Bu maddenin veya bölümün , doğrulanamaz veya yoruma dayalı ifadeler içerdiği düşünülmektedir. Lütfen iddiaları ederek ve yeni geliştirin. Özgün araştırmadan oluşmuş ifadeler kaldırılabilir. Ayrıntılar maddenin bulunabilir. |
İç ortam (veya Fransızcada milieu intérieur), 19. yüzyılda Fransız fizyolog Claude Bernard tarafından,çok hücreli organizmaların doku ve organları için koruyucu stabilite sağlamak amacıyla interstisyel sıvıyı ve fizyolojik kapasitesini tanımlamak için geliştirilmiş bir kavramdır.
Etimoloji
Claude Bernard, 1854'ten 1878'deki ölümüne kadar birçok çalışmasında Fransızca milieu intérieur (Türkçe iç ortam) ifadesini kullanmıştır. Bu ifadeyi büyük olasılıkla, "milieu de l'intérieur" ifadesini eski Hipokrat düşüncesi olan humorun eşanlamlısı olarak kullanan histolog 'den almıştır. Bernard başlangıçta sadece kanın rolüyle ilgilenmiş, ancak daha sonra bu iç istikrarın sağlanmasında tüm vücudun rolünü de dahil etmiştir. Fikrini şu şekilde özetlemiştir:
Ortamın sabitliği organizmanın mükemmelliğini varsayar; öyle ki dışsal değişimler her an telafi edilir ve dengelenir.... Tüm yaşamsal mekanizmaların, ne kadar çeşitli olurlarsa olsunlar, her zaman tek bir hedefi vardır: iç ortamdaki yaşam koşullarının tekdüzeliğini korumak.... İç ortamın istikrarı, özgür ve bağımsız yaşamın koşuludur.
Bernard'ın regülasyonun iç ortamına ilişkin çalışmaları aynı zamanda Almanya'daki çalışmalarla da desteklenmiştir. Rudolf Virchow hücreye odaklanırken, (1804-1878) gibi diğerleri humoral patolojiyi, özellikle de konusunu incelemeye devam etti. Von Rokitansky, hastalığın bu hayati mikrosirkülasyon veya iç iletişim sistemindeki hasardan kaynaklandığını öne sürdü. Viyana'da iç hastalıkları profesörü olan (1879-1946), von Rokitansky'nin bakış açısını daha da geliştirdi ve her hücrenin başarılı bir mikrosirkülasyon için zemin maddesi olarak adlandırdığı uygun bir ortama ihtiyaç duyduğunu gösterdi. Alman bilim adamlarının bu çalışması 20. yüzyılda (1899-1982) tarafından devam ettirilmiş, Pischinger zemin maddesi veya hücre dışı matris ile hormonal ve otonom sinir sistemleri arasındaki bağlantıları tanımlamış ve burada bir bütün olarak vücut ve hücresel işleyiş için zemin düzenleyici (das System der Grundregulation) olarak adlandırdığı karmaşık bir düzenleme sistemi görmüştür.
Tarihçe
Bernard kendi kavramını, antik yaşam güçleri fikrinin yerine, vücudun fizyolojisinin çoklu mekanik denge ayarlama geri bildirimleri yoluyla düzenlendiği mekanik bir süreç fikrini yerleştirmek için yaratmıştır.'un daha sonraki homeostaz kavramı (aynı zamanda mekanistik olsa da) bu kaygıdan yoksundu ve hatta gibi eski kavramlar bağlamında savunuluyordu.
Cannon, Bernard'ın aksine, bedenin kendi kendini düzenlemesini zekanın evrimsel olarak ortaya çıkması ve uygulanması için bir gereklilik olarak görmüş ve bu fikri siyasi bir bağlama oturtmuştur: "Bir ulusta bedenin iç ortamına ne karşılık gelir? En yakın benzer, ticari malların üretim ve dağıtımının tüm karmaşık sistemi gibi görünmektedir". Vücudun kendi iç istikrarını sağlama yeteneğine bir analoji olarak, toplumun kendisini teknokratik bir bürokrasi, "biyokrasi" ile koruması gerektiğini öne sürdü.
Milieu intérieur fikrinin Norbert Wiener'i sibernetik kavramına ve sinir sisteminde ve cansız makinelerde öz-düzenleme yaratan götürdüğü ve "bugün, Bernard'ın sabitlik hipotezinin bir biçimlendirmesi olan sibernetiğin çağdaş bilişsel bilimin kritik öncüllerinden biri olarak görüldüğü" belirtilmiştir.
Erken kabul
Bernard'ın fikri 19. yüzyılda başlangıçta göz ardı edilmiştir. Bu, Bernard'ın modern fizyolojinin kurucusu olarak büyük onurlandırılmasına rağmen gerçekleşti (gerçekten de bir bilim insanı için ilk Fransız devlet cenaze törenini aldı). Encyclopædia Britannica'nın 1911 baskısı bile ondan bahsetmemektedir. Milieu intérieur hakkındaki fikirleri ancak 20. yüzyılın başlarında fizyoloji anlayışının merkezi haline gelmiştir. Ancak , Lawrence J. Henderson ve özellikle ve onun homeostaz fikri ile bugünkü tanınırlığını ve statüsünü kazanmıştır. Mevcut 15. baskıda bu fikrin Bernard'ın en önemli fikri olduğu belirtilmektedir.
İç iletişim fikri
Bernard'ın verimli milieu intérieur kavramı, iç fizyolojiyi hücresel ve hücre dışı matris veya zemin sisteminin karşılıklı bağımlılığı açısından anlamak için temel sağlamanın yanı sıra, homeostazın karmaşık dinamiklerine izin veren iletişim sistemine ilişkin önemli araştırmalara da yol açmıştır.
Szent-Györgyi'nin çalışması
İlk çalışma, organik iletişimin yalnızca moleküllerin rastgele çarpışmalarıyla açıklanamayacağı sonucuna varan ve enerji alanlarının yanı sıra bağ dokusunu da inceleyen Albert Szent-Györgyi tarafından yürütülmüştür. Moglich ve Schon (1938) ve Jordan (1938) tarafından canlı sistemlerde elektrolitik olmayan yük transferi mekanizmaları üzerine yapılan daha önceki çalışmaların farkındaydı. Bu konu Szent-Györgyi tarafından 1941 yılında Budapeşte'de verdiği ve Science ve Nature dergilerinde yayınlanan Koranyi Hatıra Konferansı'nda daha da araştırılmış ve geliştirilmiştir; burada proteinlerin yarı iletken olduğunu ve bir organizma içinde serbest elektronları hızlı bir şekilde transfer edebildiğini öne sürmüştür. Bu fikir şüpheyle karşılandı, ancak günümüzde hücre dışı matrisin tüm parçalarının olmasa da çoğunun yarı iletken özelliklere sahip olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Koranyi Konferansı, nanoelektronik devrelerde biyomoleküler yarı iletkenleri kullanarak büyüyen bir moleküler-elektronik endüstrisini tetikledi.
1988 yılında Szent-Györgyi "Moleküllerin etkileşime girmek için birbirlerine dokunmaları gerekmez. Enerji, su ile birlikte yaşamın matrisini oluşturan elektromanyetik alan aracılığıyla akabilir" dedi. Bu su aynı zamanda proteinlerin, DNA'nın ve matristeki tüm canlı moleküllerin yüzeyleriyle de ilişkilidir. Bu, metabolik işleyiş için istikrar sağlayan yapılandırılmış bir sudur ve hücre dışı matristeki ve DNA'daki ana protein olan kollajenle de ilişkilidir. Yapılandırılmış su, protonlar için enerji akış kanalları oluşturabilir (biyoelektrik oluşturmak için protein yapısından akan elektronların aksine). Mitchell (1976) bu akışı 'proticity' olarak adlandırmaktadır.
Almanya'daki çalışma
Almanya'da son yarım yüzyılda yapılan çalışmalar da özellikle zemin sistemiyle ilgili olduğu için iç iletişim sistemine odaklanmıştır. Bu çalışma, zemin sistemini veya hücre dışı matrisin hücresel sistemle etkileşimini 'zemin düzenleyici sistem' olarak nitelendirmelerine yol açmış ve burada homeostazın anahtarı, tüm işlevler için hayati önem taşıyan vücut çapında bir iletişim ve destek sistemi görmelerine neden olmuştur.
1953 yılında Alman doktor ve bilim adamı Reinhold Voll, akupunkturda kullanılan noktaların çevreleyen deriden farklı elektriksel özelliklere, yani daha düşük bir dirence sahip olduğunu keşfetti. Voll ayrıca, noktalardaki dirençlerin ölçülmesinin iç organların durumuna ilişkin değerli göstergeler verdiğini keşfetti. Voll'un elektro-dermal tarama yöntemi kullanılarak 'toprak düzenleme sistemi' kavramının yaratıcısı Dr. Alfred Pischinger ile Dr. Helmut Schimmel ve Hartmut Heine tarafından daha ileri araştırmalar yapılmıştır. Bu ileri araştırma, genin denetleyici olmaktan çok hücrelerin ve daha yüksek sistemlerin nasıl çalışması gerektiğine dair planların deposu olduğunu ve biyolojik faaliyetlerin asıl düzenlenmesinin bir 'zemin düzenleme sisteminde' yattığını ortaya koymuştur. Bu sistem, tüm hücreler arasında bulunan ve genellikle hücre dışı matris olarak da adlandırılan karmaşık bir bağ dokusu olan zemin maddesi üzerine inşa edilmiştir. Bu zemin maddesi 'amorf' ve 'yapısal' zemin maddelerinden oluşur. İlki, yüksek oranda polimerize şeker-protein komplekslerinden oluşan "bağ dokularının fibroblast hücreleri tarafından üretilen ve sürdürülen şeffaf, yarı akışkan bir jeldir".[]
Alman araştırmalarına göre temel madde, hücreye neyin girip çıkacağını belirler ve karmaşık sinyallere yanıt vermek için hızlı bir iletişim sistemi gerektiren homeostazı korur (ayrıca bkz. ).
Bu, zemin maddesinin şeker polimerlerinin moleküler yapılarının çeşitliliği, bu tür yeni maddeleri hızla üretebilme yeteneği ve birbirlerine yüksek oranda bağlı olmaları sayesinde mümkün olmaktadır. Bu, tüm canlılarda mevcut olan dinamik homeostazın üzerindeki ve altındaki değerlerin kontrollü salınımını mümkün kılan bir fazlalık yaratır. Bu, zemin maddesinin bir tür hızlı tepki veren, "kısa vadeli hafızasıdır". Bu değişken kapasite olmasaydı, sistem hızla enerjik bir dengeye geçecek, bu da hareketsizlik ve ölüm getirecekti.
Biyokimyasal olarak hayatta kalabilmesi için her organizma, zemin maddesinin bileşenlerini hızla inşa etme, yok etme ve yeniden yapılandırma yeteneğine ihtiyaç duyar.
Toprak maddesini oluşturan moleküller arasında minimal potansiyel enerji yüzeyleri vardır. Zemin maddesinin malzemelerinin şarj ve deşarj olması 'biyo-alan salınımlarına' (foton alanlarına) neden olur. Bu alanların etkileşimi, zemin maddesi boyunca kısa ömürlü (10-9 ila 10-5 saniyeye kadar) tüneller oluşturur. Bir çöreğin içindeki delik gibi şekillenen bu tüneller aracılığıyla, büyük kimyasallar kılcal damarlardan zemin maddesine ve organların işlevsel hücrelerine geçebilir ve tekrar geri dönebilir. Tüm metabolik süreçler bu taşıma mekanizmasına bağlıdır.
Vücuttaki başlıca enerji yapıları, piezoelektrik özellikleri nedeniyle sadece enerjiyi iletmekle kalmayıp aynı zamanda üreten kollajen gibi zemin maddesi tarafından oluşturulur.
Kuvars kristali gibi, zemin maddesindeki kollajen ve daha stabil bağ dokuları (fasya, tendonlar, kemikler, vb.) mekanik enerjiyi (basınç, burulma, gerilme) elektromanyetik enerjiye dönüştürür ve bu da zemin maddesi aracılığıyla rezonansa girer (Athenstaedt, 1974). Bununla birlikte, toprak maddesi kimyasal olarak dengesizse, vücutta rezonansa giren enerji tutarlılığını kaybeder.
tarafından tanımlanan adaptasyon yanıtında meydana gelen budur. Zemin düzenlemesi dengesiz olduğunda, kronik hastalık olasılığı artar. Heine'nin araştırması, çözülmemiş duygusal travmaların, kollajenin normal yapısından daha düzenli altıgen bir yapıya bürünmesine neden olan bir nörotransmitter salgıladığını ve zemin maddesini dengeden çıkardığını, kendisinin "duygusal yara" olarak adlandırdığı bu durumun "hastalıkların psikolojik nedenleri olabileceğine dair önemli bir bilimsel doğrulama sağladığını" göstermektedir.
ABD'deki çalışma
Zemin düzenleme sisteminin önemini belirlemeye yönelik ilk çalışmalar Almanya'da yapılmış olsa da hücre dışı matris aracılığıyla hücreler arası ve hücre içi iletişimin etkilerini inceleyen daha yeni çalışmalar ABD'de ve başka yerlerde gerçekleştirilmiştir.[]
Hücre dışı, hücre iskeleti ve nükleer bileşenler arasındaki yapısal devamlılık Hay, Berezny ve diğerleri ve Oschman tarafından tartışılmıştır. Tarihsel olarak, bu unsurlar zemin maddeleri olarak adlandırılmıştır ve süreklilikleri nedeniyle, vücudun her yerine ulaşan ve temas eden karmaşık, iç içe geçmiş bir sistem oluşturmak üzere hareket ederler. Daha 1851 yılında, sinir ve kan sistemlerinin doğrudan hücreye bağlanmadığı, ancak hücre dışı bir matriks aracılığıyla ve bu matriksin aracılık ettiği kabul edilmiştir.
Hücre dışı matrisin çeşitli glikoprotein bileşenlerinin elektrik yükleriyle ilgili son araştırmalar, yüksek yoğunluklu negatif yükler nedeniyle (üronik asit kalıntılarının sülfat ve karboksilat grupları tarafından sağlanır) matrisin herhangi bir noktada elektronları emebilen ve bağışlayabilen kapsamlı bir redoks sistemi olduğunu göstermektedir. Sitoplazmik matris de güçlü bir şekilde negatif yüklü olduğundan, bu elektron transfer işlevi hücrelerin içlerine kadar ulaşır. Tüm hücre dışı ve hücresel matris, elektrik yükü için biyofiziksel bir depolama sistemi veya akümülatör olarak işlev görür.
Termodinamik, enerjik ve geometrik değerlendirmelerden hareketle, zemin maddesinin moleküllerinin minimal fiziksel ve elektriksel yüzeyler oluşturduğu düşünülmektedir; öyle ki, minimal yüzeylerin matematiğine dayanarak, küçük değişiklikler zemin maddesinin uzak bölgelerinde önemli değişikliklere yol açabilir. Bu keşfin, membran taşınması, antijen-antikor etkileşimleri, protein sentezi, oksidasyon reaksiyonları, aktin-miyozin etkileşimleri, polisakkaritlerdeki jel dönüşümleri de dahil olmak üzere birçok fizyolojik ve biyokimyasal süreç için etkileri olduğu düşünülmektedir.
Matristeki yük aktarım sürecinin bir tanımı, "biyopolimer yolları boyunca yüksek oranda vektörel elektron taşınımı" şeklindedir. Diğer mekanizmalar matriksteki proteoglikanların etrafında oluşan negatif yük bulutlarını içerir. Hücre ve dokularda çözünebilir ve hareketli yük transfer kompleksleri de bulunmaktadır.
California Teknoloji Enstitüsünden Rudolph A. Marcus, itici güç belirli bir seviyenin üzerine çıktığında elektron transferinin hızlanmak yerine yavaşlamaya başlayacağını bulmuştur ve kimyasal sistemlerdeki elektron transfer reaksiyonları teorisine yaptığı bu katkıdan dolayı 1992 yılında Nobel Kimya Ödülü almıştır. Çalışmanın anlamı, olduğu gibi, vektörel bir elektron taşıma sürecinin potansiyel küçüldükçe daha büyük olabileceğidir.
Kaynakça
- ^ Noble, Denis (18 Aralık 2007). "Claude Bernard, the first systems biologist, and the future of physiology". Experimental Physiology. 93 (1): 16-26. doi:10.1113/expphysiol.2007.038695. (PMID) 17951329.
- ^ Gross, Charles G. (1 Eylül 1998). "Claude Bernard and the constancy of the internal environment". The Neuroscientist. 4 (5): 380-385. doi:10.1177/107385849800400520. 9 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023.
- ^ a b c Gross, Charles G. (Eylül 1998). "Claude Bernard and the Constancy of the Internal Environment". The Neuroscientist (İngilizce). 4 (5): 380-385. doi:10.1177/107385849800400520. ISSN 1073-8584. 5 Nisan 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023.
- ^ Bernard, C. (1974) Lectures on the phenomena common to animals and plants. Trans Hoff HE, Guillemin R, Guillemin L, Springfield (IL): Charles C Thomas .
- ^ a b Pischinger, Alfred (2007). The Extracellular Matrix and Ground Regulation. Berkeley: North Atlantic Books. ss. Foreword by Hartmut Heine. ISBN .
- ^ a b c d Cross, S. T.; Albury, W. R. (1987). "Walter B. Cannon, L. J. Henderson, and the Organic Analogy". Osiris. 3: 165-192 [175]. doi:10.1086/368665. (PMID) 11621658.
- ^ Cannon, W. B (1941). "The Body Physiologic and the Body Politic". Science. 93 (2401): 1-10. Bibcode:1941Sci....93....1C. doi:10.1126/science.93.2401.1. JSTOR 1668231. (PMID) 17740598.
- ^ Billman, George E.. (2020). "Homeostasis: The Underappreciated and Far Too Often Ignored Central Organizing Principle of Physiology". Frontiers in Physiology. 11: 200. doi:10.3389/fphys.2020.00200. (PMC) 7076167 $2. (PMID) 32210840.
- ^ Moglich, F.; Schon, M. (1938). "Energy of vibration in crystals and molecular complexes". Naturwissenschaften. 26: 199. doi:10.1007/bf01773365.
- ^ Jordan, P. (1938). "The physical structure of organic giant molecules". Naturwissenschaften. 26 (42): 693-694. Bibcode:1938NW.....26..693J. doi:10.1007/BF01606595.
- ^ Rosenberg, F.; Postow, E. (1969). "Semiconduction in proteins and lipids – its possible biological import". Annals of the New York Academy of Sciences. 158 (1): 161-190. Bibcode:1969NYASA.158..161R. doi:10.1111/j.1749-6632.1969.tb56221.x. (PMID) 5256960.
- ^ Gutman, F., Lyons, L.E. (1981). Organic Semiconductors. Malabar, FL: Krieger. ss. Part A.
- ^ Cameron, I.L. (2007). "Verification of simple hydration/dehydration methods to characterize multiple water compartments on Tendon Type 1 Collagen". Cell Biology International. 31 (6): 531-539. doi:10.1016/j.cellbi.2006.11.020. (PMID) 17363297.
- ^ Corongiu, G.; Clementi, E. (1981). "Simulations of the solvent structure for macromolecules. II. Structure of water solvating Na+-B-DNa at 300K and a model for conformational transitions induced by solvent variations". Biopolymers. 20 (11): 2427-2483. doi:10.1002/bip.1981.360201111.
- ^ Brovchenko, I. (2007). "Water percolation governs polymorphic transition and conductivity of DNA, from computational biophysics to systems biology (CBSB07)". Proceedings of the NIC Workshop, John von Neumann Institute for Computing. 36: 195-197.
- ^ Mitchell, P. (1976). "Vectorial chemistry and the molecular mechanics of chemiosmotic coupling: power transmission by proticity". Biochemical Society Transactions. 4 (3): 399-430. doi:10.1042/bst0040399. (PMID) 137147.
- ^ a b c d e f Frost, Robert (2002). Applied Kinesiology: A Training Manual and Reference Book of Basic Principles and Practices. North Atlantic Books. ISBN .
- ^ Hay, E.D. (1981). "Extracellular Matrix". Journal of Cell Biology. 91 (3): 205s-223s. doi:10.1083/jcb.91.3.205s. (PMC) 2112832 $2. (PMID) 6172429.
- ^ Berezney, R. (1982). Nuclear Matrix and DNA Replication in Maul, GG (ed.) The Nuclear Envelope and the Nuclear Matrix. New York: Alan R. Liss. ss. 183-197.
- ^ Oschman, J.L. (1984). "Structure and properties of ground substances". American Zoologist. 24: 199-215. doi:10.1093/icb/24.1.199.
- ^ Oschman, J.L. (2008). "Mitochondria and cellular aging". Preparation for Anti-Aging Medical Therapeutics. 11.
- ^ Levine, S.A.; Kidd, M.P. (1985). "Antioxidant Adaptation: Its Role in Free Radical Pathology". Biocurrent Division, San Leandro, CA.
- ^ Ling, G.N. (1962). A Physical Theory of the Living State: The Association-Induction Hypothesis. New York: Blaisdell. ss. 58.
- ^ Karcher, H.; Polthier, K. (1990). "Die geometrie von Minimalfachen". Spektrum der Wissenschaft. 10: 96-197.
- ^ Andersson, S. (1988). "Minimal surfaces and structures: from inorganic and metal crystals to cell membranes and biopolymers". Chemical Reviews. 88: 221-242. doi:10.1021/cr00083a011.
- ^ Lewis, T.J. (1982). "Electronic processes in biology". Physics in Medicine and Biology. 27 (3): 335-352. Bibcode:1982PMB....27..335L. doi:10.1088/0031-9155/27/3/001. (PMID) 7071147.
- ^ Slifkin, M.A. (1971). Charge transfer Interactions of Biomolecules. Londra: Academic Press.
- ^ Gutman, V. (1978). The Donor-Acceptor Approach to Molecular Interactions. New York: Plenum Press.
- ^ Mattay, J., (Ed.) (1994). Electron Transfer. Berlin: I. Springer.
- ^ Marcus, Rudolph A. (1993). "Electron transfer reactions in chemistry. Theory and experiment" (PDF). Reviews of Modern Physics. 65 (3): 599-610. Bibcode:1993RvMP...65..599M. doi:10.1103/RevModPhys.65.599. 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddenin veya bolumun ozgun arastirma dogrulanamaz veya yoruma dayali ifadeler icerdigi dusunulmektedir Lutfen iddialari kontrol ederek ve yeni kaynaklar ekleyerek gelistirin Ozgun arastirmadan olusmus ifadeler kaldirilabilir Ayrintilar maddenin tartisma sayfasinda bulunabilir Ic ortam veya Fransizcada milieu interieur 19 yuzyilda Fransiz fizyolog Claude Bernard tarafindan cok hucreli organizmalarin doku ve organlari icin koruyucu stabilite saglamak amaciyla interstisyel siviyi ve fizyolojik kapasitesini tanimlamak icin gelistirilmis bir kavramdir EtimolojiClaude Bernard 1854 ten 1878 deki olumune kadar bircok calismasinda Fransizca milieu interieur Turkce ic ortam ifadesini kullanmistir Bu ifadeyi buyuk olasilikla milieu de l interieur ifadesini eski Hipokrat dusuncesi olan humorun esanlamlisi olarak kullanan histolog den almistir Bernard baslangicta sadece kanin roluyle ilgilenmis ancak daha sonra bu ic istikrarin saglanmasinda tum vucudun rolunu de dahil etmistir Fikrini su sekilde ozetlemistir Ortamin sabitligi organizmanin mukemmelligini varsayar oyle ki dissal degisimler her an telafi edilir ve dengelenir Tum yasamsal mekanizmalarin ne kadar cesitli olurlarsa olsunlar her zaman tek bir hedefi vardir ic ortamdaki yasam kosullarinin tekduzeligini korumak Ic ortamin istikrari ozgur ve bagimsiz yasamin kosuludur Bernard in regulasyonun ic ortamina iliskin calismalari ayni zamanda Almanya daki calismalarla da desteklenmistir Rudolf Virchow hucreye odaklanirken 1804 1878 gibi digerleri humoral patolojiyi ozellikle de konusunu incelemeye devam etti Von Rokitansky hastaligin bu hayati mikrosirkulasyon veya ic iletisim sistemindeki hasardan kaynaklandigini one surdu Viyana da ic hastaliklari profesoru olan 1879 1946 von Rokitansky nin bakis acisini daha da gelistirdi ve her hucrenin basarili bir mikrosirkulasyon icin zemin maddesi olarak adlandirdigi uygun bir ortama ihtiyac duydugunu gosterdi Alman bilim adamlarinin bu calismasi 20 yuzyilda 1899 1982 tarafindan devam ettirilmis Pischinger zemin maddesi veya hucre disi matris ile hormonal ve otonom sinir sistemleri arasindaki baglantilari tanimlamis ve burada bir butun olarak vucut ve hucresel isleyis icin zemin duzenleyici das System der Grundregulation olarak adlandirdigi karmasik bir duzenleme sistemi gormustur TarihceBernard kendi kavramini antik yasam gucleri fikrinin yerine vucudun fizyolojisinin coklu mekanik denge ayarlama geri bildirimleri yoluyla duzenlendigi mekanik bir surec fikrini yerlestirmek icin yaratmistir un daha sonraki homeostaz kavrami ayni zamanda mekanistik olsa da bu kaygidan yoksundu ve hatta gibi eski kavramlar baglaminda savunuluyordu Cannon Bernard in aksine bedenin kendi kendini duzenlemesini zekanin evrimsel olarak ortaya cikmasi ve uygulanmasi icin bir gereklilik olarak gormus ve bu fikri siyasi bir baglama oturtmustur Bir ulusta bedenin ic ortamina ne karsilik gelir En yakin benzer ticari mallarin uretim ve dagitiminin tum karmasik sistemi gibi gorunmektedir Vucudun kendi ic istikrarini saglama yetenegine bir analoji olarak toplumun kendisini teknokratik bir burokrasi biyokrasi ile korumasi gerektigini one surdu Milieu interieur fikrinin Norbert Wiener i sibernetik kavramina ve sinir sisteminde ve cansiz makinelerde oz duzenleme yaratan goturdugu ve bugun Bernard in sabitlik hipotezinin bir bicimlendirmesi olan sibernetigin cagdas bilissel bilimin kritik oncullerinden biri olarak goruldugu belirtilmistir Erken kabul Bernard in fikri 19 yuzyilda baslangicta goz ardi edilmistir Bu Bernard in modern fizyolojinin kurucusu olarak buyuk onurlandirilmasina ragmen gerceklesti gercekten de bir bilim insani icin ilk Fransiz devlet cenaze torenini aldi Encyclopaedia Britannica nin 1911 baskisi bile ondan bahsetmemektedir Milieu interieur hakkindaki fikirleri ancak 20 yuzyilin baslarinda fizyoloji anlayisinin merkezi haline gelmistir Ancak Lawrence J Henderson ve ozellikle ve onun homeostaz fikri ile bugunku taninirligini ve statusunu kazanmistir Mevcut 15 baskida bu fikrin Bernard in en onemli fikri oldugu belirtilmektedir Ic iletisim fikri Bernard in verimli milieu interieur kavrami ic fizyolojiyi hucresel ve hucre disi matris veya zemin sisteminin karsilikli bagimliligi acisindan anlamak icin temel saglamanin yani sira homeostazin karmasik dinamiklerine izin veren iletisim sistemine iliskin onemli arastirmalara da yol acmistir Szent Gyorgyi nin calismasi Ilk calisma organik iletisimin yalnizca molekullerin rastgele carpismalariyla aciklanamayacagi sonucuna varan ve enerji alanlarinin yani sira bag dokusunu da inceleyen Albert Szent Gyorgyi tarafindan yurutulmustur Moglich ve Schon 1938 ve Jordan 1938 tarafindan canli sistemlerde elektrolitik olmayan yuk transferi mekanizmalari uzerine yapilan daha onceki calismalarin farkindaydi Bu konu Szent Gyorgyi tarafindan 1941 yilinda Budapeste de verdigi ve Science ve Nature dergilerinde yayinlanan Koranyi Hatira Konferansi nda daha da arastirilmis ve gelistirilmistir burada proteinlerin yari iletken oldugunu ve bir organizma icinde serbest elektronlari hizli bir sekilde transfer edebildigini one surmustur Bu fikir supheyle karsilandi ancak gunumuzde hucre disi matrisin tum parcalarinin olmasa da cogunun yari iletken ozelliklere sahip oldugu genel olarak kabul edilmektedir Koranyi Konferansi nanoelektronik devrelerde biyomolekuler yari iletkenleri kullanarak buyuyen bir molekuler elektronik endustrisini tetikledi 1988 yilinda Szent Gyorgyi Molekullerin etkilesime girmek icin birbirlerine dokunmalari gerekmez Enerji su ile birlikte yasamin matrisini olusturan elektromanyetik alan araciligiyla akabilir dedi Bu su ayni zamanda proteinlerin DNA nin ve matristeki tum canli molekullerin yuzeyleriyle de iliskilidir Bu metabolik isleyis icin istikrar saglayan yapilandirilmis bir sudur ve hucre disi matristeki ve DNA daki ana protein olan kollajenle de iliskilidir Yapilandirilmis su protonlar icin enerji akis kanallari olusturabilir biyoelektrik olusturmak icin protein yapisindan akan elektronlarin aksine Mitchell 1976 bu akisi proticity olarak adlandirmaktadir Almanya daki calisma Almanya da son yarim yuzyilda yapilan calismalar da ozellikle zemin sistemiyle ilgili oldugu icin ic iletisim sistemine odaklanmistir Bu calisma zemin sistemini veya hucre disi matrisin hucresel sistemle etkilesimini zemin duzenleyici sistem olarak nitelendirmelerine yol acmis ve burada homeostazin anahtari tum islevler icin hayati onem tasiyan vucut capinda bir iletisim ve destek sistemi gormelerine neden olmustur 1953 yilinda Alman doktor ve bilim adami Reinhold Voll akupunkturda kullanilan noktalarin cevreleyen deriden farkli elektriksel ozelliklere yani daha dusuk bir dirence sahip oldugunu kesfetti Voll ayrica noktalardaki direnclerin olculmesinin ic organlarin durumuna iliskin degerli gostergeler verdigini kesfetti Voll un elektro dermal tarama yontemi kullanilarak toprak duzenleme sistemi kavraminin yaraticisi Dr Alfred Pischinger ile Dr Helmut Schimmel ve Hartmut Heine tarafindan daha ileri arastirmalar yapilmistir Bu ileri arastirma genin denetleyici olmaktan cok hucrelerin ve daha yuksek sistemlerin nasil calismasi gerektigine dair planlarin deposu oldugunu ve biyolojik faaliyetlerin asil duzenlenmesinin bir zemin duzenleme sisteminde yattigini ortaya koymustur Bu sistem tum hucreler arasinda bulunan ve genellikle hucre disi matris olarak da adlandirilan karmasik bir bag dokusu olan zemin maddesi uzerine insa edilmistir Bu zemin maddesi amorf ve yapisal zemin maddelerinden olusur Ilki yuksek oranda polimerize seker protein komplekslerinden olusan bag dokularinin fibroblast hucreleri tarafindan uretilen ve surdurulen seffaf yari akiskan bir jeldir kaynak guvenilir mi Alman arastirmalarina gore temel madde hucreye neyin girip cikacagini belirler ve karmasik sinyallere yanit vermek icin hizli bir iletisim sistemi gerektiren homeostazi korur ayrica bkz Bu zemin maddesinin seker polimerlerinin molekuler yapilarinin cesitliligi bu tur yeni maddeleri hizla uretebilme yetenegi ve birbirlerine yuksek oranda bagli olmalari sayesinde mumkun olmaktadir Bu tum canlilarda mevcut olan dinamik homeostazin uzerindeki ve altindaki degerlerin kontrollu salinimini mumkun kilan bir fazlalik yaratir Bu zemin maddesinin bir tur hizli tepki veren kisa vadeli hafizasidir Bu degisken kapasite olmasaydi sistem hizla enerjik bir dengeye gececek bu da hareketsizlik ve olum getirecekti Biyokimyasal olarak hayatta kalabilmesi icin her organizma zemin maddesinin bilesenlerini hizla insa etme yok etme ve yeniden yapilandirma yetenegine ihtiyac duyar Toprak maddesini olusturan molekuller arasinda minimal potansiyel enerji yuzeyleri vardir Zemin maddesinin malzemelerinin sarj ve desarj olmasi biyo alan salinimlarina foton alanlarina neden olur Bu alanlarin etkilesimi zemin maddesi boyunca kisa omurlu 10 9 ila 10 5 saniyeye kadar tuneller olusturur Bir coregin icindeki delik gibi sekillenen bu tuneller araciligiyla buyuk kimyasallar kilcal damarlardan zemin maddesine ve organlarin islevsel hucrelerine gecebilir ve tekrar geri donebilir Tum metabolik surecler bu tasima mekanizmasina baglidir Vucuttaki baslica enerji yapilari piezoelektrik ozellikleri nedeniyle sadece enerjiyi iletmekle kalmayip ayni zamanda ureten kollajen gibi zemin maddesi tarafindan olusturulur Kuvars kristali gibi zemin maddesindeki kollajen ve daha stabil bag dokulari fasya tendonlar kemikler vb mekanik enerjiyi basinc burulma gerilme elektromanyetik enerjiye donusturur ve bu da zemin maddesi araciligiyla rezonansa girer Athenstaedt 1974 Bununla birlikte toprak maddesi kimyasal olarak dengesizse vucutta rezonansa giren enerji tutarliligini kaybeder tarafindan tanimlanan adaptasyon yanitinda meydana gelen budur Zemin duzenlemesi dengesiz oldugunda kronik hastalik olasiligi artar Heine nin arastirmasi cozulmemis duygusal travmalarin kollajenin normal yapisindan daha duzenli altigen bir yapiya burunmesine neden olan bir norotransmitter salgiladigini ve zemin maddesini dengeden cikardigini kendisinin duygusal yara olarak adlandirdigi bu durumun hastaliklarin psikolojik nedenleri olabilecegine dair onemli bir bilimsel dogrulama sagladigini gostermektedir ABD deki calisma Zemin duzenleme sisteminin onemini belirlemeye yonelik ilk calismalar Almanya da yapilmis olsa da hucre disi matris araciligiyla hucreler arasi ve hucre ici iletisimin etkilerini inceleyen daha yeni calismalar ABD de ve baska yerlerde gerceklestirilmistir netlestirme gerekli Hucre disi hucre iskeleti ve nukleer bilesenler arasindaki yapisal devamlilik Hay Berezny ve digerleri ve Oschman tarafindan tartisilmistir Tarihsel olarak bu unsurlar zemin maddeleri olarak adlandirilmistir ve sureklilikleri nedeniyle vucudun her yerine ulasan ve temas eden karmasik ic ice gecmis bir sistem olusturmak uzere hareket ederler Daha 1851 yilinda sinir ve kan sistemlerinin dogrudan hucreye baglanmadigi ancak hucre disi bir matriks araciligiyla ve bu matriksin aracilik ettigi kabul edilmistir Hucre disi matrisin cesitli glikoprotein bilesenlerinin elektrik yukleriyle ilgili son arastirmalar yuksek yogunluklu negatif yukler nedeniyle uronik asit kalintilarinin sulfat ve karboksilat gruplari tarafindan saglanir matrisin herhangi bir noktada elektronlari emebilen ve bagislayabilen kapsamli bir redoks sistemi oldugunu gostermektedir Sitoplazmik matris de guclu bir sekilde negatif yuklu oldugundan bu elektron transfer islevi hucrelerin iclerine kadar ulasir Tum hucre disi ve hucresel matris elektrik yuku icin biyofiziksel bir depolama sistemi veya akumulator olarak islev gorur Termodinamik enerjik ve geometrik degerlendirmelerden hareketle zemin maddesinin molekullerinin minimal fiziksel ve elektriksel yuzeyler olusturdugu dusunulmektedir oyle ki minimal yuzeylerin matematigine dayanarak kucuk degisiklikler zemin maddesinin uzak bolgelerinde onemli degisikliklere yol acabilir Bu kesfin membran tasinmasi antijen antikor etkilesimleri protein sentezi oksidasyon reaksiyonlari aktin miyozin etkilesimleri polisakkaritlerdeki jel donusumleri de dahil olmak uzere bircok fizyolojik ve biyokimyasal surec icin etkileri oldugu dusunulmektedir Matristeki yuk aktarim surecinin bir tanimi biyopolimer yollari boyunca yuksek oranda vektorel elektron tasinimi seklindedir Diger mekanizmalar matriksteki proteoglikanlarin etrafinda olusan negatif yuk bulutlarini icerir Hucre ve dokularda cozunebilir ve hareketli yuk transfer kompleksleri de bulunmaktadir California Teknoloji Enstitusunden Rudolph A Marcus itici guc belirli bir seviyenin uzerine ciktiginda elektron transferinin hizlanmak yerine yavaslamaya baslayacagini bulmustur ve kimyasal sistemlerdeki elektron transfer reaksiyonlari teorisine yaptigi bu katkidan dolayi 1992 yilinda Nobel Kimya Odulu almistir Calismanin anlami oldugu gibi vektorel bir elektron tasima surecinin potansiyel kuculdukce daha buyuk olabilecegidir Kaynakca Noble Denis 18 Aralik 2007 Claude Bernard the first systems biologist and the future of physiology Experimental Physiology 93 1 16 26 doi 10 1113 expphysiol 2007 038695 PMID 17951329 Gross Charles G 1 Eylul 1998 Claude Bernard and the constancy of the internal environment The Neuroscientist 4 5 380 385 doi 10 1177 107385849800400520 9 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Agustos 2023 a b c Gross Charles G Eylul 1998 Claude Bernard and the Constancy of the Internal Environment The Neuroscientist Ingilizce 4 5 380 385 doi 10 1177 107385849800400520 ISSN 1073 8584 5 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Agustos 2023 Bernard C 1974 Lectures on the phenomena common to animals and plants Trans Hoff HE Guillemin R Guillemin L Springfield IL Charles C Thomas 978 0 398 02857 2 a b Pischinger Alfred 2007 The Extracellular Matrix and Ground Regulation Berkeley North Atlantic Books ss Foreword by Hartmut Heine ISBN 978 1 55643 688 8 a b c d Cross S T Albury W R 1987 Walter B Cannon L J Henderson and the Organic Analogy Osiris 3 165 192 175 doi 10 1086 368665 PMID 11621658 Cannon W B 1941 The Body Physiologic and the Body Politic Science 93 2401 1 10 Bibcode 1941Sci 93 1C doi 10 1126 science 93 2401 1 JSTOR 1668231 PMID 17740598 Billman George E 2020 Homeostasis The Underappreciated and Far Too Often Ignored Central Organizing Principle of Physiology Frontiers in Physiology 11 200 doi 10 3389 fphys 2020 00200 PMC 7076167 2 PMID 32210840 Moglich F Schon M 1938 Energy of vibration in crystals and molecular complexes Naturwissenschaften 26 199 doi 10 1007 bf01773365 Jordan P 1938 The physical structure of organic giant molecules Naturwissenschaften 26 42 693 694 Bibcode 1938NW 26 693J doi 10 1007 BF01606595 Rosenberg F Postow E 1969 Semiconduction in proteins and lipids its possible biological import Annals of the New York Academy of Sciences 158 1 161 190 Bibcode 1969NYASA 158 161R doi 10 1111 j 1749 6632 1969 tb56221 x PMID 5256960 Gutman F Lyons L E 1981 Organic Semiconductors Malabar FL Krieger ss Part A Cameron I L 2007 Verification of simple hydration dehydration methods to characterize multiple water compartments on Tendon Type 1 Collagen Cell Biology International 31 6 531 539 doi 10 1016 j cellbi 2006 11 020 PMID 17363297 Corongiu G Clementi E 1981 Simulations of the solvent structure for macromolecules II Structure of water solvating Na B DNa at 300K and a model for conformational transitions induced by solvent variations Biopolymers 20 11 2427 2483 doi 10 1002 bip 1981 360201111 Brovchenko I 2007 Water percolation governs polymorphic transition and conductivity of DNA from computational biophysics to systems biology CBSB07 Proceedings of the NIC Workshop John von Neumann Institute for Computing 36 195 197 Mitchell P 1976 Vectorial chemistry and the molecular mechanics of chemiosmotic coupling power transmission by proticity Biochemical Society Transactions 4 3 399 430 doi 10 1042 bst0040399 PMID 137147 a b c d e f Frost Robert 2002 Applied Kinesiology A Training Manual and Reference Book of Basic Principles and Practices North Atlantic Books ISBN 9781556433740 Hay E D 1981 Extracellular Matrix Journal of Cell Biology 91 3 205s 223s doi 10 1083 jcb 91 3 205s PMC 2112832 2 PMID 6172429 Berezney R 1982 Nuclear Matrix and DNA Replication in Maul GG ed The Nuclear Envelope and the Nuclear Matrix New York Alan R Liss ss 183 197 Oschman J L 1984 Structure and properties of ground substances American Zoologist 24 199 215 doi 10 1093 icb 24 1 199 Oschman J L 2008 Mitochondria and cellular aging Preparation for Anti Aging Medical Therapeutics 11 Levine S A Kidd M P 1985 Antioxidant Adaptation Its Role in Free Radical Pathology Biocurrent Division San Leandro CA Ling G N 1962 A Physical Theory of the Living State The Association Induction Hypothesis New York Blaisdell ss 58 Karcher H Polthier K 1990 Die geometrie von Minimalfachen Spektrum der Wissenschaft 10 96 197 Andersson S 1988 Minimal surfaces and structures from inorganic and metal crystals to cell membranes and biopolymers Chemical Reviews 88 221 242 doi 10 1021 cr00083a011 Lewis T J 1982 Electronic processes in biology Physics in Medicine and Biology 27 3 335 352 Bibcode 1982PMB 27 335L doi 10 1088 0031 9155 27 3 001 PMID 7071147 Slifkin M A 1971 Charge transfer Interactions of Biomolecules Londra Academic Press Gutman V 1978 The Donor Acceptor Approach to Molecular Interactions New York Plenum Press Mattay J Ed 1994 Electron Transfer Berlin I Springer Marcus Rudolph A 1993 Electron transfer reactions in chemistry Theory and experiment PDF Reviews of Modern Physics 65 3 599 610 Bibcode 1993RvMP 65 599M doi 10 1103 RevModPhys 65 599 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 29 Agustos 2023