Karagöz ve Hacivat, taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayali denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkardır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.
Karagöz ve hacivat | |
---|---|
Karagöz ve Hacivat ile ilgili bilgiler | |
Ülke | Türkiye |
Kaynak | 00200 |
Bölge | Anadolu |
Tescil geçmişi | |
Tescil | 2009 (4. oturum) |
Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Halk bilimcileri Karagöz'ün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir. Bir diğer rivayet ise Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya'da bulunan köyünden demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ın neden olduğunu söyler. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen , ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Karagöz ve Hacivat tanınır.
Kökeni
17. yüzyılda son şeklini alan Karagöz gölge tiyatrosunun ne zaman Osmanlı topraklarına geldiğiyle ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden bazıları şunlardır:
- Birinci görüş: Padişah Yavuz Sultan Selim'in 1517 yılında Mısır’ı ele geçirmesinden sonra bu ülkeden Anadolu'ya gelmiştir. Sultan Selim, Memluk Sultanı Tomanbay’ın asılışının canlandırıldığı gölge oyununu seyretmiş ve çok beğenmiş. Sanatçıları İstanbul'a getirtmiş, bu sanatçılar da İstanbul'da başka sanatçıları yetiştirmişlerdir.
- İkinci görüş: Yahudiler tarafından İspanya ve Portekiz’den getirilmiştir.
- Üçüncü görüş: Anadolu'ya Cava Adalarından ve Hindistan’dan Çingeneler eliyle getirilmiştir. Buna dayanak olarak çingenelerin Anadolu'ya geliş tarihleri ile Karagöz'ün geliş tarihinin çakışması gösterilmektedir.
- Dördüncü görüş: Çin'den Moğollar'a geçen bu gölge oyununu Türkler de Anadolu'ya göçerken beraberlerinde getirmişlerdir. Orta Asya’da çadırlarda oynatılan ve "Çadır Hayal" ya da "Kolkorçak" adı verilen bir tür kukla oyunu ile Karagöz oyunu arasında büyük benzerlikler vardır. "Kolkorçak" sözü, Türkçede Korçok, Konçak gibi "çocuk" anlamına gelen yarım düzine kadar sözü çağrıştırmaktadır.
Tipler
"Karagöz ve Hacivat" oyunlarında, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan ve toplumun farklı sosyal ve ekonomik katmanlarından gelen tiplerle (kabadayılar, uyuşturucu müptelaları, engelliler vb), İmparatorluk şemsiyesi altında yaşayan çeşitli milletleri temsil eden tiplemelerin (Yahudi, Rum, Arap, Kürt, Acem, Arnavut vb.) hemen hepsi yer alır. Bu tiplemeler temsil ettikleri kitlenin en temel özellikleri (kılık, kıyafet, davranış biçimleri, şarkılar, danslar, maniler vb.) ile ön plana çıkarlar ve perdede göründükleri anda bu özellikleri (işaretleri) ile anında fark edilirler. Bu tiplemeler ve temel özellikleri şunlardır:
- "Karagöz": saçı olmayan başına “ışkırlak” adı verilen şapka giymektedir. Hiçbir zaman işleri düzgün gitmemiş ve gitmeyen Karagöz eğitim almamış cahil bir kişidir. Hacivat'ın ona bulduğu geçici işlerde çalışır. İçi dışı bir, olduğu gibi görünen, tepkilerini çabuk açığa vuran bir halk adamıdır. Halkın sağduyusunu temsil etmektedir. Merttir, cesurdur bu yüzden başı sürekli beladadır. Meraklı, patavatsız ve açık saçık konuşur. Bazen hile yaparak diğerlerini kandırmaya çalışır. Karısı ile sürekli didişir.
- "Hacivat": Yukarıya doğru kıvrık sivri bir sakalı olan Hacivat, kurnaz, içten pazarlıklı bir tiptir. Eğitim almış olduğu bellidir ve her konuda iyi kötü bilgi sahibidir. Herkesin nabzına göre şerbet verir. Karagöze göre daha kültürlü, aklı başında ve güvenilir bir tiptir. Arapça ve Farsça sözcükleri sıkça araya sokuşturduğu süslü bir dille konuşur. Bu nedenle Karagöz onun dediklerini çoğu zaman anlamaz ya da anlamazlıktan gelir. Oyunlardaki gülütler genelde bu söz oyunlarına ve yanlış anlaşılmalara dayanır.
- "Çelebi": İstanbul lehçesiyle konuşan kibar aile çocuğudur. Ailesinden kalan mirasla geçinir. İyi giyinip, güzel konuşur. Şiir okumasını sever.
- "Tiryaki": Uyuşturucu müptelası bir işsizdir. Bu nedenle hep uyuklar. Tütün, nargile, kahve, gibi keyif verici maddelere de düşkündür.
- "Beberuhi": Diğer adları “Altı kulaç” ve “pisbop”tur. Yılışık ve yaygaracı olan bu karakter hızlı hızlı konuşur, işi gürültüye getirir, sık sık ağlar.
- "Kayserili": Asıl adı Mayısoğlu olan karakter, Kayserili şivesiyle konuşur ve genellikle bakkal veya pastırmacı olarak perdede gözükür. Bir işareti de kolundaki yumurta sepetidir.
- "Kastamonulu": Asıl adı “Himmet Dayı” veya “Himmet Ağa” olan bu iri yarı adamın mesleği odunculuktur ve işareti elindeki baltasıdır. Kaba saba bir adamdır ve Kastamonu şivesiyle konuşur.
- "Laz": Tipik işareti elinde taşıdığı kemençedir. Hızlı konuşur, kimseye konuşma fırsatı vermez, çabuk öfkelenir, çabuk sakinleşir.
- "Kürt": Genellikle hamallık ya da bekçilik yapar, şiveli konuşur.
- "Acem" (Püser, Nöker): Ya İran’dan ya da Azerbaycan’dan gelmiştir. Mesleği genelde halıcılık, antikacılık ya da tefeciliktir. Bu zengin tip eğlenceye düşkündür ve etrafına para saçar.
- "Arap": İki farklı türü vardır, ya “Ak Arap” veya “Kara Arap” olarak perdede gözükür. Çoğunlukla halayık, uşak veya deveci rolündedir. Kına, kahve, fıstık satar. Ak Arap'ın diğer adları: Hacı Fitil, Hacı Kandil, Hacı Şamandıra'dır.
- "Arnavut" (Mestan Ağa, Bayram Ağa, Celo Ağa, Recep Ağa, Şaban Ağa, Ramazan Ağa): Bahçıvan, ciğerci, celep, korucu veya bozacı rolündedir. Cahil cesareti vardır. Çabuk öfkelenip hemen silahına davranır, bir kabadayı gibi davranır fakat sıkıyı görünce kaçar.
- "Rumelili" ("Muhacir"): Trakya şivesiyle konuşan ve adı çoğunlukla “Hüsmen Ağa” olan bu tip perdeye pehlivan ve arabacı olarak gelir. Güreşte yenilince mızıkçılık eder.
- "Yahudi" ("Çıfıt"): Korkak, yaygaracı ve geveze olan bu karakter eskici, sarraf veya tefeci olarak perdede gözükür. İnatçı ve pazarlıkçıdır.
- "Frenk" ("Rum"): Türkçe kelimelerin arasında sıklıkla Rumca kelimeler sarfeder. Mesleği çoğunlukla doktor, meyhaneci, terzi ya da tacirdir.
- "Ermeni": Müzik ve şiire düşkündür. Mesleği ya kuyumculuk ya da lağımcılıktır.
- "Çerkez": Başında kalpak ve belinde kılıç vardır.
- "Tuzsuz": Bu kabadayı tiplemesinin asıl adı "Tuzsuz Deli Bekir"dir. Kaba kuvvetine güvenir ve etrafındakilere sürekli çatar, gözdağı verir. Her an kavga çıkarmaya hazırdır.
- "Matiz": Rumca'da matiz sarhoş anlamına gelir. Elinde sürekli olarak şarap şişesi bulunan Matiz tasviri, sarhoş, külhanbeyi vb tipleriyle yaklaşık olarak aynıdır.
- "Zeybek": Adaletsizliğe, haksızlığa ve zulme uğrayanları korumak için halkın içinden çıkarak başkaldıran silahlı bir halk kahramanıdır. Eşkiyaya karşılık olarak da kullanılmaktadır.
- "Zenneler": Oyunun temasına göre farklı farklı rollerde gözükürler. Genelde az konuşurlar. Zenne Karagöz'ün karısı rolündeyse perdede gözükmez sadece sesi duyulur.
- "Çengi": Genelde oyunun sonunda ortaya çıkıp oynayan bu karakterin adı genelde “çengi kız” veya “Afet”tir.
- "Cazu": Uçmak ve insanları farklı kılıklara sokmak gibi doğaüstü yetenekleri olan yaratıklardır. Bir ejderin veya bir küpün üzerine binmişlerdir ve ellerinde yılan şeklinde kamçıları vardır.
- "Cin": Bir diğer doğaüstü bir yaratıktır.
Bunların dışında Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yaşamış her türlü tip perdede yerini almıştır. Bunlardan bazıları: "Rum", "Çingene" "Külhancı", "Pişekâr", "Kavuklu", "Kilci", "Tulumbacılar", "Bekçi", "İmam", "Haham", "Doktor", "Sünnetçi", "Bolulu Aşçı", "Hokkabaz", "Soytarı", "Curcunabazlar", "Köçek", "Cambaz", "Ayvaz Serkis", "Denyo", "Aşık Hasan", "İskele Kâhyası", "Seymenler", "Deliler", "Dansöz", "Bok Ana", "Hımhım", "Kekeme", "Fahişe", "Hermafrodit", "Canan", "Ferhat", "Tahir", "Yaşar (Karagöz'ün oğlu"), "Sivrikoz" (Hacivat'ın oğlu), Hacivat'ın kızı, Sirin'in annesi, Zühre'nin babası vb.
Tiplemelerin gruplandırılması
Karagöz tiplemeleri bazı sanat tarihçileri ve araştırmacılar tarafından kategorilere ayrılarak da incelenmiştir. Örnek olarak bu konuda çok geniş araştırmalar yapmış olan Metin And oyunlardaki tiplemeleri 11 sınıfta incelemiştir
- Eksen kişiler (Karagöz, Hacivat)
- Kadınlar (Zenneler, Kanlı Nigar, Salkım İnci, Karagöz'ün karısı, Hacivat'ın Kızı vs.)
- İstanbul ağzıyla konuşanlar (Çelebi, Tiryaki)
- Anadolulu kişiler (Bolulu, Kastamonulu, Kayserili)
- Anadolu dışından gelen kişiler (Kürt, Laz, Arnavut, Arap, Acem)
- Müslüman olmayan kişiler (Rum, Ermeni, Yahudi)
- Kusurlu ve ruh hastası olan kişiler (Kekeme, Kambur)
- Kabadayılar ve sarhoşlar (Matiz, Tuzsuz Deli Bekir, Sarhoş)
- Eğlendirici kişiler (Köçek, Çengi, Cambaz, Hokkabaz)
- Olağanüstü kişiler ve yaratıklar (Cazular, Cinler, Canan)
- Geçici, ikincil kişiler ve çocuklar (Çeyiz taşıyıcıları, Satıcılar vs.)
Bölümleri
Türk Gölge tiyatrosu olarak bilinen Karagöz-Hacivat oyunları dört bölümden oluşur. Bunlar:
- I. Mukaddime (Giriş, Öndeyiş veya Prolog): Bu başlangıç bölümünde kamıştan yapılmış Nareke adı verilen düdüğün çalınması eşliğinde göstermelik adı verilen ve genellikle bir ev ya da bitki benzeri bir manzara tasviri Küşteri Meydanı adı verilen perdenin aşağısından ağır ağır yukarıya doğru yükseltilir. Önce perdeye Hacivat gelir ve bir semai okuyarak Karagöz'ü davet eder. Karagöz de bu daveti kabul ederek Hacivat'la atışmaya başlarlar.
- II. Muhavere (Söyleşi veya Atışma): Bu bölümde Hacivat'la Karagöz birbirlerine bilmeceler sorarlar. Başlarından geçen bir olayı ya da gördükleri bir düşü gerçekmiş gibi anlatırlar.
- III. Fasıl (Oyun): Karagöz oyunlarının ana bölümü budur. Asıl konunun geliştiği bu bölümde oyunun konusuna göre diğer karakterler de oyuna dahil olurlar. Bu bölümün müzikleri arasında gazeller de önemli bir yer tutar. Karagöz’ü yaratan kişi olarak bilinen "Şeyh Küşteri"yi Pirleri olarak kabul eden Karagözcüler bu nedenle Karagöz perdesine de Küşteri Meydanı adını vermişlerdir. Perde gazellerinin hemen hepsinde de bu kişinin adını geçirirler. Örneğin “Hazret-i Sultan-i Orhan rahmetullah’tan beri/Yadigar-ı Şeyh Kuşteri becadır perdemiz” gibi.
- IV. Bitiş (Final, Epilog): Çok kısa olan bu bölümde konu bitmiş, olaylar çözülmüştür. Hacivat'ın Karagöz'e hitaben “Yıktın perdeyi eyledin viran/Varayım sahibine haber vereyim heman” şeklindeki repliği duyulduğunda seyirciye oyunun bittiği ilan edilmiş olur. Diğer görüntüler perdeden çekilirken en sonunda çengi gelir müzik eşliğinde oynar.
Karagöz gereçleri ve tekniği
Karagöz tasvirleri izleyiciyle buluşana dek pek çok aşamadan geçirilir. Tasvirler önce tabaklanmış derilere çizilir ve kesilir. Bıçaklarla tasvirin hatları deriye işlenir. Daha sonra doğal yada sentetik boyalarla renklendirme işlemi yapılır. Tasvirleri boyamak için zerdeçal, çivit otu, indigo, kırmız böceği, kokinella ve ceviz gibi geleneksel doğal boyalar kullanılabilir. Karagöz sanatında doğal boyaların önemli bir yeri vardır.
- Hayâli: Karagöz oynatan ustadır. Karagözü tek bir usta oynatır ve bütün mizansenleri o idare eder. Ses taklidi yapabilir. Şarkıları usûl içinde kalarak karikatürize edip perdedeki tiplere özel usûller üretir. Bazı şarkılar bazı tiplemelerle özdeşleşmiştir. Şarkı duyulduğunda seyirci o tipin perdeye geleceğini bilir. Karagöz ustası, "hayâli" unvanını uzun yıllar yanında "yardaklık" yaparak yetiştiği kendi ustasından alır.
- Yardak: Ustanın perde arkasındaki yardımcısıdır. Tef çalar, tasvirleri ustanın eline verir.
- Perde: Karagöz perdesi zaman zaman farklılıklar gösterse de genellikle 180x100 cm ebatlarındadır ve beyaz renklidir. İlk zamanlar, yani "Kâr-ı Kadîm" (eski) oyunlarda) perde basitçe iki duvar arasına iple gerilen bir basma kumaştan oluşmaktaydı ve 2 x 2,5m uzunluğundaydı. "Nev icad" (yeni) oyunlarda ise paravana şeklinde bir sahne oluşturularak beyaz renkli patiskadan, Ayna adı verilen bir perde kullanılmaktaydı. Bu yeni perdelerin ebatları 180x100 cm'ye küçültülmüştür. Perdeye, Karagöz'ü ilk oynattığı ileri sürülen Şeyh Küşteri'ye atfen Küşteri Meydanı adı da verilir.
- Peş tahtası: Perdenin altında bulunan bu tezgâh perdenin gerisine doğru uzanır ve üzerinde Karagöz ustasının kullanacağı "tasvirler", "nâreke", "tef", "ışık kaynağı" vb bu tezgâhın üzerinde hazır bulunur. Raf şeklindeki parçasına Destgâh da denir.
- Hayâl ağacı: Karagöz ustası perdede birden fazla tasviri idare etmeye çalışırken, yani her iki eli de tasvirlerin çubuklarıyla doluyken, perdede olması gereken üçüncü, dördüncü vb. tasvirleri perdeye yapışık (ve haliyle hareketsiz) tutmaya yarayan çatal biçimli destek gereci.
- Tasvirler: Perdede karakterlerin iki boyutlu şekillerine "tasvir" denir. Bunlar ışığı kısmen geçirebilen şeffaf materyallerden yapılırlar. Geleneksel yöntemde deve derisi kullanılmaktaydı. Bazen de tasvirler manda, düve, at, eşek ve keçi derisinden kesilirdi. Deve derisi köpek dışkısı (tüyleri dökmekte etkilidir, ancak taze değilse etkili olmaz) ve zırnıkla (sodyum sülfat) tabaklandıktan sonra gerilerek yavaşça kurutulur, camla kazınıp inceltilerek şeffaflığı arttırılır. Tiplemeler deri üzerine çizilip kesildikten sonra ışığı daha da geçirebilmesi için kontürler boyunca delikler açılır. Tasvirler zımparalanarak derinin içine işleyebilen, dayanıklı bitkisel kök boyalarla boyanırlar. Tasvirler genellikle 32–40 cm boyundadır, ancak en iri tasvir "Himmet"tir ve 50 cm boyundadır.
- Oynatma çubukları: Gürgen ağacından yapılır ve boyları 50-60 cm kadardır. Tasvirlere tutturularak onlara perdede hareket kazandırmak için kullanılırlar.
- Fırdöndü: Türk Karagözü yatay çubuklarla oynatıldığı için tasvirler tek yönlü hareket ederler, geri dönemezler. Bunu aşmak için bazen tasvirlerin sırtına deriden ufak bir yuva yapılır ve bir menteşe yardımı ile görüntünün sağa sola dönmesi sağlanır. Buna "fırdöndü" denmektedir.
- Göstermelik: Oyun başlamadan önce müzik eşliğinde perdede hareketsiz duran canlı veya cansız varlıkların tasvirleridir. Bunlar bir limon ağacı, çiçek demeti, gemi, denizkızı veya kedi olabilir. Ya da Zaloglu Rüstem'in dev ile savaşını gösteren bir resim konur. Bunların konuyla ilgisi olması gerekmez. Amaç seyircide bir merak uyandırmak ve onu birazdan başlayacak oyunun havasına sokmaktır.
- Işık kaynağı: Eski zamanlarda mum ışığı veya şem’a (bir tür yağ kandili) kullanılmaktaydı. Modern zamanlarda elektrik ampulleri kullanılmaktadır.
- Nâreke: Kamıştan yapılmış, kavala benzer bir tür düdüktür. Mukkaddime (giriş) bölümünde çalınır.
- Tef: Genelde Karagöz ustası (Hayâli)'nın yardımcısı (Yardak) tarafından çalınır. Oyundaki tefe dayren denilmektedir, tefi çalana ise dayrenbaz denilmektedir.
- Zil: Tefin kullanıldığı anlarda zil de kullanılmaktadır. Tef ve zilin bir arada olduğu "zilli tef" de kullanılan gereçlerden biriydi.
Karagöz oyunları
Yazılı bir metne dayanmayan yani doğaçlama (tulûat) sahnelenen ve bazıları halk efsanelerinden esinlenilen Karagöz oyunlarının otuz kadarı günümüze kadar gelmiştir. Genel olarak "Kâr-ı Kadîm" (eski oyunlar) ve "Nev icad" (yeni oyunlar) olarak iki ana gruba ayrılsalar da tamamının bugüne kalan metinleri Tanzimat sonrası döneme aittir. Belli başlı Karagöz oyunları şunlardır:
|
|
|
Karagöz'ün konuları
Karagöz oyunları yazılı bir metne dayanmazlar. Sözel olarak nesilden nesile aktarılan hikâyeler üzerinde zamanın şartlarına göre çeşitli eklemeler ve çıkartmalar yapılmıştır. Zaman içinde dekor ve kostümlerle karakterlerin davranış ve konuşma biçimlerinde değişiklikler olmuştur. Evliya Çelebi'nin aktardıklarından anlaşıldığına göre, bazı oyunların da değişmeden günümüze kadar gelebildiği anlaşılmaktadır. Bazı oyunlar ise sonradan uydurulmuştur. Hattâ A.Thalasso adlı bir yazar 1877 tarihli "Moliere en Turquie" ve 1888 tarihli "Le Molieriste" adlı eserlerinde bazı Karagöz oyunlarının Molière'in Cimri, Tartuffe, Scapin'in Dolapları adlı oyunlarından uyarlandığını bile ileri sürmüştü.
Karagöz oyunlarının ortak noktası çok karmaşık olmayan konularının önemsiz gündelik olaylar üzerine kurulu olmalarıdır. Ezbere dayanan bu "açık ve esnek formlu" konular Karagöz ustasının ("Hâyali") doğaçlamasıyla (tulûat) seyircinin tepkisi ve günün getirdiği şartlara göre her seferinde başka bir şekle bürünebilmekteydi. Bu nedenle Karagöz senaryolarının tam bir sınıflamasını yapmak zordur. Bunlardan bazıları kimi meslekleri (arzuhalciler, şairler, güreşçiler vb) hicvederken, bazıları da töreleri ve geleneksel ritüelleri (sünnet gibi) alaya alır. "Tımarhane" oyununda o devrin akıl hastaneleri gösterilirken dışarıda serbest gezenlerin hatta bu kurumlarda çalışan bazı hekimlerin de derhal bu hastanelere kapatılmaları gerektiği vurgulanır. Karagöz ve Hacivat çeşitli işlere girip çıkarlarken, "Hamam" ve "Bahçe" oyunlarında olduğu gibi, bazı mekânlara alınmamaları üzerinden ayrıcalıklı bir zümreyi hicvederler. "Ferhat ile Şirin", "Tahir ile Zühre" ve "Leyla ile Mecnun" gibi bazı Karagöz oyunları ise doğrudan sevilen halk hikâyeleri ve efsanelerinden alınmışlardır. Bu oyunlarda Karagöz ve Hacivat tüm güçleriyle sevenlerin kavuşmaları için çalışırlar. Özgün hikâye hangi diyarda geçerse geçsin, uyarlama oyunda olaylar hep Karagöz ve Hacivat'ın yaşadığı mahallede cereyan eder.
Yazıya dökülmüş Karagöz senaryolarının en kapsamlı koleksiyonu Almanya'dan gelerek 1933-1949 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde "Arapça ve Farsça kürsüsü"nde akademisyen olarak görev yapmış olan Profesör Hellmut Ritter tarafından derlenmişti. Saray kuklacısı Nazif Efendi'nin aktardıklarına dayanan ve hem Almanca hem Türkçe yazılan bu üç ciltlik eser (Hannover, 1924; Leipzig/İstanbul, 1941; Wiesbaden, 1963) baskısı tükendiği için 1968-1970 arasında Cevdet Kudret tarafından Türkiye'de yeniden yayımlanmıştır.
Musiki
Musiki Karagöz oyunlarının olmazsa olmazıdır ve başından beri her Karagöz oyununda mutlaka yer almıştır. Klasikleşmiş Karagöz oyunlarında kullanılan musiki eserleri çok geniş bir yelpaze oluşturur: Başta Osmanlı-Türk musikisinin değişik türleri olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış tüm etnik ve dini gruplara ait her tür müzik bu oyunlarda yerini bulmuştur. Karagöz bu yönüyle de birleştirici bir sanat ürünüydü. Karagöz musikisi sabit değildi ve yüzyıllar boyunca değişen toplumsal yapı ve musiki anlayışıyla paralel olarak değişiklikler göstermişti. Türk musikisine ait repertuvarlar daha çok 19. ve 20. yüzyıllara aittir. Son dönemlerde sadece Karagöz oyunları için bazı müzikler bestelenmiş olsa da, bir "tür" olarak "Karagöz musikisi"nden söz edilemez. Karagöz musikisine ait başlıca eserler musiki araştırmacısı Etem Ruhi Üngör tarafından titiz bir çalışma ile bir araya getirilerek yayımlanmıştır. Ağırbaşlı klasik eserlerden hafif şarkılara ve oyun havalarına kadar çok geniş bir yelpazeden oluşan repertuvar şu temel bölümler altında incelenebilir:
- Klasik Türk musikisinin kâr, , , semai, şarkı gibi beste şekilleri. Bunların arasında Itrî'den Sadullah Ağa'ya birçok klasik bestekârın eserleri vardır.
- Gazel ve taksimler.
- Şehir eğlence musikisine ait köçekçeler, ve oyun havaları.
- Anadolu ve Rumeli türküleri. Bolu türküsü, Harput türküsü vb. yöresel türküler.
- Güfteleri Arapça ve Yahudice olan şarkılar.
- Arnavut, Laz ve Kürt kültürlerine özgü ezgiler.
- Rum ve Ermeni kültürlerine özgü ezgiler.
- Çingene şarkıları.
- Vals, polka, opera aryası gibi Batı müziği parçaları.
Diğer ülkelerde Karagöz
Karagöz Osmanlı topraklarında olgunlaşmış bir gölge oyunudur. Ancak daha sonraları bu gölge tiyatrosu hem Osmanlı idaresinde yaşamış hem de bu imparatorlukla yakın kültürel bağları olan Orta Doğu'daki Arap ülkeleri ile Kuzey Afrika ve Balkan ülkelerinde de aynı derecede popüler olmuştu. Suriye, Mısır, Tunus, Cezayir ve Yunanistan Karagöz'ü alıp karakterlerini ve konularını yerelleştirerek kendi kültürlerine uyarlamışlardır. Diğer şehir ve ülkelerdeki bu yaygınlaşmanın bir nedeni de "agitprop" (ajitasyon (kışkırtma) ve propaganda) amaçlı kullanılmaya müsait olmasıydı. Örneğin Halep'teki oyunlar, 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan beri itibarı azalmış olan Yeniçeri Ocağı'nı hicvetmek için, Cezayir'de ise sömürgeci Fransızları aşağılamak amacıyla kullanılmıştı. Burada Fransız subayları perdede şeytan formunda betimlenmiş ve Karagöz'e devasa penis ile dövdürülmüştü. Doğal olarak bu gösteriler yasaklanmakta gecikmedi. Türk Karagözü'ne en çok benzeyen form Yunanistan'da ortaya çıkmıştır, Yunanistan'da işlenen gölge oyununun konusu ile birlikte Karaghiozis ve Hatziavatis olan isimlerinde de benzelikler bulunmaktadır.
Diğer ülkelerin gölge oyunları
"Gölge oyunları" ya da "gölge tiyatrosu" "Karagöz ve Hacivat"tan yüzyıllar önce ilk kez Çin'de ortaya çıkmış, buradan diğer Uzak Doğu ülkelerine yayılmış, oradan da İran, Mısır, Osmanlı İmparatorluğu yoluyla nihayet Avrupa'ya gelmişti. Bu yayılışı sırasında gösteriler, yörenin yaşam tarzları ve kültürlerine bağlı olarak form ve tarz değiştirmiştir. Bu ülkeler gölge tiyatrosunun ilk kez ortaya ortaya çıktığı zaman ve özelliklerine göre şöyle sıralanabilir:
- Çin: Gölge oyunlarının esasen Doğu ülkelerine özgü bir sanat olduğu ve bu sanatın ilk kez Çin İmparatorluğu'nda ortaya çıktığı söylenmektedir. Rivayete göre göre Han Hanedanı'ndan yedinci imparator Wu Ti MÖ 121 yılında çok sevdiği karısının zamansız ölümü üzerine büyük bir üzüntüye kapılmış ve devlet işlerini ihmal etmeye başlamıştı. Bu sırada Şav Wong adlı bir Çinli İmparatorun üzüntüsünü hafifletmek için ölen karısının hayalini bir perde arkasından ona gösterebileceğini söyler. Bu saray sanatçısı eşek derisinden ve renkli kumaşlardan yaptığı tasvirlerle ipek bir perde arkasından ses taklitleri eşliğinde imparatora ilk gösterisini sunar. Genelde saraylarda gösterim şansı bulan Çin gölge oyunları tarihi olaylar üzerine kuruludur ve bu temsillerde genellikle aristokrasi betimlenir.
- Hindistan: Dinsel temalara ağırlık verilen Hint gölge oyunları konularını Mahabharata ve Ramayana gibi ulusal Hint destanlarından alıyordu. Batı'da "danseden tanrılar" olarak da bilinen Hint gölge oyunları ilk kez 16. yüzyılda ortaya çıkmışlardır. Gösteriler Hinduizm'de kuklaların koruyucu tanrısı Şiva'nın tapınaklarının etrafında yapılıyordu.
- Endonezya (Cava): Konularını tarihi Cava destanlarından alan bu gölge tiyatrosu "wayang kulit" olarak anılmaktadır. Cava dilinde wayang ruh, kulit de kuklaların yapıldığı bizon derisi anlamına gelir. Temsiller Gamelan müziği eşliğinde yapılmaktadır. UNESCO 2003'te "wayang kulit"i "Manevi Kültürel Miras Listesi"ne aldı. ("Karagöz ve Hacivat" da aynı listeye 2009'da girecektir). Bali’ye, Siyam’a, Malaya ve Birmanya’ya da buradan geçti.
- Malezya: Gölge tiyatrosuna Endonezya'da olduğu gibi bu bölgede de "wayang kulit" denilmektedir. Oyunlar konularını mitolojik ve töreye dayalı öykülerden almaktaydı ve sonunda mutlaka ahlâki bir kıssa bulunmaktaydı. Oyunlara Gamelan müziği eşlik etmekteydi.
- Tayland (Siyam): Gölge oyunlarına bu diyarda "Nang Yai" adı verilmektedir. Figürler meşin ve duvar yosunundan yapılmaktaydılar. Perdedeki görüntülere şarkılar ve ilâhiler eşlik ederdi. Nang dramaları Tayland sinemasına da ilham vermiştir.
- Mısır: "Karagöz ve Hacivat"ın 16. yüzyılda Osmanlı topraklarından Mısır'a geldiği şeklindeki görüş ağır basmaktadır.
- İtalya: Avrupa'da ilk kez 17. yüzyılda bu ülkede görüldü. Diğer Avrupa ülkelerine de buradan yayıldı.
- Fransa: En çok ilgi gördüğü ve önemsendiği Fransa'da "Ombre Chinoises" (Çin gölgeleri) olarak adlandırılan bu oyunlar tiyatronun bir dalı olarak kabul edildi, kabarelerde gösterildi, üzerine eserler yazıldı.
Sahte folklor
"Fakelore" sözcüğü, halk bilimi çalışmaları anlamına gelen "folklor" ve İngilizce sahte, uydurma anlamlarına gelen "fake"den türetilmiş bir sözcüktür. 1950'lerde ABD'de Richard Mercer Dorson tarafından ortaya atılan bu kavram, sahte ya da uydurma eserlerin geçmişte gerçekten varmış gibi sunulmasıdır. Bilimsel kanıtlara dayanmadan, otantik sözlü gelenek ürünü bazı metinlerin folklorik ürünler olarak ortaya konması “sahte folklor”, "folklorismus", “icat edilmiş gelenek” ya da "fakelore" kavramlarıyla tarif edilmektedir.
16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim döneminde muhtemelen Mısır'dan Osmanlı'ya gelen ve bir yüzyıl içinde yerelleşerek Türk kültürüne eklemlenen Karagöz, geleneksel tiyatronun bir parçası olduğu için sabit metinlere değil büyük ölçüde tulûata dayanır ve bilinen otuz kadar oyun mekâna, duruma ve zamana göre uzatılır veya kısaltılır. Sonraki yüzyıllarda tekniği ve konularında yeniliklere gidilmiş olmakla birlikte geleneksel yapısında fazla bir değişiklik olmamıştır. Ancak 1941 yılında "tek partili dönem" sırasında iktidar tarafından ısmarlama olarak yazdırılan yedi adet "Karagöz-Hacivat" senaryosunun "Fakelore" kapsamında ele alınması gerektiği ileri sürülmüştür. Bu ısmarlama senaryoların, halk tarafından sevilen folklorik kitapların yeni gereksinimler doğrultusunda düzeltilmesi ve modernleştirilmesini isteyen 1937 tarihli bir İçişleri Bakanlığı genelgesine dayandırıldığı iddia edilmiştir. Pertev Naili Boratav'ın 1988 tarihli "Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği" kitabında aktardığına göre, böyle yapıldığında halka sevdiği kitaplar ve tiplemeler aracılığıyla telkinlerde bulunma, ahlâk dersleri verme imkânı bulunulabilecekti. Boratav bu yöntemin Walt Disney tarafından yaratılmış Miki Fare karakteri vasıtasıyla Batı dünyası tarafından da denendiğini belirtmiştir.
Bu proje kapsamında dönemin iktidarı tarafından ısmarlama yazdırılan ve 1941'de yayımlanan yedi Karagöz hikâyesi ve yazarları şunlardır:
- "Karagöz’ün Köy Muhtarlığı" - İsmail Hakkı Baltacıoğlu
- "Köylü Evlenmesi" - İsmail Hakkı Baltacıoğlu
- "Keloğlan" -
- "Dağdeviren" - Rahmi Balaban
- "Deli Dumrul" - Rahmi Balaban
- "İyilik Eden İyilik Bulur" - Hayalî Küçük Ali
- "Tayyare Sefası" - Hayalî Küçük Ali
Vergi muafiyeti sorunu
2012 yılı Haziran ayında Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle "sedef kakmacılık", "bastonculuk", "keçecilik", "çinicilik", "el dokumacılığı" gibi geleneksel, kültürel ve sanat değeri olan bir düzine “kaybolmaya yüz tutmuş mesleğe” vergi muafiyeti getirilmişti. Bu meslekler listesinde yer almayan Kukla yapımcılığı ve oynatımı ile uğraşan bir vatandaşın 2013 yılında "Maliye Bakanlığı"na yaptığı bireysel başvurusuna cevaben bakanlık, "Karagöz ve Hacivat yapımı ve oynatımı" mesleğini “kaybolmaya yüz tutmuş meslekler” arasında kabul etmediğini ve vergi muafiyeti tanınamayacağını belirtmiştir (Maliye Bakanlığı’nın 07.03.2013 tarih ve 38418978-120[9-12/117]-202 sayılı özelgesi).
Notlar
Arkeolog Ekrem Akurgal 1984 yılında Yeni Gündem dergisinden Murat Belge'ye Türk Kültürü ile ilgili verdiği röportajda, hiçbir sanatın kendinden önceki ya da çevresindeki sanatın etkisinde kalmamış olamayacağını vurguladıktan sonra, kültürel devamlılığın folklorik türüne bir örnek olarak Karagöz'ün başındaki ışkırlağın tıpkı Mevlevi külahı gibi Hititler'den kalma olduğunu söylemiş, bu bilginin kitaplarında da yer aldığını eklemişti.
Ayrıca bakınız
İlgili kitaplar
- "100 Soruda Türk Halk Edebiyatı," Pertev Naili Boratav, Koç Kitaplığı, 2003.
- "Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği", Pertev Naili Boratav, Adam Yayınları, İstanbul, 1988.
- "Önemli Bir Kültür Mirası: Karagöz", Yıktın Perdeyi Eğledin Virân, Metin And, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004.
- "Dünkü Karagöz",Uğur Göktaş, Akademi Kitabevi, İzmir, 1992.
- "Karagöz Akademisi", Şahin Koçak, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2009.
- "Karagöz Musikisi", Etem Ruhi Alper, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1989.
- "Karagöz Perde Gazelleri", Ünver Oral, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1996.
- "Karagöz", Sabri Esat Siyavuşgil, Saim Toraman Basımevi, Ankara, 1955.
- "Karagöz Topkapı Sarayındaki Tasvirleriyle", Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2000.
- "Karagöz", Muhittin Sevilen (Hayalî Küçük Ali), Kültür Bakanlığı Yayınları, 1969.
Kaynakça
- ^ Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü 2 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Phoenix yayınları. İstanbul, 2009 s
- ^ . unima.org.tr. 13 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2013.
- ^ Mevlüt Özhan. . UNIMA Türkiye. 12 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2013.
- ^ a b . karagoz.net. 5 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2013.
- ^ Mevlüt Özhan. . UNIMA Türkiye. 13 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2013.
- ^ . Milli Kütüphane. 8 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2013.
- ^ . karagozevi.com. 14 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2013.
- ^ . karagoz.net. 8 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2013.
- ^ . karagoz.net. 18 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2013.
- ^ a b c And, Metin (1975). Karagöz, Turkish Shadow Theatre. Dost Yayınları. ss. 86-90.
- ^ Ahmed Ateş. . www.onlinearabic.net. 27 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mayıs 2013.
- ^ . www.karagoz.net. 8 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2013.
- ^ . ozer-rayman. 31 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ "Lists of intangible cultural heritage and Register of best safeguarding practices" (İngilizce). unesco.org. 2 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Mayıs 2013.
- ^ . nkfu.com. 27 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2013.
- ^ a b Oğuz Güven. (PDF). millifolklor.com. 8 Ekim 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2013.
- ^ . ekonomiekibi.com. 27 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2013.
- ^ Akurgal, Ekrem; Belge, Murat (1984). "Ekrem Akurgal'la Türk Kültürü Üzerine". . 1 (7). İletişim Yayınları. s. 35.
Dış bağlantılar
- Bursa BBB Karagöz Müzesi27 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Karagoz ve Hacivat taklide ve karsilikli konusmaya dayanan iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatilan golge oyunudur Karagoz oynaticisina kurgusal hayali denir Yardimcilari cirak yardak dayrezen sandikkardir Oyunda konusmalarin degismesi bas hareketleriyle yapilir Karagoz ve hacivatUNESCO Somut Olmayan Kulturel MirasiKaragoz ve Hacivat ile ilgili bilgilerUlkeTurkiyeKaynak00200BolgeAnadoluTescil gecmisiTescil2009 4 oturum Bu iki karakterin gercekten yasayip yasamadigi yasadiysa nerede nasil yasadigi kesin olarak bilinmemektedir Anlatilanlar rivayete dayanir zira gercekten yasamis olsalar bile buyuk ihtimalle bahsedilen donemde tarih kitaplarina girecek kadar onemli bulunmamislardir Halk bilimcileri Karagoz un bazi oyunlarda Cingene oldugunu kendi agziyla itiraf etmesi Bulgar gaydasi calmasi ve Evliya Celebi nin tanikligina dayanarak Bizans imparatoru Konstantin in Cingene seyisi Sofyozlu Bali Celebi oldugunu ileri surmektedir Bir diger rivayet ise Haci Ivaz Aga ya da halka mal olan adiyla Hacivat ve Trakya da bulunan koyunden demirci ustasi Karagoz Orhan Gazi devrinde Bursa da yasamis cami yapiminda calisan iki iscidir Kendileri calismadiklari gibi diger iscilerin de calismasini engellemektedirler Orhan Gazi nin cami vaktinde bitmezse kelleni alirim dedigi cami mimari caminin vaktinde bitmemesine Karagoz ve Hacivat in neden oldugunu soyler Bunun uzerine bu ikili baslari kesilerek idam edilir Karagoz ve Hacivat i cok seven ve olumlerine cok uzulen olumlerinin ardindan kuklalarini yaparak perde arkasindan oynatmaya baslar Bu sayede Karagoz ve Hacivat taninir Kokeni17 yuzyilda son seklini alan Karagoz golge tiyatrosunun ne zaman Osmanli topraklarina geldigiyle ilgili farkli gorusler ileri surulmustur Bu goruslerden bazilari sunlardir Birinci gorus Padisah Yavuz Sultan Selim in 1517 yilinda Misir i ele gecirmesinden sonra bu ulkeden Anadolu ya gelmistir Sultan Selim Memluk Sultani Tomanbay in asilisinin canlandirildigi golge oyununu seyretmis ve cok begenmis Sanatcilari Istanbul a getirtmis bu sanatcilar da Istanbul da baska sanatcilari yetistirmislerdir Ikinci gorus Yahudiler tarafindan Ispanya ve Portekiz den getirilmistir Ucuncu gorus Anadolu ya Cava Adalarindan ve Hindistan dan Cingeneler eliyle getirilmistir Buna dayanak olarak cingenelerin Anadolu ya gelis tarihleri ile Karagoz un gelis tarihinin cakismasi gosterilmektedir Dorduncu gorus Cin den Mogollar a gecen bu golge oyununu Turkler de Anadolu ya gocerken beraberlerinde getirmislerdir Orta Asya da cadirlarda oynatilan ve Cadir Hayal ya da Kolkorcak adi verilen bir tur kukla oyunu ile Karagoz oyunu arasinda buyuk benzerlikler vardir Kolkorcak sozu Turkcede Korcok Koncak gibi cocuk anlamina gelen yarim duzine kadar sozu cagristirmaktadir TiplerPTT idaresi Karagoz temali iki seri pul basmisti Ust sirada 1967 tarihli Turizm Yili serisinden 2 pulda Karagoz ve Hacivat tasviri yer aliyor Alt sirada 2007 tarihli Kultur Varliklarimiz serisinden 3 pulda Hacivat Karagoz Tuzsuz Deli Bekir Efe Tiryaki ve Celebi tasvirleri goruluyor Karagoz ve Hacivat oyunlarinda Osmanli Imparatorlugu nda yasayan ve toplumun farkli sosyal ve ekonomik katmanlarindan gelen tiplerle kabadayilar uyusturucu muptelalari engelliler vb Imparatorluk semsiyesi altinda yasayan cesitli milletleri temsil eden tiplemelerin Yahudi Rum Arap Kurt Acem Arnavut vb hemen hepsi yer alir Bu tiplemeler temsil ettikleri kitlenin en temel ozellikleri kilik kiyafet davranis bicimleri sarkilar danslar maniler vb ile on plana cikarlar ve perdede gorundukleri anda bu ozellikleri isaretleri ile aninda fark edilirler Bu tiplemeler ve temel ozellikleri sunlardir Bursa Karagoz Muzesi nde sergilenen bazi tasvirler Karagoz saci olmayan basina iskirlak adi verilen sapka giymektedir Hicbir zaman isleri duzgun gitmemis ve gitmeyen Karagoz egitim almamis cahil bir kisidir Hacivat in ona buldugu gecici islerde calisir Ici disi bir oldugu gibi gorunen tepkilerini cabuk aciga vuran bir halk adamidir Halkin sagduyusunu temsil etmektedir Merttir cesurdur bu yuzden basi surekli beladadir Merakli patavatsiz ve acik sacik konusur Bazen hile yaparak digerlerini kandirmaya calisir Karisi ile surekli didisir Hacivat Yukariya dogru kivrik sivri bir sakali olan Hacivat kurnaz icten pazarlikli bir tiptir Egitim almis oldugu bellidir ve her konuda iyi kotu bilgi sahibidir Herkesin nabzina gore serbet verir Karagoze gore daha kulturlu akli basinda ve guvenilir bir tiptir Arapca ve Farsca sozcukleri sikca araya sokusturdugu suslu bir dille konusur Bu nedenle Karagoz onun dediklerini cogu zaman anlamaz ya da anlamazliktan gelir Oyunlardaki gulutler genelde bu soz oyunlarina ve yanlis anlasilmalara dayanir Celebi Istanbul lehcesiyle konusan kibar aile cocugudur Ailesinden kalan mirasla gecinir Iyi giyinip guzel konusur Siir okumasini sever Tiryaki Uyusturucu muptelasi bir issizdir Bu nedenle hep uyuklar Tutun nargile kahve gibi keyif verici maddelere de duskundur Beberuhi Diger adlari Alti kulac ve pisbop tur Yilisik ve yaygaraci olan bu karakter hizli hizli konusur isi gurultuye getirir sik sik aglar Kayserili Asil adi Mayisoglu olan karakter Kayserili sivesiyle konusur ve genellikle bakkal veya pastirmaci olarak perdede gozukur Bir isareti de kolundaki yumurta sepetidir Kastamonulu Asil adi Himmet Dayi veya Himmet Aga olan bu iri yari adamin meslegi odunculuktur ve isareti elindeki baltasidir Kaba saba bir adamdir ve Kastamonu sivesiyle konusur Laz Tipik isareti elinde tasidigi kemencedir Hizli konusur kimseye konusma firsati vermez cabuk ofkelenir cabuk sakinlesir Kurt Genellikle hamallik ya da bekcilik yapar siveli konusur Acem Puser Noker Ya Iran dan ya da Azerbaycan dan gelmistir Meslegi genelde halicilik antikacilik ya da tefeciliktir Bu zengin tip eglenceye duskundur ve etrafina para sacar Arap Iki farkli turu vardir ya Ak Arap veya Kara Arap olarak perdede gozukur Cogunlukla halayik usak veya deveci rolundedir Kina kahve fistik satar Ak Arap in diger adlari Haci Fitil Haci Kandil Haci Samandira dir Arnavut Mestan Aga Bayram Aga Celo Aga Recep Aga Saban Aga Ramazan Aga Bahcivan cigerci celep korucu veya bozaci rolundedir Cahil cesareti vardir Cabuk ofkelenip hemen silahina davranir bir kabadayi gibi davranir fakat sikiyi gorunce kacar Rumelili Muhacir Trakya sivesiyle konusan ve adi cogunlukla Husmen Aga olan bu tip perdeye pehlivan ve arabaci olarak gelir Gureste yenilince mizikcilik eder Yahudi Cifit Korkak yaygaraci ve geveze olan bu karakter eskici sarraf veya tefeci olarak perdede gozukur Inatci ve pazarlikcidir Frenk Rum Turkce kelimelerin arasinda siklikla Rumca kelimeler sarfeder Meslegi cogunlukla doktor meyhaneci terzi ya da tacirdir Ermeni Muzik ve siire duskundur Meslegi ya kuyumculuk ya da lagimciliktir Cerkez Basinda kalpak ve belinde kilic vardir Tuzsuz Bu kabadayi tiplemesinin asil adi Tuzsuz Deli Bekir dir Kaba kuvvetine guvenir ve etrafindakilere surekli catar gozdagi verir Her an kavga cikarmaya hazirdir Matiz Rumca da matiz sarhos anlamina gelir Elinde surekli olarak sarap sisesi bulunan Matiz tasviri sarhos kulhanbeyi vb tipleriyle yaklasik olarak aynidir Zeybek Adaletsizlige haksizliga ve zulme ugrayanlari korumak icin halkin icinden cikarak baskaldiran silahli bir halk kahramanidir Eskiyaya karsilik olarak da kullanilmaktadir Zenneler Oyunun temasina gore farkli farkli rollerde gozukurler Genelde az konusurlar Zenne Karagoz un karisi rolundeyse perdede gozukmez sadece sesi duyulur Cengi Genelde oyunun sonunda ortaya cikip oynayan bu karakterin adi genelde cengi kiz veya Afet tir Cazu Ucmak ve insanlari farkli kiliklara sokmak gibi dogaustu yetenekleri olan yaratiklardir Bir ejderin veya bir kupun uzerine binmislerdir ve ellerinde yilan seklinde kamcilari vardir Cin Bir diger dogaustu bir yaratiktir Bunlarin disinda Osmanli imparatorlugu sinirlari icinde yasamis her turlu tip perdede yerini almistir Bunlardan bazilari Rum Cingene Kulhanci Pisekar Kavuklu Kilci Tulumbacilar Bekci Imam Haham Doktor Sunnetci Bolulu Asci Hokkabaz Soytari Curcunabazlar Kocek Cambaz Ayvaz Serkis Denyo Asik Hasan Iskele Kahyasi Seymenler Deliler Dansoz Bok Ana Himhim Kekeme Fahise Hermafrodit Canan Ferhat Tahir Yasar Karagoz un oglu Sivrikoz Hacivat in oglu Hacivat in kizi Sirin in annesi Zuhre nin babasi vb Tiplemelerin gruplandirilmasi Karagoz tiplemeleri bazi sanat tarihcileri ve arastirmacilar tarafindan kategorilere ayrilarak da incelenmistir Ornek olarak bu konuda cok genis arastirmalar yapmis olan Metin And oyunlardaki tiplemeleri 11 sinifta incelemistir Eksen kisiler Karagoz Hacivat Kadinlar Zenneler Kanli Nigar Salkim Inci Karagoz un karisi Hacivat in Kizi vs Istanbul agziyla konusanlar Celebi Tiryaki Anadolulu kisiler Bolulu Kastamonulu Kayserili Anadolu disindan gelen kisiler Kurt Laz Arnavut Arap Acem Musluman olmayan kisiler Rum Ermeni Yahudi Kusurlu ve ruh hastasi olan kisiler Kekeme Kambur Kabadayilar ve sarhoslar Matiz Tuzsuz Deli Bekir Sarhos Eglendirici kisiler Kocek Cengi Cambaz Hokkabaz Olaganustu kisiler ve yaratiklar Cazular Cinler Canan Gecici ikincil kisiler ve cocuklar Ceyiz tasiyicilari Saticilar vs BolumleriTurk Golge tiyatrosu olarak bilinen Karagoz Hacivat oyunlari dort bolumden olusur Bunlar I Mukaddime Giris Ondeyis veya Prolog Bu baslangic bolumunde kamistan yapilmis Nareke adi verilen dudugun calinmasi esliginde gostermelik adi verilen ve genellikle bir ev ya da bitki benzeri bir manzara tasviri Kusteri Meydani adi verilen perdenin asagisindan agir agir yukariya dogru yukseltilir Once perdeye Hacivat gelir ve bir semai okuyarak Karagoz u davet eder Karagoz de bu daveti kabul ederek Hacivat la atismaya baslarlar II Muhavere Soylesi veya Atisma Bu bolumde Hacivat la Karagoz birbirlerine bilmeceler sorarlar Baslarindan gecen bir olayi ya da gordukleri bir dusu gercekmis gibi anlatirlar III Fasil Oyun Karagoz oyunlarinin ana bolumu budur Asil konunun gelistigi bu bolumde oyunun konusuna gore diger karakterler de oyuna dahil olurlar Bu bolumun muzikleri arasinda gazeller de onemli bir yer tutar Karagoz u yaratan kisi olarak bilinen Seyh Kusteri yi Pirleri olarak kabul eden Karagozculer bu nedenle Karagoz perdesine de Kusteri Meydani adini vermislerdir Perde gazellerinin hemen hepsinde de bu kisinin adini gecirirler Ornegin Hazret i Sultan i Orhan rahmetullah tan beri Yadigar i Seyh Kusteri becadir perdemiz gibi IV Bitis Final Epilog Cok kisa olan bu bolumde konu bitmis olaylar cozulmustur Hacivat in Karagoz e hitaben Yiktin perdeyi eyledin viran Varayim sahibine haber vereyim heman seklindeki repligi duyuldugunda seyirciye oyunun bittigi ilan edilmis olur Diger goruntuler perdeden cekilirken en sonunda cengi gelir muzik esliginde oynar Karagoz gerecleri ve teknigiKaragoz tasvirleri izleyiciyle bulusana dek pek cok asamadan gecirilir Tasvirler once tabaklanmis derilere cizilir ve kesilir Bicaklarla tasvirin hatlari deriye islenir Daha sonra dogal yada sentetik boyalarla renklendirme islemi yapilir Tasvirleri boyamak icin zerdecal civit otu indigo kirmiz bocegi kokinella ve ceviz gibi geleneksel dogal boyalar kullanilabilir Karagoz sanatinda dogal boyalarin onemli bir yeri vardir Hayali Karagoz oynatan ustadir Karagozu tek bir usta oynatir ve butun mizansenleri o idare eder Ses taklidi yapabilir Sarkilari usul icinde kalarak karikaturize edip perdedeki tiplere ozel usuller uretir Bazi sarkilar bazi tiplemelerle ozdeslesmistir Sarki duyuldugunda seyirci o tipin perdeye gelecegini bilir Karagoz ustasi hayali unvanini uzun yillar yaninda yardaklik yaparak yetistigi kendi ustasindan alir Yardak Ustanin perde arkasindaki yardimcisidir Tef calar tasvirleri ustanin eline verir Perde Karagoz perdesi zaman zaman farkliliklar gosterse de genellikle 180x100 cm ebatlarindadir ve beyaz renklidir Ilk zamanlar yani Kar i Kadim eski oyunlarda perde basitce iki duvar arasina iple gerilen bir basma kumastan olusmaktaydi ve 2 x 2 5m uzunlugundaydi Nev icad yeni oyunlarda ise paravana seklinde bir sahne olusturularak beyaz renkli patiskadan Ayna adi verilen bir perde kullanilmaktaydi Bu yeni perdelerin ebatlari 180x100 cm ye kucultulmustur Perdeye Karagoz u ilk oynattigi ileri surulen Seyh Kusteri ye atfen Kusteri Meydani adi da verilir Pes tahtasi Perdenin altinda bulunan bu tezgah perdenin gerisine dogru uzanir ve uzerinde Karagoz ustasinin kullanacagi tasvirler nareke tef isik kaynagi vb bu tezgahin uzerinde hazir bulunur Raf seklindeki parcasina Destgah da denir Hayal agaci Karagoz ustasi perdede birden fazla tasviri idare etmeye calisirken yani her iki eli de tasvirlerin cubuklariyla doluyken perdede olmasi gereken ucuncu dorduncu vb tasvirleri perdeye yapisik ve haliyle hareketsiz tutmaya yarayan catal bicimli destek gereci Tasvirler Perdede karakterlerin iki boyutlu sekillerine tasvir denir Bunlar isigi kismen gecirebilen seffaf materyallerden yapilirlar Geleneksel yontemde deve derisi kullanilmaktaydi Bazen de tasvirler manda duve at esek ve keci derisinden kesilirdi Deve derisi kopek diskisi tuyleri dokmekte etkilidir ancak taze degilse etkili olmaz ve zirnikla sodyum sulfat tabaklandiktan sonra gerilerek yavasca kurutulur camla kazinip inceltilerek seffafligi arttirilir Tiplemeler deri uzerine cizilip kesildikten sonra isigi daha da gecirebilmesi icin konturler boyunca delikler acilir Tasvirler zimparalanarak derinin icine isleyebilen dayanikli bitkisel kok boyalarla boyanirlar Tasvirler genellikle 32 40 cm boyundadir ancak en iri tasvir Himmet tir ve 50 cm boyundadir Oynatma cubuklari Gurgen agacindan yapilir ve boylari 50 60 cm kadardir Tasvirlere tutturularak onlara perdede hareket kazandirmak icin kullanilirlar Firdondu Turk Karagozu yatay cubuklarla oynatildigi icin tasvirler tek yonlu hareket ederler geri donemezler Bunu asmak icin bazen tasvirlerin sirtina deriden ufak bir yuva yapilir ve bir mentese yardimi ile goruntunun saga sola donmesi saglanir Buna firdondu denmektedir Gostermelik Oyun baslamadan once muzik esliginde perdede hareketsiz duran canli veya cansiz varliklarin tasvirleridir Bunlar bir limon agaci cicek demeti gemi denizkizi veya kedi olabilir Ya da Zaloglu Rustem in dev ile savasini gosteren bir resim konur Bunlarin konuyla ilgisi olmasi gerekmez Amac seyircide bir merak uyandirmak ve onu birazdan baslayacak oyunun havasina sokmaktir Isik kaynagi Eski zamanlarda mum isigi veya sem a bir tur yag kandili kullanilmaktaydi Modern zamanlarda elektrik ampulleri kullanilmaktadir Nareke Kamistan yapilmis kavala benzer bir tur duduktur Mukkaddime giris bolumunde calinir Tef Genelde Karagoz ustasi Hayali nin yardimcisi Yardak tarafindan calinir Oyundaki tefe dayren denilmektedir tefi calana ise dayrenbaz denilmektedir Zil Tefin kullanildigi anlarda zil de kullanilmaktadir Tef ve zilin bir arada oldugu zilli tef de kullanilan gereclerden biriydi Karagoz oyunlariYazili bir metne dayanmayan yani dogaclama tuluat sahnelenen ve bazilari halk efsanelerinden esinlenilen Karagoz oyunlarinin otuz kadari gunumuze kadar gelmistir Genel olarak Kar i Kadim eski oyunlar ve Nev icad yeni oyunlar olarak iki ana gruba ayrilsalar da tamaminin bugune kalan metinleri Tanzimat sonrasi doneme aittir Belli basli Karagoz oyunlari sunlardir Aptal Bekci Bahce Balik Bursali Leyla Buyuk Evlenme Cambazlar Cazular Cincilik Eczane Ferhat ile Sirin Hain Kahya Hamam Hekimlik Kagithane safasi Kanli Kavak Kanli Nigar Agalik Ascilik Bakkallik Ters Evlenme Sairlik Kirginlar Kutahya Cesmesi Leyla ile Mecnun Mak Cikarma Mandira safasi Meyhane Orman Ortaklar Odullu Sahte Esirci Salincak Oyunu Sunnet oyunu Tahir ile Zuhre Tahmis Timarhane Yalova safasi YaziciKaragoz un konulariIstanbul Buyukcekmece de bulunan Karagoz ve Hacivat figurleri Karagoz oyunlari yazili bir metne dayanmazlar Sozel olarak nesilden nesile aktarilan hikayeler uzerinde zamanin sartlarina gore cesitli eklemeler ve cikartmalar yapilmistir Zaman icinde dekor ve kostumlerle karakterlerin davranis ve konusma bicimlerinde degisiklikler olmustur Evliya Celebi nin aktardiklarindan anlasildigina gore bazi oyunlarin da degismeden gunumuze kadar gelebildigi anlasilmaktadir Bazi oyunlar ise sonradan uydurulmustur Hatta A Thalasso adli bir yazar 1877 tarihli Moliere en Turquie ve 1888 tarihli Le Molieriste adli eserlerinde bazi Karagoz oyunlarinin Moliere in Cimri Tartuffe Scapin in Dolaplari adli oyunlarindan uyarlandigini bile ileri surmustu Karagoz oyunlarinin ortak noktasi cok karmasik olmayan konularinin onemsiz gundelik olaylar uzerine kurulu olmalaridir Ezbere dayanan bu acik ve esnek formlu konular Karagoz ustasinin Hayali dogaclamasiyla tuluat seyircinin tepkisi ve gunun getirdigi sartlara gore her seferinde baska bir sekle burunebilmekteydi Bu nedenle Karagoz senaryolarinin tam bir siniflamasini yapmak zordur Bunlardan bazilari kimi meslekleri arzuhalciler sairler guresciler vb hicvederken bazilari da toreleri ve geleneksel rituelleri sunnet gibi alaya alir Timarhane oyununda o devrin akil hastaneleri gosterilirken disarida serbest gezenlerin hatta bu kurumlarda calisan bazi hekimlerin de derhal bu hastanelere kapatilmalari gerektigi vurgulanir Karagoz ve Hacivat cesitli islere girip cikarlarken Hamam ve Bahce oyunlarinda oldugu gibi bazi mekanlara alinmamalari uzerinden ayricalikli bir zumreyi hicvederler Ferhat ile Sirin Tahir ile Zuhre ve Leyla ile Mecnun gibi bazi Karagoz oyunlari ise dogrudan sevilen halk hikayeleri ve efsanelerinden alinmislardir Bu oyunlarda Karagoz ve Hacivat tum gucleriyle sevenlerin kavusmalari icin calisirlar Ozgun hikaye hangi diyarda gecerse gecsin uyarlama oyunda olaylar hep Karagoz ve Hacivat in yasadigi mahallede cereyan eder Yaziya dokulmus Karagoz senaryolarinin en kapsamli koleksiyonu Almanya dan gelerek 1933 1949 yillari arasinda Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi nde Arapca ve Farsca kursusu nde akademisyen olarak gorev yapmis olan Profesor Hellmut Ritter tarafindan derlenmisti Saray kuklacisi Nazif Efendi nin aktardiklarina dayanan ve hem Almanca hem Turkce yazilan bu uc ciltlik eser Hannover 1924 Leipzig Istanbul 1941 Wiesbaden 1963 baskisi tukendigi icin 1968 1970 arasinda Cevdet Kudret tarafindan Turkiye de yeniden yayimlanmistir MusikiMusiki Karagoz oyunlarinin olmazsa olmazidir ve basindan beri her Karagoz oyununda mutlaka yer almistir Klasiklesmis Karagoz oyunlarinda kullanilan musiki eserleri cok genis bir yelpaze olusturur Basta Osmanli Turk musikisinin degisik turleri olmak uzere Osmanli Imparatorlugu sinirlari icinde yasamis tum etnik ve dini gruplara ait her tur muzik bu oyunlarda yerini bulmustur Karagoz bu yonuyle de birlestirici bir sanat urunuydu Karagoz musikisi sabit degildi ve yuzyillar boyunca degisen toplumsal yapi ve musiki anlayisiyla paralel olarak degisiklikler gostermisti Turk musikisine ait repertuvarlar daha cok 19 ve 20 yuzyillara aittir Son donemlerde sadece Karagoz oyunlari icin bazi muzikler bestelenmis olsa da bir tur olarak Karagoz musikisi nden soz edilemez Karagoz musikisine ait baslica eserler musiki arastirmacisi Etem Ruhi Ungor tarafindan titiz bir calisma ile bir araya getirilerek yayimlanmistir Agirbasli klasik eserlerden hafif sarkilara ve oyun havalarina kadar cok genis bir yelpazeden olusan repertuvar su temel bolumler altinda incelenebilir Klasik Turk musikisinin kar semai sarki gibi beste sekilleri Bunlarin arasinda Itri den Sadullah Aga ya bircok klasik bestekarin eserleri vardir Gazel ve taksimler Sehir eglence musikisine ait kocekceler ve oyun havalari Anadolu ve Rumeli turkuleri Bolu turkusu Harput turkusu vb yoresel turkuler Gufteleri Arapca ve Yahudice olan sarkilar Arnavut Laz ve Kurt kulturlerine ozgu ezgiler Rum ve Ermeni kulturlerine ozgu ezgiler Cingene sarkilari Vals polka opera aryasi gibi Bati muzigi parcalari Diger ulkelerde KaragozKaragoz Osmanli topraklarinda olgunlasmis bir golge oyunudur Ancak daha sonralari bu golge tiyatrosu hem Osmanli idaresinde yasamis hem de bu imparatorlukla yakin kulturel baglari olan Orta Dogu daki Arap ulkeleri ile Kuzey Afrika ve Balkan ulkelerinde de ayni derecede populer olmustu Suriye Misir Tunus Cezayir ve Yunanistan Karagoz u alip karakterlerini ve konularini yerellestirerek kendi kulturlerine uyarlamislardir Diger sehir ve ulkelerdeki bu yayginlasmanin bir nedeni de agitprop ajitasyon kiskirtma ve propaganda amacli kullanilmaya musait olmasiydi Ornegin Halep teki oyunlar 1787 1792 Osmanli Rus Savasi ndan beri itibari azalmis olan Yeniceri Ocagi ni hicvetmek icin Cezayir de ise somurgeci Fransizlari asagilamak amaciyla kullanilmisti Burada Fransiz subaylari perdede seytan formunda betimlenmis ve Karagoz e devasa penis ile dovdurulmustu Dogal olarak bu gosteriler yasaklanmakta gecikmedi Turk Karagozu ne en cok benzeyen form Yunanistan da ortaya cikmistir Yunanistan da islenen golge oyununun konusu ile birlikte Karaghiozis ve Hatziavatis olan isimlerinde de benzelikler bulunmaktadir Diger ulkelerin golge oyunlari Golge oyunlari ya da golge tiyatrosu Karagoz ve Hacivat tan yuzyillar once ilk kez Cin de ortaya cikmis buradan diger Uzak Dogu ulkelerine yayilmis oradan da Iran Misir Osmanli Imparatorlugu yoluyla nihayet Avrupa ya gelmisti Bu yayilisi sirasinda gosteriler yorenin yasam tarzlari ve kulturlerine bagli olarak form ve tarz degistirmistir Bu ulkeler golge tiyatrosunun ilk kez ortaya ortaya ciktigi zaman ve ozelliklerine gore soyle siralanabilir Cin Golge oyunlarinin esasen Dogu ulkelerine ozgu bir sanat oldugu ve bu sanatin ilk kez Cin Imparatorlugu nda ortaya ciktigi soylenmektedir Rivayete gore gore Han Hanedani ndan yedinci imparator Wu Ti MO 121 yilinda cok sevdigi karisinin zamansiz olumu uzerine buyuk bir uzuntuye kapilmis ve devlet islerini ihmal etmeye baslamisti Bu sirada Sav Wong adli bir Cinli Imparatorun uzuntusunu hafifletmek icin olen karisinin hayalini bir perde arkasindan ona gosterebilecegini soyler Bu saray sanatcisi esek derisinden ve renkli kumaslardan yaptigi tasvirlerle ipek bir perde arkasindan ses taklitleri esliginde imparatora ilk gosterisini sunar Genelde saraylarda gosterim sansi bulan Cin golge oyunlari tarihi olaylar uzerine kuruludur ve bu temsillerde genellikle aristokrasi betimlenir Hindistan Dinsel temalara agirlik verilen Hint golge oyunlari konularini Mahabharata ve Ramayana gibi ulusal Hint destanlarindan aliyordu Bati da danseden tanrilar olarak da bilinen Hint golge oyunlari ilk kez 16 yuzyilda ortaya cikmislardir Gosteriler Hinduizm de kuklalarin koruyucu tanrisi Siva nin tapinaklarinin etrafinda yapiliyordu Endonezya Cava Konularini tarihi Cava destanlarindan alan bu golge tiyatrosu wayang kulit olarak anilmaktadir Cava dilinde wayang ruh kulit de kuklalarin yapildigi bizon derisi anlamina gelir Temsiller Gamelan muzigi esliginde yapilmaktadir UNESCO 2003 te wayang kulit i Manevi Kulturel Miras Listesi ne aldi Karagoz ve Hacivat da ayni listeye 2009 da girecektir Bali ye Siyam a Malaya ve Birmanya ya da buradan gecti Malezya Golge tiyatrosuna Endonezya da oldugu gibi bu bolgede de wayang kulit denilmektedir Oyunlar konularini mitolojik ve toreye dayali oykulerden almaktaydi ve sonunda mutlaka ahlaki bir kissa bulunmaktaydi Oyunlara Gamelan muzigi eslik etmekteydi Tayland Siyam Golge oyunlarina bu diyarda Nang Yai adi verilmektedir Figurler mesin ve duvar yosunundan yapilmaktaydilar Perdedeki goruntulere sarkilar ve ilahiler eslik ederdi Nang dramalari Tayland sinemasina da ilham vermistir Misir Karagoz ve Hacivat in 16 yuzyilda Osmanli topraklarindan Misir a geldigi seklindeki gorus agir basmaktadir Italya Avrupa da ilk kez 17 yuzyilda bu ulkede goruldu Diger Avrupa ulkelerine de buradan yayildi Fransa En cok ilgi gordugu ve onemsendigi Fransa da Ombre Chinoises Cin golgeleri olarak adlandirilan bu oyunlar tiyatronun bir dali olarak kabul edildi kabarelerde gosterildi uzerine eserler yazildi Sahte folklorKaragoz ve Hacivat golgeleme oyununu izleyen cocuklar Fakelore sozcugu halk bilimi calismalari anlamina gelen folklor ve Ingilizce sahte uydurma anlamlarina gelen fake den turetilmis bir sozcuktur 1950 lerde ABD de Richard Mercer Dorson tarafindan ortaya atilan bu kavram sahte ya da uydurma eserlerin gecmiste gercekten varmis gibi sunulmasidir Bilimsel kanitlara dayanmadan otantik sozlu gelenek urunu bazi metinlerin folklorik urunler olarak ortaya konmasi sahte folklor folklorismus icat edilmis gelenek ya da fakelore kavramlariyla tarif edilmektedir 16 yuzyilda Yavuz Sultan Selim doneminde muhtemelen Misir dan Osmanli ya gelen ve bir yuzyil icinde yerelleserek Turk kulturune eklemlenen Karagoz geleneksel tiyatronun bir parcasi oldugu icin sabit metinlere degil buyuk olcude tuluata dayanir ve bilinen otuz kadar oyun mekana duruma ve zamana gore uzatilir veya kisaltilir Sonraki yuzyillarda teknigi ve konularinda yeniliklere gidilmis olmakla birlikte geleneksel yapisinda fazla bir degisiklik olmamistir Ancak 1941 yilinda tek partili donem sirasinda iktidar tarafindan ismarlama olarak yazdirilan yedi adet Karagoz Hacivat senaryosunun Fakelore kapsaminda ele alinmasi gerektigi ileri surulmustur Bu ismarlama senaryolarin halk tarafindan sevilen folklorik kitaplarin yeni gereksinimler dogrultusunda duzeltilmesi ve modernlestirilmesini isteyen 1937 tarihli bir Icisleri Bakanligi genelgesine dayandirildigi iddia edilmistir Pertev Naili Boratav in 1988 tarihli Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciligi kitabinda aktardigina gore boyle yapildiginda halka sevdigi kitaplar ve tiplemeler araciligiyla telkinlerde bulunma ahlak dersleri verme imkani bulunulabilecekti Boratav bu yontemin Walt Disney tarafindan yaratilmis Miki Fare karakteri vasitasiyla Bati dunyasi tarafindan da denendigini belirtmistir Bu proje kapsaminda donemin iktidari tarafindan ismarlama yazdirilan ve 1941 de yayimlanan yedi Karagoz hikayesi ve yazarlari sunlardir Karagoz un Koy Muhtarligi Ismail Hakki Baltacioglu Koylu Evlenmesi Ismail Hakki Baltacioglu Keloglan Dagdeviren Rahmi Balaban Deli Dumrul Rahmi Balaban Iyilik Eden Iyilik Bulur Hayali Kucuk Ali Tayyare Sefasi Hayali Kucuk AliVergi muafiyeti sorunu2012 yili Haziran ayinda Gelir Vergisi Kanunu nda yapilan bir degisiklikle sedef kakmacilik bastonculuk kececilik cinicilik el dokumaciligi gibi geleneksel kulturel ve sanat degeri olan bir duzine kaybolmaya yuz tutmus meslege vergi muafiyeti getirilmisti Bu meslekler listesinde yer almayan Kukla yapimciligi ve oynatimi ile ugrasan bir vatandasin 2013 yilinda Maliye Bakanligi na yaptigi bireysel basvurusuna cevaben bakanlik Karagoz ve Hacivat yapimi ve oynatimi meslegini kaybolmaya yuz tutmus meslekler arasinda kabul etmedigini ve vergi muafiyeti taninamayacagini belirtmistir Maliye Bakanligi nin 07 03 2013 tarih ve 38418978 120 9 12 117 202 sayili ozelgesi NotlarArkeolog Ekrem Akurgal 1984 yilinda Yeni Gundem dergisinden Murat Belge ye Turk Kulturu ile ilgili verdigi roportajda hicbir sanatin kendinden onceki ya da cevresindeki sanatin etkisinde kalmamis olamayacagini vurguladiktan sonra kulturel devamliligin folklorik turune bir ornek olarak Karagoz un basindaki iskirlagin tipki Mevlevi kulahi gibi Hititler den kalma oldugunu soylemis bu bilginin kitaplarinda da yer aldigini eklemisti Ayrica bakinizOrta oyunu Hacivat Karagoz Neden Olduruldu MeddahlikIlgili kitaplar 100 Soruda Turk Halk Edebiyati Pertev Naili Boratav Koc Kitapligi 2003 Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciligi Pertev Naili Boratav Adam Yayinlari Istanbul 1988 Onemli Bir Kultur Mirasi Karagoz Yiktin Perdeyi Egledin Viran Metin And Yapi Kredi Yayinlari Istanbul 2004 Dunku Karagoz Ugur Goktas Akademi Kitabevi Izmir 1992 Karagoz Akademisi Sahin Kocak Anadolu Universitesi Yayinlari Eskisehir 2009 Karagoz Musikisi Etem Ruhi Alper Kultur Bakanligi Yayinlari 1989 Karagoz Perde Gazelleri Unver Oral Kultur Bakanligi Yayinlari 1996 Karagoz Sabri Esat Siyavusgil Saim Toraman Basimevi Ankara 1955 Karagoz Topkapi Sarayindaki Tasvirleriyle Arkeoloji ve Sanat Yayinlari 2000 Karagoz Muhittin Sevilen Hayali Kucuk Ali Kultur Bakanligi Yayinlari 1969 Kaynakca Ozhan Ozturk Folklor ve Mitoloji Sozlugu 2 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Phoenix yayinlari Istanbul 2009 ISBN 9786955738266 s unima org tr 13 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Ocak 2013 Mevlut Ozhan UNIMA Turkiye 12 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Ocak 2013 a b karagoz net 5 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ocak 2013 Mevlut Ozhan UNIMA Turkiye 13 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ocak 2013 Milli Kutuphane 8 Mart 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Subat 2013 karagozevi com 14 Agustos 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Subat 2013 karagoz net 8 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Subat 2013 karagoz net 18 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Subat 2013 a b c And Metin 1975 Karagoz Turkish Shadow Theatre Dost Yayinlari ss 86 90 Ahmed Ates www onlinearabic net 27 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Mayis 2013 www karagoz net 8 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Haziran 2013 ozer rayman 31 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2013 Lists of intangible cultural heritage and Register of best safeguarding practices Ingilizce unesco org 2 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Mayis 2013 nkfu com 27 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Mayis 2013 a b Oguz Guven PDF millifolklor com 8 Ekim 2009 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 13 Ocak 2013 ekonomiekibi com 27 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mayis 2013 Akurgal Ekrem Belge Murat 1984 Ekrem Akurgal la Turk Kulturu Uzerine 1 7 Iletisim Yayinlari s 35 Dis baglantilarBursa BBB Karagoz Muzesi27 Aralik 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde