Flavius Iulius Valens (Latince: Imperator Caesar Flavivs Ivlivs Valens Avgvstvs) (328 – 9 Ağustos 378) 364-378 yılları arasında Doğu Roma imparatoru. İmparatorluğun doğusu kendisine abisi I. Valentinianus tarafından verilmişti. Zaman zaman Son Gerçek Romalı olarak da anılan Valens Roma İmparatorluğu'nun çöküşünü başlatan Hadrianapolis Muharebesi'nde yenilmiş ve öldürülmüştür.
Valens | |||||
---|---|---|---|---|---|
Roma İmparatoru | |||||
Hüküm süresi | 28 Mart 364 - 17 Kasım 375 (Ağabeyi I. Valentinianus ile birlikte doğunun imparatoru olarak) 17 Kasım 375 - 9 Ağustos 378 (Batıyı yöneten yeğenleri Gratianus ve II. Valentinianus ile birlikte doğunun imparatoru olarak) | ||||
Önce gelen | I. Valentinianus | ||||
Sonra gelen | I. Theodosius | ||||
Doğum | 328 | ||||
Ölüm | 9 Ağustos 378 Hadrianapolis Muharebesi | ||||
Eş(ler)i | Albia Domnica | ||||
Çocuk(lar)ı | Valentinianus Galates, Carosa ve Anastasia Carosa, Anastasia | ||||
| |||||
Hanedan | Valentinianus Hanedanı | ||||
Babası |
Yaşamı
İmparator olarak atanması
Valens ve ağabeyi Valentinianus Sirmium'un 64 kilometre doğusunda Cibalae'de doğmuştu. Babaları Yaşlı Gratianus'un Britanya ve Afrika'da edindiği mülklerde büyüdüler. Valens, gençliğinin büyük bölümünü aile evinde geçirdi ve ancak 360'larda orduya katılarak ağabeyine imparator Julianus'un Pers seferinde eşlik etti.
364'ün şubat ayında İmparator Jovian tahtını güvence altına almak için hızla Konstantinopolis'e giderken Dadastan'da öldü. Jovian'ın vekillerinden (tribunus scutariorum) biri ağabeyi Valentinianus'du ve 26 Şubat 364'te Augustus ilan edildi. Valentinianus büyük ve sorunlu imparatorluğu yönetmek için yardıma ihtiyacı olduğunu hissetti ve aynı yılın 28 Mart günü kardeşi Valens'i Hebdomon'daki sarayda ortak imparator ilan etti.
Valens Balkan yarımadasının doğu yarısı, Yunanistan, Mısır, Suriye ve Anadolu'nun başına geçti. 364'ün aralık ayında Valens başkent Konstantinopolis'e dönmüştü.
Procopius'un isyanı
Valens selefi Jovian'ın Sasani imparatoru II. Şapur ile yaptığı bir antlaşma yüzünden Mezopotamya ve Ermenistan'daki topraklarının büyük bir bölümünden çekilmiş bir imparatorluğunun doğu kısmını miras almıştı. 365 kışının ardından Valens'in birinci önceliği durumu düzeltmek umuduyla doğuya hareket etmek oldu. 365'in sonbaharında Kapadokya'ya varmıştı ki birisinin Konstantinopolis'te tahtı gasp ederek kendini imparator ilan ettiğini öğrendi. Julianus öldüğünde geriye tek bir akrabası, anne tarafından kuzeni Procopius kalmıştı. Procopius, Pers seferi sırasında Julianus'un ordusunun kuzey bölümünü idare etmekle görevlendirilmişti ve Julianus'un halefi açıklandığı sırada imparatorluk seçimlerinde mevcut değildi. Jovian bu olası talep sahibini dizginlemek için girişimlerde bulunmuşsa da Procopius, Valens'in iktidarının ilk yılında giderek artan biçimde şüphe içine düştü.
Yakalanmaktan son anda kurtulan Procopius saklandı ve başkentten geçmekte olan iki askerî birliği kendisini 28 Eylül 365 günü imparator ilan etmeleri için ikna etmeyi başardığı Konstantinopolis'te tekrar ortaya çıktı. Başta şehirde çok sıcak biçimde kabul görmemişse de çok geçmeden Procopius kendi yararına yaptığı propagandayla taraftar topladı. Şehri dışarıdan gelen haberlere kapadı ve Valentinianus'un öldüğü yolunda dedikodular çıkardı, Konstantin hanedanıyla olan ilişkisini teşhir eden sikkeler bastırdı ve hanedanlıkla ilgili iddialarını daha da ileri götürmek için II. Constantius'un eşi ve kızını yönetiminin kanıtı olarak hareket etmeleri için kullandı. Bu girişimler, özellikle Konstantinlere sadık askerler ve Valentinianusların baskısına uğradıklarını hissetmeye başlayan doğu entelektüelleri arasında başarılı oldu.
Savaşmak için kararını verdikten sonra bile Valens'in Procopius'u engelleme çabaları askerlerinin çoğunun Kilikya'nın ötesine Suriye'ye geçmiş olmaları yüzünden sekteye uğradı. Yine de Valens, Procopius'un üzerine iki lejyon gönderdi. Procopius gayet rahat bir biçimde bu askerleri kendi tarafına geçmeye ikna etti. İlerleyen günlerde Valens Kalkedon yakınlarındaki bir çarpışmada neredeyse yakalanıyordu. Valentinianus'un kendi topraklarının tecavüze uğramasını engellemekten öteye başka bir şey yapmayı reddetmesiyle durum daha da kötü hale geldi. Direncin başarısız olmasıyla Procopius 365'te Trakya ve Asiana piskoposluklarının kontrolünü ele geçirdi.
Valens ancak 366'nın ilkbaharında Procopius ile etkin biçimde mücadele edecek kadar yeterli sayıda asker topladı. Valens, Ankara'dan yola çıkarak Pessinus üzerinden Frigya'ya girdi ve Akhisar yakınlarında yapılan Thyatira Muharebesi'nde Procopius'un generali Gomoarius'u yendi. Ardından Nacoleia'da Procopius'un kendisiyle buluştu ve askerlerini onu terk etmeye ikna etti. Procopius 27 Mayıs'ta idam edildi ve kesik başı Trier'deki Valentinianus'a gönderildi.
Gotlara karşı savaş
Kuzeydeki Gotlar Procopius'un Valens'e yönelik isyanını desteklemişlerdi ve Valens de Gotların kendi içlerinde bir ayaklanma planladıklarını öğrenmişti. Bu Gotlar, daha net söylemek gerekirse Tervingi o dönemde Athanaric'in liderliğindeydiler ve 332 yılında Büyük Konstantin tarafından yenilgiye uğratıldıklarından beri sessiz kalmışlardı. 367'nin ilkbaharında Batı Roma imparatoru Gratianus'un yardımıyla Valens Tuna'yı geçti ve Athanaric'in Gotlarının üzerine yürüdü. Gotlar Karpatlara kaçtılar ve Valens'in saldırısından kurtularak Valens'i yazın geri dönmek durumunda bıraktılar. Ertesi bahar Tuna'da yaşanan sel Valens'in nehri geçmesini engelledi. Bunun üzerine imparator, askerlerini kaleler inşa etmekle görevlendirdi. 369'da Valens bir kere daha Noviodunum'dan nehri geçti ve Athanaric'in Trevingisi ile karşılaşıp onları yenmeden önce kuzeydoğudaki Got kabilesi Greuthungi'ye saldırdı. Athanaric antlaşma istedi ve Valens de memnuniyetle kabul etti. Antlaşma Gotlarla Romalılar arasındaki serbest ticaret ve asker değiş tokuşu dahil ilişkileri sona erdirmiştir. İlerleyen yıllarda Valens bu askerî insan gücü kaybını hissetmiştir.
Sasaniler ile mücadelesi
Valens'in 369 yılında aceleyle ve çok da olumlu olmayan bir antlaşma yapmasının sebebi doğuda vaziyetin giderek bozulmasıydı. Jovian 363 yılında Roma'nın Ermenistan üzerindeki çok tartışılan kontrol talebinden feragat etmişti ve II. Şapur bu yeni fırsattan yararlanmak konusunda istekliydi. Sasani kralı Ermeni lordlarını kendi tarafına çekmeye başlayarak Ermeni kralı II. Arşak'ı yalnız bıraktı ve sonunda da tutuklayıp hapse attı. Ardından Şapur, önce Kafkas İberyasını ele geçirmek için, sonra da Arşak'ın oğlu Pap'ı kuşatmak için muhtemelen 367 yılında Artogerassa kalesine birer ordu gönderdi. Ertesi baharda Pap kaleden kaçmayı başardı ve anlaşılan Got seferi sırasında aşağı Moesia'da tanıştığı Valens'in yanına sığındı.
Gotlar anlaştıktan sonraki yaz Valens generali Arinthaeus'u Pap'ı yeniden Ermeni tahtına oturtması için gönderdi. Bu durum Şapur'u tahrik etti ve Ermenistan'ı işgal edip, yerle bir etti. Ancak Pap bir kere daha kaçtı ve 370 yılında çok daha büyük bir askerî güç eşliğinde ikinci defa tehta geçti. Ertesi baharda Terentius komutasında çok daha büyük kuvvetler İberya'yı yeniden ele geçirmek ve Npat dağı yanındaki Ermenistan'da garnizon kurmak üzere gönderildi. 371'de Şapur Ermenistan'a yönelik karşı saldırıya geçtiğinde Valens'in generalleri Traianus ve Vadomarius tarafından yenilgiye uğratıldı. Valens 363 yılında yapılan antlaşmayı çiğnemiş ve ardından yaptığı ihlali başarıyla savunmuştu. Zaferin ardından yapılan ateşkes sonraki beş yıl boyunca kısmî barış sağladı. Bu süre zarfında Şapur doğu sınırındaki Kuşan işgaliyle uğraşmak durumunda kalmıştı.
Bu arada çocuk kral Pap ile sorunlar yaşanmaya başladı. Keyfi hareket etmeye başlayan Pap Ermeni piskoposu Narses'i idam ettirdiği gibi Edessa'nın da bulunduğu bazı Roma şehirlerinin kontrolünü de talep etti. Generallerinin baskısı altında kalan ve Pap'ın Perslere yanaşmasından endişe eden Valens Ermenistan'da kralı idam ettirdi. Yerine Roma'nın dostu olan Musel Mamikonean'ın vekilliğinde Varazdat getirildi.
375 yılında Valens'in ağabeyi Valentinianus kafatasında bir damar çatlaması geçirdi ve bunun sonucunda 17 Kasım 375'te öldü. Valentinianus'un iki oğlu ve Valens'in yeğenleri Gratianus ve II. Valentinianus Panonya'da Augustus'luğa getirildiler.
Bu arada Persler yeniden 363 antlaşmasının şartlarına dönülmesi için baskıya başladılar. 375'te doğu sınırının ısınmaya başlaması üzerine Valens büyük bir seferin hazırlıklarına başladı. Öte yandan esas sorun başka bir yerdeydi. 375'te batı Kilikya'nın dağlık bölümü olan İsauria'da doğuda konuşlandırılmış olan askerlerin yolunu değiştiren büyük bir ayaklanma çıktı. Bundan başka 377'de Kraliçe Mavia yönetimindeki ayaklanmışlar ve Fenike ile Filistin'den Sina'ya kadar uzanan bölgeyi harap etmişlerdi. Her ne kadar Valens her iki ayaklanmayı da kontrol altına almışsa da doğu sınırında bir eylemde bulunma fırsatı daha yakındaki bu çatışmalar yüzünden sınırlı kalmıştı.
Got savaşı
Valens'in doğu seferi planları hiçbir zaman hayata geçmedi. 374'te askerlerin Batı İmparatorluğu'na gönderilmesi Valens'in seyyar güçlerinde boşluklar yarattı. Doğuda savaşa hazırlanan Valens bu boşlukları doldurmak için son derece iddialı bir seferberlik başlattı. Bu yüzden Got kabilelerinin 375'te Hunların istilası yüzünden yerlerinden olduğu ve kendisinden sığınma talep ettikleri haberinden hiç memnun kalmadı. 376'da Vizigotlar aşağı Tuna kıyılarında ilerlediler ve başkentini Antakya'da kurmuş olan Valens'e bir elçi gönderdiler. Gotlar Balkan yarımadasında sığınma ve toprak talep ediyorlardı. Yaklaşık 200.000 Got, Tuna boyunca Moesia ve Daçya'daydı.
Valens'in danışmanları çok geçmeden bu Gotların Valens'in asker ihtiyacını fazlasıyla karşılayacağını, eyalet askerlerinin haracına olan bağımlılığını azaltacağını ve bu sayede de gelirleri artıracağına dikkat çektiler. Sığınma talebinde bulunan Gotlar arasında şef 'in önderliğini yaptığı bir grup da vardı. 370'lerde Valens, Fritigern'i Hristiyan Gotları cezalandıran Athanaric'e karşı desteklemişti. İzin isteyen Gotlar arasında Valens yalnızca Fritigern ve yandaşlarına izin verdi. Ancak bu diğerlerinin de peşi sıra gelmelerini engellemedi.
Fritigern ve yandaşı Gotlar sınırı geçtiklerinde Valens'in seyyar güçleri doğuda Pers sınırında ve İsauria'daydılar. Bu Gotların yerleşimini denetlemek için yalnızca kıyı birliklerinin mevcut bulunması anlamına geliyordu. Az sayıdaki mevcut imparatorluk askerleri Romalıların önce bir grup Gotun, sonrasında da Hunlar ve Alanların Tuna'yı geçişini durdurmalarını engelliyordu. Kontrollü bir yerleştirme olarak başlayan faaliyet büyük bir akına dönüştü ve vaziyet daha da kötüleşti. Kıyı komutanları sorumlulukları altındaki Vizigotları taciz etmeye başlayınca Gotlar 377'de ayaklandı ve Marcianopolis yakınlarında Trakya'daki Roma birliklerini yenilgiye uğrattılar.
Ostrogotlar, ardından da Hunlar ve Alanlar ile güçlerini birleştiren barbar grubu doğu ve batıdan gönderilen imparatorluk askerleri ile karşılaşana kadar ilerledi. Ad Salices yakınlarında yapılan bir savaşta Gotlar bir kere daha zafer kazandılar ve Balkan dağlarının güneyinde kalan Trakya'nın yönetimini ellerine geçirdiler. 378'e gelindiğinde Valens doğudaki üssü Antakya'dan batıya ilerleme imkânı buldu. İskelet bir güç dışında bazıları Gotlardan oluşan tüm güçlerini doğudan batıya çekerek 30 Mayıs 378'de Konstantinopolis'e vardı. Bu arada Valens'in danışmanı Richomeres ve generalleri Frigerid, Sebastian ve Victor Valens'i uyardılar ve kendisini Gratianus'un Galya'dan gelecek muzaffer lejyonlarını beklemesi konusunda ikna etmeye çalıştılar. Sonrasında yaşananlar sonuçları ileri yıllarda hissedilmeye devam edecek aşırı bir gururun örneğidir. Yeğeni Gratianus'un başarısını kıskanan Valens zaferi kendi başına kazanmak istediğine karar verdi.
Hadrianapolis Muharebesi ve Valens'in ölümü
Askerlerinin gücünü toplaması ve Trakya'da avantaj sağlayabilmek için verilen kısa bir moladan sonra Valens Hadrianapolis'e (modern Edirne) doğru hareket etti. Oradan 9 Ağustos 378 günü barbar ordusunun üzerine yürüdü. Her ne kadar müzakereler girişimleri olduysa da bir Roma birliğinin saldırıya geçmesiyle her iki taraf savaşın içine çekilmiş oldu. Romalılar başlarda kendilerini korusalar da saflarını bölen Vizigot süvarilerinin sürpriz saldırısıyla dağıldılar.
Savaşla ilgili başlıca kaynak Ammianus Marcellinus'dur. Valens hatırı sayılır miktarda muhafızı malzemelerin ve hazinenin başında bırakarak elindeki gücü zayıflatmıştı. Sağ kanat süvarisi Got kampına sol kanadından biraz daha önce varmıştı. Çok sıcak bir gündü ve Roma süvarisi stratejik bir destek olmadan çatışmaya girmiş, sıcakta çok fazla güç harcamıştı.
Bu arada Fritigern bir kere daha bir barış elçisi gönderdi. Son gecikme savaş alanında bulunan Romalıların sıcağa dayanamadıkları anlamına geliyordu. Roma okçularının yanlış zamanlamalı bir saldırısı başladığında ordunun kaynakları daha da tükendi ve bu da Valens'i elçiyi geri çağırmak durumunda bıraktı. Okçular yenilmiş ve utanç içinde geri çekilmişlerdi.
Bunun ardından Altaheus ve Saphrax komutasındaki Got süvarileri saldırıya geçtiler ve Roma süvarisi kaçmaya başladı. Bu muhtemelen savaşın en belirleyici olayıydı. Bu noktada Ammianus Valens'in ölümüne dair ilk anlatımda bulunur. İlk anlatımda Ammianus Valens "bir okla ölümcül şekilde yaralandığını ve kısa bir süre sonra son nefesini verdiğini" belirtir. (XXXI.12) Cesedi hiçbir zaman bulunamamış ve düzgün bir şekilde gömülmemiştir. İkinci anlatımında Ammianus Roma piyadelerinin terk edildiğini, çevrelerinin sarıldığını ve kılıçtan geçirildiğini belirtir. Valens yaralanır ve ahşap bir kulübeye taşınır. Kulübe Gotlar tarafından içindeki ödülden bihaber bir şekilde ateşe verilir. Ammianus'a göre Valens bu şekilde yok olmuştur. (XXXI.13.14-6)
Savaş sona erdiğinde doğu ordusunun üçte ikisi ölmüştü. En iyi subaylarının çoğu yok olmuştu. Valens'in ordusundan geriye kalanlar Comes Richomer ve General Victor tarafından gece karanlığında savaş alanından ayrılmıştır.
Bu dönemin önemli bir tarihçisi olan J. B. Bury savaşın önemi konusunda detaylı bir yorum yapar: "Yaşanmasına hiç gerek olmayan bir felaket ve rezaletti."
Savaş Roma devletini aciz duruma düşürdü. Bozgunla karşı karşıya kalan on dokuz yaşındaki imparator Gratianus I. Theodosius'u atayana kadar kontrolden çıkarak yayılan felaketle başa çıkamamıştır.
Mirası
Valens'in kariyerindeki en önemli olaydı. Hadrianapolis Muharebesi'nin savaş sanatının evrimi bakımından da bir önemi vardı. O zamana kadar Roma piyadesi yenilmez kabul edilirdi ve bunun kanıtı da oldukça fazlaydı. Ancak Got piyadeleri bütün bunları tamamen değiştirdi. J.B. Burry 5. yüzyıl için kayıtların yetersiz olduğunu söylese de 4. ve 6. yüzyılların tamamında tarih süvarilerin Romalıların karadki başlıca silah gücü haline geldiğini göstermektedir.
A. H.M. Jones, "Valens tamamen sıradan ancak yine de hiçbir askerî yeteneği olmayan bir hamiydi: entrikalar konusundaki tedirginlikleri ve hain olduğu iddia edilenlerin zalimce cezalandırmasıyla şuuruna ihanet etmiştir," diye yazar. Ancak Jones Valens'in "alt sınıfların çıkarları konusunda dikkatli, vicdan sahibi bir yönetici," olduğunu söyler. "Kardeşi gibi o da içten bir Hristiyan'dı." Bu kadar hezimetle sonuçlanan bir savaşta ölmesi talihsiz bir kariyerin en alt noktası olarak kabul edilmiştir. Bu Valens'in yenilgisinin derin sonuçları düşünüldüğünde özellikle doğrudur. Edirne, imparatorluğun son döneminde Roma'nın toprak bütünlüğünün sona erişinin başlangıcı olmuş ve bu gerçek çağdaşları tarafından bile fark edilmiştir. Ammianus bu savaşın Cannae Savaşı'ndan sonra Roma tarihindeki en kötü yenilgi olduğunu anlamış, Rufinus ise savaş için "Roma İmparatorluğu için tüm kötülüklerin başlangıcı" demiştir.
Valens aynı zamanda Roma devletinin kısa bir tarihinin yazımını da emretmiştir. Valens'in kâtibi Eutropius tarafından hazırlanan bu çalışma Breviarium ab Urbe condita adıyla bilinir ve kuruluşundan itibaren Roma'nın hikâyesini anlatır. Bazı tarihçilere göre Valens Roma tarihini öğrenmenin gerekliliğiyle motive olmuştu. Böylece kendisi, kraliyet ailesi ve atadıkları Roma Senato sınıfı ile daha kolay kaynaşacaktı.
İmparatorluğun dinî niteliğiyle ilgili mücadeleleri
Yönetimi sırasında Valens imparatorlukta bir bölünme yaratmaya başlayan teolojik bir farklılıkla mücadele etmek durumunda kalmıştı. Julianus pagan inanışı canlandırmaya çalışmıştı. Bu girişiminde Hristiyanların arasındaki farklı grupların anlaşmazlıklarından ve orduda sayıları fazla olan pagan askerlerden faydalanmıştı. Büyük destek toplamasına karşın eylemleri çoğu zaman ölçüsüz bulunmuş, Perslere karşı çıktığı bir seferde ölmeden önce küçümsenmişti. Ölümü tanrının bir işareti olarak algılanmıştı.
II. Constantius ve Constans gibi Valen ve Valentinianus da farklı teolojik görüşlere sahipti. Valens Aryan'dı. Valentinianus ise İznik itikatını destekliyordu. Ancak Valens öldüğünde Aryanizm imparatorluğun doğusunda sona ermek üzereydi. Ardından gelen I. Theodosius İznik itikatını onaylamıştır.
Kaynakça
- Lenski, Noel, "Valens (364-378 A.D)", De Imperatoribus Romanis 4 Ocak 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Notlar
- ^ a b . 10 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2007.
- ^ Historiae, 31.12-13.
- ^ Jones, Arnold Hugh Martin, The Later Roman Empire, 284-602: A Social, Economic and Administrative Survey (Baltimore: Johns Hopkins University, 1986), s. 139.
- ^ Eutropius, Breviarium, ed. H. W. Bird, Liverpool University Press, 1993, s. xix.
Wikimedia Commons'ta Valens ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: Jovian | Roma İmparatoru (I. Valentinianus, Gratianus ve II. Valentinianus ile) 364–378 | Sonra gelen: I. Theodosius |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Flavius Iulius Valens Latince Imperator Caesar Flavivs Ivlivs Valens Avgvstvs 328 9 Agustos 378 364 378 yillari arasinda Dogu Roma imparatoru Imparatorlugun dogusu kendisine abisi I Valentinianus tarafindan verilmisti Zaman zaman Son Gercek Romali olarak da anilan Valens Roma Imparatorlugu nun cokusunu baslatan Hadrianapolis Muharebesi nde yenilmis ve oldurulmustur ValensRoma ImparatoruHukum suresi28 Mart 364 17 Kasim 375 Agabeyi I Valentinianus ile birlikte dogunun imparatoru olarak 17 Kasim 375 9 Agustos 378 Batiyi yoneten yegenleri Gratianus ve II Valentinianus ile birlikte dogunun imparatoru olarak Once gelenI ValentinianusSonra gelenI TheodosiusDogum328Olum9 Agustos 378 Hadrianapolis MuharebesiEs ler iAlbia DomnicaCocuk lar iValentinianus Galates Carosa ve Anastasia Carosa AnastasiaTam adiFlavius Iulius ValensHanedanValentinianus HanedaniBabasiYasamiImparator olarak atanmasi Valens ve agabeyi Valentinianus Sirmium un 64 kilometre dogusunda Cibalae de dogmustu Babalari Yasli Gratianus un Britanya ve Afrika da edindigi mulklerde buyuduler Valens gencliginin buyuk bolumunu aile evinde gecirdi ve ancak 360 larda orduya katilarak agabeyine imparator Julianus un Pers seferinde eslik etti 364 un subat ayinda Imparator Jovian tahtini guvence altina almak icin hizla Konstantinopolis e giderken Dadastan da oldu Jovian in vekillerinden tribunus scutariorum biri agabeyi Valentinianus du ve 26 Subat 364 te Augustus ilan edildi Valentinianus buyuk ve sorunlu imparatorlugu yonetmek icin yardima ihtiyaci oldugunu hissetti ve ayni yilin 28 Mart gunu kardesi Valens i Hebdomon daki sarayda ortak imparator ilan etti Valens Balkan yarimadasinin dogu yarisi Yunanistan Misir Suriye ve Anadolu nun basina gecti 364 un aralik ayinda Valens baskent Konstantinopolis e donmustu Procopius un isyani Valens selefi Jovian in Sasani imparatoru II Sapur ile yaptigi bir antlasma yuzunden Mezopotamya ve Ermenistan daki topraklarinin buyuk bir bolumunden cekilmis bir imparatorlugunun dogu kismini miras almisti 365 kisinin ardindan Valens in birinci onceligi durumu duzeltmek umuduyla doguya hareket etmek oldu 365 in sonbaharinda Kapadokya ya varmisti ki birisinin Konstantinopolis te tahti gasp ederek kendini imparator ilan ettigini ogrendi Julianus oldugunde geriye tek bir akrabasi anne tarafindan kuzeni Procopius kalmisti Procopius Pers seferi sirasinda Julianus un ordusunun kuzey bolumunu idare etmekle gorevlendirilmisti ve Julianus un halefi aciklandigi sirada imparatorluk secimlerinde mevcut degildi Jovian bu olasi talep sahibini dizginlemek icin girisimlerde bulunmussa da Procopius Valens in iktidarinin ilk yilinda giderek artan bicimde suphe icine dustu Yakalanmaktan son anda kurtulan Procopius saklandi ve baskentten gecmekte olan iki askeri birligi kendisini 28 Eylul 365 gunu imparator ilan etmeleri icin ikna etmeyi basardigi Konstantinopolis te tekrar ortaya cikti Basta sehirde cok sicak bicimde kabul gormemisse de cok gecmeden Procopius kendi yararina yaptigi propagandayla taraftar topladi Sehri disaridan gelen haberlere kapadi ve Valentinianus un oldugu yolunda dedikodular cikardi Konstantin hanedaniyla olan iliskisini teshir eden sikkeler bastirdi ve hanedanlikla ilgili iddialarini daha da ileri goturmek icin II Constantius un esi ve kizini yonetiminin kaniti olarak hareket etmeleri icin kullandi Bu girisimler ozellikle Konstantinlere sadik askerler ve Valentinianuslarin baskisina ugradiklarini hissetmeye baslayan dogu entelektuelleri arasinda basarili oldu Savasmak icin kararini verdikten sonra bile Valens in Procopius u engelleme cabalari askerlerinin cogunun Kilikya nin otesine Suriye ye gecmis olmalari yuzunden sekteye ugradi Yine de Valens Procopius un uzerine iki lejyon gonderdi Procopius gayet rahat bir bicimde bu askerleri kendi tarafina gecmeye ikna etti Ilerleyen gunlerde Valens Kalkedon yakinlarindaki bir carpismada neredeyse yakalaniyordu Valentinianus un kendi topraklarinin tecavuze ugramasini engellemekten oteye baska bir sey yapmayi reddetmesiyle durum daha da kotu hale geldi Direncin basarisiz olmasiyla Procopius 365 te Trakya ve Asiana piskoposluklarinin kontrolunu ele gecirdi Valens ancak 366 nin ilkbaharinda Procopius ile etkin bicimde mucadele edecek kadar yeterli sayida asker topladi Valens Ankara dan yola cikarak Pessinus uzerinden Frigya ya girdi ve Akhisar yakinlarinda yapilan Thyatira Muharebesi nde Procopius un generali Gomoarius u yendi Ardindan Nacoleia da Procopius un kendisiyle bulustu ve askerlerini onu terk etmeye ikna etti Procopius 27 Mayis ta idam edildi ve kesik basi Trier deki Valentinianus a gonderildi Gotlara karsi savas Kuzeydeki Gotlar Procopius un Valens e yonelik isyanini desteklemislerdi ve Valens de Gotlarin kendi iclerinde bir ayaklanma planladiklarini ogrenmisti Bu Gotlar daha net soylemek gerekirse Tervingi o donemde Athanaric in liderligindeydiler ve 332 yilinda Buyuk Konstantin tarafindan yenilgiye ugratildiklarindan beri sessiz kalmislardi 367 nin ilkbaharinda Bati Roma imparatoru Gratianus un yardimiyla Valens Tuna yi gecti ve Athanaric in Gotlarinin uzerine yurudu Gotlar Karpatlara kactilar ve Valens in saldirisindan kurtularak Valens i yazin geri donmek durumunda biraktilar Ertesi bahar Tuna da yasanan sel Valens in nehri gecmesini engelledi Bunun uzerine imparator askerlerini kaleler insa etmekle gorevlendirdi 369 da Valens bir kere daha Noviodunum dan nehri gecti ve Athanaric in Trevingisi ile karsilasip onlari yenmeden once kuzeydogudaki Got kabilesi Greuthungi ye saldirdi Athanaric antlasma istedi ve Valens de memnuniyetle kabul etti Antlasma Gotlarla Romalilar arasindaki serbest ticaret ve asker degis tokusu dahil iliskileri sona erdirmistir Ilerleyen yillarda Valens bu askeri insan gucu kaybini hissetmistir Sasaniler ile mucadelesi Valens in 369 yilinda aceleyle ve cok da olumlu olmayan bir antlasma yapmasinin sebebi doguda vaziyetin giderek bozulmasiydi Jovian 363 yilinda Roma nin Ermenistan uzerindeki cok tartisilan kontrol talebinden feragat etmisti ve II Sapur bu yeni firsattan yararlanmak konusunda istekliydi Sasani krali Ermeni lordlarini kendi tarafina cekmeye baslayarak Ermeni krali II Arsak i yalniz birakti ve sonunda da tutuklayip hapse atti Ardindan Sapur once Kafkas Iberyasini ele gecirmek icin sonra da Arsak in oglu Pap i kusatmak icin muhtemelen 367 yilinda Artogerassa kalesine birer ordu gonderdi Ertesi baharda Pap kaleden kacmayi basardi ve anlasilan Got seferi sirasinda asagi Moesia da tanistigi Valens in yanina sigindi Gotlar anlastiktan sonraki yaz Valens generali Arinthaeus u Pap i yeniden Ermeni tahtina oturtmasi icin gonderdi Bu durum Sapur u tahrik etti ve Ermenistan i isgal edip yerle bir etti Ancak Pap bir kere daha kacti ve 370 yilinda cok daha buyuk bir askeri guc esliginde ikinci defa tehta gecti Ertesi baharda Terentius komutasinda cok daha buyuk kuvvetler Iberya yi yeniden ele gecirmek ve Npat dagi yanindaki Ermenistan da garnizon kurmak uzere gonderildi 371 de Sapur Ermenistan a yonelik karsi saldiriya gectiginde Valens in generalleri Traianus ve Vadomarius tarafindan yenilgiye ugratildi Valens 363 yilinda yapilan antlasmayi cignemis ve ardindan yaptigi ihlali basariyla savunmustu Zaferin ardindan yapilan ateskes sonraki bes yil boyunca kismi baris sagladi Bu sure zarfinda Sapur dogu sinirindaki Kusan isgaliyle ugrasmak durumunda kalmisti Bu arada cocuk kral Pap ile sorunlar yasanmaya basladi Keyfi hareket etmeye baslayan Pap Ermeni piskoposu Narses i idam ettirdigi gibi Edessa nin da bulundugu bazi Roma sehirlerinin kontrolunu de talep etti Generallerinin baskisi altinda kalan ve Pap in Perslere yanasmasindan endise eden Valens Ermenistan da krali idam ettirdi Yerine Roma nin dostu olan Musel Mamikonean in vekilliginde Varazdat getirildi 375 yilinda Valens in agabeyi Valentinianus kafatasinda bir damar catlamasi gecirdi ve bunun sonucunda 17 Kasim 375 te oldu Valentinianus un iki oglu ve Valens in yegenleri Gratianus ve II Valentinianus Panonya da Augustus luga getirildiler Bu arada Persler yeniden 363 antlasmasinin sartlarina donulmesi icin baskiya basladilar 375 te dogu sinirinin isinmaya baslamasi uzerine Valens buyuk bir seferin hazirliklarina basladi Ote yandan esas sorun baska bir yerdeydi 375 te bati Kilikya nin daglik bolumu olan Isauria da doguda konuslandirilmis olan askerlerin yolunu degistiren buyuk bir ayaklanma cikti Bundan baska 377 de Kralice Mavia yonetimindeki ayaklanmislar ve Fenike ile Filistin den Sina ya kadar uzanan bolgeyi harap etmislerdi Her ne kadar Valens her iki ayaklanmayi da kontrol altina almissa da dogu sinirinda bir eylemde bulunma firsati daha yakindaki bu catismalar yuzunden sinirli kalmisti Got savasi Valens tarafindan 376 377 yillarinda basilan Solidus Sikkenin arka tarafinda Valens ve agabeyi I Valentinianus gucun sembolu olan kureyi birlikte tutuyorlar Valens in dogu seferi planlari hicbir zaman hayata gecmedi 374 te askerlerin Bati Imparatorlugu na gonderilmesi Valens in seyyar guclerinde bosluklar yaratti Doguda savasa hazirlanan Valens bu bosluklari doldurmak icin son derece iddiali bir seferberlik baslatti Bu yuzden Got kabilelerinin 375 te Hunlarin istilasi yuzunden yerlerinden oldugu ve kendisinden siginma talep ettikleri haberinden hic memnun kalmadi 376 da Vizigotlar asagi Tuna kiyilarinda ilerlediler ve baskentini Antakya da kurmus olan Valens e bir elci gonderdiler Gotlar Balkan yarimadasinda siginma ve toprak talep ediyorlardi Yaklasik 200 000 Got Tuna boyunca Moesia ve Dacya daydi Valens in danismanlari cok gecmeden bu Gotlarin Valens in asker ihtiyacini fazlasiyla karsilayacagini eyalet askerlerinin haracina olan bagimliligini azaltacagini ve bu sayede de gelirleri artiracagina dikkat cektiler Siginma talebinde bulunan Gotlar arasinda sef in onderligini yaptigi bir grup da vardi 370 lerde Valens Fritigern i Hristiyan Gotlari cezalandiran Athanaric e karsi desteklemisti Izin isteyen Gotlar arasinda Valens yalnizca Fritigern ve yandaslarina izin verdi Ancak bu digerlerinin de pesi sira gelmelerini engellemedi Fritigern ve yandasi Gotlar siniri gectiklerinde Valens in seyyar gucleri doguda Pers sinirinda ve Isauria daydilar Bu Gotlarin yerlesimini denetlemek icin yalnizca kiyi birliklerinin mevcut bulunmasi anlamina geliyordu Az sayidaki mevcut imparatorluk askerleri Romalilarin once bir grup Gotun sonrasinda da Hunlar ve Alanlarin Tuna yi gecisini durdurmalarini engelliyordu Kontrollu bir yerlestirme olarak baslayan faaliyet buyuk bir akina donustu ve vaziyet daha da kotulesti Kiyi komutanlari sorumluluklari altindaki Vizigotlari taciz etmeye baslayinca Gotlar 377 de ayaklandi ve Marcianopolis yakinlarinda Trakya daki Roma birliklerini yenilgiye ugrattilar Ostrogotlar ardindan da Hunlar ve Alanlar ile guclerini birlestiren barbar grubu dogu ve batidan gonderilen imparatorluk askerleri ile karsilasana kadar ilerledi Ad Salices yakinlarinda yapilan bir savasta Gotlar bir kere daha zafer kazandilar ve Balkan daglarinin guneyinde kalan Trakya nin yonetimini ellerine gecirdiler 378 e gelindiginde Valens dogudaki ussu Antakya dan batiya ilerleme imkani buldu Iskelet bir guc disinda bazilari Gotlardan olusan tum guclerini dogudan batiya cekerek 30 Mayis 378 de Konstantinopolis e vardi Bu arada Valens in danismani Richomeres ve generalleri Frigerid Sebastian ve Victor Valens i uyardilar ve kendisini Gratianus un Galya dan gelecek muzaffer lejyonlarini beklemesi konusunda ikna etmeye calistilar Sonrasinda yasananlar sonuclari ileri yillarda hissedilmeye devam edecek asiri bir gururun ornegidir Yegeni Gratianus un basarisini kiskanan Valens zaferi kendi basina kazanmak istedigine karar verdi Hadrianapolis Muharebesi ve Valens in olumu Askerlerinin gucunu toplamasi ve Trakya da avantaj saglayabilmek icin verilen kisa bir moladan sonra Valens Hadrianapolis e modern Edirne dogru hareket etti Oradan 9 Agustos 378 gunu barbar ordusunun uzerine yurudu Her ne kadar muzakereler girisimleri olduysa da bir Roma birliginin saldiriya gecmesiyle her iki taraf savasin icine cekilmis oldu Romalilar baslarda kendilerini korusalar da saflarini bolen Vizigot suvarilerinin surpriz saldirisiyla dagildilar Savasla ilgili baslica kaynak Ammianus Marcellinus dur Valens hatiri sayilir miktarda muhafizi malzemelerin ve hazinenin basinda birakarak elindeki gucu zayiflatmisti Sag kanat suvarisi Got kampina sol kanadindan biraz daha once varmisti Cok sicak bir gundu ve Roma suvarisi stratejik bir destek olmadan catismaya girmis sicakta cok fazla guc harcamisti Bu arada Fritigern bir kere daha bir baris elcisi gonderdi Son gecikme savas alaninda bulunan Romalilarin sicaga dayanamadiklari anlamina geliyordu Roma okcularinin yanlis zamanlamali bir saldirisi basladiginda ordunun kaynaklari daha da tukendi ve bu da Valens i elciyi geri cagirmak durumunda birakti Okcular yenilmis ve utanc icinde geri cekilmislerdi Bunun ardindan Altaheus ve Saphrax komutasindaki Got suvarileri saldiriya gectiler ve Roma suvarisi kacmaya basladi Bu muhtemelen savasin en belirleyici olayiydi Bu noktada Ammianus Valens in olumune dair ilk anlatimda bulunur Ilk anlatimda Ammianus Valens bir okla olumcul sekilde yaralandigini ve kisa bir sure sonra son nefesini verdigini belirtir XXXI 12 Cesedi hicbir zaman bulunamamis ve duzgun bir sekilde gomulmemistir Ikinci anlatiminda Ammianus Roma piyadelerinin terk edildigini cevrelerinin sarildigini ve kilictan gecirildigini belirtir Valens yaralanir ve ahsap bir kulubeye tasinir Kulube Gotlar tarafindan icindeki odulden bihaber bir sekilde atese verilir Ammianus a gore Valens bu sekilde yok olmustur XXXI 13 14 6 Savas sona erdiginde dogu ordusunun ucte ikisi olmustu En iyi subaylarinin cogu yok olmustu Valens in ordusundan geriye kalanlar Comes Richomer ve General Victor tarafindan gece karanliginda savas alanindan ayrilmistir Bu donemin onemli bir tarihcisi olan J B Bury savasin onemi konusunda detayli bir yorum yapar Yasanmasina hic gerek olmayan bir felaket ve rezaletti Savas Roma devletini aciz duruma dusurdu Bozgunla karsi karsiya kalan on dokuz yasindaki imparator Gratianus I Theodosius u atayana kadar kontrolden cikarak yayilan felaketle basa cikamamistir MirasiIstanbul da Bozdogan Kemeri olarak adi degistirilmis olan Valens in yaptirdigi Valens Kemeri Valens in kariyerindeki en onemli olaydi Hadrianapolis Muharebesi nin savas sanatinin evrimi bakimindan da bir onemi vardi O zamana kadar Roma piyadesi yenilmez kabul edilirdi ve bunun kaniti da oldukca fazlaydi Ancak Got piyadeleri butun bunlari tamamen degistirdi J B Burry 5 yuzyil icin kayitlarin yetersiz oldugunu soylese de 4 ve 6 yuzyillarin tamaminda tarih suvarilerin Romalilarin karadki baslica silah gucu haline geldigini gostermektedir A H M Jones Valens tamamen siradan ancak yine de hicbir askeri yetenegi olmayan bir hamiydi entrikalar konusundaki tedirginlikleri ve hain oldugu iddia edilenlerin zalimce cezalandirmasiyla suuruna ihanet etmistir diye yazar Ancak Jones Valens in alt siniflarin cikarlari konusunda dikkatli vicdan sahibi bir yonetici oldugunu soyler Kardesi gibi o da icten bir Hristiyan di Bu kadar hezimetle sonuclanan bir savasta olmesi talihsiz bir kariyerin en alt noktasi olarak kabul edilmistir Bu Valens in yenilgisinin derin sonuclari dusunuldugunde ozellikle dogrudur Edirne imparatorlugun son doneminde Roma nin toprak butunlugunun sona erisinin baslangici olmus ve bu gercek cagdaslari tarafindan bile fark edilmistir Ammianus bu savasin Cannae Savasi ndan sonra Roma tarihindeki en kotu yenilgi oldugunu anlamis Rufinus ise savas icin Roma Imparatorlugu icin tum kotuluklerin baslangici demistir Valens ayni zamanda Roma devletinin kisa bir tarihinin yazimini da emretmistir Valens in katibi Eutropius tarafindan hazirlanan bu calisma Breviarium ab Urbe condita adiyla bilinir ve kurulusundan itibaren Roma nin hikayesini anlatir Bazi tarihcilere gore Valens Roma tarihini ogrenmenin gerekliligiyle motive olmustu Boylece kendisi kraliyet ailesi ve atadiklari Roma Senato sinifi ile daha kolay kaynasacakti Imparatorlugun dini niteligiyle ilgili mucadeleleri Yonetimi sirasinda Valens imparatorlukta bir bolunme yaratmaya baslayan teolojik bir farklilikla mucadele etmek durumunda kalmisti Julianus pagan inanisi canlandirmaya calismisti Bu girisiminde Hristiyanlarin arasindaki farkli gruplarin anlasmazliklarindan ve orduda sayilari fazla olan pagan askerlerden faydalanmisti Buyuk destek toplamasina karsin eylemleri cogu zaman olcusuz bulunmus Perslere karsi ciktigi bir seferde olmeden once kucumsenmisti Olumu tanrinin bir isareti olarak algilanmisti II Constantius ve Constans gibi Valen ve Valentinianus da farkli teolojik goruslere sahipti Valens Aryan di Valentinianus ise Iznik itikatini destekliyordu Ancak Valens oldugunde Aryanizm imparatorlugun dogusunda sona ermek uzereydi Ardindan gelen I Theodosius Iznik itikatini onaylamistir KaynakcaLenski Noel Valens 364 378 A D De Imperatoribus Romanis 4 Ocak 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Notlar a b 10 Aralik 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Temmuz 2007 Historiae 31 12 13 Jones Arnold Hugh Martin The Later Roman Empire 284 602 A Social Economic and Administrative Survey Baltimore Johns Hopkins University 1986 s 139 Eutropius Breviarium ed H W Bird Liverpool University Press 1993 s xix Wikimedia Commons ta Valens ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Resmi unvanlarOnce gelen Jovian Roma Imparatoru I Valentinianus Gratianus ve II Valentinianus ile 364 378 Sonra gelen I Theodosius