Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. () |
Dördüncü Haçlı Seferi, 1202-1204 yılları arasında gerçekleşen ve Papa III. Innocentius tarafından çağrılan bir Latin Hristiyan silahlı seferiydi. Seferin amacı, öncelikle Mısır'ın güçlü Eyyûbî Sultanlığı'nı yenerek Müslümanların kontrolündeki Kudüs şehrini yeniden ele geçirmekti. Ancak bir dizi ekonomik ve siyasi olay, Haçlı ordusunun başlangıçta planlandığı gibi Mısır'ı fethetmek yerine 1202'de Zara'yı kuşatması ve 1204'te Konstantinopolis'i yağmalamasıyla sonuçlandı. Bu durum Partitio terrarum imperii Romaniae ya da Bizans İmparatorluğu'nun Haçlılar ve Venedikli müttefikleri tarafından bölünmesine yol açarak Frankokrasi ya da Yunancada "Frankların Yönetimi" olarak bilinen bir döneme yol açtı.
Dördüncü Haçlı Seferi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Haçlı Seferleri | |||||||
1204 yılında İstanbul'un Haçlılar tarafından işgali | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
| |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
IV. Otto I. Bonifacio del Monferrato Venedik Dükü Enrico Dandolo | V. Aleksios II. İsaakios III. Aleksios |
Venedik Cumhuriyeti, Haçlı liderleriyle işgal güçlerini taşımak için özel bir filo inşa etmek üzere anlaştı. Ancak liderler Venedik'ten yola çıkacak asker sayısını çok abartmışlardı, çünkü birçoğu başka limanlardan yelken açmıştı ve ortaya çıkan ordu anlaşılan ücreti ödeyemedi. Venedik Doçesi Enrico Dandolo ödeme yerine, Haçlıların doğu Adriyatik kıyısındaki asi Zadar (Zara) şehrine saldırmak için kendisine destek vermesini önerdi. Bu, Kasım 1202'de Papa III. Innocentius'un Haçlıların Hristiyan dindaşlarına saldırmamaları yönündeki çağrılarına rağmen, Katolik bir Haçlı ordusunun Katolik bir şehre karşı ilk saldırısı olan Zara'nın kuşatılması ve yağmalanmasına yol açtı. Şehir daha sonra Venedik kontrolü altına alındı. Papa bunu duyunca Haçlı ordusunu geçici olarak aforoz etti.
Ocak 1203'te Kudüs'e giderken Haçlı liderliği, Bizans prensi Aleksios Angelos ile ana kuvvetlerini Konstantinopolis'e yönlendirmek ve tahttan indirilen babası II. Isaakios Angelos'u imparator olarak geri getirmek için bir anlaşma yaptı ve daha sonra Kudüs'ü işgal etmelerine destek verecekti. 23 Haziran 1203'te ana Haçlı ordusu Konstantinopolis'e ulaşırken, diğer birlikler (belki de tüm Haçlıların çoğunluğu) Akka'ya devam etti.
Ağustos 1203'te Konstantinopolis kuşatmasının ardından Aleksios ortak imparator olarak taç giydi. Ancak Ocak 1204'te bir halk ayaklanmasıyla tahttan indirildi ve Haçlıları vadedilen ödül ödemelerinden mahrum bıraktı. Aleksios'un 8 Şubat'ta öldürülmesinin ardından Haçlılar şehrin tamamen fethine karar verdiler. Nisan 1204'te şehrin muazzam zenginliğini ele geçirip yağmaladılar. Bundan sonra sadece bir avuç Haçlı Kutsal Topraklara gitmeye devam etti. Aralarında Coucy Lordu III. Enguerrand, Leicester 5. Kontu Simon de Montfort ve Vaux-de-Cernay'li Guy'ın da bulunduğu birçok önde gelen Haçlı, Zara ve Konstantinopolis'e yapılan saldırılara katılmayı reddetti ve Haçlı seferinden ayrıldı.
Konstantinopolis'in fethini Bizans İmparatorluğu'nun İznik, Trabzon ve Epir merkezli üç devlete bölünmesi izledi. Haçlılar daha sonra eski Roma topraklarında Frankokrasi olarak bilinen ve büyük ölçüde Konstantinopolis Latin İmparatorluğu'na bağlı olan birkaç yeni Haçlı devleti kurdular. Latin Haçlı devletlerinin varlığı, Bizans'ın ardılı olan devletler ve Bulgar İmparatorluğu ile hemen savaşa yol açtı. İznik İmparatorluğu sonunda Konstantinopolis'i geri aldı ve Temmuz 1261'de Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurdu.
Dördüncü Haçlı Seferi'nin Doğu-Batı Bölünmesini sağlamlaştırdığı kabul edilir. Haçlı Seferi Bizans İmparatorluğu'na geri dönülmez bir darbe vurdu ve bölgedeki tüm istikrarsız hükûmetler, Konstantinopolis'in Yağmalanması ve binlerce ölüm, bölgeyi saldırılara karşı savunmasız bırakan asker, kaynak, insan ve paradan yoksun bıraktığı için gerilemesine ve çöküşüne katkıda bulundu. Ayrıca, imparatorluk Balkanların, Anadolu'nun ve adaların çoğunun kontrolünü kaybettiği için küçüldü. Bu da imparatorluğu, Osmanlı Devleti'nin işgaline karşı savunmasız hale getirdi.
Haçlı Ordusu'nun İstanbul'a Yönelişi
Bu yeni seferin, daha önceki Haçlı seferlerinden farklı olması öngörülüyordu. Önceki Haçlı seferleri Katolik Kilisesi'nin dinsel hiyerarşisi dışında olan devlet idarecisi hükümdarlar ve hükümdarların yakını asiller tarafından komuta edilmişti. Bu yeni seferin doğrudan doğruya Papalık ve Katolik papazların komutasında olması öngörülmekteydi. Diğer bir farklılık ise (Üçüncü Haçlı Seferi komutanlarından olan Aslan Yürekli Richard'in önerdiği gibi) Müslümanları en zayıf taraflarından vurmaktı. Bu zayıf taraf Mısır'dı. Yapılan plana göre Haçlı ordusu, gemilerle Mısır'a çıkıp Nil Deltası'nı ele geçirecekti. Böylece Mısır bir Hristiyan üssüne dönüştürülecekti ve buradan Kudüs'e ulaşmak daha kolay olacaktı. Hem böylelikle Anadolu Selçuklu Devleti'yle hiç savaşılmayacaktı ve Eyyubiler arkadan vurulacaktı.
Seferin Katolik Kilisesi komutasında yapılması, Avrupa hükümdarlarının yaşadığı siyasal sorunlardan dolayı gerçekçi bir fikirdi. Nitekim Papa'nın yaptığı sefer çağrısına hükümdarlar ve yakınlarından hiç pozitif yanıt gelmedi. Ama 1200 yılına kadar sefere katılmak isteyenler sayısı, 35.000 kişilik bir ordu oluşturacak sayıya yükseldi. Papa, fiziksel olarak Haçlı ordusunu yönetemeyeceği için Papa'ya bağlı bir asil bulunmalıydı. Papa uygun bir komutan bulmakta gecikmedi. Eski Kudüs kralı Troyes Kontu'nun küçük kardeşi, eski Fransa Kralı VI. Louis'nin torunu, İngiliz Kralı Arslan Yürekli Richard'ın ve yeni Fransa Kralı Filip August'un yeğeni olan Champaigne Kontu Tibald Papa'ya bir Haçlı Seferi yapmak için başvurmuştu ve bu kişi Papa tarafından yeni sefere komutan tayin edildi.
1201 yılı ilkbaharında Paskalya yortusundan sonra, 6 şövalyeden oluşan bir Haçlı komuta heyeti Venedik'e gittiler ve Venedik Cumhuriyeti'nin, Kuzey İtalya'da toplanacak Haçlı kuvvetlerini nakletmesi için belirli bir ücret karşılığında gemiler sağlamasını teklif ettiler. Venedikliler, büyük konseyi topladıktan sonra Venedik'in 4.599 şövalye, 9.000 şövalye yamağı, bunların atları, 20.000 piyade ve bütün bu orduya yetecek kadar levazım için gemi sağlanabileceğini fakat bunun için peşin olarak 84.000 gümüş mark nakliye ücreti ödenmesi gerektiğini bildirdiler. Ayrıca Venedik Cumhuriyeti, eğer fethedilen toprakların yarısı kendisine verilirse, kendi tarafından finanse edilecek 50 tam teçhizatlı kadırgadan oluşan bir filoyu da Haçlılar komutasına verebileceğini bildirdi. Haçlı komuta heyeti, bu şartları kabul edip, bir kontrat imzaladılar ve Haçlı kuvvetlerinin Kuzey İtalya'ya gelerek 14 Haziran 1202'de Venedik'ten Mısır'a gitmek üzere hareket etmesini kararlaştırdı. Ancak yeni Haçlı Seferi'nin hedefinin önce Mısır'a olacağı, açıklanan anlaşmada sarih olarak belirtilmemişti. Çünkü Haçlı komuta heyeti bu sefere dinsel coşku ile katılanların doğrudan doğruya Kudüs'e gitmek isteyeceklerini ve Mısır'a gitmemekte ısrar edeceklerini düşünmekteydi.
Diğer taraftan Venedik'in durumu ve tutumu sorunluydu. Venedik Cumhuriyeti, Haçlı kuvvetlerini nakletmek için belli bir ücret karşılığında büyük bir deniz filosu hazırlamayı ve Haçlılar'ı Mısır'a götürmeyi kabul etmişti. Venedik, ayrıca katkıda bulunmayı vadetmişti. Ayrıca seksenlik ve gözleri görmeyen Venedik Dükü Enrico Dandolo yeni Haçlı seferine katılıp Venedik donanmasına komuta edeceğini San Marko Katedrali'nde ilan etmişti. Fakat bu Haçlı Seferi hakkında müzakereler yapılırken bir Venedik heyeti ve elçisi, Venedik için çok karlı olacak bir ticaret anlaşması imzalanmıştı. Bu nedenle yapılan anlaşmada Haçlı kuvvetlerinin kesin Mısır'a gideceğine dair bir madde bulunmaması Venedikliler'in işine de gelmekteydi.
1201 kışında Haçlı Seferi komutanı seçilen Champaigne Kontu Tibald öldü. Yerine deneyimli bir asker olan I. Bonifacio del Monferrato atandı.
Bonifacio'nin kuzeni Swabiyalı Filip'in karısı, kardeşi III. Aleksios tarafından tahtından atılmış olan II. İsaakios'un kızı İrene idi. 1201 kışında Bonifacio, Noel Yortusu'nu kuzeni ve karısı ile geçirdi. Orada, İstanbul'dan kaçmış olan II. İsaakios'un oğlu olan IV. Aleksios ile görüştü. Bu görüşmelerde Haçlı ordusunun kullanılıp Bizans İmparatorluğu'nun Angelos'a verilmesi görüşüldü. Bonifacio ve Angelos ayrı ayrı Roma'ya gidip Papa III. Innocentius'un bu girişime kutsal onayını vermesini sağlamaya çalıştılarsa da Papa hiçbir Hristiyan'a (Bizanslılara bile) hücum edilmemesini Bonifacio'ye açıkça bildirdi.
Haçlı Ordusu'nun Nakliye Sorunu
Venedikliler o yıl ticari faaliyetlerini durdurup gemi yapmaya ve bu gemilere tayfa ile levazım tedarik etmeye koyuldular. Haçlılar için Venedikliler'in hazırladığı donanmada üç değişik gemi bulunuyordu.
- Harp gemileri kadırga şeklinde olup 100 kürekle çekilmekteydi ve düşmanlara hücum amacıyla silah olarak burunlarında su seviyesi üzerinde bulunan metal uçlu bir mahmuz taşımaktaydılar.
- Personel çıkartma gemilerinin uzunluğu 30 metre, eni 9 metre ve yüksekliği 12 metre idi. Her birinin 100 tayfası bulunmakta ve 600 kişilik piyade gücü taşımak için yapılmışlardı.
- At taşıma gemileri ise atları taşımak için özel askılarla donatılmışlardı. Deniz seviyesi altında bulunan bir rampa indirilerek atlı şövalyelerin gemiden hemen çıkıp karada hücuma geçme imkânı bulunmaktaydı.
Venedikliler, şehir surlarını kuşatmada kullanmak için gemilerde taşınabilecek çok sayıda mancınık, rampa ve merdiven inşa etmişlerdi.
Ancak 14 Haziran'da 35.000 kişi yerine sadece 12.000 kişilik bir Haçlı ordusu Venedik'teki Lido Adasın'da toplanabilmişti. Daha önce bu sefere katılmak isteyen bazı Avrupalılar, özellikle Venedikliler'e ödenmesi gereken ücreti beğenmeyerek sefere katılmaktan vazgeçmişler; diğer bazı Haçlılar'sa, gemi ile Mısır'a gitmekten hoşlanmayarak doğrudan doğruya Filistin'e gitmek için diğer Akdeniz limanlarına gitmiş ve hala Haçlılar elinde bulunan Akka kalesine yönelmişlerdi.
Haçlılar'ın azlığından dolayı 84.000 gümüş toplanamamıştı. Haçlılar'ın başında bulunanlar; hükümdarlar, asiller ve bu sefere gidecek ve yardım etmek isteyecek herkesten paralar topladı ise de toplanan 51.000 gümüş marklık meblağ ordu nakliyat tazminatını karşılamaya yeterli değildi. Bunun üzerine Venedik Dükü Enriko Dandolo, toplanmış olan askerî güçlerin Mısır'a gitmek için yola çıkmadan önce Venedik idaresine isyan etmiş olan Moglie, Trieste ve Zara şehirlerine gönderilip bu isyanları bastırması ve bu şehirleri yine Venedik idaresi altına vermeleri durumunda gereken nakliye ücretinin büyük bir kısmının karşılanacağını bildirdi. Haçlıların Mısır'a gittiklerinde elde edecekleri kazançlardan ücretin kalan kısmının ödenebileceğini açıkladı.
Zara ve Diğer Şehirlerde İsyanların Bastırılması
Ana madde:
Zara Adriyatik kıyısında bir Katolik şehriydi fakat nüfusunun çoğu İtalyan asıllı değil Slav'dı. O zamana kadar Venedik idaresinde bulunan Zara şehri 1183 yılında isyan etmişti. Şehrin bağımsızlığı ve savunması, Papa ve Macaristan Kralı Emerik tarafından garanti edilmişti. Halbuki bu iki garantici de Dördüncü Haçlı Seferi'nin idaresine baş çekmekteydiler. Papa III. Innocentius yazılı bir protesto göndererek Zara'ya hücum edeceklerin aforoz edeceğini bildirdi. Toplanan Haçlı gücüne katılan bazı kişiler bu girişimi uygunsuz bulup katılmamayı tercih ettiler. Fakat toplanan Haçlılar'ın çoğu çok önemli bir hedef olan kutsal toprakların ve Kudüs'ün tekrar ele geçirmek için bunun bir vasıta olduğuna inanıp Zara'ya gitmeyi kabullendiler.
Zara'ya 60 harp gemisi, 50 çıkartma gemisi ve 110 at gemisi ile götürülen Haçlı ordusu, Zara limanının önünde kurulmuş olan zincir ve diğer yüzer engellerin Venedik harp gemileri tarafından etkisizleştirilmesinden sonra, hiç direniş görmeden asker ve harp malzemesi çıkararak şehri zapt etti. O zamanki hukuka göre haklı olarak bu şehri üç gün talan ettiler. Papa III. Innocentius, Haçlı ordusunun bu şekilde Hristiyanlara hücum etmesine çok kızdı; önce Zara'yı zapt eden bütün Haçlılar'ı aforoz ettiyse de, sonra danışmanları tarafından zorlanıp sadece Venedikliler'i aforoz etti. Ama bu aforozda, önceden aforoz edilen İtalyan şehirlerinde olduğu gibi neticesiz kaldı.
Haçlı Ordusu'nun İstanbul'a Yönelişi
Bu seferden sonra Bizans tacında hak iddia eden II. İsaakios'un genç oğlu IV. Aleksios, Haçlı komuta heyetine ve özellikle Haçlı Ordusu komutanı Bonifacio'ye, eğer Haçlı güçleri İstanbul'a gelir ve orada tahtı gasp eden amcası III. Aleksios'un yerine kendisini imparator yaparlarsa, Haçlı güçlerine büyük katkılar yapacağına inandırdı. Aleksios'un vaatleri şunlardı:
- Venedik'e borç olarak kalan ücretin kalanı Bizans hazinesinden karşılanacaktı.
- Haçlı güçlerinin İstanbul'dan Mısır'a gemilerle nakledilmesi Bizans tarafından finanse edilecekti.
- Haçlı kuvvetlerine ekten 10.000 Bizanslı asker sağlanacaktı.
- Sonradan zapt edilecek kutsal toprakları korumak için, Bizans İmparatorluğu 500 şövalyeyi devamlı finanse edecekti.
- Papalık'tan ayrılmış olan Ortodoks Kilisesi'ni Roma'daki Katolik Kilisesi'ne bağlayacaktı.
Birçok dindar Katolik Haçlı ve özellikle Papa III. Innocentius için bu son şart çok uygun görülmüştü. Bu şekilde İstanbul'u ve Bizanslılar'ı tek bir Hristiyan kilisesi içinde ve Papa'nın liderliği altında toplamak, kutsal Kudüs'ü yeniden almak kadar çekici görülüyordu.
Bunun yanında İstanbul'un bir servet yatağı olduğu Batı Avrupa'da ve özellikle önceki Haçlı seferlerinden dönenler tarafından, yıllarca masal gibi söylenip gitmişti. Her Orta Çağ ordusu mensubu gibi İstanbul'u bir ordu ile almak ve hukuken kabul edilen üç günlük talan izni, bir Haçlı askeri için inanılmaz çok ganimet toplamak ile bir anlama gelmekteydi.
Nisan'da Haçlı ordusunu taşıyan donanma Zara'dan ayrıldı; Dıraç limanı ve Korfu adasına uğradıktan sonra bu büyük donanma 24 Haziran 1203'te İstanbul şehri önünde Boğaz ağzında demir attı. Bizans İmparatoru III. Aleksios, bu donanmanın yakında geleceğinden haberi vardı; ama bu tehdidi karşılayacak askerî güç, özellikle deniz gücü, elinde bulunmuyordu. Önceki imparator olan kardeşi II. İsaakios, Bizans'in gemi yapımı ve bakımı kontratını 16 yıl önce bir ihale sonucu Venedikliler'in eline bırakmıştı ve kayın biraderi olan Bizans donanma komutanı amiral de donanmanın elinde bulunan çımaları, yelkenleri ve halatları ihale ile satmıştı. Böylece Bizans donanması hiç donanımsız birkaç tekneye dönüşmüştü.
Haçlı Ordusunun İstanbul'a İlk Hücumu
İstanbul'a gelen Venedik gemilerinden oluşan büyük Venedik/Haçlı donanması o zaman İstanbul'un limanı olan Haliç'e giremedi. Çünkü Haliç'in ağzına 500 metre uzunlukta büyük ve ağır bir zincir çekilmişti. Bu nedenle Venedik/Haçlı donanması önce Anadolu yakasında o zaman Kadıköy'de bulunan bir saray önünde demirleyip etraftaki tarla, bostan ve bahçeleri yağmalayarak yiyecek ve içecek tedariki yaptı. Ufak bir Bizans süvari birliği burada Haçlılara hücum ettiyse de hemen geri püskürtüldü. Buraya Bizans İmparatoru III. Aleksios'un gönderdiği elçi de iyi karşılanmadı. Eğer III. Aleksios, yeğeni yerine tahttan feragat ederse kendinin affedilip iyi muamele göreceğini, eğer feragat etmezse, bir daha elçi ve mesaj göndermemesi; kendini ve şehrini savunmaya hazırlaması istendiği bildirildi.
5 Temmuz'da bütün Haçlı birlikleri ve donanması Avrupa yakasında, Galata'nın hemen yakınına bir ordugah kurdu. O zaman Galata bir ticaret merkezi olduğu için surları bulunmuyordu. Galata yakasında büyük ve yuvarlak, kule şeklinde bir kale vardı ve Haliç'i gemilere kapayan zincirin bir ucu bu kuleye girip oradan büyük makaralarla indirilip yükseltiliyordu. Bu kaleyi savunmak için büyük bir Bizans birliği bulunmaktaydı ve bu birliğe moral sağlamak için III. Aleksios şahsen bu kulenin etrafının ve içinin savunmasının komutasını üzerine almıştı. Fakat Haçlıların ağır zırhlı süvari birlikleri hücuma geçince kulenin etrafındaki Bizans birlikleri başlarında imparator olmak üzere hemen kaçmaya koyuldular ve kule içindeki güçlerin direnişi de ancak 24 saat sürdü. Böylece Haliç'i kapatan zincirin bir tarafını eline geçiren Haçlılar zinciri denize indirdiler ve Haliç'e girişi açtılar. Böylece büyük Venedik donanması İstanbul'un limanı olan Haliç'e girmeyi başarmış oldu.
Bizanslılar şehirlerini savunmaya kararlıydılar. Karaya bakan surlar çok korunaklı olup Barbar kavimlerin, Araplar'ın ve Bulgarlar'ın kuşatmalarına karşı yüzyıllarca başarı ile savunulmuştu. Ancak Haliç kıyısındaki surlar daha alçak, daha dar ve bu nedenlerle daha az korunaklıydı. Buna rağmen Bizanslı savunucu güçler bu surları da savunmaya hazırdılar. Haçlılar, Haliç surlarının daha az korunaklı olduğunu ve özellikle şehrin kuzey batı köşesindeki Tekfur Sarayı civarında kara surları ile Haliç surlarının birleştiği kavisin zayıf olduğunu iyi bilmekteydiler.
17 Temmuz 1203 günü Haçlı Latinler karadan ve Venedikliler denizden Haliç surlarına, özellikle de bu surların en zayıf kısmına karşı büyük bir hücum başlattılar. Venedik gemileri mancınık ve atacakları taşlarla dolu bulunuyordu. Gemi direkleri arasına çekilen halatlara surlara ve kulelere çıkmak için merdivenler ve platformlar bağlanmıştı. Gemiler sahilde hemen karaya oturacak kadar yaklaştırılıp alçak boyda olan surları ve sur kulelerini mancınıklarla bombardıman edip platformlar ve merdivenlerle gemilerden hemen sur üstüne çıkmak imkânı bulunuyordu. Venedik Dükü Enrico Dandolo idaresindeki Venedikli deniz güçleri başarı ile surları ve sur kulelerini ellerine geçirmeye başladılar. O günün sonunda Dandolo müttefiki olan Haçlı komuta heyetine verdiği raporda 25 sur kulesinin Venedikliler'in eline geçtiğini; Venedikli denizcilerin surlarda açılan gediklerden şehrin kuzey batısına girdiğini ve civardaki tahta evlerden oluşan şehir mahallelerinin hepsinin ateşe verdiğini, yangının devam ettiğini bildirdi.
Birinci Hücumun Sonuçları
İlk hücum esnasında Venedikliler, zayıf Haliç surlarını aşıp İstanbul'un kuzeybatı mahallerini yaktılar. Bu yangının sonucunda yaklaşık 20.000 Bizanslı evsiz kaldı. Gene ilk hücum esnasında III. Aleksios, San Romanus Kapısı'ndan çıkarak bir huruç hücumuna geçti. Fakat imparatorun aciz komutanlığı nedeniyle Bizans kuvvetleri bozguna uğradı ve şehre çekildi. Saray mensupları, Aleksios'u yeni bir hücuma zorladılar. Aleksios, yeni bir hücuma komuta etmeyi kabul etse de 17 Temmuz gecesi gizlice ufak bir gemiye binerek Trakya'ya kaçtı. Kaçarken yanında Eirene isimli kızı ve hazinede bulunan 500 kilo altın vardı. Böylece Aleksios, kuzeybatı mahallesindeki yangın esnasında diğer iki kızını ile karısını kaybettiği ve büyük bir tehdit altındaki başkentten kurtulmuştu.
Angelos kaçınca Bizans başsız kaldı. Alelacele toplanan konseyde II. İsaakios'un zindandan çıkartılması ve tahta oturtulmasına karar verildi. II. İsaakios'un gözleri görmüyordu; Bizans hukukuna göre körler imparator olamazdı ama İsaakios meşru imparatordu. Bizans'ın ileri gelenleri, İsaakios'u tekrar imparator yapmakla Haçlılar'ın kuşatmayı kaldırmak için öne sürdükleri tek şart olan yani II. İsaakios'un tekrar imparator olması şartını karşıladıklarını sanmaktaydılar. Ayrıca Haçlılar'a yardım eden ve onlarla beraber gelen İsaakios'un oğlunun da, IV. Aleksios adıyla ortak imparator yapmaları gerekti. Nitekim 1 Ağustos 1203'te II. İsakios ile IV. Aleksios taç giydi ve ülkenin idaresini ellerine aldılar.
Meşru hükümdarların tahta geçmesini şart koşan Venedikliler ve Latinler bu gerçeği kabul ederek hücumlarını durdurup, şehrin içinde girdikleri yerlerden çıkıp Haliç'in karşı yakasında Galata dışında bir ordugaha çekildiler. Burada IV. Aleksios'un verdiği sözleri yerine getirmesi için beklemeye koyuldular.
IV. Aleksios, vaatlerini yerine getirmek için finans kaynaklarına ihtiyaç duyuyordu. Amcasının yaptığı aşırı israflı harcamalarla devlet hazinesi boşalmıştı. Bu yüzden yeni vergilerin konulması ve eski vergilerin yükseltilmesi gerekliydi. Bizans halkı, bu vergilerin doğrudan düşman olarak gördükleri Venedikliler'e ve Haçlılar'a gideceğini bildiği için açıkça duyduğu kızgınlığı göstermeye başladı. Bunun dışında başka bir finans kaynağı ise, kilise ve manastırlardaki kıymetli metallerden yapılmış olan vaftiz kaplarının müsadere edilip eritilmesi ile elde edilen kıymetli metallerdi. Bu durum İstanbul'da çok nüfuzlu olan papazları ve keşişleri imparatora açıkça düşmanlığa yöneltti. Aleksios'un başka bir vaadi olan Ortodoks Kilisesi'nin, Katolik Kilisesi'ne bağlanmasıydı. Bu vaat çok büyük bir şikâyet konusu olmuştu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi medeniyet görmemiş Haçlılar ve Venedikliler'in küçük gruplar hâlinde İstanbul'u ziyaret etmeleri ve bu ziyaretler esnasındaki tutumları hem halkın kendilerine düşman olmasına hem de maddi zarara yol açıyordu.
Bir gece, bir grup Haçlı Aya İrini Kilisesi'nin hemen arkasında bulunan küçük bir Arap mahallesini görünce mahalleye girdiler. Mahalledeki küçük bir mescidi görünce sinirlenip hem mescidi hem de mahalleyi yakıp yıktılar. Söndürülemeyen yangın şehrin diğer mahallelerine yayıldı. Bu ikinci büyük yangınla şehrin önemli mahalleleri harap oldu ve imparator Julianus zamanından beri görülmeyen yüksek bir yangın zararı ortaya çıktı. IV. Aleksios, Trakya'ya kaçan ve orada Bizans direnişini organize eden amcası III. Aleksios'a karşı giriştiği başarısız bir harekâttan döndüğünde, başkentini yangından harap bir halde ve halkının Haçlılara karşı savaşmaya hazır bir halde olduğunu gördü.
Birkaç gün sonra zaten çok müşkül olan durum, daha da güçleşti. Üç Haçlı ve üç Venedikli'den oluşan bir heyet IV. Aleksios'un huzuruna çıkarak kendilerine Zara'da vadeliden meblağların hemen karşılanmasını istediler. İmparatorun bu ödemeyi yapmaya hiçbir imkânı bulunmamaktaydı ve ödeme yapamayacağını heyete bildirdi. Bu görüşmede bulunun hiç kimsenin, sonucun yeni bir savaş olacağına dair şüphesi kalmamıştı. Genel olarak ne Bizanslılar ne de Haçlılar yeni bir savaş istemekteydiler. Bizanslılar bu garip kılıklı, acayip tavırlı ve kendilerinin dini inançlarına çok az benzeyen garip Haçlılar'ın, şehirlerinin yakınlarından ayrılıp gitmelerini istemekteydi. Haçlılar ise bu sefere dinî nedenlerle katılmışlardı ve hemen Mısır'a oradan da Kudüs'e gitmek istiyorlardı.
Ancak Venedikliler ve Venedik Dükü Enrico Dandolo daha değişik ve ayrı hedefler peşindeydi. Eğer bir savaş isteği olmasaydı; Venedik donanmasına emir verip geri dönebilirdi. Ama kendisine verilecek meblağın tamamlanması için Bizans ödemelerini beklediğinden donanması ile geri dönmemişti. Bizanslıların bu ödemeyi yapma imkânları olmadığı gittikçe açığa çıkmaya başlayınca Venedik Dükü Dandolo, mevcut Bizans imparatorlarının kaypak olduklarını ve sözlerini tutacak kişiler olmadıklarını, şehri zapt ederek onları tahttan indirmenin ve Venedik'e olan eski borçlarla vadedilmiş olan yeni gemilerin bulunması için gereken ödemeleri yapacak başka bir imparatoru tahta geçirip Haçlılar'ın ana hedeflerine yönelmelerini sağlamanın her Haçlı için bir dinsel gereklilik olduğunu iddia etmeye başladı. Esasındaysa Dandolo için ne Kudüs'e gitmek ne de nakliye borçlarının tahsil edilmesi önemliydi. Dandolo için önemli olan Bizans İmparatorluğu'nun yıkılması ve yerine Venedik menfaatlerinden başka bir hedefi olmayan yeni bir devletin kurulması önemliydi.
İstanbul halkı da bir bakıma Haçlılar'a aynı fikirdeydi; II. İsaakios ve IV. Aleksios'un hemen tahtan indirilmeleri gerekiyordu. Bunun için 25 Ocak 1204'te Ayasofya'da senatörler, din adamları ve halk temsilcilerinin katılımıyla büyük bir toplantı yapıldı ve toplantı üç gün sürdü. Toplantı sonunda IV. Aleksios ve babası tahttan indirildi. Konsey, onların yerine imparator olarak yüksek bir saray memuru olan Nikolaos Kanabos'u imparator olarak seçti.
Haçlı Ordusu'nun İstanbul'a İkinci Hücumu ve Şehrin Zaptedilişi
IV. Aleksios'a herkes muhalefetti. Bunların arasında sarayda önemli bir mevki sahibi olan ve kalın, birbiriyle birleşik kaşları dolayısıyla Murtzuphlos lakabı verilmiş olan Aleksios Dukas, 21 Ocak 1204'te saraya girerek eski imparator IV. Aleksios'u uykusundan kaldırıp; yüzünü uzun bir pelerinle örtüp saraydan kaçırdı. Genç imparatoru zindana koydurdu; birkaç başarısız kalan katil denemesinden sonra, onun bir yay kirişi ile boğulup öldürülmesini sağladı. Aleksios Dukas, kendini V. Aleksios adıyla İmparator ilan etti. İsakios ise oğlunun akıbetine çok üzülüp oğlunun ölümünden sonra fazla yaşamadı. V. Aleksios şehrin savunması için ciddi önlemler almaya başladı. Haçlılar'ın gelişinden beridir ilk defa olarak şehir duvarları ve kulelerinde sabah akşam 24 saat nöbet usulü uygulanmaya başlandı. Duvarların pekiştirilmesi ve bazı yerlerde yükseltilmesi işi bir sürü işçinin gece gündüz emekleriyle başarıldı.
Venedikliler ve Haçlılar, güya kendilerini buraya davet eden ve meşru imparator olarak gördükleri IV. Aleksios'un tahttan indirilip öldürülmesine çok kızdılar. Mart ayı başlarında Haçlı Seferi idarecileri aralarında bir sürü toplantılar yaparak şehri zapt edildikten sonra ne yapacaklarına dair bir dizi kararlar aldılar. Venedikliler ve Haçlılar altışar delege seçip bir imparator seçim kurulu kurulmasını önerdiler. Haçlılar arasından seçilecek olan imparatora şehrin (eski ve yeni saraylarını da içine alan) dörtte birinin idaresi verilecekti. Şehrin kalan dörtte üçünün yarısı Venedik idaresine verilecek ve diğer yarısı da Haçlılar'ın idaresi altında olacaktı. Haçlılar yeni imparatora bağlılık yemini verecekler ama Venedikliler imparatora bağlılık yemini vermeyecekti. Şehirde yağma edilen her şey önce ortak olarak bir merkezi yerde toplanıp buradan herkese eşit olarak dağıtılacaktı. En son şart olarak bu kuşatmaya katılan her taraf Mart 1205'e kadar (bir yıl) istila edilen şehirden ayrılmayacaktı.
Bu arada Haçlılar, reddedileceğini bildikleri bir ültimatom gönderip öldürülmüş olan eski imparator IV. Aleksios'un kendilerine vermiş olduğu vaatlerin tümünün hemen yerine getirilmesini istediler. Ama yeni Bizans imparator Murtzuphos'un bunları ret edeceğinden emin oldukları için şehre tekrar ikinci bir hücum yapmak için tedbirler aldılar.
9 Nisan günü Venedikliler ve Haçlılar surlara karşı, yine Haliç'in kuzeyinden ağırlıklı bir hücuma başladılar. Dokuz ay önce Venedikliler'in gemi direkleri üzerine çıkıp Haliç surlarını aşma başarıları bu sefer mümkün olmadı. Yükseltilen duvarlar ve duvarlardaki savunma güçleriyle silahları dokuz ay önceki eski başarının yenilenmesine engel oldu. Bizanslılar, büyük mancınık tipli makinelerle attıkları taşlarla diğer taraftaki yüksek tahta kuleler şeklinde hücum makinelerini yıkmayı başardılar. Çıkan sert bir güney rüzgârı Venedik gemilerinin Haliç surlarını aşmak için surlara yanaşmalarına engel oldu. O akşam Haçlılar ve Venedikliler geri çekilmek zorunda kaldılar.
Venedikliler ve Haçlılar, iki günlük yeni bir hazırlıktan sonra tekrar hücuma geçtiler. Bu sırada Haçlı ordusunun moralini kuvvetlendirmek için Katolik papazlar da Haçlılar'ın Ortodokslar'a karşı yaptıkları hücumları aklamak için bir bildiri yayınladılar. Buna göre İstanbul'a yapılan hücumun dinsel ahlak bakımından iki uygun yönü bulunmaktaydı. Birincisine göre Bizanslılar hain ve katil olup kutsal kilisede taçlandırılmış meşru hükümdarları olan IV. Aleksios'u öldürmüşlerdi. İkincisine göre Bizanslılar'ın Katolik Papa ve Katolik Kilisesi aleyhtarlığı "Bizanslılar'ın, Yahudiler'den daha beter" doğru dinden ayrıldıklarını göstermekteydi. Böylece materyal ve moral bakımından ordularını pekiştiren Haçlılar ve Venedikliler 11 Nisan'da tekrar bir hücuma başladılar.
Bu sefer Venedik gemileri ikişer ikişer birbirlerine bağlanarak daha fazla ağırlıkla Haliç surlarına çıkmayı denediler. Çıkan kuvvetli kuzey rüzgârı da buna yardımcı oldu. Çok geçmeden iki kule Venedikliler'in ve Haçlılar'ın eline geçti. Şehrin bir kapısı da kırılınca Haçlı askerleri şehre girip şehrin kuzeyindeki sokaklara yayılmaya ve ahaliyi evlerinde öldürmeye başladılar. Bir grup Haçlı o akşam şehrin kuzeyinde büyük bir yangın çıkardı. Bu yangın Haçlılar'ın şehirde çıkardığı üçüncü büyük yangın oluyordu. Bu seferin tarihini yazan Villeharoudin'e göre bu yangınlarda "Yanan ev sayısı Fransa Krallığı'nın en büyük üç şehrinde bulunan tüm evlerin sayısından da daha fazlaydı."
İmparatorun muhafızları çok kahramanca bir sokak savunması yaptı. Şehrin kuzeybatısını zapt eden Haçlılar, o akşam için ateşkes ilan ettiler. Ama yangın devam etti. Aynı akşam savunma ümidini büsbütün yitiren V. Aleksios, savunmayı dışarıdan idare etme bahanesiyle karısı Evodosiye ve çocuklarıyla beraber şehirden kaçmayı başardı.
Ertesi gün şehirdeki tüm Bizans direnişi sona erdi. Fakat İstanbul şehri için esas trajedi ve fecaat o gün başladı. Venedikliler ve Haçlılar, o zaman savaş hukukuna göre üç gün şehri talan etme haklarını kullandılar. Şehrin altını üstüne getirerek tüm anıt, bina vb. her şeyi yağmaladılar. Halka da birçok eziyetlerde bulundular.
