenin konusunda kuşkular bulunmaktadır.Ekim 2008) () ( |
Hümik asitler veya humus, kısmen veya tamamı ile çürümüş bitki veya hayvan artıklarının oluşturduğu siyah veya koyu kahverenkli maddelerdir.
Liebig humusu şöyle tarif etmiştir: “alkali ortamda kolayca çözünebilen, fakat suda çözünmeyen, alkalilerin veya asitlerin aksiyonu ile bitkilerin bozulması boyunca üretilen kahverenkli bir madde”. humusu “zamanla bozunmaya karşı maddenin ilk hayati durumundan daha dirençli kılan hayvansal ve bitkisel organizmalardan arta kalan transformasyon maddesidir” diye tanımlamıştır. Humus kelimesi bazı toprak bilimcileri tarafından “toprak organik maddesi” şeklinde de kullanılmıştır. Bu anlam topraktaki hümik asitleri içeren tüm organik maddeleri kapsamaktadır. Toprak organik madde kavramı genellikle bitki ve hayvan dokuları, toprak biyokütlesi, hümik maddeler ve canlı organizmalar tarafından sentezlenmiş tüm organik maddeleri içermektedir. Hümik asitler kolloidal maddelerdir ve kil gibi hareket etmektedirler. Hümik molekülünün katyon değişim siteleri hidrojen iyonu ile doldurulduğu zaman oluşan madde “hümik asit” olarak düşünülmektedir. Fakat bunun pH üzerinde büyük etkisi yoktur. Zira, bu asit suda çözünmemektedir. Katyon değişim siteleri hidrojen haricinde herhangi bir katyon ile doldurulursa bu madde “humat” olarak tarif edilmektedir. Monovalent alkali metallerin humatları suda çözünmektedir. Kristeva hümik asitlerin alkaliler ile işlenmesi ile sodyum ve potasyum humatları elde etmiştir. Fakat multivalent metal humatları, metaline göre suda ya kısmen çözünmekte veya hiç çözünmemektedirler. Kimyasal olarak bulunduğu bölgeye göre çok farklı özellikler gösteren hümik asitlerin moleküler büyüklüğü 2000-300000 Dalton, karbon içeriği %45-65, oksijen içeriği %30-50, katyon değişim kapasitesi 500-1500 meq/100 g olarak tespit edilmiştir.
Fiziksel ve kimyasal özellikleri
Son zamanlarda kromatografik, spekroskopik ve x-ray analizleri hümik asitlerde bulunan organik yapısal gruplar hakkında bilgilerimize çok şeyler katmaktadır. Ayrıca, katyon ve anyon değişim reaksiyonları geniş biçimde çalışılmıştır. Fakat kimya ve toprağın verimliliği arasındaki ilişkiyi kuran çalışmalar yeterli düzeyde değildir. Bu çalışmalara genellikle tamponlama, gerekli elementlerin şelatlanması ve aynı kaynaktan gelen organik maddenin hormon etkisi örnek verilebilir. Jenkinson ve Tinley farklı kaynaklardan elde edilen ligno-proteinlerin çok farklı kızıl ötesi tayfa sahip olduklarını göstermiştir. Makstmow ve Liwski hümik asitli gübrelerin hazırlanma metoduna göre bitki tepkilerinin farklı olduklarını bulmuşlardır. Ayrıca, ekstraksiyonun metodu ve kaynağının hümik asitlerin toprak verimliliğini etkilemede önemli olduğunu belirtmişlerdir. kimyası üzerine yapılan son çalışmalar hümik asitin tuzlarının bileşimi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hümik asitler kayaların ve minerallerin bozulmasında aktif görev yapmaktadırlar. Olayın karakteri hümik asitlerin bulundukları yerdeki doğasına ve minerallerin mukavemetine bağlıdır.
Hümik asitler doğal büyük bio-polielektrolitlerdir. Bünyelerinde önemli oranda polifenoller, polikarboksilik asitler, karboniller ve peroksitler gibi organik kimyanın önemli gruplarını barındırmaktadırlar. Hümik asitler gerekli besin maddelerinin bitkiye geçişini sağlamaktadırlar. P2O5 in hümik asitlerce elverişli hale getirilmesi hakkında birçok makale yazılmıştır. P2O5 içeriğinin fazlaca bulunduğu ortamlarda meydan gelen kloroz problemini hümik asitlerin demiri bitkinin alacağı forma getirmesi ile çözdüğünü DeKock 1955'te göstermiştir. İz elementlerin bitki tarafından ihtiyacının karşılanmasında hümik asitlerle şelat yapan bileşiklerin rolü büyüktür. Tüm gerekli metaller hümik asitlerle şelat yapabilmektedir. Toprakta bulunan potasyum, kalsiyum, mağnezyum, demir ve çinko ile reaksiyona giren hümik asitler organa-mineral köprüler üretmektedirler. Bu köprüler mikroorganizmalar için hayati destek veren toprağın mekanik parçacıklarını bağlamaktadırlar.
Şelatlama; Hümik asit-metal kompleksi bitki beslemede belirleyici bir durumdur. Kurşun, krom, kadmiyum ve benzer ağır metaller ile radyoaktif elementlerin önce bitkiye, sonra da hayvanlarla insanlara geçişi ciddi hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Ağır metaller ile çözünmez bileşikler yapan hümik asitler bunların hücreden içeri girmesini engelleyen setler oluşturmaktadır. İnorganik demir bileşikleri de toprakta çözünmezler, oldukça kararsızdırlar ve kalsiyumu yüksek (kireçli) topraklarda bitki tarafında alımı zordur. Humatlı bileşikler demiri şelatlı kompleksler içine dahil etmektedir. Toprak fosfatları demir ve alüminyum ile yaptıkları reaksiyonlarda bitki tarafından alınamaz duruma gelmektedirler. Fakat reaksiyon sonucu oluşan bileşik hümik asitler tarafından komplekslenmektedir.
Şelatlama maddeleri olan hümik asitler fosfat ile demir-alüminyum arasındaki bağları kırabilmektedirler. Sonuçta fosfat iyonu serbest kalmaktadır. Humatların toprağa ilavesi bu işlemin hızını yükseltmekte ve fosfatın bitkilerce alınmasını kolaylaştırmaktadır. Küçük miktardaki hümik asitler bile bitkiyi hassas hale getirmede, plasmanın geçirgenliğini arttırmada ve bitkilerce besin elementlerinin alımının hızlanmasında aktif hareket etmektedirler. İlieske hümik asit ve türevlerinin bitki zarının geçirgenliğini arttırdığını, bunun da bitkinin besin elementlerini almasını kolaylaştırdığını tespit etmiştir. Büyük orandaki hümik asitler ise elverişli demir kaynağıdırlar.
Tarım ilaçlarına etkisi
Pestisitler (tarım ilaçları) toprak hümik asitleri ile reaksiyona girmekte ve kompleks reaksiyonlar oluşturmaktadır. Bazı pestisitler hümik asitlerle hareketsiz hale gelmekte ve pratikte çevrede yok olmaktadır. Bu durumlarda hümik asitler organik maddece zayıf kumlu topraklarda fazla pestisitleri etkili bir biçimde bertaraf etmektedir. Hümik asitlerle pestisitler arasında bilinen kimyasal işlem adsorbsiyondur. Bu işlem pestisitin kimyasal yapısına bağlı bir hızda toprağa bırakılması ile izlenmektedir. Pestisitin yok olması kısmen toprağa bırakılma oranı ile belirlenecektir. Hümik asitler bu durumlarda topraktaki pestisit konsantrasyonu kontrol etmek için ve çevreye yapabileceği zehirleyeci etkisinden sakınmak için kullanılabilmektedir.
Başka bir konu ise tarımsal kökenli veya sentetik hümik asitlerin pestisitleri taşıması olayıdır. Pestisitlerin bazıları hümik asitlerle kompleks oluşturmaktadır. Leonardit kökenli humik asitlerde bu problem bulunmaz.
Bitki gelişmesine etkisi
Toprak biyolojisi; Toprak mikrobiyolojisinde hümik asitlerin olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Araştırmacılar bu etkiyi hümik asitlerin demirle yaptığı komplekse veya onların kolloidal doğasına veyahut da hümik asitlerin organik katalist gibi hareket etmesine yüklemişlerdir. Mikroflora popülasyonunun uyarılması hümik asitlerin karbon ve fosfat kaynağı olması ile alakalıdır. Hümik asitler bu populasyonun artması için gerekli siteleri sağlamaktadır. Bakteriler organik katalist olarak hareket eden enzimleri oluşturmaktadır.
Fiziksel yapıya etkisi; Humik asitler kilin gevşetilmesi, suyun toprağa nüfuz edişinin kolaylaştırılması, toprağın iyon değişim kapasitesinin arttırılması yoluyla toprak canlılarının uyarılması humik asitin başlıca fziksel etkileridir.
Killi toprakların kuruma sırasında sıkı bir yapı teşkil etmesi bitki besleme ve geliştirmede ciddi bir problemdir. Kil ve tuz yüzdesi fazla olan topraklarda bir kil parçacığının etrafındaki artı değerlikli yük, diğer parçacığın düz yüzeyindeki eksi değerlikli yükle birleşmektedir. Bu durum oldukça sıkı üç boyutlu bir yapı oluşturmaktadır. Hümik asitler her bir kil parçacığının etrafında film yaparak bunları birbirinden ayırmaktadır. Hümik asitler tuzları çözmekte ve onları kil parçacığının yüzeyinden uzaklaştırmaktadır. Sonuçta oluşan eksi değerlikli yük kil parçacıklarının birbirlerini itmelerine neden olmakta ve böylece toprak gevşemektedir. İkinci durumda hümik asitlerin bünyelerindeki karboksilik (-COOH) gruplar artı yüklü parçacıklar ile bağlanmaktadırlar. Bu artı yük iyonların (tuzların) çözünmelerini ve kil parçacığı üzerinden uzaklaşmasını sağlamaktadır.
Hümik asitler suyun topraktan buharlaşmasını yavaşlatmaktadır. Bu durum kilin hiç olmadığı veya kısmen az olduğu ve su tutma kapasitesi olmayan kumlu topraklar için önemlidir. Suyun dipolar molekül olması ve elektriksel olarak da nötr olmasından dolayı oksijen içeren molekülün sonu bir iyona gevşek olarak bağlanmaktadır. Su molekülünün eksi yüklü kısmı veya hidrojen bir miktar nötrleşmektedir. Sonuçta hidrojenin bulunduğu yerin artı çekim gücü artmaktadır. Diğer su molekülünün oksijen bulunan yeri (eksi yük) hidrojenle birleşmektedir. Bu durum su molekülünün çekim gücü bitene kadar sürmektedir.
Ayrıca hümik asitler iklim şartlarına göre toprağın rengini daha koyu renklere dönüştürme özelliğine sahiptir. Böylece toprağın ısı şartları da değişmiş olmaktadır. Hümik asitlerin kolloidal yapısı ve ana fonksiyonel grupların hidrofilleşmesinin yüksek seviyede oluşu onlara tutkal özelliğini vermektedir. Birçok araştırmacı, bundan dolayıdır ki, hümik asit uygulamalarından sonra toprağın su tutma özelliğinin geliştiğini ve kurak bölgelerde bunun etkili olduğu gözlemlemişlerdir.
Bitki yapısına etki; Hümik asitler ile “auxin” (hücrenin gerilip uzaması, bölünmesi gibi birçok değişik fonksiyonu düzenleyen çeşitli bitki hormonları) tipi reaksiyonların varlığı üzerine birçok makale yazılmıştır. Hümik asitlerin tohumun çimlenme kapasitesini arttırdığını ve bitkilerin vitamin içeriğini çoğalttığını bildirmişlerdir. Hümik asitlerin tohumun çimlenmesini etkilemesi bitkinin köklerini etkilemesine benzemektedir. Su ve besin maddelerini taşıyan hümik asitler tohumun gözeneği boyunca çekilmekte ve çimlenmenin başlaması için tohumu uyarmaktadır. Tohumdaki nakil için gerekli mekanizma, mekanizmasına benzetilmektedir.
Hümik asitler tohumun yanında kök sistemini ve üst aksamı da uyarmaktadır. Kök gelişimindeki ilerleme bitkinin veriminin artmasındaki en önemli etkendir. Kristeva vejetasyonun erken safhalarında bitkiye geçen hümik asitlerin polifenol kaynağı olduğunu ve bunun da solunum katalisti vazifesi yaptığını tespit etmiştir. Bu bitkinin yaşama aktivitesini arttırmasına neden olmaktadır. Örneğin; enzim sistemleri yoğunlaşmakta, hücre bölünmesi hızlanmakta, kök sistemleri büyük gelişim göstermekte ve kuru madde verimi çoğalmaktadır.
Hümik asitli gübreler doku besin dengesi, besinin bitki organlarına transferi, üst aksam ve kök gelişimi, ürün verimi ve kalitesi için dikkate değer etkiler elde etmektedirler. Özellikle hümik asit içeren bu tür gübreler organik maddece fakir topraklarda daha etkilidir. Hümik asitlerin verildiği bitkilerin karakterleri özellikle kumlu topraklarda kök gelişimi açısından diğerleri ile kıyaslandığında çok büyük farklılıklar göstermektedir.
Gübrede kullanımı
Hümik asitli gübrelerin hazırlanması ve uygulanmasındaki metotlar hakkında birçok araştırmaya ihtiyaç vardır. Hümik asitli gübreler bitki beslemede ana gübre olarak düşünülemez. Bu gübrelerin makro elementler olan azot, fosfor, potasyum ile diğer ikincil ve iz elementlerin bitki tarafından alımında, bu maddelerin yağmur suları ile yıkanıp gitmesini engelleyici (şelat oluşumu) ve bu elementlerin bitkiler tarafından daha iyi değerlendirilmelerine yardımcı oldukları ifade edilebilir.
Hümik asitli gübrelerin kullanımında büyüyen bir ilgi mevcuttur. Bu şu faktörlerle alakalandırılabilir: organik tarımın yaygınlaşması, inorganik gübrelerin toprağa ve içindeki canlılara zarar vermesi, inorganik gübrelerin yer altı kaynaklarını kirletmesi, sadece kimyasal gübre kullanımı ile mahsul veriminin düşmesi ve toprağın kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin sürekli bozulması. Ayrıca inorganik gübre imalatı için gerekli ilk yatırım maliyeti, hammaddesinin ithal edilmesi; buna bağlı olarak işletme maliyetlerinin yüksek olması ve gerekli enerji ihtiyacının yüksek olması da önemli olumsuzluklar olarak düşünülmektedir.
Humik asit'in şelatlayıcı özelliği onun yavaş salınımlı veya akıllı gübre uygulamalarında diğer bitki besin maddelerinin daha düşük konsantrasyonlarda bitkilere etkili biçimde verilebilirliğini mümkün kılmıştır.
İlgili araştırmalar / Tarihçe
Romalılar humus kelimesini toprağı ifade etmede kullanmıştır. Bu ifade daha sonraları toprağın organik maddesine, komposta ve organik maddenin değişik kısımlarına uygulanmıştır. İlk olarak humusu çürümüş organik madde bağlamında 1761’de tarif etmiştir. Fakat humusun oluşum mekanizmasını ve kimyasal doğasını ilgilendiren ilk düşünceler oldukça belirsizdi. Sıkça belirtilen düşünce humusun toprakta veya kompost yığınında bitki kaynaklı hümikleşme işlemi ile üretilen kompleks bir yapıya sahip olması idi. “Hümik asitleri” ilk olarak 1786’da Achard rapor etmiştir. Achard hümik asitleri turbadan (peat) elde etmiştir. Hümik asitlerin bitkilerden elde edilmesi tarafından 1797’de gerçekleştirilmiştir.
De Saussure 1804’te humus homojen bir madde olmadığını belirtmiştir. Fakat bu kolayca uzaklaştırılabilen değişik kompleksler içermektedir. 1820’lerin başında hümik asitlerin kimyasını araştırmaya başlamıştır. Sprengel bu maddeleri bir alkali topraktan elde etmiştir. Hümik asitlerin basit şekerlerden elde edildiğini savunan Sprengel’in bu düşüncesi 40-50 yıl öncesine kadar damgasını hümik asitler dünyasına vuracaktır. Fakat 1870’li yıllarda hümik asitlerin şeker içermeyen maddelerden de elde edilebileceğini belirten görüşler ortaya atılmıştır. asite nişasta ve sakroz ilave edip hümik asite benzer koyu renkli çökelekler oluşturmuştur. Suni ‘ulmin’ olarak tanımlanan maddeyi hazırlamak için değişik çalışmalar gerçekleştirilmiş ve bu amaçla sakroz yerine glukoz denemiştir.
Mulder 1839’da selülozu sentetik hümik asite dönüştürmüştür. Fakat 1800’lü yılların ortalarında hümik asitlerin kimyasal formüllerle karakterize edilmesi ile polisakkaritlerden veya şekerlerden oluştuğu görüşü zayıflamaya başlamıştır. Hümik asitlerin polisakkaritlerden geldiği fikri kömür üzerine araştırma yapan Gortner ve Marcusson gibi araştırmacılar tarafından tekrar gündeme alınmıştır. Bu araştırmacılar çalışmalarına ışık tutan düşünceyi kömür ve hümik asitlerlerdeki “furan” yapısından almışlardır. Yine kömür araştırmacıları olan Fischer ve Schrader 1921’de mikroorganizmaların polisakkaritleri hızlıca tükettiklerini göstermişlerdir. Onların görüşü; ligninin yavaşça bozulmasının hümik asitin oluşumu ile doğrudan alakalı olması şeklindeydi. Waksman yazdığı “humus” isimli kitabında hümik asitlerin oluşumunu ligninin mikrobiyal değişimi ile ilişkilendirmiştir. 1950’de ligninin mikroorganizmalarca değiştirildiği fikri hakim teori olmuştur. 1950’lerin sonunda gaz kromatografi (GC) ve GC-MS hümik asit tayinlerinde oldukça popüler cihazlar olmuşlardır. 1970’lerde hümik asitlerin tayininde KBr IR ve solid-state NMR çalışmalarına hız verilmiştir. Fakat bu çalışmalar hümik asitlerin alifatik olabileceklerini göstermiştir.
Lignin teorisini destekleyen bir grup araştırmacı 1982’de Uluslararası Hümik Maddeler Topluluğunu (IHSS) kurmuşlardır. IHSS hümik asit araştırmalarında koordinasyonu sağlamak için kurulmuştur. IHSS özellikle standart hümik asit numuneleri toplamaktadır. Buradaki amaç araştırmacıların verilerinde olabilecek değişikleri en aza indirmektir. 1980’li ve 1990’lı yıllar boyunca her artan gelişme ile birçok araştırmacı hümik asitlerin en azından bir kısım alifatik gruplar içerdiğini kabul etmeğe başlamışlardır. Susic 1991’de yaptığı araştırmasında yosunlarda, mantarlarda ve lignin içermeyen çürümüş meyvelerde yüksek oranda hümik asitler olabileceğini göstermiştir. Bu sonuçlar ABD Kuzey-Doğu Üniversitesi hümik asitler araştırma grubu tarafından da destek bulmuştur. Ghabbour ve arkadaşları “pilayella littoralis” isimli bir canlı algiden (bir tür yosun) hümik asit elde etmişlerdir. Ayrıca, insan ve hayvanların midesinde hümik asit olduğunu tespit etmişlerdir. Hariri ve arkadaşları hümik asitlerin kanla beraber sirküle olduğunu ve karaciğerde metabolize olduğunu göstermişlerdir. Rıdvan ve arkadaşları hümik asitler ağız yolu ile hayvanlara verildiği zaman vücuda giren ağır metallerin zararlarının azaldığını ve tarım ilaçlarının olumsuz etkilerini bertaraf ettiklerini tespit etmişlerdir. Golbs ve arkadaşları hümik asitlerin risk içermeksizin, gebeler dahil, hayvanlarda hastalıklara karşı koruyucu ve “şifalı” bir etkiye sahip olduklarını bulmuşlardır. Fakat halen hümik asitlerin kaynağının alifatik mi, aromatik mi veya polisakkaritlerden mi veyahut da ligninden mi olduğu tartışması devam etmektedir. Küçük mekanizmalarla polimer gelişimini modelleyen bazı teşebbüsler olmasına rağmen hümik asitlerin temel bloklarının birincil veya ikincil yapısını teyit eden önemli raporlar bulunmamaktadır. Çalışmalar olanca hızıyla devam etmektedir.
Eski zamanlardan günümüze kadar tarımla uğraşan insanların tümü bilinçli veya bilinçsiz mahsul yetiştirmede organik maddelerin topraktaki faydalarının farkında idiler. Fakat organik maddenin kimyası ve fonksiyonları 18 ci yüzyıldan itibaren yapılmış olan araştırmalarla bir tartışma konusu oldu. Liebig’e kadar humusun bitkiler tarafından doğrudan alındığını varsaymışlardır. Fakat Liebig bitki beslemede organik maddelerin önemini bildirdikten sonra esasen inorganik maddelerle bitkinin beslendiğini göstermiştir. Birçok toprak bilimcisi organik maddenin içerdiği inorganik besin içeriklerini serbest bırakarak toprağın verimliliğini etkilediğini düşünmüştür. 150 yıldan fazla zamandan beri organik kimya hakkında birçok şey öğrenildi. Organik maddelerin kısmi olarak ayrıştırılması üzerine Sprengel tarafından yapılan ilk çalışmalardan bazıları günümüzde halen kullanılan metotların temelini oluşturmaktadır. Bu metotlar alkali ile çözünmeyen bitki artıklarından humusu ayırmak için %2’lik NaOH çözeltisi kullanmaktadır.
Bu humus kolloitinden hümik asit fraksiyonu inorganik asit ile çöktürüldükten sonra geriye saman sarısı fülvik asitler kalmaktadır. Hümik fraksiyonunun alkolle çözünen kısmı ise ülmik asit veya hematomelanik asit olarak isimlendirilmektedir. Günümüzde toprak organik maddelerinin, özellikle hümik asitlerin faydalarının çoğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. Hümik asitler toprağın kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerini etkileyerek bitki gelişimine yardımcı olmaktadırlar. Hümik asitlerin besleyici fonksiyonları özellikle makro ve mikro besin elementlerinin bitkiye geçişinde ortaya çıkmaktadır. Hümik asitlerin biyolojik etkileri ise daha çok mikroorganizmaların aktivitelerini arttırılmasında görülmektedir. Fiziksel ve kimyasal olarak ise iyi toprak yapısı oluşturmada, toprağa süzme kolaylığı sağlamasında, havalandırmada, nem tutmada, toprağın iyon değişiminde ve toprağın tamponlanmasında hümik asitler önemli roller oynamaktadırlar.
Toprağın bitkiler tarafından kullanışlı hale gelebilmesi için toprağın hümik asit içeriğinin oldukça yüksek olması gerekmektedir. Fakat hümik asitlerin etkinliği ve faydaları topraktan toprağa değişmekte olup iklim ve ekim tarihi gibi çevresel şartlara bağlı kalmaktadır. Tarihin ilk zamanlarından beri bitki ve hayvan kalıntılarının fosilleşmesi ile meydana gelen kömür, mineral madde tabakaları ile üst üste konularak basınca maruz kalan ve daha sonra katmanlar halinde oluşan humus türlerinin çoğunu içermektedir. Kömür oluşma mekanizması şu şekilde açıklanmıştır: turba (peat) önce linyite, daha sonra bitümen kömüre ve sonunda da antrasit kömüre dönüşmektedir. Bu oluşum bir ısıl işlem boyunca kısmi damıtma yöntemi ile doğal olarak meydana gelmektedir. Kahverenkli kömür veya linyit oluşma sistemi kimyasal ve fiziksel özelliklere göre değişmektedir. Kömür oluşumu ile alakalı kimyasal işlemler hakkındaki çalışmalar hümik asitler, fülvik asitler ve ülmik asitleri ilgilendiren değişik hipotezlere sebebiyet vermiştir. Toprağın oluşumu ana kaya üzerindeki organik maddelerin farklı formlarının hareketi ile yakından alakalıdır. Biojeokimyacılar demir, kükürt, silis, fosfor ve diğer elementlerin doğal dönüşümünü sağlayan katılımcının mikroorganizmalar olduğunu birçok araştırmalarında göstermişlerdir. Verimli toprağın üretiminde mineralizasyon boyunca gerekli besin maddelerinin ortaya çıkmasını sağlayan kaynak olarak hümik asitler çeşitli yönleri ile önemli rol oynarlar.
Bitki için besin kaynağı olmanın ve yapısal oluşumdaki oldukça önemli faktörünün yanı sıra, hümik asitler toprağın fiziksel özelliği (su tutma kapasitesi gibi) üzerinde temel bir etkiye sahiptir. Ayrıca, hümik asitler iyon değişim kapasitesi ve tamponlama özelliği (pH dengesi) gibi fiziko-kimyasal özellikleri de büyük oranda belirlemektedir. Bu özellikler sadece bitki besin maddelerinin bitki tarafından alınması ve toprakta tutunmasını sağlamakla kalmaz, toprak tuzlanmasının (asiditesinin) olumsuz etkilerinden de korumaktadır. Yeterli düzeyde hümik asit içeren bir toprağın bitki gelişimi ve büyümesine olumlu ve net bir etki sağlayacağı kati delillerle ortaya konmuştur.
Diğer kullanımları
Hümik asitler sadece tarım alanında kullanılmamaktadır. Günümüzde ucuz bir kaynak olarak birçok sektörde hızla kullanılmaya başlanmıştır. Bu sektörlerin başında çevre teknolojileri, sondaj teknolojileri, tutkal, boya, baskı mürekkepleri, kazan besi suyu şartlandırıcıları gibi kimya teknolojileri gelmektedir. Ayrıca kanatlı ve büyük baş hayvanlarda hastalıklara karşı mukavemet sağlamada, yenilen yemlerin ete dönüşümünde, süt veriminin artmasında, yumurta kalitesinde faydalar tespit edilmiştir.[]
Konu AIDS başta olmak üzere astım, bronşit, grip, mide rahatsızlıkları, böbrek taşı ber tarafı, hemeroit, deri kanseri, kan kougulantı, kansızlık, aşırı uyku, iştahsızlık gibi tıpta oldukça yaygın karşılaşılan problemlerin çözümü konularında humik asitlerin kullanımı araştırılmaktadır.
Kaynakça
- E.A. Gabbour, A.H. Khairy, (et.al.), J.Appl. Phycol., 6(1994) 459.
- F.J. Stevenson, Humus Chemistry, Wiley, New York, 1982.
- T.L. Senn, and A.R. Kingman, A review of Humus and Humic Acids, South Carolina Agricultural Experiment Station, Clemson, SC. Research Series Report No. 145, 1973,
- E.A. Gabbour, (et.al.), Material Science and Eng. C, Elsevier, (1996) 175-179
- Susic, M. http://welcometo/humics/history[] (2001)
Notlar
Dış bağlantılar
- Hümik Asitler ve İnsan Sağlığı 18 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Türkçe)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddenin tarafsizligi konusunda kuskular bulunmaktadir Konuya dair fikir alisverisi tartisma sayfasinda bulunabilir Sablonu kaldirmadan once lutfen gerekli sartlarin olustugundan emin olun Ekim 2008 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Humik asitler veya humus kismen veya tamami ile curumus bitki veya hayvan artiklarinin olusturdugu siyah veya koyu kahverenkli maddelerdir Liebig humusu soyle tarif etmistir alkali ortamda kolayca cozunebilen fakat suda cozunmeyen alkalilerin veya asitlerin aksiyonu ile bitkilerin bozulmasi boyunca uretilen kahverenkli bir madde humusu zamanla bozunmaya karsi maddenin ilk hayati durumundan daha direncli kilan hayvansal ve bitkisel organizmalardan arta kalan transformasyon maddesidir diye tanimlamistir Humus kelimesi bazi toprak bilimcileri tarafindan toprak organik maddesi seklinde de kullanilmistir Bu anlam topraktaki humik asitleri iceren tum organik maddeleri kapsamaktadir Toprak organik madde kavrami genellikle bitki ve hayvan dokulari toprak biyokutlesi humik maddeler ve canli organizmalar tarafindan sentezlenmis tum organik maddeleri icermektedir Humik asitler kolloidal maddelerdir ve kil gibi hareket etmektedirler Humik molekulunun katyon degisim siteleri hidrojen iyonu ile dolduruldugu zaman olusan madde humik asit olarak dusunulmektedir Fakat bunun pH uzerinde buyuk etkisi yoktur Zira bu asit suda cozunmemektedir Katyon degisim siteleri hidrojen haricinde herhangi bir katyon ile doldurulursa bu madde humat olarak tarif edilmektedir Monovalent alkali metallerin humatlari suda cozunmektedir Kristeva humik asitlerin alkaliler ile islenmesi ile sodyum ve potasyum humatlari elde etmistir Fakat multivalent metal humatlari metaline gore suda ya kismen cozunmekte veya hic cozunmemektedirler Kimyasal olarak bulundugu bolgeye gore cok farkli ozellikler gosteren humik asitlerin molekuler buyuklugu 2000 300000 Dalton karbon icerigi 45 65 oksijen icerigi 30 50 katyon degisim kapasitesi 500 1500 meq 100 g olarak tespit edilmistir Fiziksel ve kimyasal ozellikleriSon zamanlarda kromatografik spekroskopik ve x ray analizleri humik asitlerde bulunan organik yapisal gruplar hakkinda bilgilerimize cok seyler katmaktadir Ayrica katyon ve anyon degisim reaksiyonlari genis bicimde calisilmistir Fakat kimya ve topragin verimliligi arasindaki iliskiyi kuran calismalar yeterli duzeyde degildir Bu calismalara genellikle tamponlama gerekli elementlerin selatlanmasi ve ayni kaynaktan gelen organik maddenin hormon etkisi ornek verilebilir Jenkinson ve Tinley farkli kaynaklardan elde edilen ligno proteinlerin cok farkli kizil otesi tayfa sahip olduklarini gostermistir Makstmow ve Liwski humik asitli gubrelerin hazirlanma metoduna gore bitki tepkilerinin farkli olduklarini bulmuslardir Ayrica ekstraksiyonun metodu ve kaynaginin humik asitlerin toprak verimliligini etkilemede onemli oldugunu belirtmislerdir kimyasi uzerine yapilan son calismalar humik asitin tuzlarinin bilesimi oldugunu ortaya cikarmistir Humik asitler kayalarin ve minerallerin bozulmasinda aktif gorev yapmaktadirlar Olayin karakteri humik asitlerin bulunduklari yerdeki dogasina ve minerallerin mukavemetine baglidir Humik asitler dogal buyuk bio polielektrolitlerdir Bunyelerinde onemli oranda polifenoller polikarboksilik asitler karboniller ve peroksitler gibi organik kimyanin onemli gruplarini barindirmaktadirlar Humik asitler gerekli besin maddelerinin bitkiye gecisini saglamaktadirlar P2O5 in humik asitlerce elverisli hale getirilmesi hakkinda bircok makale yazilmistir P2O5 iceriginin fazlaca bulundugu ortamlarda meydan gelen kloroz problemini humik asitlerin demiri bitkinin alacagi forma getirmesi ile cozdugunu DeKock 1955 te gostermistir Iz elementlerin bitki tarafindan ihtiyacinin karsilanmasinda humik asitlerle selat yapan bilesiklerin rolu buyuktur Tum gerekli metaller humik asitlerle selat yapabilmektedir Toprakta bulunan potasyum kalsiyum magnezyum demir ve cinko ile reaksiyona giren humik asitler organa mineral kopruler uretmektedirler Bu kopruler mikroorganizmalar icin hayati destek veren topragin mekanik parcaciklarini baglamaktadirlar Selatlama Humik asit metal kompleksi bitki beslemede belirleyici bir durumdur Kursun krom kadmiyum ve benzer agir metaller ile radyoaktif elementlerin once bitkiye sonra da hayvanlarla insanlara gecisi ciddi hastaliklara yol actigi bilinmektedir Agir metaller ile cozunmez bilesikler yapan humik asitler bunlarin hucreden iceri girmesini engelleyen setler olusturmaktadir Inorganik demir bilesikleri de toprakta cozunmezler oldukca kararsizdirlar ve kalsiyumu yuksek kirecli topraklarda bitki tarafinda alimi zordur Humatli bilesikler demiri selatli kompleksler icine dahil etmektedir Toprak fosfatlari demir ve aluminyum ile yaptiklari reaksiyonlarda bitki tarafindan alinamaz duruma gelmektedirler Fakat reaksiyon sonucu olusan bilesik humik asitler tarafindan komplekslenmektedir Selatlama maddeleri olan humik asitler fosfat ile demir aluminyum arasindaki baglari kirabilmektedirler Sonucta fosfat iyonu serbest kalmaktadir Humatlarin topraga ilavesi bu islemin hizini yukseltmekte ve fosfatin bitkilerce alinmasini kolaylastirmaktadir Kucuk miktardaki humik asitler bile bitkiyi hassas hale getirmede plasmanin gecirgenligini arttirmada ve bitkilerce besin elementlerinin aliminin hizlanmasinda aktif hareket etmektedirler Ilieske humik asit ve turevlerinin bitki zarinin gecirgenligini arttirdigini bunun da bitkinin besin elementlerini almasini kolaylastirdigini tespit etmistir Buyuk orandaki humik asitler ise elverisli demir kaynagidirlar Tarim ilaclarina etkisiPestisitler tarim ilaclari toprak humik asitleri ile reaksiyona girmekte ve kompleks reaksiyonlar olusturmaktadir Bazi pestisitler humik asitlerle hareketsiz hale gelmekte ve pratikte cevrede yok olmaktadir Bu durumlarda humik asitler organik maddece zayif kumlu topraklarda fazla pestisitleri etkili bir bicimde bertaraf etmektedir Humik asitlerle pestisitler arasinda bilinen kimyasal islem adsorbsiyondur Bu islem pestisitin kimyasal yapisina bagli bir hizda topraga birakilmasi ile izlenmektedir Pestisitin yok olmasi kismen topraga birakilma orani ile belirlenecektir Humik asitler bu durumlarda topraktaki pestisit konsantrasyonu kontrol etmek icin ve cevreye yapabilecegi zehirleyeci etkisinden sakinmak icin kullanilabilmektedir Baska bir konu ise tarimsal kokenli veya sentetik humik asitlerin pestisitleri tasimasi olayidir Pestisitlerin bazilari humik asitlerle kompleks olusturmaktadir Leonardit kokenli humik asitlerde bu problem bulunmaz Bitki gelismesine etkisiToprak biyolojisi Toprak mikrobiyolojisinde humik asitlerin olumlu etkileri gozlemlenmistir Arastirmacilar bu etkiyi humik asitlerin demirle yaptigi komplekse veya onlarin kolloidal dogasina veyahut da humik asitlerin organik katalist gibi hareket etmesine yuklemislerdir Mikroflora populasyonunun uyarilmasi humik asitlerin karbon ve fosfat kaynagi olmasi ile alakalidir Humik asitler bu populasyonun artmasi icin gerekli siteleri saglamaktadir Bakteriler organik katalist olarak hareket eden enzimleri olusturmaktadir Fiziksel yapiya etkisi Humik asitler kilin gevsetilmesi suyun topraga nufuz edisinin kolaylastirilmasi topragin iyon degisim kapasitesinin arttirilmasi yoluyla toprak canlilarinin uyarilmasi humik asitin baslica fziksel etkileridir Killi topraklarin kuruma sirasinda siki bir yapi teskil etmesi bitki besleme ve gelistirmede ciddi bir problemdir Kil ve tuz yuzdesi fazla olan topraklarda bir kil parcaciginin etrafindaki arti degerlikli yuk diger parcacigin duz yuzeyindeki eksi degerlikli yukle birlesmektedir Bu durum oldukca siki uc boyutlu bir yapi olusturmaktadir Humik asitler her bir kil parcaciginin etrafinda film yaparak bunlari birbirinden ayirmaktadir Humik asitler tuzlari cozmekte ve onlari kil parcaciginin yuzeyinden uzaklastirmaktadir Sonucta olusan eksi degerlikli yuk kil parcaciklarinin birbirlerini itmelerine neden olmakta ve boylece toprak gevsemektedir Ikinci durumda humik asitlerin bunyelerindeki karboksilik COOH gruplar arti yuklu parcaciklar ile baglanmaktadirlar Bu arti yuk iyonlarin tuzlarin cozunmelerini ve kil parcacigi uzerinden uzaklasmasini saglamaktadir Humik asitler suyun topraktan buharlasmasini yavaslatmaktadir Bu durum kilin hic olmadigi veya kismen az oldugu ve su tutma kapasitesi olmayan kumlu topraklar icin onemlidir Suyun dipolar molekul olmasi ve elektriksel olarak da notr olmasindan dolayi oksijen iceren molekulun sonu bir iyona gevsek olarak baglanmaktadir Su molekulunun eksi yuklu kismi veya hidrojen bir miktar notrlesmektedir Sonucta hidrojenin bulundugu yerin arti cekim gucu artmaktadir Diger su molekulunun oksijen bulunan yeri eksi yuk hidrojenle birlesmektedir Bu durum su molekulunun cekim gucu bitene kadar surmektedir Ayrica humik asitler iklim sartlarina gore topragin rengini daha koyu renklere donusturme ozelligine sahiptir Boylece topragin isi sartlari da degismis olmaktadir Humik asitlerin kolloidal yapisi ve ana fonksiyonel gruplarin hidrofillesmesinin yuksek seviyede olusu onlara tutkal ozelligini vermektedir Bircok arastirmaci bundan dolayidir ki humik asit uygulamalarindan sonra topragin su tutma ozelliginin gelistigini ve kurak bolgelerde bunun etkili oldugu gozlemlemislerdir Bitki yapisina etki Humik asitler ile auxin hucrenin gerilip uzamasi bolunmesi gibi bircok degisik fonksiyonu duzenleyen cesitli bitki hormonlari tipi reaksiyonlarin varligi uzerine bircok makale yazilmistir Humik asitlerin tohumun cimlenme kapasitesini arttirdigini ve bitkilerin vitamin icerigini cogalttigini bildirmislerdir Humik asitlerin tohumun cimlenmesini etkilemesi bitkinin koklerini etkilemesine benzemektedir Su ve besin maddelerini tasiyan humik asitler tohumun gozenegi boyunca cekilmekte ve cimlenmenin baslamasi icin tohumu uyarmaktadir Tohumdaki nakil icin gerekli mekanizma mekanizmasina benzetilmektedir Humik asitler tohumun yaninda kok sistemini ve ust aksami da uyarmaktadir Kok gelisimindeki ilerleme bitkinin veriminin artmasindaki en onemli etkendir Kristeva vejetasyonun erken safhalarinda bitkiye gecen humik asitlerin polifenol kaynagi oldugunu ve bunun da solunum katalisti vazifesi yaptigini tespit etmistir Bu bitkinin yasama aktivitesini arttirmasina neden olmaktadir Ornegin enzim sistemleri yogunlasmakta hucre bolunmesi hizlanmakta kok sistemleri buyuk gelisim gostermekte ve kuru madde verimi cogalmaktadir Humik asitli gubreler doku besin dengesi besinin bitki organlarina transferi ust aksam ve kok gelisimi urun verimi ve kalitesi icin dikkate deger etkiler elde etmektedirler Ozellikle humik asit iceren bu tur gubreler organik maddece fakir topraklarda daha etkilidir Humik asitlerin verildigi bitkilerin karakterleri ozellikle kumlu topraklarda kok gelisimi acisindan digerleri ile kiyaslandiginda cok buyuk farkliliklar gostermektedir Gubrede kullanimiHumik asitli gubrelerin hazirlanmasi ve uygulanmasindaki metotlar hakkinda bircok arastirmaya ihtiyac vardir Humik asitli gubreler bitki beslemede ana gubre olarak dusunulemez Bu gubrelerin makro elementler olan azot fosfor potasyum ile diger ikincil ve iz elementlerin bitki tarafindan aliminda bu maddelerin yagmur sulari ile yikanip gitmesini engelleyici selat olusumu ve bu elementlerin bitkiler tarafindan daha iyi degerlendirilmelerine yardimci olduklari ifade edilebilir Humik asitli gubrelerin kullaniminda buyuyen bir ilgi mevcuttur Bu su faktorlerle alakalandirilabilir organik tarimin yayginlasmasi inorganik gubrelerin topraga ve icindeki canlilara zarar vermesi inorganik gubrelerin yer alti kaynaklarini kirletmesi sadece kimyasal gubre kullanimi ile mahsul veriminin dusmesi ve topragin kimyasal fiziksel ve biyolojik ozelliklerinin surekli bozulmasi Ayrica inorganik gubre imalati icin gerekli ilk yatirim maliyeti hammaddesinin ithal edilmesi buna bagli olarak isletme maliyetlerinin yuksek olmasi ve gerekli enerji ihtiyacinin yuksek olmasi da onemli olumsuzluklar olarak dusunulmektedir Humik asit in selatlayici ozelligi onun yavas salinimli veya akilli gubre uygulamalarinda diger bitki besin maddelerinin daha dusuk konsantrasyonlarda bitkilere etkili bicimde verilebilirligini mumkun kilmistir Ilgili arastirmalar TarihceRomalilar humus kelimesini topragi ifade etmede kullanmistir Bu ifade daha sonralari topragin organik maddesine komposta ve organik maddenin degisik kisimlarina uygulanmistir Ilk olarak humusu curumus organik madde baglaminda 1761 de tarif etmistir Fakat humusun olusum mekanizmasini ve kimyasal dogasini ilgilendiren ilk dusunceler oldukca belirsizdi Sikca belirtilen dusunce humusun toprakta veya kompost yigininda bitki kaynakli humiklesme islemi ile uretilen kompleks bir yapiya sahip olmasi idi Humik asitleri ilk olarak 1786 da Achard rapor etmistir Achard humik asitleri turbadan peat elde etmistir Humik asitlerin bitkilerden elde edilmesi tarafindan 1797 de gerceklestirilmistir De Saussure 1804 te humus homojen bir madde olmadigini belirtmistir Fakat bu kolayca uzaklastirilabilen degisik kompleksler icermektedir 1820 lerin basinda humik asitlerin kimyasini arastirmaya baslamistir Sprengel bu maddeleri bir alkali topraktan elde etmistir Humik asitlerin basit sekerlerden elde edildigini savunan Sprengel in bu dusuncesi 40 50 yil oncesine kadar damgasini humik asitler dunyasina vuracaktir Fakat 1870 li yillarda humik asitlerin seker icermeyen maddelerden de elde edilebilecegini belirten gorusler ortaya atilmistir asite nisasta ve sakroz ilave edip humik asite benzer koyu renkli cokelekler olusturmustur Suni ulmin olarak tanimlanan maddeyi hazirlamak icin degisik calismalar gerceklestirilmis ve bu amacla sakroz yerine glukoz denemistir Mulder 1839 da selulozu sentetik humik asite donusturmustur Fakat 1800 lu yillarin ortalarinda humik asitlerin kimyasal formullerle karakterize edilmesi ile polisakkaritlerden veya sekerlerden olustugu gorusu zayiflamaya baslamistir Humik asitlerin polisakkaritlerden geldigi fikri komur uzerine arastirma yapan Gortner ve Marcusson gibi arastirmacilar tarafindan tekrar gundeme alinmistir Bu arastirmacilar calismalarina isik tutan dusunceyi komur ve humik asitlerlerdeki furan yapisindan almislardir Yine komur arastirmacilari olan Fischer ve Schrader 1921 de mikroorganizmalarin polisakkaritleri hizlica tukettiklerini gostermislerdir Onlarin gorusu ligninin yavasca bozulmasinin humik asitin olusumu ile dogrudan alakali olmasi seklindeydi Waksman yazdigi humus isimli kitabinda humik asitlerin olusumunu ligninin mikrobiyal degisimi ile iliskilendirmistir 1950 de ligninin mikroorganizmalarca degistirildigi fikri hakim teori olmustur 1950 lerin sonunda gaz kromatografi GC ve GC MS humik asit tayinlerinde oldukca populer cihazlar olmuslardir 1970 lerde humik asitlerin tayininde KBr IR ve solid state NMR calismalarina hiz verilmistir Fakat bu calismalar humik asitlerin alifatik olabileceklerini gostermistir Lignin teorisini destekleyen bir grup arastirmaci 1982 de Uluslararasi Humik Maddeler Toplulugunu IHSS kurmuslardir IHSS humik asit arastirmalarinda koordinasyonu saglamak icin kurulmustur IHSS ozellikle standart humik asit numuneleri toplamaktadir Buradaki amac arastirmacilarin verilerinde olabilecek degisikleri en aza indirmektir 1980 li ve 1990 li yillar boyunca her artan gelisme ile bircok arastirmaci humik asitlerin en azindan bir kisim alifatik gruplar icerdigini kabul etmege baslamislardir Susic 1991 de yaptigi arastirmasinda yosunlarda mantarlarda ve lignin icermeyen curumus meyvelerde yuksek oranda humik asitler olabilecegini gostermistir Bu sonuclar ABD Kuzey Dogu Universitesi humik asitler arastirma grubu tarafindan da destek bulmustur Ghabbour ve arkadaslari pilayella littoralis isimli bir canli algiden bir tur yosun humik asit elde etmislerdir Ayrica insan ve hayvanlarin midesinde humik asit oldugunu tespit etmislerdir Hariri ve arkadaslari humik asitlerin kanla beraber sirkule oldugunu ve karacigerde metabolize oldugunu gostermislerdir Ridvan ve arkadaslari humik asitler agiz yolu ile hayvanlara verildigi zaman vucuda giren agir metallerin zararlarinin azaldigini ve tarim ilaclarinin olumsuz etkilerini bertaraf ettiklerini tespit etmislerdir Golbs ve arkadaslari humik asitlerin risk icermeksizin gebeler dahil hayvanlarda hastaliklara karsi koruyucu ve sifali bir etkiye sahip olduklarini bulmuslardir Fakat halen humik asitlerin kaynaginin alifatik mi aromatik mi veya polisakkaritlerden mi veyahut da ligninden mi oldugu tartismasi devam etmektedir Kucuk mekanizmalarla polimer gelisimini modelleyen bazi tesebbusler olmasina ragmen humik asitlerin temel bloklarinin birincil veya ikincil yapisini teyit eden onemli raporlar bulunmamaktadir Calismalar olanca hiziyla devam etmektedir Eski zamanlardan gunumuze kadar tarimla ugrasan insanlarin tumu bilincli veya bilincsiz mahsul yetistirmede organik maddelerin topraktaki faydalarinin farkinda idiler Fakat organik maddenin kimyasi ve fonksiyonlari 18 ci yuzyildan itibaren yapilmis olan arastirmalarla bir tartisma konusu oldu Liebig e kadar humusun bitkiler tarafindan dogrudan alindigini varsaymislardir Fakat Liebig bitki beslemede organik maddelerin onemini bildirdikten sonra esasen inorganik maddelerle bitkinin beslendigini gostermistir Bircok toprak bilimcisi organik maddenin icerdigi inorganik besin iceriklerini serbest birakarak topragin verimliligini etkiledigini dusunmustur 150 yildan fazla zamandan beri organik kimya hakkinda bircok sey ogrenildi Organik maddelerin kismi olarak ayristirilmasi uzerine Sprengel tarafindan yapilan ilk calismalardan bazilari gunumuzde halen kullanilan metotlarin temelini olusturmaktadir Bu metotlar alkali ile cozunmeyen bitki artiklarindan humusu ayirmak icin 2 lik NaOH cozeltisi kullanmaktadir Bu humus kolloitinden humik asit fraksiyonu inorganik asit ile cokturuldukten sonra geriye saman sarisi fulvik asitler kalmaktadir Humik fraksiyonunun alkolle cozunen kismi ise ulmik asit veya hematomelanik asit olarak isimlendirilmektedir Gunumuzde toprak organik maddelerinin ozellikle humik asitlerin faydalarinin cogu bilimsel olarak ispatlanmistir Humik asitler topragin kimyasal fiziksel ve biyolojik ozelliklerini etkileyerek bitki gelisimine yardimci olmaktadirlar Humik asitlerin besleyici fonksiyonlari ozellikle makro ve mikro besin elementlerinin bitkiye gecisinde ortaya cikmaktadir Humik asitlerin biyolojik etkileri ise daha cok mikroorganizmalarin aktivitelerini arttirilmasinda gorulmektedir Fiziksel ve kimyasal olarak ise iyi toprak yapisi olusturmada topraga suzme kolayligi saglamasinda havalandirmada nem tutmada topragin iyon degisiminde ve topragin tamponlanmasinda humik asitler onemli roller oynamaktadirlar Topragin bitkiler tarafindan kullanisli hale gelebilmesi icin topragin humik asit iceriginin oldukca yuksek olmasi gerekmektedir Fakat humik asitlerin etkinligi ve faydalari topraktan topraga degismekte olup iklim ve ekim tarihi gibi cevresel sartlara bagli kalmaktadir Tarihin ilk zamanlarindan beri bitki ve hayvan kalintilarinin fosillesmesi ile meydana gelen komur mineral madde tabakalari ile ust uste konularak basinca maruz kalan ve daha sonra katmanlar halinde olusan humus turlerinin cogunu icermektedir Komur olusma mekanizmasi su sekilde aciklanmistir turba peat once linyite daha sonra bitumen komure ve sonunda da antrasit komure donusmektedir Bu olusum bir isil islem boyunca kismi damitma yontemi ile dogal olarak meydana gelmektedir Kahverenkli komur veya linyit olusma sistemi kimyasal ve fiziksel ozelliklere gore degismektedir Komur olusumu ile alakali kimyasal islemler hakkindaki calismalar humik asitler fulvik asitler ve ulmik asitleri ilgilendiren degisik hipotezlere sebebiyet vermistir Topragin olusumu ana kaya uzerindeki organik maddelerin farkli formlarinin hareketi ile yakindan alakalidir Biojeokimyacilar demir kukurt silis fosfor ve diger elementlerin dogal donusumunu saglayan katilimcinin mikroorganizmalar oldugunu bircok arastirmalarinda gostermislerdir Verimli topragin uretiminde mineralizasyon boyunca gerekli besin maddelerinin ortaya cikmasini saglayan kaynak olarak humik asitler cesitli yonleri ile onemli rol oynarlar Bitki icin besin kaynagi olmanin ve yapisal olusumdaki oldukca onemli faktorunun yani sira humik asitler topragin fiziksel ozelligi su tutma kapasitesi gibi uzerinde temel bir etkiye sahiptir Ayrica humik asitler iyon degisim kapasitesi ve tamponlama ozelligi pH dengesi gibi fiziko kimyasal ozellikleri de buyuk oranda belirlemektedir Bu ozellikler sadece bitki besin maddelerinin bitki tarafindan alinmasi ve toprakta tutunmasini saglamakla kalmaz toprak tuzlanmasinin asiditesinin olumsuz etkilerinden de korumaktadir Yeterli duzeyde humik asit iceren bir topragin bitki gelisimi ve buyumesine olumlu ve net bir etki saglayacagi kati delillerle ortaya konmustur Diger kullanimlari Humik asitler sadece tarim alaninda kullanilmamaktadir Gunumuzde ucuz bir kaynak olarak bircok sektorde hizla kullanilmaya baslanmistir Bu sektorlerin basinda cevre teknolojileri sondaj teknolojileri tutkal boya baski murekkepleri kazan besi suyu sartlandiricilari gibi kimya teknolojileri gelmektedir Ayrica kanatli ve buyuk bas hayvanlarda hastaliklara karsi mukavemet saglamada yenilen yemlerin ete donusumunde sut veriminin artmasinda yumurta kalitesinde faydalar tespit edilmistir kaynak belirtilmeli Konu AIDS basta olmak uzere astim bronsit grip mide rahatsizliklari bobrek tasi ber tarafi hemeroit deri kanseri kan kougulanti kansizlik asiri uyku istahsizlik gibi tipta oldukca yaygin karsilasilan problemlerin cozumu konularinda humik asitlerin kullanimi arastirilmaktadir KaynakcaE A Gabbour A H Khairy et al J Appl Phycol 6 1994 459 F J Stevenson Humus Chemistry Wiley New York 1982 T L Senn and A R Kingman A review of Humus and Humic Acids South Carolina Agricultural Experiment Station Clemson SC Research Series Report No 145 1973 E A Gabbour et al Material Science and Eng C Elsevier 1996 175 179 Susic M http welcometo humics history olu kirik baglanti 2001 Notlar 28 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Kasim 2006 Arsivlenmis kopya 3 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Kasim 2006 Dis baglantilarHumik Asitler ve Insan Sagligi 18 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce