Akçe (Osmanlıca: آقچه), Osmanlı Devleti'nin ilk zamanlarından itibaren bastırılan ve kullanılan gümüş para birimidir. İlk akçe Bursa'da Orhan Gazi tarafından 1327 yılında bastırılmıştır. Akçe Osmanlı Devleti'nin temel para birimiydi. Bu para biriminde ilk dönemlerde üzerine basılı bir tarih bulunmamasıyla birlikte, padişah I. Bayezid ile birlikte akçeler üzerine tarih basılma uygulamasına geçilmiştir.
Bazı kaynaklara göre üç akçe bir paraya eşitti. Yüz yirmi akçe ise bir kuruşa eşitti. 1687’de Osmanlı para sistemindeki akçe birimi kaldırılıp paralar, kuruş usulüne göre basıldı. Bu tarihten sonra akçe adıyla para basılmayıp, sadece hesaplarda kullanılan bir birim haline geldi. Bu kuruşun küsuratı olarak da mangır denilen bakır para bastırıldı. İki mangır bir akçeye geçmek üzere, bir kıyye halis bakırdan 800 mangır para basıldı. 1870'lerde ise kuruş yerini liraya bırakmıştır.
Yıllara göre devalüasyon | 1 altın dükanın akça karşılığı |
---|---|
1477 | 45 |
1488 | 49 |
1510 | 54 |
1523 | 55 |
1548 | 57 |
1550 | 60 |
1566 | 60 |
1575 | 60 |
1586 | 120 |
İsim
İlk sikkesi gümüşten îmâl edildiği için Ak (beyaz, temiz, parlak) para mânâsında akçe denilmiştir. Ak akçe kara gün içindir atasözü de bu paranın beyaz gümüşten îmâl edildiğini ifade ettiği gibi, geçerliliğini de belirtmektedir. İlk zamanlar gümüş para mânâsında kullanılan akçe, on beşinci yüzyıldan sonra umûmî mânâda Osmanlı parası karşılığı olarak kullanılmıştır. Osmanlı para biriminde olan Akçe-i Osmânî adıyla kullanıldığı gibi, padişahların zamanlarına göre değişik isimler almıştır.
On beşinci asırdan itibaren para manasında kullanılan akçeye; Lala Yürgüç akçesi, Avarız akçesi, Geçer akçe, Kalp akçe gibi çeşitli adlar verilmiştir. Ayrıca değer düşüşü neticesinde; Züyuf akçe, Kırpık akçe, Kızıl akçe, Çil akçe adlarını da almıştır. Çürük akçe deyimi ile kullanılan para ise bakır sikkeyi ifade etmektedir.
Tarihi
Osmanlılara mahsup olan bu para biriminin ilki, doksan ayar gümüşten olup, altı kırat 1,154 gram ağırlığındaydı. Zamanla düşük ayarda ve değişik ağırlıklarda akçeler bastırılmıştır. Umumi olarak bir yüzünde ülkenin inanç sistemini anmak maksadı ile Kelime-i Şahadet ve İslamiyet'in Dört Halifesinin isimleri, arka yüzünde ise dönemin padişahının ismi yer almaktaydı (para üzerinde Osmanlı İmparatorluğu'nun bunalımlı bir devrine tekabülen (Fetret Devri) Timur Han'ın ismi de yer almış, daha sonraları ise Timur'un ismi para üzerinden kaldırılmıştır).
Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Selçuklular veya diğer devletler tarafından bastırılan çeşitli paralar kullanılıyordu. Ünlü Nümizmat İbrahim Artuk tarafından 1977 yılında bir çalışma sonrası, İlk Osmanlı sikkesini Osman Gazi'nin bastırmış olduğu tespit edildi. şuan İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Bu gümüş para, 15 mm. çapında ve 0.68 gr. ağırlığındadır. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu paranın yüzünde "Darebe Osman Bin Ertuğru Bin Gündüzalp" ibaresi yer almaktadır. Daha sonra bir diğer Osmanlı akçesini ise ikinci Osmanlı padişahı Orhan Gazi tarafından bastırılmıştır. Bu akçe 1327 (H. 727) tarihinde Bursa'da bastırılmıştır. Basılan akçenin bir tarafında Kelime-i Şehadet ile etrafında İslamiyet'in Dört Halifesinin isimleri, diğer tarafında ise Orhan bin Osman ve basıldığı yeri gösteren Bursa ismi, altında ise Orhan Gazi'nin beyliğe geçişinin üçüncü senesini işaret eden siyakat rakamı ile üç sayısı ve kenarlarında da paranın basıldığı yıl 727 ile Osmanlıların mensub oldukları Kayı boyunun damgası yer almaktaydı. Orhan Gazi zamanında, tarihsiz ve üzerindeki yazılar geometrik motiflerden müteşekkil bir çerçeve içine alınmış İlhanlı paralarına benzer paralarda basılmıştır. Bu paralar çerçevisiz olup üzerinde, Orhan halledallahü mülkehu ibaresi bulunmaktaydı. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu akçelerin Orhan Gazi'nin beyliğin idaresini ele aldığı ilk senelere ait olduğu tahmin edilmektedir.
Orhan Gazi'den sonra padişah olan I. Murad zamanında gümüş akçeler bastırıldığı gibi, üzerlerinde basılış yeri bulunmayan pul, fels ve mangır özelliğinde bakır paralarda basıldı. I. Bayezid zamanında basılan gümüş ve bakır paralar üzerinde darb yeri olmamasına rağmen tarih mevcuttu. Basılan bu gümüş paraların ayarı %90'dı. I. Bayezid zamanında devletin altın parası bulunmaması sebebiyle, Venediklilerin altın dukası kullanılıyordu. Bir Venedik dukası, kırk akçe değerindeydi. Fetret devrinde Musa Çelebi, Edirne'de kendi adına para bastırmıştır. I. Bayezid'in büyük oğlu Süleyman Çelebi de kendi adına bastırdığı paranın üzerine tuğra koydurmuştur. I. Mehmed zamanında Amasya, Ayaslug (Selçuk), Bursa, Edirne ve Serez şehirlerinde basılmış akçeler vardı.
Timur’un Osmanlılar üzerinde hâkimiyet kurmasından sonra, I. Mehmed 1404 (H. 806)’da Bursa’da bastırdığı paralara kendi adıyla birlikte Timur'un da adını bastırmış ve hâkimiyetini tanımıştı. Vezin ve ayar yönünden diğer Osmanlı paralarıyla aynı olan bu paranın bir yüzünde Kelime-i Şahadet, Duribe Bursa 806”, diğer yüzünde ise; “Demûr (Tîmûr) Han Gürgân, Muhammed ibni Bâyezîd Hân halledallahü mülkehû” yazılıydı. On sene sonra Osmanlı birliğini yeniden kurup, istiklâlini kazanınca paralardan Timur’un ismini kaldırdı. I. Mehmed’in zamanına kadar Osmanlı paralarında hiçbir lakab ve ünvân yazılmadığı hâlde o, ilk defa “Sultan” ve “Han” ünvânlarını kullandı. Bastırdığı akçelerin üzerine “Sultân ibni Sultân Muhammed ibni Bâyezîd Han” İbaresini yazdırdı. Ayrıca “Halledallahü mülkehû” ibaresini kaldırıp, son Osmanlı paralarına kadar devam eden “Azze nasruhü” ibaresini yerleştirdi.
II. Murad zamanında da Edirne, Bursa, , Bolu, Engüriye (Ankara), Karahisar, Serez, Tire ve Amasya şehirlerinde akçe bastırıldı. Bursa’da bastırılan ve mangır adı verilen paranın üzerinde ikinci Murâd Han’ın isminin altında Osmanlıların Kayı boyundan geldiğini gösteren bir damga vardı. Bu damga sadece Bursa ve Edirne’de basılan paralar üzerinde idi.
II. Murad’ın sağlığında pâdişâh olan II. Mehmed (Fatih) tarafından bastırılan akçenin ölçüsü 6 kırattan 5,25 kırata indirildi. II. Murad, ikinci defa tahta geçmek mecburiyetinde kalınca kendi adına 100 dirhem gümüşten 375,5 akçe kestirdi. II. Mehmed babasının vefâtından sonra 1451 (H. 855)’de tekrar Osmanlı pâdişâhı olunca, babası zamanında basılan akçeleri tedavülden kaldırarak; Edirne, , Bursa, Serez, İstanbul, Üsküp, Amasya, Tire ve gibi şehirlerde 5,25 kırat ağırlığında yeni akçeler kestirdi: 1460 (H. 865)’de 4,75 kırat, 1470 (H. 875)’de 4,25 kırat, 1481 (H. 886)’da ise 3,25 kırat ağırlığında akçeler bastırdı. Bütün bu akçelerin ayarı % 90 idi. İstanbul ve Novar’da on akçelik paralar bastırdı. Bu akçelerin ön yüzünde “Sultân’ül-Berreyn ve Hâkân-ül-Bahreyn es-Sultân İbn-is-Sultân” ibaresi, diğer yüzünde ise “Muhammed ibni Murâd Han halledallahü mülkehû duribe fî Kostantiniyye sene 875” yazılıydı. Ayrıca II. Mehmed zamanına kadar hiç altın para basılmamıştı, 1478 (H. 883)’de sultanî adı verilen altın paralar bastırıldı. Basılan ilk altın paranın bir adedi 3,510 gram ağırlığında olup, 23,5 ayar idi. II. Mehmed zamanında, Osmanlı akçesi’nin küsuratı olarak mangır veya pul denilen bakır paralar da basılmıştı. Bir dirhem bakırdan bir mangır kesilerek sekizi bir akçe kabul ediliyordu. Bu mangırlardan yarım dirhem ağırlığında olanlara yarım mangır; rub’iye (1/4) dirhem ağırlığında olanlara cırık mangır deniliyordu. II. Mehmed’in ölümünden sonra oğlu Cem Sultan, 1481 (H. 886)’da Bursa’ya girdiği zaman, 18 günlük hâkimiyeti sırasında kendi adına para bastırdı. II. Bayezid zamanında, babasının zamânındakilerden daha noksan olarak 4 kırat, hattâ 3,5 kırat ağırlığında akçeler bastırıldı. Bu zamana kadar akçelerin ayarı 90 olduğu hâlde, onun zamanında 85 ayara düşürüldü. Bu paralar; İstanbul, Amasya, Bursa, Edirne, Gelibolu, Kratova, Kastamonu, Konya, , Serez, Tire, Trabzon ve Üsküp’de bastırıldı. II. Bayezid zamanında çıkarılan bir emirle has altının miskalinin 57 akçe, sultânı ve frengi florisinin 47 akçe, eşrefi (Mısır altını) ve engürüsün (Macar parası) ise 45 akçe üzerinden muamele görmesi kararlaştırıldı. Saltanatının son senelerine doğru ise, akçenin değeri düşürülüp, bir altını 60 akçe değerinde muamele gördürüldü. Aynı devirde on akçelikler de bastırıldı.
I. Selim zamanında da İstanbul, Amasya, Edirne, Amid, Bursa, Cezire, Dımaşk, Harput, Mardin, Musul, Mısır, Urfa, Serez, Siirt ve Tire’de para bastırıldı. I. Selim’in bastırdığı akçelerin en ağırı 3,5 kırat olup, bir dirhem gümüş 4,5 akçe ve bir altın da 13 akçe değerinde idi. I. Selim, Mısır’da altın ve gümüş paralardan başka bakır paralar da bastırdı. I. Selim’in, Mısır’da bastırdığı paralar üzerinde sadece Sultan ünvânı olup, bu paralara sultanî veya eşrefi adı verilirdi. Böylece Osmanlı altınları da eşrefi, şerifi adlarıyla anılmaya başlandı.
I. Süleyman (Kanuni) zamanında, I. Selim zamanındaki yerlere ilâveten , Belgrad, , Cezayir, Haleb, , Maraş, , Rûha (Urfa), , Siroz, Trablus, gibi yerlerde para basıldı. Bu devirde basılan akçeler 3,75, 3,50, 2,75, 2,50 kırata kadar düştü. Sonunda yüz dirhem gümüşten beş yüz akçe kesilerek değişmez bir hâle sokuldu. II. Selim zamanında ilk önce 85 ayarında 100 dirhem gümüşten 525 akçe kesildi. Daha sonra gümüşün ayarı giderek düşürüldü. Her tarafta basılan akçelerin resim ve nakışları aynen korunmuş olup, ölçüleri eksiltilmiştir. Bu devirde hemen hemen evvelkilerin aynı veya iki-üç habbe eksik ağırlıkta altın paralar da bastırıldı. Ayrıca Mısır’da Medîni adlı bir altın para da bastırıldı. Bir Sultanî altını, 41 Medînî altını değerindeydi. II. Selim zamanında ticâretle uğraşan bâzı yahûdîler, akçeleri kırparak paraların bozulmasına sebep oldular. Sonuçta Sokollu Mehmed Paşa, bunun, önüne geçmek için, bâzı tedbirler aldı. Aynı devirde Selîmî adıyla yeni paralar basıldı. II. Selim zamanında bir altın, 60 akçe ve beş akçe bir dirhem gümüş değerindeydi. Altınların ayarı ise, milim hesabı ile binde 993 idi.
III. Murad zamanında hat ve nakışları II. Selim zamanındakilerin aynısı olmakla birlikte, ağırlığı daha düşük akçeler bastırıldı. Para düzenindeki ve ekonomik durumdaki bozulmalar sebebiyle daha önce yüz dirhem gümüşten 500 akçe basılırken 800 akçe kesildi. Böylece bir akçe, 3 veya 2,5 kırata kadar düştü ve bir dirhem gümüş, sekiz-on akçe karşılığı muamele gördü. III. Murad’tan îtibâren mağşuş akçelerin ortaya çıkması, devletin para sisteminde değer ölçüsü olan akçenin kıymetini iyice kararsız hâle getirdi. Hattâ yüz dirhemden 2.000 züyuf akçe kesildi. Bir dirhem gümüş 12 akçe, bir altın 120 akçe, 45 akçe olan kuruş 80 akçeye çıktı. Bu devirde Haleb ve Bağdat’da ilk defa olarak tuğralı dirhemler basıldı. Paranın değerinin kararsız hâle gelmesi sebebiyle daha sonra bâzı tedbirler alınıp, bir dirhem gümüşten 8 akçe kesilmesi kararlaştırıldı. Bu akçeler ilk çıkan akçelerin yarısı kadardı.
III. Mehmed zamanında bir dirhem gümüşten 8 akçe kesilmesine devam edildi. Bozuk ve züyuf akçeler toplatılıp, akçe değeri yükseltildi. Bu sayede bir altın, 220 akçe değerinden muamele görürken 180 akçe değerinden muamele görmeye başladı. 1600 (H. 1009)’da para sisteminde yapılan bazı düzenlemelerle bir altın 120 akçeye indirildi. Bu devirde altın paraların ağırlık ve ayarında bir değişiklik olmadığı gibi, resim ve nakışlarına da dokunulmadı.
I. Ahmed zamanında 1,5 kırat ağırlığında ve ayarı 80 olan akçeler bastırıldı. I. Mustafa zamanında Amid, Haleb ve Mısır’da para basıldı. II. Osman (Genç Osman) zamanında da çeşitli yerlerde para bastırıldı. Bu zamanda basılan akçenin ağırlığı 1,5 kırat olup ayarı 80 idi. I. Mustafa’nın tahttan indirilip yerine II. Osman’ın getirildiği sırada eksik ve ayarı düşük züyuf paralar çoğaldığından akçenin değeri düşmüştü. II. Osman’ın cülûsunu müteâkib basılı paraların ıslâhına ihtiyaç duyulduğundan, eksik ölçülü ve düşük ayarlı paralar toplatılıp, yeni 1,5 kıratlık akçeler bastırıldı. Hatta büyük alışverişlerde kolaylık olmak üzere mevcut akçelerin on adedine müsavi olarak bir dirhem ağırlığında onluk Osmânî paralar bastırıldı.
I. Mustafa’nın ikinci defa tahta geçmesinden sonra II. Osman’ın bastırdığı onluklar, ağırlığı eksik olarak bastırıldı. Bu sırada bir altın 150 akçeye yükseldi.
IV. Murad zamanında İstanbul, Bağdat, Bursa, Mısır, San’a, Trablus ve Yenişehir gibi yerlerde çeşitli paralar basıldı. Bu devirde basılan akçelerin ağırlığı 1,25 kırat, ayarları 75 idi. Yine İstanbul’da basılan altınlar da öncekilerden bir kırat eksik idi. IV. Murad zamanında zuhur eden harpler ve dört defa cülus bahşişi ödenmesi yüzünden akçenin değeri kalmadığı için, altın 250 akçe değerinden muamele gördü. Buna bir çare olmak üzere, sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın tedbir ve teşebbüsüyle beş kırattan biraz daha ağır olan gerçek ayarlı para isimli yeni bir sikke kestirildi. Böylece altının değerinin 120, kuruşun da 80 akçeye düşürülmesi sağlandı. Bu devirde akçenin ağırlığı 1,5 kırat ve on tanesi bir dirhem itibar olunan yeni kesilen paranın ağırlığı ise İki akçeye eşit şekilde ayarlandı. Sultan İbrahim zamanında da çeşitli merkezlerde para bastırıldı. Ayarı iyi olan 1,5 veya 2 kırat noksan altın paralar bastırıldı. Bu devirden itibaren paraların üzerine basılan tuğralarda “El-Muzaffer dâimâ” ibaresi konulmaya başlandı. Bu devirde basılan akçeler, züyûf ve mağşuş olduğu için, kuruş 125, altın 250 akçeye çıktı. Bu yüzden piyasada büyük sıkıntılar meydana geldi. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından basılı paraların yeniden ıslahı için bazı tedbirler alındı. 1,25 kırat ağırlığında akçe, bir dirhem ağırlığında onluk ve yarım dirhem ağırlığında 5 akçelik ve para denilen üç akçelik sikkeler basılmak suretiyle kuruş 80, altın 160 akçeye indi. denilen yabancı kuruşlar 60 akçeye, daha önce 4 akçeye geçen Mısır parası da 2 akçeye düşürüldü.
Akçe'nin yerine kullanılan ve ilk kez 1687 yılında Osmanlı padişahı II. Süleyman tarafından bastırılan kuruş saltanat döneminin sonuna kadar kullanılmıştır.
IV. Mehmed devrinde de İstanbul, Cezayir, Haleb, Mısır, Trablusgarb ve Tunus gibi şehirlerde paralar bastırıldı. Bu devirde de mâlî sıkıntılar devam ettiği için kuruş 120, esedî 110 akçeye yükseltildi. Piyasadaki mevcûd paralar bâzı kişilerce kırpılarak eksiltildi. Bu paralar esnaf ve sarraflar tarafından tartılarak alınmaya başlandı. Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, kuruşu 120 akçe, esedîyi 110, parayı 3 akçe değerlerinde sabit tutup diğer kızıl ve kırpık paraları tedavülden kaldırdı. Akçelerin ağırlığı bir kırata ve ayarı da yüzde 50’ye düşürüldü. II. Süleyman zamanında da mâlî sıkıntıların giderilmesi için bâzı tedbirlerin alınması düşünüldü. Piyasada İbrâhim Çelebi diye anılan ayarı düşük yaldız altını vardı. Bunlar arasında ayarı yüksek olanlar da görüldü. Ayarı yüksek olanlara çift; düşüklere ise tek damga vuruldu. Damgasız paraların geçerli olmayacağı îlân edildi. 1687 (H. 1099)’da Osmanlı para sistemindeki akçe birimi kaldırılıp paralar, kuruş usûlüne göre basıldı. Bu târihten sonra akçe adıyla para basılmayıp, sadece hesaplarda kullanılan bir birim hâline geldi. Bu kuruşun küsuratı olarak da mangır denilen bakır para bastırıldı. İki mangır bir akçeye geçmek üzere, bir kıyye hâlis bakırdan 800 mangır para basıldı.
Bu devirde büyük para olarak altın para da bastırıldı. Kuruş 120, şerîfî altını 270, yaldız altını da 300 akçe değer üzerinden muamele gördü. Daha sonra harp hâlinin zuhur etmesi sebebiyle savaş masraflarını karşılamak için kuruş 160, şerîfî altın 360, yaldız altını 400 ve paranın da 4 akçe değerinde muamele görmesi emredildi.
II. Ahmed, 1691 (H. 1102)’de pâdişâh olunca, İstanbul, Hanca, Mısır gibi yerlerde para bastırdı. Bu sırada mangır denilen bakır paralar geçmez oldu ve piyasadan kaldırıldı. Bu sene içinde esedî 150, altın 335, frengi altını 375 mangıra çıktı. Yine altın ve kuruşa yeni değer konuldu.
II. Ahmed zamanında basılan kuruş ve altınların ağırlığı ve ayarı, kardeşi II. Süleyman zamanında basılanlar ile aynıydı.
II. Mustafa, 1695 (H. 1106)’da pâdişâh olunca İstanbul, Edirne, Erzurum, İzmir, Mısır, Trablusgarb gibi yerlerde para bastırdı. 1696 (H. 1107)’de sefer masraflarının çokluğu ve sefer müddetinin uzaması sebebiyle, o zamana kadar 3 akçeye geçen paranın 4 akçeye geçmesi kararlaştırıldı. Ayrıca piyasadaki yabancı devlet paralarını ortadan kaldırmak için yabancı kuruş ve zoltalar toplatılıp üzerlerindeki latin harf ve ibareler silinerek, bir yüzlerine “Sultân-ül-Berreyn” ve diğer yüzüne de kesim yeri ve târihi yazıldı. III. Ahmed zamanında da İstanbul’da 70, Mısır’da 60 ayarında ve ağırlığı eksik gümüş paralar bastırıldı. Bâzıları bu farklı durumdan istifâde ederek Mısır parasıyla İstanbul parasını değiştirmeye başladılar. Bunun üzerine hükûmet, halkın elinde bulunan paraları toplattı. 1715 (H. 1128)’de Cedîd Zer-i İstanbul adlı para basıldı. Bunların yüz tanesi 110 dirhem olup, kenarı zincirli ve dâiresinin etrafı nakışlı idi. Bir yüzüne tuğra, diğer yüzüne de “Duribe fî İslâmbol” yazılı idi. Üç kuruşa denk gelen bu paralar, Mısır’da funduk diye anıldı. III. Ahmed zamanında İstanbul ve Mısır”‘da basılan tuğralı eşrefî altınları, II. Mustafa devrindeki altınlara benzemekteydi.
Ayrıca bu devirde II. Mustafa devrinde iki altınlık eşrefî altınlarına ilâveten üçlük, dörtlük, beşlik, onluk altınlar da basıldı. 1725 (H. 1138)’de Tebriz, Tiflis ve Revan gibi şehirlerde darbhaneler açılarak para basıldı. I. Mahmud tarafından çeşitli merkezlerde 970 ayarında cedîd İstanbulî veya funduk ve 952 ayarında denilen şekil ve ağırlıkları eskileriyle aynı olan altın paraların yanında cedîd İstanbulî altınlarının yarısı olan nufîye ve 1, 5, 2, 3 ve 5 altınlık sikkeler de basılmıştır.
III. Osman devrinde, I. Mahmud’un zamanındaki gibi paralar basıldı. Üzerinde İstanbul, Cezâyir, Mısır vs. şehir adları bulunan bu paralardan büyük beşibirlikler çıkarıldı. III. Mustafa devrinde basılan altın ve gümüş paralar ayrı bir hususiyet taşır. Bu paralarda basıldığı seneler yazılıdır. Ayrıca 1760 (H. 1174)’de bu paraların üzerinden Kostantiniyye ibaresi kaldırılıp yazıldı. 1770 (H. 1184) senesinde altın piyasadan çekilince, fiyatlarda bir yükselme görüldü. Altınların piyasaya çıkarılması gayesi ile diğer paralara zam yapıldı. Böylece daha önce 110 para değerinden muamele gören 120 paraya, 155 para kıymetindeki zer-i funduk 165 paraya yükseltildi. Yine bu devirde ilk olarak 60 para değerinde çifte zolta basıldı. I. Abdülhamid zamanında da üzerinde; İslâmbol, Dâr-üs-saltanat el-âliyye, Cezâyir, Mısır, Trablusgarb, Tunus gibi yer adları bulunan altın paralar basıldı. Bu devirde 9 dirhem ağırlığında 60'lık yâni çifte zolta ve 30 paralık tek zolta, bir kuruşluk, ikilikler (çifte kuruş) 20, 10 ve 1 paralık sikkeler, ayrıca 36 mm. çapında büyük bakır paralar basıldı.
III. Selim devrinde de belli merkezlerde çeşitli paralar basıldı. IV. Mustafa'nın kısa süren saltanatı sırasında İstanbul, Cezâyir ve Mısır gibi yerlerde ayarları düşük ve ağırlıkları eksik olan çeşitli paralar basıldı. II. Mahmud devrinde de üzerlerinde; tekrar Kostantiniyye, Dâr-ül-hilâfet-ül-âliyye, Dâr-ül-hilâfet-is-sâniye, Edirne, Bağdat, Cezayir, Mısır, Trablusgarb, Tunus gibi yer adları bulunan paralar bastırıldı. 1809 (H. 1224)’de piyasada altının kıymeti diğer paralara göre biraz arttığı için, darbhânede altın eski fiyattan muamele görünce, devlet zarara uğradı. Bu sebeple, mevcut paralara yeni kıymetler konuldu. Ayrıca altın fiyatları çeşitli rayiçlere göre değerlendi. II. Mahmud’un cülûsunun on, yedinci senesinde 60 paralık yeni sikkeler bastırıldı. 1833 (H. 1249)’da 240 para kıymetinde 6'lık yâni 6 kuruş ve kısımları çıkarıldı.
I. Abdülmecid zamanında da çeşitli merkezlerde sikke kesildi. Bu pâdişâh zamanında para sisteminde ıslâhat yapılıp, altında, İngilizlerin 22 ayarı esas kabul edildi. Sikke ayarlarında yeni değişiklikler yapıldı ve ilk defa kâğıt para çıkarıldı ise de sonra vazgeçildi. 1843 (H. 1259)’da 100 kuruşluk yeni bir liralıklar basıldı. 1844 (H. 1260)’da on kuruş kıymetindeki mecidiye ve 5 kuruş kıymetinde yarım mecidiye bastırıldı. 1845 (H. 1261)’de 1 kuruş, 1847 (H. 1264)’de gümüş 20 paralık basılarak piyasaya çıkarıldı ve 50 kuruş kıymetinde yarım liralıklar bastırıldı. 1851 (H. 1268)’de ikinci defa kâğıt para çıkarıldı. İlk zamanlar 50 kuruşluklardan küçük altın para bastırılmamaya karar verildiyse de, 1854 (H. 1271)’de 25 kuruşluk çeyrek altın liralar basıldı. 1855 (H. 1272)’de 500 kuruşluklar (beşibirlik) ile 250 kuruşluklar yani 2,5’luk altın basıldı. Ayrıca bakırdan 40, 20, 10, 5 paralıklar çıkarıldı. Sultan Abdülaziz zamanında çeşitli merkezlerde 500, 250'lik 100, 50, 25 kuruşluk altın, ayrıca gümüş paralar basılırken, 1862 (H. 1279) senesinde Osmanlı târihinde üçüncü defa kâğıt paralar bastırıldı. Ayrıca kâime denilen 10, 20, 50 ve 100 kuruşluk paralar bastırıldı. Bu durum kâğıt paranın büyük ölçüde değer kaybetmesine sebep oldu. Altın fiyatları yükseldi. Bir müddet sonra kâğıt para kullanımından vazgeçildi. Para istikrarının temini için İngiltere’den 8 milyon sterlin borç alındı.
V. Murad’ın kısa süren saltanatı döneminde de çeşitli merkezlerde para bastırıldı. İstanbul’da basılan altınlarda tuğranın biraz yukarısında ayyıldız, Mısır’da basılan altınların tuğrasının yanında ise bir çiçek dalı vardı. Onun zamanında 100, 50, 25 kuruşluk altın paralar bastırıldı. Aynı zamanda 20, 5 ve 1 kuruşluk gümüş paralar da bastırıldı.
II. Abdülhamid devrinde de, mecidiye, 10, 5, 2, 1 kuruşluk ve 20'lik basıldı. 1877 (H. 1294)’de Osmanlı Bankası hesabına dördüncü defa kâğıt para bastırıldı. 1879 (H. 1296) senesinden sonra ise, mecidiye bastırılmadı. 22 ayarda 500, 250, 100, 50 ve 25'lik altın paralar bastırıldı. Ayrıca 500, 250, 100, 50, 25 ve 12,5’luk ziynet altınları çıkarıldı. 1898 (H. 1316) senesinde, terkibinde % 10 gümüş ve bakırla karışık 10 ve 5 paralık ile halk arasında metelik denilen karışık paralar basıldı.
V. Mehmed (Reşad) zamanında İstanbul, Bursa, Edirne, Kosova, Manastır, Selanik gibi şehirlerde çeşitli paralar basıldı. Osmanlı parasının ıslâhı için bâzı çalışmalar yapıldı 1913 (H. 26 Mart 1332) târihinde çıkarıldı. Bu kanuna göre bütün paraların temel ölçüsünün altın olması ve para biriminin kuruş olması kararlaştırıldı. Para birimi olan ve altın makamına geçen ve 40 para îtibâr olunan kâime denilen nikel kuruşlar basıldı. Kuruşun parçaları olan 20, 10 ve 5 paralıklar nikelden; 2, 5, 10 ve 20 kuruşluk paralar gümüşten; 25, 50, 250, 500 kuruşluk paralar altından bastırıldı. Bu devirde basılan gümüş paralar üzerine de, altın paralar üzerinde olduğu gibi pâdişâhın tuğrasının sağ tarafında cülûsunun yedinci senesine kadar Reşad ve ondan sonrakilerde El-Gâzî unvanı vardı. Bu devirde 10, 40, 5 para olmak üzere nikel meskukât bastırıldı.
VI. Mehmed (Vahideddîn) zamanında 22 ayar altından, V. Mehmed devrinde basılan paralara benzeyen, tuğranın sağ tarafında herhangi bir yazı veya çiçek bulunmayan paralar basıldı. Bu uygulama, gümüş paralar için de aynı idi. Bu devirde 500, 250, 50, 25 kuruşluk altın paralar basıldı. 500, 250, 100, 50, 25 ve 12,5’luk ziynet altınları; ayrıca yine bu devirde 20, 10, 5, 2 kuruşluklar da basıldı. % 75 bakır ve % 25 nikel karışımından 40 paralıklar basıldı. Osmanlı Devleti zamanında basılan altın ve gümüş paralar, cumhuriyet döneminde bir müddet yeni çıkan paralarla birlikte kullanıldı. Altın paralar ise, halen tedavülde bulunmaktadır.
Deyimler ve tâbirler
Zaman içerisinde akçe ile ilgili çeşitli deyim ve tabirler ortaya çıkmıştır:
Âkçe-i Osmanî
Kuruştan önce Osmanlı para birimi olarak kullanılan para Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa basılan akçelere bu devletin kurucusunun adına izafeten Osmanî ismi verilirdi. Bu paranın millî ve hususi bir unvanla anılması aynı zamanda saltanat hükûmetinin teşekkül ettiğine dair bir işaretti. Yavuz Selim’in saltanatının sonuna kadar Osmânî adı kullanıldı. Fakat devlet memurlarına verilecek maaşların tayin ve tahsisinde akçe tâbiri kullanılınca, bu isim kullanılmaz oldu. Fakat Akçe-i Osmânî tâbiri çok yaygın kullanıldı. Bir müddet sadece akçe tâbiri kullanıldıysa da, II. Osman devrinde yeniden on akçelik Osmânî paralar bastırıldığı için tekrar kullanılmaya başlandı. Eski akçe, dirhemin dörtte biri olduğu hâlde, on akçelik para bir dirhem idi. Bundan sonraki devirlerde de, Osmanlı altınına özel olarak Osmânî denildi.
Sarrafların ve resmi dairelerdeki veznedarların üzerinde para saydıkları tahtanın adıdır. İki ucu açık, kenarlı ve ucuna doğru darlaşıp oluk halinde uzun bir tahtadır. Geniş tarafında sayılan para oluk kısmından dökülürdü. Bazı akçe tahtaları üzerinde sayılan paraların, sayılmayan paralarla karışmaması için ayrı bir kısım bulunur.Akçeleri sayacak olan kişi akçeleri geniş kısma yığar, dar olan boğaza doğru sayımı yapar ve kenarı olmayan dar olan boğazdan akçeleri, keseye, eline veya akçeyi vereceği kişinin eline düşürür. Bazı minyatürlerde akçe tahtalarına rastlamak mümkündür, yine Nasreddin Hoca'nın "Gölge Kadısı" isimli fıkrasında "Akçe tahtası" geçmektedir. 2014 yılının Aralık ayında Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonunda Osmanlı döneminden kalma bir adet akçe tahtası eklenmiştir.
Akçe farkı
Çeşitli devletlerin paralarını veya bir devletin çeşitli paralarını değiştiren sarrafların, iki paranın değişimi neticesinde hasıl olan farka verilen isim. Ayrıca, devlet tarafından iki paranın değişimi neticesinde hazineye gelir kaydedilmek üzere alınan farka da bu ad verilirdi. Devlet hazinesi vaktiyle bir altın, yüz; mecidiye, on dokuz kuruştan alınır; altın, yüz iki buçuk; mecidiye de yirmi kuruşa satılırdı. Alışla satış arasında görülen fark, devlet kayıtlarında akçe farkı adıyla gelir olarak gösterilirdi.
Akçe başı
Tanzimattan önce belli vergi ve resimlerden başka sulh zamanında devlet harcamalarındaki açıkları kapatmak için, imâdiyye-i hazâriyye ve harp zamanında harp için gereken paraları bulmak için imâdiyye-i seferiyye ve iâne-i cihâdiyye adı altında umumi olarak tekâlif-i örfîyye denilen bir takım vergiler alınırdı. Bazen de bunların yetmeyeceği dikkate alınarak iç borçlanma yoluna gidilirdi. Bu şekildeki borçlanma karşılığı olarak re’sül-mâl, güzeşte ve akçe başı adıyla akçe farkına benzer bir fark ödenirdi. Buna akçe başı adı verilirdi.
Sikke tecdîdi, sikke tağşişi, sikke tashîhi tâbirlerini de akçe tarihiyle yakından ilgilidir;
Sikke tecdidi
Osmanlı pâdişâhları tahta geçer geçmez ilk iş olarak kendi adlarına hutbe okuturlar ve para bastırırlardı. Sultan, kendi adına bastırdığı yeni akçeleri tedavüle çıkardığında, kendinden önceki padişahın bastırdığı paraların tedavülünü yasaklardı. Bunun üzerine tedavülde bulunan eski paralar ya hurda gümüş olarak veya devletçe tespit edilen bir nisbette yeni akçeyle değiştirilirdi. Ancak yasak uygulaması bazen pek katı olmazdı. Eski akçe sahiplerine değeri kadar yeni akçe verilirdi. Sikke tecdîdi ve eski akçe yasağı hazîneye darb hakkı ve darb ücretinden ileri gelen bir gelir sağlardı. Darphaneler ne kadar fazla gümüş işlerse, bu gelir o kadar artardı. Bazen sikke tecdîdiyle birlikte paranın ağırlığı da düşürülerek tağşiş edilir, böylece küçük çapta bir devalüasyon yapılırdı. Bazen sikke tecdîdi sebebiyle yeniçeriler ayaklanırlardı.
Sikke tağşîşî
Akçenin ayar ve ağırlığını düşürülmesidir. Hükûmetin kararıyla yapılan sikke tağşîşi, sikke tecdidinin bir kısmıdır. Bazen darphanelerin emirsiz ve izinsiz olarak da sikke tağşişine gittikleri ve paraların ağırlıklarından çaldıkları görülürdü. Bu yüzden padişahın emriyle pek çok darphane kapatılırdı.
Sikke tashihi
Resmî veya gayr-i resmî akçe tağşişleri, piyasada sıkıntıya sebep olduğu, savaş veya başka bir sebeple acele tedbir alınmadığı zamanlarda akçe kırpıcılığı zuhur ederdi. Bunu çoğu zaman sarraflıkla uğraşan gayrimüslimler, özellikle Yahudiler paraların kenarını kırparak gümüşünü çalarlardı. Bu kargaşalığa son vermek için pâdişâhlar, sikke tecdidinde yaptıklarını sikke tashîhi adıyla yaparlardı. Sikke tashihinde yeni akçeler ya eski ayar ve ağırlıkta veya bir mikdâr ağırlığı düşürülerek tedavüle çıkarılırdı.
Gerek sikke tecdidi, gerek sikke tağşîşi ve gerekse sikke tashîhi suretiyle yapılan akçe ayarlamaları neticesinde eşya fiyatları arttığı gibi, altın paraların rayiçleri de yükselirdi. Bu sebeple önemli para ayarlamaları yapıldığında eşya fiyatları yeniden tespit edilir ve umumi narh cetvelleri yayınlanırdı.
1584 ayarlamasından sonra Koca Sinan Paşa, böyle bir narh listesi çıkartmıştır. 1600’de bu liste üzerinde değişiklik yapılmış, 1641 sikke tashihinde yeni bir narh listesi düzenlenmiştir.
Akçe-i büzürg
Akçe-i büzürg veya Gümüş-i Sultaniye, ilk olarak 1470 (hicri 875) yılında II. Mehmed döneminde basılmış olan yaklaşık 9 gram ağırlığında ve 10 akçe değerindeki gümüş paradır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Osmanlı Devlet Teşkilâtı 1. 1. cilt (İhlas Gazetecilik A.Ş. bas.). İstanbul: Türkiye Gazetesi. 2006. s. 380. ISBN . Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
() - Ömer Kavalcı, Robert Anhegger (2000). Kanunname-i Sultani Ber Muceb-i Örf-i Osmani. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. s. 95. ISBN .
- Mübahat Kütükoğlu (1983). Osmanlı Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri. İstanbul: Enderun Kitabevi. ss. 3, 436.
- İsmail Galib (1297). Takvîm-i Meskükât-ı Osmâniye. İstanbul.
- Halil Edhem (1297). Meskâkât-ı Osmâniyye. İstanbul.
- Halil Sahillioğlu (1958). Kuruluştan XVII. Asrın sonlarına kadar Osmanlı Para Târihi Üzerinde Bir Deneme (Doktora). İstanbul. s. 305.
- Halil Sahillioğlu (1965). Bir asırlık Osmanlı para tarihi, 1640-1740 (Doktora). İstanbul. s. 163.
- İ. Artuk (1980). Osmanlı Beyliği’nin Kurucusu Osman Gâzİ’ye Âit Sikke (Doktora). Ankara. s. 27-31.
- Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye (Doktora). s. 724.
- Rehber Ansiklopedisi (Doktora). 1. cilt. s. 148.
Dış bağlantılar
- ^ Halil İnalcık, "Yükseliş Devrinde Osmanlı Ekonomisine Umumi Bakış", Türk Kültürü, VI/68, Haziran 1968, s. 539.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Akce Osmanlica آقچه Osmanli Devleti nin ilk zamanlarindan itibaren bastirilan ve kullanilan gumus para birimidir Ilk akce Bursa da Orhan Gazi tarafindan 1327 yilinda bastirilmistir Akce Osmanli Devleti nin temel para birimiydi Bu para biriminde ilk donemlerde uzerine basili bir tarih bulunmamasiyla birlikte padisah I Bayezid ile birlikte akceler uzerine tarih basilma uygulamasina gecilmistir Osman Gazi tarafindan bastirilan ilk Osmanli akcesi Uzerinde Darebe Osman Bin Ertugru Bin Gunduzalp yani Gunduzalp oglu Ertugrul Oglu Osman yazmaktadir Orhan Gazi tarafindan Bursa da bastirilan 1 Akce Bazi kaynaklara gore uc akce bir paraya esitti Yuz yirmi akce ise bir kurusa esitti 1687 de Osmanli para sistemindeki akce birimi kaldirilip paralar kurus usulune gore basildi Bu tarihten sonra akce adiyla para basilmayip sadece hesaplarda kullanilan bir birim haline geldi Bu kurusun kusurati olarak da mangir denilen bakir para bastirildi Iki mangir bir akceye gecmek uzere bir kiyye halis bakirdan 800 mangir para basildi 1870 lerde ise kurus yerini liraya birakmistir Yillara gore devaluasyon 1 altin dukanin akca karsiligi1477 451488 491510 541523 551548 571550 601566 601575 601586 120IsimIlk sikkesi gumusten imal edildigi icin Ak beyaz temiz parlak para manasinda akce denilmistir Ak akce kara gun icindir atasozu de bu paranin beyaz gumusten imal edildigini ifade ettigi gibi gecerliligini de belirtmektedir Ilk zamanlar gumus para manasinda kullanilan akce on besinci yuzyildan sonra umumi manada Osmanli parasi karsiligi olarak kullanilmistir Osmanli para biriminde olan Akce i Osmani adiyla kullanildigi gibi padisahlarin zamanlarina gore degisik isimler almistir On besinci asirdan itibaren para manasinda kullanilan akceye Lala Yurguc akcesi Avariz akcesi Gecer akce Kalp akce gibi cesitli adlar verilmistir Ayrica deger dususu neticesinde Zuyuf akce Kirpik akce Kizil akce Cil akce adlarini da almistir Curuk akce deyimi ile kullanilan para ise bakir sikkeyi ifade etmektedir TarihiOsmanli Padisahi II Bayezid tarafindan 1508 senesinde Ankara da bastirilan akce On tarafinda Sultan Beyazid bin Mehmed Han arka kisminda ise azze nasruhu duribe ANKARA SENE 886 yazmaktadir Osmanlilara mahsup olan bu para biriminin ilki doksan ayar gumusten olup alti kirat 1 154 gram agirligindaydi Zamanla dusuk ayarda ve degisik agirliklarda akceler bastirilmistir Umumi olarak bir yuzunde ulkenin inanc sistemini anmak maksadi ile Kelime i Sahadet ve Islamiyet in Dort Halifesinin isimleri arka yuzunde ise donemin padisahinin ismi yer almaktaydi para uzerinde Osmanli Imparatorlugu nun bunalimli bir devrine tekabulen Fetret Devri Timur Han in ismi de yer almis daha sonralari ise Timur un ismi para uzerinden kaldirilmistir Osmanli Devleti nin kurulus yillarinda Selcuklular veya diger devletler tarafindan bastirilan cesitli paralar kullaniliyordu Unlu Numizmat Ibrahim Artuk tarafindan 1977 yilinda bir calisma sonrasi Ilk Osmanli sikkesini Osman Gazi nin bastirmis oldugu tespit edildi suan Istanbul Arkeoloji muzesinde sergilenmektedir Bu gumus para 15 mm capinda ve 0 68 gr agirligindadir Basildigi yer ve tarih belli olmayan bu paranin yuzunde Darebe Osman Bin Ertugru Bin Gunduzalp ibaresi yer almaktadir Daha sonra bir diger Osmanli akcesini ise ikinci Osmanli padisahi Orhan Gazi tarafindan bastirilmistir Bu akce 1327 H 727 tarihinde Bursa da bastirilmistir Basilan akcenin bir tarafinda Kelime i Sehadet ile etrafinda Islamiyet in Dort Halifesinin isimleri diger tarafinda ise Orhan bin Osman ve basildigi yeri gosteren Bursa ismi altinda ise Orhan Gazi nin beylige gecisinin ucuncu senesini isaret eden siyakat rakami ile uc sayisi ve kenarlarinda da paranin basildigi yil 727 ile Osmanlilarin mensub olduklari Kayi boyunun damgasi yer almaktaydi Orhan Gazi zamaninda tarihsiz ve uzerindeki yazilar geometrik motiflerden mutesekkil bir cerceve icine alinmis Ilhanli paralarina benzer paralarda basilmistir Bu paralar cercevisiz olup uzerinde Orhan halledallahu mulkehu ibaresi bulunmaktaydi Basildigi yer ve tarih belli olmayan bu akcelerin Orhan Gazi nin beyligin idaresini ele aldigi ilk senelere ait oldugu tahmin edilmektedir Orhan Gazi den sonra padisah olan I Murad zamaninda gumus akceler bastirildigi gibi uzerlerinde basilis yeri bulunmayan pul fels ve mangir ozelliginde bakir paralarda basildi I Bayezid zamaninda basilan gumus ve bakir paralar uzerinde darb yeri olmamasina ragmen tarih mevcuttu Basilan bu gumus paralarin ayari 90 di I Bayezid zamaninda devletin altin parasi bulunmamasi sebebiyle Venediklilerin altin dukasi kullaniliyordu Bir Venedik dukasi kirk akce degerindeydi Fetret devrinde Musa Celebi Edirne de kendi adina para bastirmistir I Bayezid in buyuk oglu Suleyman Celebi de kendi adina bastirdigi paranin uzerine tugra koydurmustur I Mehmed zamaninda Amasya Ayaslug Selcuk Bursa Edirne ve Serez sehirlerinde basilmis akceler vardi Timur un Osmanlilar uzerinde hakimiyet kurmasindan sonra I Mehmed 1404 H 806 da Bursa da bastirdigi paralara kendi adiyla birlikte Timur un da adini bastirmis ve hakimiyetini tanimisti Vezin ve ayar yonunden diger Osmanli paralariyla ayni olan bu paranin bir yuzunde Kelime i Sahadet Duribe Bursa 806 diger yuzunde ise Demur Timur Han Gurgan Muhammed ibni Bayezid Han halledallahu mulkehu yaziliydi On sene sonra Osmanli birligini yeniden kurup istiklalini kazaninca paralardan Timur un ismini kaldirdi I Mehmed in zamanina kadar Osmanli paralarinda hicbir lakab ve unvan yazilmadigi halde o ilk defa Sultan ve Han unvanlarini kullandi Bastirdigi akcelerin uzerine Sultan ibni Sultan Muhammed ibni Bayezid Han Ibaresini yazdirdi Ayrica Halledallahu mulkehu ibaresini kaldirip son Osmanli paralarina kadar devam eden Azze nasruhu ibaresini yerlestirdi II Murad zamaninda da Edirne Bursa Bolu Enguriye Ankara Karahisar Serez Tire ve Amasya sehirlerinde akce bastirildi Bursa da bastirilan ve mangir adi verilen paranin uzerinde ikinci Murad Han in isminin altinda Osmanlilarin Kayi boyundan geldigini gosteren bir damga vardi Bu damga sadece Bursa ve Edirne de basilan paralar uzerinde idi II Mehmed doneminden itibaren Osmanli akcesi nin kusurati olarak basilan bakir para birimi mangir Resimde I Suleyman doneminden bir mangir gorulmektedir II Murad in sagliginda padisah olan II Mehmed Fatih tarafindan bastirilan akcenin olcusu 6 kirattan 5 25 kirata indirildi II Murad ikinci defa tahta gecmek mecburiyetinde kalinca kendi adina 100 dirhem gumusten 375 5 akce kestirdi II Mehmed babasinin vefatindan sonra 1451 H 855 de tekrar Osmanli padisahi olunca babasi zamaninda basilan akceleri tedavulden kaldirarak Edirne Bursa Serez Istanbul Uskup Amasya Tire ve gibi sehirlerde 5 25 kirat agirliginda yeni akceler kestirdi 1460 H 865 de 4 75 kirat 1470 H 875 de 4 25 kirat 1481 H 886 da ise 3 25 kirat agirliginda akceler bastirdi Butun bu akcelerin ayari 90 idi Istanbul ve Novar da on akcelik paralar bastirdi Bu akcelerin on yuzunde Sultan ul Berreyn ve Hakan ul Bahreyn es Sultan Ibn is Sultan ibaresi diger yuzunde ise Muhammed ibni Murad Han halledallahu mulkehu duribe fi Kostantiniyye sene 875 yaziliydi Ayrica II Mehmed zamanina kadar hic altin para basilmamisti 1478 H 883 de sultani adi verilen altin paralar bastirildi Basilan ilk altin paranin bir adedi 3 510 gram agirliginda olup 23 5 ayar idi II Mehmed zamaninda Osmanli akcesi nin kusurati olarak mangir veya pul denilen bakir paralar da basilmisti Bir dirhem bakirdan bir mangir kesilerek sekizi bir akce kabul ediliyordu Bu mangirlardan yarim dirhem agirliginda olanlara yarim mangir rub iye 1 4 dirhem agirliginda olanlara cirik mangir deniliyordu II Mehmed in olumunden sonra oglu Cem Sultan 1481 H 886 da Bursa ya girdigi zaman 18 gunluk hakimiyeti sirasinda kendi adina para bastirdi II Bayezid zamaninda babasinin zamanindakilerden daha noksan olarak 4 kirat hatta 3 5 kirat agirliginda akceler bastirildi Bu zamana kadar akcelerin ayari 90 oldugu halde onun zamaninda 85 ayara dusuruldu Bu paralar Istanbul Amasya Bursa Edirne Gelibolu Kratova Kastamonu Konya Serez Tire Trabzon ve Uskup de bastirildi II Bayezid zamaninda cikarilan bir emirle has altinin miskalinin 57 akce sultani ve frengi florisinin 47 akce esrefi Misir altini ve engurusun Macar parasi ise 45 akce uzerinden muamele gormesi kararlastirildi Saltanatinin son senelerine dogru ise akcenin degeri dusurulup bir altini 60 akce degerinde muamele gorduruldu Ayni devirde on akcelikler de bastirildi I Selim zamaninda da Istanbul Amasya Edirne Amid Bursa Cezire Dimask Harput Mardin Musul Misir Urfa Serez Siirt ve Tire de para bastirildi I Selim in bastirdigi akcelerin en agiri 3 5 kirat olup bir dirhem gumus 4 5 akce ve bir altin da 13 akce degerinde idi I Selim Misir da altin ve gumus paralardan baska bakir paralar da bastirdi I Selim in Misir da bastirdigi paralar uzerinde sadece Sultan unvani olup bu paralara sultani veya esrefi adi verilirdi Boylece Osmanli altinlari da esrefi serifi adlariyla anilmaya baslandi I Suleyman Kanuni zamaninda I Selim zamanindaki yerlere ilaveten Belgrad Cezayir Haleb Maras Ruha Urfa Siroz Trablus gibi yerlerde para basildi Bu devirde basilan akceler 3 75 3 50 2 75 2 50 kirata kadar dustu Sonunda yuz dirhem gumusten bes yuz akce kesilerek degismez bir hale sokuldu II Selim zamaninda ilk once 85 ayarinda 100 dirhem gumusten 525 akce kesildi Daha sonra gumusun ayari giderek dusuruldu Her tarafta basilan akcelerin resim ve nakislari aynen korunmus olup olculeri eksiltilmistir Bu devirde hemen hemen evvelkilerin ayni veya iki uc habbe eksik agirlikta altin paralar da bastirildi Ayrica Misir da Medini adli bir altin para da bastirildi Bir Sultani altini 41 Medini altini degerindeydi II Selim zamaninda ticaretle ugrasan bazi yahudiler akceleri kirparak paralarin bozulmasina sebep oldular Sonucta Sokollu Mehmed Pasa bunun onune gecmek icin bazi tedbirler aldi Ayni devirde Selimi adiyla yeni paralar basildi II Selim zamaninda bir altin 60 akce ve bes akce bir dirhem gumus degerindeydi Altinlarin ayari ise milim hesabi ile binde 993 idi II Murad tarafindan H 834 senesinde bastirilan akcenin on tarafi III Murad zamaninda hat ve nakislari II Selim zamanindakilerin aynisi olmakla birlikte agirligi daha dusuk akceler bastirildi Para duzenindeki ve ekonomik durumdaki bozulmalar sebebiyle daha once yuz dirhem gumusten 500 akce basilirken 800 akce kesildi Boylece bir akce 3 veya 2 5 kirata kadar dustu ve bir dirhem gumus sekiz on akce karsiligi muamele gordu III Murad tan itibaren magsus akcelerin ortaya cikmasi devletin para sisteminde deger olcusu olan akcenin kiymetini iyice kararsiz hale getirdi Hatta yuz dirhemden 2 000 zuyuf akce kesildi Bir dirhem gumus 12 akce bir altin 120 akce 45 akce olan kurus 80 akceye cikti Bu devirde Haleb ve Bagdat da ilk defa olarak tugrali dirhemler basildi Paranin degerinin kararsiz hale gelmesi sebebiyle daha sonra bazi tedbirler alinip bir dirhem gumusten 8 akce kesilmesi kararlastirildi Bu akceler ilk cikan akcelerin yarisi kadardi III Mehmed zamaninda bir dirhem gumusten 8 akce kesilmesine devam edildi Bozuk ve zuyuf akceler toplatilip akce degeri yukseltildi Bu sayede bir altin 220 akce degerinden muamele gorurken 180 akce degerinden muamele gormeye basladi 1600 H 1009 da para sisteminde yapilan bazi duzenlemelerle bir altin 120 akceye indirildi Bu devirde altin paralarin agirlik ve ayarinda bir degisiklik olmadigi gibi resim ve nakislarina da dokunulmadi I Ahmed zamaninda 1 5 kirat agirliginda ve ayari 80 olan akceler bastirildi I Mustafa zamaninda Amid Haleb ve Misir da para basildi II Osman Genc Osman zamaninda da cesitli yerlerde para bastirildi Bu zamanda basilan akcenin agirligi 1 5 kirat olup ayari 80 idi I Mustafa nin tahttan indirilip yerine II Osman in getirildigi sirada eksik ve ayari dusuk zuyuf paralar cogaldigindan akcenin degeri dusmustu II Osman in culusunu muteakib basili paralarin islahina ihtiyac duyuldugundan eksik olculu ve dusuk ayarli paralar toplatilip yeni 1 5 kiratlik akceler bastirildi Hatta buyuk alisverislerde kolaylik olmak uzere mevcut akcelerin on adedine musavi olarak bir dirhem agirliginda onluk Osmani paralar bastirildi I Mustafa nin ikinci defa tahta gecmesinden sonra II Osman in bastirdigi onluklar agirligi eksik olarak bastirildi Bu sirada bir altin 150 akceye yukseldi IV Murad zamaninda Istanbul Bagdat Bursa Misir San a Trablus ve Yenisehir gibi yerlerde cesitli paralar basildi Bu devirde basilan akcelerin agirligi 1 25 kirat ayarlari 75 idi Yine Istanbul da basilan altinlar da oncekilerden bir kirat eksik idi IV Murad zamaninda zuhur eden harpler ve dort defa culus bahsisi odenmesi yuzunden akcenin degeri kalmadigi icin altin 250 akce degerinden muamele gordu Buna bir care olmak uzere sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Pasa nin tedbir ve tesebbusuyle bes kirattan biraz daha agir olan gercek ayarli para isimli yeni bir sikke kestirildi Boylece altinin degerinin 120 kurusun da 80 akceye dusurulmesi saglandi Bu devirde akcenin agirligi 1 5 kirat ve on tanesi bir dirhem itibar olunan yeni kesilen paranin agirligi ise Iki akceye esit sekilde ayarlandi Sultan Ibrahim zamaninda da cesitli merkezlerde para bastirildi Ayari iyi olan 1 5 veya 2 kirat noksan altin paralar bastirildi Bu devirden itibaren paralarin uzerine basilan tugralarda El Muzaffer daima ibaresi konulmaya baslandi Bu devirde basilan akceler zuyuf ve magsus oldugu icin kurus 125 altin 250 akceye cikti Bu yuzden piyasada buyuk sikintilar meydana geldi Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Pasa tarafindan basili paralarin yeniden islahi icin bazi tedbirler alindi 1 25 kirat agirliginda akce bir dirhem agirliginda onluk ve yarim dirhem agirliginda 5 akcelik ve para denilen uc akcelik sikkeler basilmak suretiyle kurus 80 altin 160 akceye indi denilen yabanci kuruslar 60 akceye daha once 4 akceye gecen Misir parasi da 2 akceye dusuruldu Akce nin yerine kullanilan ve ilk kez 1687 yilinda Osmanli padisahi II Suleyman tarafindan bastirilan kurus saltanat doneminin sonuna kadar kullanilmistir IV Mehmed devrinde de Istanbul Cezayir Haleb Misir Trablusgarb ve Tunus gibi sehirlerde paralar bastirildi Bu devirde de mali sikintilar devam ettigi icin kurus 120 esedi 110 akceye yukseltildi Piyasadaki mevcud paralar bazi kisilerce kirpilarak eksiltildi Bu paralar esnaf ve sarraflar tarafindan tartilarak alinmaya baslandi Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Pasa kurusu 120 akce esediyi 110 parayi 3 akce degerlerinde sabit tutup diger kizil ve kirpik paralari tedavulden kaldirdi Akcelerin agirligi bir kirata ve ayari da yuzde 50 ye dusuruldu II Suleyman zamaninda da mali sikintilarin giderilmesi icin bazi tedbirlerin alinmasi dusunuldu Piyasada Ibrahim Celebi diye anilan ayari dusuk yaldiz altini vardi Bunlar arasinda ayari yuksek olanlar da goruldu Ayari yuksek olanlara cift dusuklere ise tek damga vuruldu Damgasiz paralarin gecerli olmayacagi ilan edildi 1687 H 1099 da Osmanli para sistemindeki akce birimi kaldirilip paralar kurus usulune gore basildi Bu tarihten sonra akce adiyla para basilmayip sadece hesaplarda kullanilan bir birim haline geldi Bu kurusun kusurati olarak da mangir denilen bakir para bastirildi Iki mangir bir akceye gecmek uzere bir kiyye halis bakirdan 800 mangir para basildi Bu devirde buyuk para olarak altin para da bastirildi Kurus 120 serifi altini 270 yaldiz altini da 300 akce deger uzerinden muamele gordu Daha sonra harp halinin zuhur etmesi sebebiyle savas masraflarini karsilamak icin kurus 160 serifi altin 360 yaldiz altini 400 ve paranin da 4 akce degerinde muamele gormesi emredildi II Ahmed 1691 H 1102 de padisah olunca Istanbul Hanca Misir gibi yerlerde para bastirdi Bu sirada mangir denilen bakir paralar gecmez oldu ve piyasadan kaldirildi Bu sene icinde esedi 150 altin 335 frengi altini 375 mangira cikti Yine altin ve kurusa yeni deger konuldu II Ahmed zamaninda basilan kurus ve altinlarin agirligi ve ayari kardesi II Suleyman zamaninda basilanlar ile ayniydi II Mustafa 1695 H 1106 da padisah olunca Istanbul Edirne Erzurum Izmir Misir Trablusgarb gibi yerlerde para bastirdi 1696 H 1107 de sefer masraflarinin coklugu ve sefer muddetinin uzamasi sebebiyle o zamana kadar 3 akceye gecen paranin 4 akceye gecmesi kararlastirildi Ayrica piyasadaki yabanci devlet paralarini ortadan kaldirmak icin yabanci kurus ve zoltalar toplatilip uzerlerindeki latin harf ve ibareler silinerek bir yuzlerine Sultan ul Berreyn ve diger yuzune de kesim yeri ve tarihi yazildi III Ahmed zamaninda da Istanbul da 70 Misir da 60 ayarinda ve agirligi eksik gumus paralar bastirildi Bazilari bu farkli durumdan istifade ederek Misir parasiyla Istanbul parasini degistirmeye basladilar Bunun uzerine hukumet halkin elinde bulunan paralari toplatti 1715 H 1128 de Cedid Zer i Istanbul adli para basildi Bunlarin yuz tanesi 110 dirhem olup kenari zincirli ve dairesinin etrafi nakisli idi Bir yuzune tugra diger yuzune de Duribe fi Islambol yazili idi Uc kurusa denk gelen bu paralar Misir da funduk diye anildi III Ahmed zamaninda Istanbul ve Misir da basilan tugrali esrefi altinlari II Mustafa devrindeki altinlara benzemekteydi Ayrica bu devirde II Mustafa devrinde iki altinlik esrefi altinlarina ilaveten ucluk dortluk beslik onluk altinlar da basildi 1725 H 1138 de Tebriz Tiflis ve Revan gibi sehirlerde darbhaneler acilarak para basildi I Mahmud tarafindan cesitli merkezlerde 970 ayarinda cedid Istanbuli veya funduk ve 952 ayarinda denilen sekil ve agirliklari eskileriyle ayni olan altin paralarin yaninda cedid Istanbuli altinlarinin yarisi olan nufiye ve 1 5 2 3 ve 5 altinlik sikkeler de basilmistir III Osman devrinde I Mahmud un zamanindaki gibi paralar basildi Uzerinde Istanbul Cezayir Misir vs sehir adlari bulunan bu paralardan buyuk besibirlikler cikarildi III Mustafa devrinde basilan altin ve gumus paralar ayri bir hususiyet tasir Bu paralarda basildigi seneler yazilidir Ayrica 1760 H 1174 de bu paralarin uzerinden Kostantiniyye ibaresi kaldirilip yazildi 1770 H 1184 senesinde altin piyasadan cekilince fiyatlarda bir yukselme goruldu Altinlarin piyasaya cikarilmasi gayesi ile diger paralara zam yapildi Boylece daha once 110 para degerinden muamele goren 120 paraya 155 para kiymetindeki zer i funduk 165 paraya yukseltildi Yine bu devirde ilk olarak 60 para degerinde cifte zolta basildi I Abdulhamid zamaninda da uzerinde Islambol Dar us saltanat el aliyye Cezayir Misir Trablusgarb Tunus gibi yer adlari bulunan altin paralar basildi Bu devirde 9 dirhem agirliginda 60 lik yani cifte zolta ve 30 paralik tek zolta bir kurusluk ikilikler cifte kurus 20 10 ve 1 paralik sikkeler ayrica 36 mm capinda buyuk bakir paralar basildi III Selim devrinde de belli merkezlerde cesitli paralar basildi IV Mustafa nin kisa suren saltanati sirasinda Istanbul Cezayir ve Misir gibi yerlerde ayarlari dusuk ve agirliklari eksik olan cesitli paralar basildi II Mahmud devrinde de uzerlerinde tekrar Kostantiniyye Dar ul hilafet ul aliyye Dar ul hilafet is saniye Edirne Bagdat Cezayir Misir Trablusgarb Tunus gibi yer adlari bulunan paralar bastirildi 1809 H 1224 de piyasada altinin kiymeti diger paralara gore biraz arttigi icin darbhanede altin eski fiyattan muamele gorunce devlet zarara ugradi Bu sebeple mevcut paralara yeni kiymetler konuldu Ayrica altin fiyatlari cesitli rayiclere gore degerlendi II Mahmud un culusunun on yedinci senesinde 60 paralik yeni sikkeler bastirildi 1833 H 1249 da 240 para kiymetinde 6 lik yani 6 kurus ve kisimlari cikarildi Kurusun yerine bastirilan Osmanli lirasi 1923 yilina kadar kullanilmistir I Abdulmecid zamaninda da cesitli merkezlerde sikke kesildi Bu padisah zamaninda para sisteminde islahat yapilip altinda Ingilizlerin 22 ayari esas kabul edildi Sikke ayarlarinda yeni degisiklikler yapildi ve ilk defa kagit para cikarildi ise de sonra vazgecildi 1843 H 1259 da 100 kurusluk yeni bir liraliklar basildi 1844 H 1260 da on kurus kiymetindeki mecidiye ve 5 kurus kiymetinde yarim mecidiye bastirildi 1845 H 1261 de 1 kurus 1847 H 1264 de gumus 20 paralik basilarak piyasaya cikarildi ve 50 kurus kiymetinde yarim liraliklar bastirildi 1851 H 1268 de ikinci defa kagit para cikarildi Ilk zamanlar 50 kurusluklardan kucuk altin para bastirilmamaya karar verildiyse de 1854 H 1271 de 25 kurusluk ceyrek altin liralar basildi 1855 H 1272 de 500 kurusluklar besibirlik ile 250 kurusluklar yani 2 5 luk altin basildi Ayrica bakirdan 40 20 10 5 paraliklar cikarildi Sultan Abdulaziz zamaninda cesitli merkezlerde 500 250 lik 100 50 25 kurusluk altin ayrica gumus paralar basilirken 1862 H 1279 senesinde Osmanli tarihinde ucuncu defa kagit paralar bastirildi Ayrica kaime denilen 10 20 50 ve 100 kurusluk paralar bastirildi Bu durum kagit paranin buyuk olcude deger kaybetmesine sebep oldu Altin fiyatlari yukseldi Bir muddet sonra kagit para kullanimindan vazgecildi Para istikrarinin temini icin Ingiltere den 8 milyon sterlin borc alindi V Murad in kisa suren saltanati doneminde de cesitli merkezlerde para bastirildi Istanbul da basilan altinlarda tugranin biraz yukarisinda ayyildiz Misir da basilan altinlarin tugrasinin yaninda ise bir cicek dali vardi Onun zamaninda 100 50 25 kurusluk altin paralar bastirildi Ayni zamanda 20 5 ve 1 kurusluk gumus paralar da bastirildi II Abdulhamid devrinde de mecidiye 10 5 2 1 kurusluk ve 20 lik basildi 1877 H 1294 de Osmanli Bankasi hesabina dorduncu defa kagit para bastirildi 1879 H 1296 senesinden sonra ise mecidiye bastirilmadi 22 ayarda 500 250 100 50 ve 25 lik altin paralar bastirildi Ayrica 500 250 100 50 25 ve 12 5 luk ziynet altinlari cikarildi 1898 H 1316 senesinde terkibinde 10 gumus ve bakirla karisik 10 ve 5 paralik ile halk arasinda metelik denilen karisik paralar basildi V Mehmed Resad zamaninda Istanbul Bursa Edirne Kosova Manastir Selanik gibi sehirlerde cesitli paralar basildi Osmanli parasinin islahi icin bazi calismalar yapildi 1913 H 26 Mart 1332 tarihinde cikarildi Bu kanuna gore butun paralarin temel olcusunun altin olmasi ve para biriminin kurus olmasi kararlastirildi Para birimi olan ve altin makamina gecen ve 40 para itibar olunan kaime denilen nikel kuruslar basildi Kurusun parcalari olan 20 10 ve 5 paraliklar nikelden 2 5 10 ve 20 kurusluk paralar gumusten 25 50 250 500 kurusluk paralar altindan bastirildi Bu devirde basilan gumus paralar uzerine de altin paralar uzerinde oldugu gibi padisahin tugrasinin sag tarafinda culusunun yedinci senesine kadar Resad ve ondan sonrakilerde El Gazi unvani vardi Bu devirde 10 40 5 para olmak uzere nikel meskukat bastirildi VI Mehmed Vahideddin zamaninda 22 ayar altindan V Mehmed devrinde basilan paralara benzeyen tugranin sag tarafinda herhangi bir yazi veya cicek bulunmayan paralar basildi Bu uygulama gumus paralar icin de ayni idi Bu devirde 500 250 50 25 kurusluk altin paralar basildi 500 250 100 50 25 ve 12 5 luk ziynet altinlari ayrica yine bu devirde 20 10 5 2 kurusluklar da basildi 75 bakir ve 25 nikel karisimindan 40 paraliklar basildi Osmanli Devleti zamaninda basilan altin ve gumus paralar cumhuriyet doneminde bir muddet yeni cikan paralarla birlikte kullanildi Altin paralar ise halen tedavulde bulunmaktadir Deyimler ve tabirlerZaman icerisinde akce ile ilgili cesitli deyim ve tabirler ortaya cikmistir Akce i Osmani Kurustan once Osmanli para birimi olarak kullanilan para Osmanli Devleti tarihinde ilk defa basilan akcelere bu devletin kurucusunun adina izafeten Osmani ismi verilirdi Bu paranin milli ve hususi bir unvanla anilmasi ayni zamanda saltanat hukumetinin tesekkul ettigine dair bir isaretti Yavuz Selim in saltanatinin sonuna kadar Osmani adi kullanildi Fakat devlet memurlarina verilecek maaslarin tayin ve tahsisinde akce tabiri kullanilinca bu isim kullanilmaz oldu Fakat Akce i Osmani tabiri cok yaygin kullanildi Bir muddet sadece akce tabiri kullanildiysa da II Osman devrinde yeniden on akcelik Osmani paralar bastirildigi icin tekrar kullanilmaya baslandi Eski akce dirhemin dortte biri oldugu halde on akcelik para bir dirhem idi Bundan sonraki devirlerde de Osmanli altinina ozel olarak Osmani denildi Akce Tahtasi Akce tahtasi Sarraflarin ve resmi dairelerdeki veznedarlarin uzerinde para saydiklari tahtanin adidir Iki ucu acik kenarli ve ucuna dogru darlasip oluk halinde uzun bir tahtadir Genis tarafinda sayilan para oluk kismindan dokulurdu Bazi akce tahtalari uzerinde sayilan paralarin sayilmayan paralarla karismamasi icin ayri bir kisim bulunur Akceleri sayacak olan kisi akceleri genis kisma yigar dar olan bogaza dogru sayimi yapar ve kenari olmayan dar olan bogazdan akceleri keseye eline veya akceyi verecegi kisinin eline dusurur Bazi minyaturlerde akce tahtalarina rastlamak mumkundur yine Nasreddin Hoca nin Golge Kadisi isimli fikrasinda Akce tahtasi gecmektedir 2014 yilinin Aralik ayinda Topkapi Sarayi Muzesi koleksiyonunda Osmanli doneminden kalma bir adet akce tahtasi eklenmistir Akce farki Cesitli devletlerin paralarini veya bir devletin cesitli paralarini degistiren sarraflarin iki paranin degisimi neticesinde hasil olan farka verilen isim Ayrica devlet tarafindan iki paranin degisimi neticesinde hazineye gelir kaydedilmek uzere alinan farka da bu ad verilirdi Devlet hazinesi vaktiyle bir altin yuz mecidiye on dokuz kurustan alinir altin yuz iki bucuk mecidiye de yirmi kurusa satilirdi Alisla satis arasinda gorulen fark devlet kayitlarinda akce farki adiyla gelir olarak gosterilirdi Akce basi Tanzimattan once belli vergi ve resimlerden baska sulh zamaninda devlet harcamalarindaki aciklari kapatmak icin imadiyye i hazariyye ve harp zamaninda harp icin gereken paralari bulmak icin imadiyye i seferiyye ve iane i cihadiyye adi altinda umumi olarak tekalif i orfiyye denilen bir takim vergiler alinirdi Bazen de bunlarin yetmeyecegi dikkate alinarak ic borclanma yoluna gidilirdi Bu sekildeki borclanma karsiligi olarak re sul mal guzeste ve akce basi adiyla akce farkina benzer bir fark odenirdi Buna akce basi adi verilirdi Sikke tecdidi sikke tagsisi sikke tashihi tabirlerini de akce tarihiyle yakindan ilgilidir Sikke tecdidi Osmanli padisahlari tahta gecer gecmez ilk is olarak kendi adlarina hutbe okuturlar ve para bastirirlardi Sultan kendi adina bastirdigi yeni akceleri tedavule cikardiginda kendinden onceki padisahin bastirdigi paralarin tedavulunu yasaklardi Bunun uzerine tedavulde bulunan eski paralar ya hurda gumus olarak veya devletce tespit edilen bir nisbette yeni akceyle degistirilirdi Ancak yasak uygulamasi bazen pek kati olmazdi Eski akce sahiplerine degeri kadar yeni akce verilirdi Sikke tecdidi ve eski akce yasagi hazineye darb hakki ve darb ucretinden ileri gelen bir gelir saglardi Darphaneler ne kadar fazla gumus islerse bu gelir o kadar artardi Bazen sikke tecdidiyle birlikte paranin agirligi da dusurulerek tagsis edilir boylece kucuk capta bir devaluasyon yapilirdi Bazen sikke tecdidi sebebiyle yeniceriler ayaklanirlardi Sikke tagsisi Akcenin ayar ve agirligini dusurulmesidir Hukumetin karariyla yapilan sikke tagsisi sikke tecdidinin bir kismidir Bazen darphanelerin emirsiz ve izinsiz olarak da sikke tagsisine gittikleri ve paralarin agirliklarindan caldiklari gorulurdu Bu yuzden padisahin emriyle pek cok darphane kapatilirdi Sikke tashihi Resmi veya gayr i resmi akce tagsisleri piyasada sikintiya sebep oldugu savas veya baska bir sebeple acele tedbir alinmadigi zamanlarda akce kirpiciligi zuhur ederdi Bunu cogu zaman sarraflikla ugrasan gayrimuslimler ozellikle Yahudiler paralarin kenarini kirparak gumusunu calarlardi Bu kargasaliga son vermek icin padisahlar sikke tecdidinde yaptiklarini sikke tashihi adiyla yaparlardi Sikke tashihinde yeni akceler ya eski ayar ve agirlikta veya bir mikdar agirligi dusurulerek tedavule cikarilirdi Gerek sikke tecdidi gerek sikke tagsisi ve gerekse sikke tashihi suretiyle yapilan akce ayarlamalari neticesinde esya fiyatlari arttigi gibi altin paralarin rayicleri de yukselirdi Bu sebeple onemli para ayarlamalari yapildiginda esya fiyatlari yeniden tespit edilir ve umumi narh cetvelleri yayinlanirdi 1584 ayarlamasindan sonra Koca Sinan Pasa boyle bir narh listesi cikartmistir 1600 de bu liste uzerinde degisiklik yapilmis 1641 sikke tashihinde yeni bir narh listesi duzenlenmistir Akce i buzurgAkce i buzurg veya Gumus i Sultaniye ilk olarak 1470 hicri 875 yilinda II Mehmed doneminde basilmis olan yaklasik 9 gram agirliginda ve 10 akce degerindeki gumus paradir Ayrica bakinizKurus Mangir Osmanli lirasiKaynakcaOsmanli Devlet Teskilati 1 1 cilt Ihlas Gazetecilik A S bas Istanbul Turkiye Gazetesi 2006 s 380 ISBN 975 8818 50 3 Yazar ad1 eksik soyadi1 yardim Omer Kavalci Robert Anhegger 2000 Kanunname i Sultani Ber Muceb i Orf i Osmani Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari s 95 ISBN 9799751612631 Mubahat Kutukoglu 1983 Osmanli Narh Muessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri Istanbul Enderun Kitabevi ss 3 436 Ismail Galib 1297 Takvim i Meskukat i Osmaniye Istanbul Halil Edhem 1297 Meskakat i Osmaniyye Istanbul Halil Sahillioglu 1958 Kurulustan XVII Asrin sonlarina kadar Osmanli Para Tarihi Uzerinde Bir Deneme Doktora Istanbul s 305 Halil Sahillioglu 1965 Bir asirlik Osmanli para tarihi 1640 1740 Doktora Istanbul s 163 I Artuk 1980 Osmanli Beyligi nin Kurucusu Osman GazI ye Ait Sikke Doktora Ankara s 27 31 Tam Ilmihal Seadet i Ebediyye Doktora s 724 Rehber Ansiklopedisi Doktora 1 cilt s 148 Dis baglantilar Halil Inalcik Yukselis Devrinde Osmanli Ekonomisine Umumi Bakis Turk Kulturu VI 68 Haziran 1968 s 539