Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Temmuz 2021) () ( |
Nümismatik veya meskûkât, sikke veya kâğıt para koleksiyonculuğu ve paraları inceleyen çalışma sahası. Sikkecilik olarak da adlandırılır. Bu alanda uzman kişilere "nümismat" adı verilir. Nümismatik; kaybolmuş uygarlıkların, kentlerin ve yerleşim yerlerinin kesin olarak belirlenmesine katkı sağlar, tarihsel süreç içinde yok olmuş anıt ve yapılara ilişkin kanıtları bizlere anlatır. İmparatorların saltanatlarının başlangıç tarihlerinin, almış oldukları unvanların, imparatorluk dönemleri boyunca yaptıkları işlerin, kazandıkları zaferlerin ya da yenilgilerin kesin biçimde belirlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda nümizmatik Antik Sikke darbında kullanılan madenin türüne göre o toplumun, o dönemdeki ekonomik durumu konusunda ciddi ipuçları sağlamaktadır. Bir arkeoloğun kazı çalışmasında bulabileceği en iyi şeylerden biri Antik Sikkedir. Bulunmuş olan bir Antik Sikke yapılan arkeolojik çalışma katmanı için anında bir tarih sağlayabilir. Ek olarak Antik Sikkeler ticaret, ekonomi, sosyal organizasyon, mitoloji, ideolojiler, şahsiyetler, liderlik, askeri, önemli olayları anlatmaktadır. Antik Sikkelerin hangi devlet döneminde, hangi yıllarda, hangi İmparator adına darb edildiği gibi bulgular tarihsel gerçeklerin ortaya çıkarılmasında önemli rol oynamaktadır.
Etimoloji
Türkçeye Fransızcadan geçen kavram, sikke ve para anlamındaki Yunanca "nomisma" sözcüğünden türemiştir. Arapça kökenli meskûkât sözcüğü ise "sikkeler" anlamına gelir. Nümismatik sözcüğü aynı zamanda "para ile ilgili" anlamında bir sıfattır.
Nümizmatik, incelediği nesnelerin zamanla bozulmaması sayesinde sikke ve madalyalarda kullanılan alaşımları ve bunların ağırlıklarını, paraların yeryüzünde dağılımı ve yayılım alanlarını ortaya koyarak; coğrafyanın, tarihin, dinler ve gelenekler tarihinin, sanat tarihinin ve çeşitli devirlerdeki ticaret sistemlerini inceleyen ekonomi tarihinin başlıca yardımcısı olmuştur.
Tarihçe
Sikke koleksiyonculuğu muhtemelen eski zamanlarda var olmuş olabilir. Caesar Augustus, Saturnalia hediyesi olarak "kralların eski parçalarını ve yabancı para da dahil olmak üzere her türden madeni para" verdi.
Sık sık eski madeni paralarla bağcıların kendisine yaklaşıp hükümdarı satın almasını veya kimliğini belirlemesini istediğini bir mektupta yazan Petrarca, ilk Rönesans koleksiyoncusu olarak kabul edilir. Petrarca, 1355'te İmparator IV. Charles'a Roma sikkelerinden oluşan bir koleksiyon hediye etti.
Para koleksiyonculuğunun başlangıcı Romalılara dek ulaşır. Dünyaca ünlü Sezar, Pompeius ilk para koleksiyoncularındandır.
Madeni paralarla ilgili ilk kitap Guillaume Budé tarafından yazılan De Asse et Partibus (1514) idi. Rönesansın başlangıç döneminde eski madeni paralar Avrupa kraliyet ailesi ve soyluları tarafından toplandı. Madeni para koleksiyoncuları, Kutsal Roma İmparatorluğu İmparatoru Maximilian, Papa Boniface VIII, Fransa Kralı XIV.Louis, I. Ferdinand, Berlin madeni para dolabını başlatan Brandenburg'lu Seçmen II. Joachim ve Fransa Kralı IV. Henry bunlardan birkaçıdır. Nümismatik, en saygın kurucuları nedeniyle "Kralların Hobisi" olarak anılır.
19. yüzyılda profesyonel topluluklar örgütlendi. Kraliyet Nümismatik Derneği 1836'da kuruldu ve hemen Numismatic Chronicle dergisini yayınlamaya başladı. Amerikan Nümismatik Derneği 1858'de kuruldu ve 1866'da American Journal of Numismatics 'i yayınlamaya başladı.
1931'de İngiliz Akademisi, Eski Yunan sikkelerinin koleksiyonlarını yayınlayan Sylloge Nummorum Graecorum'u başlattı. Sylloge of Coins of the British Isles'ın ilk cildi 1958'de yayınlandı.
20. yüzyılda madeni paralar arkeolojik nesneler olarak kabul gördü ve Viyana'daki Sanat Tarihi müzesi'nden Guido Bruck gibi akademisyenler, zamansal bir bağlam sağlamadaki değerlerini ve küratörlerin klasik edebiyatı kullanarak aşınmış madeni paraları tanımlarken karşılaştıkları zorluğu fark ettiler.
Almanya'da II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Almanya'da bulunan her madeni parayı kayıt altına almak için Fundmünzen der Antike (Klasik Dönem Madeni Para Buluntuları) projesi başlatıldı. Bu fikir birçok ülkede ardıllar buldu.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, ABD Darphanesi, 1838'de baş madeni paracı Adam Eckfeldt kişisel koleksiyonunu bağışladığında madeni bir dolap yaptı. William E. Du Bois'nın Pledges of History... (1846) bu dolabı anlatır.
C. Wyllys Betts'in çağdaş madalyalarla resmedilen American colonial history illustrated by contemporary medals (1894) (tr: Amerikan sömürge tarihi), Amerikan tarihi madalyalarının incelenmesi için temel oluşturdu.
Helen Wang'ın "A short history of Chinese numismatics in European languages" (2012-2013), Batılı ülkelerin Çin nümizmatiği anlayışının ana hatlarını verir. Lyce Jankowski'nin Les amis des monnaies 'i, 19. yüzyılda Çin'deki Çin nümizmatiği üzerine derinlemesine bir çalışmadır.
Türkiye'de ise para kolleksiyonculuğu ancak 20. yüzyılın başlarında müzeciler tarafından başlatılmıştır. Türkiye'de de "Türk Nümismatik Derneği" adı ile kurulmuş olan dernek, tüm nümizmat ve para koleksiyoncularını bünyesinde barındırmaya çalışmaktadır.
İkinci anlamıyla nümismatik alanı içine giren konular kısaca, madeni ve kâğıt paralar, madalyalar, nişanlar, hatıra madalyonları ve jetonlar gibi ana dallara ayrılır.
Modern nümismatik
Modern nümismatik, 17. yüzyılın ortalarından itibaren, makine darbeli madeni paralar döneminin madeni paralarının incelenmesidir. Çalışmaları, tarihçilerden çok koleksiyonerlerin ihtiyacına hizmet eder ve profesyonel bilim adamlarından çok amatör meraklılar tarafından daha başarılı bir şekilde takip edilir. Modern nümizmatiğin odak noktası, üzerinde çalıştıkları madeni paraların göreli nadirliğini belirlemek için darphane veya diğer kayıtları kullanarak tarihsel bağlamlarda para üretimi ve kullanımının araştırılmasında yatmaktadır. Çeşitler, darphane hataları, progresiv kalıp aşınmasının sonuçları, basım rakamları ve hatta madeni para basımlarının sosyopolitik bağlamı da ilgi çekici konulardır.
Alt alanlar
Exonumia,Jeton ve madalya gibi madeni para benzeri nesnelerin ve yasal para birimi yerine veya anma için kullanılan diğer öğelerin çalışmasıdır. Bu, uzun madeni paralar, kaplı madeni paralar, hatıra madalyonları, etiketler, rozetler, karşı darplı madeni paralar, ahşap jetonlar, kredi kartları ve diğer benzer öğeleri kapsar. Gerçek nümizmatikle ilgilidir (yasal para olan madeni paralarla ilgilidir) ve birçok madeni para koleksiyoncusu aynı zamanda exonumisttir.
Notafili, kağıt para veya banknotların incelenmesidir. İnsanların kağıt parayı kullanımda olduğu zamandan beri biriktirdiğine inanılmaktadır. Ancak insanlar, özellikle Serienscheine (Seri notlar) Notgeld olmak üzere, Almanya'da sistematik olarak kağıt para toplamaya ancak 1920'lerde başladılar. Dönüm noktası 1970'lerde notafilinin koleksiyoncular tarafından ayrı bir alan olarak kurulmasıyla gerçekleşti. Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Fransa gibi bazı gelişmiş ülkeler, literatürün ana referans noktalarını temsil eden kendi ulusal kağıt para kataloglarını yayınlamaya başladılar.
Scripofili, hisse senedi ve tahvilller üzerine yapılan çalışma ve koleksiyondur. Hem bazı tarihi belgelerin doğal güzelliği hem de her belgenin ilginç tarihsel bağlamı nedeniyle bir koleksiyon alanıdır. Bazı hisse senetleri gravürleme için mükemmel örneklerdir. Nadiren, varisi bir şirkette hala hisse senedi olarak değeri olan eski bir hisse senedi belgesi bulunabilir.
Araştırma nesnesi
Nümismatiğin en önemli nesnesi sikke’dir. Fakat kâğıt para, sikkeden önceki ödeme araçları ve madalyon, jeton ya da ’a (işaretler, ör. boyalı işaretler) kadarki dini madalyonlar gibi Sikke benzeri diğer para formundaki değerli nesneler de Nümismatiğin araştırma alanına girer. Sikke benzeri nesnelerin arasında ya da da vardır.
Bugüne kadar, dönemine ait az sayıda yazılı kaynak aktarılmış olan çağlarda Sikke’ler oldukça büyük bir değere sahipti. Çünkü Sikke’ler ekonomi ve kültür tarihine ilişkin çok önemli kronolojik kaynaklar niteliğindeydi. Bu durum özellikle Antik çağda Yunan ve Roma dönemi için, erken çağ, ortaçağ ve antik Akdeniz kültürleri dışında kalan bölgeler ( ve İskitya İmparatorlukları) için geçerlidir.
Bu dönemler için sikke buluntuları, hatta kazılar sırasında diğer nesnelerle birlikte bulunan ya da defineler arasında tesadüfen ele geçirilen sikkeler, arkeolojik araştırmayla elde edilen bulguların dönemsel düzenleme için tarihlendirilmesinde kullanılan önemli bir kaynaktır.
Bugüne kadar Sikke kalıntılarının kaynak materyalleri giderek arttığı için, yeni metotlarla çalışan, bölümün en dinamik alanını oluşturan buluntu Sikke’leri inceleyen gerçek bir nümismatik alanı ortaya çıkmıştır. Erken dönemlerde de bulunan sikkeler (tekil bulgu ile kayıp bulgular) dikkate değer bulunmuş ve ayrıca buluntu dökümlerine (envanterlerine) de alınmıştır.
Ortaçağdan bu yana Nümismatik, gitgide artan yazılı kaynaklarla birlikte, hem tarihsel hem de toplumbilimsel yönleri olan para tarihiyle benzerliklere sahiptir. Çok değer kaybeden Sikke para, nümismatiğin temel araştırma noktasıdır.
Nümismatiğin bir yandan özelleşmiş tarihi ve arkeolojik yan dallarla, diğer taraftan da ekonomi tarihi, sosyal tarih, sanat tarihi ya da isim bilimi gibi yan alanlarla çok sayıda bağlantıları vardır. Bilhassa Antik tarihi bölümü içinde nümismatik en önemli yardımcı bilimlerden biridir.
Sikke
Madenin dökümüyle elde edilmiş yuvarlak “Sikke”, az bulunan değerli bir madenden yapıldığı için diğer takas mallarına oranla daha uzun ömürlü bir değere sahiptir.
Tahmini ilk metal paraların buluntularına Akdeniz bölgesi ve çevresinde rastlanmıştır ve buluntular MÖ 2000 tarihine dayanmaktadır. İlk içerisinde bronzdan yapılan evcil hayvan motifleri de tespit edilmiştir.
Sikkelerin özellikleri
Sikkeler, devlet tarafından onaylanıp üretilen ödeme araçlarıdır. Modern sikkeler üzerinde üç yazıt bulunmaktadır: Ülke (yani Ülke Ortaklığı), değer (nominal ve para birimine göre) ve yıl. Bunun yanında istisnalar da bulunmaktadır: Bazı eski, yabancı, küçük sikke birimleri (örneğin Travancore’da 1949 yılına kadar basılmış tüm Cash-Sikke’ler). İsviçre Rappen’i (İsviçre Franken’inin alt birimi), para birimi içerisinde olmayan nominal bir değer taşımaktadır. 1965–1971 yılları, İngiliz Crown’u basımında oldukça önemli bir tarihtir. Crown’lar hem nominal bir değere sahiptir hem de para biriminin bir öğesidir. II. Elizabeth tasviri bulunan İngiliz Sikke’lerinde ülke belirtilmezken, seleflerinde hükümdarın unvanının bir bölümü olarak verilmiştir. Avro-Sikke’lerinin bir kısmında da ülke bilgisi verilmemiştir.
Sikke’nin ön yüzünde (Avers) devletin armasının da görülebildiği hükümdar kafası tasviri bulunmaktadır. Sikke’nin arka yüzünde (Revers) ise değer bilgisi bulunmaktadır. Sikke kenarları taraklı ya da yazılı olabilmektedir. Sikke yüzeyinde çıkıntıya (kenar çubuğu) çok nadir rastlanmaktadır. Nümismatik alanı sikke kenarındaki bir yazıyı Efsane olarak tanımlanmaktadır.
Abu (Sikke)
Abu (Arapça أبو, DMG Abū, “Baba”), Levanten ticareti yoluyla Arap dilinin konuşulduğu bölgelerde kullanılan Avrupa sikkelerine verilen addır. Sikkelerin takma adlarının genellikle sikke betimlemeleriyle bir bağlantısı bulunmaktadır. Bu sebeple Maria-Theresien-Taler’i, Abu Kush (Kuşların Babası) ya da Abu Noukte (İncilerin Babası) olarak adlandırılır, bu yüzden kraliçenin elmaslı tacının üzerinde bir kartal pençesinde bir inci görmek mümkündür. Hollanda’nın aslan figürlü Taler’i Abu Kelb (Köpeklerin Babası) olarak adlandırılmaktadır, dört köşeli armalık Abu Taka (Pencerelerin Babası) ile İspanyol sekizlik Real paraları geçerlidir.
Sikke tarihinde Yeniçağ’a kadar, benzer şekilde gelişen değer kaybı süreçleri görülmektedir. Para, başlangıçta sikke formunda değerli maddeden yapılarak ortaya çıktığında ve takas değeri bu materyalin değerine uygun olduktan sonra, sikkeler daha küçük ve hafif ya da değerli ve daha az değerli materyal alaşımlarından üretilerek, materyal değeri takas değerinden daha düşük olan sikkeler şeklinde üretildi.
Ortaçağ Sikkeleri
Geç Antik Çağ’dan erken Orta Çağ’a kadar sikkelerin Avrupa’da kullanımı hızlı şekilde gerilemişti. Takas ticareti artmıştı ve büyük para ticaretleri yapılırken genellikle sikke olmayan metaller ile ödeme yöntemi kullanılıyordu. Standart para birimleri, farklı gruplardaki Bizans Solidus’u ve Siliqua’sı oldu. Yeni imparatorluğu, Batı Roma İmparatorluğu’nun yerine kuran Alman hükümdarlar çoğunlukla Bizans imparatorlarının dökme imtiyazını (kalıp şeklini) tanımışlar ve bunların kalıplarını taklit etmişlerdi. Sadece sikkelerin üzerine kendi isimlerini, monogramlarını ya da portrelerini tek tük bastırmışlardı. Büyük Karl 800 yılından önce altın ve gümüş para biriminden tek bir gümüş para birimine geçilen yeni bir sikke sistemi oluşturdu. Sadece Dinar ve Fenik kullanıma yeni girmiştir. Fenik’in farklı türlerinin olması ve sikkelerin gümüş içeriğinin azaltılmasının sonucu olarak, imparatorluk sikke hakkı kutsal Roma imparatorluğunda, dünyevi ve dini anlamda önemli bir nesne olarak oldukça geniş çaplı yayılma gösterdi.
12. yüzyılın ortasından 14. yüzyıla kadar Brakteat’lar, neredeyse tüm Almanca dilinin konuşulduğu (Ren Nehri etrafındaki bölgeler ve Alplerin çevresi hariç) bölgelerde kullanılan sikke çeşidiydi. Bu ince, tek tarafı basılmış gümüş fenik sikkeler, eski feniklerin büyük ölçüde hafiflemesini sağladı. Brakteat’lar zaman zaman “kötü anılmıştır”, bu da bu sikkelerin geçersiz sayıldığı anlamına gelmektedir ve sahipleri bunların az sayıdaki yeni sikkeler karşılığında değiştirilmesini talep etmişlerdir. %25’lere varan bir kesim bu sikkeleri reddetmiştir. Bu uygulama, o dönemde çokça başvurulan bir vergi yükseltme yöntemiydi.
Altın sikkeler Orta Çağ’da çok nadir dökülüyordu. İlk olarak 13. yüzyılda altın basımlar yapıldı. Bu gelişme İtalyan ticaret şehirlerinden başlamıştır. Fransa ve İngiltere’de altın sikkelerin kullanımı yaygınlaşmaya devam etmiş ve sikke parçalarının imparatorluk sikkelerinden fark edilir şekilde daha büyük olduğu gözlemlenmiştir. 13. yüzyılın diğer gelişmelerinden biri de Almanya’da Groschen’ın daha büyük gümüş sikke olarak kullanılmaya başlanmasıdır. Groschen’in sikke resimleri, ilk defa o zamanki bölgenin prensliğinin izlerini de yansıtmaktaydı.
Alman sikke yasasında 1356 yılı önemli bir tarihtir. Bu tarihte imparator bir “altın boğa” ile derebeylerin ve dukalıkların sikke hakkını açık bir şekilde tanımış oldu. Daha önce, imparatorluğa bağlı olmayan Lübeck’e 1340 yılında ilk defa altın Gulden’lerin basımı konusunda taviz verilmişti. Bu tarihten 1871 yılına kadar Almanya’nın sikke tarihi çok yönlü olarak değerlendirmiştir, çünkü çok sayıda devlet kendi paralarını çıkarmıştı. Sikkelerin ifade ettikleri konusunda edinilen bilgiler arkeolojik araştırmalarda oldukça fazla kullanılmaktadır. Çünkü kazı sırasında katmanlar, sikkeler yoluyla çok rahat tarihlendirilebilmektedir.
Orta Çağ'da ortaya çıkan bazı tanımlamalar şu şekildedir:
- Heller: Mark’ın kullanıma girişine kadar Heller en küçük sikke/madeni para idi. Heller 1200’lü yıllarda ismini aldığı Schwäbisch Hall’de basılmıştır.
- Pfennig, yani Denar
- Kreuzer: Kreuzer ismini ön yüzündeki çift haçtan almıştır. 1873 yılında çıkarılmıştır.
- Schilling, yani Groschen
- Batzen
- Pfund (İsmi ağırlık biriminden gelmektedir, bkz. Karlspfund) ya da: (Florentiner) Gulden (Madde ismi)
- Taler (İsmi asıl basım yeri olan Joachimsthal’den gelmiştir.)
Diğer ülkelerde ise şu şekildedir:
- Düka (Fransızca ducat, İtalyanca ducato, Latince ducātus (m.): komutanlık, prenslik)
- Louis d’or (Fransa, Kral Ludwig’den türetilen isim; Altından)
Kesin olarak değer bilgileri bulunmamaktadır, çünkü sikkelerin basımlarında saf metal içeriğinde değişmeler olmuştur; yani zamanla azalma olmuştur. Yöresel sikke basım hakkının sahipleri düşük saflık oranına sahip yeni sikkeler basmak için özellikle yüksek değerdeki sikkeleri azaltmışlardır. Ekonomik başarıların, krizlerin, savaşların ve salgınların etkisiyle sikkelerin alım gücünde de önemli ölçüde değişimler gözlenmiştir.
Ayırıcı Sikkeler (İtibari değeri olmayan sikkeler)
Ayırıcı sikkeler o dönemde madde değeri yasal değerinden daha az olan “kurant sikke”ler olarak adlandırılıyorlardı. “Ayırıcı sikke” kavramı “alıcının ve satıcının satış esnasında Heler ve Pfennig’i bölmesi” (bozuk para) anlamına geliyordu. 1915 yılından beri Almanya’da bugünkü Avro paraları dışında basılan tüm sikkeler “ayırıcı sikkeler”dir.
Tarih
Ayırıcı sikkelerin ilk öncüleri 16. yüzyılın sonlarına doğru, kruvazör gibi hâlâ küçük Kurant sikkelerinin temelinin gözle görülür şekilde imparatorluk Taler’ine gerilediği ve büyük gümüş sikkelerin yasal nominal kuruna artık dikkat edilmediği dönemde ortaya çıkmıştır. Zirvede olduğu 1621- 1623 yılları arasındaki kriz döneminde küçük sikkelerden büyük sikkelere doğru bir kur gerilemesi görülmüştür. İlk olarak, devlet değer azalması görülen bu sikkeleri, kamusal kasalarda talep üzerine “tam” nominal değere dönüştürme görevini üstlendiğinde asıl modern “ayırıcı sikkeler” ortaya çıkmıştır ve 1700 yılına kadar son şekli verilmiştir.
Antik çağ
Antik çağ’da Roma İmparatorluğu’nun birleşmesinden sonra enflasyonla düşüşe geçen ve sonraki yönetimlerde de istikrarlı bir devlet yönetimi sağlanamadığı için kabul görmeyen Roma As’ı gibi öncü modern sikkeler vardı.
MÖ 6. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar (Hint-) Çin’de, Kore’de ve Japonya’da tedavülde olan bakırdan, pirinçten ya da bronzdan genellikle kare şeklinde delinerek yapılan “Keş sikkeleri”ni ayırt edici sikkeleri olarak da düşünmek mümkündür. Bu sikkeler geçici olarak daha yüksek değerdeki ödemeler için ayrılmış olan Tael külçe sikkelerine paralel bir para birimi olarak da değerlendirilebilir.
19. yüzyıl
Ayırıcı sikkeler yasal ödeme aracı olarak sınırlı sayıda kullanılıyordu. 1871 yılından önce genellikle, en küçük Kurant sikke tutarından daha fazla ayırıcı sikke almaya kimsenin ihtiyacı olmadığını öngören yönerge geçerliydi. Bu şekilde satın alma gücü düşmüş kurların Kurant sikkelere dönüşmesi için bu sikkeler üzerine “ayrıcı sikke” yazısının yanı sıra Kurantmünze’lere ilişkin yasal durum da basılmaktaydı. Resme bkz. “3 Pfenning 120 Thaler”.
Ayırıcı sikkeler sınıfına sadece bronz, bakır ya da farklı metallerden yazılmış sikkeler girmemekte; aynı zamanda 1871 yılından önce Almanya’da kullanımda olan gümüşten yapılmış Pfenning, Kruvazör ve Groş sikkeleri gibi çok sayıda gümüş sikkeler de dâhildi. Bir ayrıcı sikkenin gümüş içeriği %50’nin altında ise milyar sikkesi olma durumu söz konusudur. Ağırlıkta olan bakır kısmı fark edilir şekilde kırmızı renkte parıldadığı için gümüş ayırıcı sikkeler, sikke kurumundan teslim alınmadan önce, gümüş nitrat şarap tortusu çözeltisi içinde “beyaz” renk alana kadar kaynatılır. Ardından kısa bir kullanım süresinden sonra yüzeydeki zayıf saf gümüş katman kullanımından kısa bir süre sonra parlayana kadar tam değerli bir Kurant sikkesi gibi görünür.
Doğal para ya da para yerine geçen eşyalar
Doğal para ya da para yerine geçen eşyalar eskiden çok yaygındı ve tüm kültürlerde ve tüm çağlarda bulunabiliyordu. Değerli, faydalı ya da güzel şeyler vardı. Örneğin; Mikronezya’daki taş para (Steingeld), Yeni Gine’deki ve Güney Pasifik’teki yüzük ve ziynet parası, Afrika’daki İstiridye Para, Kuzey Amerika’daki Giyim Para ve tüm bölgelerdeki Metal Para. Bunlara ek olarak sığırlar, develer, keçiler, postlar, kamalar, kürekler, takı yüzükleri, özel taşlar, tuz ve daha birçok şey sayılabilir. Eşya paralardan biri de midyelerdir; özellikle 20. yüzyılın ortasında Afrika’da, Güney Asya’da ve Güney Adalarında yaygın olarak kullanılan Kauri midyeleridir. Çin’in 1950 yılındaki istilasına kadar Tibet’te arpa ya da buğday ile ödemeler yapılmıştır. Bu tür malların gitgide yayıldığı, ama artık kullanım eşyası olarak bunlara ihtiyaç duyulmadığı anlaşıldığında bu eşyaların küçük ve daha az değere sahip taklitleri ödeme aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece bıçak para, kürek para ve benzeri ödeme araçları türemiştir.
İlk kemik, külte ya da yededen taklidi yapılmış midyelerdir ve bu midyeler MÖ 2000 yıllarında Çin’in ilk ödeme aracı olarak kullanılmıştır.
Bunlar, para öncesi dönemin ödeme türleridir. Ödenebilirlik, saklanabilirlik ve kolay taşınabilirlik özellikleri, önceleri değerlerinin muhafaza edilmesine göre materyallerin seçiminde, önemli bir role sahipti.
Bu ihtiyaca uygun olarak, değer bakımından oldukça kalıcı ve kolay saklanabilir bronz ya da gümüşten çubuklar ve teller örnek verilebilir.
Döviz Tabelası
Döviz tabelası yalnızca sikkelerin göreceli değerlerini göstermektedir. Çok sayıda para birimi olduğu için farklı döviz sistemleri bulunmaktadır. Bu nedenle 1 Taler 20 ila 48 Schilling ya da Groschen değerine eşit gelmektedir. 1 Groschen’in bazen 12 Pfennig’den daha az ya da daha fazla bir değere sahip olduğu görülmektedir. 1 Taler de 1 Gulden’e eşit gelebilmektedir.
Sikkelerin Delinmesi
Bir sikkenin delinmesi için çok farklı sebepler olabilir. Delikler, sikkenin bir kolyede süs ya da muska/nazarlık olarak kullanılabilmesi için çoğunlukla sonradan yapılmaktadır. Kazanç sağlamak amacıyla belli başlı metaller, özellikle değerli madenler sikkelerin içeriğinden alınmak istendiğinde sonradan bu tür delme işlemleri yapılmıştır. Bu örneği geçerli/yürürlükteki sikkelerde ya da tedavül değeri metalin değerinin altında kalan sikkelerde görebiliriz. alanında sikkeler bu delme işlemi sebebiyle oldukça fazla değer kaybına uğramakta, hatta tamamen değersiz bir nesne haline gelmektedir.
Delme işlemi ayrıca sahte para üretimini tamamen önlemek amacıyla da yapılmaktadır. Norveç, Danimarka ve Çin gibi belli başlı ülkelerde çeşitli türlerdeki küçük demir paralar (küçük sikkeler) kendilerinden daha yüksek değerdeki sikkelerin kolayca ayırt edilebilmesi amacıyla orta kısımlarından delinmektedir. Avustralya’da ve Karaib Adaları’nda gümüş sikkelerin iç kısımları karartılmış ve sikkeler bu şekilde kullanıma sunulmuştur.
Sikke Metalleri
Temel olarak sikke yapımı için hemen hemen sadece altın, gümüş, bakır, bronz ya da pirinç kullanıldı. 1860 yılından itibaren demir, nikel, çinko, alüminyum ya da krom çeliği gibi farklı metallerin kullanımı artış gösterdi. Neredeyse tüm saf metaller, özellikle altın, gümüş ve alüminyum, aşınmaya karşı dayanıklılık gibi nedenlerden dolayı diğer metallerle alaşım oluşturularak kullanıldı (ayrıca bkz. altın ve gümüş (elektron) alaşımları). Bununla birlikte özellikle bakır, bakteri taşımazlık özelliği nedeniyle eski çağ ve günümüz sikke alaşımlarının önemli bir parçasıdır. Günümüzde en çok kullanılan sikke alaşımı, eskiden “yeni gümüş” olarak adlandırılan bakır nikeldir. Bronz ve pirinç alaşımları da sıklıkla kullanılmaktadır. Sadece muvakkat para (para yerine geçen karşılık) olarak kullanılan kalay, çinko ve kurşun gibi saf metaller de varlıklarını sürdürememiştir. Değerli madenlerin büyük bir kısmı, kimyasal-analitik tepkimeler aracılığıyla madensel bileşimleri belirleyen sikke ayarı yoluyla kesin olarak saptanmıştır.
Onlarca yıldır gümüş kaplamalı sikkeler ortaya çıkarılmaktadır. Nikel özünden kaplama olarak kullanılan bakır nikeli ("Otomat sikkeler” adıyla manyetik çekirdekli sikkeler) ya da bakır kaplamalı çelikten yapılmış 1 ve 2 Pfennig demir parayı buna örnek verebiliriz. Ayrıca günümüzde farklı renklerdeki alaşımlardan yapılan “Yüzük” ve “Hap” şeklindeki daire birleşimlerini da görmek mümkündür. Örneğin 1 ve 2 Euro demir paralar.
değerleri, içerik değerleriyle (Metal Değeri) belirlenen sikkeler Kurant sikkesi olarak adlandırılır. Bu sikkeler (çoğunlukla 1915 yılından önce) altın oranı %50’den fazla olan sikkelerdir. Ayrıştırıcı özelliğe sahip sikke dediğimiz sikke türleri ise basım değerleri metal değerlerine eşit olmayan sikkelerdir. Bu tür sikkeler sıklıkla erken dönemde Billon alaşımından ya da bakırdan yapılırdı. Günümüzde kullanılan tüm demir paraların metal değeri genellikle nominal değerinin altındadır. Bu nedenle bunlar ayrıştırıcı özellikli sikkelerdir. Bu sikkeler, değerleri devlet tarafından güvenceye alınmış, günümüzde kullanılan demir paralar ve madalyalardır. Ayrıca bkz. Yatırım sikkeleri (külçe sikkeler).
Lydia
İlk sikkeler Lidya krallığı döneminde MÖ 650 ve 600 yılları arasında ödeme aracı olarak ortaya çıkmıştır (bkz: ). Bunun yanında elektrondan (doğal olarak oluşan altın-gümüş alaşımı) şekilsiz parçaların ilk hallerinin resmedildiği de görülmüştür.
Sikke’ler üzerine resim yapımı MÖ 600’lü yıllarda başlamıştır. Ardından bu sikkeleri farklı boyutlarda ve değerlerde altın sikkelerin yapımı takip etmiştir.
Yunanistan
İlk gümüş Sikke'ler MÖ 550'li yıllarda Anadolu’da ve Yunan adası ’da şekillendirilir. MÖ 400'lü yıllara kadar Sikke Yunanistan’da takas aracı olarak kullanılmaya başlanır. Ayrıca tek bir Sikke usulü mevcut değildir, aksine her bir bölgede ayrı Sikke çeşitleri hâkimdir. Zamanla 17 gram ağırlığındaki, Attika bölgesinde geçerli olan Sikke’ler (Obolos: Yunan parası Drahmi'nin 1/6'sı, gümüş meteliktir) yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hükümdarların Sikke’ler üzerinde ilk olarak tasviri Büyük İskender’le beraber Yunan anakarasında ve (on iki selefler) krallıklarında ortaya çıkar. Gümüş önemli bir hammadde olarak kalır, daha küçük Sikke’ler için zamanla bakır kullanılmaya başlanır.
Çin
Antik dönemde Çin’de Kauri parası, bilinen ilk ödeme aracı olmuştur. Shang-Hükümdarlığında da basit bronz parçalarının kullanımı yaygınlaşmış ve geç Zhou-Hükümdarlığında da (MÖ 500) ilk kez bıçak ve kürek şeklindeki sikkelerin kullanımına başlanmıştır. İlk imparator Qin Shi Huangdi, MÖ 221 yılında imparatorluğun birleşmesinin ardından iki yüz yıl kullanılan yuvarlak delik sikkelerden ortak bir bakır para birimini standartlaştırmıştır.
Roma Sikkeleri
Roma imparatorluğu'nun ilk Sikke’leri MÖ 3. yüzyıla dayanır ve bakır ya da bronzdan dökülmüştür. Yarım kilo ağırlığında büyük bakır parçalar (aes grave, Türkçesi “ağır bakır”) dökülmüştür. Önceleri üzerinde boğa, kalkan ya da silah motifleri bulunan Sikke’lerle ödeme yapılmıştır. İlk gümüş sikkeler Yunan örneklerine göre yapılmış ve öncülerinin (yaratıcılarının) isimlerini almışlardır. Bronz balyaları geçerliğini kaybettikten sonra bu para birimi bütününü takip eden tüm eski Roma Sikke’leri arka yüzlerinde, Antium donanmasının kuşatmasını anımsatan tekne motifine ve ön yüzlerinde farklı tanrı motifleri ile işlenmiştir. İlk Roma gümüş Sikke’si MÖ 269 yılında tedavüle girer. Fakat gümüş Sikke’lere daha büyük boyutta kalıp çıkarılması işlemi MÖ 210'lu yıllarda Denarius ile birlikte yapılır. Jül Sezar, Roma Sikkeleri üzerine motif olarak kullanılan ilk insandır (MÖ 44).
İmparatorluk döneminde altın (Aureus), gümüş (Denarius), pirinç (Sestertius ve Dupondius), bakır (As) Sikke’ler basılır. Asker imparatorlar döneminde Dinar’ın yerini yavaş yavaş gümüş Antoninianus alır. Diocletianus (MS 284-305) imparatorluğu hâkimiyetinde Argentus ve ile Follis Sikkeleri gibi Sikke türleri eklenir. Roma Sikke’lerinin üretiminde imparatorlar döneminde bariz bir oranda azalma görülür. 4. yüzyılın başından itibaren kıymetli taşlarla bezeli Diadem, defne çelengi yerine Sikke’lerin ön yüzlerinde kullanılmaya başlanır. İmparatorların yüzleri bu dönemde genellikle daha kötü resmedilmekteydi. Bu imparatorların Diadem’lerinin, Sikke’leri üzerindeki normal bir betimlemeden daha önemli olduğunun bir göstergesidir. Batı Roma imparatorluğu Sikke’leri üzerinde zaman içinde yazım hataları da görülmeye başlanmıştır. Çünkü Sikke yapımcıları çok kötü Latince konuşuyor ve yazıyorlardır. Doğu Roma Sikkeleri Roma imparatorluk örneklerinden uzaklaşmış ve kendi resmi diline kavuşur (bkz. Bizans). Kavimler göçünün Alman devletleri, kısmen hem Doğu hem de Batı Roma’nın örneklerine bağlı Sikke’ler basıyorlardı.
Ortaçağ
Geç antik Çağdan erken Orta Çağa kadar Sikkelerin Avrupa’da kullanımı hızlı şekilde gerilemiştir. Takas ticareti artınca büyük para işlerinde genellikle Sikke olmayan metaller ile ödeme yöntemini kullanıyordu. Standart para birimleri farklı gruplardaki Bizans Solidus’u ve Siliqua’sı idi. Yeni imparatorluğu batı Roma imparatorluğunun yerine kuran Alman hükümdarlar çoğunlukla Bizans hükümdarlarının döküm öncelik hakkını (kalıp şeklini) tanımışlar ve bunların kalıplarını taklit etmişlerdir. Sadece Sikke’lerin üzerine kendi isimlerini, amblemlerini ya da portrelerini tek tük bastırmışlardır. Büyük Karl 800 yılından önce altın ve gümüş para biriminden tek bir gümüş para birimine geçilen yeni bir Sikke sistemi oluşturmuştur. Sadece dinar ve yeni kullanıma girmiştir. Fenik’in farklı türlerinin olması ve Sikkelerin gümüş içeriğinin azaltılmasının sonucu olarak, imparatorluk sikke ve demir para basma hakkı kutsal Roma imparatorluğunda, dünyevi ve dini anlamda önemli bir nesne olarak oldukça geniş çaplı yayılma göstermiştir.
12. yüzyılın ortasından 14. yüzyıla doğru Brakteaten’ler, neredeyse tüm Almanca dilinin konuşulduğu (Ren nehri etrafındaki bölgeler ve Alplerin çevresi hariç) bölgelerde kullanılan Sikke çeşidi idi. Bu ince, tek tarafı basılmış gümüş fenik Sikke’ler, eski feniklerin büyük ölçüde hafiflemesini sağlamıştır. Brakteaten’ler zaman zaman “kötü anılmıştır”, bu da geçersiz sayıldığı anlamına gelmektedir ve sahipleri bunların az sayıdaki yeni Sikke’ler karşılığında değiştirilmesini talep etmişlerdir. % 25lere varan bir kesim bu Sikke’leri reddetmiştir. Bu uygulama, o dönemin çokça uygulanan bir vergi yükseltme yöntemi olmuştur.
Altın Sikkeler Orta Çağ’da çok nadir dökülüyordu. İlk olarak 13. yüzyılda altın baskılar yapılmıştır. Bu gelişme İtalyan ticaret şehirlerinden başlamıştır. Fransa ve İngiltere’de altın Sikkelerin kullanımı yaygınlaşmaya devam etmiş ve Sikke parçalarının imparatorluk Sikkelerinden fark edilir şekilde daha büyük olduğu gözlemlenmiştir. 13. yüzyılın diğer gelişmelerinden biri de Almanya’da Groschen’ın daha büyük gümüş Sikke olarak kullanılmaya başlanmasıdır. Groschen’in Sikke resimleri, ilk defa o zamanki bölgenin emirliğinin (prenslik) izlerini de yansıtmaktaydı. Alman sikke ve demir para basma hakkı bağlamında 1356 yılı önemli bir tarihtir. Bu tarihte imparator bir “altın boğa” ile Kurfürsten’in söz konusu hakkı açık bir şekilde tanımış oldu. Daha önce, imparatorluğa bağlı olmayan Lübeck’e 1340 yılında ilk defa altın madeninden Gulden’lerin basımı konusunda taviz verilmişti. Bu tarihten 1871 yılına kadar Almanya’nın Sikke tarihi çok yönlü olarak değerlendirmektedir, çünkü çok sayıda devlet kendi paralarını tedavüle çıkarmıştı.
Roma para birimi
Roma para birimi dendiğinde, Antik çağda Roma imparatorluğunda yaygın olan ödeme araçlarının bütünü akla gelmektedir.
Ortak para biriminden önce ekonomi temel olarak iki değer formuna bağlıydı: Roma’da “para” yerine isim olarak türetilmiş ve düzensiz şekillerdeki bronz parçalar olan ve Aes rude olarak adlandırılan Rindern (lat. pecus). Bu sade sikkenin değeri ağırlığı ölçülerek belirleniyordu, çünkü bu dönemde tek bir birim mevcut değildi. Paranın hangi dönemden itibaren yaygın olduğu bugüne dek belirsizdi, bununla birlikte MÖ 406 yılındaki Veji kuşatmasından beri Roma ordusu askerlerinin ödemelerinin Aes rude ile yapıldığı da yazılı olarak kanıtlanmıştır. Bu da Aes rude’nin önceden de oldukça sık kullanıldığını kanıtlamaktadır.
Roma hükûmetinin ilk parası MÖ 4. yüzyıldandır. Aes signatum olarak adlandırılan dikdörtgen olarak dökülen “ROMANOM” yazısıyla işaretlenen Bronz külçeler vardı ve genellikle Roma’da dökülürdü. Bu külçelerin ağırlıkları aslında beş roma pfund’una (pfund: yarım kilo) denk gelmesine rağmen, çok çeşit ağırlıkları vardı. Başlangıçta külçelerin yalnızca bir tarafı işleniyordu, daha sonra diğer tarafı da işlenmeye başlandı. Külçelerin asıl işlevlerinin farklı şekillerde yorumlanmaktadır; külçeler bir ödeme aracı olmalarına rağmen sikke değildiler, çünkü beş Roma Pfund’unun (beş yarım kilosu) ağırlık birimlerine uygun değillerdi. Külçeler tek bir para biriminin uygulamaya geçişinden sonra gitgide değer kaybetti, MÖ 250 yıllarında basıma başlandı.
İlk sikkeler
MS 2. yüzyıllarda yaşamış bir konsül olan Pomponius’a göre ilk sikke ustaları MÖ 289 yılında ortaya çıkmışlar. Bu ustalar sikkeleri “triumviri aere argento auro flando feriundo”nun kısaltması olan ve “III. VIR. AAAFF“ işaretleriyle damgalamışlardır. Bu damga “Bu üçü (Sikke ustaları) bronz, gümüş ve altının eritilmesi ve damgalanmasından sorumludurlar” gibi önemli bir anlam içermektedirler.
Suda’ya göre Roma sikkelerinin mevkii Kapitol’de Juno Moneta tapınağıdır. Bu dönemde Romalılar sikke damgalamayı çok iyi biliyorlardı, Yunan Kolonileri İtalya’da Metapont, Crotone ve Sybaris MÖ 500'lü yıllarda, Napoli de MÖ 450'li yıllarda sikke basmıştır. Roma MÖ 4. yüzyılda orta İtalya’nın büyük bir bölümünü zapt etmişti. Sikke yerlerinde büyük miktarda bronz sikkeler basılmıştır, nispeten de az miktarda gümüş sikkelerin basıldığı görülmektedir.
Bugün Aes grave adıyla tanınan bronz sikkeler için bir sistem yürütülmüştü. Farklı büyüklükte olmaları nedeniyle ve fazla dökülmelerine rağmen az damgalanıyor olmaları ve Akdeniz bölgesinde bu dönemde damgalanan diğer sikkelere göre daha fazla Roma özelliği taşımaları ve kısmen daha kaba ve barbar bir tarzda olmaları nedeniyle diğerlerinden kolayca ayırt edilebiliyorlardı. Başlangıçta para Fiat Money idi ve ticari sisteme bağlıydılar. Bu da As’nin bir Roma Pfund’u ağırlığında olduğu anlamına geliyordu. Bir Roma Pfund’u Unciae’lara ayrılıyordu. 12 Unciae bir Roma Pfund’unun bir araya gelmesinden oluşuyordu. Uncia 12 Roma Pfund’unu temsil ediyordu ve aynı zamanda bir sikke birimiydi. Bu durum MÖ 270'li yıllarda Aes grave’nin ağırlığına göre 10 Unciae’ye dönüşerek değişiklik gösterdi. Aynı zamanda ikinci Punya savaşı sırasında 5 Unciae ve MÖ 211 yılında da 1 ila 1,5 Unciae’ya kadar düşüş yaşadı.
Aes grave’ler, Roma sikke damgalamasının başlangıcına kadar işaretlenmemişlerdi, ilk olarak MÖ 210 yılında sikke ustalarının ilk kısaltma damgası/simgesel motif ortaya çıkmıştır. İlk Roma sikkelerinin tümü arka taraflarında gemi iskeleti motifi bulunmaktaydı. Bu motif bize Antium donanmasının kuşatmasını hatırlatmaktadır. Sikkenin ön kısmında farklı tanrı motifleri bulunmaktadır. MÖ 110'lu yıllarda farklı sikke dizileri çıkarılmıştır. Her bir diziye ait tüm sikkeler başak motifi ya da onu yapan kişinin portresi gibi belirli işaretler taşıyorlardı. Her bir dizi, sıklıkla en büyük sikke birimi olarak Dinar içeriyordu. Ardından As (birli), Semis (çifte), Triens (üçlü), Quadrans (dörtlü), Sextans (altılı), Uncia ve bazen de Semuncia görülmektedir. İmparatorluğun son döneminde bu diziler neredeyse hiç damgalanmamıştır. Sextans ve Uncia gibi küçük birimlerin damgası yapılmıştır.
Burada büyükten küçüğe sırasıyla Roma sikke türleri listelenmiştir:
Sikke | Değer İşaretleri | En Erken Örnek | Tarih | Değer(As'lar) | Değer(Unciae) |
---|---|---|---|---|---|
Decussis | X | Cr41/1 | MÖ 215–212 | 10 | 120 |
Quincussis | V | Cr41/2 | MÖ 215–212 | 5 | 60 |
Tressis | III | Cr41/3 | MÖ 215–212 | 3 | 36 |
Dupondius | II | Cr41/4 | MÖ 215–212 | 2 | 24 |
As | I | C14/1 | MÖ 280–276 | 1 | 12 |
Dextans | S**** | Cr97/23 | MÖ 211-208 | 5/6 | 10 |
Dodrans | S*** | Cr266/2 | MÖ 126 | 3/4 | 9 |
Bes | S** | Cr266/3 | MÖ 126 | 2/3 | 8 |
Semis | S | Cr14/2 | MÖ 280-276 | 1/2 | 6 |
Quincunx | ***** | Cr97/11 | MÖ 211-208 | 5/12 | 5 |
Triens | **** | Cr14/3 | MÖ 280-276 | 1/3 | 4 |
Quadrans | *** | Cr14/4 | MÖ 280-276 | 1/4 | 3 |
Sextans | ** | Cr14/5 | MÖ 280-276 | 1/6 | 2 |
Uncia | * | Cr 14/6 | MÖ 280-276 | 1/12 | 1 |
Semuncia | Σ | Cr14/7 | MÖ 280-276 | 1/24 | 1/2 |
Quartuncia | Cr38/8 | MÖ 217-215 | 1/48 | 1/4 |
Yunan Formunda Sikke Damgalamaları
Yunan formundaki bronz sikkeler MÖ 300 yılında “PΩMAIΩN” yazıtıyla az miktarda damgalanmıştır. Günümüzde bu sikkelerden çok az bulunmaktadır. Bu sikkelerin Roma’nın emriyle Napoli’de damgalandığı sanılmaktadır; Napoliten para birimi gibi kendilerine özgü şekilleri bulunmaktaydı. Bu sikkeler MÖ 312 yılında, Roma’ya ulaşmada başlıca anayol işlevi gören Via Appia inşasının başlamasını sağlamıştı.
MÖ 281 yılında Roma’da Tarent’e karşı bir savaş başladı; Tarent’liler Pyrrhus’un desteğini talep ettiler. Bu bağlamda Roma bir Roma Didrachme’sine eşdeğer ilk gümüş sikkelerinin basımını başlattı.
Bu sikkenin Avers’inde (ön) sol tarafa bakan, sakallı, Korint miğferi takan, savaş tanrısı Mars başı görülmektedir. Revers (arka) üzerinde “ROMANO” yazıtıyla sağa bakan, arkasında bir başak bulunan bir at kafası resmedilmişti.
Bu sikke büyük oranda kullanıldığı Magna Graecia ve Roma’nın da içinde bulunduğu Campagna bölgesinde basılmıştı. Bu damgalamanın gelişmiş bir tarz olduğu açıktır; Pyrrhus Savaşı’nda Roma askerî birliklerinin ve müttefiklerinin ödemelerinin, Yunan sikkelerinin dağılımı için İtalya’daki Apennin’in güneyindeki bölgelerde yapıldığı görülmektedir. Günümüzde bu sikkenin Napoli’de döküldüğü sanılmaktadır, çünkü bu sikke o dönemdeki 7,3 g'lık sikke standardına uygundu. İtalya’da Metapont’da, Tarent’de ve diğer güney şehirlerinde standart sikke ölçüsü 7,9 g idi, fakat Pyrrhus savaşı sırasında 6,6gr’a gerilemiştir. Eskiden bu sikke türünün basım yerinin Metapont olduğu varsayılmaktaydı, çünkü Metapont’dan olan sikkelerin üzerinde başaklara sıklıkla rastlanıyordu. Bir diğer belirteç ise Leukippus’un kafasına benzeyen, sikke türlerinden birinin üzerine resmedilmiş, Metapont’da eski dönemde basılmış Mars tanrısı başıdır.
Sonraki yıllarda daha başka gümüş sikkeler üretilmiştir. Sadece sikkeler üzerindeki motifler değil, ayrıca birim ölçüler de Yunan sikke basımından yola çıkılarak yapılmıştır. İlk gümüş sikkeler Drachme ya da Didrachme olarak adlandırılır. Roma’da damgalandığı anlaşılan ilk Roma gümüş sikkeleri MÖ 269 yılında dökülmüştür. Bu sikkenin tarihlendirilmesi, sikkenin damgası üzerindeki amblem o yılın konsüllerine uygun olduğu için o tarihe denk getirilerek üretilmiştir. Konsüllerin ismi Quintus, Ogulnius, Gallus ve onun erkek kardeşi Cnaeus Ogulnius Pictor idi.
Bunlar Ädilen para dağıtım evi olarak görev yapmışlardır; kazançların bir kısmı şehrin kurucuları Romulus ve Remus’un dişi bir kurt tarafından emzirilmelerini tasvir eden heykellerinin Ficus Ruminalis yakınına yapımımı için kullanılmıştır. Sikkenin ön yüzünde sağ tarafa bakan Herkül heykelini, arka yüzünde de dişi bir kurt tarafından emzirilen ikizler Romulus ve Remus’un tasvirleri görülebilmektedir. Aslan kürkü ve gülleli balta ile resmedilmiş Herkül, tanrısal koruyucu kişisi konumundaydı. Bazı tarihçiler, elli yıl sonra bu Didrachme’nin değerinin, elli yıl sonra bile tedavülde olan Denar gibi on As değerine denk geldiğini düşünmektedir. Bu varsayım Pinius’un MS 1. yüzyılda kabulüne dayanmaktadır. Bazı tarihçiler de bu sikkelerde Denar’ın değil, Diadrachme’nin geçerli olduğunu düşünmektedir.
Roma Sikkeleri Quadrigatus’un çıkışına kadar az miktarda dökülmüştür. Quadrigatus MÖ 235 yılından beri gerçek kaplama şeklinde üretilmiştir. Bu sikke biriminin ismi tanrıça Victoria’nın Quadriga içinde seyahat ederkenki tasvirinin görülebileceği Revers’den türemiştir. Bu sikke birimi 20 yıl boyunca çok miktarda basılmıştır. Sikkenin gümüş oranı Punya savaşı sırasında %30’a düşürülmüştür.
Dinar, Quinar, Sesterz ve Altın-Asse’nin ortaya çıkışı
Roma İmparatorluğunun dört yüzyıldan fazla süre lider para birimi olan Dinar, MÖ 211 yılında kullanıma girdi. Bu birim, başlangıçta büyük miktarlarda basıldı; bu basım için gerekli gümüş MÖ 210 yılında Syrakus’un yağmalanmasından elde edilmiştir. Dinar on Asse’ye değer gelmektedir ve X değer sayısıyla nitelendirilmektedir. Ağırlığı 4,5 g, değeri ise yetmiş iki Roma Poundudur.
Bununla beraber iki ayrı sikke birimi basılmıştır: Biri bir Dinar’ın yarısına eşit değerde olan ve V değer sayısıyla nitelendirilen Quinarius nummus, diğeri ise bir Dinar’ın dörtte birine eşit değerde olan ve IIS değer sayısı ile nitelendirilen Sesterz’dir. Tüm bu birimlerin ön yüzlerinde tanrıça Roma’nın miğferli başı görülebilmektedir. Arka yüzünde ise at binen Dioskur’lar (dostlar) resmedilmiştir (Regillus lacus savaşına sözde katılımları üzerine bir îma).
Dinar’ın şekli çok çeşitlidir; çünkü her bir sikke ustası sikkelere dilediği gibi şekil verebilmekteydi. Bu “Aile Sikkeleri”nin üzerinde çoğunlukla mitolojiden ve Roma tarihinden motiflerin yanı sıra sikke ustasının atalarının da motifleri bulunmaktadır. Julius Caesar MÖ 44 yılında şubat ayı başında ölüm yıldönümünde Roma sikkesi üzerine resmedilen ilk kişidir. Caesar ölümüne kadarki dönemde kısa süre içinde büyük miktarda “kendi” sikkesini bastırmıştır. Sonraki dönemlerde Romalı politikacıların da portrelerinin resmedilmesi sıklık kazanmıştır, ilkin Konsüller sikkeleri diye adlandırılan (aile sikkeleri de denir) sikkeler üzerinde eşlerinin de resmedildiği görülmektedir.
Bronz-Asse’lerin basımları devam etmiştir. Bu sikke birimlerinin standart ağırlıkları 55 gram gelmekle beraber bu ağırlık çok geçmeden Roma Pound’unun on ikide birine denk gelecek şekilde 32 grama düşürülmüştür. O dönemde askerlerin ücretlerinin ödenmesinde kullanılan Asse, diğer para birimlerine göre daha fazla sayıda basılıyordu. Bu ödemelerde Asse oldukça önemli bir yere sahipti.
İlk Roma altın sikkeleri MÖ 216 yılında basılmıştır. Bu sikkelerin birimleri Stater ve yarım stater olarak adlandırılıyordu ve her ikisi de Roma’da basılıyordu. Bu basımlarda sikkelerin ön yüzlerinde Dioskur’ların (dostlar) (muzaffer olanı simgeleyen) defne çelenkli başları resmedilmiştir. Arka yüzlerinde ise üç kişi görülmektedir: Bir Romalı, bir Italikalı ve dize çöken biri; iki tarafında da ayakta duranlar vardır ve kendisi kılıçla bir domuzu tutar. Bu tasvirin altında ise “ROMA” yazısı vardır; çünkü ikinci Punya savaşı sırasında Kartacalı General Hannibal ilerlemeye devam ederken, Roma İtalyan müttefiki ile Hannibal’a karşı birlik oldu. Bu tasvir ayrıca Cannae Savaşı zamanında yeni birliklerin silâhaltına çağrılmasıyla bir bağlantısı olan Roma Andı olarak da yorumlanabilir.
Bu birim MÖ 213 yılında “altın -Asse” diye adlandırılan sikke türü ile değiştirilmiştir. Altın asse üç farklı değer katmanına sahiptir: XX değer işaretiyle 20, XXXX değer işaretiyle 40 ve ↓X değer işaretiyle de 60. tüm bu sikkelerin ön yüzlerinde miğferli, sakallı bir Mars başı, arka yüzlerinde ise yıldırım işareti üzerinde kanatlarını açmış bir kartal bulunmaktadır; kartal tasviri muhtemelen MÖ 3. yüzyıldan beri Ptolemaios sikkeleri üzerine basılan kartal tasviri ile bağlantılıdır. Bunun yanında IV. Ptolemaios’un bu sikkeler için altın kullanımını hizmete sunduğu ve bu şekilde savaşta Kartacalıların yanında yer alan V. Philipp’in bu tavrına bir ceza vermek istediği sanılmaktadır.
Aynı dönemde çok miktarda, diğer bir gümüş sikke olan Victoriatus basılmıştır. Bu birimin Dinar sisteminden oldukça farklı olduğu ve başka bir standarda göre üretildiği görülmektedir. Önceki 52 Dinar, Quinar ve Sesterz’in analizleri sırasında % 96, 2± %1,09 oranlarında gümüş içerdikleri görülürken, Victoriat’larde bu değer %72 ve % 93 arasındadır. Erken dönem Victoriat’lar genellikle Sicilya’da ve güney İtalya’da bulunmuştur. Bu birimin 3,41 gram ağırlığında olduğu ve Dinar’ın 3/4'üne eşit olduğu tahmin edilmektedir. Roma sikke sistemi için değil, diğer başka bölgeler için kullanıldığı da sanılmaktadır. Bu sebeple hiçbir değer işareti yoktur; değeri, yapı maddesinin değeriyle belirlenmektedir.
Ağırlık ve saflık derecesinin oluşumu
Sonraki kırk yılda Dinar, ağırlığını gitgide kaybetmiştir. Bunun nedeni ise bilinmemektedir. Fakat bu gelişim muhtemelen ikinci Punya savaşı sırasında sürekli devam eden gerginliğe bağlı olarak başlamıştır. Bu savaş sonucunda Roma devleti, halkına yaklaşık bir milyon Dinar borçlanmıştır. Bu borç Cn Manlius Vulso yönetiminde MÖ 188 yılındaki Apameia Barışı’nın ganimeti elde edilene kadar 25 yıl boyunca geri ödenmemiştir.
Bir Roma Pound’u 72 Dinar etmektedir; bu değer zamanla 84 Dinara dönüşmüştür. Sonraki on yılda Dinar’ın ağırlığı sabit kalmıştır.
Dinar’ın gümüş içeriği Roma İmparatorluğu döneminde, ayrıca Marcus Antonius’un geç dönem basımlarında, özellikle MÖ 32/31 yıllarındaki daha geç dönemde Aktium Savaşı’ndan hemen önce ağır “lejyoner” basımlarda % 90, hatta % 95 etmekteydi. Söylentilere göre ihtiyaç duyulan gümüş de Cleopatra tarafından hizmete sunulmuştur.
Bronz sikkelere bağlı olarak gümüş sikkelerin oluşumu
MÖ yaklaşık 140 yılında -kesin tarih bilinmemektedir- Dinar’ın değeri on altı Asse olarak belirlenmiştir. Bu da dinarın ön yüzünde XVI olarak işaretlenmiştir. Bu yazı ilk olarak Dinar üzerinde sikke ustası işareti olan MÖ 141 yılına tarihlenen L.IULI (Crawford 224/1) ile birlikte görülmüştür. XVI işareti kısa bir süre sonra Roma rakamı olan ve 10 rakamına denk gelen X ile değiştirilmiştir. X’in ortasından genellikle XVI işaretinin monogramı olarak yorumlanan yatay bir çizgi geçmektedir.
Bir Dinar’ın değer değişiminin, ağırlıkların düşmesiyle -“eski” Asse talep edilmesi ve “yeni” Asse’nin ağırlığının düşürülmesi nedeniyle- gelişim gösteren şartların bilinmesi anlamına geldiği düşünülmektedir. Bu sebeple bir Quinar’ın değeri sekiz Asse, bir Sesterz’in değeri de dört Asse etmektedir. Dinarlar ve Asse’ler arasındaki etkileşim ileriki yüzyıllarda da devam etmiştir. Victoriat da MÖ 2. yüzyılda hâlâ tedavüldeydi. Victoriat’lar sonraki dönemlerde Gallia Cisalpina gibi bölgelerde de kullanılabilir durumdaydı.
Altın sikkelerin oluşumu
60, 40 ve 20 Altın Asse sikkelerinin basımı çok fazla yapılmamıştır. Önceleri altın sikkeler sadece yardım amacıyla kullanılmış sikkelerdir. MÖ 83 yılında Altın Asse’ler Aureus ile değiştirilmiştir. Bu sikke birimi Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde daha fazla değer kazanmıştır ve Roma sikkelerinin içinde oldukça önemli bir yer kazanmıştır. Dinar’ların üzerinde olduğu gibi Aurei’nin de ön yüzünde tanrı resimleri resmedilmiştir. Arka yüzünde ise sikke ustasına bağlı olarak Roma ordusunun farklı zaferlerinin anlatıldığı çeşitli motifler görülebilmektedir.
Sezar ve İmparatorluk Dönemi
Sezar ve Augustus yönetiminde kapsamlı bir Sikke reformu uygulanmıştır. Bu reform şu şekildedir:
- 1 Aureus [Altın] eşittir 25 Dinar [Gümüş]
- 1 Denarius eşittir 4 Sesterz [Messing]
- 1 Sesterz eşittir 2 Dupondius [Bronz, daha sonra pirinç]
- 1 Dupondius eşittir 2 As [Kupfer]
- 1 As eşittir 2 Semis [Bakır/Bronz]
- 1 Semis eşittir 2 Quadrant [Bakır]
Değer şeması şu şekilde de gösterilebilir: 1 Aureus = 25 Dinar = 100 Sesterz = 200 Dupondius = 400 Asse = 800 Semis = 1.600
Quadrant
3. yüzyıla kadar yapımında hiç altın kullanılmayan, sadece gümüş kullanılan Sikke basımı büyük bir alanda yerel olarak yapılmaya devam ediliyordu. Mısırlıların uzun süre kendi para birimi sistemleri bulunmaktaydı (altın dışında). İmparatorluğun para sistemi şeması yaklaşık iki yüzyıl boyu geçerli olmuş, 220’li yıllarda ortaya çıkan ve 270 yılından beri hızla ilerleyen enflasyondan beri de oldukça gereklilik kazanan çok sayıda başka sikke reformuna hizmet etmiştir. Erken ve geç imparatorluk döneminin çoğu Sikke’sinin ön yüzünde imparatorun portresi genellikle “Imperator Caesar (İsim) Augustus Pontifex Maximus - tribunicia potestate (Yıl) Consul (Yıl) Pater patriae” yazıtı ile (bazen farklı kısaltmalarıyla) birlikte resmedilmiştir. O dönemki görevleri tanımlayan yıl rakamları, bir Sikke’nin ve aynı zamanda bir arkeolojik buluntunun tarihlenmesi için en önemli yardım malzemesidir. Tüm Sikke’lerin açık bir şekilde tarihlendirmesi yapılamamaktadır (özellikle tribunicia potestas ile ilgili eksik bilgi olduğunda). İmparator Claudius yönetiminde ilk kez Sikke’lere aile fertlerinin de darp edildiği görülmektedir. Sikke’nin arka kısmında ise çok çeşitli tasvirler bulunmaktadır: Tanrılar, kişileştirilmiş ülkeler, nehirler ya da şehirler, hatta savaşla ya da politikayla ilgili başarıların yanı sıra dönemin imparatoru tarafından yapılan inşa projelerini anlatan resimler. Caracalla yönetiminde özel büyüklükte gümüş bir Sikke olan Antoninian çıkarılmıştır. Decius döneminde de kısa bir süre büyük bronz Sikke kullanılmıştır.
Roma sikkeleri imparatorlar yönetiminde giderek yürürlükten kalkmıştır; Sikke’lerle ilgili kalpazanlıklar ilk olarak Nero ile ortaya çıkmış ve Severern’den itibaren de bu süreç hızlanmıştır. Örneğin gümüş Sikke’ler 3. yüzyıl ortasında sadece 1/20 oranında gümüş içeriyordu. Kanlı bir ayaklanmadan sonra imparator Aurelian 270 yıllarında yeni bir Sikke reformu oluşturmaya çalışmıştır. Fakat bu girişim başarısız olmuştur ve bazı araştırmacılar tarafından da sonraki yıllarda gitgide artan enflasyonun sebebi olarak görülmektedir. Diokletian yönetiminde yeni bir sikke reformuna ilişkin uğraşılar artmaya başlamıştır. Böylece saf gümüş dinarlar ve bir kısmı gümüş olan yeni bir bronz Sikke olan Follis dökülmüştür. Büyük Konstantin 4. yüzyılın başında bir dizi yeni sikke çıkarmıştır: büyük bir altın sikke (Solidus), küçük bir gümüş Sikke (Siliqua) ve bir bakır Sikke (Centenionalis). Solidus başarı göstermiş ve yüzyıllarca istikrarını sürdürmüştür. Geç antik dönemde de Roma para birimi sisteminin temelini oluşturmuştur.
Erken ve geç imparatorluk döneminde sadece Roma ve Lugdunum Sikke yerleriydi. Taşralarda imparatorluğa ait daha küçük Sikke yerleri kısa bir dönem var olmuştur (burada değinildiği gibi söz konusu olan her bir şehre ait bakır ve bronz Sikke dökümleridir, özellikle doğu bölgelerde). Barbarların yağmaları ve imparatorlukta yaşanan krizler nedeniyle Sikke’lerin taşralara taşınması zamanla daha da tehlikeli olmaya başladığı için ilk olarak 3. yüzyılda Sikke basımı merkezileştirilmeye başlanmıştır. Bu gelişmeye paralel olarak sanatsal kalite ve Sikke basımında detaylara verilen önem de gitgide azalmıştır. Bu durum 4. yüzyılda izlenen bu gelişmelerden sonra 5. yüzyıldan itibaren damga yapımcılarının sanatsal yöndeki eksikliklerine bağlanmıştır. 5. ve 6. yüzyılda geç Roma sikke dökümü yavaş yavaş geleneksel motifleri koruyan erken Orta Çağ (batıda), örn. Bizans (doğuda) Sikke döküm şekline dönüşmüştür.
Ostrom
Doğu Roma (Bizans) Sikke’leri 5. yüzyıl içinde (Batı) Roma imparatorluk örneklerinden ayrışmaya başlamıştır. 6. yüzyılda da çok sayıda Sikke resmi ve birimleri (özellikle Solidus) yaygın olarak uzun süre kullanılmış olsa da imparator Anastasios 498 yılında Nümizmatikçilerin Bizans Sikke tarihinin “başlangıcı” olarak değerlendirdikleri yeni bakır Sikke’leri çıkarmıştır. Buna rağmen döküm resimleri zamanla değişimlere uğramıştır. Portrelerin sanatsal anlamda nitelikleri Justinian’dan sonra azalmış ve arka yüzlerinde tarihsel olaylara ilişkin betimlemeler de neredeyse hiç yapılmamıştır, aksine imparator için övgüsel betimlemeler görülmüştür. Herakleios’un Pers savaşıyla birlikte basımı yapılan ve Deus adiuta Romanis ("Tanrım, Romalılara yardım et") yazısını taşıyan, 615 yılında çıkarılan gümüş Sikke Hexagram oldukça önemlidir. Bu yazı, resmi dil olarak genellikle Yunancanın kullanıldığı Ostrom’daki en yeni Latince Sikke yazısıdır. Bir diğer ilginç sikke türü de 11. yüzyıldan beri basımı yapılan, anahtar formundaki kemer şeklinde kabartılmış Scyphaten’dir.
İslam dünyasının sikkeleri kısmen doğu Roma-Bizans ve Sasani örneklerinin etkisinde kalmıştır. Bu Dinarların (Latince Denarius) en eskileri 7. yüzyılda basılmıştır. Ayrıca 13. yüzyıldaki Moğol istilası ön Asya Sikke geleneğini de beraberinde getirmiştir. İlk olarak Türkiye’nin ve İran’ın çıkışıyla birlikte bu bölgede yeniden Sikke basımına başlanmıştır.
Almanya’ya yayılım
Kavimler göçü zamanı germen İmparatorlukları 6. yüzyıla kadar, batı ve doğu Roma örneklerinden esinlenen ve dönemin imparatorlarının portrelerini resmeden ve şanın bir göstergesi olan Sikke basımları yapmışlardır.
Bilinen Tüm Roma Sikke Türlerinin Listesi
Altın Sikkeler
- Yarım Stater (MÖ 215)
- Stater (MÖ 215)
- 20 Altın-Asse (MÖ 3. yüzyılın sonu)
- 40 Altın-Asse (MÖ 3. yüzyılın sonu)
- 60 Altın-Asse (MÖ 3. yüzyılın sonu)
- Aureus (MÖ 100–324)
- Quinarius aureus (MÖ 45 324)
- Semissis (230–600)
- Solidus (307–1453)
- Tremissis (307–500)
- 9 Siliquae ya da 1,5 Scripula (383-650)
Gümüş Sikkeler
- Drachme (MÖ 240- MÖ 215)
- Didrachme (MÖ 280- MÖ 215)
- Yarım Litra (MÖ 235- MÖ 230)
- Litra (MÖ 300- MÖ 240)
- Çift Litra (Dilitron) (MÖ 275- MÖ 240)
- Quadrigatus (MÖ 235– MÖ 212)
- Denarius (MÖ 211–6. yüzyıl)
- Serratus (MÖ 150– MÖ 50)
- Quinarius nummus (MÖ 211– MÖ 500 (?))
- Yarım Victoriatus (MÖ 210- MÖ 100)
- Victoriatus (MÖ 210– MÖ 100)
- Çift Victoriatus (MÖ 210- MÖ 100)
- Antoninian (214–294) (274 Aurelianus olarak?)
- Argenteus (294–320)
- Miliarense (320–620)
- Siliqua (320–7. yüzyıl)
Bronz-, Bakır- ve Messing Sikkeleri
- As (MÖ 300–270)
- Dupondius (MÖ 300–280)
- Semis (MÖ 300–6. yüzyıl (?))
- Sesterz (MÖ 300–293)
- Triens (MÖ 300– MÖ 80)
- Quadrans (MÖ 300–200)
- Sextans (MÖ 300– MÖ 90)
- Uncia (MÖ 300– MÖ 100)
- Semuncia (MÖ 300– MÖ 200)
- Quartuncia (MÖ 215)
- Bes (MÖ 130)
- Tressis (MÖ 260– MÖ 210)
- Quincussis (MÖ 215)
- Decussis (MÖ 215)
- Dextans (MÖ 210)
- Dodrans (MÖ 125)
- Quincunx (MÖ 250– MÖ 200)
- Follis (294–346)
- Centenionalis (340–?)
- Maiorina (346–395)
Osmanlı’da Para (Akçe)
Akçe, Osmanlı Devletinin ilk zamanlarından itibaren bastırılan ve kullanılan gümüş para birimine verilen addır. İlk Osmanlı sikkesi gümüşten imal edildiği için Ak (beyaz, temiz, parlak) para manasında akçe denildi. İlk zamanlar “gümüş para” manasında kullanılan akçe on beşinci yüzyıldan sonra Osmanlı parası karşılığı olarak kullanıldı. Osmanlı para birimi olan “Akçe-i Osman” adıyla kullanıldığı gibi, padişahların zamanlarına göre değişik isimler aldı. Akçe, Osmanlılara mahsus olup, paranın Selçuklu ve diğer İslam devletlerinin paralarıyla ilgisi yoktur. İlk akçe doksan ayar gümüşten olup, altı kırat 1,154 gram ağırlığındaydı. Zamanla ayarı düşük ve değişik ağırlıkta akçeler de basıldı. Özel olarak bir yüzünde “La ilahe illallah Muhammedün resûlullah” ibaresiyle bu ibarenin dört tarafında Muhammed'in dört halifesinin ismi, diğer yüzünde de parayı bastıran padişahın ismi, basılış yeri, tarihî ve Osmanlıların mensubu oldukları Kayı boyunun damgası bulunmaktaydı. On beşinci yüzyıldan itibaren para manasında kullanılan Akçe’ye; “Lala Yürgûç Akçesi”, “Avariz Akçesi”, “Geçer Akçe”, “Kalp Akçe” gibi çeşitli adlar verildi. Ayrıca değer düşüşü neticesinde; “Zilyûf Akçe”, “Kirpik Akçe”, “Kızıl Akçe”, “Çil Akçe” adlarını da aldı. “Çürük Akçe” deyimi ile kullanılan para ise bakır sikkeyi ifade etmektedir.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında Selçuklular veya diğer devletler tarafından bastırılan çeşitli paralar kullanılırdı. İlk Osmanlı sikkesini Osman Gazi bastırdı. Bu gümüş para, 15 mm. çapında ve 0,68 g ağırlığındadır. Basıldığı yer ve tarihi belli olmayan bu paranın ön yüzünde “Darebe Osman bin Ertuğrul” ibaresi bulunuyordu. En eski Osmanlı Akçe’si, ikinci Osmanlı padişahı Orhan Gazi tarafından bastırılmıştır. Orhan Gazi devrine ait en eski akçe 1327 (H.727) tarihinde Bursa’da bastırıldı. Bu Osmanlı Akçe’sinin bir tarafında “La ilahe illallah Muhammedun resûlullah” ibaresi yer alır. İbarenin etrafında; Ebû Bekr, Ömer, Osman, Ali’nin isimleri vardır. Arka yüzdeyse, Orhan bin Osman ve basıldığı yeri gösteren Bursa ismi, altında ise Orhan Gazi’nin beyliğe geçişinin üçüncü senesini işaret eden rakamı ile üç sayısı ve kenarlarında da paranın basıldığı yıl 727 ile Osmanlıların mensubu oldukları Kayı boyunun damgası vardır.
Orhan Bey zamanında, tarihsiz ve üzerindeki yazılar geometrik motiflerden oluşan bir çerçeve içine alınmış İlhanlı paralarına benzer paralar da basılmıştır. Çerçevesiz olup üzerinde, “Orhan halledallahü mülkehû” ibaresi yazılı akçeler daha sadedir. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu akçeler Orhan Gazi’nin beyliğin idaresini ele aldığı ilk senelere ait olmalıdır. Orhan Gazi’den sonra Sultan Murâd Hüdâvendigâr zamanında gümüş akçeler bastırıldığı gibi, üzerlerinde basılış yeri bulunmayan pul, fels ve mangır özelliğinde bakır paralar da basılmıştır.
Yıldırım Bâyezîd zamanında basılan gümüş ve bakır paralar üzerinde darb yeri yoksa da, tarih bulunmaktaydı. Basılan bu gümüş paraların ayarı % 90 idi. Bu padişah zamanında devletin altın parası bulunmadığı için, Venediklilerin altın dükası kullanılıyordu. Bir Venedik dükası, kırk akçe değerindeydi.
Fetret devrinde Musa Çelebi, Edirne’de kendi adına para bastırmıştır. Yıldırım Bâyezîd’in büyük oğlu Süleyman Çelebi de kendi adına bastırdığı paranın üzerine tuğra koydurmuştur.
Çelebi Mehmed Han zamanında Amasya, Ayaslug (Selçuk), Bursa, Edirne ve Serez şehirlerinde basılmış akçeler vardı. Timur Han’ın Osmanlılar üzerinde hâkimiyet kurmasından sonra, Çelebi Mehmed Han 1404 (H.806)’da Bursa’da bastırdığı paralara kendi adıyla birlikte Timur Han’ın da adını bastırmış ve hâkimiyetini tanımıştır. Vezin ve yönünden diğer Osmanlı paralarıyla aynı olan bu paranın bir yüzünde “La ilahe illallah Muhammedün resûlullah, Duribe Bursa 806″, diğer yüzünde ise; “Demûr (Timur) Han Gürgân, Muhammed ibni Bâyezîd Han halledallahü mülkehû” yazılıydı. On sene sonra Osmanlı birliğini yeniden kurup, istiklâlini kazanınca paralardan Tîmûr Han’ın ismini kaldırıldı. Çelebi Mehmed’in zamanına kadar Osmanlı paralarına hiçbir lakap ve unvan yazılmadığı hâlde o, ilk defa “Sultan” ve “Han” unvanlarını kullanmıştır. Bastırdığı akçelerin üzerine “Sultân ibni Sultân Muhammed ibni Bâyezîd Han” ibaresini yazdırmıştır. Ayrıca “Halledallahü mülkehû” ibaresini kaldırıp, son Osmanlı paralarına kadar devam eden “Azze nasruhû” ibaresini koydurdu.
II. Murâd Han zamanında da Edirne, Bursa, Ayaslug, Bolu, (Ankara), Karahisar, Serez, Tire ve Amasya şehirlerinde akçe bastırıldı. Bursa’da bastırılan ve mangır adı verilen paranın üzerinde II. Murâd Han’ın isminin altında Osmanlıların Kayı boyundan geldiğini gösteren bir damga bulunmaktadır. Bu damga sadece Bursa ve Edirne’de basılan paralar üzerinde görülmektedir.
19. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti’nde çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi madeni para sistemi uygulanıyordu. Sistemde altın ve gümüş ihtiyacını gidermek için genelde bakırdan yapılmış paralar kullanılıyordu. Kâğıt paranın kullanımı batılı ülkelerde olduğu gibi 19. yüzyılda başlamaktadır. Genelde altın ve gümüş kullanıldığı için her iki madenin mümkün olduğunca savaşta kullanılması ve eşya olarak kullanılmamasını öngörüyordu. Bu yüzden ülkeye değerli maden girişi destekleniyor, çıkışı da yasaklanıyordu. Şahısların ellerinde ve sarayda bulunan altın ve gümüş eşyalar darphanelerde para basımında kullanılıyordu. Ulaşımın yetersiz ve riskli olması nedeniyle bazı bölgelerde darphane açılması gerekmişti. Dolayısıyla darphaneler başta İstanbul olmak üzere ülkenin önemli yerlerine yapılmıştı. Bir darphane açılmadan önce bölgede maden bulunup bulunmadığına ve bölgenin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığına bakılırdı. Bazı darphaneler sadece belirli bir parayı basardı. Mesela 16. yüzyılda Urfa'da faaliyet gösteren darphane yalnızca bakır para basardı. Darphaneler genelde emanet yöntemi ile emin adı verilen görevli kişiler tarafından idare ediliyordu. Darphanelere para basımı için getirilen altın ve gümüş maden ve eşya üzerinden darp hakkı diye nitelendirilen bir kesinti darphaneyi işleten kişinin gelirini oluşturuyordu. Altın ve gümüşü cari paraya çevirmek isteyen kişiler darphanede serbestçe para bastırabilirlerdi. Serbest darp hakkı darphane gelirlerinin sürekliliğini sağlıyordu. Paranın ayarından sahib-i ayar sorumlu idi. Kalb para basan sahibi ayar ağır cezaya çarptırılıyordu. Osmanlı devleti değerli maden hareketlerinin yaşandığı bir coğrafyada bulunuyordu. Gresham kanunu geçerliydi ve kötü para iyi parayı kovuyordu. Doğuda altın ve gümüş fiyatlarının yüksek olması sürekli olarak İran ve Hindistan'a kaçışa neden oluyordu. Alınan önlemlere rağmen altın ve gümüş kaçakçılığının engellenemiyordu. Ülkenin siyasi sınırları içerisinde de hareketlenme vardı. Mısır'da basılan altın paraların İstanbul'da basılan altın paralarla aynı ayarda olmayışı nedeniyle İstanbul'da altın para piyasadan çekilerek yerine Mısır altınları çıkarımaktaydı. Önlem olarak Mısır'da İstanbul ayarında altın para basılması isteniyordu.
16. yüzyılda Amerika ve Güney Afrika’da kıymetli maden yataklarının keşfedilmesinin ardından Avrupa ülkelerinde kıymetli maden hacmindeki artış ve gümüşün altın karşısında değer kaybetmesi yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı’yı etkisi altına alacak ve Osmanlı yöneticilerini yeni arayışlar içine girmesine neden olacaktır. Dıştan gelen bu baskıyla birlikte artan nüfus oranında iç güvensizliğin de etkisiyle üretimde artış olmamıştır. Fiyat artışları, artan bürokratik harcamalar gibi bir kısım olumsuz gelişmeler ve yüzyılın sonunda yaşanan Avusturya ve İran savaşları sebebiyle de artan savaş harcamaları birbiri arkasını izleyen değer düşüşlerine sebep olmuştur. 16. yüzyılın en önemli para operasyonu olarak görülen ve daha sonra da devam edecek ayarlamaların başlangıcı olan 1584 yılı düzenlemesine göre 100 dirhem gümüşten kesilen akçenin miktarı 450 den 800'e, 1600 yılında yapılan bir ayarlama ile de 950'ye çıkarılmıştır. Osmanlı paralarının değer kaybetmesi sadece bu yüzyılın ikinci yarısında görülen bir durum değildir. Fakat bu zamana kadar paradaki değer kaybı uzun zamandır oldukça az oranda gerçekleşmişti. Yapılan hesaplamalara göre 1326 yılından 1740 yılına kadarki 414 yıllık sürede yıllık ortalama değer kaybı %0.24’dür. Osmanlı’da Osman Gazi’den Fatih'e kadar sadece gümüş paralar basılmıştır. Altın para olarak da Venedik dükası (filori, filorin) kullanılıyordu. Fatih 1479 yılında Sultani adlı ilk Osmanlı altın parasını basmıştır. Yalnızca iki değerli madenden yapılan bir para sistemi işliyordu. Bu yüzden altın ve gümüş fiyatları değiştikçe tedavülde bulunan sikkelerin fiyatları ya da kur farkları da değişiyordu. 1688 yılında ise para arzındaki yetersizlikten dolayı mankur basılmış, 1 mankurun 1 akçe üzerinden sonsuz ibra hakkı tanınması kalpazanlık faaliyetlerini hızlandırmış ve piyasaları altüst etmiştir. Bu yüzden 1691 yılında mankur tedavülden kaldırılmıştır.
Ülke içinde muhtelif yabancı altın ve gümüş paralar yerli paralar ile birlikte piyasaya sürülüyordu. 17. yüzyılda osmani, şahi, pare, mangır, peniz, sikke-i hasene/şerifi adlı yerli paraların yanında sümün, zolata, babka, rub, yaldız/filori/efrenci, engürüs, esedi ve riyal adında yabancı paralar da piyasaya çıkarılıyordu.
Osmanlı Devleti’nde para bir finansman aracı olarak kullanılıyordu. Darphanelerde kıymetli madenlerden ve eski sikkelerden para basılarak hem para arzı artırılıyor hem de darb hakkı adıyla alınan para darphanelere gelir sağlıyordu. Tahta yeni çıkan padişah eski paraları tedavülden kaldırarak kendi adını vererek yeni bastırıyordu. Elinde eski para olan kişiler paralarını darphaneye getirerek yenisiyle değiştiriyorlardı. Ayrıca paranın ayarında oynama yapılarak sikkeler küçültülüyor, aradaki değer kaybı devlet tarafından bir finansman yöntemi olarak kabul ediliyordu. Tağşiş işlemi bütçe açıklarını kapatmak amacıyla devletin ek para basması anlamına da geliyordu. Çünkü yapılan yeni düzenleme ile hem tedavüle çıkarılacak para miktarı artıyor hem de devletin kullanabileceği yeni bir fon oluşuyordu. 1775 yılında pay ve gelir ortaklığı senetleri anlamına gelen esham uygulaması başlatılmıştır. Bu uygulama temsili paraya geçişin ilk habercisi olarak kabul edilir. Senetlerin vergiye tabi tutulmak üzere piyasaya çıkarılması serbestti. İlk kâğıt para 1840 yılında piyasaya çıkarılmıştır. Piyasaya sürülen banknotların değeri hızla kaybolur. Esnaf ve köylü halk demir para kullanmayı tercih eder. Kaime denilen kâğıt para ile madeni para arasında fiyat farkı oluşur. Osmanlı para biriminin dış paralar karşısında değeri düşer.
Kaime denemesi 1862 yılında son bulur. Sultan Abdulhamid dönemine gelinceye kadar kaime basımı yapılmaz. Osmanlı-Rus savaşının finansmanı dolayısıyla ikinci defa 1876-7'de kaime basılarak piyasaya sürülür. Bu kaimeler de kısa bir süre sonra piyasadan kaldırılır. Kâğıt para basma yetkisi kendisine devredilen Osmanlı Bankası I. Dünya Savaşı'na kadar sınırlı miktarda kâğıt para basar. 1915 yılında kaime üçünçü kez basılır. Bu kaimeler temsili para niteliğindedir. Çünkü altın karşılığı vardır ve ne zaman tedavülden kaldırılacağı bellidir. Ülkede istikrarlı bir para sistemi oluşturmak için 1844 yılında çıkarılan Kararnameye göre temel para birimleri olarak kuruş, 20 kuruş değerinde gümüş mecidiye ve 100 kuruş değerinde altın lira kabul edilir. Osmanlı parası ile yabancı paraların kur değerlerinde ise uzun bir dönem değişiklik gözlenmemektedir. Mesela bu tarihten I. Dünya Savaşı'na kadar İngiliz sterlini ile Osmanlı parası arasındaki değer eşitliği 1 İngiliz sterlininin 110 Osmanlı kuruşuna denk geldiği bir seviyede kalmıştır.
1873 yılından itibaren gümüşün dünya piyasalarında değer kaybetmeye başlaması Osmanlı Devleti'nde 1/16 altın-gümüş değer eşitliğini geçersiz kılar. Devletin gelirlerinin gümüş para, giderlerinin altın para üzerinden yapılması hazine kayıplarına yol açar. Bu yüzden mecidiye basımına son verilir. 1881 yılında para birimi olarak Osmanlı altın lirası kabul edilir. Ancak gümüş fiyatlarının düşüklüğü sebebiyle tedavüldeki gümüş paralar gerçek değerinin altında işleme tabi tutulur. 20 kuruş değerindeki mecidiyeler hazinece 19 kuruştan işleme tabi tutulur. Sarraflarda ise daha düşük düzeyden işlem görür. 20. yüzyılda kuruşun Osmanlı lirasına oranla üç değişik değeri ortaya çıkar.
Diğer taraftan değişik para birimlerinde çekilen darlık nedeniyle ufak paralar altın lira ve mecidiyeye oranlarından farklı oranlarda işlem görüyordu. Piyasaya yeterince ufaklık sürülememesi ve mahalli bazı darlıkların yaşanması da ufaklıkların değerini yükseltiyordu. Ticaret erbabı daima müşterilerine büyük para veriyor, halk ise alışveriş yapabilmek için elindeki parayı belli bir komisyonla sarraflara bozdurmak zorunda kalıyordu. İktisadi faaliyetlere, yöreye ve mevsimlere göre de ufaklık ihtiyacı değişiklik gösteriyordu. Mesela Bursa'da yumurta ticareti bu tür paraların değerini yükseltiyordu. Hazinenin bir araştırmasına göre ülkenin değişik bölgelerinde altın ve gümüşün 88 çeşit raici bulunuyordu. Yörelere göre de halkın rağbet ettikleri paralar değişiklik gösteriyordu. Yabancı paralar da ülke içerisinde serbestçe kullanılıyordu. Para sisteminin karmaşıklığı sebebiyle sarraflık kurumu iyice yaygınlaşmıştı.
Para düzenini sağlamak amacıyla 1909 yılında kurulan komisyonun önerisi doğrultusunda 1916 yılında Tevhid-i Meskûkât Kanunu çıkarılır, 1 lira = 100 kuruş değer eşitliği benimsenir ve değer ölçüsü altın, para birimi kuruş kabul edilir. Ülkenin değişik yörelerindeki farklı para raiçleri kaldırılır. Ancak çıkarılan yasanın başarısı sınırlı kalır. Çünkü savaşla birlikte artan giderleri karşılamak için piyasaya sürülen kâğıt paralar madeni ve ufaklık paraların piyasadan çekilmesine sebep olur. 5 ve 20 kuruşluk olarak basılan kâğıt paralar da ufaklık sorununu çözmez. Aynı fonksiyonu görmesi için kısa bir süre sonra 1 ve 2,5 kuruşluk kâğıt ve aynı işlevi görecek 5 ve 10 paralık posta pulları çıkarılır. Bu durumda madeni paradan tamamen ayrılınmış kâğıt para sistemine geçilmiş olur. Cumhuriyet idaresi aynı sistemi devam ettirir.
Darphane
9. yüzyıldan sonra Ortadoğu ve Anadolu'ya yerleşerek farklı devlet ve beylikler kuran Türkler, bu beyliklerin bazı kasabalarında demir para basımı yapmışlar ve para basılan bu mahallelere de "Darphane" adı vermişlerdir.
15. yüzyılın sonunda altın sultanini piyasaya çıkarılana kadar, Osmanlı sikkeleri yalnızca gümüş akçe ve bakır mangır idi. Akçe ya da akça temel para birimiydi. İlk akçeler Bursa, Edirne ve Marmara bölgelerinde üretildi ve basım yerleri belirtilmedi. Diğer Türkmen beyliklerinin sikkeleriyle birlikte piyasaya sürüldüler. Osmanlılar 15. yüzyılda Selçuklular ve İlhanlılardan esinlenerek, önemli ticaret merkezlerinde ve madenlerde çok sayıda darphane kurdular. Bu şekilde Osmanlının topraklarının yanı sıra akçenin tedavül alanı da genişlemiş oldu. 14'üncü yüzyıl sonlarında ve 15. yüzyıl başlarında akçe artık Bizans topraklarında ve Konstantinopolis'in içinde de kullanılmaktaydı. 15. yüzyılın son çeyreğinde, II. Mehmed'in 30 yıllık hükümdarlığı sırasında da 15 ayrı darphanede akçe basımı yapılıyordu. Darphanelerin üretim düzeyi kişilerin darphaneye getirdikleri veya devletin sağladığı değerli maden miktarına göre değişiyordu. Bu yüzden üretim düzeyleri büyük değişiklikler göstermekteydi. Ayrıca, bir padişah tahta çıktıktan sonra, devlet piyasadaki eski sikkelerin darphanelere getirilmesini ve yeni padişahın ismini taşıyan sikkelerle değiştirilmesini talep ediyordu. Bu işleme tecdid-i sikke (sikkelerin yenilenmesi) deniliyordu. Sayılarının çok olmasına rağmen merkezi devlet, darphaneleri yakından denetliyordu. Büyük kent merkezlerindeki darphaneler, genel olarak emanet sistemiyle devlet tarafından işletilmekte ve birer devlet memuru olan eminler tarafından yönetilmekteydi. Sahib-i ayar adı verilen bir görevli de teknik işlerden ve sikkelerin ayar ve ağırlıklarının devletin koyduğu standartlara uygunluğunun kontrolünden sorumluydu. Darphanelerin işleyişleri ve hesap defterleri devlet tarafından görevlendirilmiş yerel kadılar aracılığıyla da denetlemekteydi. Osmanlı darphanelerinde altın, gümüş ve bakır sikkelerin üretiminde kullanılan teknoloji, 17. yüzyıl sonuna kadar oldukça basitti. Isıtılmış bir parça metal iki kalıp arasına yerleştiriliyor ve yukarıdaki kalıba bir çekiçle vuruluyordu. Bu yöntemle alt ve üst kalıplar üzerindeki desenler sikkenin her iki tarafına da işlenmiş oluyordu. Kalıpların üretimi, boş metal parçalarının (pulların) veya alaşımlarının hazırlanması, çekiçle yapılan vuruşlar ve ortaya çıkan malın kalitesinin denetlenmesi, bu pulların ağırlıklarının ölçülmesi beceri gerektirmekteydi. Sahib-i ayarın denetimi altında çok sayıda usta zanaatkâr ve işçi önceden belirlenmiş görevleri yerine getirmekteydi. İstanbul'da gümüş ve bakır sikke üretiminde çalışanlar birkaç yüz kişiydi, diğer büyük darphanelerde bu sayı yüzü aşmaktaydı. Orta büyüklükteki darphanelerde çalışanların sayıları da 50'yi buluyor hatta geçebiliyordu. Taşradaki küçük darphaneler, uzmanlık gerektiren işler için sık sık büyük darphanelerden yardım almaktaydılar.
Geniş bir coğrafyada sayılamayacak kadar çok merkezde para darp eden Osmanlı Devletinin bugüne kadar ele geçen nümismatik materyallerden tespit edilen ve sayısı 40'ı bulan para darp merkezlerinin başında Bursa, Edirne, Amasya, Erzurum, Konya, İzmir, Serez, Sofya, Şam, Bağdat, Tiflis, Mısır, Tunus ve Cezayir gelir.
İstanbul'un fethinden sonra hızla genişleyen imparatorluğun para ihtiyacını karşılamak amacıyla halihazırdaki darphanelere ek olarak çeşitli mahallerde geçici yeni darphaneler kurulmuştur. Aynı şehirde Fatih Sultan Mehmet tarafından Beyazıt Camii civarında yaptırılan Darphane, Türk Darphanesi'nin kuruluşunun başlangıcı niteliğindedir. İlk kuruluşun kesin tarihini tespit eden bir belge yoktur bu yüzden Fatih'in burada kendi adına bastırdığı ilk Türk altının tarihi olan 1467 yılı Türk Darphanesinin ilk kuruluş tarihi olarak kabul edilebilir.
Darphanenin ikinci kuruluşu, Sultan Üçüncü Ahmet zamandadır. 1723 yılında Simkeşhane'den Topkapı Sarayı sahası içinde bugüne kadar işgal ettiği binalara taşınıp faaliyete geçirilen darphane, 1832 yılında yeni atölyelerin inşa ve ilavesiyle genişletilmiş ve ayrıca darphane bahçesinde Hünkar dairesi yapılmıştır.
İstanbul'daki bu darphane, devletin ana darphanesi olma özelliğini devam ettirmiştir. 1843 yılında diğer darphanelerin faaliyetine son verilmiş ve bu tarihten sonra yalnız İstanbul'daki darphanede para basılmaya devam edilmiştir.
8 Temmuz 1967 tarihinde kurulan Darphane'nin üçüncü kuruluş projeleri ile ilgili hazırlık çalışmaları, 1953 yılında başlamıştır. Sonraki yıllarda madeni paraya olan taleplerin daha da yükselebileceği düşüncesi, yeni bir binanın inşası ve yeni makinelerin satın alınması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle 1961 yılı ortalarında inşasına başlanan yeni darphane binası, yeni makinelerin alınmasıyla 1967 yılında hizmete girmiştir.
1845 yılından itibaren Darphane, "evrak-sahihe"ye damga vurmak amacıyla kurulan Matbaa Müdürlüğü ile 1933 yılında birleştirilmiştir.
2996 sayılı Maliye Vekâleti Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun çerçevesinde Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 1983 yılına kadar Maliye Bakanlığı'nın ana hizmet birimi olarak hizmet vermiştir.
Paranın bir diğer türü olarak kredi parası ortaya çıkmıştır. Kredi parası, malların ve hizmetlerin ödemesini yapmak için borçludan bir talepte bulunulmaktadır. Günümüzde ticarethaneler ve merkez bankaları tarafından imal edilen para krediye dayalı paradır ve bankalara karşı bir yükümlülüğü de içinde barındırır.
20. yüzyılın başına kadar birçok ülkede para değerini, kullanılan para birimi birliğinde değerli metal, altın ya da gümüşün belirlenmiş miktarının değeri olarak tanımlayan para birimi standartları vardı. Bunlar genellikle Kurant sikkelerin basımı ve kullanımı ile bağlantılıydı. Diğer ödeme araçları talep olması durumunda dönemin ihraççıları tarafından, değerli metal miktarı takas yapılan ödeme aracının nominal değerine eşit olan Kurant sikkeleri ile değiştirilirdi.
Birçok ülkede ilk olarak gümüş standartları vardı. Fiyatlar gümüş miktarıyla belirlenen para birimi birliğine göre verilirdi. Gündelik alışverişlerde hem gümüş kurant sikkeler hem de ayrıştırıcı sikkeler kullanılmıştır. Bu dönemde tedavülde olan altın sikkelerin, menkul kıymetler borsasının envanterinde okunabilen gümüş kurant para sürümü de vardı. Altın sikkeler ülke içinde “yüksek değerdeki” malların karşılığında ödenmesinde “özel para” fonksiyonuna sahipti ve yabancı ticaret ortaklarının ödemelerinde ticaret sikkesi olarak da iş görmüştür.
Birçok sanayi ülkesi 19. yüzyılda altın standardına dönüş yapmıştır. Almanya’da banknotların teminatı kısmen altın, kısmen de en fazla 3 ay vadesi olan ticari senet yoluyla sağlanmıştır. Alman İmparatorluk Bankası, imparatorluk güvenceli banknotları ve ayrıştırıcı sikkelere talep üzerine ana kasasındaki para birimi sikkeleri ile değiştirmiştir. Özel Alman bankaları tedavüle çıkardıkları banknotların talep edilmesi üzerine sıkıntı durumunda bastıkları paralarla altın sikkeleri değiştirmişlerdir. Birinci Dünya Savaşı öncesinde seyreden para istikrarlı birimi durumları nedeniyle Almanya’da gündelik para akışında altın, kâğıt, ayrıştırıcı sikke ve banka parası arasında herhangi bir kur farkı bulunmuyordu. Bu dönemde devam eden istikrarlı döviz kuruyla altın standardı olan ülkeler arasında basılmıştır.
20. yüzyılın başında çok sayıda ülke para birimi standardından vazgeçmiştir. Böyle bir standart yerine, merkez bankalarının, ücret seviyesinde bir istikrarı garantileyen para politikasıyla ilgili önlemler alınmıştır.
Cumhuriyet Dönemi Madeni Paralar
Cumhuriyet döneminin önemli para birimlerinden biri olan 10 para, 1940 yılına ait olmakla birlikte paranın ortası delik ve yazıları değişik şekillerdedir. Bugüne kadar bulunan ve bilinen 10 paraları sıralarsak şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır: 1936 (N)-1936 (D)-1940 (N)-1940 (D)-1941–1942–1944 olmak üzere tam sekiz adettir. 1930-41-42 yılları dışında basılan paraların ve 10 paraların hepsi numune paralardır. 1936 yılı 10 parasına World Coins, 1982 baskısında (Numune para) işaretine rağmen 300 Dolar fiyat koydu.
1951 Yılı 1 Kuruş’unun bazılarının önyüzünde, yazı ve tarih arasında kabarık bir nokta bulunmaktadır, yine bu serinin 1 ve 2,5 Kuruş’larının, aynı yılda basılmış olmalarına rağmen küçük delikli ve büyük delikli olanları mevcuttur. Keza 2,5 Kuruş’ların bazılarında ortadaki deliğin kenarları biraz kabartılarak çerçeveli hale getirilenleri vardır. Bu deliklerin merkezde olmayanları da mevcuttur. 1958 -1974 yılları arasında basılan bakır 5 Kuruş’larda önyüz yani ay-yıldız tarafı, modern paralarda olduğu gibi yukarıdan aşağıya çevrildiğinde doğru okunurken, bazılarında eski usuldeki gibi sağdan sola çevrildiği zaman doğru okunmaktadır, yani terstir. Yine 1974 yılı 5 Kuruş’larının bazılarında arka yüzdeki meşe palamudunun içi boş veya dolu görülmektedir.
Bunların haricinde çift baskılar hemen her yılın her çeşit parasında bulunmaktadır.
(*) N: Normal, D: Delikli.
Cumhuriyet Döneminin İlk Madeni Parası
Cumhuriyet döneminin ilk madeni parası, 1924 yılında çıkarılan 10 ve 5 kuruşluklar ile yüz paradır. Harf devrimi o dönemde daha yapılmadığı için yazı ve rakamlar Arap harfleriyle basıldı. Bunları bir yıl sonra çıkarılan nikelden yapılmış 25 kuruşluklar izledi.
Latin harfleriyle basılmış ilk madeni para 1934 yılında 830 ayar gümüş olan 100 kuruş değerinde tedavüle çıkarıldı. 718000 adet basılan bu paralar çok beğenildi. Üzerinde yer alan Atatürk portresi Londra darphanesinin ünlü gravürcüsü Medkaley tarafından yapılmıştır. Fakat çok kısa bir süre içinde sahteleri bastırıldı. O yıllarda para çok değerli olduğundan bir liranın dahi sahtesi bastırılıyordu. Bunun üzerine bu para kaldırılarak başka kalıplara basım yoluna gidildi.
Cumhuriyet döneminin ortası delik ilk madeni parası 1947 yılında piyasaya çıkarıldı. Pirinçten yapılan bu paralar bir kuruş değerindeydi. Bunu daha sonra 1948 yılında çıkarılan ortası delik 20 paralar izledi. Bazı kaynaklarda belirtildiğine göre bu paradan (20 para) sadece 150 adet basılmış sonradan basımından vazgeçilmiştir. Bu özelliği nedeniyle bugün en çok aranan paralar sıralamasında yer aldığı belirtilen paralar arasında olduğu söylenmektedir.
Cumhuriyet döneminin kenarları tırtıklı tek parası 1938 yılında çıkarılan madeni bir kuruşluklardır. Nikel ve bakır karışımından yapılan bu paraların kenarları 12 dilimlidir. Osmanlı döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında kullanılan on paraların ömrü, 1942 yılında son buldu. Alınan bir kararla bu paraların basımı durduruldu. Bunu 20 paralar izledi. Bir ve beş kuruşlar 1977 yılına kadar hâlâ piyasadaydı. 25 kuruşlar 1979’da, 50 kuruşlar ise 1980’de tarihe karıştı. Cumhuriyet tarihinin 2,5 lira değerindeki ilk madeni parası 1960 yılında, 5 liralığı ise 1974 yılında çıkarıldı. Cumhuriyetin 75. yılında ise en büyük madeni para 50.000 lira oldu. 2004 yılında 250.000 lira olan madeni paralara 2005 yılından bugüne kuruşlar hâkim oldu.
Madalyonlar
Nümismatik, madalyon olarak, Roma’nın saygı ya da ödüllendirme törenlerinde kullanılan özel sikke dökümlerini betimlemektedir. “Madalyon” tam anlamıyla gösterişli şekilde süslenmiş, büyük ebatlardaki sikkeler anlamına gelmektedir. Madalyonlar yoğun şekilde geç imparatorluk döneminde kullanılmıştır. Bu yıllardan çok az sayıda madalyon kalmıştır.
Madalyonların Ayırt Edilmesi
Sikke basmak devletin bir ayrıcalığı olduğu için madalyonlar özel kişiler tarafından basılabilmektedir. Ödeme aracı olarak öngörülen damgalar her zaman madalyonların yerine kullanılabilmektedir. İkisinin ortasında yasal ödeme arcı olan “sikke taklidi” çeşitleri bulunmaktadır; fakat bu sikkeler özel firmalar tarafından uluslararası koleksiyonculuk pazarı için basılmaktadır. Ayrıca gerçeklikte de para değerine de sahip değildir. Bunun yanı sıra “Acil durum sikkeleri” ve Jeton’lar gibi sikke benzeri damgalar da bulunmaktadır. Bu sikke türleri yetkili devlet makamları tarafından basılmamıştır, fakat ödeme aracı olarak kullanılabilmektedir.
Taler
Taler (eski yazımı: Thaler; İsveççe/Norveççe: Daler; Hollandaca: Daler; sonraki dönemlerde: Daalder; İtalyanca: Tallero; İspanyolca: Tálero; Portekizce: Dolera; İngilizce: Dollar; Çekçe/Slovakça: Tolar; Macarca: Tallér; Beyaz Rusya dilinde: Талер, Таляр) ilk zamanlar Guldengroschen olarak adlandırılan önemli bir Avrupa altın sikkesi idi. Daha sonra Taler denince akla 1 Çekül’den daha ağır olan çok sayıda Büyük Gümüş Sikke gelmeye başladı. Taler, 16. yüzyılın imparatorluk hükmüyle birlikte büyük bir önem kazandı. Bunun sonucunda Taler, Gulden’in (Hollanda’nın standart para birimi) yanında İmparatorluk Taleri olarak imparatorluğun resmi para birimleri arasına girdi.
Taler’in Yayılışı
Joachimsthaler tüm Almanya’da İmparatorluk Taler’i olarak kullanıldı. Avusturya’da da 1909 yılına kadar kullanılmıştır. Eski adıyla “Avusturya Hollandası” olan, günümüzdeki Belçika ve Lüksemburg bölgesini içine alan bölgede Kronentaler ortaya çıkmıştır. Danimarka ve İsveç’te 1874 yılı sonuna kadar Speziestaler (Özel Taler) ve Reichstaler (İmparatorluk Taleri), yani Reichsbanktaler (İmparatorluk Bankası Talerleri) olarak kullanıldı. Kısa süre sonra “Christian-Taler”i ortaya çıktı. Gösterişli ve güzel dış görünüşüyle bu Taler günümüzde hâlâ en çok beğenilen ve aranan demir paralardan biridir.
Taler, Amerika Birleşik Devletleri’nde Dolar adı altında kullanılmaktadır.
Avusturya’da 1753 yılından itibaren İmparatorluk sikke yerleri olan Günzburg’da, üzerine Kraliçe Maria Theresia’nın (1740’dan 1780’a kadar) resmedildiği Maria-Theresien-Taler’i basılmış ve bu sikke dünya çapında büyük bir tanınmışlık derecesine ulaşmıştır. Bu sikke Avusturya’da 1858 yılında tedavülden kaldırıldı. Fakat ticaret sikkesi olarak (üzerindeki 1780 tarihi değişmeden) 20. yüzyılın ortalarına kadar Arabistan’da ve Etiyopya’da kullanılmaya devam etmiştir. Maria-Theresien-Taler’i bugüne kadar dünyada en sık görülen gümüş sikkedir ve bugüne kadar koleksiyoncular için basımına devam edilmiştir.
Tarihçe
Taler, 1484/86 yılından beri Hall in Tirol’de (Avusturya) basılan bir gümüş sikkeydi. “Taler” ismi tahminen Inntal’deki ilk basım yeri olan Burg Hasegg’in konumundan dolayı verilmiştir. Gümüşü, Fugger’lere ve Paumgartner’e ait olan ve Orta Çağ'ın en büyük gümüş madeni olan Schwaz gümüş madeninden elde edilmiştir.
Ayrıca 1500 yılından beri Saksonya’da dökülen Altın Groşen, Taler’in yaratıcısı olarak kabul edilir. Bu sikke aynı zamanda Klappmützentaler (Tepeli Damga Taler’i) olarak da adlandırılır. Bohemya’nın Joachimsthal şehrinde, 1519 ile 1528 yılları arasında çok miktarda gümüş keşfedilmesinden sonra Schlick’in hükümdarları tarafından bastırılan bu Altın Groşen’ler fazla kullanıldığı için bu sikkeler kısa sürede Joachimsthaler ismini alır. Daha sonra da daha yalın bir hal alarak Thaler/Taler olur. Joachimsthaler Altın Groşen’ler 1 ons (3 gram) ağırlığındadır ve Schlick hükümdarlarının armalarını, Bohemya aslanlarını ve kutsal Joachim’in resmini taşır. 1566 yılından 1750 yılına kadar İmparatorluk Taler’i olarak bu sikke 25,984 gramlık saf gümüş içeriğiyle resmi para birimi niteliği taşır. Örn. Kutsal Roma İmparatorluğu’nun hesaplama sikkesi olarak Avusturya’da, kısa süre sonra da güney Almanya ve Saksonya’da bu sikkenin yerini Konventionstaler (Gelenek Taleri) (Saf Mark gümüşten 10 Taler, yaklaşık 235 g) almıştır. Prusya Reichstaler’i (İmparatorluk Taler) 1871 yılı sonuna kadar hemen hemen tüm kuzey Almanya’nın para birliğini oluşturmaktaydı ve ilk olarak 24 Groşen’e, ardından da 1821 yılından itibaren 30 gümüş Groşen’e bölünmüştür.
Avro’nun yürürlüğe girişine kadar “Taler” kelimesi halk arasında bazen 5 Mark madeni paranın, bazen de 3 Mark kâğıt paranın tanımında kullanılmıştır.
Yeniçağ
Demir para kullanımı Yeniçağ’da, Taler biriminin ortaya çıkmasıyla başlar. İlk olarak 1486’da ilk dük Sigismund (Tirol) hâkimiyetinde, Uncialis ya da Guldiner olarak büyük bir gümüş sikke dökülmüştür. Bu sikke Bohemya’nın Joachimshall kentinde dökülen, ileri yüzyıllarda Taler için bir örnek teşkil etmekteydi. Taler daha önceki sikke türlerinin tüm örneklerinin yerine geçen ilk örnektir. Kullanımı tüm devlet topraklarına yayıldığı için, her bir devlet başkanı teknik ve sanatsal anlamda büyük bir kaliteye ulaşan sikke ustalarına bireysel bir düzenleme yetkisi verdi. Ayrıca ara sıra “çok katlı Taler” de döküldü. 17. yüzyıldan itibaren sikkeler üzerine yeni bir motif olan şehir görüntüleri basılmaya başlandı.
Talerler arasında küçük demir paraların büyük çoğunluğunun madde kalitesi bakımından gitgide kayba uğradığı görüldü. Bu gelişme otuz yıl savaşı (1618 – 1648) sırasında ortaya çıkan dolandırıcılık anlayışı ile doruk noktasına ulaştı. Ayrıca 17. yüzyılda geç antik dönemden bu yana ilk kez bakır para döküldü. Daha büyük para miktarlarının dolaşımı için ise altın dükalar üretildi.
Metotlar
Nümismatiğin metotları dar anlamda Sikke ile bağlantılıdır; diğer yöntemsel girişimler para tarihi ile ilgili sorgulamalardan yola çıkmaktadır.
Sikke’ler aynı formlarıyla büyük ölçüde günümüze kadar gelmiş kitle ürünleridir. Bu bakımdan seramiğin arkeolojik buluntu türlerine benzerler.
Bu yüzden, her Sikke’nin, üretim şekli itibarıyla, usulsüzlüklere karşı önlem niteliğinde bazı özel işaretleri (basım hataları, materyal hataları, şekilsizlikler) bulunur.
Sikke dökümünün asıl dizisinin yeniden üretilmesini sağlayan en önemli Nümismatik metodu ise damga analizidir. Bu analizde her sikkenin ön ve arka yüzlerinde iki ayrı damga olup olmadığı incelenir.
Çekiç dökümünde üst ve alt damga olarak kullanılan her iki damga, farklı oranlarda yıpranır. Üst damga alt damgaya nazaran genellikle daha önce değiştirilmelidir. Bu durum farklı “Damga Kombinasyonlarına” neden olur: Farklı kombinasyonlar birbirleri ardına gelerek damga zincirleri oluşturur ve bu her bir Sikke’nin üretiminde yeniden sıraya uygun bir hal alır. Damga analizi ilk olarak 19. yüzyılda tarafından Yunan Nümismatiği’nde kullanılmıştır. Bugün de bu teknik, isimsiz Sikke’lerin yazımında kullanılmaktadır.
Bunun yanında tipoloji ve şekil analizi, Sikke çeşitlerinin kronolojisini ve benzerliklerini saptamak için önemli metotlardandır. Bu ilk basılan paraların, sadece çok azının bugüne kadar gelebilmiş olması tüm bu metotların kullanımı dâhilindedir; Sikke buluntularından yola çıkılarak yapılan tahminler, bugün ilk Sikke’lerin yaklaşık % 10’dan daha fazlasının elimizde olduğunu ortaya koymaktadır. Para ekonomisinin nesnesi olarak, ağırlıkları belirli bir öneme sahip değerli metal Sikke’ler bulunmaktadır.
Metroloji, sorunların mümkün olduğunca çok sayıdaki tek tek ağırlıkların listelere alınması yöntemiyle, hangi ağırlık ölçütünün elde edilmeye çalışıldığı konusuna yönelmiştir.
Günümüzde, Sikke metallerinin nereden geldiğine ve Sikke politikasının sorunlarına ilişkin bilgi veren metal analizi gibi bilimsel araştırmalar hâlâ revaçtadır (Devalüasyon durumunda saflık oranındaki değişiklikler gibi).
Buluntu Sikke’leri inceleyen nümismatik, Sikke buluntularının farklı kategorileri formunda daha çok grup Sikke’ler üzerinde araştırma yapmakta, tek tek Sikke’leri nadir durumlarda incelemeye almaktadır. Para dolaşımı ve ekonomi tarihi, ulaşım tarihi ve ticaret tarihinin sorunları doğrultusunda Sikke türlerinin coğrafi yayılımı ve bölümlemelerini araştırır (Ekonomi bölgeleri, Ticaret ve Ulaşım yollarının çöküşü vb.).
Araştırma ve Kuram
Nümismatik, 19. yüzyıldan beri bir uzaklaşma süreci nedeniyle tipik bir Müze Bilimi halini almıştır. Çünkü mantıklı çalışma genellikle sadece kaynak materyallerin yanında mümkündür (). Büyük kamusal Sikke koleksiyonları bu yüzden araştırmanın merkezini oluşturmuştur. , Paris Louvre Müzesi, St. Petersburg Hermitage Müzesi ve New York Metropolitan Müzesi’nin yanında, ayrıca (Prusya Kültür Mirası) ve Viyana’daki 'nin Sikke galerisi de dünyaca ünlü ve önemli Sikke koleksiyonlarından sayılır. İsviçre’de bunlarla karşılaştırılabilecek büyüklükte bir koleksiyon yoktur, fakat orta ve daha küçük boyutta çok sayıda Sikke galerisi bulunur.
Bunun yanında, alanlarının uzmanı olan kişiler, araştırmaya genellikle ayrıntılı çalışmalarla ya da Sikke kataloglarıyla büyük katkılar sağlamaktadır.
Modern yöntemlerle disiplinler arası çalışan Nümismatik sadece Sikke’lerden değil, yazılı kaynakları ve Sikke buluntularını da içine alan çok çeşitli kaynaklardan yararlanır. Sadece müzeler değil, üniversiteler ve üniversite dışındaki bilim yapılan alanlar da Nümismatik’den yararlanır. Özellikle Almanya için etkili bir şekilde çalışan, verimi artıran çok sayıdaki büyük enstitüler için de, Federal Almanya şehirlerindeki Nümismatik komisyonları koordinasyonlu bir şekilde bilimsel organizasyonlar ve uzun vadeli projeler için çalışmaktadır. Üniversite eğitiminde Nümismatik, tarih bilimleri alanına yardımcı bir alan olarak görülür ve bu doğrultuda üniversitelerde tarih ve klasik eskiçağ bilimleri bölümünde kullanılır. Nümismatik bugüne kadar kıyıda köşede kalmıştır; bir örnek olarak Alman dilinin kullanıldığı bölgede Nümismatik için sadece tek bir kürsü vardır (Viyana’da). Yüksek öğrenim mimarisinin yerleşmesinin etkisiyle Avrupa’da mimari alanda eğitime başlama kapsamında Nümismatik anabilim dalı 2008 yılından beri, dünyada ilk ve tek yan dal olarak Viyana Üniversitesi’nde açılmıştır.
Günümüzde birçok yerde Nümismatik çalışmak mümkündür. Farklı üniversitelerde, Almanya’da Berlin, Dresden, Göttingen, Marburg, Münih, Münster ve Tübingen’de düzenli eğitim hizmetleri mevcuttur. Münih’te bu alanda yüksek lisans ya da doktora yapma imkânı vardır. Köln’de de yan dal olarak yüksek lisans yapılabilmektedir. Frankfurt’taki ’nde, Roma kültürü ve tarihi ile ilgili kürsüye, Eskiçağ Nümismatiği de dâhildir. İsviçre’de de Basel ve Zürih, Avusturya’da Viyana ve Salzburg üniversiteleri de bu gruba dâhildir.
Tarih
Roma biyografi yazarı Suetonius’un (MS 69-140) betimlemelerine baktığımızda, imparator Augustus (MÖ 27 - MS 14) 2000 yıl önce “krallığa ait sikkeleri ve yabancı ülkelerin Sikke’lerini” biriktiren ilk kişilerden biridir. Roma dönemine ait başka koleksiyonculara ve koleksiyonlara ilişkin açıklamalar da bulunmaktadır; sanat eserlerinin aksine bu dönemde Sikke koleksiyonculuğunda estetik zevk ön planda değildir.
Sikkeler üzerine bilimsel anlamdaki araştırmalara ilişkin ilk girişim 14. ve 15. yüzyıllara dayanmaktadır. Bu dönemden şair Petrarca ve Piskopos Stefan Mathias von Neidenburg ilk akla gelenlerdir. O zamanlar söylendiği gibi “Tüm ülkelerin Sikke’leri” ve tarihi Sikke’lerin kapsamlı koleksiyonuna sahiplerdir. Almanya’da, dükalar ciddi anlamda ilk Sikke koleksiyoncularındandır.
Münih’teki Devlet Sikke Koleksiyonu, Dresden’deki Sanat koleksiyonuna bağlı Sikke arşivi, Württemberg şehir müzesinin Sikke arşivi ve Berlin Sikke Arşivi gibi büyük Sikke müzeleri, kendi bünyelerinde eski dükalardan miras kalan koleksiyonlara dayanır. 19. yüzyılın ilk yarısında, yeni oluşan tarih topluluklarının bir uzantısı olan ve araştırma için oldukça önem kazanan bölgesel Sikke arşivleri ortaya çıkmaya başlar.
Günümüz Gelişmeleri
Günümüzde ödemelerde sikkeler ve banknotların artık maddesel değerleri ön planda değildir ve istendiği zaman değerli metallerle takas edilememektedir. İtibari paralar buna örnektir. Artık geçerli olan Kurantgeld değil kredi parasıdır; fakat sikkelerin değer incelemelerinde üretim maliyetiyle madde değeri birbiriyle karıştırılmamalıdır. Buna en iyi örnek imalatında yaklaşık 2 fenik tutan fakat madde değeri olarak 1 feniğin de altında gelen 1 Alman fenik parasıdır. Kurant sikkelerinde önceleri oldukça az miktardaki üretim ve alaşımlama masrafları, bu sikkelerin nominal değerleriyle karşılaştırıldığında oldukça az taleple karşılaşılıyordu; altın sikkelerde %1in altında Thaler’lerde ise maksimum %3gelmekteydiler. Ayrıca bkz. Seignorage (devletin metal para basımında sağladığı kâr).
Değerli maddeden yapılmış, bankalardan alınan modern sikkeler dendiğinde söz konusu olan kurant sikkeler değildir, çünkü bu sikkeler ödemelerde kullanılmamakta aksine yalnızca yatırım yapan kişiler (külçe sikkeler) ya da koleksiyoncular tarafından ilgi görmektedir. Bu sikkeler genellikle kendi madde (altın-platin) değerlerinin altında bir değere sahip bir para biriminin nominal değerini taşırlar. Enflasyon ve/ya da madde fiyatı artışlarıyla bir scheide sikke yıllar geçtikçe yavaş yavaş küçük sikke değerleri oluşumuyla, sikke maddesini ucuzlatma yoluyla (Bakır alaşım yerine alüminyum kullanılması gibi), saf içeriğin azaltılması ya da küçük sikke boyutlarının unutulmasıyla farklı ülkeleride kullanıma giren bir “kurant sikke”ye dönüşebilir. Örnekler: 1957 yılından sonraki İngiliz çeyrek peni (1/4 d) sinin kaybı, İsveç’teki 1 ve 2 Rappen (bir frakın yüzde biri)’in kaybı, 5 şilin sikkenin 1968 yılından sonra Avusturya’da gümüşten, bakır-nikele dönüşmesi, 1975 yılından sonra 5 Markın gümüşten, nikel/bakır-nikel kaplamasına dönüşmesi.
Kredi Parası
Kredi parası, mal edinmek ve hizmet almak için kullanılan bir değer karşılığıdır. Scheide sikkeler, banknotlar, banka parası ve elektronik paralar kredi paralarından birkaçıdır ve onu tedavüle çıkaran bankalar için bir değer karşılığıdır. Kredi paralarının kabulü, paraları tedavüle çıkaran bankaya ya da yasal talimatlara göre şekillenir. Yasal talimatlara göre kabul edilen bu kredi paraları İtibari para (yalnız hükûmet kararına dayanan kâğıt para) olarak tanımlanır.
Para değeri
Para değeri yasal bir ödeme aracının (para birimi) nominal ya da itibari değeri anlamına gelmektedir ve böylece mal ve para takasında devlet bankası tarafından saptanan kendi değerini tanımlamaktadır. Bu şekilde paranın alım gücüyle eşdeğer tutulan piyasa değeri arasındaki ayrım yapılmış olur.
Özellikle Gümüş külçeler (metal) ya da sikkeler gibi koleksiyon nesnelerinin nümismatikçiler ya da yatırımcılar için değerli olmalarının nedeni yalnızca metallerinin yüksek değerde olması değildir. Mal değeri genellikle bu nesnelerin yasal ödeme aracı olarak itibari değerlerini de artırmaktadır.
Önemli nümismatistler
- (1895–1981)
- Michael Alram
- (1935-2016)
- (1752–1820)
- Churchill Babington
- Georges Bataille
- Mark Blackburn (1953–2011)
- Guillaume Budé
- Joan Clarke
- Martin Folkes
- (1678–1729)
- Theodor Mommsen
- Eduard Rüppell
Kaynakça
- ^ "numismatics." 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Britannica.com. Erişim: 12 Ocak 2015
- ^ {{Oxford2e|numismatics
- ^ "numismatic." 12 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Online Etymology Dictionary
- ^ Suetonius, Augustus 75 on-line text 31 Temmuz 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ library web page 25 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Kent, Allen (1985). Encyclopedia of Library and Information Science. s. 281. ISBN .
- ^ , "A short history of Chinese numismatics in European languages," in Early China vols 35-36 (2012-2013), pp. 395-429,
- ^ Jankowski, Lyce (2018). Les amis des monnaies – la sociabilité savante des collectionneurs et numismates chinois de la fin des Qing. Paris: Maisonneuve et Larose nlle édition. ISBN .
- ^ "Collectibles". Maritime International. 14 Eylül 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Haziran 2013.
- ^ The First Dictionary of Paranumismatica: All About Tokens, Checks, Tickets, Passes, Medalets, Counters, Tallies and Weights (ed. Brian Edge), 1991.
- ^ Mitglieder der Numismatischen Kommission (ÖAW) 3 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Oeaw.ac.at (2008-12-19). Retrieved on 2011-11-24.
- ^ a b Dr Andrew Burnett – British Academy 6 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Britac.ac.uk. Retrieved on 2011-11-24.
- ^ Mark Blackburn obituary | Education 17 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. The Guardian. Retrieved on 2011-11-24.
- ^ obituaries " A Corner of Tenth-Century Europe 19 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Tenthmedieval.wordpress.com.
- ^ Mark Blackburn 10 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Telegraph.
- ^ Joe Cribb 23 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. British Museum. Retrieved on 2011-11-24.
- ^ John Morcom (28 Temmuz 2005). "Obituary: Kenneth Jenkins". The Guardian. 28 Eylül 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Haziran 2013.
- ^ Francois Thierry | Bibliothèque nationale de France – Academia.edu 25 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Bnf.academia.edu. Retrieved on 2011-11-24.
Dış bağlantılar
- Her döneme ait Yerli-Yabancı Paraların bulunduğu referans site Angora Nümismatik 29 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Osmanlı Paraları22 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Numispedia 5 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Royal Numismatic Society 23 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- American Numismatic Society5 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Universität Wien, Institut für Numismatik und Geldgeschichte 7 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Digital Library Numis (DLN) 19 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Online numismatic library
- Don's World Coin Gallery 18 Kasım 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- World Coins 7 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara Numismatik haber gazete kitap akademik JSTOR Temmuz 2021 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Numismatik veya meskukat sikke veya kagit para koleksiyonculugu ve paralari inceleyen calisma sahasi Sikkecilik olarak da adlandirilir Bu alanda uzman kisilere numismat adi verilir Numismatik kaybolmus uygarliklarin kentlerin ve yerlesim yerlerinin kesin olarak belirlenmesine katki saglar tarihsel surec icinde yok olmus anit ve yapilara iliskin kanitlari bizlere anlatir Imparatorlarin saltanatlarinin baslangic tarihlerinin almis olduklari unvanlarin imparatorluk donemleri boyunca yaptiklari islerin kazandiklari zaferlerin ya da yenilgilerin kesin bicimde belirlenmesine yardimci olur Ayni zamanda numizmatik Antik Sikke darbinda kullanilan madenin turune gore o toplumun o donemdeki ekonomik durumu konusunda ciddi ipuclari saglamaktadir Bir arkeologun kazi calismasinda bulabilecegi en iyi seylerden biri Antik Sikkedir Bulunmus olan bir Antik Sikke yapilan arkeolojik calisma katmani icin aninda bir tarih saglayabilir Ek olarak Antik Sikkeler ticaret ekonomi sosyal organizasyon mitoloji ideolojiler sahsiyetler liderlik askeri onemli olaylari anlatmaktadir Antik Sikkelerin hangi devlet doneminde hangi yillarda hangi Imparator adina darb edildigi gibi bulgular tarihsel gerceklerin ortaya cikarilmasinda onemli rol oynamaktadir Kalkuta Numismatik Dernegi Kalkuta Bati Bengal tarafindan duzenlenen bir sergide madeni para koleksiyonculari ve meraklilari EtimolojiTurkceye Fransizcadan gecen kavram sikke ve para anlamindaki Yunanca nomisma sozcugunden turemistir Arapca kokenli meskukat sozcugu ise sikkeler anlamina gelir Numismatik sozcugu ayni zamanda para ile ilgili anlaminda bir sifattir Numizmatik inceledigi nesnelerin zamanla bozulmamasi sayesinde sikke ve madalyalarda kullanilan alasimlari ve bunlarin agirliklarini paralarin yeryuzunde dagilimi ve yayilim alanlarini ortaya koyarak cografyanin tarihin dinler ve gelenekler tarihinin sanat tarihinin ve cesitli devirlerdeki ticaret sistemlerini inceleyen ekonomi tarihinin baslica yardimcisi olmustur TarihceBir Roma denarius standartlasmis gumus parasi Sikke koleksiyonculugu muhtemelen eski zamanlarda var olmus olabilir Caesar Augustus Saturnalia hediyesi olarak krallarin eski parcalarini ve yabanci para da dahil olmak uzere her turden madeni para verdi Sik sik eski madeni paralarla bagcilarin kendisine yaklasip hukumdari satin almasini veya kimligini belirlemesini istedigini bir mektupta yazan Petrarca ilk Ronesans koleksiyoncusu olarak kabul edilir Petrarca 1355 te Imparator IV Charles a Roma sikkelerinden olusan bir koleksiyon hediye etti Para koleksiyonculugunun baslangici Romalilara dek ulasir Dunyaca unlu Sezar Pompeius ilk para koleksiyoncularindandir Madeni paralarla ilgili ilk kitap Guillaume Bude tarafindan yazilan De Asse et Partibus 1514 idi Ronesansin baslangic doneminde eski madeni paralar Avrupa kraliyet ailesi ve soylulari tarafindan toplandi Madeni para koleksiyonculari Kutsal Roma Imparatorlugu Imparatoru Maximilian Papa Boniface VIII Fransa Krali XIV Louis I Ferdinand Berlin madeni para dolabini baslatan Brandenburg lu Secmen II Joachim ve Fransa Krali IV Henry bunlardan birkacidir Numismatik en saygin kuruculari nedeniyle Krallarin Hobisi olarak anilir 19 yuzyilda profesyonel topluluklar orgutlendi Kraliyet Numismatik Dernegi 1836 da kuruldu ve hemen Numismatic Chronicle dergisini yayinlamaya basladi Amerikan Numismatik Dernegi 1858 de kuruldu ve 1866 da American Journal of Numismatics i yayinlamaya basladi 1931 de Ingiliz Akademisi Eski Yunan sikkelerinin koleksiyonlarini yayinlayan Sylloge Nummorum Graecorum u baslatti Sylloge of Coins of the British Isles in ilk cildi 1958 de yayinlandi 20 yuzyilda madeni paralar arkeolojik nesneler olarak kabul gordu ve Viyana daki Sanat Tarihi muzesi nden Guido Bruck gibi akademisyenler zamansal bir baglam saglamadaki degerlerini ve kuratorlerin klasik edebiyati kullanarak asinmis madeni paralari tanimlarken karsilastiklari zorlugu fark ettiler Almanya da II Dunya Savasi ndan sonra Almanya da bulunan her madeni parayi kayit altina almak icin Fundmunzen der Antike Klasik Donem Madeni Para Buluntulari projesi baslatildi Bu fikir bircok ulkede ardillar buldu Amerika Birlesik Devletleri nde ABD Darphanesi 1838 de bas madeni paraci Adam Eckfeldt kisisel koleksiyonunu bagisladiginda madeni bir dolap yapti William E Du Bois nin Pledges of History 1846 bu dolabi anlatir C Wyllys Betts in cagdas madalyalarla resmedilen American colonial history illustrated by contemporary medals 1894 tr Amerikan somurge tarihi Amerikan tarihi madalyalarinin incelenmesi icin temel olusturdu Helen Wang in A short history of Chinese numismatics in European languages 2012 2013 Batili ulkelerin Cin numizmatigi anlayisinin ana hatlarini verir Lyce Jankowski nin Les amis des monnaies i 19 yuzyilda Cin deki Cin numizmatigi uzerine derinlemesine bir calismadir Turkiye de ise para kolleksiyonculugu ancak 20 yuzyilin baslarinda muzeciler tarafindan baslatilmistir Turkiye de de Turk Numismatik Dernegi adi ile kurulmus olan dernek tum numizmat ve para koleksiyoncularini bunyesinde barindirmaya calismaktadir Ikinci anlamiyla numismatik alani icine giren konular kisaca madeni ve kagit paralar madalyalar nisanlar hatira madalyonlari ve jetonlar gibi ana dallara ayrilir Modern numismatik Iskandinavya Para Birligi nden iki 20 kr altin madeni para Modern numismatik 17 yuzyilin ortalarindan itibaren makine darbeli madeni paralar doneminin madeni paralarinin incelenmesidir Calismalari tarihcilerden cok koleksiyonerlerin ihtiyacina hizmet eder ve profesyonel bilim adamlarindan cok amator meraklilar tarafindan daha basarili bir sekilde takip edilir Modern numizmatigin odak noktasi uzerinde calistiklari madeni paralarin goreli nadirligini belirlemek icin darphane veya diger kayitlari kullanarak tarihsel baglamlarda para uretimi ve kullaniminin arastirilmasinda yatmaktadir Cesitler darphane hatalari progresiv kalip asinmasinin sonuclari basim rakamlari ve hatta madeni para basimlarinin sosyopolitik baglami da ilgi cekici konulardir Alt alanlar Exonumia Jeton ve madalya gibi madeni para benzeri nesnelerin ve yasal para birimi yerine veya anma icin kullanilan diger ogelerin calismasidir Bu uzun madeni paralar kapli madeni paralar hatira madalyonlari etiketler rozetler karsi darpli madeni paralar ahsap jetonlar kredi kartlari ve diger benzer ogeleri kapsar Gercek numizmatikle ilgilidir yasal para olan madeni paralarla ilgilidir ve bircok madeni para koleksiyoncusu ayni zamanda exonumisttir Notafili kagit para veya banknotlarin incelenmesidir Insanlarin kagit parayi kullanimda oldugu zamandan beri biriktirdigine inanilmaktadir Ancak insanlar ozellikle Serienscheine Seri notlar Notgeld olmak uzere Almanya da sistematik olarak kagit para toplamaya ancak 1920 lerde basladilar Donum noktasi 1970 lerde notafilinin koleksiyoncular tarafindan ayri bir alan olarak kurulmasiyla gerceklesti Ayni zamanda Amerika Birlesik Devletleri Almanya ve Fransa gibi bazi gelismis ulkeler literaturun ana referans noktalarini temsil eden kendi ulusal kagit para kataloglarini yayinlamaya basladilar Temnos Darphanesinden Buyuk Iskender anit tetradrahmisi y 188 MO 170 Scripofili hisse senedi ve tahvilller uzerine yapilan calisma ve koleksiyondur Hem bazi tarihi belgelerin dogal guzelligi hem de her belgenin ilginc tarihsel baglami nedeniyle bir koleksiyon alanidir Bazi hisse senetleri gravurleme icin mukemmel orneklerdir Nadiren varisi bir sirkette hala hisse senedi olarak degeri olan eski bir hisse senedi belgesi bulunabilir Arastirma nesnesiNumismatigin en onemli nesnesi sikke dir Fakat kagit para sikkeden onceki odeme araclari ve madalyon jeton ya da a isaretler or boyali isaretler kadarki dini madalyonlar gibi Sikke benzeri diger para formundaki degerli nesneler de Numismatigin arastirma alanina girer Sikke benzeri nesnelerin arasinda ya da da vardir Bugune kadar donemine ait az sayida yazili kaynak aktarilmis olan caglarda Sikke ler oldukca buyuk bir degere sahipti Cunku Sikke ler ekonomi ve kultur tarihine iliskin cok onemli kronolojik kaynaklar niteligindeydi Bu durum ozellikle Antik cagda Yunan ve Roma donemi icin erken cag ortacag ve antik Akdeniz kulturleri disinda kalan bolgeler ve Iskitya Imparatorluklari icin gecerlidir Bu donemler icin sikke buluntulari hatta kazilar sirasinda diger nesnelerle birlikte bulunan ya da defineler arasinda tesadufen ele gecirilen sikkeler arkeolojik arastirmayla elde edilen bulgularin donemsel duzenleme icin tarihlendirilmesinde kullanilan onemli bir kaynaktir Bugune kadar Sikke kalintilarinin kaynak materyalleri giderek arttigi icin yeni metotlarla calisan bolumun en dinamik alanini olusturan buluntu Sikke leri inceleyen gercek bir numismatik alani ortaya cikmistir Erken donemlerde de bulunan sikkeler tekil bulgu ile kayip bulgular dikkate deger bulunmus ve ayrica buluntu dokumlerine envanterlerine de alinmistir Ortacagdan bu yana Numismatik gitgide artan yazili kaynaklarla birlikte hem tarihsel hem de toplumbilimsel yonleri olan para tarihiyle benzerliklere sahiptir Cok deger kaybeden Sikke para numismatigin temel arastirma noktasidir Numismatigin bir yandan ozellesmis tarihi ve arkeolojik yan dallarla diger taraftan da ekonomi tarihi sosyal tarih sanat tarihi ya da isim bilimi gibi yan alanlarla cok sayida baglantilari vardir Bilhassa Antik tarihi bolumu icinde numismatik en onemli yardimci bilimlerden biridir SikkeMadenin dokumuyle elde edilmis yuvarlak Sikke az bulunan degerli bir madenden yapildigi icin diger takas mallarina oranla daha uzun omurlu bir degere sahiptir Tahmini ilk metal paralarin buluntularina Akdeniz bolgesi ve cevresinde rastlanmistir ve buluntular MO 2000 tarihine dayanmaktadir Ilk icerisinde bronzdan yapilan evcil hayvan motifleri de tespit edilmistir Sikkelerin ozellikleri Sikkeler devlet tarafindan onaylanip uretilen odeme araclaridir Modern sikkeler uzerinde uc yazit bulunmaktadir Ulke yani Ulke Ortakligi deger nominal ve para birimine gore ve yil Bunun yaninda istisnalar da bulunmaktadir Bazi eski yabanci kucuk sikke birimleri ornegin Travancore da 1949 yilina kadar basilmis tum Cash Sikke ler Isvicre Rappen i Isvicre Franken inin alt birimi para birimi icerisinde olmayan nominal bir deger tasimaktadir 1965 1971 yillari Ingiliz Crown u basiminda oldukca onemli bir tarihtir Crown lar hem nominal bir degere sahiptir hem de para biriminin bir ogesidir II Elizabeth tasviri bulunan Ingiliz Sikke lerinde ulke belirtilmezken seleflerinde hukumdarin unvaninin bir bolumu olarak verilmistir Avro Sikke lerinin bir kisminda da ulke bilgisi verilmemistir Sikke nin on yuzunde Avers devletin armasinin da gorulebildigi hukumdar kafasi tasviri bulunmaktadir Sikke nin arka yuzunde Revers ise deger bilgisi bulunmaktadir Sikke kenarlari tarakli ya da yazili olabilmektedir Sikke yuzeyinde cikintiya kenar cubugu cok nadir rastlanmaktadir Numismatik alani sikke kenarindaki bir yaziyi Efsane olarak tanimlanmaktadir Abu Sikke Abu Arapca أبو DMG Abu Baba Levanten ticareti yoluyla Arap dilinin konusuldugu bolgelerde kullanilan Avrupa sikkelerine verilen addir Sikkelerin takma adlarinin genellikle sikke betimlemeleriyle bir baglantisi bulunmaktadir Bu sebeple Maria Theresien Taler i Abu Kush Kuslarin Babasi ya da Abu Noukte Incilerin Babasi olarak adlandirilir bu yuzden kralicenin elmasli tacinin uzerinde bir kartal pencesinde bir inci gormek mumkundur Hollanda nin aslan figurlu Taler i Abu Kelb Kopeklerin Babasi olarak adlandirilmaktadir dort koseli armalik Abu Taka Pencerelerin Babasi ile Ispanyol sekizlik Real paralari gecerlidir Sikke tarihinde Yenicag a kadar benzer sekilde gelisen deger kaybi surecleri gorulmektedir Para baslangicta sikke formunda degerli maddeden yapilarak ortaya ciktiginda ve takas degeri bu materyalin degerine uygun olduktan sonra sikkeler daha kucuk ve hafif ya da degerli ve daha az degerli materyal alasimlarindan uretilerek materyal degeri takas degerinden daha dusuk olan sikkeler seklinde uretildi Ortacag Sikkeleri Gec Antik Cag dan erken Orta Cag a kadar sikkelerin Avrupa da kullanimi hizli sekilde gerilemisti Takas ticareti artmisti ve buyuk para ticaretleri yapilirken genellikle sikke olmayan metaller ile odeme yontemi kullaniliyordu Standart para birimleri farkli gruplardaki Bizans Solidus u ve Siliqua si oldu Yeni imparatorlugu Bati Roma Imparatorlugu nun yerine kuran Alman hukumdarlar cogunlukla Bizans imparatorlarinin dokme imtiyazini kalip seklini tanimislar ve bunlarin kaliplarini taklit etmislerdi Sadece sikkelerin uzerine kendi isimlerini monogramlarini ya da portrelerini tek tuk bastirmislardi Buyuk Karl 800 yilindan once altin ve gumus para biriminden tek bir gumus para birimine gecilen yeni bir sikke sistemi olusturdu Sadece Dinar ve Fenik kullanima yeni girmistir Fenik in farkli turlerinin olmasi ve sikkelerin gumus iceriginin azaltilmasinin sonucu olarak imparatorluk sikke hakki kutsal Roma imparatorlugunda dunyevi ve dini anlamda onemli bir nesne olarak oldukca genis capli yayilma gosterdi 12 yuzyilin ortasindan 14 yuzyila kadar Brakteat lar neredeyse tum Almanca dilinin konusuldugu Ren Nehri etrafindaki bolgeler ve Alplerin cevresi haric bolgelerde kullanilan sikke cesidiydi Bu ince tek tarafi basilmis gumus fenik sikkeler eski feniklerin buyuk olcude hafiflemesini sagladi Brakteat lar zaman zaman kotu anilmistir bu da bu sikkelerin gecersiz sayildigi anlamina gelmektedir ve sahipleri bunlarin az sayidaki yeni sikkeler karsiliginda degistirilmesini talep etmislerdir 25 lere varan bir kesim bu sikkeleri reddetmistir Bu uygulama o donemde cokca basvurulan bir vergi yukseltme yontemiydi Altin sikkeler Orta Cag da cok nadir dokuluyordu Ilk olarak 13 yuzyilda altin basimlar yapildi Bu gelisme Italyan ticaret sehirlerinden baslamistir Fransa ve Ingiltere de altin sikkelerin kullanimi yayginlasmaya devam etmis ve sikke parcalarinin imparatorluk sikkelerinden fark edilir sekilde daha buyuk oldugu gozlemlenmistir 13 yuzyilin diger gelismelerinden biri de Almanya da Groschen in daha buyuk gumus sikke olarak kullanilmaya baslanmasidir Groschen in sikke resimleri ilk defa o zamanki bolgenin prensliginin izlerini de yansitmaktaydi Alman sikke yasasinda 1356 yili onemli bir tarihtir Bu tarihte imparator bir altin boga ile derebeylerin ve dukaliklarin sikke hakkini acik bir sekilde tanimis oldu Daha once imparatorluga bagli olmayan Lubeck e 1340 yilinda ilk defa altin Gulden lerin basimi konusunda taviz verilmisti Bu tarihten 1871 yilina kadar Almanya nin sikke tarihi cok yonlu olarak degerlendirmistir cunku cok sayida devlet kendi paralarini cikarmisti Sikkelerin ifade ettikleri konusunda edinilen bilgiler arkeolojik arastirmalarda oldukca fazla kullanilmaktadir Cunku kazi sirasinda katmanlar sikkeler yoluyla cok rahat tarihlendirilebilmektedir Orta Cag da ortaya cikan bazi tanimlamalar su sekildedir Heller Mark in kullanima girisine kadar Heller en kucuk sikke madeni para idi Heller 1200 lu yillarda ismini aldigi Schwabisch Hall de basilmistir Pfennig yani Denar Kreuzer Kreuzer ismini on yuzundeki cift hactan almistir 1873 yilinda cikarilmistir Schilling yani Groschen Batzen Pfund Ismi agirlik biriminden gelmektedir bkz Karlspfund ya da Florentiner Gulden Madde ismi Taler Ismi asil basim yeri olan Joachimsthal den gelmistir Diger ulkelerde ise su sekildedir Duka Fransizca ducat Italyanca ducato Latince ducatus m komutanlik prenslik Louis d or Fransa Kral Ludwig den turetilen isim Altindan Kesin olarak deger bilgileri bulunmamaktadir cunku sikkelerin basimlarinda saf metal iceriginde degismeler olmustur yani zamanla azalma olmustur Yoresel sikke basim hakkinin sahipleri dusuk saflik oranina sahip yeni sikkeler basmak icin ozellikle yuksek degerdeki sikkeleri azaltmislardir Ekonomik basarilarin krizlerin savaslarin ve salginlarin etkisiyle sikkelerin alim gucunde de onemli olcude degisimler gozlenmistir Ayirici Sikkeler Itibari degeri olmayan sikkeler Ayirici sikkeler o donemde madde degeri yasal degerinden daha az olan kurant sikke ler olarak adlandiriliyorlardi Ayirici sikke kavrami alicinin ve saticinin satis esnasinda Heler ve Pfennig i bolmesi bozuk para anlamina geliyordu 1915 yilindan beri Almanya da bugunku Avro paralari disinda basilan tum sikkeler ayirici sikkeler dir Tarih Ayirici sikkelerin ilk onculeri 16 yuzyilin sonlarina dogru kruvazor gibi hala kucuk Kurant sikkelerinin temelinin gozle gorulur sekilde imparatorluk Taler ine geriledigi ve buyuk gumus sikkelerin yasal nominal kuruna artik dikkat edilmedigi donemde ortaya cikmistir Zirvede oldugu 1621 1623 yillari arasindaki kriz doneminde kucuk sikkelerden buyuk sikkelere dogru bir kur gerilemesi gorulmustur Ilk olarak devlet deger azalmasi gorulen bu sikkeleri kamusal kasalarda talep uzerine tam nominal degere donusturme gorevini ustlendiginde asil modern ayirici sikkeler ortaya cikmistir ve 1700 yilina kadar son sekli verilmistir Antik cag Antik cag da Roma Imparatorlugu nun birlesmesinden sonra enflasyonla dususe gecen ve sonraki yonetimlerde de istikrarli bir devlet yonetimi saglanamadigi icin kabul gormeyen Roma As i gibi oncu modern sikkeler vardi MO 6 yuzyildan 20 yuzyilin basina kadar Hint Cin de Kore de ve Japonya da tedavulde olan bakirdan pirincten ya da bronzdan genellikle kare seklinde delinerek yapilan Kes sikkeleri ni ayirt edici sikkeleri olarak da dusunmek mumkundur Bu sikkeler gecici olarak daha yuksek degerdeki odemeler icin ayrilmis olan Tael kulce sikkelerine paralel bir para birimi olarak da degerlendirilebilir 19 yuzyil Ayirici sikkeler yasal odeme araci olarak sinirli sayida kullaniliyordu 1871 yilindan once genellikle en kucuk Kurant sikke tutarindan daha fazla ayirici sikke almaya kimsenin ihtiyaci olmadigini ongoren yonerge gecerliydi Bu sekilde satin alma gucu dusmus kurlarin Kurant sikkelere donusmesi icin bu sikkeler uzerine ayrici sikke yazisinin yani sira Kurantmunze lere iliskin yasal durum da basilmaktaydi Resme bkz 3 Pfenning 120 Thaler Ayirici sikkeler sinifina sadece bronz bakir ya da farkli metallerden yazilmis sikkeler girmemekte ayni zamanda 1871 yilindan once Almanya da kullanimda olan gumusten yapilmis Pfenning Kruvazor ve Gros sikkeleri gibi cok sayida gumus sikkeler de dahildi Bir ayrici sikkenin gumus icerigi 50 nin altinda ise milyar sikkesi olma durumu soz konusudur Agirlikta olan bakir kismi fark edilir sekilde kirmizi renkte parildadigi icin gumus ayirici sikkeler sikke kurumundan teslim alinmadan once gumus nitrat sarap tortusu cozeltisi icinde beyaz renk alana kadar kaynatilir Ardindan kisa bir kullanim suresinden sonra yuzeydeki zayif saf gumus katman kullanimindan kisa bir sure sonra parlayana kadar tam degerli bir Kurant sikkesi gibi gorunur Dogal para ya da para yerine gecen esyalar Dogal para ya da para yerine gecen esyalar eskiden cok yaygindi ve tum kulturlerde ve tum caglarda bulunabiliyordu Degerli faydali ya da guzel seyler vardi Ornegin Mikronezya daki tas para Steingeld Yeni Gine deki ve Guney Pasifik teki yuzuk ve ziynet parasi Afrika daki Istiridye Para Kuzey Amerika daki Giyim Para ve tum bolgelerdeki Metal Para Bunlara ek olarak sigirlar develer keciler postlar kamalar kurekler taki yuzukleri ozel taslar tuz ve daha bircok sey sayilabilir Esya paralardan biri de midyelerdir ozellikle 20 yuzyilin ortasinda Afrika da Guney Asya da ve Guney Adalarinda yaygin olarak kullanilan Kauri midyeleridir Cin in 1950 yilindaki istilasina kadar Tibet te arpa ya da bugday ile odemeler yapilmistir Bu tur mallarin gitgide yayildigi ama artik kullanim esyasi olarak bunlara ihtiyac duyulmadigi anlasildiginda bu esyalarin kucuk ve daha az degere sahip taklitleri odeme araci olarak kullanilmaya baslanmistir Boylece bicak para kurek para ve benzeri odeme araclari turemistir Ilk kemik kulte ya da yededen taklidi yapilmis midyelerdir ve bu midyeler MO 2000 yillarinda Cin in ilk odeme araci olarak kullanilmistir Bunlar para oncesi donemin odeme turleridir Odenebilirlik saklanabilirlik ve kolay tasinabilirlik ozellikleri onceleri degerlerinin muhafaza edilmesine gore materyallerin seciminde onemli bir role sahipti Bu ihtiyaca uygun olarak deger bakimindan oldukca kalici ve kolay saklanabilir bronz ya da gumusten cubuklar ve teller ornek verilebilir Doviz Tabelasi Doviz tabelasi yalnizca sikkelerin goreceli degerlerini gostermektedir Cok sayida para birimi oldugu icin farkli doviz sistemleri bulunmaktadir Bu nedenle 1 Taler 20 ila 48 Schilling ya da Groschen degerine esit gelmektedir 1 Groschen in bazen 12 Pfennig den daha az ya da daha fazla bir degere sahip oldugu gorulmektedir 1 Taler de 1 Gulden e esit gelebilmektedir Sikkelerin Delinmesi Bir sikkenin delinmesi icin cok farkli sebepler olabilir Delikler sikkenin bir kolyede sus ya da muska nazarlik olarak kullanilabilmesi icin cogunlukla sonradan yapilmaktadir Kazanc saglamak amaciyla belli basli metaller ozellikle degerli madenler sikkelerin iceriginden alinmak istendiginde sonradan bu tur delme islemleri yapilmistir Bu ornegi gecerli yururlukteki sikkelerde ya da tedavul degeri metalin degerinin altinda kalan sikkelerde gorebiliriz alaninda sikkeler bu delme islemi sebebiyle oldukca fazla deger kaybina ugramakta hatta tamamen degersiz bir nesne haline gelmektedir Delme islemi ayrica sahte para uretimini tamamen onlemek amaciyla da yapilmaktadir Norvec Danimarka ve Cin gibi belli basli ulkelerde cesitli turlerdeki kucuk demir paralar kucuk sikkeler kendilerinden daha yuksek degerdeki sikkelerin kolayca ayirt edilebilmesi amaciyla orta kisimlarindan delinmektedir Avustralya da ve Karaib Adalari nda gumus sikkelerin ic kisimlari karartilmis ve sikkeler bu sekilde kullanima sunulmustur Sikke Metalleri Temel olarak sikke yapimi icin hemen hemen sadece altin gumus bakir bronz ya da pirinc kullanildi 1860 yilindan itibaren demir nikel cinko aluminyum ya da krom celigi gibi farkli metallerin kullanimi artis gosterdi Neredeyse tum saf metaller ozellikle altin gumus ve aluminyum asinmaya karsi dayaniklilik gibi nedenlerden dolayi diger metallerle alasim olusturularak kullanildi ayrica bkz altin ve gumus elektron alasimlari Bununla birlikte ozellikle bakir bakteri tasimazlik ozelligi nedeniyle eski cag ve gunumuz sikke alasimlarinin onemli bir parcasidir Gunumuzde en cok kullanilan sikke alasimi eskiden yeni gumus olarak adlandirilan bakir nikeldir Bronz ve pirinc alasimlari da siklikla kullanilmaktadir Sadece muvakkat para para yerine gecen karsilik olarak kullanilan kalay cinko ve kursun gibi saf metaller de varliklarini surdurememistir Degerli madenlerin buyuk bir kismi kimyasal analitik tepkimeler araciligiyla madensel bilesimleri belirleyen sikke ayari yoluyla kesin olarak saptanmistir Onlarca yildir gumus kaplamali sikkeler ortaya cikarilmaktadir Nikel ozunden kaplama olarak kullanilan bakir nikeli Otomat sikkeler adiyla manyetik cekirdekli sikkeler ya da bakir kaplamali celikten yapilmis 1 ve 2 Pfennig demir parayi buna ornek verebiliriz Ayrica gunumuzde farkli renklerdeki alasimlardan yapilan Yuzuk ve Hap seklindeki daire birlesimlerini da gormek mumkundur Ornegin 1 ve 2 Euro demir paralar degerleri icerik degerleriyle Metal Degeri belirlenen sikkeler Kurant sikkesi olarak adlandirilir Bu sikkeler cogunlukla 1915 yilindan once altin orani 50 den fazla olan sikkelerdir Ayristirici ozellige sahip sikke dedigimiz sikke turleri ise basim degerleri metal degerlerine esit olmayan sikkelerdir Bu tur sikkeler siklikla erken donemde Billon alasimindan ya da bakirdan yapilirdi Gunumuzde kullanilan tum demir paralarin metal degeri genellikle nominal degerinin altindadir Bu nedenle bunlar ayristirici ozellikli sikkelerdir Bu sikkeler degerleri devlet tarafindan guvenceye alinmis gunumuzde kullanilan demir paralar ve madalyalardir Ayrica bkz Yatirim sikkeleri kulce sikkeler Lydia Ilk sikkeler Lidya kralligi doneminde MO 650 ve 600 yillari arasinda odeme araci olarak ortaya cikmistir bkz Bunun yaninda elektrondan dogal olarak olusan altin gumus alasimi sekilsiz parcalarin ilk hallerinin resmedildigi de gorulmustur Sikke ler uzerine resim yapimi MO 600 lu yillarda baslamistir Ardindan bu sikkeleri farkli boyutlarda ve degerlerde altin sikkelerin yapimi takip etmistir Yunanistan Ilk gumus Sikke ler MO 550 li yillarda Anadolu da ve Yunan adasi da sekillendirilir MO 400 lu yillara kadar Sikke Yunanistan da takas araci olarak kullanilmaya baslanir Ayrica tek bir Sikke usulu mevcut degildir aksine her bir bolgede ayri Sikke cesitleri hakimdir Zamanla 17 gram agirligindaki Attika bolgesinde gecerli olan Sikke ler Obolos Yunan parasi Drahmi nin 1 6 si gumus meteliktir yogun olarak kullanilmaya baslanmistir Hukumdarlarin Sikke ler uzerinde ilk olarak tasviri Buyuk Iskender le beraber Yunan anakarasinda ve on iki selefler kralliklarinda ortaya cikar Gumus onemli bir hammadde olarak kalir daha kucuk Sikke ler icin zamanla bakir kullanilmaya baslanir Cin Antik donemde Cin de Kauri parasi bilinen ilk odeme araci olmustur Shang Hukumdarliginda da basit bronz parcalarinin kullanimi yayginlasmis ve gec Zhou Hukumdarliginda da MO 500 ilk kez bicak ve kurek seklindeki sikkelerin kullanimina baslanmistir Ilk imparator Qin Shi Huangdi MO 221 yilinda imparatorlugun birlesmesinin ardindan iki yuz yil kullanilan yuvarlak delik sikkelerden ortak bir bakir para birimini standartlastirmistir Roma Sikkeleri Roma imparatorlugu nun ilk Sikke leri MO 3 yuzyila dayanir ve bakir ya da bronzdan dokulmustur Yarim kilo agirliginda buyuk bakir parcalar aes grave Turkcesi agir bakir dokulmustur Onceleri uzerinde boga kalkan ya da silah motifleri bulunan Sikke lerle odeme yapilmistir Ilk gumus sikkeler Yunan orneklerine gore yapilmis ve onculerinin yaraticilarinin isimlerini almislardir Bronz balyalari gecerligini kaybettikten sonra bu para birimi butununu takip eden tum eski Roma Sikke leri arka yuzlerinde Antium donanmasinin kusatmasini animsatan tekne motifine ve on yuzlerinde farkli tanri motifleri ile islenmistir Ilk Roma gumus Sikke si MO 269 yilinda tedavule girer Fakat gumus Sikke lere daha buyuk boyutta kalip cikarilmasi islemi MO 210 lu yillarda Denarius ile birlikte yapilir Jul Sezar Roma Sikkeleri uzerine motif olarak kullanilan ilk insandir MO 44 Imparatorluk doneminde altin Aureus gumus Denarius pirinc Sestertius ve Dupondius bakir As Sikke ler basilir Asker imparatorlar doneminde Dinar in yerini yavas yavas gumus Antoninianus alir Diocletianus MS 284 305 imparatorlugu hakimiyetinde Argentus ve ile Follis Sikkeleri gibi Sikke turleri eklenir Roma Sikke lerinin uretiminde imparatorlar doneminde bariz bir oranda azalma gorulur 4 yuzyilin basindan itibaren kiymetli taslarla bezeli Diadem defne celengi yerine Sikke lerin on yuzlerinde kullanilmaya baslanir Imparatorlarin yuzleri bu donemde genellikle daha kotu resmedilmekteydi Bu imparatorlarin Diadem lerinin Sikke leri uzerindeki normal bir betimlemeden daha onemli oldugunun bir gostergesidir Bati Roma imparatorlugu Sikke leri uzerinde zaman icinde yazim hatalari da gorulmeye baslanmistir Cunku Sikke yapimcilari cok kotu Latince konusuyor ve yaziyorlardir Dogu Roma Sikkeleri Roma imparatorluk orneklerinden uzaklasmis ve kendi resmi diline kavusur bkz Bizans Kavimler gocunun Alman devletleri kismen hem Dogu hem de Bati Roma nin orneklerine bagli Sikke ler basiyorlardi Ortacag Gec antik Cagdan erken Orta Caga kadar Sikkelerin Avrupa da kullanimi hizli sekilde gerilemistir Takas ticareti artinca buyuk para islerinde genellikle Sikke olmayan metaller ile odeme yontemini kullaniyordu Standart para birimleri farkli gruplardaki Bizans Solidus u ve Siliqua si idi Yeni imparatorlugu bati Roma imparatorlugunun yerine kuran Alman hukumdarlar cogunlukla Bizans hukumdarlarinin dokum oncelik hakkini kalip seklini tanimislar ve bunlarin kaliplarini taklit etmislerdir Sadece Sikke lerin uzerine kendi isimlerini amblemlerini ya da portrelerini tek tuk bastirmislardir Buyuk Karl 800 yilindan once altin ve gumus para biriminden tek bir gumus para birimine gecilen yeni bir Sikke sistemi olusturmustur Sadece dinar ve yeni kullanima girmistir Fenik in farkli turlerinin olmasi ve Sikkelerin gumus iceriginin azaltilmasinin sonucu olarak imparatorluk sikke ve demir para basma hakki kutsal Roma imparatorlugunda dunyevi ve dini anlamda onemli bir nesne olarak oldukca genis capli yayilma gostermistir 12 yuzyilin ortasindan 14 yuzyila dogru Brakteaten ler neredeyse tum Almanca dilinin konusuldugu Ren nehri etrafindaki bolgeler ve Alplerin cevresi haric bolgelerde kullanilan Sikke cesidi idi Bu ince tek tarafi basilmis gumus fenik Sikke ler eski feniklerin buyuk olcude hafiflemesini saglamistir Brakteaten ler zaman zaman kotu anilmistir bu da gecersiz sayildigi anlamina gelmektedir ve sahipleri bunlarin az sayidaki yeni Sikke ler karsiliginda degistirilmesini talep etmislerdir 25lere varan bir kesim bu Sikke leri reddetmistir Bu uygulama o donemin cokca uygulanan bir vergi yukseltme yontemi olmustur Altin Sikkeler Orta Cag da cok nadir dokuluyordu Ilk olarak 13 yuzyilda altin baskilar yapilmistir Bu gelisme Italyan ticaret sehirlerinden baslamistir Fransa ve Ingiltere de altin Sikkelerin kullanimi yayginlasmaya devam etmis ve Sikke parcalarinin imparatorluk Sikkelerinden fark edilir sekilde daha buyuk oldugu gozlemlenmistir 13 yuzyilin diger gelismelerinden biri de Almanya da Groschen in daha buyuk gumus Sikke olarak kullanilmaya baslanmasidir Groschen in Sikke resimleri ilk defa o zamanki bolgenin emirliginin prenslik izlerini de yansitmaktaydi Alman sikke ve demir para basma hakki baglaminda 1356 yili onemli bir tarihtir Bu tarihte imparator bir altin boga ile Kurfursten in soz konusu hakki acik bir sekilde tanimis oldu Daha once imparatorluga bagli olmayan Lubeck e 1340 yilinda ilk defa altin madeninden Gulden lerin basimi konusunda taviz verilmisti Bu tarihten 1871 yilina kadar Almanya nin Sikke tarihi cok yonlu olarak degerlendirmektedir cunku cok sayida devlet kendi paralarini tedavule cikarmisti Roma para birimi Roma para birimi dendiginde Antik cagda Roma imparatorlugunda yaygin olan odeme araclarinin butunu akla gelmektedir Ortak para biriminden once ekonomi temel olarak iki deger formuna bagliydi Roma da para yerine isim olarak turetilmis ve duzensiz sekillerdeki bronz parcalar olan ve Aes rude olarak adlandirilan Rindern lat pecus Bu sade sikkenin degeri agirligi olculerek belirleniyordu cunku bu donemde tek bir birim mevcut degildi Paranin hangi donemden itibaren yaygin oldugu bugune dek belirsizdi bununla birlikte MO 406 yilindaki Veji kusatmasindan beri Roma ordusu askerlerinin odemelerinin Aes rude ile yapildigi da yazili olarak kanitlanmistir Bu da Aes rude nin onceden de oldukca sik kullanildigini kanitlamaktadir Roma hukumetinin ilk parasi MO 4 yuzyildandir Aes signatum olarak adlandirilan dikdortgen olarak dokulen ROMANOM yazisiyla isaretlenen Bronz kulceler vardi ve genellikle Roma da dokulurdu Bu kulcelerin agirliklari aslinda bes roma pfund una pfund yarim kilo denk gelmesine ragmen cok cesit agirliklari vardi Baslangicta kulcelerin yalnizca bir tarafi isleniyordu daha sonra diger tarafi da islenmeye baslandi Kulcelerin asil islevlerinin farkli sekillerde yorumlanmaktadir kulceler bir odeme araci olmalarina ragmen sikke degildiler cunku bes Roma Pfund unun bes yarim kilosu agirlik birimlerine uygun degillerdi Kulceler tek bir para biriminin uygulamaya gecisinden sonra gitgide deger kaybetti MO 250 yillarinda basima baslandi Ilk sikkeler MS 2 yuzyillarda yasamis bir konsul olan Pomponius a gore ilk sikke ustalari MO 289 yilinda ortaya cikmislar Bu ustalar sikkeleri triumviri aere argento auro flando feriundo nun kisaltmasi olan ve III VIR AAAFF isaretleriyle damgalamislardir Bu damga Bu ucu Sikke ustalari bronz gumus ve altinin eritilmesi ve damgalanmasindan sorumludurlar gibi onemli bir anlam icermektedirler Suda ya gore Roma sikkelerinin mevkii Kapitol de Juno Moneta tapinagidir Bu donemde Romalilar sikke damgalamayi cok iyi biliyorlardi Yunan Kolonileri Italya da Metapont Crotone ve Sybaris MO 500 lu yillarda Napoli de MO 450 li yillarda sikke basmistir Roma MO 4 yuzyilda orta Italya nin buyuk bir bolumunu zapt etmisti Sikke yerlerinde buyuk miktarda bronz sikkeler basilmistir nispeten de az miktarda gumus sikkelerin basildigi gorulmektedir Bugun Aes grave adiyla taninan bronz sikkeler icin bir sistem yurutulmustu Farkli buyuklukte olmalari nedeniyle ve fazla dokulmelerine ragmen az damgalaniyor olmalari ve Akdeniz bolgesinde bu donemde damgalanan diger sikkelere gore daha fazla Roma ozelligi tasimalari ve kismen daha kaba ve barbar bir tarzda olmalari nedeniyle digerlerinden kolayca ayirt edilebiliyorlardi Baslangicta para Fiat Money idi ve ticari sisteme bagliydilar Bu da As nin bir Roma Pfund u agirliginda oldugu anlamina geliyordu Bir Roma Pfund u Unciae lara ayriliyordu 12 Unciae bir Roma Pfund unun bir araya gelmesinden olusuyordu Uncia 12 Roma Pfund unu temsil ediyordu ve ayni zamanda bir sikke birimiydi Bu durum MO 270 li yillarda Aes grave nin agirligina gore 10 Unciae ye donuserek degisiklik gosterdi Ayni zamanda ikinci Punya savasi sirasinda 5 Unciae ve MO 211 yilinda da 1 ila 1 5 Unciae ya kadar dusus yasadi Aes grave ler Roma sikke damgalamasinin baslangicina kadar isaretlenmemislerdi ilk olarak MO 210 yilinda sikke ustalarinin ilk kisaltma damgasi simgesel motif ortaya cikmistir Ilk Roma sikkelerinin tumu arka taraflarinda gemi iskeleti motifi bulunmaktaydi Bu motif bize Antium donanmasinin kusatmasini hatirlatmaktadir Sikkenin on kisminda farkli tanri motifleri bulunmaktadir MO 110 lu yillarda farkli sikke dizileri cikarilmistir Her bir diziye ait tum sikkeler basak motifi ya da onu yapan kisinin portresi gibi belirli isaretler tasiyorlardi Her bir dizi siklikla en buyuk sikke birimi olarak Dinar iceriyordu Ardindan As birli Semis cifte Triens uclu Quadrans dortlu Sextans altili Uncia ve bazen de Semuncia gorulmektedir Imparatorlugun son doneminde bu diziler neredeyse hic damgalanmamistir Sextans ve Uncia gibi kucuk birimlerin damgasi yapilmistir Burada buyukten kucuge sirasiyla Roma sikke turleri listelenmistir Crawford a gore Bronz Sikkelerin Tasviri 1974 Sikke Deger Isaretleri En Erken Ornek Tarih Deger As lar Deger Unciae Decussis X Cr41 1 MO 215 212 10 120Quincussis V Cr41 2 MO 215 212 5 60Tressis III Cr41 3 MO 215 212 3 36Dupondius II Cr41 4 MO 215 212 2 24As I C14 1 MO 280 276 1 12Dextans S Cr97 23 MO 211 208 5 6 10Dodrans S Cr266 2 MO 126 3 4 9Bes S Cr266 3 MO 126 2 3 8Semis S Cr14 2 MO 280 276 1 2 6Quincunx Cr97 11 MO 211 208 5 12 5Triens Cr14 3 MO 280 276 1 3 4Quadrans Cr14 4 MO 280 276 1 4 3Sextans Cr14 5 MO 280 276 1 6 2Uncia Cr 14 6 MO 280 276 1 12 1Semuncia S Cr14 7 MO 280 276 1 24 1 2Quartuncia Cr38 8 MO 217 215 1 48 1 4Yunan Formunda Sikke Damgalamalari Yunan formundaki bronz sikkeler MO 300 yilinda PWMAIWN yazitiyla az miktarda damgalanmistir Gunumuzde bu sikkelerden cok az bulunmaktadir Bu sikkelerin Roma nin emriyle Napoli de damgalandigi sanilmaktadir Napoliten para birimi gibi kendilerine ozgu sekilleri bulunmaktaydi Bu sikkeler MO 312 yilinda Roma ya ulasmada baslica anayol islevi goren Via Appia insasinin baslamasini saglamisti MO 281 yilinda Roma da Tarent e karsi bir savas basladi Tarent liler Pyrrhus un destegini talep ettiler Bu baglamda Roma bir Roma Didrachme sine esdeger ilk gumus sikkelerinin basimini baslatti Bu sikkenin Avers inde on sol tarafa bakan sakalli Korint migferi takan savas tanrisi Mars basi gorulmektedir Revers arka uzerinde ROMANO yazitiyla saga bakan arkasinda bir basak bulunan bir at kafasi resmedilmisti Bu sikke buyuk oranda kullanildigi Magna Graecia ve Roma nin da icinde bulundugu Campagna bolgesinde basilmisti Bu damgalamanin gelismis bir tarz oldugu aciktir Pyrrhus Savasi nda Roma askeri birliklerinin ve muttefiklerinin odemelerinin Yunan sikkelerinin dagilimi icin Italya daki Apennin in guneyindeki bolgelerde yapildigi gorulmektedir Gunumuzde bu sikkenin Napoli de dokuldugu sanilmaktadir cunku bu sikke o donemdeki 7 3 g lik sikke standardina uygundu Italya da Metapont da Tarent de ve diger guney sehirlerinde standart sikke olcusu 7 9 g idi fakat Pyrrhus savasi sirasinda 6 6gr a gerilemistir Eskiden bu sikke turunun basim yerinin Metapont oldugu varsayilmaktaydi cunku Metapont dan olan sikkelerin uzerinde basaklara siklikla rastlaniyordu Bir diger belirtec ise Leukippus un kafasina benzeyen sikke turlerinden birinin uzerine resmedilmis Metapont da eski donemde basilmis Mars tanrisi basidir Sonraki yillarda daha baska gumus sikkeler uretilmistir Sadece sikkeler uzerindeki motifler degil ayrica birim olculer de Yunan sikke basimindan yola cikilarak yapilmistir Ilk gumus sikkeler Drachme ya da Didrachme olarak adlandirilir Roma da damgalandigi anlasilan ilk Roma gumus sikkeleri MO 269 yilinda dokulmustur Bu sikkenin tarihlendirilmesi sikkenin damgasi uzerindeki amblem o yilin konsullerine uygun oldugu icin o tarihe denk getirilerek uretilmistir Konsullerin ismi Quintus Ogulnius Gallus ve onun erkek kardesi Cnaeus Ogulnius Pictor idi Bunlar Adilen para dagitim evi olarak gorev yapmislardir kazanclarin bir kismi sehrin kuruculari Romulus ve Remus un disi bir kurt tarafindan emzirilmelerini tasvir eden heykellerinin Ficus Ruminalis yakinina yapimimi icin kullanilmistir Sikkenin on yuzunde sag tarafa bakan Herkul heykelini arka yuzunde de disi bir kurt tarafindan emzirilen ikizler Romulus ve Remus un tasvirleri gorulebilmektedir Aslan kurku ve gulleli balta ile resmedilmis Herkul tanrisal koruyucu kisisi konumundaydi Bazi tarihciler elli yil sonra bu Didrachme nin degerinin elli yil sonra bile tedavulde olan Denar gibi on As degerine denk geldigini dusunmektedir Bu varsayim Pinius un MS 1 yuzyilda kabulune dayanmaktadir Bazi tarihciler de bu sikkelerde Denar in degil Diadrachme nin gecerli oldugunu dusunmektedir Roma Sikkeleri Quadrigatus un cikisina kadar az miktarda dokulmustur Quadrigatus MO 235 yilindan beri gercek kaplama seklinde uretilmistir Bu sikke biriminin ismi tanrica Victoria nin Quadriga icinde seyahat ederkenki tasvirinin gorulebilecegi Revers den turemistir Bu sikke birimi 20 yil boyunca cok miktarda basilmistir Sikkenin gumus orani Punya savasi sirasinda 30 a dusurulmustur Dinar Quinar Sesterz ve Altin Asse nin ortaya cikisi Roma Imparatorlugunun dort yuzyildan fazla sure lider para birimi olan Dinar MO 211 yilinda kullanima girdi Bu birim baslangicta buyuk miktarlarda basildi bu basim icin gerekli gumus MO 210 yilinda Syrakus un yagmalanmasindan elde edilmistir Dinar on Asse ye deger gelmektedir ve X deger sayisiyla nitelendirilmektedir Agirligi 4 5 g degeri ise yetmis iki Roma Poundudur Bununla beraber iki ayri sikke birimi basilmistir Biri bir Dinar in yarisina esit degerde olan ve V deger sayisiyla nitelendirilen Quinarius nummus digeri ise bir Dinar in dortte birine esit degerde olan ve IIS deger sayisi ile nitelendirilen Sesterz dir Tum bu birimlerin on yuzlerinde tanrica Roma nin migferli basi gorulebilmektedir Arka yuzunde ise at binen Dioskur lar dostlar resmedilmistir Regillus lacus savasina sozde katilimlari uzerine bir ima Dinar in sekli cok cesitlidir cunku her bir sikke ustasi sikkelere diledigi gibi sekil verebilmekteydi Bu Aile Sikkeleri nin uzerinde cogunlukla mitolojiden ve Roma tarihinden motiflerin yani sira sikke ustasinin atalarinin da motifleri bulunmaktadir Julius Caesar MO 44 yilinda subat ayi basinda olum yildonumunde Roma sikkesi uzerine resmedilen ilk kisidir Caesar olumune kadarki donemde kisa sure icinde buyuk miktarda kendi sikkesini bastirmistir Sonraki donemlerde Romali politikacilarin da portrelerinin resmedilmesi siklik kazanmistir ilkin Konsuller sikkeleri diye adlandirilan aile sikkeleri de denir sikkeler uzerinde eslerinin de resmedildigi gorulmektedir Bronz Asse lerin basimlari devam etmistir Bu sikke birimlerinin standart agirliklari 55 gram gelmekle beraber bu agirlik cok gecmeden Roma Pound unun on ikide birine denk gelecek sekilde 32 grama dusurulmustur O donemde askerlerin ucretlerinin odenmesinde kullanilan Asse diger para birimlerine gore daha fazla sayida basiliyordu Bu odemelerde Asse oldukca onemli bir yere sahipti Ilk Roma altin sikkeleri MO 216 yilinda basilmistir Bu sikkelerin birimleri Stater ve yarim stater olarak adlandiriliyordu ve her ikisi de Roma da basiliyordu Bu basimlarda sikkelerin on yuzlerinde Dioskur larin dostlar muzaffer olani simgeleyen defne celenkli baslari resmedilmistir Arka yuzlerinde ise uc kisi gorulmektedir Bir Romali bir Italikali ve dize coken biri iki tarafinda da ayakta duranlar vardir ve kendisi kilicla bir domuzu tutar Bu tasvirin altinda ise ROMA yazisi vardir cunku ikinci Punya savasi sirasinda Kartacali General Hannibal ilerlemeye devam ederken Roma Italyan muttefiki ile Hannibal a karsi birlik oldu Bu tasvir ayrica Cannae Savasi zamaninda yeni birliklerin silahaltina cagrilmasiyla bir baglantisi olan Roma Andi olarak da yorumlanabilir Bu birim MO 213 yilinda altin Asse diye adlandirilan sikke turu ile degistirilmistir Altin asse uc farkli deger katmanina sahiptir XX deger isaretiyle 20 XXXX deger isaretiyle 40 ve X deger isaretiyle de 60 tum bu sikkelerin on yuzlerinde migferli sakalli bir Mars basi arka yuzlerinde ise yildirim isareti uzerinde kanatlarini acmis bir kartal bulunmaktadir kartal tasviri muhtemelen MO 3 yuzyildan beri Ptolemaios sikkeleri uzerine basilan kartal tasviri ile baglantilidir Bunun yaninda IV Ptolemaios un bu sikkeler icin altin kullanimini hizmete sundugu ve bu sekilde savasta Kartacalilarin yaninda yer alan V Philipp in bu tavrina bir ceza vermek istedigi sanilmaktadir Ayni donemde cok miktarda diger bir gumus sikke olan Victoriatus basilmistir Bu birimin Dinar sisteminden oldukca farkli oldugu ve baska bir standarda gore uretildigi gorulmektedir Onceki 52 Dinar Quinar ve Sesterz in analizleri sirasinda 96 2 1 09 oranlarinda gumus icerdikleri gorulurken Victoriat larde bu deger 72 ve 93 arasindadir Erken donem Victoriat lar genellikle Sicilya da ve guney Italya da bulunmustur Bu birimin 3 41 gram agirliginda oldugu ve Dinar in 3 4 une esit oldugu tahmin edilmektedir Roma sikke sistemi icin degil diger baska bolgeler icin kullanildigi da sanilmaktadir Bu sebeple hicbir deger isareti yoktur degeri yapi maddesinin degeriyle belirlenmektedir Agirlik ve saflik derecesinin olusumu Sonraki kirk yilda Dinar agirligini gitgide kaybetmistir Bunun nedeni ise bilinmemektedir Fakat bu gelisim muhtemelen ikinci Punya savasi sirasinda surekli devam eden gerginlige bagli olarak baslamistir Bu savas sonucunda Roma devleti halkina yaklasik bir milyon Dinar borclanmistir Bu borc Cn Manlius Vulso yonetiminde MO 188 yilindaki Apameia Barisi nin ganimeti elde edilene kadar 25 yil boyunca geri odenmemistir Bir Roma Pound u 72 Dinar etmektedir bu deger zamanla 84 Dinara donusmustur Sonraki on yilda Dinar in agirligi sabit kalmistir Dinar in gumus icerigi Roma Imparatorlugu doneminde ayrica Marcus Antonius un gec donem basimlarinda ozellikle MO 32 31 yillarindaki daha gec donemde Aktium Savasi ndan hemen once agir lejyoner basimlarda 90 hatta 95 etmekteydi Soylentilere gore ihtiyac duyulan gumus de Cleopatra tarafindan hizmete sunulmustur Bronz sikkelere bagli olarak gumus sikkelerin olusumu MO yaklasik 140 yilinda kesin tarih bilinmemektedir Dinar in degeri on alti Asse olarak belirlenmistir Bu da dinarin on yuzunde XVI olarak isaretlenmistir Bu yazi ilk olarak Dinar uzerinde sikke ustasi isareti olan MO 141 yilina tarihlenen L IULI Crawford 224 1 ile birlikte gorulmustur XVI isareti kisa bir sure sonra Roma rakami olan ve 10 rakamina denk gelen X ile degistirilmistir X in ortasindan genellikle XVI isaretinin monogrami olarak yorumlanan yatay bir cizgi gecmektedir Bir Dinar in deger degisiminin agirliklarin dusmesiyle eski Asse talep edilmesi ve yeni Asse nin agirliginin dusurulmesi nedeniyle gelisim gosteren sartlarin bilinmesi anlamina geldigi dusunulmektedir Bu sebeple bir Quinar in degeri sekiz Asse bir Sesterz in degeri de dort Asse etmektedir Dinarlar ve Asse ler arasindaki etkilesim ileriki yuzyillarda da devam etmistir Victoriat da MO 2 yuzyilda hala tedavuldeydi Victoriat lar sonraki donemlerde Gallia Cisalpina gibi bolgelerde de kullanilabilir durumdaydi Altin sikkelerin olusumu 60 40 ve 20 Altin Asse sikkelerinin basimi cok fazla yapilmamistir Onceleri altin sikkeler sadece yardim amaciyla kullanilmis sikkelerdir MO 83 yilinda Altin Asse ler Aureus ile degistirilmistir Bu sikke birimi Roma Imparatorlugu nun son donemlerinde daha fazla deger kazanmistir ve Roma sikkelerinin icinde oldukca onemli bir yer kazanmistir Dinar larin uzerinde oldugu gibi Aurei nin de on yuzunde tanri resimleri resmedilmistir Arka yuzunde ise sikke ustasina bagli olarak Roma ordusunun farkli zaferlerinin anlatildigi cesitli motifler gorulebilmektedir Sezar ve Imparatorluk Donemi Sezar ve Augustus yonetiminde kapsamli bir Sikke reformu uygulanmistir Bu reform su sekildedir 1 Aureus Altin esittir 25 Dinar Gumus 1 Denarius esittir 4 Sesterz Messing 1 Sesterz esittir 2 Dupondius Bronz daha sonra pirinc 1 Dupondius esittir 2 As Kupfer 1 As esittir 2 Semis Bakir Bronz 1 Semis esittir 2 Quadrant Bakir Deger semasi su sekilde de gosterilebilir 1 Aureus 25 Dinar 100 Sesterz 200 Dupondius 400 Asse 800 Semis 1 600 Quadrant 3 yuzyila kadar yapiminda hic altin kullanilmayan sadece gumus kullanilan Sikke basimi buyuk bir alanda yerel olarak yapilmaya devam ediliyordu Misirlilarin uzun sure kendi para birimi sistemleri bulunmaktaydi altin disinda Imparatorlugun para sistemi semasi yaklasik iki yuzyil boyu gecerli olmus 220 li yillarda ortaya cikan ve 270 yilindan beri hizla ilerleyen enflasyondan beri de oldukca gereklilik kazanan cok sayida baska sikke reformuna hizmet etmistir Erken ve gec imparatorluk doneminin cogu Sikke sinin on yuzunde imparatorun portresi genellikle Imperator Caesar Isim Augustus Pontifex Maximus tribunicia potestate Yil Consul Yil Pater patriae yaziti ile bazen farkli kisaltmalariyla birlikte resmedilmistir O donemki gorevleri tanimlayan yil rakamlari bir Sikke nin ve ayni zamanda bir arkeolojik buluntunun tarihlenmesi icin en onemli yardim malzemesidir Tum Sikke lerin acik bir sekilde tarihlendirmesi yapilamamaktadir ozellikle tribunicia potestas ile ilgili eksik bilgi oldugunda Imparator Claudius yonetiminde ilk kez Sikke lere aile fertlerinin de darp edildigi gorulmektedir Sikke nin arka kisminda ise cok cesitli tasvirler bulunmaktadir Tanrilar kisilestirilmis ulkeler nehirler ya da sehirler hatta savasla ya da politikayla ilgili basarilarin yani sira donemin imparatoru tarafindan yapilan insa projelerini anlatan resimler Caracalla yonetiminde ozel buyuklukte gumus bir Sikke olan Antoninian cikarilmistir Decius doneminde de kisa bir sure buyuk bronz Sikke kullanilmistir Roma sikkeleri imparatorlar yonetiminde giderek yururlukten kalkmistir Sikke lerle ilgili kalpazanliklar ilk olarak Nero ile ortaya cikmis ve Severern den itibaren de bu surec hizlanmistir Ornegin gumus Sikke ler 3 yuzyil ortasinda sadece 1 20 oraninda gumus iceriyordu Kanli bir ayaklanmadan sonra imparator Aurelian 270 yillarinda yeni bir Sikke reformu olusturmaya calismistir Fakat bu girisim basarisiz olmustur ve bazi arastirmacilar tarafindan da sonraki yillarda gitgide artan enflasyonun sebebi olarak gorulmektedir Diokletian yonetiminde yeni bir sikke reformuna iliskin ugrasilar artmaya baslamistir Boylece saf gumus dinarlar ve bir kismi gumus olan yeni bir bronz Sikke olan Follis dokulmustur Buyuk Konstantin 4 yuzyilin basinda bir dizi yeni sikke cikarmistir buyuk bir altin sikke Solidus kucuk bir gumus Sikke Siliqua ve bir bakir Sikke Centenionalis Solidus basari gostermis ve yuzyillarca istikrarini surdurmustur Gec antik donemde de Roma para birimi sisteminin temelini olusturmustur Erken ve gec imparatorluk doneminde sadece Roma ve Lugdunum Sikke yerleriydi Tasralarda imparatorluga ait daha kucuk Sikke yerleri kisa bir donem var olmustur burada deginildigi gibi soz konusu olan her bir sehre ait bakir ve bronz Sikke dokumleridir ozellikle dogu bolgelerde Barbarlarin yagmalari ve imparatorlukta yasanan krizler nedeniyle Sikke lerin tasralara tasinmasi zamanla daha da tehlikeli olmaya basladigi icin ilk olarak 3 yuzyilda Sikke basimi merkezilestirilmeye baslanmistir Bu gelismeye paralel olarak sanatsal kalite ve Sikke basiminda detaylara verilen onem de gitgide azalmistir Bu durum 4 yuzyilda izlenen bu gelismelerden sonra 5 yuzyildan itibaren damga yapimcilarinin sanatsal yondeki eksikliklerine baglanmistir 5 ve 6 yuzyilda gec Roma sikke dokumu yavas yavas geleneksel motifleri koruyan erken Orta Cag batida orn Bizans doguda Sikke dokum sekline donusmustur Ostrom Dogu Roma Bizans Sikke leri 5 yuzyil icinde Bati Roma imparatorluk orneklerinden ayrismaya baslamistir 6 yuzyilda da cok sayida Sikke resmi ve birimleri ozellikle Solidus yaygin olarak uzun sure kullanilmis olsa da imparator Anastasios 498 yilinda Numizmatikcilerin Bizans Sikke tarihinin baslangici olarak degerlendirdikleri yeni bakir Sikke leri cikarmistir Buna ragmen dokum resimleri zamanla degisimlere ugramistir Portrelerin sanatsal anlamda nitelikleri Justinian dan sonra azalmis ve arka yuzlerinde tarihsel olaylara iliskin betimlemeler de neredeyse hic yapilmamistir aksine imparator icin ovgusel betimlemeler gorulmustur Herakleios un Pers savasiyla birlikte basimi yapilan ve Deus adiuta Romanis Tanrim Romalilara yardim et yazisini tasiyan 615 yilinda cikarilan gumus Sikke Hexagram oldukca onemlidir Bu yazi resmi dil olarak genellikle Yunancanin kullanildigi Ostrom daki en yeni Latince Sikke yazisidir Bir diger ilginc sikke turu de 11 yuzyildan beri basimi yapilan anahtar formundaki kemer seklinde kabartilmis Scyphaten dir Islam dunyasinin sikkeleri kismen dogu Roma Bizans ve Sasani orneklerinin etkisinde kalmistir Bu Dinarlarin Latince Denarius en eskileri 7 yuzyilda basilmistir Ayrica 13 yuzyildaki Mogol istilasi on Asya Sikke gelenegini de beraberinde getirmistir Ilk olarak Turkiye nin ve Iran in cikisiyla birlikte bu bolgede yeniden Sikke basimina baslanmistir Almanya ya yayilim Kavimler gocu zamani germen Imparatorluklari 6 yuzyila kadar bati ve dogu Roma orneklerinden esinlenen ve donemin imparatorlarinin portrelerini resmeden ve sanin bir gostergesi olan Sikke basimlari yapmislardir Bilinen Tum Roma Sikke Turlerinin Listesi Altin Sikkeler Yarim Stater MO 215 Stater MO 215 20 Altin Asse MO 3 yuzyilin sonu 40 Altin Asse MO 3 yuzyilin sonu 60 Altin Asse MO 3 yuzyilin sonu Aureus MO 100 324 Quinarius aureus MO 45 324 Semissis 230 600 Solidus 307 1453 Tremissis 307 500 9 Siliquae ya da 1 5 Scripula 383 650 Gumus Sikkeler Drachme MO 240 MO 215 Didrachme MO 280 MO 215 Yarim Litra MO 235 MO 230 Litra MO 300 MO 240 Cift Litra Dilitron MO 275 MO 240 Quadrigatus MO 235 MO 212 Denarius MO 211 6 yuzyil Serratus MO 150 MO 50 Quinarius nummus MO 211 MO 500 Yarim Victoriatus MO 210 MO 100 Victoriatus MO 210 MO 100 Cift Victoriatus MO 210 MO 100 Antoninian 214 294 274 Aurelianus olarak Argenteus 294 320 Miliarense 320 620 Siliqua 320 7 yuzyil Bronz Bakir ve Messing Sikkeleri As MO 300 270 Dupondius MO 300 280 Semis MO 300 6 yuzyil Sesterz MO 300 293 Triens MO 300 MO 80 Quadrans MO 300 200 Sextans MO 300 MO 90 Uncia MO 300 MO 100 Semuncia MO 300 MO 200 Quartuncia MO 215 Bes MO 130 Tressis MO 260 MO 210 Quincussis MO 215 Decussis MO 215 Dextans MO 210 Dodrans MO 125 Quincunx MO 250 MO 200 Follis 294 346 Centenionalis 340 Maiorina 346 395 Osmanli da Para Akce Akce Osmanli Devletinin ilk zamanlarindan itibaren bastirilan ve kullanilan gumus para birimine verilen addir Ilk Osmanli sikkesi gumusten imal edildigi icin Ak beyaz temiz parlak para manasinda akce denildi Ilk zamanlar gumus para manasinda kullanilan akce on besinci yuzyildan sonra Osmanli parasi karsiligi olarak kullanildi Osmanli para birimi olan Akce i Osman adiyla kullanildigi gibi padisahlarin zamanlarina gore degisik isimler aldi Akce Osmanlilara mahsus olup paranin Selcuklu ve diger Islam devletlerinin paralariyla ilgisi yoktur Ilk akce doksan ayar gumusten olup alti kirat 1 154 gram agirligindaydi Zamanla ayari dusuk ve degisik agirlikta akceler de basildi Ozel olarak bir yuzunde La ilahe illallah Muhammedun resulullah ibaresiyle bu ibarenin dort tarafinda Muhammed in dort halifesinin ismi diger yuzunde de parayi bastiran padisahin ismi basilis yeri tarihi ve Osmanlilarin mensubu olduklari Kayi boyunun damgasi bulunmaktaydi On besinci yuzyildan itibaren para manasinda kullanilan Akce ye Lala Yurguc Akcesi Avariz Akcesi Gecer Akce Kalp Akce gibi cesitli adlar verildi Ayrica deger dususu neticesinde Zilyuf Akce Kirpik Akce Kizil Akce Cil Akce adlarini da aldi Curuk Akce deyimi ile kullanilan para ise bakir sikkeyi ifade etmektedir Osmanli Devleti nin kurulus yillarinda Selcuklular veya diger devletler tarafindan bastirilan cesitli paralar kullanilirdi Ilk Osmanli sikkesini Osman Gazi bastirdi Bu gumus para 15 mm capinda ve 0 68 g agirligindadir Basildigi yer ve tarihi belli olmayan bu paranin on yuzunde Darebe Osman bin Ertugrul ibaresi bulunuyordu En eski Osmanli Akce si ikinci Osmanli padisahi Orhan Gazi tarafindan bastirilmistir Orhan Gazi devrine ait en eski akce 1327 H 727 tarihinde Bursa da bastirildi Bu Osmanli Akce sinin bir tarafinda La ilahe illallah Muhammedun resulullah ibaresi yer alir Ibarenin etrafinda Ebu Bekr Omer Osman Ali nin isimleri vardir Arka yuzdeyse Orhan bin Osman ve basildigi yeri gosteren Bursa ismi altinda ise Orhan Gazi nin beylige gecisinin ucuncu senesini isaret eden rakami ile uc sayisi ve kenarlarinda da paranin basildigi yil 727 ile Osmanlilarin mensubu olduklari Kayi boyunun damgasi vardir Orhan Bey zamaninda tarihsiz ve uzerindeki yazilar geometrik motiflerden olusan bir cerceve icine alinmis Ilhanli paralarina benzer paralar da basilmistir Cercevesiz olup uzerinde Orhan halledallahu mulkehu ibaresi yazili akceler daha sadedir Basildigi yer ve tarih belli olmayan bu akceler Orhan Gazi nin beyligin idaresini ele aldigi ilk senelere ait olmalidir Orhan Gazi den sonra Sultan Murad Hudavendigar zamaninda gumus akceler bastirildigi gibi uzerlerinde basilis yeri bulunmayan pul fels ve mangir ozelliginde bakir paralar da basilmistir Yildirim Bayezid zamaninda basilan gumus ve bakir paralar uzerinde darb yeri yoksa da tarih bulunmaktaydi Basilan bu gumus paralarin ayari 90 idi Bu padisah zamaninda devletin altin parasi bulunmadigi icin Venediklilerin altin dukasi kullaniliyordu Bir Venedik dukasi kirk akce degerindeydi Fetret devrinde Musa Celebi Edirne de kendi adina para bastirmistir Yildirim Bayezid in buyuk oglu Suleyman Celebi de kendi adina bastirdigi paranin uzerine tugra koydurmustur Celebi Mehmed Han zamaninda Amasya Ayaslug Selcuk Bursa Edirne ve Serez sehirlerinde basilmis akceler vardi Timur Han in Osmanlilar uzerinde hakimiyet kurmasindan sonra Celebi Mehmed Han 1404 H 806 da Bursa da bastirdigi paralara kendi adiyla birlikte Timur Han in da adini bastirmis ve hakimiyetini tanimistir Vezin ve yonunden diger Osmanli paralariyla ayni olan bu paranin bir yuzunde La ilahe illallah Muhammedun resulullah Duribe Bursa 806 diger yuzunde ise Demur Timur Han Gurgan Muhammed ibni Bayezid Han halledallahu mulkehu yaziliydi On sene sonra Osmanli birligini yeniden kurup istiklalini kazaninca paralardan Timur Han in ismini kaldirildi Celebi Mehmed in zamanina kadar Osmanli paralarina hicbir lakap ve unvan yazilmadigi halde o ilk defa Sultan ve Han unvanlarini kullanmistir Bastirdigi akcelerin uzerine Sultan ibni Sultan Muhammed ibni Bayezid Han ibaresini yazdirmistir Ayrica Halledallahu mulkehu ibaresini kaldirip son Osmanli paralarina kadar devam eden Azze nasruhu ibaresini koydurdu II Murad Han zamaninda da Edirne Bursa Ayaslug Bolu Ankara Karahisar Serez Tire ve Amasya sehirlerinde akce bastirildi Bursa da bastirilan ve mangir adi verilen paranin uzerinde II Murad Han in isminin altinda Osmanlilarin Kayi boyundan geldigini gosteren bir damga bulunmaktadir Bu damga sadece Bursa ve Edirne de basilan paralar uzerinde gorulmektedir 19 yuzyila kadar Osmanli Devleti nde cogu Avrupa ulkesinde oldugu gibi madeni para sistemi uygulaniyordu Sistemde altin ve gumus ihtiyacini gidermek icin genelde bakirdan yapilmis paralar kullaniliyordu Kagit paranin kullanimi batili ulkelerde oldugu gibi 19 yuzyilda baslamaktadir Genelde altin ve gumus kullanildigi icin her iki madenin mumkun oldugunca savasta kullanilmasi ve esya olarak kullanilmamasini ongoruyordu Bu yuzden ulkeye degerli maden girisi destekleniyor cikisi da yasaklaniyordu Sahislarin ellerinde ve sarayda bulunan altin ve gumus esyalar darphanelerde para basiminda kullaniliyordu Ulasimin yetersiz ve riskli olmasi nedeniyle bazi bolgelerde darphane acilmasi gerekmisti Dolayisiyla darphaneler basta Istanbul olmak uzere ulkenin onemli yerlerine yapilmisti Bir darphane acilmadan once bolgede maden bulunup bulunmadigina ve bolgenin ihtiyaclarini karsilayip karsilamadigina bakilirdi Bazi darphaneler sadece belirli bir parayi basardi Mesela 16 yuzyilda Urfa da faaliyet gosteren darphane yalnizca bakir para basardi Darphaneler genelde emanet yontemi ile emin adi verilen gorevli kisiler tarafindan idare ediliyordu Darphanelere para basimi icin getirilen altin ve gumus maden ve esya uzerinden darp hakki diye nitelendirilen bir kesinti darphaneyi isleten kisinin gelirini olusturuyordu Altin ve gumusu cari paraya cevirmek isteyen kisiler darphanede serbestce para bastirabilirlerdi Serbest darp hakki darphane gelirlerinin surekliligini sagliyordu Paranin ayarindan sahib i ayar sorumlu idi Kalb para basan sahibi ayar agir cezaya carptiriliyordu Osmanli devleti degerli maden hareketlerinin yasandigi bir cografyada bulunuyordu Gresham kanunu gecerliydi ve kotu para iyi parayi kovuyordu Doguda altin ve gumus fiyatlarinin yuksek olmasi surekli olarak Iran ve Hindistan a kacisa neden oluyordu Alinan onlemlere ragmen altin ve gumus kacakciliginin engellenemiyordu Ulkenin siyasi sinirlari icerisinde de hareketlenme vardi Misir da basilan altin paralarin Istanbul da basilan altin paralarla ayni ayarda olmayisi nedeniyle Istanbul da altin para piyasadan cekilerek yerine Misir altinlari cikarimaktaydi Onlem olarak Misir da Istanbul ayarinda altin para basilmasi isteniyordu 16 yuzyilda Amerika ve Guney Afrika da kiymetli maden yataklarinin kesfedilmesinin ardindan Avrupa ulkelerinde kiymetli maden hacmindeki artis ve gumusun altin karsisinda deger kaybetmesi yuzyilin ikinci yarisindan itibaren Osmanli yi etkisi altina alacak ve Osmanli yoneticilerini yeni arayislar icine girmesine neden olacaktir Distan gelen bu baskiyla birlikte artan nufus oraninda ic guvensizligin de etkisiyle uretimde artis olmamistir Fiyat artislari artan burokratik harcamalar gibi bir kisim olumsuz gelismeler ve yuzyilin sonunda yasanan Avusturya ve Iran savaslari sebebiyle de artan savas harcamalari birbiri arkasini izleyen deger dususlerine sebep olmustur 16 yuzyilin en onemli para operasyonu olarak gorulen ve daha sonra da devam edecek ayarlamalarin baslangici olan 1584 yili duzenlemesine gore 100 dirhem gumusten kesilen akcenin miktari 450 den 800 e 1600 yilinda yapilan bir ayarlama ile de 950 ye cikarilmistir Osmanli paralarinin deger kaybetmesi sadece bu yuzyilin ikinci yarisinda gorulen bir durum degildir Fakat bu zamana kadar paradaki deger kaybi uzun zamandir oldukca az oranda gerceklesmisti Yapilan hesaplamalara gore 1326 yilindan 1740 yilina kadarki 414 yillik surede yillik ortalama deger kaybi 0 24 dur Osmanli da Osman Gazi den Fatih e kadar sadece gumus paralar basilmistir Altin para olarak da Venedik dukasi filori filorin kullaniliyordu Fatih 1479 yilinda Sultani adli ilk Osmanli altin parasini basmistir Yalnizca iki degerli madenden yapilan bir para sistemi isliyordu Bu yuzden altin ve gumus fiyatlari degistikce tedavulde bulunan sikkelerin fiyatlari ya da kur farklari da degisiyordu 1688 yilinda ise para arzindaki yetersizlikten dolayi mankur basilmis 1 mankurun 1 akce uzerinden sonsuz ibra hakki taninmasi kalpazanlik faaliyetlerini hizlandirmis ve piyasalari altust etmistir Bu yuzden 1691 yilinda mankur tedavulden kaldirilmistir Ulke icinde muhtelif yabanci altin ve gumus paralar yerli paralar ile birlikte piyasaya suruluyordu 17 yuzyilda osmani sahi pare mangir peniz sikke i hasene serifi adli yerli paralarin yaninda sumun zolata babka rub yaldiz filori efrenci engurus esedi ve riyal adinda yabanci paralar da piyasaya cikariliyordu Osmanli Devleti nde para bir finansman araci olarak kullaniliyordu Darphanelerde kiymetli madenlerden ve eski sikkelerden para basilarak hem para arzi artiriliyor hem de darb hakki adiyla alinan para darphanelere gelir sagliyordu Tahta yeni cikan padisah eski paralari tedavulden kaldirarak kendi adini vererek yeni bastiriyordu Elinde eski para olan kisiler paralarini darphaneye getirerek yenisiyle degistiriyorlardi Ayrica paranin ayarinda oynama yapilarak sikkeler kucultuluyor aradaki deger kaybi devlet tarafindan bir finansman yontemi olarak kabul ediliyordu Tagsis islemi butce aciklarini kapatmak amaciyla devletin ek para basmasi anlamina da geliyordu Cunku yapilan yeni duzenleme ile hem tedavule cikarilacak para miktari artiyor hem de devletin kullanabilecegi yeni bir fon olusuyordu 1775 yilinda pay ve gelir ortakligi senetleri anlamina gelen esham uygulamasi baslatilmistir Bu uygulama temsili paraya gecisin ilk habercisi olarak kabul edilir Senetlerin vergiye tabi tutulmak uzere piyasaya cikarilmasi serbestti Ilk kagit para 1840 yilinda piyasaya cikarilmistir Piyasaya surulen banknotlarin degeri hizla kaybolur Esnaf ve koylu halk demir para kullanmayi tercih eder Kaime denilen kagit para ile madeni para arasinda fiyat farki olusur Osmanli para biriminin dis paralar karsisinda degeri duser Kaime denemesi 1862 yilinda son bulur Sultan Abdulhamid donemine gelinceye kadar kaime basimi yapilmaz Osmanli Rus savasinin finansmani dolayisiyla ikinci defa 1876 7 de kaime basilarak piyasaya surulur Bu kaimeler de kisa bir sure sonra piyasadan kaldirilir Kagit para basma yetkisi kendisine devredilen Osmanli Bankasi I Dunya Savasi na kadar sinirli miktarda kagit para basar 1915 yilinda kaime ucuncu kez basilir Bu kaimeler temsili para niteligindedir Cunku altin karsiligi vardir ve ne zaman tedavulden kaldirilacagi bellidir Ulkede istikrarli bir para sistemi olusturmak icin 1844 yilinda cikarilan Kararnameye gore temel para birimleri olarak kurus 20 kurus degerinde gumus mecidiye ve 100 kurus degerinde altin lira kabul edilir Osmanli parasi ile yabanci paralarin kur degerlerinde ise uzun bir donem degisiklik gozlenmemektedir Mesela bu tarihten I Dunya Savasi na kadar Ingiliz sterlini ile Osmanli parasi arasindaki deger esitligi 1 Ingiliz sterlininin 110 Osmanli kurusuna denk geldigi bir seviyede kalmistir 1873 yilindan itibaren gumusun dunya piyasalarinda deger kaybetmeye baslamasi Osmanli Devleti nde 1 16 altin gumus deger esitligini gecersiz kilar Devletin gelirlerinin gumus para giderlerinin altin para uzerinden yapilmasi hazine kayiplarina yol acar Bu yuzden mecidiye basimina son verilir 1881 yilinda para birimi olarak Osmanli altin lirasi kabul edilir Ancak gumus fiyatlarinin dusuklugu sebebiyle tedavuldeki gumus paralar gercek degerinin altinda isleme tabi tutulur 20 kurus degerindeki mecidiyeler hazinece 19 kurustan isleme tabi tutulur Sarraflarda ise daha dusuk duzeyden islem gorur 20 yuzyilda kurusun Osmanli lirasina oranla uc degisik degeri ortaya cikar Diger taraftan degisik para birimlerinde cekilen darlik nedeniyle ufak paralar altin lira ve mecidiyeye oranlarindan farkli oranlarda islem goruyordu Piyasaya yeterince ufaklik surulememesi ve mahalli bazi darliklarin yasanmasi da ufakliklarin degerini yukseltiyordu Ticaret erbabi daima musterilerine buyuk para veriyor halk ise alisveris yapabilmek icin elindeki parayi belli bir komisyonla sarraflara bozdurmak zorunda kaliyordu Iktisadi faaliyetlere yoreye ve mevsimlere gore de ufaklik ihtiyaci degisiklik gosteriyordu Mesela Bursa da yumurta ticareti bu tur paralarin degerini yukseltiyordu Hazinenin bir arastirmasina gore ulkenin degisik bolgelerinde altin ve gumusun 88 cesit raici bulunuyordu Yorelere gore de halkin ragbet ettikleri paralar degisiklik gosteriyordu Yabanci paralar da ulke icerisinde serbestce kullaniliyordu Para sisteminin karmasikligi sebebiyle sarraflik kurumu iyice yayginlasmisti Para duzenini saglamak amaciyla 1909 yilinda kurulan komisyonun onerisi dogrultusunda 1916 yilinda Tevhid i Meskukat Kanunu cikarilir 1 lira 100 kurus deger esitligi benimsenir ve deger olcusu altin para birimi kurus kabul edilir Ulkenin degisik yorelerindeki farkli para raicleri kaldirilir Ancak cikarilan yasanin basarisi sinirli kalir Cunku savasla birlikte artan giderleri karsilamak icin piyasaya surulen kagit paralar madeni ve ufaklik paralarin piyasadan cekilmesine sebep olur 5 ve 20 kurusluk olarak basilan kagit paralar da ufaklik sorununu cozmez Ayni fonksiyonu gormesi icin kisa bir sure sonra 1 ve 2 5 kurusluk kagit ve ayni islevi gorecek 5 ve 10 paralik posta pullari cikarilir Bu durumda madeni paradan tamamen ayrilinmis kagit para sistemine gecilmis olur Cumhuriyet idaresi ayni sistemi devam ettirir Darphane 9 yuzyildan sonra Ortadogu ve Anadolu ya yerleserek farkli devlet ve beylikler kuran Turkler bu beyliklerin bazi kasabalarinda demir para basimi yapmislar ve para basilan bu mahallelere de Darphane adi vermislerdir 15 yuzyilin sonunda altin sultanini piyasaya cikarilana kadar Osmanli sikkeleri yalnizca gumus akce ve bakir mangir idi Akce ya da akca temel para birimiydi Ilk akceler Bursa Edirne ve Marmara bolgelerinde uretildi ve basim yerleri belirtilmedi Diger Turkmen beyliklerinin sikkeleriyle birlikte piyasaya surulduler Osmanlilar 15 yuzyilda Selcuklular ve Ilhanlilardan esinlenerek onemli ticaret merkezlerinde ve madenlerde cok sayida darphane kurdular Bu sekilde Osmanlinin topraklarinin yani sira akcenin tedavul alani da genislemis oldu 14 uncu yuzyil sonlarinda ve 15 yuzyil baslarinda akce artik Bizans topraklarinda ve Konstantinopolis in icinde de kullanilmaktaydi 15 yuzyilin son ceyreginde II Mehmed in 30 yillik hukumdarligi sirasinda da 15 ayri darphanede akce basimi yapiliyordu Darphanelerin uretim duzeyi kisilerin darphaneye getirdikleri veya devletin sagladigi degerli maden miktarina gore degisiyordu Bu yuzden uretim duzeyleri buyuk degisiklikler gostermekteydi Ayrica bir padisah tahta ciktiktan sonra devlet piyasadaki eski sikkelerin darphanelere getirilmesini ve yeni padisahin ismini tasiyan sikkelerle degistirilmesini talep ediyordu Bu isleme tecdid i sikke sikkelerin yenilenmesi deniliyordu Sayilarinin cok olmasina ragmen merkezi devlet darphaneleri yakindan denetliyordu Buyuk kent merkezlerindeki darphaneler genel olarak emanet sistemiyle devlet tarafindan isletilmekte ve birer devlet memuru olan eminler tarafindan yonetilmekteydi Sahib i ayar adi verilen bir gorevli de teknik islerden ve sikkelerin ayar ve agirliklarinin devletin koydugu standartlara uygunlugunun kontrolunden sorumluydu Darphanelerin isleyisleri ve hesap defterleri devlet tarafindan gorevlendirilmis yerel kadilar araciligiyla da denetlemekteydi Osmanli darphanelerinde altin gumus ve bakir sikkelerin uretiminde kullanilan teknoloji 17 yuzyil sonuna kadar oldukca basitti Isitilmis bir parca metal iki kalip arasina yerlestiriliyor ve yukaridaki kaliba bir cekicle vuruluyordu Bu yontemle alt ve ust kaliplar uzerindeki desenler sikkenin her iki tarafina da islenmis oluyordu Kaliplarin uretimi bos metal parcalarinin pullarin veya alasimlarinin hazirlanmasi cekicle yapilan vuruslar ve ortaya cikan malin kalitesinin denetlenmesi bu pullarin agirliklarinin olculmesi beceri gerektirmekteydi Sahib i ayarin denetimi altinda cok sayida usta zanaatkar ve isci onceden belirlenmis gorevleri yerine getirmekteydi Istanbul da gumus ve bakir sikke uretiminde calisanlar birkac yuz kisiydi diger buyuk darphanelerde bu sayi yuzu asmaktaydi Orta buyuklukteki darphanelerde calisanlarin sayilari da 50 yi buluyor hatta gecebiliyordu Tasradaki kucuk darphaneler uzmanlik gerektiren isler icin sik sik buyuk darphanelerden yardim almaktaydilar Genis bir cografyada sayilamayacak kadar cok merkezde para darp eden Osmanli Devletinin bugune kadar ele gecen numismatik materyallerden tespit edilen ve sayisi 40 i bulan para darp merkezlerinin basinda Bursa Edirne Amasya Erzurum Konya Izmir Serez Sofya Sam Bagdat Tiflis Misir Tunus ve Cezayir gelir Istanbul un fethinden sonra hizla genisleyen imparatorlugun para ihtiyacini karsilamak amaciyla halihazirdaki darphanelere ek olarak cesitli mahallerde gecici yeni darphaneler kurulmustur Ayni sehirde Fatih Sultan Mehmet tarafindan Beyazit Camii civarinda yaptirilan Darphane Turk Darphanesi nin kurulusunun baslangici niteligindedir Ilk kurulusun kesin tarihini tespit eden bir belge yoktur bu yuzden Fatih in burada kendi adina bastirdigi ilk Turk altinin tarihi olan 1467 yili Turk Darphanesinin ilk kurulus tarihi olarak kabul edilebilir Darphanenin ikinci kurulusu Sultan Ucuncu Ahmet zamandadir 1723 yilinda Simkeshane den Topkapi Sarayi sahasi icinde bugune kadar isgal ettigi binalara tasinip faaliyete gecirilen darphane 1832 yilinda yeni atolyelerin insa ve ilavesiyle genisletilmis ve ayrica darphane bahcesinde Hunkar dairesi yapilmistir Istanbul daki bu darphane devletin ana darphanesi olma ozelligini devam ettirmistir 1843 yilinda diger darphanelerin faaliyetine son verilmis ve bu tarihten sonra yalniz Istanbul daki darphanede para basilmaya devam edilmistir 8 Temmuz 1967 tarihinde kurulan Darphane nin ucuncu kurulus projeleri ile ilgili hazirlik calismalari 1953 yilinda baslamistir Sonraki yillarda madeni paraya olan taleplerin daha da yukselebilecegi dusuncesi yeni bir binanin insasi ve yeni makinelerin satin alinmasi ihtiyacini ortaya cikarmistir Bu nedenle 1961 yili ortalarinda insasina baslanan yeni darphane binasi yeni makinelerin alinmasiyla 1967 yilinda hizmete girmistir 1845 yilindan itibaren Darphane evrak sahihe ye damga vurmak amaciyla kurulan Matbaa Mudurlugu ile 1933 yilinda birlestirilmistir 2996 sayili Maliye Vekaleti Teskilat ve Vazifeleri Hakkinda Kanun cercevesinde Darphane ve Damga Matbaasi Genel Mudurlugu 1983 yilina kadar Maliye Bakanligi nin ana hizmet birimi olarak hizmet vermistir Paranin bir diger turu olarak kredi parasi ortaya cikmistir Kredi parasi mallarin ve hizmetlerin odemesini yapmak icin borcludan bir talepte bulunulmaktadir Gunumuzde ticarethaneler ve merkez bankalari tarafindan imal edilen para krediye dayali paradir ve bankalara karsi bir yukumlulugu de icinde barindirir 20 yuzyilin basina kadar bircok ulkede para degerini kullanilan para birimi birliginde degerli metal altin ya da gumusun belirlenmis miktarinin degeri olarak tanimlayan para birimi standartlari vardi Bunlar genellikle Kurant sikkelerin basimi ve kullanimi ile baglantiliydi Diger odeme araclari talep olmasi durumunda donemin ihraccilari tarafindan degerli metal miktari takas yapilan odeme aracinin nominal degerine esit olan Kurant sikkeleri ile degistirilirdi Bircok ulkede ilk olarak gumus standartlari vardi Fiyatlar gumus miktariyla belirlenen para birimi birligine gore verilirdi Gundelik alisverislerde hem gumus kurant sikkeler hem de ayristirici sikkeler kullanilmistir Bu donemde tedavulde olan altin sikkelerin menkul kiymetler borsasinin envanterinde okunabilen gumus kurant para surumu de vardi Altin sikkeler ulke icinde yuksek degerdeki mallarin karsiliginda odenmesinde ozel para fonksiyonuna sahipti ve yabanci ticaret ortaklarinin odemelerinde ticaret sikkesi olarak da is gormustur Bircok sanayi ulkesi 19 yuzyilda altin standardina donus yapmistir Almanya da banknotlarin teminati kismen altin kismen de en fazla 3 ay vadesi olan ticari senet yoluyla saglanmistir Alman Imparatorluk Bankasi imparatorluk guvenceli banknotlari ve ayristirici sikkelere talep uzerine ana kasasindaki para birimi sikkeleri ile degistirmistir Ozel Alman bankalari tedavule cikardiklari banknotlarin talep edilmesi uzerine sikinti durumunda bastiklari paralarla altin sikkeleri degistirmislerdir Birinci Dunya Savasi oncesinde seyreden para istikrarli birimi durumlari nedeniyle Almanya da gundelik para akisinda altin kagit ayristirici sikke ve banka parasi arasinda herhangi bir kur farki bulunmuyordu Bu donemde devam eden istikrarli doviz kuruyla altin standardi olan ulkeler arasinda basilmistir 20 yuzyilin basinda cok sayida ulke para birimi standardindan vazgecmistir Boyle bir standart yerine merkez bankalarinin ucret seviyesinde bir istikrari garantileyen para politikasiyla ilgili onlemler alinmistir Cumhuriyet Donemi Madeni Paralar Cumhuriyet doneminin onemli para birimlerinden biri olan 10 para 1940 yilina ait olmakla birlikte paranin ortasi delik ve yazilari degisik sekillerdedir Bugune kadar bulunan ve bilinen 10 paralari siralarsak soyle bir durum ortaya cikmaktadir 1936 N 1936 D 1940 N 1940 D 1941 1942 1944 olmak uzere tam sekiz adettir 1930 41 42 yillari disinda basilan paralarin ve 10 paralarin hepsi numune paralardir 1936 yili 10 parasina World Coins 1982 baskisinda Numune para isaretine ragmen 300 Dolar fiyat koydu 1951 Yili 1 Kurus unun bazilarinin onyuzunde yazi ve tarih arasinda kabarik bir nokta bulunmaktadir yine bu serinin 1 ve 2 5 Kurus larinin ayni yilda basilmis olmalarina ragmen kucuk delikli ve buyuk delikli olanlari mevcuttur Keza 2 5 Kurus larin bazilarinda ortadaki deligin kenarlari biraz kabartilarak cerceveli hale getirilenleri vardir Bu deliklerin merkezde olmayanlari da mevcuttur 1958 1974 yillari arasinda basilan bakir 5 Kurus larda onyuz yani ay yildiz tarafi modern paralarda oldugu gibi yukaridan asagiya cevrildiginde dogru okunurken bazilarinda eski usuldeki gibi sagdan sola cevrildigi zaman dogru okunmaktadir yani terstir Yine 1974 yili 5 Kurus larinin bazilarinda arka yuzdeki mese palamudunun ici bos veya dolu gorulmektedir Bunlarin haricinde cift baskilar hemen her yilin her cesit parasinda bulunmaktadir N Normal D Delikli Cumhuriyet Doneminin Ilk Madeni Parasi Cumhuriyet doneminin ilk madeni parasi 1924 yilinda cikarilan 10 ve 5 kurusluklar ile yuz paradir Harf devrimi o donemde daha yapilmadigi icin yazi ve rakamlar Arap harfleriyle basildi Bunlari bir yil sonra cikarilan nikelden yapilmis 25 kurusluklar izledi Latin harfleriyle basilmis ilk madeni para 1934 yilinda 830 ayar gumus olan 100 kurus degerinde tedavule cikarildi 718000 adet basilan bu paralar cok begenildi Uzerinde yer alan Ataturk portresi Londra darphanesinin unlu gravurcusu Medkaley tarafindan yapilmistir Fakat cok kisa bir sure icinde sahteleri bastirildi O yillarda para cok degerli oldugundan bir liranin dahi sahtesi bastiriliyordu Bunun uzerine bu para kaldirilarak baska kaliplara basim yoluna gidildi Cumhuriyet doneminin ortasi delik ilk madeni parasi 1947 yilinda piyasaya cikarildi Pirincten yapilan bu paralar bir kurus degerindeydi Bunu daha sonra 1948 yilinda cikarilan ortasi delik 20 paralar izledi Bazi kaynaklarda belirtildigine gore bu paradan 20 para sadece 150 adet basilmis sonradan basimindan vazgecilmistir Bu ozelligi nedeniyle bugun en cok aranan paralar siralamasinda yer aldigi belirtilen paralar arasinda oldugu soylenmektedir Cumhuriyet doneminin kenarlari tirtikli tek parasi 1938 yilinda cikarilan madeni bir kurusluklardir Nikel ve bakir karisimindan yapilan bu paralarin kenarlari 12 dilimlidir Osmanli doneminde ve cumhuriyetin ilk yillarinda kullanilan on paralarin omru 1942 yilinda son buldu Alinan bir kararla bu paralarin basimi durduruldu Bunu 20 paralar izledi Bir ve bes kuruslar 1977 yilina kadar hala piyasadaydi 25 kuruslar 1979 da 50 kuruslar ise 1980 de tarihe karisti Cumhuriyet tarihinin 2 5 lira degerindeki ilk madeni parasi 1960 yilinda 5 liraligi ise 1974 yilinda cikarildi Cumhuriyetin 75 yilinda ise en buyuk madeni para 50 000 lira oldu 2004 yilinda 250 000 lira olan madeni paralara 2005 yilindan bugune kuruslar hakim oldu MadalyonlarNumismatik madalyon olarak Roma nin saygi ya da odullendirme torenlerinde kullanilan ozel sikke dokumlerini betimlemektedir Madalyon tam anlamiyla gosterisli sekilde suslenmis buyuk ebatlardaki sikkeler anlamina gelmektedir Madalyonlar yogun sekilde gec imparatorluk doneminde kullanilmistir Bu yillardan cok az sayida madalyon kalmistir Madalyonlarin Ayirt Edilmesi Sikke basmak devletin bir ayricaligi oldugu icin madalyonlar ozel kisiler tarafindan basilabilmektedir Odeme araci olarak ongorulen damgalar her zaman madalyonlarin yerine kullanilabilmektedir Ikisinin ortasinda yasal odeme arci olan sikke taklidi cesitleri bulunmaktadir fakat bu sikkeler ozel firmalar tarafindan uluslararasi koleksiyonculuk pazari icin basilmaktadir Ayrica gerceklikte de para degerine de sahip degildir Bunun yani sira Acil durum sikkeleri ve Jeton lar gibi sikke benzeri damgalar da bulunmaktadir Bu sikke turleri yetkili devlet makamlari tarafindan basilmamistir fakat odeme araci olarak kullanilabilmektedir TalerTaler eski yazimi Thaler Isvecce Norvecce Daler Hollandaca Daler sonraki donemlerde Daalder Italyanca Tallero Ispanyolca Talero Portekizce Dolera Ingilizce Dollar Cekce Slovakca Tolar Macarca Taller Beyaz Rusya dilinde Taler Talyar ilk zamanlar Guldengroschen olarak adlandirilan onemli bir Avrupa altin sikkesi idi Daha sonra Taler denince akla 1 Cekul den daha agir olan cok sayida Buyuk Gumus Sikke gelmeye basladi Taler 16 yuzyilin imparatorluk hukmuyle birlikte buyuk bir onem kazandi Bunun sonucunda Taler Gulden in Hollanda nin standart para birimi yaninda Imparatorluk Taleri olarak imparatorlugun resmi para birimleri arasina girdi Taler in Yayilisi Joachimsthaler tum Almanya da Imparatorluk Taler i olarak kullanildi Avusturya da da 1909 yilina kadar kullanilmistir Eski adiyla Avusturya Hollandasi olan gunumuzdeki Belcika ve Luksemburg bolgesini icine alan bolgede Kronentaler ortaya cikmistir Danimarka ve Isvec te 1874 yili sonuna kadar Speziestaler Ozel Taler ve Reichstaler Imparatorluk Taleri yani Reichsbanktaler Imparatorluk Bankasi Talerleri olarak kullanildi Kisa sure sonra Christian Taler i ortaya cikti Gosterisli ve guzel dis gorunusuyle bu Taler gunumuzde hala en cok begenilen ve aranan demir paralardan biridir Taler Amerika Birlesik Devletleri nde Dolar adi altinda kullanilmaktadir Avusturya da 1753 yilindan itibaren Imparatorluk sikke yerleri olan Gunzburg da uzerine Kralice Maria Theresia nin 1740 dan 1780 a kadar resmedildigi Maria Theresien Taler i basilmis ve bu sikke dunya capinda buyuk bir taninmislik derecesine ulasmistir Bu sikke Avusturya da 1858 yilinda tedavulden kaldirildi Fakat ticaret sikkesi olarak uzerindeki 1780 tarihi degismeden 20 yuzyilin ortalarina kadar Arabistan da ve Etiyopya da kullanilmaya devam etmistir Maria Theresien Taler i bugune kadar dunyada en sik gorulen gumus sikkedir ve bugune kadar koleksiyoncular icin basimina devam edilmistir Tarihce Taler 1484 86 yilindan beri Hall in Tirol de Avusturya basilan bir gumus sikkeydi Taler ismi tahminen Inntal deki ilk basim yeri olan Burg Hasegg in konumundan dolayi verilmistir Gumusu Fugger lere ve Paumgartner e ait olan ve Orta Cag in en buyuk gumus madeni olan Schwaz gumus madeninden elde edilmistir Ayrica 1500 yilindan beri Saksonya da dokulen Altin Grosen Taler in yaraticisi olarak kabul edilir Bu sikke ayni zamanda Klappmutzentaler Tepeli Damga Taler i olarak da adlandirilir Bohemya nin Joachimsthal sehrinde 1519 ile 1528 yillari arasinda cok miktarda gumus kesfedilmesinden sonra Schlick in hukumdarlari tarafindan bastirilan bu Altin Grosen ler fazla kullanildigi icin bu sikkeler kisa surede Joachimsthaler ismini alir Daha sonra da daha yalin bir hal alarak Thaler Taler olur Joachimsthaler Altin Grosen ler 1 ons 3 gram agirligindadir ve Schlick hukumdarlarinin armalarini Bohemya aslanlarini ve kutsal Joachim in resmini tasir 1566 yilindan 1750 yilina kadar Imparatorluk Taler i olarak bu sikke 25 984 gramlik saf gumus icerigiyle resmi para birimi niteligi tasir Orn Kutsal Roma Imparatorlugu nun hesaplama sikkesi olarak Avusturya da kisa sure sonra da guney Almanya ve Saksonya da bu sikkenin yerini Konventionstaler Gelenek Taleri Saf Mark gumusten 10 Taler yaklasik 235 g almistir Prusya Reichstaler i Imparatorluk Taler 1871 yili sonuna kadar hemen hemen tum kuzey Almanya nin para birligini olusturmaktaydi ve ilk olarak 24 Grosen e ardindan da 1821 yilindan itibaren 30 gumus Grosen e bolunmustur Avro nun yururluge girisine kadar Taler kelimesi halk arasinda bazen 5 Mark madeni paranin bazen de 3 Mark kagit paranin taniminda kullanilmistir Yenicag Demir para kullanimi Yenicag da Taler biriminin ortaya cikmasiyla baslar Ilk olarak 1486 da ilk duk Sigismund Tirol hakimiyetinde Uncialis ya da Guldiner olarak buyuk bir gumus sikke dokulmustur Bu sikke Bohemya nin Joachimshall kentinde dokulen ileri yuzyillarda Taler icin bir ornek teskil etmekteydi Taler daha onceki sikke turlerinin tum orneklerinin yerine gecen ilk ornektir Kullanimi tum devlet topraklarina yayildigi icin her bir devlet baskani teknik ve sanatsal anlamda buyuk bir kaliteye ulasan sikke ustalarina bireysel bir duzenleme yetkisi verdi Ayrica ara sira cok katli Taler de dokuldu 17 yuzyildan itibaren sikkeler uzerine yeni bir motif olan sehir goruntuleri basilmaya baslandi Talerler arasinda kucuk demir paralarin buyuk cogunlugunun madde kalitesi bakimindan gitgide kayba ugradigi goruldu Bu gelisme otuz yil savasi 1618 1648 sirasinda ortaya cikan dolandiricilik anlayisi ile doruk noktasina ulasti Ayrica 17 yuzyilda gec antik donemden bu yana ilk kez bakir para dokuldu Daha buyuk para miktarlarinin dolasimi icin ise altin dukalar uretildi MetotlarNumismatigin metotlari dar anlamda Sikke ile baglantilidir diger yontemsel girisimler para tarihi ile ilgili sorgulamalardan yola cikmaktadir Sikke ler ayni formlariyla buyuk olcude gunumuze kadar gelmis kitle urunleridir Bu bakimdan seramigin arkeolojik buluntu turlerine benzerler Bu yuzden her Sikke nin uretim sekli itibariyla usulsuzluklere karsi onlem niteliginde bazi ozel isaretleri basim hatalari materyal hatalari sekilsizlikler bulunur Sikke dokumunun asil dizisinin yeniden uretilmesini saglayan en onemli Numismatik metodu ise damga analizidir Bu analizde her sikkenin on ve arka yuzlerinde iki ayri damga olup olmadigi incelenir Cekic dokumunde ust ve alt damga olarak kullanilan her iki damga farkli oranlarda yipranir Ust damga alt damgaya nazaran genellikle daha once degistirilmelidir Bu durum farkli Damga Kombinasyonlarina neden olur Farkli kombinasyonlar birbirleri ardina gelerek damga zincirleri olusturur ve bu her bir Sikke nin uretiminde yeniden siraya uygun bir hal alir Damga analizi ilk olarak 19 yuzyilda tarafindan Yunan Numismatigi nde kullanilmistir Bugun de bu teknik isimsiz Sikke lerin yaziminda kullanilmaktadir Bunun yaninda tipoloji ve sekil analizi Sikke cesitlerinin kronolojisini ve benzerliklerini saptamak icin onemli metotlardandir Bu ilk basilan paralarin sadece cok azinin bugune kadar gelebilmis olmasi tum bu metotlarin kullanimi dahilindedir Sikke buluntularindan yola cikilarak yapilan tahminler bugun ilk Sikke lerin yaklasik 10 dan daha fazlasinin elimizde oldugunu ortaya koymaktadir Para ekonomisinin nesnesi olarak agirliklari belirli bir oneme sahip degerli metal Sikke ler bulunmaktadir Metroloji sorunlarin mumkun oldugunca cok sayidaki tek tek agirliklarin listelere alinmasi yontemiyle hangi agirlik olcutunun elde edilmeye calisildigi konusuna yonelmistir Gunumuzde Sikke metallerinin nereden geldigine ve Sikke politikasinin sorunlarina iliskin bilgi veren metal analizi gibi bilimsel arastirmalar hala revactadir Devaluasyon durumunda saflik oranindaki degisiklikler gibi Buluntu Sikke leri inceleyen numismatik Sikke buluntularinin farkli kategorileri formunda daha cok grup Sikke ler uzerinde arastirma yapmakta tek tek Sikke leri nadir durumlarda incelemeye almaktadir Para dolasimi ve ekonomi tarihi ulasim tarihi ve ticaret tarihinin sorunlari dogrultusunda Sikke turlerinin cografi yayilimi ve bolumlemelerini arastirir Ekonomi bolgeleri Ticaret ve Ulasim yollarinin cokusu vb Arastirma ve KuramNumismatik 19 yuzyildan beri bir uzaklasma sureci nedeniyle tipik bir Muze Bilimi halini almistir Cunku mantikli calisma genellikle sadece kaynak materyallerin yaninda mumkundur Buyuk kamusal Sikke koleksiyonlari bu yuzden arastirmanin merkezini olusturmustur Paris Louvre Muzesi St Petersburg Hermitage Muzesi ve New York Metropolitan Muzesi nin yaninda ayrica Prusya Kultur Mirasi ve Viyana daki nin Sikke galerisi de dunyaca unlu ve onemli Sikke koleksiyonlarindan sayilir Isvicre de bunlarla karsilastirilabilecek buyuklukte bir koleksiyon yoktur fakat orta ve daha kucuk boyutta cok sayida Sikke galerisi bulunur Bunun yaninda alanlarinin uzmani olan kisiler arastirmaya genellikle ayrintili calismalarla ya da Sikke kataloglariyla buyuk katkilar saglamaktadir Modern yontemlerle disiplinler arasi calisan Numismatik sadece Sikke lerden degil yazili kaynaklari ve Sikke buluntularini da icine alan cok cesitli kaynaklardan yararlanir Sadece muzeler degil universiteler ve universite disindaki bilim yapilan alanlar da Numismatik den yararlanir Ozellikle Almanya icin etkili bir sekilde calisan verimi artiran cok sayidaki buyuk enstituler icin de Federal Almanya sehirlerindeki Numismatik komisyonlari koordinasyonlu bir sekilde bilimsel organizasyonlar ve uzun vadeli projeler icin calismaktadir Universite egitiminde Numismatik tarih bilimleri alanina yardimci bir alan olarak gorulur ve bu dogrultuda universitelerde tarih ve klasik eskicag bilimleri bolumunde kullanilir Numismatik bugune kadar kiyida kosede kalmistir bir ornek olarak Alman dilinin kullanildigi bolgede Numismatik icin sadece tek bir kursu vardir Viyana da Yuksek ogrenim mimarisinin yerlesmesinin etkisiyle Avrupa da mimari alanda egitime baslama kapsaminda Numismatik anabilim dali 2008 yilindan beri dunyada ilk ve tek yan dal olarak Viyana Universitesi nde acilmistir Gunumuzde bircok yerde Numismatik calismak mumkundur Farkli universitelerde Almanya da Berlin Dresden Gottingen Marburg Munih Munster ve Tubingen de duzenli egitim hizmetleri mevcuttur Munih te bu alanda yuksek lisans ya da doktora yapma imkani vardir Koln de de yan dal olarak yuksek lisans yapilabilmektedir Frankfurt taki nde Roma kulturu ve tarihi ile ilgili kursuye Eskicag Numismatigi de dahildir Isvicre de de Basel ve Zurih Avusturya da Viyana ve Salzburg universiteleri de bu gruba dahildir TarihRoma biyografi yazari Suetonius un MS 69 140 betimlemelerine baktigimizda imparator Augustus MO 27 MS 14 2000 yil once kralliga ait sikkeleri ve yabanci ulkelerin Sikke lerini biriktiren ilk kisilerden biridir Roma donemine ait baska koleksiyonculara ve koleksiyonlara iliskin aciklamalar da bulunmaktadir sanat eserlerinin aksine bu donemde Sikke koleksiyonculugunda estetik zevk on planda degildir Sikkeler uzerine bilimsel anlamdaki arastirmalara iliskin ilk girisim 14 ve 15 yuzyillara dayanmaktadir Bu donemden sair Petrarca ve Piskopos Stefan Mathias von Neidenburg ilk akla gelenlerdir O zamanlar soylendigi gibi Tum ulkelerin Sikke leri ve tarihi Sikke lerin kapsamli koleksiyonuna sahiplerdir Almanya da dukalar ciddi anlamda ilk Sikke koleksiyoncularindandir Munih teki Devlet Sikke Koleksiyonu Dresden deki Sanat koleksiyonuna bagli Sikke arsivi Wurttemberg sehir muzesinin Sikke arsivi ve Berlin Sikke Arsivi gibi buyuk Sikke muzeleri kendi bunyelerinde eski dukalardan miras kalan koleksiyonlara dayanir 19 yuzyilin ilk yarisinda yeni olusan tarih topluluklarinin bir uzantisi olan ve arastirma icin oldukca onem kazanan bolgesel Sikke arsivleri ortaya cikmaya baslar Gunumuz GelismeleriGunumuzde odemelerde sikkeler ve banknotlarin artik maddesel degerleri on planda degildir ve istendigi zaman degerli metallerle takas edilememektedir Itibari paralar buna ornektir Artik gecerli olan Kurantgeld degil kredi parasidir fakat sikkelerin deger incelemelerinde uretim maliyetiyle madde degeri birbiriyle karistirilmamalidir Buna en iyi ornek imalatinda yaklasik 2 fenik tutan fakat madde degeri olarak 1 fenigin de altinda gelen 1 Alman fenik parasidir Kurant sikkelerinde onceleri oldukca az miktardaki uretim ve alasimlama masraflari bu sikkelerin nominal degerleriyle karsilastirildiginda oldukca az taleple karsilasiliyordu altin sikkelerde 1in altinda Thaler lerde ise maksimum 3gelmekteydiler Ayrica bkz Seignorage devletin metal para basiminda sagladigi kar Degerli maddeden yapilmis bankalardan alinan modern sikkeler dendiginde soz konusu olan kurant sikkeler degildir cunku bu sikkeler odemelerde kullanilmamakta aksine yalnizca yatirim yapan kisiler kulce sikkeler ya da koleksiyoncular tarafindan ilgi gormektedir Bu sikkeler genellikle kendi madde altin platin degerlerinin altinda bir degere sahip bir para biriminin nominal degerini tasirlar Enflasyon ve ya da madde fiyati artislariyla bir scheide sikke yillar gectikce yavas yavas kucuk sikke degerleri olusumuyla sikke maddesini ucuzlatma yoluyla Bakir alasim yerine aluminyum kullanilmasi gibi saf icerigin azaltilmasi ya da kucuk sikke boyutlarinin unutulmasiyla farkli ulkeleride kullanima giren bir kurant sikke ye donusebilir Ornekler 1957 yilindan sonraki Ingiliz ceyrek peni 1 4 d sinin kaybi Isvec teki 1 ve 2 Rappen bir frakin yuzde biri in kaybi 5 silin sikkenin 1968 yilindan sonra Avusturya da gumusten bakir nikele donusmesi 1975 yilindan sonra 5 Markin gumusten nikel bakir nikel kaplamasina donusmesi Kredi Parasi Kredi parasi mal edinmek ve hizmet almak icin kullanilan bir deger karsiligidir Scheide sikkeler banknotlar banka parasi ve elektronik paralar kredi paralarindan birkacidir ve onu tedavule cikaran bankalar icin bir deger karsiligidir Kredi paralarinin kabulu paralari tedavule cikaran bankaya ya da yasal talimatlara gore sekillenir Yasal talimatlara gore kabul edilen bu kredi paralari Itibari para yalniz hukumet kararina dayanan kagit para olarak tanimlanir Para degeri Para degeri yasal bir odeme aracinin para birimi nominal ya da itibari degeri anlamina gelmektedir ve boylece mal ve para takasinda devlet bankasi tarafindan saptanan kendi degerini tanimlamaktadir Bu sekilde paranin alim gucuyle esdeger tutulan piyasa degeri arasindaki ayrim yapilmis olur Ozellikle Gumus kulceler metal ya da sikkeler gibi koleksiyon nesnelerinin numismatikciler ya da yatirimcilar icin degerli olmalarinin nedeni yalnizca metallerinin yuksek degerde olmasi degildir Mal degeri genellikle bu nesnelerin yasal odeme araci olarak itibari degerlerini de artirmaktadir Onemli numismatistler 1895 1981 Michael Alram 1935 2016 1752 1820 Churchill Babington Georges Bataille Mark Blackburn 1953 2011 Guillaume Bude Joan Clarke Martin Folkes 1678 1729 Theodor Mommsen Eduard RuppellKaynakca numismatics 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Britannica com Erisim 12 Ocak 2015 Oxford2e numismatics numismatic 12 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Online Etymology Dictionary Suetonius Augustus 75 on line text 31 Temmuz 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde library web page 25 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kent Allen 1985 Encyclopedia of Library and Information Science s 281 ISBN 978 0 8247 2037 7 A short history of Chinese numismatics in European languages in Early China vols 35 36 2012 2013 pp 395 429 Jankowski Lyce 2018 Les amis des monnaies la sociabilite savante des collectionneurs et numismates chinois de la fin des Qing Paris Maisonneuve et Larose nlle edition ISBN 978 2 37701 030 1 Collectibles Maritime International 14 Eylul 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Haziran 2013 The First Dictionary of Paranumismatica All About Tokens Checks Tickets Passes Medalets Counters Tallies and Weights ed Brian Edge 1991 978 0951691007 Mitglieder der Numismatischen Kommission OAW 3 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Oeaw ac at 2008 12 19 Retrieved on 2011 11 24 a b Dr Andrew Burnett British Academy 6 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Britac ac uk Retrieved on 2011 11 24 Mark Blackburn obituary Education 17 Kasim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Guardian Retrieved on 2011 11 24 obituaries A Corner of Tenth Century Europe 19 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tenthmedieval wordpress com Mark Blackburn 10 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Telegraph Joe Cribb 23 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde British Museum Retrieved on 2011 11 24 John Morcom 28 Temmuz 2005 Obituary Kenneth Jenkins The Guardian 28 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Haziran 2013 Francois Thierry Bibliotheque nationale de France Academia edu 25 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bnf academia edu Retrieved on 2011 11 24 Dis baglantilarHer doneme ait Yerli Yabanci Paralarin bulundugu referans site Angora Numismatik 29 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Osmanli Paralari22 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Numispedia 5 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Royal Numismatic Society 23 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde American Numismatic Society5 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Universitat Wien Institut fur Numismatik und Geldgeschichte 7 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Digital Library Numis DLN 19 Mayis 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Online numismatic library Don s World Coin Gallery 18 Kasim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde World Coins 7 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde