Aruz ölçüsü ya da aruz vezni (Osmanlıca: وزن عروض vezn-i arûz), nazımda veya , ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı ölçü.
Sözlük anlamı "yön", "yan", "bölge", "bulut", "gökyüzü", "keçi yolu", "deli", "sarhoş", "deve", "çadırın orta direği", "karşılaştırılan", "ölçü olan şey" gibi çeşitlidir. Edebî kavram olarak bu anlamlardan hangisine dayandığı tam olarak bilinmemektedir. Develerin yürüyüşünden, demircilerin sistematik çekiç vuruşundan veya çamaşırcı kadınların tokmak seslerinden çıktığı görüşleri vardır. Bir çadırı direğin ayakta tutması gibi, divan şiiirini ayakta tutan en büyük unsurun aruz olduğu düşünülür. Aruz bilimini bir öğreti biçiminde ilk olarak ortaya koyan ünlü Arap dil bilimcisi 'dir. Aruz vezni; Arap, Türk, Fars, Kürt, , ve kısmen kullanılmaktadır.
Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, her bir mısranın heceleri, diğer mısraların aynı hizadaki heceleriyle aynı açıklık (kısalık) ve kapalılık (uzunluk) noktasında birbirlerine denktir. Açık (kısa) hece (.) işaretiyle, kapalı (uzun) hece (-) işaretiyle gösterilir. Ayrıca "med"li adı verilen, bir buçuk hece değerinde, (.-) işaretiyle gösterilen ve hece değeri de dört sesten oluşan heceler için kullanılır. Bu temel parçaların birleşmesinden sekiz ana kalıp ortaya çıkmıştır:
- fa'ûlün (fe'ûlün) (._ _)
- fâ'ilün, fâ'ilât (_._)
- mefâ'ilün (._._)
- fâ'ilâtün (_._ _)
- müstef'ilün (_ _._)
- mef’ûlâtü (_ _ _.)
- müfâ'aletün (._.._)
- mütefâ'ilün (.._._)
- Her beyitte en az dördü bulunan bu parçalara tef'il, tef'ile ya da cüz adı verilir.
Türkçede bulunan heceler
Türkçedeki heceler, yapıları itibarıyla altı çeşide ayrılmaktadır:
Açık heceler
- Sadece bir sesli harften meydana gelen hece: u-zun (._) kelimesindeki “u” hecesi açık hecedir.
- Bir sessiz, bir sesli harften meydana gelen hece: gü-lü (..) kelimesinin iki hecesi de açık hecedir.
Kapalı heceler
- Bir sesli, bir sessizden meydana gelen hece: öp-tü (-.) kelimesindeki ilk hece kapalı hecedir.
- İki sessiz arasında bir sesliden meydana gelen hece: gön-lüm (- -) kelimesindeki iki hece de kapalı hecedir.
- Bir sessiz, bir sesli ve tekrar iki sessizden meydana gelen bir buçuk hece (bir uzun, bir kısa hece): Türk, genç, kalp gibi Türkçe kökenli heceler genelde kapalı hece olarak kabul edilir. Çarh, fakr gibi Arapça ve Farsçadan gelen bazı kelimeler de bir kapalı, bir açık hece olarak kabul edilir.
- Bir sesli, iki sessizden meydana gelen hece: İlk, aşk gibi kelimeler birer kapalı hecedir.
Bunların hâricinde Türkçede uzun sesli olmamasına rağmen Arapça ve Farsçadan dilimize giren bazı kelimelerde uzun sesli bulunur. Uzun sesli bulunan hece ister sesli, isterse sessiz harfle bitsin, kapalı hece olarak değerlendirilir. Â-rif kelimesindeki “â” hecesi, şâ-ir kelimesindeki “şâ” hecesi, se-lâm kelimesindeki “lâm” hecesi birer kapalı hecedir. Ayrıca konuşma dilinde sonu sessiz harfle biten kelimelerin son harfini, sonraki kelimenin ilk harfi sesli ise ona vasl ederek konuşulur: “gördüm onu” kelimelerini okurken, “gör-dü-mo-nu” diye okunur.
Divan şiirinde kullanılan aruz ölçüsü kalıpları
Divan şiirinin kullandığı ölçü aruzdur. Aruzun, değişik uzunlukta ve ahenkte kalıpları vardır. Bu kalıplar uzun ve kısa hecelerin belirli sayılarda art arda gelmesinden oluşur ve uzun ve kısa hecelerden yapılmış kelimeleri karşılar. Divan şiirinin temeli beyit, yani ikili dizelerdir. Beyitler arasında anlam birliği bulunması şart değildir.
A) Düz kalıplar
- Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün (. - . -) ×4 veya (. - - -)
- Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün (- - . -) ×4
- Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün (- - . - -) ×4
- Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûlün (. - -) ×4
- Mefaaletün / Mefaaletün
B) Karışık kalıplar
- Mefâîlün / Mefâîlün / Feûlün (. - - -) (. - - -) (. - -)
- Feilâtün (Fâilâtün) / Feilâtün / Feilâtün / Feilün (fa’lün) (. .- -) (. .- -) (. .- -) (. . -)
- Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün (- . - -) (- . - -) (- . - -) (- . -)
- Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün (- . - -) (- . - -) (- . -)
- Müfteilün / Müfteilün / Fâilün (- . . -) (- . . -) (- . -)
- Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûl (. - -) (. - -) (. - -) (. -)
- Mefâilün / Feûlün / Mefâilün / Feûlün (. - . -) (. - -) (. - . -) (. - -)
- Feilâtün (Fâilâtün) / Mefâilün / Feilün (Fa’lün) (. . - -) (. - . -) (. . -)
- Fa’lün / Feûlün / Fa’lün / Feûlün (. -) (. - -) (. -) (. - -)
- Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün (- - .) (- . - .) (. - - .) (- . -)
- Mef’ûlü / Mefâîlün / Feûlün (- - .) (. - - -) (. - -)
- Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün (- - .) (. - - .) (. - - .) (. - -)
- Mef’ûlü / Mefâîlün / Mef’ûlü / Feûlün (- - .) (. - - -) (- - .) (. - -)
- Mef’ûlü / Mefâîlü / Feûlün (- - .) (. - - .) (. - -)
- Müfte’ilün / Fâilün / Müfte’ilün / Fâilün (- . . -) (- . -) (- . . -) (- . -)
- Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün (Fa’lün) (. - . -) (. .- -) (. - . -) (. . -)
Not: Aruz kalıplarını tef'ilelerine ayırmaya " takti' " adı verilir. Takti kelime anlamı olarak kesmek, ayırmak anlamı taşır. Yukarıda aruz kalıpları tefilelerine ayrılmış yani takti edilmiş olarak verilmiştir.
Örnekler
A) Düz kalıplara örnekler
1. me fâ’ î lün / me fâ ’î lün / me fâ ’î lün/ me fâ’ î lün
-Eşin var â/şiyânın var/ bahârın var/ ki beklerdin Kıyâmetler / koparmak ney/di ey bülbül/ nedir derdin
2. me fâ a le tün / me fâ a le tün "Bugün mü desem? Yarın mı desem? Uzak mı desem? Yakın mı desem? Yazın mı desem? Güzün mü desem? Güzün mü desem? Yazın mı desem" (Mehmet Akif Ersoy)
B) Karışık kalıplara örnekler
2. fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lün
Yaraşır kim / seni ser-def/ter-i hûban / yazalar
Nâme-i hüs/nün için bir / yeni unvan / yazalar
3. fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün
Âkıbet gön/lüm esîr et/tin o gîsû/larla sen
Her ne câdû/sun ki âteş /bağladın mû/larla sen
6. fe û lün / fe û lün / fe û lün / fe ûl
Küçük mut/tarit muh/teriz dar/beler
Kafesler/de camlar/da pür ih/tizaz…
10. mef’ û lü/ fâ i lâ tü/ me fâ î lü/ fâ i lün
Derdin ne/dir gönül sa/na bir hâle/t olmasın
Sad el-ha/zer ki sevdi/ğin ol âfet olmasın
12. mef ûlü/ me fâ î lü/ me fâ î lü/ fe û lün
Meddâh o/lalı çeşm-i/ gazâlâne/ne Bâki
Öğrendi/ gazel tarzı/nı Rûm’un şu/’arâsi
15. me fâ i lün / fe i lâ tün / me fâ i lün / fe i lün (Fa’ lün)
Sular sarar/dı yüzün per/de perde sol/makta
Kızıl havâ/ları seyret/ ki akşam olmakta
Bunların dışında "Rubai" türünde kullanılan 24 çeşit aruz ölçüsü kalıbı vardır. Bunlardan ilk 12'si "Ahrem", son 12'si ise "Ahreb" olarak adlandırılır.
- a) Ahrem
- Mef'ûlün fâilün mefaîlün fâ'
- Mef'ûlün mef'ûlü mefâîlün fâ'
- Mef'ûlün fâilün mefâîlün fa'l
- Mef'ûlün mef'ûlün mef'ûlün fâ'
- Mef'ûlün mef'ûlün mef'ûlün fâ'
- Mef'ûlün fâilün mefâîlün fâ'
- Mef'ûlün mef'ûlü mefâîlü fâûl
- Mef'ûlün mef'ûlün mefâîlün fa'
- Mef'ûlün mef'ûlün mef'ûlü fâ'l
- Mef'ûlün mef'ûlü mefâîlü fâ'l
- Mef'ûlün fâilün mefâîlü faûl
- Mef'ûlün mef'ûlün mef'ûlü faûl
- b) Ahreb
- Mef'ûlü mefâilün mefâîlün fâ'
- Mef'ûlü mefâîlü mefâîlün fâ'
- Mef'ûlü mefâîlün mef'ûlü fa'ûl
- Mef'ûlü mefâîlün mef'ûlün fâ'
- Mef'ûlü mefâîlün mef'ûlü fâ'l
- Mef'ûlü mefâîlü mefâîlü faûl
- Mef'ûlü mefâilün mefâîlü fâûl
- Mef'ûlü mefâilün mefâîlü fa'l
- Mef'ûlü mefâilün mefâîlün fâ'
- Mef'ûlü mefâîlü mefâilün fâ'
- Mef'ûlü mefâîlü mefâilün fa'l
- Mef'ûlü mefâîlün mef'ûlün fâ'
Aruz ölçüsünde kurallar
- Ulama (Vasl): Bağlama, bağlayış anlamındadır. Sessiz harfle biten kelimeyi sesli harfle başlayan kelimeye bağlayarak okumaktır. Hece ölçüsünde de kullanılmaktadır.
- İmâle: Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır. İki türlü imâle bulunmaktadır.
- İmâle-i Maksûr: Kısa uzatma manasındadır. Kısa olan hecelerin uzun okunmasıdır. Arapça ve Farsça kelimelerde zaten uzun ünlü olduğu için, kullanılmasına gerek duyulmamıştır. Daha çok Türkçe kelimelerde kullanılır.
- İmâle-i Memdûd: Buna "medd" de denilmektedir. Uzun bir heceyi bir kapalı bir açık hece halinde okumaktır. Sonu iki ünsüz veya bir uzun ünlü bir ünsüz ile biten kelimelerde kullanılır. Fazladan bir hece oluşacağı için eksik hece bulunan durumlarda kullanılır.
- Zîhâf: Aruz kalıbına uydurmak için uzun hecenin kısa sayılmasıdır. Aruzda kullanılması sakıncalı görülür. Çok büyük bir aruz kusurudur. Bu sebeple şâirler tarafından pek tercih edilen bir uygulama değildir.
- Not: Sonu "n" ünsüzü ile biten uzun vokalli kelimeler kısa okunsa da bu zihaf değildir, ayıplanmaz. Mesela, "devrân" kelimesi her ne kadar uzun ünlü ile yazılsa da son hece kısa okunur. Aksine bunu med olacak şekilde uzun okumak büyük bir kusurdur. Ziya Paşa da Harâbât'ında bundan bahseder.
- Kasr (Kısaltma ve İnceltme): Buna Tahfîf de denilmektedir. Ölçü gereği uzun bir heceyi kısaltmak ve ünlüsünü inceltmektir: şâh > şeh, mâh > meh, gâh > geh gibi. Kasr, yine ölçü gereği İstanbul > Stanbul, Aristo > Risto sözcüklerinde yapılır. Aynı zamanda sonu çift ünsüzlü kelimerden birini atmak için kullanılır kadd > kad gibi. Bunlar kusur sayılmaz; fakat dünyâ'nın dünye olması kusurdur.
- Teşdîd: Şeddesiz bir harfi ölçü gereği şeddeli olarak kullanmaktır: "Per"in "perr"; "ümîd"in "ümmîd"yapılması gibi.
Örnek:
Dâg-ı siyehler ile cism-i nizâr u zerdi
Bir bâl ü perri yanmış pervânedür sanurlar (Bakî)
Not: Hecelerde son harf sesliyse açık yani nokta (.) ile hecelerde son harf şapkalı ya da sessizse kapalı çizgi (-) ile en son kelime ise her zaman kapalı olarak gösterilir.
Aruz ölçüsünün Türk edebiyatındaki yeri
Aruz vezni Arap edebiyatının resmî ölçüsüdür. Eski çağlardan beri, halk şiiri ve hece vezninin Türk edebiyatında güçlü bir yeri olmuştur. İranlılar, İslamiyet’i kabul edince Arap kültürünün de büyük tesiri altında kaldılar. Şiirde, Arapların kullandığı nazım ölçüsü olan aruzu kullanmaya başladılar. Ancak Arapların kullandıkları aruz ölçüsünü olduğu gibi kabul etmediler. Kendilerine göre bir ayıklamaya tabi tutarak kulaklarına hoş, tabiatlarına uygun gelenleri seçtiler ve kullandılar. Talas Muharebesi sonrasında, İslamiyet'i kabul ettikten sonra, İran edebiyatının etkisiyle Türkler de Farsça şiirler yazmışlar ve İran aruzunu kullanmaya başlamışlardır. Aruz vezni, 5-11. yüzyıllarda Hakaniye Türkçesi’ne 7. - 13. yüzyıllarda, Anadolu Türkçesi’ne 8-14. yüzyıllarda, Çağatay ve Azeri Türkçesine girmiş ve zamanımıza kadar birçok şiir yazılmıştır. Türkçe olarak yazılan ilk ve temel eserlerden Kutadgu Bilig'de aruz kalıpları kullanılmıştır: (fe'ûlün fe'ûlün fe'ûlün fe'ûl).
Türkçenin yapısının, Arapça ve Farsçaya benzememesi ve Türkçede uzun sesli bulunmaması, Türk şairlerin aruz ölçüsünü kullanırken güçlüklerle karşılaşmasına yol açmıştır. Bu problemler ilk zamanlarda hece ölçüsüne en yakın olan kalıpların seçilmesiyle aşılmıştır. Divan şiirinin ünlü şairleri arasında Fuzûlî, Bâkî, Nef'î, Nâbî ve Nedîm sayılabilir. Aruz, birkaç ünlü divan şairi dışında, ancak 19. ve 20. yüzyıllarda Tevfik Fikret, Cenap Şahabeddin, Mehmed Akif Ersoy, Yahya Kemal gibi şairlerin elinde bir Türk aruzu durumuna gelmiştir. 1911 yılında başlayan Millî Edebiyat akımıyla ve özellikle Ziya Gökalp'ın “Aruz sizin olsun, hece bizimdir.” söyleyişiyle aruzdan kopan şairler, hece veznine sarılmışlar.
Ayrıca bakınız
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Aruz olcusu ya da aruz vezni Osmanlica وزن عروض vezn i aruz nazimda veya ya da acik hecelerin belli bir duzene gore siralanarak ahengin saglandigi olcu Sozluk anlami yon yan bolge bulut gokyuzu keci yolu deli sarhos deve cadirin orta diregi karsilastirilan olcu olan sey gibi cesitlidir Edebi kavram olarak bu anlamlardan hangisine dayandigi tam olarak bilinmemektedir Develerin yuruyusunden demircilerin sistematik cekic vurusundan veya camasirci kadinlarin tokmak seslerinden ciktigi gorusleri vardir Bir cadiri diregin ayakta tutmasi gibi divan siiirini ayakta tutan en buyuk unsurun aruz oldugu dusunulur Aruz bilimini bir ogreti biciminde ilk olarak ortaya koyan unlu Arap dil bilimcisi dir Aruz vezni Arap Turk Fars Kurt ve kismen kullanilmaktadir Aruz hecelerin sayisini degil seklini esas alir Aruzla yazilmis siirlerde her bir misranin heceleri diger misralarin ayni hizadaki heceleriyle ayni aciklik kisalik ve kapalilik uzunluk noktasinda birbirlerine denktir Acik kisa hece isaretiyle kapali uzun hece isaretiyle gosterilir Ayrica med li adi verilen bir bucuk hece degerinde isaretiyle gosterilen ve hece degeri de dort sesten olusan heceler icin kullanilir Bu temel parcalarin birlesmesinden sekiz ana kalip ortaya cikmistir fa ulun fe ulun fa ilun fa ilat mefa ilun fa ilatun mustef ilun mef ulatu mufa aletun mutefa ilun Her beyitte en az dordu bulunan bu parcalara tef il tef ile ya da cuz adi verilir Turkcede bulunan hecelerTurkcedeki heceler yapilari itibariyla alti ceside ayrilmaktadir Acik heceler Sadece bir sesli harften meydana gelen hece u zun kelimesindeki u hecesi acik hecedir Bir sessiz bir sesli harften meydana gelen hece gu lu kelimesinin iki hecesi de acik hecedir Kapali heceler Bir sesli bir sessizden meydana gelen hece op tu kelimesindeki ilk hece kapali hecedir Iki sessiz arasinda bir sesliden meydana gelen hece gon lum kelimesindeki iki hece de kapali hecedir Bir sessiz bir sesli ve tekrar iki sessizden meydana gelen bir bucuk hece bir uzun bir kisa hece Turk genc kalp gibi Turkce kokenli heceler genelde kapali hece olarak kabul edilir Carh fakr gibi Arapca ve Farscadan gelen bazi kelimeler de bir kapali bir acik hece olarak kabul edilir Bir sesli iki sessizden meydana gelen hece Ilk ask gibi kelimeler birer kapali hecedir Bunlarin haricinde Turkcede uzun sesli olmamasina ragmen Arapca ve Farscadan dilimize giren bazi kelimelerde uzun sesli bulunur Uzun sesli bulunan hece ister sesli isterse sessiz harfle bitsin kapali hece olarak degerlendirilir A rif kelimesindeki a hecesi sa ir kelimesindeki sa hecesi se lam kelimesindeki lam hecesi birer kapali hecedir Ayrica konusma dilinde sonu sessiz harfle biten kelimelerin son harfini sonraki kelimenin ilk harfi sesli ise ona vasl ederek konusulur gordum onu kelimelerini okurken gor du mo nu diye okunur Divan siirinde kullanilan aruz olcusu kaliplariDivan siirinin kullandigi olcu aruzdur Aruzun degisik uzunlukta ve ahenkte kaliplari vardir Bu kaliplar uzun ve kisa hecelerin belirli sayilarda art arda gelmesinden olusur ve uzun ve kisa hecelerden yapilmis kelimeleri karsilar Divan siirinin temeli beyit yani ikili dizelerdir Beyitler arasinda anlam birligi bulunmasi sart degildir A Duz kaliplar Mefailun Mefailun Mefailun Mefailun 4 veya Mustef ilun Mustef ilun Mustef ilun Mustef ilun 4 Mustef ilatun Mustef ilatun Mustef ilatun Mustef ilatun 4 Feulun Feulun Feulun Feulun 4 Mefaaletun MefaaletunB Karisik kaliplar Mefailun Mefailun Feulun Feilatun Failatun Feilatun Feilatun Feilun fa lun Failatun Failatun Failatun Failun Failatun Failatun Failun Mufteilun Mufteilun Failun Feulun Feulun Feulun Feul Mefailun Feulun Mefailun Feulun Feilatun Failatun Mefailun Feilun Fa lun Fa lun Feulun Fa lun Feulun Mef ulu Failatu Mefailu Failun Mef ulu Mefailun Feulun Mef ulu Mefailu Mefailu Feulun Mef ulu Mefailun Mef ulu Feulun Mef ulu Mefailu Feulun Mufte ilun Failun Mufte ilun Failun Mefailun Feilatun Mefailun Feilun Fa lun Not Aruz kaliplarini tef ilelerine ayirmaya takti adi verilir Takti kelime anlami olarak kesmek ayirmak anlami tasir Yukarida aruz kaliplari tefilelerine ayrilmis yani takti edilmis olarak verilmistir Ornekler A Duz kaliplara ornekler 1 me fa i lun me fa i lun me fa i lun me fa i lun Esin var a siyanin var baharin var ki beklerdin Kiyametler koparmak ney di ey bulbul nedir derdin 2 me fa a le tun me fa a le tun Bugun mu desem Yarin mi desem Uzak mi desem Yakin mi desem Yazin mi desem Guzun mu desem Guzun mu desem Yazin mi desem Mehmet Akif Ersoy B Karisik kaliplara ornekler 2 fe i la tun fe i la tun fe i la tun fe i lun Yarasir kim seni ser def ter i huban yazalar Name i hus nun icin bir yeni unvan yazalar 3 fa i la tun fa i la tun fa i la tun fa i lun Akibet gon lum esir et tin o gisu larla sen Her ne cadu sun ki ates bagladin mu larla sen 6 fe u lun fe u lun fe u lun fe ul Kucuk mut tarit muh teriz dar beler Kafesler de camlar da pur ih tizaz 10 mef u lu fa i la tu me fa i lu fa i lun Derdin ne dir gonul sa na bir hale t olmasin Sad el ha zer ki sevdi gin ol afet olmasin 12 mef ulu me fa i lu me fa i lu fe u lun Meddah o lali cesm i gazalane ne Baki Ogrendi gazel tarzi ni Rum un su arasi 15 me fa i lun fe i la tun me fa i lun fe i lun Fa lun Sular sarar di yuzun per de perde sol makta Kizil hava lari seyret ki aksam olmakta Bunlarin disinda Rubai turunde kullanilan 24 cesit aruz olcusu kalibi vardir Bunlardan ilk 12 si Ahrem son 12 si ise Ahreb olarak adlandirilir a AhremMef ulun failun mefailun fa Mef ulun mef ulu mefailun fa Mef ulun failun mefailun fa l Mef ulun mef ulun mef ulun fa Mef ulun mef ulun mef ulun fa Mef ulun failun mefailun fa Mef ulun mef ulu mefailu faul Mef ulun mef ulun mefailun fa Mef ulun mef ulun mef ulu fa l Mef ulun mef ulu mefailu fa l Mef ulun failun mefailu faul Mef ulun mef ulun mef ulu faulb AhrebMef ulu mefailun mefailun fa Mef ulu mefailu mefailun fa Mef ulu mefailun mef ulu fa ul Mef ulu mefailun mef ulun fa Mef ulu mefailun mef ulu fa l Mef ulu mefailu mefailu faul Mef ulu mefailun mefailu faul Mef ulu mefailun mefailu fa l Mef ulu mefailun mefailun fa Mef ulu mefailu mefailun fa Mef ulu mefailu mefailun fa l Mef ulu mefailun mef ulun fa Aruz olcusunde kurallarUlama Vasl Baglama baglayis anlamindadir Sessiz harfle biten kelimeyi sesli harfle baslayan kelimeye baglayarak okumaktir Hece olcusunde de kullanilmaktadir Imale Aruz kalibina uydurmak icin kisa hecenin uzun sayilmasidir Iki turlu imale bulunmaktadir Imale i Maksur Kisa uzatma manasindadir Kisa olan hecelerin uzun okunmasidir Arapca ve Farsca kelimelerde zaten uzun unlu oldugu icin kullanilmasina gerek duyulmamistir Daha cok Turkce kelimelerde kullanilir Imale i Memdud Buna medd de denilmektedir Uzun bir heceyi bir kapali bir acik hece halinde okumaktir Sonu iki unsuz veya bir uzun unlu bir unsuz ile biten kelimelerde kullanilir Fazladan bir hece olusacagi icin eksik hece bulunan durumlarda kullanilir Zihaf Aruz kalibina uydurmak icin uzun hecenin kisa sayilmasidir Aruzda kullanilmasi sakincali gorulur Cok buyuk bir aruz kusurudur Bu sebeple sairler tarafindan pek tercih edilen bir uygulama degildir Not Sonu n unsuzu ile biten uzun vokalli kelimeler kisa okunsa da bu zihaf degildir ayiplanmaz Mesela devran kelimesi her ne kadar uzun unlu ile yazilsa da son hece kisa okunur Aksine bunu med olacak sekilde uzun okumak buyuk bir kusurdur Ziya Pasa da Harabat inda bundan bahseder Kasr Kisaltma ve Inceltme Buna Tahfif de denilmektedir Olcu geregi uzun bir heceyi kisaltmak ve unlusunu inceltmektir sah gt seh mah gt meh gah gt geh gibi Kasr yine olcu geregi Istanbul gt Stanbul Aristo gt Risto sozcuklerinde yapilir Ayni zamanda sonu cift unsuzlu kelimerden birini atmak icin kullanilir kadd gt kad gibi Bunlar kusur sayilmaz fakat dunya nin dunye olmasi kusurdur Tesdid Seddesiz bir harfi olcu geregi seddeli olarak kullanmaktir Per in perr umid in ummid yapilmasi gibi Ornek Dag i siyehler ile cism i nizar u zerdi Bir bal u perri yanmis pervanedur sanurlar Baki Not Hecelerde son harf sesliyse acik yani nokta ile hecelerde son harf sapkali ya da sessizse kapali cizgi ile en son kelime ise her zaman kapali olarak gosterilir Aruz olcusunun Turk edebiyatindaki yeriAruz vezni Arap edebiyatinin resmi olcusudur Eski caglardan beri halk siiri ve hece vezninin Turk edebiyatinda guclu bir yeri olmustur Iranlilar Islamiyet i kabul edince Arap kulturunun de buyuk tesiri altinda kaldilar Siirde Araplarin kullandigi nazim olcusu olan aruzu kullanmaya basladilar Ancak Araplarin kullandiklari aruz olcusunu oldugu gibi kabul etmediler Kendilerine gore bir ayiklamaya tabi tutarak kulaklarina hos tabiatlarina uygun gelenleri sectiler ve kullandilar Talas Muharebesi sonrasinda Islamiyet i kabul ettikten sonra Iran edebiyatinin etkisiyle Turkler de Farsca siirler yazmislar ve Iran aruzunu kullanmaya baslamislardir Aruz vezni 5 11 yuzyillarda Hakaniye Turkcesi ne 7 13 yuzyillarda Anadolu Turkcesi ne 8 14 yuzyillarda Cagatay ve Azeri Turkcesine girmis ve zamanimiza kadar bircok siir yazilmistir Turkce olarak yazilan ilk ve temel eserlerden Kutadgu Bilig de aruz kaliplari kullanilmistir fe ulun fe ulun fe ulun fe ul Turkcenin yapisinin Arapca ve Farscaya benzememesi ve Turkcede uzun sesli bulunmamasi Turk sairlerin aruz olcusunu kullanirken gucluklerle karsilasmasina yol acmistir Bu problemler ilk zamanlarda hece olcusune en yakin olan kaliplarin secilmesiyle asilmistir Divan siirinin unlu sairleri arasinda Fuzuli Baki Nef i Nabi ve Nedim sayilabilir Aruz birkac unlu divan sairi disinda ancak 19 ve 20 yuzyillarda Tevfik Fikret Cenap Sahabeddin Mehmed Akif Ersoy Yahya Kemal gibi sairlerin elinde bir Turk aruzu durumuna gelmistir 1911 yilinda baslayan Milli Edebiyat akimiyla ve ozellikle Ziya Gokalp in Aruz sizin olsun hece bizimdir soyleyisiyle aruzdan kopan sairler hece veznine sarilmislar Ayrica bakinizArap Edebiyati Divan Edebiyati Edebiyat Fars Edebiyati Hece olcusu Osmanlica Serbest olcu Siir Siirde olcu Turk Edebiyati