Tasavvuf (Farsça: تصوف tasavvuf) veya Sûfîzm ya da Sûfîlik (Arapça: صُوفِية sûfiyye; Farsça: صوفیگری sūfīgarī), İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır.
Tasavvuf ve sufi kelimelerinin hangi kökten geldiği hakkında ihtilâf vardır. Sûfî kelimesinin kökü olarak en çok hüsn-ü kabul gören kelime, "yün" anlamına gelen Arapça "sûf"tur. Klâsik tasavvuf yazarlarının ilklerinden olan Ebû Nasr Serrâc (ölm. 378/988); "peygamberlerin, evliyâ ve asfıyânın yolu" dediği sûf giyme âdetinden hareketle sûfî kelimesini bu kökten sayar.
Sahih-i Buhârî Tercemesi'nde "Suffa; Kāmûs müterciminin dediği gibi, eski yerlerdeki "sed", "seki" gibi yüksekçe eyvana denir. Lisanımızda tahrifle "sofa" tâbir olunur. Ehl-i suffa buna izâfe edilmiştir." denilmektedir.
Bir diğer görüşte ise suffe; "avlu, gölgelik" gibi mânâlarda kullanılır. Mescid-i Nebevî'nin avlusu ve gölgeliğinde yatıp kalktıkları için, bu fakir ve bekâr muhacirlere “Ashâb-ı Suffe (Suffeliler)” adı verilmiştir.[]
Sûfî kelimesinin kökünün Muhammed döneminde "keçi vb. hayvanların kılından, yününden (sûf) yapılmış, çobanların giydiği üst kalın elbise, kepenekten geldiği" görüşünün açıklamasında; peygamberin döneminde hiçbir sohbeti kaçırmayan ve İslâm peygamberinin tüm dini açıklamalarına daime katılan çok fakir bir bedevi grubu anlatılmaktadır. Bunlar işleri veya mecbur sebeplerden dolayı sohbete ve konuşmalara katılamayan diğer din mensuplarına İslam hakkında peygamberin konuşmalarını anlatırlarmış. Bunların kendilerini tamamen fiziki olarak da İslam'a ve dini yaşamaya adamaları; her kesimin dikkatini çekmiştir. Belirgin özellikleri olan giydikleri keçi kılından olan üst kalın elbise nedeniyle suffa ehli (Ashab-ı Suffa) olarak anılmaya başlanmışlardır. Nitekim bu giydikleri elbise Arapça dilinde soffa veya suffa olarak anılmaktaymış. Yine bu görüşe göre İslam peygamberinin bahçede sohbet yaptığı etrafı açık çardak benzeri bir yapı yüzünden de tasavvuf kelimesinin türeyebileceği söylenmektedir. Zira bu yapı da soffa veya suffa olarak anılmaktaymış. Bu ifadeler kapsamında "tasavvuf" lafzı buralardan gelebilir denilmektedir ancak esasta kelimenin ruhani manası Kur'an'ın "yaşama geçirilmiş hali, Kur'an'ın tamamına inanıp onu yaşamak" olarak tarif edilmektedir.
Tasavvufun mistisizmin İslam özelindeki hali olduğunu iddia edenler olduğu gibi, mistisizmin Çin-Hindu dinlerinden gelmesi nedeni ile İslam ile tamamen farklı olduğunu iddia edenler de olmuştur. Kimilerine göre, tasavvuf şeriattan daha yüksek bir aşamayı ifade eder. Mutasavvıflar sufi olmaya çalışmışlar, tekkeler, medreseler kurmuşlardır. Sufiyâne hayat yaşamaya çalışanlara derviş de denilir. Türkler arasında Tasavvuf Batı Türkistan’da çıkmıştır. İlk sufiler keşif sahibi insanlardı, mala mülke değer vermezler, bazen çıkınları bile olmadan gezer ve gittikleri yerlerde insanları dini yönden aydınlatırlardı. Batı Türkistan’daki bu ilk sufilerin bazıları, bir tarikat gütmedikleri için tarikat şeyhleri gibi isim yapmamış olabiliyorlardı.[]
Kelimenin kökeni
Arapça tasavvuf kelimesinin hangi kökten geldiği tam olarak bilinmemektedir. En çok kabul gören görüşlere göre:
- Saflaşma anlamında "safâ" kökünden,
- Yün elbise giyinme anlamında "suf" kökünden,
Yün giyme anlamı için kullanılan peygamber sözlerinden bir kısmı:
- Enes bin Malik demiştir ki: "Rasulullah bir kölenin bile davetine gider, merkebe biner ve yün elbise giyerdi."
- Abdullah bin Mes'ud'un rivayetine göre Peygamber şöyle söylemiştir: “Rabbi kendisiyle konuştuğu gün, Hz. Musa'nın üzerinde yün bir elbise, yün bir cübbe, başında yünden bir külah ve yünden yapılmış şalvar vardı. Ayakkabıları ölmüş bir eşeğin derisindendi."
- Peygamberin evinin yanında suffe denilen odalarda ikamet eden, fakirler olan Ashab-ı Suffe gibi yaşama anlamında suffe kökünden türemiş olabilir.
Kuşeyrî ve Hucvirî gibi bâzı müellifler; bu kelimenin Arapça herhangi bir kelimeden türemediğini, olsa olsa câmid bir lâkâb olabileceğini söylerler. Sûfî ve tasavvuf kelimelerinin Arapça bir kökü bulunduğunu öne sürenler ise bir kelime üzerinde ittifak edememişlerdir. Tasavvuf kelimesinin kökü olarak öne sürülen başlıca kelimeler şunlardır:
- Asr-ı Sa'âdet'teki ashâb-ı suffenin "suffe"si,
- Çöl bitkisi "sufâne",
- Duruluk ve temizlik anlamındaki "safâ" ve "safvet",
- "Saff-ı evvel",
- Kendilerini halka hizmete veren "Benu's-sûfe",
- Ense saçı ve kıl demek olan "sûfetü'l-kafâ",
- "Sıfat" kelimesi,
- Yunanca 'hakîm ve filozof' anlamındaki "sofia",
- Yün anlamına gelen "sûf".
İnanç, kültür, öğreti
Sufizm'in tanımı çeşitli mutasavvıflarca farklı şekillerde yapılmıştır. Bu tanımlardan birine göre, Sufizm, insanın akıl yoluyla erişemediği ilahî hakikatleri ve gayb âlemine ait hakikatleri manevi latifelerle arama yoludur. Hedef, insan-ı kâmil olmaktır. Bir başka deyişle, Sufizm, İslam inanışına göre, kişiliği kötü huylardan temizleyip, ruhu pak edip, olgunluk ve kemale erme yoludur. Tasavvuf, silsile yolu ile Muhammed'e dayandırılan, Allah'ı anlamaya vesile olarak, Peygamber vârisi olduğuna inanılan Evliya ve Mutasavvıflar tarafından, "Hakk'tan aldığını halka sunuş" yolu olarak takdim edilen, dinin fıkıh, kelam, Ahlak ve tasavvuf olmak üzere dört ana temelden oluştuğu inancını savunan Mutasavvıfların yolu olarak ortaya çıkmıştır.
