Göbeklitepe veya Göbekli Tepe, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Şanlıurfa ilinin 18 km kuzeydoğusunda, Haliliye ilçesine bağlı Örencik köyü yakınlarında yer alanNeolitik bir arkeolojik sit alanıdır. MÖ 9600–9500 civarına tarihlenen Göbeklitepe, dünyanın şu ana kadar bilinen en eski tarihî yapısıdır. Bazı popüler kaynaklarda "tarihin sıfır noktası" nitelendirmesiyle de anılmaktadır. Yapıt, dünyanın bilinen en eski megalitleri olan taş sütunlarla, bir dizi büyük dairesel yapıdan oluşmaktadır.(Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ)'a ait olduğu düşünülen bu yapıda T biçimindeki 10-12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları ise taş duvarlarla örülmüştür. Yapının merkezinde daha yüksek boyda olan iki dikilitaş, karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, eller ve kollar, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartılarak veya oyularak betimlenmiştir. Bölgede yapılan kazılarda çıkartılan bazı heykel ve taşlar, günümüzde Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
Göbeklitepe Yakın Doğu haritasındaki konumu. | |
Konum | Örencik, Şanlıurfa, Türkiye |
---|---|
Bölge | Güneydoğu Anadolu, Mezopotamya, Orta Doğu |
Koordinatlar | 37°13′22.5″K 38°55′20.8″D / 37.222917°K 38.922444°D |
Tür | Tapınak (tahmin) |
Tarihçe | |
Malzeme | Megalit |
Kuruluş | y. MÖ 9600 |
Terk ediliş | y. MÖ 8000 |
Devir(ler) | (Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ) |
Sit ayrıntıları | |
Buluntu(lar) | 1963 |
Kazı tarihleri | 1994 – günümüz |
Arkeologlar | Klaus Schmidt Necmi Karul |
Durum | İyi korunmuş |
Tür | Kültürel |
Kriter | i, ii, iv |
Belirleme | 2018 (42. oturum) |
Referans no. | 1572 |
Ülke | Türkiye |
Bölge | Batı Asya |
Söz konusu motifler, yer yer bir süsleme olmayacak kadar yoğun olarak kullanılmıştır. Bu kompozisyonun bir öykü, bir anlatım veya bir mesaj ifade ettiği düşünülmektedir. Hayvan motiflerinde boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördeği ve akbaba en sık görülen motiflerdir. Bir yerleşim yeri değil, kült merkezi olarak tanımlanmaktadır. Buradaki kült yapıların tarım ve hayvancılığa yakın olan son avcı grupları tarafından inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda bölgenin en erken kullanımının (Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ)'a, yani günümüzden en az 11.600 yıl öncesine dayandığı ileri sürülmektedir.
Söz konusu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanmaktadır. Özellikle D yapılı merkez dikilitaşlarının gövdesinde bulunan insan el ve kol motifleri, bu konudaki her türlü şüpheyi yok etmektedir. Bundan ötürü "dikilitaş" kavramı, işlev belirtmeyen yardımcı bir kavram olarak kullanılmaktadır. Esasen bu "dikilitaş"lar, insan vücudunu üç boyutlu olarak betimleyen stilize tarzda yontulardır.
Bununla birlikte, Göbeklitepe'deki en eski faaliyetlerin tarihlendirme olanağı şimdilik yoktur; fakat bu anıtsal yapılara bakıldığında Paleolitik Çağ'a kadar uzanan, birkaç binyıl daha eskiye, epipaleolitike kadar giden bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Göbeklitepe'nin bir kült merkezi olarak kullanımının MÖ 8000 tarihine kadar devam ettiği ve bu tarihten sonra terk edildiği, başka veya benzer amaçlarla kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
Bütün bunlar ve kazılarda ortaya çıkarılan anıtsal mimari, Göbeklitepe'yi eşsiz ve özel bir yapı kılmaktadır. Bu bağlamda, UNESCO tarafından 2011 yılında Dünya Mirası geçici listesine alındı ve 2018'de kalıcı listeye girdi.
Bölgede benzer nitelikte başka arkeolojik sit alanlarının bulunmasından sonra 2021'de Göbeklitepe'nin de dahil edildiği bu arkeolojik sit topluluğuna Taş Tepeler adı verildi.
Konum ve çevre
Tepede ziyaret edilen bir yatır bulunması dolayısıyla yerel olarak "Göbekli Tepe Ziyareti" olarak bilinen yükselti, yaklaşık 1 km uzunluğundaki bir kireç taşı plato üzerinde, 300x300 metrelik bir alanı kaplayan 15 metre yükseklikte bir tepedir. Platoda kült yapıların yanı sıra, taş ocakları ve işlikleri de bulunmaktadır.
Buluntuların ortaya çıkarıldığı alan; batısında sarp kenarlı bir sel yatağı bulunan, kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan, aralarında hafif çökmeler bulunan, çapı 150 metre kadar olan kırmızı toprak yükselti grubudur. En yüksek iki tepecikteki mezarlar ortaya çıkarılmıştır.
Tepe üzerinden kuzey ve doğuya bakıldığında Toros Dağları ve Karaca Dağ etekleri, batıya bakıldığında Şanlıurfa platosu ile Fırat ovasını ayıran dağ silsilesi, güneye bakıldığında ise Suriye sınırına kadar Harran Ovası görülmektedir. Bu konumuyla Göbeklitepe'nin çok geniş bir bölgeyi görebildiği gibi, kendisi de çok geniş bir bölgeden görülebilmektedir. Bir kült yapıları inşa etmek için buranın seçilmesinde bu özelliğin etkisinin olması muhtemeldir. Diğer taraftan böylesi anıtsal yapılar için çok kaliteli taş kaynağına ihtiyaç duyulduğu açıktır. Gerçekten Göbeklitepe'de kullanılan kireç taşı, her yerde bulunmayan oldukça sert bir taştır. Bugün bile bölgedeki en kaliteli kireç taşı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla Göbeklitepe Platosu'nun seçilme sebeplerinden biri de bu olsa gerektir.
Urfa bölgesindeki Yeni Mahalle, Karahan, Sefer Tepe ve Hamzan Tepe gibi merkezlerde T biçiminde sütunların yüzeyde bulunduğu, Nevali Çori höyüğündeki kazılarda da benzer mimari ögelerin ortaya çıkarıldığı, dolayısıyla Göbeklitepe'nin bu merkezlerle ilişkili olabileceği de ileri sürülmektedir. Söz konusu merkezlerde saptanan sütunların Göbeklitepe'de ortaya çıkarılanlardan daha küçük (1,5-2 metre) olduğuna da dikkat çekilmektedir.
Sonuç olarak, Urfa bölgesinde Göbeklitepe'nin tek inanç merkezi olmayabileceği, birkaç inanç merkezi ve kült yapının daha olabileceği görüşü ortaya atılmaktadır. Fakat bu noktada önemli olan konu, diğer yerleşimlerde daha küçük boyutlu dikilitaşların Göbeklitepe'nin daha geç tabakası ile benzerlik göstermesidir.
Keşfediliş, araştırma ve kazılar
Göbeklitepe, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi'nin yürüttüğü “Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları Projesi” (Prehistoric Research in Southeastern Anatolia) yüzey araştırmalarında tespit edilmiştir. Olağan ve doğal görünmeyen birkaç tepe, insan eliyle yapıldığı kesin olan binlerce kırık çakmak taşı döküntüyle kaplıydı. Yapılan yüzey araştırmaları sırasında höyüğün yüzeyinden toplanan buluntulara dayanılarak buranın (Epipaleolitik) ve Söğüt Tarlası 1 (Paleolitik ve Epipaleolitik), Söğüt Tarlası 2 (Çanak Çömleksiz Neolitik) gibi bölgenin önemli yerleşimlerinden biri olabileceği sonucuna varılmış ancak başka bir çalışma yapılmamıştır. Bölgeden ilk kez, 1980 yılında yayımlanan Peter Benedict’in "Survey Work in Southeastern Anatolia" adlı makalesinde söz edilmiştir. Ancak yine de üzerinde durulmamıştır. Daha sonra 1994 yılında Heidelberg Üniversitesi’nden Klaus Schmidt tarafından bölgede bir araştırma daha yapılmıştır. Sitenin anıtsal karakteristiği ve buna bağlı olarak arkeolojik değeri ancak o zaman dikkat çekmiştir.
Kazı çalışmaları ise 1995 yılında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve İstanbul ’nden (DAI) Harald Hauptmann bilimsel danışmanlığında yapılan yüzey araştırmasından sonra başlatılmıştır. Hemen ertesinde yine Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve Klaus Schmidt bilimsel danışmanlığında kazılar başlatılmıştır. 2007 yılından itibaren ise kazı çalışmaları Bakanlar Kurulu kararlı kazı statüsüyle ve yine Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Klaus Schmidt'in başkanlığında devam ettirilmiştir. Projeye Alman Heidelberg Üniversitesi Tarihöncesi Enstitüsü de katılmıştır. Yıllarca sürdürülen ayrıntılı kazı çalışmaları, Neolitik Devrim'i ve hazırlayan zemini yeniden yazmayı sağlayacak güvenilir bilimsel sonuçlar sağlamıştır.
Tabakalanma
Kazı çalışmalarıyla Göbekli Tepe’de dört tabaka verilmektedir. En üstteki I. Tabaka yüzey dolgusudur. Diğer üç tabaka ise;
- II. A. Tabaka: Dikilitaşlı Köşeli Yapılar (MÖ 8 bin – 9 bin)
- Tabaka, (Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ) B evresine tarihlenmektedir. Dikilitaşlı ve dörtgen planlı yapılar ortaya çıkarılmıştır. Söz konusu yapıların, çağdaşı olan Nevali Çori’deki tapınakla benzerliklerinde dolayı aynı şekilde kült yapıları olduğu sonucuna varılmıştır. Bu tabakanın tipik yapısı olarak kabul edilen “Aslanlı Yapı”’da dört dikilitaştan ikisi üzerinde birer aslan kabartması görülmektedir.
- II. B. Tabaka: Yuvarlak – Oval Yapılar (ara tabaka olarak değerlendirilmektedir)
- Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ A-B geçiş evresi olarak tarihlenen bu tabakanın yapıları yuvarlak veya oval planda inşa edilmiştir.
- III. Tabaka: Dikilitaşlı Dairesel Yapılar (MÖ 9 bin – 10 bin)
- Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ A evresine tarihlenen en alttaki bu tabaka Göbekli Tepe’nin en önemli tabakası olarak değerlendirilmektedir.
Baştan beri kazı çalışmalarına başkanlık eden Klaus Schmidt, ana hatlarıyla, yüzey tabakası dışında II. ve III. Tabakadan söz etmektedir. Schmidt'e göre III. Tabaka, T şeklinde 10-12 dikilitaş ve onları içine alan yuvarlak duvarlar ile bunun merkezinde daha yüksek ve karşılıklı yerleştirilmiş iki dikilitaştan oluşan yapılarla temsil edilen tabakadır ve daha eskidir. II. Tabaka ise bir veya iki daha küçük dikilitaşın yer aldığı -bazılarında dikilitaş yoktur- dörtgen planlı daha küçük ölçekli yapılarla temsil edilir. III: Tabaka'yı Çanak Çömleksiz Neolitik A olarak, II. Tabaka'yı ise Çanak Çömleksiz Neolitik B'nin erken ve orta evresine yerleştirmektedir. Schmidt, III. Tabaka'nın MÖ 10. binyıla, daha yeni tabakanın ise MÖ 9. binyıla tarihlenmesi gerektiğini belirtmektedir. Ancak III. Tabaka'daki henüz ortaya çıkarılmış yapılardan alınan malzemenin radyokarbon tarihlendirmesi, bu yapıların birbirleriyle tam olarak çağdaş olmadığını göstermektedir. En erken tarih D Yapısı'ndan gelmektedir. Bu verilere göre D Yapısı MÖ 10. binyıl ortalarında inşa edilmiş ve aynı binyılın sonlarında terk edilmiştir. C Yapısı'nın dış duvarı, D Yapısı'ndan daha sonraki bir tarihte, A Yapısı ise her ikisinden de sonra yapılmış gibi görünmektedir. Ancak bu değerlendirmeyi tam olarak doğrulamak için daha fazla veri gerektiği de kabul edilmektedir.
Buluntular
Mimari
Göbekli Tepe'de yapılan kazılarda konut olabilecek herhangi bir mimari kalıntıya ulaşılamamıştır. Bunun yerine çok sayıda anıtsal kült yapı ortaya çıkarılmıştır. Yapılarda kullanılan dikilitaşların çevredeki kayalık platolardan tek parça olarak kesilip işlenerek Göbekli Tepe’ye getirildiği ileri sürülmektedir. Bazılarının boyu 7 metreyi bulmaktadır. Jeofizik araştırmaları, bugüne kadar gün yüzüne çıkarılanlar da dahil olmak üzere Göbekli Tepe'deki yapılarda toplam 300'e yakın dikilitaş kullanılmış olduğunu göstermektedir. Bölgede kesilmiş ama işlenmemiş dikilitaşlar bulunmakta olup çevredeki kayalık platolarda, ne amaçla yapıldığı anlaşılamayan bir takım oyuklar ve kazıntılar vardır. Diğer taraftan çoğunluğu platonun batı kesiminde toplanmış olan yuvarlak ve oval çukurların yağmur sularını toplamak için yapılan bir tür sarnıç olduğu düşünülmektedir. Bu çukurlardan yuvarlak olanlar 1,20-3,00 metre arasında derinlik gösterirken oval planlı olanların derinliği 0,50 metredir.
Dikilitaşların arası çoğunlukla yontularak işlenmiş taşlarla duvar olarak örülmüştür. Duvarın iç yanında boydan boya bir taş seti yer alır. Duvarın yapımında yer yer kırılmış dikilitaşların parçaları veya civardan toplanan ve yine işlenen taşlar kullanılmıştır. Taşların arasında 2 cm kalınlıkta balçık harç kullanılmıştır. Dikilitaşların stilize insan heykelleri olduğundan hareketle, bu duvarların insanları bir araya getirdiği söylenebilir. Ancak bu harç ciddi sorunlara sebep olmuştur. Her şeyden önce yağmur suları ve rüzgârın sebep olduğu aşındırma zarar vermiştir. Diğer taraftan çeşitli böcekler için oyuk açılması kolay bir alan oluşturmuştur.
III. Tabaka
En önemli buluntuları veren III. Tabakada, kazıların ilk yılında dört yapı ortaya çıkarılmış ve A, B, C ve D olarak adlandırılmıştır. Daha sonraki kazı çalışmalarında ise E, F ve G olarak adlandırılan üç yapı daha ortaya çıkarılmıştır. Jeomanyetik ölçümler, bu şekilde en az yirmi anıtsal yapının bulunduğunu göstermektedir. Kazılan bu kült yapılarında ortak mimari özellikler saptanmıştır. Yapıların ana gövdesi büyük boyutlu 10-12 dikilitaşın belirli araklılarla dairesel planda dikilmesiyle oluşturulmuştur. Dikilitaşlar, işlenmiş taşlardan örülen bir duvar ve bankla birleştirilmiştir. Bu şekilde iç içe iki duvar örülmüştür ve aralarında bir koridor oluşmuştur. En içteki dairenin merkezinde ise karşılıklı yerleştirilmiş daha büyük boyutlu iki dikilitaş vardır. Bu şekliyle merkezdeki dikili taşlar serbestken çevredekiler kısmen duvar ve bank sırası içine gömülmüş durumdadır.
Ortaya çıkarılan yapılardan C ve D yapılarının çapları 30 metre, B yapısının çapı ise 15 metredir. A yapısı ise oval planlıdır ve çapları yaklaşık olarak 15 ve 10 metredir. Bu dört yapının merkezinde yükseklikleri 4-5 metre olan (D Yapısı'nın merkez dikilitaşları yaklaşık 5,5 metre yüksekliktedir), kabartma bezemeli, kireç taşından yapılma iki dikilitaş vardır. Aynı şekilde üzerinde kabartmalar olan iç ve dış duvardaki dikilitaşlar ise merkezdekilere bakacak şekilde fakat daha küçük boyutlu, yaklaşık 3-4 metre yüksekliğindedir. Merkezlerdeki iki dikilitaş, F yapısı dışındaki diğer yapılarda güneydoğu yönündedir, F yapısında ise yön güneybatıdır.
Bütün bu yapı grubu, Neolitik Çağ içinde bilinçli olarak ve hızla, bir yığınla örtülmüştür. Bu yığın, çoğunluğu yumruktan küçük çapta kireç taşı parçalarıdır. Fakat aralarında çoğu çakmak taşından yapılmış taş aletler, öğütme taşları gibi insan elinden çıktığı açık olan parçalanmış nesneler de vardır. Diğer taraftan çok sayıda kırık hayvan boynuzu ve kemiği bu işlemde kullanılmıştır. Kemiklerin büyük bölümü ceylan ve yabani sığır olarak tanımlanmıştır. Diğer hayvan kemikleri kızıl geyik, onager, yaban domuzudur. Asıl ilginç olanı ise bu dolgu içinde hayvan kemiklerinin yanı sıra insan kemiklerine de rastlanmasıdır. Bunlar da aynı hayvan kemikleri gibi kırılmış küçük parçalar halindedir. Her ne kadar ilk akla gelen yamyamlıksa da, bir ölü gömme uygulaması olma ihtimali daha yakın görünmektedir. İnsan vücudunun ölümden sonra bazı özel işlemlere tabi tutulması, Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'ın Yakın Doğu'sunda birçok kez tespit edilmiş bir gelenektir.
Yapıların hangi amaç ve düşünceyle örtüldükleri hâlen bilinmemektedir. Diğer taraftan buradaki yapılar bu yığma dolgu sayesinde günümüze kadar tahribata uğramadan kalabilmiştir. Bu açıdan günümüz arkeolojisi bu yığma dolguya çok şey borçludur. Ne var ki aynı dolgu, yine arkeoloji açısından iki önemli güçlük çıkarmaktadır. Her şeyden önce yığma dolgunun gevşek malzemesi, kazı çalışmaları sırasında ek zorluklar yaratmıştır. Esas zorluk ise radyokarbon tarihlendirmesi sonuçlarının yanıltıcı olabileceği endişesidir. Çünkü bu dolgu atılırken daha yeni parçaların daha altta, daha eski parçaların daha üstte olması mümkün görünmektedir.
C yapısındaki yaklaşık 10 metre çapında bir çukur, kazıların başlangıcından beri bilinmektedir. Bu yapıdaki kazı çalışmalarında söz konusu çukurun, "merkez dikilitaşların etrafını açmak, daha sonra da bu dikilitaşları parçalamak amacıyla yapılmış olduğu, bu amaca tamamıyla olmasa da dikilitaşları parçalara ayıracak derecede ulaşıldığı" saptanmıştır. Öyle ki çukuru açmak için yapılan güçlü vuruşlarla merkez dikilitaşlardan doğudakinin üst kısmı parçalara ayrılarak etrafa dağıtmıştır. Ancak gövde yerinde kalmıştır. Yine de gövdedeki kabartma boğa figüründe, yakılan büyük bir ateşin etkisiyle yoğun kopuntular olduğu görülmektedir. Alanda bulunan çanak çömlek parçalarına bakılarak bu çukurun Tunç Çağı'yla Demir Çağı arasında bir dönemde açıldığı ileri sürülmektedir.
Kazılarla açığı çıkarılan bu kült yapılarından C, D ve E yapısı dışındakilerin tabanları, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a tarihlenen kült yapılarında genellikle görüldüğü gibi terrazzo tekniğiyle yapılmamıştır. Bunların tabanları ana kayanın düz ve pürüzsüz bir şekilde işlenmesiyle elde edilmiştir. Diğer yapılarda taban, terrazzo tekniğiyle, üzeri cilalanan beton sertliğindeki söndürülmüş kireçten yapılmıştır. C yapısındaki merkez dikilitaşlar da ana kayada açılan 50 cm'lik kaide oyuklarına, etrafları küçük taşlar ve balçıkla sıkıştırılarak oturtulmuştur. D Yapısında ise merkez dikilitaşların kaide oyukları 15 cm'dir.
C Yapısı'nın diğerlerinden farklı bir ek yapısı vardır. Güneye bakan giriş kısmında dışarı doğru uzanan bir giriş kısmı görülür. Yuvarlak planlı yapılarda dörtgen planlı giriş kısmı şeklinde tanımlanan dromos görünümündedir.
Ortaya çıkarılan bu tapınaklarda dört tanesinin (A, B, C ve D) en eski olduğu, aşağı yukarı aynı dönemde, günümüzden 12 bin yıl önce inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bu tarihlerden bin yıl kadar sonra benzer kült yapılarının Çayönü, Hallan Çemi ve Nevali Çori’de yapıldığı ileri sürülmektedir. Dolayısıyla Göbekli Tepe, bu yerleşmelerin öncesi görünümündedir.
Bazı dikilitaşlarda, özellikle D Yapısı dikilitaşları üzerindeki insansı kol ve el kabartmaları, bu dikilitaşların insan vücudunu temsil ettiği şeklinde yorumlanmaktadır. Yatay parça başı; dikey parça ise vücudu temsil etmektedir. Esasen bu "dikilitaş"lar, insan vücudunu üç boyutlu olarak betimleyen stilize tarzda yontulardır. Her iki geniş yüzey yanlar, dar yüzeyler ise ön ve arka olarak alınmıştır. D Yapısı merkez dikilitaşlarında (Dikilitaş 18 ve Dikilitaş 31), insanı sembolize ettiklerini gösterir başka kanıtlar vardır. Her iki dikilitaşta kolların altında kemer olduğu açık kabartmalar vardır. Kemer tokaları da işlenmiştir. Ayrıca bu kemerler üzerinde aşağıya doğru tilki postundan bir "peştamal"i temsil eden işlemeler görülmektedir. Ancak bütün dikilitaşlarda insanı stilize ediş tarzında cinsiyeti belirtecek herhangi bir unsur görülmemektedir. Açıktır ki sembolize etmede en düşük düzey yeterli bulunmuştur. D Yapısı merkez dikilitaşları oldukça ayrıntılı görünmekle birlikte buradaki sözü edilen peştamal, cinsiyeti örtmektedir. Bununla birlikte kuş uçuşu yaklaşık 48 km kuzeybatıdakiNevali Çori kazılarında bulunan kemerli kil figürinlerin hep erkek olmasına dayanılarak bu betimlemelerin de erkek olduğu ileri sürülmektedir.
Sıklıkla dikilitaşların gövde kısmının ön yüzünde iki band halinde uzanan kabartmalar ve uzun bir giysiyi andıran kabartmalar görülmektedir. Bu kabartmaların özel bir giysiyi temsil ettiği ve ritüellerin önemli bir unsuru olduğu, belirli kişiler tarafından giyildiği düşünülmektedir. Bu bağlamda merkez sütunlarının temsil ettiği kişilerin bu ritülellerde önemli bir rol üstlenmiş olmaları gerektiği ileri sürülmektedir. Kazı başkanı Klaus Schmidt'e göre merkezdeki iki dikilitaşın, mitolojide yaygın bir tema olması dolayısıyla ikiz veya en azından kardeş olması mümkündür.
Yine de en çok görülen motifler insan değil, yabani hayvan motifleridir. Motiflerde kullanılan yabani hayvanlar çok geniş bir çeşitlilik göstermekte ve dönemin, bölgenin faunasıyla örtüşmektedir. Kedigiller, boğa, yaban domuzu, tilki, turna, ördek, akbaba, sırtlan, ceylan, yabani eşek, yılan, örümcek ve akrep bunlardan bazılarıdır. A Yapısı'nda dikilitaşlar üzerindeki kabartmalarda yılan ağırlıklı olarak yer almaktadır. Bu yapıdaki betimlemelerde yer alan 17 hayvan türü içinde en çok kullanılanıdır. Sıklıkla ağ gibi birbirine girmiş yılanlar görülür. B Yapısı'nda ise tilki kabartmaları, özellikle merkezdeki iki dikilitaşın ön yüzünde yer alan iki tilki dikkat çekicidir. C Yapısı ise yaban domuzlarına ağırlık verilen yapıdır. Sadece dikilitaşlardaki kabartmalarda değil, taştan oyulmuş heykellerde de bu durum vardır. Ortaya çıkarılan yaban domuzu heykellerinin çoğunluğu bu yapıdan çıkarılmıştır. Ancak bu yapının dikilitaşlarında hiç yılan motifi kullanılmamıştır. Sadece tek bir yılan kabartması, güney kesimde yatay taş levhalardan birinin üzerinde yer almaktadır. D Yapısı'nda ise yaban domuzları, yabani öküzler, ceylanlar, yaban eşekleri, turnalar, leylekler, ibis, ördek ve bir kedigil gibi geniş bir figür çeşitliliği olmakla birlikte yılan ve tilki ağırlıktadır.
Kazı başkanı Klaus Schmidt, kabartma veya heykel olarak karşımıza çıkan bu hayvanların, insanların günlük hayatlarında önemli bir rol oynamış olmalarının gerekmediğini, yapılma amacının mitolojik bir ifadeye dayandığını ileri sürmektedir. Diğer taraftan dikkat çeken bir konu da bütün bu hayvan motifleri içinde memeli hayvanların hepsinin erkek olarak betimlenmiş olmasıdır. Gerek insan, gerek hayvan motiflerinde dişi, neredeyse hiç görülmez. Bugüne kadar ortaya çıkan motiflerin sadece bir tane istisnası vardır. Aslanlı sütun olarak tanımlanan dikilitaşların arasında yer alan bir taş levhada çıplak bir kadın betimlenmiştir.
Dikilitaşlar üzerindeki kabartmalara oldukça ilginç bir örnek de XXV numaralı dikilitaş üzerindeki kompozisyondur. Kabartmalardan biri cepheden betimlenmiş stilize bir insan kabartmasıdır. Taşlaşmış bir görüntü verdiği ifade edilen figürün baş kısmı, kafatasına benzer bir yüz ifadesi olarak işlenmiştir. Dikilitaşın parçaları bir araya getirildiğinde insan motifine 25 cm mesafede 10 cm'lik küçük bir hayvan figürü yer almaktadır. Köpekgillerden olduğu anlaşılan hayvanın dört bacağı, yukarı kalkmış ve gövdeye doğru kıvrılmış kuyruğu görülmektedir.
II. Tabaka
II. Tabaka'da yuvarlak planlı yapılar görülmez, bunun yerine dörtgen planlı yapılara geçilmiştir. Ancak III. Tabaka'daki kült yapılarının ana mimari unsurlarından olan T biçimi dikilitaşların kullanılmasına devam edilmiştir. Bu tabakadaki yapılar da çoğunlukla kült yapılarıdır. Fakat yapıların boyutları küçüldüğü gibi dikilitaşların sayıca azaldığı, boyutça küçüldüğü görülmektedir. III. Tabaka'da dikilitaşların ortalama yüksekliği 3,5 metre iken II. Tabaka'da 1,5 metredir.
Küçük buluntular
Kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan, mimari dışındaki küçük buluntuların çok büyük bir bölümünü burada çalışanların kullandığı taş aletler oluşturmaktadır. Bunların hemen hemen hepsi çakmak taşından yapılma aletlerdir. Obsidiyen taş aletler istisnaidir. Bu aletlerde kullanılan obsidiyenin kaynağı çoğunlukla Bingöl A, B ve Göllüdağ (Kapadokya) olarak görülmektedir. Bu aletlerde kullanılan taşların 500 km mesafedeki Kapadokya'dan, 250 km uzaklıktaki Van Gölü'nden, yine 500 km uzaklıktaki Kuzeydoğu Anadolu'dan olması apayrı bir bilmeceyi oluşturmaktadır. Taş aletler dışında kireç taşından ve bazalttan oyulma malzeme de ele geçmiştir. Bunlar çoğunlukla taş kaplar, taştan yapılma boncuklar, küçük figürinler, öğütme taşları ve havanelleridir. Diğer küçük buluntulardan yassı baltalar nefritden ve , takılar ise yapılmıştır.
Taş aletler dışında birçok heykel çıkarılmıştır. Bunların bir kısmı kireç taşından yapılmış olağan boyutlardaki insan başlarıdır. Kırıklar, bunların esas heykellerden koptuğunu düşündürmektedir. Heykeller dışında dikkati çeken bir buluntu, 2011 kazılarında ortaya çıkarılan bir "totem" benzeri eserdir. Boyu 1,87 metre, genişliği 38 cm. olan, kireçtaşından oyulmuş totem üzerinde bileşik kompozisyon ve figürler yer almaktadır.
Diğer buluntular
Çıkarılan toprağın incelenmesinde yabani buğday türü Einkorn taneleri bulunmuştur. Tahılın evcilleştirilmiş türlerine ilişkin bir bulguya henüz rastlanmamıştır. Tespit edilen diğer bitki kalıntıları ise sadece badem ve yerfıstığının yabani türleridir. Hayvan kemiklerine ait buluntular ise birçok farklı hayvan türüne aittir. İçlerinde en çok rastlananlar ceylan, yabanıl sığır, toy kuşu gibi Dicle havzası faunasıdır. Bu çeşitliliğe rağmen evcil türlere ilişkin bir bulgu yoktur.
İnsan kafatası kemiği buluntuları
İnsan kemikleri fragmente olmuş halde bulunmuştur. 2017 yılında yapılan çalışmalar bu kemiklerin çoğunun kafatası parçalarına ait olduğunu ortaya çıkarmıştır. İnsan kafatası kemik parçaları üzerinde yapılan morfolojik çalışmalar bu kemik parçalarında üç farklı bireye ait kemikleri ayırabilmiştir. Bu üç farklı bireyden birisinin kadın olma ihtimali vardır. Diğer iki kafatasının cinsiyeti ise tanımlanamamıştır. Kafatasları 20-50 yaş arasındaki bireylere aittir. Tafonomik çalışmalar ise bu kafatası kemikleri üzerinde sıyırma, kesme, delik açma ve boyama olmak üzere dört farklı işlem yapıldığını göstermiştir. İnsan kafatasına ait bu kemik parçaları kafatası modeline uygun şekilde bir araya getirilince, yukarıdan iple asılabilir şekilde izler taşıdığı ortaya çıkarılmıştır.
Değerlendirmeler ve yorumlar
Göbekli Tepe'deki kazılara kadar bilim dünyası, göçebe küçük gruplar halinde örgütlendiği düşünülen avcı-toplayıcı toplulukları oldukça basit standartlarda yorumlamıştır. Ancak kazılarda ortaya çıkan, bir kült merkezi olarak anıtsal boyutlarda mimari, büyük taş yontular, sembolik motifler ve stilize edilmiş canlandırmalar, en azından bu bölgedeki toplulukların oldukça gelişkin ve çok yönlü bir sosyal yapıya sahip olmaları gerektiğini göstermektedir. Göbekli Tepe'de ortaya çıkarılan bütün bu buluntular böylesi faaliyetleri gerçekleştirebilmek için kalabalık grupları bir araya getirmekteki organizasyon gelişkinliğinin, kişisel sanat becerilerin ve ritüel itkilerin, bir çeşit sanat anlayışının ve arayışının varlığını ortaya koymaktadır. Bu bulgular ışığında bilim dünyası, avcı-toplayıcı toplulukların sosyokültürel yapısı hakkındaki hakim görüşleri gözden geçirmek durumundadır.
Elde edilen sonuçları, sembolizm üzerine genel kabul gören görüşlerin de değişmesine sebep olmuştur. Arkeolojinin bu konudaki geleneksel görüşü, ancak tarım devriminin (bkz. Neolitik Devrim) topluluklara bol ve güvenli besin kaynağı ve zaman sağladığını, bu sayede anıtsal bir mimari ve zengin bir sembolik anlatım geliştirebildikleri yönündeydi. Ne var ki Göbekli Tepe'yi yapanların tarımcı topluluklar olmadığı anlaşılmaktadır. Bilim dünyası avcı-toplayıcı grupların küçük birimler olduğunu, her gün besin sağlamak için uğraşmak zorunda kaldıklarını ve sadece o günü kurtarabildiklerini kabul etmekteydi. Bu gibi kült yapılarını inşa etmek ve bu merkezleri amaçları yönünde kullanmak, muhakkak kalabalık bir grup insanı avcılıktan ve toplayıcılıktan bir süre için de olsa çekmeyi gerektirmektedir. Kazı başkanı Klaus Schmidt ve ekibi, tonlarca ağırlıktaki dikilitaşları kayalardan kesip çıkarmak, işlemek, yarım kilometreye yakın bir mesafeyi kat ederek Göbekli Tepe'ye getirmek ve yapıları inşa etmek için en az 500 kişinin çalışmış olması gerektiğini düşünüyorlar. Her şeyden önce bu insanların beslenmesi gerekmektedir. Bu durum göz önünde bulundurularak bu insanların ihtiyacı olan besin maddelerini sağlama gereğinin, tarımı keşfetme yönünde bu toplulukları zorladığı ileri sürülmektedir. Gerçekten de III. Tabaka yapılarının daha sonra örtülmesinde kullanılan dolgu yığını içinde büyük sayılara ulaşan miktarda hayvan kemikleri bulunmaktadır. Bulunan hayvan kemiği parçalarının sayısı 100 bini geçmektedir. Bu durum Göbekli Tepe'de çok fazla et tüketildiğini göstermektedir. Bu et tüketimi, çalışanların ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, burada düzenlenen ritüellerde yapılan şölenlerde, çevreden gelen insanların ihtiyacını karşılamış olabilir, hatta kurban törenlerinde kullanıldığı da düşünülebilir. Bu durum şüphesiz insanları daha geniş besin kaynakları aramaya itmiştir. Bütün bunlar arkeolog Ian Hodder'in, sosyokültürel değişmelerin tarımdan önce gerçekleştiği tezinde ifade bulmaktadır. Bu bağlamda, Göbekli Tepe buluntularının ışığında Neolitik Devrim'in çekirdek bölgesinin Levant olmaktan çok Toroslar'ın güney etekleri olabileceği sorgulanır olmuştur.
Arkeologlarca üzerinde durulan diğer bir konu da bu yapıların inşa edilmesinin gerektirdiği son derece karmaşık organizasyonun avcı-toplayıcı topluluklarca nasıl sağlanabildiği konusudur. Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Harald Hauptmann, bu organizasyona "dini" liderlerin önderlik ettiğini ileri sürmektedir. Bu durumda "seçkin" bir tabakalaşmanın bu toplumlarda ortaya çıkmış olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Klaus Schmidt de Göbekli Tepe'yi inşa eden toplulukların tabakalı bir toplum olduğunu ifade etmektedir. Halbuki bilim dünyasında Göbekli Tepe'ye kadar hakim olan bakış açısı, karmaşık dini uygulamaların ve organizasyonun ancak tarımın hakim geçim tarzı olduğu topluluklarda ortaya çıktığı yönündeydi. Ancak Göbekli Tepe bu yaklaşımı sorgulanmak zorunda bırakmaktadır. Gerçekten de bu denli anıtsal yapıları ortaya çıkaracak işgücünü, çevredeki avcı-toplayıcı gruplardan alarak çalıştırmak, ancak köklü bir inanç geçmişine dayanacaktır.
Diğer taraftan özellikle hayvan kabartmalarında ister istemez dikkat çeken bir ustalık vardır. Farklı bir ifadeyle sanat denebilecek bir üsluplaşma görülmektedir. "Uzman bir sanatçının elinden çıkmış, o üslubu bilen birilerinin yaptığı" eserler olarak görülmektedir. Dolayısıyla bu sanat üslubunun uzun bir geçmişinin olması gerektiği ortadadır.
Diğer taraftan Göbekli Tepe'de bulunan bu sembollerin benzerleri, fakat daha küçük ölçekli olarak, Kuzey Irak ve Suriye'ye kadar yayılan bir bölgede yürütülen arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Bu verilere dayanılarak Göbekli Tepe'nin Neolitik Dönem'de kültürel etkileşim açısından bir merkez olduğu ileri sürülmektedir.
Düzenleme ve koruma
Göbekli Tepe, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun koruması altındadır. Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nün 27.09.2005 tarihli ve 422 numaralı kararıyla I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmiştir.
Göbekli Tepe'de sürdürülen kazı çalışmalarının son birkaç senelik uygulamasında, yapıların ve bölgenin ortaya çıkarıldığı gibi korunmasına ve sergilenmesine yönelen çalışmalar geliştirilmiştir. Duvarlar ve dikilitaşlar, kumaş, elenmiş toprak, ahşap konstrüksiyon ve tel örgü hatlarıyla korunmaya çalışılmaktadır. Ancak yine de uzun dönemde yağmacılığın ve dış çevre koşullarının tehdidi, buradaki yapıların ve arkeolojik eserlerin özel olarak korunmasını gerektirmektedir. Bu gerekliliğin bir cevabı olarak Küresel Miraslar Fonu, 2010 yılında Göbekli Tepe'nin korunması için çok yıllıklı bir çalışma programı yapılacağın açıklamıştır. Bu yöndeki çalışmaların Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Şanlıurfa Belediyesi, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Alman Araştırma Fonu'yla işbirliği içinde yürütülmesi öngörülmektedir. Bu girişimde amaçlanan, ortaya çıkarılan yapıların ve çevresinin yönetimi için yeterli bir düzenlemenin oluşturulmasına, uygun gelecek bir koruma planının belirlenmesine, sergilenecek eserlerin hava koşullarından korunmasını sağlayacak bir koruma örtüsünün yapılmasına destek olmak ve gerekli girişimleri yapmaktır. Bu çerçevede proje ekibi için gereken tesislerin, ulaşım hatlarının ve park yerlerinin, ziyaretçi alanlarının yapımı, durumun gerektirdiği kadar geniş anlamda turizm altyapısının geliştirilmesi planlanmaktadır.
Taş Tepeler
Göbeklitepe'nin keşfinden sonra bölgede yapılan yüzey araştırmalarında Neolitik çağa ait birçok sit alanı daha bulunmuştur. 2019 yılında Karahantepe'nin detaylı araştırılması sonrası Göbeklitepe'nin benzersiz olmadığı, bölgede benzer nitelikte birçok yerin olduğu ortaya çıktı. 2021 yılında Göbeklitepe'nin de dahil olduğu bu arkeolojik sit alanı topluluğuna Taş Tepeler (diğer adı Neolotik Çağ Araştırmaları Projesi) adı verildi. Proje 2021 yılında tanıtılırken proje kapsamındaki arkeolojik sit alanı sayısının 12 olduğu, proje başkanı Necmi Karul'un 2022'de katıldığı bir söyleşide 4 tane benzer sitin daha bulunduğunu söyleyip, Taş Tepeler'in toplamda 16 arkeolojik sit alanından oluştuğu belirtildi. Bu arkeolojik sitlerinin büyük kısmı tepelik alanlarda olduğu için projeye Taş Tepeler adı verildi.
Kaynakça
- ^ . kvmgm.ktb.gov.tr. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2023.
- ^ a b c . 5 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ . Haberler.com. 30 Haziran 2021. 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2021.
- ^ a b Clare, Lee (12 Ekim 2020). "Göbekli Tepe, Turkey. A brief summary of research at a new World Heritage Site (2015–2019)". e-Forschungsberichte (Almanca): § 1-13. doi:10.34780/efb.v0i2.1012. ISSN 2198-7734. 3 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ocak 2023.
- ^ "Şanlıurfa Müzesi". 15 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Temmuz 2016.
- ^ a b c d e f "Unesco – World Heritage List, The Archaeological Site of Göbeklitepe". 31 Mart 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ a b . 25 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ 29. Kazı Sonuçları Toplantısı (2007), cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2006 Yılı Raporu Sh.: 417, 423
- ^ a b 32. Kazı Sonuçları Toplantısı, (2010) Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2009 Yılı Raporu, Sh.: 214
- ^ a b c . 2 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2012.
- ^ a b c whc.unesco.org 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . The Archaeological Site of Göbeklitepe
- ^ "Göbekli Tepe" (İngilizce). UNESCO. 8 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Temmuz 2018.
- ^ a b Habertürk. . Habertürk. 3 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ekim 2023.
- ^ a b c d e "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 2 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ 30. Kazı Sonuçları Toplantısı (2008) Cilt 3 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Klaus Schmıdt, Göbekli Tepe Kazısı 2007 Yılı Raporu Sh.: 169
- ^ a b c d e Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Sh.: 241
- ^ Serap Özdöl, Çanak Çömleksiz Neolitik Çağda Güneydoğu Anadolu'da Din ve Sosyal Yapı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 179
- ^ Serap Özdöl, Sh.: 190
- ^ . 1 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2012.
- ^ a b c d "urfakultur.gov.tr" (PDF). 2 Haziran 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ a b c d e f g . 2 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ O. Dietrich, Ç Köksal-Schmidt, J. Notroff, K. Schmidt, Establishing a Radiocarbon Sequence for Göbekli Tepe 8 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 3
- ^ a b Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Sh.: 240
- ^ O. Dietrich, Ç Köksal-Schmidt, J. Notroff, K. Schmidt, Establishing a Radiocarbon Sequence for Göbekli Tepe 8 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 40
- ^ a b c d 29. Kazı Sonuçları Toplantısı (2007), cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2006 Yılı Raporu Sh.: 417
- ^ a b c Brian Haughton, Göbekli Tepe – The World's First Temple 3 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b Klaus Schmidt - Göbeklitepe – Dünyanın İlk Tapınağı 10 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . belgeseli
- ^ Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Sh.: 239 - 240
- ^ O. Dietrich, Ç Köksal-Schmidt, J. Notroff, K. Schmidt, Önce Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh.: 71
- ^ 31. Kazı Sonuçları Toplantısı Cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2009) Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2008 Yılı Raporu Sh.: 243
- ^ Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 242
- ^ Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 243
- ^ a b c . 30 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ Kazı Sonuçları Raporları
- ^ O. Dietrich, Ç Köksal-Schmidt, J. Notroff, K. Schmidt, Establishing a Radiocarbon Sequence for Göbekli Tepe 8 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 36
- ^ 31. Kazı Sonuçları Toplantısı Cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 248
- ^ a b 32. Kazı Sonuçları Toplantısı Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2009 Yılı Raporu Sh.: 211
- ^ Serap Özdöl, Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'da Güneydoğu Anadolu'da Din ve Sosyal Yapı 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 181
- ^ 31. Kazı Sonuçları Toplantısı Cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 249
- ^ 32. Kazı Sonuçları Toplantısı, (2010) Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 211, 212
- ^ 33. Kazı Sonuçları Toplantısı, cilt 3 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2011) Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2010 Yılı Raporu Sh.: 322
- ^ Adrew Collins, Göbekli Tepe: Who Built It, When, and Why? Sh.: 1
- ^ 32. Kazı Sonuçları Toplantısı, (2010) Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 214
- ^ Andrew Collins, Göbekli Tepe … Sh.: 2
- ^ a b Önce Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu, Sh.: 71, 72
- ^ a b Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Sh.: 244
- ^ "megalithic.co.uk". 29 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ a b Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Sh.: 245
- ^ a b Önce Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu, Sh.: 72
- ^ Önce Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh.: 70, 71
- ^ a b Klaus Schmidt, Göbekli Tepe – the Stone Age Sanctuaries. New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2010) Sh.: 246
- ^ 30. Kazı Sonuçları Toplantısı 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 165 - 166
- ^ a b 30. Kazı Sonuçları Toplantısı 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 171
- ^ 34. Kazı Sonuçları Toplantısı, cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (2012) Klaus Schmıdt, Göbekli Tepe Kazısı 2011 Yılı Raporu Sh.: 253
- ^ Tolga Fahri Çakmak, İnanç Turizminde Göbekli Tepe'nin Yeri[]
- ^ 33. Kazı Sonuçları Toplantısı 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 325
- ^ a b 29. Kazı Sonuçları Toplantısı (2007), cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Kazısı 2006 Yılı Raporu Sh.: 422
- ^ Klaus Schmidt (2000), Göbekli Tepe – Southeastern Turkey, A Preliminary Report on the 1995-1999 Excavations 25 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 47, 48
- ^ a b Gresky, J., Haelm, J., & Clare, L. (2017). Modified human crania from Göbekli Tepe provide evidence for a new form of Neolithic skull cult. Science advances, 3(6), e1700564. 19 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Göbeklitepe Hakkında Kapsamlı Rehber, Elçin Ekşi, bilimma.com 16 Ocak 2020". 19 Eylül 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Ocak 2020.
- ^ a b c d e Andrew Curry, Seeking the Roots of Ritual 15 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c d Sandra Scham, The World's First Temple 8 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b Klaus Schmidt (2000), Göbekli Tepe – Southeastern Turkey, A Preliminary Report on the 1995-1999 Excavations 25 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 48
- ^ O. Dietrich, Ç Köksal-Schmidt, J. Notroff, K. Schmidt, Önce Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh.: 76
- ^ Prof. Dr. Mehmet Özdoğan - Göbeklitepe – Dünyanın İlk Tapınağı 10 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . belgeseli
- ^ (PDF). 2 Haziran 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ Göbekli Tepe Newsletter 2014 Sh.: 4
- ^ 33. Kazı Sonuçları Toplantısı 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 328
- ^ "Göbekli Tepe Project Summary" (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 1 Haziran 2014.
- ^ (PDF). Bahattin Çelik. Türk Tarih Kurumu. 8 Aralık 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ Karul, Necmi (1 Ocak 2022). "Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi: Taş Tepeler /2022". Arkeoloji ve sanat 169.
- ^ "Necmi Karul Söyleşi". Kültür Tarihi. Mart 2022.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Göbeklitepe ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Kazılarda ortaya çıkarılan yapı ve duvarların krokisi 25 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Türkçe
- Unesco - The Archaeological Site of Göbeklitepe31 Mart 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Die Schamanen von Göbekli Tepe 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . - Devamı 5 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Göbekli Tepe: Die Suche nach dem Garten Eden 14 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- National Geographic Fotoğraf galerisi 28 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- National Geographic – Kısa bir belgesel 16 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Videolar
- Gobeklitepe The World's First Temple 2 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- Göbekli Tepe Reconstructed 29 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- National Geographic 3D Toprak model rekonstrüksiyonu 16 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- Karl Schmidt röportajı 18 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- How Art Made the World 2[1] 27 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .(İngilizce)
- Klaus Schmidt (2000), Göbekli Tepe – Southeastern Turkey, A Preliminary Report on the 1995-1999 Excavations 25 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Kazı Sonuçları Toplantıları Raporları 27 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Unesco – World Heritage List, The Archaeological Site of Göbeklitepe31 Mart 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Klaus Schmidt (2010),
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Gobeklitepe veya Gobekli Tepe Turkiye nin Guneydogu Anadolu Bolgesi ndeki Sanliurfa ilinin 18 km kuzeydogusunda Haliliye ilcesine bagli Orencik koyu yakinlarinda yer alanNeolitik bir arkeolojik sit alanidir MO 9600 9500 civarina tarihlenen Gobeklitepe dunyanin su ana kadar bilinen en eski tarihi yapisidir Bazi populer kaynaklarda tarihin sifir noktasi nitelendirmesiyle de anilmaktadir Yapit dunyanin bilinen en eski megalitleri olan tas sutunlarla bir dizi buyuk dairesel yapidan olusmaktadir Canak Comleksiz Neolitik Cag a ait oldugu dusunulen bu yapida T bicimindeki 10 12 dikilitas yuvarlak planda dizilmis aralari ise tas duvarlarla orulmustur Yapinin merkezinde daha yuksek boyda olan iki dikilitas karsilikli olarak yerlestirilmistir Bu dikilitaslarin cogu uzerinde insan eller ve kollar cesitli hayvan ve soyut semboller kabartilarak veya oyularak betimlenmistir Bolgede yapilan kazilarda cikartilan bazi heykel ve taslar gunumuzde Sanliurfa Arkeoloji Muzesi nde sergilenmektedir GobeklitepeGobeklitepeYakin Dogu haritasindaki konumu KonumOrencik Sanliurfa TurkiyeBolgeGuneydogu Anadolu Mezopotamya Orta DoguKoordinatlar37 13 22 5 K 38 55 20 8 D 37 222917 K 38 922444 D 37 222917 38 922444TurTapinak tahmin TarihceMalzemeMegalitKurulusy MO 9600Terk edilisy MO 8000Devir ler Canak Comleksiz Neolitik CagSit ayrintilariBuluntu lar 1963Kazi tarihleri1994 gunumuzArkeologlarKlaus Schmidt Necmi KarulDurumIyi korunmusUNESCO Dunya MirasiTurKulturelKriteri ii ivBelirleme2018 42 oturum Referans no 1572Ulke TurkiyeBolgeBati Asya Soz konusu motifler yer yer bir susleme olmayacak kadar yogun olarak kullanilmistir Bu kompozisyonun bir oyku bir anlatim veya bir mesaj ifade ettigi dusunulmektedir Hayvan motiflerinde boga yaban domuzu tilki yilan yaban ordegi ve akbaba en sik gorulen motiflerdir Bir yerlesim yeri degil kult merkezi olarak tanimlanmaktadir Buradaki kult yapilarin tarim ve hayvanciliga yakin olan son avci gruplari tarafindan insa edilmis oldugu anlasilmaktadir Bu durumda bolgenin en erken kullaniminin Canak Comleksiz Neolitik Cag a yani gunumuzden en az 11 600 yil oncesine dayandigi ileri surulmektedir Soz konusu dikilitaslar stilize insan heykelleri olarak yorumlanmaktadir Ozellikle D yapili merkez dikilitaslarinin govdesinde bulunan insan el ve kol motifleri bu konudaki her turlu supheyi yok etmektedir Bundan oturu dikilitas kavrami islev belirtmeyen yardimci bir kavram olarak kullanilmaktadir Esasen bu dikilitas lar insan vucudunu uc boyutlu olarak betimleyen stilize tarzda yontulardir Bununla birlikte Gobeklitepe deki en eski faaliyetlerin tarihlendirme olanagi simdilik yoktur fakat bu anitsal yapilara bakildiginda Paleolitik Cag a kadar uzanan birkac binyil daha eskiye epipaleolitike kadar giden bir gecmisi oldugu dusunulmektedir Gobeklitepe nin bir kult merkezi olarak kullaniminin MO 8000 tarihine kadar devam ettigi ve bu tarihten sonra terk edildigi baska veya benzer amaclarla kullanilmadigi anlasilmaktadir Butun bunlar ve kazilarda ortaya cikarilan anitsal mimari Gobeklitepe yi essiz ve ozel bir yapi kilmaktadir Bu baglamda UNESCO tarafindan 2011 yilinda Dunya Mirasi gecici listesine alindi ve 2018 de kalici listeye girdi Bolgede benzer nitelikte baska arkeolojik sit alanlarinin bulunmasindan sonra 2021 de Gobeklitepe nin de dahil edildigi bu arkeolojik sit topluluguna Tas Tepeler adi verildi Konum ve cevreGobeklitepe den Haliliye nin gorunumu Tepede ziyaret edilen bir yatir bulunmasi dolayisiyla yerel olarak Gobekli Tepe Ziyareti olarak bilinen yukselti yaklasik 1 km uzunlugundaki bir kirec tasi plato uzerinde 300x300 metrelik bir alani kaplayan 15 metre yukseklikte bir tepedir Platoda kult yapilarin yani sira tas ocaklari ve islikleri de bulunmaktadir Buluntularin ortaya cikarildigi alan batisinda sarp kenarli bir sel yatagi bulunan kuzeybati guneydogu yonunde uzanan aralarinda hafif cokmeler bulunan capi 150 metre kadar olan kirmizi toprak yukselti grubudur En yuksek iki tepecikteki mezarlar ortaya cikarilmistir Ovaya bakis Tepe uzerinden kuzey ve doguya bakildiginda Toros Daglari ve Karaca Dag etekleri batiya bakildiginda Sanliurfa platosu ile Firat ovasini ayiran dag silsilesi guneye bakildiginda ise Suriye sinirina kadar Harran Ovasi gorulmektedir Bu konumuyla Gobeklitepe nin cok genis bir bolgeyi gorebildigi gibi kendisi de cok genis bir bolgeden gorulebilmektedir Bir kult yapilari insa etmek icin buranin secilmesinde bu ozelligin etkisinin olmasi muhtemeldir Diger taraftan boylesi anitsal yapilar icin cok kaliteli tas kaynagina ihtiyac duyuldugu aciktir Gercekten Gobeklitepe de kullanilan kirec tasi her yerde bulunmayan oldukca sert bir tastir Bugun bile bolgedeki en kaliteli kirec tasi olarak kabul edilmektedir Dolayisiyla Gobeklitepe Platosu nun secilme sebeplerinden biri de bu olsa gerektir Urfa bolgesindeki Yeni Mahalle Karahan Sefer Tepe ve Hamzan Tepe gibi merkezlerde T biciminde sutunlarin yuzeyde bulundugu Nevali Cori hoyugundeki kazilarda da benzer mimari ogelerin ortaya cikarildigi dolayisiyla Gobeklitepe nin bu merkezlerle iliskili olabilecegi de ileri surulmektedir Soz konusu merkezlerde saptanan sutunlarin Gobeklitepe de ortaya cikarilanlardan daha kucuk 1 5 2 metre olduguna da dikkat cekilmektedir Sonuc olarak Urfa bolgesinde Gobeklitepe nin tek inanc merkezi olmayabilecegi birkac inanc merkezi ve kult yapinin daha olabilecegi gorusu ortaya atilmaktadir Fakat bu noktada onemli olan konu diger yerlesimlerde daha kucuk boyutlu dikilitaslarin Gobeklitepe nin daha gec tabakasi ile benzerlik gostermesidir Kesfedilis arastirma ve kazilarKazi calismalari sirasinda Gobeklitepe Gobeklitepe 1963 yilinda Istanbul Universitesi ve Chicago Universitesi nin yuruttugu Guneydogu Anadolu Tarihoncesi Arastirmalari Projesi Prehistoric Research in Southeastern Anatolia yuzey arastirmalarinda tespit edilmistir Olagan ve dogal gorunmeyen birkac tepe insan eliyle yapildigi kesin olan binlerce kirik cakmak tasi dokuntuyle kapliydi Yapilan yuzey arastirmalari sirasinda hoyugun yuzeyinden toplanan buluntulara dayanilarak buranin Epipaleolitik ve Sogut Tarlasi 1 Paleolitik ve Epipaleolitik Sogut Tarlasi 2 Canak Comleksiz Neolitik gibi bolgenin onemli yerlesimlerinden biri olabilecegi sonucuna varilmis ancak baska bir calisma yapilmamistir Bolgeden ilk kez 1980 yilinda yayimlanan Peter Benedict in Survey Work in Southeastern Anatolia adli makalesinde soz edilmistir Ancak yine de uzerinde durulmamistir Daha sonra 1994 yilinda Heidelberg Universitesi nden Klaus Schmidt tarafindan bolgede bir arastirma daha yapilmistir Sitenin anitsal karakteristigi ve buna bagli olarak arkeolojik degeri ancak o zaman dikkat cekmistir Kazi calismalari ise 1995 yilinda Sanliurfa Muzesi baskanliginda ve Istanbul nden DAI Harald Hauptmann bilimsel danismanliginda yapilan yuzey arastirmasindan sonra baslatilmistir Hemen ertesinde yine Sanliurfa Muzesi baskanliginda ve Klaus Schmidt bilimsel danismanliginda kazilar baslatilmistir 2007 yilindan itibaren ise kazi calismalari Bakanlar Kurulu kararli kazi statusuyle ve yine Alman Arkeoloji Enstitusu nden Prof Dr Klaus Schmidt in baskanliginda devam ettirilmistir Projeye Alman Heidelberg Universitesi Tarihoncesi Enstitusu de katilmistir Yillarca surdurulen ayrintili kazi calismalari Neolitik Devrim i ve hazirlayan zemini yeniden yazmayi saglayacak guvenilir bilimsel sonuclar saglamistir TabakalanmaKazi calismalariyla Gobekli Tepe de dort tabaka verilmektedir En ustteki I Tabaka yuzey dolgusudur Diger uc tabaka ise II A Tabaka Dikilitasli Koseli Yapilar MO 8 bin 9 bin Tabaka Canak Comleksiz Neolitik Cag B evresine tarihlenmektedir Dikilitasli ve dortgen planli yapilar ortaya cikarilmistir Soz konusu yapilarin cagdasi olan Nevali Cori deki tapinakla benzerliklerinde dolayi ayni sekilde kult yapilari oldugu sonucuna varilmistir Bu tabakanin tipik yapisi olarak kabul edilen Aslanli Yapi da dort dikilitastan ikisi uzerinde birer aslan kabartmasi gorulmektedir II B Tabaka Yuvarlak Oval Yapilar ara tabaka olarak degerlendirilmektedir Canak Comleksiz Neolitik Cag A B gecis evresi olarak tarihlenen bu tabakanin yapilari yuvarlak veya oval planda insa edilmistir III Tabaka Dikilitasli Dairesel Yapilar MO 9 bin 10 bin Canak Comleksiz Neolitik Cag A evresine tarihlenen en alttaki bu tabaka Gobekli Tepe nin en onemli tabakasi olarak degerlendirilmektedir Bastan beri kazi calismalarina baskanlik eden Klaus Schmidt ana hatlariyla yuzey tabakasi disinda II ve III Tabakadan soz etmektedir Schmidt e gore III Tabaka T seklinde 10 12 dikilitas ve onlari icine alan yuvarlak duvarlar ile bunun merkezinde daha yuksek ve karsilikli yerlestirilmis iki dikilitastan olusan yapilarla temsil edilen tabakadir ve daha eskidir II Tabaka ise bir veya iki daha kucuk dikilitasin yer aldigi bazilarinda dikilitas yoktur dortgen planli daha kucuk olcekli yapilarla temsil edilir III Tabaka yi Canak Comleksiz Neolitik A olarak II Tabaka yi ise Canak Comleksiz Neolitik B nin erken ve orta evresine yerlestirmektedir Schmidt III Tabaka nin MO 10 binyila daha yeni tabakanin ise MO 9 binyila tarihlenmesi gerektigini belirtmektedir Ancak III Tabaka daki henuz ortaya cikarilmis yapilardan alinan malzemenin radyokarbon tarihlendirmesi bu yapilarin birbirleriyle tam olarak cagdas olmadigini gostermektedir En erken tarih D Yapisi ndan gelmektedir Bu verilere gore D Yapisi MO 10 binyil ortalarinda insa edilmis ve ayni binyilin sonlarinda terk edilmistir C Yapisi nin dis duvari D Yapisi ndan daha sonraki bir tarihte A Yapisi ise her ikisinden de sonra yapilmis gibi gorunmektedir Ancak bu degerlendirmeyi tam olarak dogrulamak icin daha fazla veri gerektigi de kabul edilmektedir BuluntularMimari Gobekli Tepe de yapilan kazilarda konut olabilecek herhangi bir mimari kalintiya ulasilamamistir Bunun yerine cok sayida anitsal kult yapi ortaya cikarilmistir Yapilarda kullanilan dikilitaslarin cevredeki kayalik platolardan tek parca olarak kesilip islenerek Gobekli Tepe ye getirildigi ileri surulmektedir Bazilarinin boyu 7 metreyi bulmaktadir Jeofizik arastirmalari bugune kadar gun yuzune cikarilanlar da dahil olmak uzere Gobekli Tepe deki yapilarda toplam 300 e yakin dikilitas kullanilmis oldugunu gostermektedir Bolgede kesilmis ama islenmemis dikilitaslar bulunmakta olup cevredeki kayalik platolarda ne amacla yapildigi anlasilamayan bir takim oyuklar ve kazintilar vardir Diger taraftan cogunlugu platonun bati kesiminde toplanmis olan yuvarlak ve oval cukurlarin yagmur sularini toplamak icin yapilan bir tur sarnic oldugu dusunulmektedir Bu cukurlardan yuvarlak olanlar 1 20 3 00 metre arasinda derinlik gosterirken oval planli olanlarin derinligi 0 50 metredir Cevre dikilitaslari ve tas duvar Dikilitaslarin arasi cogunlukla yontularak islenmis taslarla duvar olarak orulmustur Duvarin ic yaninda boydan boya bir tas seti yer alir Duvarin yapiminda yer yer kirilmis dikilitaslarin parcalari veya civardan toplanan ve yine islenen taslar kullanilmistir Taslarin arasinda 2 cm kalinlikta balcik harc kullanilmistir Dikilitaslarin stilize insan heykelleri oldugundan hareketle bu duvarlarin insanlari bir araya getirdigi soylenebilir Ancak bu harc ciddi sorunlara sebep olmustur Her seyden once yagmur sulari ve ruzgarin sebep oldugu asindirma zarar vermistir Diger taraftan cesitli bocekler icin oyuk acilmasi kolay bir alan olusturmustur III Tabaka En onemli buluntulari veren III Tabakada kazilarin ilk yilinda dort yapi ortaya cikarilmis ve A B C ve D olarak adlandirilmistir Daha sonraki kazi calismalarinda ise E F ve G olarak adlandirilan uc yapi daha ortaya cikarilmistir Jeomanyetik olcumler bu sekilde en az yirmi anitsal yapinin bulundugunu gostermektedir Kazilan bu kult yapilarinda ortak mimari ozellikler saptanmistir Yapilarin ana govdesi buyuk boyutlu 10 12 dikilitasin belirli araklilarla dairesel planda dikilmesiyle olusturulmustur Dikilitaslar islenmis taslardan orulen bir duvar ve bankla birlestirilmistir Bu sekilde ic ice iki duvar orulmustur ve aralarinda bir koridor olusmustur En icteki dairenin merkezinde ise karsilikli yerlestirilmis daha buyuk boyutlu iki dikilitas vardir Bu sekliyle merkezdeki dikili taslar serbestken cevredekiler kismen duvar ve bank sirasi icine gomulmus durumdadir Uzerinde yabani sigir tilki ve turna kabartmalari yer alan bir dikilitas Ortaya cikarilan yapilardan C ve D yapilarinin caplari 30 metre B yapisinin capi ise 15 metredir A yapisi ise oval planlidir ve caplari yaklasik olarak 15 ve 10 metredir Bu dort yapinin merkezinde yukseklikleri 4 5 metre olan D Yapisi nin merkez dikilitaslari yaklasik 5 5 metre yuksekliktedir kabartma bezemeli kirec tasindan yapilma iki dikilitas vardir Ayni sekilde uzerinde kabartmalar olan ic ve dis duvardaki dikilitaslar ise merkezdekilere bakacak sekilde fakat daha kucuk boyutlu yaklasik 3 4 metre yuksekligindedir Merkezlerdeki iki dikilitas F yapisi disindaki diger yapilarda guneydogu yonundedir F yapisinda ise yon guneybatidir Butun bu yapi grubu Neolitik Cag icinde bilincli olarak ve hizla bir yiginla ortulmustur Bu yigin cogunlugu yumruktan kucuk capta kirec tasi parcalaridir Fakat aralarinda cogu cakmak tasindan yapilmis tas aletler ogutme taslari gibi insan elinden ciktigi acik olan parcalanmis nesneler de vardir Diger taraftan cok sayida kirik hayvan boynuzu ve kemigi bu islemde kullanilmistir Kemiklerin buyuk bolumu ceylan ve yabani sigir olarak tanimlanmistir Diger hayvan kemikleri kizil geyik onager yaban domuzudur Asil ilginc olani ise bu dolgu icinde hayvan kemiklerinin yani sira insan kemiklerine de rastlanmasidir Bunlar da ayni hayvan kemikleri gibi kirilmis kucuk parcalar halindedir Her ne kadar ilk akla gelen yamyamliksa da bir olu gomme uygulamasi olma ihtimali daha yakin gorunmektedir Insan vucudunun olumden sonra bazi ozel islemlere tabi tutulmasi Canak Comleksiz Neolitik Cag in Yakin Dogu sunda bircok kez tespit edilmis bir gelenektir Yapilarin hangi amac ve dusunceyle ortuldukleri halen bilinmemektedir Diger taraftan buradaki yapilar bu yigma dolgu sayesinde gunumuze kadar tahribata ugramadan kalabilmistir Bu acidan gunumuz arkeolojisi bu yigma dolguya cok sey borcludur Ne var ki ayni dolgu yine arkeoloji acisindan iki onemli gucluk cikarmaktadir Her seyden once yigma dolgunun gevsek malzemesi kazi calismalari sirasinda ek zorluklar yaratmistir Esas zorluk ise radyokarbon tarihlendirmesi sonuclarinin yaniltici olabilecegi endisesidir Cunku bu dolgu atilirken daha yeni parcalarin daha altta daha eski parcalarin daha ustte olmasi mumkun gorunmektedir C yapisindaki yaklasik 10 metre capinda bir cukur kazilarin baslangicindan beri bilinmektedir Bu yapidaki kazi calismalarinda soz konusu cukurun merkez dikilitaslarin etrafini acmak daha sonra da bu dikilitaslari parcalamak amaciyla yapilmis oldugu bu amaca tamamiyla olmasa da dikilitaslari parcalara ayiracak derecede ulasildigi saptanmistir Oyle ki cukuru acmak icin yapilan guclu vuruslarla merkez dikilitaslardan dogudakinin ust kismi parcalara ayrilarak etrafa dagitmistir Ancak govde yerinde kalmistir Yine de govdedeki kabartma boga figurunde yakilan buyuk bir atesin etkisiyle yogun kopuntular oldugu gorulmektedir Alanda bulunan canak comlek parcalarina bakilarak bu cukurun Tunc Cagi yla Demir Cagi arasinda bir donemde acildigi ileri surulmektedir Kazilarla acigi cikarilan bu kult yapilarindan C D ve E yapisi disindakilerin tabanlari Guneydogu Anadolu Bolgesi nde Canak Comleksiz Neolitik Cag a tarihlenen kult yapilarinda genellikle goruldugu gibi terrazzo teknigiyle yapilmamistir Bunlarin tabanlari ana kayanin duz ve puruzsuz bir sekilde islenmesiyle elde edilmistir Diger yapilarda taban terrazzo teknigiyle uzeri cilalanan beton sertligindeki sondurulmus kirecten yapilmistir C yapisindaki merkez dikilitaslar da ana kayada acilan 50 cm lik kaide oyuklarina etraflari kucuk taslar ve balcikla sikistirilarak oturtulmustur D Yapisinda ise merkez dikilitaslarin kaide oyuklari 15 cm dir C Yapisi nin digerlerinden farkli bir ek yapisi vardir Guneye bakan giris kisminda disari dogru uzanan bir giris kismi gorulur Yuvarlak planli yapilarda dortgen planli giris kismi seklinde tanimlanan dromos gorunumundedir Ortaya cikarilan bu tapinaklarda dort tanesinin A B C ve D en eski oldugu asagi yukari ayni donemde gunumuzden 12 bin yil once insa edildigi anlasilmaktadir Bu tarihlerden bin yil kadar sonra benzer kult yapilarinin Cayonu Hallan Cemi ve Nevali Cori de yapildigi ileri surulmektedir Dolayisiyla Gobekli Tepe bu yerlesmelerin oncesi gorunumundedir Bir dikilitas Bazi dikilitaslarda ozellikle D Yapisi dikilitaslari uzerindeki insansi kol ve el kabartmalari bu dikilitaslarin insan vucudunu temsil ettigi seklinde yorumlanmaktadir Yatay parca basi dikey parca ise vucudu temsil etmektedir Esasen bu dikilitas lar insan vucudunu uc boyutlu olarak betimleyen stilize tarzda yontulardir Her iki genis yuzey yanlar dar yuzeyler ise on ve arka olarak alinmistir D Yapisi merkez dikilitaslarinda Dikilitas 18 ve Dikilitas 31 insani sembolize ettiklerini gosterir baska kanitlar vardir Her iki dikilitasta kollarin altinda kemer oldugu acik kabartmalar vardir Kemer tokalari da islenmistir Ayrica bu kemerler uzerinde asagiya dogru tilki postundan bir pestamal i temsil eden islemeler gorulmektedir Ancak butun dikilitaslarda insani stilize edis tarzinda cinsiyeti belirtecek herhangi bir unsur gorulmemektedir Aciktir ki sembolize etmede en dusuk duzey yeterli bulunmustur D Yapisi merkez dikilitaslari oldukca ayrintili gorunmekle birlikte buradaki sozu edilen pestamal cinsiyeti ortmektedir Bununla birlikte kus ucusu yaklasik 48 km kuzeybatidakiNevali Cori kazilarinda bulunan kemerli kil figurinlerin hep erkek olmasina dayanilarak bu betimlemelerin de erkek oldugu ileri surulmektedir Siklikla dikilitaslarin govde kisminin on yuzunde iki band halinde uzanan kabartmalar ve uzun bir giysiyi andiran kabartmalar gorulmektedir Bu kabartmalarin ozel bir giysiyi temsil ettigi ve rituellerin onemli bir unsuru oldugu belirli kisiler tarafindan giyildigi dusunulmektedir Bu baglamda merkez sutunlarinin temsil ettigi kisilerin bu ritulellerde onemli bir rol ustlenmis olmalari gerektigi ileri surulmektedir Kazi baskani Klaus Schmidt e gore merkezdeki iki dikilitasin mitolojide yaygin bir tema olmasi dolayisiyla ikiz veya en azindan kardes olmasi mumkundur Bir cevre dikilitasi Yine de en cok gorulen motifler insan degil yabani hayvan motifleridir Motiflerde kullanilan yabani hayvanlar cok genis bir cesitlilik gostermekte ve donemin bolgenin faunasiyla ortusmektedir Kedigiller boga yaban domuzu tilki turna ordek akbaba sirtlan ceylan yabani esek yilan orumcek ve akrep bunlardan bazilaridir A Yapisi nda dikilitaslar uzerindeki kabartmalarda yilan agirlikli olarak yer almaktadir Bu yapidaki betimlemelerde yer alan 17 hayvan turu icinde en cok kullanilanidir Siklikla ag gibi birbirine girmis yilanlar gorulur B Yapisi nda ise tilki kabartmalari ozellikle merkezdeki iki dikilitasin on yuzunde yer alan iki tilki dikkat cekicidir C Yapisi ise yaban domuzlarina agirlik verilen yapidir Sadece dikilitaslardaki kabartmalarda degil tastan oyulmus heykellerde de bu durum vardir Ortaya cikarilan yaban domuzu heykellerinin cogunlugu bu yapidan cikarilmistir Ancak bu yapinin dikilitaslarinda hic yilan motifi kullanilmamistir Sadece tek bir yilan kabartmasi guney kesimde yatay tas levhalardan birinin uzerinde yer almaktadir D Yapisi nda ise yaban domuzlari yabani okuzler ceylanlar yaban esekleri turnalar leylekler ibis ordek ve bir kedigil gibi genis bir figur cesitliligi olmakla birlikte yilan ve tilki agirliktadir Kazi baskani Klaus Schmidt kabartma veya heykel olarak karsimiza cikan bu hayvanlarin insanlarin gunluk hayatlarinda onemli bir rol oynamis olmalarinin gerekmedigini yapilma amacinin mitolojik bir ifadeye dayandigini ileri surmektedir Diger taraftan dikkat ceken bir konu da butun bu hayvan motifleri icinde memeli hayvanlarin hepsinin erkek olarak betimlenmis olmasidir Gerek insan gerek hayvan motiflerinde disi neredeyse hic gorulmez Bugune kadar ortaya cikan motiflerin sadece bir tane istisnasi vardir Aslanli sutun olarak tanimlanan dikilitaslarin arasinda yer alan bir tas levhada ciplak bir kadin betimlenmistir Dikilitaslar uzerindeki kabartmalara oldukca ilginc bir ornek de XXV numarali dikilitas uzerindeki kompozisyondur Kabartmalardan biri cepheden betimlenmis stilize bir insan kabartmasidir Taslasmis bir goruntu verdigi ifade edilen figurun bas kismi kafatasina benzer bir yuz ifadesi olarak islenmistir Dikilitasin parcalari bir araya getirildiginde insan motifine 25 cm mesafede 10 cm lik kucuk bir hayvan figuru yer almaktadir Kopekgillerden oldugu anlasilan hayvanin dort bacagi yukari kalkmis ve govdeye dogru kivrilmis kuyrugu gorulmektedir II Tabaka II Tabaka da yuvarlak planli yapilar gorulmez bunun yerine dortgen planli yapilara gecilmistir Ancak III Tabaka daki kult yapilarinin ana mimari unsurlarindan olan T bicimi dikilitaslarin kullanilmasina devam edilmistir Bu tabakadaki yapilar da cogunlukla kult yapilaridir Fakat yapilarin boyutlari kuculdugu gibi dikilitaslarin sayica azaldigi boyutca kuculdugu gorulmektedir III Tabaka da dikilitaslarin ortalama yuksekligi 3 5 metre iken II Tabaka da 1 5 metredir Kucuk buluntular Kazi calismalari sirasinda ortaya cikarilan mimari disindaki kucuk buluntularin cok buyuk bir bolumunu burada calisanlarin kullandigi tas aletler olusturmaktadir Bunlarin hemen hemen hepsi cakmak tasindan yapilma aletlerdir Obsidiyen tas aletler istisnaidir Bu aletlerde kullanilan obsidiyenin kaynagi cogunlukla Bingol A B ve Golludag Kapadokya olarak gorulmektedir Bu aletlerde kullanilan taslarin 500 km mesafedeki Kapadokya dan 250 km uzakliktaki Van Golu nden yine 500 km uzakliktaki Kuzeydogu Anadolu dan olmasi apayri bir bilmeceyi olusturmaktadir Tas aletler disinda kirec tasindan ve bazalttan oyulma malzeme de ele gecmistir Bunlar cogunlukla tas kaplar tastan yapilma boncuklar kucuk figurinler ogutme taslari ve havanelleridir Diger kucuk buluntulardan yassi baltalar nefritden ve takilar ise yapilmistir Tas aletler disinda bircok heykel cikarilmistir Bunlarin bir kismi kirec tasindan yapilmis olagan boyutlardaki insan baslaridir Kiriklar bunlarin esas heykellerden koptugunu dusundurmektedir Heykeller disinda dikkati ceken bir buluntu 2011 kazilarinda ortaya cikarilan bir totem benzeri eserdir Boyu 1 87 metre genisligi 38 cm olan kirectasindan oyulmus totem uzerinde bilesik kompozisyon ve figurler yer almaktadir Diger buluntular Cikarilan topragin incelenmesinde yabani bugday turu Einkorn taneleri bulunmustur Tahilin evcillestirilmis turlerine iliskin bir bulguya henuz rastlanmamistir Tespit edilen diger bitki kalintilari ise sadece badem ve yerfistiginin yabani turleridir Hayvan kemiklerine ait buluntular ise bircok farkli hayvan turune aittir Iclerinde en cok rastlananlar ceylan yabanil sigir toy kusu gibi Dicle havzasi faunasidir Bu cesitlilige ragmen evcil turlere iliskin bir bulgu yoktur Insan kafatasi kemigi buluntulari Insan kemikleri fragmente olmus halde bulunmustur 2017 yilinda yapilan calismalar bu kemiklerin cogunun kafatasi parcalarina ait oldugunu ortaya cikarmistir Insan kafatasi kemik parcalari uzerinde yapilan morfolojik calismalar bu kemik parcalarinda uc farkli bireye ait kemikleri ayirabilmistir Bu uc farkli bireyden birisinin kadin olma ihtimali vardir Diger iki kafatasinin cinsiyeti ise tanimlanamamistir Kafataslari 20 50 yas arasindaki bireylere aittir Tafonomik calismalar ise bu kafatasi kemikleri uzerinde siyirma kesme delik acma ve boyama olmak uzere dort farkli islem yapildigini gostermistir Insan kafatasina ait bu kemik parcalari kafatasi modeline uygun sekilde bir araya getirilince yukaridan iple asilabilir sekilde izler tasidigi ortaya cikarilmistir Degerlendirmeler ve yorumlarGobekli Tepe deki kazilara kadar bilim dunyasi gocebe kucuk gruplar halinde orgutlendigi dusunulen avci toplayici topluluklari oldukca basit standartlarda yorumlamistir Ancak kazilarda ortaya cikan bir kult merkezi olarak anitsal boyutlarda mimari buyuk tas yontular sembolik motifler ve stilize edilmis canlandirmalar en azindan bu bolgedeki topluluklarin oldukca geliskin ve cok yonlu bir sosyal yapiya sahip olmalari gerektigini gostermektedir Gobekli Tepe de ortaya cikarilan butun bu buluntular boylesi faaliyetleri gerceklestirebilmek icin kalabalik gruplari bir araya getirmekteki organizasyon geliskinliginin kisisel sanat becerilerin ve rituel itkilerin bir cesit sanat anlayisinin ve arayisinin varligini ortaya koymaktadir Bu bulgular isiginda bilim dunyasi avci toplayici topluluklarin sosyokulturel yapisi hakkindaki hakim gorusleri gozden gecirmek durumundadir Elde edilen sonuclari sembolizm uzerine genel kabul goren goruslerin de degismesine sebep olmustur Arkeolojinin bu konudaki geleneksel gorusu ancak tarim devriminin bkz Neolitik Devrim topluluklara bol ve guvenli besin kaynagi ve zaman sagladigini bu sayede anitsal bir mimari ve zengin bir sembolik anlatim gelistirebildikleri yonundeydi Ne var ki Gobekli Tepe yi yapanlarin tarimci topluluklar olmadigi anlasilmaktadir Bilim dunyasi avci toplayici gruplarin kucuk birimler oldugunu her gun besin saglamak icin ugrasmak zorunda kaldiklarini ve sadece o gunu kurtarabildiklerini kabul etmekteydi Bu gibi kult yapilarini insa etmek ve bu merkezleri amaclari yonunde kullanmak muhakkak kalabalik bir grup insani avciliktan ve toplayiciliktan bir sure icin de olsa cekmeyi gerektirmektedir Kazi baskani Klaus Schmidt ve ekibi tonlarca agirliktaki dikilitaslari kayalardan kesip cikarmak islemek yarim kilometreye yakin bir mesafeyi kat ederek Gobekli Tepe ye getirmek ve yapilari insa etmek icin en az 500 kisinin calismis olmasi gerektigini dusunuyorlar Her seyden once bu insanlarin beslenmesi gerekmektedir Bu durum goz onunde bulundurularak bu insanlarin ihtiyaci olan besin maddelerini saglama gereginin tarimi kesfetme yonunde bu topluluklari zorladigi ileri surulmektedir Gercekten de III Tabaka yapilarinin daha sonra ortulmesinde kullanilan dolgu yigini icinde buyuk sayilara ulasan miktarda hayvan kemikleri bulunmaktadir Bulunan hayvan kemigi parcalarinin sayisi 100 bini gecmektedir Bu durum Gobekli Tepe de cok fazla et tuketildigini gostermektedir Bu et tuketimi calisanlarin ihtiyacini karsilamanin yani sira burada duzenlenen rituellerde yapilan solenlerde cevreden gelen insanlarin ihtiyacini karsilamis olabilir hatta kurban torenlerinde kullanildigi da dusunulebilir Bu durum suphesiz insanlari daha genis besin kaynaklari aramaya itmistir Butun bunlar arkeolog Ian Hodder in sosyokulturel degismelerin tarimdan once gerceklestigi tezinde ifade bulmaktadir Bu baglamda Gobekli Tepe buluntularinin isiginda Neolitik Devrim in cekirdek bolgesinin Levant olmaktan cok Toroslar in guney etekleri olabilecegi sorgulanir olmustur Arkeologlarca uzerinde durulan diger bir konu da bu yapilarin insa edilmesinin gerektirdigi son derece karmasik organizasyonun avci toplayici topluluklarca nasil saglanabildigi konusudur Alman Arkeoloji Enstitusu nden Harald Hauptmann bu organizasyona dini liderlerin onderlik ettigini ileri surmektedir Bu durumda seckin bir tabakalasmanin bu toplumlarda ortaya cikmis oldugunu kabul etmek gerekmektedir Klaus Schmidt de Gobekli Tepe yi insa eden topluluklarin tabakali bir toplum oldugunu ifade etmektedir Halbuki bilim dunyasinda Gobekli Tepe ye kadar hakim olan bakis acisi karmasik dini uygulamalarin ve organizasyonun ancak tarimin hakim gecim tarzi oldugu topluluklarda ortaya ciktigi yonundeydi Ancak Gobekli Tepe bu yaklasimi sorgulanmak zorunda birakmaktadir Gercekten de bu denli anitsal yapilari ortaya cikaracak isgucunu cevredeki avci toplayici gruplardan alarak calistirmak ancak koklu bir inanc gecmisine dayanacaktir Diger taraftan ozellikle hayvan kabartmalarinda ister istemez dikkat ceken bir ustalik vardir Farkli bir ifadeyle sanat denebilecek bir usluplasma gorulmektedir Uzman bir sanatcinin elinden cikmis o uslubu bilen birilerinin yaptigi eserler olarak gorulmektedir Dolayisiyla bu sanat uslubunun uzun bir gecmisinin olmasi gerektigi ortadadir Diger taraftan Gobekli Tepe de bulunan bu sembollerin benzerleri fakat daha kucuk olcekli olarak Kuzey Irak ve Suriye ye kadar yayilan bir bolgede yurutulen arkeolojik kazilarda ortaya cikarilmistir Bu verilere dayanilarak Gobekli Tepe nin Neolitik Donem de kulturel etkilesim acisindan bir merkez oldugu ileri surulmektedir Duzenleme ve korumaArkeolojik alaninin koruyucu cadiri Gobekli Tepe 2863 sayili Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Kanunu nun korumasi altindadir Diyarbakir Kultur Varliklarini Koruma Bolge Kurulu Mudurlugu nun 27 09 2005 tarihli ve 422 numarali karariyla I Derece Arkeolojik Sit Alani olarak tescil edilmistir Gobekli Tepe de surdurulen kazi calismalarinin son birkac senelik uygulamasinda yapilarin ve bolgenin ortaya cikarildigi gibi korunmasina ve sergilenmesine yonelen calismalar gelistirilmistir Duvarlar ve dikilitaslar kumas elenmis toprak ahsap konstruksiyon ve tel orgu hatlariyla korunmaya calisilmaktadir Ancak yine de uzun donemde yagmaciligin ve dis cevre kosullarinin tehdidi buradaki yapilarin ve arkeolojik eserlerin ozel olarak korunmasini gerektirmektedir Bu gerekliligin bir cevabi olarak Kuresel Miraslar Fonu 2010 yilinda Gobekli Tepe nin korunmasi icin cok yillikli bir calisma programi yapilacagin aciklamistir Bu yondeki calismalarin Turkiye Cumhuriyeti Kultur ve Turizm Bakanligi Sanliurfa Belediyesi Alman Arkeoloji Enstitusu ve Alman Arastirma Fonu yla isbirligi icinde yurutulmesi ongorulmektedir Bu girisimde amaclanan ortaya cikarilan yapilarin ve cevresinin yonetimi icin yeterli bir duzenlemenin olusturulmasina uygun gelecek bir koruma planinin belirlenmesine sergilenecek eserlerin hava kosullarindan korunmasini saglayacak bir koruma ortusunun yapilmasina destek olmak ve gerekli girisimleri yapmaktir Bu cercevede proje ekibi icin gereken tesislerin ulasim hatlarinin ve park yerlerinin ziyaretci alanlarinin yapimi durumun gerektirdigi kadar genis anlamda turizm altyapisinin gelistirilmesi planlanmaktadir Tas TepelerGobeklitepe nin kesfinden sonra bolgede yapilan yuzey arastirmalarinda Neolitik caga ait bircok sit alani daha bulunmustur 2019 yilinda Karahantepe nin detayli arastirilmasi sonrasi Gobeklitepe nin benzersiz olmadigi bolgede benzer nitelikte bircok yerin oldugu ortaya cikti 2021 yilinda Gobeklitepe nin de dahil oldugu bu arkeolojik sit alani topluluguna Tas Tepeler diger adi Neolotik Cag Arastirmalari Projesi adi verildi Proje 2021 yilinda tanitilirken proje kapsamindaki arkeolojik sit alani sayisinin 12 oldugu proje baskani Necmi Karul un 2022 de katildigi bir soyleside 4 tane benzer sitin daha bulundugunu soyleyip Tas Tepeler in toplamda 16 arkeolojik sit alanindan olustugu belirtildi Bu arkeolojik sitlerinin buyuk kismi tepelik alanlarda oldugu icin projeye Tas Tepeler adi verildi Kaynakca kvmgm ktb gov tr 18 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Ocak 2023 a b c 5 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Haziran 2014 Haberler com 30 Haziran 2021 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Temmuz 2021 a b Clare Lee 12 Ekim 2020 Gobekli Tepe Turkey A brief summary of research at a new World Heritage Site 2015 2019 e Forschungsberichte Almanca 1 13 doi 10 34780 efb v0i2 1012 ISSN 2198 7734 3 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Ocak 2023 Sanliurfa Muzesi 15 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Temmuz 2016 a b c d e f Unesco World Heritage List The Archaeological Site of Gobeklitepe 31 Mart 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Haziran 2014 a b 25 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Haziran 2014 29 Kazi Sonuclari Toplantisi 2007 cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2006 Yili Raporu Sh 417 423 a b 32 Kazi Sonuclari Toplantisi 2010 Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2009 Yili Raporu Sh 214 a b c 2 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mart 2012 a b c whc unesco org 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Archaeological Site of Gobeklitepe Gobekli Tepe Ingilizce UNESCO 8 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Temmuz 2018 a b Haberturk Haberturk 3 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Ekim 2023 a b c d e TAY Yerlesme Donem Ayrintilari 2 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Haziran 2014 30 Kazi Sonuclari Toplantisi 2008 Cilt 3 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2007 Yili Raporu Sh 169 a b c d e Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Sh 241 Serap Ozdol Canak Comleksiz Neolitik Cagda Guneydogu Anadolu da Din ve Sosyal Yapi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 179 Serap Ozdol Sh 190 1 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mart 2012 a b c d urfakultur gov tr PDF 2 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 1 Haziran 2014 a b c d e f g 2 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Haziran 2014 O Dietrich C Koksal Schmidt J Notroff K Schmidt Establishing a Radiocarbon Sequence for Gobekli Tepe 8 Eylul 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 3 a b Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Sh 240 O Dietrich C Koksal Schmidt J Notroff K Schmidt Establishing a Radiocarbon Sequence for Gobekli Tepe 8 Eylul 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 40 a b c d 29 Kazi Sonuclari Toplantisi 2007 cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2006 Yili Raporu Sh 417 a b c Brian Haughton Gobekli Tepe The World s First Temple 3 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Klaus Schmidt Gobeklitepe Dunyanin Ilk Tapinagi 10 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde belgeseli Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Sh 239 240 O Dietrich C Koksal Schmidt J Notroff K Schmidt Once Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh 71 31 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2009 Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2008 Yili Raporu Sh 243 Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 242 Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 243 a b c 30 Haziran 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Haziran 2014 Kazi Sonuclari Raporlari O Dietrich C Koksal Schmidt J Notroff K Schmidt Establishing a Radiocarbon Sequence for Gobekli Tepe 8 Eylul 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 36 31 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 248 a b 32 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2009 Yili Raporu Sh 211 Serap Ozdol Canak Comleksiz Neolitik Cag da Guneydogu Anadolu da Din ve Sosyal Yapi 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 181 31 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 249 32 Kazi Sonuclari Toplantisi 2010 Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 211 212 33 Kazi Sonuclari Toplantisi cilt 3 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2011 Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2010 Yili Raporu Sh 322 Adrew Collins Gobekli Tepe Who Built It When and Why Sh 1 32 Kazi Sonuclari Toplantisi 2010 Cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 214 Andrew Collins Gobekli Tepe Sh 2 a b Once Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh 71 72 a b Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Sh 244 megalithic co uk 29 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Haziran 2014 a b Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Sh 245 a b Once Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh 72 Once Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh 70 71 a b Klaus Schmidt Gobekli Tepe the Stone Age Sanctuaries New results of ongoing excavations with a special focus on sculptures and high reliefs 31 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2010 Sh 246 30 Kazi Sonuclari Toplantisi 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 165 166 a b 30 Kazi Sonuclari Toplantisi 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 171 34 Kazi Sonuclari Toplantisi cilt 1 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2012 Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2011 Yili Raporu Sh 253 Tolga Fahri Cakmak Inanc Turizminde Gobekli Tepe nin Yeri olu kirik baglanti 33 Kazi Sonuclari Toplantisi 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 325 a b 29 Kazi Sonuclari Toplantisi 2007 cilt 2 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Klaus Schmidt Gobekli Tepe Kazisi 2006 Yili Raporu Sh 422 Klaus Schmidt 2000 Gobekli Tepe Southeastern Turkey A Preliminary Report on the 1995 1999 Excavations 25 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 47 48 a b Gresky J Haelm J amp Clare L 2017 Modified human crania from Gobekli Tepe provide evidence for a new form of Neolithic skull cult Science advances 3 6 e1700564 19 Aralik 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gobeklitepe Hakkinda Kapsamli Rehber Elcin Eksi bilimma com 16 Ocak 2020 19 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Ocak 2020 a b c d e Andrew Curry Seeking the Roots of Ritual 15 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d Sandra Scham The World s First Temple 8 Agustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Klaus Schmidt 2000 Gobekli Tepe Southeastern Turkey A Preliminary Report on the 1995 1999 Excavations 25 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 48 O Dietrich C Koksal Schmidt J Notroff K Schmidt Once Kutsal Alanlar Sonra Kentler Kuruldu Sh 76 Prof Dr Mehmet Ozdogan Gobeklitepe Dunyanin Ilk Tapinagi 10 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde belgeseli PDF 2 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 1 Haziran 2014 Gobekli Tepe Newsletter 2014 Sh 4 33 Kazi Sonuclari Toplantisi 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 328 Gobekli Tepe Project Summary PDF 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 1 Haziran 2014 PDF Bahattin Celik Turk Tarih Kurumu 8 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Karul Necmi 1 Ocak 2022 Sanliurfa Neolitik Cag Arastirmalari Projesi Tas Tepeler 2022 Arkeoloji ve sanat 169 Necmi Karul Soylesi Kultur Tarihi Mart 2022 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Gobeklitepe ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Kazilarda ortaya cikarilan yapi ve duvarlarin krokisi 25 Agustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce Unesco The Archaeological Site of Gobeklitepe31 Mart 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Die Schamanen von Gobekli Tepe 2 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Devami 5 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gobekli Tepe Die Suche nach dem Garten Eden 14 Agustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde National Geographic Fotograf galerisi 28 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde National Geographic Kisa bir belgesel 16 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde VideolarGobeklitepe The World s First Temple 2 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Gobekli Tepe Reconstructed 29 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce National Geographic 3D Toprak model rekonstruksiyonu 16 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Karl Schmidt roportaji 18 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce How Art Made the World 2 1 27 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Klaus Schmidt 2000 Gobekli Tepe Southeastern Turkey A Preliminary Report on the 1995 1999 Excavations 25 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kazi Sonuclari Toplantilari Raporlari 27 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Unesco World Heritage List The Archaeological Site of Gobeklitepe31 Mart 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Klaus Schmidt 2010