İstanbul'un, Dördüncü Haçlı Seferi'ne katılan Venedikliler ve Batı Avrupalı Haçlılar tarafından talan edilmesi Batı Avrupalı bir tarih otoritesi tarafından şöyle tasvir edilmiştir:
Latin kökenli askerler Avrupa'nın en büyük şehrini tarif edilemeyecek bir talana giriştiler. Üç günlük talan esnasında yaptıkları katliam, tecavüz ve yağmayla şehri o kadar büyük ölçekli talana uğrattılar ki, Roma'yı ve diğer Batı Roma topraklarını yağmalayan Vandallar ve Gotlar orada olsalardı mutlaka gözlerine inanamayacaklardı. İstanbul, antik dönemden kalma ve Bizans'ın yaptığı eserlerle bir açık hava müzesi hâline gelmişti. Haçlılar, şehirde buldukları bu servetin karşısında afalladılar. Zaten yarı Bizanslı olan Venedikliler ele geçirdikleri servetin çoğunu saklamayı başardılar. Ama Haçlılar (Fransızlar, Flamanlar, Almanlar vb) ele geçirdikleri her şeyi ayrım yapmadan imha ettiler. Bu serveti imhaya ancak iştahlarını şarapla dindirmek, Ortodoks rahibelere tecavüz etmek, Ortodoks papaz ve keşişleri öldürmek için zaman zaman ara verdiler. Katolik Haçlılar, Ortodoks Bizanslılar'a olan nefretlerini gösteren en olağanüstü tutumlarını zamanın en önemli ve en harika kilisesi olan Ayasofya'nın kutsallığını kirletmekle gösterdiler. Katedralde bulunan tüm gümüşten ikonlar ve tablolarla beraber katedraldeki tüm kutsal kitapları katedralin içinde yakıp imha ettiler. Ayasofya'nın gümüş vaftiz ve ayin kaplarını şarap kadehi olarak kullanırken katedraldeki patrik tahtına bir hayat kadını geçirerek ona şarkı söylettiler ve şarkıları bir konser varmış gibi dinlediler. Haçlılar, 200 yıl önce Ortodoks Kilisesi'nin, Katolik Kilisesi'nden ayrılmasının öcünü aldıkları gibi hiçbir vicdan azabı ve pişmanlık duymadan halkı katlettiler. Bizanslılar, şehri Haçlılar değil de Selçuklu Türkleri ele geçirseydi Haçlılar kadar gaddar olamayacaklarına kendilerini inandırdılar. Bunların yanında zaten çökmekte olan Bizans'ın başkenti Haçlılar tarafından zapt edilmesi Bizans'ın politik bakımdan daha beter çökmesine neden oldu. Bu durum Türkler'in ileride şehri fethetmesini kolaylaştırdı. Böylece Müslümanlar'a yönelik düzenlenen bu sefer, ileride Müslümanlar'ın kazanacağı büyük bir zafere katkı yaptı.(Vryonis, Byzantium and Europe, p. 152).
Şehrin yağmalanması esnasında antik çağlardan kalma birçok Grek ve Roma eseri ya çalındı ya da tahrip edildi. Çok sayıda yazma kitaba ev sahipliği yapan İstanbul Kütüphanesi tamamen tahrip edildi ve içindeki eserler kayboldu. Güya Katolik Hristiyan olarak Katolik Kilisesi ileri gelenlerine ve Papa'ya hiçbir Hristiyan tapınağına zarar vermeyeceklerine, aksi takdirde aforoz edilmek durumunda olacaklarına dahil yeminler veren Haçlılar, ayrım yapmadan şehirdeki tüm tapınakların kutsallıklarını kirlettiler, tahrip ettiler ve içindekileri çalıp çırptılar. Bizanslı tarihçi Nikitas Honiatis'e göre Ayasofya Kilisesi'ni talan etmek için kilisenin en kutsal köşelerine kadar bir sürü katır ve eşek sokulmuş, çalınan kutsal eşyalar bu katır ve eşeklerle Haçlı ordugahlarına taşınmıştır. Bu sırada gayet sarhoş olan Haçlı askerler Ayasofya'daki Ortodoks Patriği'nin özel tahtına bir hayat kadınını oturtmuşlar ve alay olsun diye onun dini vaizlerini dinlemişlerdir.
İstanbul'un talan ettikten sonra Haçlılar ve Venediklier merkezi bir yerde toplandılar. Talan edilen eşyaların değeri 300.000 gümüş marka denk geldi. Bunun 150.000 markı Venedikliler'e borç ödemesi olarak verildi. 50.000 mark Haçlı ordusuna bırakıldı. Geri kalan 100.000 mark eşit olarak Haçlılar ve Venedikliler arasında bölüştürüldü. Fakat otoriter yazarla, Haçlılar'ın 500.000 gümüş markı buraya getirmediklerini ve muhafazakâr bir tahminle talan edilenlerin değerinin 900.000 gümüş markı geçtiğini bildirirler.
Haçlılar'ın bu utandırıcı hareketlerini biraz olsun hafifletmek için Batılı tarihçiler Roma'da bulunan Papa III. Innocentius'in bundan utanç duyduğunu ve Haçlılar'a çok güçlü bir azarlama şeklinde bir bildiri yayınladığını açıklarlar. Ama daha önce Papa'nın gönderdiği aforoz tehditlerine rağmen hiçbir Haçlı komutanı veya askeri Papa tarafından ne aforoz edilmiştir ne de açıkça dinsel olarak telin edilmiştir.
Yağmalanan eşyaların bir kısmı zaman içinde kaybolurken bir kısmı da Venedik, Vatikan ve diğer büyük dini merkezler de koruma altına alındı. Hipodrom'daki heykeller, azizlerin kemikleri, İsa'ya ait olduğuna inanılan ve bugün Torino'da olan kefen ile Venedik'teki San Marko Meydanı'ndaki kilisede muhafaza edilen dört adet at heykeli de gidenler arasındaydı.
Sonuç olarak bu sefer amacından saparak Kudüs yerine İstanbul'a yapıldı. Bunun sonucunda Bizans İmparatorluğu yıkıldı ve yerine Latin İmparatorluğu kuruldu.
Haçlılar, kuşatma öncesinde hazırlayıp imzaladıkları anlaşmaya sadık kalarak İstanbul'u Venedikliler ile bölüştüler. İstanbul'da Romania adını verdikleri bir Latin İmparatorluğu kurdular. Ama birçok Haçlı'nın beklediği gibi Latin İmparatorluğu tahtına Bonifacio geçmedi. Çünkü Venedikliler, Bonifacio'nin Bizans'la olan köklü bağlarını, özellikle erkek kardeşi Montferrat'lı Ranier'in, 1170'li ve 1180'li yıllarda Bizans'ta imparatoriçelik yapmış olan Maria Komena ile yapmış olduğu evlilik büyük bir dezavantaj olarak görüldü. Nitekim Bonifacio'nin yerine Flandra'lı Bouduin, Konstantinopolis'li Bouduin olarak tahta çıkarıldı.
Bonifacio, Balkanlar'da kendisine verilen büyük bir bölgesel Selanik Krallığı'nı kurdu ve bu krallık Latin İmparatorluğu'nun bir kolu olarak kabul edildi. Venedikliler ise Ege Denizi'nde bir Adalar Dükalığı kurdular.
İstanbul'dan kaçan Bizans soyluları bazı Ardıl Bizans Devletleri kurdular. Bunların en önemlileri III. Aleksios'un yakın bir akrabası olan Theodoros Laskaris tarafından kurulan İznik İmparatorluğu, Trabzon İmparatorluğu ve Epir Despotluğu'dur.
Bizans'ın parçalanışı ve Latin İmparatorluğu
İstanbul'un 1204'te zapt edilmesinden sonra, Doğu Roma olma prensiplerine uygun olarak İstanbul'da "Imperium Romanıae" Latince adıyla Latin İmparatorluğu kuruldu. Bu imparatorluk sözde Doğu Roma prensiplerine uygun olsa da halkın Ortodoks Kilisesi'ne bağlı olduğu yerde devlet Katolik Kilisesi'ne bağlıydı.
Hem Haçlılar hem de şehir halkı Latin imparatorunun I. Bonifacio del Monferrato olacağı beklenmekteydi. Fakat onun imparator olması Venedik tarafından veto edildi. Buna açık neden Bonifacio'nin elimine edilen eski Bizans İmparatorluğu ile pek çok şahsi bağlantısı olup kendisine imparatorluk mevkisi verilirse kendini eski imparatorluğun meşru hükümdarı olarak ilan edebileceğiydi. Fakat Venedikliler, Bonifacio imparator olursa Venedik'in yeni Latin İmparatorluğu üzerindeki etkisini kısıtlayıcığından ve Venedik'in eline geçirdiği çok geniş ve yaygın arazilerin geri verilmesini isteyeceğinden korkmaktaydılar. Bu Venedik vetosundan dolayı Latin imparatoru olarak Flandralı I. Baudouin imparator olarak seçildi.
Bonifacio ise Selanik Krallığı adı verilen bir Latin krallığı kurdu. Ayrıca Girit'te de epeyce büyük bir arazi emrine verildi; ama sonradan Bonifacio Girit'i Venedikliler'e sattı.
Bu seferden en kazançlı çıkan Venedikliler oldu ve Akdeniz'in önemli adaları gemilerinin nakliye ücreti karşılığı Venedikliler'e verildi.
Dördüncü Haçlı Seferi sonuçlarının değerlendirilmesi
Konstantinopolis'te kurulan Latin İmparatorluğu fazla yaşamadı (1204-1261). 1261 yılında Bulgarların ve İznik'e kaçan Bizanslılar'ın hücumları sonucu yıkıldı. İznik İmparatoru VIII. Mihail tekrar İstanbul'a gelerek Bizans İmparatoru oldu. Dördüncü Haçlı Seferi'nin değerlendirilmesinde en son sözleri 20. yüzyılda Venedik ve Bizans tarihlerini yazmış olan modern İngiliz tarihçisi John Julius Norwich'in Bizans tarihi ilgili kitabında verilen şu değerlendirme ile bitirmek uygun görünmektedir:
Dünya olaylarının çok geniş içeriğinde .. Dördüncü Haçlı Seferi.. büyük bir felaket olarak görünmektedir. ... Bu demek değildir ki bu sefer, genel Haçlı Seferleri kavramının bir kötü ün kazanmasına neden olmuştur. Bir önceki yüzyılda birbirini takip eden seferler zaten Hristiyanlık tarihindeki en kara sayfalar oluşturmuştu. Fakat Dördüncü Haçlı Seferi (eğer Haçlı seferi demek kabilse) daha önceki Haçlı seferlerine kıyasla imansızlık ve ikiyüzlülük ve vahşilik ve açgözlülük bakımından önceki seferlerden kat kat üstünde olmuştur. ... İstanbul'un talan edilmesi, 5. yüzyılda Roma'nın barbar kavimler tarafından yağmalanmasından, 7. yüzyılda İskenderiye kütüphanesinin ve kitaplarının... yakılmasından, bütün dünya için daha çok felaketli olan bir kayıp ortaya çıkarmıştır... Haç sancağı altında savaşan bu adamlara... nakliyat sağlayan ve kendilerine ilham ve moral veren ve onları cesaretlendiren ve onların başını çeken en sonunda Enrico Dandolo'dur. Bu kişi bunları Venedik Cumhuriyeti adına yapmıştır ve bu trajediden en mühim kârlı parsayı toplayan Venedik olmuştur. Bu nedenle bütün dünya için bu büyük kargaşalık, felaket ve yıkımı ortaya çıkarmanın mesulleri Venedik ve onun kör, ihtiyar düküdür.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c d e f g h i j Villahardouin, Goeoffroi (çev. Ali Berktay) (2001), Konstantinopolis'te Haçlılar. İstanbul:İletişim Yayınları .
- ^ Modern bir Avrupa kaynağına göreyse sadece 15.000 ev yanmıştır. J. Phillips, The Fourth Crusade and the Sack of Constantinople, say. 209
- ^ "History of the Church Vol II" 23 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Papa III. Innocentius & the Latin East, p372, Philip Hughes, Sheed & Ward, 1948.
- ^ "The Sack of Constantinople" 30 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Nikitas Honiatis, 1204.
- ^ Norwich, John Julius (1996). Byzantium: The Decline and Fall. New York: Alfred A. Knopf. ss. 81-82. ISBN .
- Genel
- Nikitas Honiatis (çev. Işın Demirkent) (2006), Historia (1195-1206) İstanbul'un Haçlılar Tarafından Zaptı ve Yağmalanması İstanbul:Dünya Yayıncılık .
- Geoffroy de Villehardouin:
- Çev. Ali Berktay (2001), Konstantinopolis'te Haçlılar. İstanbul:İletişim Yayınları .
- Çev. Ali Berktay (2008), Dördüncü Haçlı Seferi Kronikleri İstanbul:Türkiye İş Bankası Yayınları / Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi
- Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt Akka Krallığı ve Haçlı Seferleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları
- Demirkent, Işın (1997), Haçlı Seferleri, İstanbul,Dünya Yayıncılık,
- Norwich, John Julius, (1995), Byzantium: The Decline and Fall, Londra:Penguin. (İngilizce) Böl.10-11
- Nicolle, David, (2011), The Fourth Crusade 1202-04 Betrayal of Byzantium (Campaign 237) Oxford:Osprey (İngilizce)
- Internet Orta Çağ Kaynak Kitabı - Dördüncü Haçlı seferi10 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce) (Erişme:21.7.2010)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu madde onerilmeyen bicimde kaynaklandirilmistir Gosterilen kaynaklar kaynak gosterme sablonlari kullanilarak dipnot belirtme bicemine uygun olarak duzenlenmelidir Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Dorduncu Hacli Seferi 1202 1204 yillari arasinda gerceklesen ve Papa III Innocentius tarafindan cagrilan bir Latin Hristiyan silahli seferiydi Seferin amaci oncelikle Misir in guclu Eyyubi Sultanligi ni yenerek Muslumanlarin kontrolundeki Kudus sehrini yeniden ele gecirmekti Ancak bir dizi ekonomik ve siyasi olay Hacli ordusunun baslangicta planlandigi gibi Misir i fethetmek yerine 1202 de Zara yi kusatmasi ve 1204 te Konstantinopolis i yagmalamasiyla sonuclandi Bu durum Partitio terrarum imperii Romaniae ya da Bizans Imparatorlugu nun Haclilar ve Venedikli muttefikleri tarafindan bolunmesine yol acarak Frankokrasi ya da Yunancada Franklarin Yonetimi olarak bilinen bir doneme yol acti Dorduncu Hacli SeferiHacli Seferleri1204 yilinda Istanbul un Haclilar tarafindan isgaliTarih1202 1204BolgeRumeli BalkanlarSonucIstanbul un yakilip talan edilmesi Latin Imparatorlugu nun kurulmasi TaraflarHaclilar Papalik Kutsal Roma Cermen Imparatorlugu Venedik Cumhuriyeti Champaigne Kontlugu Blois Kontlugu Amiens Ile de France Saint Pol Kontlugu Burgundiya FlandraBizans Imparatorlugu Macaristan Kralligi Hirvatistan Kralligi DalmacyaKomutanlar ve liderlerIV Otto I Bonifacio del Monferrato Venedik Duku Enrico DandoloV Aleksios II Isaakios III Aleksios Venedik Cumhuriyeti Hacli liderleriyle isgal guclerini tasimak icin ozel bir filo insa etmek uzere anlasti Ancak liderler Venedik ten yola cikacak asker sayisini cok abartmislardi cunku bircogu baska limanlardan yelken acmisti ve ortaya cikan ordu anlasilan ucreti odeyemedi Venedik Docesi Enrico Dandolo odeme yerine Haclilarin dogu Adriyatik kiyisindaki asi Zadar Zara sehrine saldirmak icin kendisine destek vermesini onerdi Bu Kasim 1202 de Papa III Innocentius un Haclilarin Hristiyan dindaslarina saldirmamalari yonundeki cagrilarina ragmen Katolik bir Hacli ordusunun Katolik bir sehre karsi ilk saldirisi olan Zara nin kusatilmasi ve yagmalanmasina yol acti Sehir daha sonra Venedik kontrolu altina alindi Papa bunu duyunca Hacli ordusunu gecici olarak aforoz etti Ocak 1203 te Kudus e giderken Hacli liderligi Bizans prensi Aleksios Angelos ile ana kuvvetlerini Konstantinopolis e yonlendirmek ve tahttan indirilen babasi II Isaakios Angelos u imparator olarak geri getirmek icin bir anlasma yapti ve daha sonra Kudus u isgal etmelerine destek verecekti 23 Haziran 1203 te ana Hacli ordusu Konstantinopolis e ulasirken diger birlikler belki de tum Haclilarin cogunlugu Akka ya devam etti Agustos 1203 te Konstantinopolis kusatmasinin ardindan Aleksios ortak imparator olarak tac giydi Ancak Ocak 1204 te bir halk ayaklanmasiyla tahttan indirildi ve Haclilari vadedilen odul odemelerinden mahrum birakti Aleksios un 8 Subat ta oldurulmesinin ardindan Haclilar sehrin tamamen fethine karar verdiler Nisan 1204 te sehrin muazzam zenginligini ele gecirip yagmaladilar Bundan sonra sadece bir avuc Hacli Kutsal Topraklara gitmeye devam etti Aralarinda Coucy Lordu III Enguerrand Leicester 5 Kontu Simon de Montfort ve Vaux de Cernay li Guy in da bulundugu bircok onde gelen Hacli Zara ve Konstantinopolis e yapilan saldirilara katilmayi reddetti ve Hacli seferinden ayrildi Konstantinopolis in fethini Bizans Imparatorlugu nun Iznik Trabzon ve Epir merkezli uc devlete bolunmesi izledi Haclilar daha sonra eski Roma topraklarinda Frankokrasi olarak bilinen ve buyuk olcude Konstantinopolis Latin Imparatorlugu na bagli olan birkac yeni Hacli devleti kurdular Latin Hacli devletlerinin varligi Bizans in ardili olan devletler ve Bulgar Imparatorlugu ile hemen savasa yol acti Iznik Imparatorlugu sonunda Konstantinopolis i geri aldi ve Temmuz 1261 de Bizans Imparatorlugu nu yeniden kurdu Dorduncu Hacli Seferi nin Dogu Bati Bolunmesini saglamlastirdigi kabul edilir Hacli Seferi Bizans Imparatorlugu na geri donulmez bir darbe vurdu ve bolgedeki tum istikrarsiz hukumetler Konstantinopolis in Yagmalanmasi ve binlerce olum bolgeyi saldirilara karsi savunmasiz birakan asker kaynak insan ve paradan yoksun biraktigi icin gerilemesine ve cokusune katkida bulundu Ayrica imparatorluk Balkanlarin Anadolu nun ve adalarin cogunun kontrolunu kaybettigi icin kuculdu Bu da imparatorlugu Osmanli Devleti nin isgaline karsi savunmasiz hale getirdi Hacli Ordusu nun Istanbul a YonelisiBu yeni seferin daha onceki Hacli seferlerinden farkli olmasi ongoruluyordu Onceki Hacli seferleri Katolik Kilisesi nin dinsel hiyerarsisi disinda olan devlet idarecisi hukumdarlar ve hukumdarlarin yakini asiller tarafindan komuta edilmisti Bu yeni seferin dogrudan dogruya Papalik ve Katolik papazlarin komutasinda olmasi ongorulmekteydi Diger bir farklilik ise Ucuncu Hacli Seferi komutanlarindan olan Aslan Yurekli Richard in onerdigi gibi Muslumanlari en zayif taraflarindan vurmakti Bu zayif taraf Misir di Yapilan plana gore Hacli ordusu gemilerle Misir a cikip Nil Deltasi ni ele gecirecekti Boylece Misir bir Hristiyan ussune donusturulecekti ve buradan Kudus e ulasmak daha kolay olacakti Hem boylelikle Anadolu Selcuklu Devleti yle hic savasilmayacakti ve Eyyubiler arkadan vurulacakti Seferin Katolik Kilisesi komutasinda yapilmasi Avrupa hukumdarlarinin yasadigi siyasal sorunlardan dolayi gercekci bir fikirdi Nitekim Papa nin yaptigi sefer cagrisina hukumdarlar ve yakinlarindan hic pozitif yanit gelmedi Ama 1200 yilina kadar sefere katilmak isteyenler sayisi 35 000 kisilik bir ordu olusturacak sayiya yukseldi Papa fiziksel olarak Hacli ordusunu yonetemeyecegi icin Papa ya bagli bir asil bulunmaliydi Papa uygun bir komutan bulmakta gecikmedi Eski Kudus krali Troyes Kontu nun kucuk kardesi eski Fransa Krali VI Louis nin torunu Ingiliz Krali Arslan Yurekli Richard in ve yeni Fransa Krali Filip August un yegeni olan Champaigne Kontu Tibald Papa ya bir Hacli Seferi yapmak icin basvurmustu ve bu kisi Papa tarafindan yeni sefere komutan tayin edildi 1201 yili ilkbaharinda Paskalya yortusundan sonra 6 sovalyeden olusan bir Hacli komuta heyeti Venedik e gittiler ve Venedik Cumhuriyeti nin Kuzey Italya da toplanacak Hacli kuvvetlerini nakletmesi icin belirli bir ucret karsiliginda gemiler saglamasini teklif ettiler Venedikliler buyuk konseyi topladiktan sonra Venedik in 4 599 sovalye 9 000 sovalye yamagi bunlarin atlari 20 000 piyade ve butun bu orduya yetecek kadar levazim icin gemi saglanabilecegini fakat bunun icin pesin olarak 84 000 gumus mark nakliye ucreti odenmesi gerektigini bildirdiler Ayrica Venedik Cumhuriyeti eger fethedilen topraklarin yarisi kendisine verilirse kendi tarafindan finanse edilecek 50 tam techizatli kadirgadan olusan bir filoyu da Haclilar komutasina verebilecegini bildirdi Hacli komuta heyeti bu sartlari kabul edip bir kontrat imzaladilar ve Hacli kuvvetlerinin Kuzey Italya ya gelerek 14 Haziran 1202 de Venedik ten Misir a gitmek uzere hareket etmesini kararlastirdi Ancak yeni Hacli Seferi nin hedefinin once Misir a olacagi aciklanan anlasmada sarih olarak belirtilmemisti Cunku Hacli komuta heyeti bu sefere dinsel cosku ile katilanlarin dogrudan dogruya Kudus e gitmek isteyeceklerini ve Misir a gitmemekte israr edeceklerini dusunmekteydi Diger taraftan Venedik in durumu ve tutumu sorunluydu Venedik Cumhuriyeti Hacli kuvvetlerini nakletmek icin belli bir ucret karsiliginda buyuk bir deniz filosu hazirlamayi ve Haclilar i Misir a goturmeyi kabul etmisti Venedik ayrica katkida bulunmayi vadetmisti Ayrica seksenlik ve gozleri gormeyen Venedik Duku Enrico Dandolo yeni Hacli seferine katilip Venedik donanmasina komuta edecegini San Marko Katedrali nde ilan etmisti Fakat bu Hacli Seferi hakkinda muzakereler yapilirken bir Venedik heyeti ve elcisi Venedik icin cok karli olacak bir ticaret anlasmasi imzalanmisti Bu nedenle yapilan anlasmada Hacli kuvvetlerinin kesin Misir a gidecegine dair bir madde bulunmamasi Venedikliler in isine de gelmekteydi Venedik Duku Enrico Dandolo un Venedik San Marko Katedrali nde Venedik in yeni Hacli seferine katilacagini ilan etmesi Ressam Gustave Dore 1201 kisinda Hacli Seferi komutani secilen Champaigne Kontu Tibald oldu Yerine deneyimli bir asker olan I Bonifacio del Monferrato atandi Bonifacio nin kuzeni Swabiyali Filip in karisi kardesi III Aleksios tarafindan tahtindan atilmis olan II Isaakios un kizi Irene idi 1201 kisinda Bonifacio Noel Yortusu nu kuzeni ve karisi ile gecirdi Orada Istanbul dan kacmis olan II Isaakios un oglu olan IV Aleksios ile gorustu Bu gorusmelerde Hacli ordusunun kullanilip Bizans Imparatorlugu nun Angelos a verilmesi gorusuldu Bonifacio ve Angelos ayri ayri Roma ya gidip Papa III Innocentius un bu girisime kutsal onayini vermesini saglamaya calistilarsa da Papa hicbir Hristiyan a Bizanslilara bile hucum edilmemesini Bonifacio ye acikca bildirdi Hacli Ordusu nun Nakliye SorunuVenedikliler o yil ticari faaliyetlerini durdurup gemi yapmaya ve bu gemilere tayfa ile levazim tedarik etmeye koyuldular Haclilar icin Venedikliler in hazirladigi donanmada uc degisik gemi bulunuyordu Harp gemileri kadirga seklinde olup 100 kurekle cekilmekteydi ve dusmanlara hucum amaciyla silah olarak burunlarinda su seviyesi uzerinde bulunan metal uclu bir mahmuz tasimaktaydilar Personel cikartma gemilerinin uzunlugu 30 metre eni 9 metre ve yuksekligi 12 metre idi Her birinin 100 tayfasi bulunmakta ve 600 kisilik piyade gucu tasimak icin yapilmislardi At tasima gemileri ise atlari tasimak icin ozel askilarla donatilmislardi Deniz seviyesi altinda bulunan bir rampa indirilerek atli sovalyelerin gemiden hemen cikip karada hucuma gecme imkani bulunmaktaydi Venedikliler sehir surlarini kusatmada kullanmak icin gemilerde tasinabilecek cok sayida mancinik rampa ve merdiven insa etmislerdi Ancak 14 Haziran da 35 000 kisi yerine sadece 12 000 kisilik bir Hacli ordusu Venedik teki Lido Adasin da toplanabilmisti Daha once bu sefere katilmak isteyen bazi Avrupalilar ozellikle Venedikliler e odenmesi gereken ucreti begenmeyerek sefere katilmaktan vazgecmisler diger bazi Haclilar sa gemi ile Misir a gitmekten hoslanmayarak dogrudan dogruya Filistin e gitmek icin diger Akdeniz limanlarina gitmis ve hala Haclilar elinde bulunan Akka kalesine yonelmislerdi Haclilar in azligindan dolayi 84 000 gumus toplanamamisti Haclilar in basinda bulunanlar hukumdarlar asiller ve bu sefere gidecek ve yardim etmek isteyecek herkesten paralar topladi ise de toplanan 51 000 gumus marklik meblag ordu nakliyat tazminatini karsilamaya yeterli degildi Bunun uzerine Venedik Duku Enriko Dandolo toplanmis olan askeri guclerin Misir a gitmek icin yola cikmadan once Venedik idaresine isyan etmis olan Moglie Trieste ve Zara sehirlerine gonderilip bu isyanlari bastirmasi ve bu sehirleri yine Venedik idaresi altina vermeleri durumunda gereken nakliye ucretinin buyuk bir kisminin karsilanacagini bildirdi Haclilarin Misir a gittiklerinde elde edecekleri kazanclardan ucretin kalan kisminin odenebilecegini acikladi Zara ve Diger Sehirlerde Isyanlarin BastirilmasiAna madde Zara Adriyatik kiyisinda bir Katolik sehriydi fakat nufusunun cogu Italyan asilli degil Slav di O zamana kadar Venedik idaresinde bulunan Zara sehri 1183 yilinda isyan etmisti Sehrin bagimsizligi ve savunmasi Papa ve Macaristan Krali Emerik tarafindan garanti edilmisti Halbuki bu iki garantici de Dorduncu Hacli Seferi nin idaresine bas cekmekteydiler Papa III Innocentius yazili bir protesto gondererek Zara ya hucum edeceklerin aforoz edecegini bildirdi Toplanan Hacli gucune katilan bazi kisiler bu girisimi uygunsuz bulup katilmamayi tercih ettiler Fakat toplanan Haclilar in cogu cok onemli bir hedef olan kutsal topraklarin ve Kudus un tekrar ele gecirmek icin bunun bir vasita olduguna inanip Zara ya gitmeyi kabullendiler Zara ya 60 harp gemisi 50 cikartma gemisi ve 110 at gemisi ile goturulen Hacli ordusu Zara limaninin onunde kurulmus olan zincir ve diger yuzer engellerin Venedik harp gemileri tarafindan etkisizlestirilmesinden sonra hic direnis gormeden asker ve harp malzemesi cikararak sehri zapt etti O zamanki hukuka gore hakli olarak bu sehri uc gun talan ettiler Papa III Innocentius Hacli ordusunun bu sekilde Hristiyanlara hucum etmesine cok kizdi once Zara yi zapt eden butun Haclilar i aforoz ettiyse de sonra danismanlari tarafindan zorlanip sadece Venedikliler i aforoz etti Ama bu aforozda onceden aforoz edilen Italyan sehirlerinde oldugu gibi neticesiz kaldi Hacli Ordusu nun Istanbul a YonelisiBu seferden sonra Bizans tacinda hak iddia eden II Isaakios un genc oglu IV Aleksios Hacli komuta heyetine ve ozellikle Hacli Ordusu komutani Bonifacio ye eger Hacli gucleri Istanbul a gelir ve orada tahti gasp eden amcasi III Aleksios un yerine kendisini imparator yaparlarsa Hacli guclerine buyuk katkilar yapacagina inandirdi Aleksios un vaatleri sunlardi Venedik e borc olarak kalan ucretin kalani Bizans hazinesinden karsilanacakti Hacli guclerinin Istanbul dan Misir a gemilerle nakledilmesi Bizans tarafindan finanse edilecekti Hacli kuvvetlerine ekten 10 000 Bizansli asker saglanacakti Sonradan zapt edilecek kutsal topraklari korumak icin Bizans Imparatorlugu 500 sovalyeyi devamli finanse edecekti Papalik tan ayrilmis olan Ortodoks Kilisesi ni Roma daki Katolik Kilisesi ne baglayacakti Bircok dindar Katolik Hacli ve ozellikle Papa III Innocentius icin bu son sart cok uygun gorulmustu Bu sekilde Istanbul u ve Bizanslilar i tek bir Hristiyan kilisesi icinde ve Papa nin liderligi altinda toplamak kutsal Kudus u yeniden almak kadar cekici goruluyordu Bunun yaninda Istanbul un bir servet yatagi oldugu Bati Avrupa da ve ozellikle onceki Hacli seferlerinden donenler tarafindan yillarca masal gibi soylenip gitmisti Her Orta Cag ordusu mensubu gibi Istanbul u bir ordu ile almak ve hukuken kabul edilen uc gunluk talan izni bir Hacli askeri icin inanilmaz cok ganimet toplamak ile bir anlama gelmekteydi Nisan da Hacli ordusunu tasiyan donanma Zara dan ayrildi Dirac limani ve Korfu adasina ugradiktan sonra bu buyuk donanma 24 Haziran 1203 te Istanbul sehri onunde Bogaz agzinda demir atti Bizans Imparatoru III Aleksios bu donanmanin yakinda geleceginden haberi vardi ama bu tehdidi karsilayacak askeri guc ozellikle deniz gucu elinde bulunmuyordu Onceki imparator olan kardesi II Isaakios Bizans in gemi yapimi ve bakimi kontratini 16 yil once bir ihale sonucu Venedikliler in eline birakmisti ve kayin biraderi olan Bizans donanma komutani amiral de donanmanin elinde bulunan cimalari yelkenleri ve halatlari ihale ile satmisti Boylece Bizans donanmasi hic donanimsiz birkac tekneye donusmustu Hacli Ordusunun Istanbul a Ilk HucumuIstanbul a gelen Venedik gemilerinden olusan buyuk Venedik Hacli donanmasi o zaman Istanbul un limani olan Halic e giremedi Cunku Halic in agzina 500 metre uzunlukta buyuk ve agir bir zincir cekilmisti Bu nedenle Venedik Hacli donanmasi once Anadolu yakasinda o zaman Kadikoy de bulunan bir saray onunde demirleyip etraftaki tarla bostan ve bahceleri yagmalayarak yiyecek ve icecek tedariki yapti Ufak bir Bizans suvari birligi burada Haclilara hucum ettiyse de hemen geri puskurtuldu Buraya Bizans Imparatoru III Aleksios un gonderdigi elci de iyi karsilanmadi Eger III Aleksios yegeni yerine tahttan feragat ederse kendinin affedilip iyi muamele gorecegini eger feragat etmezse bir daha elci ve mesaj gondermemesi kendini ve sehrini savunmaya hazirlamasi istendigi bildirildi 5 Temmuz da butun Hacli birlikleri ve donanmasi Avrupa yakasinda Galata nin hemen yakinina bir ordugah kurdu O zaman Galata bir ticaret merkezi oldugu icin surlari bulunmuyordu Galata yakasinda buyuk ve yuvarlak kule seklinde bir kale vardi ve Halic i gemilere kapayan zincirin bir ucu bu kuleye girip oradan buyuk makaralarla indirilip yukseltiliyordu Bu kaleyi savunmak icin buyuk bir Bizans birligi bulunmaktaydi ve bu birlige moral saglamak icin III Aleksios sahsen bu kulenin etrafinin ve icinin savunmasinin komutasini uzerine almisti Fakat Haclilarin agir zirhli suvari birlikleri hucuma gecince kulenin etrafindaki Bizans birlikleri baslarinda imparator olmak uzere hemen kacmaya koyuldular ve kule icindeki guclerin direnisi de ancak 24 saat surdu Boylece Halic i kapatan zincirin bir tarafini eline geciren Haclilar zinciri denize indirdiler ve Halic e girisi actilar Boylece buyuk Venedik donanmasi Istanbul un limani olan Halic e girmeyi basarmis oldu Bizanslilar sehirlerini savunmaya kararliydilar Karaya bakan surlar cok korunakli olup Barbar kavimlerin Araplar in ve Bulgarlar in kusatmalarina karsi yuzyillarca basari ile savunulmustu Ancak Halic kiyisindaki surlar daha alcak daha dar ve bu nedenlerle daha az korunakliydi Buna ragmen Bizansli savunucu gucler bu surlari da savunmaya hazirdilar Haclilar Halic surlarinin daha az korunakli oldugunu ve ozellikle sehrin kuzey bati kosesindeki Tekfur Sarayi civarinda kara surlari ile Halic surlarinin birlestigi kavisin zayif oldugunu iyi bilmekteydiler 17 Temmuz 1203 gunu Hacli Latinler karadan ve Venedikliler denizden Halic surlarina ozellikle de bu surlarin en zayif kismina karsi buyuk bir hucum baslattilar Venedik gemileri mancinik ve atacaklari taslarla dolu bulunuyordu Gemi direkleri arasina cekilen halatlara surlara ve kulelere cikmak icin merdivenler ve platformlar baglanmisti Gemiler sahilde hemen karaya oturacak kadar yaklastirilip alcak boyda olan surlari ve sur kulelerini manciniklarla bombardiman edip platformlar ve merdivenlerle gemilerden hemen sur ustune cikmak imkani bulunuyordu Venedik Duku Enrico Dandolo idaresindeki Venedikli deniz gucleri basari ile surlari ve sur kulelerini ellerine gecirmeye basladilar O gunun sonunda Dandolo muttefiki olan Hacli komuta heyetine verdigi raporda 25 sur kulesinin Venedikliler in eline gectigini Venedikli denizcilerin surlarda acilan gediklerden sehrin kuzey batisina girdigini ve civardaki tahta evlerden olusan sehir mahallelerinin hepsinin atese verdigini yanginin devam ettigini bildirdi Birinci Hucumun SonuclariIlk hucum esnasinda Venedikliler zayif Halic surlarini asip Istanbul un kuzeybati mahallerini yaktilar Bu yanginin sonucunda yaklasik 20 000 Bizansli evsiz kaldi Gene ilk hucum esnasinda III Aleksios San Romanus Kapisi ndan cikarak bir huruc hucumuna gecti Fakat imparatorun aciz komutanligi nedeniyle Bizans kuvvetleri bozguna ugradi ve sehre cekildi Saray mensuplari Aleksios u yeni bir hucuma zorladilar Aleksios yeni bir hucuma komuta etmeyi kabul etse de 17 Temmuz gecesi gizlice ufak bir gemiye binerek Trakya ya kacti Kacarken yaninda Eirene isimli kizi ve hazinede bulunan 500 kilo altin vardi Boylece Aleksios kuzeybati mahallesindeki yangin esnasinda diger iki kizini ile karisini kaybettigi ve buyuk bir tehdit altindaki baskentten kurtulmustu Angelos kacinca Bizans bassiz kaldi Alelacele toplanan konseyde II Isaakios un zindandan cikartilmasi ve tahta oturtulmasina karar verildi II Isaakios un gozleri gormuyordu Bizans hukukuna gore korler imparator olamazdi ama Isaakios mesru imparatordu Bizans in ileri gelenleri Isaakios u tekrar imparator yapmakla Haclilar in kusatmayi kaldirmak icin one surdukleri tek sart olan yani II Isaakios un tekrar imparator olmasi sartini karsiladiklarini sanmaktaydilar Ayrica Haclilar a yardim eden ve onlarla beraber gelen Isaakios un oglunun da IV Aleksios adiyla ortak imparator yapmalari gerekti Nitekim 1 Agustos 1203 te II Isakios ile IV Aleksios tac giydi ve ulkenin idaresini ellerine aldilar Mesru hukumdarlarin tahta gecmesini sart kosan Venedikliler ve Latinler bu gercegi kabul ederek hucumlarini durdurup sehrin icinde girdikleri yerlerden cikip Halic in karsi yakasinda Galata disinda bir ordugaha cekildiler Burada IV Aleksios un verdigi sozleri yerine getirmesi icin beklemeye koyuldular IV Aleksios vaatlerini yerine getirmek icin finans kaynaklarina ihtiyac duyuyordu Amcasinin yaptigi asiri israfli harcamalarla devlet hazinesi bosalmisti Bu yuzden yeni vergilerin konulmasi ve eski vergilerin yukseltilmesi gerekliydi Bizans halki bu vergilerin dogrudan dusman olarak gordukleri Venedikliler e ve Haclilar a gidecegini bildigi icin acikca duydugu kizginligi gostermeye basladi Bunun disinda baska bir finans kaynagi ise kilise ve manastirlardaki kiymetli metallerden yapilmis olan vaftiz kaplarinin musadere edilip eritilmesi ile elde edilen kiymetli metallerdi Bu durum Istanbul da cok nufuzlu olan papazlari ve kesisleri imparatora acikca dusmanliga yoneltti Aleksios un baska bir vaadi olan Ortodoks Kilisesi nin Katolik Kilisesi ne baglanmasiydi Bu vaat cok buyuk bir sikayet konusu olmustu Butun bunlar yetmiyormus gibi medeniyet gormemis Haclilar ve Venedikliler in kucuk gruplar halinde Istanbul u ziyaret etmeleri ve bu ziyaretler esnasindaki tutumlari hem halkin kendilerine dusman olmasina hem de maddi zarara yol aciyordu Bir gece bir grup Hacli Aya Irini Kilisesi nin hemen arkasinda bulunan kucuk bir Arap mahallesini gorunce mahalleye girdiler Mahalledeki kucuk bir mescidi gorunce sinirlenip hem mescidi hem de mahalleyi yakip yiktilar Sondurulemeyen yangin sehrin diger mahallelerine yayildi Bu ikinci buyuk yanginla sehrin onemli mahalleleri harap oldu ve imparator Julianus zamanindan beri gorulmeyen yuksek bir yangin zarari ortaya cikti IV Aleksios Trakya ya kacan ve orada Bizans direnisini organize eden amcasi III Aleksios a karsi giristigi basarisiz bir harekattan dondugunde baskentini yangindan harap bir halde ve halkinin Haclilara karsi savasmaya hazir bir halde oldugunu gordu Birkac gun sonra zaten cok muskul olan durum daha da guclesti Uc Hacli ve uc Venedikli den olusan bir heyet IV Aleksios un huzuruna cikarak kendilerine Zara da vadeliden meblaglarin hemen karsilanmasini istediler Imparatorun bu odemeyi yapmaya hicbir imkani bulunmamaktaydi ve odeme yapamayacagini heyete bildirdi Bu gorusmede bulunun hic kimsenin sonucun yeni bir savas olacagina dair suphesi kalmamisti Genel olarak ne Bizanslilar ne de Haclilar yeni bir savas istemekteydiler Bizanslilar bu garip kilikli acayip tavirli ve kendilerinin dini inanclarina cok az benzeyen garip Haclilar in sehirlerinin yakinlarindan ayrilip gitmelerini istemekteydi Haclilar ise bu sefere dini nedenlerle katilmislardi ve hemen Misir a oradan da Kudus e gitmek istiyorlardi Ancak Venedikliler ve Venedik Duku Enrico Dandolo daha degisik ve ayri hedefler pesindeydi Eger bir savas istegi olmasaydi Venedik donanmasina emir verip geri donebilirdi Ama kendisine verilecek meblagin tamamlanmasi icin Bizans odemelerini beklediginden donanmasi ile geri donmemisti Bizanslilarin bu odemeyi yapma imkanlari olmadigi gittikce aciga cikmaya baslayinca Venedik Duku Dandolo mevcut Bizans imparatorlarinin kaypak olduklarini ve sozlerini tutacak kisiler olmadiklarini sehri zapt ederek onlari tahttan indirmenin ve Venedik e olan eski borclarla vadedilmis olan yeni gemilerin bulunmasi icin gereken odemeleri yapacak baska bir imparatoru tahta gecirip Haclilar in ana hedeflerine yonelmelerini saglamanin her Hacli icin bir dinsel gereklilik oldugunu iddia etmeye basladi Esasindaysa Dandolo icin ne Kudus e gitmek ne de nakliye borclarinin tahsil edilmesi onemliydi Dandolo icin onemli olan Bizans Imparatorlugu nun yikilmasi ve yerine Venedik menfaatlerinden baska bir hedefi olmayan yeni bir devletin kurulmasi onemliydi Istanbul halki da bir bakima Haclilar a ayni fikirdeydi II Isaakios ve IV Aleksios un hemen tahtan indirilmeleri gerekiyordu Bunun icin 25 Ocak 1204 te Ayasofya da senatorler din adamlari ve halk temsilcilerinin katilimiyla buyuk bir toplanti yapildi ve toplanti uc gun surdu Toplanti sonunda IV Aleksios ve babasi tahttan indirildi Konsey onlarin yerine imparator olarak yuksek bir saray memuru olan Nikolaos Kanabos u imparator olarak secti Hacli Ordusu nun Istanbul a Ikinci Hucumu ve Sehrin ZaptedilisiHacli Ordusu nun Istanbul a HucumuHacli Ordusu nun Istanbul a girip sehri talan etmesi Ressam F V Delacroix 1840 IV Aleksios a herkes muhalefetti Bunlarin arasinda sarayda onemli bir mevki sahibi olan ve kalin birbiriyle birlesik kaslari dolayisiyla Murtzuphlos lakabi verilmis olan Aleksios Dukas 21 Ocak 1204 te saraya girerek eski imparator IV Aleksios u uykusundan kaldirip yuzunu uzun bir pelerinle ortup saraydan kacirdi Genc imparatoru zindana koydurdu birkac basarisiz kalan katil denemesinden sonra onun bir yay kirisi ile bogulup oldurulmesini sagladi Aleksios Dukas kendini V Aleksios adiyla Imparator ilan etti Isakios ise oglunun akibetine cok uzulup oglunun olumunden sonra fazla yasamadi V Aleksios sehrin savunmasi icin ciddi onlemler almaya basladi Haclilar in gelisinden beridir ilk defa olarak sehir duvarlari ve kulelerinde sabah aksam 24 saat nobet usulu uygulanmaya baslandi Duvarlarin pekistirilmesi ve bazi yerlerde yukseltilmesi isi bir suru iscinin gece gunduz emekleriyle basarildi Venedikliler ve Haclilar guya kendilerini buraya davet eden ve mesru imparator olarak gordukleri IV Aleksios un tahttan indirilip oldurulmesine cok kizdilar Mart ayi baslarinda Hacli Seferi idarecileri aralarinda bir suru toplantilar yaparak sehri zapt edildikten sonra ne yapacaklarina dair bir dizi kararlar aldilar Venedikliler ve Haclilar altisar delege secip bir imparator secim kurulu kurulmasini onerdiler Haclilar arasindan secilecek olan imparatora sehrin eski ve yeni saraylarini da icine alan dortte birinin idaresi verilecekti Sehrin kalan dortte ucunun yarisi Venedik idaresine verilecek ve diger yarisi da Haclilar in idaresi altinda olacakti Haclilar yeni imparatora baglilik yemini verecekler ama Venedikliler imparatora baglilik yemini vermeyecekti Sehirde yagma edilen her sey once ortak olarak bir merkezi yerde toplanip buradan herkese esit olarak dagitilacakti En son sart olarak bu kusatmaya katilan her taraf Mart 1205 e kadar bir yil istila edilen sehirden ayrilmayacakti Bu arada Haclilar reddedilecegini bildikleri bir ultimatom gonderip oldurulmus olan eski imparator IV Aleksios un kendilerine vermis oldugu vaatlerin tumunun hemen yerine getirilmesini istediler Ama yeni Bizans imparator Murtzuphos un bunlari ret edeceginden emin olduklari icin sehre tekrar ikinci bir hucum yapmak icin tedbirler aldilar 9 Nisan gunu Venedikliler ve Haclilar surlara karsi yine Halic in kuzeyinden agirlikli bir hucuma basladilar Dokuz ay once Venedikliler in gemi direkleri uzerine cikip Halic surlarini asma basarilari bu sefer mumkun olmadi Yukseltilen duvarlar ve duvarlardaki savunma gucleriyle silahlari dokuz ay onceki eski basarinin yenilenmesine engel oldu Bizanslilar buyuk mancinik tipli makinelerle attiklari taslarla diger taraftaki yuksek tahta kuleler seklinde hucum makinelerini yikmayi basardilar Cikan sert bir guney ruzgari Venedik gemilerinin Halic surlarini asmak icin surlara yanasmalarina engel oldu O aksam Haclilar ve Venedikliler geri cekilmek zorunda kaldilar Venedikliler ve Haclilar iki gunluk yeni bir hazirliktan sonra tekrar hucuma gectiler Bu sirada Hacli ordusunun moralini kuvvetlendirmek icin Katolik papazlar da Haclilar in Ortodokslar a karsi yaptiklari hucumlari aklamak icin bir bildiri yayinladilar Buna gore Istanbul a yapilan hucumun dinsel ahlak bakimindan iki uygun yonu bulunmaktaydi Birincisine gore Bizanslilar hain ve katil olup kutsal kilisede taclandirilmis mesru hukumdarlari olan IV Aleksios u oldurmuslerdi Ikincisine gore Bizanslilar in Katolik Papa ve Katolik Kilisesi aleyhtarligi Bizanslilar in Yahudiler den daha beter dogru dinden ayrildiklarini gostermekteydi Boylece materyal ve moral bakimindan ordularini pekistiren Haclilar ve Venedikliler 11 Nisan da tekrar bir hucuma basladilar Bu sefer Venedik gemileri ikiser ikiser birbirlerine baglanarak daha fazla agirlikla Halic surlarina cikmayi denediler Cikan kuvvetli kuzey ruzgari da buna yardimci oldu Cok gecmeden iki kule Venedikliler in ve Haclilar in eline gecti Sehrin bir kapisi da kirilinca Hacli askerleri sehre girip sehrin kuzeyindeki sokaklara yayilmaya ve ahaliyi evlerinde oldurmeye basladilar Bir grup Hacli o aksam sehrin kuzeyinde buyuk bir yangin cikardi Bu yangin Haclilar in sehirde cikardigi ucuncu buyuk yangin oluyordu Bu seferin tarihini yazan Villeharoudin e gore bu yanginlarda Yanan ev sayisi Fransa Kralligi nin en buyuk uc sehrinde bulunan tum evlerin sayisindan da daha fazlaydi Imparatorun muhafizlari cok kahramanca bir sokak savunmasi yapti Sehrin kuzeybatisini zapt eden Haclilar o aksam icin ateskes ilan ettiler Ama yangin devam etti Ayni aksam savunma umidini busbutun yitiren V Aleksios savunmayi disaridan idare etme bahanesiyle karisi Evodosiye ve cocuklariyla beraber sehirden kacmayi basardi Ertesi gun sehirdeki tum Bizans direnisi sona erdi Fakat Istanbul sehri icin esas trajedi ve fecaat o gun basladi Venedikliler ve Haclilar o zaman savas hukukuna gore uc gun sehri talan etme haklarini kullandilar Sehrin altini ustune getirerek tum anit bina vb her seyi yagmaladilar Halka da bircok eziyetlerde bulundular Istanbul un Dorduncu Hacli Seferi ne katilan Venedikliler ve Bati Avrupali Haclilar tarafindan talan edilmesi Bati Avrupali bir tarih otoritesi tarafindan soyle tasvir edilmistir Latin kokenli askerler Avrupa nin en buyuk sehrini tarif edilemeyecek bir talana giristiler Uc gunluk talan esnasinda yaptiklari katliam tecavuz ve yagmayla sehri o kadar buyuk olcekli talana ugrattilar ki Roma yi ve diger Bati Roma topraklarini yagmalayan Vandallar ve Gotlar orada olsalardi mutlaka gozlerine inanamayacaklardi Istanbul antik donemden kalma ve Bizans in yaptigi eserlerle bir acik hava muzesi haline gelmisti Haclilar sehirde bulduklari bu servetin karsisinda afalladilar Zaten yari Bizansli olan Venedikliler ele gecirdikleri servetin cogunu saklamayi basardilar Ama Haclilar Fransizlar Flamanlar Almanlar vb ele gecirdikleri her seyi ayrim yapmadan imha ettiler Bu serveti imhaya ancak istahlarini sarapla dindirmek Ortodoks rahibelere tecavuz etmek Ortodoks papaz ve kesisleri oldurmek icin zaman zaman ara verdiler Katolik Haclilar Ortodoks Bizanslilar a olan nefretlerini gosteren en olaganustu tutumlarini zamanin en onemli ve en harika kilisesi olan Ayasofya nin kutsalligini kirletmekle gosterdiler Katedralde bulunan tum gumusten ikonlar ve tablolarla beraber katedraldeki tum kutsal kitaplari katedralin icinde yakip imha ettiler Ayasofya nin gumus vaftiz ve ayin kaplarini sarap kadehi olarak kullanirken katedraldeki patrik tahtina bir hayat kadini gecirerek ona sarki soylettiler ve sarkilari bir konser varmis gibi dinlediler Haclilar 200 yil once Ortodoks Kilisesi nin Katolik Kilisesi nden ayrilmasinin ocunu aldiklari gibi hicbir vicdan azabi ve pismanlik duymadan halki katlettiler Bizanslilar sehri Haclilar degil de Selcuklu Turkleri ele gecirseydi Haclilar kadar gaddar olamayacaklarina kendilerini inandirdilar Bunlarin yaninda zaten cokmekte olan Bizans in baskenti Haclilar tarafindan zapt edilmesi Bizans in politik bakimdan daha beter cokmesine neden oldu Bu durum Turkler in ileride sehri fethetmesini kolaylastirdi Boylece Muslumanlar a yonelik duzenlenen bu sefer ileride Muslumanlar in kazanacagi buyuk bir zafere katki yapti Vryonis Byzantium and Europe p 152 Sehrin yagmalanmasi esnasinda antik caglardan kalma bircok Grek ve Roma eseri ya calindi ya da tahrip edildi Cok sayida yazma kitaba ev sahipligi yapan Istanbul Kutuphanesi tamamen tahrip edildi ve icindeki eserler kayboldu Guya Katolik Hristiyan olarak Katolik Kilisesi ileri gelenlerine ve Papa ya hicbir Hristiyan tapinagina zarar vermeyeceklerine aksi takdirde aforoz edilmek durumunda olacaklarina dahil yeminler veren Haclilar ayrim yapmadan sehirdeki tum tapinaklarin kutsalliklarini kirlettiler tahrip ettiler ve icindekileri calip cirptilar Bizansli tarihci Nikitas Honiatis e gore Ayasofya Kilisesi ni talan etmek icin kilisenin en kutsal koselerine kadar bir suru katir ve esek sokulmus calinan kutsal esyalar bu katir ve eseklerle Hacli ordugahlarina tasinmistir Bu sirada gayet sarhos olan Hacli askerler Ayasofya daki Ortodoks Patrigi nin ozel tahtina bir hayat kadinini oturtmuslar ve alay olsun diye onun dini vaizlerini dinlemislerdir Istanbul un talan ettikten sonra Haclilar ve Venediklier merkezi bir yerde toplandilar Talan edilen esyalarin degeri 300 000 gumus marka denk geldi Bunun 150 000 marki Venedikliler e borc odemesi olarak verildi 50 000 mark Hacli ordusuna birakildi Geri kalan 100 000 mark esit olarak Haclilar ve Venedikliler arasinda bolusturuldu Fakat otoriter yazarla Haclilar in 500 000 gumus marki buraya getirmediklerini ve muhafazakar bir tahminle talan edilenlerin degerinin 900 000 gumus marki gectigini bildirirler Haclilar in bu utandirici hareketlerini biraz olsun hafifletmek icin Batili tarihciler Roma da bulunan Papa III Innocentius in bundan utanc duydugunu ve Haclilar a cok guclu bir azarlama seklinde bir bildiri yayinladigini aciklarlar Ama daha once Papa nin gonderdigi aforoz tehditlerine ragmen hicbir Hacli komutani veya askeri Papa tarafindan ne aforoz edilmistir ne de acikca dinsel olarak telin edilmistir Yagmalanan esyalarin bir kismi zaman icinde kaybolurken bir kismi da Venedik Vatikan ve diger buyuk dini merkezler de koruma altina alindi Hipodrom daki heykeller azizlerin kemikleri Isa ya ait olduguna inanilan ve bugun Torino da olan kefen ile Venedik teki San Marko Meydani ndaki kilisede muhafaza edilen dort adet at heykeli de gidenler arasindaydi Sonuc olarak bu sefer amacindan saparak Kudus yerine Istanbul a yapildi Bunun sonucunda Bizans Imparatorlugu yikildi ve yerine Latin Imparatorlugu kuruldu Haclilar kusatma oncesinde hazirlayip imzaladiklari anlasmaya sadik kalarak Istanbul u Venedikliler ile bolustuler Istanbul da Romania adini verdikleri bir Latin Imparatorlugu kurdular Ama bircok Hacli nin bekledigi gibi Latin Imparatorlugu tahtina Bonifacio gecmedi Cunku Venedikliler Bonifacio nin Bizans la olan koklu baglarini ozellikle erkek kardesi Montferrat li Ranier in 1170 li ve 1180 li yillarda Bizans ta imparatoricelik yapmis olan Maria Komena ile yapmis oldugu evlilik buyuk bir dezavantaj olarak goruldu Nitekim Bonifacio nin yerine Flandra li Bouduin Konstantinopolis li Bouduin olarak tahta cikarildi Bonifacio Balkanlar da kendisine verilen buyuk bir bolgesel Selanik Kralligi ni kurdu ve bu krallik Latin Imparatorlugu nun bir kolu olarak kabul edildi Venedikliler ise Ege Denizi nde bir Adalar Dukaligi kurdular Istanbul dan kacan Bizans soylulari bazi Ardil Bizans Devletleri kurdular Bunlarin en onemlileri III Aleksios un yakin bir akrabasi olan Theodoros Laskaris tarafindan kurulan Iznik Imparatorlugu Trabzon Imparatorlugu ve Epir Despotlugu dur Bizans in parcalanisi ve Latin ImparatorluguIstanbul un 1204 te zapt edilmesinden sonra Dogu Roma olma prensiplerine uygun olarak Istanbul da Imperium Romaniae Latince adiyla Latin Imparatorlugu kuruldu Bu imparatorluk sozde Dogu Roma prensiplerine uygun olsa da halkin Ortodoks Kilisesi ne bagli oldugu yerde devlet Katolik Kilisesi ne bagliydi Hem Haclilar hem de sehir halki Latin imparatorunun I Bonifacio del Monferrato olacagi beklenmekteydi Fakat onun imparator olmasi Venedik tarafindan veto edildi Buna acik neden Bonifacio nin elimine edilen eski Bizans Imparatorlugu ile pek cok sahsi baglantisi olup kendisine imparatorluk mevkisi verilirse kendini eski imparatorlugun mesru hukumdari olarak ilan edebilecegiydi Fakat Venedikliler Bonifacio imparator olursa Venedik in yeni Latin Imparatorlugu uzerindeki etkisini kisitlayicigindan ve Venedik in eline gecirdigi cok genis ve yaygin arazilerin geri verilmesini isteyeceginden korkmaktaydilar Bu Venedik vetosundan dolayi Latin imparatoru olarak Flandrali I Baudouin imparator olarak secildi Bonifacio ise Selanik Kralligi adi verilen bir Latin kralligi kurdu Ayrica Girit te de epeyce buyuk bir arazi emrine verildi ama sonradan Bonifacio Girit i Venedikliler e satti Bu seferden en kazancli cikan Venedikliler oldu ve Akdeniz in onemli adalari gemilerinin nakliye ucreti karsiligi Venedikliler e verildi Dorduncu Hacli Seferi sonuclarinin degerlendirilmesiKonstantinopolis te kurulan Latin Imparatorlugu fazla yasamadi 1204 1261 1261 yilinda Bulgarlarin ve Iznik e kacan Bizanslilar in hucumlari sonucu yikildi Iznik Imparatoru VIII Mihail tekrar Istanbul a gelerek Bizans Imparatoru oldu Dorduncu Hacli Seferi nin degerlendirilmesinde en son sozleri 20 yuzyilda Venedik ve Bizans tarihlerini yazmis olan modern Ingiliz tarihcisi John Julius Norwich in Bizans tarihi ilgili kitabinda verilen su degerlendirme ile bitirmek uygun gorunmektedir Dunya olaylarinin cok genis iceriginde Dorduncu Hacli Seferi buyuk bir felaket olarak gorunmektedir Bu demek degildir ki bu sefer genel Hacli Seferleri kavraminin bir kotu un kazanmasina neden olmustur Bir onceki yuzyilda birbirini takip eden seferler zaten Hristiyanlik tarihindeki en kara sayfalar olusturmustu Fakat Dorduncu Hacli Seferi eger Hacli seferi demek kabilse daha onceki Hacli seferlerine kiyasla imansizlik ve ikiyuzluluk ve vahsilik ve acgozluluk bakimindan onceki seferlerden kat kat ustunde olmustur Istanbul un talan edilmesi 5 yuzyilda Roma nin barbar kavimler tarafindan yagmalanmasindan 7 yuzyilda Iskenderiye kutuphanesinin ve kitaplarinin yakilmasindan butun dunya icin daha cok felaketli olan bir kayip ortaya cikarmistir Hac sancagi altinda savasan bu adamlara nakliyat saglayan ve kendilerine ilham ve moral veren ve onlari cesaretlendiren ve onlarin basini ceken en sonunda Enrico Dandolo dur Bu kisi bunlari Venedik Cumhuriyeti adina yapmistir ve bu trajediden en muhim karli parsayi toplayan Venedik olmustur Bu nedenle butun dunya icin bu buyuk kargasalik felaket ve yikimi ortaya cikarmanin mesulleri Venedik ve onun kor ihtiyar dukudur Ayrica bakinizHacli SeferleriKaynakcaOzel a b c d e f g h i j Villahardouin Goeoffroi cev Ali Berktay 2001 Konstantinopolis te Haclilar Istanbul Iletisim Yayinlari ISBN 975 470 953 X Modern bir Avrupa kaynagina goreyse sadece 15 000 ev yanmistir J Phillips The Fourth Crusade and the Sack of Constantinople say 209 History of the Church Vol II 23 Aralik 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Papa III Innocentius amp the Latin East p372 Philip Hughes Sheed amp Ward 1948 The Sack of Constantinople 30 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nikitas Honiatis 1204 Norwich John Julius 1996 Byzantium The Decline and Fall New York Alfred A Knopf ss 81 82 ISBN 0 679 41650 1 GenelNikitas Honiatis cev Isin Demirkent 2006 Historia 1195 1206 Istanbul un Haclilar Tarafindan Zapti ve Yagmalanmasi Istanbul Dunya Yayincilik ISBN 975 304 227 2 Geoffroy de Villehardouin Cev Ali Berktay 2001 Konstantinopolis te Haclilar Istanbul Iletisim Yayinlari ISBN 975 470 953 X Cev Ali Berktay 2008 Dorduncu Hacli Seferi Kronikleri Istanbul Turkiye Is Bankasi Yayinlari Hasan Ali Yucel Klasikler Dizisi ISBN 978 9944 88 500 3 Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi III Cilt Akka Kralligi ve Hacli Seferleri Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 Demirkent Isin 1997 Hacli Seferleri Istanbul Dunya Yayincilik ISBN 975 7632 54 6 Norwich John Julius 1995 Byzantium The Decline and Fall Londra Penguin ISBN 0 14 011449 1 Ingilizce Bol 10 11 Nicolle David 2011 The Fourth Crusade 1202 04 Betrayal of Byzantium Campaign 237 Oxford Osprey ISBN 1 84908 319 3 Ingilizce Internet Orta Cag Kaynak Kitabi Dorduncu Hacli seferi10 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Erisme 21 7 2010