- Tasavvuf; Allah’ın, seni sende öldürüp, Kendinde ebediyen diri kılmasıdır. (Cüneyd-i Bağdâdî)
- Tasavvuf ehlinin üç vasfı vardır. Toprak gibidir, iyiye de, kötü kimseye de verir. Bulut gibidir, her şeyi gölgeler. Yağmur gibidir, sevilen kimseyi de, sevilmeyen kimseyi de sular. ()
- Tasavvuf hâldir, söz değildir, söz ile ele geçmez. (Abdülkadir Geylani)
- Tasavvuf, Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymak, fazla konuşmayı, fazla yemeği ve fazla uykuyu terk etmektir. (Alâüddevle Semnânî)
- Tasavvuf, insanı Allah’tan uzaklaştıran şeylerin hepsini terk etmektir. ()
- İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra şeriata uymak, daha sonra tasavvuf yolunda yükselmektir. ()
- Tasavvuf, vakti, en değerli olan şeye harcamaktır. (Ebû Saîd-i Ebu'l-Hayr)
- Tasavvuf ahlâktan ibarettir. Bu bakımdan ahlâkı senden yüksek olan, senden daha fazla arınmış demektir. ()
- Tasavvuf: Kâinatı eksik görmek, daha da ötesi bütün eksikliklerden münezzeh olanı müşâhede ederek bu eksik varlıkları hiç görmemektir. ()
- Tasavvuf; kulun her zaman, o an için kendisine en uygun olan şeyle meşgul olmasıdır. ()[]
- Sufizm Peygamberlerin öğretisinin özüdür. Kaynağı ilk insana kadar gider, çünkü tohumu her insanın kalbinde mevcuttur. Ruhu kötü huylardan temizleyip (safa) marifete ulaşma yoludur. Hakiki bilgi ise Allah'ı bilmektir. ()
- Öğreti
- Tasavvuf insanın kendisini keşfetme yoludur. Dini kurallara bağlı, dogmaları esas alan bir olgu değildir. Tasavvuf “Ben kimim? Nerden geliyorum? Ve nereye gideceğim?” sorularını soran kişilerin, sorularına sufizm yoluyla cevap bulabileceklerine inandıkları yoldur.
Tasavvufun çok önemli iki boyutu vardır:
- Dikey boyut: İç yaşamı keşfetme, insanın aslını, özünü bulması,
2. Yatay boyut: insanlara hizmet etmek ve dünyevi ilişkileri uyum, güzellik ve sevgi boyutunda ayarlamak.
- Kimilerine göre de, mutasavvıf, hedefine ulaştığı zaman sûfî olur.
- Sufizm ile tarikatlar arasındaki ayrım; Sufizm bir yaşam tarzıdır, hayata farklı bir bakıştır. Tarikatlar ise Sufizmden kaynaklanan, kurumlaşmış olgulardır. Buz ile su ilişkisi gibidir. Buz sudan oluşmuştur, ama suyun katılaşmış, donmuş halidir. Okyanusla bir testi su benzetmesi de sufizmle tarikatlar arasındaki ilişkiyi anlatmaktadır: Okyanusdan su alıp testiye doldursanız testideki su ne kadar okyanus özelliğini korur ki? (İnayat Han, Mevlana)
Kaynağı ve tarihi
- Çıkış
Tasavvufun ilk örneği olarak İslam peygamberinin Hira mağarasında inzivaya çekilmesi gösterilir.
Tebe-i Tâbi'în devrinde iyice genişleyen İslâm dünyâsında refah arttıkça halktan ibâdet ve zühd konularına yönelenlere "âbid, zâhid, nâsik, bekkâ" gibi isimler verilmeye başlandı. Bunların arkasından hicrî II. asrın ortalarından sonra ise "sûfî" kavramı yaygınlaşmıştır. "Sûfî" lâkâbıyla ilk anılan zât; bir rivâyete göre Câbir b. Hayyân (ölm.150/767), bir başka rivâyete göre ise Ebû Hâşim'dir. Her ikisi de Kûfe'li olduklarından, "sûfî" kavramının önce Kûfe ve Basra'da ortaya çıktığı söylenebilir.
Tasavvufta Peygamberin orada halktan uzak kalarak nefsini terbiye ile uğraştığına, Sahâbeden Ali ve Ebubekir gibi bazı kimselerin tasavvufi gerçekleri Peygamber'den aldığına ve nesilden nesile aktardığına inanılır.
"Suffe ehli; Medine'de duracak yerleri, sığınacak kimseleri olmayan sayıları zaman içinde değişen erkeklerden oluşuyordu. Mescid-i Nebevinin etrafındaki hücrelerde bir arada yaşıyorlardı. Ziraat yapmaya, süt hayvanları ile uğraşmaya veya ticarete imkânları yoktu. Gündüzleri odun taşıyarak ve hurma çekirdeklerini kırıp öğüterek karınlarını doyurmaya çalışıyor; geceleri ise ibadetle ve Kur'an okumakla meşgul oluyorlardı. Şu ayetlerin onlar hakkında olduğu düşünülür:" "Rablerinin rızasını dileyerek sabah ve akşam O'na dua eden fakirleri yanından kovma." "Sabah akşam rablerinin rızasını dileyerek O'na dua ve ibadet eden kimselerle beraber sabret, gözünü onlardan ayırma!"
Tarikat liderlerinin veya velilerin de peygamberin vârisleri olarak bu yolu takip ettikleri kabul edilir.
Tasavvuf'ta şii - batıni etkilenmeler; Tasavvufun Şiîlik ile alâkalı olduğu ve bazı mutasavvıfların şii eğilimli oldukları bilinmekle beraber, bu olguyu bütüne yaymak mümkün değildir. Yeni Eflâtunculuk, Yunan felsefesi, Kabalizm ve İran etkilerinin henüz oluşmamış olduğu eski devirlerde de tasavvuf hareketlerine rastlanmaktadır. Bu ilk mistiklere ait eserlerden günümüze kadar elimizde kalanları bulunmamakla beraber, sadece rivayet ve menkıbeleri hayâtta kalmıştır.
Helenistik etkiler; Hâkim Tirmizî’den sonra Fârâbî’nin getirdiği yenilikler sayesinde tasavvufa girmeye başlamıştır.
- Yayılım
- 9. yüzyıldan itibaren Türkistan, İran ve Kuzey Afrika bölgesinde sûfî görüşler müsait ortam bularak yaygınlaşmıştır. Bunda Moğol İstilası sonrası ortaya çıkan çöküntü ve sosyoekonomik durumun toplumu ruhani bir arayışa sevketmiş olması büyük bir etkendir. Buhara, Semerkant ve Taşkent gibi şehirleri içeren Fergana Vadisi pek çok mutasavvıf yetiştirmiştir. Ahmed Yesevi, Abdulkadir Geylani gibi tasavvuf büyükleri bu bölgede tasavvuf ve tarikat yapısını olgunlaştırmışlardır. Bu bağlamda, özellikle 10. yydan sonra tasavvufa en büyük katkıyı Fars ve Türkmen Müslümanların yaptığını belirtmek gerekir.[] Hatta Hallac-ı Mansur gibi kimi Arap kökenli sûfî bu nedenle Türkistan'da ve İran'da uzun süreler bulunmuşlardır. Bu noktada Türkler'in ve İranlılar'ın İslam öncesi şaman inançlarının tasavvufa etkisi açıktır. Kültürel etkileşim İslam’ın Hindistan'a yayılması ile Budizm, Hinduizm ve İslam arasında da gerçekleşmiştir.
Abdal Musa, Beyazid Bistâmî, Bişri Hafî, Celâleddîn Rûmî, Cüneyd Bağdadi, Fudayl bin İyâz, Hacı Bektaş, Hâris el-Muhasibî, İbrahim Edhem, İmâm-ı Gazâlî, Muhyiddîn İbn Arabî, Şâh-ı Nakşibendî, Yunus Emre, diğer büyük sufiler arasında sayılabilir.
Teori ve perspektif
Bilgi kuramı
Tasavvufa göre, bilginin kaynağı üçtür:
Tasavvuf, her üçünü de kabul etmekle beraber vahyin özel bir şekli olan ilhama dayanır. İlhamın ancak arınmış, temiz bir kalbe gelebileceğine inanılır. Vahyin çeşitleri vardır. En üstte peygambere yapılan vahiy, en altta ise arı gibi hayvanlara yapılan vahiy vardır. İlham ise peygamber olmayan insanlara Allah'ın bildirmesidir. Buna göre, şeriat ve Kur'an yargıları da dâhil olmak üzere, söze dayanan teorik bilgilerin tümü sözel bilgidir. Bu bilgiler dıştan okunarak elde edilebilir. Oysa iç bilgi, dıştan okunarak elde edilemez, bu bilgi insanın içinden doğarak gelir ve gerçek bilgi budur. Tasavvufa göre, asıl bilginin, tasavvuf bilgisi denilen bu bilgi olduğu; kardeşlik duygusunu geliştirdiği, toplu olarak bir arada yaşama duygusunu güçlendirdiği, insanları iyilik ve olgunluğa götürdüğü kabul edilir. Dış bilgi elde eden kişinin kendisi için iyilik istediği, tasavvuf bilgisi olan kişinin ise tüm insanlığı düşündüğüne inanılır.
Tasavvuf ve felsefe
Tasavvuf konu olarak felsefenin alanına girmektedir. Ancak tasavvuf bir felsefi ekol değildir. Tasavvuf, felsefeden farklı olarak aklı yalnızca maddi dünyada delil olarak kullanır. Ancak metafizik âlemin anlaşılması için aklın yetersiz olduğunu iddia eder.
Tasavvufta akıl dışında bir diğer bilgi kaynağı da ‘nakil’dir. İman, vahye dayanan nakle teslim olmak demektir. Bu görüşe göre, iman ispat gerektirmez. Tasavvuf bu iki görüş arasında bilginin başka bir kaynağı olduğu iddiasındadır. Nefsini temizleyip Allah'tan gelen ilhamlara hazır hale getiren bir veliye Allah'ın izni ile bilinmeyenlerin kapısının teker teker açıldığına inanılır. Bu yola girenlerin her ilerleyişinde yeni bir makama varılır; Her makamın kendine özgü pratiği vardır. Örneğin bazı makamlarda sürekli zikir yapılırken, bazı makamlarda kişi Kur'an okumayı bırakır ve yalnızca tefekkür eder.
Tasavvufta saf bilgiyle, uygulama (pratik) olmadan ilerleme sağlanamayacağına inanılır. Bu nedenle, tasavvufi gerçeğe kavuşmak için bu yola girmek ve nefsi arındırmak gerekir. Tasavvufi bilgi tefekkür (meditasyon ve Mürşid-i Kâmil vasıtasıyla elde edilir. Tasavvuf ile elde edilen bilgi şüphe içermez. Ancak tasavvufun önde gelen temsilcileri Hâris el-Muhasibî ve Gazâlî'ye göre insanları tasavvufa yönlendiren şey şüphedir. Diğer tassavvuf âlimlerine göre ise insanları tassavvufa yönlendiren güdü içsel arayıştır (Mevlana Rumi). Tasavvuf ilerleyen safhalarında şüphe barındırmamasına rağmen, tasavvufun başlangıcında şüphe ve insanın içine düştüğü kalbi zihni boşluktan kaynaklanan arayış vardır.
Tasavvuf ve mistisizm
Mistisizm inançların ve dinlerin manevi (aşkın) yönlerini ifade eden kavramın adıdır. Mistikler, yaşadıkları din, kültür ve medeniyet ortamında şekillenirler. Bu nedenle kavram olarak bu şemsiyenin altında incelenseler de birbirinden farkları vardır. Tasavvuf ve sufizmin İslam mistisizmi olduğu söylenebilir. Tasavvuf ve sufizm İslam dinine özel bir terim olup diğer dinlerin mistiklerinden bazı yönleri ile ayrılmaktadır. Sufizm ve tasavvufun mistisizmden başlıca farkları şunlardır:
- Mistisizmde ızdırap önem taşıdığı hâlde tasavvufta ızdırabın özel bir yeri yoktur.
- Tasavvufta terbiye metotları fertlerin karakter yapılarına göre farklılık arz ettiği hâlde, mistisizmde bu farklılık ve zenginlik yoktur.
- Tasavvufta mânevî yükseliş için ferdî gayret esas olduğu hâlde, mistisizmde değildir.
- Mistik sadece vecd ehli olduğu hâlde, sûfî hem vecd ehli, hem de ilim talibidir.
- Tasavvufta zikir ve şeyh ile birlikte bulunmak (sohbet) esastır. Mistisizmde böyle bir esas yoktur.
- Mistisizm, rûhun cesede hakîmiyetini sağlama ameliyesidir. Tasavvuf ise rûhun arıtılıp Hakk'a vuslata erdirilmesidir.
- Tasavvufta peygamber yoluyla Allah'a ulaşmak vardır. Mistisizmde peygamber veya bir mürşid-i kâmil yoktur.
- Tasavvuf şeriat kurallarının üzerine bina edilmiş olup İslam dininin bir yüzüdür. Tasavvuf İslam'dan bağımsız düşünülemez. (Kaynak belirtilmeli)
- Tasavvufun ahlak kuralları tamamen İslam peygamberinin sünnet denen sözlü ve fiili hareketlerine dayanır. Tasavvuf özel anlamayla sünneti harfiyen yerine getirmektir. (Kaynak belirtilmeli)
Doğal olarak bu tanımlamalar sünni tarikat ekollerini tarif etmekte, ancak tarihte görülen ve dışsal olarak Ortodoks İslam inancına aykırı görülen Bektâşîlik, Kalenderîlik gibi tarikatleri kapsamamaktadır.
Uygulama
Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün gelişebilmesi için alakalı konuda uzman kişilere gereksinim duyulmaktadır.Mart 2023) ( |
Tasavvufta zikr, murakabe ve şeyh veya mürşide bağlanma yolu ile seyru suluk'a girilir. Bazı tarikatler için aşk ve cezbe ön plandadır.
Şeyh (Mürşid-i Kâmil) ve Pir
Mürşid-i Kâmil (olgun rehber) Mürşid-i kâmil olarak kabul edilen şeyh, daha önce aynı yoldan geçmiş, Allah'tan gelen ilhamlara açık kimsedir. Şeyh, müridin (murad eden, isteyen) düşünce hayatını kontrol altında tutar. Onun zayıf noktalarını bilir ve ona göre bir eğitim tertip eder. Şeyhin kalp gözü açık olduğundan müridin kalp hayatını kendisinden daha iyi bildiğine inanılır.
Fahruddîn-i Râzî şeyhte şu şartların aranmasını şart koşar:
- İhlâs
- Sadık olmak
- Doğru yoldan hiç ayrılmamak
- Tasavvuf alanında merhale merhale ilerlemiş olmak.
Şeyh, Dünya'yı ve masivayı kalbinden çıkarmış, yalnız Allah'a dayanan kimsedir.
Batıni-tasavvuf anlayışında hakikat yolculuğu değişik basamaklar geçilerek gerçekleştirilir. Şeriatte helâl olan tarikatte haram, tarikatte helâl olan hakikatte haramdır. Meselâ kısas şeriatte helâldir, tarikatte haramdır. Tasavvufçulara göre tasavvuf dinin içyüzü ve ruhudur.
- Şeriat kapısı
- Şeriat kapısı hakikat yolculuğunun ilk ve en düşük basamağıdır. Dinin şekil ve uygulama ile ilgili kurallarını belirler. Bu mertebe seyr-ilallah, (Allah'a yolculuk) olarak isimlendirilir.
Şeriat seviyesindeki ana fikir "Seninki senin, benimki benim" dir.
- Tarikat kapısı
- Tarikatlar Tasavvufun somut organize olmuş halidir. Tasaavuf (saf ve kamil insan olma) düşüncesi alıştırma ve tekrarlamalar (tarikat terbiyesi ve zikirler) ile olgunlaştırılır. Sufiye göre şeriat kabuktur. Amaç öz kabul edilen tasavvuf yoluna (tarikat) ulaşmaktır. Buradaki seviye seyr billah (Allah ile birlikte yürümek) tir.
Tarikat seviyesindeki ana fikir "Seninki senin, benimki de senin"dir.
- Marifet kapısı
- Marifet Allah’ı tanımaktır. Marifet erenler sofrasında (sohbetinde) elde edilir. Arif, Hakk’ı bilen Hak’tan haber alan kişidir. Marifet, batın hazinesidir. Bu hazine aşk ve fakr (her şeyden vazgeçme) ile ele geçer. Bu mertebe seyr fillah, fena fillah (Allah'ta yolculuk, Allah'ta kaybolma, En-el hak ve Hulul seviyesine ulaşma olarak kabul edilir.
Marifet seviyesindeki ana fikir "Ne benimki var ne seninki"dir.
- Hakikat kapısı
- Salik'in geri dönüş yolculuğudur. Kişinin hakikatlere vasıtasız ulaştığı, kalp gözüyle bilgi aldığı kabul edilir. Bu makam mürşitlik makamıdır ve salik'in ulaştığı hakikat bilgisini geri dönüp isteyen (mürid)lerine aktardığı makamdır. Bu seviye seyr anillah (Allah'tan yolculuk), fark badel cem" (birleştikten sonra ayrılma) gibi ifadelerle anlatılır.
Hakikat seviyesindeki ana fikir "Ne sen varsın, ne ben", "her şey O'dur" anlayışı, yani Vahdet-i vücudtur.
Eleştiriler
Tasavvufçular şeriat kalıplarının dışına taşan dini tutumları ve anlatımlarındaki hayal, sembolizm, gerçeklik karışımı ifadelerle değişik eleştirilerin hedefi olmuşlardır. Eleştirilerin bir kısmı ahlaki yozlaşma, Müslüman din anlayışının bozulması, İslamın insana bakış açısının tasavvuf eliyle bozulması, vahdet-i vücud ve tefani gibi hint kökenli tasavvufi inanışların tevhide aykırılığı, eserlerinin ilahi ilham, vahiy veya fütühatlarla yazdırılmaları, herkesin bu sözleri ya da hakikatları anlayamayacağı iddiaları, Kur'anda geçen veli, zikir gibi bazı kavramların tasavvufçular tarafından gerçek kullanım amaçlarından farklı kullanılması gibi konularla ilgilidir.
Ayrıca bakınız
Referans kitaplar
- Hâris el-Muhasibî, Er-Riaye, Işık Yayınları (Çev. Prof. Dr. Abdulhakim Yüce)
- Ebu Talib el-Mekkî, Ku'tu'l-Kulûb, I-IV, çev. M. Tan, İstanbul, 1999
- Kuşeyri, Risâle Tasavvufa Dair Kuşeyrî Risalesi, çev. Süleyman Uludağ, İstanbul, 1981.
- El Munkizu Mined Dalal, İmâm-ı Gazâlî
- El Munkiz ve Tasavvufi İncelemeler, Prof. Dr. Abdulhalim Mahmud, Kayıhan Yayınları
- Avariful Maarif, Şeyh Sühreverdî
- İhya-ı Ulum'id-dîn, İmâm-ı Gazâlî
- Tarîkat-ı Muhammediyye, İmâm-ı Birgivî
- Mehmet Ali Ayni, Tasavvuf Tarihi, İstanbul, 1340.
- Ömer Lütfi Barkan, Kolonizatör Türk Dervişleri, VD, s.II, 1942.
- Abdülbaki Gölpınarlı, 100 Soruda Tasavvuf, İstanbul, 1969.
- Mahir İz, Tasavvuf, İstanbul, 1969.
- Yaşar Nuri Öztürk, Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar, İstanbul, 1988.
- , Tasavvuf ve Tarikatlar, İstanbul, 1991.
- , Tasavvuf Felsefesi, []
- Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 1991
- , Adab, Reyhani Yayınları, Konya.
- Mustafa Kara, Metinlerle Osmanlılarda Tasavvuf ve Tarikatlar, Bursa, 2004.
- 'İslamda Tasavvuf ve Galibilik' (ODTÜ yüksek lisans tezi)
- Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri bölüm tezi. .
- 100. yıl İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Bilim Dalı lisans tezi
- Hazret İnayet Han, Sufi Meditasyonu, Okyanus Yayınları, Temmuz 2008
- Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan, Tarihi ve Tasavvufi Şahsiyetler, İstanbul, 2008.
- Hazret İnayet Han, Mistik Yürek, Okyanus Yayınları, İstanbul 2003
Notlar
- ^ Kamûs-ı Türkî ya da kısaca Kāmûs, müellifi Şemseddîn Sâmî, 1901
Kaynakça
- ^ "Senai Demirci, Araştırmacı Yazar, 10 Soruda Sufizm Nedir?". 25 Ocak 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Ocak 2020.
- ^ a b c d e f Yılmaz, H. Kâmil, Prof. Dr., Ana Hatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar, Ensar Neşriyat; (iktibâs metni: [1] 22 Ağustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .)
- ^ Babanzâde Ahmed Naim - Kâmil Miras, Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, Baban Ahmed - Kâmil Miras, c. 7, s. 62-63
- ^ Osmanlıca Sözlük, "Ashâb-ı Suffa" maddesi.[]
- ^ "Ashâb-ı Suffe, sorularlaislamiyet.com". 1 Ekim 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ağustos 2016.
- ^ Kuran-ı Kerim, Âli imrân 119
- ^ http://www.http 12 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .://www.mihr.com/Home/Publishment/0 6 Aralık 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ TDV, İslâm Ansiklopedisi, Cilt 3, sahife 161, İstanbul, 1989.
- ^ Tirmîzî, Cenaiz 32; İbnu Kesir, el-Bidaye, VI, 10,46-47
- ^ Tirmîzî, Libas, 10; Hâkim, Müstedrek, I,28
- ^ . 18 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2008.
- ^ Mevlana Celaleddin Rumi, Inayet Han, A.M. Schimmel
- ^ En'am 52
- ^ Avarif'ül Mearif, Şeyh Sühreverdi, Semerkand Yayınları, Dr. Dilaver Selvi, s.77
- ^ Kehf 28
- ^ Balcıoğlu, Tahir Harimi, Türk Tarihinde Mezhep Cereyanları – Tasavvufun Şiîlikle münasebeti, Sayfa 268, Ahmet Said Baskısı, 1940.
- ^ Ana Hatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar; Prof. Dr. H. Kamil YILMAZ; Ensar Neşriyat
- ^ Şeyh yerine Mürşid-i Kâmil demek daha doğrudur. Arap toplumlarında liderlik özelliği olan herkese şeyh denebilmektedir. Bir siyasi lider de şeyh olabilir. Fakat Mürşid-i Kâmil tasavvufla alakalı bir terim olup tam olarak tasavvuf şeyhini anlatmaktadır.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Eylül 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Ağustos 2014.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Ocak 2013.
- ^ . 6 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2008.
Wikimedia Commons'ta Tasavvuf ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Tasavvuf Farsca تصوف tasavvuf veya Sufizm ya da Sufilik Arapca ص وف ية sufiyye Farsca صوفیگری sufigari Islam in ic veya mistik yuzu olarak tarif edilir Ayrica Sufizmin batida yukseltilen iceriginin Budizm ve Taoizm gibi iceriksiz guzel yasama tarzi olarak yorumlanmasi da vardir Sema dansi yapan dervisler Sema dansi Mevlana nin tasavvuf ilkelerinden biridir Tasavvuf ve sufi kelimelerinin hangi kokten geldigi hakkinda ihtilaf vardir Sufi kelimesinin koku olarak en cok husn u kabul goren kelime yun anlamina gelen Arapca suf tur Klasik tasavvuf yazarlarinin ilklerinden olan Ebu Nasr Serrac olm 378 988 peygamberlerin evliya ve asfiyanin yolu dedigi suf giyme adetinden hareketle sufi kelimesini bu kokten sayar Sahih i Buhari Tercemesi nde Suffa Kamus muterciminin dedigi gibi eski yerlerdeki sed seki gibi yuksekce eyvana denir Lisanimizda tahrifle sofa tabir olunur Ehl i suffa buna izafe edilmistir denilmektedir Bir diger goruste ise suffe avlu golgelik gibi manalarda kullanilir Mescid i Nebevi nin avlusu ve golgeliginde yatip kalktiklari icin bu fakir ve bekar muhacirlere Ashab i Suffe Suffeliler adi verilmistir kaynak guvenilir mi Sufi kelimesinin kokunun Muhammed doneminde keci vb hayvanlarin kilindan yununden suf yapilmis cobanlarin giydigi ust kalin elbise kepenekten geldigi gorusunun aciklamasinda peygamberin doneminde hicbir sohbeti kacirmayan ve Islam peygamberinin tum dini aciklamalarina daime katilan cok fakir bir bedevi grubu anlatilmaktadir Bunlar isleri veya mecbur sebeplerden dolayi sohbete ve konusmalara katilamayan diger din mensuplarina Islam hakkinda peygamberin konusmalarini anlatirlarmis Bunlarin kendilerini tamamen fiziki olarak da Islam a ve dini yasamaya adamalari her kesimin dikkatini cekmistir Belirgin ozellikleri olan giydikleri keci kilindan olan ust kalin elbise nedeniyle suffa ehli Ashab i Suffa olarak anilmaya baslanmislardir Nitekim bu giydikleri elbise Arapca dilinde soffa veya suffa olarak anilmaktaymis Yine bu goruse gore Islam peygamberinin bahcede sohbet yaptigi etrafi acik cardak benzeri bir yapi yuzunden de tasavvuf kelimesinin tureyebilecegi soylenmektedir Zira bu yapi da soffa veya suffa olarak anilmaktaymis Bu ifadeler kapsaminda tasavvuf lafzi buralardan gelebilir denilmektedir ancak esasta kelimenin ruhani manasi Kur an in yasama gecirilmis hali Kur an in tamamina inanip onu yasamak olarak tarif edilmektedir Tasavvufun mistisizmin Islam ozelindeki hali oldugunu iddia edenler oldugu gibi mistisizmin Cin Hindu dinlerinden gelmesi nedeni ile Islam ile tamamen farkli oldugunu iddia edenler de olmustur Kimilerine gore tasavvuf seriattan daha yuksek bir asamayi ifade eder Mutasavviflar sufi olmaya calismislar tekkeler medreseler kurmuslardir Sufiyane hayat yasamaya calisanlara dervis de denilir Turkler arasinda Tasavvuf Bati Turkistan da cikmistir Ilk sufiler kesif sahibi insanlardi mala mulke deger vermezler bazen cikinlari bile olmadan gezer ve gittikleri yerlerde insanlari dini yonden aydinlatirlardi Bati Turkistan daki bu ilk sufilerin bazilari bir tarikat gutmedikleri icin tarikat seyhleri gibi isim yapmamis olabiliyorlardi kaynak belirtilmeli Kelimenin kokeniArapca tasavvuf kelimesinin hangi kokten geldigi tam olarak bilinmemektedir En cok kabul goren goruslere gore Saflasma anlaminda safa kokunden Yun elbise giyinme anlaminda suf kokunden Yun giyme anlami icin kullanilan peygamber sozlerinden bir kismi Enes bin Malik demistir ki Rasulullah bir kolenin bile davetine gider merkebe biner ve yun elbise giyerdi Abdullah bin Mes ud un rivayetine gore Peygamber soyle soylemistir Rabbi kendisiyle konustugu gun Hz Musa nin uzerinde yun bir elbise yun bir cubbe basinda yunden bir kulah ve yunden yapilmis salvar vardi Ayakkabilari olmus bir esegin derisindendi Peygamberin evinin yaninda suffe denilen odalarda ikamet eden fakirler olan Ashab i Suffe gibi yasama anlaminda suffe kokunden turemis olabilir Kuseyri ve Hucviri gibi bazi muellifler bu kelimenin Arapca herhangi bir kelimeden turemedigini olsa olsa camid bir lakab olabilecegini soylerler Sufi ve tasavvuf kelimelerinin Arapca bir koku bulundugunu one surenler ise bir kelime uzerinde ittifak edememislerdir Tasavvuf kelimesinin koku olarak one surulen baslica kelimeler sunlardir Asr i Sa adet teki ashab i suffenin suffe si Col bitkisi sufane Duruluk ve temizlik anlamindaki safa ve safvet Saff i evvel Kendilerini halka hizmete veren Benu s sufe Ense saci ve kil demek olan sufetu l kafa Sifat kelimesi Yunanca hakim ve filozof anlamindaki sofia Yun anlamina gelen suf Inanc kultur ogreti Sufizm in tanimi cesitli mutasavviflarca farkli sekillerde yapilmistir Bu tanimlardan birine gore Sufizm insanin akil yoluyla erisemedigi ilahi hakikatleri ve gayb alemine ait hakikatleri manevi latifelerle arama yoludur Hedef insan i kamil olmaktir Bir baska deyisle Sufizm Islam inanisina gore kisiligi kotu huylardan temizleyip ruhu pak edip olgunluk ve kemale erme yoludur Tasavvuf silsile yolu ile Muhammed e dayandirilan Allah i anlamaya vesile olarak Peygamber varisi olduguna inanilan Evliya ve Mutasavviflar tarafindan Hakk tan aldigini halka sunus yolu olarak takdim edilen dinin fikih kelam Ahlak ve tasavvuf olmak uzere dort ana temelden olustugu inancini savunan Mutasavviflarin yolu olarak ortaya cikmistir Tasavvuf Allah in seni sende oldurup Kendinde ebediyen diri kilmasidir Cuneyd i Bagdadi Tasavvuf ehlinin uc vasfi vardir Toprak gibidir iyiye de kotu kimseye de verir Bulut gibidir her seyi golgeler Yagmur gibidir sevilen kimseyi de sevilmeyen kimseyi de sular Tasavvuf haldir soz degildir soz ile ele gecmez Abdulkadir Geylani Tasavvuf Resulullah efendimizin sunnet i seniyyesine uymak fazla konusmayi fazla yemegi ve fazla uykuyu terk etmektir Alauddevle Semnani Tasavvuf insani Allah tan uzaklastiran seylerin hepsini terk etmektir Insana lazim olan once Ehl i sunnete uygun inanmak sonra seriata uymak daha sonra tasavvuf yolunda yukselmektir Tasavvuf vakti en degerli olan seye harcamaktir Ebu Said i Ebu l Hayr Tasavvuf ahlaktan ibarettir Bu bakimdan ahlaki senden yuksek olan senden daha fazla arinmis demektir Tasavvuf Kainati eksik gormek daha da otesi butun eksikliklerden munezzeh olani musahede ederek bu eksik varliklari hic gormemektir Tasavvuf kulun her zaman o an icin kendisine en uygun olan seyle mesgul olmasidir kaynak belirtilmeli Sufizm Peygamberlerin ogretisinin ozudur Kaynagi ilk insana kadar gider cunku tohumu her insanin kalbinde mevcuttur Ruhu kotu huylardan temizleyip safa marifete ulasma yoludur Hakiki bilgi ise Allah i bilmektir OgretiTasavvuf insanin kendisini kesfetme yoludur Dini kurallara bagli dogmalari esas alan bir olgu degildir Tasavvuf Ben kimim Nerden geliyorum Ve nereye gidecegim sorularini soran kisilerin sorularina sufizm yoluyla cevap bulabileceklerine inandiklari yoldur Tasavvufun cok onemli iki boyutu vardir Dikey boyut Ic yasami kesfetme insanin aslini ozunu bulmasi 2 Yatay boyut insanlara hizmet etmek ve dunyevi iliskileri uyum guzellik ve sevgi boyutunda ayarlamak Kimilerine gore de mutasavvif hedefine ulastigi zaman sufi olur Sufizm ile tarikatlar arasindaki ayrim Sufizm bir yasam tarzidir hayata farkli bir bakistir Tarikatlar ise Sufizmden kaynaklanan kurumlasmis olgulardir Buz ile su iliskisi gibidir Buz sudan olusmustur ama suyun katilasmis donmus halidir Okyanusla bir testi su benzetmesi de sufizmle tarikatlar arasindaki iliskiyi anlatmaktadir Okyanusdan su alip testiye doldursaniz testideki su ne kadar okyanus ozelligini korur ki Inayat Han Mevlana Kaynagi ve tarihiCikis Tasavvufun ilk ornegi olarak Islam peygamberinin Hira magarasinda inzivaya cekilmesi gosterilir Tebe i Tabi in devrinde iyice genisleyen Islam dunyasinda refah arttikca halktan ibadet ve zuhd konularina yonelenlere abid zahid nasik bekka gibi isimler verilmeye baslandi Bunlarin arkasindan hicri II asrin ortalarindan sonra ise sufi kavrami yayginlasmistir Sufi lakabiyla ilk anilan zat bir rivayete gore Cabir b Hayyan olm 150 767 bir baska rivayete gore ise Ebu Hasim dir Her ikisi de Kufe li olduklarindan sufi kavraminin once Kufe ve Basra da ortaya ciktigi soylenebilir Tasavvufta Peygamberin orada halktan uzak kalarak nefsini terbiye ile ugrastigina Sahabeden Ali ve Ebubekir gibi bazi kimselerin tasavvufi gercekleri Peygamber den aldigina ve nesilden nesile aktardigina inanilir Suffe ehli Medine de duracak yerleri siginacak kimseleri olmayan sayilari zaman icinde degisen erkeklerden olusuyordu Mescid i Nebevinin etrafindaki hucrelerde bir arada yasiyorlardi Ziraat yapmaya sut hayvanlari ile ugrasmaya veya ticarete imkanlari yoktu Gunduzleri odun tasiyarak ve hurma cekirdeklerini kirip oguterek karinlarini doyurmaya calisiyor geceleri ise ibadetle ve Kur an okumakla mesgul oluyorlardi Su ayetlerin onlar hakkinda oldugu dusunulur Rablerinin rizasini dileyerek sabah ve aksam O na dua eden fakirleri yanindan kovma Sabah aksam rablerinin rizasini dileyerek O na dua ve ibadet eden kimselerle beraber sabret gozunu onlardan ayirma Tarikat liderlerinin veya velilerin de peygamberin varisleri olarak bu yolu takip ettikleri kabul edilir Doktrinin sekillenmesi Doktrin imam Gazali ve Kuseyri gibi onderler tarafindan sekillendirilmistir Tasavvuf ta sii batini etkilenmeler Tasavvufun Siilik ile alakali oldugu ve bazi mutasavviflarin sii egilimli olduklari bilinmekle beraber bu olguyu butune yaymak mumkun degildir Yeni Eflatunculuk Yunan felsefesi Kabalizm ve Iran etkilerinin henuz olusmamis oldugu eski devirlerde de tasavvuf hareketlerine rastlanmaktadir Bu ilk mistiklere ait eserlerden gunumuze kadar elimizde kalanlari bulunmamakla beraber sadece rivayet ve menkibeleri hayatta kalmistir Helenistik etkiler Hakim Tirmizi den sonra Farabi nin getirdigi yenilikler sayesinde tasavvufa girmeye baslamistir Yayilim 9 yuzyildan itibaren Turkistan Iran ve Kuzey Afrika bolgesinde sufi gorusler musait ortam bularak yayginlasmistir Bunda Mogol Istilasi sonrasi ortaya cikan cokuntu ve sosyoekonomik durumun toplumu ruhani bir arayisa sevketmis olmasi buyuk bir etkendir Buhara Semerkant ve Taskent gibi sehirleri iceren Fergana Vadisi pek cok mutasavvif yetistirmistir Ahmed Yesevi Abdulkadir Geylani gibi tasavvuf buyukleri bu bolgede tasavvuf ve tarikat yapisini olgunlastirmislardir Bu baglamda ozellikle 10 yydan sonra tasavvufa en buyuk katkiyi Fars ve Turkmen Muslumanlarin yaptigini belirtmek gerekir kaynak belirtilmeli Hatta Hallac i Mansur gibi kimi Arap kokenli sufi bu nedenle Turkistan da ve Iran da uzun sureler bulunmuslardir Bu noktada Turkler in ve Iranlilar in Islam oncesi saman inanclarinin tasavvufa etkisi aciktir Kulturel etkilesim Islam in Hindistan a yayilmasi ile Budizm Hinduizm ve Islam arasinda da gerceklesmistir Abdal Musa Beyazid Bistami Bisri Hafi Celaleddin Rumi Cuneyd Bagdadi Fudayl bin Iyaz Haci Bektas Haris el Muhasibi Ibrahim Edhem Imam i Gazali Muhyiddin Ibn Arabi Sah i Naksibendi Yunus Emre diger buyuk sufiler arasinda sayilabilir Teori ve perspektifBilgi kurami Tasavvufa gore bilginin kaynagi uctur Akil Vahiy Tasavvuf her ucunu de kabul etmekle beraber vahyin ozel bir sekli olan ilhama dayanir Ilhamin ancak arinmis temiz bir kalbe gelebilecegine inanilir Vahyin cesitleri vardir En ustte peygambere yapilan vahiy en altta ise ari gibi hayvanlara yapilan vahiy vardir Ilham ise peygamber olmayan insanlara Allah in bildirmesidir Buna gore seriat ve Kur an yargilari da dahil olmak uzere soze dayanan teorik bilgilerin tumu sozel bilgidir Bu bilgiler distan okunarak elde edilebilir Oysa ic bilgi distan okunarak elde edilemez bu bilgi insanin icinden dogarak gelir ve gercek bilgi budur Tasavvufa gore asil bilginin tasavvuf bilgisi denilen bu bilgi oldugu kardeslik duygusunu gelistirdigi toplu olarak bir arada yasama duygusunu guclendirdigi insanlari iyilik ve olgunluga goturdugu kabul edilir Dis bilgi elde eden kisinin kendisi icin iyilik istedigi tasavvuf bilgisi olan kisinin ise tum insanligi dusundugune inanilir Tasavvuf ve felsefe Tasavvuf konu olarak felsefenin alanina girmektedir Ancak tasavvuf bir felsefi ekol degildir Tasavvuf felsefeden farkli olarak akli yalnizca maddi dunyada delil olarak kullanir Ancak metafizik alemin anlasilmasi icin aklin yetersiz oldugunu iddia eder Tasavvufta akil disinda bir diger bilgi kaynagi da nakil dir Iman vahye dayanan nakle teslim olmak demektir Bu goruse gore iman ispat gerektirmez Tasavvuf bu iki gorus arasinda bilginin baska bir kaynagi oldugu iddiasindadir Nefsini temizleyip Allah tan gelen ilhamlara hazir hale getiren bir veliye Allah in izni ile bilinmeyenlerin kapisinin teker teker acildigina inanilir Bu yola girenlerin her ilerleyisinde yeni bir makama varilir Her makamin kendine ozgu pratigi vardir Ornegin bazi makamlarda surekli zikir yapilirken bazi makamlarda kisi Kur an okumayi birakir ve yalnizca tefekkur eder Tasavvufta saf bilgiyle uygulama pratik olmadan ilerleme saglanamayacagina inanilir Bu nedenle tasavvufi gercege kavusmak icin bu yola girmek ve nefsi arindirmak gerekir Tasavvufi bilgi tefekkur meditasyon ve Mursid i Kamil vasitasiyla elde edilir Tasavvuf ile elde edilen bilgi suphe icermez Ancak tasavvufun onde gelen temsilcileri Haris el Muhasibi ve Gazali ye gore insanlari tasavvufa yonlendiren sey suphedir Diger tassavvuf alimlerine gore ise insanlari tassavvufa yonlendiren gudu icsel arayistir Mevlana Rumi Tasavvuf ilerleyen safhalarinda suphe barindirmamasina ragmen tasavvufun baslangicinda suphe ve insanin icine dustugu kalbi zihni bosluktan kaynaklanan arayis vardir Tasavvuf ve mistisizm Mistisizm inanclarin ve dinlerin manevi askin yonlerini ifade eden kavramin adidir Mistikler yasadiklari din kultur ve medeniyet ortaminda sekillenirler Bu nedenle kavram olarak bu semsiyenin altinda incelenseler de birbirinden farklari vardir Tasavvuf ve sufizmin Islam mistisizmi oldugu soylenebilir Tasavvuf ve sufizm Islam dinine ozel bir terim olup diger dinlerin mistiklerinden bazi yonleri ile ayrilmaktadir Sufizm ve tasavvufun mistisizmden baslica farklari sunlardir Mistisizmde izdirap onem tasidigi halde tasavvufta izdirabin ozel bir yeri yoktur Tasavvufta terbiye metotlari fertlerin karakter yapilarina gore farklilik arz ettigi halde mistisizmde bu farklilik ve zenginlik yoktur Tasavvufta manevi yukselis icin ferdi gayret esas oldugu halde mistisizmde degildir Mistik sadece vecd ehli oldugu halde sufi hem vecd ehli hem de ilim talibidir Tasavvufta zikir ve seyh ile birlikte bulunmak sohbet esastir Mistisizmde boyle bir esas yoktur Mistisizm ruhun cesede hakimiyetini saglama ameliyesidir Tasavvuf ise ruhun aritilip Hakk a vuslata erdirilmesidir Tasavvufta peygamber yoluyla Allah a ulasmak vardir Mistisizmde peygamber veya bir mursid i kamil yoktur Tasavvuf seriat kurallarinin uzerine bina edilmis olup Islam dininin bir yuzudur Tasavvuf Islam dan bagimsiz dusunulemez Kaynak belirtilmeli Tasavvufun ahlak kurallari tamamen Islam peygamberinin sunnet denen sozlu ve fiili hareketlerine dayanir Tasavvuf ozel anlamayla sunneti harfiyen yerine getirmektir Kaynak belirtilmeli Dogal olarak bu tanimlamalar sunni tarikat ekollerini tarif etmekte ancak tarihte gorulen ve dissal olarak Ortodoks Islam inancina aykiri gorulen Bektasilik Kalenderilik gibi tarikatleri kapsamamaktadir UygulamaBu maddenin veya maddenin bir bolumunun gelisebilmesi icin alakali konuda uzman kisilere gereksinim duyulmaktadir Ayrintilar icin lutfen tartisma sayfasini inceleyin veya yeni bir tartisma baslatin Konu hakkinda uzman birini bulmaya yardimci olarak ya da maddeye gerekli bilgileri ekleyerek Vikipedi ye katkida bulunabilirsiniz Mart 2023 Tasavvufta zikr murakabe ve seyh veya murside baglanma yolu ile seyru suluk a girilir Bazi tarikatler icin ask ve cezbe on plandadir Seyh Mursid i Kamil ve Pir Mursid i Kamil olgun rehber Mursid i kamil olarak kabul edilen seyh daha once ayni yoldan gecmis Allah tan gelen ilhamlara acik kimsedir Seyh muridin murad eden isteyen dusunce hayatini kontrol altinda tutar Onun zayif noktalarini bilir ve ona gore bir egitim tertip eder Seyhin kalp gozu acik oldugundan muridin kalp hayatini kendisinden daha iyi bildigine inanilir Fahruddin i Razi seyhte su sartlarin aranmasini sart kosar Ihlas Sadik olmak Dogru yoldan hic ayrilmamak Tasavvuf alaninda merhale merhale ilerlemis olmak Seyh Dunya yi ve masivayi kalbinden cikarmis yalniz Allah a dayanan kimsedir Seyr u suluk Batini tasavvuf anlayisinda hakikat yolculugu degisik basamaklar gecilerek gerceklestirilir Seriatte helal olan tarikatte haram tarikatte helal olan hakikatte haramdir Mesela kisas seriatte helaldir tarikatte haramdir Tasavvufculara gore tasavvuf dinin icyuzu ve ruhudur Seriat kapisi Seriat kapisi hakikat yolculugunun ilk ve en dusuk basamagidir Dinin sekil ve uygulama ile ilgili kurallarini belirler Bu mertebe seyr ilallah Allah a yolculuk olarak isimlendirilir Seriat seviyesindeki ana fikir Seninki senin benimki benim dir Tarikat kapisi Tarikatlar Tasavvufun somut organize olmus halidir Tasaavuf saf ve kamil insan olma dusuncesi alistirma ve tekrarlamalar tarikat terbiyesi ve zikirler ile olgunlastirilir Sufiye gore seriat kabuktur Amac oz kabul edilen tasavvuf yoluna tarikat ulasmaktir Buradaki seviye seyr billah Allah ile birlikte yurumek tir Tarikat seviyesindeki ana fikir Seninki senin benimki de senin dir Marifet kapisi Marifet Allah i tanimaktir Marifet erenler sofrasinda sohbetinde elde edilir Arif Hakk i bilen Hak tan haber alan kisidir Marifet batin hazinesidir Bu hazine ask ve fakr her seyden vazgecme ile ele gecer Bu mertebe seyr fillah fena fillah Allah ta yolculuk Allah ta kaybolma En el hak ve Hulul seviyesine ulasma olarak kabul edilir Marifet seviyesindeki ana fikir Ne benimki var ne seninki dir Hakikat kapisi Salik in geri donus yolculugudur Kisinin hakikatlere vasitasiz ulastigi kalp gozuyle bilgi aldigi kabul edilir Bu makam mursitlik makamidir ve salik in ulastigi hakikat bilgisini geri donup isteyen murid lerine aktardigi makamdir Bu seviye seyr anillah Allah tan yolculuk fark badel cem birlestikten sonra ayrilma gibi ifadelerle anlatilir Hakikat seviyesindeki ana fikir Ne sen varsin ne ben her sey O dur anlayisi yani Vahdet i vucudtur ElestirilerTasavvufcular seriat kaliplarinin disina tasan dini tutumlari ve anlatimlarindaki hayal sembolizm gerceklik karisimi ifadelerle degisik elestirilerin hedefi olmuslardir Elestirilerin bir kismi ahlaki yozlasma Musluman din anlayisinin bozulmasi Islamin insana bakis acisinin tasavvuf eliyle bozulmasi vahdet i vucud ve tefani gibi hint kokenli tasavvufi inanislarin tevhide aykiriligi eserlerinin ilahi ilham vahiy veya futuhatlarla yazdirilmalari herkesin bu sozleri ya da hakikatlari anlayamayacagi iddialari Kur anda gecen veli zikir gibi bazi kavramlarin tasavvufcular tarafindan gercek kullanim amaclarindan farkli kullanilmasi gibi konularla ilgilidir Ayrica bakinizTasavvuf edebiyati Zikir SezgiReferans kitaplarHaris el Muhasibi Er Riaye Isik Yayinlari Cev Prof Dr Abdulhakim Yuce Ebu Talib el Mekki Ku tu l Kulub I IV cev M Tan Istanbul 1999 Kuseyri Risale Tasavvufa Dair Kuseyri Risalesi cev Suleyman Uludag Istanbul 1981 El Munkizu Mined Dalal Imam i Gazali El Munkiz ve Tasavvufi Incelemeler Prof Dr Abdulhalim Mahmud Kayihan Yayinlari Avariful Maarif Seyh Suhreverdi Ihya i Ulum id din Imam i Gazali Tarikat i Muhammediyye Imam i Birgivi Mehmet Ali Ayni Tasavvuf Tarihi Istanbul 1340 Omer Lutfi Barkan Kolonizator Turk Dervisleri VD s II 1942 Abdulbaki Golpinarli 100 Soruda Tasavvuf Istanbul 1969 Mahir Iz Tasavvuf Istanbul 1969 Yasar Nuri Ozturk Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar Istanbul 1988 Tasavvuf ve Tarikatlar Istanbul 1991 Tasavvuf Felsefesi kaynak belirtilmeli Suleyman Uludag Tasavvuf Terimleri Sozlugu Istanbul 1991 Adab Reyhani Yayinlari Konya Mustafa Kara Metinlerle Osmanlilarda Tasavvuf ve Tarikatlar Bursa 2004 Islamda Tasavvuf ve Galibilik ODTU yuksek lisans tezi Uludag Universitesi Ilahiyat Fakultesi Temel Islam Bilimleri bolum tezi 100 yil Ilahiyat Fakultesi Tasavvuf Bilim Dali lisans tezi Hazret Inayet Han Sufi Meditasyonu Okyanus Yayinlari Temmuz 2008 Prof Dr Mahmud Esad Cosan Tarihi ve Tasavvufi Sahsiyetler Istanbul 2008 Hazret Inayet Han Mistik Yurek Okyanus Yayinlari Istanbul 2003Notlar Kamus i Turki ya da kisaca Kamus muellifi Semseddin Sami 1901Kaynakca Senai Demirci Arastirmaci Yazar 10 Soruda Sufizm Nedir 25 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Ocak 2020 a b c d e f Yilmaz H Kamil Prof Dr Ana Hatlariyla Tasavvuf ve Tarikatlar Ensar Nesriyat iktibas metni 1 22 Agustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Babanzade Ahmed Naim Kamil Miras Sahih i Buhari Muhtasari Tecrid i Sarih Tercemesi ve Serhi Baban Ahmed Kamil Miras c 7 s 62 63 Osmanlica Sozluk Ashab i Suffa maddesi olu kirik baglanti Ashab i Suffe sorularlaislamiyet com 1 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Agustos 2016 Kuran i Kerim Ali imran 119 http www http 12 Eylul 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde www mihr com Home Publishment 0 6 Aralik 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde TDV Islam Ansiklopedisi Cilt 3 sahife 161 Istanbul 1989 Tirmizi Cenaiz 32 Ibnu Kesir el Bidaye VI 10 46 47 Tirmizi Libas 10 Hakim Mustedrek I 28 18 Subat 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Aralik 2008 Mevlana Celaleddin Rumi Inayet Han A M Schimmel En am 52 Avarif ul Mearif Seyh Suhreverdi Semerkand Yayinlari Dr Dilaver Selvi s 77 Kehf 28 Balcioglu Tahir Harimi Turk Tarihinde Mezhep Cereyanlari Tasavvufun Siilikle munasebeti Sayfa 268 Ahmet Said Baskisi 1940 Ana Hatlariyla Tasavvuf ve Tarikatlar Prof Dr H Kamil YILMAZ Ensar Nesriyat Seyh yerine Mursid i Kamil demek daha dogrudur Arap toplumlarinda liderlik ozelligi olan herkese seyh denebilmektedir Bir siyasi lider de seyh olabilir Fakat Mursid i Kamil tasavvufla alakali bir terim olup tam olarak tasavvuf seyhini anlatmaktadir Arsivlenmis kopya 4 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Agustos 2014 Arsivlenmis kopya 2 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Ocak 2013 6 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Aralik 2008 Wikimedia Commons ta Tasavvuf ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir