Karl Marx’ın insan doğası teorisi onun kapitalizm eleştirisinde, komünizm anlayışında ve maddecilik anlayışında önemli bir yer tutar. Marx, tam olarak “insan doğası” ifadesini kullanmaz, bunun yerine kullandığı “gattungswesen” kavramı genellikle ‘varlık türü’ ya da ‘tür-özü’ olarak çevrilir. Marx bu terimle insanların bir ölçüde kendi doğalarını oluşturma veya şekillendirme yeteneğine sahip olduklarını belirtmektedir. Genç Marx'ın 1844 yılına ait el yazmalarındaki bir nota göre terimi, hem birey hem de insan doğasından bir bütün olarak bahsederken kullanan Ludwig Feuerbach’tan alıntılamıştır. Bütünsel bir insan anlayışına sahip olan Marx, insanı yabancılaşmamış durumuna geri dönmeye, doğayla, başka insanlarla ve toplumla yeniden birleşmeye ihtiyaç duyan bir varlık olarak görmüştür.
Feuerbach üzerine altıncı tezi ve toplumsal ilişkilerin insan doğasının belirlenmesi
Marx‟ın insan doğası için kullandığı “Gattungswesen” kavramının karşılığı tam olarak “tür özü” anlamına gelse de “insan özü” biçiminde kullanılmıştır. Marx bunu Feuerbach Üzerine Tezler‟in altıncı fragmanında dile getirmiştir. Yayınlamayı düşünmediği notlardan oluşan özgün metnini 1845 yılında Brüksel'de ad Feuerbach başlığı altında yazmıştır. Ancak Friedrich Engels, bu notlar üzerinde değişiklikler yaparak 1888’de çıkan “Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu” (Ludwig Feuerbach und der Ausgang der klassischen deutschen Philosophie) adlı kitabının sonuna eklemiştir:
Soyut düşünceyle tatmin olmayan Feuerbach, sezgi ister ; ama duygun dünyayı, insanî ve duygun kılgısal bir etkinlik olarak kavramaz.
Feuerbach, dinsel özü, insanın özüne indirger. Ama insanın özü [insan doğası], tek tek bireyin doğasında bulunan bir soyutlama değildir. Bu öz, kendi gerçekliği içinde, toplumsal ilişkilerin bütünüdür. Bu gerçek özün eleştirisine girişmeyen Feuerbach, bu nedenle: 1. tarihsel akıştan uzaklaşıp dinsel duyguyu kendisiyle tanımlamak ve soyut - yalıtılmış - bir insan bireyinin varlığını temel almak zorundadır,
2. dolayısıyla, insanın özü, onun tarafından yalnızca “tür” olarak; içsel, dilsiz, çok sayıda bireyi sadece doğal şekilde birbirlerine bağlayan genellik olarak kavranabilir.
Bu nedenle, Feuerbach, “dinsel duygu”nun kendisinin de bir toplumsal ürün olduğunu ve çözümlediği soyut bireyin, gerçekte, belirli bir toplum biçimine ait olduğunu görmez.
Böylece, Marx insan doğası ‘toplumsal ilişkiler’in oluşturduğundan başka bir şey degildir der gibi görünmektedir. Marx, insan doğasının her bireyde özde bulunan bir soyutlama olmadığını, başka deyişle, insanın özünün var olmadığını, onun toplumsal koşulların ürünü (Ensemble) olduğunu belirtir. Ona göre, insan olma her zaman belli bir sosyal ve tarihsel oluşum içinde belirlenir. Söz konusu görüşün karşı savunucularından birisi Uluğ Nutku’dur. O, özbelirleme kavramını insanın genel varoluş niteliklerinden hareketle açıklamaya ve temellendirmeye çalışır.Genel varoluş olguları: Zaman, mekan ve toplumsal-kültürel koşulların farkları ne olursa olsun, iki insan karşılaştığında, ilk bakışta birbirlerinin insan olduklarını anlıyorlarsa, genel varoluş olgularını anlıyorlar şeklinde dile getirilebilir.
Norman Geras’ın “Marx’ın insan doğası kuramı” "Altıncı tez Marx'ın insan doğası fikrini reddettiğini göstermez. Marx insan doğası fikrini reddetmez. Ve Marx böyle yapmakta haklıdır." sözleriyle birlikte, bu duruma oldukça ayrıntılı bir tartışma önermektedir. Bu çerçevede Geras gösterir ki, toplumsal ilişkilerin insanların doğasını belirlediği kaçınılmazken, bunlar tek belirleyiciler değildir.
Marx, Kapital’de faydacılığın eleştirisini yaptığı bir dipnotta, faydacıların “genel olarak insan doğasını ve sonrasında tarihsel aşamalarla yapılanan insan doğasını” hesaba katmaları gerektiğini belirtir. Marks, gerçekliği diyalektik olarak göz önünde bulundurur ve her şeyi insanî etkinliğin, toplumsal kılgının bir sonucu olarak kabul eder. Nesneler her şeyden önce insanlar tarafından yaratılmış nesnelerdir, onların etkinliklerinin bir billûrlaşmasıdır… yani "somutluk" her şeyden önce insan düşüncesinin ve eyleminin bir ürünüdür. "Duygun gerçeklik bir sopaya, bu en düşük asgarîye indirgendiğinde bile, bu sopayı üreten etkinliği içerir".“...bireyler nasıl yaşıyorlarsa öyledirler. Bundan ötürü, bireylerin ne olduğu onların ortaya çıkışının maddi koşullarına bağlıdır” Ayrıca Marx'a göre insan tarihle beraber değişir; kendini geliştirir; kendini dönüştürür; tarihin bir ürünüdür; kendi tarihini kendi yaptığı için, kendisi kendisinin ürünüdür. İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yapar, fakat bunu istedikleri şekilde, kendileri tarafından seçilmiş koşullar altında yapmazlar; var olan koşullar altında yaparlar. Bu bize koşulların anlaşılması, dolayısıyla araştırılması gereğini anlatır. Marx, günün üretim biçimi ve mülkiyet şeklinden yeşeren toplumsal yapıların ebedi doğa ve akıl yasalarına dönüştürülmesi eğilimini ve “maddeleştirme” (=“reification”) diye adlandırılan süreci eleştirmiştir. Bu ifadelerle insan doğasının yaptığı hesapları eleştirmiş olabilir.
Kant ve Hobbes gibi bazı felsefeciler insanların doğuştan bencil olduğuna inanmıştır. Hem Hobbes hem Kant iyi bir topluma varmak için insan doğamızın zaptedilmesi gerektiğini düşünmüştür. Kant aklı selimimizi kullanmamız gerektiğini, Hobbes devletin gücünü kullanmamız gerektiğini düşünmüştür. Marx ise iyi bir toplumun, insan doğasını tam ifade edebilmemizi olanaklı kıla bilenin olduğunu düşünmüştür.
İhtiyaçlar ve Güdüler
Marx'a göre “insan fiziksel ihtiyaçlardan bağımsız olduğu zaman bile üretir ve bu ihtiyaçlardan bağımsız olduğu zaman ilk defa özgürce üretir. İnsanlar, yalıtılmış bireyler olarak değil, toplumsal grup ve sınıfların üyeleri olarak hareket ettikleri takdirde kendilerini dönüştürebilecek, kendilerini dönüştürdükçe de dışsal dünyayı dönüştürüp, toplumsal dünyanın aktif üreticileri haline gelebilecektir.1844 Elyazmaları’nda genç Marx şöyle yazmıştır:
İnsan doğrudan doğal bir varlıktır. Doğal bir varlık ve yaşayan doğal bir olgu olarak doğal güçlerle ve yaşamsal güçlerle donatılıdır, - aktif bir doğal olgudur. Bu güçler onda eğilimler ve yetenekler olarak – içgüdüler olarak var olur. Diğer yandan doğal, maddi, algısal nesnel bir olgu olarak acı çeken, koşullara uyan ve kısıtlı bir yaratıktır, aynı hayvanlar ve bitkiler gibi. Bu demektir ki, nesneler onun dış dünyasında ondan bağımsız olarak bulunurlar; gene de bu nesneler ihtiyaç duyduğu nesnelerdir – onun öz güçlerinin tezahürü ve teyit edilmesi için olmazsa olmaz, gerekli nesnelerdir.
Grundrisse’de Marx kendi doğası için ‘benim üstümde baskı yapan, ihtiyaç ve dürtülerin toplamıdır’ der.Alman İdeoloji’sinde şu formülasyonu kullanır: ‘onların ihtiyaçları, sonuçta onların doğası’dır. O zaman görürüz ki, Marx’ın erken yazılarından sonraki çalışmalarına kadar insan doğasını dıştaki nesneller ‘gereksinimler’inin tatmin edilmesi için hareket eden ‘eğilimler’, ‘dürtüler’, ‘öz güçler’ ve ‘içgüdüler’ bileşkesi olarak kavrar. Marx’a göre, insan doğasının açıklanması insan ihtiyaçlarının açıklanmasıdır, beraberinde bu ihtiyaçları gidermek için hareket edeceklerdir.
Norman Geras Marx’ın insan özellikleri dediği bazı ihtiyaçların çizelgesini verir: “…diğer insanlar için, cinsel ilişkiler için, yiyecek, su, giyim, barınak, dinlenme ve daha genelde hastalık değil sağlıklılık uyumlu koşullar. Bir tane daha var … geniş ve çeşitlilikte uğraş insan ihtiyacı, böylelikle kişisel gelişim, Marx’ın ifade ettiğince, ‘çok-yanlı etkinlik’, ‘bireylerin çok-yanlı gelişimi’, ‘bireylerin özgürce gelişimi’, ‘[kişinin] yetilerini bütün yönlerde yeşertebilme araçları’ ve bunun gibi.”
Marks insanı hayvandan ayıran en büyük niteliğin “emek” olduğunu ortaya koyar:
Yeme, içme ve dölleme vb. … gerçek insan işlevleri olduğu doğrudur. Bununla birlikte, insan etkinliği diğer yönlerinden soyutlanırsa ve nihai, kapsamlı sonuçlara vardırıldığı zaman, onlar hayvandırlar.
Üretim ve insan
Özgür, amaçlı üreticiler olarak insan
Eserlerinde çeşitli metinlerde Marx insanların hayvanlardan özde nasıl farklı olduğunu düşündüğünü gösterir. “‘İnsan hayvandan bilinciyle, din ya da benzeri konularda farklıdır. Onlar hayvanlardan yaşam araçlarını kendileri üretir üretmez farklılaşırlar, bu onların fiziki organizasyonu ile koşullanan bie adımdır.’” Alman İdeolojisi’nden bu metinde Marx bir farklılık ima etmektedir. İnsanlar kendi fiziki çevrelerini kendileri üretirler:
Hayvanların da ürettiği doğrudur. Yuvalar ve barınaklar inşa ederler, arı, kunduz, karınca gibi. Fakat yalnızca kendi dolaysız ihtiyaçlarını ya da yavrularının ihtiyaçlarını giderirler; dolaysız ihtiyaç zorlamasıyla üretirler. Halbuki insan fiziki ihtiyaç olmaksızın da üretir ve böyle bir ihtiyaçtan bağımsız olarak gerçekten üretir. İnsan bütün doğayı yeniden üretir. Hayvanların ürünleri yakın fiziki bedenlerine aittir, insan ise kendi ürünü ile özgürce yüzleşir. Hayvanlar sadece ait oldukları türlerinin standart ve ihtiyaçlarına uygun üretirler, insan ise bütün türlerin standartlarına uygun üretim yapabilir ve her nesneye kendi içsel standartlarını uygulayabilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca güzellik yasalarına uyarlı üretir.
Dışsallaşmış yaşamın büyümesiyle insanın yabancılaşmış varlığı da büyümüş olmaktadır. Marx, bu durumu şu sözleriyle aktarır:
İnsanı doğadan ve kendinden, kendi etkin işlevlerinden, kendi hayat etkinliğinden yabancılaştırırken, yabancılaşmış emek, türü insana yabancılaştırır. Türün hayatını, birey hayatının bir aracına çevirir. İlkin türün hayatıyla bireyin hayatını yabancılaştırır. Sonra da soyut şekliyle bireyin hayatını, gene soyut ve yabancılaşmış şekliyle türün hayatının amacı yapar. Çünkü bir kere emek, hayat-etkinliği, üretici hayat kendisi, insana sadece bir gereksemeyi doyurmanın, fiziksel varoluşu sürdürme gereksinmesini doyurmanın aracı gibi görünmektedir. Oysa üretici hayat türün hayatıdır. Hayat-doğuran hayattır. Türün bütün özelliği –türsel özelliği- hayat etkinliğinin özelliğinde bulunmaktadır; özgür bilinçli etkinlik insanın türsel özelliğidir. Hayat sadece yaşama aracı olarak görünmektedir.
Aynı eserde Marx şöyle yazar:
Hayvan yakın olarak yaşama etkinliği içindedir. Bu etkinlikten uzak değildir, kendisi bu etkinliktir. İnsan kendi yaşam etkinliğini kendi istek ve bilincinin nesnesi kılar. Bilinçli yaşam etkinliği vardır. Doğrudan uğraştığı bir belirlenmişlik değildir bu. Bilinçli yaşam etkinliği doğrudan insanı hayvandan ayırır. Sadece bu nedenle kendi bir insan oluştur. Ya da, daha doğrusu, o bilinçli bir oluştur – yani, kendi yaşamı kendisi için bir nesnedir, bu sadece insan olduğu içindir. Sadece bu nedenle etkinliği özgür etkinliktir. Yabancılaşmış emek ilişkiyi tersine çevirir, öyle ki, salt bilinçli bir varlık olduğundan yaşam etkinliğini, insan oluşunu kendi varlığının aracı yapar.
Yirmi yıldan fazla zaman sonra, Kapital’de benzer bir konu üzerine düşüncelere girer:
Bir örümcek dokumacıya benzer işlemler yürütür, bir arı kovanlarını yaparken pek çok mimarı utandırabilir. Fakat en kötü mimarı arıların en iyisinden ayıran mimarın gerçekte yapısını inşa etmeden önce hayalinde kurmasıdır. Bütün emek süreçlerinin sonunda başlangıçta emekçinin hayalinde olan bir sonuç elde edilir. Sadece üstünde çalıştığı malzemenin biçiminde değişiklik uygulamaz, aynı zamanda çalışma tarzının yasasını veren ve isteğini tabi kılması gereken kendi amacını da gerçekleştirir. Ve bu tabi kılma önemsiz bir anlik eylem değildir.
Bu metinlerde Marx’ın insanlarla ilgili düşünceleriyle ilgili şeyler görebiliriz. Özellik olarak çevrelerini üretirler, bunu ‘fiziki ihtiyaç’ ile karşı karşıya olmasalar da yaparlar – aslında, ‘doğanın bütününü’ üretirler ve hatta ‘güzellik yasalarına uygun’ yaratabilirler. Yaratıcılıkları, üretimleri amaçlı ve planlıdır. İnsanlar gelecek etkinlikleri için planlar yaparlar ve üretimlerini buna uygun yapmaya çabalarlar. Marx'a göre insanlar hem kendi yaşam etkinliklerini hem de ‘türlerin’ isteklerini ‘nesne’ye dönüştürürler. Yaşam etkinlikleriyle ilişkili, ancak basitçe onun aynısı değildirler. Michel Foucault'un biyopolitik tanımına göre insan, kendini özenle işleme nesnesi bilincine vara bilendir. Bu Marx’ın tanımlamasıyla kıyaslanabilir.
İnsanların nesnesi olarak yaşam ve türler
A’nın B öznesinin nesnesi olduğunu söylemek B’nin (belirli bir üretici olarak) A’ya bir şekilde etki uyguladığı anlamına gelir. Yani eğer ‘proletarya devleti yıkarsa’ öyleyse ‘devlet’ proletarya (özne)’sinin nesnesidir, yıkma eylemi bağlamında. Bu A B’nin nesnelidir demeye benzer. A bütün bir ilgi alanı olsa ve tam tanımlı bir amaç olmasa bile bu metin içinde, insanların kendi ‘tür’lerini ve kendi ‘yaşam’larını ‘nesne’leri haline getirirler demektir. Marks ‘nesne’ sözcüğünü kullanmakla sadece, maddi bir nesne üretir gibi, bunların da insan üretimi ya da gerçekleştirdiği bir olgu olduğunu ima ediyor olabilir. Eğer bu çıkarım doğruysa, o zaman yukarıda Marks’ın insan üretimi ile ilgili sözleri, insan yaşamının insanlar tarafında üretimine de uyarlanabilir.
‘Bireyler yaşamlarını gerçekleştirdikçe, kendileri de öyledirler. Onların ne oldukları, öyleyse, ürettikleriyle üst üste çakışır, hem ne ürettikleriyle hem de nasıl üretikleriyle. Bireylerin doğası onların üretimlerini belirleyen maddi koşullara bağımlıdır.’
Althusser, Marx‟ın sadece ilk dönemlerinde insan doğası kavramına hümanist bir biçimde yaklaştığını söylemektedir. Onun dışında “tarihi ve politikayı insan özü üstünde temellendiren her kuramla bağlarını kökten kopardı” betimlemesini yapmaktadır. Marx‟ın genel olarak “kuramsal anti-hümanizm” görüşü üzerinde yoğunlaştığına değinmektedir. İnsan dışa bağımlı bir canlıdır. Kendini var edebilmek adına doğaya ve topluma gereksinim duyar. Etkilendiği alanda ne olursa olsun yine kendi toplumunun ona sunduklarıyla sınırlıdır. Tinsel bir insan doğasından söz etmekten çok biyolojik bir doğadan söz edilmektedir. Ancak insanın soyutlama yetisi ve seçim yapma edimi insanın sadece edilgen bir varlık olmadığının göstergesidir. Toplumun ve tarihin biçimlendirmesine ek olarak seçimleriyle tarihe yön verebilme şansına sahiptir. Sonuç olarak ne mutlak insan doğası varlığından ne de mutlak insan doğasının hiçliğinden söz edebiliriz. Tarihten beslenen, toplumsuz var olamayan, yine de toplumun da onsuz var olamadığı, zamana, koşullara göre değişen bir insan varlığından söz etmek daha yerinde olacaktır. İnsan doğasını tümden reddetmek insanı edimsel olarak umutsuzluğa götüren bir noktada durmaktır. Aynı biçimde mutlak bir insan doğası kabulü de tanrısal bir insan özü anlayışına sürüklenmeye neden olur.
Birinin yaşamını nesnesi yapmak için böylelikle o birinin yaşamı kontrol altında bir şeymiş gibi davranmak gerekir. Hayal planlarında kişinin gelecek ve şimdiki anını yükseltmek ve bu planları yerine getirmekte gerekli dayanaklara sahip olmak. Böylesi bir yaşam sürdürebilmek için bu kişilik ‘öz etkinliğine’ (gerçekleştirmeye) erişmelidir, ki Marx arzunun yalnızca komünizm kapitalizmin yerini aldığında olanaklı olabileceğine inanır.
‘Yalnızca bu aşamada öz etkinlik maddi yaşamla üst üste çakışır ve bu bireylerin tam bireyler olarak gelişmesine ve tüm doğal kısıtlamaları atmalarına denk gelir. Emeğin öz etkinliğe dönüşmesi, daha önceki kısıtlı etkileşimin böylesi bireylerin etkileşimine dönüşmesine denk düşer.’
İnsan doğası ve tarihsel materyalizm
Marx’ın tarih kuramı insanların çevrelerini değiştirme yollarını ve (eytişimsel ilişki içinde) çevrelerinin de onları değiştirişini tanımlamaya çalışır:
Üretme eylemi sadece nesnel koşullarda değişiklik yapmak değildir. Örneğin köy kasaba olur, vahşi doğa temizlenir tarla olur. Fakat üreticiler de değişirler, kendilerine yeni nitelikler katarlar, kendilerini üretim içinde geliştirirler, yeni güçler ve düşünceler, yeni ilişki tarzları, yeni ihtiyaçlar ve yeni dil geliştirirler.
Marx ideolojiyi sosyal hayatın pozitif veya ilerici bir öğesi olarak ele almamıştır. Marx, ayrıca, proleter ideolojisi, sosyalist ideolojiden veya tarihsel materyalizmi proletaryanın ideolojisi falan olduğundan hiçbir zaman bahsetmemiştir. Napolyon örneğiyle Marx ideolojiyi işçi\köylü sınıfını yanlış yöne sevk edebilecek, egemenlik ilişkilerini tutmaya yardım edebilecek soyut doktrinler ve hayali yanlış görüşler olarak nitelemiştir.
‘İnsan tarihinin ilk öngörüsü, elbette, yaşayan insan bireylerinin varlığıdır. Böylece ilk kurulması gereken gerçek bu bireylerin fiziki organizasyonu ve öte doğayla kurduğu ilişkileridir.’ ‘Tarih hiçbir şey yapmaz, “engin zenginliklere sahip değildir”, “savaşlar yapmaz”. O insandır, gerçek, yaşayan insan hepsini yapan, sahiptir ve dövüşür’; “tarih” insanı kendi amaçlarını gerçekleştirmek için kullanan ayrı bir kişi değildir; tarih amaçlarını kovalayan insan etkinliğinden başka bir şey değildir’.
Bu yüzden insan doğasının kesin niteliğini dikkate almaya başlamadan önce bile, ‘gerçek, yaşayan’ insanların, ‘amaçlarını kovalayan insanlar’ın Marx’ın tarih kuramının yapı kalıpları olduğunu görebiliriz. İnsanlar dünyaya etki ederler, onu ve kendilerini değiştirirler; böylece de ‘tarih yaparlar’. Hatta bunun ötesinde, insan doğası iki anahtar rol oynar. İlk olarak, üretici güçlerin büyümesi açıklamasının bir parçasıdır, Marks bunu tarihin “itici gücü” olarak tanımlar. İkinci olarak, insanın bir takım ihtiyaç ve güdüleri kapitalizmde oluşan sınıf kutuplaşmasını açıklar.
İnsan doğası ve üretici güçlerin büyümesi
Marx, insan bilinci ile maddi yaşam koşulları arasındaki karşılıklı belirlenim ilişkisinin başka dolayımlara gereksinim duyduğundan da söz eder. Örneğin sınıf bilincinin gelişmesi, kapitalizmin tarihsel bilgisine vakıf olmaya bağlıdır; çünkü sınıf bilinci denilen olgu, kolektif üreticilerin bilimsel bir biçimde oluşturulmuş iradesinin bir yansımasıdır. Böyle bir yansıma, ancak özne ile nesne arasındaki ayrımın aşılmasıyla, yani maddi dünyayı yaratan insan iradesinin aynı zamanda maddi dünyanın da ürünü olduğunun görülmesiyle (şeyleşmenin aşılması) gerçekleşir. İşte bunu sağlayacak olan, Marksist kuramın kılavuzluğunda sosyal gerçekliğin her düzeyinde yürüyen sınıf mücadeleleridir. Marx için mücadele, birlik ve zıtların birliği olan diyalektiğin özüdür. Örneğin “kendinde sınıf” ile “kendi için sınıf” arasında hem karşıtlık hem de birlik içeren diyalektik bir ilişki mevcuttur. Bundan ötürü her ikisi arasındaki karşıtlık, ancak teori ile pratik ve parti ile sınıf arasındaki ilişkinin kurulmasıyla (birliğin sağlanmasıyla) aşılabilir.
Marx’a göre sınıfları teknik işbölümü değil, sosyal iş bölümü belirler, bu yüzden işçi sınıfının nesnel konumu, ücret ve yaşam düzeylerinden çok yaratılan değerlerin ve zenginliklerin toplum içindeki dağılımına ve bölüşümüne dayanır. Ona göre teknik işbölümü, üretici güçlerin gelişmesine bağlı olarak üretim sürecinin giderek daha karmaşık ve kolektif bir niteliğe bürünmesinden doğan, dolayısıyla doğrudan üreticiler arasında üretimin gerçekleşmesine dönük bir işbölümüdür (sınıf içi farklılaşma). Bu bağlamda üretken emek (kol etkinliği) ile üretken olmayan emek (kafa etkinliği) arasındaki ayrım, farklı sınıf konumlarına değil, emek etkinliğinin farklı biçimlerine denk düşer. Marx, kapitalizmin gelişmesiyle birlikte işçi sınıfının üretken emekten üretken olmayan emeğe doğru genişleyeceğini, dolayısıyla işçi sınıfının giderek daha büyük bir bölümünün üretken olmayan emek biçimlerinde çalışmaya başlayacağını belirtir. Marx “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı” (1859) kitabının ön sözünde, insan ve toplumuyla ilgili temel kuramsal yaklaşımını şöyle açıklamaktadır:
Ulaştığım ve ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuzluk eden genel sonuç, kısaca şöyle özetlenebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, kaçınılamaz bir şekilde, aralarında kendi arzularından bağımsız, belirli ilişkilere girerler; yani, onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme seviyesine uygun üretim ilişkilerine
girerler. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun ekonomik yapısını,oluşturur, yasal ve siyasal üst yapının yükseldiği ve belli sosyal bilinç biçimlerinin tekabül ettiği gerçek temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, sosyal, siyasal ve entelektüel hayatın genel sürecini belirler. İnsanların yaşam biçimini belirleyen bilinçleri değildir; ama, onların bilincini belirleyen sosyal yaşam biçimleridir. Gelişmelerinin belli bir aşamasında, toplumun maddi üretici güçleri var olan üretim ilişkilerine veya – bu sadece aynı şeyi yasal terimlerle ifade eder,- o zamana kadar çalıştıkları çerçeve içindeki mülkiyet ilişkileriyle çatışmaya başlar. Üretici güçlerin gelişmesinin biçimlerinden, bu ilişkiler onların prangasına dönüşür. Ardından, toplumsal devrim dönemi başlar. Ekonomik temeldeki değişmeler tüm koca üstyapıyı eninde sonunda dönüşüme götürür. Nasıl ki, insan bir kişiyi onun kendini ne sandığıyla değerlendirmezse, aynı şekilde, insan böyle bir dönüşüm dönemini kendi bilinciyle değerlendiremez, fakat, aksine, bu bilinç maddi yaşamın çelişkilerinden, üretimin sosyal güçleri ve üretim ilişkileri arasında var olan çatışmadan açıklanmalıdır. Hiçbir sosyal düzen yeterli üretici güçler gelişmeden asla yıkılmaz ve yeni üstün üretim ilişkileri, varlıkları için gerekli maddi koşullar eski toplumun içinde
olgunlaşmadıkça asla eskinin yerini alamaz.
İnsan doğası, gelişen ihtiyaçlar ve sınıf mücadelesi
Bazı ihtiyaçlar diğerlerinden çok daha önemlidir. Alman İdeolojisi’nde Marx ‘yaşam her şeyden önce yemeyi, içmeyi, bir çevreyi, giyimi ve pek çok başka şeyi içerir’ diye yazar. Onun tartıştığı insan doğasının bu diğer yönleri (öz etkinliği gibi) bu nedenle bu önceliklilere bağımlıdır. Marks görüşünü insanlar eskilerin yerine geçecek yeni ihtiyaçlar geliştirir diye açıklar: ‘birincil ihtiyacın tatmin edilişi (tatmin etme eylemi ve elde edilen tatmin aracı) yeni ihtiyaçlara yol açar’.
İnsan doğası, Marx’ın ahlaki düşüncesi ve yabancılaşma
Geras Marx’ın eseri hakkında şöyle der: ‘Herneyse, kuram ya da sosyo tarihi açıklama ve bilimsel olarak da bu eser özdeki insan ihtiyaçlarına yaslanan ahlaki bir iddianamedir, ahlaki bir dayanak noktası, başka bir deyişle, insan doğasını içeren bir görüştür’. Marx’ın çalışması kapitalizmin suçlamalarıyla doludur. Pek çoğunda insan doğasını güdükleştirici etkisi üstüne atıflarda bulunur. Bununla birlikte, bunu açık bir ahlaki eleştiri olarak hiç formüle etmemiştir; tam tersine, ‘ahlaksal’ temelde kapitalizmi eleştirme ve değiştirilmesini önerme çabalarını yanlış görmüştür. Bunun için iki temeli olduğu görülmektedir. Birisi ahlak ve adalet dilinin ucuz olduğudur: herkes alabilir ve durumlarını savunmak için kullanabilirdi bunu. İkincisi, sosyalizm yolunun ‘idealistçe’ ya da ‘ideolojik’ olarak kavranması eğilimidir. Kendini bu durumdan güçlü bir biçimde ayrı tutmak ihtiyacı hissetmiştir.
Homo faber
Marx, toplum çözümlemesini üretim araçlarının iyeliği üzerinden oluşturduğu iki sınıf ayrımı ile yapmıştır: üretim araçlarına sahip olan burjuva sınıfı ve bu araçlardan yoksun olan işçi sınıfı. Her iki sınıfı da çözümlerken sömüren ve sömürülen sınıfların çatışmasında, insan benliğinin „kurtuluş‟u nasıl bulabileceğinin yollarını aramaktadır. İnsanın çalışma edimi kendini gerçekleştirmenin özünü oluştururken, bu edimin amaç mı yoksa araç mı olduğu sorunsalı insanın „kendi‟ni biçimlendirme olgusunda büyük bir pay sahibidir. Marks'ın bunu incelemesindeki ana neden insanın „kendi‟ olabilmesi için gereken çıkış yolunu bulma arayışıdır. Bu arayış “yabancılaşma” kavramı etrafında kendine farklı bir yer edinmiştir. Kavram erken ve geç dönem yazılarında biçim değiştirse de özellikle 1844 Paris El Yazmaları‟nda ana hatlarıyla belirmiştir.
Çoğu zaman Marx’ın insanı homo faber (bilge adam, alet yapan)[29] 30 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., kendisi bu terimi hiç kullanmamış olduğu halde, olarak kavradığı söylenir. Benjamin Franklin’in ‘insan alet yapan hayvandır’ [23] tanımına atıf yapılmıştır – yani ‘yapan insan’dır. Marx komünizmin ‘emeği halledeceğini’ söyler.
‘Eğer özel mülkiyete ölümcül bir darbe indirmek arzu ediliyorsa, kişi sadece maddi işler düzeyinde değil ayrıca etkinlik olarak emek olarak da saldırmalıdır. Özgür, insani, toplumsal emekten, özel mülkiyet dışında emekten bahsetmek en büyük yanlış anlamalardan biridir. ‘Emek’ yakın doğası itibarıyla özgür olmayan, insani olmayan, toplumsal olmayandır, özel mülkiyetin tabi kıldığı ve özel mülkiyeti yaratandır.' ‘ Kapitalist sadece sermayenin kişileşmesi işlevini görür, sermaye kişidir, aynı işçinin emeği kişileşmesi işlevini gördüğü gibi, ki bu ona eziyet, çabalama olarak geri döner’
Genelde Marx'ın reddettiği bir bilgi kuramı, yani özne ile nesne arasında ayrım yapan kuram, kendisine mal edilerek Marksizm olumsuzlanmaya çalışılmaktadır. Örneğin işçi sınıfının öznel koşullarından (sınıf bilincinden yoksun veya uzak olması gibi) işçi sınıfının nesnel olarak var olmadığı sonucu çıkarılmakta, bu sonuçtan da sınıf öznenin soyut bir kurgudan ibaret olduğu hükmüne varılmaktadır. Böyle bir yargının kendisi Marx'ın reddettiği bir akıl yürütme sürecinin (indirgemeci mantık) ürünüdür. Çünkü diyalektik akıl, ne bilinç olgusunu sınıfın nesnel varlığına indirger ne de devrimci pratiği sınıfın kendiliğindenci hareketinden türetir. Marx’a göre “tarih, sınıf mücadalelerinin tarihidir”, çünkü tarihi yaratan toplumsal varlığın iradesi sınıf mücadeleleri içinde gerçeklik kazanır.
Yabancılaşma
Marx’a göre yabancılaşma, insanların insan doğası özelliklerinden uzaklaşmasıdır. Marx, yabancılaşmayı dört "bakış açısından" görmektedir. Yabancılaşma:
- İnsanın kendi ürettiği ürünle olan ilişkisinde,
- İnsanın kendi üretkenliğiyle olan ilişkisinde,
- İnsanın kendi türsel varlığı ile olan ilşkisinde,
- İnsanın diğer insanlarla olan ilişkilerinde ortaya çıkmaktadır.
İnsan doğası belli bir takım yaşamsal güdüler ve eğilimler taşır, gerçekleşmesi gelişmesi olması gerekirken, yabancılaşma bu güdü ve eğilimlerin kısıtlanması koşuludur. Özdeki güçler için yabancılaşma güçsüz bırakmanın yerini tutar; kişinin kendi yaşamını kendi nesnesi yapmak için kişinin yaşamı sermayenin nesnesi haline gelir. Marks yabancılaşmanın komünizm öncesi tüm toplumun bir özelliği olacağına inanır. Yabancılaşma karşıtı ‘gerçekleştirme’ ya da ‘öz etkinlik’tir – kendinin etkinliği, kendi tarafından yönetilen.
Marks için üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetle birlikte başlayan bir süreçtir. Özel mülkiyet, insanın özündeki bütünlüğü parçalayacak, onu tek yönlü bir duruma indirgeyecektir:
...özel mülkiyet bizi öylesine aptal ve tek yanlı hale getirdi ki, bir nesnenin, ancak bizim için bir sermaye olarak varolduğunda, ya da ona doğrudan sahip olduğumuzda, yediğimizde, içtiğimizde, giydiğimizde, içinde yaşadığımızda vs. kısacası onu kullandığımızda onun bizim olduğunu düşünürüz.
Gerald Cohen'in eleştirisi
Marx’ın ‘felsefi antropoloji’sinin (yani insan anlayışının) önemli bir eleştirisi, “Analitik Marksizm”in öncüsü Gerald Cohen tarafından “Tarihi Maddeciliği Yeniden Değerlendirmek” yayınında öne sürülmüştür. Cohen' e göre: ‘Marksist felsefi antropoloji tek yanlıdır. İnsan doğası ve insan iyiliği anlayışı daha başka hiçbir şey insan özü sayılamayacak biçimde öz kimlik ihtiyacına fazla önem vermektedir.’. Bunun sonucu olarak ‘Marx ve izleyicileri din ve milliyetçilik gibi olguların önemini küçültmüştür, bunlar öz kimliğin ihtiyaçlarını karşılar.’. Cohen Marks’ın ihmalinin kaynakları olarak saptadıklarını tanımlar: ‘Maddenin kökten nesnelliğinin Anti Hegelci, Feuerbachçı onaylanmasıyla Marx, öznenin nesneyle ilişkisine, bu hiçbir şekilde özne değildir, odaklanmıştır ve zaman geçtikçe, öznenin kendiyle olan ilişkisini ve öznenin diğerleriyle ilişkisinin bu yönünü, ki aracılıdır (yani dolaylıdır), ihmal etmiştir’.
Cohen, ‘Bir kişi yalnızca kendi güçlerini geliştirme ve tatma ihtiyacı duymaz. Kim olduğunu bilmek ister, kendi kimliğinin başkalarıyla olan bağlantılarını bilmek ihtiyacındadır. Hegel’in görmüş olduğu gibi, kendi dışında kendinin üretmediği bir şey ve kendi içinde onunla üst üste çakışan bir şey bulmak zorundadır. Bu onu yaratmış olan sosyal süreç nedeniyledir’ Cohen insanların tipik olarak kimlik yaratmak için güdülenmediklerine, fakat içlerinde içsel olarak var olan, örneğin ‘milliyet ya da ırkk, ya da din ya da herhangi bir dilim ya da bir karışımı muhafaza etmek güdülendiklerine inanır’. Cohen ‘Marx’ın kendini tanım ihtiyacını reddetiğini’ iddia etmez, fakat [bunun yerine] gerçeği vurgu nedeniyle bulamadığını iddia eder’. Cohen ayrıca din vb. yoluyla bulunulacak bir öz anlayış türünün de kesinlik taşıdığını da söylemez. Milliyetçilik ise, ‘kimliklendirmeler iyi huylu, zararsız ve felaket derecede kötücül biçimler alabilir’ der ve ‘milliyetçiliğin bedenleşmesinde devletin iyi bir aracı olduğuna’ inanmaz
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Marxists Internet Arşivi25 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Konuyla ilgili yayınlar
- K. Marx-F.Engels: “ALMAN İDEOLOJİSİ [FEUERBACH] (Die deutsche Ideologie, 1845-46)”, çev:Sevim Belli, Sol Yayınları, Ankara, 1999.[30] 4 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Uluğ Nutku: Feuerbach'ın 'İnsanın Özü' Saptaması, Felsefelogos 19 Hazzın Felsefesi, Bulut Yayınları, Ocak 2008 ,
- T. Timur. Marksizm İnsan ve Toplum. İstanbul: Yordam Kitap, 2007, [32] 4 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- K. Marx . 1844 El yazmaları. Çev:Kenan Somer. İstanbul: Sol Yayınları, 1993.[33][]
Kaynakça
- ^ [1] 11 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Marx’s Economic & Philosophical Manuscripts of 1844 md.21,32, 52 (İngilizce)
- ^ a b c d Ankara Üni., Siyasal Bilgiler Fakültesi, Prof. Dr.Tülin Öngen :Marx ve Sınıf, Praksis Dergisi 2002
- ^ Marx, Alman İdeolojisi, Sol Yayınları, Çevirmen: Sevim Belli, Ankara, 1992, s.25
- ^ [2] 27 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .Feuerbach Üzerine Tezler (Karl Marx)
- ^ [3] 27 Temmuz 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .Theses On Feuerbach(İngilizce)
- ^ [4] 4 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .Feurbach üzerine Tezler
- ^ NUTKU,Uluğ:Daha Güncel Felsefe, Ankara: Anı Yayıncılık, 2006, s. 96, 97, 98
- ^ [5][] Norman Geras:Marx ve İnsan Doğası Bir Efsanenin Reddi, Birikim Yayınları, 2002
- ^ [6] 10 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .Karl Marx. Capital:Bölüm Yirmi Dört: Sermaye içine Artı-Değer Dönüşüm
- ^ "K. Marx, "Alman İdeolojisi", II. bölümün 3. kısmı : "Başlangıçtaki Tarihsel İlişkiler ya da …"
- ^ [7] 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. Alman İdeolojisi. 1845:A. Idealism and Materialism (İngilizce)
- ^ [8] 12 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. Felsefenin Sefaleti :Competition and Monopoly,(İngilizce)
- ^ [9] 2 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Marx & Engels: Manifesto of the Communist Party: Chapter 2Bölüm II. Proleterler ve Komünistler (İngilizce)
- ^ [10] 24 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .Hobbes's Leviathan (İngilizce)
- ^ [11] 15 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Thomas Hobbes:Leviathan, 1651, (İngilizce)
- ^ Pappenheim, Modern Ġnsanın YabancılaĢması, Phoenix Yayınevi, Çevirmen: Salih Ak, Ankara, 2002, s.81
- ^ [12] 2 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx:Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları 1844,Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi
- ^ [13] 3 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 1857 The Grundrisse The Chapter on Capital (İngilizce)
- ^ [14] 6 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Marx ve Engels: Alman İdeolojisi Bölüm Üç: Saint Max/ “Sonuç için "Benzersiz"”(İngilizce)
- ^ Norman Geras, Bölüm 3, syf. 74
- ^ [15] 29 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları. Karl Marx Yabancılaşmış Emek (İngilizce)
- ^ [16] 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. Alman İdeolojisi. 1845: İdealizm ve Materyalizm Bölüm 1
- ^ [17] 29 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları. Karl Marx:Yabancılaşmış emek
- ^ Marx, 1844 El Yazmaları, 2009, syf. 129
- ^ Marx, 1844 El Yazmaları, 2009, s.80
- ^ [18] 18 Ekim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx:Kapital,Bölüm Yedi: Emek-Süreci ve Artı-Değer Üretim Süreci
- ^ [19] 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. Alman İdeolojisi. 1845:Materyalist Yönteminin İlk Tesisler
- ^ Althusser, Marx Ġçin, İthaki Yayınları, Çevirmen: Işık Ergüden, İstanbul, 2002, s.227
- ^ A.g.e., s.229
- ^ [20] 7 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx, Alman İdeolojisi:Bölüm I:. Feuerbach Materyalist ve İdealist Dış Muhalefeti D. Proleterler ve Komünizm
- ^ [21] 2 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Grundrisse, Aralık 1857 - 22 Ocak 1858, (İngilizce)
- ^ [22] 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. Alman İdeolojisi. 1845:Bölüm1, A. İdealizm ve Materyalizm
- ^ [23] 10 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Kutsal Aile Bölüm VI, 2) Mutlak Eleştiri, İkinci Kampanya
- ^ [24] 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. Alman İdeolojisi. 1845:Bölüm1, A. İdealizm ve Materyalizm, Tarih: Temel Koşullar
- ^ Marx, K. (1976b) “Ücretli Emek ve Sermaye”, Marks-Engels: Seçme Yapıtlar, Ankara: Sol. Yayınları
- ^ Marx, K. (1986) Kapital, cilt: 1, çev. A. Bilgi, Ankara: Sol.
- ^ Marx, K. (1859) A contribution to the critique of political economy.
- ^ [25] 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx. The German Ideology. 1845, Part I: Feuerbach. Opposition of the Materialist and Idealist Outlook (İngilizce)
- ^ Norman Geras(1983, p83-84)
- ^ [26] 7 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx The German Ideology:Komünist Devrimi'nin Gerekliliği(İngilizce)
- ^ [27] 6 Ocak 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Das Nationale System der Politischen Oekonomie taslağı
- ^ [28] 4 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Karl Marx'ın 1861-1864 Ekonomik İşler: Direkt Üretim Sürecinin Sonuçları
- ^ a b Ankara Üni., Sosyall Bilgiler Fakültesi, Zişan KÜRÜM Marksist Kavram Olarak Yabancılaşma ve Özgürlük Sorunsalı
- ^ Hunt, E. K. (1979). "Marx's Theory of Property and Alienation," in Parei and Flanagan, eds., Theories of Property: Arisioîle to the Preseni, Ontario: Canada. WilfredLaurier University Press. syf. 304.
- ^ (Marx 1973: 351-52)
- ^ G. A. Cohen:Karl Marx's Theory of History:A Defence Reconsidering Historical Materialism (Callinicos, 1989)(İngilizce)
- ^ G. A. Cohen(s173, 6. ve 7. bölümler)
- ^ G. A. Cohen(Bölüm 8) (s 173)
- ^ G. A. Cohen(s 155)
- ^ G. A. Cohen(s156).
- ^ G. A. Cohen(s156-159)
- ^ G. A. Cohen(s155)
- ^ G. A. Cohen(s158)
- ^ G. A. Cohen (s157)
- ^ G. A. Cohen(s164).
- Norman Geras:“Marx and Human Nature: Refutation of a Legend”,[34]
- Gerald Allan Cohen: “Karl Marx's Theory of History: A Defence”,[35]
- Francis Fukuyama:Tarihin Sonu ve Son İnsan, Gün Yayıncılık, İkinci Baskı 1993-1999 PDF 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Onur Karahanoğulları: Markszim ve Hukuk, Ankara Üni. SBF Dergisi Yayın Tarihi: Sayı: 3 Cilt: 58 syf. 197-232 PDF 25 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ISSN 0378-2921
- Karl Marx İnsan, toplum ve iletişim İletişim kuram ve araştırma dergisi, Sayı 25 Yaz-Güz 2007, s. 199-228 PDF 15 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Karl Marx:1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları.PDF 10 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Diyalektik Materyalizm Üzerine Eleştirel Notlar PDF 29 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Karl Marx in insan dogasi teorisi onun kapitalizm elestirisinde komunizm anlayisinda ve maddecilik anlayisinda onemli bir yer tutar Marx tam olarak insan dogasi ifadesini kullanmaz bunun yerine kullandigi gattungswesen kavrami genellikle varlik turu ya da tur ozu olarak cevrilir Marx bu terimle insanlarin bir olcude kendi dogalarini olusturma veya sekillendirme yetenegine sahip olduklarini belirtmektedir Genc Marx in 1844 yilina ait el yazmalarindaki bir nota gore terimi hem birey hem de insan dogasindan bir butun olarak bahsederken kullanan Ludwig Feuerbach tan alintilamistir Butunsel bir insan anlayisina sahip olan Marx insani yabancilasmamis durumuna geri donmeye dogayla baska insanlarla ve toplumla yeniden birlesmeye ihtiyac duyan bir varlik olarak gormustur Feuerbach uzerine altinci tezi ve toplumsal iliskilerin insan dogasinin belirlenmesiMarx in insan dogasi icin kullandigi Gattungswesen kavraminin karsiligi tam olarak tur ozu anlamina gelse de insan ozu biciminde kullanilmistir Marx bunu Feuerbach Uzerine Tezler in altinci fragmaninda dile getirmistir Yayinlamayi dusunmedigi notlardan olusan ozgun metnini 1845 yilinda Bruksel de ad Feuerbach basligi altinda yazmistir Ancak Friedrich Engels bu notlar uzerinde degisiklikler yaparak 1888 de cikan Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu Ludwig Feuerbach und der Ausgang der klassischen deutschen Philosophie adli kitabinin sonuna eklemistir Soyut dusunceyle tatmin olmayan Feuerbach sezgi ister ama duygun dunyayi insani ve duygun kilgisal bir etkinlik olarak kavramaz Feuerbach dinsel ozu insanin ozune indirger Ama insanin ozu insan dogasi tek tek bireyin dogasinda bulunan bir soyutlama degildir Bu oz kendi gercekligi icinde toplumsal iliskilerin butunudur Bu gercek ozun elestirisine girismeyen Feuerbach bu nedenle 1 tarihsel akistan uzaklasip dinsel duyguyu kendisiyle tanimlamak ve soyut yalitilmis bir insan bireyinin varligini temel almak zorundadir 2 dolayisiyla insanin ozu onun tarafindan yalnizca tur olarak icsel dilsiz cok sayida bireyi sadece dogal sekilde birbirlerine baglayan genellik olarak kavranabilir Bu nedenle Feuerbach dinsel duygu nun kendisinin de bir toplumsal urun oldugunu ve cozumledigi soyut bireyin gercekte belirli bir toplum bicimine ait oldugunu gormez Boylece Marx insan dogasi toplumsal iliskiler in olusturdugundan baska bir sey degildir der gibi gorunmektedir Marx insan dogasinin her bireyde ozde bulunan bir soyutlama olmadigini baska deyisle insanin ozunun var olmadigini onun toplumsal kosullarin urunu Ensemble oldugunu belirtir Ona gore insan olma her zaman belli bir sosyal ve tarihsel olusum icinde belirlenir Soz konusu gorusun karsi savunucularindan birisi Ulug Nutku dur O ozbelirleme kavramini insanin genel varolus niteliklerinden hareketle aciklamaya ve temellendirmeye calisir Genel varolus olgulari Zaman mekan ve toplumsal kulturel kosullarin farklari ne olursa olsun iki insan karsilastiginda ilk bakista birbirlerinin insan olduklarini anliyorlarsa genel varolus olgularini anliyorlar seklinde dile getirilebilir Norman Geras in Marx in insan dogasi kurami Altinci tez Marx in insan dogasi fikrini reddettigini gostermez Marx insan dogasi fikrini reddetmez Ve Marx boyle yapmakta haklidir sozleriyle birlikte bu duruma oldukca ayrintili bir tartisma onermektedir Bu cercevede Geras gosterir ki toplumsal iliskilerin insanlarin dogasini belirledigi kacinilmazken bunlar tek belirleyiciler degildir Marx Kapital de faydaciligin elestirisini yaptigi bir dipnotta faydacilarin genel olarak insan dogasini ve sonrasinda tarihsel asamalarla yapilanan insan dogasini hesaba katmalari gerektigini belirtir Marks gercekligi diyalektik olarak goz onunde bulundurur ve her seyi insani etkinligin toplumsal kilginin bir sonucu olarak kabul eder Nesneler her seyden once insanlar tarafindan yaratilmis nesnelerdir onlarin etkinliklerinin bir billurlasmasidir yani somutluk her seyden once insan dusuncesinin ve eyleminin bir urunudur Duygun gerceklik bir sopaya bu en dusuk asgariye indirgendiginde bile bu sopayi ureten etkinligi icerir bireyler nasil yasiyorlarsa oyledirler Bundan oturu bireylerin ne oldugu onlarin ortaya cikisinin maddi kosullarina baglidir Ayrica Marx a gore insan tarihle beraber degisir kendini gelistirir kendini donusturur tarihin bir urunudur kendi tarihini kendi yaptigi icin kendisi kendisinin urunudur Insanlar kendi tarihlerini kendileri yapar fakat bunu istedikleri sekilde kendileri tarafindan secilmis kosullar altinda yapmazlar var olan kosullar altinda yaparlar Bu bize kosullarin anlasilmasi dolayisiyla arastirilmasi geregini anlatir Marx gunun uretim bicimi ve mulkiyet seklinden yeseren toplumsal yapilarin ebedi doga ve akil yasalarina donusturulmesi egilimini ve maddelestirme reification diye adlandirilan sureci elestirmistir Bu ifadelerle insan dogasinin yaptigi hesaplari elestirmis olabilir Kant ve Hobbes gibi bazi felsefeciler insanlarin dogustan bencil olduguna inanmistir Hem Hobbes hem Kant iyi bir topluma varmak icin insan dogamizin zaptedilmesi gerektigini dusunmustur Kant akli selimimizi kullanmamiz gerektigini Hobbes devletin gucunu kullanmamiz gerektigini dusunmustur Marx ise iyi bir toplumun insan dogasini tam ifade edebilmemizi olanakli kila bilenin oldugunu dusunmustur Ihtiyaclar ve GudulerMarx a gore insan fiziksel ihtiyaclardan bagimsiz oldugu zaman bile uretir ve bu ihtiyaclardan bagimsiz oldugu zaman ilk defa ozgurce uretir Insanlar yalitilmis bireyler olarak degil toplumsal grup ve siniflarin uyeleri olarak hareket ettikleri takdirde kendilerini donusturebilecek kendilerini donusturdukce de dissal dunyayi donusturup toplumsal dunyanin aktif ureticileri haline gelebilecektir 1844 Elyazmalari nda genc Marx soyle yazmistir Insan dogrudan dogal bir varliktir Dogal bir varlik ve yasayan dogal bir olgu olarak dogal guclerle ve yasamsal guclerle donatilidir aktif bir dogal olgudur Bu gucler onda egilimler ve yetenekler olarak icguduler olarak var olur Diger yandan dogal maddi algisal nesnel bir olgu olarak aci ceken kosullara uyan ve kisitli bir yaratiktir ayni hayvanlar ve bitkiler gibi Bu demektir ki nesneler onun dis dunyasinda ondan bagimsiz olarak bulunurlar gene de bu nesneler ihtiyac duydugu nesnelerdir onun oz guclerinin tezahuru ve teyit edilmesi icin olmazsa olmaz gerekli nesnelerdir Grundrisse de Marx kendi dogasi icin benim ustumde baski yapan ihtiyac ve durtulerin toplamidir der Alman Ideoloji sinde su formulasyonu kullanir onlarin ihtiyaclari sonucta onlarin dogasi dir O zaman goruruz ki Marx in erken yazilarindan sonraki calismalarina kadar insan dogasini distaki nesneller gereksinimler inin tatmin edilmesi icin hareket eden egilimler durtuler oz gucler ve icguduler bileskesi olarak kavrar Marx a gore insan dogasinin aciklanmasi insan ihtiyaclarinin aciklanmasidir beraberinde bu ihtiyaclari gidermek icin hareket edeceklerdir Norman Geras Marx in insan ozellikleri dedigi bazi ihtiyaclarin cizelgesini verir diger insanlar icin cinsel iliskiler icin yiyecek su giyim barinak dinlenme ve daha genelde hastalik degil sagliklilik uyumlu kosullar Bir tane daha var genis ve cesitlilikte ugras insan ihtiyaci boylelikle kisisel gelisim Marx in ifade ettigince cok yanli etkinlik bireylerin cok yanli gelisimi bireylerin ozgurce gelisimi kisinin yetilerini butun yonlerde yesertebilme araclari ve bunun gibi Marks insani hayvandan ayiran en buyuk niteligin emek oldugunu ortaya koyar Yeme icme ve dolleme vb gercek insan islevleri oldugu dogrudur Bununla birlikte insan etkinligi diger yonlerinden soyutlanirsa ve nihai kapsamli sonuclara vardirildigi zaman onlar hayvandirlar Uretim ve insanOzgur amacli ureticiler olarak insan Eserlerinde cesitli metinlerde Marx insanlarin hayvanlardan ozde nasil farkli oldugunu dusundugunu gosterir Insan hayvandan bilinciyle din ya da benzeri konularda farklidir Onlar hayvanlardan yasam araclarini kendileri uretir uretmez farklilasirlar bu onlarin fiziki organizasyonu ile kosullanan bie adimdir Alman Ideolojisi nden bu metinde Marx bir farklilik ima etmektedir Insanlar kendi fiziki cevrelerini kendileri uretirler Hayvanlarin da urettigi dogrudur Yuvalar ve barinaklar insa ederler ari kunduz karinca gibi Fakat yalnizca kendi dolaysiz ihtiyaclarini ya da yavrularinin ihtiyaclarini giderirler dolaysiz ihtiyac zorlamasiyla uretirler Halbuki insan fiziki ihtiyac olmaksizin da uretir ve boyle bir ihtiyactan bagimsiz olarak gercekten uretir Insan butun dogayi yeniden uretir Hayvanlarin urunleri yakin fiziki bedenlerine aittir insan ise kendi urunu ile ozgurce yuzlesir Hayvanlar sadece ait olduklari turlerinin standart ve ihtiyaclarina uygun uretirler insan ise butun turlerin standartlarina uygun uretim yapabilir ve her nesneye kendi icsel standartlarini uygulayabilme yetenegine sahiptir Ayrica guzellik yasalarina uyarli uretir Dissallasmis yasamin buyumesiyle insanin yabancilasmis varligi da buyumus olmaktadir Marx bu durumu su sozleriyle aktarir Insani dogadan ve kendinden kendi etkin islevlerinden kendi hayat etkinliginden yabancilastirirken yabancilasmis emek turu insana yabancilastirir Turun hayatini birey hayatinin bir aracina cevirir Ilkin turun hayatiyla bireyin hayatini yabancilastirir Sonra da soyut sekliyle bireyin hayatini gene soyut ve yabancilasmis sekliyle turun hayatinin amaci yapar Cunku bir kere emek hayat etkinligi uretici hayat kendisi insana sadece bir gereksemeyi doyurmanin fiziksel varolusu surdurme gereksinmesini doyurmanin araci gibi gorunmektedir Oysa uretici hayat turun hayatidir Hayat doguran hayattir Turun butun ozelligi tursel ozelligi hayat etkinliginin ozelliginde bulunmaktadir ozgur bilincli etkinlik insanin tursel ozelligidir Hayat sadece yasama araci olarak gorunmektedir Ayni eserde Marx soyle yazar Hayvan yakin olarak yasama etkinligi icindedir Bu etkinlikten uzak degildir kendisi bu etkinliktir Insan kendi yasam etkinligini kendi istek ve bilincinin nesnesi kilar Bilincli yasam etkinligi vardir Dogrudan ugrastigi bir belirlenmislik degildir bu Bilincli yasam etkinligi dogrudan insani hayvandan ayirir Sadece bu nedenle kendi bir insan olustur Ya da daha dogrusu o bilincli bir olustur yani kendi yasami kendisi icin bir nesnedir bu sadece insan oldugu icindir Sadece bu nedenle etkinligi ozgur etkinliktir Yabancilasmis emek iliskiyi tersine cevirir oyle ki salt bilincli bir varlik oldugundan yasam etkinligini insan olusunu kendi varliginin araci yapar Yirmi yildan fazla zaman sonra Kapital de benzer bir konu uzerine dusuncelere girer Bir orumcek dokumaciya benzer islemler yurutur bir ari kovanlarini yaparken pek cok mimari utandirabilir Fakat en kotu mimari arilarin en iyisinden ayiran mimarin gercekte yapisini insa etmeden once hayalinde kurmasidir Butun emek sureclerinin sonunda baslangicta emekcinin hayalinde olan bir sonuc elde edilir Sadece ustunde calistigi malzemenin biciminde degisiklik uygulamaz ayni zamanda calisma tarzinin yasasini veren ve istegini tabi kilmasi gereken kendi amacini da gerceklestirir Ve bu tabi kilma onemsiz bir anlik eylem degildir Bu metinlerde Marx in insanlarla ilgili dusunceleriyle ilgili seyler gorebiliriz Ozellik olarak cevrelerini uretirler bunu fiziki ihtiyac ile karsi karsiya olmasalar da yaparlar aslinda doganin butununu uretirler ve hatta guzellik yasalarina uygun yaratabilirler Yaraticiliklari uretimleri amacli ve planlidir Insanlar gelecek etkinlikleri icin planlar yaparlar ve uretimlerini buna uygun yapmaya cabalarlar Marx a gore insanlar hem kendi yasam etkinliklerini hem de turlerin isteklerini nesne ye donustururler Yasam etkinlikleriyle iliskili ancak basitce onun aynisi degildirler Michel Foucault un biyopolitik tanimina gore insan kendini ozenle isleme nesnesi bilincine vara bilendir Bu Marx in tanimlamasiyla kiyaslanabilir Insanlarin nesnesi olarak yasam ve turler A nin B oznesinin nesnesi oldugunu soylemek B nin belirli bir uretici olarak A ya bir sekilde etki uyguladigi anlamina gelir Yani eger proletarya devleti yikarsa oyleyse devlet proletarya ozne sinin nesnesidir yikma eylemi baglaminda Bu A B nin nesnelidir demeye benzer A butun bir ilgi alani olsa ve tam tanimli bir amac olmasa bile bu metin icinde insanlarin kendi tur lerini ve kendi yasam larini nesne leri haline getirirler demektir Marks nesne sozcugunu kullanmakla sadece maddi bir nesne uretir gibi bunlarin da insan uretimi ya da gerceklestirdigi bir olgu oldugunu ima ediyor olabilir Eger bu cikarim dogruysa o zaman yukarida Marks in insan uretimi ile ilgili sozleri insan yasaminin insanlar tarafinda uretimine de uyarlanabilir Bireyler yasamlarini gerceklestirdikce kendileri de oyledirler Onlarin ne olduklari oyleyse urettikleriyle ust uste cakisir hem ne urettikleriyle hem de nasil uretikleriyle Bireylerin dogasi onlarin uretimlerini belirleyen maddi kosullara bagimlidir Althusser Marx in sadece ilk donemlerinde insan dogasi kavramina humanist bir bicimde yaklastigini soylemektedir Onun disinda tarihi ve politikayi insan ozu ustunde temellendiren her kuramla baglarini kokten kopardi betimlemesini yapmaktadir Marx in genel olarak kuramsal anti humanizm gorusu uzerinde yogunlastigina deginmektedir Insan disa bagimli bir canlidir Kendini var edebilmek adina dogaya ve topluma gereksinim duyar Etkilendigi alanda ne olursa olsun yine kendi toplumunun ona sunduklariyla sinirlidir Tinsel bir insan dogasindan soz etmekten cok biyolojik bir dogadan soz edilmektedir Ancak insanin soyutlama yetisi ve secim yapma edimi insanin sadece edilgen bir varlik olmadiginin gostergesidir Toplumun ve tarihin bicimlendirmesine ek olarak secimleriyle tarihe yon verebilme sansina sahiptir Sonuc olarak ne mutlak insan dogasi varligindan ne de mutlak insan dogasinin hicliginden soz edebiliriz Tarihten beslenen toplumsuz var olamayan yine de toplumun da onsuz var olamadigi zamana kosullara gore degisen bir insan varligindan soz etmek daha yerinde olacaktir Insan dogasini tumden reddetmek insani edimsel olarak umutsuzluga goturen bir noktada durmaktir Ayni bicimde mutlak bir insan dogasi kabulu de tanrisal bir insan ozu anlayisina suruklenmeye neden olur Birinin yasamini nesnesi yapmak icin boylelikle o birinin yasami kontrol altinda bir seymis gibi davranmak gerekir Hayal planlarinda kisinin gelecek ve simdiki anini yukseltmek ve bu planlari yerine getirmekte gerekli dayanaklara sahip olmak Boylesi bir yasam surdurebilmek icin bu kisilik oz etkinligine gerceklestirmeye erismelidir ki Marx arzunun yalnizca komunizm kapitalizmin yerini aldiginda olanakli olabilecegine inanir Yalnizca bu asamada oz etkinlik maddi yasamla ust uste cakisir ve bu bireylerin tam bireyler olarak gelismesine ve tum dogal kisitlamalari atmalarina denk gelir Emegin oz etkinlige donusmesi daha onceki kisitli etkilesimin boylesi bireylerin etkilesimine donusmesine denk duser Insan dogasi ve tarihsel materyalizmMarx in tarih kurami insanlarin cevrelerini degistirme yollarini ve eytisimsel iliski icinde cevrelerinin de onlari degistirisini tanimlamaya calisir Uretme eylemi sadece nesnel kosullarda degisiklik yapmak degildir Ornegin koy kasaba olur vahsi doga temizlenir tarla olur Fakat ureticiler de degisirler kendilerine yeni nitelikler katarlar kendilerini uretim icinde gelistirirler yeni gucler ve dusunceler yeni iliski tarzlari yeni ihtiyaclar ve yeni dil gelistirirler Marx ideolojiyi sosyal hayatin pozitif veya ilerici bir ogesi olarak ele almamistir Marx ayrica proleter ideolojisi sosyalist ideolojiden veya tarihsel materyalizmi proletaryanin ideolojisi falan oldugundan hicbir zaman bahsetmemistir Napolyon ornegiyle Marx ideolojiyi isci koylu sinifini yanlis yone sevk edebilecek egemenlik iliskilerini tutmaya yardim edebilecek soyut doktrinler ve hayali yanlis gorusler olarak nitelemistir Insan tarihinin ilk ongorusu elbette yasayan insan bireylerinin varligidir Boylece ilk kurulmasi gereken gercek bu bireylerin fiziki organizasyonu ve ote dogayla kurdugu iliskileridir Tarih hicbir sey yapmaz engin zenginliklere sahip degildir savaslar yapmaz O insandir gercek yasayan insan hepsini yapan sahiptir ve dovusur tarih insani kendi amaclarini gerceklestirmek icin kullanan ayri bir kisi degildir tarih amaclarini kovalayan insan etkinliginden baska bir sey degildir Bu yuzden insan dogasinin kesin niteligini dikkate almaya baslamadan once bile gercek yasayan insanlarin amaclarini kovalayan insanlar in Marx in tarih kuraminin yapi kaliplari oldugunu gorebiliriz Insanlar dunyaya etki ederler onu ve kendilerini degistirirler boylece de tarih yaparlar Hatta bunun otesinde insan dogasi iki anahtar rol oynar Ilk olarak uretici guclerin buyumesi aciklamasinin bir parcasidir Marks bunu tarihin itici gucu olarak tanimlar Ikinci olarak insanin bir takim ihtiyac ve guduleri kapitalizmde olusan sinif kutuplasmasini aciklar Insan dogasi ve uretici guclerin buyumesi Marx insan bilinci ile maddi yasam kosullari arasindaki karsilikli belirlenim iliskisinin baska dolayimlara gereksinim duydugundan da soz eder Ornegin sinif bilincinin gelismesi kapitalizmin tarihsel bilgisine vakif olmaya baglidir cunku sinif bilinci denilen olgu kolektif ureticilerin bilimsel bir bicimde olusturulmus iradesinin bir yansimasidir Boyle bir yansima ancak ozne ile nesne arasindaki ayrimin asilmasiyla yani maddi dunyayi yaratan insan iradesinin ayni zamanda maddi dunyanin da urunu oldugunun gorulmesiyle seylesmenin asilmasi gerceklesir Iste bunu saglayacak olan Marksist kuramin kilavuzlugunda sosyal gercekligin her duzeyinde yuruyen sinif mucadeleleridir Marx icin mucadele birlik ve zitlarin birligi olan diyalektigin ozudur Ornegin kendinde sinif ile kendi icin sinif arasinda hem karsitlik hem de birlik iceren diyalektik bir iliski mevcuttur Bundan oturu her ikisi arasindaki karsitlik ancak teori ile pratik ve parti ile sinif arasindaki iliskinin kurulmasiyla birligin saglanmasiyla asilabilir Marx a gore siniflari teknik isbolumu degil sosyal is bolumu belirler bu yuzden isci sinifinin nesnel konumu ucret ve yasam duzeylerinden cok yaratilan degerlerin ve zenginliklerin toplum icindeki dagilimina ve bolusumune dayanir Ona gore teknik isbolumu uretici guclerin gelismesine bagli olarak uretim surecinin giderek daha karmasik ve kolektif bir nitelige burunmesinden dogan dolayisiyla dogrudan ureticiler arasinda uretimin gerceklesmesine donuk bir isbolumudur sinif ici farklilasma Bu baglamda uretken emek kol etkinligi ile uretken olmayan emek kafa etkinligi arasindaki ayrim farkli sinif konumlarina degil emek etkinliginin farkli bicimlerine denk duser Marx kapitalizmin gelismesiyle birlikte isci sinifinin uretken emekten uretken olmayan emege dogru genisleyecegini dolayisiyla isci sinifinin giderek daha buyuk bir bolumunun uretken olmayan emek bicimlerinde calismaya baslayacagini belirtir Marx Ekonomi Politigin Elestirisine Katki 1859 kitabinin on sozunde insan ve toplumuyla ilgili temel kuramsal yaklasimini soyle aciklamaktadir Ulastigim ve ulasildiktan sonra incelemelerime kilavuzluk eden genel sonuc kisaca soyle ozetlenebilir Varliklarinin toplumsal uretiminde insanlar kacinilamaz bir sekilde aralarinda kendi arzularindan bagimsiz belirli iliskilere girerler yani onlarin maddi uretim guclerinin belirli bir gelisme seviyesine uygun uretim iliskilerine girerler Bu uretim iliskilerinin tumu toplumun ekonomik yapisini olusturur yasal ve siyasal ust yapinin yukseldigi ve belli sosyal bilinc bicimlerinin tekabul ettigi gercek temeli olusturur Maddi hayatin uretim tarzi sosyal siyasal ve entelektuel hayatin genel surecini belirler Insanlarin yasam bicimini belirleyen bilincleri degildir ama onlarin bilincini belirleyen sosyal yasam bicimleridir Gelismelerinin belli bir asamasinda toplumun maddi uretici gucleri var olan uretim iliskilerine veya bu sadece ayni seyi yasal terimlerle ifade eder o zamana kadar calistiklari cerceve icindeki mulkiyet iliskileriyle catismaya baslar Uretici guclerin gelismesinin bicimlerinden bu iliskiler onlarin prangasina donusur Ardindan toplumsal devrim donemi baslar Ekonomik temeldeki degismeler tum koca ustyapiyi eninde sonunda donusume goturur Nasil ki insan bir kisiyi onun kendini ne sandigiyla degerlendirmezse ayni sekilde insan boyle bir donusum donemini kendi bilinciyle degerlendiremez fakat aksine bu bilinc maddi yasamin celiskilerinden uretimin sosyal gucleri ve uretim iliskileri arasinda var olan catismadan aciklanmalidir Hicbir sosyal duzen yeterli uretici gucler gelismeden asla yikilmaz ve yeni ustun uretim iliskileri varliklari icin gerekli maddi kosullar eski toplumun icinde olgunlasmadikca asla eskinin yerini alamaz Insan dogasi gelisen ihtiyaclar ve sinif mucadelesi Bazi ihtiyaclar digerlerinden cok daha onemlidir Alman Ideolojisi nde Marx yasam her seyden once yemeyi icmeyi bir cevreyi giyimi ve pek cok baska seyi icerir diye yazar Onun tartistigi insan dogasinin bu diger yonleri oz etkinligi gibi bu nedenle bu onceliklilere bagimlidir Marks gorusunu insanlar eskilerin yerine gececek yeni ihtiyaclar gelistirir diye aciklar birincil ihtiyacin tatmin edilisi tatmin etme eylemi ve elde edilen tatmin araci yeni ihtiyaclara yol acar Insan dogasi Marx in ahlaki dusuncesi ve yabancilasmaGeras Marx in eseri hakkinda soyle der Herneyse kuram ya da sosyo tarihi aciklama ve bilimsel olarak da bu eser ozdeki insan ihtiyaclarina yaslanan ahlaki bir iddianamedir ahlaki bir dayanak noktasi baska bir deyisle insan dogasini iceren bir gorustur Marx in calismasi kapitalizmin suclamalariyla doludur Pek cogunda insan dogasini guduklestirici etkisi ustune atiflarda bulunur Bununla birlikte bunu acik bir ahlaki elestiri olarak hic formule etmemistir tam tersine ahlaksal temelde kapitalizmi elestirme ve degistirilmesini onerme cabalarini yanlis gormustur Bunun icin iki temeli oldugu gorulmektedir Birisi ahlak ve adalet dilinin ucuz oldugudur herkes alabilir ve durumlarini savunmak icin kullanabilirdi bunu Ikincisi sosyalizm yolunun idealistce ya da ideolojik olarak kavranmasi egilimidir Kendini bu durumdan guclu bir bicimde ayri tutmak ihtiyaci hissetmistir Homo faber Marx toplum cozumlemesini uretim araclarinin iyeligi uzerinden olusturdugu iki sinif ayrimi ile yapmistir uretim araclarina sahip olan burjuva sinifi ve bu araclardan yoksun olan isci sinifi Her iki sinifi da cozumlerken somuren ve somurulen siniflarin catismasinda insan benliginin kurtulus u nasil bulabileceginin yollarini aramaktadir Insanin calisma edimi kendini gerceklestirmenin ozunu olustururken bu edimin amac mi yoksa arac mi oldugu sorunsali insanin kendi ni bicimlendirme olgusunda buyuk bir pay sahibidir Marks in bunu incelemesindeki ana neden insanin kendi olabilmesi icin gereken cikis yolunu bulma arayisidir Bu arayis yabancilasma kavrami etrafinda kendine farkli bir yer edinmistir Kavram erken ve gec donem yazilarinda bicim degistirse de ozellikle 1844 Paris El Yazmalari nda ana hatlariyla belirmistir Cogu zaman Marx in insani homo faber bilge adam alet yapan 29 30 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi kendisi bu terimi hic kullanmamis oldugu halde olarak kavradigi soylenir Benjamin Franklin in insan alet yapan hayvandir 23 tanimina atif yapilmistir yani yapan insan dir Marx komunizmin emegi halledecegini soyler Eger ozel mulkiyete olumcul bir darbe indirmek arzu ediliyorsa kisi sadece maddi isler duzeyinde degil ayrica etkinlik olarak emek olarak da saldirmalidir Ozgur insani toplumsal emekten ozel mulkiyet disinda emekten bahsetmek en buyuk yanlis anlamalardan biridir Emek yakin dogasi itibariyla ozgur olmayan insani olmayan toplumsal olmayandir ozel mulkiyetin tabi kildigi ve ozel mulkiyeti yaratandir Kapitalist sadece sermayenin kisilesmesi islevini gorur sermaye kisidir ayni iscinin emegi kisilesmesi islevini gordugu gibi ki bu ona eziyet cabalama olarak geri doner Genelde Marx in reddettigi bir bilgi kurami yani ozne ile nesne arasinda ayrim yapan kuram kendisine mal edilerek Marksizm olumsuzlanmaya calisilmaktadir Ornegin isci sinifinin oznel kosullarindan sinif bilincinden yoksun veya uzak olmasi gibi isci sinifinin nesnel olarak var olmadigi sonucu cikarilmakta bu sonuctan da sinif oznenin soyut bir kurgudan ibaret oldugu hukmune varilmaktadir Boyle bir yarginin kendisi Marx in reddettigi bir akil yurutme surecinin indirgemeci mantik urunudur Cunku diyalektik akil ne bilinc olgusunu sinifin nesnel varligina indirger ne de devrimci pratigi sinifin kendiligindenci hareketinden turetir Marx a gore tarih sinif mucadalelerinin tarihidir cunku tarihi yaratan toplumsal varligin iradesi sinif mucadeleleri icinde gerceklik kazanir Yabancilasma Marx a gore yabancilasma insanlarin insan dogasi ozelliklerinden uzaklasmasidir Marx yabancilasmayi dort bakis acisindan gormektedir Yabancilasma Insanin kendi urettigi urunle olan iliskisinde Insanin kendi uretkenligiyle olan iliskisinde Insanin kendi tursel varligi ile olan ilskisinde Insanin diger insanlarla olan iliskilerinde ortaya cikmaktadir Insan dogasi belli bir takim yasamsal guduler ve egilimler tasir gerceklesmesi gelismesi olmasi gerekirken yabancilasma bu gudu ve egilimlerin kisitlanmasi kosuludur Ozdeki gucler icin yabancilasma gucsuz birakmanin yerini tutar kisinin kendi yasamini kendi nesnesi yapmak icin kisinin yasami sermayenin nesnesi haline gelir Marks yabancilasmanin komunizm oncesi tum toplumun bir ozelligi olacagina inanir Yabancilasma karsiti gerceklestirme ya da oz etkinlik tir kendinin etkinligi kendi tarafindan yonetilen Marks icin uretim araclari uzerindeki ozel mulkiyetle birlikte baslayan bir surectir Ozel mulkiyet insanin ozundeki butunlugu parcalayacak onu tek yonlu bir duruma indirgeyecektir ozel mulkiyet bizi oylesine aptal ve tek yanli hale getirdi ki bir nesnenin ancak bizim icin bir sermaye olarak varoldugunda ya da ona dogrudan sahip oldugumuzda yedigimizde ictigimizde giydigimizde icinde yasadigimizda vs kisacasi onu kullandigimizda onun bizim oldugunu dusunuruz Gerald Cohen in elestirisiMarx in felsefi antropoloji sinin yani insan anlayisinin onemli bir elestirisi Analitik Marksizm in oncusu Gerald Cohen tarafindan Tarihi Maddeciligi Yeniden Degerlendirmek yayininda one surulmustur Cohen e gore Marksist felsefi antropoloji tek yanlidir Insan dogasi ve insan iyiligi anlayisi daha baska hicbir sey insan ozu sayilamayacak bicimde oz kimlik ihtiyacina fazla onem vermektedir Bunun sonucu olarak Marx ve izleyicileri din ve milliyetcilik gibi olgularin onemini kucultmustur bunlar oz kimligin ihtiyaclarini karsilar Cohen Marks in ihmalinin kaynaklari olarak saptadiklarini tanimlar Maddenin kokten nesnelliginin Anti Hegelci Feuerbachci onaylanmasiyla Marx oznenin nesneyle iliskisine bu hicbir sekilde ozne degildir odaklanmistir ve zaman gectikce oznenin kendiyle olan iliskisini ve oznenin digerleriyle iliskisinin bu yonunu ki aracilidir yani dolaylidir ihmal etmistir Cohen Bir kisi yalnizca kendi guclerini gelistirme ve tatma ihtiyaci duymaz Kim oldugunu bilmek ister kendi kimliginin baskalariyla olan baglantilarini bilmek ihtiyacindadir Hegel in gormus oldugu gibi kendi disinda kendinin uretmedigi bir sey ve kendi icinde onunla ust uste cakisan bir sey bulmak zorundadir Bu onu yaratmis olan sosyal surec nedeniyledir Cohen insanlarin tipik olarak kimlik yaratmak icin gudulenmediklerine fakat iclerinde icsel olarak var olan ornegin milliyet ya da irkk ya da din ya da herhangi bir dilim ya da bir karisimi muhafaza etmek gudulendiklerine inanir Cohen Marx in kendini tanim ihtiyacini reddetigini iddia etmez fakat bunun yerine gercegi vurgu nedeniyle bulamadigini iddia eder Cohen ayrica din vb yoluyla bulunulacak bir oz anlayis turunun de kesinlik tasidigini da soylemez Milliyetcilik ise kimliklendirmeler iyi huylu zararsiz ve felaket derecede kotucul bicimler alabilir der ve milliyetciligin bedenlesmesinde devletin iyi bir araci olduguna inanmazAyrica bakiniz1844 Elyazmalari Karl Marx Yapisalci Marksizm PostmodernizmDis baglantilarMarxists Internet Arsivi25 Subat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Konuyla ilgili yayinlarK Marx F Engels ALMAN IDEOLOJISI FEUERBACH Die deutsche Ideologie 1845 46 cev Sevim Belli Sol Yayinlari Ankara 1999 30 4 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISBN 975 7399 03 5 Ulug Nutku Feuerbach in Insanin Ozu Saptamasi Felsefelogos 19 Hazzin Felsefesi Bulut Yayinlari Ocak 2008 ISBN 9789758295883 T Timur Marksizm Insan ve Toplum Istanbul Yordam Kitap 2007 32 4 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISBN 978 994 412 212 X K Marx 1844 El yazmalari Cev Kenan Somer Istanbul Sol Yayinlari 1993 33 olu kirik baglanti ISBN 9799757399314Kaynakca 1 11 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Marx s Economic amp Philosophical Manuscripts of 1844 md 21 32 52 Ingilizce a b c d Ankara Uni Siyasal Bilgiler Fakultesi Prof Dr Tulin Ongen Marx ve Sinif Praksis Dergisi 2002 Marx Alman Ideolojisi Sol Yayinlari Cevirmen Sevim Belli Ankara 1992 s 25 2 27 Eylul 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Feuerbach Uzerine Tezler Karl Marx 3 27 Temmuz 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Theses On Feuerbach Ingilizce 4 4 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Feurbach uzerine Tezler NUTKU Ulug Daha Guncel Felsefe Ankara Ani Yayincilik 2006 s 96 97 98 5 olu kirik baglanti Norman Geras Marx ve Insan Dogasi Bir Efsanenin Reddi Birikim Yayinlari 2002 ISBN 975 516 023 X 6 10 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Capital Bolum Yirmi Dort Sermaye icine Arti Deger Donusum K Marx Alman Ideolojisi II bolumun 3 kismi Baslangictaki Tarihsel Iliskiler ya da 7 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Alman Ideolojisi 1845 A Idealism and Materialism Ingilizce 8 12 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Felsefenin Sefaleti Competition and Monopoly Ingilizce 9 2 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Marx amp Engels Manifesto of the Communist Party Chapter 2Bolum II Proleterler ve Komunistler Ingilizce 10 24 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hobbes s Leviathan Ingilizce 11 15 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Thomas Hobbes Leviathan 1651 Ingilizce Pappenheim Modern Ġnsanin YabancilaGmasi Phoenix Yayinevi Cevirmen Salih Ak Ankara 2002 s 81 12 2 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Ekonomik ve Felsefi Elyazmalari 1844 Hegel in Hukuk Felsefesinin Elestirisi 13 3 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1857 The Grundrisse The Chapter on Capital Ingilizce 14 6 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Marx ve Engels Alman Ideolojisi Bolum Uc Saint Max Sonuc icin Benzersiz Ingilizce Norman Geras Bolum 3 syf 74 15 29 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmalari Karl Marx Yabancilasmis Emek Ingilizce 16 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Alman Ideolojisi 1845 Idealizm ve Materyalizm Bolum 1 17 29 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmalari Karl Marx Yabancilasmis emek Marx 1844 El Yazmalari 2009 syf 129 Marx 1844 El Yazmalari 2009 s 80 18 18 Ekim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Kapital Bolum Yedi Emek Sureci ve Arti Deger Uretim Sureci 19 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Alman Ideolojisi 1845 Materyalist Yonteminin Ilk Tesisler Althusser Marx Ġcin Ithaki Yayinlari Cevirmen Isik Erguden Istanbul 2002 s 227 A g e s 229 20 7 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Alman Ideolojisi Bolum I Feuerbach Materyalist ve Idealist Dis Muhalefeti D Proleterler ve Komunizm 21 2 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Grundrisse Aralik 1857 22 Ocak 1858 Ingilizce 22 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Alman Ideolojisi 1845 Bolum1 A Idealizm ve Materyalizm 23 10 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kutsal Aile Bolum VI 2 Mutlak Elestiri Ikinci Kampanya 24 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx Alman Ideolojisi 1845 Bolum1 A Idealizm ve Materyalizm Tarih Temel Kosullar Marx K 1976b Ucretli Emek ve Sermaye Marks Engels Secme Yapitlar Ankara Sol Yayinlari Marx K 1986 Kapital cilt 1 cev A Bilgi Ankara Sol Marx K 1859 A contribution to the critique of political economy 25 1 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx The German Ideology 1845 Part I Feuerbach Opposition of the Materialist and Idealist Outlook Ingilizce Norman Geras 1983 p83 84 26 7 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx The German Ideology Komunist Devrimi nin Gerekliligi Ingilizce 27 6 Ocak 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Das Nationale System der Politischen Oekonomie taslagi 28 4 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx in 1861 1864 Ekonomik Isler Direkt Uretim Surecinin Sonuclari a b Ankara Uni Sosyall Bilgiler Fakultesi Zisan KURUM Marksist Kavram Olarak Yabancilasma ve Ozgurluk Sorunsali Hunt E K 1979 Marx s Theory of Property and Alienation in Parei and Flanagan eds Theories of Property Arisioile to the Preseni Ontario Canada WilfredLaurier University Press syf 304 Marx 1973 351 52 G A Cohen Karl Marx s Theory of History A Defence Reconsidering Historical Materialism Callinicos 1989 Ingilizce G A Cohen s173 6 ve 7 bolumler G A Cohen Bolum 8 s 173 G A Cohen s 155 G A Cohen s156 G A Cohen s156 159 G A Cohen s155 G A Cohen s158 G A Cohen s157 G A Cohen s164 Norman Geras Marx and Human Nature Refutation of a Legend 34 ISBN 0860917673 Gerald Allan Cohen Karl Marx s Theory of History A Defence 35 ISBN 978 0199242061 Francis Fukuyama Tarihin Sonu ve Son Insan Gun Yayincilik Ikinci Baski 1993 1999 PDF 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Onur Karahanogullari Markszim ve Hukuk Ankara Uni SBF Dergisi Yayin Tarihi Sayi 3 Cilt 58 syf 197 232 PDF 25 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde ISSN 0378 2921 Karl Marx Insan toplum ve iletisimIletisim kuram ve arastirma dergisi Sayi 25 Yaz Guz 2007 s 199 228 PDF 15 Aralik 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Karl Marx 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmalari PDF 10 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Diyalektik Materyalizm Uzerine Elestirel Notlar PDF 29 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde