Mâtüridîlik (Arapça: الماتريدية), Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.
İmâm Matüridî'nin görüşleri
Matüridî'nin İslâm ilâhiyatının meselelerinden Allaha iman, peygamberlik konularındaki görüşleri:
Matüridî'ye göre imânın tanımı
Matüridî'ye göre iman; "Kalp ile tasdik"tir. Diliyle ikrar ettiği halde kalbiyle tasdik etmeyen kimse mümin değildir. "İnanç, henüz gönüllerinize yerleşmedi" (Hucurat suresi/14) ayetiyle imanın kalp ile ilgili olduğuna işaret edilir. Ayrıca, "İşte Allah imanı bunların kalplerine yazmış...(Mücadele suresi/22) ayetinde de iman kelimesi kalbe izafe edilmiştir. Bu durumda imanın gerçek rüknü "kalp ile tasdik"tir. İman, tasdik etme, onaylamadır. İman tasdik olunca, aksi de tekzip yani inkâr ve yalanlama olacaktır. Tekzib, "inkâr" niyetiyle ifade ediliyorsa, bunun anlamı "küfür"dür.
Matüridî, Kitab üt-Tevhid adlı eserinde "İmanın kalp ile tasdik veya mahiyet olduğu meselesi" başlığı altında, sadece bilmenin iman için yetersizliğini anlatır. O'na göre bir şeyin mahiyetini bilmek, onu tasdik etmek anlamına gelmez. Bu sebeple kalpteki iman bilmekten başka bir şeydir. Yani, kalpteki iman ile bilmenin mahiyetleri ayrıdır. Ancak bilgi, kalple tasdikin meydana gelmesinde önemli rol oynar. Zira cehalet de bazen inkârcılığın sebebi olabilmektedir.
Matüridî'ye göre hürriyet, îman ve küfrün varlık şartıdır. Yani iman ve küfür tercihle olur.
Mâtürîdî'nin Kur'an İnancı
Kur'an, Allah kelamı olup, mushaflarda yazılı, kalplerde mahfuz, dil ile okunur ve Muhammed'e indirilmiştir. İnsanların Kur'an'ı teleffuzu, yazması ve okuması mahluktur fakat Kur'an mahluk değildir. Allah'ın Kur'an'da belirttiği Musa ve diğer Peygamberlerden, firavun ve İblis'ten naklen verdiği haberlerin hepsi Allah kelamıdır, onlardan haber vermektedir. Kur'an ise Allah'ın kelamı olup, kadim ve ezelidir.
İman-âmel İlişkisi
Genellikle ilmihal kitaplarında kullanılan amel kelimesi; "yapılan iş, fiil, bir kişinin dinin emirlerini yerine getirmesi için yaptıkları" anlamındadır. Matüridî iman ile ameli birbirinden ayırır. Amelin imandan bir parça olması ve imanın artıp eksilmesi konusunda Matüridî, görüşlerini benimsediği Ebu Hanife'ye uyar. Ebu Hanife ve Matüridî'ye göre iman ve amel ayrı şeylerdir. Çünkü bir ayette "...Allah'a iman eden ve yararlı iş işleyen...(Talak Suresi/11)" ifadesi imanı amelden ayırmış, "yararlı iş işleyen" ifadesi "iman eden" ifadesinden ve ile ayrılmıştır. Ayette geçen imandan maksat, ""tir.
Matüridî'ye göre adam öldürmek, zina etmek, içki içmek... gibi büyük günahlar (günah-ı kebair) da mümini dinden çıkarmaz. Allah'a ve emirlerine-yasaklarına-inanan kimse bunlara uymaz, bunları uygulamazsa dinden çıkmaz ama büyük günahkâr olur. Günahkâr olan kimse tövbe ile Allah katında af dileyerek kurtulabilir. Bir kişinin tövbesinin kabul edilmesi kişinin niyetine ve yaptıklarına - yapacaklarına bağlıdır, bu nedenle her tövbe eden affedilmez.Allah, Kur'an da "'Sizi yaratan O'dur, kiminiz inkârcı (kâfir), kiminiz mümindir. Ey inananlar! Mutluluğa ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün" ayetleriyle müminlerin, işledikleri günahlardan tevbeyle affedileceklerini müjdeler. Yani, Allah'ın emirlerini uygulamayan veya uygulayamayan müminler günahkâr olurlar. Kâfirlik (küfr) ise yalanlamayla, inkârla olur. Matüridi'nin bu görüşü ameli imanın bir parçası sayan ve bu sebeple namaz veya orucun terkini küfürle eş tutarak ölümle cezalandıran şeriat yorumlarına katılmayan farklı bir bakış olarak düşünülebilir.
Matüridî'ye göre ibadetler
- Matüridi'ye göre Allah insanlara temyiz kabiliyeti denilen iyiyi kötüden, hayrı şerden ayırt etme ve aklını kullanabilme gücünü vermiştir. Allah, aklı olanları dinî yönden mükellef kılmış olup aklı olmayanlar "İlâhî emrin sorumluluğu dışındadırlar." Akıl sahipleri akıllarını kullanmak suretiyle yaratıcı ve tek olan Allah'ı bulmak ve bilmek zorundadırlar. Ancak, O'na göre Şeriat'ı ve Şeriat'ın bir bölümü olan ibâdetlerin ne şekilde yapılacaklarını akıllarıyla belirleyemezler. Bunları ancak peygamberler vasıtası ile öğrenebilirler.
Matüridî, amel ile imanı ayrı tutar ve amel ile imanın ayrı şeyler olduğunu savunur. O'na göre, iman etmek mutlaka ibadet etmeyi gerektirmez.'
Allah'ın varlığının bilinmesi, zâtı ve sıfatları
İslâm dininde iman esaslarının başında Allah'a iman gelir. Mümin; öncesi ve sonrası olmayan (ezelî ve ebedî), her şeyi yoktan var eden ve zâtı, sıfatları ve fiileri yönlerinden bir olan Allah'a imanla yükümlüdür.
Allah'ın varlığı, 'Birliği (tevhid), yaratıcılığı konusunda birçok ayetler vardır: (En'am suresi/101; Zumer suresi/62; Bakara suresi/117; Âl-i imran suresi/189; Maide suresi/18, 40, 120... gibi).
Allah'ın varlığı ve birliği mantık kurallarıyla da (akılla) ispatlanabilir. Kâinattaki varlıkların hareketlerini düzenleyen, bir nizam ve âhenk içerisinde bulunmalarını ve her birinin ayrı ayrı ve diğerlerine zarar vermeksizin görev yapmalarını sağlayan, her şeyin üstünde bir varlık var ki, O da, eşi ve benzeri olmayan Allah'tır.
Allah'ın zât'ına ve fiilerine ait sıfatları vardır ve bu sıfatlar Allah'ın Zât'ının aynı da değildir, gayrı da değildir. Allah'ın sıfatları sonradan yaratılmış da değildir.
O'nun Kur'an'da zikrettiği gibi eli, yüzü ve nefsi vardır, Allah'ın Kur'an'da zikrettiği gibi el, yüz ve nefs gibi şeyler, keyfiyetsiz sıfatlardır.
O'nun eli, kudreti veya nimetidir denilemez. Zira bu takdirde sıfat iptal edilmiş olur. Bu, Kaderiyye ve Mutezile'nin görüşüdür. O'nun elinin, keyfiyetsiz sıfat olması gibi, gazabı ve rızası da keyfiyetsiz sıfatlarından iki sıfattır.
Allah, eşyayı bir şeyden yaratmadı. Allah, eşyayı oluşundan önce, ezelde biliyordu. O, eşyayı takdir eden ve oluşturandır.
Allah'ın başka bir kelime ile ifâdesi
Allah'a, O'nu yaratılmış varlıklara benzetmeye götüren isim koymak (antropomorfizm) uygun değildir. Çünkü O, Kur'an'da belirtildiği üzere hiçbir şeye benzemez. (Şûra suresi/11). Matüridî, "dengi ve benzeri bulunan bir şey çokluk statüsüne girer ve iki sayısı ile başlar. O'na nispet edilebilecek bütün yaratılmışlık kavramlarının ve nitelendirilebileceği bütün sıfatların, yaratılmışlara nispet edildiği ve nitelendirildiği takdirde anlaşılabilecek bir mânâ ile Allah'a izafe edilmesi bâtıl olmuştur" der. Bu sebeple Allah'ın, yaratılmışlardan birini çağrıştıran bir isimle, kelimeyle anılması caiz değildir.
Allah'a "şey" denilebilir
Ebu Hanife gibi Matüridî de Allah'a şey denilmesini câiz görür. Allah'a şey denmesini gerektiren sebep, cisimde mevcut olmadığı için bunu kullanmakta sakınca yoktur. Bunun iki yolla ispatlanması mümkündür: Birincisi, Kur'an'da kendisi için şey kelimesini kullanmaktadır. (Bakınız: Şura Suresi/11; En'am suresi/19) Allah'a şey denilmesi caiz olmasaydı ayetlerin bu kelimeyi Allah'a nispet etmemesi gerekirdi. İkincisi, aklî yoldur. Matüridî burada "örf açısından şey'iyyet başka değil, sadece varlık ifade (ispat) eden bir isimdir. Sabit olmuştur ki bir varlığa şey nisbet etmek sadece onun zâtının varlığını ve yüceltilmesini ifade eder. Allah da buna lâyıktır." ifadelerini kullanırdı. 'nin Akaid'ine yazdığı şerhde bu konu ile ilgili açıklaması yer alır.
Ebu Hanife ise, adlı adlı eserinde bu konu ile ilgili olarak şunları yazar: "Allahu Teâlâ şey'dir. Ama eşya gibi bir şey değildir. Şey olmasının manâsı; cisimsiz, cevhersiz, arazsız, zıtsız, eşsiz, ortaksız ve benzersiz olarak sabit olmaktır."
Ru'yetullah
Matüridî ahiret'de Allah'ın görülebileceğini, yani ru'yetullahın mümkün olduğunu savunmaktadır. Kitabındaki şu cümleyle konuya girer:
"Aziz ve Celîl olan Rabbinin görülmesi hakkındaki söz şundan ibarettir: Bize göre O'nun (Allah'ın) görülmesi gereklidir, haktır, ancak bu rü'yet idraksiz ile ihâtasız (yani sınırsız ve kavrayış olmadan) ve tefsirsiz (yani bakanın karşısında olmaktan ve belirli aralıkta olmaktan münezzeh) olacaktır."[]
Bilgiye ulaşma, kader ve irade hürriyeti
Matüridî, 'inde bilgi ve önemi üzerinde ısrarla durur. Matüridî, bilgi edinme yollarını duyular, haberler ve akıl olarak belirler. O'na göre bilgi vehbî olmaz; kesbî'dir. Doğru akıl yürütmeyle ortaya çıkan bilgi bir âdet-i ilâhiye'dir. Allah insana akletme, aklını kullanma ve temyiz gücünü bahşetmiştir. Maturidilik bu görüşü ile vehb ve bir bilgi ve irfan yolu olarak öne alan tasavvufçulardan ayrılır.
Allah'ın dilemesi, ilmi, kazası, takdiri ve Levh-i Mahfuz'daki yazısı olmadan, dünya ve ahirette hiçbir şey vaki olmaz. Ancak onun Levh-i Mahfuz'daki yazısı, hüküm olarak değil, vasıf olarak yazılıdır. Kaza, kader ve dilemek, O'nun nasıl olduğu bilinmeyen sıfatlarındandır.
Allah, yok olanı yokluğu halinde yok olarak bilir, onun yarattığı zaman nasıl olacağını bilir,Var olanı, varlığı halinde var olarak bilir, onun yokluğunun nasıl olacağını bilir. Allah ayakta duranın ayakta duruş halini, oturduğu zaman da oturuş halini bilir. Bütün bu durumlarda Allah'ın ilminde ne bir değişme, ne de sonradan olma bir şey hasıl olmaz. Değişme ve ihtilaf, yaratılanlardan olur.
Allah'ın mutlak kudreti ve kader ile insan iradesi arasındaki ilişki konusu İslâm düşünürleri arasında farklı yorumlara sebep olmuştur. Bazı Sünni İslam kaynaklarında Muhammed'in kendi döneminde "kader"i tartışanlara sinirlendiği ve bu konuda tartışmayı uygun görmediği de anlatılmaktadır.
Ancak, eğer Tanrı ortak kabul etmeyen mutlak yaratıcı ise ve insanın eylemleri dahil kader ile olaylar önceden belirlenmiş ise insan niçin sorumlu olsun ki? Bu soru ve insanın iradesinde hür olup olmadığı sorunu (hürriyet) tartışılmaya devam etmiştir.
Cebriyyeciler; kader ile her şeyin belirlendiğini, insanın eylemleri dahil her şeyin Tanrı tarafından, önceden, değişmez bir şekilde tespit edildiğini ve zamanı gelince yaratıldığını ileri sürmüşlerdir. Onlara göre insanın fiilleri dahil her şey ilâhî irade ve emre bağlıdır ve insanın iradesi, çabası ile değiştirilemez. Tarihte bu anlayışın babası olarak Cehm bin Safvan (öl. 746) gösterilir. Buna göre insanların yaptıkları ve yapacakları her şey önceden takdir edilmiştir, insanlar yapmaya mecburdurlar, yapıp yapmama hürriyetleri yoktur.
Cebriyye (fatalizm) karşısında bu mezheple taban tabana zıt görüşleri ileri süren bir grup oluştu. Bunlar da kulları, kendi eylemlerinin "yaratıcısı" kabul ediyorlardı. Kaderiyye denilen bu gruba göre de insanın bütün eylemleri Tanrı'nın iradesinden tamamen ayrı ve bağımsız olarak sadece kendi iradesi ile meydana gelir. Bu görüşün öncüleri olarak Ma'bed el-Cühenî ve Geylân ed-Dımışkî kabul edilir ve onlar insanın, Tanrı'nın dahli olmaksızın başlı başına ve hür olarak eylem yaratacak kudrete sahip olduğunu ifade ederler.
Mutezile mezhebine göre Allah âdildir. Bunun gereği olarak insanlara irade hürriyeti vermiştir. İnsan hürdür ve kendi eylemini kendi irade ve isteği doğrultusunda yapar. Yani Mutezile'nin bu konu hakkındaki görüşü Kaderiyye'ninki ile aynıdır.
Selefiye bu konuları tartışmamayı yeğlemiş, Eş'ariye ve Matüridîye mezhepleri ise görüş farklılıklarından doğan çelişkileri çözmeye çalışmıştır.
Matüridî de Eş'ari gibi, irade hürriyeti bakımından insanı iradesiz robot olarak gören Cebriye ile insanın eylemlerinde Allah'ın hiçbir etkisini kabul etmeyen Mutezile ve Kaderiyye arasında üçüncü bir yol izler. Zira Matüridî bu konuda Kesb ve halk terimlerini kullanır. Halk, insanın kendi kudret ve isteği olmadan meydana gelen eylemlerdir. Refleksler, kalbin çalışması... gibi. Bir de insanın kendi iradesi ile seçtiği eylemlerin yaratılmasıdır. Kulun eylemine "halk" değil, "kesb" denilir. Allah'a ait eylem de "kesb" değil, kesbe bağlı "halk"tır.
Fıkhi Görüşleri
Fıkıh düşüncesi olarak tıpkı itikad/kelam alanında olduğu gibi, İmamı Azam Ebu Hanife'nin hüküm istinbat yöntemini tercih eden imam Maturidi, yaşadığı dönemde Maveraünnehir bölgesinin fıkıhta da imamı olarak tanınmaktadır. Hatta Maveraünnehir'de mutlak olarak Fakih denildiğinde ilk akla gelen İmam Maturidi'dir. Hanefi düşünce ikliminde yetişen İmam maturidi'nin tüm hocaları Hanefi geleneğini yürüten alimlerden oluşmaktadır. Öğrencileri de yine Hanefi mezhebi imamları arasında zikredilmektedir. İmam maturidi'nin günümüze ulaşabilen iki eseri kitabı Tevhid ve Kur'an fıkıhla ilgili eserler değildir. Ancak Maturidi'nin biyografi ve menakıbına ilişkin eserler incelendiğinde, fıkıh usulüne ilişkin olarak Meahizü'ş-Şerai isimli bir kitabın kendisine nisbet edildiği görülmektedir. Yine usul alanına ilişkin olmak üzere Kitabül cedel isimli bir eser de kendisine nisbet edilmektedir. Ayrıca İmam Muhammed'in Siyerü'l-Kebir'ini şerh ettiği de kaynaklarda aktarılmaktadır.
Şeriat, tarikat, tasavvuf
Matüridiye göre din, Allah'ı bilmek ve O'na ibâdet etmektir. Bütün Peygamberler, Allah'ı bilmeye ve ibâdeti de sadece Allah'a has kılmaya davet eden tevhid dinine mensupturlar. Hiçbir Peygamber kendinden önceki peygamberlerin dinini reddetmemiştir. Âdem'den sonra bütün Peygamberler dini aynı, şeriatı değişik tebliğ etmişlerdir. Bu ifadelere delil olarak da "...Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı. Lâkin size verdiği şeylerde sizi sınamak istedi. Bunun için iyi işlerde yarışın"(Mâide suresi/48)" ayeti gösterilir.
Matüridî, tasavvuf ve tasavvufun kurumsallaşmış teşkilatı olan tarikatlara mesafelidir. Bu, duygusal değil ilmî bir tavır alıştır. Matüridî'nin mesafeli duruşu, mutasavvıfların bilgi kaynakları anlayışı yüzündendir.
Kaynakça
- Ahmet Vehbi Ecer, "Büyük Türk Alimi Matüridî"
- Ahmet Vehbi Ecer, "İslâm Tarihi Dersleri"
- Ahmet Vehbi Ecer, "Tarihte Vehhabi Hareketi ve Etkileri"
- Ahmet Vehbi Ecer, "Tarihte Türkler, İslâmiyet ve Mezhepleri" ()
- Ali Duman, "İmam Mâtüridî, Hayatı, Eserleri Ve İslam Düşüncesindeki Yeri", Hikmet Yurdu, 2009, cilt: II, sayı: 4, Matüridî ve Mâtüridîlik Özel Sayısı, s. 109 - 126.
- Ali Duman, İmam İmam Matürîdî’nin Te’vilatü’l-Kur’an’ında Akıl Yürütmeyle İlgili Kavramlar -Fıkıh, İstidlâl, Kıyas-, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi [Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi = Journal of Mesned Divinity Researches], 2014, cilt: V, sayı: 1, s. 103-116
- Nihat Keklik, "Felsefe-Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar"
- Amiran Kutkan, "Türk Milletinin Manevi Kaynakları"
- Sönmez Kutlu, "İmam Matüridi ve Matüridilik"
- Abdullah Manaz, "Dünyada ve Türkiye'de Siyasi İslâmcılık"
- Hanifi Özcan, "Matüridi'de Bilgi Problemi"
- İsmail Bilgili, "Hanefi Fıkıh Medeniyetine İmam Mâtürîdî’nin Etkisi", İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, 2017, sayı: 29, s. 399-423
- Murtaza Bedir, "Matüridi Fıkıh Usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?", Büyük Türk Bilgini İmam Matüridi ve Matüridilik -Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı-, 22-24 Mayıs 2009 - İstanbul, 2012, s. 412-420
- Nureddin Sabunî, "Matüridiye akaidi" (Çev.Bekir Topaloğlu)
- Hilmi Ziya Ülken, "Millet ve Tarih Şuuru"
- M.Sait Yazıcıoğlu, "Matüridî ve Nesefî'ye göre İnsan Hürriyeti Kavramı"
- Julius Welhausen, "Arap Devleti ve Sükûtu" (Çev.F.Işıltan)
- Hulusi Arslan, "Maturîdî’ye Göre Evren Ve İnsanın Yaratılış Hikmeti", Hikmet Yurdu Düşünce-Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi (www.hikmetyurdu.com), Yıl: 2, S. 4, (İmam Matüridi ve Matüridilik Özel Sayısı), 71-90.
- Abdurrahman Kasapoğlu, "Mâtürîdî’nin İmanda Artmayı İfade Eden Âyetlere Yaklaşımı", Hikmet Yurdu, Düşünce-Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi (www.hikmetyurdu.com), Yıl: 2, S.4 (Temmuz-Aralık 2009), ss. 47 - 69.
Ayrıca bakınız
Dipnotlar
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Maturidilik Arapca الماتريدية Maturidi nin kurdugu Hanefi Mezhebi nin kurucusu Imam i A zam in dusuncesini takip eden akla onemli bir yer veren Islam dini itikad mezhebidir Turkiye Afganistan Pakistan Hindistan ve Orta Asya ulkelerinde yaygindir Imam Maturidi nin gorusleriMaturidi nin Islam ilahiyatinin meselelerinden Allaha iman peygamberlik konularindaki gorusleri Maturidi ye gore imanin tanimi Maturidi ye gore iman Kalp ile tasdik tir Diliyle ikrar ettigi halde kalbiyle tasdik etmeyen kimse mumin degildir Inanc henuz gonullerinize yerlesmedi Hucurat suresi 14 ayetiyle imanin kalp ile ilgili olduguna isaret edilir Ayrica Iste Allah imani bunlarin kalplerine yazmis Mucadele suresi 22 ayetinde de iman kelimesi kalbe izafe edilmistir Bu durumda imanin gercek ruknu kalp ile tasdik tir Iman tasdik etme onaylamadir Iman tasdik olunca aksi de tekzip yani inkar ve yalanlama olacaktir Tekzib inkar niyetiyle ifade ediliyorsa bunun anlami kufur dur Maturidi Kitab ut Tevhid adli eserinde Imanin kalp ile tasdik veya mahiyet oldugu meselesi basligi altinda sadece bilmenin iman icin yetersizligini anlatir O na gore bir seyin mahiyetini bilmek onu tasdik etmek anlamina gelmez Bu sebeple kalpteki iman bilmekten baska bir seydir Yani kalpteki iman ile bilmenin mahiyetleri ayridir Ancak bilgi kalple tasdikin meydana gelmesinde onemli rol oynar Zira cehalet de bazen inkarciligin sebebi olabilmektedir Maturidi ye gore hurriyet iman ve kufrun varlik sartidir Yani iman ve kufur tercihle olur Maturidi nin Kur an Inanci Kur an Allah kelami olup mushaflarda yazili kalplerde mahfuz dil ile okunur ve Muhammed e indirilmistir Insanlarin Kur an i teleffuzu yazmasi ve okumasi mahluktur fakat Kur an mahluk degildir Allah in Kur an da belirttigi Musa ve diger Peygamberlerden firavun ve Iblis ten naklen verdigi haberlerin hepsi Allah kelamidir onlardan haber vermektedir Kur an ise Allah in kelami olup kadim ve ezelidir Iman amel Iliskisi Genellikle ilmihal kitaplarinda kullanilan amel kelimesi yapilan is fiil bir kisinin dinin emirlerini yerine getirmesi icin yaptiklari anlamindadir Maturidi iman ile ameli birbirinden ayirir Amelin imandan bir parca olmasi ve imanin artip eksilmesi konusunda Maturidi goruslerini benimsedigi Ebu Hanife ye uyar Ebu Hanife ve Maturidi ye gore iman ve amel ayri seylerdir Cunku bir ayette Allah a iman eden ve yararli is isleyen Talak Suresi 11 ifadesi imani amelden ayirmis yararli is isleyen ifadesi iman eden ifadesinden ve ile ayrilmistir Ayette gecen imandan maksat tir Maturidi ye gore adam oldurmek zina etmek icki icmek gibi buyuk gunahlar gunah i kebair da mumini dinden cikarmaz Allah a ve emirlerine yasaklarina inanan kimse bunlara uymaz bunlari uygulamazsa dinden cikmaz ama buyuk gunahkar olur Gunahkar olan kimse tovbe ile Allah katinda af dileyerek kurtulabilir Bir kisinin tovbesinin kabul edilmesi kisinin niyetine ve yaptiklarina yapacaklarina baglidir bu nedenle her tovbe eden affedilmez Allah Kur an da Sizi yaratan O dur kiminiz inkarci kafir kiminiz mumindir Ey inananlar Mutluluga ermeniz icin hepiniz tevbe ederek Allah in hukmune donun ayetleriyle muminlerin isledikleri gunahlardan tevbeyle affedileceklerini mujdeler Yani Allah in emirlerini uygulamayan veya uygulayamayan muminler gunahkar olurlar Kafirlik kufr ise yalanlamayla inkarla olur Maturidi nin bu gorusu ameli imanin bir parcasi sayan ve bu sebeple namaz veya orucun terkini kufurle es tutarak olumle cezalandiran seriat yorumlarina katilmayan farkli bir bakis olarak dusunulebilir Maturidi ye gore ibadetler Maturidi ye gore Allah insanlara temyiz kabiliyeti denilen iyiyi kotuden hayri serden ayirt etme ve aklini kullanabilme gucunu vermistir Allah akli olanlari dini yonden mukellef kilmis olup akli olmayanlar Ilahi emrin sorumlulugu disindadirlar Akil sahipleri akillarini kullanmak suretiyle yaratici ve tek olan Allah i bulmak ve bilmek zorundadirlar Ancak O na gore Seriat i ve Seriat in bir bolumu olan ibadetlerin ne sekilde yapilacaklarini akillariyla belirleyemezler Bunlari ancak peygamberler vasitasi ile ogrenebilirler Maturidi amel ile imani ayri tutar ve amel ile imanin ayri seyler oldugunu savunur O na gore iman etmek mutlaka ibadet etmeyi gerektirmez Allah in varliginin bilinmesi zati ve sifatlari Islam dininde iman esaslarinin basinda Allah a iman gelir Mumin oncesi ve sonrasi olmayan ezeli ve ebedi her seyi yoktan var eden ve zati sifatlari ve fiileri yonlerinden bir olan Allah a imanla yukumludur Allah in varligi Birligi tevhid yaraticiligi konusunda bircok ayetler vardir En am suresi 101 Zumer suresi 62 Bakara suresi 117 Al i imran suresi 189 Maide suresi 18 40 120 gibi Allah in varligi ve birligi mantik kurallariyla da akilla ispatlanabilir Kainattaki varliklarin hareketlerini duzenleyen bir nizam ve ahenk icerisinde bulunmalarini ve her birinin ayri ayri ve digerlerine zarar vermeksizin gorev yapmalarini saglayan her seyin ustunde bir varlik var ki O da esi ve benzeri olmayan Allah tir Allah in zat ina ve fiilerine ait sifatlari vardir ve bu sifatlar Allah in Zat inin ayni da degildir gayri da degildir Allah in sifatlari sonradan yaratilmis da degildir O nun Kur an da zikrettigi gibi eli yuzu ve nefsi vardir Allah in Kur an da zikrettigi gibi el yuz ve nefs gibi seyler keyfiyetsiz sifatlardir O nun eli kudreti veya nimetidir denilemez Zira bu takdirde sifat iptal edilmis olur Bu Kaderiyye ve Mutezile nin gorusudur O nun elinin keyfiyetsiz sifat olmasi gibi gazabi ve rizasi da keyfiyetsiz sifatlarindan iki sifattir Allah esyayi bir seyden yaratmadi Allah esyayi olusundan once ezelde biliyordu O esyayi takdir eden ve olusturandir Allah in baska bir kelime ile ifadesi Allah a O nu yaratilmis varliklara benzetmeye goturen isim koymak antropomorfizm uygun degildir Cunku O Kur an da belirtildigi uzere hicbir seye benzemez Sura suresi 11 Maturidi dengi ve benzeri bulunan bir sey cokluk statusune girer ve iki sayisi ile baslar O na nispet edilebilecek butun yaratilmislik kavramlarinin ve nitelendirilebilecegi butun sifatlarin yaratilmislara nispet edildigi ve nitelendirildigi takdirde anlasilabilecek bir mana ile Allah a izafe edilmesi batil olmustur der Bu sebeple Allah in yaratilmislardan birini cagristiran bir isimle kelimeyle anilmasi caiz degildir Allah a sey denilebilir Ebu Hanife gibi Maturidi de Allah a sey denilmesini caiz gorur Allah a sey denmesini gerektiren sebep cisimde mevcut olmadigi icin bunu kullanmakta sakinca yoktur Bunun iki yolla ispatlanmasi mumkundur Birincisi Kur an da kendisi icin sey kelimesini kullanmaktadir Bakiniz Sura Suresi 11 En am suresi 19 Allah a sey denilmesi caiz olmasaydi ayetlerin bu kelimeyi Allah a nispet etmemesi gerekirdi Ikincisi akli yoldur Maturidi burada orf acisindan sey iyyet baska degil sadece varlik ifade ispat eden bir isimdir Sabit olmustur ki bir varliga sey nisbet etmek sadece onun zatinin varligini ve yuceltilmesini ifade eder Allah da buna layiktir ifadelerini kullanirdi nin Akaid ine yazdigi serhde bu konu ile ilgili aciklamasi yer alir Ebu Hanife ise adli adli eserinde bu konu ile ilgili olarak sunlari yazar Allahu Teala sey dir Ama esya gibi bir sey degildir Sey olmasinin manasi cisimsiz cevhersiz arazsiz zitsiz essiz ortaksiz ve benzersiz olarak sabit olmaktir Ru yetullah Maturidi ahiret de Allah in gorulebilecegini yani ru yetullahin mumkun oldugunu savunmaktadir Kitabindaki su cumleyle konuya girer Aziz ve Celil olan Rabbinin gorulmesi hakkindaki soz sundan ibarettir Bize gore O nun Allah in gorulmesi gereklidir haktir ancak bu ru yet idraksiz ile ihatasiz yani sinirsiz ve kavrayis olmadan ve tefsirsiz yani bakanin karsisinda olmaktan ve belirli aralikta olmaktan munezzeh olacaktir kaynak belirtilmeli Bilgiye ulasma kader ve irade hurriyeti Maturidi inde bilgi ve onemi uzerinde israrla durur Maturidi bilgi edinme yollarini duyular haberler ve akil olarak belirler O na gore bilgi vehbi olmaz kesbi dir Dogru akil yurutmeyle ortaya cikan bilgi bir adet i ilahiye dir Allah insana akletme aklini kullanma ve temyiz gucunu bahsetmistir Maturidilik bu gorusu ile vehb ve bir bilgi ve irfan yolu olarak one alan tasavvufculardan ayrilir Allah in dilemesi ilmi kazasi takdiri ve Levh i Mahfuz daki yazisi olmadan dunya ve ahirette hicbir sey vaki olmaz Ancak onun Levh i Mahfuz daki yazisi hukum olarak degil vasif olarak yazilidir Kaza kader ve dilemek O nun nasil oldugu bilinmeyen sifatlarindandir Allah yok olani yoklugu halinde yok olarak bilir onun yarattigi zaman nasil olacagini bilir Var olani varligi halinde var olarak bilir onun yoklugunun nasil olacagini bilir Allah ayakta duranin ayakta durus halini oturdugu zaman da oturus halini bilir Butun bu durumlarda Allah in ilminde ne bir degisme ne de sonradan olma bir sey hasil olmaz Degisme ve ihtilaf yaratilanlardan olur Allah in mutlak kudreti ve kader ile insan iradesi arasindaki iliski konusu Islam dusunurleri arasinda farkli yorumlara sebep olmustur Bazi Sunni Islam kaynaklarinda Muhammed in kendi doneminde kader i tartisanlara sinirlendigi ve bu konuda tartismayi uygun gormedigi de anlatilmaktadir Ancak eger Tanri ortak kabul etmeyen mutlak yaratici ise ve insanin eylemleri dahil kader ile olaylar onceden belirlenmis ise insan nicin sorumlu olsun ki Bu soru ve insanin iradesinde hur olup olmadigi sorunu hurriyet tartisilmaya devam etmistir Cebriyyeciler kader ile her seyin belirlendigini insanin eylemleri dahil her seyin Tanri tarafindan onceden degismez bir sekilde tespit edildigini ve zamani gelince yaratildigini ileri surmuslerdir Onlara gore insanin fiilleri dahil her sey ilahi irade ve emre baglidir ve insanin iradesi cabasi ile degistirilemez Tarihte bu anlayisin babasi olarak Cehm bin Safvan ol 746 gosterilir Buna gore insanlarin yaptiklari ve yapacaklari her sey onceden takdir edilmistir insanlar yapmaya mecburdurlar yapip yapmama hurriyetleri yoktur Cebriyye fatalizm karsisinda bu mezheple taban tabana zit gorusleri ileri suren bir grup olustu Bunlar da kullari kendi eylemlerinin yaraticisi kabul ediyorlardi Kaderiyye denilen bu gruba gore de insanin butun eylemleri Tanri nin iradesinden tamamen ayri ve bagimsiz olarak sadece kendi iradesi ile meydana gelir Bu gorusun onculeri olarak Ma bed el Cuheni ve Geylan ed Dimiski kabul edilir ve onlar insanin Tanri nin dahli olmaksizin basli basina ve hur olarak eylem yaratacak kudrete sahip oldugunu ifade ederler Mutezile mezhebine gore Allah adildir Bunun geregi olarak insanlara irade hurriyeti vermistir Insan hurdur ve kendi eylemini kendi irade ve istegi dogrultusunda yapar Yani Mutezile nin bu konu hakkindaki gorusu Kaderiyye ninki ile aynidir Selefiye bu konulari tartismamayi yeglemis Es ariye ve Maturidiye mezhepleri ise gorus farkliliklarindan dogan celiskileri cozmeye calismistir Maturidi de Es ari gibi irade hurriyeti bakimindan insani iradesiz robot olarak goren Cebriye ile insanin eylemlerinde Allah in hicbir etkisini kabul etmeyen Mutezile ve Kaderiyye arasinda ucuncu bir yol izler Zira Maturidi bu konuda Kesb ve halk terimlerini kullanir Halk insanin kendi kudret ve istegi olmadan meydana gelen eylemlerdir Refleksler kalbin calismasi gibi Bir de insanin kendi iradesi ile sectigi eylemlerin yaratilmasidir Kulun eylemine halk degil kesb denilir Allah a ait eylem de kesb degil kesbe bagli halk tir Fikhi Gorusleri Fikih dusuncesi olarak tipki itikad kelam alaninda oldugu gibi Imami Azam Ebu Hanife nin hukum istinbat yontemini tercih eden imam Maturidi yasadigi donemde Maveraunnehir bolgesinin fikihta da imami olarak taninmaktadir Hatta Maveraunnehir de mutlak olarak Fakih denildiginde ilk akla gelen Imam Maturidi dir Hanefi dusunce ikliminde yetisen Imam maturidi nin tum hocalari Hanefi gelenegini yuruten alimlerden olusmaktadir Ogrencileri de yine Hanefi mezhebi imamlari arasinda zikredilmektedir Imam maturidi nin gunumuze ulasabilen iki eseri kitabi Tevhid ve Kur an fikihla ilgili eserler degildir Ancak Maturidi nin biyografi ve menakibina iliskin eserler incelendiginde fikih usulune iliskin olarak Meahizu s Serai isimli bir kitabin kendisine nisbet edildigi gorulmektedir Yine usul alanina iliskin olmak uzere Kitabul cedel isimli bir eser de kendisine nisbet edilmektedir Ayrica Imam Muhammed in Siyeru l Kebir ini serh ettigi de kaynaklarda aktarilmaktadir Seriat tarikat tasavvuf Maturidiye gore din Allah i bilmek ve O na ibadet etmektir Butun Peygamberler Allah i bilmeye ve ibadeti de sadece Allah a has kilmaya davet eden tevhid dinine mensupturlar Hicbir Peygamber kendinden onceki peygamberlerin dinini reddetmemistir Adem den sonra butun Peygamberler dini ayni seriati degisik teblig etmislerdir Bu ifadelere delil olarak da Sizden her biriniz icin bir seriat ve bir yol belirledik Allah dileseydi hepinizi tek bir ummet yapardi Lakin size verdigi seylerde sizi sinamak istedi Bunun icin iyi islerde yarisin Maide suresi 48 ayeti gosterilir Maturidi tasavvuf ve tasavvufun kurumsallasmis teskilati olan tarikatlara mesafelidir Bu duygusal degil ilmi bir tavir alistir Maturidi nin mesafeli durusu mutasavviflarin bilgi kaynaklari anlayisi yuzundendir KaynakcaAhmet Vehbi Ecer Buyuk Turk Alimi Maturidi Ahmet Vehbi Ecer Islam Tarihi Dersleri Ahmet Vehbi Ecer Tarihte Vehhabi Hareketi ve Etkileri Ahmet Vehbi Ecer Tarihte Turkler Islamiyet ve Mezhepleri Ali Duman Imam Maturidi Hayati Eserleri Ve Islam Dusuncesindeki Yeri Hikmet Yurdu 2009 cilt II sayi 4 Maturidi ve Maturidilik Ozel Sayisi s 109 126 Ali Duman Imam Imam Maturidi nin Te vilatu l Kur an inda Akil Yurutmeyle Ilgili Kavramlar Fikih Istidlal Kiyas Inonu Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi Mesned Ilahiyat Arastirmalari Dergisi Journal of Mesned Divinity Researches 2014 cilt V sayi 1 s 103 116 Nihat Keklik Felsefe Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar Amiran Kutkan Turk Milletinin Manevi Kaynaklari Sonmez Kutlu Imam Maturidi ve Maturidilik Abdullah Manaz Dunyada ve Turkiye de Siyasi Islamcilik Hanifi Ozcan Maturidi de Bilgi Problemi Ismail Bilgili Hanefi Fikih Medeniyetine Imam Maturidi nin Etkisi Islam Hukuku Arastirmalari Dergisi 2017 sayi 29 s 399 423 Murtaza Bedir Maturidi Fikih Usulu Gercek mi Kurgu mu Buyuk Turk Bilgini Imam Maturidi ve Maturidilik Milletlerarasi Tartismali Ilmi Toplanti 22 24 Mayis 2009 Istanbul 2012 s 412 420 Nureddin Sabuni Maturidiye akaidi Cev Bekir Topaloglu Hilmi Ziya Ulken Millet ve Tarih Suuru M Sait Yazicioglu Maturidi ve Nesefi ye gore Insan Hurriyeti Kavrami Julius Welhausen Arap Devleti ve Sukutu Cev F Isiltan Hulusi Arslan Maturidi ye Gore Evren Ve Insanin Yaratilis Hikmeti Hikmet Yurdu Dusunce Yorum Sosyal Bilimler Arastirma Dergisi www hikmetyurdu com Yil 2 S 4 Imam Maturidi ve Maturidilik Ozel Sayisi 71 90 Abdurrahman Kasapoglu Maturidi nin Imanda Artmayi Ifade Eden Ayetlere Yaklasimi Hikmet Yurdu Dusunce Yorum Sosyal Bilimler Arastirma Dergisi www hikmetyurdu com Yil 2 S 4 Temmuz Aralik 2009 ss 47 69 Ayrica bakinizKelam Ilahiyat Itikadi mezhep Islam felsefesiDipnotlar Ayetler 7 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Ocak 2024 Sahih i Buhari Kitab ut Tefsir Bolumu Hadis Nu 237